Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9 ARAUK1993 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
DUNYADAN
Ne asıyorlar,ne debesliyoriar!Cuntacı generallerin baskı
yönetimleri, siyasi
tutuklulan 'ortadan
kaybediveriyor'. #
Uluslararası Af Örgütü'nün
siyasal suçlulan
özgürlüklerine kavuşturmak
için giriştiği çabalann
giderek daha fazla olumlu
sonuç vermesi karşısında,
baskı yönetimleri de kendi
politikalanna uygun bir
'çıkar yoY buldular.
K
uruluşunun üzerinden 30 yıl
geçen Uluslarası Af örgütü,
bugüne kadar bınlerce siyasi
tutukluya yardırn etti. Örneğin İngi-
liz Radyo Televızyon Kurumu'nun
(BBC), siyasi tutukJular üzerine
yaptığı programa konu olan 64 kişi-
nin 4l'i son beş yıl içinde özgürlüğü-
ne kavuşmuş.
Ne var ki, son günlerde, örgütün
çabşmalanna ıbşkin şu soru gün-
demden düşmüyor: "Acaba, Uhıs-
lararası Af Örgütü gereğinden fazla
ını çahşıyor? Libera] ve ivi niyetli
Batılüar. baskıcı vönetimleri uyara-
rak siyasi tutuklamalara son veril-
mesini sağlarken. kaş yapayım der-
ken göz mü çıkarıyor?"
Bir zamanJar karşıtlannı tutuk-
layıp cezaevlerine tıkan baskıcı yö-
netımler, artık öyle yapmıyor:
tnsanlan "ortadan kaybediyor".
Şimdi ınsan haklan örgütleri. taktık
defpşımıne yol açan gelişmelerdeki
sorumluluk paylanru sorgulamaya
başladılar.
Baskıcı rejimlerin "ortadan kay-
betme" ışlemini tercih etmelerinın
nedenını anlamak zor değil. Pek çok
ülkede ortadan kaybolmak. ölmek
ile eşanlamlı.
Yönetim, gızli tutuklama hücrelen-
Manila'da 9 yaşındaki Edson Estojero, babası Eduardo (36) için dua ediyor. İşçi lideri, 198Tde Corazon Aquino'mın başkanlıği döneminde öldürülmüştü.
ne attığı karşıtlanru, kurşunladı-
ktan sonra. kimsenın bilmediği bir
yeregömerek soruna "kesin" ve "i ve-
dı" çozüm getiriyor. Avnca zaman-
dan ve mahkeme masraflanndan da
tasarruf ediyor!
Hepsinden önemlisi, ailelerin ve
toplumun donup kalarak olaya tep-
ki veremez duruma düşmelerini
sağhyor. "Kaybolan"ın yakınlan
olayın üzerine gıderlerse, öldürme
işleminin öne abnacağından kork-
tuklanndan, yıllarca süren bir bek-
leme sürecine giriyor.
"Kaybetme" yöntemı. ılk kez Al-
man Mareşali VViIhdm Keitel tara-
fından 1942 yılında Fransız Direniş-
çilerine karşı gelıştirilen bir "savaş
taknği" olarak tarih sahnesinde ye-
rini aldı.
Mareşalin verdıği emirler doğrul-
tusunda. Direnişçilerin bazılan ge-
cenin karanlığında Almanlar tara-
fından kaçınlıp. Alman toplama
kamplanna gönderiliyordu. Mare-
şal, dırenışçılen öldürtmektense,
kaybetmenın daha "caydıncı" ve
"etkıli" olduğu ınanandaydı.
Dünyadakı dığer generallerin,
Mareşal Keitel'in buluşunun üstüne
atlamalan uzun sürmedi.
l960'lı yıllarda Guatemala ordu-
su, öğrencileri, avukatlan, sendika-
cılan ve siyasi karşıtlannı "ortadan
kaybetmekle" uğraşıvordu. Guate-
mala'yı, Latin Amerika'nın diğer
askeri diktatörleri teker teker izJe-
mekte geeikmedi.
Arjantin, "kaybetme" işlemıni ba-
şanlı bir biçimde gerçek leştirerek.
bu konuda oldukça ün kazandı.
