Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET
DÜNYADA GEÇENHAFTA
4 OCAK1993 PAZARTESİ
8
Alm 'dan bir ıııiııaremasalı
DfLEK ZAPTÇIOĞLU
BERLİN - Bir varmış bir yokmuş. Avrupa
kıtasının ortasında, Almanya'da bir küçük
kasaba varmış. Bobingen adındaki bu kasabada
yalnız sanşın, mavi gözlü Almanlar değil, kara
kaşh kara gözlü Tûrkler de yaşarmış. Çok
değilmişgerçi sayılan, bin beşyüzkadarmış,
ama kasabanın bütün ahalisi de son sayıma göre
zaten bunun yüz katıymış. Ta Anadolu'nun
ücra köylerinden Almanya'nın Bobingen
kasabasına bu Türkleri bir kimya fabrikası
getirmiş. Akarbantlarda çahşıp ürelime katkıda
bulunmakmış görevlcri.
Bobingenli Almanlar, Türk komşulanyla otuz
yıl huzur içinde yaşamışlar. Ta ki, üç yıl önce bu
kara kaşh kara gözlü insanlann aklına bir tuhaf
mesele takılana kadar.
Türkler üç yıl önce tutturmuşlar bircami
>aptıracağızdiye. Fabrikanınhemenyanı
başında satın aldıklan bir binayı camiye çevirip
orada duamızı edelim demişler. Almanya'da din
özgürlüğü varya, hem cami Müslüman
cemaatin kendi parasıyla yaptmlacak, belediye
Tabii. neden olmasın" demiş. Nede olsa
caminin cami olduğu dışandan bakınca belü
olmayacak diye düşünmüş Almanlar.
Ama yanılmışlar. Türkler "Çilesiz kul.
minaresiz cami olmaz" diyerek binanın bir
köşesine 100 bin mark harcayıp bir de minare
yaptıracaklannı bildırmişler belediyeye.
Mınarenin planlannı da birgüzel mimara
çizdirmışler. Hem Almanlan fazla kızdırmamak
için minareye müezzin çıkıpezan
okumayacağına, ramazanda ışıklı "Hoşgeldin
on bir ayın sultanı" yazılan asılmayacagına,
kimsenin sabah sabah Allahüekber sesiyle
uyandınlmayacağına da söz vermişler.
Ama minarenin hayali bile Bobingenli
Almanlann uykusunu kaçırmaya yetmiş.
Belediyenin imar kurulu alelacele toplamp
"Camiye peki, amma ve lakin minareye asla"
buyurmuş. Kunıl, Bobingen tmar Kanunu'nu
açıpTürklere 34. maddeyi göstermiş. Bu madde,
"Bobingen'deki bütün yapılar kasabanın genel
silüetıne uygun olmahdır" dermiş. Türklerin 25
metreyüksekliğındela minaresi, bu boş
görünümü bozup kasabayı Mekke'ye cevirmez
miymiş? Bobingen Kilisesi'nin çan kulesi bile 23
metre boyundaymış. Kilise kulesi-nasıl
ALMANYA
minareden daha alçak olabilirî Kurul karannı
vermiş: "TürkJerin camiye minare yapurması
yasaktır!"
Ama Türkler dayatmış. Minare meselesi
büyüyüp eyalet hükümetinin kadısına kadar
intikaletmiş. Hükümetkadjsı, Bobingen
belediye başkamna. "Bu yaptığımz ayıptır,
bırakın Türkler minaresini yapürsınlar. Nasıl ki
çan kulesiz kilise olmazsa minaresizcami de
olmaz. Bunu yasaklarsanız laıklik ne güne
kalır" diye buyurmasın mı?
Kadı Türklerden yana çıkınca Bobingen
belediye başkarurun uykulan iyice kaçmış. Ne
yapmalı da Türklerin minaresini baştan
devümeli? Sonunda aklına parlak bir fıkir
gelmiş. Türklerçarşı pazarda pazarlık etmeye
bayılır ya." Ben de onlarla pazarlığa otururum"
diyedüşünmüş ve "Minarenin yüksekliği on beş
metreyi gecmezse olur" demiş. Bu kezTürkler
isyan etmişler. "Binanın kendi boyu zaten on
beş metreye yaklaşıyor, minare en az iki kat
yükseklikte olmaJı ki bir şeye benzesin"
demişler. Başkan itirazetmiş: "Kilisenin kulesi
bile 23 metre!" Tûrkler karşılık vermişlen "Ama
kilise bir tepenin üzerinde, camimiz ise deniz
seviyesinden sekiz metre aşağıda."
Sonunda Bobingen belediye başkanı upuzun
hıerdivenli bir vinç getirmiş. Kilisenin kulesinin
yüksekliğine kadar çıkartmiş merdiveni. ucuna
da kırmızı bir bayrak asmış. Bu yine kasabanın
çeşitli yerlerinde durdurulup ölçümler yapılmış.
Minare o yükseklikte inşa edilırse kulenin
boyunu aşarmı, manzarayı bozar mı diye.
Başkan bir yandan Türklerle pazarlığj
sürdürmüş. Sonunda Türkler 30 metreden 23
metreye inmişler, Başkan Baba 15'ten 17
metreye çıkmış. Arada 6 metre fark kalmış.
Pazarlık yatıncaimarkurulu tekrar toplanmış.
Bu arada belediye başkarurun posta kutusu
öfkeli mektuplarla dolup taşmaya başlarnış.
"Müslümanlara minare yaptırtırsan seni
Arabistan çöllerine sürenz" diyormuş kızgın
Bobingenliler. Elbetteherkesdini inancında
özgürdür, ama..." diyormuş mektuplar,".. .her
şeyin bir anın var!" Ve İmar Kurulu, geçen
hafta nihai karannı vermiş: "Minareye izin
yok!" Türklerin daman tuttu ya, işi gurur
meselesi yapmışlar ve karara yeniden itiraz
etmişler.
Tek Pazarlıazubğı
FERRUHYILMAZ
KOPENHAG - Danımarka yılbaşına,
yi)başında yürürlüğegirecek AT tek
pazanyla ilgili gelişmelerle hazırlandı.
1 ek Pazar'la birhkte AT ülkelerin
sınırlannın kaldınlacak olması
ncdenıyleilkolarak Danimarka"run
Almanya sınınndaki 'gümrük' ve
"sınır" yaalan kaldınldı, gümrük
kapılanndaki gümrük memurlan geri
vckılirken kapılara Gümrük
Müdürlüğü'nün özel kutulan
yerleştirildı. Yurtdışından giriş
yapanlar bundan böyleyanlannda
bulunan gumriiğe tabı mallan, özel bir
beyanname doldurarak gümrük
müdürlüğüne kendilen bildirccekler.
Tabiı ki bu uygulama Danimarkalilar
arasındaalav konusuoldu.
Sansasyona meraklı öğle gazetclerinin
gorüşüne başvurduğu
Danimarkalılar, yanlannda
getirdikleri fazlalıklan, sevmediklen
kişinin isminı yazarak Gümrük
Müdürlüğü'ne bildireceklerini
söylediler. Havaalanı gibi yerlerdeki
sınır kapılannda ise AT ülkelerinden
gelenler için özel geçiş bölümleri
düzenlenecek ve başka bir AT
ülkesinden gelen yolcular normal
pasaport kontrolüne girmeden bu
gcçişlerden gccebilecekler. Başka bir
AT ülkesinden gelmeyen ya da gelse
bile Danimarka'ya vizezorunluluğu
bulunan üçüncü bir ülkenin vatandaşı
olanlann nasıl kontrol edilcceği ise
şımdilik açıklık kazanmadı.
