Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 1KASIM1993 PAZARTESİ
12 DİZtYAZI
C . .ıHP'liler, yenipartinin
iiderini 38 aday arasından
seçmekiçintoplandıklan sırada
çalantelefondaki ses tnönü'nün
tarihselkarannı şusözlerle
toplantıya katılanlara üan
ediyordu "Genel başkanımız
Ankara'ya geliyor..."
ErdalBey,liderlik önerisini
almasmdanbeş ay sonra
babasının yolunuizlemeye karar
vermişti...
Demokrasi
YUROÂGUL ERKOCA
POLfTIKAVEOTESI
Eski CHP'liler, parti kunnak için li-
der arayışını sürdürdüğü gûnlerde,
Cumhurbaşkanı Kenan Evren bir ko-
nuşma yaparak, Ankara'da ve baz> şe-
hirlerde baa kişılerin ıl başkanlan ve be-
lediye başkanlan adı alünda siyasimak-
sath toplanü yaptıklanndan haberdar
olduklannı belirtiyor ve açtkça lehdit
ediyordu: "Bunlara siyaset yasağı getir-
memekte hata mı ettik... Türkiye'de her
şey bıtmiştir zannediyorlarsa çok bü-
yük hata ediyoriar."
tster ıstemez siyasi faliyetkr ycniden
askıya ahnıyor. toplantılar ikih üçlü
gruplar halınde, gece karanlığında ev-
lerde yapılıyor ve genel başkan arayışı
sûrdürülüy ordu.
Mümtaz Soysal, tstnail Hakkı Birler,
Necdet Uğur adlan fısüü gazetesinde
genel başkan adaylan arasında geçiyor-
du.
Hatta Cumhuriyet'in sahibi
ve başyazan Nadir Nadi de ge-
nel başkan adaylan arası-
ndaydı. Ecevit'le ilişkileri iyi ol-
duğu ve Ecevit'in karşı çıkma-
yacağı bir isim olduğu gerek-
çesiyle Nadir Nadi'ye teklif ge-
tiriliyordu. Hikmet Çetin'in
araahğıyla getirilen teklif Nadi
tarafından geri çevriliyordu.
16 Mayts 1983 günü, 19 ay
önce, 16 Ekım 1981 gûnü baş-
latılan partısiz yaşam sona eri-
yordu.
Turgut Sunalp liderliğindeki
Milliyetçi Demokrasi Partisi
kuruluş, dilekçesini veriyordu.
Bunu, 20 mayısta Turgut
özal'ın ANAP'ı ve Necdet
Calp'in Halkçı Partisi ile 11 gün
sonra kapatüacak olan Büyük
Türkiye Partisi izliyordu.
Mayıs, haziran ve temmuz
aylannda ardarda 15 parti do-
ğuyordu. Dönemiri Cumhur-
başkam Kenan Evren'in deyi-
şiyle üç ayda partiler "yerdien
raantar gibi" bitmişlerdi.
Evren'e göre enflasyonun her
çeşidi kötüydü. "Farla parti de-
ğjL, az parti öz parti. bu memle-
kete hızmet edecek parüleri ısti-
yoruz" diyordu.
layKi olacak insanlan bubnakta zorluk
çekiyoriardı. Sayın Ecevit kanşmıyor-
du. Rahmetli Ustündağ canla başla
çabşıyordu, Bana gelip 'Sen gelip Anka-
ra'da oturursan, herkes senin etrafına
gelir' diyordu. Ben de 'Ya gelmezlerse'
diyordum. 'Ben ortada kalırsam ne ola-
cak. Bunun bir garantisi yok. Üstelik
ben dışandan gehyorum. Bana, kimse-
nin yanıma gelmemesi daha büyûk bir
ıhtimal gibi görünûyor.' Tecrübeliler
'Yok' diyorlardı *öyle değüdir bu iş."
Esas istenen buydu. Demokrasiye katkı
yapmak. Bu konuda içtenlikli olduğu-
ma inanabilırsiniz. Diğer neden de be-
nim ilim hayaumdan geliyordu. Üıu-
versitenin ilim hayatı gerçekten utanç
vericiydı. Büyûk bir baskı alünda
kalmışü ûniversıteler. Hak etmedikleri
bir suçlama ile birükte yeni bir baskı ha-
vası ortaya çıkmışti. Sadece rahat
çahşürmamakla kalmıyor, birtakım in-
sanlan ûniversiteden uzaklaşünyor-
lardı. Üniversite yönetimleri ise ses çı-
'EVETlistesi sundular. Hüanet Çetin'in bûro-
sunda gerçekleşen ilk toplanuda tnönü
tavnnı koyuyordu. Yıllar sonra partiyi
merkeze çekmekle suçlanan ErdalBey o
günkü toplanüda 'Benim istediğim gibi
bir parti olacak' diyordu. Yani 'ne sağ-
da ne solda.'
HLdplerdeo kurtuhna umudu
tnönü'nün kaülmasıyla parti içi hi-
aplerin kendilerini feshedeceği inancı
yaygındı. Üstûndağ, 'Bizim artık işimiz
bitti' diyordu. 'Tarihsel görevimizi bitir-
dik ve çekiliyoruz. Şimdı görev sizde.
Bundan böyle âzi destekkyeceğiz...'
Üstûndağ"m bu konuşmasından son-
ra CHP fulen de kapatıhyordu. Arük
yeni bir dönem başlamışü 20 mayıs ga-
zeteleri, Pembe Köşk'te düzenlenen bir
basın toplantısının haberine yer veri-
yordu: "tnönü parti kurma çahşma-
lannı başlaüyor."
Böyleükle Türk siyasi hayaünda 10
başkanlanndan oluşan Sosyal Demok-
rat Güç'le ilişkileri ise daha mesafeli ge-
lişti. tnönü, Pembe Köşk'te temaslannı
sürdürürken SDG temsılcılerini de gö-
rüşmeye çağırmışü. Görüşrneye giden-
lerden Erol Köse kapıdan gndikten
sonra "Erdal Bey aramıza hoş geldiniz"
diyor. tnönü'nûn yanıü ise "Ben fazla
mıyım, partiyi siz kurdunuz da ben ûs-
tûne mi geklim" oluyordu. Halil Akyûz
ortamı yumuşatmak için devreye girip
"Siz hareketin dogal başısınız. Biz göv-
denin oluşmasını gerçekleştirdik" de-
ymce gerginlik daha da artıyor, Inönü
bu kez "'Siz bu ışi pek başaramadınız
ama" yanıtı veriyordu. Tabandan tava-
na örgütlenme modelinin tek secenek
olduğu inancını sık sık vyrgulayan Sos-
yal Demokrat Güç için tnönü'nûn genel
başkanlık önerisini kabul eünesinden
sonra gelişen sûreç pek kabul edilebilır
değıldi. tl ve belediye başkanlan. tnö-
nü'nûn Ankara'ya gelip parti kurma
çalışmalanna katılmasından kısa bir
Cumhurbaşkanı Kenan Evren,
siyasal faaliyetlerin askıya
alınması gerektiğine inaruyor
ve "bunlara siyasetyasağı
getirmemekle hata mı ettik?"
türünden tehditier
savuruyordu. CHP, bu
koşullar altında, kurulacak
partiye bir lider anyor ve
aralanndaCumhuriyet'in
sahibi ve başyazan Nadir
Nadi'nin debulunduğu bir çok
kişiye teklifgötürüy ordu.
GenelBaşkan Ankara'da
Seçimlere altı ay kadar bir
sûre kalmışü. Takvımler 17
mayısı göstenyordu. Sım Ata-
lay'ın evinde. partinin kurucu-
lar kurulunu belirlemek için her
gruptan temsilci toplanmışü.
Tam parti kunnak için ge-
rekh olan 38 isim belirlenmiş-
ken, telefon çahyor ve Genel
Sekreter Üstûndağ tarafından
toplanü yapanlara haber verili-
yordu: Genel Başkanımız An-
kara'da...
Cevahir'ın, Boğaaçi Üniver-
sJtesi'nde odasının kapısını
çalıp içeri girmesinden o güne
beş ay, "Ben poUtikada yokum'
demecinin üzennden ise yak-
laşık bir ay geçmişti. tnönü fık-
rini neden değişürmişti. "Evet"
demesinde neler ya da kimler etkili ol-
muştu? Kendisı şöyle anlaüyor. "İki şey
etkili oldu. Biri, gerçek demokrasiye ge-
çiyor muyuz, geçmiyor muyuz? Benimle
konuşurken 'geçmemia istiyorsanız siz
de katkı yapmabsınız. Böyle bir katkı
yapacak durumunuz da var' diyorlardı.
Bunu uzun süre şüpheyle karşıladım.
Ben dışandan gelen bir insanım dedim.
Geleceğim Ankara'ya, hadi parti kuru-
yorum diyeceğim. Ondan sonra herkes
benle alay etmez mi? Sen nereden çıkün
demezler mi? 'Yok, yok' dediler, 'Bu
parti hayaü, bu günkü durumu iyi de-
ğerlendirmiyorsunuz. Şimdi CHP ka-
panldı, ama ınsanlar bekliyorlar.' 'CHP
sosyolojik olarak yaşıyor' dedi rahmetli
Üstûndağ. 'Resmen kapattilar, ama fü-
len yaşıyor. Böyle durumlarda gerekli
olan şey birisinin öncülük etmesi'. Be-
lediye başkanlan bir grup olarak top-
lanıyordu. Milletvekilleri toplanıyordu.
Kim başa gelecek, ne olacak..."
tnönü, o günleri anlaürken şöyle de-
vam ediyor
"Yasakh obnayanlar arasında topar-
Kritik bir siyasiortamda,
liderliğe neden 'evet' dediğini
Erdallnönü şöyle anlatıyor
" Gerçektende babamın
hayatmı iyi bildiğjm için,
yıllarca onun ne kadar
uğraştığını bildiğ^m ve
babamın bu tarafını takdir
ettiğim için, gerçek
demokrasinin Türkiye'de
devam etmesi içinbu konuda
katkı yapmak bana güzelbir
hareketgibi gözûküyordu.
İçtenlikle istiyordum."
Sonunda 16Mayıs 1983 günü,
19 ay süren partisiz yaşam
sona erdi. Hemen ardından
önceTurgut Sunalp'in
MDP'sine, ardından Turgut
Özal'ın ANAP'ma Necdet
Calp'in HalkçıPartisi'ne 'izin'
verildi. Büyük Türkiye Par-
tisi'nin ömrü ise sadece 11 gün
sürecektir. Evren'e göre
"partiter, yerden mantar biter
gibibitmektedir. Enflasyonun
her türlüsü kötüdür..."
Erdal Bey, babasırun başlatüğı demokrasi yolunda, 12 Eylûl kesintisinden sonra devam
etmek için bilim adamlığindan siyasete sovunuyordu.
karmıyorlardı. Daha önce 60-80 arası
bunlar çok söylendi. O anarşj dönemi
ve üniversitenin suçlanması hepsini kor-
kuttu. Bu iştere kanşmayalırn havası
geldi. Ama kanşmamak başka şey. öz-
gür düşünceyi savunmamak başka şey.
O açıdan baa insanlar buna karşı
çıkmah diyordum kendi kendime. Bunu
bir şekilde yapmak istiyordum. Tabii
bunu yaptığınız zaraan üniversitede ka-
lamazsınız. Onun için bu da önemli bir
etkendi. Dolayısıyla ben siyasete girer-
sem bunlan rahatlıkla söyleyeceğim.
Üniversiteyi koruyabileceğim. Tabii
siyasete girince korunacak pek çok şey
var. Bir çok haksızlık var. Sosyal de-
mokrasinin bir çok amaa var. Ama o
gün bana yol gösteren bu iki şeydi. De-
mokrasiyi korumak için öne çıkmak,
öteki de özgür üniversiteyi korumak.
Bu ikisi beni iten etken oldu..."
tnönü Ankara'ya gelmiş ve CHP'nin
ileri gelenleriyle toplanmışü. Kendisine
ilk olarak Atilla Sav, Cezmi Kartay,
Kanm Yenice, Rafet Tüzün ve Muzaf-
fer Saraç'tan oluşan bir cekirdek kadro
yü sürecek olan 2. İnönü'lü yıllar da
başlamış oluyordu. Hem yasaklar hem
Ecevit'in "partisine küskûnlüğü" hem
CHP içindeki hiziplerin bir tûrlü birbı-
riyle uzlaşroama tavn hem de el alünda
karizmatık ve altemaüf bir lider bulun-
maması sonunda parti kendi isteğiyle
tnünü'yü başına geçiriyordu. Daha
sonra tabanda "tnönü'nün partiyi ele
geçinnesi" olarak değerlendinlen bu sü-
reç ne tnönü'nün isteğiyle gelişıyordu
ne de parti kadrolannın o günkü nesnel
koşullarda yapabilecek daha iyi bir çö-
zûmû bulunuyordu.
tnönü'nün Ankara'ya gelipparti kur-
ma çalışmalannın başına geçmesiyle
tüm gruplann çalışmalan tamamıyla
sona ennişti. O nedenle de tnönü'nün
başa geçışi tabandan örgütlenmeyi sa-
vunanlarca "tepeden inme" bir hareket
olarak değerlendirildi. Kendisinden
önce parti kurma çahşmalannı sürdü-
renlerin bir bölümünü kazandı, bir bö-
lûmü bir süre kurma çahşmalannın
dışında kaldı.
tnönü'nûn, il başkanlan ve belediye
sûre önce, 2 mayısta bir bildiri yayımla-
yıp "Tepeden inmeci hareket ve dav-
ramşlan reddeden, kendi öz tabanının
ülkcmizdeki varlığının ve özlemlerinin
bilinciyle bütünleşen görüş" olarak
tanımhyordu kendisini. Bu ilkeyk yola
çıkınca da tnönü'nûn işin başına gelme-
siyle. onlara göre "tepeden inmeci" bir
ekiple partinin kurulmasına başlanıyor-
du.
Kurucıdar belirleniyor
Ve kuruculan belirlemek için kollar
sıvanmışü. lnönü, kendisinden önce
parti kurmak için çahşanlarla ve kamu-
oyunun yakından tanıdığı eski CHP'-
lilerle görûşmelerini sürdürûrken 31
Mayıs 1983 günü Milli Güvenlik Kon-
se>i yayımladığı 79 sayıh kararnameyle
ortahğı yıne kanşünyordu. Kararna-
meyle, AP'nin devamı niteliğindeki Bü-
yûk Türkiye Partisi kapaühyor; bunun-
la da kalınmıyor, yedisi CHP'li, yedisi
AP'li, ikisi de BTP'li olmak ûzere 16 po-
htikaa seçimlere az bir süre kala Zincır-
bozan da zorunlu ikamete mecbur tn-
rakılıyordu. BTP'nin ilk iki kunıcusu,
Hûsametün Cindonık ile Mehmet Göl-
han'm yaıu sıra Süleyraan Derrurel, Ah
Naili Erdem, Ekrem Ceyhun, Sadettin
Bilgiç, Nahit Menteşe, Yiğit Köker ve
thsan Sabri Çağlayangil AP konten-
janından Zıncirbozan'a yollanırken...
CHFden Sım Atalay, Metin Tüzün,
Celal Doğan, Deniz Baykal, Ferhat As-
lantaş, Süleyman Genç ve Yüksel Çak-
mur zorunlu ikamete çarptınhyorlârdı.
Bildiri, beş yıllık siyasi yasağı bulunan
milletvekilleri ve senatörlere geürilen
parti kuramama yasağına ek olarak
yeni kurulan partilere üye oknayacakla-
nnı da beürtiyordu. 79 sayüı bildiri siya-
si arenada >ine terör estıriyordu.
Bildiriden, tnönü başkanlığında ku-
rulmaya çalışılan parti de etkilenmişti.
Kurucular arasında bulunan eski il, ilçe
ve belediye başkanlan kurucu üyelikten
çekümek zorunda kalıyordu. Ulusal
Egemenlik Partisi ilk addı. Tüzûk tas-
lağında böyle geçiyordu par-
tinin adı. Ancak daha sonra
Tûrkiye Sosyal Demokrat
partisi oluyor, ama Türkiye
admın kullarulması yasalara
aykın olduğundan Sosyal
Demokrat Partisi'nde karar
kahnıyordu. SODEP. kuru-
hış dıkkçesinı 6 haziranda
tçişlen Bakanlığı'na veriyor-
du.
6 Kasma seçimleri
Partilerin 6Kasım seçimle-
rine kaulabilmeteri için en az
30 kurucu üyesinin Milli Gü-
venlik Konseyi'nce onaylan-
ması ve 34 il ile bu illere bağü
ilçelerin en az yansında ör-
gütlenmesini tamamlamış ol-
ması gerekiyordu. Koşul-
lann 30 Ağustos 1983 tarihi-
ne kadar tamamlanması zo-
runluydu.
Aynca Milli Güvenlik
Konseyi, 6 Kasım seçim so-
nuçlannın Yüksek Seçim
Kurulu'nca ilaruna dek
parti kuruculan üzerine in-
celeme yapma yetkisini
elvnde bulunduruyordu. Si-
yasi Parüler Yasası'nın ge-
çici 4. rnaddesiyle kurubnuş
partilerin her kademedeki
yöneticilcri hakkmda
MGK karar verme yetkisi-
nesahipü.
Artı, partiler seçimlere gi-
recek milletvekili adaylannı
2 eylül akşarruna kadar
Yüksek Seçim Kurulu'na
büdirecekler ve yine aday-
lar Konsey tarafından ince-
lendikten sonra adaylann
seçime girip girerneyeceğine
karar verilecekti.
Kuruluş dilekçelerini ve-
ren partiler için ikinci aşa-
ma başlıyordu. Bir partinin
bir ilde örgütlenmesi için en
az sekiz, bir ilçede örgütlen-
mesi için de en az beş kişiye
ihtiyaçvardı.
Belki sakıncasız kurucu
bubnaktan da güç bir sü-
reçti bu. Yasaklar illere. ilçelere kadar
uzandığına göre yeni ınsanlar bulmak%
gerekecekti. Bu yeni insanlar en an-
ndan kurulacak partinin inançlannın
militanı olmasa bile -ki zaten o kişiler
yasakh kapsamındaydı çoğunlukla-
görüşlerini ve felsefesini benimsemiş
olrnahydı. Bir partinin, yasaya göre
34 il ve onlara bağlı ilçelerin yanşmda
örgütlenmesi için yeni 1500 kişi bul-
ması, üstelik bu işin 24 ağustosa ka-
dar tamamlanmış ohnası gerekiyor-
du.
Türkiye çapmda, yani 67 ilde ör-
gütlenmeye kalktığında 3 bin 386 kişi-
ye ihtiyaç vardı.
6 mayısta start verilmişti. Partilere
yalruzca üç ay süre tanmnuşü. Ger-
çekten de kurucu bulmaktan zor bir iş
başlarruştı. Bir yandan kim veto edile-
cek ve seçimlere hangj partiler girecek
merakı; bir yandan örgütlenme tela-
şı...
gelen veto
CAIJSANLARIN SORULARI-SORUNLARI / YILMAZ SİPAL
"Emekli ikramiyesi aldım"
: Bir KTTten 21 yü 5 ay T.C. Emekü Sandığı'na tabi hiz-
metim varken 30 Nisan 1980'de bu görevinden kendi bte-
ğimk ayrddun.
1 Mayıs 1980-31 Ağustos 1983 tarihleri arasında ve
özel sektörde Sosyal Sigortalar Kununu sigortal«sı ol-
dum. Bu sigortalıl^ğın 3 yıl 4 a> sürdü.
1 Eylül 1983-30 Kasm 1983 tarihleri arasmda da 3 ay
Bağ-Kur sigortalısı oldum ve böylece 25 fıili hizmet yılımı
doldurdum. Hizmetkrin birieştirilmesi ile ilgili kanuna
göre, son yedi yüın en çok hizmet süresi Emekli Sandığı'-
na tabi hizmette gecmiş olduğundan, Enıekli Sandığı'-
ndan emekli oldum. Fakat bu kanuna göre, Emekli San-
dığı'ndan emekli o4duğum halde emekli ikramiyesi
alamadım
Emeklilikten vazgeçerek, yeniden Emekli Sandığı'na
tabi bir hizmetedönersemyenidenemekli olurken emekli ikramiye-
si alabilir tniyim? (B.H.)
YANIT-. 657 sayılı Devlet Memurlan Yasası. emeklilerin yenı-
den görev almasına olanak tammışür. Yasanın 93. maddesi,
"emeklilerin yeniden hizmete alınması''' ile ilgilidir.
T.C. Emekli Sandığı hükümkrine göre emekli olanlardan;
a) Ahlak ve yetersİ2İik nedenlerinden dolayı, sicilleri ûzerine
kurumlannca re'sen emekli edilenlerle,
b) Türk vatandaşhğından çıkanlan, Türk vatandaşhğım bıra-
kan, yabancı memleket uyruğuna girenlerin dışındâ kalanlar,
çalışacaklan hizmet sınıfının niteliklerini taşımak ve görev ala-
caklan kurumda da boş kadro olmak koşulu ile yeniden devlet
memurluğuna atanabilirler.
Ancak, emekli ayhğı alanlann; kurumlarda emeklilik hakkı ta-
nınan vazifelere atanabilmeleri için atanacaklan görevlere ait vaş
sımrlannı da doldurmamış olmalan gerekir.
Emekli Sandığı Yasası'mn 99. maddesi uyannca, emekli ayhğı
almakta iken, "hiçbir şarta bağlı otanaksızın emeklilik hakkı tanı-
nan vazifelere tayin edilenlerin aylıklaruun tamamı, bu vazifelere
tayinleri tarihini takip eden ay başmdan itibaren kesilir."
Yıne Emekli Sandığı Yasası ek maddc 20>e göre:
"Emekli, adi mahdlük, vazife malullüğfi ayhğı bağlanan vt>ahut
toptan ödeıne yapılan; asker, sivil tüm iştirakçilere, her tam fıili
hizmet ydı için'", emekli ayhğı bağlanmasına "esas tutarlaruun bir
aylığı emekli ikramiyesi olarak verüir."
Aynı maddeye göre, 'Emekli ikramiyesmi aldıktan sonra yemden
iştirakçi dunununa girenlerin tekrar emekli>e ayrümalannda, yal-
mz sonradan geçen hizmetlerine karşılık" ikramiye ödenir. Daha
önce ikramiye almadığınıza göre. yeniden ve Emekli Sandıgı'-
ndan emekli olduğunuzda, Emekü Sandığı'nda geçen toplam
süre üzerinden ikramiye ödenmesi sö2 konusudur.
MEHMEDKEMAL
Şiir UzunYolculuktur...
Söz şiirden açıldı mı hemen herkesin payı vardır, her-
kes gençliğinde biraz şiir yazmış, şiirle uğraşmıştr.
Gençlikte şiir diye yazılanlar bir detterde toplanmış, ba-
zen de kitap olarak basılmıştır. Şiir ciddi bir iştir, bunun
ayrımına varanlar yavaş yavaş şairliği bırakırlar. "Şiir
mi efendim, biz gençlikte ne şiirler yazdık, kaç defter
doldurduk." diyerek ilgilertnin kopmadığını belirlemek
isterler.
Serde şairlik var ya, eskilerden, yenilerden bana da
şiir gönderenler oluyor. Kimi okumamı istiyor, kimi eleş-
tirmemi... Bazılannı okuyorum; eleştirmemin olanağı
yok. Bu yüzden darılanlar, gücenenler de var, onu da si-
neye çekiyoruz. Böyle oluyor diye genç şairlerden hiç
söz etmemek de olmaz. Onlann da hakkını yememek
gerekir.
Memet Fuaiın yönetiminde her ay yayımlanan Adarn
dergisini okurum. Memet Fuat'ın, Felhl Nad'nin, Meh-
met Doğan ın yazılarınm tiryakisi sayılırım. Son sayıla-
nnda Orhan Barias'ın yazılarına rastiayamıyorum,
acaba neden? Her ay Samim Kocagöz yazardı, sızlere
ömür. "Kendi gitti, adı kaldı yadigâr."
ind Asena'nın şurdabirkaçyıl var ki dergide şiirlerine
rastlıyordum. (1990-1993). Geçende baktım, postadan
bir şiir kitabı çıktı: "Tramvay döşeriz I Ay döşeriz". Kita-
bın adı bu... Şairinı şöyle sunuyorlar. "inci Asena 1948
yılında istanbul'da doğdu. Şiirlerini 1990 yılında Adam
Sanat dergisinde yayımlamaya başladı." Görünürde üç
yıllık bir şair ama, şiirlerin işlenışine bakılırsa epey eski-
ye dayanıyor. Kervdisi de söyleyişini ve anlahsını şöyle
koyuyor
"Şiir, dünyada, hatta evrende var olmaktır, diye dü-
şünmeye başladıktan, daha doğrusu bu düşünce kafam-
da sözcuklere donüştükten sonra şiir yazmaya koyui-
dum. Bu da biraz geç oldu."
İnci Asena'nın şiirlerini okurken yanımdaçok eski, öğ-
rencilik yıllarından arkadaşım Albay Osman vardı. As-
keri okuldan çıkma Fransızca öğretmeniydi. Dil / Tarih'-
ten o yıllarda askeri öğretmen de çıkardı. Okuldan
çıkmış, albaylığa kadar varmış, solculuğundan ötiirü ge-
neral olamamıştı. "Hep sizin yüzünuzden," derdi. "Si-
zinle düşup kalkmasaydım, ben de general olurdum."
öyle diye dursun, o sınıflardan çıkanlann hiçbiri general
olamadı. Titiz öğretmenlerdi bu askeri öğrenciler. Sivil-
ler ne oldu? Onlar da lise müdürlüğüne kadar çıktılar.
Tramvay döşeriz / Ay döşeriz için "Marjinal bir şiir,"
<jedi. "Şair deadını marjinalkoymamış mı!"
Defterime çizgiler çizdim
Çemberler çizdim.
Deliklerinden geçtim
Üzerlerinden kayıp
Çiçek oldum sayfa marjına.
Sordu:
"Marjinalin tam Türkçesi ne?"
"Bilmiyorum."
"Kıytınk."
Gülmeye başladık,
"Gerçekten kıytınk mı demek?"
"Evet. tıpa tıp oturuyor."
Ustelemedik, bilenler kendi aralannda tartışıp dur-
sunlar, bana ne.. Ben dizeler aramayakoyuldum, şu iki
dize: "istanbul düşerken Kalamış'taydım I Bin dört yüz
elli üç yılında I Eteklerim belimde, bileklerime kadar de-
niz I Yosunlu bir mayıs rüzgârı esiyor I Ben sevdalar
içinde I Ne bileyım İstanbul düşüyormuş I Sonradan
söylediler, göz bir şey görmüyormuş."
Sade bunlar değil daha bir çok güzel dizeler...
Şunu söyleyelim, "Şiir uzun bir yolculuktur."
BULMACA
1 2 3 4 5SOLDAiN SAĞA:
1/ Bazı hayvanlarda, ba-
şm ya da gövdenin çeşitli
bölürnlerinden çıkan,
özellikle duyu orgam, ba-
zen de besın yakalama iş-
levıni üstlenen esnek
uzanü. 2/ Kemıklerin
içindeki yağlı madde...
Uluslararası Futbol Fe-
derasyonu'nun simgesi.
3/ Binalann önlerinde üs-
tü örtülü. önü açık yer...
Bau Avrupa'da bir ır-
mak. 4/ Mesaj. 5/ İlkel
benhk... Yerfısuğı. 6/ Küçük ağıl...
Uğraş... Eski Mısır'da güneş tann-
sı. 7/ Duvar taşlannın ya da tuğla-
lannın harçla doldurulup üzerin-
den mala çekilerek düzelülen aralı-
ğj... Matematikte kullanılan sabit
bir sayı. 8/ Kâğıt üretımiyle ilgili
iktisadi devlet kuruluşumuzun
simgesi... Rıhtım, iskele gjbi yerle-
re yanaşrruş gemilere girip çıkmak
için konulan köprü. 9/ Kısa ya da
özlü anlaumı olan guldurücü öy-
kü.
YUKAR1DAN AŞAĞIYA:
1/ Osmanhlar'da devlet hizrneünde çahşanlara görevleri karşıh-
ğında sağlanan gelir... Bazı İslam ulkelerinde kullanılan bir tür
tahıl ölçüsü. 2/ Ispanyollar'ın sevinç ünlemı... Kireçli bölgeler-
de oluşan doğal kuyu. 3/ Kahverengi ve tüylü kabuğu olan. C
vitaminince zengın bir meyve... Ördeğe benzer bir su kuşu. 4/
Bilgiçlik taslayan kimse... Üzerine yaa yanlan tabaklanmış
ceylan densi. 5/ Argoda kolayca kandınlabilen oyuncu. 6/ Ba-
ğjşlama... Birine dokunsun diye söylenen söz... Bir nota. 7/
Aynı adh bitkiden elde edilerek tutkâl gjbi kullanılan toz... Ku-
maşta oluşan büzülme. 8/ Demirin simgesi... Leyleğe benzer bir
kuş. 9/ Ağzı geniş tek kulplu su kabı... Balık yakalama aracı.
DtY ARBAKIR 2, ASLİYEHUKUK
HÂKtMLİĞİ'NDEN
1985/532Esas
1993/530 Karar
Davacılar Hüseyin Karahan vs. vekili tarafından davalılar Bekir
Karagöz vs. aleyhine açılan tapu iptali ve tescildavasının yapılan açık
yargılaması sonunda;
Davanın reddıne. eksık olan 10.750. TL. harcın davacılardan bir-
likte ve zincirleme suretiyle tahsiline, yargılama giderinin davacılar
üzerinde bırakılmasma ilişkin Yargıtay yoîu açık olmak üzere venkn
karar, adresi meçhul ve biünen adresi Diyarbakır ili, Çertnik ilçesi,
Ançevız köyünde bulunan davalı Abo kıa Fatma Yalman'a davetiye
yerine kaım olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 12.10.1993
Basın: 52148
ÇORUM2.SULHHUKUK
MAHKEMESt'NDEN
Esas: 1992/865 Karar. 1993/375
Davacı Hasan Çiftçi tarafından davalılar Ayşe Aşıran ve arkadaş-
lan ateyhıne mahkememize açılan ortaklığın gjdenlmesi davasırun
yapılan açık duruşması sonunda:
Davanm kabulüne dair mahkemenuzden venlen 24.6.1993 tarihli
karann tüm aramalara rağmen îiçık adresi tespıt edilemeyen davalı
Ayşe Aşıran tarafından ilan tarihinden itibaren 8 gün içerisinde tetn-
yiz edılmediğı takdirde karann kesinleşmiş sayılacağı hususu ilanen
teblığ olunur.