Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Imtivaz sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmeni: özgen Acar •Genel
Yayın Koordinatörü: Hikmet Çetinkava •Genel
Yayın Danışmanı: Orhan Erinç •Yaa-ışlen Mü-
dürleri: Aydın Engin, Cdal Baştangıç (Sonımlu)#
Haher Merkezi Müdürû: İpek Çalışiar
• Görsel Yönetmen: Ali Acar • Düzenleme: tbrahim Yıldız Ankara Temsıkisi: Mustafa Balbay • Haber Müdürü: Doğan Akın AtatürkBul- Müessese Müdüru: Erol Erkut • Koordmatör
• Dış Haberler Ereun Bakı «İş - Ekonomi Dinc Tayanç vanNo:125, Kat:4. Bakanlıklar-AnkaraTel: 4195020 (7 Hat).Telex: 42344, Fax: Ahmet Korufcan •Muhasebe Büknt Yener
--- "- " - ' • - - - - * - - - - --•-•*.-•' (4)4195027 • tzmirTemsilcısi:SerdarKaık, H.Zİya Blv. 1352 S.2'3Tel:4411220 «îdare HüseyinGürer ı
Telex: 52359, Fax: 4419117 »Adana Temsılcısi: Çetin Yiğenoğiu Inönü Cd. 119 #Bilp-tslenr Nail lıuü
S. No: 1 Kat: 1, Tel: 3522550-3522601-3522492, Telex: 62155, Fax: 3522570
Yurt Haberleri: Mehmet Saraç •Makaleler: Sami Karaö-
ren •Spor: Abdülkadir Yücelman •Düzcltme: Abdullah
Yaacı
»tşletme OnderÇetik
• Bılgısayar Sıstem:
Mârüret Çiler • Reklam Reha Işrtnuuı
V f h ) an ve Basuı: Yenı Gûn Haber Ajansı, Basın ve Yayınahk A.Ş.
TûrkocağıCad 39 41 Cagaloğtu 34334 Ist. PK-246 tstanbul Tel (0 2l2)5120505(20hat)Telex-22246.Fax:(0 212)5138595 2KASIM 1993 İmsak: 5.02 Güneş:6.28 Öğle- 11 52 İkındr 14.40 Akşam: 17.06 Yatsr 18.27
MuRova'nın
konseri
• Kültür Servisi- Müzik
dunyasının genç yıldızı
kemancı Victoria Mullova
bugünsaat 19.00'da Cemal
Reşit Rey Konser
Salonu'nda piyanist Piotr
Anderszewski eşliğinde bir
resital sunacak. Müzik
eğitimine Moskova Müzik
Okulu'nda başlayan. daha
sonra Moskova
Konservatuan'nda Leonid
Kogan'la çalışan Mullova,
1981yüındakaüldığı
Helsinki Sibelius
Yanşması"nda aldığı
birincilik ödülüyle müzik
dunyasının ilgisini çekti.
Sanatçı, bir sonraki yıl
Çaykovski Müzik
Yanşması'nda altın
madalyayı kazandı. Müzik
kariyerini, aruk Avrupa'da
sürdüren Mullova'nın pek
çok konser kaydı bulunuyor.
Mullova keman resitalinin
biletleri. resitalin
gerçekleşeceğı Cemal Reşit
Rey Konser Salonu'nda
temin edilebilir.
Zayıflamak
isteyenter
mantar yesin
•KONYA (AA) - Mantann.
besleyici özelliğinin yanı sıra
aynı zamanda ideal bir perhiz
yemeği olduğu bildirildi.
Konya Selçuk Cniversitesi
Fen-Edebiyat Fakültesi
Biyoloji Ana Bilim Dajı
Başkanı Prof. Nasuh Öder,
mantann kalorisı düşük.
buna karşın amınoasitler ve
mineraller bakımmdan çok
zengin bir besin maddesi
olduğunu söyledi.
Mantann kalorisi az olduğu
için vücudu şişmanlatmadan
beslediğini ve koruduğunu
anlatan Prof. Öder," Yüz
gram yağda 750 kalori
bulunmasına karşın, aynı
ağırlıktaki mantarda sadece
20 kalon mevcuttur.
Bu bakımdan mantar aynı
zamanda bir perhiz
yemeğidir"dedi.
Picassotablolan
açık artırmada
• NEWYORK(AA)-Ünlü
tspanyol sanatçı Pablo
Picasso'nun 92 tablosu New
York'ta açık arürma ile
satılacak. Picasso'nun,
1899-1972 yıllan arasında
yapüğı 88 tablo Sotheby's
Müzayede Salonu'nda
gelecek çarşamba günü
yapılacak açık artırmada
yeni sahiplerini bulacak.
Pablo Picasso'nun "Deniz
Kıyısında Kadınlar ve
Çocuklar"(1932)adh
eserinin milyonlarca dolara
ahcı bulması bekleniyor.
Yüksek fiy at ile alıcı bulması
beklenen diğer Picasso
yapıtlan arasında, "Altı
Çalışma: Naturmortlar ve
Peyzajlar"(1920)ve
"Bardak. Buket.Gitarve
Şişe" Il919)gibıeserlerde
bulunuyor
Bilinçsiz ilaç
kullammı can
alıyor
• BREMEN(LBA)-
Almanya'da ılaçlann yan
etkileri yüzünden. her sene 5
bin 600 kişınin hayatını
kaybettiği belirlendi.
Bremen'de ilaçlann etkileri
konusunda y apılan ve beş yıl
süren bir araştırmanın
sonucuna göre 80 milyon
nüfuslu Almanya'da, her yıl
5bin6O0ile8bin800kişinin
ilaçlann yan etkisi nedeniyle
öldüğü ortaya çıkü. Aynı
araştırmaya göre ilaçlann
yan etkisi yüzünden 120 bin
kişinin de önemli hastabklara
yakalandığı açıklandı.
Eğitiıııdenereyegidiyoruz?FİGEN ATALAY
"0-17 yaş arasındaki 25 milyon çocuktan
12 milyonu eğitimin dısında'Y'Güneydoğu'-
da 1000 okul kapalı", "İlkokula katuşama-
yan çocuk sayısı 1.5-2 milyon arasında","İlk
ve ortaöğretim çağında bulunan 2.5 milyon
özüriü çocuktan sadece 25 bini eğirime ka-
vusmuşrur", "Çıraklık eğitimi insan yaşamı-
nı dikkate almadan sürdürülmekte, İ1 yaşı-
ndaki çocuklar bile güvencesiz çalışma ya-
şamına siiriilmektedir", "İlkokullara giren
yaklaşık 50 milyon ünite dergisi. 300 bin öğ-
rencisi bulunan özel dersaneler birer ticari
sektör halini almıştır."
Eğitim-İş Sendikası'nın hazırladığı "Eğiti-
mimiz Nereye GidiyorT" konulu raporunda
ele ahnan sorunlar yalruzca bunlar değil.
Kalabalık derslikler, sağlık koşullanndan
yoksun bina ve tesisler, eskiyen eğitim prog-
ramlan, ölü bilgi yığını haline gelmiş ders ki-
taplan, dört duvar arasına sıkışmış eğitim.
bakanlıkta, milli eğitim müdürlüklerinde ve
okullarda gerçekleştirilen antidemokratik
atamalar, antilaik uygulamalar da sıralanan
sorunlar arasında. Eğitim tşSendikası."Eği-
timimizin bu körti gidişine dur denilmelidir"
diyor ve bunun için bakanhğı, eğitim işkolu
sendikalannı, öğretmenleri ve velileri, so-
rumluluklannı yerine getirmeye çağınyor.
Eğitim-İş, ivedilikle yapılması gerekenleri
şöyle sıralıyor:
-Eğitimin laikleştirilmesi için:
-Eğjtım birliğı sağlanmalı
-Okullardaki laiklik karşıtı tutum ve yak-
laşımlar önlenmeli
nulmalı
-Öğrencilerin eğitimin işleyişine katıhmı
savunulmalı
-Bir demokratik okul yönetimi modeli
hazırlanmalı
-Eğitim yöneticileri seçilmeli ve eğitımleri
sağlanmalı
-Eğitimin içeriğinin veyöntemininçağdaş-
laştınlması için:
-Eğitim hakkının yaygınlaştınlması için:
-Parasız ilköğretim hakkı dokuz yıla çı-
kanlmalı
-Çağ nüfusunun tümü dokuz yıllık ilköğ-
retimden geçirilmeli
-En geç 2000 yılında ortaöğretim çağ nü-
fusunun tümüne yaygınlaştınlmah
-Özüriü çocuklann tümü eğitim hakkına
kavuşturulmalı
ğitimîş Sendikası'nın "Eğitimimiz Nereye Gidiyor" adlı raporundan: "Eğitim yönetimi baştan aşağı
partizanlığa terkedilmiştir. Bakanlığın üst kademelerine son yapılan atamalar kaygı vericidir. Bu
olumsuzeğilim, taşraya, hatta okullara doğru yayılmaktadır. Başansını kanıtlamış yöneticiler,
görevden uzaklaştınlmaktadır. En temel görevimiz laikliğin korunmasıdır. Okullar, yurt ve
pansiyonlar. özel öğretim kurumlan bu anlamda sık sık denetlenmeli. gerekli önlemler alınmalıdır."
-Din eğitimi isteğe bağlı olmalı
-Ders kitaplannın içeriği laiklik ve bilim
karşıtı görüş ve tezlerden anndınlmalı
Eğitime katıbmı savunmak ve sağlamak
için:
-Katılım mekanizmalan tanmlmalı ve
katılım sağlanmalı
-Eğitim yönteminde yerelleşme savunul-
malı
-Ailelerin eğitim yönetimine katıhmı savu-
-Eğitim programlan çağdaş standartlara
göre geliştirilmeli
-Ders kitaplan içerik ve biçim yönünden
ıyileştirilmeli
-İnsan haklan, özgürlükler ve demokrasi
eğitimine önem verilmeli
-Ezberciliğin önüne gecilmeli, inceleme,
araştırma. tartışma yönıemleri kökleştiril-
meli
-Eğitimde çağdaş teknoloji uygulanmalı
-Yükseköğretim hakkından daha çok kişi
yararlanmah
-Örgün eğitim çağını geçenlerden eğitim
talebi olanlara. çağdaş eğitim teknolojisin-
den yararlanılarak eğitim hakkı tanınmalı
-Eğitimde özelleştirilmenin özendirilmesi-
ne ve eğitim ticaretine karşı çıkılmalı, bütçe-
den eğitime yeterli ödenek aynlmalı.
Eğitim kurumlannda çocuklann ve genç-
lerin korunması için:
-Dayağa ve şiddete karşı kampanya baş-
latılmalı
-Uluslararası standartlar. özellikle Çocuk
Haklan Sözleşmesi ile 59 sayılı ILO Söz-
leşmesi ve bilimsel veriler dikkate alınarak
15 yaşın altındaki çocuklann çırak yapılma-
lanna karşı çıkılmalı
-Özüriü ve güçsüz çocuklann korunması
için özel önlemler alınmalı
-Kalabalık sınıflar ortadan kaldınlmak,
evrensel standartlara uygun mevcutlarda
sınıflar oluşturulmalı
-Öğrencilerin sınıfta bırakılmalannın önü-
ne gecilmeli
-Orta ve yükseköğretimdeki çocuklann ve
gençlerin örgütlenmeleri, yönetıme katı-
Imalan, zamanlannı iyi kullanmalan sağlan-
mah
-Çocuklar ve gençler sağlık taramalan-
ndan gecinlmeli
Eğitim standartlannın yükseltilmesi için:
-Çocuk Haklan Sözleşmesi TBMM'de
onaylanmalı
-OğretmenlerleilgiliILO UNESCOortak
tavsiye karan yaşama geçirilmeli
-Birleşmiş Milletler insan Haklan Eğitimi
Tavsiye Karan uygulanmalı
Benim müziğimi anJayamıyorlar. Çünkü müziğirnde uygar olmayan bir vön var (Fotoğraflar: AHU ANTMEN)
KeithJarrett'ıntoprağabağjımüziği
TUNA ERDEM
Altı aylıkken konuşmaya baş-
layan. üç yaşında piyanonun ba-
şına oturan, doğaçlama piyano
konserleri kadar kaprisleriyle de
efsaneleşen, 12 ayn müzik aletinı
ustaca çalabilen Keith Jarrett Çı-
rağan Otelı'nin Pasha suıtinde
son derece cana yakın bir ınsana
dönüşüyor. Jarrett, önceki gece
Cemal Reşit Rey Konser Sa-
lonu'nda verdiğı doğaçlama kon-
ser öncesi sorulanmızı cevaph-
yor:
-Seyirci konusunda çok seçkisi-
niz ve bu Tûrkiye've üçüncü gelişi-
niz. Türk seyircisinden nastl bir
olumlu tepki aldınız ki tekrar tek-
rar geü'yorsunuz?
Buraya ilk gelışimde seyirci ile
yaşadıklanm çok hoşuma gitti.
Onlar için çok yeni olan bu müzi-
ği anlamak için büyük çaba gös-
terdiler. Kimi seyirci. en ufak bir
çaba bile göstermek istemez. Oy-
sa seyircinın aktif katıhmı çok
önemli. Köklü bir müzik geçmişi
olan ve bu tarihsel müzıkle ilişki-
sini koparmamış ülkelerdeki se-
yirci benim için en iyisi. Komik
uygarlık anlayışını benimseme-
miş ülkelerden hep iyi seyirci çıkı-
yor. Aynca Türkiye ile özel bir
bağım var: uzun yıllar sufizm ile
ılgilendim.
-Konserlerinize gelenlerin çoğu
caz dinle\icisi değil. Neden bu
konsertere ilgi duyuyorlar sizce?
Çünkü ben caz çalmıyorum.
ABD'de benim müziğimden tek
çıkarabildikleri tanım caz oluyor.
"Bu klasik müzik olmadığına göre
caz ounair dıyorlar. çünkü Ame-
rika'nın kendı folk müziği yok.
Nerede Orta Avrupa'nın damga-
sına rastlarsanız orada daha çok
uygarlık ve kargaşa buluyorsu-
nuz. Bu nedenle müziğimi anla-
yamıyorlar. Çünkü müziğimde
uygar olmayan bir yön var. İlkel
değil. ama toprağa bağlı bir mü-
zik.
-Türk müziğini tanıyor musu-
nuz?
Evet. Londra'da bazı Türk
müzisyenlerle birlikte çaldım Bi-
raz tuhaf bir müzik çıktı ortaya.
Çünkü pı\ano ile Türk sazlan
pek uymuyor. Benim için halktan
gelen tüm gerçek folk müzikleri
aynı değerdedır.
Bu yüzden Japonya'da çaldığı-
mda Japon müziği olduğunu dü-
şünürler. Türkiye'de çaldığım za-
man da biraz Türk müziğini
andmr. Bugün tatil olmasaydı
sizden bu cadde üzerindeki dük-
kanının vıtrinınde duran Türk
çalgısını bana almanızı rica eder-
dim. (Tarifinden istediği çalgının
kemençe olduğunu çıkanyoruz).
- Sizin konserleriniz, izleyicilere
bir sanatçının çalışma odasının
anahtar deliğinden bakma olanağı
tanıyor...
C)oğru. Benim asıl merak etti-
ğim de ne yaptığım değil, nasıl
yaptığım. Seyirci de bunu merak
ederse aynı noktada buluşuyo-
ruz. Baa konser kayıtlanmı din-
leyince kulağıma hoş gelmiyor.
ama orada çok özel bir deneyim
yaşamış oluyorum. Folk müzi-
ğinde değışik deneyimlere olanak
tanıyan bir özgürlük vardır. Kül-
tür ne denli eskiyse bu kültürde
doğaçlamaya o denli çok yer ven-
lıyordur. Oysa modern Batı kül-
türünde en eski müzik klasik mü-
ziktir. Ve Türk, Japon, Çin müzi-
ğine kıyasla Avrupa klasik müzi-
ği o kadar da eski değildir. Bu
müzikler öy lesine eski bir geçmişe
dayanır ki hala doğayla arasında-
ki bağ kopmamışür. Avrupa
klasik müziğinin felsefesi ise bi-
zim doğadan üstün olduğumuzu
varsayar. Kendini doğadan üs-
tün gören bir seyirci kıtlesi benim
müziğim için i\i bir seyirci değıl-
dır.
-Bach, Shostakovich gibi birçok
klasik müzik bestecisinin yorum-
lamanıza karşılık klasik müzikten
noşianmıyorsunuz...
Hoşuma gıtmeyen müzığın
kendisi değil. Klasik müzıkle uğ-
raşanlann anlayışı. iki kere iki
dört ederi öğrendikleri gibi
"Bach şöyle çalınır" diyorlar. Bi-
nsi müziği yazıyor sonra. bu mü-
ziğe tumüyle yabancı luşilenn el-
lenne bırakıyor. Onlar bu müziği
kendılerine öğretildiğı biçimiyie
calıyorlar, içlerinden geldiği eibi
değil.
-Bir besteyi yorumlamanın ye-
terli bir özgürlük ounadığmı mı
düşünüyorsunuz?
Çoğu yorumcu beste yapmı-
yor. "Sbostakovich calıyorum,
çünkü onu anlıyorum" diyorlar.
Pekı beste yapmayan bıri, nasıl
olur da bir bestecıy i anladığmı id-
dia edebilir? Doğaçlama deneyi-
mi olmayan birinin Bach veya
Mozart çalması bana anlamsız
geliyor, çünkü onlar büyük do-
ğaçİama ustalanydı. Kağıdın
üzerine yazılan müzik, size bir
hareket alanı verir. Bu alanda sa-
dece tipik hareketleri yapmaya
koşullanmış müzisyen çok büyük
bir şansı, bu alanı kendi alanına
çevinme şansını elinden kaçınr.
-Doğaçlama konserlerinize sıfır
noktasından başlıyorsunuz. Sıfır-
dan savmava başla\ınca, sonsuza
kadar devam etmek olası. Nerede
bitireceğinize nasıl karar \eriyor-
sunuz?
Bitirmek zor olmuyor, çünkü
seyirci başka konserleri baz ala-
rak belli bir konser uzunluğu
beklentisi içinde oluyor. Aslına
bakarsanız bazen ben 20 dakika-
da tükeniyorum. Ama 20 dakika
sonra dursam seyirci haksızlığa
uğradığını düşünür. Oysa benim
için süre ile nitelik arasında bir
bağ yok. Ama calmak zorunda-
yım. Gerçekten de asıl büyük so-
run doğru yerden başlamak çün-
kü başlangıçtan sonra gelen her
şey başlangıcın kurbanı oluyor.
-Ya doğru baslay amazsanız?
Çok fazla düşünülüp taşınıl-
nıış bir başlangıç yaparsam kon-
ser boyunca bu ginş bölümüyle
savaşmak zorunda kalınm.
-Doğaçlama sırasında dünyayla
tüm bağlarınızı kopardığınızdüşü-
nülüyor...
Aslında dış dünyayla daha
güçlü bağlar oluşturuyorum. Bir
şeve konsantre olduğunuzda dı-
şandan gelen bir ses. size pldu-
ğundan daha yüksek gelir. Örne-
ğin uyurken bir ses duyarsanız
ses aslında çok şiddetli olmasa da
şiddetlı bir etki bırakır üzeriniz-
de.
Oysa aynı sesi uyanıkken duy-
sanız aldırmazsınız bile. Bu ne-
denle sadece müziğın bilincınde
olmaya çalışsam bile daha çok se-
yircinin bilincınde oluyorum.
-Ve bir ses duyduğunıizda uya-
nıyorsunuz...
Aslında bu uyandınlmak de-
ğil, rahatsızedılmek. Bir muhase-
beci olduğunuzu, kafanızda uzun
bir hesap yaptığınızı düşünün.
Tanı toplamanın sonuna geldiği-
nizde birisi 64 ya da 38 diye bağı-
nyor! Bazen seyirci yeterince
konsantre olmadığı ıçın konseri-
mı yanda kesmek zorunda kalı-
yorum. O gün keyfimin yerinde
olmadığını sanıyorlar.
-Konserterinizde. yaratımla
çalışma, disiplin. bilgi birikiminin
arasındaki bağı göriinmez kılan
mistik bir tablo ortaya çıkıyor...
Bu tabloyu oluşturmak ıçın bi-
le ne kadar çok çalışmak gerektı-
ğıni birbilselerdı. Kendi çocukla-
nmın gözündeki tablo bile bu
Yaptığımı bir iş olarak görmü-
yorlar. Hatta diğer müzisyenler
de kendi yaptıklan işle hiçbir
bağlantısı olmay an çılgın bır iş gi-
bi bakıyorlar
. Oysa bu doğru değil. Benim
yaptığım. belki daha da çok çalı-
şma gerektiriyor. Doğaçlamada
en önemli şey çalmamaktır. Han-
gı pıyanıste sorsanız her gün pı-
yano başında oturduğunu söyle-
yecektir, oysa benim yaptığım
bunun tam tersi.
Konserden önce uzun bir süre
piyanoya dokunmamalıytm. Bu
yüzden piyanoyla o kadar çok
çalışmıyorum, ama başka bir tür
çalışma yapıyorum ve bunu gör-
müyorlar. İşte bu noktada mis-
tızm başbyor.
-Peki bu süreci başlatan etmen-
ler nelerdir?
Bu duruma geçmeye kendi ıra-
demle karar veriyorum. İradi.
olması msanlara sahte izlenimı
veriy or. "Şu anda seni hipnotize
edecegLm" demeye benzıyor bu.
Ama Den tam konser saatınde
bunu becerebilmek zorundayim.
Bazılan bunun dinı ya da ruhani
bir şey olduğunu söylüyorlar.
Kelımenin gerçek anlamıyla ru-
hani bir süreç bu: yani ruhla ilgili.
Enerjiylevenitelikleilgılı. Bir gün
çalışıyordum ve çalışmalanmın
sonuçlanndan memnun değil-
dim.
Piyanonun başından kalktım
ve bır kağıdın üstüne "enerjinin
niteliği" yazdım. Bu süreci tanf
etmenın en doğru yolu bu.
Oyuniçinde
gerçeğiyaşamak
• Görsel gerçekliğin en çok tutulduğu alan
bilgisayar oyunlannın bulunduğu salonlar.
Ancak bunlann adına oyun mu yoksa yolculuk
mu deneceği konusunda bir fıkir birliğine vanlmış
değil. Bu oyunlar ya da yolculuklar temellerini
filmlerden ve video oyunlarından alıyor.
Haber Merkezi- Bir zamanlar astronotlann yardımcısı ola-
rak bılinen görsel gerçeklik (virtual reality) günümüzde bir
oyun ve bır sanat dalı olarak yaygınlık kazanmaya başladı.
Görsel gerçeklik, bilgisayann tasanmladığı bir ortamla insa-
nın algılayarak karşılıklı etkileşıme girmesi olarak tanımlanı-
yor.
Bu deneyim yapay görüntü, ses ve hatta dokunuşlarla öyle-
sine iyi yaşatılıyor ki gerçek dünyayı geride bırakıyor. Önceden
hazırlanmış bilgisayar grafiklerinin aksine bu dünyadaki imaj-
lar baktığınız. gittiğiniz yöne göre değişebiliyor. Bilgisayar, gö-
rüntüleri başa takılan aletler (HMD) ve veri eldivenleri gibi
duyusal araçlardan aldığı devinimlere göre yönlendiriyor.
Görsel dünyada başanlı olmak için bu dünyanın kendine ait
ışlevsel modasını da izlemek zorundasınız.
Görsel gerçeklik. bundan 30 yıl önce Ivan Sutherland ismin-
de bir bilgisayar uzmanının kendi HMD'sini yapmasıyla orta-
ya çıktı. Aleti takan iz-
leyici geometrik şekil-
ler arasında yolaldı-
ğını görebiliyordu.
Yaratılabilen görün-
tüde o günden bugüne
oldukça ılerleme kay-
dedıldi.
80'lerde NASA'nın
görsel gerçeklik
araştırma merkezle-
nnden birinde bilgisa-
yara Mars gezegenine
ait araştırma sonuçla-
n yüklendi. Alet
başınıza takıldığında
Mars gezegeninin üç
boyutlu manzaralan
arasında bır keşif gezi-
si yapabiliyordunuz.
Başınızı çevirdiğıniz-
de ya da öne doğru
kaykıldığınızda pers-
pektifıniz de devinimi-
nize göre değişiyordu.
Taklit uçuşlarla eğitilen pilotlar da eğitimlerinin sonunda de-
neyimli görsel gerçeklik yolculan haline geliyorlardı.
Pentagon'un İleri Araştırma Projeleri Ajansı, görsel gerçek-
lik araştırmalanna en çok para harcayan kurum olarak bilini-
yor. Bu araştırmalann sonucunda sayesinde ABD'li koman-
dolar artık ülkelerindeki eğitim sırasında Irak çöllerinde tatbi-
kat yapma fırsatı buluyorlar böylece.
Kısaca VR olarak bilinen görsel gerçeklik. gün geçtikçe tüm
dünyada yaygınlaşmaya başladı. Yıllardır pilotlann 360 dere-
celi bir alanda nesneleri üç boyutlu olarak gözlennde canlan-
dumalanna yardıma olan bu araçlar. boyutlannın ve fıyatlan-
nın azaltılmasıyla günümüzde mimarlann. tasanmcılann. cer-
rahlann ve daha başka pek çok meslek sahibinın kullanımına
sunuldu. Aralannda Paramount Communications. Viacom,
Sega. Nintendo ve Sony gibi büyük isımlenn de bulunduğu
çok sayıda şirket görsel gerçekliğin vaat ettiği haya! dünyasına
milyarlar yatınyor. Üç boyutlu televizyon ve VR araalığıyla
alışveriş önümüzdeki bir kaç yıllar için düşünülen projelerden
sadece ikisi. VR sistemleri üreten Division Inc.'in müdürlerin-
den David Bonini "Daha işin başındayız. Görsel gerçeklik, doğ-
ru kullanıldığı takdirde dünyayı değiştirebilir" diyor.
Yatağan için ilıale açıhyor
ASUMAN ABACIOĞLU
tZMİR- Yatağan Termik
Santralı'nın desülfürizasyon
ünitesi için ihale açıldı. TEK
Genel Müdürlüğü yetkilileri ait
sının 808 milyar lira olarak be-
lirlenen ihale için yedi grubun
teklif verdiğini belirttiler. İnşa-
atına ocak ayında başlanacak
desülfürizasyon ünitesinin 2.5
yılda tamamlanması planlanı-
yor.
TEK Genel Müdürlüğü, ter-
mik santrallann desülfürizas-
yon üniteleri için yatınm prog-
ramına aldığı anahtar teslimi
projelerin ihalelerini gerçekleş-
tirmeyi sürdürüyor. Kemerköy
Termik Santrah'nın desülfün-
zasyon ihalesinden sonra şımdi
de Yatağan Termik Santralı
için ihale açıldı. İhale için yedi
adet teklif aldıklannı belirten
TEK Genel Müdürlüğü yetkili-
leri. ihalenin ilk açılış fıyatlan-
na bakıldığında. taban fiyatın
808 milyar lira, tavan fiyatın ise
1 trilyon 236 milyar lira arası-
nda görüldüğünü bildirdiler.
Fiyatlann birbinne yakın ol-
duklannı kaydeden yetkililer.
bu nedenle kredi tekliflerinin
ön plana çıktığını vurguladılar.
Yatağan Santralı desülfüri-
zasyon sistemi ihalesi için yakı-
nda TEK Santrallar Dairesi
Başkanlığı'nca ait teknik ko-
misyonun oluşturulması ve de-
ğerlendırme çalışmalanna baş-
lanmasınm beklendiğini belir-
ten yetkılıler, şu bilgileri verdi-
ler: "Desülfürizasyon projesi ol-
ması nedeniyle bu sefer Santral-
lar Dairesi'nce oluşturulacak ait
teknik komisyonun çalışmasını
iki veya üç parçaya bölerek yap-
ması, sonra toplu şekilde rapo-
nın hazırlanması bekleniyor. Bi-
lindiği gibi desülfürizasyon
kısmının yanı sıra elekrrik, me-
kanik teçhizatlar ve yarduncı
ünitelerin değerlendirilmesi ge-
rekiyor."
TEK Genel Müdürlüğü'-
nden ahnan bilgiye göre ihaleye
katılan fırmalar şunlar:
"1- Alarko/NoeU (Almanya).
2- Marubeni Corp (Japonya)-
IH1 (Japon>a)-Tokar Yapı.
3- Babcock and \\ilcox (Ka-
nada)-Gama Endüstri AJŞ.
4- SHL (Almanya)-Tekfen
İnşaat.
5- AnsaMo (İtalya)-\litsubis-
hi (Japonya).
6- ABB Flakt SPA (İUlya)/
ABB Emironmental Norvvalk
(ABD)/ Elekrrim (Polonya)/
Entes.
7- Bischoff Gmbh (Almanya)/
Güriş İnşaat.'''
Yetkililer, Yatağan Santralı
desülfünzasyon ünitesi ihalesi
şartnamesinde, Kemerköy'den
farklı olarak hem kireç taşı tek-
nolojisi hem de yalnızca kirec
olabilecek alternatif önerilerin
kabul edileceğini sözlerine ekle-
diler.
Yatağan Santralı desülfüri-
zasyon ünitesinin ocak ayında
yapımına başlanarak 2.5 yıl
içinde tamamlanması öngörü-
lüyor. Yatağan Çevre Koruma
Derneği Başkanı Süleyman
Soylu, desülfürizasyon ünitesi-
nin çalışmasıyla santraldan
kaynaklanan baca gazlannın
yüzde 98'inin tutulacağını belir-
terek. "\ aiağan'da kirlenmeye
en fazla yol açan baca gazlannın
önlenmesi için desülfürizasyon
ünitesinin yapılmasıvla mücade-
lemizin birinci aşamasını ka-
zandık. Ancak santraldan kay-
naklanan külün çevreve yayı-
Iması hala önlenemeyecek. Bun-
dan sonra da mücadelemiz bu
yönde sürecek" dedi
MİMAROBA KONUTLARJ'NIN
S A T I Ş I S Ü R Ü Y O R
10 yıla kadar vadeli, aylık %4 TL veya 5 yıla kadar
vadeli dövize endeksli %1.25 $, %1.50 DM faiz
oranlı Emlak Bankası projelerine özgü "Yuva
Kredileri"nden yararlanarak yenı yuvanıza
kavuşun. Satış fiyatmın %25'ini peşinat olarak ya-
tırın, ödeyeceğiniz taksitlerin miktarım siz belirleyin.
EMLAK BANKASI
DAHA KÂRLISI YOK
BİLGİ İÇİN: (212) 276 58 34 - (312) 426 04 06 - (232) 336 07 54