1980'li vıllann ortasında askeri cun-
ta devrildiği zaman, kaybolan bın-
lerce kışiyi arama amacıyla kurulan
"Ulusal Komisyon"un hazırladıği
rapor. "Nunca Mas" (Bir Daha As-
la), okuyanlann kanlannı dondu-
ran, aamasız ve ınsanlık dışı uygu-
lamalann gerçek yüzünü ortaya dö-
ken bir belgeydi.
Ne var ki, sonradan yeni belgelerin
ortaya çıkmasıyla. gerçek kaybetme
eylernlerinde Latin Amerikalı gene-
rallerin daha çıraklık aşamasında
olduklan görüldü.
Gerçek "kayboima çağı" 19801i
yıllarda Endonezya'da en az yanm
milyon kişinin ortadan kaybolma-
sıyla başladı. Mareşal Keitel'i, in-
sanlan yok etmektekı ustalığı ile sol-
layan General Suharto. bugün hala
görevde.
tdi Amin binlerce Ugandalıyı aynı
yöntemle saf dışı bırakırken; Kam-
boçya'da Pol Pot, "öliim Tarialan'-
'nda sayılamıyacak kadar çok msa-
nı yok etti. Sri Lanka, Etiyopya ve
Fas da bu konuda mimli ülkeler.
Birleşmiş Milletler'in ortadan
/kaybolmalarla ilgilı çalışma grubu
40 ulke üzerinde araştırmalannı sür-
dürüyor.
Irak, bu alanda başı çekiyor: 150
ile 180 bin arasında Kürt, Sünni
Müslûman, Türkmen ve Batakbk
Arabi "kayıpT'
IAilelerin
dayanışması
Geçen haziranda Viyâna'da top-
lanan İnsan Haklan Konferansı'na
dünyanm her köşesinden gelen 2 bin
dolayında gaynresmi örgüt katıldı.
Resmi toplanü salonlannda "küre-
selleşme ve burjuva haklan" gıbı ko-
nular tartışılırken, koridorlarda,
kaybolan siyasi hükümlülerin ya-
kınlan biraraya gelerek aralannda
büyük birdayaruşma içinde, birlikte
tavir almaya karar verdıler.
Filipinler'de eskı Devlet Başkanı
Ferdinand Marcos döneminde ve
son 10 yıl içinde kaybolanlar, bin
500 kişiyi buluyor. Bu kayıplardan
bugüne değin sadece 16'sı ortaya
çıku.
Kaybolan Filipınlilerin çocuklan,
bir Avrupa turuna çıkarak anne ba-
balan kayıp çocuklann yalnızbğını
dile getiren bir gösteriyı sahneye ko-
yuyor. Kayıplann bulunmasına ibş-
kin araştırmalann yetersizüğini ve
toplumun duyarsızlığını gözler önü-
ne seriyor.
Kayıplann çocuklan üzerine ya-
pılan bir ınceleme. çoğunun sorunlu
olduğunu ortaya çıkarttı. Uyuştu-
rucu veya alkol bağımhsı olmalan-
nın yaru sıra. kaybolmalardan ken-
djlerini sorumlu tuttuklan görüldü.
Ömeğin babası kaybolan bir çocuk,
ekmek almaya babası yerine kendi-
sinın gıtmesı durumunda babasının
kaybolmayacağına inanıyor.
Caroline Moorhead
The Independetıt
Avrapakadınıtabularıyıktı
K
adınlar, Avrupa Topluluğu"-
nun 350 milyonluk toplam
nüfusunun yüzde 51.2'sinı
oluşturuyor. Topluluk üyesi her bir
ülkede kadınlann sayısı erkeklerin-
kinden çok daha fazla. Aynca kadı-
nlar, erkeklerden ortalama olarak 6
yıl daha uzun ömüriü. 60-79 yaş
grubunda her 132 kadına karşı İ00
erkek bulunuvor, 80 yaş grubunda
ise 100 erkeğe karşı düşen kadın
sayısı 223'e ulaşıyor.
AT İstatıstik Dairesi'nin araştı-
rmasının sonuçlanna göre. kadın
ölümlennin belb başb iki nedeni.
dolaşım sistemi hastalıklan ve kan-
ser. Göğüs ve rahim kanseri, 35-54
yaş grubunda bulunan her 5 kadı-
ndan birinin ölümüne neden oluyor.
Araştırma sonuçlanna göre. ka-
dınlara uygulanan sosyal koruma
ülkeden ülkeye büyük değışıklık
gösteriyor. Danimarka'da çahşan
kadınlara verilen hamilelik izni 28
gün ıken Portekiz'de bu izin 90 güne
ulaşıyor.
Hamilelik izni sırasında, Porte-
kiz'de kadınlara tam maaş ödenir-
ken Irlanda'da kadınlar maaşlan-
nın yüzde 70'ini alabılıyor. Hamile-
lik yardımlannın en yüksek olduğu
Avrupa Topluluğu'na üye ülkelerde 350 milyon insan yaşıyor ve yandan
çoğu kadın. 21. Yüzyıl eşiğinde Avrupa kadınının çehresi de değişiyor:
Evlilik dışı yaşamı ya da yalnız yaşamayı yeğliyor, çocuğunun
sorumluluğunu tek başına üstleniyor, iş yaşamında erkeklere rakip oluyor.
lann yüzde 6.5'i çocuklannı tek baş-
lanna yetiştiriyor. Evlilik dışı do-
ğum oranı ise 1992'de yüzde 20"ye
ulaşmış durumda.
ülkeler Lüksemburg, Danimarka ve
Fransa.
Evlenme oranlannda da büyük
bir düşüş söz konusu. Evlilik dışı
doğumlarda ise her sene yüzde 20'-
lik artış görülüyor. Kadınlann bü-
yük bir çogunluğu tek başlanna ya-
şamayı ve çocuklannı yalnız yetiş-
tirmeyi seçiyor. Yüksek öğrenimde
erkeklen yakalamayı başaran kadı-
nlar, Avrupa işgücünün yüzde 41"-
ini oluşturuyor.
IEvIiIiğe
tövbe
Rapor, Avrupa kadınlannm evli-
lik kurumuna ve boşanmaya karşı
tutumlanndaki değişmeyi gözler
önüne seriyor. Evlilik, çoğu kadın
tarafından tercih edilmeyen ya da
süreklı ertelenen bir kurum haline
geldi. Avrupa Topluluğu'na üye her
ülkede evlenme oranında düşüş söz
"konusu. 1980 ve 1982 yıllan arasın-
da AT'de evlenme oraru 6.4'den 5.
6'ya düştü. Evlilik kurumuna sırtını
dönenler arasında ise ilk sırada İtal-
yan ve Fransız kadınlan yer alıyor.
1980'den itibaren boşanmayla so-
nuçlanan evliliklerin sayisında da
bir artış söz konusu. Topluluk üyesi
ülkelerde boşanma oranı binde 1.4*-
ten 1.6'ya ulaştı. Boşanma konu-
sunda başı çeken ülkeler ise İngiltere
ve Danimarka.
Avrupa kadınlan 1980'lerde geç
yaşta evlenme konusunda söz birüği
etmişe benziyor. Kadınlann ilk evli-
liklerini gerçekleştirme yaşı 1980'-
lerde 23.2 iken bu oran 1990'Iarda
25.1'e ulaşü. Yalnız yaşamayı cazıp
bulan kadınlann sayısı da hiç az de-
ğil. Yaklaşık olarak yüzde 14.8'lik
bir oran yalnız bir yaşamı yeğliyor.
Avrupalı kadınlann çoğu kendi-
lerini tek başına çocuk yetiştirme
konusunda yetkin görüyor. Kadın-
IKadınlar erkekleri
yakalıyor
Kadınlar. yüksek öğrenimde ya-
vaş yavaş karşı cinslerini yakalama-
ya başladı. Fransa, Yunanistan.
Ispanya ve Portekiz'de yüksek öğre-
nimde okul sıralannı işgal eden hırs-
lı kadın sayısı, erkeklerden çok daha
fazla iken Irlanda. İspanya ve Porte-
kiz'de bayan öğrencilerin sayısında
yüzde 30-40'hk bir arüş söz konusu.
İstatistikler. son yıllarda 25-54
yaş grubunda iş hayatında yeralan
kadınlann sayısındaki büyük artışı
gözler önüne seriyor. Rapora göre
kadınlar, evlennde oynamalan bek-
lenen geleneksel rollere uygun işler-
de çalışmayı tercih ediyor. Kadınla-
nn ellerini attığı meslek dallan ara-
sında tekstil, den. ayakkabı. sağlık
hizmetleri ve egitim yer alıyor. Ka-
dınlar, özellikle. de genç kadınlar iş-
stzlikten erkeklerden daha fazla et-
kıleniyor. tngiltere dışında tüm
Avrupa Topluluğu üyesi ülkelerde
işsiz kadınlann sayısı işsiz erkekler-
den çok daha fazla.
Avrupab kadınlar. herşeye rağ-
men toplum içinde erkeklerden da-
ha dezavantajlı bir konumda. Avru-
pa Topluluğu'nun belli başb incele-
me konulanndan biri olan kadın ve
erkek hak eşitligi, Topluluk üyesi ül-
keler için halen bir ütopya. Komis-
yon, hak eşitliğinın ancak kadı-
nlann toplumu etkileyecek karar-
larda söz sahibi olmasıyla gerçekle-
şeceğini belirtıyor.
Avrupa Topluluğu üyesi ülkeler-
de yönetımde söz sahibi olan kadm-
lann sayısı ülkeden ülkeyedeğişiklik
gösteriyor. Danimarka ve Hollan-
da'da parlemento üyesi kadınlann
oranı yüzde 3}'e ulaşırken, Fransa
ve Hollanda yüzde 4.7 ve 6.0 ile
kadın parlemento üye sayısmın en
düşük olduğu ülkeleri teşkil ediyor.
The Independent
Onceevlenelim sonra birlikte oluruz
U
lkeleri dışında
yaşayan Müs-
lüman gençler
evlilik konusunda çe-
şitli sorunlarla karşı
karşıya. Bu gençlerin
kafasının kanşık ol-
masının en büyuk ne-
deni farkb kültürle-
rin etkisi altında bu-
lunmalan.
İngiltere'de yaşa-
yan Müslûman genç-
lerden biri olan Hü-
meyra Han, Londra'-
nın kuzeyınde bulu-
nan Müslûman kadı-
nlar topluluğunun
kurucu üyelennden
Bu topluluğun kuru-
luş amaa, topluluk
üyesi kadınlann so-
runlanyla ilgilenmek
ve kendilerine eş ara-
yan Müslümanlara
yardımcı obnak.
le şans esen tanışmış. HümeyTa Han: Erkeklerin yaşam beklentileri aynı kaldığı halde kadınlannki yükseüyor.
Birbkte katildıklan bir eğitirn semi- karşıhkb sevgi ve saygının geçerli ol- lüman'ın ideallerinin ve beklentileri-
neri sırasında birbirlerini iyice tanı-
ma şansını elde eden çift, daha sonra
evlenme karan abruş. Hümeyra. en
çok aılesıne açılmakta zorlandığını
bebrtiyor.
IAvrupa'daki Mûslüman
kadın baskı görüyor
Avrupa'da yaşayan Müslüman-
lar, halen sevgjlileriyle flört etme
şansına sahip değil. Müslûman genç
kızlann sevdikleriyle birbkte olabıl-
melerinin koşulu evlilik. Kadınla er-
kek ancak evlendikten sonra birbır-
lerini tanıma fırsatını buluyor.
Her ne kadar İslam'da evlıhk
duğu bir kurum olarak tammlansa
da, Baü'da yaşayan Müslûman
kadın, haksızlığa uğrayan ya da ko-
cası tarafından baskı altında tutulan
bir kadın portresi çiziyor. Evblık ku-
rumunun şiddetle savunulduğu
îslam dınınde kadın kendisine uy-
gun görülen eşı seçıp seçmeme ser-
bestısine sahıp. Seçtiğı takdirde de
kadınla erkeğe evlilikten önce bir-
birlerini tanıma fırsatının verilmesi
gerekiyor. Ancak İslam dıninin bu
hususlan genellikle Müslûman top-
lumlarda gözardı edıbyor.
Üç yıl önce kurulan ulusal bir
danışma servısi olan Mûslüman
Kadınlara Yardan Hattı danışmanı
Aliye Hayri, çoğu ikınci kuşak Miis-
nın. geleneklere sahip çıkmak iste-
yen ailelenninkiyle çeliştiğini göz-
lemledığini bebrtiyor. Hayri, gençle-
nn çoğunun Kuran'ı okuduğunu,
bunun sonucunda da kendi ebevey-
nlerinın eş seçımini kabullenemez
hale geldiklerini bebrtiyor. Genç
Müslümanlar. artık dinlerinin şart-
lannı tamamıyla yerine getirmek is-
tiyor. Bunun için de birlik olmak zo- •
rundalar. Ancak. çok önemlı bir so-
runla karşı karşıyalar: Birbirlerini
nasıl bulacaklar?
Son günlerde Mûslüman gençle-
rin birbirlerini keşfetmelennın en
kolay yolu, tanışma bürolannın dü-
zenledıği yemekler ve telefon numa-
rası değışimı Fatma adında bir genç
Artık çağdaş ilişkikr anyorlar.
kız ise, Londra'da kendi çabalanyla
kurduğu bir servisle arkadaşlanna
eş bulmalannda yardımcı olmaya
çabşıyor. Fatma. dünyanm dört bir
yanından Mûslüman gençlerin ken-
disini aradığını söylüyor.
Müslümanlar. evbbk kurumunun
farklı kültürlerden insanlan bir ara-
ya getirmesine yabancı değil. Fat-
ma, Müslümanlann renk ve ırk
aynmı gözetmediğini. çiftler için
önemlı olanın anlaşmak olduğunu
belirtiyor. Hayri de farklı ırktan in-
sanlarla kurulacak ailelerin yararlı
olacağına inananlardan. Hayri. bir-
lıkte olan insanlann aynı inanca sa-
hip olmalannm aynı ırka ait olma-
lanndan daha önemb olduğunu be-
lirtiyor.
Her ne kadar flört
etmeleri halen yasak
olsa da, Mûslüman
gençlerin birbirleriyle
tanışabilecekleri için
ortamlar mevcut.
Mûslüman genç er-
kek ve kızlann tanışa-
bileceği ortamlar
arasında iş yerleri.
okullar ya da Kuran
okuma gruplan sa>ı-
labilir
İngiltere'de doğdu-
ğu halde Mûslüman
olarak yetiştirilen 20
yaşındaki Yasemin
Crowdy. Mûslüman
arkadaşlanyla buluş-
tuklannda zaman-
lannın çoğunu evde
geçırdıklerinı söylü-
yor. Crowdy, arka-
daş toplantılannın ol-
dukça masumane
geçtiğını ve çoğu gen-
cın cinsel ilişki konu-
sunda tecrübesiz,
aynı zamanda da bilgisiz olduğunu
sözlerine ekliyor.
Hayatının önemli bir bölümünü
İngiltere'de geçiren 24 yaşındaki
İranlı Mûslüman Sena Namazi. ıkı
farkb kültürde yetişmenın
sıkıntısmı çekiyor. Namazi'nin en
çok kafasını kanştıran, Mûslüman
olmayan kız arkadaşlan erkek ar-
kadaşlanyla flört ederken kendisi-
nin böyle bir şansa sahıp olmaması.
Hümeyra, Mûslüman kadınlann
eş konusunda beklentılennin arttığı
halde, erkeklenninkınin aynı
kaldığını bunun da Mûslüman
kadınlann hayallerinin erkeğini bul-
ma şansını azalttığmı belirtiyor.
The Independent
Myanmardiktatörüne
son çare'kınama'
Eski adıyla Burma. şimdiki
adıyla Myanmar'da
muhalefet lideri ve Nobel
Banş Ödülü sahibi Daw
Aung'un tutukluluğu 5 yıldır
sürüyor. Myanmar'ı sûrekli
uyaran BM, sonunda bu
ülkeyi kınama karan almak
zorunda kaldı.
Birleşmiş Milletler Genel Ku-
rulu İnsan Haklan Komifesi,
"demokratik voüa seçilnuş
bir parlamento>u iktidara getirme-
si ve temel insan haklannın çiğnen-
mesine son vermesi konusunda
yaptığı aralıksız taieplerinj reddet-
tiği için" Myanmar'ın (eski Burma)
kmanmasma karar verdi.
Toplumsal ve kültürel sorunlarla il-
gilenen 3. Komite, aynca 5 yıldır
tutuklu olan muhalefet bderi ve
Nobel Banş Ödülü sahibi Daw
Aung San Suu Kyi ile diğer siyasal
tutuklulann salıverilmesini de iste-
di.
Aung San Suu Kyi'nin kurduğu
Ulusal Demokrasi Bırliği, 1990
mayısında yapılan parlamento se-
çimlerinde oylann yüzde 80"ini al-
masma karşın. partinin iktidara
gelmesıne izin verilmemişti.
IKomşulan da
bezdi
Üç yıl öncesine değin, Asyalı
komşulan Batı'nın Myanmar'ın in-
san haklan konusundaki kötü geç-
mişini yargılamasına karşı çıkıyor-
lardı.
Ne var ki. Asyab ülkelerin de de-
ğişimi gerçekleştirme çabalannın
pek az etkilı olduğunu kabul etme-
leri sonucu, 199Î'den beri Genel
Kurul artık ülke hakkında gittikçe
artan düzeylerde eleştirel kararlar
almaya başladı
Kararda, ilk olarak BM Genel
Sekreteri Butros Gali'den Mvan-
mar hükümetine müdahale edıl-
mesi istendı. Bununla birlikte, ka-
Savv Maung: Myamnar genenü-
ler cuntası lideri.
rann oybırbğiyle abnmış olması
büyük bir başan olarak görülüyor.
Çünkü insan haklannın evrenselli-
ği düşüncesının kuvvetle vurgulan-
ması, Çin ve diğer Asya ülkelenni
de haziranda Viyanada yapılacak
olan dünya insan haklan konfe-
ransma katılmaya yöneltti.
Aslında. insan haklanna ılişkin
3.Komitenin önündeki temel so-
run. ABD'nin önderliğınde yürii-
tülecek, insan haklanna yönelik
saldınlan araştıracak bir İnsan
Haklan Yüksek Komiserlıği adın-
da yeni bir mevki oluşturmak.
Komitegeçtiğımiz günlerde Irak,
İran. Küba, Sudan ve eskı Yugos-
lavya'yı da insan haklan ıhlallerini
geçen yılkine benzer bir dille
kınadı.
Sadece Irak ve Sudan'm karşı oy
verdiği karar, 102 ülkenın onavıyla
kabul edildi.
Karar. Irak Devlet Başkanı Sad-
dâm Hüseyin'in "son derece vahim
nitelikteki insan haklan ihlallerini
güçlü bir biçimde kınandığını" dile
getiriyor.
İran hakkında. 45 üyenm bulun-
madığı oylamada komite karan
68'e karşı 22 oyla kabul edildi. Ka-
rar, çok sayıdaki yargılamalar \e ış-
kence ıddıalannı içeren insan hak-
lan ıhlallerine karşı komitenin duy-
duğu "derin ügi"yi dile geüriyordu.
Romalılar'yeşü'i seçti
StManit
Italya'da belediye seçimleri so-
nuçlandı. Sayım sonuçlanna
göre, çevreci olarak tanınan
Franceseo RuteUi Romanın yeni
belediye başkanı oldu. 39 yaşındaki
Rutelli çevre ve kent sorunlanna
duyarlı Romalılann desteğiyle oy-
lann yüzde 54.5 aldı. Romalılar,
Rutelli'nin belediye başkanı seçil-
mesini yollarda ve meydanlarda
toplanarak kutladı.
Cizvit okulunda egitim gören,
sportif, iyi gıyimli ve eski mimari
öğrencisi Rutelli, Roma için yenı
biryüzdeğil. Rutelli daha öncepar-
lamentoda görev almasının yanısı-
ra. kısa süreli de olsa (bundan bir-
kaç ay önce bakanlık koltuğuna
oturan Rutelli. 10 saat kadar sonra
kapıvı çarpıp istifa etmişti) çevre
bakanlığı da yaptı.
Rutelü kuşağının tüm özellıkleri-
ne sahip: Bânşseverlik. inancı gere-
ği askerlik yapmayı reddetme. nük-
Ieer enerjiye ve ırkçıbğa karşıtlık...
Bu düşünceleri onun 1980'li yıllar-
da Roma yakınlanndaki Latina'da
yapılan bir gösteriden sonra birkaç
saat tutuklu kalmasına bile neden
olmuştu.
Kansıyla berabergirdiği savaşım
birçok kişi tarafından desteklendi.
Ve zamania çevresindeki insanlar
çoğaldı.
Yeni belediye başkaru Rutelli
Romalılar için daha çok yeşil alan.
tüccarlar için daha esnek çabşma
saatleri vedaha yararb ve uygun bir
trafık sistemi sözü verdi. Aynca
göçmenler için düzenlemeler yapıl-
ması için daha çok çaba harcanaca-
ğını bebrtti.