Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25 KASIM1993 PERŞEMBE
HABERLER
Zana: Kngöl
iskenceyte
öMürüldü
• ANKARA (ANKA) - DEP
Diyarbakır MiUetvekili
LeylaZana, Şeyh Mehmet
Emin Bingöl'ün, Muş'ta
gözaltına alındıktan sonra
işkence sonucu
öldürüldüğünü öne sürerek
Içişlen Bakanı Nahit
Menteşe'ye "İstifa edecek
misiniz?" diyesordu. Leyla
Zana. İçişleri Bakanı Nahit
Menteşe'nin yanıtlaması
istemiyleTBMM
Başkanlığı na sunduğu yazılı
soru önergesinde, Muş
yöresinin tanınmış
şeyhlerinden Mehmet Emin
Bingöl ile birlijçte Yakup
Tekit, Alican Ömer, Adem
Simin, Fadıl Bann ve Yusuf
Söylemez adlı vatandaşlann
Kurt köyünde gözalüna
almdıklannı belirtti.
Demirel, Sadık
Ahmet'i kabul
etti
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel. Batı
Trakya Türklerinin lideri
Dr.Sadık Ahmeı'i kabul etti.
Yunanistan'daki son
seçimlerden sonra,
parlamentoya giremeyen
Türk adaylann durumunun
elealındığı görüşmede
Demirel. Batı Trakya
Türklerinin iki ülke arasında
köprü oluşturduğunu
belirtti. Demirel. Türkiye'nin
Yunanistan'la iyi ilişkiler
sürdürmek istediğini
vurgularken. Batı Trakya
Türklerine tanınan haklann,
aynıoranda iki ülke
ilişkilerine de yansıyacağına
dikkat çekti.
Kılınç ve Ayhan:
SHP'den ihraç
edilmedik
• İstanbul Haber Servisî-
Eminönü Belediyesi meclis
üyesi Sabri Kılınç ve başkan
yardımcısı Saulmış Ayhan.
SHFden ihraç
edilmediklerini. kendi özgür
iradeleriyle istifa ettıklerini
belirttıler. l7Kasıml993
tarihinde gazetemizde
yayımlanan haberle ilgili
Sabri Kıhnç ve Saulmış
Ayhan birer açıklama
gönderdi. SHP Eminönü İlçe
Başkanı Nadir Aras'ın
kaynak gösterilerek yapılan
haberle ilgili Sabri Kılınç'ın
açıklaması şöyle: "Gazetede
belirtildiği gibi hakkımda
SHP Eminönü İlçe
Başkanlığı tarafından ihraç
istemli değil. kendi özgür
irademle partiden 25.10.1993
tarihinde üyelikten istifa
ettim." Saulmış Ayhan ise
"Haberde SHP Eminönü
İlçe Başkanı Sayın Nadir
Aras kaynak gösterilerek.
benim yolsuzluklara adımın
kanşüğını ve ihraç istemi ile
İl Disiplin Kurulu'na
yerildiğim yazılmaktadır.
Öncelikle şunu belirtmekte
yarargörüyorum. Benim
yolsuzluk yapmam ne dünya
görüşüme ne siyasi ve sosyal
ahlakıma ve ne de
karakterime uygun bir
şeydır" dedi.
Gürün, Çiller'i
eleştiPdi
• İstanbul Haber Servisi-
Emekli Büyükelçi Kamuran
Gürün. üstü kapalı bir
şekilde. Başbakan Tansu
Çiller'in, terörle mücadelede
başka ülkelerden yardım
isteme usulunü bilmedığjni
öne sürdü. Yardımm.
gazetelere verilen demeçlerle
ya da tehdıtkâr bir tavır
içerisıne girilerek
istenmesinin yanlışlığına
değinen Gürün "Bu işin usul
ve adabının öğrenilmesı
gerekir' dedi. Devletten,
Kürt ve terör sorunlannı
birbirinden ayırmasını
isteyen Gürün. yaşananların
faturasının Kürt halkına
çıkartılmaması gerektiğini
vurguladı. Emekli Büyükelçi
Kamuran Gürün, dün Tank
Zafer Tunaya Kültür
Merkezi'nde düzenlenen
"Güneydoğu Sorunu"
konulu toplantıya
konuşmacı olarak katıldı.
Gürün. Güneydoğu'da
yaşanan sorunlann temelinı.
devletin Kürt halkına sahip
çıkmamasma bağladı.
Dışişleri Bakanlığı, Suriye ile ilişkilerde İran modelinin uygulanmasını istiyor
'Âçık politika rahateızlığı'
HALUK GERAY '
ANKARA - Dışişleri yetkılileri. Su-
riye'nin PKK'ya desteğinin kesılmesi
için, İran'a yönelik izlenen "kapalı dip-
lomasi" modelinin uygulanmasını öner-
diler. Suriye ile Türkiye arasında ortaya
çıkan son bunalım, büyük ölçüde
Başbakan Tansu Çiller'in, "gazeteler
aracılığıyla diplomasi" yürütmesine de
bağlanıyor. Sorunlu komşulanmızla,
"asanz, keseriz" gibi gazeteler aracılı-
ğjyla yürütülen diplomasinin. Türkiye'-
nin inandıncılığıru zedelediğine dikkat
çekildi.
Dışişleri Bakanlığı yetkililen, I993'ün
başlannda İran'ın PKK'yı kendi top-
raklannda banndırdığı iddialanyla tır-
manan gerginliğin, son aylarda yumu-
şadığına ve sınır güvenliği konusunda
"somut sonuçlar" alındığına dikkat çek-
tiler. İran sınınndan yapılan PKK saldı-
nlannın büyük ölçüde durduğunu vur-
gulayan yetkililer. iki ülke arasındaki
gerginlik sonucu I993'ün başlannda er-
telenen, İran Başbakanı Hasan Habibi-
nin Türkiye gezisinin de olumlu gelış-
meler nedeniyle aralık ayında yapılaca-
ğını açıkladılar. Dışişleri yetkililen,
Iran'la yürütülen diplomasi modelinin
• Dışişleri'nce İran'dan gelen PKK saldınlannın sona erdiğine
dikkat çekerek İran'la görüşmelerde uygulanan "diplomasi
modelinin" Suriye'ye karşı da izlenmesi gerektiği bildiriliyor.
Suriye ile sonuç alınması için. İran'la yapıldığı gibi "kapalı
diplomasi" uygulanması isteniyor, gazeteler aracığıyla yürütülen
diplomasi değil.
Suriye konusunda uygulanamamasının
basına verilen demeçlerlerden kaynak-
landığı yorumunu yapıyorlar. Başba-
kan Çiller'in özel elçi sıfatıyla gönderdi-
ği heyetin Şam'a ulaşmasından önce
basına verilen demeçlerde, "Suriye'ye
son uyan, bombalaru!" gibi mesajlann
Türk basınına "sızdmlmış" olması ör-
nek olarak gösteriliyor. Bir yetkilinin bu
konudaki yorumu şöyle:
"Suriye'nin bu suçlamalar nedeniyle
bir kırgınlığı var şüphesiz. Bu durum or-
tada. Bir yığın beyanat >ar. Bombalanz,
barajlan açar suyla boğarız gibi. Karşı
taraf da nihayetinde bir devlet. Basın yo-
luyla diplomasi yaparsak daha çok karşı-
lanz bu tür durumlarla. Bir ülkeye küfür
de edersin. ama bunu kapı arkasında ya-
parsın. Gazetelerle değil. Yaparsan, işte
bu gördüğümüz sıkıntıları > aratırsm. İşin
sabır isteyen yönii de budur zaten. Biz
birdenbire heyecanlanıyoruz, herkese
posta atıyoruz. Ondan sonra, yelkenleri
suya indiriyomz. Sıkıntı oradan işte."
Suriye. basına verilen demeçlen ve
tehditleri bahane eder ve iki ülke dışişle-
n bakanlan. Şam'da, su konusunun ön-
celik alacağı toplanüda bir araya ge-
lemezlerse. kasım ayında Türkiye'de
yapılması öngörülen Irak Zirvesi'ne ka-
tılmayı reddetmişti. Ankara ise Suriye'-
nin su ve PKK konusunu birbirine bağ-
lamasına karşı çıkarak. "PKK'nın Suri-
je'den çıkarılmasına yönelik ilk adım
Şam tarafından atılmazsa, su konusunda
olumlu bir yaklaşnnda bulanamayacağı"
gerekçesiyİe Şam'a gitmekte isteksiz ol-
muştu. Böylece ilişkiler kılitlendi ve An-
kara'nın girişimiyîe Kuzey Irak'ta Kürt
devleti oluşturulması olasılığına karşı
başlatüğı bölgesel işbirliği mekanizması
(üçlü Irak Zirvesi) önemli bir darbe
yedi.
Dışişleri kaynaklan. siyasi yetkilile-
rin, komşulanmıza karşı kimi zaman
verdikleri, "asarız. keseriz" türünden
demeçlerin, Türkiye'nin ciddiliğine za-
rar verdiğine inanıyorlar. Aynı kaynak-
lar, 'komşulanna karşı "cezalandnma
yönteminin" dünyada sadece İsrail tara-
fından uygulandığına dikkat çekerek bu
ülkenin bir komşusunu bombalamadan
önce hiç bir açıklama yapmadığmı vur-
guluyorlar. İsrail, kendisine tehdit ola-
rak algıladığı sınırdışı hedefleri bomba-
ladıktan sonra, neden komşusunu ceza-
landırdığını kamuoyuna açıklıyor. Tür-
kiye, ise bunun tam tersini uygulamış
oluyor. Dışişleri Bakanlığı yetkılileri,
Suriye'ye karşı izlenmesi önerilen poliu-
kayı şöyle değerlendiriyorlar:
"Demeçlerle diplomasi yürütülmesi,
karşı tarafa mazeret yaratıyor. Oysa bi-
zim amacımız. bunları işbirliğine çek-
mek. Biraz sabır. biraz kapalı diplomasi
işi. İran'la ilişkilerde başarılı olduk, çün-
kü bunu yapabildik. Suriye ile olamadı.
Karşı taraf, Siz bizi hem suçluyorsunuz
hem işinize gelince işbirliği diyorsunuz'
itirazuu yapıyor. Öngörülen toplantdar
da gerçekleşemiyor. Sonuç bu işte. Ktsır
döngüye geliyoruz. Toplantdar belki ara-
lıkta olur. Başbakan, bakanı çağınp ka-
rar aldırtırsa olur."
Erbakan, laiklik kelimesinin siperedilerek Islamdüşmanlığı yapılmak' istendiğini söyledi
Islamıterörsayıııayakalkışıyorlar
ÛŞmanllğl'RP Genel Başkanı Necmettin
Erbakan, Terörle Mücadele Yasası'na laiklikle ilgili
hükmün yeniden konulması çabalannı eleştirerek milletin
laikliğe karşı çıkmadığını. laikliğin İsîam düşmanlığı
olarak kullanılmasına karşı olduğunu söyledi
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - RP Genel Başkanı Erbakan
Terörle Mücadele Yasa Tasa-
nsı'na 'laiklik' ile ilgili hükmün
yeniden eklenmesi ıçın girişim-
ler başlatıldığını bıldirerek
"Millet laikliğe karşı çıkmıyor,
laikliğin İslam düşmanlığı ola-
rak kullanılmasına karşı çdu-
yor. Bunlar, bu kanunla İslamı
terör saymaya kalkıyorlar" de-
di.
Erbakan, RP Meclis grubu-
nun dünkü toplantısında yaptı-
ğı konuşmaya, Öğreimenler
Günü'nü kutlayarak başladı.
Necmettin Erbakan, işbaşında-
ki yöneticiler nedeniyle öğret-
menlerin öğrencilerine gerçek
ilmi öğretemediğini iddia etti.
'Batı fıkir değiştirmez'
Erbakan. Başbakan Tansu
Çiller'in. önceki günkü DYP
grup toplantısında. **terör ko-
nusunda son 10 yıldır bir şey
yapılmadığını" söylediğini.
bö\ lece Süleyman Demirel hü-
kümetini de eleştırdiğinı savun-
du. Erbakan Çiller'in. "yapüan
görüşmeler sayesinde Batılı dev-
letlerin PKK'y ı lanetlemeye baş-
ladığını" söylediğini de bildire-
rek Baü'run PKK konusundaki
fikrini değiştirmesini kimsenin
beklememesi gerektiğini kay-
detti. RP Genel Başkanı Erba-
kan, siyonistlerin etkisi ile Batılı
ülkelerin Türkiye'yi bölmek is-
tediklerini ifade ederek şöyle
konuştu:
Refah Partisi Genel Başkanı Erbakan, miDetvekiUerinin sağduyusuna inandığuu söyledi.
karşı tedbir aldıklannı söyle-
mek aldanmaktan, zügürt
tesellisinden, Batı'nın yürütrü-
ğü senaryodan başka bir şey de-
ğildir. Dışarı endeksli bir zihni-
"Batı'ya tabi olarak terörü
önlemek mümkün değildir. Te-
rörü önlemek için yapılacak ilk
iş "Çekiç Güç'ü derhal gönder-
mektir. Batılı ülkelerin PKK'va
'AfPİkall VallŞİIer'RP lideri, dünyanın birçok ülkesinin
anayasasında devletin dininin belirtildiğini söyleyerek
"Türkiye'de birtakım yobazlar, Afrikalı vahşiler, biri
Müslümanlık'tan bahsedince kazanı koyup tamtam
dansına başlıyorlar" dedi.
madığını savunan Erbakan, İs-
lam kardeşliğinin yerleştirilme-
si ile terörün önlenebileceğini
anlattı.
'Gavurca kelime...'
Necmettin Erbakan. laiklik
konusuna da değınerek bu kelı-
menin Türkiye'de 70 çeşit tarifı
bulunduğunu. bunun gavurca
bir kelime olduğunu söyledi.
Laiklik kelimesinin dünyada
sadece 2 ülkenin anayasasında
bulunduğunu bildiren Erba-
kan, şöyle konuştu:
"Dünyanın birçok ülkesi, ana-
yasasında devlct dinini dahi bc-
lirtmiştir. Türkiye'de birtakım
yobazlar. Afrikalı vahşiler, biri
Müslümanlık'tan bahsedince
kazanı koyup tamtam dansına
başlıy orlar. Böyleee, üç terörist-
le baş edemeyenler, 60 milyonu
karşılanna alacaklar. Bunlar
beceriksiz. şuursuzdur. Biz daha
konuşmadık... Bunlar laiklik di-
ye gavurca kelimeyi siper ederek
İslam düşmanlığı yapmak isti-
yorlar. Millet laikliğe karşı çık-
mıyor, laikliğin İslam düşmanlı-
ğı olarak kuUandmasına karşı
çıkıyor."
Necmettin Erbakan, laiklik
sözcüğünün yasaya tekrar ko-
nulmaması için milletvekılleri-
nin sağduyusuna inandığını bil-
dirdi.
Erbakan, konuşmasında ay-
nca, ABD Büyükelçisi'nin Şan-
lıurfa'ya yaptığı geziye değine-
rek RP ile ilgili söylediği sözleri
eleştirdi.
yet terörii çözemez."
PKK'nın fınans kaynaklan-
nın söylendiği gibi kurutulama-
dığını, terörle mücadelede 10
yıldır herhangi bir adım atıla-
Bayram Meral'den tepki
'Demokrasi Platformu'
için isiııı tartışması
• Demokratik kitle örgütleri. kamu çalışanlan
sendikalan ve işçi konfederasyonlannın
katılımıyla özelleştirme ve Terörle Mücadele
Yasası'na muhalefet için oluşturulan platformda
temsil tartışması yaşanıyor. Türk-İş Genel
Başkanı Bayram Meral, Türk-İş'i dışlayan
platform girişimini uygun bulmadıklannı söyledi.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Özelleştirme ve
Terörle Mücadele Yasa
Tasansı'na karşı çıkmak üzere
demokratik kitle örgütleri, işçi
konfederasyonlan ve kamu
çalışanlan sendikalannın
oluşturduğu "Oemokrasi
Platformu"nda temsil sorunu
ortaya çıktı. Türk-İş Genel
Başkanı Bayram Meral.
Türk-İş'in "yeni bir çatı altına
girmeye ihtiyacı olmadığını"
söyledi. Meral. "Türk-Işismini
bir tarafa iten platform
girişimini uygun bulmuyoruz"
dedi.
Türk-İş'in ismi
Meral, Demokrasi Plat-
formu'na Türk-İş olarak
katılmayı sürdüreceklerini,
ancak her kuruluşun "kendi
tüzel kişiliği" ile temsil
edileceğini belirtti. Meral,
"Demokrasi Platformu'nda,
Türk-İş ismini bir tarafa iterek
öncüiük yapılmasına karşı
çıkıyomz. Türk-İş isminin
olmadığı platform oluşumunu,
Türk-İş'in isminin bir tarafa
itilerek oluşturulan platform
girişimini uygun bulmuyoruz.
Bir aray a gelinmiştir. Herkes,
kendi ismi altında bu
biriikteliği sürdürecektir" diye
konuştu.
Türk-İş, DİSKveHak-İş
konfederasyonlannın genel
başkanlannın, bu oluşum
konusunda 28 kaam pazar
günü bir yemekte bir araya
gelecekleri, 29 kasım
pazartesigünüde
kamuoyuna bir açıklama
yapacaklan belirtildi.
Bu ayın başında oluşan
demokrasi platformunda
Türk-İş, Hak-İş. DİSK-
TM MOB, Türk Tabipleri
Birliği.TÜRMOB.Kamu
Çalışanlan Sendialan
Platformu, Mülkiyeliler
Birliği, Öğretim Üyeleri
Derneği. Halk Evleri, İnsan
Haklan Derneği. Çağdaş
Hukukçular Derneği.
Ziraatçılar Derneği. İktisat
Fakültesi Mezunlan Derneği.
Araştırma Görevlileri
Derneği, Eğiüm-İş Sendikası.
Genel Sağlık-İş Sendikası
ver alıvor.
6
Aııti laik' müftüye tepki
• Laiklik karşıtı suçlann yasa tasansı kapsamına alanmaması için baskı
yapmaya çahşan Müftü Halil Elitok'un görevden alınması isteniyor
ÖMER YURTSEVEN
DENtZLİ - Terörle Mücade-
le Tasarsf ndan "laiklik karşıtı
suçlar"ın çıkanlması için dini
vakıflara. milletvekillerine ulaş-
tınlmak üzere faks çeken müf-
tülüğün tavnna tepkiler büyü-
yor. Soruşturma için Diyanet
Işleri Başkanlığı'nın görevlen-
direceği müfettişlenn gelmesi
beklenirken, başta SHP olmak
üzere demokratik kuruluşlar il
müftüsü Halil Elitok'un görev-
den alınmasından yana tavır
koyuyor.
Gerek siyasi çevrelerde ge-
rekse kamuoyunda tartışmalan
süren Terörle Mücadele Tasan-
sı için müftülüğün sergilediği
antik-laik eylem, Denizli'de gü-
nünkonusuhalinegeldi. Müftü
edeceği gerekçesiyİe tasanya
konmaması gerekitiğini duşün-
dük. Çünkü TCK'nın'eski 163.
maddesi daha ağır bir şekilde ge-
ri geimiş olacaktı."
Müftü Elıtok, tasandançıka-
nlan laiklik karşıtı suçlann
"şiddet veya örgütiü eylem"
içemnesi koşuluyla "*terÖT suçu"
sayılması için anlaşmaya vanl-
ması konusunda da "Bence bu
düzenleme daha uygun" diye
konuştu.
Konuyu genel merkeze ilete-
rek müftünün görevden alın-
masını istediklerini belirten
Denizli SHP İl Başkanı M. Sa-
lih Basmacı olayın özü iübariyle
"Bir din adamının devlet işine re-
sen kanşması" olduğunu söyle-
di. Bunun suç olduğunu, olaya
göz yumulması halinde şeyhü-
lislamlık dönemine vize veril-
miş sayılacağını savunan Bas-
macı. "Meclis komisj'onlann-
dan çıkacak bir tasarı için
müdahalede bulunan müftülük,
bir anlamda devleti yönetmeye
dekalkıyor" dedi.
Demokratik kuruluşlar, Ata-
türkçü Düşünce Derneği ve
Çağdaş Yaşamı Destekleme
Derneği de müftü Halil Elitok'-
un görevden alınmasıru ister-
ken, baros başkanı da olan
Demokrasi ve Laiklik Meclisi'-
nin Yürütme Kurulu Başkanı
Av. Tuncer Ydmaz, laikliğe
karşı devletin içinde yuvalan-
mış mihraklarla hukuk çerçeve-
si içinde mücadele edeceklerini
söyledi.
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
Bilim Bilinci
Türkiye biliminin seçkin üyelerini çatısı altında topla-
yacak olan Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA), kurucu
20 üyesinin seçimini tamamladıktan sonra bu hafta ilk
genel kurulunu yapıyor, başkanını veyönetici organları-
nı seçiyor. Birçok Batı ülkesinin yüzlerce yıl önce kur-
dukları bilimler akademilerininarasına, 1993yılındabile
olsa Türkiye'nin de sonunda katılmasına sevinelim mi,
yoksa kaçırılan bunca zamana ve bugünkü durumumu-
za bakıp üzülelim mi, bilmiyorum.
Ama bir konuda daha geleceğe kalkan son trenin son
vagonuna, ayaklarımız raylar üzerine sürte sürte de ol-
sa asılmamız, yine de bir umuttur.
•••
TÜBA'nın omuzunda tonlarca iş olacak. Kolay değil,
geride çok az şey yapılan koca bir tarihin açığı var.
En büyük açık ülkemizdeki bilim bilinci konusunda.
Türkiye henüz bilim ve kültür devrimini tamamlayabil-
miş değil.
Bugün tersine bir eğiümden bile söz etmek mümkün.
Okullarda akıl ve bilim yerine konmaya çalışılan Türfc-
İslam sentezi düşüncesi ve dini bakışlı eğitim ile bilimle
safsatayı birbirinden ayırt edecek ölçeğe sahip ol mayan
milyonlar yetiştirip hayata salıyor. Din ve ırk ayrımma
dayanan inanç sistemini, günlük hayatı, ülkeyi, devleti
yönetecek rehber olarak savunanlar çoğaldıkça, toplu-
mun akıl ve bilimi kullanabilmesi de giderek imkansızla-
şır
insan aklı ve düşüncesinin üst sistemleri olan manbk
ve felsefenin okullardan temizlenmesi ile de ülke gele-
ceği ağır yara almıştır.
Bilim sadece devletin özellikle eğitim ve öğretim poli-
tikalarını yönlendiren geleceğe karşı ihanetiçindeki so-
rumsuz kişilerce değil, kitle iletişim araçlarınca da iyice
dışlanıyor.
Az gelişmiş kapitalistin ve beynin azgın kar hırsı, her-
şeyin önüne geçen ticari kaygılar, geniş kitlelerin önüne
falcılığı. cinciliği ana yemek olarak sunuyor.
Özel TV kanallarının hiçbiri bir bilim programı ve bel-
geseli yayımlamıyor.
Bilimsel düşünce, basının da giderek uzağına düşü-
yor.
Devleti yönetenlerde, cumhurbaşkanları, başbakan-
lar, bakanlar, siyasi parti liderlerinde "ülke bilimi ve tek-
nolojisi" kavramı, eyleme ve işe yansıması bakımından
hiç gelişmemiş veya çok gerilerde.
Siyasi parti programlarının hiçbirinde bilimi geliştir-
mek ve ülke kalkınmasının hizmetine sokmak öngörül-
müyor.
Üniversitelerimizde bilim yapanlara, neredeyse yasa
dışı bir iş yapıyor gözüyle bakılıyor.
•••
TÜBA işte böyle koşullarda doğuyor.
Önünde oldukça zor işler var.
* Bilim kültürünün köklenip dal budak sarması için ül-
ke çapında güçlü bir bilim lobisini oluşturmak;
* Bilimin toplumlarm kalkınmasında ana motorlardan
biri olduğu düşüncesini yaymak;
* Günümüzde ekonomi ve refahın bilimsel ve teknik
devrimlerin üzerinde yükseldiğini anlatmak;
* Devletin ve toplumun bütün kurumlarında ancak bili-
mi ve aklı egemen kılarak demokratikleşebileceğimiz
ve çağdaşlaşabileceğimiz gerçeğini herkesin önüne-
koymak, bugün bilim güçlerinin önündeki en önemli gö-
revlerden biri olarak duruyor.
Önümüzdeki hafta başında resmen hayata atılacak
olan TÜBA'nın böyle bir bilim bilincinin ülke çapında hız-
la yaygınlaşmasını sağlayacak motor olacağını ve uzun
vadeli bir program hazırlayacağını umut etmek isteriz.
Hasan Mezarcı
RPveb1anükesim,PKK
Uevuruşhmdtnakisteniyor
İSTANBUL (ANKA) - Re-
fah Partisi İstanbul Milletveki-
lı Hasan Mezarcı, PKK lideri
Abdullah Öcalan'ın, yeni dö-
nemde RP'yi hedef seçtiklerine
ilişkin açıklamasını, "RP'nin
bölgede gecmişte var olan pres-
tijini yükseltmesinin bir so-
nucu" olarak yorumladı. Me-
zarcı, "AyTica bir taktik gereği
RP ve İslamı kesinüer. PKK ile
vuruşturulmak isteniyor olabi-
Ur" dedi.
Hasan Mezarcı. PKK lideri
Öcalan'ın. "Özel birimler hazı-
rlayıp hem RP basınını hem de
parti teşkilatlarını tasfıye ede-
ceğiz. Gerekirse en sert ta\ırla
y aptıklannı başlarma yıka-
cağız" yolundaki tehdidini de-
ğerlendirdi. Refah Partisi'nin
bölgedeki prestijini yükseltme-
sinin PKK'yı Müslüman-Kürt
çoğunlukla karşı karşıya geti-
receğine dikkat çeken Mezarcı,
bu durumun PKK'da ra-
hatsızlık yaratacağını vurgu-
ladı. Mezarcı. Öcalan'ın açı-
klamasının da bu rahatsızlı-
ktan kaynaklandığını belir-
terek şöyle dedi:
"Yöre halkı dindardır. Örf,
adet düzeyinde de olsa bu din-
dar yöre halkı, PKK'nın Mark-
sist yüzünü görmüştür. Erme-
nistan başta olmak üzere, dış
bağlantılannı da görmüştür.
Açıklamada bahsedilen basın
yayın organları ise yöre halkn
nın PKK'ya karşı tavrında
İslam kardeşliğini işledikleri
için etkili olmaktadırlar. Bu
noktadan hareketle PKK bun-
dan rahatsu olmuş ülabilir."
Mezarcı. değerlendirmesın-
de aynca. bir taktik gereği Re-
fah Partisi ve İslami kesimlerin
PKK ile vuruşturulmak isteni-
yor olabileceği uyansında da
bulundu.
'Açıklamanın muhatabı
devlettir'
Hasan Mezarcı, PKK lideri
Abdullah Öcalan'ın acıkla-
masının muhatabının devlet ve
güvenlik güçleri olduğunu be-
lirtti. Mezara, "Gerek RP'nin
gerekse Zaman, Türkiye, Milli
Gazete ve benzeri yayın organ-
larının askeri gücü yoktur. lUe-
gal boyutu da yoktur. PKK'nın
bu açıklamasımn muhatabı RP
\eya bu basın organları değil-
dir" diye konuştu.
Hasan Mezara, İstanbul'da
Milli Gençlik Vakfı ve ülkü
ocaklanna yönelik bombala-
ma eylemlerine de değinerek
olayın tırmandınlmak istendi-
ğini söyledi. Devletin. Güney-
doğu'da askeri çözûmü, Ku-
zey Irak'ta ise siyasi çözümü
yoğun bir şekilde sürdürmesini
isteyen Mezarcı. "Devlet
PKK'yı muhatap kabul etme-
melidir. De>letin güvenlik güç-
lerinin yerine Türkeş dahil hiç
kimse sovunmamalıdır" dedi.
sunda "OlabiIİr Vaü Bey'in
takdir hakkıdır. Soruşturma
açılması, ceza verilecek anlamı-
na geünez" dedi. Vakıflara geçi-
len faks bildirilerinde herhangi
bir suç unsurunun bulunmadı-
ğını savunan Elitok şunlan söy-
ledi:
"Vali Bey telefonla beni aradı.
Olay için gerekli inceleme ve so-
ruştiırmanın yapılacağını söyle-
di. Ben de doğal karşıladnn.
Laiklik karşıtı suçlann tasan-
dan çıkarüması, Türkiye'nin la-
iklikten vazgeçriği anlamına
gelmez. Çünkü laiklik bir ana-
yasa maddesidir. Tasarıya kon-
ması ya da konmaması bu açı-
dan çok fazla önem taşunaz. Biz
sadece Müslümanları rahatsız
Tanık polisler yakalama tarihi konusunu tam olarak hatırlamadıklannı söylediler
islami Hareket davasmda taıilı belirsizliği
Savunma avukatlan daha sonra tutuklu
sanıklardan idam istemiyle yargılanan
Kutbettin Gök ve Mehmet Ali Şeker ile
Fahrettin Baytap, Mehmet Zeki Yüdırım ve
Adil Ateş'ın tahliye edilmesini istediler.
İstanbul Haber Servisi- Çetin Emeç, Tu- tarihi hatırlamıyorum. Tutanakta yazılan
ran Dursun, Sinan Ercan ve İran uymklu doğnıdur" biçiminde "belirsiz" ifade kul-
Ali Akbar Gorbani'yi öldürdüğü açıklanan lanmalan nedeniyle sanıklar. polislerin ifa-
İslami Hareket Örgütü davasına devam delerini reddetti. Sanıklardan Mehmet
edildi. Operasyona katılan polislerin tanık Zeki Yıldınm, tanık polis ifadesine karşı,
olarak dinlendiği duruşmada savunma "ben 20 ocak tarihinde yakalandım. Oysa
avukatlan. "yakalama tutanaklarındaki ta- düzenlenen yakalama tutanağında benim 23
rih tahrifatının". operasyonun baştan sona ocak günü yakalandığım yazüı"diyerek ifa-
senaryo olduğunu ortaya çıkardığını ileri deyikabuletmediğini bildirdi.
sürdüler. Sanık avoıkatlanndan Muharrem Balcı
istanbul 3 numaralı DGM'de dün yapı- ise yakalama tutanağındaki 23 ocak tari-
lan duruşmada, otomobil hırsızlığı nede- hinde tahrifat yapıldığının gözle görülebil- münü veren mahkeme. Çetin Emeç'in şo-
niyle ortaya çıktığı belirtilen örgütün ilk diğini, silahlann balistik incelemesinin förü Sinan Ercan'ın eşi adına davaya
sanıklannı yakalayan polis memurlan ta- yapıldığı ekspertiz raporunda elegeçirilme müdahil olarak katılma talebinde bulunan
nık olarak dinlendi. Tanık polislerin "ya- tarihi olarak "20 ocak" gününün verildiği- Avukat Kemal Keleşoğhı nun istemini red-
kalama tarihi" konusunda "Tam olarak ni söyledi. detti.
Mahkeme, yaklaşık 4 saat süren duruş-
ma sonunda. tutuksuz sanıklardan Hasine
Yağmur hakkında "ifadesinin alınabilmesi
için gıyabi rutuklama" karan verdi. Diğer
sanıklann tutukluluk halinin devamı hük-