18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyel70. Yİ.SAYI 24883 S A N A T K U L T U R M A G A Z I N T E L E V İ Z Y O N ZKJUJM1993SALI însan sağhğını olumsuz etkilemeye başlayınca santralı devredışı bırakacak alarm sistemi yok Orhaneli Santralı zehir kusuyorLEVENT GENCELLt BURSA/ORHANELl - De- neme üretimine geçmesi iki kez mahkeme karanyla durdurulan, ancak bilirkişinin "çauşırken çev- reye vereceği zarann saptanması gerekir" isteği ûzerine faahyete ge- çen Orhaneli Termik Santrah "ze- hir" kusmaya devam ediyor. Çevre Bakanı Rıza Akçah'nın da bir süre önce denetleme yapüğı santrabn özellikle çevreye yaydığı kûkürtdioksit oranı tehlike sınırlannın çok üstünde. TEK Ge- nel Müdûrlüğû uzmanlan, sant- rahn son teknolojiyle kurulduğu- nu, çevreye zarar vermediğini sa- vunuyorlar. Desülfurizasyon (ba- cagazı kükürt antma) tesisinin ihale edıldiğjnı, 24 ayda tamam- lanacağını söyleyen TEK yetkilile- ri, bu süre ıçinde ûretim yapılma- anın hiçbir sakınca yaratmaya- cağını iddia ediyorlar. Bursa'da, peş peşe ahnan iki yü- rütmeyi durdurma karannın ardı- ndan üçüncûsü için mahkemeye tekrar başvurma hazırhklan yapıhyor. Bursa Büyûkşehir Bele- dıye Başkanlığı'nın da davacı ta- raflar arasında yer aldığı girişimin avukatlanndan Ertuğnıl Yalçı- nbayır, "Desülfürizasyon ünitesi devreye girmeden santrah 24 ay çahştırmak cinayettir" dedı. Yalçı- nbayır, bilirkişinin çahşırken zarar belirleme isteği üzerine 3. kez yü- rütmeyi durdurma isteğiyle mah- kemeye başvurmayı geciktirdikle- rini savunarak. "Tekrar yûrütmeyi durdunna isteyeceğiz. Bilirkişi önü- müzdeki gûnkrde raporunu yaza- cak. Termik santralın zaran orta- da. Bunu TEK yöneticileri de bili- yor. Burayı desülfürizasyon ünitesi devreye alımnadan işleönek. beie bek 24 ay işletmek büyûk hata olur. Doğaya ve insanlığa yapacağı tah- ribat, üreteceği elektıikte de karşı- s.' antralla ilgili 2 kez yûrütmeyi durdurma karan verildi. Üçüncûsü için mahkemeye başvurma hazırhklan yapılıyor. Orhaneli Termik Santrah'nı desülfürizasyon ünitesini devreye sokmadan işletmenin büyük hata olduğu belirtiüyor. lanamayacak dunnndadır" diye konuştu. Orhaneli Termik Santrah'yla il- gili hukuk savaşımı, santrabn yapımının bıttiği 1992 yılında baş- ladı. Santralın antmasız devreye girmesınin etkılennin kamuoyuna aktanlmaya başlanmasıyla birlik- te Bursa'daki duyarb kuruluşlar harekete geçtıler. Bursa Barosu Çevre Komisyonu'nun girişimıyle Güney Marmara Doğal ve Kültü- rel Çevreyı Konıma Derneği (GÜMÇED). Bursa Tabıp Odası, Yıldınm Ziraat Odası, Bursa Ga- zeteciler Cemiyeti, Çağdaş Gaze- teciler Derneği, Ziraat Mühendis- leri Odası, Örman Mühendisleri Odası. Kimya Mühendisleri Vete- riner Hekimler Odası, Elektrik Mühendisleri Odası, Eğitim-tş Sendikası, Otomobıl Iş Sendikası, Mimarlar Odası Bursa şubeleriyle bazı gerçek kişiler, Orhaneli Ter- mik Santrah'nın antmasız işletil- memesi gerektiğini savunarak ida- re mahkemesine dava açmışlardı. Davacılar, ilki 