Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 31EKİM1993PAZAF
HABERLER
Hasip Kaplan
Demival
hakkmda
suç
duyurusu
• DEP lideri Yaşar Kaya'-
nm avukatı Hasip Kaplan,
Demirarm anayasa ve yasa-
lara aykın davrandığını öne
sürerek suç duyurusunda
bulundu.
İstanbul Haber Senisi - De-
mokrası Partisi Genel Başka-
nı Yaşar Kaya'nın avukatı
Hasip Kaplan. Ankara DGM
Başsavcısı Nusret Demiral
hakkında, "anayasa ve yasa-
lara aykın" davrandığı gerek-
çesiyle suç duyurusunda bu-
lundu. Kaplan, Demiral'ın
DEP milletvekillerini "PKK'-
nn siyasi kanadı" olarak nite-
leyen sözleri nedeniyle
TBMM Başkanı Hûsamettin
Cindonık'u tepki göstermeye
çağırdı.
Avukat Hasip Kaplan.
DEP İstanbul il merkezinde
dûzenlediği basın toplantısın-
da, Ankara DGM Başsavcısı
Nusret Demiral'ın DEP Ge-
nel Başkanı Yaşar Kaya'nın
yargılanması konusunda ana-
yasa ve yasalan çığnediğini
Ueri sürdü. Demirarm Uğur
Mumcu, Bahriye Cçok, Mu-
sunmer Aksoy cinayeüennde
başansızhğının herkes tara-
fından bilindiğini savunan
Kaplan, DEP'in TBMMde
17 parlamenteri bulunan bir
siyasi parti olduğunu ve bu
nedenle DGM tarafından
yargılanamayacağını savun-
du. Nusret Demirarın bu ko-
nuyu bilmesine karşın "görevi
ıhşma çıkarak" Yaşar Kaya'-
nın Terörle Mücadele Şubesi
görevlilerince yakalanmasını
ve gözaltına ahnmasını istedi-
ğinı kaydeden Hasip Kaplan.
"DEP Ğenel Başkanı, bir terö-
rist gibi kaldığı misafirhaneden
gözaltına alınmış >e Demiral'-
ın emriyle 11 saat şubede sor-
gulanmıştır" dedi. Yaşar Ka-
ya'nın kaldığı yerin hakim ka-
ran olmadan arandığını belir-
ten Kaplan. Yaşar Kaya'nın
suçlanmasına neden olan ko-
nuşmasıyla ilgili şöyle dedı:
"Dosyada Emin Çölaşan'ın
köşe yazısının fotokopisi bu-
lunmaktadır. Müvekkihmin
suçlandığı konuşma metni bu-
lunmamaktadır. Dosyadaki
Irak Kürdistan Demokrat
Partisi'ne ait raporun ise kimin
tarafından ve ne surede kaleme
alındığı belirsizdir. Savcılık,
müvekkilim hakkında 5 satır-
lık suç unsunı içcrmeyen bir
paragraf buhınan bu raporun
doğruluğunu araştırmamış, de-
lil olarak dosyaya koymuştur.
Aynca Özgûr Gündem gazete-
sine gönderilen, ancak yayun-
lanması uygun görülmeyen bir
faks metni de faks telefoniarı-
na. bilgisayar sistemlerine giz-
üce girelerek elde edilmiş ve
aleyhe delil gibi dosyaya kon-
muştur"
Hasip Kaplan, Demirarm
dünkü gazetelerde yer alan
"DEP milfctvekUleri PKK'nın
siyasi kanadr sözlerinin de
kesin yargı içeren suçlamalar
olduğunu ifade etti.
Hasip Kaplan, bu nedenle
Adalet BakanlığYna, Ankara
DGM Başsavcısı Nusret De-
miral hakkında soruşturma
açümasma izin verilmesi içın
başvurduklanm ve Demiral'-
ın cezalandınlmasını istedik-
lerini belirtti.
Demiral'ın DEP milletve-
killerini suçlayan sözlerinin
TBMM'ye hakaret içerdığini
söyleyen Kaplan. aynı za-
manda hukukçu da olan
TBMM Başkanı Hûsamettin
Cindoruk'un bu sözlere tepki
göstermesini beklediklerini
kaydetti. Hasip Kaplan, Av-
rupa İnsan Haklan Komisyo-
nu Genel Sekreteri H.C. Kür-
ger'i Yaşar Kaya'nın 8 kasım
günü yargılanacağı davaya
davet ettiklerini bildirdi.
Polisi şikayet
Hasip Kaplan, basın top-
lanüsı öncesinde DEP İstan-
bul il merkezine gelerek ken-
disinden basın toplantısında
dağıtacağı metni isteyen iki si-
vil polisin suç işlediğini ileri
sürdü. Polislerin. yasal bir si-
yasi partiye ellerini kollannı
sallayarak girip basın top-
lantısı metni isteyemeyecegini
kaydeden Kaplan. bu polisle-
rin emir aldıklan kurumu
ajaşüracaklannı ve haklan-
• nda şikayetci olacaklannı be-
1
hrtti.
Eğitim-İş Sendikası Başkanlar Kurulu, öğretmenlere yönelik saldınlann artması üzerine olağanüstü toplandı.
Oğretmenler., 20kasnııdaÂnkara'da
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Eğjtim-İş Sendikası. hükümetten,
Güneydoğu'da can güvenlikleri teh-
likede olan öğretmenler için, w
de-
mokratik çözüm" üreulmesini istedi.
20 kasımda Ankara'da bir miting
düzenleyecek olan Eğitim-İş Sendi-
kası. 24 Kasım Öğretmenler Günü'-
nde ülke çapında öldürülen öğret-
menler için saygı duruşunda bulu-
nulmasını kararlaştırdı.
Cumhuriyetin "en ağır" günlerini
yaşadığını belirten SHP Genel Baş-
kanı ve Başbakan Yardımcısı Murat
karayaJçm da, terör sorununun çö-
zümünde, "SHP'nin insan haklan ve
demokratik özgürlüklerden asla ödün
venneyeceğini'' söyledi.
70 il başkanı katıldı
Eğiüm-İş Sendikası Başkanlar
Kurulu, öğretmenlere yönelik saldı-
nlann artması üzerine, dün olağa-
nüstü olarak toplandı. 70 il başkanı-
nın kaüldığı Başkanlar Kurulu
toplantısında, 20 kasımda Ankara'-
da yapılacak mitinge ilişkin son ha-
zırhklar değerlendirildi.
• Eğitim-İş Sendikası Başkanlar Kurulu yayınladığı
bildiride, öğretmenlerin "Önce saygınlığını, sonra yaşam
hakkını yitirdikleri" vurgulanarak, "Düzeni ve kardeşçe
yaşamayı sağlamada denenmemiş tek yol demokrasidir.
TBMM'den ve partilerden beklentimiz, bu yolu
denemektir" denildi.
• SHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Murat
Karayalçın, memur sendikalanna ilişkin yasal düzenlemeye
işlerlik kazandırmadan önce, taraflann bir araya gelerek bir
degerlendirme yapmasını istedi. Murat Karayalçın, terör ve
Güneydoğu sorununu duyarlıhkla birbirinden aynlması
gerektiğini belirtti.
Eğitim-İş Sendikası yönetim kuru-
lu üyeleri ve 70 il başkanı. Başkanlar
Kurulu toplanüsından sonra. Baş-
bakan Yardımcısı Murat Karayal-
çın'ı ziyaret etti. Eğitim-Iş Sendikası
Genel Başkanı Niyari Altunya, Ka-
rayalçın'a, öğretmenlerin katledil-
mesi konusunda hükümetin "Bir
bütün olarak duyarlılık göstermesi"
ve "24 Kasım Öğretmenler Günü'nde
ülke çapında saygı duruşunda bulu-
nulması" isteklenni iletti.
Terörün üstesinden gelinecek
Karayalçın da, terör ve Güneydo-
ğu sorununun birbirinden ayn ola-
rak ele alınması gerektiğini belirte-
rek. "SHP olarak insan haklan ve
demokratik özgüriüklerden asla ödün
vermeyeceğiz" dedi. Öğretmenleri.
"toplumun gözbebekleri" olarak nite-
lendiren ve "gelecek kuşaklara de-
mokrasi borçlu oMuklarını" ifade
eden Karayalçın, "Sıkıyönetim ol-
madan, demokratik özgürlükleri askı-
ya almadan. insan haklannı ihlal
etmeden bu ülkenin cumhuriyetçileri
>e demokratlan, terörün üstesinden
gelecektir" diye konuştu.
'Sevkurtur
SHP lideri, "Cunüıuriyetinûzin 70.
yılını coşkuyla ama, biraz kırık duy-
gularla kutİuyoruz. Cumhuriyetimiz,
kuruluşundan bu yana, en ağır günle-
rini yaşamaktadır" dedi. Karayalçın.
şunlan söyledi:
"Zor günlerde toplumsal sağduyu-
nun zaman zaman azaldığını göriiyo-
ruz. Halkın sağduyusunu ve demokra-
tik değerlerini yitirmesi durumunda,
bir toplumun bunalımuı üstesinden ge-
lebileceği kanısında değilinı. Terör ve
Güneydoğu sorununu duyarlüıkla bir-
birinden ayırmak zorundayız. Kürt
sorununu terörle kanştırırsak, bu so-
runun üstesinden gelemeyiz. Onun
için ne Ser kurtıû", ne 'vur kurtuT di-
yoruz. 'Sev kurtul1
diyoruz."
Karayalçın, memur sendikalanna
ilişkin yasal düzenlemeye işlerlik ka-
zandırmadan önce. taraflann bir
araya gelerek bir degerlendirme yap-
ması gerektiğini de söyledi.
Başkanlar Kurulu toplantısından
sonra yayınlanan bildiride, öğret-
menlerin "Önce saygınuğmı, sonra
yaşam hakkını yitirdikleri" vurgula-
narak . "Düzeni ve kardeşçe y aşamayi
sağlamada denenmemiş tek yol de-
mokrasidir. TBMM'den ve partiler-
den beklentimiz, bu yolu denemektir"
denildi.
Kathamlann gerekçesinin "insan-
lık dışı" olduklannın vurgulandığı
bildiride, "Yaşadığımız olaylara sa-
ğır yürekler, kör beyinler bile ilgisiz
kalamaz. V'üce amaçlar adına da olsa,
düzeni koruma adına da olsa sivillerin,
masum insanlann öldürülmesini hiç-
bir gerekçe haklı kılamaz. Yaşama
hakkma saldırının hafıfletici nedeni
olamaz. TBMM'den, hükümetten,
rüm siyasi partilerden beklentimiz,
'denenmemiş yol" olan demokratik
çözümler üretmeleridir. Bizler, Eği-
tim-tş Sendikası il başkanları olarak,
'demokrasiye evet" diyor, her türlü
şiddet ve vahşeti lanetiiyoruz. Irkçdık
ve şovenizme, önce ülkemizde geçiJ
vermeyeceğiz. Yurt bütünlüp ideaüv-
le kardeşçe yaşanan bir ülke yaratma-
ya katkıda bulunacağız. İnsan hakla-
rı, banş ve demokrasi eğitiminde etkin
görevler üstleneceğiz'* denildi. Me-
mur sendikalanrun demokratik hak-
lannın önündeki engellerin kaldınl-
masının da istendiği bildiride, şöyle
denildi:
"Bizler, eğitim çalışanlan olarak,
Cumhuriyetin laik. demokratik ve
sosyal hukuk devjeti ilkelerini ödün-
süz savunacağız. İnsan haklan teme-
linde yurttaşlarunızın düşünce ve vic-
dan özgürlüğüne saygjyı pekiştirece-
ğiz. Hiçkünse kuşku duymasuı. Tüm
eğitim çalışanlan ve öğretmenler gö-
rev basındadır. Cumhuriyetin, demok-
rasinin ve halkunızın hizmetindedir.
Sendikal haklanmız için, saygın bir
yaşam düzeyi sağlayabilmek için, ya-
şam hakkımızı savunmak için 20 ka-
sım 1993 günü Ankara'da büiikte
olalım"
KarslılardanDemirel'e
'AçızBaba'
AYŞESAYCS/YÜCEL
SEZER
KARS - Cumhurbaşkanı Sö-
leynıan Demirel, "Ülkemizi içe-
riden rahatsız etmek isteyenler
de, dışandan rahatsız etmek is-
teyenler de, ülkemizin bölünmez
bütünlüğüne zarar veremeyecek-
tir" dedı.
Kars'm düşman işgaünden
kurtuluşunun 73. yıîdönümü
kutlamalan ve Şeker Fabrikası
açılışı için olağanüstü güvenlik
önlemleri eşliğinde bu ile gelen
Cumhurbaşkanı. halkın. "Fab-
rika aç Baba", "Açız Baba
açız" sözleriyle karşılandı.
Törenlerın düzenlendiği
Atatürk Caddesı'nde vatan-
daşlara hitap eden Cumhur-
başkanı'nın. daha önce konuş-
malarında olduğu gibi vatan-
daşları kürsünün önüne çağı-
rmaması dikkat çekti. Kars'a
Devlet Bakanı Necmertin Cev-
heri. Sanayı ve Ticaret Bakanı
Tahir Köse. SHP Kars Millet-
vekili Mehmet Alp, CHP Mil-
letvekili Zeki Naci Tarhan ve
DYP Milletvekili Sabri Gûner
ile YÖK Başkam Prof. Dr.
Mehmet Sağlam ile gelen Demi-
rel'in etrafında, güvenlik kuv-
vetleri etten bir duvar ördüler.
Çok kısa bir konuşma yapan
Demirel, Türkiye'nin sahipsiz
olmadığım söyledi. Türkiye'nin
bölünmez bütünlüğünü ko-
ruyarak yoluna devam edeceğj-
ni belirten Cumhurbaşkanı.
sözlerini şöyle sürdürdü:
"Memleket sahipsiz değildir.
İşler kendi başına göre gidiyor
değildir. Herşey demokratik dü-
zen içinde, herşey konuşularak,
herşey tarttşılarak devam edi-
yor. Ulkemiz; bölünmez bütün-
lüğünü muhafaza ederek yoluna
devam edecektir. L lkemizi içeri-
den rahatsız etmek isteyenler
vardır, Dışandan rahatsız etmek
isteyenler de olabilecektir. Ama
içeriden >e dışandan rahatsız et-
mek isteyenler, ülkemizin bölün-
mez bütünlüğüne zarar vere-
meyeceklerdir. AUah'ın izniyle
devletüniz ve milletinüzin gücü
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel Kars'ta şeker fabrikası temelini artı. (Fotoğraf: AA)
ülkeye karşı gelebilecek hcr tür-
lü düşmanlığı defedecek güce sa-
hiptir." Demirel. konuşmasım
sürdürürken baa vatandaşlar,
"Açız Baba, açız" "Fabrika aç
Baba" diye bağırdılar.
Törende konuşan Kars'ın
SHP'li Belediye Başkam Sela-
hattin Filtekin. Kars'ın sonsuza
kadar Türk şehri olarak kala-
cağını söyledi. Kente yatınm
yapılmamasmdan yakınan Fil-
tekin. "Hayvancdık kredileri
yetersizdir. V erilen krediler hay-
van yetiştiricilerine değil, tücca-
ra, otelciye, berbere, sobacıya,
hatta kumarcıva verilmistfr"
dedı.
Abdullah Öcalan, hükümete yardakçılık edenlerin öldürüleceğini söyledi
PKK lidemıdeııyenitehditler
.. Haber Merkeri - PKK üderi Abdullah
Öcalan, Güneydoğu'da basına konulan yasa-
ğın yanlış anlaşıldığını söylerken, gazetecileri
"gazeteci kdığındaki özel harp elenuuu" ol-
makla suçladı. Öcalan. hükümetin sertlik
fKJİitikasını sürdürmesi durumunda PKK'-
nın da büyük kentlerde Digor ve Lice benzeri
eylemlere girişeceğiru söyledi.
Abdullah Öcalan dün BBC Türkçe Ser-
visi'nden Yavuz Baydar'm sorulannı yanıtla-
dı. Öcalan'a yöneltilen sorular ve yarutlan
şöyle:
- Yani, arnk sivil halk da hedefleriniz arasın-
da kesin olarak yer ahnakta diyorsunuz?
ÖCALAN: Sıvil halk olmaması için özel-
likle bize göre biraz faşist, bu hükümetin poli-
tikasına yardakçıhk eden kesimlere, bunlar
si\il de olsa yöneleceğiz.
-Sivil halkın faşist olup olmadığım nasıl be-
lirtiyorsunuz?
ÖCALAN: Behrleriz. Özel savaşın yönlen-
dirdıği sivil birimler var. Bu son özel ordu da
asünda sivil-asken bir ordudur. Biz bu özel
ordunun nasıl çahştığını biliyoruz. Bunlan da
sivildır diye ayıımıyoruz. Aslında askerdirler,
ama elbıseleri sivildir.
- Bu son olayia ilgili olarak bir şey sontıak
istiyorum. Siz bu saldırıyı düzenlemediğinizi
söylü)orsunuz. Oysa hükümet kanadmdan
tam aksi yönde bir açıklama geliyor. Şimdi
halk hangisinc inansın? Hangisi doğru?
-ÖCALAN: Şımdı. açıkça bazı köy eylem-
leri oldu. onun sorumluluğunu üstlendiğimi
belirttim. Ama bu generaünkini üstlenmiyo-
ruz. Gerçekten general bizim kurşunlar tara-
fından vurulmadı. Yine Lice'de tek bir gerilla
birlığımiz yoktu. Demin konustum. Şimdi or-
tada genllaya yönelik operasyonlarda bir
basansızlık var.
- Geletim basına koyduğunuz, -yabancı ba-
sın da dahil buna- yasaklara. Siz habeıieşme
özgürlüğünü keatlayarak herkesi karşnuza al-
dığınızın farkında değil misiniz?
- ÖCALAN: Bu da yanlış anlaşılrruştır. Bi-
zim aslında basına sansür uygulama gibi bir
karanmız yok. Yeter ki objektif bir temelde
gclinsin, bilgi abnsın. Buna yardıma da olu-
ruz. Buna Türkiyeü basın da dahildir. Fakat
bir şartımız var. Bu basın özel savaşın emrine
girerse, örneğin bir Lice katliamı var, bu ko-
nuda tek bir doğru bilgi vermezse, biz bu ba-
smı nasıl basın olarak kabul edebiliriz. Bası-
nın görevi gerçekJeri olduğu gibi aktarmak
değil midir kamuoyuna? Bize göre hiç yapıl-
madı ve Lice'yle ilgili tek bir doğru haber ve-
rilmedi. Bunun gibi yüzlerce-binlerce olay
var. Tek doğru bir bilgjlendirme yapılmıyor.
Biz buna basın diyemeyiz. Olsa olsa, haberle-
ri. olaylan örtbas etmek için basın kıhklı özel
savaş birimlendir. Biz bunlara karşıyız veya
bunlann Kürdistan'daki baa bürolannı, bazı
temsilciliklerini işletmemeye kararlıyız.
- Siyasi partiler... Basını da si\asi partilerin
izleyeceği yolunda bir açıklama vardı. Bölge-
deki siyasi parti bürolannın kapatılması yolun-
da bir girişim. Bunun nedeni nedir?
- ÖCALAN: Şimdi dikkat edelim. Mevcut
partiler devletin propaganda kolu ve korucu-
lan örgütlemekten öteye bir görev görmedi-
ler. Biliyorsunuz, milli mutabakat kolu adı
altmda şimdi bize hepsi aynı politikayı uygu-
lamakla görevlendirildıler. En son, biraz
demokrat olduğuna ınanmak istedığimiz ve
onun için de desteklediğimiz bir HEP-DEP
vardı. Onun da milletvekili kurşunlandı.
Kendileri kurşunladı. Yani sıradan bir de-
mokratik sese kurşun yağdınldıktan sonra
herhalde bizim de kendi etkinlik alarumızda
bunlann çalışmalanna fırsat tanımayacağı-
rnı? açıktır.
- Peki bunca şkkkte, bunca rırmanışa karşın
hâlâ bir çözüm yolu açık mı sizce? Açıksa nasıl
bir çözüm?
- ÖCALAN: Şimdi, bugünkühaberleri iz-
lediniz. Mesela ben dahil. bilmem yerin altına
da girsem, kılık da değiştirsem yine beni ara-
yıp imha edeceklermiş. Bizim bütün şeyler
imha süreci içindeymiş. Ya teslim olacakmı-
şız ya yok edilecekmişiz. Güreş zaten bunu
her gün söylüyor. Tansu Çiller de bunu her
gün belirtiyor. Siyasi çözüm için bizim bir tek
şarümız diyalogdu. diyalog. Diyalog olsaydı
bu işler daha lyı bir hal yoluna girebilirdi. Biz
öyle, Türkiye'yi parçalamak gibi bir dayat-
mada da bulunmadık. Sıradan kimlik hakla-
n, demokratik haklar ve siyasal çözüm yolla-
nna acıklık dedik. Gelmiyorlar, bizi biüre-
cekler. Şimdi bitiremeyeceklerini yakında
hep birlikte göreceğiz.
- Siz silahlı evlemleri sürdüriirseniz Ankara
sıkıyönetime doğru gidecek. Bu, bölgedeki hal-
kın huzursuzluğunu, yaşadığı dehşeti daha da
arttırmavacaknıı?
- ÖCALAN: Aslında ortada sıkıyönetimi
büe aratmayan bir dehşet var. Bir tane asker
bir yerde vurulunca. ne kadar yurtsever köy-
lü insanı varsa gördükleri yerde imha ediyor-
lar. Yani. yeni sıkıyönetimlerle bu işın daha
da geliştirileceğinı sanmıyorum. Çok şiddetli
bir uygulama var. Zaten kendileri de şunu
söylüyorlan 'Bizim sıkıyönetime, darbeye ih-
tiyacımız yok.' Güreş bunu da söylüyor. Ger-
çekten darbeye de sıkıyönetime de ihtiyaçlan
yok. Dıledıklerince geliştiriyorlar.
- Diyalog istediğiniri söylüyorsunuz, ama di-
yalog yohınu da tıkıyorsunuz. Farkmda mısı-
iuz?
- OCALAN: Ama ortada bizi bitirme, yok
etme gibi hiç bir biçimde kabul edilmemesi
gereken bir dayatma var. Şimdi adam kelle
istiyor. Ben kurbanlık koyun değilim ki kelle-
mi uzatavım.
SHP Genel Sekreteri Çulhaoğlu, DYP'deki koalisyon karşıtlannı yanıtladı:
Koalisyoıııuı maddi temelleri yaşıyor
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - DYP içinde giderek geli-
şen ve yüksek sesle dile getiril-
meye başlanan '^SHP-DYP
koalisyonunun ömrü bitti" de-
ğerlendirmelerine karşın,
SHP'liler "koalisyonun maddi
temellerinin hala sürdüğü" gö-
riişünü savunuyor. SHP Genel
Sekreteri Halil Çulhaoğlu'na
göre DYP'den gelen koalisyon
clcştinlen. "partiiçi çekişmele-
rin yansması."
DYP Meclıs grubunda bazı
milletvekillerinin özellikle Gü-
neydoğu'da tırmanan terör
olaylannın önlenmesi konu-
sundaki yaklaşım farklılıklan
nedeniyle koalisyon ortağı
SHP'p eleştirmelerinin ardın-
• Çulhaoğlu. DYP
içindeki koalisyona
yönelik eleştirilerin
partiiçi çekişmelerden
kaynaklandığnı
söyleyerek, "Ülke
yaranna görülmediği
takdirde koalisyonda
ısrarlı olunmaz" dedi.
dan, DYP Genel Başkan Yar-
dıması Yaşar Topçu ve Cavit
Çağlar'ın bu konudakı demeç-
leri, gündeme koalisyon tartış-
masını soktu. Koalisyon hükü-
metinin iki eskı bakanı Topçu
ve Çağlar'ın, "Koalisyonun öm-
rü bitti. Arrık SHP'yi tasımak
zorunda değiliz" biçimindekı
açıklamalan üzerine "koalisyo-
nun geleceği ne olacak" sorusu-
na yanıt aranmaya başlandı.
SHP Genel Sekreteri Halil
Çulhaoğlu, Cumhuriyet'in
koalisyon ortağı DYP'den ge-
len bu değerlendirmelerle ilgili
sorusunu yannlarken. "ülke ya-
rarına görülmediği takdirde
koalisyonda ısrarlı olunmayaca-
ğını" söyledi. Koalisyon ortağı
iki partinin de başına Çiller ve
Karayalçın gibi genç ve yeni li-
derlerin geldiğine dikkat çeken
Çulhaoğlu, DYP'deki değer-
lendirmelerin partuçı çekişme-
lerden kaynaklandığını vurgu-
larken şöyle dedi:
"Bu değerlendirmelerle belki
kendi partileri içindeki çekişme-
lerin getirdiği bir sorunu Tansu
Hanun'm başarısızlığına yönelt-
mek istiyorlar. Böyle bir konuda
da elbette en uygun iislup SHP"-
ye çatarak olacaktır. Ama bizim
için önemli olan ülke yararı.
Eğer o konuda bir tereddüt varsa
elbette koalisyon da her zaman
gözden geçiriİebilir."
Ana muhalefet
ANAP
azınlık
hükümeti
peşinde
OSMAN A Y D O C A N
ANKARA - Doğu ve Güney-
doğu Anadolu bölgelennde tır-
manan terörle birlikte getıril-
mek ıstenen önlemlere bağlı
olarak hükümet içinde başgös-
teren sıkjntılar karşısında.
ANAP >eni polıııkalar ortaya
koyuyor "D\ P ile koalisyon en
son seçenek" \e "DYP azınlık
hükümetine destek veririz" gö-
rüşlenni açıkça dile getıren
ANAP yöneticileri. Başbakan
Tansu ÇUIerı SHP ile aynlma
noktasına getırme\e zorluyor-
iar
"Buimkiler Tansu Çiller'i
tahrik ediyor" diyen bir AN *\P
milletvekili. "DYP'ye "SHP ile
olmuyor" mesajı \eriliyor. Baş-
bakan ve kurmaylan bu mesajı
alırlarsa. çok ağır bir anti-terör
yasası ya da sıkıyönetün talebiy-
le SHP'ye gidebilir ve 'Ya evet
deyin ya da koalisyonu bozalım'
diyebiİirler" dedi." SHP ile or-
taklıkıan rahatsız olan çok sa-
yıda DYP milletvekılınin de
AN AP'a resmi olmayan koalis-
yon önerileri götürmeyi sürdür-
dükleri bildirildi.
Güneydoğu kozu
AN<\P yöneıicilen larafın-
dan. Yılmaz'ın sürekli olarak
"Meclise PKK vanlılannı sok-
mak" ve devletin terörle müca-
delesine sekte vurmakla suç-
ladığı SHP'yi hükümetten ayı-
rmaya, DYP"yi ise azınlık hü-
kümeti kurmaya zoriamak için
yeni yaklaşımlar açıklanıyor.
Yılmaz'ın milletvekilleriyle ön-
cekı gün 10 saat süren top-
lantısında, parti yöneücilen ta-
rafından ANAP'ın DYP ile ko-
alisyona gırmesinin son seçe-
nek olarak düşünülmesi gerek-
tiği görüşü dile getinldı. Terö-
rün engellenmesinin zorunlu ol-
duğu, ancak bunun azınlık hü-
kümeti kuracak olan DYP'ye
dışardan destek verilerek sağla-
nabıleceği belirtılerek. "Bunun
için SHP'nin hükümette
buluıunaması gerekiyor" görü-
^ü ifade edildı. Aşık, görüşlen-
ntn ANAP"m hükümetin ortağı
olmama görüşünde olduğunu
belirtü.
SHP:Halka _
potansiyelterörist
gözüyk baMamaz
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) -12 Eylül dönemıni tasfı-
ye etmek iddiası ve geniş bir
demokratikleşme programı ile
yola çıkan koalisyon hüküme-
ti; SHP'nin. DYP grubunun
eğjlimlerini dengeleyememesi
üzerine. "teröre karşı önlem"
gerekçesiyle. antidemokratik
düzenlemeleri gündeme getir-
di.
SHP'li hükümet üyeleri. bu
konudaki sessizliklerini
sürdürürlerken. parti yöneti-
mi. Terörle Mücadele Yasasf-
nda değişiklık öngören taslak-
ta, "terör suçlan"nın kap-
samını genişleten bazı madde-
lere endişeyle bakıyor. Taslak-
ta, sübjektif tanımlara yer ve-
rilmesinin, ciddi sorunlar ya-
ratacağı ve yöre halkını potan-
siyel terörist gibi gören yak-
laşımın kabul edilemeyeceği
görüşünde olan SHP, teklif
edilen düzenlemede terör suçu
sayılan kepenk indirme, kon-
tak açmama gibi fıilleri de bu
çerçevede değerlendiriyor.
SHP, bu amaçla Genel Baş-
kan Murat Karayalçın baş-
kanhğında bir komisyon oluş-
turarak. terör taslağını incele-
meye aldı. Komisyonda, Ada-
let Bakanı Seyfi Oktay, Çalı-
şma ve Sosyal Güvenlik Ba-
kanı Mehmet Moğultay ile in-
san haklanndan sorumlu
Devlet Bakanı Mehmet Kah-
raman yer alıyor.
SHP' . Genel Başkan
Yardımcısı önay Alpago. ko-
alisyon ortaklan DYP ile ara-
lannda ciddi knz yaratan yasa
taslağını Cumhuriyet'e değer-
lendirirken, terörle mücadele-
de askeri yapünmlara karşı ol-
madıklannı, ancak terörle
mücadelede başanya ulaşma-
da en önemli yolun. bölgede
yaşayan ve terörist olmayan
yöre halkının devletin yanına
çekilmesi olduğunu belirtti.
Alpago. terör taslağı ile ilgiu
şu görüşleri dile getirdi:
"Dünyanm her yerinde te-
rörle mücadele edOirken, sivil
halk, teröristlere itilerek değil.
devletin yanına çekilerek sonuç
alınmıştır. O nedenle burada
dikkatli ounak gerektiğine
inanıyoruz.
O bakundan, yeni lasannın
bazı maddelerinde teröristie
halk ayrımının zor olacağı dü-
şüncesiyle, bazı maddelerde du-
yaıiılık gösteriyonız. Bunlann
karsılıkh görüşülmesi >e bir
mutabakat sağlanması arzu-
sundayız."
Alpago, bölge halkını terö-
nst gibi görmemek gerektiğini
ve bu temel çerçevenin tüm si-
yasi partilerin kaülması gere-
ken temel nokta ohnasını be-
lirterek, taslakla ilgili endişele-
rini somut bir örnekle şöyle
anlatü:
"Taslakta terör suçlusu sayı-
lırken, Her kım. bir terör
örgütünü desteklemek ama-
cıyla toplum hayatını etkile-
yen kepenk kapatma. kontak
açmama, boykot, grev, lokavt
veya benzeri hareketlere
katıhrsa 1 yıldan 3 yıla kadar
hapis cezası ile cezalandınhr
ve 6 aya kadar meslek ve sa-
natının tatiline karar verilir"
hükmünde yer alan 'veya ben-
zeri' sözcüğü, sübjektif bir
tanondır ve yoruma açıktır.
Üstelik de ceza hukukunun ev-
rensel kuralı olan, 'kanunsuz
suç ve ceza olmaz' tanunına
uymamaktadır.
Oysa ki ne sayılıyorsa, -o sa-
ydanlarda anlasıp anlaştnamak
da ayn bir konu ama- bunun
adı konmalıdır. Hiç de terör
amacı taşımayan davranışlar,
bu sözcükle insanlan üzebiür ve
halkı karşımıza alabilir. SHP
olarak tsrarmuz şudun
Elbette terörle mücadele
edilmeUdir. Ama, terörle müca-
dele ediyonız diye günahsız in-
sanlan. teröre kanşmamış in-
sanlan. böyle bir amaç taşıma-
yan insanlan da terör suçlusu
gibi görmemek gerektiğine
inanıyorum. Bu çok temel gö-
rüşümüzdür. İnsan haklannm
esası budur. Terörle mücadele-
de, teröre bulaşmamtş, hatta te-
röre isyan eden insanlan devlet,
sevgiyİe yanına çekerek, onları
karşısına almadan başanya
ulaşabilir. Başka başarı şansı
voktur."
TERÖRLE MÜCADELE YASASI
SHP endişeli
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Koalisyon ortaklan
DYP ile SHP'nin üzerinde uz-
laşmaya çahştıklan Terörle
Mücadele Yasası'nda öngörü-
len değişiklikler, terör suçu
sayısını arttınrken, Devlet
Güvenlik Mahkemeleri'nin
görev alanım da genişletiyor.
Kepenk indirme ve kontak
kapatma gibi fiilleri de "terör
suçu" kapsamma alan taslak-
ta. terör örgütüne yataklık
edenlerin "terörist" olarak
yargılanmalan öngörülüyor.
SHP'nin değiştirilmesini ya
da taslaktan çıkanlmasını iste-
diği bazı düzenlemeler şunlar:
- Terör örgütüne mensup
olmasa dahi örgüt adına veya
örgüt adını kullanarak suç
işleyenler veya örgüt mensup-
lanna yardım veya yataklık
edenler de terör suçlusu sayılır
ve örgüt mensuplan gibi ceza-
landınhr.
- Her kim. bir terör örgütü-
nü desteklemek amacıyla top-
lum hayatını etkileyen kepenk
kapatma. kontak açmama.
boykot, grev, lokavt veya ben-
zeri hareketlere katılırsa 1 yıl-
dan 3 yıla kadar hapis cezası
ile cezalandınhr ve 6 aya ka-
dar meslek ve sanaünın tatili-
ne karar veriUr.- Gazete. der-
gi. broşür. kitap. bildiri, be-
yanname, el ve duvar ilanlan
ve benzerlerinin basımını ya-
pan matbaa ve basımevlerinin
sahip veya sorumlulan. basıh
eserin asılması, dağıtılmaşı,
satılması veya satışa arzedil- •
mesinden önce, iki nüshasını
mesai saatlerine bakı-
lmaksızın. bulunduğu yerin
mülki idare amirliğine vermek
zorundadırlar.
- Terörle mücadele konu-
sunda görevlendirilmiş perso-
nelden bu görevlerinin ifası sı-
rasında veya ifasından doğan
hallerde suç işledikleri iddia
edilenlerin, kanunlann suçu
tespıt eden asü maddesinde
üst smın 5 yılı geçmeyen hürri-
yeti bağlayıa bir ceza ile yahut
yalnız veya birlikte olarak
para cezası ile cezalandırdığı
veya müsadereyi yahut bir
meslek ya da sanatın yapı-
lmasını veyahut bucezalardan
birini veya birkaçını gerekti-
ren fıilleri hakkında takibat
yapılmaz. Mahkumiyet hü-
kümleri neticeleri ile birlikte 5
yıldan fazla hürriyeti bağlayıa
cezaya mahkum edilenlerin
cezalanrun 5 yıh ve para ceza-
lannın tamamı affedilmiştir.