Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 ŞUBAT1993 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI 7
Tekstil
laboratuvarı
• İSTANBLL(AA)-
İstanbul Tekstil ve
Konfeksıyon İhracaiçılan
Birliğinin(İTKİB) Tekstil
Konfeksiyon Fizik Kimya
Geliştırme Laboratuvan 15
Şubat 1993 tarihinde
açılacak. İTKİBdenyapılan
açıklamaya göre İstanbul
Teknik Üniversitesi
bünyesinde faaliyet
gösterecek olan
laboratuvarda,
ihracatçılardan istenen her
türlü deneyler standartlara
uygun olarak yapılacak.
İTKİB üyelennin yüzde 50
daha ucuza yararlanacaklan
Iaboratu\ ar. 4 mihar liraya
mal oldu.
TOBBkonsey
toplanüsı
• ANKARA(UBA)-
Türkiye Odalar ve Borsalar
Birliği<TORB>Tıcaret
Borsalan Konsey toplanüsı
bugün Ankara"da >apılacak.
TOBB merkezınde yapılacak
toplantıya, Devlet Bakanı
Tansu Çiller ile Tanm
Bakanı Necmettın Cevhen
de katılacaklar. Tıcaret
Borsalan Konsey Başkanı
Nejat Ekrem Basmacının
açışkonuşmasıyla
başlayacak toplantıda,
tıcaret borsalannın sorunlan
elealınacak.
Moğultay'dan
güvence
• İSKENDERUN
(Cumhuriyet Güney İlleri
Bürosu) - Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Mehmet
Moğultay, iş güvencesi yasa
tasansının önümüzdeki hafta
yasallaşacağinı söyledi.
Moğultay I993yılııçerisinde
memur sendıkalannın
haklanna kavuşaçaklannı da
belırtti.ÖzÇelik-İş
Sendikası'nda İskenderun
DemırÇelik Fabrikalan
<İSDEMİR).içinde
yaptınlan '"Ontetik Erken
Tanı Merkezı" Çalışma ve
Sosyal Gü\enlik Bakanı
Mehmet Moğultaş
tarafından hizmete açıldı
Tûpk-İs'tentepki
• KARADENİZ EREĞLİ
(Cumhuriyet) - Türk-İş Genel
Başkanı Bayram Meral. "Bi7
çoğulcu demokrasiden
yanayız. l980öncesiınsanlar
birbirinedüşmanedildi. I2
Eylül geldi, işçi sınıfı bazı
insanlann iki dudağından
çıkan sözlerle yönetildi"
dedi. Erdemir'deçalışan 5
bın 125 işçiyi kapsayan 14.
dönem toplu iş sözleşmesinin
Karadeniz Ereğli Erdemir
sinemasında yapılan imza
töreninde konuşan Türk-İş
Genel Başkanı Bayram
Meral özetle. •"Ülkemizde
yıllık enflasyon yüzde 100'ün
üzerinde bize Aimanya'yı
örnek gösteriyorlar.
Aboneliğe hevesli olan tüketiciler, kullanıma geçmek için gerekli maliyete katlanamıyorlar
Doğalgazkapıdaniçerigiremedi
BÜLENT KIZANLIK
Doğalgaz geldi. binalara
bağlanmaya başlandı, ancak
sağlıkh bir "fınansman yolu bu-
lunamadığından" abonelerin
çoğunluğu tarafından kullanı-
lamıyor. Doğalgazla çalışan ci-
hazlar ve kazanlar için 8-10 tril-
yon liralık bir pazar bekleyen
fırmalar da İstanbul'daki 1
yıllık maceralan sonunda hayal
kınklığına uğradılar.
Tüketicilerin doğalgazı iste-
dikleri halde "dönüşüm mali-
yetıne katlanamamalan" nede-
niyle kullanmadıklan, abone ve
kullanıcı sayılanyla da açıkça
ortaya çıkıyor. îstanbul'da bu-
güne kadar 90 bin abonelik ser-
vis kutusu bağlanıp, kullanım
için gönüllü abone sayısı 60 bini
aşarken, kullanıcı sayısmın an-
cak 12 bine yaklaşabildiği belir-
tiliyor. Buna göre doğalgaz için
İGDAŞ'a başvuruda bulunan
abonelerden sadece dörtte biri
doğalgaz için tesisat ve cihazlan
sağlayarak ya da bunlar için ge-
rekli dönüşümü yaparak doğal-
gazb yaşama gecebildi.
İstanbul'da doğalgaz abone-
si olmanın bedeli İGDAŞ ta-
rafından 982 bin lira olarak be-
lırlenıp bunun için 3 aydan 2
yıla kadar vade secenekleri su-
nulurken, merkezi sistemde
ısınan bir apartmanda abone
olunan doğalgazı kullanabil-
mek içın daire başına 2 milyon
lıradan 10 milyon liraya kadar
bır yalınma katlanmak gerekı-
yor.
Kombi, 25 milyon lira
Konutlann tek başına doğal-
gaz kullanabilmeleri için ise fı-
yatı ortalama 25 milyon lira ci-
vannda olan "kombi" cihaz-
lanndan edinmek gerekiyor
Doğalgazın daire başma ferdi
kullanımında, kombi adı veri-
len bir cihaz evin ısıyla ilgili tüm
ihtiyaçlannı tek başına karşılı-
Doğalgaz kullanımında yaşanan sıkıntılar
TÜKETİCİ AÇISINDAN
• Doğalgazı tanımıyorlar. Yetkili. bağımsız,
tarafsız ve yaygın bilgjlendirme yapacak bir
kuruluş yok. Saücı fırmalann bilgilen-
dirmesine ise güvenilmiyor.
9 Fiyat,riskler.güvenlik konusunda
kamuoyunda olumsuz bir hava hakim.
Tüketici de bundan etkileniyor.
• "Gaz ileride kesilir mi, fiyatı yükselir mi ya
da şebeke yeterince güvenli mi?" türünden
endişeler giderilemedi.
• Doğalgaza gecişte kanunlar bilinmiyor.
daire sahipleri arasında ihtilaflar çıkıyor.
• Yapımcı fırmalardan alınan fazla sayıda
seçenek arasmdan. teknik bilgi eksikliği
nedeniyle sağlıkh bir secim yapılamıyor.
• Maliyetler yüksek bulunuyor. ödeme
secenekleri yeterli gelmiyor.
• Doğalgaz eğılimı yüksek gelır grubunun
oturduğu semtlerde servıs kutusu yetersiz.
UYGULAYIO AÇISINDAN ANA FIRMALAR AÇISINDAN
• Bilgi ve tecrübe eksikliği yaşanıyor.
•Standart ve uygulama kurallan belirsiz.
#Bına dızaynlan doğalgaza uygun değil.
Havalandırma, baca yeri ve ahazın
yerleşürileceği mekanlar yetersiz.
• Uygulayıcılar tükeücıye. gaz dağıtım
kuruluşlannm programlanna dayanarak gaz
verilme tarihleriyle ilgili taahhütlerde
bulunuyorlar. Programlara uyulmayınca da
müşterilerine karşı zor duruma düşüyorlar.
• Doğalgazla çalışan cihazlan üreten
fırmalar, bekledikleri pazan bulamayınca
yaptıklan yatınmın karşıbğını alamadılar.
'• Kombi, brülör gibi cihazlarda standartlar
ve uygulama kurallan olmadığından, ucuz
malıyetli üretimler ve ithalatlarla haksız
rekabet yaşanıyor.
• Doğalgaz sektöründen ithalat ağırhklı
fırmalar çekiliyor. Satüklan ürünlerin
gelecekteki servis ihtiyacı sorun yaratıyor.
ABONELİK ŞARTLARI
Komşıüar uzlaşmadan doğalgazageçilemiyor
Yeni Kat Mülkiyeti Kanunu'na göre, bir
apartmanda merkezi sistemin doğalgaza geçişi
için, daire sahiplerinin yüzde 51 inin nzası ile
alınmış apartman yönetim kurulu karan
bulunması gerekiyor.
Yine apartmanlarda bir dairenin ferdi olarak
doğalgaza geçişi, ancak diğer daire
sahiplerinin yüzde 51 'lik çoğunluğunun onayı
ile mümkün olabiliyor. 982 bin liralık abone
katılım bedeli peşin ödenebileceği gibi 3,6,12
ya da 24 aylık vadeler de yapılabiliyor.
Kullanılan dogalgazın metrekübü için ise
yüzde 6lık KDV dahil bin 634 liralık ücret
alınıyor.
istanbul
İGDAŞ
abone
peşinde
Bugüne kadar fstanbul'da 2 bin
kılometreborudöşenerek 61 bın
bina\ a servis kutusu montajı
yapıldığını, bunun da 500 bin
konuta hizmet verebilecek bir
kapasite olduğunu belirten
İGDAŞ Proje Müdürü Civan
Kalafat, "Önümüzdeki 2 ay
içinde servis hatlannın ve
doğalgaz verilen binalann sayısı
70 bine ulaşacaktır" dedi.
Kalafat 100 kadar fabrika ile de
sözleşme görüşmelerinın
sürdürüldüğünü belirtti.
Havagazı bulunan bölgelerde
boru hattı döşemc islemlerinin
devam ettiğıni söyleyen Civan
Kalafat. 1 mayısa kadar
havagazı abonelerinın yansına
doğalgaz verilebüecek hale
gelineceğini belirtti.
istanbul'daki metro projesi
iGDAŞ'ın calışmalannı aksattı.
İGDAŞ Proje müdürü metro
istasyon inşaatlan nedeniyle
Taksim ve Ergenekon bölgesinin
tamamı ile Esentepe'nin bir
bölümüne bir süre daha gaz
vermenin mümkün olmayacağinı
ifade etti. Verilen bilgiye göre. bu
ay içinde doğalgaz verilebüecek
bolgeler şunlar:
MilletCaddesi.Guraba.
Fevzipaşa. Samatya. Kara-
gümrük. Bebek, Etiler. Levent,
Kabataş, Beşiktaş.. Kurtuluş,
Feneryolu
Mart ayı programı:
Defterdar, Okmeydanı. Ortakö>.
Karaköy. Kağıthane, Ayazağa.
yor. Isınmak için kat kaloriferi
görevi gören kombi,
çalıştınldığı müddetçe şofben
gibi anında sıcak su sağlıyor.
MERKEZBANKASIKURLARI 6ŞUBAT1993
•J0ârwnarkaKronu • 1427.52
tftf
lABDDoları
1 Alman Markı
1 AvustralyaDotan
1 AvusturyaŞılıni
1 Belçika Frangı
1 Fın Markkası
iFransızFrangı
IHollandaFlorinı
11sveç Kronu
1 İsviçre Frangı
tOOltalyanLireti
1 Japon Yenı
IKanadaDoları
INorveç Kronu
1 Sterlin
IS.ArabistanRiyalı
rivb
9017.93
5448.90
6077.18
773.41
264.65
1577.11
1614.67
4850.43
1213.38
5915.34
591.82
72.46
7157.09
1291.50
13053.45
2404.65
ffttTİF
9036.00! 9008.91
5459.82
6089.36
774.96
5443.45
5966.02
772.64
265.18
143043.
1560.27
1617.91
4860.15
1215.81
5927.19
593.01
72.61
262.00
1413-29
1561.34
1613.06
4845.58
1201.25
5909.42
585.90
_Z1.38
7171.43! 7049.73
1294.09
13079.61
240947
1278.59
13040.40
236858
mrş
906311
547620
6107.63
777 28
265.98
1434 72
158501
1622.76
4874 73
121946
5944.97
594.79
72.83
7192.94
1297 97
1311885
2416.70
yayınları
ÜNIVERSITE HAZIRLIK VE LISE DERS
KİTABI YARDIMCILARI
* Birinci Aşama Sayısal.... 80.000.
* İkinci Aşama Sayısal .... 100.000.
* İkinci Aşama T. M 30.000
* Tüm Sosyal Bilimler 60.000
* Tüm Türkçe Edebiyat.... 50.000
* TOm Sözel 80.000
Tüm Geometri 60.000.
Tüm Kimya 60.000.
Tüm Fizik 80.000.
Tûm Matematik 80.000.
Tüm Biyoloji 60.000.
Arıtaş Fizik 80.000.
LİSE KREDILI SISTEM KITAPLARI
GEOMETRİ 2
LİSE
MATEMATİK 2
* Fen Bilimleri 1 20.000.
. Fen Bilimleri 2 45.000.
* Matematik 2 35.000.
* Matematik 4 45.000.
* Geometri 2 40.000.
* Fizik 1 60.000.
* Fizik 2 60.000.
. Fizik 3 40.000.
İLKOKUL KOLEJLERE ANADOLU
LİSELERİNE HAZIRLIK KİTAPLARI
•i + V
SINAVYOLÜ SINAVYOLÜ
* Sınav Yolu 1 30.000.- * Sınav Yolu 4 60.000.
* Sınav Yolu 2 40.000.- * Sınav Yolu 5 70.000.
* Sınav Yolu 3 40.000.-
aritaş yayınları
Taşsavaklar Sk. No:10 Cağaloğlu - İSTANBUL
Tel: 522 22 23 - 520 18 92 - 520 75 35 Fax: 513 40 44
Bütün yurtta tüm kitapçılarda
Sanayi kesiminde de doğal- bul'da doğalgaz abonesi olan ni yerine getirerek kullanıma
gaza yönelme arzusunun ben- 80'den fazla sanayi kuruluşu ve geçmiş olmasının. "yüksek ma-
zer nedenlerle kullanıma dö- ticari işyerinden, sadece 10 ta- liyet" gerçeğini ortaya koyduğu
nüşmedigi vurgulanıyor. İstan- nesinin bunun teknik gerekleri- ifade ediliyor.
Yönetimde yapılan hatalarm cezasmı çekivorlar
IBMçaürdıyor
ANKARA PAZARI
YAKUPKEPENEK
Ekonomi Senisi - -IBM Yö-
netim Kurulu Başkanı John
Akers. şirket hısselerinin düş-
mesi yüzünden görevinden ay-
nldı. Kötjj durjimdâki bilgisa-_
yar devi. 4.9 milyar dolarlık za-
ran kurtaracak "yetenekli" bir
yönetici anyor. IBM. geçen
hafta, John Akers'ın genel mü-
dürlük görevinden aynldığını
duyurdu. Üç ayhk kar payı his-
selerinin de 1.21 dolardan 54
sente indiğini açıklayan şirket,
tarihinde ilk kez hissedarlanna
odedıği paylan düşürmüş oldu.
Yönetimdeki calkantı ve his-
selerdekı düşüş, sorunlann
ağırhğıyla birlikte hissedarlar-
jdan ge.ten bsskıyj S& artırdj.
Geçen temmuz ayında 100 do-
lann üzennde olan IBM hisse-
leri, şu anda 50 dolann altında
seyrediyor. IBM'in 1992 yılın-
da gerçekleştirdiğı 64 milyar
dolarlık satıştan. 4.9 milyar do-
lar zarar etmesi. ABD tarihinde
bir şirketin uğradığı en büyük
yıllık zarar oldu. Akers, görevinden oWu
Birikim Şaşkınlığı
Hükümetin geçen hafta açıkladığı yatırım teşvikleri,
ekonominin sermaye birikimi yönünden hiç de somut bir
düzlemde bulunmadığını gösteriyor. Bu olgu, kısa ve
uzun uzun dönemli, etkileriyle büyük önem taşıyor.
Teşvik önceliklerine göre srfır faiz ile besiciliğe 800,
orman köylülerine 200 milyar TL; yüzde 10 faizle organi-
ze sanayi bölgelerine 500, küçük ve orta işletmelere 475,
Karadeniz silah yapımcılarına 50, turizm yatırımiarına
900 ve kültür yatırımları için de 150 milyar TL ek olarak
gelişmede önceliklı yörelerdeki yatırımlara yüzde 10-15
faizle bir trilyon ve büyük projeler için de yüzde 30 faizle
iki trilyon TL teşvik verilecektir.
Toplamı altı trilyonu aşan bu kredilerin faiz süvansiyo-
nu günümüz verileriyle 4.5 trilyondan fazladır.
Geçen yıl (1992) öncelik verilen sektörler il verilere
göre demir çelik, ticaret, seramik, çimento ve cam sek-
törleriydi. Bu yılın teşvik önceliklerinde bu sektörlerden
hiçbiri yer almıyor. Kuşkusuz her yıl aynı sektörlere ön-
celik verılmesi gibi bir zorunluluktan söz edilemez. An-
cak, öncelik verilen sektörlerin bu ölçüde farklılaşması
sermaye birikiminde en azından belirsizlik yaratıyor.
Türkiye 1980e dek ne pahasına olursa olsun yerli üre-
tim, 1980 sonrasında da aynı anlayışla dışsatım çizgisin-
de bir ekonomi politikası izlemiştir.
Günümüzün koşularında bu iki çizgiden birini tek başı-
na izleme olanağı bulunmuyor.
Yapılması gereken, yerli üretim dışsatım politikaları-
nın seçmeli bir bilemişimini yakalamak ve bunu uzun
dönemli kalkınma sürecine bağlamaktır.
Hükümet, ekonominin belirli sektörlerine öncelik ve-
rirken, bunu, en azından üç-beş yıllık bır programın bir
parçası olarak uygulamalıdır. Uygulamanın sonunda,
üretimin ne kadar artacağı, kaç kişiye iş buiunacağı ve
ülkenin dış pazarlardaki payına katkı derecesi önceden
saptanmış olmalıdır
Önceliklı sektörler, ıç ve dış ekonomik koşullara,
ayrıntılı yapılabilirlik çalışmalarına göre saptanmalıdır.
İlgili girişimci ve emekçi kesimlerin katılımıyia saptana-
cak öncü sektörler, ekonominin tüm öbür sektörlerındeki
gelişmeleri yönlendirir, gelişmenin doğrultusunu belir-
ler. Gerçekte, ekonomi politikası kavramının temel ekse-
ni budur. Özel sermrayeye somut bir birikim doğrultusu ,
vermenin bir başka yolu da yoktur.
Hükümetin geçen yıl ve bu yıl öncelik verdiği sektörle-
rin bu ortak özellikleri taşımaması özel kesimde birikim
şaşkınlığına neden oluyor.
Birikim sürecınin belirsizliği özel sermayeyi üretim-
den biraz daha uzaklaştırıyor özel tasarrufları, dövize,
kısa dönemli karlara, lüks tüketime yöneltiyor; ya da
yurtdışına kaçmasını hızlandırıyor.
Oysa sermaye somut bir biçımde üretime yönlendiril
medikçe, ne düşüyor gibi görünen enflasyondan, ne de
varolan döviz boluğundan, beklenen sonuçlar alınabilir.
Tutarlı, uyumlu ve programlı bir üretim artışı sağlanma-
dıkça ekonominın düzlüğe çıkması beklenemez.
Kaldı ki teşvik konüsunun hıç de gozardı edilmemesi
gereken bir de demokratik boyutu vardır. Sıfır faizle sağ-
lanacak teşvik sübvansiyonları.sonuçtavergiödeyenle-
rincebinden çıkcaktır. Bu nedenle kamuoyunun bu teş-
vikler sonunda elde edilecek işbulma, üretim artışı ve
başka getirileri bilmesi; daha doğrusu bu konuda önce-
den bilgilendirilmesı gerekir.
Son olarak belirtefem ki.toyrada tartışriaa^teşvik polk
tikalarının genel ieksiküklerifirir. YukarKja- soztı e*le*-
sektörlere teşvik verılmesıne karşı çıkılrrtası söz konusu
değildir.
Ekonomik gelişme kıt olan sermaye kaynaklarını en
üretken bir biçimde kullanma anlamına gelir. Hükümete
düşen bu doğrultuda somut politikalar geliştirme ve özel
sermayeye yol göstermektir. Hızla değişen dünyada
Türkiye'nin sermaye birikimi şaşkınlığı ve öbür toş tartış-
malarla geçirecek zamanının olmaması gerekir.
DUNYA EKONOMISINE BAKIŞ
ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA
Davos'ta moraller bozuktu
D
avos"ta toplanan Dün-
ya Ekonomik Foru-
mu'nda temel tarüşma
konulan global ekono-
mik durgunluk, dünya
ticaretinin durumu ve
Rusya'nın geleceği idi.
îiali piyasalardaki istikrarsızlık ve Av-
rupa Para Sistemi'nin geleceği ise bir
yan konu olarak kaldı. ama çokça
tartışıldı. Davos'ta geleceğe yönelik
tartışmalara bir kötümserlik egemendi.
Ekonomik durgunlık 1993e
sapkahilecek
Yatınm bankası Henry Shroder
Wagg Yönetim Kurulu Başkanı Bisc-
hoff "Bir yıl önce 1992 yılında belli
başlı ekonomilerin toparlanmaya baş-
layacağmı bekliyorduk. Bu olmadı.
Avrupa'da temel sorun ekonomik dur-
gunluk ve mali piyasalarda istik-
rarsızlık. 1993 yıh çok zor bir yıl olacak
ve büyüme için itki Avrupa'dan değil
belki ABD ve Uzakdoğu'dan gelebile-
cek" diyerek durumun ne kadar ka-
ranlık olduğuna dikkati çekti.
Dünya ekonomisinde durum gerçek-
ten karanlık. Çünkü ne ABD ne de Ja-
ponya herhangi bir şekilde lokomotif
olacak durumda değil.
ABD ekonomisinde yaşanan topar-
lanmanın beklenenin aksine işsizliği
azaltmadığı görülüyor. Büyük bir
kamu ve özel borç yükü ABD ekono-
misinin boynunda hala ağır bir taş ola-
rak duruyor. ABD yönetiminin ekono-
mi politikalan ise hala berraklık ka-
zanmış değil. Belli olduğu kadan ile de
çok çelişkili sinyaller veriyor (Bakmız
geçen hafta bu köşe). ABD yönetimi-
nin ekonomik büyümeyi sürdürmek
için dünya ekonomisi ile bağlanru zayı-
flatmaya ve iç pazan korumaya hazı-
rlandığına dair ciddi işaretler var. Bu
ise, içeride büyüme her şeye rağmen de-
vam etse bile ABD'nin bir lokomatif
rolü oynamasını ciddi şekilde engelle-
yecek.
Nitekim şimdiki ABD yönetimini
etkileyen ekonomıstlerden MIT'te
Prof. LesterThrow'a göre"Clinton ye-
niden seçilmek için %4'lük bir büyüme
hızını sağlamak zorunda. ABD'yi dün-
ya ekonomisinden koparmadan bunu
yapamaz." Öyleyse ABD'nin dünya
ekonomisinde lokomotif olmasmı bek-
lememek gerekiyor.
Japonya'yagelince, Sana>i bakanlığı
(MITI) yardıma bakanı Hatakeoya-
ma'nın bu konudaki tepkisi "Üzgü-
nüm, ama Japonya şu sırada dünya
ekonomisinin büyümesi için gerekh
motor rolü maalesef üsüenemez" şek-
linde oldu.
Avrupa'da bir diğer ümit kapısı da
Bundesbank'ın faizîeri düşürmesi ve
büyümeyi teşvik edici para politikalan-
na yönelmesi. Ama Bundesbank'ın bu-
nun için beklediği düşük ücret ve enf-
lasyon oranlannın gerçekleşmesi zor
görülüyor. Buna, Şansölye Kohl'ün fa-
izlerin düşürülmesini isteyenleri birer
cahil olarak nitelemesi eklenince bu
kapının, Bundesbank Lombard oranı-
nda perşembe günkü 0.5 puanbk dü-
şüşten sonra da en azından Fransız, Al-
man ekseninin mali piyasalarla gireceği
muhtemel son bir kanb savaşa kadar
oluşmasındaki hızlanma. Burada özel-
likle endişe yaratan gelişmeler bır taraf-
tan ABD'nin dünyanın geri kalanına
gittikçe daha çok korumacılık uygula-
yacağı, diğeri de Uzakdoğu'da Japon-
ya merkezli, 1930'lan anımsatan. bir
co-prosperity zone (ortak refah bölge-
si) yani bir ekonomik bloğun oluşması.
Avrupa ve ABD'deki bu endişeyı bır
diğer soru güçlendirivor: Dünya eko-
nomisinde büyümenin ağırhk merkezi
Uzakdoğu'ya mı kayıyor? 1960'ta dün-
ya ekonomisinin toplam cıktısının
%4'ünü üreten Uzakdoğu ülkeleri bu-
gün paylannı %25'e çıkarrruş durum-
dalar. OECD tahminlerine göre de Ja-
ponya ve Uzakdoğu ekonoırulerinin
2000 yılına kadarki ortalama büyüme
hızı, aynı dönemde Avrupa, ABD ve
Latin Amerika'nın %3 civannda ol-
Ointon yeniden seçilmek için %4'lük büyüme hızını sağiamah.
(Fransa'daki mart seçimleri ve sonraki
pazarlık dönemı bu savaş için ideal za-
manı oluşturuyor) daha fazla aralan-
mayacağı düşünülüyor. Diğer taraftan
bankanın piyasalarda enflasyonist bir
talep fazlasından korkarak faizîeri hala
yüksek tutmaya çalışması anlamsız bu-
lunuyor. European gazetesinden Da-
vid Blake "Ne yani tüketici talebi biraz
daha düşse ekonomik durgunluk aza-
lacak mı" şeklindeki sorusu bankanın
politikasının anlamsızlıgını çok güzel
gösteriyor.
Kısacası Davos zirvesindeki havaya
göre 1993 yılında bir ekonomik topar-
lanma beklememek gerekiyor. Bu ise
belli başlı Avrupa ülkelerinde işsizliğin
en azından 1995 yılına kadar artmaya
devam etmesi demek.
Davos'ta tartışmalara hakim olan
bir diğer konu da ekonomik blokların
ması beklenen büyüme hızmın çok üs-
tünde, Japonya için %4 ve Uzakdoğu
için %6+ olarak gerçekleşecek.
Davos'ta bloklar arası muhtemel bir
ticaret savaşı. bazı bölgelerin. örneğin
Afrika'nın bu global ticaretın giderek
dışında kalması vb. de çokça tartışıldı.
Ama bu arada bloklaşmaya paralel
olarak gelişen askerileşme Almanya ve
Japonya'dan sonra fngiltere'nin deni-
zaşın sorumluluklannı bahane ederek
tam 180 derece bir dönüş ile ordusunu
5000 kişi arttırmaya karar vermesine
ise değinilmedı.
Davos'ta tartışmalaru katılanlara
göre durumu daha da vahim hale geıi-
ren gelişmenin dünyıının giderek bir
politik. ekonomik ve mali liderliktcn
yoksun kalışı>dı Hanvard'dan Prof.
Sachs'a göre "ABD aruk global lıdcr
rolü oynayurak serbcıl ucarclı /orla
empoze edemez, dünya pazarlannı
açık tutamazdı." Öyleyse. dünya lica-
retinın düzenlenmesi ve dünyanın son
10 yıldaki globalleşmesinin dışına düş-
müş Afrika ve bazı Latin Amerika ül-
kelennin yeniden entegre edilmesi
ABD. Avrupa ve Japonya'run arası-
ndaki ışbirliğine bağh kalıyordu. Diğer
bir değişle blokJaşma aruk birgerçpklik
olarak kabul edilıyor ve sorunlann bu
ven alınarak çözülmesi bekleniyordu.
Ne var ki bloklaşma karşılıkb reka-
bet ve liderlik savaşı demektir. Davos'-
ta bu bloklann sözcüsü olarak düşünü-
lebilecek bazı konuşmacılann katkı-
lanndan. her binninin, önümüzdeki on
yılda. liderlik savaşında öne geçmesin-
den korktuğu anlaşılıyordu.
Washington Strateji Enstitüsü'nden
Clyde Perowitze göre önümüzdeki 10
yılda Avrupa ve Japonya birer süper
güç olacaklardı. ABD ancak üçüncü
güç olacaktı. Japonya Sanayi Ba-
kanlığı'ndan (MITI) Hatakeyama ise
ABD'nin gelecek on yılda toparlana-
rak eskı gücünü yeniden kazanacağını,
Avrupa'nın güçleneccğini ve Çin'in bir
süper güç olmasa bile bu konuma yak-
laşacağını düşünüyordu. Japonya'nın
ise gücü az da olsa eerileyecekti.
SSCB tse Bip kabısti
Rusya'da Çernomirdin'in başbakan
olmasından sonra reform sürecinin ne
tarafa gideceği ciddi kuşkulara yol
açmıştı. Bu Davos'a da yansıdı. Top-
lantıya katılan Rus tartışmacılann tüm
çabalanna rağmen bir güven ortamı
oluşmadı.
Hakateyama'ya göre SSCB'de şok
tedbirleri uygulamak mümkün değildi.
Çünkü ekonomisi tam bir kaos halin-
deydı. Bu yüzden verilen yardımlar da
pek bir işe yaramayacaktı. Japonya za-
ten ekonomik yardımlannı kendi böl-
gesine yönlendirmeyi tercih ediyordu.
Guniness Mahon Holding Yönetim
Kurulu Başkanı David Potter'e göre
Rusya. ortada gerçekleşmeyi bekleyen
bir felaket olarak duruyordu. Bu yüz-
den Guıness Mahon Rusya pazanna
girmiyordu.
Davos zirvesi, dünya ekonomisinin
başında dolaşan İslami hareketlerin
yükselişini. 3. Dünya'da çöken devlet-
İcri. ıç savaşlan vb.'lerini bir an yok
saysak bile yine de önümüzdeki 10 yılın >
1950 sonrasının cn istıkrarsız. .:or ve
tehlıkclı dönemi olacağını gösttriyor-
du.