Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 20 HAZİRAN1993 PAZAR
10 PAZAR KONUKLARI
Güneş, adamıöylebirçarpar MSUNUŞ: Yazsıcaklarıbastırdı. Sıcaklarlabirlikte
canlıların, özellikle de insanlann vücut ritimlerinde
değişiklikler olmaya başladı. Hava sıcakhğı yükseldikçe bol
kaloriliyiyecekleryerine içimiz daha çok sıvı besinler,
içecekler, meyveler istiyor. Daha az aktiviteye karşıhk
kendimizi dahayorgun hissediyoruz. Güneş altında biraz rahatsızhklarıgeçirmiş hastalar var. Onlar sıcaklarda ne
sporyaparsakkan adeta beynimize sıçrıyor\ Alkollü yapmalı, nasıldavranmalı, nasılbeslenmeli?Aklımıza
içecekler aldığımız zaman bunlardan, serin havalarda takılanbu sonıları, metabolizma ve endokrinoloji uzmanı
içîiğimiz kadar keyifalmıyoruz. Bütün bu söylediklerimiz, Prof. Üstün Korugan ve kardiyoloji uzmanı Dr. Oryal
sağlıkh, normalbir insan içingeçerli. Bir de koronerkalp Gökdemir 'e sorduk.
Söyleşi Leyla Tavşanoğlu Konuklar Ustün Korugan Endokrinoloji uzmanı Oryal Gökdemir Kardiyoloji uzmanı
Prof. Dr. Üstün Korugan
1940 Ağrı doğumlu. Babasının subay olması nedeniyle Anadolu'nun birçok yerinde bulundu. Ortaöğrenimini Çanakkale'de
tamamladı. Çanakkale'de yerleşmiş bir FransızöğretmendenFransızcaderslerialdı. İÜ Tıp Fakültesi'nibitirdi. Ancak tıpeği-
timine, tiyatro yapmak istediği için iki-üç yülığma ara verdi. Sonunda yine de doktorluk mesleğiniseçti. Vniversitede akademik
kariyer yaptı. 1982'deprofesör oldu. 1983'te 1402 sayılı yasaya mûhcdefetten üniversite öğretim üyeliğine son verildi. 1990
yılında Danıştay karanyla üniversiteye döndü. İç hastalıklarmın yanı sıra endokrinoloji, hormon hastalıkları uzmanı.
ıcak hava insan sağhğvu nasd etkiler?
KORUGAN - tnsanın değtşik biyolojik ritmi
vardır. Birincisi kardiyal ntimdır. Bütün gün için-
de değişir. Sabah kalktığmda hormonal, metabo-
lik aküvitesı başkadır, akşam başkadır. Buna 'sir-
kadiyen ritim" dıyoruz. Ultradiyal ritim vardır ki
bu her an değişir. Bir de ınfradiyal ritim vardır. Bu
da mevsimlerle değişir. Yani kışa ve yaza girerken
hormonal ve metabolik davranışlar dalgalanma-
lar gösterir. Bu dalgalanmalarla insan vücudu ida-
re edilir. Bu ritmin çok abarülmışı hayvanlarda
kış uykusu biçiminde görülür. Işık, sıcaklık, nem,
hep bu ritmi etkiler. Insanlar soğuk bir mevsımden sıcak bir mevsi-
me girerken hep bu nedenle zorlanırlar, bir adaptasyon değişimi
geçirirler. Ve burada ısı değişimi kesinlikle insanı etkiler.
Şöyte bir örnek verebiliriz: Ban insanlar kışın çok obur, çok iş-
tahlı, ılkbaharla birlikte de güneş ışığının etkisi artınca iştahlannı
daha kolay dengelerler: daha canh, daha keyıfli, daha az depresif
olurlar. Oysa kış aylannda daha fazla depresiftirler. Buna 'kış dep-
resyonu* deniliyor. Bu, bazı insanlan daha fazla, bazılannı daha
az etkılıyor, bir kısmını
da hatta hiç etkılemiyor.
Mevsim değişimi, örne-
ğin iştah üzerinde böyle
^ıreâci yapabüiyor.
- Sıcaklardan korun-
mak için ne yapmah?
KORUGAN - tnsan
vücudu, havalann ıa-
nmasıyla birlikte birden-
bire su ve tuz kaybetme-
ye başlar. Bu su ve tuz
kaybmın hemen denge-
lenmesi lazım. Hemen
dengelemesi için de vû-
cudundaki tuzu ve suyu
koruyan hormon sis-
temlerinı çalıştınyor.
Tuzu korurken bu kez
ister istemez biraz potas-
yum kaybedıyor. Bu po-
tasyum kaybı hemen
yorgunluğa yol açıyor.
Bu nedenle de insanlar
bu mevsimde yorgun-
hıktan, halsizükten şika-
yet ederler.
Peki, potasyum
kaybuu telafi için ne
yapdmah?
KORUGAN - İçinde
potasyumu bol olan yi-
yecekler yemekte yarar
var. Örneğin kayısı, pa-
tates...
- Tuz almah muhrlar?
KORUGAN - Hayır,
çünkü zaten vücut tuzu
tutmaya çalışıyor. Belki
tansiyonu düşmeye
yatkın ya da düşük olan-
lar bu olaydan çok daha
fazla etkilenırler. Bu ne-
denk onlar yiyeceklerini
bvraz daha fazla tuzluyi-
yebilirler.
- Yaz sıcaklannda tuz-
lu ayran içmenin yararh
oiduğu haik arasında
yayguuttr. Bu doğru mu?
KORUGAN - Bu,
yüksek tansiyonlular
için tehlıkeli. Yüksek
tansiyonlular sıcakta
fazla dolaşmamabdırlar.
Tansıyonlan büsbütün
yükselir. Çünkü zaten
vücutta tuzu tutmaya
çalışan mekanizma aynı
zamanda tansiyonu da yükseltmektedir. Ama tansiyonu düşmeye
yatkm olanlann tuz ve potasyum almalannda yarar vardır. Bun-
îar için dolayısıyla tuzlu ayran da yararbdır.
- Yaz sıcaklannda beslenme konusunda nelere £kkat etmeti?
KORUGAN - İnsan vücudu zaten bu konuda kendi kendine bir
şeyler söyler. Sıcakta insan çok kalori üreten yiyeceklerden uzak-
laşır. Yani ağır karbonhidratlı, yağlı yiyecekler istemez.
Bir kere, sıcakta alkol alınmamaiı. Oğle sıcağında buz gibi bir
bira icmek aslmda doğru bir şey değil. Alkol vücuttaki laktik asit
birikimini, elektrolit kaybını hızlandırabilir; aşın bir yorgunluk
yaratabilir. Alkol, gramında yedi kalori bulunan bir maddedir ve
yüksek kalori gerektirir. O yüksek kalori üretiminin sonucunda da
tuz ve su kaybına neden olabilir.
Ashnda bence Osmanlı'nın 'vakt-i kerahat' sözü çok güzeldir.
Çünkü güneş batacak, hava serinleyecek, yumuşayacak, ondan
sonra içki içilecek.
- Ama Güneydoğu Anadobt'dayaz sıcağında haik aah, yağh lah-
macunlan, yağh kâfteleri yediği gibigûneşin ahmda rakı da içiyor.
Bu nasd oluyor?
KORUGAN - Herhalde o yörenin insanının iştahı iyi değil.
Sıcak iştahı keser. Demek kd o yöre insanı iştahı açılsın diye çok
aah yiyeceklere yöneliyor. Çünkü aa iştah acar. Ama o sıcakta
rakı içmenin bir alemi yok. Demek Osmanlı oralan pek etkileye-
memiş ki "vakt-i kerahat'i bilmiyorlar. Ben yıllar önce Saroz'da
bazı insanlar görmüştüm. Allahm güneşi plajda tepelerindeyken
hem bowlıng oynuyorlar hem de viski iciyorlardı. Bu öldürücü
etki yapabıhr; su kaybını, laktik asit birikimini, enerji ka\bını
arttınr ve çok güzel öldürücü bir etki yapar. İnsanlar bu nedenle
yazın az yağb, düşük karbonhidratlı, hafif yiyecekler seçmeliler.
Sıcaktasoğuk
biraiçmeyin
W Güneşlenmeninartıkzararlan
var. Çok garip güneş alerjileri
gördüm, adeta yanıklar vardı.
Vitamin, mineral tuzlan almalılar. Daha çok, bol meyve yiyebilir-
ler. Kaybettikleri suyu yerine koyrnak için bol sulu yiyeceklere yö-
nelebilirler. Ama asla yüksek enerjili, karbonhidratlı yiyecekler ye-
memelidirler.
- Sıcak havalar insanlann cinselfaatiyetlerini nasıletkiler?
KORUGAN - Ömer Seyfettin'in güzel bir öyküsü vardır. Onu
anlatayım. Ömer Seyfettin'in Camsap adb yaşlı bir dostu vardır.
Bir garden partide kendisine uzaktan bakan bir çift yeşil gözün sih-
rine kapılır. Olay sıcak bir ortamda gehşirken Ömer Seyfettin yaşlı
dostunu kaptığı gibi Kjrecbumu'na götürür. Kireçburnu'na daha
bahar gelmemiş. Yaşb dostun dizleri üşüyor. Bunun üzerine Ömer
Seyfettin onun dizlerine battaniye örtüyor. Yaşb dostu ütremekten
ve azan romatızmalannın ağnsından yeşil gözlenn sihrini unutu-
yor. Gerçekten baharın, doğadaki uyanış gibi insanı etkilediğı söy-
lenebilir. Her ne kadar insanın cinsel yaşamı kedilerin ve köpekle-
rinki gibi uzun sikluslara bağlı değilse de baharda bir aktıvasyon
canlanması oluyor. Bunun ben bizzat hormonlar üzerinden oldu-
ğunu düşünmüyorum. Bu, insan beynindeki nörotransmital denı-
len iletimı sağlayan maddelerde meydana gelen değışiklikle oluyor.
ömeğin kışın daha az güneş varken insan beynindeki 'melatonin'
adı verilen madde yük-
sektir ve "melatonın' in-
sanda depresyon ya-
ratır. Ve bugün melato-
nini yüksek insanlan te-
davide güneş ışığı kul-
lanıyorlar. Güneş ışığı
tedavisiyle bu insan-
lann birdenbire can-
landıklan, depresyo-
nun ortadan kalktığı
görülüyor. Bahar da
öncelikle bütün insan-
larda bu etkiyi yapıyor.
- Yani bu görüşten
yola çıkarak intihar va-
kalan ve alkoa'zmin Ku-
zey ûlkelerinde çok
yaygın obnasvun yanı
sıra cinselyasaımn da iyi
obruuhğı söylenebitir
nül
KORUGAN. Kuzey
ûlkelerinde insanlar
hep kendilerini cinselli-
ğe zorluyorlar gibi gel-
miştir bana. Bir Akde-
niz ülkesınde cinsellik
kendi doğalUğı ve
akıcılığı içındedir. Ge-
çen yıl Georges Mous-
takı'nin şarkısındaki
bir cümle aküma
takıldı. Cümle şöyleydr
"Güneş altında, çıplak,
yasak bir meyve gjbı
duran kadın."Bakıştakı
güzelliğe bakın. Bunu
hiçbir Kuzeyli duya-
maz. Akdeniz bölgesin-
de her şey kendi doğal
akıcılığı içindedir. Seks
araçlanm, gnıp seksi ya
da insanlan sekse sü-
rüklemeyı hiçbır Akde-
niz ülkesi icat etmemiş-
tir.Oysa Kuzeyli uyan-
lamadığı için durma-
dan uyarıa şeyler ıcat
ediyor.ABD'de bir çab-
şma yapmışlar ve şöyle
bir sonuç almışlar:
ABD'nin güneşi daha
az gören bölgelerinde
depresif ve şişman insan
sayısı, güneşi daha çok
gören yörelerindekilere
kıyasla çok daha faz-
laymış. Bu araştı-
rmanın sonuçlan Saentifıc American dergisinin 1990 ya da 1991
sayılanndan birindeçıktı. Kış depresyonuyla ilgilı olarak Kaptan
Scott, kutba yaklaşırken defterine şöyle bir not düşmüş: "Güneş
kayboldukça, kış bastırdıkça, kutba yaklaştıkça adamlanm daha
depresif, daha obur ve daha kavgacı oldular."
- Güneşknme eskiden yararh diye biUnirdi. ŞimtH, ozon deh'ğinin
ortaya çıkanlmasıyla hala öyle nû?
KORUGAN- Güneşlenmenin artık zararlan var. Bu yıl insanlar-
da çok garip güneş alerjileri gördüm. Derilerinin üzerinde adeta
yaniklar tespit ettim. Birçok hastam bundan yakınıyordu. Bir de
güneş altında yatmak vücuda çok fazla su kaybettiriyor. Bence in-
sanlar güneşte yatmaktan çok mayolannı giyip güneş altında gez-
meliler.
- Sıcak havalarda nastlgiyûvneB?
KORUGAN- Çölde yaşayan Araplar yüzlerine bez sarar. Bunu,
kum fırtınasından korunmaic, bir de yüzünü sıcak havayla temas-
tan korumak için yapar. Bu şekilde adeta kendini termos gibi tutu-
yor. Bu bez ince bir yünden. Termos etkisini sağlayan da bu ince
yün. tnce bir yünden tene giyilecek bir fanilanın her şeyden daha
serin tuttuğu söylenir. Yün kışın sıcak, yazın serin tutan bir nesne-
dir. Bir konfeksiyoncu dostumdan yazlık, çok ince yünlü bir kos-
tüm ahmştım onun tavsiyesiyle. Bana, "Bütün diğer giysilerinden
çok daha serin tutacak. Giy, görürsün" demişti. Gerçekten de gi-
yince diğer giysilerimden daha serin tuttuğunu fark ettim. İnsanlar
fazla terletecek ya da aşın ısı kaybına neden olacak şekilde giyinme-
mebdirler. Tene ince, hafif bir fanila giyibnesini öğütleyebib'rim.
Bunun t
ımacı teri çckmcsi için. Bu giyilmeyince daha fazla ısı kay-
bedcbıbvor.Bir de >aşb ve çocuklar var. Yaşlılar ne olursa olsun
üşürler. Ama üşüseler bile kabn giyecekler giymesınler. •
Dr. Oryal Gökdemir
7940 yılında Fethiye'de doğdu. İlk ve ortaöğrenimini İstanbul'da tamamladı. 1964 yılında İstanbul Tıp Fakültesi'nden mezun
oldu. Bitlisyöresinde 3 yıl zorunlu hizmet için bulundu. Ege Üniversitesi'nde iç hastalıkları, Hacettepe Vniyersitesi'nde kardi-
yoloji ihtisasıyaptı. Koroner anjiografikonusunda Amerîka Birleşik Devletleri'nde eğitim gördü. Bir süre İstanbul Göğüs Cer-
rahi Merkezi 'nde çalıstı. 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra görevinden uzaklaştırüdı. Halen Erenköy 'deki muayenehane-
sinde ve İstanbul Amerikan Bristol Hastanesi'nde çalışıyor.
az sıcakları kalp hastalanıu nasıl etkitiyor?
GÖKDEMİR - Sıcak özellikle, kan dolaşım
hızını ve miktannı arttırarak dolayısıyla. kalbin
işını, yükünü arttırarak etkili oluyor. Yani kalp
hastalığj olsun ya da olmasın bir noktadan sonra
olumsuz yönde bir etken. Bu yüzden*özelhkle
koroner kalp hastalan. yüksek tansiyonlular,
aşın sıcaklarda dış ortamda daha dikkatlı ol-
malıdır. Bedensel ctkinliklerini olabıldiğınce aza
indirmelidir. Aynca terleme de basit bir su kaybı
değildir. Suyun yanı sıra elektrolit dediğirruz sodyum, potas-
yum gjbi maddelerin kaybına da yol açar. Bu hastalar zaten za-
man zaman bu maddeleri de altıran ıdrar söktürücüler kullanı-
yor olabilir. Bu açıdan belki takviye edilmeleri gerekebilir. Ya
da ilaçlann azaltılması.hekımkontrolünde yeniden düzenlen-
mesi gerekebibr. Bunlar tabiı ki hekimıyle yapacağı işbırhğı so-
nucunda venlecek kciddi kararlardır.
- Alkol almalan
doğru mu?
GÖKDEMİR - Biz
kalp hastalannda al-
kolü sigara gıbı kesin
yasaklamıyomz. Dü-
şük miktarda alkolün
yaran bile var. Yaz
mevsiminde, akşam
serinliğinde bir tek iç-
kinın zaran olmasa
gerekir. Burada ölçü,
1 şişe bıra, bir bardak
şarap veya l tek rakı,
vıskı. votka türii yük-
sek dereceb alkoldür.
Daha fazlası, sıcağın
da yaptığı gibi, da-
marîan genışleterek
dolaşım hacmıni gö-
receb' olarak arttıran
ve o nedenle kalbin
yükünü fazlalaştıran
bir etken oiduğu için
uygtın bulunmuyor.
Daha fazla içilirse ne
olur derseniz, mutla-
ka yaşamsal bir risk
getirmeyebilir. ama
yanbştır işte.
- Böyle bir hasta
sıcak havalarda nasıl
beslenmeli?
GÖKDEMİR
Beslenmenin kurallan
bu hastalarda tek
başına sıcakla ilgili
değil. Zaten hasta
olup olmamak da
önemli bir ayncalık
getirmiyor. Orneğin
bizim evimize hiç
kırmızı et girmiyor.
Hiçbir şekilde zeytin-
yağj dışında yağ kul-
lanrmyoruz. Bu kural
10-12 yaş grubundan
sonra hep aynı.
Bunu şunun için
belirtiyorum. Özellik-
le hastalann mazereti
şudur: Doktor bey
evimizde çocuklar var. Onlar için de bu yiyecekleri almayacak
mıyız? Evet öyle. Protein olarak beyaz tavuk eti ve balığı tercih
ediyoruz. Bunun dışında sebze ve salata ağırhklı bir beslenme
rejimi olmah. Her şey kilo almayacak, kalorisi yüksek olmaya-
cak şekilde ayarlanmab.
Burada bir noktaya dikkat çekmek istiyorum. Son zamanlar-
da zayıflama merkezlen çok yaygınlaştı. Gerçekten bu işi bir
kısmı çok fıyakah şekilde sunuyor.
Ama diyet listesine baktığınız zaman yumurta, ızgara köfte,
biftek bulunduğunu görüyorsunuz. Diyetin amacı bilinçsiz bir
estetik açıdan olmamalı. Kolesterol, damar sertliği, koroner
kalp hastalığı gibi kavramlan yok sayamazsınız.
Derdimiz sadece zayıflamak değil, aynı zamanda kolesterol
açısından dikkatli beslenmektir. Tabii bunlan yaparken has-
tayı, olaya sıcak bakması için psikolojik açıdan hazırlamalı-
sınız. Yoksa ona bir sürü yasaklar listesi verdiğiniz zaman dın-
lemez. Bu, bir eğitimden sonra geçerli olabilir.
Cinsellik gözde büyütülüyor
Aksi halde birilerinin şunu yeme bunu ye. şöyle yazıldı böyle
çizildi demesinin yaran olmaz. Aynca unutmayınız ki parla-
mentosunun tavanında ciğköfte lekeleri duran bir ülkede yaşı-
yoruz.
- Bu hasiaların sıcaklarda cinsetlikleri nasıl etkilenir?
GÖKDEMİR - Cinsellik biraz gözde büyütülüyor. Ashnda
kalp açısından bir cinsel ilişkinin getirdiği arü yük, günlük ya-
şamla örneklenecek olursa, bir iki kat merdivan çıkmakla eşde-
ğerdedir. Zaten evliliklerde belb' bir süre sonra aşın heyecan kal-
mayacağı için bu ciddi bir sorun ohnasa gerekir.
- Ama diyetim ki bu adanun bir de sevgiUsi var...
GÖKDEMİR - O zaman ış biraz değışiyor. Gizlib'k ve yasak
aşk ilişkileri elbette heyecanı arttıran bir etken.
Ama en olmadık koşullarda. en oimadık riskleri deneme gibi
bir serüvenciliğı yoksa bunu pek dert etmesine gerek yok. Kaldı
ki bir süre sonra bu ılışkıde de heyecan unsuru azalacakür.
Çalışma koşulu değil, stres önemli
- Ağır koşullar ahmda, çok stresb' çahşan bir kalp hastasuu ele
alaüm. Bu çahsma koşuUannda sıcaklar onu nasıl etkiler?
GÖKDEMİR - Siz kımden yanasınız Leyla Hanım? Şaka bir
yana, ağır koşullar, tabii çok tanıma açık. Yapılan bir hesaba
göre günde sekiz saat masa başı çalışan bir kafa emekçısi günde
sekiz saat kazma salla-
yan bir kol emekçisin-
den daha fazla enerji
harcar. Bunun yanı
sıra yönetici konu-
mundakı bir kişiyi ku-
tuplara da götürseniz
zaten işi çok ağır. Sıcak
olsun olmasın ne fark
eder... Yaşadığı stres
önemli. Bırakınız iş so-
rumlulugunu, sadece
trafık bile bugün çok
önemli bir etken sayıb-
yor.
- By pass ameEyatı
geçirmiş bir hastayt
sıcak hava nasıl etkiler?
GÖKDEMİR - By
pass endikasyonlan
bugün çok iyi bilini-
yor. Yani hangi hasta-
ya by pass yaparsanız
hastanın yaşam süresi-
nı uzatırsınız, hangi-
sinde bir şey değişmez.
bu artık çok iyi bilini-
yor.
Dolayısıyla, doğru
karar verürniş bir kim-
se iyi bir yerde iyi bir
elde by pass olmuşsa,
olmayana göre avantaj
sağlamış demektir.
Ama her şeye karşın
bu hasta apandisiti, ül-
seri. safra kesesi
alınmış bir hasta gibi
değildiı. Bu, farklı bir
ameliyat. Sizden bir
şey çıkanlmıyor.
Size bır şey takıh-
yor. Takılamn iyi ca-
Uşması söz konusu.
Yani masadan sağ-
salim kalkmak yetmi-
yor. Yani, 'by pass'lı
dahi olsanız siz hala bir
koroner hastasısınız.
Dolayısıyla her sağlık
önlemi sizin için de söz
konusu. Ve sıcağın ris-
Yazakşambir
tekatabilirsiniz
Kontrol her zaman gerekli, ama
bunun sıcakla ilgisi yok. Sağlamın
diye her şeyi yapamazsınız.
ki herkese neyse size de o.
- Böyle bir kalp hastasırnn yaz aylannda ve özellikle de yaz sı-
caklannda normal zamanlara kıyasla daha sık doktor kontrobm-
den geçmesi ya da tahtiller yaptırması sizce yararh mukr? Bu tür
kontroUer gerekti mi?
Kontrol gerekli
GÖKDEMİR - Kontrol elbette her zaman gerekli, ama bunun
sıcakla ilgisi yok. Tahlil de öyle. Önemli olan belli bir yaşam bi-
çimine ayak uydurmak.
Yanlışlar yapılmaya devam edilecekse öğütler tutulmayacak-
sa, harcadığınız paraya ve zamanayazık. Diyelim ki kontrol so-
nuçlannız iyi çıkü. Ben sağlamım. dilediğimi yapanm diyemez-
siniz. İnsanlar sağlık konusunu sihirbazhk döneminden farkb
algılamayı öğrenmek zorunda.
Örneğin bır hasta gidip Amerika'da by pass ameliyatı oluyor.
Çıkarken "Neler yapayım, neler yapmayayım" diye doktonına
bir dizi sorular soruyor, ola ki doktorundan da "tenis oynayabi-
lirsin " yanıtını abyor. Tabii onlar, yabanalar için tenis oyna-
mak çocuk oyuncağı, yedı kuşaktır oynuyorlar. Basit bir spor.
Ama bizler öğle sıcağında, çekip viskiyi, girişiyoruz canhıraş bir
mücadeleye.
Tenis maçında yenilen gazoz ısmarlayacak. Daha da bir hırs
basıyor insanı. Önemi yok, doktor sağlamsın dedi ya. Akıl alır
gibi değil...•