09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET DÜNYADA GEÇENHAFTA 4 OCAK1993 PAZARTESİ 8 Alm 'dan bir ıııiııaremasalı DfLEK ZAPTÇIOĞLU BERLİN - Bir varmış bir yokmuş. Avrupa kıtasının ortasında, Almanya'da bir küçük kasaba varmış. Bobingen adındaki bu kasabada yalnız sanşın, mavi gözlü Almanlar değil, kara kaşh kara gözlü Tûrkler de yaşarmış. Çok değilmişgerçi sayılan, bin beşyüzkadarmış, ama kasabanın bütün ahalisi de son sayıma göre zaten bunun yüz katıymış. Ta Anadolu'nun ücra köylerinden Almanya'nın Bobingen kasabasına bu Türkleri bir kimya fabrikası getirmiş. Akarbantlarda çahşıp ürelime katkıda bulunmakmış görevlcri. Bobingenli Almanlar, Türk komşulanyla otuz yıl huzur içinde yaşamışlar. Ta ki, üç yıl önce bu kara kaşh kara gözlü insanlann aklına bir tuhaf mesele takılana kadar. Türkler üç yıl önce tutturmuşlar bircami >aptıracağızdiye. Fabrikanınhemenyanı başında satın aldıklan bir binayı camiye çevirip orada duamızı edelim demişler. Almanya'da din özgürlüğü varya, hem cami Müslüman cemaatin kendi parasıyla yaptmlacak, belediye Tabii. neden olmasın" demiş. Nede olsa caminin cami olduğu dışandan bakınca belü olmayacak diye düşünmüş Almanlar. Ama yanılmışlar. Türkler "Çilesiz kul. minaresiz cami olmaz" diyerek binanın bir köşesine 100 bin mark harcayıp bir de minare yaptıracaklannı bildırmişler belediyeye. Mınarenin planlannı da birgüzel mimara çizdirmışler. Hem Almanlan fazla kızdırmamak için minareye müezzin çıkıpezan okumayacağına, ramazanda ışıklı "Hoşgeldin on bir ayın sultanı" yazılan asılmayacagına, kimsenin sabah sabah Allahüekber sesiyle uyandınlmayacağına da söz vermişler. Ama minarenin hayali bile Bobingenli Almanlann uykusunu kaçırmaya yetmiş. Belediyenin imar kurulu alelacele toplamp "Camiye peki, amma ve lakin minareye asla" buyurmuş. Kunıl, Bobingen tmar Kanunu'nu açıpTürklere 34. maddeyi göstermiş. Bu madde, "Bobingen'deki bütün yapılar kasabanın genel silüetıne uygun olmahdır" dermiş. Türklerin 25 metreyüksekliğındela minaresi, bu boş görünümü bozup kasabayı Mekke'ye cevirmez miymiş? Bobingen Kilisesi'nin çan kulesi bile 23 metre boyundaymış. Kilise kulesi-nasıl ALMANYA minareden daha alçak olabilirî Kurul karannı vermiş: "TürkJerin camiye minare yapurması yasaktır!" Ama Türkler dayatmış. Minare meselesi büyüyüp eyalet hükümetinin kadısına kadar intikaletmiş. Hükümetkadjsı, Bobingen belediye başkamna. "Bu yaptığımz ayıptır, bırakın Türkler minaresini yapürsınlar. Nasıl ki çan kulesiz kilise olmazsa minaresizcami de olmaz. Bunu yasaklarsanız laıklik ne güne kalır" diye buyurmasın mı? Kadı Türklerden yana çıkınca Bobingen belediye başkarurun uykulan iyice kaçmış. Ne yapmalı da Türklerin minaresini baştan devümeli? Sonunda aklına parlak bir fıkir gelmiş. Türklerçarşı pazarda pazarlık etmeye bayılır ya." Ben de onlarla pazarlığa otururum" diyedüşünmüş ve "Minarenin yüksekliği on beş metreyi gecmezse olur" demiş. Bu kezTürkler isyan etmişler. "Binanın kendi boyu zaten on beş metreye yaklaşıyor, minare en az iki kat yükseklikte olmaJı ki bir şeye benzesin" demişler. Başkan itirazetmiş: "Kilisenin kulesi bile 23 metre!" Tûrkler karşılık vermişlen "Ama kilise bir tepenin üzerinde, camimiz ise deniz seviyesinden sekiz metre aşağıda." Sonunda Bobingen belediye başkanı upuzun hıerdivenli bir vinç getirmiş. Kilisenin kulesinin yüksekliğine kadar çıkartmiş merdiveni. ucuna da kırmızı bir bayrak asmış. Bu yine kasabanın çeşitli yerlerinde durdurulup ölçümler yapılmış. Minare o yükseklikte inşa edilırse kulenin boyunu aşarmı, manzarayı bozar mı diye. Başkan bir yandan Türklerle pazarlığj sürdürmüş. Sonunda Türkler 30 metreden 23 metreye inmişler, Başkan Baba 15'ten 17 metreye çıkmış. Arada 6 metre fark kalmış. Pazarlık yatıncaimarkurulu tekrar toplanmış. Bu arada belediye başkarurun posta kutusu öfkeli mektuplarla dolup taşmaya başlarnış. "Müslümanlara minare yaptırtırsan seni Arabistan çöllerine sürenz" diyormuş kızgın Bobingenliler. Elbetteherkesdini inancında özgürdür, ama..." diyormuş mektuplar,".. .her şeyin bir anın var!" Ve İmar Kurulu, geçen hafta nihai karannı vermiş: "Minareye izin yok!" Türklerin daman tuttu ya, işi gurur meselesi yapmışlar ve karara yeniden itiraz etmişler. Tek Pazarlıazubğı FERRUHYILMAZ KOPENHAG - Danımarka yılbaşına, yi)başında yürürlüğegirecek AT tek pazanyla ilgili gelişmelerle hazırlandı. 1 ek Pazar'la birhkte AT ülkelerin sınırlannın kaldınlacak olması ncdenıyleilkolarak Danimarka"run Almanya sınınndaki 'gümrük' ve "sınır" yaalan kaldınldı, gümrük kapılanndaki gümrük memurlan geri vckılirken kapılara Gümrük Müdürlüğü'nün özel kutulan yerleştirildı. Yurtdışından giriş yapanlar bundan böyleyanlannda bulunan gumriiğe tabı mallan, özel bir beyanname doldurarak gümrük müdürlüğüne kendilen bildirccekler. Tabiı ki bu uygulama Danimarkalilar arasındaalav konusuoldu. Sansasyona meraklı öğle gazetclerinin gorüşüne başvurduğu Danimarkalılar, yanlannda getirdikleri fazlalıklan, sevmediklen kişinin isminı yazarak Gümrük Müdürlüğü'ne bildireceklerini söylediler. Havaalanı gibi yerlerdeki sınır kapılannda ise AT ülkelerinden gelenler için özel geçiş bölümleri düzenlenecek ve başka bir AT ülkesinden gelen yolcular normal pasaport kontrolüne girmeden bu gcçişlerden gccebilecekler. Başka bir AT ülkesinden gelmeyen ya da gelse bile Danimarka'ya vizezorunluluğu bulunan üçüncü bir ülkenin vatandaşı olanlann nasıl kontrol edilcceği ise şımdilik açıklık kazanmadı. Danimarka polisi de büyük bir ihtimalle, İsveç polisinin yaptığı gıbi serbest kapıdan çıkanlan süzerek DANIMARKA 'beğenmediklerini' bir kenara çekip pasaport ve vize soracak, bu arada sanşın Türklerde büyük bir ihtimalle kendilerine soru sorulmadan Danimarka'ya giriş-cıkış yapabilecekler. Yeni yılın ve dolayısıyla Tek Pazar'ın Danimarka'ya getırdıği yeniliklerden biri de, uçak şirketleri arasındaki fiyat savaşi oldu. Tek Pazar uygulaması. uçak bileti fivatlannı serbest bırakıyor. Bu konudaki ılk ginşim Lufthansa'dan geldi \e Lufthansa Kopenhag'la Almanya'daki herhangi bir Kent arasındaki gidiş-dönüş uçak bileti fıyatmı ilk üç ay için 888 krona (1 milyon 225 bin TL), diğer AT kentlerinegidiş-dönüş bilet fiyaünı da 1222 krona (1 milyon 685 bin TL) indirdi. Lufthansa'nın açtığı fiyat savaşına ilk cevap Iskandınav Hava Yollan SAS'tan geldi ve SASda Almanya'ya uçuş fiyatlannı Lufthansa ile aynı düzeye indırdi. Hollanda'nın KLM'si ise daha da ileri giderek, Almanya'ya yapılan yolculuklan 800 krona gerçekleştirme sözü verdi. Savaşa diğer havayollannın da dahil olmalan bekleniyor. Avrupalı uçak şirketlerinin iç pazardaki bilet fiyatlannı ucuzlatması, Amerikan şirketiylerefcabet amaeınıda uşıyar. -. ABD'dekı iç hat uçuşlan, Avrupa'ya göre çok daha ucuz. Yeni fiyatlann bazı hatlarda giderlerin de altında olduğu vc savaşın bazı havayollannın iflasıyla sonuçlanacağı tahmin ediliyor. ClintonbeyzboldqfakazandıDış Haberler Servisi - 20 ocakta ABD Başkanlık koltuğuna oturmaya hazırlanan Bill Clinton zorlu görevi öncesinde son tatilini Güney Carolina'da geçiriyor. Sabahlan eşi Hillary ile birlikte bisikletle tur atan Clinton, öğleden sonra da kumsalda eğleniyor. Clinton önceki gün gençleri kırmadı ve bir beyzbol macına katıldı. Başkanlık yanşını kazanan ainton, gençlerle başa çıkmakta biraz zorlandı, ama sonuçta beyzbolda da kazandı ve takımı 2 Ve 7gaü'p geldi.(Fotoğraf: REUTER) 1993'e kötümser bakıs ERDtNÇUTKU BRÜKSEL - Kolayca tahmin edilebıleceği gjbi, geçen hafta boyunca Belçika medyası geçen yıhn degerlendirmesini yaptı ve 1993 beklentilerini ele aldı. 1992'nin son gıinünde Het Volk "Belçikalılann 1993 yıb için endişeli olduklannı" manşet yaptı. Gazetenin yazdığına göre geçen günlerde yapılan bir araştırma "Belçikalılann %47'sinin |993'ün 1992'den daha kötü olacağını bektediğini" gösterdi. Belçikalılann %50'den fazlası 1993'te 1992'ye oranla daha çok silahh çatışma ve askeri problem olacağını düşünüyor. Ancak Belçikalılar 1993'te 3. Dünya Savaşı çıkmasına pek şans tanımıyorlar. Belçika'nın kendi durumuyla ilgili beklentıler de pek iç açıa değil. Belçikalılann 2/3'û(üçteikisı) 1993'te Belçika'da işsizliğin artacağını düşünüyor. Özellikle Flamanlarekonomiden fazla birşey beklemiyorlar. Valonlargöreceli olarak daha iyimserler. Oranlar Belçika'daki karamsarlann sayısının açıkça arttığını ortaya koyuyor. 1991 sonunda yapılan benzer biraraştırmaya göre Bclçikalılann sadece %29'u birsonraİci yılın kötü geçeceğini bekliyordu. Bu yıl, insanlann gelccekten beklentileri konusundaki araştırma BELCİKA 49 ülkede yapıldı. Araştırma sonuçlanna göre 49 ülke yurttaşlanndan sadece İspanyollar 1993 yılı için Belçikalılardan daha kötümserler. Het Laaste Nieuvvs ilk sayfasını yeni yıl için özel olarak süsledi ve 1992'yi değerlendirdi. Yeni yıl için süslü hazırlanmış ilk sayfada kucağında açlıktan ölmeyı bekleyen bebeğiyle Somalili bir kadının fotoğrafını yayımlayan gazete " 1992'de birçok sorunun ortaya çıktığı, ancak bunlardan sadece bir kaçına yanıt verilen" bir yılolduğunuyazdı. De Standaard 1993 yılının 'değişik' bir yıl olacağını yazdı ve 1993'te bekJenen degişiklikleri şöyle sıraladı: 1 Ocak 1993 tarihinden itibaren AT iç sınırlannın kalkması (tarihsel değişim), AT içinde satılan otomobillere silindir kapasitesine bakılmaksızın katalizatör takılması zorunluluğu ve Belçika'da doktorlara ödenecek hasta vizite ücretlerinin artması... Diğer gazeteler değerlendirmelerinde dış gelişmelereağırhk verdıer. Belçika'nın 1992 Olimpiyatlan'ndan tek altınla dönmesinden ve 1992'deki ilk Belçikah astronottan hemen hemen tüm yayın organlan bahsetti. Belçika TV ve radyolannm yayınmlan da basınla aynı doğrultudaydı. Sanat ve Yanılsatna E. H. GOMBRICH Çeviren: AHMET CEMAL Sanattn genel öyküsünden "görme biçimlerine"geçiş... însan psikolojisinin sanat yapıtı karsısında tepkileri... R E M Z İ K İ T A B E V İ Geleceğekaygıylabakıhyor ^rtŞEL PERLMAN PARİS- İşte. haftalık LePoint dergisinin 1992 yılına ilişkin değerlendirmelerinden biri. Elbette, "yılın adamı" konusu medyalar tarafından şu ya da bu nedenle dikkate değer bulunmuş kişiler arasından srçiliyor. Fakat bu kezsol eeılımli Le Nouvel Observateur dergisi, Sağlık ve İnsani Eylem Bakaru, karizması büyük. Dr. Bernard Kouchner'i tercihede dursun, sağ eğilimli Le Point, insani birproblemin mutsuz kahramanlan, ışsiz kişılere doğru yöneltmeyi yeğîedi aktüalite projektörünü. "Maalesef 3 milyonduryılın erkeği veya kadını sıfaüna sahipçıkabilecek olanlann sa\ ısf' diyen dergi. "bunlann F ı a nsa'da sayılan şimdı 3 mıl) ona varan, ış bulmak çabasındaki kişiler"' olduğunu anlatıyor. Ekonomık bunalımın etkisındeki Kransa'da, bu durumun FRANSA yarattığı problemlerin bilincindeki insanlar geleceğe, herhalde diğer ülkelerde olduğu gibi umuttan çok kaygıyla bakıyor. Nasıl olmasın ki. Zaten geçen kasım ayında sayılan Fransa'da yüzde 1.2 oranında artan işsizlerordusu, çahşan nüfusun yüzde 10'unu da aşmış durumda. Uzmanlar ne der bu konuda? Tahlillerini dikkatle okuduktan, tahmınlerine de ıyice kulak verdikten sonra bırakın güllük gülıstanlık bir dunımu, tünelin aydınlığa açılan ucunu bile yakında görmek olanaksızlıgını kabullenmek gerekiyor galiba. Örneğin merkezi Paris'teki Ekonomık İşbirlıği ve Kalkınma Örgütü OECD, sanayıleşmış ülkelerde 1993'te işsiz sayısının toplam 34 milyon kışiyi kapsayacağı tahminini yapu geçenlerde. Öte yandan "ekonomik nedenlerle" • Fransa'da işlerine son verilenler bir yıl içinde yüzde 17.8 artü. Diğer Batı Avrupa ülkelerinde de işsizlikle mücadele, kuşkusuz, en önemli problemlerarasında. Fakat Fransa'da, ilk sayısının yann yayımlanacağı bikürilen bir dergiye benzer bir basın organına sahip olup olmadıklannı bilmiyoruz. Fiyatı 15 frank olacağı söylenen "Rebond' dergisi iş aramaya ilişkin pratik nitelikteçeşitli bilgi ve yöntemler sunacakmış okurlanna. Yazıyı noktalamadan Le Point dergisi nden bir alıntı daha yapalım. 1974'teölen Cumhurbaşkanı Georges Pompidou'nun 60'b y ıllann başlannda, "500 bin işsizle Fransa'da patlama olur" dediğini anımsatarak bu kısaak tümcenin "şimdilerde acı bir tebessüm yarattığinı" yazıyor dergi... ANKARA ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ'NDEN Sosyal Bilimler Enstitüsüne Yüksek Lisans re Doktora Öğrencisi Alınacaktır. 1992-1993 öğretım >ılı II. >an yılında aşağıda belırtılen Anabiliın Dal- lannd yuksek lisans ve doktora öğrencısı alınacaktır. Ada> kavıtlan 4-12 Ocık 1993 tarihlen arasında. Enstıtümüzde (A Ü. Eğilım Bilımlcn Fa- kul(esı ıçınde Cebecı, Ankara) iş günlennde. 14.00-1700 saatlen jrasında >apU<ıcaktır Adaylann 2 fotoğrafa. nüfus kâğıdı örneğı, çıkış veya dıplo- manın onavlı sureti ve cransknpc ıle şahsen başvurmaları gerekır. Başvu- rularda aranacak (her anabilim dalı ıçın farklı) koşullar ıle sınava tarihlen Ensuıûde ılan edılmijtır. Ek bılgı 4335441 numjralı telefondan alınabılır \nabilim Dallan: • Kontenjanlar Yüksek LisaiB Doktora Türk 4 lafeırv. I rürk \abann I rkcolojı vcSan>ı( Tanhı j(Prchı>lor\a b)Sıtul lanhı knlojıl( Hıancllcr j)Ö2cl Eçılım l|P\ikı.lıMil. Uunı^nu *c Rchhcriık c)Psikometn Cğıtım N oiKlırnı NC Pljnlamusı Epıtım ProgrjnılürncOğrctım a) Eğitını Teknolojısı b) Güzcl Sanatlar Eğıtımi c) Program Gelıştırme Felsefe ve Dın Bilımlen alMantık fslam Tarıhı a)îslamTanhi b)Tıirk )-.lanı Edebi\atı c)Turk DınMusıkısı Temel tslanı Bılımlen alHadıs b)Tasa\\ufT.ınhi t)TeİMr 6 17 10 5 5 Basın: 48467 VEFAT Düzceeski Hâkim ve Müftüsü merhum Yusuf Ziya Kefli ve merhume Servet Kefli'nin kızlan, merhum NuriyeÇemsit, Himmet Kefli'nin kardeşleri, Mediha Koç'unablası, Kadri Tekeş ve Belma Bahkçıoğlu'nun sevgili anneleri, Zülal Tekeş ve Aydın Bahkçıoğlıfnun kayınvalideleri, Ayşegül, Elif, Kerem ve Asü'nın büyûkanneleri, 1. Hakkı Tekeş'in değerli eşi, ailemizin kıymetli varhğı H.LEMANTEKEŞ hakkın rahmetine kavuşmuştur. Merhumenin cenazesi 4Ocak 1993 Pazartesi (Bugün) günü Bağdat Cad. Erenköy Galippaşa Camii'nde kıhnacak öğle namazmdan sonra, Üsküdar Karacaahmet Mezarhğı'nda toprağa verilecektir. Allahrahmeteylesin. Nur içinde yatsın. AİLESİ Not: Çelenk gönderilmemesi, arzu edenlerin hayır kurumlanna bağışta bulunmasj rica olunur. KEMALETTİN KOYAŞ'ı Saygıyla anıyoruz Ailesi ve dostlan adına Nurhan - Edip Kavuzlu TEŞEKKÜR Hastalığım süresince ılgilerinı esırgemeyerek beni tekrar sağlığıma kavuşturan PTT Hastahanesi Fizik Tedavı ve Rehabılitasvon Uzmanı sav.»Dr. V.ÖMER BODUR'a Fizik Teknisyenlen MEHMETÇİĞDEM, HÜSEYİN SERENLİ ve NAZAN SUNA'ya, hcmşKcler MELİHA GENLİK \e ARİFE POLAra, personelŞÜKRÜAKYÜREK,ŞAHİNAKÇtL,RIZA GÖKMEN, EVIİNE KAYA, ZEYNEPKAYA ve FATMA GÖKTAŞ'a tcşekkürü bir borç bilirim. ORHANlSFENDİYAR AMLAR-KANILAR ECMELBARUTÇU Yeni Yıla Girerken Yeni yılın ilk günü kaleme aldığım bu yazıya başlarken tüm Cumhuriyetokuyucularımn yeni yılını kutluyor, hep- sine sağlık, mutluluk ve esenlikler diliyorum. Geride btraktğımız 1992 yılını dış politika açısından değerlendirmek gerekirse bunun Türk diplomasisi için çok faal ve hatta genelde başarılı bir yıl olarak geçtiğini söylemek herhalde yanlış olmaz. Dış politikada elbette bugünden yarına sonuç alınrrta- sı diye bir şey yoktur Sabır, sebat ve kararlılık isteyen dış politikayı bir yıllık kesim itibarıyla ve somut sonuçla- ra göre değerlendirmek gerçekçi bir yaklaşım değildir. Dış politikada süreklilik esastır ve yıllarca süren çabalar birbirini tamamlayarak oiumlu somut sonuçlara varabi- lir. Üstelik bu çabaiarın mutlaka böyle sonuçlara ulaş- ması da herzaman mümkün olmayabilir. Geçen yıl, 20 temmuzda Kıbrıs Barış Harekan'nın yıl- dönümünde Kıbrıs anılarımın yayımlanmaya başlaması vesilesiyle Cumhuriyet gazetesinin benimle yaptığı söy- leşide Türk diplomasisinin sergilediği aktii politikanın bir benzerine yakın tarihimizde rastlanılmadığını belirt- miştim. Konulara siyasal eğilimlerden uzaklaşarak ba- kıldığında bu tespitte birleşileceğini sanıyorum. Gerçekten, Türk diplomasisi 1992 yılı boyunca aktif ve atak bir davranış sergilemiştir. Bunun başlıca nedeni tabii 1992 yılının gündeminde yer alan önemli birçok uluslararası sorunun Türkiye'nin bulunduğu bölgede ve hemen yakın çevresinde meyda- na gelmiş olmasıdır. Bu yüzden Kafkaslar, Balkanlar ve Ortadoğu'daki sorunlar Türk dış politikasının gündemini devamlı işgal etmiştir. Bunlann yanında Türkiye'ye yeni imkan ve fırsatlar yaratacak nitelikteki konular da gün- demdeki yerlerini muhafaza etmişlerdir. Orta Asya'daki Türk cumhuriyetieriyle özel ilişkiler ve Karadeniz Eko- nomik Işbirliği gibi konular. Türk diplomasisinin atılımcı karakterinin vurgulandığı sahalar olmuştur. Bütün bu saydığım konularda Türk diplomasisi ger- çekten çok faal ve başınlı olmuştur. Aynı şeyi Kıbrıs için de söyleyebilmeyi çok isterdim. Geçen yaz New York'ta yapılan Kıbrıs görüşmelerin- de uygulanan haksız ve acayip müzakere yöntemiyle ve önceden hazırlandığı aşikar bir senaryo çerçevesinde, başta Genel Sekreter Butros Galı olmak üzere Birleş- miş Milletler çevrelerinin KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ı ele alıp hamur gibi yoğurdukları sırada tarafı- mızdan Rauf Denktaş'a sadece destek vermekle yetinil- meyip orada yapılanlara alenen tepki gösterilseydi ekim 1992 sonunda başlayan üçüncü tur görüşmelerinin nihayetindeki 780 Sayılı Güvenlik Konseyi kararı ile bel- ki de karşı karşıya kaiınmazdı. Artk bu konu üzerinde daha fazla durmanın bir yaran yoktur. Olaylar nasıl ve neden bu şekli almıştır diye me- rak edenler gazete sütunlarına dökülen bilgilerden bu- nun niçin böyle olduğunu anlamışlardır. Şimdi yapılacak olan, gelinen bugünkü durumdan na- sıl çıkılacagıdır. Dışişleri Bakanlığı'nda bu konuda bazı iç çalışmalann yapılmakta olduğu muhakkaktır. Yalnız önümüzdeki za- man kısıtlıdır ve yeni bir strateji tespit edilip uygulamaya konulmalıdır. Bunun için kısa sürede karşılasacağımız bJrfakım tariMere göre hareket edilmesi gerektiği göz ardı edilmemetidir. Hiçbir şey yapılmaz ve New York'a yine tıpış tpış gidi- lirse sonra bugünü ararız. Şubat ayı içinde Rum kesiminde başkanlık seçimi ya- pılacaktır. Koca Türkiye, uslu çocuk gibi oturup, Rumla- rın bu seçimi rahat rahat yapmalarına seyirci mi kala- caktr? "Büyük Türkiye" neden biraz büyük oynamayı dü- şünmüyor? Diyorlar ki canım efen- dim, görüşmelerde varıla- cak anlaşma her iki kesinv de refarunduma sunulma- yacak mı? Beğenilmez ise o zaman referandumda reddedilir olur biter. öyle de Türkiye'nin müdahale hakkının AT üyeliği yofuyla engellenmek istenmesi şimdiye kadar kimin aklına gelmişti? Bir yabanct büyük- elçinin bu senaryoyu ken- disine naklettiğini Büyükel- çi Semih Günver yazınca gözümüz açıldı. Aynı şekilde bir gün refe- randumu gündemden dü- şürecek formüller de geliş- tirilebileceği gözden uzak tutulmamalıdır. Böyle bir referandumu öngören 649 sayıiı kararın, Güvenlik Konseyi'nin son 789 sayılı karannda atıf yapılan Kıb- rıs konusundaki tüm Gü- venlik Konseyi kararlan arasında yer almamasının bir anlamı yok mudur aca- ba? Bir de her iki kesimde kâfi sayıda Türk ve Yunan askerinin bulunmasını ye- terli güvence olarak gören- ler var. Onlara da 1960 statüsü gereğince Ada'ya yerleşti- rilmiş Türk alayınm her altr ayda bir degiştirilmesi sı- rasında Makarios'un çıkardığı engelleri her de- fasında aşmak için göbeği- mizin çatladığını hatırlat- mak isterim. Türk kesiminde Türk as- kerinin bulunması önemli- dir, ama Türk kesimine Rum yerleştirilmemesi de önemlidir. Çünkü Rumlann hesabı gerçekleşirse o za- man o askeri de değistir mek mesele olacaktır. HUKUKSUZ DEMOKRASİ Halit Çelenk 3. bası 20.000 lira (KDV içinde) Cotdas Yayınları Tûrkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-lstanbul Ödendi %im6trtmn. Ansiklopediieriniz ve romanlarınız yerinizden alınır 554 08 04 _ Nüfus cüzdanımı, Bılkent Üniversitesi öğrenci kimliğımi ve pasomu yitirdim. Hükümsüzdür. ALİMURATVARLl
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle