27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1KASIM1993 PAZARTESİ 12 DİZtYAZI C . .ıHP'liler, yenipartinin iiderini 38 aday arasından seçmekiçintoplandıklan sırada çalantelefondaki ses tnönü'nün tarihselkarannı şusözlerle toplantıya katılanlara üan ediyordu "Genel başkanımız Ankara'ya geliyor..." ErdalBey,liderlik önerisini almasmdanbeş ay sonra babasının yolunuizlemeye karar vermişti... Demokrasi YUROÂGUL ERKOCA POLfTIKAVEOTESI Eski CHP'liler, parti kunnak için li- der arayışını sürdürdüğü gûnlerde, Cumhurbaşkanı Kenan Evren bir ko- nuşma yaparak, Ankara'da ve baz> şe- hirlerde baa kişılerin ıl başkanlan ve be- lediye başkanlan adı alünda siyasimak- sath toplanü yaptıklanndan haberdar olduklannı belirtiyor ve açtkça lehdit ediyordu: "Bunlara siyaset yasağı getir- memekte hata mı ettik... Türkiye'de her şey bıtmiştir zannediyorlarsa çok bü- yük hata ediyoriar." tster ıstemez siyasi faliyetkr ycniden askıya ahnıyor. toplantılar ikih üçlü gruplar halınde, gece karanlığında ev- lerde yapılıyor ve genel başkan arayışı sûrdürülüy ordu. Mümtaz Soysal, tstnail Hakkı Birler, Necdet Uğur adlan fısüü gazetesinde genel başkan adaylan arasında geçiyor- du. Hatta Cumhuriyet'in sahibi ve başyazan Nadir Nadi de ge- nel başkan adaylan arası- ndaydı. Ecevit'le ilişkileri iyi ol- duğu ve Ecevit'in karşı çıkma- yacağı bir isim olduğu gerek- çesiyle Nadir Nadi'ye teklif ge- tiriliyordu. Hikmet Çetin'in araahğıyla getirilen teklif Nadi tarafından geri çevriliyordu. 16 Mayts 1983 günü, 19 ay önce, 16 Ekım 1981 gûnü baş- latılan partısiz yaşam sona eri- yordu. Turgut Sunalp liderliğindeki Milliyetçi Demokrasi Partisi kuruluş, dilekçesini veriyordu. Bunu, 20 mayısta Turgut özal'ın ANAP'ı ve Necdet Calp'in Halkçı Partisi ile 11 gün sonra kapatüacak olan Büyük Türkiye Partisi izliyordu. Mayıs, haziran ve temmuz aylannda ardarda 15 parti do- ğuyordu. Dönemiri Cumhur- başkam Kenan Evren'in deyi- şiyle üç ayda partiler "yerdien raantar gibi" bitmişlerdi. Evren'e göre enflasyonun her çeşidi kötüydü. "Farla parti de- ğjL, az parti öz parti. bu memle- kete hızmet edecek parüleri ısti- yoruz" diyordu. layKi olacak insanlan bubnakta zorluk çekiyoriardı. Sayın Ecevit kanşmıyor- du. Rahmetli Ustündağ canla başla çabşıyordu, Bana gelip 'Sen gelip Anka- ra'da oturursan, herkes senin etrafına gelir' diyordu. Ben de 'Ya gelmezlerse' diyordum. 'Ben ortada kalırsam ne ola- cak. Bunun bir garantisi yok. Üstelik ben dışandan gehyorum. Bana, kimse- nin yanıma gelmemesi daha büyûk bir ıhtimal gibi görünûyor.' Tecrübeliler 'Yok' diyorlardı *öyle değüdir bu iş." Esas istenen buydu. Demokrasiye katkı yapmak. Bu konuda içtenlikli olduğu- ma inanabilırsiniz. Diğer neden de be- nim ilim hayaumdan geliyordu. Üıu- versitenin ilim hayatı gerçekten utanç vericiydı. Büyûk bir baskı alünda kalmışü ûniversıteler. Hak etmedikleri bir suçlama ile birükte yeni bir baskı ha- vası ortaya çıkmışti. Sadece rahat çahşürmamakla kalmıyor, birtakım in- sanlan ûniversiteden uzaklaşünyor- lardı. Üniversite yönetimleri ise ses çı- 'EVETlistesi sundular. Hüanet Çetin'in bûro- sunda gerçekleşen ilk toplanuda tnönü tavnnı koyuyordu. Yıllar sonra partiyi merkeze çekmekle suçlanan ErdalBey o günkü toplanüda 'Benim istediğim gibi bir parti olacak' diyordu. Yani 'ne sağ- da ne solda.' HLdplerdeo kurtuhna umudu tnönü'nün kaülmasıyla parti içi hi- aplerin kendilerini feshedeceği inancı yaygındı. Üstûndağ, 'Bizim artık işimiz bitti' diyordu. 'Tarihsel görevimizi bitir- dik ve çekiliyoruz. Şimdı görev sizde. Bundan böyle âzi destekkyeceğiz...' Üstûndağ"m bu konuşmasından son- ra CHP fulen de kapatıhyordu. Arük yeni bir dönem başlamışü 20 mayıs ga- zeteleri, Pembe Köşk'te düzenlenen bir basın toplantısının haberine yer veri- yordu: "tnönü parti kurma çahşma- lannı başlaüyor." Böyleükle Türk siyasi hayaünda 10 başkanlanndan oluşan Sosyal Demok- rat Güç'le ilişkileri ise daha mesafeli ge- lişti. tnönü, Pembe Köşk'te temaslannı sürdürürken SDG temsılcılerini de gö- rüşmeye çağırmışü. Görüşrneye giden- lerden Erol Köse kapıdan gndikten sonra "Erdal Bey aramıza hoş geldiniz" diyor. tnönü'nûn yanıü ise "Ben fazla mıyım, partiyi siz kurdunuz da ben ûs- tûne mi geklim" oluyordu. Halil Akyûz ortamı yumuşatmak için devreye girip "Siz hareketin dogal başısınız. Biz göv- denin oluşmasını gerçekleştirdik" de- ymce gerginlik daha da artıyor, Inönü bu kez "'Siz bu ışi pek başaramadınız ama" yanıtı veriyordu. Tabandan tava- na örgütlenme modelinin tek secenek olduğu inancını sık sık vyrgulayan Sos- yal Demokrat Güç için tnönü'nûn genel başkanlık önerisini kabul eünesinden sonra gelişen sûreç pek kabul edilebilır değıldi. tl ve belediye başkanlan. tnö- nü'nûn Ankara'ya gelip parti kurma çalışmalanna katılmasından kısa bir Cumhurbaşkanı Kenan Evren, siyasal faaliyetlerin askıya alınması gerektiğine inaruyor ve "bunlara siyasetyasağı getirmemekle hata mı ettik?" türünden tehditier savuruyordu. CHP, bu koşullar altında, kurulacak partiye bir lider anyor ve aralanndaCumhuriyet'in sahibi ve başyazan Nadir Nadi'nin debulunduğu bir çok kişiye teklifgötürüy ordu. GenelBaşkan Ankara'da Seçimlere altı ay kadar bir sûre kalmışü. Takvımler 17 mayısı göstenyordu. Sım Ata- lay'ın evinde. partinin kurucu- lar kurulunu belirlemek için her gruptan temsilci toplanmışü. Tam parti kunnak için ge- rekh olan 38 isim belirlenmiş- ken, telefon çahyor ve Genel Sekreter Üstûndağ tarafından toplanü yapanlara haber verili- yordu: Genel Başkanımız An- kara'da... Cevahir'ın, Boğaaçi Üniver- sJtesi'nde odasının kapısını çalıp içeri girmesinden o güne beş ay, "Ben poUtikada yokum' demecinin üzennden ise yak- laşık bir ay geçmişti. tnönü fık- rini neden değişürmişti. "Evet" demesinde neler ya da kimler etkili ol- muştu? Kendisı şöyle anlaüyor. "İki şey etkili oldu. Biri, gerçek demokrasiye ge- çiyor muyuz, geçmiyor muyuz? Benimle konuşurken 'geçmemia istiyorsanız siz de katkı yapmabsınız. Böyle bir katkı yapacak durumunuz da var' diyorlardı. Bunu uzun süre şüpheyle karşıladım. Ben dışandan gelen bir insanım dedim. Geleceğim Ankara'ya, hadi parti kuru- yorum diyeceğim. Ondan sonra herkes benle alay etmez mi? Sen nereden çıkün demezler mi? 'Yok, yok' dediler, 'Bu parti hayaü, bu günkü durumu iyi de- ğerlendirmiyorsunuz. Şimdi CHP ka- panldı, ama ınsanlar bekliyorlar.' 'CHP sosyolojik olarak yaşıyor' dedi rahmetli Üstûndağ. 'Resmen kapattilar, ama fü- len yaşıyor. Böyle durumlarda gerekli olan şey birisinin öncülük etmesi'. Be- lediye başkanlan bir grup olarak top- lanıyordu. Milletvekilleri toplanıyordu. Kim başa gelecek, ne olacak..." tnönü, o günleri anlaürken şöyle de- vam ediyor "Yasakh obnayanlar arasında topar- Kritik bir siyasiortamda, liderliğe neden 'evet' dediğini Erdallnönü şöyle anlatıyor " Gerçektende babamın hayatmı iyi bildiğjm için, yıllarca onun ne kadar uğraştığını bildiğ^m ve babamın bu tarafını takdir ettiğim için, gerçek demokrasinin Türkiye'de devam etmesi içinbu konuda katkı yapmak bana güzelbir hareketgibi gözûküyordu. İçtenlikle istiyordum." Sonunda 16Mayıs 1983 günü, 19 ay süren partisiz yaşam sona erdi. Hemen ardından önceTurgut Sunalp'in MDP'sine, ardından Turgut Özal'ın ANAP'ma Necdet Calp'in HalkçıPartisi'ne 'izin' verildi. Büyük Türkiye Par- tisi'nin ömrü ise sadece 11 gün sürecektir. Evren'e göre "partiter, yerden mantar biter gibibitmektedir. Enflasyonun her türlüsü kötüdür..." Erdal Bey, babasırun başlatüğı demokrasi yolunda, 12 Eylûl kesintisinden sonra devam etmek için bilim adamlığindan siyasete sovunuyordu. karmıyorlardı. Daha önce 60-80 arası bunlar çok söylendi. O anarşj dönemi ve üniversitenin suçlanması hepsini kor- kuttu. Bu iştere kanşmayalırn havası geldi. Ama kanşmamak başka şey. öz- gür düşünceyi savunmamak başka şey. O açıdan baa insanlar buna karşı çıkmah diyordum kendi kendime. Bunu bir şekilde yapmak istiyordum. Tabii bunu yaptığınız zaraan üniversitede ka- lamazsınız. Onun için bu da önemli bir etkendi. Dolayısıyla ben siyasete girer- sem bunlan rahatlıkla söyleyeceğim. Üniversiteyi koruyabileceğim. Tabii siyasete girince korunacak pek çok şey var. Bir çok haksızlık var. Sosyal de- mokrasinin bir çok amaa var. Ama o gün bana yol gösteren bu iki şeydi. De- mokrasiyi korumak için öne çıkmak, öteki de özgür üniversiteyi korumak. Bu ikisi beni iten etken oldu..." tnönü Ankara'ya gelmiş ve CHP'nin ileri gelenleriyle toplanmışü. Kendisine ilk olarak Atilla Sav, Cezmi Kartay, Kanm Yenice, Rafet Tüzün ve Muzaf- fer Saraç'tan oluşan bir cekirdek kadro yü sürecek olan 2. İnönü'lü yıllar da başlamış oluyordu. Hem yasaklar hem Ecevit'in "partisine küskûnlüğü" hem CHP içindeki hiziplerin bir tûrlü birbı- riyle uzlaşroama tavn hem de el alünda karizmatık ve altemaüf bir lider bulun- maması sonunda parti kendi isteğiyle tnünü'yü başına geçiriyordu. Daha sonra tabanda "tnönü'nün partiyi ele geçinnesi" olarak değerlendinlen bu sü- reç ne tnönü'nün isteğiyle gelişıyordu ne de parti kadrolannın o günkü nesnel koşullarda yapabilecek daha iyi bir çö- zûmû bulunuyordu. tnönü'nün Ankara'ya gelipparti kur- ma çalışmalannın başına geçmesiyle tüm gruplann çalışmalan tamamıyla sona ennişti. O nedenle de tnönü'nün başa geçışi tabandan örgütlenmeyi sa- vunanlarca "tepeden inme" bir hareket olarak değerlendirildi. Kendisinden önce parti kurma çahşmalannı sürdü- renlerin bir bölümünü kazandı, bir bö- lûmü bir süre kurma çahşmalannın dışında kaldı. tnönü'nûn, il başkanlan ve belediye sûre önce, 2 mayısta bir bildiri yayımla- yıp "Tepeden inmeci hareket ve dav- ramşlan reddeden, kendi öz tabanının ülkcmizdeki varlığının ve özlemlerinin bilinciyle bütünleşen görüş" olarak tanımhyordu kendisini. Bu ilkeyk yola çıkınca da tnönü'nûn işin başına gelme- siyle. onlara göre "tepeden inmeci" bir ekiple partinin kurulmasına başlanıyor- du. Kurucıdar belirleniyor Ve kuruculan belirlemek için kollar sıvanmışü. lnönü, kendisinden önce parti kurmak için çahşanlarla ve kamu- oyunun yakından tanıdığı eski CHP'- lilerle görûşmelerini sürdürûrken 31 Mayıs 1983 günü Milli Güvenlik Kon- se>i yayımladığı 79 sayıh kararnameyle ortahğı yıne kanşünyordu. Kararna- meyle, AP'nin devamı niteliğindeki Bü- yûk Türkiye Partisi kapaühyor; bunun- la da kalınmıyor, yedisi CHP'li, yedisi AP'li, ikisi de BTP'li olmak ûzere 16 po- htikaa seçimlere az bir süre kala Zincır- bozan da zorunlu ikamete mecbur tn- rakılıyordu. BTP'nin ilk iki kunıcusu, Hûsametün Cindonık ile Mehmet Göl- han'm yaıu sıra Süleyraan Derrurel, Ah Naili Erdem, Ekrem Ceyhun, Sadettin Bilgiç, Nahit Menteşe, Yiğit Köker ve thsan Sabri Çağlayangil AP konten- janından Zıncirbozan'a yollanırken... CHFden Sım Atalay, Metin Tüzün, Celal Doğan, Deniz Baykal, Ferhat As- lantaş, Süleyman Genç ve Yüksel Çak- mur zorunlu ikamete çarptınhyorlârdı. Bildiri, beş yıllık siyasi yasağı bulunan milletvekilleri ve senatörlere geürilen parti kuramama yasağına ek olarak yeni kurulan partilere üye oknayacakla- nnı da beürtiyordu. 79 sayüı bildiri siya- si arenada >ine terör estıriyordu. Bildiriden, tnönü başkanlığında ku- rulmaya çalışılan parti de etkilenmişti. Kurucular arasında bulunan eski il, ilçe ve belediye başkanlan kurucu üyelikten çekümek zorunda kalıyordu. Ulusal Egemenlik Partisi ilk addı. Tüzûk tas- lağında böyle geçiyordu par- tinin adı. Ancak daha sonra Tûrkiye Sosyal Demokrat partisi oluyor, ama Türkiye admın kullarulması yasalara aykın olduğundan Sosyal Demokrat Partisi'nde karar kahnıyordu. SODEP. kuru- hış dıkkçesinı 6 haziranda tçişlen Bakanlığı'na veriyor- du. 6 Kasma seçimleri Partilerin 6Kasım seçimle- rine kaulabilmeteri için en az 30 kurucu üyesinin Milli Gü- venlik Konseyi'nce onaylan- ması ve 34 il ile bu illere bağü ilçelerin en az yansında ör- gütlenmesini tamamlamış ol- ması gerekiyordu. Koşul- lann 30 Ağustos 1983 tarihi- ne kadar tamamlanması zo- runluydu. Aynca Milli Güvenlik Konseyi, 6 Kasım seçim so- nuçlannın Yüksek Seçim Kurulu'nca ilaruna dek parti kuruculan üzerine in- celeme yapma yetkisini elvnde bulunduruyordu. Si- yasi Parüler Yasası'nın ge- çici 4. rnaddesiyle kurubnuş partilerin her kademedeki yöneticilcri hakkmda MGK karar verme yetkisi- nesahipü. Artı, partiler seçimlere gi- recek milletvekili adaylannı 2 eylül akşarruna kadar Yüksek Seçim Kurulu'na büdirecekler ve yine aday- lar Konsey tarafından ince- lendikten sonra adaylann seçime girip girerneyeceğine karar verilecekti. Kuruluş dilekçelerini ve- ren partiler için ikinci aşa- ma başlıyordu. Bir partinin bir ilde örgütlenmesi için en az sekiz, bir ilçede örgütlen- mesi için de en az beş kişiye ihtiyaçvardı. Belki sakıncasız kurucu bubnaktan da güç bir sü- reçti bu. Yasaklar illere. ilçelere kadar uzandığına göre yeni ınsanlar bulmak% gerekecekti. Bu yeni insanlar en an- ndan kurulacak partinin inançlannın militanı olmasa bile -ki zaten o kişiler yasakh kapsamındaydı çoğunlukla- görüşlerini ve felsefesini benimsemiş olrnahydı. Bir partinin, yasaya göre 34 il ve onlara bağlı ilçelerin yanşmda örgütlenmesi için yeni 1500 kişi bul- ması, üstelik bu işin 24 ağustosa ka- dar tamamlanmış ohnası gerekiyor- du. Türkiye çapmda, yani 67 ilde ör- gütlenmeye kalktığında 3 bin 386 kişi- ye ihtiyaç vardı. 6 mayısta start verilmişti. Partilere yalruzca üç ay süre tanmnuşü. Ger- çekten de kurucu bulmaktan zor bir iş başlarruştı. Bir yandan kim veto edile- cek ve seçimlere hangj partiler girecek merakı; bir yandan örgütlenme tela- şı... gelen veto CAIJSANLARIN SORULARI-SORUNLARI / YILMAZ SİPAL "Emekli ikramiyesi aldım" : Bir KTTten 21 yü 5 ay T.C. Emekü Sandığı'na tabi hiz- metim varken 30 Nisan 1980'de bu görevinden kendi bte- ğimk ayrddun. 1 Mayıs 1980-31 Ağustos 1983 tarihleri arasında ve özel sektörde Sosyal Sigortalar Kununu sigortal«sı ol- dum. Bu sigortalıl^ğın 3 yıl 4 a> sürdü. 1 Eylül 1983-30 Kasm 1983 tarihleri arasmda da 3 ay Bağ-Kur sigortalısı oldum ve böylece 25 fıili hizmet yılımı doldurdum. Hizmetkrin birieştirilmesi ile ilgili kanuna göre, son yedi yüın en çok hizmet süresi Emekli Sandığı'- na tabi hizmette gecmiş olduğundan, Enıekli Sandığı'- ndan emekli oldum. Fakat bu kanuna göre, Emekli San- dığı'ndan emekli o4duğum halde emekli ikramiyesi alamadım Emeklilikten vazgeçerek, yeniden Emekli Sandığı'na tabi bir hizmetedönersemyenidenemekli olurken emekli ikramiye- si alabilir tniyim? (B.H.) YANIT-. 657 sayılı Devlet Memurlan Yasası. emeklilerin yenı- den görev almasına olanak tammışür. Yasanın 93. maddesi, "emeklilerin yeniden hizmete alınması''' ile ilgilidir. T.C. Emekli Sandığı hükümkrine göre emekli olanlardan; a) Ahlak ve yetersİ2İik nedenlerinden dolayı, sicilleri ûzerine kurumlannca re'sen emekli edilenlerle, b) Türk vatandaşhğından çıkanlan, Türk vatandaşhğım bıra- kan, yabancı memleket uyruğuna girenlerin dışındâ kalanlar, çalışacaklan hizmet sınıfının niteliklerini taşımak ve görev ala- caklan kurumda da boş kadro olmak koşulu ile yeniden devlet memurluğuna atanabilirler. Ancak, emekli ayhğı alanlann; kurumlarda emeklilik hakkı ta- nınan vazifelere atanabilmeleri için atanacaklan görevlere ait vaş sımrlannı da doldurmamış olmalan gerekir. Emekli Sandığı Yasası'mn 99. maddesi uyannca, emekli ayhğı almakta iken, "hiçbir şarta bağlı otanaksızın emeklilik hakkı tanı- nan vazifelere tayin edilenlerin aylıklaruun tamamı, bu vazifelere tayinleri tarihini takip eden ay başmdan itibaren kesilir." Yıne Emekli Sandığı Yasası ek maddc 20>e göre: "Emekli, adi mahdlük, vazife malullüğfi ayhğı bağlanan vt>ahut toptan ödeıne yapılan; asker, sivil tüm iştirakçilere, her tam fıili hizmet ydı için'", emekli ayhğı bağlanmasına "esas tutarlaruun bir aylığı emekli ikramiyesi olarak verüir." Aynı maddeye göre, 'Emekli ikramiyesmi aldıktan sonra yemden iştirakçi dunununa girenlerin tekrar emekli>e ayrümalannda, yal- mz sonradan geçen hizmetlerine karşılık" ikramiye ödenir. Daha önce ikramiye almadığınıza göre. yeniden ve Emekli Sandıgı'- ndan emekli olduğunuzda, Emekü Sandığı'nda geçen toplam süre üzerinden ikramiye ödenmesi sö2 konusudur. MEHMEDKEMAL Şiir UzunYolculuktur... Söz şiirden açıldı mı hemen herkesin payı vardır, her- kes gençliğinde biraz şiir yazmış, şiirle uğraşmıştr. Gençlikte şiir diye yazılanlar bir detterde toplanmış, ba- zen de kitap olarak basılmıştır. Şiir ciddi bir iştir, bunun ayrımına varanlar yavaş yavaş şairliği bırakırlar. "Şiir mi efendim, biz gençlikte ne şiirler yazdık, kaç defter doldurduk." diyerek ilgilertnin kopmadığını belirlemek isterler. Serde şairlik var ya, eskilerden, yenilerden bana da şiir gönderenler oluyor. Kimi okumamı istiyor, kimi eleş- tirmemi... Bazılannı okuyorum; eleştirmemin olanağı yok. Bu yüzden darılanlar, gücenenler de var, onu da si- neye çekiyoruz. Böyle oluyor diye genç şairlerden hiç söz etmemek de olmaz. Onlann da hakkını yememek gerekir. Memet Fuaiın yönetiminde her ay yayımlanan Adarn dergisini okurum. Memet Fuat'ın, Felhl Nad'nin, Meh- met Doğan ın yazılarınm tiryakisi sayılırım. Son sayıla- nnda Orhan Barias'ın yazılarına rastiayamıyorum, acaba neden? Her ay Samim Kocagöz yazardı, sızlere ömür. "Kendi gitti, adı kaldı yadigâr." ind Asena'nın şurdabirkaçyıl var ki dergide şiirlerine rastlıyordum. (1990-1993). Geçende baktım, postadan bir şiir kitabı çıktı: "Tramvay döşeriz I Ay döşeriz". Kita- bın adı bu... Şairinı şöyle sunuyorlar. "inci Asena 1948 yılında istanbul'da doğdu. Şiirlerini 1990 yılında Adam Sanat dergisinde yayımlamaya başladı." Görünürde üç yıllık bir şair ama, şiirlerin işlenışine bakılırsa epey eski- ye dayanıyor. Kervdisi de söyleyişini ve anlahsını şöyle koyuyor "Şiir, dünyada, hatta evrende var olmaktır, diye dü- şünmeye başladıktan, daha doğrusu bu düşünce kafam- da sözcuklere donüştükten sonra şiir yazmaya koyui- dum. Bu da biraz geç oldu." İnci Asena'nın şiirlerini okurken yanımdaçok eski, öğ- rencilik yıllarından arkadaşım Albay Osman vardı. As- keri okuldan çıkma Fransızca öğretmeniydi. Dil / Tarih'- ten o yıllarda askeri öğretmen de çıkardı. Okuldan çıkmış, albaylığa kadar varmış, solculuğundan ötiirü ge- neral olamamıştı. "Hep sizin yüzünuzden," derdi. "Si- zinle düşup kalkmasaydım, ben de general olurdum." öyle diye dursun, o sınıflardan çıkanlann hiçbiri general olamadı. Titiz öğretmenlerdi bu askeri öğrenciler. Sivil- ler ne oldu? Onlar da lise müdürlüğüne kadar çıktılar. Tramvay döşeriz / Ay döşeriz için "Marjinal bir şiir," <jedi. "Şair deadını marjinalkoymamış mı!" Defterime çizgiler çizdim Çemberler çizdim. Deliklerinden geçtim Üzerlerinden kayıp Çiçek oldum sayfa marjına. Sordu: "Marjinalin tam Türkçesi ne?" "Bilmiyorum." "Kıytınk." Gülmeye başladık, "Gerçekten kıytınk mı demek?" "Evet. tıpa tıp oturuyor." Ustelemedik, bilenler kendi aralannda tartışıp dur- sunlar, bana ne.. Ben dizeler aramayakoyuldum, şu iki dize: "istanbul düşerken Kalamış'taydım I Bin dört yüz elli üç yılında I Eteklerim belimde, bileklerime kadar de- niz I Yosunlu bir mayıs rüzgârı esiyor I Ben sevdalar içinde I Ne bileyım İstanbul düşüyormuş I Sonradan söylediler, göz bir şey görmüyormuş." Sade bunlar değil daha bir çok güzel dizeler... Şunu söyleyelim, "Şiir uzun bir yolculuktur." BULMACA 1 2 3 4 5SOLDAiN SAĞA: 1/ Bazı hayvanlarda, ba- şm ya da gövdenin çeşitli bölürnlerinden çıkan, özellikle duyu orgam, ba- zen de besın yakalama iş- levıni üstlenen esnek uzanü. 2/ Kemıklerin içindeki yağlı madde... Uluslararası Futbol Fe- derasyonu'nun simgesi. 3/ Binalann önlerinde üs- tü örtülü. önü açık yer... Bau Avrupa'da bir ır- mak. 4/ Mesaj. 5/ İlkel benhk... Yerfısuğı. 6/ Küçük ağıl... Uğraş... Eski Mısır'da güneş tann- sı. 7/ Duvar taşlannın ya da tuğla- lannın harçla doldurulup üzerin- den mala çekilerek düzelülen aralı- ğj... Matematikte kullanılan sabit bir sayı. 8/ Kâğıt üretımiyle ilgili iktisadi devlet kuruluşumuzun simgesi... Rıhtım, iskele gjbi yerle- re yanaşrruş gemilere girip çıkmak için konulan köprü. 9/ Kısa ya da özlü anlaumı olan guldurücü öy- kü. YUKAR1DAN AŞAĞIYA: 1/ Osmanhlar'da devlet hizrneünde çahşanlara görevleri karşıh- ğında sağlanan gelir... Bazı İslam ulkelerinde kullanılan bir tür tahıl ölçüsü. 2/ Ispanyollar'ın sevinç ünlemı... Kireçli bölgeler- de oluşan doğal kuyu. 3/ Kahverengi ve tüylü kabuğu olan. C vitaminince zengın bir meyve... Ördeğe benzer bir su kuşu. 4/ Bilgiçlik taslayan kimse... Üzerine yaa yanlan tabaklanmış ceylan densi. 5/ Argoda kolayca kandınlabilen oyuncu. 6/ Ba- ğjşlama... Birine dokunsun diye söylenen söz... Bir nota. 7/ Aynı adh bitkiden elde edilerek tutkâl gjbi kullanılan toz... Ku- maşta oluşan büzülme. 8/ Demirin simgesi... Leyleğe benzer bir kuş. 9/ Ağzı geniş tek kulplu su kabı... Balık yakalama aracı. DtY ARBAKIR 2, ASLİYEHUKUK HÂKtMLİĞİ'NDEN 1985/532Esas 1993/530 Karar Davacılar Hüseyin Karahan vs. vekili tarafından davalılar Bekir Karagöz vs. aleyhine açılan tapu iptali ve tescildavasının yapılan açık yargılaması sonunda; Davanın reddıne. eksık olan 10.750. TL. harcın davacılardan bir- likte ve zincirleme suretiyle tahsiline, yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasma ilişkin Yargıtay yoîu açık olmak üzere venkn karar, adresi meçhul ve biünen adresi Diyarbakır ili, Çertnik ilçesi, Ançevız köyünde bulunan davalı Abo kıa Fatma Yalman'a davetiye yerine kaım olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 12.10.1993 Basın: 52148 ÇORUM2.SULHHUKUK MAHKEMESt'NDEN Esas: 1992/865 Karar. 1993/375 Davacı Hasan Çiftçi tarafından davalılar Ayşe Aşıran ve arkadaş- lan ateyhıne mahkememize açılan ortaklığın gjdenlmesi davasırun yapılan açık duruşması sonunda: Davanm kabulüne dair mahkemenuzden venlen 24.6.1993 tarihli karann tüm aramalara rağmen îiçık adresi tespıt edilemeyen davalı Ayşe Aşıran tarafından ilan tarihinden itibaren 8 gün içerisinde tetn- yiz edılmediğı takdirde karann kesinleşmiş sayılacağı hususu ilanen teblığ olunur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle