Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 1KASIM1993 PAZARTESİ
HABERLER
ANAP lideri, terörve özelleştirmesonınlannı aşabilmesiiçinÇiller'eüç yenihükümetmodeli önerdi
Yılmaz'dan'AnayoPa yeşîlışık
Ssçtal 1994 SNbahan DYP-SHP koalisyonunun devamının SHP'nin
vereceği ciddi tavizlere bağlı olduğunu, Murat Karayalçın'ın ise yeni
tavizler vermeyeceğini vurgulayan Yılmaz, daha öncemart ayı olarak
önerdiği seçim tarihini 1994 sonbahanna kadar erteledi.
OSMANAYDOĞAN
ANKARA- ANAP Genel Başkanı Mesut Yd-
maz, terör olaylan her geçen gûn daha fazla can
almaya devam edip bu olaylara karşı abnacak
önlemler konusunda hükümet ortaklannın gö-
rüş aynhğı giderek derinleşirken, DYP ile Baş-
bakan Tansu Çilkr'e, açık ve net bir çağnda bu-
lundu. DYP'nın özelleştirme ve Terörle Mü-
cadele Yasası'ndaki değişiklikleri SHP ile ger-
çekleştiremeyeeeğini ilen süren Yılmaz, Başba-
kan Çiller'e önerisini şöyle özetledi:
M
Üç attematif sunuyoruz DVFye. Koalisyonu
boz. Ozelleştinne ve terörle mücadeie konusun-
da, daha kararlı bir azmlık hü-
kümeti kur. Biz dtşardan des-
tekkriz. tkincisi, gel bizimle
koalisyon hûkûmeti kuralun.
Eğer buna da razı değilsen, biz
azmlık hüküıneti kurakm. Siz
bizi destekleyin. Ama seçim
şart".
DYP-SHP koalisyonunun
devamının SHP'nin vereceği
ciddi tavizlere bağlı olduğu-
nu, Murat Karayalçm'ın ise
yeni tavizler vermeyeceğini
vurgulayan Yılmaz, daha
önce mart ayı olarak önerdiği
seçim tarihini 1994 sonba-
hanna kadar erteledi ve "Bir
sene gtöeriz" diye konuştu.
Yılmaz, böyle bir aynşmanın,
ANAP-DYP yakmlaş-
masının yanı sıra sol partiler
arasmda da bir yakınlaşma
zeminine yol açacağmı ve
artık siyasetteki taşlann yeri-
ne oturacagını ifade etti.
Yılmaz, terörle mücadeie ön-
lemleri konusunda, hüküme-
tin değil, DYP'nin getireceği
önlemlere destek vermeyece-
ğini belirterek, "SHP ile hü-
kümet edip, bizünle birlikte
kanun çıkannayı kafantzdan
silin" dedi.
tavn sürdüreceğine inanıyor musunuz?
YlİMZ! Sanmıyonım. Çünkü, Sayın Kara-
yalçın'ın Meclis grubu üzerinde Sayın İnönü
kadar dahi gücü olmadığı açıkça görülüyor.
SHP grubu, Sayın İnönü zamanında verilen
kendi programlan açısından tavizlerin eziklıği-
ni üzerinden atamadı henüz. Şayın Karayalçın,
muhtemelen yeni tavızler verilmesini kabul et-
meyecektir.
-DYP için durum nedir?
DYP inilH SHP'dtll nhatUZ DYP gnıbunda da SHP ortaklığından
kaynaklanan çok ciddi bir rahatsızlık var. Bu, artık gizlenemeyecek
bir boyuta gelmiştir. Olağanüstü hal, MGK'nın istediğı yasa
değişiklikleri koalisyonun önemli kilometre taşlan olacaktır.
DYP gnıbunda da, SHP ortakhğın-
dan kaynaklanan çok ciddi bir rahatsızlık var.
Bu, artık parti disiplini içerisinde gizlenemeye-
- Peki, seçim tarihi konusunda bir öoeriniz var
mı?
YİME Seçim tarihini, partilerin kendi şart-
lanna göre değil de, ülkenin objektif şartlanna
göre tespit etmek gerekirse, bizim tercihimiz
mart ayında iki seçimin de birleştirilmesidir.
Aslında herkes kabul etmelidir ki mart ayında
yapılacak seçim, bir genel seçim havasında ger-
çekleşecektir. Yerel seçim sonrasında da bir ge-
nel seçim etkisi yapacakür. Martta iki seçimi
birieştimek, ülke açısından her bakımdan daha
yararh olacaktır. Ama eğer mart ayında seçime
tik. Ama hükümetteki eksikliği bizimle telafı et-
meye kalkmayın. SHP ile birlikte hükümet edip
bizimle birlikte kanun çıkarmayı kafanızdan si-
lin. Terörle macadeleyle ilgili kanun çıkara-
cağım, SHP buna destek vermeyeoek; çıkan ka-
nunu SHP'li Adalet Bakanı uygulayacak. Böy-
le sacma şey olmaz.
- DYP ve SHPde kendi parti politikalannda
giderek aynlma yaşamyor. DYPnin tabamnda
koalisyonu istememe, ANAP'a yakınlaşmayı mı
getiriyor beraberinde?
DYPKongresi
DYP kongresınin Başba-
kan Çiller açısından rahat ge-
çeceğıni sanmadığını ve
Cumhurbaşkanı Demirel'in
tutumunu izlediklerini kay-
deden Yümaz, anayasal ko-
numunu zorlayan arayış-
lannı sürdürmesi halinde tu-
tumlannı gözden geçırecekle-
rini bildirdi.
Cumhuriyet'in sorulannı yarutlayan ana mu-
halefet partisi lideri Mesut Yılmaz, koalisyo-
nun 2 yıl önce siyaset kurallanna aykın olarak
kurulduğunu belirterek, ortalama koalisyon
ömrünü geçecek sürece dayanabilmesini Demi-
rel ve Inönü'nün uyumuna bağladı. Ancak, Çil-
ler başkanlığındaki koalisyonun kurulmasıyla.
siyasetin doğal kurallannm da işlemeye başla-
dığını söyleyen Yılmaz, sözlerini şöyle sürdür-
dü:
"Dört ayda koalisyon çok ciddi bir aynm nok-
tasına gekli ve bundan sonra koalisyonun devam
edebihnesinin, ancak tavanda girişUecek birta-
knn suni çabalara, özettikle SHP'nin vereceği ta-
vizlere bağlı otduğunu düşünûyoruın. Her iki par-
ti için de bundan sonra koalisyonu devam ettir-
mek, ancak secmen desteğinden fedakarlıkla
ımlmkün olacaktır. Çünkü seçmen, bu koalisyo-
nun devammı istememektedir. Buna rağmen,
parti yönetimkri koaiisyonun devamında kendi-
leri açısından, kısa vadeli çıkar görüyorlar. Koa-
lisyonu devam ettinneye çauşuiarsa, seçmen des-
teğindeki ciddi azalmayı da göze almak zorunda
kalacaklardn-."
Mesut Yılmaz, Cumhuriyet'in sorulanna şu
yanıtlan verdi:
- Sayın İnönü'nün koalisyonun devamı için pek
çok taviz verdiğini söylüyorsunuz.
Karayalçın ile SHP'deki yeni oluşumun bu
DYP gnıbunda bazı milletvekilleri
artık açıkça, kamuoyuna yönelik olarak da gö-
rüşlerini dile getiriyorlar. Hatta
bu konuda bir deklarasyon için
imza topluyorlar. Bu arkadaş-
lar bize de geliyorlar. Görüşle-
rini söylüyorlar, ama burada
yeni bir hükümet arayışı, hükü-
met modeli gündeme geldiği za-
man amaç sadece iktidar ortağı
olmak değildir. Bizim için
amaç, gerçekleşecek hükümet
modelinin sorunlara çözüm ge-
ürebilecek zemine oturmasıdır.
Başanlı olabilmesi için şartlann
baştan mevcut olması gereki-
yor. Şu anda bugünkü yapısıy-
la DYP ile kuracağımız bir ko-
alisyon ancak kısa vadede ve
belli ana sorunlann üzerinde
kurulacak mutabakatlar çerçe-
vesinde başanh olabilecektir.
Onun için seçimi şart koşuyo-
ruz.
- Seçimkrin altı ay ertelenme-
si durumu neye etki eder?
Yıknaz - Sayın Çiller'in, hem SHP ile bir uyum sağlayarak koafisyonu devam ettirebfleceğini hem de ay nı zamanda şu ana kadar
DYPde saglayamadığı birleştirici üderiik konumunu sağteyabfleeeğini mümkün görmüyorum.(TARIK T1N AZAY)
cek bir boyuta gelmiştir. Olağanüstü halın uza-
tılması, MGK'nın tavsiye ettiği yasa değişiklik-
leri, arkasmdan da Çekıç Güç'ün göre\
r
süresi-
nin uzatılması gelişmeleri koalisyonun önemli
kilometre taşlan olacaktır.
- Koalisyon içinde durum oldukça sıkıntılı gö-
rûnûrken, DYP kongresi de yaklaşıyor. Çiller'in
şansını nasıl görüyorsunuz?
YdMZ: Koalisyonun kendi iç durumu, per-
formansı, başansı DYP kongresinin de en
önemli tayin edici unsurudur. Sayın Çiller'in,
hem SHP ile bir uyum sağlayarak koalisyonu
devam ettirebileceğıni hem de aynı zamanda şu
ana kadar DYP'de sağlayamadığı birleştirici li-
derlik konumunu sağlayabileceğini mümkün
görmüyorum.
- Bu noktada ANAFtan DYP'ye çok alter-
natifli teklifler, mesajlar gönderiliyor.
razı olmazlarsa, mesela, sonbaharda iki seçimi
birleştirmek kaydıyla yerel seçimleri 6 ay ertele-
mek de mümkün. Anayasa buna imkan ver-
mektedir.
- Bu DYP-ANAP yakınlaşmasına yol açmaz
mı? Böyle bir yakınlaşmay a nasıl bakıyorsunuz?
Evet, biz üç tane alternatif sunuyo-
ruz DYP'ye. Bu koalisyonu boz ve özelleştirme,
terörle mücadeie konusunda daha kararb bir
azınlık hükümeti kur. Bu aanlık hükümetıne,
biz dışandan destek vermeye hazınz. tkincisi,
azınlık hükümeti kurmak istemiyorsan, gel bi-
zimle ortak hükümet kuralım. Koalisyon hü-
kümeti kuralım. Her ikisinde de şartımız, seçim
tarihinin belırlenmesidir. Eğer, bu ikisine de ra-
zı değilse, gelsinler, yine seçim tarihini ortaklaşa
tespit etmek üzere biz azmlık hükümeti kura-
Bu sadece ANAP-DYP yakınlaş-
masına değil, solda da. sol partiler arasında
yakınlaşmaya zemin haarlar.
- Terörle mücadeie konusunda, MGK'nm öne-
rilerine göre haznianan bir taslak var. Hükümete
destek vereceğinizi açıklamıştınız, ama Başba-
kan'ın gönderdiği bu taslağı geri çevirdiniz.
YrilMZ: Bize bir taslak gelmedi ki bızc sadece
grup başkanvekillerinin (DYP) bir müracaaü
oldu. Dedıler ki: SHP bu tedbirlere destek ver-
meyebihr. Onun için bunlar hükümet tasansı
olarak Meclis'e gelmeyebilir. Bu takdirde, bu-
nu DYP-ANAP ortak kanun teklifı olarak
Mecüs'e getirebilir mıyiz? Biz de bunu reddet-
tik. Uygulayacak olan hükümet eğer o kanun
üzerinde anlaşamıyorsa, bizün vereceğimiz des-
tekle o kanunun çıkmasını biz yeterli görmeyiz.
Dolayısıyla gidin önce hükümet olarak aranız-
da anlaşın getirin. Hükümet olarak anlaşıp ge-
tirirseniz, kamuoyuna deklare ettiğimiz bir gö-
rüşümüz var; demokratik hukuk devletinin ana
ilkelerine aykın olmadıkça. biz bunlara tam
destek verebiliriz. Biz kendimizi buna angaje et-
JVOTL/I^MUSTAFABALBAY
Koalisyoıııuıkadergünlerive ANAP
ANKARA - Ekonomi ve siyaset iki
konuda kilitlendi:
Biri terörle mücadelede izlenecek
yöntemin yeni biçimini belirleyecek
olan Terörle Mücadeie Yasası'ndaki
değişiklikler, digeri özelleştirme...
Hükümetin iki ortağı bu konuda
farklı düşünüyor DYP, "Bir an önce
özelleştirme" diyor, SHP, "Ne acelemiz
var, sağlam gideliın" karşıhğını veriyor.
DYP, "Terörle Mücadeie Yasası'ndaki
cezalan genişletelim >e ağırlaştmıunı"
diyor. SHP, "Halka demokratikleşme
sözü verdik. Şimdi bunun tersini yapa-
mayız. Terörle mücadeie ederken halkı
teröristten ayımıahyız. Bu yasa halkı da
hedef alryor. Ortak bir yol bulalrni" kar-
şılığmı veriyor.
ANAP, hükümetin bu iki zayıf hal-
kasını yakaladı, bastınyor.
ANAP lideri Yılmaz'la Nenehatun
Caddesi üzerindeki, büyükelçılik ko-
nutlannı andıran evinde iki saat sohbet
ettik. Yılmaz'ın konutu yan yana iki
tripleks binadan oluşuyor. Birini büro
olarak kullanıyor.
Görüştüğümüz küçük toplanti
odasında masanın üzerine yıl sonuna
kadar tamamlanması planlanan,
"ANAP iküdarında öncelikli olarak
yapdacaklar"ı içeren programın dosya-
lan var Raflardaki bırkaç kitap, "deği-
şen dünyay a" ilişkin.
Yılmaz'ın temel değerlendirmeleri
şöyle:
-Koalisyon Demırel ve İnönü'nün
karşılıklı "anlayı$ı
n
ile sürüyordu. Bu
Bu koalisyon, özelleştirme ve Terörle Mücadeie
Yasası'nda ortak nokta bulamaz. Bulursa bu,
SHP'nin taviziyle olur.
durum ortadan kalkmış. siyasetin ku-
rallan işlemeye başlamıştır.
-Bu koalisyon, özelleştirme ve Terör-
le Mücadeie Yasası'nda ortak nokta
bulamaz. Bulursa bu SHP'nin taviziyle
olur.
-Çiller, DYP tabanının genel başka-
nı değildir. ANAP'a karşı kentli seç-
menleri kaçırmamak düşüncesiyle se-
çilmiş bir suni liderdir.
-Karayalçın, İnönü gibi tavizkar
davranmayacaktır.
-Koalisyonun kaderi, birkaç hafta
içinde belîi olacaktır.
-ANAPiktidara hazırdır. Kadrolan-
mız vardır. İktidardayken yapüğımız
bazı küçük hatalan dıkkate alıp yeni
bir "icraat programı" hazırlıyoruz.
ANAP ile DYP'nin ortaklığı hem sağı
hem solu birleşürecek.
1991 seçimleri öncesinde, zamanın
DYP lideri Demırerin seçim meydan-
lannda en çok kullandığı cümle şuydu:
-A >JAP sırtmı 12 Eylül'e dayamış ve
iktidar olmuştur. tktidardan düştüğü an
darmadağın olacaktır.
Öyle olmadı. AMAP iktidar günle-
rinde oluşturduğu kadrolan önemli öl-
çüde bünyesinde tuttu ve bugün ken-
disini iktidar alternatifı olarak hazırh-
yor. ANAP'ın 1983'te iktidara gelir-
ken işledigi "dört eğüimi birleştirme"
politikasını Yılmaz, bugün yeniden yo-
rumluyor:
"ANAFın kuruluşundaki o birleştiri-
ci özeüiğin ortaya çıkan yeni konjonk-
türde yeniden güncellik kazandığına
inanıyonım. Bugün gecmişten farklı,
ideoiojik bazı unsuıiara bağlı değil de et-
nik esasa, inançlara, mezheplere dayalı
olarak yeniden ülkeyi böbne çabaîan
gündemde. Türkjye'nin acil ihriyacına
cevap verecek tek parti ANAP. Bu özel-
liğimizi yeniden aktiviteye geçimıek ve
koordine etmek gerektiğini düşünüyo-
rum."
Yılmaz, bu bağlamda ANAP'a gele-
cek kesimleri şöyle sırahyor:
-Merkez sağ, merkez ve ılımh soldaki
seçmenler.
ANAP liderine göre bu kesim toplu-
mun üçte ikisini oluşturuyor.
Yılmaz, çok güvendiği dar bir kadro
ile "iktidarda yapacaklan" icraatlan
hazırhyor. Bu hazırlık ocak ayına ka-
dar bitecek. Bugünlerde yerel yönetim-
lerle ilgjli çabşmalan yapıyorlar. Mart-
taki seçımler nedeniyle bu ön planda
tutulmuş.
Yılmaz'ın oluşturduğu bir diğer "uz-
man grubu" da söz konusu çalışmanın
kamuoyuna nasıl yansıtılacağını araş-
tınyor. Yılmaz, "Bugüne kadar denen-
memiş bir yöntetn kullanacağız" diyor
ve devam edıyor:
"Hiç parlak kelimeler kuUanmayaca-
ğız. Neler yapacağımızı açık açık söyle-
yeceğiz. Sayın Demirel'in son seçûnde
yaptığı gibi halka şirin gelecek şeyler
göstererek seçmenin oyunu ahnak
amaçlamr. Bizim yapacağımız. bugüne
kadar hiç cesaret edilmemiş bir yol.
Ama bugün Türkiye'de siyasetin geldiği
nokta ve seçmenin kazandığı tecrübe ışı-
ğında bu yöntemle netice alacağımıza
inanıyorum."
Yılmaz koalisyonun kaderi için "önü-
müzdeki haftalar" değerlendirmesini
yapıyor. Karayalçın ise bu değerlendir-
melere biraz kızgın. Başbakan
Yardımcısı, SHP lideri Karayalçın. ba-
sının bu konuyıı sürekli gündemde tut-
tuğunu söylüyor.
Karayalçın'la öncekı gece, Terörle
Mücadeie Yasası'ndaki değişiklikler
üzerine Adalet Bakanı Seyfi Oktay ve
diğer ilgililerle yaptığı toplanüdan son-
ra görüştük. Şöyle diyor Karayalçın:
"Basuı koalisyonun giicümi her gün
teyit etmek gibi bir tutum içinde. Koalis-
yon her gün doğacak olaylarla değerlen-
dirmeye tabi tutulma/. Terörle Mücade-
ie Yasası'nda farklı yaklaşımlar var. Bu,
bir şekilde çözülür. Çözüunezse başka
bir şeye bakanz. Üzerine basarak söylü-
yorum, terörle, teröristle mücadeİeye
evet, buna herriirlüdesteği veririz. Ama
halkla teröristlerin kolaylıkla karışrm-
labileceği yaklaşımlara hayır."
Bununla bir sene gi-
deriz. Azınlık hükümeti öneri-
sini sadece DYP'ye söylüyoruz.
Ya biz size destek verehm, siz
azmlık hükümeti kurun ya da
siz bize destek verin, biz azınhk
hükümeti kuralım. Diğer parti-
ler, tutumlannı belirlerler.
- özelleştirme konusunda,
DYP ile aynı pencereden mi
bakryorsunuz?
YlllHZ: DYP'nin özelleştir-
meye hangi pencereden
baktığını henüz anlayabilmiş
değilim. Sayın Çiller, özelleştir-
me meselesine de, her meseleye
olduğu gibi, popülist pencere-
den bakmaktadır. İki sene için-
de, hükümetin ve özellikle
DYP kanadının özelleştirme
konusundaki öncelikleri, ılkelen konusunda da
ortaya net bir görüş konulmadı.
Sayın Çiller, 20 aya yakın bir süre ekonomi-
den sorumlu bakan olarak görev yapü, bu süre
zarfında özelleştirme konusunda hıçbir somut
adım aülmadı. Yapılan' özelleştirme sadece
karlı devlet kunıluşlannın hisselerinin satışı-
ndanibaretkaldı.
Sayın Çiller başbakan olduktan sonra özel-
leştirme konusunda, bazı adımlar atılması he-
deflendı; ama bunlar yasal çerçevesi iyi hazı-
rlanmadığı için, şu anda özellikle PTT ömeğin-
de olduğu gibi gerçekleşme imkanına kavuş-
madı.
Dolayısıyla bugün geldiğimız nokta, iki yıl
içinde laftan başka, model arayışlanndan baş-
ka özelleştirme alanında somut hıçbir şey yapı-
lmadığını gösteriyor.
Bize göre bu süre, özelleştirme açısından net
bir kayıptır. kaybedilmiş bir süredir.
- Saym Demirel ile ilişkileriniz konusunda son
dönemde zaman zaman yakınlastığunz yolunda
yorumlar var.
YlkMU: Sayın Demirel'in siyasetteki konu-
mu değişmiştir. Seçilir seçilmez bu konudaki
tavnmızı açıkladık; yeni konumuna uygun dav-
randıği. tarafsız cumhurbaşkanı olarak hareket
ettiği sürece kendisini siyasi rakip olarak gör-
meyiz ve yıpratacak herhangı bir davranıştan
kaçınınz.
Sayın Demirel, bugüne ka-
dar bu konumuna uygun dav-
randı, ama son günlerde Başba-
kan'ın ve hükümetin yaratüğı
otorite boşluğunu doldurmak
için bize göre konumunu zorla-
yan bazı arayışlar içine girdi.
Bunlan yakuıdan izliyoruz.
Eğer bu endişelerimiz yönünde
gelişmeler ortaya çıkarsa ona
göre tekrar gözden geçiririz.
- Sayın Demirel çok net, "Ke-
narda durmam, icraatın
başıyım" dedi. Bunlar anayasa-
ya uygun davramşlar mı sizce?
Ümit ediyorum ki
bu ifadelerden kasu hükümetin
yerine geçerek icranın başı ol-
mak değildir; icraat, yasama ve
yargı arasında uyumlu bir bir-
likteliğin sağlanması yönünde
anayasanın kendisi için öngör-
düğü inısiyatiflen kulîan-
maktır.
Cumhurbaşkanı Sayın Sü-
leyman Demirel, DYP içerisin-
deki bazı eski bakanlarla, bazı
milletvekilleriyle sürdürdüğü
temaslann sadece eski dostluk-
lardan kaynaklanan özel te-
maslar mı olduğu, yoksa ileriye
dönük baa siyasi girişimler için
bir hazırlık niteliğinde mi oldu-
ğu konusu şu anda açık değil-
dir.
Ama eğer Sayın Cumhurbaş-
kanı, eski partisinin içindeki ge-
lişmeleri yönlendirici yolda ise
ve kalırsa baştan ortaya koydu-
ğumuz ve kendisınden bekledi-
ğımiz konumunu ihlal etmiş,
anayasal konumuna aykın
davranmış olur.
BİZBÎZE
ERDAL ATABEK
Psikolojik Parcalanma
Bir ülke kaç türlü parçalanır? Ülkenin belli sınırları
vardır, bayrağı vardır, başkenti vardır, resmi dili vardır,
ulusal marşı vardır. Ama bir futbol takımının maçında
taraftarların tribünlerdeki sınırları ayrıdır, bayrağı takı-
mın renklerini taşır, takımın başkenti vardır, kendi coş-
kulu şarkıları özeldir. kendilerine özgü bir dili paylaşır-
lar. Kazandıkları bir maçtan sonra birlikte yürürler, ken-
di flamalarını taşırlar, kendi şarkılarını birlikte söylerler.
Kimse de ülkenin parçalandığını düşünmez. Çünkü bu
olayda "psikolojikparcalanma" yoktur.
Bir ülkenin sınırları hiç değişmeden de o ülke bölüne-
bilir, sessiz sedasız parçalanabilir. Bir ülkede hiç dikkat
çekmeden "psikolojik", hatta "sosyolojik" parcalanma
olabilir, ama "politik" bütünlük varmış gibi görünür.
Orada bütün gözler sınırlara çevrilmiştir. Sınırlar yerin-
de durmaktadır, bayraklar direklere çekilmektedir, ulu-
sal marş söylenmektedir, resmi dil yerli yerindedir.
Ama ülke psikolojik parçalanmaya uğramıştır, giderek
sosyolojik parcalanma aşaması yaşanmaktadır; yöneti-
ciler ise bütün dikkatlerini politik parçalanmaya dikmiş,
onunla uğraşmaktadırlar.
Bölünme ve parçalanmanın bir süreç olduğu gözden
kaçmaktadır Turkiye'nin içinde bulunduğu süreç de bu-
dur. Gözünü, bir ülkenin bağımsızlığını gösteren simge-
lere dikip de "insan faktörü"nü unutursanız, toplumu
birbirine bağlayan "psikolojik iletişim"'\ atlıyorsunuz de-
mektir. Bu durumu, bir ailenin çevreye karşı "a/7e bütün-
lüğü"nü göstermek için çabalarken tek tek bireylerinin
istemlerini, beklentilerini unutmasına benzetebiliriz. Ai-
lenin durumu görünüşte çok iyidir, ama bireyler birbirin-
den kopmuştur, gizli gruplaşmalar oluşmuştur, üstü ör-
tülü çıkar çatışmaları yaşanmaktadır. Bu ailenin karşı-
laştığı her olay bir panik yaratmaya adaydır, hayatın gi-
dişi içinde öyle de olur.
"Kürt sorunu" temelde, ezilmiş insanın sorunudur.
Türkiye 70 yılda "ezilmiş insan" sorununu çözemediği
için sorunlar başka alanlara kaymıştır. "Ezilmiş insan",
aşamadığı sorunlarına katlanabilmek için kendisini de-
ğerli kılacak başka bir kimlik arayacaktır. Günümüzde
bu arayışın yanıtı iki alanda bulunmaktadır: Milliyet ve
din... Çoğu kez iki alan birbiriyle birleşmekte, hem milli-
yet hem din olmaktadır.
"Kürt sorunu" da ezilmiş insan sorunundan, şimdi
"Kürtmilliyetçiliği'nekaymışgörünmektedir. Milliyetçi-
lik bir amaç olduğu zaman, kaçınılmaz olarak "bağım-
sızlık" isteminde bulunmak zorundadır. Uluslararası
güç dengeleri içinde elbette bu durumları bilenler ola-
caktır, bekleyenler olacaktır, kışkırtanlar olacaktır. Tur-
kiye'nin elindeki su gücünü, güneyde Arapların elindeki
petrol gücünü denetleyebilmek için, bu ülkelerle daha
kolay pazarlık yapabilmek için etnik kimliklere dayalı
devletler kurdurmak Amerika'nın da, Almanya'nın da,
başka ülkelerın de amaçları olabilir. Kürtler de, Orta-
doğu'da bu nedenlerle destek gören etnik bir grup sayı-
labilir. Ama sorun sadece bu mudur? "Ezilmiş insan"
olarak sorunları çözülememiş; feodal yapı içinde, sınıf
çelişkileri içinde toplumsal değerini bulamamış bir top-
luluğa nasıl bakılmıştır? 70 yıl içinde "Türkiye'de Kürt
diye bir şey yoktur"dan, "Kurt diye bir şey var galiba"
noktasına gelinebilmiştir.
Türkiye, kendi sınırları içinde yaşadığı Kürtsorununa
PKK'nın çizdiği stratejiyı aşıp da bakamadığı için bugün
Güneydogu "psıkolo/ik parcalanma" sürecini aşmış,
"sosyolojik parcalanma" sürecine girmiştir. Görünen
odur ki, devlet "şiddete karşı şiddet" uygulama kararın-
dadır. Bu da, şiddeti stratejik araç olarak seçmiş olan
PKK'nın beklediği seçenektir
Türkiye Cumhuriyeti 70. kuruluş yılını kaygıyla, sıkın-
tıyla, öfkeyle, "neoluyoruz?", "nereye gidiyoruz?"soru-
larıylakutlarken, devletitemsiI eden gücün sözcüleri "pa-
niğe gerek olmadığını.bu işin şiddet yoluyla mutlaka bi-
tirileceğini" söylüyorlar. Gerçekten böyle mi? Düşmarv
larınelindentopraklarımızı mı kurtaracağız?Oradaki "in-
san'ı kazanmadıktan sonra neyi kurtarmış olacağız?
Bir kriz masasında, bu ülkenin bilim insanlarının, sos-
yologlarının, psıkologlarınm, pedagoglarının, ekono-
mistlerinin hiç mi yeri yok? Önümüzdeki çıkmazı gören
kimse çıkmıyor mu? Evet, ülke bölünüyor ve parçalanı-
yor. önce "insan"a bakalım, önce "psikolojikparçalan-
ma"y\ görelim; şimdi yaşamakta olduğumuz "sosyo-
lojik parçalanma"yı anlayalım. "Politik parçalanma"y\
ancak böyle önleyebiliriz. Anlaşılabiliyor mu acaba?..
Kozlu'dan terttre korsı fornMM:
Silo/ıhkıtvvet/eıvı
yerinesivUgüçtstanbul Haber Servisi- ANAP Genel Başkan Yardımcısı ve
İstanbul Mılletvekıli Cem Kozlu. Güneydoğu'daki PKK
terörünün Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ihale edilerek
çözülmesinin imkansız olduğunu söyledi. Kozlu, terörle
mücadelenin TSK yerine. sivil güvenlik birimleri tarafından
Başbakanlığa bağh bir şekilde yürütülmesinın daha doğru
olacağınıbelirtti.
PKK terörünün önlenmesine ilişkin formüllerin tartışıkiığı
son günlerde, ANAP Genel Başkan Yardımcısı Cem Kozlu,
görüşlerini Cumhunyet'e aktardı.
Kozlu, özellikle PKK'dan kaynaklanan terörün TSK'ya
ihale edilmesini, çözüm olarak görmediklerini belirterek
silahlı kuvvetler ile sivil
güvenlik birimlerinin
işbirliği içinde olmalan
gerektığıru söyledi.
Kozlu "Bu işbirtiği
çerçevesinde. Türk
Silahlı Kuvvetleri'ne
özellikle stnıriann
korunması ile baraj ve
santrallar gibi büyük
birimlerin korunması
sonımluluğunun
•verilmesi gerekir. Aynca
sivil istihbaratın yeniden
yapılandınlması
gereğine de inanryonız"
dedi.
Kozlu, "Teröre taviz
verilmemesişartıyla
Cem Kozlu demokratikleşınedahU,
hükümetin getireceği temel politikalara destek vermeye ve
milli mutabakat arayışı içine girmey e hazır olduklanm"
söyledi.
Kozlu. konunun hükümet kanadıyla ilgih olarak da şunlan
söyledi: "Bölgey le ilgili etnik kimlik konusunda tardşdan bazı
konulann irdelenmesi ve teröre karşı tavır koyan politik
partnere daha rahat hareket etmeleri için, yardımcı olacak bir
hükümete,' Destek vermeye hazınz' diyoruz. Terörle çok sert
bir mücadeie y apüırsa "Buna da hazınz' diyoruz. Teröce taviz
vermemek kaydıyla 'Buna hazınz' diyoruz. Aynca yerel yöne-
rimlere daha fazla yetki verilmesi de şarttır. Oİay m Türkiye'yi
kanatan boyutu terördür. 'Sadece ekonomık ve demokratik
yaklaşımlarla da terör halledilemez' diyoruz."