Danimarka polisi de büyük bir
ihtimalle, İsveç polisinin yaptığı gıbi
serbest kapıdan çıkanlan süzerek
DANIMARKA
'beğenmediklerini' bir kenara çekip
pasaport ve vize soracak, bu arada
sanşın Türklerde büyük bir ihtimalle
kendilerine soru sorulmadan
Danimarka'ya giriş-cıkış
yapabilecekler. Yeni yılın ve
dolayısıyla Tek Pazar'ın
Danimarka'ya getırdıği yeniliklerden
biri de, uçak şirketleri arasındaki fiyat
savaşi oldu. Tek Pazar uygulaması.
uçak bileti fivatlannı serbest
bırakıyor. Bu konudaki ılk ginşim
Lufthansa'dan geldi \e Lufthansa
Kopenhag'la Almanya'daki herhangi
bir Kent arasındaki gidiş-dönüş uçak
bileti fıyatmı ilk üç ay için 888 krona (1
milyon 225 bin TL), diğer AT
kentlerinegidiş-dönüş bilet fiyaünı da
1222 krona (1 milyon 685 bin TL)
indirdi. Lufthansa'nın açtığı fiyat
savaşına ilk cevap Iskandınav Hava
Yollan SAS'tan geldi ve SASda
Almanya'ya uçuş fiyatlannı
Lufthansa ile aynı düzeye indırdi.
Hollanda'nın KLM'si ise daha da ileri
giderek, Almanya'ya yapılan
yolculuklan 800 krona gerçekleştirme
sözü verdi. Savaşa diğer
havayollannın da dahil olmalan
bekleniyor. Avrupalı uçak
şirketlerinin iç pazardaki bilet
fiyatlannı ucuzlatması, Amerikan
şirketiylerefcabet amaeınıda uşıyar. -.
ABD'dekı iç hat uçuşlan, Avrupa'ya
göre çok daha ucuz. Yeni fiyatlann
bazı hatlarda giderlerin de altında
olduğu vc savaşın bazı havayollannın
iflasıyla sonuçlanacağı tahmin
ediliyor.
ClintonbeyzboldqfakazandıDış Haberler Servisi - 20 ocakta ABD Başkanlık
koltuğuna oturmaya hazırlanan Bill Clinton zorlu
görevi öncesinde son tatilini Güney Carolina'da
geçiriyor. Sabahlan eşi Hillary ile birlikte bisikletle tur
atan Clinton, öğleden sonra da kumsalda eğleniyor.
Clinton önceki gün gençleri kırmadı ve bir beyzbol
macına katıldı. Başkanlık yanşını kazanan ainton,
gençlerle başa çıkmakta biraz zorlandı, ama sonuçta
beyzbolda da kazandı ve takımı 2 Ve 7gaü'p
geldi.(Fotoğraf: REUTER)
1993'e kötümser bakıs
ERDtNÇUTKU
BRÜKSEL - Kolayca tahmin edilebıleceği gjbi,
geçen hafta boyunca Belçika medyası geçen
yıhn degerlendirmesini yaptı ve 1993
beklentilerini ele aldı.
1992'nin son gıinünde Het Volk
"Belçikalılann 1993 yıb için endişeli
olduklannı" manşet yaptı. Gazetenin
yazdığına göre geçen günlerde yapılan bir
araştırma "Belçikalılann %47'sinin |993'ün
1992'den daha kötü olacağını bektediğini"
gösterdi.
Belçikalılann %50'den fazlası 1993'te
1992'ye oranla daha çok silahh çatışma ve
askeri problem olacağını düşünüyor. Ancak
Belçikalılar 1993'te 3. Dünya Savaşı çıkmasına
pek şans tanımıyorlar. Belçika'nın kendi
durumuyla ilgili beklentıler de pek iç açıa değil.
Belçikalılann 2/3'û(üçteikisı) 1993'te
Belçika'da işsizliğin artacağını düşünüyor.
Özellikle Flamanlarekonomiden fazla birşey
beklemiyorlar. Valonlargöreceli olarak daha
iyimserler.
Oranlar Belçika'daki karamsarlann
sayısının açıkça arttığını ortaya koyuyor. 1991
sonunda yapılan benzer biraraştırmaya göre
Bclçikalılann sadece %29'u birsonraİci yılın
kötü geçeceğini bekliyordu. Bu yıl, insanlann
gelccekten beklentileri konusundaki araştırma
BELCİKA
49 ülkede yapıldı. Araştırma sonuçlanna göre
49 ülke yurttaşlanndan sadece İspanyollar
1993 yılı için Belçikalılardan daha kötümserler.
