18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2KASIM1993SAU CUMHURİYET SAYFA EKONOMI 11 Kflkentşirket ioğunıyop lANKARA(ANKA)- filkent Holding bünyesinde nobilya, mutfak nalzemeleri, yapı malzemesi \e kapı doğrama alanlannda fıaliyet gösterecek toplam srmayeleri lOOmilyarlira dan dört yeni şirket daha kıruldu. 50 milyar lira snnaye ile kurulan Tepe Mobilya Sanayii veTicaret AŞ her türlü hammaddeden nobilya üreterek ynrtiçi ve aşındasatacak. UNnüreyıkama testsi •ANKARA(AA)- Tunçbilek'teçıkartılan linyit Lömürünün yabana naddelerden anndınlıp daha iyi yanarak hava kirliliğinin cnlenmesini amaçlayan kömür yıkama tesisleri ümamknarak denemeye şlındı. Türkiye Kömür İşletmeleri Genel Müdürü YusufÇebi,CLI(ABD)ve Tekfen (Türk) şirketlerince crtaklaşa gerçekleştirilen Tunçbilek Kömür Yıkama Tesisleri'nin yaklaşık 300 milyar liraya mal olduğunu \e deneme çalışmalarının lamamlanmasıyla bir aya kadar üretime geçeceğini söyledi. Rusya'ya şeker tabPikası • ANKARA (AA) - Sanayi \eTicaret Bakanı Tahir Köse, Türkiye Şeker Fabrikalan'nın (TŞF) Türk cumhuriyetleri ile Rusya'da birçok şeker fabrikası kuracağını belirtti. Özbekislan'da yapılacak fabrikanın temelinin 3 kasımda aülacağını haürlatan Bakan Köse. diğer Türk cumhuriyetlerinde de fabrika kurmak için TŞF'nin çeşitli konsorsiyumlar kurmak için çalıştığını, Rusya'da da önümüzdeki günlerde iki şeker fabrikasının temelinin aülacağını kaydetti. Yaşap Holding dünya markası olmak istiyop • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Yaşar Holding, 2000'li yıllarda boya ve gıda sanayiilerinde büyümeyi ve dünya markası olmayı kararlaşurdı. Periyodik olarak her yıl yapılan stratejik plan çalışmasında. holdingin 2000'liyıllara yönelik stratejik görüşü belirlendi. Stratejik plan toplantılan sonucunda oluşan "ideal görüş"e göre holding boya ve gıda sanayiilerinde büyüyüp dünya markası olmayı, karlıhk ve verimliliği arttırmayı ana hedefler olarak belirledi. Tek hesap düzeni el kitabı • Ekonomi Servisi - '"Muhasebe Sıstemi Uygulama Genel Tebliği" konusunda muhasebeci ve mali müşavirler için Türkiye çapında eğitim çahşmalan yüriiten Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odalan Biriiği (TÜRMOB) bu konuda bir de kitap yayımladı. Tek düzen hesap sisteminin daha iyi uygulanabilmesi yayınlanan "Omek Tek Düzen Hesap Planı Açıklamalan ve Mali Tablolar" adlı kitabın haarlanmasında. Doç. Dr. Rüstem Hacırüstemoğlu, Doç. Dr. Recep Pekdemir, TÜRMOB Genel Başkan Yardımcısı Masum Türker ve Maliye Bakanlığı Daire Başkanı Erdoğan Arslan görev aldı. Paıtiler mUyarlanlaııvazgeçmiyor • İSKİ olaymdan sonra Kastelli'nin açıklamalan da siyasilerin bakışını değiştirmedi BÜLENT KIZANLIK Banker Kastelli'nin "Sükvrnan Demi- rel'in isteğiyle 1979'da Adalet Partisi'ne 500 bin dolar bağış yapüm" şeklindeki id- diasına Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nden herhangi bir yanıt gelmedi. Siyasi partiler de ibret verici bir tablo ortaya koyarak ya sessiz kalmayı tercih ettiler ya da "Herkes yapıyor etden bir şey getaıez"görüşünü dile getirdiler. Muhalefet partilerinin büyük bölümü, bu konuda sessiz kalmayı tercih ederek "partilere bağış tartışmasuıın gündeme gd- mesinden" kaçındılar. Koalisyon ortaklanndan DYP. "O dö- nemde kaos yaşanryor, herkes alıyordu. Geçmişle uğraşntayıp geleceği kurfaralım" yaklaşımı ortayakoydu. SHPden de"Bi- zimki olay olur, onlar \apınca unutuhır. Bu olayda da öyle olacak" yarutı geldi. Şok açıklamalar Koalisyon ortaklanndan Doğru Yol Partisi a'dına Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlayan Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Düiger. karşılıklı suçlamalardan vazgeçilerek geçmişin unutulmasını ve "ti- caretin siyasctten önce gdmesini önleye- cek" yasal düzenlemenin gercekleştirilme- si gerektiğini söyledi. Düiger. Kastelli'nin ıddialan konusun- da."Beni Adalet Partisi dolandırdı diyorsa, gitsin yargıya itiraz etsin. Onun o kadar önemi yok. Ona bakacak olursanız daha neier var. kastelli'nin Adalet Partisi'ne bu kadar para vermiş olması kabul edilmez bir hadise mi? O vasal çerçevelere kirn riayet ediyor AUahaşkına" dedi. DYP Genel Başkan Yardımcısı Düiger, Kastelli'nin iddialanna konu olan bağışın muhatabının o günkü AP yöneticileri ol- duğunu ve paranın ne kadannın alınıp ne- reye. nasıl. ne kadannın kullanıldığının • Kastelli'nin "Demirel'in isteğiyleAP'ye 500 bin dolar bağış yaptım" biçimindeki sözlerine muhalefet partileri kayıtsız kalarak, "partilere bağış tartışmalannT gündeme getirmekten kaçındılar. »*»Canciktz AFye500bin dolarverdim Iice'clen ilk izleııimlerçelişkifi SHPwDEPhttrtkntOıLıa \vf, • Koalisyon ortaklan DYP ve SHFnin genel başkan yardımcılan yaptıklan açıklamada, "Tüm partiler milyarlık bağış alıyor'" görüşünde birleştiler. belli olmadığını savundu. Düiger, Baü Avrupa ve Amerika'da tüm bağış ve harcamalann belgelendirildiğini ve bunlar için objektif denetim mekanizmalan bu- lunduğunu söyleyerek şöyle devam etti: "Öyle bir denetleme yapma meselesi var. Yani ben çok zengin bir adamla \ artşiyor- sam. o secimine 500 milyon harcasa.en bu adamla nasıl yanşırun? Adam bu yan- şmanın adilane yapümış olması için bütün bu demokratik üİkeler aslında bu işlere çok sınırlanıalar geririyorlar. O kastelli mese- lesini bırakın. sistematik bir şe> yaparsııuz gelin bunun çizgisini çıkann." Tüm partilerin aldığı bağışlann incelen- mesini isteyen Mehmet Düiger bu konuda da şunlan söyledi: "Bu kadar büyük para o günün şartian- na göre araştırmaya değer de>in ki. ama sade Adalet Partisi'nde yapmayuı. Halk Partisi o zaman ne aldu MHP ne aldı? Ka- nştırsanıza MSP'nin Suudi Arabistan'dan, Ijbya'dan neler aldığını. Hiç bümiyorsu- nuz! MSP'nin Refah Partisi'nin dağıttığı dokümanlann basım kalitesine bakın, o kaça basılır? Sebil gibi dağıtıyor, sebfl." DYP Genel Başkan Yardımcısı. tüm si- yasi partileri bu konuda işbirliğine çağı- nrken de şu görüşleri savundu: "Kaos ortamından normatik bir ortama geçtiğiniz zaman, kaos ortamının kala- balığını bırakacaksuuz. bir çizgi çekeceksi- niz. Arkadaş deyeceksiniz, kaos ortamında Ahmet yaptı. Vİehmet yaptı demeden, bu- rada bir kanşıklık var mı burada bir ni- zamsızlık var mı? Burada kamuoyu vic- danını rahatsız eden bir şey \ar mı? Var. Gelin buna bir tane noraı getiretim deyip böyle yapacaksınız. Yoksa ben sizi suçlar- sam, o da beni suçlarsa, öbürü de başkastnı suçlarsa, yine suçlama devam eder, kaos yine devam eder. Ben her zaman söyledim, kah partilerin iç iktidarında, kah memleke- tin iktidarında bugün siyaset değil ticaret otunıyor. Gelin ticaretin yerine siyaseti ko- yalun. Oraya geliyor adam. niye geliyor, banka cüzdanında sıfırı bol da onun için ge- liyor. Siyaset falan aramıyorlar, bastınyor parayı geüyor.Böyleleri geldiler, dumanmı çıkarttılar. Şu anda bulunanlarla gerisine bakacak olursanız başka hiç istisnası yok- tur bunun. Parayı saydınız, siyaseti saymak isrivoruz benim söylediğira budur, yoksa benim partim de paracı." 'Unutulur gider' "Partiye bağış" konusunda İSKİ skan- dalından ağzı yanan koalisyonun diğer or- tağı SHP ise çaresiz bir görüntü sergiledi. Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Gûke- gün şunlan söyledi: "Şimdi tşadamının bir iddiası var, karşı taraf da yanıt vermemiş. Bu doğru da olabi- lir, yanbş da olabilir. Tabii ki sürekli dedi- kodular, sürekli iddialar çıkıyor. Bunun kaçta kaçının doğru olduğu. kaçta kaçının yanlış. y alan olduğu konusunda birfikirbe- yan etniek mümkün değil bence. Ama sanı- yonjm. adam diyorsa \ardır yani. Bütün partilerierin bağış aldığını, işadamlanndan kûlliyetli miktarlar aldığını biz gayriresmi olarak biliyoruz ve duvuyoruz." Gülcegün bu iddiaİann da üzerinde du- rulmayacağmı savunarak. şu görüşleri dilegetirdi: "Suç işledim demek herhalde Cevner özden'e mahsus bir özellikrjr. Eski Milli Sav\ınma Bakanı F.rcan Vuralhan itiraf et- mişti. Demiştiki biz zaman zaman çok kül- liyetli miktarda bağış almıştık, işadamlan- ndan, ama bunun munasebeleştirmesini be- cerdik dedi. Onun üzerinde pek durulrnadı. bunun üzerinde de sanıyorum pek dunılma- yacak. Tek suçlu SHP'dir burada. En ufak 1 milyarlık bir bağtş aldık kıyametler kop- tu. Fakat diğer partilere \ üz mil> arlarca li- raiık aldıkları bağışlardan kimse söz etmi- yor. Bu diğerleri gibi unutulup gidecek, unurulmayacak tek şey SHP'nin aldığı I milyar liradır.Biz kendi işlerimizle uğraş- mayı daha yeğleriz. Herkes vebali ile gü- nahı ile baş başa kalmalıdır." Vergi iadesinin kalkacağı haberleri tüketiciyi etkiledi Saüşfişindenkaçış dönemiEkonomi Servisi - Hüküme- tin. vergi gelirlerini. KDV oran- lannı yüzde 2-3 düzeyinde yvk- selterek arttırmayı seçmesi "Dim- yat'a pirince giderken evdeki bul- gurdan olmak" şeklinde yorum- landı. Etkin bir vergi denetimi mekanizması kurulmadan. KDV oranlannı arturmanın, faturasız mal almayı teşvik ederek devletin hem KDV. hem de gelir ve ku- rumlar vergisi geLrierini azaltıcı bir etki göstereceği savaınuldu. KDV'deki artışla birlikte vergi iadelerinin kaldınlacağı haberleri de vatandaşlan fiş, fatura topla- maktan caydırm^ya başladı. Hü- kümetin vergi iadelerini kaldı- rmaya haarlanması üzerine bazı satıalar "Nasıl olsa vergi iadesi kalkacak, boşuna fiş almay ın" dı- yerek fiş ve futura kesmemeye başladı. Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odalan Biriiği Genel KDV'nin vergi gelirleri içindeki payı (milyar TL) Yıllar 1985 1986 186? 1988 KDV 1.075 1.746 2832 4.465 Vergi geliri içindeki %'si 28.1 29.2 31.3 31.4 Yıllar 1989 1990 " 1991 1992 C) KDV 6.992 12.743 23.362 41.800 Vergi geliri içindeki %'si 27.1 28.1 29.7 29.9 C) Bütçe tahmini yolu seçerek, KDV oranlannı arttırmasının umulan gelir arbşını sağlamayacağını savundu. "KDV oranlan zaten yüksek olduğu için, direnç oluşacak. Bu direnç fatura, fiş alamadan kayıt dtşı alışverişi teşvik edecek*' "diyen Özyürek, bunun sonucunda kayıt dışı eko- nominin daha da büyüyebileceği- nedikkatçekti. . ._, , _ . „ Özyürek "Böylece hem KDV Başkanı Mustafa Özyürek, hükü- hem de gelir ve Kurumlar Vergisi'- metin 1994 yılı için öngörülen 192 nde kayıp olacak. Aynca mal ve trilyon liralık bütçe açığını kapat- hizmetlerden alınan dolaylı vergi- mak için en kolay sonuç verecek ler adeletsiz vergilerdir. Çünkö ödeme gücüyle bağlantıh obnadan herkesten eşit oranlarda alınıyor. Son KDV zamları böylece zaten adaletsiz olan vergi sistemini daha da adaletsiz hale getirecek" dıye konuştu. Fatura anlamsız Vergi iadelerinin kaldınlacağı haberleri de vatandaşlan fiş top- lama konusunda çelişkiye düşür- dü. Dokuz yıldır uygulanan ve vatandaşlann fiş. fatura topla- maya teşvik ederek belge düzeni- ni yerleştiren vergi iadesi sistemi- nin kaldınlarak yerine beyanna- me sistemine geçilmesi planlanı- yor. Buna göre ücretliler de be- yanname üzerinden vergi ödeye- cek. Her yıl verilecek beyanna- melerde yıllık gelir ve giderler gösterilecek. Beyannamelerde yıl boyunca yapılan harcamalar fa- turalanyla belgelenecek. Maliye Bakanlığı'nın bu doğrultudaki çabşmalan sürerken, beyanname sisteminin kolay kolay uygula- maya konulamayacağı belirtdli- yor. Nereden nereye Katma Değer Vergisi, devle- tin temel gelir kaynağı haline geldi. Uygulamaya konduğu 1985 yılında toplam vergi gelirleri içindeki payı yüzde 28.1 olan KDV. 1992 yılında toplam vergi gelirlerinin yüzde 29.9'unu oluşturdu. Uyeulamanın başlangıcında yüzde 10 olan genel KDV oranı önce yüzde 12'ye, dünden itibaren de yüzde 15'e çıktı. Başlangıçta sıfır olan gıda maddelerindeki KDV oranı ise son artışla yüzde 6'dan yüzde 8'e yükseldi. Oysa KDV uygulamasının başlangıandaki eleştirilere karşılık temel gıda ürünlerinden KDValınmaya- cağı savunması yapılmıştı. Gı- da maddelerinden 1985"ten itibaren yüzde 3 KDV ahnması öngörülmesine karşıhk, uygulama 1987"ye kadar başlatılamamıştı. Temel gıda maddelerindeki KDV oranı 1987'de yüzde 3. 1.1.1993'denitibarende yüzde 6'ya çıkartılmıştı. REZERVLER 977 MİLYAR VARİL Dünyanın kralı hâlâ petrol İSTANBUL (AA) - 20. Yüz- yıl'ın ikinci yansmda savaşlara neden olan petrol. bu özelüğini 21. Yüzyıl'ın başlannda da sür- dürecek gibi. Bunun nedeni ise gelışmiş Baü'nın petrole olan bağımlılığ] ve sahip olduğu petrol kaynaklannın yaklaşık 10 yıl sonra tükenecek olması. Günümüzde İsrail-Filistin an- laşmasıyla Ortadoğu'da esen banş rüzgarlan, 21. Yüzyıl'ın başında yerini savaşlann kara bulutlanna bırakabilir. Çünkü Baü'nın ihtiyaç duyacağı, ama elinde kalmayacak olan petrol, Ortadoğu'da yaklaşık bir yüzyıî kadar daha "cazibesnu" sürdüre- cek. Sonuçta da bu cazibeli güze- le sahip olmak isteyenler her tür- lü politikayı göze alabilecekler. British Petrolium Statistical Review Of World Energy verile- rine göre 1992 yıh sonu itibanyla dünyada ispatlanmış petrol re- zervlerinin toplamı 977.15 milyar varil. Bu rezervin yüzde 3.1'ine karşılık gelen 30.57 milyar varil- lik bölümü ABD'ye ait. BDT'nin 53.70 milyar varil olan rezervleri- nin dünya toplamı içindeki payı yüzde 5.5. Kanada'nın sahip ol- duğu petrol rezervi 7.15 milyar varil, Norveç'in 6.8, Ingiltere'nin 3.27 ve OECD üyesi Avrupa ül- kelerinin rezervi de 12.75 milyar varil. Üretim rakamlarîna bakıldığında söz konusu rezerv- lerin ömürlerinin ise çok uzun ol- madığı ortaya çıkıyor. Ömeğin, ABD'nin elindeki rezervler, 1992 yıb üretim miktan dikkate alındığında 9.5 yıl sonra bitecek. Yine gelişmiş Batılı ülkelerden Kanada'nın rezerv ömrü 9.5, Norveç'in 8.5, tngiltere'nin 4.5, OECD üyesi öteki Avrupa ülke- lerinin rezerv ömrü ise ortalama 7.3 yıl. BDT ise bu grup ülkeler içinde daha şanslı olarak görünü- yor. BDT'nin rezerv tükenme sü- resi 16.3 yıl. Petrole bağımlı olan gelişmiş Batı'run, yaklaşık 10 yıl sonra, al- ternatif enerji kaynaklan bulun- madığı takdirde karşılaşacağı du- rum hüç de arzu edilir olmayacak. Nedeni ise Ortadoğu ülkeleri- nin ellerinde bulunan petrol re- zervlerinin 654.87 milyar varil ol- ması. Yani rezerv toplamının yüzde 67'si bu ülkelerin toprak- lannın altında bulunuyor. En önemlisi, bu rezervlerin son üre- tim miktarlanyla tükenme süresi 97.4 >ıl, yani bir asır. Petrol ureticisi ülkelerin 1992 rezervleri Üfce ABD Kanida K.Âmerib Noneç înstee OECDA.ru BDT Abu Dabı Duto-İLE lran lîak Kuveu T.BÖSgE l'mman Kaıar S \rabbLin Yemen Orudciu OPEC Dûn\d 1992ûretimi (Mly«rV.) 3ÎÎ73» "U0'5 3977405 796795 72635D 1749445 3S5950 "33650 İ83S5 128699(1 164988 32(1105 İ2775Ü 266S15 320Nİ65 66795 6 ? 265S5 963^05 23"45(.r5 1992 Top.rezer> (>H)«r V.) 3637 715 37.72 6.80 327 1275 53.70 9I.4"7 5.72 91.61 Tükenme sürea (YIL) 53 9.5 45 8.5 4İ 124 7 3U •ı.î 99Ü4 | «6J 93.6S 4Jİ/ 4.U3 AM 254.:9 İ3İ 634.87 739J7 292.7 38.1 lif 119 79.4 JSUİ 97.4 TSJf 41.1 Galerl • Atelye 233 97 38 • 230 21 87 İLAN DİKİLİ İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN ÎLAMSIZ TAKİPLERDE ÖDEME EMRİNİN İLANEN TEBLİĞİ DosyaNo: 1993/207 ALACAKLI: Ferit Ava: Halk Bankası Dikili Şb. Md. persone- li. Dikili/İZMİR BORÇLU: İsmet Kayacı: Dikili Halk Bankası Şube Md. Dikili/ İZMİR B.MİKTAR1: 3.584.970 üra alacak, takip tarihinden itibaren ka- nuni faizi, icra masraflan. TAKİP MÜSTENİDİ: 49 örnek ödeme emri. Müdürlüğümüzce tarafınıza gönderilen 49 örnek ödeme emri ad- resinizde bulunmadığınız ve adresten a>Tilmanız nedeni üe tebliğ edi- lememiş, zabıtaca yapılan araştırmalardan da bir sonuç alınamadı- ğından ödeme emrinin ilanen tebliğ edılmesine karar veribniştir. lş bu ödeme emrini ihtiva eden ilaran ilan tarihinden itibaren borcu ve takip masraflannı 7 gün içinde ödemeniz, borcun tamamına veya bir kısmına veya alacaklının takibat icrası hakkına dair bir itirazınız var ise yine bu 7 gün icerisinde aynca ve açıkça bildirmeniz, aksi tak- dirde icra takibine konu olan alacağj kabul etmiş sayılacağınız, itiraz ettiğinız takdirde merci önünde yapılacak duruşmada haar bulun- manjz, buna uymazsanız vaki itirazınızın muvakkaten kaldınlacağı, borca itirazınızı yazıb ve sözlü olarak icra dairesine ilan tarihinden iti- baren 7 gün içinde büdirmeniz, bildinnediğiniz takdirde aynı müddet icerisinde lİK'nun 74. maddesi gereğince mal beyanında bulunma- nız, aksi takdirde hapis cezası ile tazyik olunacağınız, hiç mal beya- nında bulunmaz veya hakikate aykın beyanda buiunursanız hapis ile cezalandınlacağınız. borç ödenmez ve itiraz edilmez ise cebri icraya devam edileceği hususu ödeme emri yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 17.8.1993 Basın: 43797 ALMAN KÜLTÜR MERKEZİ EX1L TÜRKEI 1933-1945 yüları arasında Türkiye'deki Alman asdlı poliük göçmenler hakkında belgesel bir sergi SERGİ 2.-12.11.1993 Soat -10.00 -18.00 Cumartesi ve pazar hariç Beyoğlu Belediyesi Sanat Galerisi.istiklal Cad. No:437 Beyoğlu KONFERANSLAR 2 11.1993 1800-2030 3 11.1993 17.00-20.30 İstanbul Büyük Şehir Belediyesi, Tarık Zafer Tunaya Küllür Merkezi, Tünel GALERİI 'BALDEM R\RMASERGISI 21 Ekim- 17Kasım1993 KORAY ARİŞ • BUBİ • MEHMET ÇETİNER TANJU DEMİRCİ • TUBA İNAL BAHAR KOCAMAN • BİROL KUTADGU DENİZ ORKUŞ • ZEKAİ ORMANCI Valikonagı Cad. Mkava Sok. No22 Nişantaşı Tel: 232 40 81 IÇ MIMARI GRAFİK Rcsim Kursları 25» 54 n»K»lkTA'j HOBİ ^alerisi ÜNSA1 TOKERResim Sergisi 20 Ekım - 4 Kasım 1993 ValikofUfiı CaJ. Pa»»i 73 GALERI LEBRİZ SABRİ İİERKKT. NiîŞE I:UIX>K EUGİN İNAN ŞENOL YOROZLU 6 Ekim - 13 K:ı.sım Eytam Cad. Açıkhava Apt. Mo: 16/2 Niş.nlay Î40 2Î »2 DESTEK REASÜRANS SANAT GALERİSİ İO. Yıl NAİM ULUDOĞAN Yağlıboya Resim YAVUZ GÖREY Heykel BEHRUZ ÇİNİCİ Suluboya 12Ekim-5Kasım1993 Abdi İpekçj Cad. 75 Maçka Tel: (0212) 231 28 32-6 Galeri • Atölye İLAN ŞİŞLİ 3. SULH HUKUK HÂKÎMLİĞİ'NDEN 1993/363 Mahkememizin 21/9/1993 tarih, 1993/363 esas, 1993/897 sayılı karan ile hükümlü Fatma Zeynep Turgay Mangır'a İstanbul Barosu avukatlanndan Av. Güngör Uygur vasi tayin edilmiştir, ilanen tebliğ olunur. 22/10/1993 Basın: 11129 IŞÇEMN EVRENINDEN ŞÜKRANKETENCİ Yüz Kızartıcı Bunca ciddi, iç karartıcı sorun varken, hafif, dediko- duya kaçan bir şeylerden söz açıp gülümseyebilmek iyi olacak gibi. Uzun yıllar Türk-lş'in dış ilişkiler dairesinde çalı- şan, sonra da müdürlüğünü yapan, Derviş Albayrak adında şişman, sevimli bir arkadaş vardı. Sendikacı- ların kaprislerine dayanabilmesi ile çok ünlü olduğu için, kişisel hakarete dayanamayıp işinden istifa et- mesi sürpriz olmuştu. Uzun zamandır nitelikli danış- man, uzman kadrolarına gereksinim duyulmayan Türk-İş'te yıllardır barınabilmiş son birkaç isimden bi- riydi. Bir süre işsiz kaldıktan sonra Hak-iş'e geçtiğini duymuştum. Dün, Sabah gazetesinde Türk-ls ile Hak- iş arasında tartışmaya konu olduğunu, Türk-lş yöneti- mi, daha doğrusu Genel Başkan Bayram Meral'den geldiği anlaşılan suçlamaya bir bildiri ile yanıt verdi- âini okudum. Derviş Albayrak açıklamasında Türk- Iş'ten ayrılırken bir iğne bile götürmediğini, söz konu- su dosyaların, bilen olmadığı için, SEKA'ya gönderil- miş olabileceğini belirtiyordu. Haber bu haliyle önemsiz, hatta anlamsızdı. Ancak olayın geçmişini, gelişmeleri bilenler için çokgüldürücü, daha doğrusu küçükçaplı birtrajikomedi idi. Yıllar öncesinde alınmış kararlar doğruItusunda, Türk-İş ile Alman Sendikalar Konfederasyonu DGB arasında bir işbirliği söz konusudur. Taraflar en az yılda bir kez bir araya gelerek, Almanya'da yaşayan Türk işçilerinin varlığına dayalı bir işbirliğini yürütür- ler. İki konfederasyon uluslararası işbirliğinin yani sıra ikili bir işbirliğini sürdürerek üyelerinin sorun- larını çözmeye yönelik kararlar alırlar. • • • Eski yıllarda özellikle yurtdışındaki işçilerimizin so- runlarına yönelik çözümlerin üretildiği bu toplantılar, uzman kalitesi erozyonu ve özellikle sendikacı eroz- yonu ile bağlantıh giderek daha turistik bir nitelik ka- zanmıştı. Kendi adıma geçmişte genellikle Istanbul'- da yapılan bu toplantıları ve sonuçlarını yakından iz- lerken, son yıllarda yapıldığını dahi fark edemez ol- muştum. Anlaşılan son toplatıda daha da garip bir durum ol- muş. Bu toplantıların geçmişini, amacını bilen de kal- madığı için, zor durumlar doğmuş. Alman sendikacı- lara, görevden ayrılan uzmanın dosyaları kaçırdığı anlamına gelen birtakım sözler söylenmiş. Onlar Bayram Meral'den daha çok, uzun yıllar doğrudan DGB'de Türk-İş adına çalışmış Albayrak'ı tanıdıkları için bu suçlamayı kendisine yansıtmışlar. O da bir bil- diri ile hem kendini savunuyor hem de Türk-İş'in için- de bulunduğu tabloyu yansıtıyor. Gerçekten bugün Türk-İş'te kurumlaşma, sendikal işlev, asgari bir çalışma ortamından söz etmeye ola- nak yok. işlerin biraz daha yürüdüğü yıllarda dahi, Türk-lş'in, işçi sınıfı tarihi bakımından çok önemli bir- takım kendi yayınlarını dahi arşivlerinde bulamıyor, içimiz burkularak SEKA'ya gönderildiklerini öğreni- yorduk. Bugün Türk-İş arşivlerinde geçmiş yılların çeşitli raporlarının. hatta organ kararlarının defterle- rinin, önemli dosyalarının bulunmadığını biliyoruz. Hepsi ile birlikte DGB ile ortak çalışma ürünü dosya- ların da yok olması hiç sürpriz değil. Geçmişi bilen kimse de kalmayınca, DGB ile niye bir araya gelin- diğinin bilinemediği bir garip tablo ortaya çıkıverir. Bunu biz biliriz de elin Almanına anlatmak biraz güç ve ayıp olur. Ondan sonra da ayıbı örtme adına böyle garip, küçük, ama yüz kızartıcı öyküler uydurulur. Acaba gerçekten kızarabilen yüz var mı? Kaldıysa bu hafta Adana'da yapılacak başkanlar kurulu ve ge- nişletilmiş taban toplantısında görmemiz gerekir. İşçiler için bunca yaşamsal sorun ortada dururken, Türk-lş Genel Kurulu'ndan bu yana geçen 10 ayda söz edilebilecek bir tek etkinlik ortada yok. Türk-lş'in üye sendikaları bir yandan çıkarmalaı, bir yandan ta- şeronlaştırma uygulamaları, sendikasızlaştırma ile sürekli üye kaybediyor. Tek varlık alanları kamuda da özelleştirme almış başını gidiyor. Türk-İş hâlâ "hayır" demeyi bile beceremiyor. Sonra da en yüz- süz, en utanmaz bir havada, Adana toplantıları ile si- yasete ağırlık konacağından söz ediliyor. Türk-İş ne- rede, işçi sınıfının ağırlığını siyasete koyabilmek ne- rede? Sendikal örgütlenmenin, Türk-İş'in eriyip gitmeme- si, tümden yok olmaması için, işçiler için galiba, yüz kızarma yeteneği bile kalmayanlardan kurtulmanın yolunu bulmaktan başka çare görülmüyor. Zor, ama olanaksız değil. Herhalde işe adiatlan ile oluşan sen- dikaların mal varlığının hesabını sormaktan. sendika harcamaları için açık hesap, sendikacı ücreti, geliri, tazminatı için hesap istemekten başlamak gerekiyor. Evet, geliri, ahlaki değerleri, yaşamı ile tamamen iş- çiden kopmamış, yozlaşmamış sendikacıyı yeniden yaratmaktan işe başlamak gerekiyor. 1993TE DE EN KARULARDA1V Otomotiv neşe içinde BLRSA (AA) - Türk otomotiv sektörü 1992"den sonra 1993'ü de en karlı sek- törlerden birisi olarak ta- mamlıyor. Otomotivciler olası bir AT üyeliğine temkinli yaklaşırken sektördeki olumlu gelişmele- rin önümüzdeki dönemde de sürmesi beklentisi paylaşıh- yor. AT ile 1995'te geçilmesi ön- görülen gümrük biriiği için fır- malar bir geçiş döneminin ge- rekliliğine inanırken. bunun sektörün geleceği açısından yaşamsal önem taşıyacağı be- lirtiliyor. Araç parkı 2.5 milyon OSD Yönetim Kunılu ye. Otosan Genel Müdürü Ali İh- san İlkbahar Türkiyede araç parkjnın 1963'lerdeki 72 bin seviyesinden 2.5 milyona ulaştıgını anlatırken yıllık araç talebinin 400'lere tırmandığını belirtti. Araç sayısındaki artışa rağ- men Türkiye'de bin kişiye 36 otomobi! düştüğünü. bu alan- da dünya ortalamasının 86 çtomobil olduğunu kaydeden İlkbahar. vergi oranlannın yüksekliğinden yakındı. Lider Tofaş TOFAŞ'ın otomobillerini pazarlayan Tofaş Oto Ticaret AŞ Genel Müdürü Iğurman Yelkencioğlu ise 1971de Mu- rat 124 modeli ile üretime baş- layan Tofaş'ın kaydettiği ge- lişme üzerinde durdu ve son olarak kasım 1993'te Tipo* ve "Tempra SW tiplerinin üreti- leceğini belirtti. Türkiye'deki otomobil fır- malannın Batılı lisanslarla üretim ypmasının yakın ileti- şim ve 'norm birliği' sağladığı- na değinen Renault Mais AŞ Genel Müdürü Ateş Cnal Er- zen ise ihracat şanslannın bu- lunmasına rağmen iç talebe yöneldiklerini belirtti. Erzen. Renault 2rierin çe- şitli versiyonundan sonra yeni ürünlerinin 'Renault 19' ola- cağını söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle