Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2KASIM1993SAU CUMHURİYET2 SAYFA
KTJLTUR
Amerika'nın yaşayan en büyük yazarlarından William Styron, artık 'sorunlannın kurbanı'
Taptkknrnla tatmincJmamgerek'köitür Servisi - Anlatılanlara
göre. VViItiam Styron korkunç bir
adamdı. Sızana dek içer, kansına
kötû davranır, geceleri
yatak odalannın penceresinden
bakıp deli taklidi yaparak ço-
cuklanru korlcuturdu. Büyük bir
Amerikan yazanydı, sarhoş ve
dağınık. Ailesi parmak uçlannda
yûrüyüp fısıldaşarak ko-
nuşurken, o büyük temalar
üzerine büyük romanlar yazardı:
"The Confessioos of Nat T n e r -
Nat Turner'ın lnrafian"
(kölelik). "Sophie's Choice-
Sophie'aüı SeçünT (Yahudi
katliamı). Yazdıklan mutsuzluk
ve intiharla ilgüiydi hep ve "Iie
Down in Darkness" (Karanlıkta
Yat) ve "Set this House oo Fıre"
(Bu Evi Yakın) gibi başhkJan
vardı.
Amerika'da edebiyatçının
rüyası: Styron bol bol para ka-
zandı, Norman Mailer'la kavga
etti, bir Pulitzer Ödülü kazandı,
Teddy Kennedy'le sarhoş oldu,
bir kitabından uyarlanan film
büyük başan kazandı, istediği
kadar 'kötü adam'ı oynadı. Ar-
kadaşlan yemeğe geldiğınde,
Styron ın kansı Roseun anlat-
tığına göre. "Gdeceklerini neden
söyiemedin bana? Bir arka-
daşjarını da yanlarmda getire-
cekkrini söylememiştin."' diye
bağınp çağınrdı. Kansı, "Sus,
ayıp ohıyor" diyerek onu sus-
turmay a çahşır, ama Styron daha
da sirurlenerek, "Sekiz kişi
Içten içten özûldüğûm birşey var, o da sekiz kitap daha, hatta John Updike gibi 15 kitap daha yazamamış olmam. Ama yazamam.
Yazamıyorum. Yaptıklanmla tatmin ohnak zonmdaym, zaten bu kadan bfle bana duygusal ve fîziksel anlamda pahalıya patladL
olacak demistin. neden 11 kişi var bnra-
da? Şu da kira?" gibi şeyler söyleyerek
bağıı mayı sürdürürdü. "Inanılınaz dere-
cede utanç veridydT1
diyor Rose Styron.
"Sürekli yapardı bunu. Arkadaşiamıız
neden katİanırdı bOmiyorutı."
IDepresyona girdi, intihann
eşiğine geidi ama iyüeşti
Derken. ünlü yazar 1985 yıhnda
depresyona girdi. tntihann eşiğine
gelmişti; hastaneye kaldınldı. Bir süre
sonra iyileşti ve bu deneyimini Vanity
Fair dergisine yazdı. Bu yazı daha sonra
ince bir kitaba dönüştü ve çok satan
kitaplar arasma girdi: "Darkness
VisiMe: A Memoir of Madness"
(Görünen Karanlık: Deliliğİn Anı
Defteri) (1990). Kapağmda, Wü-
liam Styron'ı yüzünde üzgün bir
ifadeyle gösteren siyah beyaz bir
fotoğrafı vardı. Bu kitap inanıl-
maz derecede başan kazandı.
özellikle orta sırufın orta yaşhlan
- yani benzer bunahmlan yaşa-
yanlar- kendilerinin duru-
mundan anlayan biriyle karşı
karşıyaydı sonunda, her zaman
yaşadıklan sorunlarla boğuşmuş
birine gösterüen saygıdan güç
bulduiar. Styron binlerceraektup
aldı; intihann eşiğindeki pek çok
yaşarru kurtardı.
Şimdi, bundan birkaç yıl son-
ra, Styron yine roman ve öyküye
döndü. öteki kitaplan gibi sabş
rekorlan kıran büyük romanlar
yazmıyor artık. Kısa öyküler
yaayor, Yahudi katliamı ya da
kölclıği konu alan eski yapıtlan-
na göre temalan daha hafif.
Yazann son dönem öykülennin
bir araya getınldiğı kitabm
kapağında (Amerikan baskısı-
nda) yazann bir fotoğrafı var,
suratında kocaman bir
gülümsemeyle... Delilik döne-
minden sonra sükunet.. Artık
daha mı iyi davranıyor? Daha mı
az korkunç? Rose Styron, "Evef
dıye yanıthyor, "KesJnükk." Ve
yemeğe gelen misafırler de böyle
mi düşünüyor? "Evet. Herkes."
Peki ya kitabının kapağmdaki o
kocaman gülümseme? O biraz
fazla değil mi? "Fotograf mı?"
diye soruyor Rose Styron, "O
BilTi dtşardan tanryanlann bfle
tanımadığı bir kimse."
I Amerika'nın en çok
I aranan 'depresifi'
VVilliam Styron korkunç bir trafik ka-
zası geçirdikten sonra ayaga kalkan ama
kazanın etkisini üzerinden atamayan,
travma halinde gezinen insanlara benzi-
yor. Ama yine de hayatta kalmaktan
hoşnut. Ve gülebiliyor da, genelde
köpekleriyle oynarken... Peki, mutlu
mu? "Evet evet, bir parçam mutlu. Bir
parçam çok mutlu. Ben de cogu insan gi-
biyim. Hiizün ve umutsuzluğa kapdırm
an an. Insanlar her gün yaşıyoriar bu ka-
rarsızlığı. Çok karamsar anlarla - ama in-
tihar derecesinde değil- acı veren psikolo-
jik mutsuzluklarla murJuhık arasuıda gi-
dip gdebBiyoriar. Çok kanunsarken, bir-
kaç saat sonra kendilerin birden iyi hisse-
debuiyorlar."
"Darkness Visible"ın yayımlanması-
ndan bu yana VVilliam Styron.
Amerika'nın en çok aranan 'depreshY
oldu! Bu artık gürüük yaşantısının bir
parçası. Depresyon hakkında konuş-
mak için ülkenin dört bir yanından
panellere, söyleşilere çağnhyor, bu
konuda yazüar yazıyor. Şu sıralar
Newsweek'e bir yazı yazmış. "Darkness
Visible" kitabının onlarca kopyası
evinin oturma odasmda imzalanmayı
beküyor, bu kitaplardan elde edilen gelır
Amerikan tntihar Vakfı'na bağışlanı-
yor. u
Çok kötü bir ismi var vakftn"
diyor, "ama çok yararh, çok iyi bir
kurum."
lyileşmiş Styron'la karşı karşıyayız
yine de. Sıkıntılanm ve bu sıkınülann
neden olduğu yaşam tarzını geride
bıraktı. Aruk yalnızca şarap ya da bira
nüllülük var. •*Şumı söyleyim" diyor
Styron, "geçmişte bflerek -ki bunun için
özur dflemiyorum- kötelik. savaş. Yahudi
kath'amı gibi temalar seçtim. Çünkü bun-
lar beni büyütfiyor, etkiliyor... Ama bunu
yaparken, günhık olaylann da büyük
önem taşryabfleceğin reddetmiyordum.
BUH anlamak için Emüy Dickinson'm şi-
üiermi, Çefaov'un öykülerini okumak ye-
terli..."
Styron çifti, yazlan Boston'a yanm
saat uzakhkta, Martha's Vineyard adı-
nda bir sahıl kasabasında yaşıyor. Ol-
dukça eüt bir tabakanın yaşadığı ya da
tatilinı geçırdiği küçük bir yer. ABD
Başkanı Bill Clinton ve eşi yaz tatillenni
bu yıl orada geçırdiler Jackie Onassis'in
bir evi bulunuyor Martha's Vineyard'-
ikisi "best-seller" oldu,. "Nat Tumer"
(1967) ve "Sophıe'nin Seçimi" (1979).
Öteki kitaplan da bu ikisi ölçüsünde ol-
masa da çok sattı. "Nat Turner"ın film
yapım hakkı (film sonradan çevrileme-
di) 1967 yıbnda 900 bin dolara satıldı.
1982 yıhnda sinemaya uyarlanan
"Sophie'nin Seçimi". Merji Streep'e bir
Oscâr kazandırdı Styron'ın iki evi var
(kış evi Connecticut'ta 11 dönümlük bir
arazinin içinde). Dostlan hep 'ünlü'
ısimler: Bıll Cünton'ın yanı sıra, Mitte-
rand. Carlos Fuentes, Philip Roth, Mia
Farrow. Teddy Kennedy \e Arthur MiUer
gibi... Newsweek'e yazdığında sözcük
başına 5 dolar alıyor. Başkan Clinton'ın
yemeklenni çok sevdıği bıraşçısı var. Bir
yere gıttiğinde özel pilotu Dave'le uçu-
WiDiam Styroa'uı yazlannı geçirdiği Martha's Vineyard kasabasındaki evinin yanmda yazı yazmak için kuUandıği küçük kıdübe.
içiyor, o da yemeklerde. Ve artık arka-
daşlanna da iyi davrandığı söyleniyor.
Günde bir püro içiyor ve dumanıru öyle
bir üflüyor ki; ağzına sinek kaçnuş da
onu tükürüyormuş gibi! Ama Jack
Lemmon'a benzeyen yûzû genelde asık.
Yeni birşeyler yayımlarken tedirgjn olu-
yor mu? Olumsuz bir eleştiri, kötü bir
söyleşi sinirlerini bozuyor mu? Bunun
"iyi bir sonı" olduğunu düşünüyor ve
yanıt vermiyor. Bir süre sonra, "Hayır"
diyor, çünkü yaptığa işe güveniyor, bi-
rikmiş yapıtlanna güveniyor.
Bu birikmiş yaptlan arasmda yer
alan ve geçen günlerde yayımlanan
yapm "A Tidewater Moming" (Bir Tide-
water Sabahı) Amerika'da olumlu eleş-
tiriler alıyor. Ashnda 1980'li yıllarda
yazılan ve yazann çocukluğunun geçtiği
Tidewater'da geçen öykülerden derle-
nen bu kitapta da Styron'a özgü o ka-
ramsarlığın izlerine rastlanıyor. Ancak
kitapta, ötekilerde olmayan bir alçakgö-
da, John Belushi'nin de mezan orada.
VVilliam Styron yaşadığı yeri çok sevi-
yor. "Burada çok mutlu oluyorum" di-
yor. "Bütün yakın arkadaşlarun burada.
Benkn için yü burada başiıyor ve burada
bitiyor."
Bill ve Hülary Clinton da dört yıldır
yapamadıklan tatillerini bu yıl Martha's
Vineyard'da geçirdiler. Hillary Clinton
ile Rose Sryron önceden tanışık olduk-
lan için tatil boyunca Styron'lar ve Clin-
ton'lar daha da yakınlaşmışlar. Bu ara-
da Cunton'lann evsahibi çarşaf temin
etmeyi unuttuğu için, Clinton'lar
"Styron çarşaflannda'' yatmışlar!..
Styron'ın evinde başkan Clinton'la çe-
kilmiş bir fotoğrafı gümüş bir çerçeve
içinde duruyor. Clinton altma "misafir-
perverngi ve dostiuğu" için ona teşekkür
edıyor.
Amerikan edebiyatçısının rüyası,
Styron'ın yaşamırun ta kendisi pek çok-
lan için... Styron'm kitaplan arasında
yor. Bahçesini kendi suluyor. İki plajı
var.
Bir de bir kansı var, Rose. ÖnceJohns
Hopkins Ünıversitesi'nde Styron ders
veren genç bir yazar, Rose da öğrenciy-
ken tanışmışlar. Bır süre sonra Roma'da
yeniden karşılaştıklannda. yakınlaşmı-
şlar. 1953 yılında evlenmişler. Dört ye-
tişkin çocuklan var. Rose Styron, ko-
casırun asık suratı göze batmasın diye
sürekli gülümsüyor. Uluslararası Af
Örgütü'nün etkin üyelerinden. bu ne-
denle sık sık seyahat ediyor. Yayımlan-
mış şiirleri var.
Styron'ın ailesi. dostlan ve parası var.
kendini iyi hıssettığinde müthış yapıtlar
verebılecek denli de yetenekü. Kısacası
onu mutlu edecek çok şey var. Ancak
onu mutsuz eden. çok çok mutsuz eden
şeyler de olmuş. Mutsuzluğunu, sinir
bozukluklannı. bunalımlannı temelde
annesinin erken ölümüne bağlıyor
Stvron.
Wilham Styron, 1925 yıhnda
Virginia'da orta sıruf bir aıknin
çocuğu olarak dünyaya geldi. Ba-
bası tersanede çalışıyordu. Willi-
am tek çocuktu. Dünyası, kesin
çizgilerle aynlmıştı: Siyahlar ve
beyazlar. Anne ve babasıoldukça
liberahTiiş, bir siyaha "zend" diye
hitab etmek ailesince "ayıp"
karşılanırmış. Ancak Styron, si-
yah bir kadına bir gün "hant-
mefeodi" dedıği için annesinin
kızdığmı anımsıyor.Babası, yı-
llarca kanser olan annesıne
bakmış. Annesi 13 yaşındayken
ölmüş. Yazann "A Tidewater
Morning" adlı kitabı, bu olayı ele
alıyor. Yıllarca başkalannın aa-
lannı anlatan. yazan Styron'ın
kendi aasını anlattığı tek kitap
belkide. Styron, 1985 yıhnda gir-
diği depresyonu, kesin olarak
annesinin ölümüne bağbyor.
"Bence çok beurgin bir bağlantı
var. Haslalığım boyunca yaşadon
bunu. Üşüdüğümû ve koouşa-
madığımı anımsıyonım. Büyük bir
sarsıntı geçirdûn. Sanki birisi
başuna vurmuş gibi. Kendi kendi-
me 'Neden ağlamıyorum? Neden
acıdan bağınp çagınnıyorumT'
diye sorduğumu anunsıyorum.
Kardeşlerim olsa, bunu atlatabi-
lirdim samyorum. Emin değflim,
bu yalnızca bir teori. Arkadaş-
lanm vardı tabü ama çok
yahuzdun. Kendimi inaaıimaz öl-
çüde dışlanmış bissediyordum."
Styron 16 yaşında evden ay-
nldı ve North Carolina'da bir
okula gitti. Daha sonra da Duke Üni-
versitesi'ne girdi, okulun bahriye eğitim
programına kaülmak için. Tuhaf, eksik
bir savaş yaşadı. 1945 yıbnda Japonya'-
ya doğru yola çıktı, emrinde 45 askerin
bulunduğu. 20 yaşında bir subay. Oraya
vardı, atom bombası atıldı ve savaş bit-
ti... Henüz hiçbir şey yaşamadan. geri
döndü. Yaşamını kesinlikle Hiroşima'-
ya borçluydu.
IYaptıklarun bana
pahalıya maloMu
New York'ta, Brooklyn'de oturmaya
başladı, "Sophie'nin Seçimi'ndeki an-
latıcı Stingo gibi. (Bu dönemde,
Auschwitz'den kurtulan katolik, Sop-
hie adında bir kadınla tanıstı, soyadını
ve sonra ona neler olduğunu bil-
miyor) McGraw-Hill yayı-
nevinde bir iş buldu. Sonra. işi bı-
rakarak babasından aldığı maddi
yardımla yaşamaya başladı: Bü-
tün zamamnı ilk romanını yaz-
maya vermişti. "Lie Down in
Darkness" 1951 yılında yayı-
mlandı, çok aynntıiı, yorucu, Fa-
ıdkner'ı arumsatan bir umutsuz-
luk ve ölüm öyküsü. Başanlı
oldu. Styron, Amerikan edebi
kurmaca yaanın ticari kenannda
kendine bir okur kitlesi oluştur-
du. Lirik, ancak etkin, ayağı yerc
basan bir tara vardı. Her kitabı-
nda bol bol kan ve gözyaşı da
vardı... önemli konulara
daldığında. zaman zaman eleşti-
riler aldı. 'Sophie'nin SeçünT
Yahudi katliamından kurtulan
kimi okurlan hayal kınklığına
uğrattı. 12 yıl sonra yazdığı ve
olaylan asi bir kölenin bakış
açısıyla anlatan "The Confessions
of Nat Turner" da Amerika'nın
önde gelen siyah akademilderini
kızdırdı, Styron, olaylan saptı-
rmak ve ırkçıhkla suçlandı. Hat-
ta "Wilüam SrjTon's Nat Turner
Ten Black \Vriters Respond"
(William Styron'ın Nat Turner'ı:
Siyah Yazarlar Yanıt Veriyor)
başlıkh bir kitap bile yayımlandı.
Bu tartışma üzerine binlerce
makale yazıldı ve bunlan bir ara-
ya getiren "The Return of Nat
Turner" (Nat Turner'ın Dönüşü)
adlı bir kitap daha yeni piyasaya
çıktı. Pulitzer Ödülü kazanan
"Nat Tumer" için Styron, "Çağımızda
siyasal doğru içeren Sk khap" diyor. Nat
Tumer bugün yazılmış olsa, AIDS'den
ölen bir adamı konu alırdı herhalde. Bu
görüşe katıhyor Styron.
William Styron. Amerika'nın yaşa-
yan en büyük yazarlanndan. Sekiz ki-
tabı var. "Bümiyorum" diyor, "ün geti-
ren şeyin ne oMuğumı bilmiyorum. İnsan-
lara dokunan , ses getiren birşeyler
yazmış obnak gerekiyor ve ben ne yazdıy-
sam öyle oldu. Içten içten üzüldöğüm bir-
şey var, o da sekiz kitap daha, hatta John
Lpdike gibi 15 kitap daha yazamamış ol-
mam. Ama yazamam. Yazamıyorum.
Yaptıklanmla tatmin obnak zomndayım,
zaten bu kadan bile bana duygusal ve fî-
ziksel anlamda pahalıya padadı. Çok
şanslı oMuğumu düşûnmüşümdür hep.
Gerçekten. Çahşmamuı karşılığını
fazlasıyla aldım. Sorunlarımın kurbanı
olmuş gibi algüanmak istemiyonım ama
ashnda biraz öyle»."
Ünlü Amerikalı yazar Herman Melville'in romanı'Moby Dick' bu sezon Londra'da sahneleniyor
MobyDickşimdisahnedeyüzüyorKüftörServisi -O ünlü büyük
beyaz balina Moby Dkk'i ya-
kalamak. olağanüstü güç bir işti.
Amerikah yazar Herman
Mehüle'in 1851 yıhnda yayım-
lanan kahramanlık destarn, klasik
romanı "Moby Dick'" de bir okur
için üstesinden geünmesi daha az
güç bir işdeğüdirdogrusu. Şimdi
"Moby Dick". oyun yazan Rod
\Vooden'm kalemınden, Geny
Mı4grew'in yönetimiyle Londra
sahrKterinde. Royal Shakespeare
Company tarafından
sahneJenecek.
Kaptan Ahab'ın Moby Dick'i
yakalamak için yaşadığı
mücadekyi konu alan yaklaşık
600 sayfahk "Moby Dtck" hem
biraz macera öyküsü hem bir
belgesel niteliğinde. Kitapta,
balınalann anatomisindeTi, ba-
linacüık endüstrisın e pek pek çok
aynnü var. Kitap, arkadaşhğın
doğası, din ve mitoloji, uygarük
ve vahşi doğa, yaşam ve ölümü
irdeliyor.
Rod Wooden, "Moby Dick"i
tiyatroya uyaıiamanm ük bakışta
kendisine çok zor,çok çetrefiüi bir
iş gibi göründüğünü itiraf ediyor.
Wooden'ın "Moby Dick'Te ilgili
aklında kalanlar, başta çocukken
okudugu bir çizgi roman ve Gre-
gory Peck'in başrokie o>-nadığı
bir filmle sınııtymış. Ama sonra
kitab okumuş: "Oiağanûstü
buMum IdtabL Mdviieçok dra-
ntarJk biryazar. Kkapta tamamen
dryaloglarla venfiği böJümkr
bulunuyor. İki temdesin kaynağı
var Shakespeare ve mdL
DoiayEryb dS deçok zengin."
48 yaşındaki Ron VVooden
hala kendini başanya "ahştr
maya'" çahşryor. Yazmaya yeni
yeni, 1987 yılında başlamış, kısa
öyküler ve romanlarla. 1990
yıhnda "Your Home m the West"
(Baüdaki Evin) oyunuyla Mobil
Oyun Yazarbğı Yanşması'ru,
1992 yıhnda daJohn Whiting
Sanat Konseyi ödülü'nü
kazandı. RoyaJ Shakespeare
Company oyunculanyla
"Ajıtigone Projesi" üzerinde
çahşmaya başladı.
Communicado"nun yönetmeni
Gerry Mulgrevv. "Arıtıgone"yi
çok beğenince. aralannda "Moby
Dick"işbirliğidoğdu.
"Moby Dick"in sahnelenme-
sinin hernen ardından, yazann
doğup büyüdüğü kent olan
Norfolk'da geçen bir başka
oyunu,"Smoke"(Duman)da
Manchester'da sahnelenmeye
başlayacak. Oyun, 16. yüzyılda,
toplumsal birçalkanü ve
yoksuDuk dönemini konu alıyor.
"Moby Dick'de Wooden'ın en
çok ilgisini çeken, bütünüyle
erkekJerden oluşan tayfası. bu
insanlann evlerini. aüelerini geride
bırakarak neden bir balina
peşinde üç yıllık bir yolculuğa
çıktıklan ve "kadmm varuğmdan"
yoksun obnanın onlarda negibi
etkiler yaratüğı daha çok.
VVooden buna kendincebir
açıklama getiriyor evciDiğin
getirdiği o klastrofobiden kaçış...
"Moby Dkk*' oyununda ro-
mana göre pek çok degişiklik
yapdmış. Yeni isirnJereldenrniş,
kırruisirrüerçıkanlmış "Romanı,
tiyatroya uygun bir öyküye
dönüştürmek zonmdaydim" diyor
VVooden. "Tiyatroya uyarlanan
romanlardan genelde hn^anmam»
bu nedenfebiraz yasak avadan
bekçiyedönüşmüşgM
hissedryorum kendimi,ancak
özgün bir yapıt ortaya koyabimek
o kitaba saygı göstermektir. Sanat
yapırJan hayalgucünden doğmah.
Yoksa, tiyarroruı girişine
'Roman okuyım*diye brtabelada
asabünn..."
VVooden. romanın ana tema-
smın ashnda lOOsayfadaanla-
tıkügtru fark etmiş:"Her oku-
duğumda biraz daha ksahnm
romara. Benzaten mukemmel
tiyatroya inanrmyorum. En flginç
tiyatro bile,olanaksızı yapmaya
çahşryor ve bu neoene kusursuz
obnası da oJanaksE_"
Felsefe tariM okuma zevki
ARSLAN KAV7NJARDAĞ
İnsan, tarih boyunca çeşitli sorunlarla karşılaşmış, bunlar-
la ilgili sorular sormuş, yamt ararmşür. Öyle ki, felsefe soru
sormakla başlamıştır bile diyebiiiriz. Bu tür sorular hemen
hemen hiç değişmemiştir. Yanıtlar değişik olmuş, böylece
düşünce akımlan. felsefe okullan meydana gehniştır.
Filozoflar birbirini eleştirmiş, ya da bin ötekinin eksiğini
tamamlamaya çalışmıştır. Sonunda diyalektik bir sürecin
zenginliğı ortaya çıkmıştır ki, buna felsefe tarihi diyoruz.
Sistem kuran filozoflar vardır. Bu sistemler felsefenin bü-
tün yönlerini içerirler. Başka deyişle, doğa, bügi, sanat, top-
lum. eğitim, tarih, eük (ahlak), metafızik vb. konulara ilişkin
düşünceleri birbirini tamamlayacak biçimde içlerine ahrlar.
Ne var ki sistemd filozoflar dönemi kapanalı epeyce olu-
yor. Felsefe. Hegel'den sonra sistemcilikten uzaklaştı. 19.
yüzyılda Schopenhauer, Nietzsche, Husserl gibi değişik fızo-
loflar görülmeye başladı. Bunlar felsefeye kendi alanlannda
büyük katkıda bulundular, özgün düşünceler geliştirdiler,
felsefe devam etti ve her zaman edecek.
Böyle olduğu halde bizde son zamanlarda, felsefe öğreti-
mine karşı bir davranış görülmektedir. Liselerde felsefe zo-
runlu ders olmaktan çıkantmakta, yeni kurulan üniversite-
lerde felsefe bölümlerine yer verilmemektedir. Felsefe. eğiti-
min temelinde yer tuttuğuna göre bu davranış yanlış ve tehli-
kelidir. Yann karşımıza çıkacak insanlar bu yanhşın korku-
tucu izlerinı taşıyacaklardır.
Felsefe öğretıminin başhca yollanndan biri, felsefe tari-
hinden yararlanmaktır. Felsefe tarihi okuyanlar. lonya'da
(Batı Atıadolu'da), hatta ondan önce başlayan düşünce hare-
ketinin Sokrates, Platon. Aristoteles gıbı filozoflara geldik-
ten sonra Ortaçağ'da ne duruma gırdığmı; humanizma, röne-
sans, aydınlanma aşamalanna nasıl gelindiğini: Descartes,
Kant. Hegel, Marks gibi fılozoflann önemini; 19. ve 20. yüz-
yıllarda ulaşılan noktalan öğrenirler. İsterlerse Doğu ve Js-
lam fılozoflanyla ilgili bölümleri de okuyarak felsefeye kat-
kılan konusunda bilgi edinirler. Böylece bilgi ve kültürlerini
artürdıklan gibi kahplaşmış yanlış düşünceîerden kurtulma
yoluna da girerler.
Felsefe tarihi okumak yalnız felsefecilerin işi değildir. Bü-
yük bir süreci, bu süreç sonunda doğruluk, özgürlük, insan
haklan, güzellik. ahlak gibi evrensel değerlerde nerelere va-
nldığını, hangı düşüncelere ulaşıldığmı öğrerunek isteyen
herkes felsefe tarihi okumahdır. Özellikle siyaset ve bilim
adamlanrun vazgeçilmez işlerinden biri bu ohnalıdır.
Toplumlar felsefe ile saygınlık kazandıklan gibi. insanlar
da felsefe ile birey olmaya doğru yol ahrlar, yani sürü olmak-
tan kurtulurlar.
Türkiye'de felsefe tarihi ilgisi geç başlamıştır. Bu konuda-
ki ilk yapıtı, Tanzimat yıllannda Fatma Ah'ye Hanım'ın yaz-
dığı söylenebilir. Çalışmalar yavaş üerlemiş, bu arada Fran-
sızcadan, Almancadan çeviriler yapılmıştır. İngilizceden
yapılan çeviriler daha sonradır. Kitaphğımıza baktığımızda.
çeviri olan ve olmayan felsefe tarihleri görüyoruz. Dünyada
yapılan çalışmalar göz önünde tutulursa bunlar kuşkusuz
yeterli sayılmaz.
Profesör Von Aster'in. Profesör W. Kranz'ın 1940'larda
İstanbul'da verdikleri derslerin notlanndan oluşan felsefe
tarihleri bugün de okunabilir. Profesör Macit Gökberk'in
1961de yazdığı Felsefe Tarihi 3. baskısını yaptı. Bu kitap di-
li, içeriği ve yöntemi ile iyi bir el kitabı niteliği taşıyor Fran-
sız felsefeci A.VVeber'den mgili B. Russel, Comieston ve Sa-
hakian'dan çevrilen felsefe tarihleri de ilgi çekici kitaplar ola-
rak okuyuculannı beklemektedir. Saydıklanrru Türkçe ki-
taplar arasından seçtim. Yabancı dil bilenler kuşkusuz, daha
başka pek çok kitap bulabilirler.
Felsefeye bu yolla girip zevk alanlar, başka kitaplan da
merak edecekler ve bu alanın iyi bir okuyucusu olacaklardır.
"IstanburunEskileri"fotoğraf
yanşması
Kültür Servisi - fstanbul Büyükşehir Belediye Başkanhğı
tarafından "İstanbul'un Eskileri" konulu bir fotoğraf
yanşmasının düzenlendiği bildirildi. Seçici kurulu Prof.
Mehmet Bayhan. Cem Çetin, Ara Güler, Barbaros Gürsel,
Prof. Dr. Nurettin Sözen ve Hilmi Yavuz'dan oluşan
yanşmanın son katılrm tarihi 7 Şubat 1994. İlgi duyan
herkese acık yanşmaya bir kişi en çok altı adet si> ah-bey az
veya renkli baskı ile katılabilir. Fotoğraflann boyutlannın
18-24 cm'den küçük 30-45 an 'den büyük otmaması
gerekiyor. Yanşmada birinci olanfotoğrafınsahibıne 10
milyon TL, ikinciye 8 milyon, üçüncüye 6 milyon ve 3
mansiyona da 4"er milyon TL ödül verilecek. Aynca seçici
kurul ödül alanlar dışında değer gördüğü fotoğraflan da 1
milyon TL birim fiyatla satın alabilecek. Yapılan
açıklamaya göre yanşmarun sonuçlan 18 şubatta belli
olacakv21 martta ise ödül alan fotoğraflar sergilenmeye
başlanacak. (Adres: Yıldız Teknik Universitesi Meslek
Yüksekokulu Fotoğraf Programı Büyükdere Cad. Maslak
80670 İstanbul, Tel: 285 05 30)
Foto Maratonyarışması, arahkta
Kültür Servisi - İFSAK'ın düzenlediği "9. İstanbul
Fotoğraf Günleri" kapsamında gerçekleşen "Foto
Maraton Yanşması"mn 3'üncüsü 10,11.12 aralık günlen
yapılacak. "Amatör fotoğrafçılann sımrh süre ve malzeme
ile ne üretebildiklerinin ortaya konması ve İstanbul'un 48
saatinin belgelenmesi" amacıyla düzenlenen foto maraton,
10 arahk günü 20.00'de Beyoğlu'nda bulunan İFSAK
merkezinde başlayacak. Buradan renkli negatif filmleri
alacak olan 200 yanşmaaya İstanbul'la ilgili 3 ay n konu
bildirilecek. Çekimler 12 aralık pazar günü 20.00'ye dek
sürecek, İFSAK demek merkezine teslim edilen fılmler, 14
aralık salı günü alınabilecek. 16 aralık perşembe günü
Vakıfbank Sanat Galerisi'nde, A. Hahm Kulaksız.
İbrahim Zaman, O. Cem Çetin ve Yüksel Ersertel'den
oluşan seçici kurulun behrlediği yapıtlar sergılenecek ve ilk
beşe giren yapıtlann sahiplerine madalya verilecek.
Victoria Mullova CRR'de
Kültür Servisi- Genç kemansanatçısı VictonaMullova
bugün saat 19.00'da Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda,
İstanbullu müziksevelere bir müzik şöleni çekecek. Müzik
eğitimine Moskova Müzik Okulu'nda başlayan Mullova,
Moskova Konservatuvan'nda Leonid Kogan'laçalıştı.
1981 Helsinki Sibeüus yanşmasında ve ertesi yıl Çaykovski
Müzik Yanşmasf nda birinci oldu. Uluslararası festivallere
katılan ve dünyanın birçok ülkesinde ünlü orkestralar
eşliğinde konserler veren Victoria Mullova'nın yaptığı bir
çok plak çahşması da ödül aldı. Sanatçı CRR'deki
konserinde r3ebussy ve Beethoven'den yapıtlar sunacak,
kendisine piyanist Piotr Anderszevvski eşlik edecek.