Het Laaste Nieuvvs ilk sayfasını yeni yıl için özel
olarak süsledi ve 1992'yi değerlendirdi. Yeni yıl
için süslü hazırlanmış ilk sayfada kucağında
açlıktan ölmeyı bekleyen bebeğiyle Somalili bir
kadının fotoğrafını yayımlayan gazete
" 1992'de birçok sorunun ortaya çıktığı, ancak
bunlardan sadece bir kaçına yanıt verilen" bir
yılolduğunuyazdı.
De Standaard 1993 yılının 'değişik' bir yıl
olacağını yazdı ve 1993'te bekJenen
degişiklikleri şöyle sıraladı: 1 Ocak 1993
tarihinden itibaren AT iç sınırlannın kalkması
(tarihsel değişim), AT içinde satılan
otomobillere silindir kapasitesine
bakılmaksızın
katalizatör takılması zorunluluğu ve Belçika'da
doktorlara ödenecek hasta vizite ücretlerinin
artması...
Diğer gazeteler değerlendirmelerinde dış
gelişmelereağırhk verdıer. Belçika'nın 1992
Olimpiyatlan'ndan tek altınla dönmesinden ve
1992'deki ilk Belçikah astronottan hemen
hemen tüm yayın organlan bahsetti. Belçika
TV ve radyolannm yayınmlan da basınla aynı
doğrultudaydı.
Sanat
ve Yanılsatna
E. H.
GOMBRICH
Çeviren:
AHMET CEMAL
Sanattn genel
öyküsünden "görme
biçimlerine"geçiş...
însan psikolojisinin
sanat yapıtı
karsısında tepkileri...
R E M Z İ K İ T A B E V İ
Geleceğekaygıylabakıhyor
^rtŞEL PERLMAN
PARİS- İşte. haftalık LePoint
dergisinin 1992 yılına ilişkin
değerlendirmelerinden biri.
Elbette, "yılın adamı" konusu
medyalar tarafından şu ya da
bu nedenle dikkate değer
bulunmuş kişiler arasından
srçiliyor. Fakat bu kezsol
eeılımli Le Nouvel Observateur
dergisi, Sağlık ve İnsani Eylem
Bakaru, karizması büyük. Dr.
Bernard Kouchner'i tercihede
dursun, sağ eğilimli Le Point,
insani birproblemin mutsuz
kahramanlan, ışsiz kişılere
doğru yöneltmeyi yeğîedi
aktüalite projektörünü.
"Maalesef 3 milyonduryılın
erkeği veya kadını sıfaüna
sahipçıkabilecek olanlann
sa\ ısf' diyen dergi. "bunlann
F ı a nsa'da sayılan şimdı 3
mıl) ona varan, ış bulmak
çabasındaki kişiler"' olduğunu
anlatıyor. Ekonomık
bunalımın etkisındeki
Kransa'da, bu durumun
FRANSA
yarattığı problemlerin
bilincindeki insanlar geleceğe,
herhalde diğer ülkelerde
olduğu gibi umuttan çok
kaygıyla bakıyor. Nasıl
olmasın ki. Zaten geçen kasım
ayında sayılan Fransa'da
yüzde 1.2 oranında artan
işsizlerordusu, çahşan nüfusun
yüzde 10'unu da aşmış
durumda. Uzmanlar ne der bu
konuda? Tahlillerini dikkatle
okuduktan, tahmınlerine de
ıyice kulak verdikten sonra
bırakın güllük gülıstanlık bir
dunımu, tünelin aydınlığa
açılan ucunu bile yakında
görmek olanaksızlıgını
kabullenmek gerekiyor galiba.
Örneğin merkezi Paris'teki
Ekonomık İşbirlıği ve
Kalkınma Örgütü OECD,
sanayıleşmış ülkelerde 1993'te
işsiz sayısının toplam 34 milyon
kışiyi kapsayacağı tahminini
yapu geçenlerde. Öte yandan
"ekonomik nedenlerle" •
Fransa'da işlerine son
verilenler bir yıl içinde yüzde
17.8 artü. Diğer Batı Avrupa
ülkelerinde de işsizlikle
mücadele, kuşkusuz, en önemli
problemlerarasında. Fakat
Fransa'da, ilk sayısının yann
yayımlanacağı bikürilen bir
dergiye benzer bir basın
organına sahip olup
olmadıklannı bilmiyoruz.
Fiyatı 15 frank olacağı
söylenen "Rebond' dergisi iş
aramaya ilişkin pratik
nitelikteçeşitli bilgi ve
yöntemler sunacakmış
okurlanna.
Yazıyı noktalamadan Le Point
dergisi nden bir alıntı daha
yapalım. 1974'teölen
Cumhurbaşkanı Georges
Pompidou'nun 60'b y ıllann
başlannda, "500 bin işsizle
Fransa'da patlama olur"
dediğini anımsatarak bu
kısaak tümcenin "şimdilerde
acı bir tebessüm yarattığinı"
yazıyor dergi...
ANKARA ÜNİVERSİTESİ
REKTÖRLÜĞÜ'NDEN
Sosyal Bilimler Enstitüsüne Yüksek Lisans
re Doktora Öğrencisi Alınacaktır.
1992-1993 öğretım >ılı II. >an yılında aşağıda belırtılen Anabiliın Dal-
lannd yuksek lisans ve doktora öğrencısı alınacaktır. Ada> kavıtlan 4-12
Ocık 1993 tarihlen arasında. Enstıtümüzde (A Ü. Eğilım Bilımlcn Fa-
kul(esı ıçınde Cebecı, Ankara) iş günlennde. 14.00-1700 saatlen jrasında
>apU<ıcaktır Adaylann 2 fotoğrafa. nüfus kâğıdı örneğı, çıkış veya dıplo-
manın onavlı sureti ve cransknpc ıle şahsen başvurmaları gerekır. Başvu-
rularda aranacak (her anabilim dalı ıçın farklı) koşullar ıle sınava tarihlen
Ensuıûde ılan edılmijtır. Ek bılgı 4335441 numjralı telefondan alınabılır
\nabilim Dallan:
• Kontenjanlar
Yüksek LisaiB Doktora
Türk
4
lafeırv.
I
rürk \abann
I
rkcolojı vcSan>ı( Tanhı
j(Prchı>lor\a
b)Sıtul lanhı
knlojıl( Hıancllcr
j)Ö2cl Eçılım
l|P\ikı.lıMil. Uunı^nu *c Rchhcriık
c)Psikometn
Cğıtım N oiKlırnı NC Pljnlamusı
Epıtım ProgrjnılürncOğrctım
a) Eğitını Teknolojısı
b) Güzcl Sanatlar Eğıtımi
c) Program Gelıştırme
Felsefe ve Dın Bilımlen
alMantık
fslam Tarıhı
a)îslamTanhi
b)Tıirk )-.lanı Edebi\atı
c)Turk DınMusıkısı
Temel tslanı Bılımlen
alHadıs
b)Tasa\\ufT.ınhi
t)TeİMr
6
17
10
5
5
Basın: 48467
VEFAT
Düzceeski Hâkim ve Müftüsü merhum Yusuf
Ziya Kefli ve merhume Servet Kefli'nin kızlan,
merhum NuriyeÇemsit, Himmet Kefli'nin
kardeşleri, Mediha Koç'unablası, Kadri Tekeş ve
Belma Bahkçıoğlu'nun sevgili anneleri, Zülal
Tekeş ve Aydın Bahkçıoğlıfnun kayınvalideleri,
Ayşegül, Elif, Kerem ve Asü'nın büyûkanneleri,
1. Hakkı Tekeş'in değerli eşi, ailemizin kıymetli
varhğı
H.LEMANTEKEŞ
hakkın rahmetine kavuşmuştur. Merhumenin
cenazesi 4Ocak 1993 Pazartesi (Bugün) günü
Bağdat Cad. Erenköy Galippaşa Camii'nde
kıhnacak öğle namazmdan sonra, Üsküdar
Karacaahmet Mezarhğı'nda toprağa verilecektir.
Allahrahmeteylesin. Nur içinde yatsın.
AİLESİ
Not: Çelenk gönderilmemesi, arzu edenlerin hayır
kurumlanna bağışta bulunmasj rica olunur.
KEMALETTİN KOYAŞ'ı
Saygıyla anıyoruz
Ailesi ve dostlan adına
Nurhan - Edip Kavuzlu
TEŞEKKÜR
Hastalığım süresince ılgilerinı esırgemeyerek beni tekrar
sağlığıma kavuşturan PTT Hastahanesi Fizik Tedavı ve
Rehabılitasvon Uzmanı
sav.»Dr. V.ÖMER BODUR'a
Fizik Teknisyenlen MEHMETÇİĞDEM, HÜSEYİN
SERENLİ ve NAZAN SUNA'ya,
hcmşKcler MELİHA GENLİK \e ARİFE POLAra,
personelŞÜKRÜAKYÜREK,ŞAHİNAKÇtL,RIZA
GÖKMEN, EVIİNE KAYA, ZEYNEPKAYA ve
FATMA GÖKTAŞ'a tcşekkürü bir borç bilirim.
ORHANlSFENDİYAR
AMLAR-KANILAR
ECMELBARUTÇU
Yeni Yıla Girerken
Yeni yılın ilk günü kaleme aldığım bu yazıya başlarken
tüm Cumhuriyetokuyucularımn yeni yılını kutluyor, hep-
sine sağlık, mutluluk ve esenlikler diliyorum.
Geride btraktğımız 1992 yılını dış politika açısından
değerlendirmek gerekirse bunun Türk diplomasisi için
çok faal ve hatta genelde başarılı bir yıl olarak geçtiğini
söylemek herhalde yanlış olmaz.
Dış politikada elbette bugünden yarına sonuç alınrrta-
sı diye bir şey yoktur Sabır, sebat ve kararlılık isteyen
dış politikayı bir yıllık kesim itibarıyla ve somut sonuçla-
ra göre değerlendirmek gerçekçi bir yaklaşım değildir.
Dış politikada süreklilik esastır ve yıllarca süren çabalar
birbirini tamamlayarak oiumlu somut sonuçlara varabi-
lir. Üstelik bu çabaiarın mutlaka böyle sonuçlara ulaş-
ması da herzaman mümkün olmayabilir.
Geçen yıl, 20 temmuzda Kıbrıs Barış Harekan'nın yıl-
dönümünde Kıbrıs anılarımın yayımlanmaya başlaması
vesilesiyle Cumhuriyet gazetesinin benimle yaptığı söy-
leşide Türk diplomasisinin sergilediği aktii politikanın
bir benzerine yakın tarihimizde rastlanılmadığını belirt-
miştim. Konulara siyasal eğilimlerden uzaklaşarak ba-
kıldığında bu tespitte birleşileceğini sanıyorum.
Gerçekten, Türk diplomasisi 1992 yılı boyunca aktif ve
atak bir davranış sergilemiştir.
Bunun başlıca nedeni tabii 1992 yılının gündeminde
yer alan önemli birçok uluslararası sorunun Türkiye'nin
bulunduğu bölgede ve hemen yakın çevresinde meyda-
na gelmiş olmasıdır. Bu yüzden Kafkaslar, Balkanlar ve
Ortadoğu'daki sorunlar Türk dış politikasının gündemini
devamlı işgal etmiştir. Bunlann yanında Türkiye'ye yeni
imkan ve fırsatlar yaratacak nitelikteki konular da gün-
demdeki yerlerini muhafaza etmişlerdir. Orta Asya'daki
Türk cumhuriyetieriyle özel ilişkiler ve Karadeniz Eko-
nomik Işbirliği gibi konular. Türk diplomasisinin atılımcı
karakterinin vurgulandığı sahalar olmuştur.
Bütün bu saydığım konularda Türk diplomasisi ger-
çekten çok faal ve başınlı olmuştur.
Aynı şeyi Kıbrıs için de söyleyebilmeyi çok isterdim.
Geçen yaz New York'ta yapılan Kıbrıs görüşmelerin-
de uygulanan haksız ve acayip müzakere yöntemiyle ve
önceden hazırlandığı aşikar bir senaryo çerçevesinde,
başta Genel Sekreter Butros Galı olmak üzere Birleş-
miş Milletler çevrelerinin KKTC Cumhurbaşkanı Rauf
Denktaş'ı ele alıp hamur gibi yoğurdukları sırada tarafı-
mızdan Rauf Denktaş'a sadece destek vermekle yetinil-
meyip orada yapılanlara alenen tepki gösterilseydi
ekim 1992 sonunda başlayan üçüncü tur görüşmelerinin
nihayetindeki 780 Sayılı Güvenlik Konseyi kararı ile bel-
ki de karşı karşıya kaiınmazdı.
Artk bu konu üzerinde daha fazla durmanın bir yaran
yoktur. Olaylar nasıl ve neden bu şekli almıştır diye me-
rak edenler gazete sütunlarına dökülen bilgilerden bu-
nun niçin böyle olduğunu anlamışlardır.
Şimdi yapılacak olan, gelinen bugünkü durumdan na-
sıl çıkılacagıdır.
Dışişleri Bakanlığı'nda bu konuda bazı iç çalışmalann
yapılmakta olduğu muhakkaktır. Yalnız önümüzdeki za-
man kısıtlıdır ve yeni bir strateji tespit edilip uygulamaya
konulmalıdır. Bunun için kısa sürede karşılasacağımız
bJrfakım tariMere göre hareket edilmesi gerektiği göz
ardı edilmemetidir.
Hiçbir şey yapılmaz ve New York'a yine tıpış tpış gidi-
lirse sonra bugünü ararız.
Şubat ayı içinde Rum kesiminde başkanlık seçimi ya-
pılacaktır. Koca Türkiye, uslu çocuk gibi oturup, Rumla-
rın bu seçimi rahat rahat yapmalarına seyirci mi kala-
caktr?
"Büyük Türkiye" neden
biraz büyük oynamayı dü-
şünmüyor?
Diyorlar ki canım efen-
dim, görüşmelerde varıla-
cak anlaşma her iki kesinv
de refarunduma sunulma-
yacak mı? Beğenilmez ise
o zaman referandumda
reddedilir olur biter. öyle
de Türkiye'nin müdahale
hakkının AT üyeliği yofuyla
engellenmek istenmesi
şimdiye kadar kimin aklına
gelmişti? Bir yabanct büyük-
elçinin bu senaryoyu ken-
disine naklettiğini Büyükel-
çi Semih Günver yazınca
gözümüz açıldı.
Aynı şekilde bir gün refe-
randumu gündemden dü-
şürecek formüller de geliş-
tirilebileceği gözden uzak
tutulmamalıdır. Böyle bir
referandumu öngören 649
sayıiı kararın, Güvenlik
Konseyi'nin son 789 sayılı
karannda atıf yapılan Kıb-
rıs konusundaki tüm Gü-
venlik Konseyi kararlan
arasında yer almamasının
bir anlamı yok mudur aca-
ba?
Bir de her iki kesimde
kâfi sayıda Türk ve Yunan
askerinin bulunmasını ye-
terli güvence olarak gören-
ler var.
Onlara da 1960 statüsü
gereğince Ada'ya yerleşti-
rilmiş Türk alayınm her altr
ayda bir degiştirilmesi sı-
rasında Makarios'un
çıkardığı engelleri her de-
fasında aşmak için göbeği-
mizin çatladığını hatırlat-
mak isterim.
Türk kesiminde Türk as-
kerinin bulunması önemli-
dir, ama Türk kesimine
Rum yerleştirilmemesi de
önemlidir. Çünkü Rumlann
hesabı gerçekleşirse o za-
man o askeri de değistir
mek mesele olacaktır.
HUKUKSUZ DEMOKRASİ
Halit Çelenk
3. bası 20.000 lira (KDV içinde)
Cotdas Yayınları Tûrkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-lstanbul
Ödendi %im6trtmn.
Ansiklopediieriniz
ve romanlarınız
yerinizden alınır
554 08 04
_ Nüfus cüzdanımı, Bılkent
Üniversitesi öğrenci kimliğımi
ve pasomu yitirdim.
Hükümsüzdür.
ALİMURATVARLl