25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Imtivaz sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmeni: özgen Acar •Genel Yayın Koordinatörü: Hikmet Çetinkava •Genel Yayın Danışmanı: Orhan Erinç •Yaa-ışlen Mü- dürleri: Aydın Engin, Cdal Baştangıç (Sonımlu)# Haher Merkezi Müdürû: İpek Çalışiar • Görsel Yönetmen: Ali Acar • Düzenleme: tbrahim Yıldız Ankara Temsıkisi: Mustafa Balbay • Haber Müdürü: Doğan Akın AtatürkBul- Müessese Müdüru: Erol Erkut • Koordmatör • Dış Haberler Ereun Bakı «İş - Ekonomi Dinc Tayanç vanNo:125, Kat:4. Bakanlıklar-AnkaraTel: 4195020 (7 Hat).Telex: 42344, Fax: Ahmet Korufcan •Muhasebe Büknt Yener --- "- " - ' • - - - - * - - - - --•-•*.-•' (4)4195027 • tzmirTemsilcısi:SerdarKaık, H.Zİya Blv. 1352 S.2'3Tel:4411220 «îdare HüseyinGürer ı Telex: 52359, Fax: 4419117 »Adana Temsılcısi: Çetin Yiğenoğiu Inönü Cd. 119 #Bilp-tslenr Nail lıuü S. No: 1 Kat: 1, Tel: 3522550-3522601-3522492, Telex: 62155, Fax: 3522570 Yurt Haberleri: Mehmet Saraç •Makaleler: Sami Karaö- ren •Spor: Abdülkadir Yücelman •Düzcltme: Abdullah Yaacı »tşletme OnderÇetik • Bılgısayar Sıstem: Mârüret Çiler • Reklam Reha Işrtnuuı V f h ) an ve Basuı: Yenı Gûn Haber Ajansı, Basın ve Yayınahk A.Ş. TûrkocağıCad 39 41 Cagaloğtu 34334 Ist. PK-246 tstanbul Tel (0 2l2)5120505(20hat)Telex-22246.Fax:(0 212)5138595 2KASIM 1993 İmsak: 5.02 Güneş:6.28 Öğle- 11 52 İkındr 14.40 Akşam: 17.06 Yatsr 18.27 MuRova'nın konseri • Kültür Servisi- Müzik dunyasının genç yıldızı kemancı Victoria Mullova bugünsaat 19.00'da Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda piyanist Piotr Anderszewski eşliğinde bir resital sunacak. Müzik eğitimine Moskova Müzik Okulu'nda başlayan. daha sonra Moskova Konservatuan'nda Leonid Kogan'la çalışan Mullova, 1981yüındakaüldığı Helsinki Sibelius Yanşması"nda aldığı birincilik ödülüyle müzik dunyasının ilgisini çekti. Sanatçı, bir sonraki yıl Çaykovski Müzik Yanşması'nda altın madalyayı kazandı. Müzik kariyerini, aruk Avrupa'da sürdüren Mullova'nın pek çok konser kaydı bulunuyor. Mullova keman resitalinin biletleri. resitalin gerçekleşeceğı Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda temin edilebilir. Zayıflamak isteyenter mantar yesin •KONYA (AA) - Mantann. besleyici özelliğinin yanı sıra aynı zamanda ideal bir perhiz yemeği olduğu bildirildi. Konya Selçuk Cniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Ana Bilim Dajı Başkanı Prof. Nasuh Öder, mantann kalorisı düşük. buna karşın amınoasitler ve mineraller bakımmdan çok zengin bir besin maddesi olduğunu söyledi. Mantann kalorisi az olduğu için vücudu şişmanlatmadan beslediğini ve koruduğunu anlatan Prof. Öder," Yüz gram yağda 750 kalori bulunmasına karşın, aynı ağırlıktaki mantarda sadece 20 kalon mevcuttur. Bu bakımdan mantar aynı zamanda bir perhiz yemeğidir"dedi. Picassotablolan açık artırmada • NEWYORK(AA)-Ünlü tspanyol sanatçı Pablo Picasso'nun 92 tablosu New York'ta açık arürma ile satılacak. Picasso'nun, 1899-1972 yıllan arasında yapüğı 88 tablo Sotheby's Müzayede Salonu'nda gelecek çarşamba günü yapılacak açık artırmada yeni sahiplerini bulacak. Pablo Picasso'nun "Deniz Kıyısında Kadınlar ve Çocuklar"(1932)adh eserinin milyonlarca dolara ahcı bulması bekleniyor. Yüksek fiy at ile alıcı bulması beklenen diğer Picasso yapıtlan arasında, "Altı Çalışma: Naturmortlar ve Peyzajlar"(1920)ve "Bardak. Buket.Gitarve Şişe" Il919)gibıeserlerde bulunuyor Bilinçsiz ilaç kullammı can alıyor • BREMEN(LBA)- Almanya'da ılaçlann yan etkileri yüzünden. her sene 5 bin 600 kişınin hayatını kaybettiği belirlendi. Bremen'de ilaçlann etkileri konusunda y apılan ve beş yıl süren bir araştırmanın sonucuna göre 80 milyon nüfuslu Almanya'da, her yıl 5bin6O0ile8bin800kişinin ilaçlann yan etkisi nedeniyle öldüğü ortaya çıkü. Aynı araştırmaya göre ilaçlann yan etkisi yüzünden 120 bin kişinin de önemli hastabklara yakalandığı açıklandı. Eğitiıııdenereyegidiyoruz?FİGEN ATALAY "0-17 yaş arasındaki 25 milyon çocuktan 12 milyonu eğitimin dısında'Y'Güneydoğu'- da 1000 okul kapalı", "İlkokula katuşama- yan çocuk sayısı 1.5-2 milyon arasında","İlk ve ortaöğretim çağında bulunan 2.5 milyon özüriü çocuktan sadece 25 bini eğirime ka- vusmuşrur", "Çıraklık eğitimi insan yaşamı- nı dikkate almadan sürdürülmekte, İ1 yaşı- ndaki çocuklar bile güvencesiz çalışma ya- şamına siiriilmektedir", "İlkokullara giren yaklaşık 50 milyon ünite dergisi. 300 bin öğ- rencisi bulunan özel dersaneler birer ticari sektör halini almıştır." Eğitim-İş Sendikası'nın hazırladığı "Eğiti- mimiz Nereye GidiyorT" konulu raporunda ele ahnan sorunlar yalruzca bunlar değil. Kalabalık derslikler, sağlık koşullanndan yoksun bina ve tesisler, eskiyen eğitim prog- ramlan, ölü bilgi yığını haline gelmiş ders ki- taplan, dört duvar arasına sıkışmış eğitim. bakanlıkta, milli eğitim müdürlüklerinde ve okullarda gerçekleştirilen antidemokratik atamalar, antilaik uygulamalar da sıralanan sorunlar arasında. Eğitim tşSendikası."Eği- timimizin bu körti gidişine dur denilmelidir" diyor ve bunun için bakanhğı, eğitim işkolu sendikalannı, öğretmenleri ve velileri, so- rumluluklannı yerine getirmeye çağınyor. Eğitim-İş, ivedilikle yapılması gerekenleri şöyle sıralıyor: -Eğitimin laikleştirilmesi için: -Eğjtım birliğı sağlanmalı -Okullardaki laiklik karşıtı tutum ve yak- laşımlar önlenmeli nulmalı -Öğrencilerin eğitimin işleyişine katıhmı savunulmalı -Bir demokratik okul yönetimi modeli hazırlanmalı -Eğitim yöneticileri seçilmeli ve eğitımleri sağlanmalı -Eğitimin içeriğinin veyöntemininçağdaş- laştınlması için: -Eğitim hakkının yaygınlaştınlması için: -Parasız ilköğretim hakkı dokuz yıla çı- kanlmalı -Çağ nüfusunun tümü dokuz yıllık ilköğ- retimden geçirilmeli -En geç 2000 yılında ortaöğretim çağ nü- fusunun tümüne yaygınlaştınlmah -Özüriü çocuklann tümü eğitim hakkına kavuşturulmalı ğitimîş Sendikası'nın "Eğitimimiz Nereye Gidiyor" adlı raporundan: "Eğitim yönetimi baştan aşağı partizanlığa terkedilmiştir. Bakanlığın üst kademelerine son yapılan atamalar kaygı vericidir. Bu olumsuzeğilim, taşraya, hatta okullara doğru yayılmaktadır. Başansını kanıtlamış yöneticiler, görevden uzaklaştınlmaktadır. En temel görevimiz laikliğin korunmasıdır. Okullar, yurt ve pansiyonlar. özel öğretim kurumlan bu anlamda sık sık denetlenmeli. gerekli önlemler alınmalıdır." -Din eğitimi isteğe bağlı olmalı -Ders kitaplannın içeriği laiklik ve bilim karşıtı görüş ve tezlerden anndınlmalı Eğitime katıbmı savunmak ve sağlamak için: -Katılım mekanizmalan tanmlmalı ve katılım sağlanmalı -Eğitim yönteminde yerelleşme savunul- malı -Ailelerin eğitim yönetimine katıhmı savu- -Eğitim programlan çağdaş standartlara göre geliştirilmeli -Ders kitaplan içerik ve biçim yönünden ıyileştirilmeli -İnsan haklan, özgürlükler ve demokrasi eğitimine önem verilmeli -Ezberciliğin önüne gecilmeli, inceleme, araştırma. tartışma yönıemleri kökleştiril- meli -Eğitimde çağdaş teknoloji uygulanmalı -Yükseköğretim hakkından daha çok kişi yararlanmah -Örgün eğitim çağını geçenlerden eğitim talebi olanlara. çağdaş eğitim teknolojisin- den yararlanılarak eğitim hakkı tanınmalı -Eğitimde özelleştirilmenin özendirilmesi- ne ve eğitim ticaretine karşı çıkılmalı, bütçe- den eğitime yeterli ödenek aynlmalı. Eğitim kurumlannda çocuklann ve genç- lerin korunması için: -Dayağa ve şiddete karşı kampanya baş- latılmalı -Uluslararası standartlar. özellikle Çocuk Haklan Sözleşmesi ile 59 sayılı ILO Söz- leşmesi ve bilimsel veriler dikkate alınarak 15 yaşın altındaki çocuklann çırak yapılma- lanna karşı çıkılmalı -Özüriü ve güçsüz çocuklann korunması için özel önlemler alınmalı -Kalabalık sınıflar ortadan kaldınlmak, evrensel standartlara uygun mevcutlarda sınıflar oluşturulmalı -Öğrencilerin sınıfta bırakılmalannın önü- ne gecilmeli -Orta ve yükseköğretimdeki çocuklann ve gençlerin örgütlenmeleri, yönetıme katı- Imalan, zamanlannı iyi kullanmalan sağlan- mah -Çocuklar ve gençler sağlık taramalan- ndan gecinlmeli Eğitim standartlannın yükseltilmesi için: -Çocuk Haklan Sözleşmesi TBMM'de onaylanmalı -OğretmenlerleilgiliILO UNESCOortak tavsiye karan yaşama geçirilmeli -Birleşmiş Milletler insan Haklan Eğitimi Tavsiye Karan uygulanmalı Benim müziğimi anJayamıyorlar. Çünkü müziğirnde uygar olmayan bir vön var (Fotoğraflar: AHU ANTMEN) KeithJarrett'ıntoprağabağjımüziği TUNA ERDEM Altı aylıkken konuşmaya baş- layan. üç yaşında piyanonun ba- şına oturan, doğaçlama piyano konserleri kadar kaprisleriyle de efsaneleşen, 12 ayn müzik aletinı ustaca çalabilen Keith Jarrett Çı- rağan Otelı'nin Pasha suıtinde son derece cana yakın bir ınsana dönüşüyor. Jarrett, önceki gece Cemal Reşit Rey Konser Sa- lonu'nda verdiğı doğaçlama kon- ser öncesi sorulanmızı cevaph- yor: -Seyirci konusunda çok seçkisi- niz ve bu Tûrkiye've üçüncü gelişi- niz. Türk seyircisinden nastl bir olumlu tepki aldınız ki tekrar tek- rar geü'yorsunuz? Buraya ilk gelışimde seyirci ile yaşadıklanm çok hoşuma gitti. Onlar için çok yeni olan bu müzi- ği anlamak için büyük çaba gös- terdiler. Kimi seyirci. en ufak bir çaba bile göstermek istemez. Oy- sa seyircinın aktif katıhmı çok önemli. Köklü bir müzik geçmişi olan ve bu tarihsel müzıkle ilişki- sini koparmamış ülkelerdeki se- yirci benim için en iyisi. Komik uygarlık anlayışını benimseme- miş ülkelerden hep iyi seyirci çıkı- yor. Aynca Türkiye ile özel bir bağım var: uzun yıllar sufizm ile ılgilendim. -Konserlerinize gelenlerin çoğu caz dinle\icisi değil. Neden bu konsertere ilgi duyuyorlar sizce? Çünkü ben caz çalmıyorum. ABD'de benim müziğimden tek çıkarabildikleri tanım caz oluyor. "Bu klasik müzik olmadığına göre caz ounair dıyorlar. çünkü Ame- rika'nın kendı folk müziği yok. Nerede Orta Avrupa'nın damga- sına rastlarsanız orada daha çok uygarlık ve kargaşa buluyorsu- nuz. Bu nedenle müziğimi anla- yamıyorlar. Çünkü müziğimde uygar olmayan bir yön var. İlkel değil. ama toprağa bağlı bir mü- zik. -Türk müziğini tanıyor musu- nuz? Evet. Londra'da bazı Türk müzisyenlerle birlikte çaldım Bi- raz tuhaf bir müzik çıktı ortaya. Çünkü pı\ano ile Türk sazlan pek uymuyor. Benim için halktan gelen tüm gerçek folk müzikleri aynı değerdedır. Bu yüzden Japonya'da çaldığı- mda Japon müziği olduğunu dü- şünürler. Türkiye'de çaldığım za- man da biraz Türk müziğini andmr. Bugün tatil olmasaydı sizden bu cadde üzerindeki dük- kanının vıtrinınde duran Türk çalgısını bana almanızı rica eder- dim. (Tarifinden istediği çalgının kemençe olduğunu çıkanyoruz). - Sizin konserleriniz, izleyicilere bir sanatçının çalışma odasının anahtar deliğinden bakma olanağı tanıyor... C)oğru. Benim asıl merak etti- ğim de ne yaptığım değil, nasıl yaptığım. Seyirci de bunu merak ederse aynı noktada buluşuyo- ruz. Baa konser kayıtlanmı din- leyince kulağıma hoş gelmiyor. ama orada çok özel bir deneyim yaşamış oluyorum. Folk müzi- ğinde değışik deneyimlere olanak tanıyan bir özgürlük vardır. Kül- tür ne denli eskiyse bu kültürde doğaçlamaya o denli çok yer ven- lıyordur. Oysa modern Batı kül- türünde en eski müzik klasik mü- ziktir. Ve Türk, Japon, Çin müzi- ğine kıyasla Avrupa klasik müzi- ği o kadar da eski değildir. Bu müzikler öy lesine eski bir geçmişe dayanır ki hala doğayla arasında- ki bağ kopmamışür. Avrupa klasik müziğinin felsefesi ise bi- zim doğadan üstün olduğumuzu varsayar. Kendini doğadan üs- tün gören bir seyirci kıtlesi benim müziğim için i\i bir seyirci değıl- dır. -Bach, Shostakovich gibi birçok klasik müzik bestecisinin yorum- lamanıza karşılık klasik müzikten noşianmıyorsunuz... Hoşuma gıtmeyen müzığın kendisi değil. Klasik müzıkle uğ- raşanlann anlayışı. iki kere iki dört ederi öğrendikleri gibi "Bach şöyle çalınır" diyorlar. Bi- nsi müziği yazıyor sonra. bu mü- ziğe tumüyle yabancı luşilenn el- lenne bırakıyor. Onlar bu müziği kendılerine öğretildiğı biçimiyie calıyorlar, içlerinden geldiği eibi değil. -Bir besteyi yorumlamanın ye- terli bir özgürlük ounadığmı mı düşünüyorsunuz? Çoğu yorumcu beste yapmı- yor. "Sbostakovich calıyorum, çünkü onu anlıyorum" diyorlar. Pekı beste yapmayan bıri, nasıl olur da bir bestecıy i anladığmı id- dia edebilir? Doğaçlama deneyi- mi olmayan birinin Bach veya Mozart çalması bana anlamsız geliyor, çünkü onlar büyük do- ğaçİama ustalanydı. Kağıdın üzerine yazılan müzik, size bir hareket alanı verir. Bu alanda sa- dece tipik hareketleri yapmaya koşullanmış müzisyen çok büyük bir şansı, bu alanı kendi alanına çevinme şansını elinden kaçınr. -Doğaçlama konserlerinize sıfır noktasından başlıyorsunuz. Sıfır- dan savmava başla\ınca, sonsuza kadar devam etmek olası. Nerede bitireceğinize nasıl karar \eriyor- sunuz? Bitirmek zor olmuyor, çünkü seyirci başka konserleri baz ala- rak belli bir konser uzunluğu beklentisi içinde oluyor. Aslına bakarsanız bazen ben 20 dakika- da tükeniyorum. Ama 20 dakika sonra dursam seyirci haksızlığa uğradığını düşünür. Oysa benim için süre ile nitelik arasında bir bağ yok. Ama calmak zorunda- yım. Gerçekten de asıl büyük so- run doğru yerden başlamak çün- kü başlangıçtan sonra gelen her şey başlangıcın kurbanı oluyor. -Ya doğru baslay amazsanız? Çok fazla düşünülüp taşınıl- nıış bir başlangıç yaparsam kon- ser boyunca bu ginş bölümüyle savaşmak zorunda kalınm. -Doğaçlama sırasında dünyayla tüm bağlarınızı kopardığınızdüşü- nülüyor... Aslında dış dünyayla daha güçlü bağlar oluşturuyorum. Bir şeve konsantre olduğunuzda dı- şandan gelen bir ses. size pldu- ğundan daha yüksek gelir. Örne- ğin uyurken bir ses duyarsanız ses aslında çok şiddetli olmasa da şiddetlı bir etki bırakır üzeriniz- de. Oysa aynı sesi uyanıkken duy- sanız aldırmazsınız bile. Bu ne- denle sadece müziğın bilincınde olmaya çalışsam bile daha çok se- yircinin bilincınde oluyorum. -Ve bir ses duyduğunıizda uya- nıyorsunuz... Aslında bu uyandınlmak de- ğil, rahatsızedılmek. Bir muhase- beci olduğunuzu, kafanızda uzun bir hesap yaptığınızı düşünün. Tanı toplamanın sonuna geldiği- nizde birisi 64 ya da 38 diye bağı- nyor! Bazen seyirci yeterince konsantre olmadığı ıçın konseri- mı yanda kesmek zorunda kalı- yorum. O gün keyfimin yerinde olmadığını sanıyorlar. -Konserterinizde. yaratımla çalışma, disiplin. bilgi birikiminin arasındaki bağı göriinmez kılan mistik bir tablo ortaya çıkıyor... Bu tabloyu oluşturmak ıçın bi- le ne kadar çok çalışmak gerektı- ğıni birbilselerdı. Kendi çocukla- nmın gözündeki tablo bile bu Yaptığımı bir iş olarak görmü- yorlar. Hatta diğer müzisyenler de kendi yaptıklan işle hiçbir bağlantısı olmay an çılgın bır iş gi- bi bakıyorlar . Oysa bu doğru değil. Benim yaptığım. belki daha da çok çalı- şma gerektiriyor. Doğaçlamada en önemli şey çalmamaktır. Han- gı pıyanıste sorsanız her gün pı- yano başında oturduğunu söyle- yecektir, oysa benim yaptığım bunun tam tersi. Konserden önce uzun bir süre piyanoya dokunmamalıytm. Bu yüzden piyanoyla o kadar çok çalışmıyorum, ama başka bir tür çalışma yapıyorum ve bunu gör- müyorlar. İşte bu noktada mis- tızm başbyor. -Peki bu süreci başlatan etmen- ler nelerdir? Bu duruma geçmeye kendi ıra- demle karar veriyorum. İradi. olması msanlara sahte izlenimı veriy or. "Şu anda seni hipnotize edecegLm" demeye benzıyor bu. Ama Den tam konser saatınde bunu becerebilmek zorundayim. Bazılan bunun dinı ya da ruhani bir şey olduğunu söylüyorlar. Kelımenin gerçek anlamıyla ru- hani bir süreç bu: yani ruhla ilgili. Enerjiylevenitelikleilgılı. Bir gün çalışıyordum ve çalışmalanmın sonuçlanndan memnun değil- dim. Piyanonun başından kalktım ve bır kağıdın üstüne "enerjinin niteliği" yazdım. Bu süreci tanf etmenın en doğru yolu bu. Oyuniçinde gerçeğiyaşamak • Görsel gerçekliğin en çok tutulduğu alan bilgisayar oyunlannın bulunduğu salonlar. Ancak bunlann adına oyun mu yoksa yolculuk mu deneceği konusunda bir fıkir birliğine vanlmış değil. Bu oyunlar ya da yolculuklar temellerini filmlerden ve video oyunlarından alıyor. Haber Merkezi- Bir zamanlar astronotlann yardımcısı ola- rak bılinen görsel gerçeklik (virtual reality) günümüzde bir oyun ve bır sanat dalı olarak yaygınlık kazanmaya başladı. Görsel gerçeklik, bilgisayann tasanmladığı bir ortamla insa- nın algılayarak karşılıklı etkileşıme girmesi olarak tanımlanı- yor. Bu deneyim yapay görüntü, ses ve hatta dokunuşlarla öyle- sine iyi yaşatılıyor ki gerçek dünyayı geride bırakıyor. Önceden hazırlanmış bilgisayar grafiklerinin aksine bu dünyadaki imaj- lar baktığınız. gittiğiniz yöne göre değişebiliyor. Bilgisayar, gö- rüntüleri başa takılan aletler (HMD) ve veri eldivenleri gibi duyusal araçlardan aldığı devinimlere göre yönlendiriyor. Görsel dünyada başanlı olmak için bu dünyanın kendine ait ışlevsel modasını da izlemek zorundasınız. Görsel gerçeklik. bundan 30 yıl önce Ivan Sutherland ismin- de bir bilgisayar uzmanının kendi HMD'sini yapmasıyla orta- ya çıktı. Aleti takan iz- leyici geometrik şekil- ler arasında yolaldı- ğını görebiliyordu. Yaratılabilen görün- tüde o günden bugüne oldukça ılerleme kay- dedıldi. 80'lerde NASA'nın görsel gerçeklik araştırma merkezle- nnden birinde bilgisa- yara Mars gezegenine ait araştırma sonuçla- n yüklendi. Alet başınıza takıldığında Mars gezegeninin üç boyutlu manzaralan arasında bır keşif gezi- si yapabiliyordunuz. Başınızı çevirdiğıniz- de ya da öne doğru kaykıldığınızda pers- pektifıniz de devinimi- nize göre değişiyordu. Taklit uçuşlarla eğitilen pilotlar da eğitimlerinin sonunda de- neyimli görsel gerçeklik yolculan haline geliyorlardı. Pentagon'un İleri Araştırma Projeleri Ajansı, görsel gerçek- lik araştırmalanna en çok para harcayan kurum olarak bilini- yor. Bu araştırmalann sonucunda sayesinde ABD'li koman- dolar artık ülkelerindeki eğitim sırasında Irak çöllerinde tatbi- kat yapma fırsatı buluyorlar böylece. Kısaca VR olarak bilinen görsel gerçeklik. gün geçtikçe tüm dünyada yaygınlaşmaya başladı. Yıllardır pilotlann 360 dere- celi bir alanda nesneleri üç boyutlu olarak gözlennde canlan- dumalanna yardıma olan bu araçlar. boyutlannın ve fıyatlan- nın azaltılmasıyla günümüzde mimarlann. tasanmcılann. cer- rahlann ve daha başka pek çok meslek sahibinın kullanımına sunuldu. Aralannda Paramount Communications. Viacom, Sega. Nintendo ve Sony gibi büyük isımlenn de bulunduğu çok sayıda şirket görsel gerçekliğin vaat ettiği haya! dünyasına milyarlar yatınyor. Üç boyutlu televizyon ve VR araalığıyla alışveriş önümüzdeki bir kaç yıllar için düşünülen projelerden sadece ikisi. VR sistemleri üreten Division Inc.'in müdürlerin- den David Bonini "Daha işin başındayız. Görsel gerçeklik, doğ- ru kullanıldığı takdirde dünyayı değiştirebilir" diyor. Yatağan için ilıale açıhyor ASUMAN ABACIOĞLU tZMİR- Yatağan Termik Santralı'nın desülfürizasyon ünitesi için ihale açıldı. TEK Genel Müdürlüğü yetkilileri ait sının 808 milyar lira olarak be- lirlenen ihale için yedi grubun teklif verdiğini belirttiler. İnşa- atına ocak ayında başlanacak desülfürizasyon ünitesinin 2.5 yılda tamamlanması planlanı- yor. TEK Genel Müdürlüğü, ter- mik santrallann desülfürizas- yon üniteleri için yatınm prog- ramına aldığı anahtar teslimi projelerin ihalelerini gerçekleş- tirmeyi sürdürüyor. Kemerköy Termik Santrah'nın desülfün- zasyon ihalesinden sonra şımdi de Yatağan Termik Santralı için ihale açıldı. İhale için yedi adet teklif aldıklannı belirten TEK Genel Müdürlüğü yetkili- leri. ihalenin ilk açılış fıyatlan- na bakıldığında. taban fiyatın 808 milyar lira, tavan fiyatın ise 1 trilyon 236 milyar lira arası- nda görüldüğünü bildirdiler. Fiyatlann birbinne yakın ol- duklannı kaydeden yetkililer. bu nedenle kredi tekliflerinin ön plana çıktığını vurguladılar. Yatağan Santralı desülfüri- zasyon sistemi ihalesi için yakı- nda TEK Santrallar Dairesi Başkanlığı'nca ait teknik ko- misyonun oluşturulması ve de- ğerlendırme çalışmalanna baş- lanmasınm beklendiğini belir- ten yetkılıler, şu bilgileri verdi- ler: "Desülfürizasyon projesi ol- ması nedeniyle bu sefer Santral- lar Dairesi'nce oluşturulacak ait teknik komisyonun çalışmasını iki veya üç parçaya bölerek yap- ması, sonra toplu şekilde rapo- nın hazırlanması bekleniyor. Bi- lindiği gibi desülfürizasyon kısmının yanı sıra elekrrik, me- kanik teçhizatlar ve yarduncı ünitelerin değerlendirilmesi ge- rekiyor." TEK Genel Müdürlüğü'- nden ahnan bilgiye göre ihaleye katılan fırmalar şunlar: "1- Alarko/NoeU (Almanya). 2- Marubeni Corp (Japonya)- IH1 (Japon>a)-Tokar Yapı. 3- Babcock and \\ilcox (Ka- nada)-Gama Endüstri AJŞ. 4- SHL (Almanya)-Tekfen İnşaat. 5- AnsaMo (İtalya)-\litsubis- hi (Japonya). 6- ABB Flakt SPA (İUlya)/ ABB Emironmental Norvvalk (ABD)/ Elekrrim (Polonya)/ Entes. 7- Bischoff Gmbh (Almanya)/ Güriş İnşaat.''' Yetkililer, Yatağan Santralı desülfünzasyon ünitesi ihalesi şartnamesinde, Kemerköy'den farklı olarak hem kireç taşı tek- nolojisi hem de yalnızca kirec olabilecek alternatif önerilerin kabul edileceğini sözlerine ekle- diler. Yatağan Santralı desülfüri- zasyon ünitesinin ocak ayında yapımına başlanarak 2.5 yıl içinde tamamlanması öngörü- lüyor. Yatağan Çevre Koruma Derneği Başkanı Süleyman Soylu, desülfürizasyon ünitesi- nin çalışmasıyla santraldan kaynaklanan baca gazlannın yüzde 98'inin tutulacağını belir- terek. "\ aiağan'da kirlenmeye en fazla yol açan baca gazlannın önlenmesi için desülfürizasyon ünitesinin yapılmasıvla mücade- lemizin birinci aşamasını ka- zandık. Ancak santraldan kay- naklanan külün çevreve yayı- Iması hala önlenemeyecek. Bun- dan sonra da mücadelemiz bu yönde sürecek" dedi MİMAROBA KONUTLARJ'NIN S A T I Ş I S Ü R Ü Y O R 10 yıla kadar vadeli, aylık %4 TL veya 5 yıla kadar vadeli dövize endeksli %1.25 $, %1.50 DM faiz oranlı Emlak Bankası projelerine özgü "Yuva Kredileri"nden yararlanarak yenı yuvanıza kavuşun. Satış fiyatmın %25'ini peşinat olarak ya- tırın, ödeyeceğiniz taksitlerin miktarım siz belirleyin. EMLAK BANKASI DAHA KÂRLISI YOK BİLGİ İÇİN: (212) 276 58 34 - (312) 426 04 06 - (232) 336 07 54
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle