Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4 OCAK1993 PAZARTESİ
14 HABERLER
Demiryofları rekabette geri kaldı• Demiryollan, yük ve yolcu taşıma açısından
Karayollarf nın çok gerisinde kaldı. 1992 yılında
demiryollan yurtiçinde 6 milyon 400 bin yolcu
taşırken, karayollan 120 milyon 200 bin yolcu
taşıdı. Demiryollan, yapılan yatınmlar, yük-yolcu
kapasitesi ve taşıma payı açısından karayollannın
gerisinde kalmayı sürdürürken, "seyahat süresi ve
maliyet" açısından da karayollan ile rekabet
şansını yitirdi.
• ] 992 yılmda 465 kilometreeklenen otoyol
ağının, 1993 yılında acılacak 278 kilometre yol ile
toplam bin 130 kilometreye çıkartılması
planlanırken, demiryollannda ancak 310 kilometre
yol yenilemesi yapılması öngörülüyor. Kaynak
yetersizliği ve ray alımında "darbogaz" yaşanması
nedeniyle, demiryollannda yol yenileme hızı
beklenenin altında gerçekleşti. Yılda 500-600
kilometre yol yenilemesi olanağına karşın, 1992
yılında 120 kilometre yol yenilenebildi.
ANKARA (Cumhariyet Bu-
rosu) -Demiryollan pas tutar-
ken, karayollan cilalaruyor.
Demiryollan, yük-yolcu taşıma
kapasitesi, payı ve altyapı yatı-
nmlan açısından, karayollan-
nın arkasında kalmaya devam
ediyor. Karayollan, ülke için-
deki yük ve yolcu taşımacılığın-
da "lokomoüf' olmaya devam
ediyor.
Ulaşürma Bakanlığı ile Dev-
let Planlama Teşkilalı verilerinc
göre, Türkiye Cumhuriyetı
Devlet Demiryollan (TCDD),
I yılda yurtiçinde 6 milyon 400
bin yolcu taşırkcn, karayolla-
nnda bu oran 120 milyon 250
bine ulaştı. Yük taşımacılığında
karayollan 64 milyon 700 bin
ton oranında pay alırken. dc-
mıryollannın payı 7 milyon 600
bin tonda kaldı. 1993 yılında
ulaştırma sektörüne yönelik ya-
tınmlarda "mevcut altyapıyı
koruma"ya yönelik olanlara
öncelik verilmesine karşın,
"Demiryolu işlctmeciliğinin ye-
niden yapılanma programı için-
de daha etkin ve çağdaş bir
yapıya ulaşiınlması ve kaynak
yaratır duruma gelmesi için ge-
rekli hazırlıklarda girişim aşa-
masına gelinemedi". 1993 yılın-
da "kaynak yetcrsizliğT' nede-
niyle. demiryolu yenilemelen
310 kilometreyle sınırlandınlır-
ken, 300 yük, 35 yolcu vagonı
ve 5 ray otobüsü alınmasınır
ötesine gidilemiyor.
Demiryolu ulaşurması açı-
andan mevcut duruma bakıldı-
ğında, 1989 yılından beri ray
ahmındakı "darboğaz" nede-
niyle "yol yenileme hızı" düşük
olarak gerçekleşti. 1992 yılında,
demiryollan taşıt parkını iyileş-
lirecek düzeyde bir üreü'm ya-
pılmadı. TCDD'yc yapılan ya-
unmlar, karayoluna yapılan
yaünmlann altında kalmasının
yanısıra, mevcut demiryolu
haüannın şehirlerarası mesafe-
lerinin karayoluna oranla 1.11
ile 2.65 kal uzun olması da .„._.. „,„_,_. ^ ,
"maliyet ve seyahat süresi" açı- karayolu taşımacılığına naza-
,sından da demiryollannın reka- ran daha ağırdır. Demiryolu
taşımacılığında çahşanlar çalış-
konuşuyor:
"Aynca demiryollannın uy-
mak mecburiyetinde kaldığı
kanun, tüzük ve yönetmelikler
nedeniyle yerine getirilmesi ge-
rckcn sosyal yükümlülükler.
bet şansını ortadan kaldırdı.
1992 yılında, 3 trilyon 171
milyar lirayla en çok zarar edcn
KİTlerin arasında yer alan
TCDD'nin dış kredi faizieri ve
kur farklıhklanndan dolayı
1991 yılında 813 milyar lira "ek
külfet" yüklendiği belirtildi.
Ulaştırma Bakanlığı yelkilile-
rinden edinilen bilgiye göre,
TCDD, "Kendi insiyatifı dışm-
da olan işçi ve memur ücretleri-
ne her yıl gelen zamlar, malze-
me ve girdi fiyatlanndaki artış-
lar"dan doğan maliyet artışı
nedeniyle zarar ediyor. Reka-
bet nedeniyle yolcu ve yük tari-
felerini arttıramayan TCDD
"Ekonomik oimayan hatlan ve
hizmetleri" kendiliğinden ka-
patamıyor. Bakanlıkyetkilileri,
altyapı masraflannın karayol-
lannda devlet tarafından karşı-
landığını, ancak demiryollann-
da masraflann Ttendilerinc aiı
olduğunu anımsatarak, şöyle
ma saatleri, dinlcnmc zamanla-
n bakımından karayolu taşı-
macılığına nazaran daha fazîa
korunduğundan, demiryolla-
nnda sosyal masraflar vc mali-
yetler yüksek olmakta, bu da
demiryolu aleyhine rekabette
eşıtsizliğe yol açıyor"
Yetkililer, demiryollannın
devlet sübvansiyonundan yok-
sun olması ve sağlıksız finans-
man yapısı nedeniyle mali kriz
içine gjrdiğine de dikkat çeke-
rek, "Tenzilath tarifelerin uy-
gulanması da, demiryollannın
zarannı arUırmaktadır. Bu du-
rumun önlenmesi için devlet,
kamu menfaaüeri nedeniyle ta-
rife indirimi yapürdığı takdir-
de, meydana gelecek gelir ka-
yıplannı ve yaptınlmasını iste-
diği hizmctlerden doğan ek
masraflan karşılamalıdır" di-
yorlar. Yclkililcr, zarann azal-
tılması için "Personel sayısının
aşağı çekilmesi, üretimin artü-
nlması, altyapı ile araçlann
modernize edilmesi" gerektiği-
ni de savunuyorlar.
Demiryollannda 1993 yılın-
da İstanbul-Ankara Hızlı De-
miryolu İnşaatıriın Çayırhan-
İstanbul, Boğaz Geçişi bölüm-
lerinde yapım başlatılması ile
ilgili hazırlıklann spnuçlandml-
ması, altyapıda 310 kilometre
yol yenilemesi yapılması, 300
yük vagonu, 35 yolcu vagonu, 5
ray otobüsü düzeyinde kalın-
ması, Kayaş-Irmak-Çetinkaya
sinyalizasyon projesi çalışmala-
nnın sürdürülmesi, Divriği-
İskenderun elektrifikasyon
projesinin tamamlanması ve
yolcu taşımasında yüzde 7.0,
yük taşımada yüzde 6.6 oranla-
nnda artış sağlanması hedcfle-
niyor.
Karayollannda da aynı dö-
nem için trafık etüd çalışmalan-
na ağırlık verilmesinin yanısıra,
'bölünmüş yol' sislemine geçil-
mesi, toplam bin 130 kilometre
otoyol ağının hizmete açılması,
devlet ve il yollannda ağır taşıt
trafığine uygun beton asfaltça-
lışmalan yapılması planlanı
yor.
Temel
• Baştarafi I. Sayfada
tahrik ve istismar edcr nitcliktc
genel ahlaka aykın " olduğu gc-
rekçesine dayanarak yasaklan-
masına karar vcrdi. Bu karar
Emniyet Genel Müdüriüğü'ncc
bütün illere gönderildi. Bunun
üzcrine filnı Fzmir'dc de yasak-
landı.
Izleyici yasağa karşı
Peki filmı ızleyenler ne düşü-
nüyor? Şişli Site Sineması'nda 6.
haftasını bitirmekte olan filmin
bir seansına biz de gıdiyoruz ve
izlcyicilcrle konuşuyoruz.
Resmi kıyafciiylc hcmen dik-
kal çcken çiçeği burnunda subav
adını vermekten kaçınıyor ama
düşüncelerini birbiri ardına sıra-
lıyor. "Bu filmc önyargılanmla
geldiğimi iıiraf elmeİiyim" diyc-
cck kadar samimı olan askeri
okul öğrcncisi bu önyargısına ick
ncdcn olarak basını vc gazctclcr-
de lllmle ilgili çıkan yazılan gös-
teriyor ve ekliyor:"Bu yüzden
cinscl sahnelerin çok olacağını
düşünmüştüm ama bir kaç sahne
dışında bufilmçok ağır geldi ba-
na. Yasakianması konusunda isc
yalnızca gereksiz diyeceğim."
Yeşim Tmaz adlı 27 yaşındaki
grafiker de Temel tçgüdü'yü ter-
cih etmesini "basının etki gücü-
ne" bağlayanlardan "Aşın me-
rak eitim doğrusu. Filmin yasak-
lanacak bir ıçeriğe sahip olduğu-
Minibüsçülerin kongresinde tek aday Eraslan, tek hedef Sözen oldu
Dalan, Sözen'e meydanokudu• DYPMilletvekiliDalan
kongrede yaptığı konuşmada
minibüsçüleri coşturdu.
Suriçi'ne sokulmayan
minibüsJerin Topkapı'da
duracaklan yeri olmadığını
savunan Dalan. "Benim
bulunduğum yere Sözen
gelemez. Sizlere karşı
kanunsuzluk yapıldı. 4yıldır
hakkımda hiçbır
kanunsuzluk bulamayan
Sözen kendisi kanunsuz işler
yapıyor. Tramvaylan
kullanmak cinayettir.
Tekniklealavetmektir"dedi.
İstanbul Haber Servisi-Kenli-
çi trafiğinin bıçkın, deri ceketli,
kasketli, bıyıklı, iki günlük sa-
nsiyic başladı ve "Bunu yüzüne
Bedrettin Dalan gelcne kadar
bu yörüngede gelişti.
, „ -, _ Dalan söze, Anakent Beledi-
kalh suruculen dun Vatan Cad- y e
Başkanı Sözen'in "İstanbur-
desındekı Lunapark Gazı- U
nnurunusöndürdüğü"eleşti-
nosu nda kongrelerini yaptı. 27
yıliık Başkan Ahmet Eraslâii
yine tek adaydı. İki listcnin cık-
ması, yönetim kuruiundaki
adaylardan binnın değişmesi
içindi. Kongre atmosferini yük-
selten ise eski İstanbul Bclediye
Başkanı, yeni İstanbul DYP
Milletvekih Bedretün Dalan'dı.
Çoğu İstanbullunun yaka dc söylenm. Ancak Sözen, be-
silktiği, kavga ettiği; ama bir nim bulunduğum yerc gclcmcz
tiiriü vazgeçc.mcdiği minibüslc- vc konuşamaz" meydan oku-
rin şoförlcri İstanbul Minibüs- masıyla devam etti. Minibüsçü-
çülcr Esnaf Odası'nın kongre- lcr, hisJcrinc lercüman olan
sinde bir araya geldi. Dış Dalan'ı alkış yağrnuruna tultu.
görünüşleri ayıîıydı, ama hır- DYP Milletvekili Bedreltin
çınlıklan birparçafrenlenmişti. Dalan alkışlarla coştu. coşluk-
KİT'lerin özelleştirilmesinden ca Sözen'e yüklendi: "Onun
özcl scktörün desleklcnmesine (Sözen için) geldiği gündcn bu
kadar bir çok konuda görüşle- yana şehir nursuzJaşlı. Ancak
rini açıkladılar. Sözen'i, Suriçi'-
ne minibüs sokmayı yasakladı-
ğı için elcştiri bombardımanına
luttular. Doğal olarak kendile-
rinde hiç hata yoktu ve kendile-
rine yapılan eleştiriler haksızdı.
Heyccan, DYP Milletvekili
biz yeniden burayı ışıklandıra-
cağız. 4 yıl içinde benim kanun-
suz hiç bir şeyimi bulamadı.
Ama kendisi her gün kanun-
suzluk yapıyor. Minibüslcrin
Suriçi'ne sokulmaması için ver-
diği karar kanunsuzluktur ve
vicdansızlıkur. Hangı vicdanla,
sizler için yer hazırlamadan, haı
koymadan Topkapı'dan içen
girmenizi yasakladı."
Dalan, minibüsçülerin gön-
lünü aldıktan sonra. tramvay
ve devlet yardımı konulannda
Sözen'e yüklendı. Hükümetlen
kendi döneminde hiç yardım al-
madığını bclirtti. Daha sonra
ise görüşlcrini şu şekilde açıkla-
dı:
"Ağzımı, tramvaylar işleme-
ye başladığı zaman açtım. On-
dan önce hiç konuşmamışüm.
Mctro için yapılan vagonlan
iramvay vagonu olarak kullan-
makla cinayet işlediler. Tram-
vay 20 insanaçarptı, lOtanesinı
dc öldürdü. Tcknıği, bile bile
tcrsinc çcvircrck insanlann öl-
mesıne neden oldular. Bu kan-
lann hcsabını kim verecek? Şu
anda tramvay imdat freniyle
durup kalkıyor. Bunlar teknik-
le alay ediyor. Tüm Avrupa
iramvaylan terk edcrkcn, Tür-
kiyc bile 40 yıl önce bırakmış-
ken, bunlar geri getirdiler."
Bedreltin Dalan'dan sonra çe-
hatlann temsilcileri sorun-
lannı dile gelirdi. Trafik polisle-
rinin kötü davranışlanndan
yakınıldı. Devleün KİTleri
özclleşürirken, kendileri gibi
özel girişimcilere darbe vurdu-
ğu görüşü vurgulandı. Bazılan
konuşma yaparken, yumurta
vc tavuktan oluşan kumanyala-
rını yiyen meslektaşlanna gü-
rültü yapüklan için kızdı, ba-
ğırdı ye "Biz adam olmayız"
dedi. İstanbul Minibüsçiîîer Es-
naf Odası Başkanı Ahmet Eras-
lan isc, yöneümi boyunca yap-
tıklan icraaU anlattı. Minibüs-
çüleri hiç bir şekilde mağdur
etmediklerinı ve her sorunlan-
na sahip çıktıklannı vurguladı,
bundan sonra da sorunlannın
çözümü için var gücüyle çalışa-
cağı vaadinde bulundu. Sonra
da tek listeyle gırilen kongredcn
yine başkan olarak çıktı.
nu söyleyemem. Hcm kimc ne Dalan, şimdiki başkan Sözen'e
zaran olabilir ki bir filmin?" di-
yor. Tamer Başboğa ise 30 yaşın-
da ve pazarlamacılıkla uğraşıyor
Konuşmak istemiyor ama gaze-
lcciyı kıracak kadar da acımasız
dcğil. Görüşlerinı şu cümlclcrc
scrpıştiriyor:
"Aradığım cinselliği bulama-
dım ama kişilık bozukluklanıv
anlatan ve her insanın içinde ci-
nayet işleyebilccek bir gizlı yan
bulunduğunu psikolojik bir şekil-
de gözler önüne seren bir filmı
yasaklayanlann bu filmi başka
bir gözle izlcdiklerini düşünüyo-
rum."
Abbas Tekin adlı 47 yaşındaki
emlakçı ise kısa, espnli ama ol-
dukça anlamlı bir görüş orlaya
atıyor
"Çağın sevişmesine, çağdışı bir
kafayla yorum yapıyor vc yasak
getiriyorlar."
20 yaşındaki üniversite öğren-
cisi Ebru Akalın ile 52 yaşındaki
ev kadını Ziihal Erçclin'i aynı si-
ncma salonuna çcken mcrak vc
"Douglas" soyadı. Ortak yanlan
yasaklanmış olmasına kcsinliklc
karşı oldukları bir filmi izlemiş
olmaktan ötürü kendilerıni şanslı
görmeleri. Dahası Ebru Mic-
hael'ın, Zühal hanım isc babası
Kirk'ün sadık birer hayranı. Eb-
ru. filmın konusundan çok Mic-
hael'ı görmek için gclmiş. Zühal
hanım isc Michael'a bakarkcn
bir diğer Douglas'ı görüyor! Di-
yor ki "Ne kadar da çok babası-
na bcnziyor"
Konuştuğumuz diğer sinema-
severlerin hepsi Temel İçgüdü fil-
miylc ilgili basında çıkan yazıla-
nn kendilcrini yanılttığı söylü-
yorlar ve ister istemez bir önyar-
gının ortasına düştüklerindcn
yakınıyorlar. Hepsinc göre orta-
da yasaklanacak birdurum yok.
Sincmanın kapısından çıkar-
ken "aradığını laın olarak bula-
mamış" olmanın yarailığı buruk
bir yüz ifadesinc sahip olsalar bile
asıl önemli olan birleşlikieri şu
ortak görüş:
yüklendikçe, minibüslerin kent
içine ginnesini engellediği için
Sözen'e kızgın olan minibüs şö-
förleri coştukça coştu.
Kazanılmış
• Baştaraft 1. Sayfada
amaçlandığını bclirttıler.
Çalışma vc Sosyal Güvcnlik
Bakanı Mehmet Moğultay, he-
nüz lam içcriği belli olmamakla
birliktc, birçok kcsimin sıcak
baktığı konsey konusunda,
"Hemen herkesin böylc bir olu-
şumun gerekliliği üzcrindc bir-
lcşmesini mcmnuniycı vcrici
bulduğunu" söyledi. Moğul-
tay, sosyal diyalogun kurum-
sallaşmasını amaçladıklannı
belirlcrck Ekonomik vc Sosyal
Konsey ohışumu için bakanlık
olarak çalışmalannı sürdür-
düklcrini bclirllı. Hükümct
çevreleri, Cumhuriyct'in ko-
nuyla ilgili sorulannı yanıllar-
ken Ekonomik ve Sosyal Kon-
sey'in işlevi konusunda, bugü-
ne kadar algılananın dışında
ıpuçlan vcrdilcr. Bu çcvreler,
"Ycpycni birdünyadüzcni baş-
lıyor. Burada lam rekabet csas
olacak. Dolayısıyla gcrek işçi,
gereksc işveren kesimi için ka-
zanılmış hak kavramının lartı-
şılması kaçınılmazdır" dcdilcr.
Aynı çevreler. Cumhurbaş-
kanı Özal'ın vclo ctıiği, iş gü-
venccsi ile ilgili İLO sözleşmcsi-
ni de "dünc aiı dikcnlcmclcr"
diye niteleyerek"Ortada tek bir
pasla varsa, kımsc bunun cn
büyük dilimini almaya özenmc-
mcli" şeklindc konuştular.
Devlet Bakanı Tansu Çillcr
larafından hazırlanan "Ekono-
mik ve Sosyal Konsey Kurul-
masına Dair Kanun Tasansı"
başlığını laşıyan taslağın hükü-
mctc sunulduğu vc üzcrindcki
y y Ş Ankanı Şoförler Odası Başkanlıgraa Derviş Gttnday yeniden seçildi. Günday,
dön yspılan genel kurul toplanüsından 2 bin 586 oy alamk yeniden oda baskanlığına seçliirken, genel başkan adaylanndan
Yunus Demirel 2 bin 156, Oğnz Bingöl ise 534 oy aldı. Yönetim knrala üyeiikierine Ali Ekber Akyol, tbrahim Aydoğmuş,
Tekin Şentürk, İsmail Kanıdeniz, Akif Köse, Arif Ayhan, Rıza Dunnaz, Haydar Bakırtepe, Özcan Kara ve Mustafa tşleyen
seçildi. denetim kurulu ise, Mehmet Yüksel, Necmi Soydan ve Bekir Günyüz'den oluştn. Genel kurul toplanüsına katılan
Devlet Bakanı Ibrahim Tez, hiikiimetin esnafa yönelik çalışmalar içinde bulundugunu söyledi. Toplantıya, Tez'in yanısıra,
CHP Gnıp Başkanvekili Uluç Giirkan, Anakent Belediye Başkanı Murat Karayalçın, Çankaya Belediye Başkanı Dogan Taş-
delen, Keçiören Belediye Başkanı Hamza Kırmızı, Mamak Belediye Başkanı Selabatıin Öcal ve EJimesgut Belediye Başkanı
Ramazan Tosun da katıldı. (Fotoğraf: A.A.)
93'te Kıbns görüşmeleri
Çetin: Sorumluluk!
artık Gali'deANKARA (Cımhuiyet Büv-
su)- Ankara, Ncw York'ta 1993-
tc yapılması istcncn Kıbns görüş-
melerine gidilcbilmcsi için, görüş-
mclcrdc "cmrivaki" yaplmaması
konusunda Birlcşmiş Millcllcr
Gcnd Sckrcieri Bulros GaK'den
güvencc beklıyor
Dışişlcn Bakanı Hikmcl Çcün,
Cumhuriyct'c yapüğı değcriendir-
mede, Kıbns'la bu yıl nasıl bir
sürcç işleyeccğırıin "büyük ölçü-
dc" BM Genel Sckrctcri Bulros
Gali ve Rum tarafının "adımlan-
na" bağlı olduğunu söyledi. Çcün,
Türk tarafının kabul cüncdığı 789
sayıh karaıdan sonra "sorumlulu-
ğun karşı larafla" olduğunu.
Türk larafının "cmrivakilcric kar-
şı karşıya kalmamak için güven
aradığını" açıkladı.
Çctin, Kıbns sorununun çö/ül-
mcsini istcycn larafın Türk tarafı
olduğunu, ancak dış müdahalc-
lerle vc cmrivakilerle yaraülacak,
çözüm oimayan bırçözümün ka-
bul edilcmcycccğıni söyledi.
Kıbns konusunun 1993günde-
mindc önemli bir yer tutacağını
söylcycn Çclin, Rum vc Türk la-
rafı arasında scrbcsl vccşil koşul-
larda sürdürülccck göriişmclcric
yaşayabiHr bir çözüm pcşindc ol-
duklannı söylcycrck şöylc dcvam
ctü:
"Dış müdahalclerlc yapay ola-
cak bir çözüm, çözüm dcğildir
Böylc bir adım, adada var olan
banşı zedclcycbilir. O nedcnlc çok
dikkaüi davranmak zorund»
Bu açılardan I992"de Sa.,..,
Dcnktaş'a dcstck vcnkü. Ancak
bu olumlu, ıvi gcüşmclcrc karşjn
789 sayıh GK karan çıkü. Bu ka-
rar, banşçı bir çözüme kaikı ya-
pacak karar dcğildir. Tek yanlı vc
haksız bir karardır. Bu, Vasiliu'ya
1993 scçimlcri için vcrikn scçim
paketidir. Bundan sonra Kıbns'ta
nasıl bir sürcç işlcyccck? Bu. bü-
^ k ölçüdc Gend Sckrctcr'ın ve
karşı tarafın adımlanna bağbdır.
Olumlu adımlar atarak yeniden
müzakcrc ortamınm yaraülması
gcrckir. Bu nedenle sorumluluk
anık karşı taraftadır."
Çctin. 'Türkiye Güvcnlik
Konscyindcn 789sayılı karan or-
ladan kaldırdcak yeni bir karar
alınmasını mı beklıyor?" sorusu-
na karşıhk, "Bunun şckbni bilc-
mcm. Ama emrivakilcrlc karşı
karşıya kalınmayacak bir orla-
mın, güvcnin Türk laranna vcril-
mcsi gerekmcktcdir" dcdi.
Kahveci:
KoçhaklıANKARA (Cumburiyet Bfl-
rosa) — TÜSÎAD Yıiksek İsti-
şare Konseyi Başkanı Rahmi
Koç'un, "bir yılın boşa
geçirildiği" şeklinde hükümete
yönelttiği eleştirilerin ardından
başlayan tartışmaya Devlet Ba-
kanı ve Hükümet Sözcüsü
Akın Gönen de katıldı. Gönen,
degisen dünyada, belirli kesim-
lerin avantajlannı kaybetmeme
endisesiyle turcınlaşmasının do-
|al olduğunu belirterck, "Bir
yıl boşa geçmedi. Bu hükümet
hiçbir sey yapmamıs olsa bile,
ki çok şey yapılmıştır, Türkiye^
nin dünyadaki büyük değişime
entegrasyonu için zaruri olan
demokratik tartışma ortammı
açmıştır" dedi. Istanbu] ANAP
Milletvekili Adnan Kahveci de
TÜSİAD'ın haklı oldugu görü-
şünü savundu.
Hükümet sözcüsü Akın Gö-
nen, 'iki kutuplu" dünyada si-
yasetin daha kolay olduğunu,
ekonomi, isçi-işveren ilişkileri-
nin belirli standartlan bulundu-
ğunu, bu çercevede bir istikra-
ra ulasıldığını belirterek, Cum-
huriyet'e şu değerlendirmeyi
yaptı:
"Günümüzde bu iki kutup-
lu dünya toptan değişti. Bugü-
nun dünyasuıuı ana kuralı, tek-
leşen büyük bir dünya pazan ve
alabildiğine rekabet. Dünkü ya-
pılanmada, standartlar, şartlar,
kredi mekanizmaJan, muafiyet-
ler, istisnalar, teşvkiler, stan-
dartlar belli, her sey belirli bir
baz üzerine oturmuştu. Bugün,
bu belli olan herşey değişti. Ye-
ni dünya düzeninde ana kural
rekabet olduğu için, rekabetin
ilk şartı da smırsız bir şeffaflık,
alabildiğince apk bir rejim. Ar-
tık her şey kamuoyu önünde
açıkça tartışüacak. Dünkü ko-
rumaların bulunmadığı bir dö-
neme girüiyor. Bu değişiklik ve
açıklığm, her şeyin kamuoyu
önünde cereyan etmesinin^iün-
kü sistemde birtakım avantaj-
lan olan kesimleri menfi yön-
de etkilemesi kaçınılmaz. Ben
TÜSİAD acısından söylemiyo-
rum, bütün kesimler böyle. Di-
ğer kesimlerde de bu endişeyi
görüyorsunuz. Değişimin ne
getirip, ne götüreceğini bileme-
dikleri için endişe duyuluyorî'
Uzaktan kumanda
İki kutuplu dünyada, baskı
gmplannın "geri planda" ol-
malanna karşın, siyaseti dolayh
yoldan etkiîediklerine işaret
eden Gönen, "Bugün artık
ikinci planda kalarak dolayh
yollardan siyasi karar mekaniz-
malannı etküemek, düne göre
daha zor olacak veya metodu
değişecek. Yani baskı gruplan
artık, baskı grubundan ziyade,
sîyasetle daha yakından ügiltn-
meye, daha içli dışlı olmaya
mecbur kalacaklar. Uzaktan
kumandayla değil, içinde bulu-
narak mücadele etme dönemi-
ne yaklaşıyonız gibi geliyor
bana" dedl Gönen şöyle devam
etti:
"Böyle bir ortamda beUrli
kesünlerin, avantaj kaybetme
endişesi doğaldır, hırçınlaşma-
sı doğaldır, eleştirmesi doğaldır.
Artık statik bir düzenden, yeni
dengelerin oluşturulacağı aktif
bir döneme, taşlann oturmadı-
ğı bü" döneme günldi. Bu dö-
nemde herkes, kendi geleceği-
nin sağlam temellere oturması
kavgasuıı veriyor. Sarsmü de-
vam ediyor, her şey belirsiz, her
sey her an değişebilir. Böyle bir
dünyada herkesin birtakım
eleştirilerde bulunması doğal,
belki doğru da."
Kahveci1
nin görüşü
Hükümetle TÜStAD arasın-
da tırmanan gerginliği değer-
Iendiren ANAP milletvekili
Adnan Kahveci de "TÜSİAD,
Türkiye'de sanayiin büyük bo-
lümünü kontrol ediyor, tabii ki
menfaatlerini koruyacak" dedi.
Aynı gerginliklerin ANAP hü-
kümetleri döneminde de yaşan-
dığına dikkati çeken Kahveci
"cukkacüığa" esas yönelenin
devlet olduğunu savunarak,
"Onlar kazandıklan trilyonlar-
la yeni yatınmlar yapmak ister-
ler, siz devlet olarak el koyır'
ya kalkışınca aranız açüır"
ye konuştu.
Maliye eski bakanı Kahveci,
Devlet Bakanı Çiller için de
"Alis harikalar diyannda dolaş-
tıkça meseleye çözüm bu-
lamaz" değerlendirmesi yaptı.
Kahveci'nin hükümet-
TÜSİAD tartışmasına ilişkin
görüşleri özetle şöyle: "Bence
bu tartışmada TÜSİAD hakb-
dır. Türkiye'de sanayiin büyük
bölümünü kontrol eden bir ke-
siradir çünkü ve tabii ki men-
faatlerini kollayacaktır. Neden?
Çünkü, kazandıklan trilyonlar-
la daha fazla yatırun yapmak#
isterler, ama bu paralan daha-'
büyük oranda devlete kaptu-
dıklan anda, devleti yönetenle-
re sıcak bakmazlar. Aynı olay-
lar ANAP döneminde de ya-
şandı. Çok iyi hatırlıyorum,
TÜSLAD'la o sırada cereyan
eden tartışmalar sırasında Sa-
yın Demirel hükümeti hararet-
le destekliyordu. Taruşmanın
esas unsuru nedir? TÜStAD
diyor ki benim verdiğim para-
lan iyi değerlendiremiyorsun
devlet olarak. KlTlere vs. çar-
çur ediyorsun. Bunu beğenmi-
yorum. Haklıdır bu görüşün-
de."
Çağdışı Insanlar!
I Baştarafi 2. Sayfada loj
"Insanlann cinscllikten ne an- görüşmclerin tamamlandığı öğ- dc ölmüştü, Marks'da Lenın dc Chc ğinccçalıyordu. Vc Mustafa Kcmdl"ın gruplar ortak bir hedcf çcrçcvcsındc Ali Kcmal vb. dc solcuydular clbellc.
hyorvc cınscllıge nasıl bakıyor renildi. Alınan bilgiycgöre "ay- Gucvcra da Mao da. Tulunacaklan nc kadar kölü bir dıktatör olduğunu. kcncllcnmış oluyorlardı. Böylccc yal- (Arlık halkın cğilimlcrini kim sap-
Oİmülari Onemll. 0U lllmt Vasak- n c n " hpnimcf*n(in IÜC1>JL- P1T\_ U^u;^ An
\ L.ilr»..»^.^*. A >-..lııı-.n/J..n Lî /"^ıımkıınıı^f ',« «« Vn,t.,w L*nlV A;\, m i n
. _. .l.x A~ I _x ..*•. I I, ™.«. «. laHıucü v^ nucıl canlsıHıven \
lojiyc"' vc bunun arkasındaki Mustafa
Alatürk Kcmarcvccumhuriyctcclindcngckii-
Vc sonunda loplumsal vc küllürcl
olarak birbirindcn fcrsah fcrsiih uzak
Sail "solcu" oluyordu. Halkın eğilim-
lcrini görcn Vahdcltin, Damat Fcrit,
olnıalan önemli. Bu filmi yasak
layanlar. kcndilcnnin de insan
olduklannı nasıl unulabilirler?
Bazı jcylcn yasaklayabilirsini/
ama özgürdüşüncclcri, insanı in-
san yapan cınscllik duygusunu
köreltcmcz vc lutkulannın önünc
gcçcmczsiniz..."
ncn" bcnimscncn laslak. Eko-
nomik ve Sosyal Konscyin;
hükümct, Türk-Iş, Türkiyc Zi-
hiçbirdal kalmamıştı. Aralarından ki- Cumhuriyct'in nc kadar halk düşmanı nızlığına da bırçö/üm bulacağını sanı-
mileri kendilcrini dinc vumıuşlardı bir rcjım olduğunu sürckli vurgulaya- yordu. Tüm yaşamı boyunca bir kcz
rak hcm kcndini rahatJalıyor vc hcmama, onlara da çok kı/ıyordu. Âydın
raat Odalan Birliği, Türkiyc bir kafanın, böylcsi bir afyonla uyuş-
Esnaf vc Sanatkarlar Konfcdc- turulmasma karşı çıkıyordu.
ROMANVE
YAZARLIK
ONURU
Samim Kocagöz
20.000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yaymlan Türkocağı
Cad. 39-41 Cağaloğlu-tslanbul
Ödemelj göndcrflmez.
rasyonü, Türkiyc Odalar vc
Borsalar Birliği, Türkiyc İşvc-
rcn Scndikaları Konfcdcrasyo-
nu vc Türkiyc Sanayicı vc Işa-
damlan Dcrncği tcmsilcilcrin-
dcn oluşmasını öngörüyor.
Taslak ayrıca her kcsimin kon-
scydc sckizcr üyc.ilc tcmsil cdil-
mcsini içcriyor. Hükümci tcm-
sildlcri arasında, DPT vc
Hazinc bircr daimi üyc bulun-
duracaklar, diğer üyclcrin, gün-
dcmdcki konuyla ilgili kuruluş-
tan gclmchi sağlanacak.
Yeni arayışlar içındcydi. Dünyada-
ki hı/lıdcğişimi umullai/.liyordu."Glo-
ballcşmc", "kürcscllcşmc". "mcga".
"vizyon" vb. gıbi yeni kavramlan hc-
yccanla karşılamaklaydı. Eskidcn
karşı çıktığı, halta kıyasıva mücadele
ctlıği kışilcr hakkında farklı düşüncc-
lcr gclişlirmcklcydi. Bu insanlara vc
bunlann dcğcrlcrinc karşı haksız dav-
ranmış olduğunu, duygusa) davran-
mış olduğunu düşünüyor vc biraz
ulanıyordu. Vc bclki dc bu ulancın kc-
farctını ödcmck için kcndisinc yanlış
dcğcrlcr "cmpozc cdcn"' "rcsmi idco-
de eskidcn düşman olduğu insanlara
vc çcvrclcrc yaranmaya çalışıyordu.
Arayışıçındcolan başka insanlarda
vardı. özclliklc gcnç insanlar yıllar sü-
ren bir "depoliti/asyonun" clkisiylc.
büyük birarayışvedcğcrboşluğuiçin-
dcydilcr. Bunlan birölçüdcclkılcmck-
lcydi. Kcndilcrinc "marjinal"' adını
uygun görcn kimi gcnçlcr vc kımı
gruplar. bu saçma sapan yaklaşınılan,
insafsız karalamalan ilgiylc izliyorlar-
dı. Böyfccctüm biryaşam boyunca sü-
rcn mücadclcdckı başansızlığın nc-
dcni vc suçlusu bulunmuş oluyordu:
Rcsmi ideoloji vc bunun arkasındaki
Kcmali/m.
sccdcyc alnı dcğnıcmiş olmasına kar-
şın İslam radikalizminin crdcmlcrin-
dcn sözcdıyordu. Biryandan çarşafla
dolaşanlara kızarkcn öte yandan
"dın"i birsivil toplum kurıımu olarak
yüccltiyordu. Halla Cczayir'dcki or-
du, şcriat dcvlctı kurulmasını cngcllc-
diği zaman bunu. "demokrasiye yapı-
lan bir müdahalc" olarak görüyordu.
Böylccc şcrial düzcninı dc dcmokrası
olarak dcğcrlcndırivordu.
Aslında garip bir popülı/m içınc
düşmüşlü Yanlış da olsa. çağdışı da
olsa; halkıan gclcn hcr şey "asıl solcu-
luk" ıdı. Vc böylcsi saçma bir yak-
laşımın sonunda Kuvayı Milliyccılcr
"sağcı"; Çcrkcz Elhcm, ya da Şcyh
tadıysa ve nasıl saptadıysa...)
Lo/an kölü vc haksız bir andlaşma
idi. Zira imzalayanJar halka karşı in-
sanlardı. Halta İnönü, "Halk bizc
düşmandır" bile dcmışu. Buna
karşıhk Scvr iyi birandlaşmaydı. Hcm
"halkların cğilimlcrinc" uygundu vc
hcm dc dcmokralik (!) bir iklidar ta-
rafından im/alanmışlı. Arap alfabcsı
ycrine Lalın csasına dayanan Türk al-
fabcsinin kabulü: hafta sonu latilinin,
dcğişik ölçü bınmlcrinin kabulü. dc-
ğiştırilcn yasal yapı vs. hcp kölü şcy-
lcrdi. Çünkü "alttan gclcn talcplcrlc
dcğil. üsiicn gclcn baskılarhı" yapıl-
mışlardı. Eski dü/cn hcp alttan gclcn
baskılarla oluşmuşlu (!).
Ulusal sııvaş da bir yullurmaca idı.
Sözdc cmpcr>ali/mc karşı yapılmışlı.
Onlar kim, emperyalizmle savaşmak
kim? Hcm cmpcryalizm nc dcmck?
Dünyada hangi ülkc lam anlamıyla
bağımsız olabilmiş ki? Ne kadar sü-' "ı
sözdc bağımsızlıklan? O savaş, do^, •
dan halka karşı yapılmışlı. Cephelerde
ölcnlcrdcn çoğu İsliklal Mahkemeleri
kanalıyla asıldı.
- Hclc cumhuriyet bayramlan, balo-
lan, halkevlcri... Bunlaradaçok kızı-
yordu. Bir avuç insan kendini eğlendi-
riyordu. Köylülcr caddclcrc çıkamı-
yorlardı. Sonra da "Köylü cfendimiz-
dir" diyc yalan söylüyorlardı.
Ama bunlann hepsindcn çok, hâlâ ay-
nı düşünccyi savunan çağdışı insanla-
ra kızıyordu Kendisi düşünceevrimi-
ni tamamlamışkcn, bunu başarama-
yanlara hem kızıyor vc hem de bunlar
ıçın üzülüyordu. "Ama" diyordu. "nc
yapalım? Her koyun kendi bacağın-
dan asılır" vc ckliyordu, "Gemisini
kurtaran kaptandır".