Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ŞAYFâL CUMHURİYET 31 EKİM1993PAZAR
10 PAZAR KONUKLARI
Doktorkendidenfinederman butennyor!SUNUŞ: Sağlık hizmet lerindekieksiklik, başta
hekimler olmak üzere sağlıkpersonelinin aldığı
ücretlerin düşüklüğü, tutulannöbetlerinparalarının
ya ödenmemesiya da çok düşük rakamlar olarak
ödenmesi, sağlıkpersonelisayısınınyetersizliği
yıllardır Türkiye nin kanayan en önemliyaralarından çapında bir dizi eylem düzenledi.
biri. Türk Tabipleri Birliğibuyıl, sağlık Sağlık sektörünün sorunları, sağlıkpersonelinin
personelinin sorunlarına çözüm getirmek veyine eylemleri konusunda Sağlık Bakanı Rıfat Serdaroğlu
sağlıkpersonelinin durumunu iyileştirecek ve İstanbul Tabip Odası Başkanı Doç. Dr. Zeki
biryasa çıkarılabilmesiamacıylayurt Karagülle ilekonuştuk.
Söyleşi Leyla Tavşanoğlu Konuklar Rıfat Serdaroğlu Sağlık Bakanı Zeki Karagülle istanbul Tabip Odası Başkanı
Ka^agüBe: Saygmhğmnz kahnadıekimin topluma ve bireye
karp sorumhdukları nelerdir?
KARAGÜLLE - Bizimki.
üp biliminin oluşturduğu bilgi
birikirnini, teknolojiyi ve de-
neyimi insan sağhğı için ve
toplum yaranna kullanan bir
meslek. Sağlıklı olmayı en temel insan
haklanndan birisi olarak kabul ettiğimiz
için bunu, bütün sosyal devletler vatan-
daşlan için temel bir hak olarak kabul
ediyorlar ve bunun için de örgün bir hiz-
metler bütünlüğû oluşturuyorlar. Buna
sağlık hizmetleri örgüüenrnesi diyoruz.
Hekim, bu sağlık hizmetleri örgütlenme-
si içinde tıp biliminin gereklerini, belki de
ekip başı olarak kullanan bir meslek gnı-
bunu oluşturuyor.
Burada şu vurguyu da yapmakta yarar
var Artık çağımızda sağhk hizmetleri bir
ekip hizmeti olduğu için bu ekip hizmeti
içerisine sağhk çahşanlannı da mutlaka
almamız gerekiyor. Tabii ki hekim bura-
da merkezi bir rol oynuyor, ama diğer
sağhk çahşanlanyla uyumlu bir şekilde
ve onlarla birlikte olmadıkça iyi bir
sağhk hizmetini yürütmek günümüzde
artık mümkün değil. Bu, birinci basa-
makta da, temel sağhk hızmetlerinde de.
hastane hizmetlerinde de, rehabihtasyon
hizmetlerinde de böyle.
- Türkiye'de biMğümz bir şey rar. O da
sağhk personelinin azhğt. Bu durum sağhk
hizmetlerini nasıl etkiüyor?
KARAGÜLLE - Sağhk çahşanlan-
ndan, başta hemşiresi, hastabakıcısı,
tıbbi sekreteri, fızyoterapisti gibi ek hiz-
mette yardımcı olan personeli kaştediyo-
ruz. Bunlar ülkemizde yetersiz. Özellikle
hemşire, sağlık teknisyeni sayısı yetersiz.
Dolayısıyla ekip halinde çahşma anla-
yışı, ya da gerekliliği yeterh bıçimde yeri-
ne getirilemiyor. Ama genellıkle hasta,
ya da halk düzeyinde ele aldığımızda,
halk doğrudan hekimi karşısında buldu-
ğu için herhangi bir sağhk hizmeti aksa-
masında birincil düzeyde sorumlu he-
kimmiş gibi bir anlayış içine giriyor. Bu,
ne yazık ki siyasilerimizde de vardır. San-
ki bir yerdeki sağhk hizmetini götürmek
için oraya sadece hekim atarsanız her şey
bitecekmiş gibi bir anlayış bulunmak-
tadır. Örneğin bu, zorunlu hizmete de
yansımıştır. Dört duvar yapılrruşur. Adı-
na sağhk ocağı denmiştir. Oraya bir he-
kim gönderilmiş ve ondan sağhk hizmeti
beklenmiştir. Olay tamamen hekimin öz-
verisine bırakılmıştır.
Hep özveri, hep özveri
Ashnda belki biraz hekımlerden yana
konuşmak olacak, ama özveri ve in-
sancıllık anlamında gerçekten hekimle-
rin ayn bir yeri var. Başka mesleklerin de
büyûk özveriyle yürütüldüğünü biliyo-
ruz, ama hekimlik insanla direkt ilişkili
bir meslek olduğu için buradaki özveri
doğrudan insan sağhğı ve yaşamına yö-
nelik. O yüzden hata, yetersizhk, eksiklik
kabul etmeyen bir özveri göstermeniz ge-
rekiyor. Biz son yıllarda artan bir şekilde,
"Hekimlerin artık bu yönüne hitap edfle-
mez hak gefaniştir. Hekimlere o kadar çok
yüklenilmiştir ki onların bu insancıUtğı,
özveriyle çahsmalan ve idealizmleri bö-
vük ötçnde zedelenmiştir. ÖzeiUkle kamu-
da çaltşan hekimkrin bu özellikleri zede-
fenmiştir," diyoruz. Artık meslektaş-
lanmız diyorlar ki: "Yitirecek bir şeyimiz
kalmadı. Nitdikli, saygın hekimlik onuru-
muzu yitire yitire buranuza kadar geldi."
Nitekim eylemlerimizin hekimlerimi-
zin hemen hemen yüzde 99'undan kabul
ve katıhm görmeleri de bunun bir göster-
gesi. Belki de hekim tarihinde ilk kez bu
kadar yoğun bir katıhm oluyor. Arük
meslek o kadar erozyona uğradı ki bir şe-
kilde ayağa kalkrp onu korumamız ve
belki de yitirdiklerimizi yeniden kazan-
mamız gerekiyor. Son yaşanan eylemle-
rin yaygmhğının altında yatan temel ne-
denlerden biri bu.
- Bir de eleştiriler var. "Bu yapılan ey-
kmier tıbbi deontolojiye aykındar. He-
Idm-hasta iüşkisi var. Hekimin bir de top-
hıma karp olan sorumathığu var. Bu tür
bir eykme girmek çehşki yarattntyor
muV demyor.
'Eylemlerde önlemimizi aldık'
KARAGÜLLE - Hekimlik mesleğinin
Hipokrat'tan bu yana birtakım ahlaki
değerler bütünlüğû var. Tıbbi deontoloji,
ya da tıbbi etik diyoruz. Demin dediğim
değerler çerçevesinde bu hekim-hekim
ilişkisıru, hekim-hasta Uişkisini düzenle-
yen bir değerler bütünü. Bu. üp bilimi ve
teknolojisi geliştikçe yeniden oluşan, sor-
gulanan. eskiyen, yeni kurallar eklenen
bir bilim dah günûmüzde. Gerçekten
sağhk alanında grev, ya da iş bırakma ol-
gusu bu anlamda tartışılıyor. Ve bu tartı-
şmalar henüz sonlanmış değil. Çünkü so-
nuçta sız hekim olarak her koşulda sağlık
hizmeti sunmak. üretmekle yükümlüsü-
nüz. Ama bir gün geliyor, "Hayır ben
çalısmayacağım," diyorsunuz. Burada
dikkat ederseniz Türk Tabipleri Birliği"-
nin, yani bizhn yaptığımız uyan eylemle-
rinde bunu kollayıcı, koruyucu birtakım
önlemler aldık.
Artık meslek o kadar erozyona uğradı ki bir
şekilde ayağa kalkıp onu korumamız ve belki de
yitirdiklerimizi yeniden kazanmamız gerekiyor.
Son yaşanan eylemlerin yaygınlığının altında
yatan temel nedenlerden en önemlisi bu.
Dedik ki: "öncelikle acil hastalara ge-
rekli tıbbi bakım yapılacak. Daha sonra
yaşh. çocuk ve hamilelere acil olsun, ya
da olmasın gerekli tıbbi bakım sağlana-
cak. Bütün kanserli olgulann tedavileri
için ne gerekiyorsa sürdürülecek. Servis-
te halen yatmakta olan hastalann bütün
bakımlan yapılacak. " Burada tamamıy-
la übbi kriterler rol oynayacak. Özellikle
acil hastalann değerlendirilmesi o servıs-
teki, o bölümdekı tıbbi ekibin verdiği ka-
rara göre yapılacak. Örneğin siz bir has-
taya rino-plasti dediğimiz burun estetik
ameliyatı için randevu verdiniz. Bu acil
bir olay değil. Ama bu, hastayla olan iliş-
kinizi, güveninizi bir şekilde sarsacaksa
söz konusu ubbi kurul buna karar verirse
o ameliyat da yapılabilir. Ama esas temel
aldığımız kriter, aciüyettir. Çünkü bura-
da beklemek hastanın yaşamına kadar
mal olabilecek birtakım yan sonuçlara
yol açacaktır.
- Bu tür eylemlerin siyasi katlara ulaşıp
KSgetireceği ve ciddi sonuçlar alabikceği-
nize inanıyor musunuz?
KARAGÜLLE - Bu eylemlerin buraya
lamayacak. Uzun vadedeki hedeflerimiz
de bunlar. Bize danışılmadan, bizsiz, bi-
zim katıhnadığımız mekanizmalar, yön-
temler ve süreçlerle sağlık alanında bir
iyileştirmenin olamayacağını herkese du-
yurmak istıyoruz.
Niteükli hekim!
- Peki, kağtt üzerinde bulunan yasalar
günlûk hayata nasılyanstyacak sizce? Po-
liklinik yapan hekim sabahtan akşama
kadar 100 hasta bakmaktan kurtuİabik-
cek mi?
KARAGÜLLE - YıUardır uğ-
raştığjmız bir soruna değindiniz. Bundan
kurtulmanın yolunun bu tür bir anlayı-
ştan geçtiğini düşünüyoruz.
Burada şunu söylemek lazım: Öncelik-
le bizde bir eksiklik var. Biz hekim olarak
ayağa kalkıp. "Ben, nitelikli bekinılik
yapmak istiyorum. Ama bu, poliklinikte
günde yüz hasta bakmakla mümkün de-
ğil," dememiz gerek.
ıkincisi... Bize bu kadar hasta başvu-
ruyor. Biz onlara bir şekilde sağhk hiz-
ğer veriyorsaruz nitelikli hekim yetiştir-
meniz lazım. O zaman üp fakülteleri. ba-
kanük, tabip örgütleri birlikte oturup,
"Biz nasıl hekim yetiştirmek istiyonız,"
konusunu konuşmamız lazım.
Bugün öyle bir noktaya geldik ki, ko-
nuştuğumuzda, tartıştığımızda, biraraya
geldiğımizde ortak noktalara varabihyo-
ruz. Ama bunlann mekanizmalan eksik.
Yani biz tarüşıyoruz, ama karan bir baş-
kası, DPT. YOK veriyor. Tıp fakülteleri
bile veremıyor.
Bu hazırlanan paket içinde zorunlu
hizmeün kaldınlması da var.
- Bir de nöbet tutma olayı var. Hekim
hastanede bütün gün çahştıktan sonra bir
de gece sabaha kadar nöbet tutuyor. Bu-
nun karşıhğında da eline geçen para 125
bin Bra olduğu söyleniyor. Buna kim karar
veriyor?
Nöbet başına 125 bin lira
KARAGÜLLE - Buna da Sağhk ve
Maliye Bakanlıklan karar veriyor. Bu,
bir yıldır 125 bin lira. Daha önce nöbet
başına hekime 16 bin lira ödenirdi. İstan-
bul Tabip Odası olarak 1988'de bakanh-
ğa dava açük. Nöbetin fazla mesai oldu-
ğunu ve ona göre ücreüenmesı gerekti-
ğıru bildirdik. Ama ne yazık kı o davayı
kaybettik. Yani mahkemeler, hekimlerin
fazla çalışüğını kabul eünediler. Biz mü-
cadeleye devam etük ve 1992 bütçesine
nöbetin aynca ücretlendirilmesini soka-
bildik. Daha sonra da bunu başhekimle-
re, mutemetlere kabul ettirmeye ça-
Sağhk
personeli
sıkıntı içinde.
Doktorumuzu,
hemşiremizi
mutluetmek
zorundayız.
Serdaroğlu: Para
reçetesiyolda
Acil hastalara bakmak zorundayız
^Öncelikle acil hastalara gerekli tıbbi bakım yapılacak. Daha sonra yaşlı,
çocuk ve hamilelere acil olsun, ya da olmasın gerekli tıbbi
bakım sağlanacak. Bütün kanserli olgulann tedavileri sürdürülecek^
denk gelmesinin nedeni, özelhkle tem-
muz ayından bu yana bütün sağlık çah-
şanlannın yürüttüğü eylemler sonucun-
da Sağlık Bakanhğı'nın artık birtakım
iyileştirmeleri yapmayı kabul etmesidir.
Ağustostan bu yana. ilkine benim de
katıldığım bir dizi görüşme yapıldı. Bu
görüşmeler Sağhk Bakanhgı ile Türk Ta-
bipleri Birliği arasında oldu. Türk Tabip-
leri Birliği hem sağhk hizmetlerinin iyileş-
tirihnesi, hem hekimlerin özlük sorun-
lannın çözümü, hem de ekonomik du-
rumlannın düzelühnesine yönelik bir pa-
ket sundu.
Bakanhk, şu anda hükümetin günde-
mine gelen üç tane taslak hazırîadı. Bizim
hazırladığımız geniş öneri pakeü içinde
bunlar çok kısıth iyileştirmeler. Ama biz
her koşulda hiç olmazsa bir adım olarak
o iyileştirmelerin yapıhnasını istiyonız.
Şimdi bu taslaklann Bakanlar Kurulu'-
ndan geçip Meclis'e verihnesi gerekiyor.
Mechs'ten geçtikten sonra da yasa ola-
rak bir iyileştirme gündeme gelecek.
Biz eylem fetişizmi içinde değiliz. So-
mut bir şey bize verilsin. biz bunu elimiz-
de tutahm ve "Tamam bir şey ekte ettik,"
diyelim istiyonız. Bizim açırruzdan bunu
elde eünek önemli. Çünkü daha sonraki
süreçte sağlık hizmetlerinin örgütlenme-
sinden tutun bir dizi sorunda artık he-
kimler ve örgütleri, taraf obnanın dışında
bunu üreten mekanizmalar içinde olmayı
amaçlayacaklar bundan sonra. Yani
arük Türk Tabipleri Birliğine rağmen
bir sağhk reformu haarlanmayacak. Ya
da hekimlere rağmen sağhk idaresi yapı-
meti vereceğiz. Ama acaba hastanelerde
bu kadar yığıhna neden oluyor? Burada
sağhk hizmetlerinin örgütlenmesine gele-
ceğiz. Hastane hizmetleri ikinci basamak
hizmettir. Güçlü bir birinci basamak hiz-
meti örgütlerseniz sağhk sorunlannın
yüzde doksanını orada halledersiniz;
yüzde 10'u hastanelere gelir. Demek ki
olay sağhk örgütlenmesine kadar gidi-
yor. O zaman Türkiye'de nasıl bir çağ-
daş, ulusal sağhk sistemi kurmamız ge-
rektiğini tartışmamız lazım.
Katdımcı olmak şart
Bu eylemler sorrucunda clde ettiğimiz
kazanım daha sonraki mücadelelerimiz-
de bize güç verecek. Tabii ki bu kısmi ka-
zanrmlan elde etmekle her şey bitmiş ol-
mayacaktır.
Bu birikimi biz ileriye de taşıyarak bü-
tün sağlık sorunlannın çözümünde daha
iyi konumlara geleceğiz. Örneğin bir
meslektaşım bana sormuşty. "Biz bepta-
lep eden durumdayız. Bizim dışunızda bir-
takım insanlardan bir şeyler istiyonız."
Tabii bu bir aşama. Once isteyeceksi-
niz ki versinler. Ama biz arük isteme
noktasından olaylann içinde olma nok-
tasına gelmek istiyonız. Örneğin hasta-
ne, sağhk idaresinde de bu böyle. Hekim-
lik eğitimi karar süreçleri içinde biz ol-
saydık şu anda yaşanan üp fakültesi enf-
lasyonu. hekim enflasyonu, gjzli hekim-
lik işsizliği gjbi sorunlar yaşanmayacaktı.
Ama bizim dışımızda birtakım insanlar
karar veriyorlar. Siz halkın sağlığına de-
lışmakla uğraştık. Bırdönem İstanbul'da
önce tıp fakülteleri. devlet hastaneleri di-
rendi. Çalışmalanmız sonucunda 1993
bütçesine "fakûlteier de" ibareyle girdi.
Işte ondan sonra üp fakülteleri nöbet üc-
reti ödemeye başladılar.
Bunda da gün sınırlaması var. Sekiz
güne kadar olan nöbetler ücreüendirili-
yor, daha fazlasına para verilmiyor.
- Bir doktor ayda kaç nöbet tutar?
KAR\GÜLLE - Kliniğine göre deği-
şir. Çocuk kliniğjnde bu, 10-12'yeçıkabi-
liyor. Cerrahi khniklerde 8'i aşıyor. Seki-
zın üzerine çıkınca hekim bütçeye getiri-
len maddeyle izin kullanabihyor. Fakat
bu da genellikle fıilen işlemiyor. Biz şim-
di. bütün binmlerde çahşan arkadaşlar-
dan kullanmadıklan bütün nöbet izinle-
rini saptamalannı istiyonız. Dava aça-
cak ve onlann ücretini talep edeceğiz.
Ülkemizde ve Batı ülkelerinde sağhk
hizmetkrine gayri safi müh' hasıladan
ayrılan pay ne kadar?
KARAGÜLLE - ABD'de yüzde 12.8.
Dünyada bu kadar pay ayıran başka
ülke yok. Bizimki yüzde 1.5. ABD'yi,
yüzde 11 'le İsveç izhyor. Ama sağhk gös-
tergelerinde İsveç ABD'yi geçmiş. Sağlık
göstergelerinde, ilk on sıralamasında
ABD alt sıralarda. Bu da özelleştirmeden
kaynaklanıyor. İsveç'te sağhk hizmetleri
yüzde 98 kamu sektöründe. Bir tsveçli
doktor özel çahşmayı bilmiyor. Sağhk
hizmetleri özelleştiımeyi kaldırmıyor..
Çünkü pahalı bir hizmet haline geliyor.
ABD'de kişi başına düşen sağhk harca-
ması 2.700 dolar, bizde 50 dolar.
ağhk personeli çeşith' sorunlan
nedeniyle bir süredir arahkh
eylemler yapıyor. Sağbk hiz-
metlerinde sorunlar öteden be-
ri yaşanıyor. Böyksine yerk-
şik duruma gekn sorunlar
sizce nasıl çözükbiar?
SERDAROĞLU- Sağlık hizmeti,
özelhğj olan bir hizmettir. Öncelikle bir
ekip hizmetidir. Bu ekibin içinde hekim,
hemşire, ebe, şağhk memuru, destek per-
soneli vardır. İyi bir hizmet için de bu eki-
bin her elemanı vazgeçilmez kişidir.
Sağlık hizmeti aynca teknolojiyledes-
teklenmesi gereken bir hizmettir. Ülke
koşullanna uygun teknolojinin yani sıra
hızla gelişen übbi teknolojinin olanak-
lanndan da yararlandınhnası gereken bir
hizmettir.
Üçüncü olarak da sağhk hizmeti, hiz-
metin verildiği sırur açısından da özelhği
olan bir hizmettir. Çünkü bireyler ya
sağhklannı korumak, ya da en zayıf an-
lannda. yani hastalandıklannda bu hiz-
meti almak için başvururlar. Bu dunım-
da sağhk planlamacılan, yöneticîleri ve
bu hizmeti verenler çok
karmaşık ve önemh bir
sorunla karşı karşıya
kahrlar.
-Ama sorunu en ağır
yaşayan herhalde sağhk
personeli...
SERDAROĞLU-
Hizmeti veren sağhk per-
soneli bireyle doğrudan
karşılaşüğından bu soru-
nu daha ağır yaşar. Bu
nedenlerle de daha iyi
sağhk hizmeti sunabil-
mek için iyi bir altyapıya
sahip olmak gerekir. Bu
altyapı, iyi bir bina, uy-
gun çağdaş teknoloji ve personeli yeterli
bir sağhk ekibidir.
-Bir de sağhk personehnin özlük haklan
sorunu var...
SERDAROĞLU- Evet. Bütün bun-
lann yamnda özlük haklannda da gerile-
me söz konusu olduğunda sağhk perso-
nelinin bazı sıkınülar yaşadığı bilinen bir
gerçektir. Bugün. sayısal olarak bazı
branşlar dışında hekim sıkınüsı olma-
makla birlikte ekibin diğer üyelerinin
eksikliği söz konusudur. Örneğin tüm
gayretlere rağmen ülkemizde hemşire
sayısı, bazı özel meslek gruplan (fızyote-
rapist gibi) sayısı çok yetersızdir.
Kaynak yetersizliği nedeniyle teçhizat
yaünmı da istenilen düzeyde değildir.
Ancak, bu sorunlar son yıllarda dürüstçe
gündeme geürilmiş ve çözüm yollan
aranmaya başlanmışür. Öraeğin genel
bütçede sağhğa aynlan pay geçen yıl
daha önceki yıllara oranla artmışür.
1994 yıh bütçesinde sağhğa aynlan pay
yüzde 5.1 olarak belirlenmiştir. Aynca
fon gehrlerinden de bölgelerarası eşitsiz-
likler göz önüne ahnarak özeUikle teçhi-
zat yaünmı planlanmışür.
Sağlıkta reform
Sağhk bütçesinin kaçta kaçuu personel
ücretlerine yapılan ödemeler ohışturuyor?
SERDAROĞLU- Sağhğa aynlan büt-
çenin yüzde 70 ve hatta yüzde 80'ini
sağhk personeli ücretlerinin oluşturması,
bu payın iyi bir üp ortamı için yeterh ola-
mayacağı biçiminde düşünülebilir. Hü-
kümetimiz bu konuda duyarhdır ve
sağhğı bir öncelik ohrak görüp çahşma-
lanm sürdürmektedir. Bu sorunlar
yumağını daha radikal bir yaklaşımla
sağlıkta reform yaparak çözebihriz. Bil-
diğiniz gibi bu amaçla bakanlığımızda
bir çahşma yürütülmektedir Bu çahşma
içinde yönetici kapasitelerini gehştirmek.
sağhk kurumlannın daha özerk, daha
kendini yönetebilen birimler haline gel-
meleri gıbı İMİeştirmeler söz konusudur.
- Sağhk bütçesinin kaçta kaçuupersonel
ücretkrine yapılan ödemeler ohışturuyor?
sizh'ği, yardıma personeh'n azhğından,
eksikhğinden yakuuyorlar. Bu alanlarda-
ki sorunlar nasıl çözükbiHr?
SERDAROĞLU- Sağhk ekibinın tam
olmaması durumunda hizmeün iyi ola-
mayacağıru daha önce belirtmişüm. Di-
ğer personelin eksikliği durumunda heki-
min tek başına başanh bir hizmet vere-
meyeceği görüşüne kaühyorum. Ancak
ülkemizde beş yıhk kalkınma planlan-
nda hep dile getirilmiş, ama uygulamaya
konuhnamış konulardan birisi de budur.
Hekim, sağhk hizmetini tek başına ve-
ren personel gibi algılanmış ve özellikle
ebe, hemşire yetiştirümesi konusu gayet
ağır yürümüştür. Son yıllarda diğer
sağhk personeli konusunda birartma söz
konusudur. Önemli olan, nılelığı düşür-
meden sayıyı artürabilmektir. Bu yönde
çalışmalanmız vardır.
saygıyla
karşıhyoruz.
Sağhk -
personehnin
gecikmiş
alacaklannı
vereceğiz.
Hemşire eğitimi
Örneğin, liseye temellen-
dirihniş, hemşire eğiümi
veren kurumlan geliştirme
çalışmalanmız bulunmak-
tadır. Bılındiğı gibi insan
gücü planlaması. uzun va-
deh ve sonucu en az 6-7
yılda alınan bir planlama
türüdür. Bu nedenle olum-
lu adımlar atmakla birlikte
sonucu almakta hep birhk-
te daha sabırh olmamız ve
bu dönemde yanhş adım
atmamız gerekir.
- Sigorta hastanekrinde çahşan hekim-
lerin ehne enfazla 7-9 nülyon lira geçtiği,
kendikrine gece nöbetkri başına da 125
bin lira ödendiği behrtih'yor. Sizce böyksi-
ne özverih' bir çahşma karşıhğında ödenen
bu ücretler yeterh' mi? Bakanbğın ücret
poh'tikası nasıl obnah?
SERDAROĞLU- Elbette yeterli değil.
Baştan beri sağlık personelinin özverih'
çahşmalanyla yürüyen bir sistemden sö-
zettik. Ancak bu özveri, özlük haklanyla
paralel değilse mutsuz bir personelle
karşılaşmak kaçınılmazdır. Bakanlığımı-
zda dört aydan bu yana konunun diğer
taraflan, örneğin Türk Tabipleri BirliğT-
nin de kaührruyla çalışmalar yürütühnüş
ve özlük haklanyla ilgili konulann pek
çoğunda mutabakata vanbruşur.
Sıkıtıntılar bitecek
Bakanlığımız sadece doktorlann değil,
tüm sağhk personehnin çahşma koşul-
lannı ve özlük haklannı iyileştirici çah-
şmalanna, bu eylemler dolayısıyla değil,
personelimizin sıkınülannı gjdermek için
bundan sonra da devam edecektir.
-Bu eykmde iki taraf var. Biri sağhk
personeli, diğeri de hastalar. Sağhk perso-
nehnin görevi hastalara bakmak. Onlan
bu eykmi yapma durumunagetirerek aym
zamanda bir ikilem yaşatmak sizce nasıl
değerkndirikbiur?
SERDAROĞLU- Şunu söylemek isü-
yorum: Biz bu çahşmalanmıza eylemler-
den çok önce başladık. Onlann yaşadık-
lan sıkınüyı da biliyoruz. Bu sıkınüyı gi-
dermeye yönehk çalışmalanmız sürerken
başvurduklan demokratik hak arayı-
şlannı da saygıyla karşıhyoruz. Biz,
sağlık personeÜnin gecikmiş hakkını tes-
lim edeceğiz. Reçete yolda.