4 Kasım 1992'de, diğeri de 3 Mart 1993'te 90'ar gün- lük yûrütmeyi durdurma karan al- dırttılar. Yürütmeyi durdurma ka- rarlan eylül ayı başında sona erdi ve santral çahşmaya başladı. Bu arada mahkemelerce saptanan bi- lirkişiler, santralın etkisini çahşı- rken saptamak istediklerini, bu- nun için santrahn çalıştınhnası ge- rektiğini bildirincc, duyarh kuru- luş ve kişiler mahkemeye başvur- maktan kısa süre için vazgeçtiler. Bilirkişi heyetinin santralla ilgili çalışmalannı tamamladığı ve raporunu yazmak üzere olduğu öğrenildi. Uzmanlar, Çevre Bakanı'na santraldaki kirletici ölçümlerinin döküldüğü bilgisayann başında bilgi aktardılar. TEK uzman- lannın verdikleri bilgilere göre Or- haneli Termik Santrah'ndaki teh- likelerin en büyüğü kûkürtdioksit. Bu kirleticinin 270 metre yüksek- likteki bacadan çıkış değerinin, Hava Kalitesini Koruma Yö- netmeliği'ne göre metreküpte 1000 miligram ohnası gerekiyor. Bu oran santralda 7918'e dek yükseli- yor. TEK'in çevTe birimı uzman- lan, elde edilen bulgulann baca çıkışı baz ahndığında tehlikenin büyüklüğünü kabul ediyorlar, İLGİNÇ MÜZE Viking gemisi, ziyaretçi önünde yapılıyor GÜRHAN UÇKAN STOCKHOLM - Stockholm'de Deniz Tarihi Müzesi'nde, ahşılmışın dışında bir sergi açıldı. Serginin ahşılmaz oluşu, her gün değışmesinden ötürü. .800 yıl önce kullanıldığı sanılan bir Viking gemisı, 30 yühk çahşmalardan sonra yeniden inşa ediliyor; hem de orijinal parçalan kuUanılarak Norrtalje yakınlannda ilk parçası 1898'de Erik Ersson adlı bir çiftçi tarafından tarlasını sabanlarken bulunan geminin, yaklaşık 1140'mda olduğu, müze dilinde C 14 denilen bir yöntemle saptanmış. Bölgenin, Viking devrinde körfez olduğu, daha sonra yaşanan jeolojik hareketlerle kara haline geldiği biliniyor. Vikingler, gemilerinin özgün biçimi kadar denızcihkleriyle de ilgi topluyor. Bundan 700 yıl önce, Avrupa'yı nehirler, kanallarla geçerek İstanbul'a •dek gjtmişler ve bulduklan bu •ilgınç diyara Miklagard adını takmışlardı. 1983'te, iki etapta gerçekleştirilen bir proje sonucu 7 Isveçli, aynı yöntemle ve kendi yapüklan Viking gemisiyle -İstanbul'a ulaşarak büyük ilgi Itoplamıştı. Deniz Tarihi Müzesi'nde yapüacak olan gemi, gerçekte bir minyatür. Uzunluğu yalnızca 9 metre olacak. Gokstad, Oseberg ve RoskiMe adh üç tarihi gemi modehnden yararlanıhyor. Projenin sorumlulan, gemi mühendisi Acke Lindberg ve arkeolog Gunilla Larsson. •Sergide gemi yapımı dışında, 1898'den bugüne yapılan araşürmalann ve son 30 yılhk proje çahşmasının belgeleri de yer aüyor. Viking gemisı, •tamamlandıktan sonra bir süre daha müzede tutulacak. ardı- ndan, geldiği bölgenin müzesine kabcı olarak gönderilecek. Yıldakişibaşına 40 gram dişmacunu tüketiyoruz İST ANBUL (AA) - Türkiye'de yüda kişi başma 40 gram diş macunu tüketildiği, buna karşılık, Türkiye'ye göre Isviçre'de 12,5 kat, Ayusturya'da 10,9 kat, Yunanistan'da 4,5 kat ve tspanya'da da 4,4 kat daha fazla diş macunu tüketimi gerçekleştiği behrlendi. özel bir temizhk firması tarafından yaptınlan araşürmaya göre, Türkiye. diş macunu kullanma konusunda, Avrupa ûlkelerinin bir hayli gerisinde bulunuyor. Diş macunu tüketiminde İsvıçre yılda kişi başma 490 gram kullanarak birinci ülke durumundayken, bunu 383 gramla Avusturya, 323 gramla Almanya izliyor. Aynca, kişi başına yılhk diş macunu tüketimi tngiltere'de 261, Hollanda'da 260, Belçika'da 250, Portekiz'de 185, Yunanistan'da 182 ve İspanya'da da 178 gram iken, bu oran Türkiye'de yılda sadece 40 gram olarak gerçekleşiyor. UNICEF, "yaşayarak öğrenme"yi en başanh okul öncesi eğitim modeli olarak nitelendiriyor Biz çocuğu keşfedelim, çocuk da bilgiyi FİGEN ATALAY İrem, Serra, Mebsa, Meriç ve öteki küçüklerin, ilk işi "planlama". Yani günün nasıl geçinleceğinin ka- rarlaşüntaıası. Ehşi mi yapacaklar? Resım mi? Blok- larla bir bina mı inşa etmeli?, Yoksa evcilik mi oyna- mah? Istedikleri, ilgi duyduklan etkinliği seçecek ve "çalışma" saatini onunla değerlendirecekler. "PlanJama", "Çahşma", "TopJanma", gibi sözcük- ler, okul öncesi yaşlardaki çocuklar için fazla ciddi bulunabilir. Ama bunlar, 1980'lerde ABD'de gehştiri- len, UNICEPın "En başanlı okul öncesi eğitim mode- li" olarak nıtelendirdiğı Etkin Eğitım'ın (Hıgh Scope) unsurlan. Her çocuğun kendi başma bir dünya olduğu temeli- ne dayah ve doğrudan çocuk merkezh' bu eğitim mo- delinin ana ilkeleri şunlar' - Kişilik özeüikleri doğrultusunda her çocuğun özgfi- ven kazanması, - Toptuluk içinde birey olarak kendini gösterebUmesi, - Duygulannı paylaşabilme, ortaklaşa iş ve program- lan izleyerek dayamşma. yardnnlaşnıa bilincini kazan- ması, - Yetenekleri belirlenerek resim, müzik, drama yo- hıyla kendini ifade edebilmesi, - Dil sevgisini, sözcükleri doğru-düzenli kullanma ye- tisini kazanması, - Bedensel, flziksel gelişimine yardımcı olacak bece- riler edinmesi. Heer oyuncagm, eşyanın alındığı yerde resimleri bulunuyor. Çünkü çocuk aldığı, kullandığı her şeyi, aldığı yere yine kendisi yerleştiriyor. Resimler, yerleştirmede ona klavuzluk ediyor. Böylece çocuk, her şeyi fonksiyonuyla tanıyor, hem de "kullanma" ve "yerleştirme" bilgisini ediniyor. Etkin eğitim, bir başka deyişle "yaşayarak öğren- me" metodu, birçok okul öncesi eğitim kurumunda uygulanmaya başladı. Bostana'daki Yeşilyer Çocuk Evi de bu yöntemi uygulayan kurumlardan. Etkin Eğium'in anahtar sözcüğü "Çevre düzenle- me". Yeşilyer Çocuk Evi'nde de bu ilkeden hareketle "Evcilik KöşesT, "Kukla Köşesi", "Müzik Köşesi", "Fen ve Doğa Köşesi", "Sessiz Köşe" gibi köşeler oluş- turulmuş. Bu köşeler için oyuncaktan minik süpürge- ye, mikroskoptan boş deterjan kutulanna kadar her türlü materyal kullanılmış. Her şey çocuklann ulaşa- bileceği uzaklık ve yükseklikte. Gün, dört ana bölüme aynhyor. İlk aşama "Pianla- ma". Çocuğa o gün ne yapmak istedığı soruluyor ve programını kendisinin yapması sağlanıyor. Daha sonra "Çahşrna" aşarnası gebyor. Bu aşamaya "oyun- eğknme" de denilebiliyor. Çünkü