Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22OCAK1993CUMA
OLAYLAR VE GÖRÜŞLER
AmazonlarMEÜH CE VDET ANDAY
M
-emduh Şevket Esen-
dal'ın (hıkâye kıtapla-
nnda M Ş A dıye yazar)
"Femınıst" adlı bır
hıkâyesı vardır, çok
• sevenm Adam, "femı-
nıst" sözcüğünun ne
demek olduğunu öğrenmek ıçın ötekı-
ne benkıne sorar, fakat hıçbınnden
doyunıcu bır yanıt alamaz, çünku
danıştığı kışıler de bu sözcuğûn an
lamıru bılmemekte. bırtakım laflar uy-
dunnaktadırlar
O zaman ansıklopedı ne gezer. her-
kes ötekıne benkıne sorarak öğrenme-
ye çalışırdı Aynca, okuyarak değıl de,
sorarak öğrenmek bızun halJumıan
eskı bır alışkanlığıdır kendını gelıştır-
mek, eksığını tamamlamak ıçın gozu
yenne kulağını kullanmayı yeğier Bır
gün bır arkadaş bana "Dovız ne de-
mek''" dıye sormuştu da, benım "Ya-
bana para" demem üzenne şaşıp
kalmıştı, "A bu kadar mır
' Evet
efendım o kadardır, bız bılmıyonız dı-
ye karmaşıklaşacak değıl ya'
Geçende televızyonda bır acıkotu-
rum vardı, bıryanda kadınlar, bıryan-
da erkekler oturmuş, kadın haklan
konusunu tarüşülar Daha doğrusu.
bu konuda kadınlarla erkekler çatıştı-
lar Ne var çatışacak, anlayamadım
Erkekler arasında dını butun bır sa
kallı vardı, "Efendım kocaiannı alda-
tan kadınlar var" dıye bağırdı. bunun
üzenne de hanımlardan bın "Kanlan-
nı aldatan erkekler de var" yanıünı
verdı Kısacası femınızm konusu, kı-
mın kımı aldatuğı sorununa bağlandı
Oysa bu sorun bırarada ele ahnamaz,
çünkü kansıru aldatan erkeğe "çap-
kın", kocasına aldatan kadına "yara-
maz" denır, bunlar başka başka şey-
lerdır Hele "yaramaz" sözcuğü ço-
cukluğu anımsatüğı ıçın şınn bıle gö-
rulebıhr Yaramazlık etmış
O günkü oturumda, demın sözûnü
ettığım sakallı. bır laf daha ettı kı. par-
mağımı ısırdım "Efendım, kadın da
ınsandır" dedı Kabul edıyor kadının
ınsan olduğunu, bunu bır ılerleme sa-
yalım mı'' Eskıden bır gazetecı arka-
daş, Almanya'dan bır Alman kıa ge-
tırmıştı "Nerde şımdı7
" dıye sonnam
üzenne, "Evde dolaşıyor, bıraktım
dolaşsın" demışü O da ınsandır, karşı
gelemeyızdolaşmasına Köpeklenbıle
her gün dolaşmaya çıkardığımıza go-
re
Femınızm, "Cınsıyet aynmahğına
karşı çıkarak cınsler arasında sıyasal,
ekonomık ve toplumsal eşıtlığı savun-
mak" demekür Evet, kurmak değıl,
savunmak demekür Çunkü yenı bır
ılışkıler düzenını kurmak ıçın sadece
"ıstemek" yetmez, bır yenı koşuilar bı-
nkımı sürecı de gereklıdır Turkıye'de
ılk kadın hareketlennın II Meşruüyet
donemınde, eşıt hak ıstemının ıse
1980'lerde ortaya çıkması rastlanü ıle
açıklanamaz.
Bugün "Erkek kansını dovebıür,
ama haklı ıse dovebılır" dıyen başı ör-
tülu kadınlann zuhur etmesı de rast-
lanü değıldır Elbette bırbınne karşıt
olan bu ıkı davratuşın bırarada bulun-
ması da açıklamayı gerektınr Kadın
haklannı savunan cerbezelı hanım-
lanmızın, bu dayak konusunu ıska
geçıp erkeğın yakasına sanlmalan ye-
terlı değıldır gjbı gelıyor bana Çünku
kadınlara haklannı bağışlayacak olan
erkekler değüdır, toplumdur
Egemen erkek tıpını, erkeğe de
kadına da toplum öğretmıştır Bu ıkı
cuıs, bırarada ders görmüştur
Kadının toplumsal durumunda yapıl-
ması gereken düzeltmelen erkeğın ın-
safından beklemek hıçbır sonuç ver-
mez
Butün ış, yaşamı, kadın ıçın de, er-
kek ıçın de yaşanılır duruma geürmek-
tır Çok yanh bır savaşım konusudur
bu Baü'dakı femınızım hareketının
tanhı de bunu gostenyor
Bu konuda benım ılk önenm, "Ka-
dın da ınsandır" sözünün ayıplığını
toplumca kavramamız yönünde ola-
cakür
Bunun gıbı, kadınlan "yumuşak"
saymaktan da vazgeçmemız gerektığı
sanısındayım Gerçı hemşırelığın. has-
tabakıcılığın bır kadın uğraşı olduğu-
nu bılıyoruz Hasta ıçın kadın sesı,
dınlendına, ıyıleştınadır Neden uza-
ğa gıdelım, kadın varlığırun evımızde
yarattığı ıyımserlık havasını hangı er-
kek yatsıyabılır' Bır şaınmız,
Kadınlar otmasa oksuz kalırdı eşa-
rım, demışü Kadınlara mınnettanz
Ama gene de onlan hastabakjcımız
saymayakm Yanhşolur
Kadınlığı kölelığe benzetme egılı-
mınde olan fetnınıstler, bunu tanhsel
bır gerekırahkle açıklamaya kalkar-
larsa, belkı yazıh tanh dönemı ıçın
haklı çıkabıürler, ama daha eskıye gı-
dersek durum değışır Evet, ılkel top-
lumda ava çıkan yalnız erkeklerdı
Kadınlar da ot, yemış topluyorlardı
Hayır, onlann mutfağa zonınJu ol-
duklannı söylemek ıstemıyorum Tam
tersıne, Amazonlar konusuna gelmek
ıstıyorum
Rahmeth Azra Erhat, Mıtolojı Söz-
lüğü adlı yapıündakı "Amazon" mad-
desıne şöyle başlıyor
" Anadolu'nun mythos'a katkısı salt
efsane, uydurulmuş masal değıldır
Anadolu kaynakb efsanelenn hemen
hepsı olmuş olaylan yansıür, yaşamış
kışılen konu alır Bu yûzdendır kı, bır
gerçek payı ve tanhsel bır nıteiık taşır-
lar Izlenne destanlarda olduğu ka-
dar, tanhçüenn ve coğrafyaalann
yapıtlannda rastlamamız bunu kanıt-
lar "
Anadolu bınlerce yıl anaerkıl bır
toplum düzenı ıçınde >aşamış ve bu
düzenın sımgesı olan Ana Tannça'ya
değışık adlarla tapınmışür Amazon-
lar, savaş tannsı Ares ıle Aphrodıte'-
nın kızlan sayılır Bu kadınlar ok ve
yaydan başka bır de "labrys denılen
ıkı agızlı baltayı sılah olarak kulla-
nırlar
Homeros bunlardan söz açtığında
"Erkek gıbı Amazon'lar" der Ama-
zonlann at üstünde savaşmalan eskı
Yunanlılan şaşırtmışür Homeros'un
sözü femınıst kadınlanmızı
kızdırmasın' Ne yapalım, bu ıkı ans
arasında gücü temsıl eden hep erkek
olmuş demek Amazonlar, erkeklen
yanlannda köle ya da uşak olarak bu-
lundururlarmış, elbet cınsel ılışkı ıçın
de Bu~ mythosa gore, Akhıleus ya da
Herakles bır Amazonla çarpışmış (el-
bet kadın olduğunu bılmeden), öldür-
müş onu, sonra da oldürduğü savaş-
çının kadın olduğunu anlayınca
utanmış Bır kadınla savaşmak kah-
ramanhğa yakışmazdı, çunku Şımdı-
kı kocalann, kanJannı dövmelennı gel
de anla'
Ama ben çağdaşımız olan hanımla-
nn Amazonluğa heves edeceklennı hıç
sanmam Kolayış değıl çünkü Savaşa
erkek gıder Ancak erkeğın guç du-
nımda kaldığı anda onu kansının yü-
reklendırdığj olaylar da vardır örne-
ğın, kral Duncan'ı öldürüp tahta
çıkması ıçın Macbeth'ı yüreklendıren
Lad) Macbeth ür
Romanya'nın eskı cumhurbaşkanı
Çavuşesco, eşıyle bırlıkte tutukİanıp
sorguya çekıldığınde Bayan Çavuşes-
co kızmış ve kocasına, "Bunlann se-
nınle boyle konuşmalanna nasıl mü-
saade edersın" demış Az sonra kurşu-
na dızıleceklennı anlayamamışü Ba-
yan Çavuşesco
Sanıyorum, Memduh Şevket Esen-
dal'ın hıkâyesındekı durum bugün de
surüpgıdıyor Femınızmın ne olduğu-
nu bıkn bır türlü bulunamıyor Konu
sadece kadın-erkek çekışmesı bıçımın-
de ele ahnıyor Kadın haklannı ger-
çekleştırmek erkeğın müsaadesıne
bağlı değıldu
Bu konuda benı en çok düşündüren
ıse, Atatürk karşıü şenatçılann, kadı-
nı ınsanbktan çıkarma çabalandır Dı-
lenm. femınıstJenmız, çağdaşlaşma
savaşımının en gûvenılır destekçılen
olsunlar
ARADABIR
Prof.Dr. AYDIN AYBAY
Prof. Ragıp Sanca İdn...Turk duşun yaşamı bir anıt-adamı' nı daha yıtırdı Prof
Ragıp Sarıca hocamızı 11 ocak gunu son yolculuğuna uğuria-
dık Yalnız 'hukukhocası 'yada 'hukuk bılımı ustası demıyo-
ru7 çunku onu sadece bu kımlığı ıle anmak eksık bır anlatım
olurdu Onu yakından tanımak sansına sahıp olanlar konuş-
masına yansıyan derın ve engın kultur dunyası ıle ılıskı kura-
bılmış söylesılerındekı eşsız lezzetı tatmış olanlar bunu kolay-
ca anlayacaklardır Prof Sanca, Turk toplumunda çok nadır
yetışen bılımı vebılgısıyle davranışı veduyarlılığı ıle eşsız bır
Turk aydınıydı
Sanca hocamız Cumhurıyef öncesınde dunyaya gelmış
ama Cumhurıyet donemınde yetışmış ılk bılım adamı kuşağın-
dandır Meslekı yetışmelerını 1930 lu yılların sonuna doğru
famamlayan bu kuşak mensupları 1940 lardan ıtıbaren Istan-
bul Hukuk Fakultesı nde oğrenım gorenlere hocalık etmısler-
dır Bız de 1950 den ıtıbaren başlayan oğrencılık dönemımızde
bu kusağın oğrencılerı olduk O dönemlerde unıversıteler ger-
çek bılım yuvası havasını taşırdı Bu yuvaya saygın kımlığını
veren toplum ıçındekı yuksek ıtıbarını sağlayan baslıca oğe
ıse Ragıp Sanca nın da ıçlerınde bulunduğu oğretım uyelerı
topluluğu HJı Aralarında çesıtlı nedenlerle beğenmedığımız
kımı kışısel yargılarla eleştırdığımız kısıler de vardı Ama hoca
kesımını olusturanlann hemen tamamının cıddılıklerınden ye-
tışmelerındekı sağlamlıktan ve bzellrkle bılıme ve mftsleklerı-
ne baglılıklarından en kuçuk bır kuşkumuz bıleolrnazdt Fakiîl-
temız Istanbul Hukuk Fakultesı gerçekten btr bılım mabedı
gıbıydı Orada YÖK duzenınde olduğu gıbı şuradan buradan
devşırılmış uydurma unvanlarla oğretım uyelığı tahtına otur-
tulmuş hıç kımse yoktu zaten boylelerı o hava ıçınde yaşaya-
mazlardı
Işte Prof Ragıp Sanca yı boyle bır kurumda ıdare hukuku
derslerınde tanımıştık Ders anlatışındakı canlılık ıçtenltk ve
dennlık hepımızı buyulemıstı Her dersınde, hukukun klasık
konulannı da ıslese hepımızı yenı dunyalara götururdu Bu
kadar bılım yukunun, zaman zaman kuru ve katı hukuk konula-
rının bu derece pınltılı ve heyecan vencı bır anlatıma dökule-
bılmesı gerçekten sasırtıcıydı Bunun gızemını yıllar sonra
bızler de oğretım ugraşının ılk basamaklanna ayak bastığımız
zaman çozduk O elınde tuttuğu ufacık not kağıtlarına çok sey-
rek goz atarak kursude heyecanla dolaşıp ders anlatan Prof
Sarıca yı daha başka yonlerıyle daha yakından tanıma mutlu-
luğuna kavuşunca bu gızemın ne olduğunu da anladık Karşı-
mızda, yalnız hukuk bılımı konusunda değıl edebıyat sanat
kultur alanlarında dopdolu bır hazıne vardı Bu hazınesı ıle Sa-
nca hoca bır hukuk vırtuozuıdı Her soyleşısınde ayrı bır denn-
lık ayrı bır tat ayrı bır zengınlık olan bu hazıne ı!e etrafına ışık
saçıyordu O duraklamalı aydınlık ve parlak bıçemı ıle anlat-
tıklarından dınleyenlere her seferınde yenı bır şeyler öğren-
mek, pay çıkarmak olaylara yenı bakış açılanrtdan bakmak
fırsatı çıkıyordu
Onun özgürlük ulkusune ve bu arada akademık özgurluğe
yürekten bağlı bır kışı olduğunu herkes bılır Bunun ıçın çok
savaşmıştı 1950-60 ınbaskılı donemlerındeyazdıkları konus-
tukları o zamanları yasayanların anılanndadır Unrversıtelerın
özerklığı ve oğreöm uyeierının bılımsel özgurluğu konularında
en küçük bır ödun verılmesıne tahammulü yoktu Bu yuzden
bırcok hayal kırıklıklan ve uzuntuler da yaşadı 1971 darbesın-
den sonra Tunaya nın Aksoy un ve Sungurbey ın fakulteden
alınıp bır asken araca bındınlerek Davutpasa Kışlası na gotu-
ruluşlen olayına tanık olduğundakı elemı huznu ve kızgınlığı
yakından gözlemleyenlerdenız Boyle bır şey olabıleceğıne
ınanmıyor gıbıydı Hele o akşam hocaları goturen sıkıyonetı-
mın komutanı onuruna rektorun unıversıtede bır kokteyl partı
vereceğını de duyunca çıldıracak gıbı olmustu Tepkısızlığın
ve vurdumduymazlığın bu kadarına ınanamıyordu, Ah bu
adamlar dıyordu hayatlarında bır tabloya ıçlerı tıtreyerek
bakmamış heykel deyınce sadece kapının önundekı anıtakıl-
larına gelen bu kaba yaratıklar Kımseyeduşman değıldı bu
sozlerı ona soyleten bılım hukuk ve kultur anlayısı ve duyarlı-
lığıydı 1980 den sonra olan bıtenı de aynı hüzun ve kırgınlıklı
ızlıyordu Bızım oğrencılık yıllarımız sırasında derslerınde ve
zevkle okuyup yararlandığımız ıdarı kaza yapıtındakı anlat-
tıkları ve 1961 Anayasası nın hazırianısındakı katkıları ıle ya-
şam boyu savunduğu Turkıye de ıdarenın hukukla bağlılığırv
dan yasama tasarnrflarının Anayasa Mahkemesı nce denet-
lenmesıne kadar uzanan hukuk devletı ulkusünun 1980 den
sonra aldığı derın yara onu ısyan etörıyordu Bu dönemdekı
uğursuz gelışmeler ve gerıye gıdısler uğrıma burtca savaştığı
kurum ve kavramların hoyratça ayaklar altına alınması yaşa-
mının son donemınde hocayı hasta edecek olçude uzmuş ve
mutsuz etmıstı Onu son kez hastanede gorduğumuzde, bu
mutsuzluğu ve daha da kotusu umutsuzluğu sezmemek ola-
naksızdı Galıba artık yasamak ıstemıyordu Ne kadar yazıktır
kı yasamını Türkıye de kencfı çapında ınsanlann yetışmesı
ıçın gereklı ortamın özgürlük, bılım ve kultür ortamının oluş-
rnasına adamış bu olağanustu ınsan, buyük bılım ve kultur
adamt böyle bır hayal kınklığı ıçınde goçtugıttı Ondandestek
ılgı ve yardım gorenlerı ve daha onemlısı Turk duşun yasamı-
nı yalnız ve oksuz bırakarak
TARTIŞMA
T O m K ı r m.
TARIH VAKFI
KUŞAKLAR BULUŞMASI
TOPLANTIDİZİSİ 9
Prof. BAHRİ SAVCI
23 OCAK 1993 CUMARTESI SAAT 1400
TARIH VAKFIKUTUPHANESI
Klanbul Titare! OddM Yanı Zındankapı, Değırmen Sokak l
s
rıtiıın.mı '44Wi ISTANBUl Tel
<
in
<
!2 3''
Belediyelerde taşeron mafyası
epımızın
bıldığıgıbı
beledıyeler
bıreyın
doğumundan
^ olümune
kadar tum hizmel ve
ıhtıyaçlannı karşılayan
kurumlardır
Tıpkı Osmanlı Maanf
Nazın'nın'Ah şuokullar
Dİmasa maanfi ne guzel ıdare
^lerdım dedığıgıbı
beledıyelenn yasadan doğan ve
varlık nedenı olan aslı kamu
gorcvlennı ıhale suretıyle
raşeronlara gordurmeye
kalkışmalan sıkça gorulmeyc
başlandı
Ozellıkle Dalan doncmının
beledıyealık anla>ışı,Osmanlı
Maanf Nazın nı da basürdı
Beledıyclenn asb kamu
gorevını. meslegının hıçdeehlı
oknavan taşeronlara
devretmekle beledıyeyı pek
guzel ıdare ettığı yanılgısına
kapıldı
Boylece taşeron firmaadı
altında yüzlercc "koşe donücü'
şırkctıuredı Beledıye
kaynaklan. bu köşe donucü
taşeron fırmalara peşkeş
çekıldı
Batı da gorulen üretken
beledıyecılık anlayışmın yennı
ıhalea beledıyealık anlayısı
aldı
Çok buyük kavnağa sahıp
buyük kent beiedıyelen "Asfalt
fabnkalan, çöpun ışlenerek
sanayıyc yenıden donüşumünu
sağlayacak çdp fabnkalan,
kent uldşımına rahatlık vcrecek
kent gjnşlenndeçok katlı
otoparklar yapma" gıbı buna
benzer pek çok ışlevlennı
unutarak "ışın kolay veşova
donuk vanındyoneîerek'
taşeronlar clıyle vıtnn
duzenlemelenne yoneldıler
Genellıkle haikın yerleşık
olmadıgı yorelerde. park bahçe
tanzımı kaldınm taşı değışımı,
ana artellen ıkıyeayırma, refûj
taşlan doscme, hanta ve
aphkasyon gjbı mılyariık ışler
beledıyelerce taşeron fırmalara
vcnldı
1989 mahallı seçımlen oncesı
SHPbu ıhalea beledıyecılık
anlayışına karşı çıkmışlı
Bunun bır talan olduğunu
"Dalan'a talane yalana"
karşıyız sloganı ıle seçımlen
kazandıklannda bu talanın
hesabını soracaklannı
söyledıler
Halk da bu yagmaya karşı
çıktı tstanbul da çok olumlu
ışler yapmış olmasına karşın
ayyuka çıkan bu volsuzluk
dedıkodulan nedenıvle Dalan
veekıbı seçımlen kaybettı
Sonra neoldu
9
Tam bır trajı-komık ortam
yaratıldı Dalan donemınde
yapıldıgı ıddıa edıien
yolsuzluklarla ılgılı olaylann
gün ışığına çıkanlması ve
bunun hukuksalçozum yollan
hakkında Istanbul Büyük Şchır
Beledıye Başkanhğı benden de
yazıL goruş aldı O gorüşlenmız
doğrultusunda hareket
edılseydı, başta "Dalan
Vakıflan" olmak üzere toplu
malvarlığı olan mılyonlarca
metrekare arsa ve üzenndekı
tesısler İstanbul Beledıyesı'ne
gen dönmuş olacaktı Boyle
yapılmadı SHP Beledıye
MeclısGrubu nun ıçınden ve
"cahılıyedcvn nın ınsanlannı
andıran bıreylerden kurulu bır
"Araştırma Komısyonu"
oluşturuldu Böyleceış
Mahkeme-ı Kubra'ya
bırakıldı Dala.ı'dan hesap
sorma ışı tam bırfiyaskoıle
sonuçlandı
SHP beledıyealık anlayısı ıle
Istanbul tanhmen bûyuk
karanlıklanna gömüldü.
Yolsuzluk ruşvet, suııstımal,
görevı kötüye kullanma Neron
devnnı hatırlatacak boyutlara
enştı
Başta, ınsanlığın ortak mırası
olan Boğazıçı olmak üzere her
tarafyağmaedıldı Koy, kente
egemen olduve SHP
beiedıyelen geçmışte
kınadıklan taşeronlarla ortak
göruntüsü verecek bıçımde ıçlı
dışı oldular
Amaç, "En yüce değer
emektır" dedıklen beledıye
çafaşanlannı
sendıkasızlaştırmaktı Boylece
çalışan halk kesımlennın
orgütlü hak arayışlannı
kısmak, başta çöp toplama ve
taşıma ışmı de taşeronlara
gordurmektı Boylece ûretken
beledı>
r
ecılığın yennı, her ışı
taşerona yaptırmayı amac
edınmış ıhalecı beledıyealık
anlayısı aldı
Bu anlayış, beledıyelen 'taşeron
mafyası'nın cgemenlığıne
göturür Şımdı bıle pek çok
beledıye başkanının arkasında
taşeron mafyası yok mu
7
Bır taraftan 'sıvıl toplumu'
kurma ıddıasını taşıyan
polıükacılann dığer taraftan
çalışan halk kesımlennı
"sendıkasızlaştınna'ya yonelık
uygulamalannı gordükçe
ınsanın küçuk dılını yutası
gelıyor
En önemlı tehlıkelerden bınsı
de beledıyelenn daımı ışçısı ıle
taşeron ışçısı arasında catışma
çıkabılır
Bızım bıldığımız. "Beledıyealık
Sosyal Demokratlann Işıdır "
Aslan Sosyal Demokrat SHP
Beledıye Başkanlan sayesınde,
beledıyealık hıçde meslegının
ehlı olmayan köşe dönücü
'taşeron mafyası'nın ışı olmaya
başladı
Haydı hayırlısi
Dansı 'bakanlıklann" başına
CELAL
TOPRAKOĞLU
Avukat
PENCERE
THE NEW YORK TIMES
Yobazlann ayak sesleri
O
ğrencılenme
Tevfık Fıkret'ın
'Doksanbeşe
Doğru' adb
şıınnı okutup
açıklarken sayın
oğrenalenne yansıtmalanna
göz yumulmakta Laıklık
çığnen nekte ve devletı
yönetenler secmenlenne şınn
göriinüp dört yıl daha seçılehm
dıye, "gücumüz yetmıyor"
mılletınvekıllennın gerekçesınesığınmakta.şenatçı
yemınlennın yanı sıra bu şıın de kuruluşlann artmasına.
kürsude okumalan dıleğınde
bulunurum Gerçı bu şıın
anlayıp etkıleneceklennı
sanmam, ama gene de
önennm
' Bırdevr-ışeâmet,yıne
çığnendı yemmler
Çığnendı, yazık mılletın
ümmıdı bulendı
1
Kanun dıye topraklara
surtulducebınler
K aanun, dı>e, kaanun dıye,
kaanun tepelendı
Bîhude fıganlar yıne, bîhûde
cnınler
1
"
Değışenbırşeyyok Yıllar
sonra aynı uzüntulen
duyuyoruz Kanunlann
tepelenmesmın engellendığı en
yuce makamın başkanına,
Ana>asa Mahkemesı
Başkam'na saldınlmakta,
tehdıt edılmekte, Atatürk 'e,
Ataturkçu kuruluşlara dıl
uzatılmakta Hâlâ Meclıste
sen-ben kavgası
doküldüğunden Mezarcı lar
kursude Atatürk ıçın ılen ger
konuşabılmekte
Okullanmızda dın derslennı
zorunlu >apıp dın dersı
oğretmenlennın pervasızca, en
bağnazduşuncelen
etkınleşmesıne göz yummakta
Bağnaz ınsanlann bırçığ gıbı
çoğalmasına olanak
sağlamaktadırlar Bızım
zamanımızda okul çağına
gelmışçocuğunu okula
gondermeyen aılenın çocuğu
alınır, ılkokula polıs gucüyle
geunlırdı Şımdı Kuran
kursuna gıdene "orta öğretım
Aydınlara çağn
A
nadolumuzun
gobeğındekı
Aksaray ılının
Demırcı
kasabası, 300 yı]
öncekunılmuş
Aksaray-Nevşehır
karayolunun 19 km sınden
doğuya avnlan Ihlara
karayolundan 5 km ıçerdedır
Halkı tanmsal uğraşı ıle
geçımmı sağlamaktadır
4500-SOOOnüfuslubelde
beledıye > onetımı ıle ıdare
edılmekte olup okuma-yazma
oranı % 85'tır
Ilkokul. ortaokul ve lıse
duzevınde oğretım
kurumlanna sahıp olan
kasaba, genç ve dınamık bır
nüfus yapısı ıle yoğun bır
aydınlanma çabası ıçmdedır
Bu nedenle, o kasabanın
^»cuğu olarak çağnm şudur
1 - Lısesı, oğretmen yokluğu
nedenıyle mevcut oğrenalennı
de başka lıselere kaptırdığından
kapanma aşamasına gelmıştır
Sayın Mılh Eğıtım
Bakanf ndan boş kadrolann
atamayla doldurularak bu
eğıtım ayıbının gıdenlmesıru
beklıyoruz
2- Sosyo-ekonomık \e
sosyo-kültürel yetersızlıkler
nedenıyle okumak ısteyıp de
kıtap, gazete alıp okuyamayan
gençlenmızı topluma aydın
bırer bırey olarak kazandırmak
ıstıyorsak,
Lutfen, Anadolumuzun
gobeğındekı o şınn kasabamıa
karanlıktan kurtanp
aydınlatmakıçın
bakanından-bıreyıne değın her
yurdunu, ınsanını sevenler
aşağıdakı adrese oîabıldığınce
kıtap dergı gazete gıbı elınde
ne varsa postalasınlar
Şımdıden teşekkureder,
saygılanmı sunanm
ŞAKtRGENÇ
Demırcı Kasabası
îlkokulu Mudurlueü
dıploması" venlıp
odüilendırme peşındeler
Bu ışe yeterdemenın zamanı
geldıdegeçıyor Aydınlarbu
bağnaz, kendını bılmez kışılenn
karşısına cıkmalıdır Çıkanz
da Suskunluğumuzu
korkaklık, nemelazımalık
sanmasınlar
Sayın Yekta Güngörözden
gıbı Atatürkçü. aydın kışılenn
de yanmdayız. Bıhnmelı kı
küçük bır kıvılam ortalığı
kanştıracaktır Laıkolmanın
anlamını bılmeyen bağnazlar
şımdıkı rahatlıklannı laıklığe
borçludurlar
Aydın olmanın bedelı ucuz
değıldır Bızler bunu buyuk
odentılerleodüyoruz Altmışlı
yıllarda doğuda Nurcularla
savaşırken ımam hatıp okullan
açılıyor. bızler bu gunlen
görerek gerçeklen dıle
getırdığımız ıçın komünısthkle
suçlanıyorduk Şımdı neyle
suçlanacağız Atatürkçü
olmakla mı'' Dmı alet ederek
cebımızı doldurmamakla mı
9
Neyle0
"Duşsun sana -meyyâl-ı
tahakküm- eğılen ser,
Kopsun senı -bır hak-dıye
alkışlayan eller "
Neredesınız aydınlar
sendıkalar, odalar, dernekler
Sesınızı duyamıyorum Vesız,
çağdışı guruh. bardağı
taşırmayın1
GÖNÜL EREN
Oğretmen
Şerif, Yridm TaktuJohn Fıtzgerald Kennedy 1960 yılında 43 yaşında ABD
Cumhurbaşkanı oldu Ilk kez bır Katolık başkan< Genç,
yakışıklı çekıcı' Otel ve lokantalannda sıyah-beyaz ay-
rımı yapılan bır ulkede ılerıcıydı Kennedy, ırkçılığa karşı
tutumuyla şımşeklerı ustune çekıyordu
'Yenı Dunya da uçan halıya bınmış bır masal prensı
Masal prensı, Sovyetler'ın Kuba ya yerleştırdığı fuze-
lerı kaldırtmak ıçın atom savaşını göze aldı, CIA planıyla
Kuba ya çıkarma gırışımını yaptırdı, Amenka'yı kahre-
den Vıetnam Savaşı'nı başlath
1963'te Teksas'ta vurdular Kennedy yı
Yazık oldu
Kennedy'nın yaşamı gözlerımızın önunden akıp geçtı,
'Amenkan ruyası nın değıl, ama 'Amenkan gerçeğı 'nın
katı ve acımasız yasalarım sergıleyerek
Anlayabılene dersler vererek
Acı sonla noktalanarak
•
Clınton, televızyon ekranlarındakı görüntüsuyle
'Amenkan ruyası'nın tam adamı
Bıçılmış kaftan
öğrencıyken Beyaz Saray'a gıtmış, Kennedy'yı gör-
müş, etkılenmış, kafasına koymuş
- Ben de boyle olacağım
Aılesı Amenkan yoksulu Clınton Oxford'da bursla
okumuş, saksofon çalar, otuz yaşından ben yönetıcı, po-
lıöka, ılk gençlığınden ben bır yaşam bıçımıne dönüş-
müş, televızyon kameralanna en rahat pozu ve en guzel
fotograh verıyor, pırıl ptrıt ve güleç halıyle gönulterı fet-
hedıyor
Sıradan Amenkalı ıçın, bır Hollyvvood yıldızından fark-
sız' AlClınton'u YalanRuzgân'ndaoynat
Başrole çıkar
Artık Amenkan demokrasısınde sıyasetn koşullannı
sınemanın goruntu yonetmenfığınde düşunmek, kaçınıl-
maz bır yasaya donuştu, uzun yıllardan ben TV ıle polıtn
ka ozdeşleştı, Clınton da Kennedy gıbı bır masal pren-
sı' Yenı başkan, çızgı fılm kahramanlanndan ayrılabılır
mı? Zaman tünelıne gırse, ortaçağ şatosunda 1yı kralın
yakışıklı prensıne donüşur gelecek yuzyıllarda yaşana-
cak yıldızlar savaşında, kotu adama tek başına karşı
koyacak GuzelAmerıkalı' roiüneçıkar, sevgılisı de ha-
zır
Sarışın avukat Hıllary
•
Sakın aldanmayın'
Televızyonlann masal prensı Amenkan çıkarları ge-
rektırdığı zaman, gezegenımızdekı en aamasız yaratk-
tan daha katı olacaktır Çunku bır Amenkan cumhurbaş-
kanının ozel kışılığı, süper kapıtalızmın katı mekanızma-
larını ışleten çarkların ve dışlılerın elverdığı ölçude
ozgurdur Başkan otuz ıkı dışınıbırdengosteren televız-
yon kahkahasını patfarbğı anda bıle, bılınçarhnın derınlt-
ğınde bu yasanın özundekı canavarlığın bılıncındedır
En küçük bır yanıltıda yok oluverecegım duyumsar Za-
ten bu kuralın mengenelennde koşullana koşullana do-
ruğatırmanmışnr
Hangıdoruğa
7
Kımısı o doruğa tırmana tırmana çıkar, kartal uçarak
konar
Amerıka da polrtıkacının ürmana tırmana çıktığı do-
rukta bır suru kartal uçuşur Alıcı kuşlar havada çember-
ler çızerler, tepeye ınıp kalkarlar, havalanıp konarlar,
gozlerı gezegenımızın butun enlem ve boylamlarını ız-
leyecek keskınlıktedır
Kennedy'ı kım parçalamıştı'
7
•
Clınton bır sarıkafadır
Kuzeyın en hızlt tabanca çeken sarıkafası, büyük şert-
lıklerle şerıf yıldızını taktı
Guneyın yoksul karakafasının kafası, sakın yanlışa
basmasın, aldanışının cezasını ceker
Prof. Dr. IRENE MELIKOFF
İlk kez Türkqe yayımlanan
Uyur İdik Uyardılar
adlı kıtabını ımzalayacak ve
kendısini sevenlerle birlikte olacak.
C G T T j H j Kadejfcrrto 3/3
voynevi V# o&& b^
W 52717 41. ys. 526 97 42
Yer: Merdıvenköy Şahkulu Sultan Dergâhı (Göztepe)
Gün 23 Ocak 1993 Cumartesı, saaf 12.00-15 00
TEŞEKKÜR
Konsersaıuardan ogrentim Cerrahpaşa Tıp Fakuhesı
Urolojı Ana Bılım Dalı O|retım Uyesı Doç. Dr. ALİ
Rl/A KURA1 \e /arıf e>ı FUGEN'ın şardımlarını
unutamavacağım
Yıllardır acısını vaşadığım dısk kayması ağrılarımı
hassas anıehvatı sonunda gıderen Cerrahpaşa Tip
Fakulıe^ı Noroşırurjı Ana Bılım Dalı Başkanı,
Prof. Dr. CENGİZ KUDAY'a,
Do<% Dr. EMİN ÖZYURTa,
Yrd. Doç. Dr. ZİYA ^AR'a,
Dr. ALİ KAFADAR a,
Dr. PAMİR ERDİNÇLER'e
ve narkoz uzmanları
Prof. Dr. MOİZ BAHAR'a,
Dr. ERCAN TÜRECrye,
Dr. NEVAL İPEK'e"
ve vardımlannı esırgemeyen butun noroşırurjı dalı
valı>anlarına avn ayrı teşekkurlenmı sunanm
MLAZZAM SEPETÇIOĞLU
CMUK
Prof Dr ERDENER YURTCAH'Ü Ceza Yargılaması Hukuku
1992Değısıklık)en çıktı
Kazancı Kitap Ticaret, Tel.: 9-1-516 84 07
SİMAVNE KADISIOĞLU
ŞEYH BEDRETTİN VE VÂRİDÂT
VECIHI TİMUROĞLU'nun
yayına hazırladığı Vârıdât ve araştırmasınm
3 basısı çıktı
Başak Yayınlan - Ankara