seçectkleri çabşma, ashnda oyun. Bu aşamada Planlama'da karar verdik- leri etkinhği uyguluyorlar. Her oyuncağın, eşyanın alındığı yerdeki resimlerin sırn, çahşmayı izleyen "Toplanma" aşamasında or- taya çıkıyor. Çocuk aldığı, kullandığı her şeyi aldığı yere yine kendisi yerleştiriyor. Resimler, yerleştir- mede ona klavuzluk ediyor. Böylece çocuk herşeyi fonksiyonuyla tanıyor, hem de "kullanma" ve "yeıleş- tirmc" bilgisini ediniyor. Son aşama "Hattrlatma". Öğretmenlerin rolü bu aşamada ortaya çıkıyor. Güne nasıl başlandığı. neler planlarup yapıldığı, nasıl yaşandığı-nasıl yapıldığı ço- cukla birhkte "hatırlanıyor". Böylece yapılanlann bil- gisi ortaya çıkanbyor. planlann uygulanma düzeyi öl- çülüyor. Yeşilyer Çocuk Evi kurucusu Ayşe Coşkun. Etkin Eğitim ile ilgili şunlan şöylüyor: "Sadece çocuklar değil, yetişkinler de ancak yapttğı ve yaşadığı şeylerin bilgisine sahip olur. Onun için Et- kin Eğitiın'i, yaparak, yaşayarak öğrenme olarak da ifade edebiliriz. 3 yaşındaki, 5 yaşındaki çocuğa, 'şu şu- dnr, bu budur' demenin ya da 'haydi şimdi şunu yapalun" demenin fazla bir anlamı yok. Çünkü bu yaş grubu. hem algılamamn en yüksek olduğu dönemde, hem de oyun çağında. O halde taşıma, yığma bilgiler. etkinlikler de- ğil; çocuğun o engin, eşsiz zenginlikteki dünyasını keş- fedecek bir anlaytş gerekiyor. Bunun için de çocuğun kendisini, kendi dünyasını sergikyeceği bir o>ım, eğlen- ce ortamı hazırlamaİıyız. Öyle bir ortam ki biz çocuğu keşfedelim, çocuk oyunu, eğlenceyi ve bilgiyi keşfet- an." 3-5 yaşlanndaki bir çocuk hem algılamamn en yüksek olduğu dönemdedir, hem de oyun çağında. O halde zenginlikteki dünyasını keşfedecek bir anlaytşla çocuğa yaklaşmak gerekir. (Fotograflar: KAAN SAGANAK) ama yer seviyesi ölçümlerinin de- ğerlendırilmesi gerektiğini savu- nuyorlar. Orhaneli Termik Santrah'nın bacasından doğaya yayılan kü- kürtdioksiti antacak olan baca- gazı kükürt antma tesisi ihalesi bu ayın başında imzalandı. Alman Noell KRC. Alsim Alar- ko'nun oluşturduğu konsorsıyum tarafından yapılacak antma tesisi- nin 24 ayda tamamlanması öngö- rülüyor. Konsorsiyum, santralı yapan müteahhit fîrmanın boşal- tacağı şantiye binalannı kullana- cak. Bu nedenle şantiye binası kur- ma süresi konsorsiyuma ek süre olarak venlmedi. Çevreciler, 24 ayhk yapım süresince santrahn çahştınlması durumunda vereceği zararlann, elektrik üretimiyle karşılaşünlamayacağını. TEK'in "biz elektrik ûretiyoruz. Ülkeyi elektriksiz mi bırakalım" mantığının, geçerh olamavacagını savunuyorlar. Belediyeler de karşı Orhaneli Termık Santrah'nın antmasız devreye sokulmasına, Bursa Büyûkşehir Belediyesi ile Orhaneb Belediyesi de karşı. Her iki beledıyenin mechslerinden "an- tmasız santrala hayır" karan çıktı. Orhaneli Belediye Başkanı Gürel Yüdız, bu konudakı fıkırlerinden gen adım atmadıklannı savunuyor. Santrahn desülfürizasyon ünitesi devreye girmeden çahştın- hnasına göz yumduğu gerekçesiyle davah durumunda olan Çevre Ba- kanı Rıza Akçalı'ya son ziyaretınde bilgı veren TEK yöneticileri, santralın çevreye hiçbir zarannın olmadıgmı savundular. Akçalı'ya verilen yazıh bilgide, Dünya Bankası'nın, "temiz" olduğu gerekçesiyle desül- fürizasyon ünitesi için kredi ver- mekten vazgeçtiği öne sürüldü. TEK'in çevre birimi uzmanlannca hazırlanan "bilgi notu"nda, Dün- ya Bankası'nın kredi vermekten vazgeçmesi şöyle anlatıhyor: "Çeşjtli santrallarımızın ba- cagazı kükürt antma tesisleri için Dünya Bankası'ndan kredi temini için girişimlerde bulunulmuş te bu temaslar sonucunda ülkemize gelen bir Dünya Bankası mLsyonu tarafı- ndan termik santrallarımızın durumu incelenmiştir. Sonuçta, ül- kemizde gecerli olan hava kirlüiği regülasyonu hükümlerinin tersine, yer seviyesi değerierini esas alan Dünya Bankası uzmanlan, Or- haneli Termik Santrah'nın mey- dana getireceği çevre kirliliğinin Bursa'yi etkilememesi veya çev- redeki ormanda bozulmalara nedea olacağının ispatlanması halinde bir bacagazı kükürt antma tesisinin Dünya Bankası'nca gerekli görüleceğini betirtmiş bulunmaktadır. Bu çerçevede daha önce yapılmtş bulunan baca gazı yayılım çalışmaları. Bursa'yı da içine alacak şekilde genişletilmiştir. Çabşma sonunda alınan rakamlar doğrultusunda Dünya Bankası, Or- haneli Tennik Santralı bacagazı kükürt antma tesisine kredi ver- mekten vazgecmistir." 210 megavat gücündeki sant- rahn, Bursa"nın tükettiği elekt- riğin yansını tek başına karşıla- yabilecek kapasitede olduğu da bildiriliyor. Santral altyapısmın gerektiğin- de ikinci bir ürute daha ilave edile- bileçek şekilde planlandıâ. ancak TKİ"nin 1987'dekı araştırması- nda, ikinci ünıte için yeterh kömür rezeni olmadığmın belirlendiği açıklandı. Yılda 1 milyon 400 bin ton linyit kömürü tüketecek ve 1 milyon 260 bin kilovat enerji üretileceİc tesısin antmasız çahştınlmasıyîa 24 ayda 2 milyon 800 bin ton kömürden çı- kacak kirleticilerin doğayı tahrip edeceğini savunan çevreciler, "TEK bu korkunç rakam karşı- sında nasıl 'bize enerji gerek' di- yebilir? Bursa kent merkeziııde yılda 200 bin ton kömür tüketil- diğini belediye açıklıvor. Ra- kamlan inceleyin, tehlikenin bü- yüklüğünü göreceksuıiz" divorlar. Bursa'da ıthal kömür kullanımı zorunlu ohnadığı yıllarda hava kirliliği insan sağlığı açısından çok tehlikeli boyutlara ulaşmış ve okullar tatıl edihnişti. Alarm sistemi yok Orhaneli Termik Santrab'nda ölçümler 24 saat esasma göre yapıbyor. Ölçûmlerden alınan de- ğerler kontrol ediliyor, ama insan sağhğını olumsuz etkileyecek bo- yutlara ulaşıldığında santralı dev- re dışı bırakacak alarm sisteminin olmadığı da açıklandı. Santralın sadece Orhaneli ve Bursa için teh- likelı olmadıgına dıkkat çekenler, Orhaneli'de baüdan esen rüzgârlann "hâkim" olduğunu, çevrede daha önce bulunan ve son- ra kaldınlan meteoroloji ıstasyo- nundaki 4 yılhk veri ortalamasına göre "fırtınah günler"in küçüm- senmeyecek sayıda olduğunu söy- lüyorlar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle