Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtiyaz sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı: Özgen Acar • Genel
Yayın Koordınatörii: Hikmet Çetinkaya
• Yazı İşler i Müdüru: Celal Başlangtç #Ha-
ber Merkezi Müdürü: Mustafa Balbav
Gorsel Yönetmen Ali Acar •Düzenleme Mustafa Sağlamer Ankara Temsılasi: Cüneyt Arcayfeek •Haber Müdürleri: Işık Kansu, Hakkı Müessese Müdür V : Erot Erknl •Koordina-
• tstanbul Haberleri Şenay Kalkan «Drç Haberler Ergun Balcı Erdem Z.Gökalp Blv.İnkılap S. "No:19 4, Tel: 433114M7, Telex. 42344. Fax. tör Ahmet KonJsan «Muhasebe Böient Ye-
• tş - Ekonomi Dinç Ta>aoç «Yurl Haberleri. Mehmet Saraç (4)433"\565»İzmirTemsılcı V.: SerdarKmk.H.Ziya Blv. 13525.2,3 Tel:831220, ner • İdare- Hüseyin Gürer •Işletme Önder
• Makaleler Sarai Karaören «Spor: AbdölkuKr Yücefanan »Dü- T»lex: 52359.Fax: (51)895360 • Adana Temsildsı: Çetin Yiğenoğlu İnöııü Cd. Çefik «Bılgı-lşlem: Naü tnal •Bilgisayar Sıs-
zeltme AbduUrfı Y«ZKI 119 S. No: I Kaf 1. Tel: 59 37 52 (4 hat). Telex: 62155. Fax: (71) 59 25 78 'tem: Mürüvet Çüa • Reldam Reha Işıtman
YayanbyiB: Yenı Gün Haber Ajansı. Basın \e Yavıncılık A.Ş B»m: Cumhunyet Matbaacılık veGazetecı
rürkoca|ı Cad 39 41 Cagaloğlu34334Isl PK 246İstanbulTel 5120505Telex:22246.Fax (1)5138595 TAKVİM 22OCAKI993 İmsak: 5.47 Güneş: 7.16 öğle: 12.20 Ikindi: 14.51 Akşam: 17.14 Yatsı. 18.38
Suçişleyen orta
yaşltar
•ANKARA(AA)-
Türkiye'de nüfus artışına
oranla suç işleyenlerin sayısı
da hızla artıyor. Adalet
Bakanlığı Adli Sicil ve
İstatistikGenel
Müdürlüğü'nün verilerine
göre, işledikleri suçlar
nedeniyJeceza alanlann
büyük bir bölümünü orta
yaşlılaroluşturuyor. 30-39
yaşlan arasında bulunan 18
bin 633 orta kuşak temsilcisi
suç ışleyerek cezaevine
düşerken, bunlardan
382 sinin kadın olduğu
belirlendi. Adalet Bakanhğı
verilerine göre orta yaş
içerisinde yer alanlardan
67'si idama mahkum
olurken. yaşlan 60'ın
üzerinde olan 4 kişi de idam
cezasına çarptınldı.
Aile-çocuk iHşkisi
•ADANA(AA)-
Anne-baba arasındaki
davranış bozukluklannır.
çocuklar üzerinde olumsuz
etki yaptığı, nıutlu aile
ortammda yetişen çocuklann
ruhsal açıdan daha sağhklı ve
zeki olduklan belirtildi.
Adana 5 Ocak Yetiştirme
Yurdu Sosyal Hizmetler
Uzmanı Sosyolog Manolya
Kandırmaz, AA muhabirine
yaptığı açıklamada, aile
içindeki ilişkilerin çocuğu
yaşamı boyuncaetkilediğini
söyledi. Sosyolog
Kandırmaz, "Anne ve
babalar. çocuklannın
yanında mümkün olduğunca
olumsuz davraruşlardan
kaçınmalı ve tartışmamalı"
dedi. Kandırmaz şöyledevam
etti: •Toplumlanntemelıaşı
ailedir. Özellikle kırsal
bölgelerde katı kurallar
içerisinde yetişen anne ve
babalar. kentlere
geldiklerinde aynı tutum ve
da\ ranışlannı sürdürmeye
çalışıyorlar.
Rakınıntahtı
sallanıyor
• İSTANBLL(AA)-lçki
sofralanmızda milli
içeceğimiz olarak kabul
edilen rakı. özel günlerde
sofralardaki yerini şarap ve
şampanyaya bırakıyor.
Istanbul'un 5yıldızlı
otellerinden Hilton.
Sheraton, Conrad ve
Svvissotel yetkilileri. yılbaşı.
doğumgünü ve öteki özel
günlerde en fazla tüketilen
içkinin şarap ve şampanya
olduğunu söylediler. Bu
günlerde rakmın. cin ve
votkanın önündc yer aldığını
kaydeden yetkililer. en az
tüketilen içkinin ise viski
olduğunu ifade ettiler.
Hilton, Sheraton. Conrad ve
Swissotel'deyjlbaşı gecesi
toplam 3.131 şişe şarap,
1.048 şişe şampanya
tüketilirken. rakı 398 şişede
kaldı. Sıralamada 164 şişeyle
cin dördüncü, 133 şişeyle de
votka beşinciyken viski 113
şişeyle sonuncu oldu.
Lezbiyenlik
eğüimlepi
• CHICAGO(AA)-
ABD'de yapılan bir
araştırmada, iezbiyenliğin
aile içinde oluştuğuna dikkat
çekilerek, kızkardeşleri
lezbiyen veya biseksüel olan
kadınlann lezbiyenlik
eğiliminın oldukca fazla
olduğu kaydedildi.
Nortwestern
Üniversitesi'nde psikoloji
doçenti olan J. Michael
Bailey, lezbiyen veya
biseksüel kızkardeşleri olan
kadınlann lezbiyen olma
olasjlığının, heteroseksüel
kızkardeşlere sahip olan
kadınlara göre beş kez daha
fazla olduğunu belirtti.
Eşcinsellikle ilgili biyolojik
teoriye göre. her erkek ve
kadının beynindeseksüelliği
yönlendiren bir güdü
olduğunu belirten Bailey.
erkeklerde erkeksi güdülerin
azolmasırun eşcinselliğe,
kadınlarda ise erkeksi
güdülerin fazla olmasının
lezbiyenliye yol açtığını
vurguladı.
1993Ana-Cocuk
• ANKARA(ANKA)-
Sağlık Bakanhğı. 1993yıhnı
Ana Çocuk Sağlığı Yıh
olarak ilan etti. Karar,
yıllardırsürdürülen
ana-çocuk sağlığı
çalışmalanna karşın bebek
ve anne ölümlerinin özellikle
kentlere göre kırsal
kesimlerde önlenememesi
üzerine alındı. Bakanlık, yıl
içinde ana-çocuk sağlığı
çalışmalanna hız vermeyi
planlarken, özellikle daha
çok bebeğin aşılanmasıru,
gebclerin izlenmesi ve
eğiülmelerini ve üç yeni
doğum kontrolü yönteminin
yaygın olarak kullanılmasını
sağlayacak.
kaçahm
• Şehrin ^
gürültüsünden,
kirinden, zorlu
ilişkilerinden,
patrondan, müdürden
bir günlüğüne kaçıp
doğayasığınmak...
Hafta sonunda
yapacağınızdoğa
yürüyüşünün
ardından güç almış bir
şekilde
kentin karmaşasına
bir süre daha
katlanabilirsiniz.
Kimi zaman kentli insan ıçin doğaya kaçış, vazgeçilmez bir alşkanlık haline geliyor. Doğadan aynlıp şehre dönmek hüzün veriyor.
HATtCE TUNCER
Trakıör römorkuna doluşmuş bir grup
insan, daracık köy yolundan gidiyorlar,
kimi zaman cığhklar, kimi zaman kah-
kahalar atarak. Buz gibi havada, bozuk
yolda zıplayarak gıden traktör römorkuna
neden doluştuklanru. buralarda ne aradık-
lannı merak ediyorlar, onlar şehir ışıklan
için yanıp tutuşurken.
Şehrin gürültüsünden, kirinden, zorlu
ilişkilerinden. patrondan, müdürden bir
günlüğüne kaçıp doğaya sığmanlar bunlar.
Bu kez yürüyüş İznik'te Samandağı'nın
güney yamacında kurulu Sansarak köyün-
den başhyor.
Hava güneşli, ancak yerde yaklaşık elli
santimhk kar var. Yürüyüş zorlu geçeceğe
benzıyor. Öndekiler daha zorlanıyor. Ar-
kadakiler, onlann açtığı yoldan tek sıra ha-
linde ılerleyerek ışlerinı biraz kolaylaştın-
yor.
İlk mola Çeşme tepesinde. Burada
mola vermek yürüyüşcülerin geleneği ne-
redeyse. Bu güzergahta Uludağ'ın en gü-
zel göründüğü nokta burası. Yürüyüş, Sa-
mandağlan'run en yüksek tepesi Keltepe
dibinden devam ediyor. Kopmalar yavaş
yavaş başhyor.
Yavaş, ama kararlı
öndekiler görünmüyor artık, arkada-
kiler ise yavaş yavaş ama bitirmeye kararh
devam ediyor yollanna. Doğa sevenJer,
Elmalı köyünde bıtiriyorlar günlerini. Bu
arada köy bakkalı bir yıl boyunca satabi-
leceği bütün lastik ayakkabılannı "şehirli-
lere" satıveriyor. Sansarak'ta bekleyen
otobüse gitmek üzere traktör römorkuna
doluşuluyor.
Yürüyüşçülerden Fulya Kanra,
"İnsanın kendi sırurlannı zorlaması bu"
diyeaçıklıyor.
Doktor Şadiye Öztürk doğanın içinde
olmanın yanı sıra aynı yaşam tarzını seven
insanlann birükte olmasıru hoş bir şey ola-
rak değerlendiriyor.
Çeşitli şirketlere rehberlik yapan İsken-
der Iğdır, doğaya ahşan bir insanm, arada
doğaya kaçmadan yapamayacağını beür-
tip "Doğamız geldi deriz biz buna. Doğa
içinde olma isteğine karşı koyamaz insan'"
diyor.
Her hafta sonu doğa yürüyüşlerini gele-
nek haline getiren Green-Blue şirketinin
yöneticisi Nevres Kaynar, şehrin yalnız
maddi yapısından değıl, ilişkilerinden de
sıkılan insanın doğaya koştuğunu anlatı-
yorye şöyle devam ediyor
"İnsan doğal olaru anyor onu da doğada
buluyor. Yüriiyüşlere sürekü kaülan bir
grupoluştu.."
Doğadan aynlmak zor oluyor ama haf-
taya tekrar gelecekler, şimdilik şehre dö-
nüyorlar doğadan güç almış bir halde.
Yağma edilen diğer kentlerin de kurtuluşu için bir ışık
Erythrai kurtuldu,
sıra ötekilerde• Hukukçulann korumacıhk adına örnek karar
verdiği belirtildi. İzmir 1 Nolu Koruma Kurulu ile
Yüksek Kurulun tutumunu sergileyen, 12 Ion
kentinden biri olan Erythrai'yle ilgili mahkemeye
kadaruzanan süreç 1981 yılındabaşlamıştı.
İZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu}- Erythrai antik kentini
yazlık villa iştilasından kurta-
ran İzmir 3. İdare Mahkemesi
karannın yağma edilen diğer
kentlerin de kurtuluşuna ışık
tutacağı belirtildi. Erythrai için
doğa ve kültür varhklannı ko-
rumakla görevli kurullann
tam tersi bir tutum içinde oldu-
ğunun gözler önüne serildiğini
belirten dava sahibi Mimarlar
Odası İzmir Şubesi eski Başka-
nı Ali Dönmez. "Türkiye'de
bir çok kültür değerini yok
eden bazı kurullann korumak
değil de korumamak işlevini
vürüttükleri bir kez daha orta-
ya çıktı. Bundan önemlisi de
bu davanın diğer antik kentler
için kurtuluş umudu olması-
dır" dedi.
Çeşme'nin Udın Köyü ya-
kınlanndaki antik Erythrai
kentinin seramik depolannın
olduğu bölümüne Yeşil Ildın
Yapı Kooparatifınce yazlık
villa yapılmak istenmişti. İzmir
1 Nolu Kültür ve Tabiat Var-
hklannı Korumu Kurulu
Yüksek KuruFun "tavsiye"
karanna uyarak yazhk villa
yapımına olanak sağlayan ka-
rar vermişti.
Karar örnek niteükte
Mimarlar Odası İzmir Şube-
si eski yönetimi adına davayı
açan Mimar AJi Dönmez ka-
rann örnek bir nitelik
taşıdığıru belirterek, "Bu
Cumhuriyet tarihimizde bir
antik kentin kurtanlması için
aalan ilk dava. Bu anlamda
büyük bir önem taşıyordu.
Dava sonucu ise çok daha
önemli. Duyarh hukukçular
korumacılık adına son derece
örnek bir karar verdiler " dedi.
Dönmez bu karann diğer t?
rihi,kültürel ve doğal değeri
rin korunması için de ömek bir
nitelik taşıdığıru belirterek
şunlan söyledi:
"Ne yazık ki ülkemizde do-
ğal, tarihi ve kültürel değerleri
korumakla yükümlü kurullar
tam tersi bir tutum içinde. Bu-
güne değın bir çok alan, antik
kent talan edildi. Bu işlerde ko-
ruma kunıllan da rol oynadı.
Yani korumalan gerekirken
korumamaa oldular. Son ola-
rak bu Erythrai örneğinde ya-
şandı.
Hem Yüksek Kurul, hem
İzmir 1 Nolu Kültür ve Tabiat
Varhklannı koruma kurulu az
kalsın bir antik kenti yok ede-
cekti. Erythrai'nin üstünenasıl
oluyor da konut yapımına izin
veriyorlar?"
Erythrai'yi kurtaran mah-
keme karan avnı zamanda ar-
kaik dönemi ait seramiğin bu-
güne değin kurulamayan kro-
nolojisini sağlamak için de bü-
yük önem taşıyor.
Erythrai'nin mahkemeye uzanan sürecî
Enyoğun arkeolojikbulımtualanı
Erythrai antik kenti 1981 yı-
lmın haziran ayında 1. derece-
de arkeolojik SİT alanı ilan
edildi.Böytece yapılaşmânın
önüne set çekilmiş oldu.
Ancak 1984 yıh eylül ayında
antik kent Kültür ve Tabiat
Varüklan Yüksek Kurulu'nca
3. derecede SİT alanına düşü-
rüldü.
Böyleoe beüi koşullar yerine
getirilerek yapJaşmaya fırsat
yaratıldı.
Böylece antik kentin gûney
bölümü 2 yıl içinde yapı koo-
peratifleriyle talan edildi.
Bu kez 1988 yılı temmuz ayın-
da Yeşil [ldın Yapı Koopera-
tifı yeni bir site yapunı için giri-
şimde bulundu
Sondajlar başhyor
İzmir Arkeoloji Müzesi son-
dajlara başladı. Buluntular
üzerine İzmir 1 Numaralı Ko-
ruma Kurulu bölgeyi 15.9.
1988 tarihinde 1. derecede SİT
alanı ilan etti.
Bu kez aynı kurul ânlaşıl-
maz bir kararla 6.12.1988 tari-
hinde bölgenin yeniden ince-
Kokteyl partilerde eğlenmeniz için,riskalmaktan çekinmeyen bir kişi olmanız gerekiyor
Aıııaç sarlıoş olup dağıtmak mı?• Partilere en az uyum
sağlayanlar, durumu
kontrol etmeyi seven ve
tahmin edemedikleri
şeylerden nefret eden
içedönük kişiler oluyor.
Kokteyl partiler insanın
içindeki hedonistin (haz
arayıcı) dışan çıkmasına
ve kendisini ifade
etmesine firsat tanıyor.
Haber Merkezi - "Kokteyl
partiler, birbirlerinin canını sık-
mayı amaçlayan kişiler tarafın-
dan icat ediliniştir." Amerikalı
güldürü yazan H.L. Mencken,
kokteyl partileri epik şiirler ve
metafizik bilimiyle aynı sınıfa
koyarak böyle tarumlıyor. An-
cak hepimiz Mencken'in bu gö-
rüşüne katılmayabiliriz.
Niçin evimizde oturup kita-
bımızı okumak, keyif sürmek
yerine partilere gitmeyi tercih
ediyoruz. Bekar erkekler, ken-
dilerine kız arkadaş bulmak
için paıtilerin yolunu tutabilir,
ama evli çiftlerin partilerde ara-
dıklan ne?
Kokteyl, kendini ifade yeri
Leicester Üniversitesi'nden
psikolog Juhan Boon, "Hepi-
miz içimizde bir hedonist (haz
arayıcı) taşıyoruz" diyor: "Kok-
teyl partiler insanın içindeki he-
donistin dışan çıkmasına ve
kendisini ifade etmesine fırsat
tanır. Dışadönüklerde, içkinin
etkisi altında abaruh davranış-
lar neşe verir. Bazı partilerde
tek amaç, tamamen sarhoş ol-
mak, dağıtmaktır. normai dav-
ranışlann dışına çıkıhr. Bu tür
partiler, kafalanna pantolonla-
nnı geçırerek dansedenler ıçin
Partiden
kalacak
yıl-
anı-
çok eğlenceh'dir.
larca akıllannda
larla aynhrlar."
Dr. Boon, kokteyl partilerde
eğlenmeniz için, risk almaktan
çekinmeyen bir kişi olmanız ge-
rektiğini söylüyor.
Partilere en az uyum sağla-
yanlar durumu kontrol etmeyi
seven ve tahmin edemedikleri
şeylerden nefret eden içedönük
kişiler oluyor.
Dr. Boon'un görüşüne göre,
partilere gidiyoruz, çünkü içi-
mizde dışan cıkmak isteyen bir
hedonist var. Psikoterapist
Martin Lloyd-Elliott, Dr. Bo-
on'a katılıyor ve içimizde bir
çocuk bulunduğunu söylüyor.
"Bazı insanlar, ötekilerin ya-
nında kendilerini gösterirler.
Partileri severler çünkü piste çı-
kıp buzu kıran bir katalist göre-
vini üstlenirler. Elbette, parti-
lerde can sıkıcı insanlar da
vardu-. Ama, şaka yapmakta,
dans etmekte çok başanh olan
eğlendıriciler de bulunur."
Llyod-Elh'ott, dans etmenin
tedavi edici olduğunu düşünü-
yor. "Dans çok törensel ve ka-
bilesel. Çok, çok ilkel. Bireysel
düşüncenin gittıkçe daha çok
egemen olduğu bir dünyada,
dansetme deneyiminin paylaşıl-
ması şaşırtıa bir biçimde yücel-
tici. Kendinizi sesin içine bırak-
manız ve düşünmeme düzeyin-
de olmanız çok tedavi edicidir"
diyor. Oysa Dr. Boon, çağdaş
dansın cinselhkle iç içe olduğu-
nu vurguluyor.
Dans etme. öteki yoğun fizik-
sel etkinlikler gibi kan sistemine
ve beyne endorfinleri serbest bı-
rakır. Bu nedenle, güzel bir par-
tiden sonra, kişi kendini mutlu,
sakin ve gevşemiş hisseder.
Tabii bütün bunlar parti çıl-
gınlan için geçerli. Bazılan için
dans pistinde ayakta durmak,
"düşünmeme düzeyinde ol-
mak" dünyanın en sıkıntı verici
işlerinden birisidir. Bazılan
kendikri olmaklan, sefil olma-
dıklanııı keşfetmekten, kont-
rollerini kaybetmekten korkar,
kendilerini bırakırlarsa hıssede-
cekleri duygulann yoğunluğun-
dan korkar. Bu tür insanlar ge-
nelde utangaç olarak tanım-
lanır. Genel kanı, bu kişilerin
partilere gitmeyecekleridir. As-
hnda, onlar için partiler tek bir
kişiyle ya da küçük bir grup in-
sanla birlikte olmaktan farklı
değildir.
Utangaçlar sdnirfi
Utangaç kişiler, restoranda
şikayet etmekten nefret ederler,
partilerden önce sinirli olurlar
ve çok sayıda insana konuşma
yapmaktan korkarlar. Aslında
çoğu insan korkar. Aradaki
fark, bu kışilerin sorunJannı
paylaşabileceklerini düşüneme-
meleridir.
Galler Üniversitesi'nden psi-
kolog Ray Croziere göre iki tür
utangaçlık var. Birinci türde,
çocuk doğduğu andan itibaren
çekingen olur, annesine bağlı
kahr ve yeni durumlan sevmez.
İkinci türde ise sınıfta ya da bir
topluluk karşısında konuşmayı
sevınez. Bu tür utangaçlık yedi -
sekiz yaşından sonra ortaya çı-
kıyor. İki tür utangaçlık da yetiş-
kinlikte sürüyor.
Partiler çok utangaçlar için
bile iyi mi? Sosyal psikolog
Duncan Cramer'a göre, bir
kokteyl parti sızı günlük yaşa-
mın sorunlanndan uzaklaştın-
yorsa kendinizi daha iyi hisse-
dersiniz. Cramer, "Aslında, ru-
tinin dışında olan ve dikkaünia
verdiğiniz her şey aynı etkiyi ya-
pacaktır. İyi bir kitap okumak,
güzel bir oyun seyretmek gibi"
diyor.
lenmesi için Yüksek Kurv
başvurdu.
Aralannda Yüksek Kurul
üyesi Prof. Dr. Coşkun Özgü-
nel'in de bulunduğu 5 kişilik
kunıldan 3 üye 27.5.1989
tarihinde bölgenin 3. derecede
SİT alanına indirilmesi doğ-
rultusunda görüş belirtti.
Raporu değerlendiren
Yüksek Kurul 25.7.19&9 tari-
hinde bölgenin 3.dereoede
SİT alanı olmasını İzmir 1
Nolu Kurula tavsiye etti.
İzmir Kurulu bu tavsiye
doğrultusunda davranarak 7
Eylül 1989'da bölgeyi 3. de-
recede SİT ilan etti ve yapı-
laşmaya olanak sağladı.
İnşaata itiraz
Aynı kurul 1.11.190 tari-
hinde söz konusu alana şan-
tiye binası yapımında bir
sakınca ohnadığı karan ver-
dı. Böylece inşaat çalışma-
lanna başlanıldı.
İtirazlar üzerine müze ele-
manlan bölgede yerinde
inceleme yaparak 14.1.1991
tarihinde yeni bir rapor hazı-
rladı.
Bu raporda bölgenin yo-
ğun bir arkeolojik buluntu
alanı olduğu vurgulanarak
yeniden 1. derece SİT alanına
çıkanlması istendi.
Mimarlar Odası İzmir
Şubesi İzmir I Nolu Kurula
verdiği bir dilekçeyle açık bir
yanhşhk yapıldığını, antik
kentin tahripedildıgini ve bu-
nun önlenmesini istedi.
Başvuruya yanıt yok
Kurul Mimarlar Odası'nın
başvurusuna yanıt bile ver-
medi.19.7 1991 gün ve 3086
sayıh kararla kooperatif lehi-
ne mevzi imar planlannı
onayladı.
Antik kentte Ord.Prof.
Ekrem Akurgal'la birlikte
çahsan Doç.EJr.ömer özyi-
ğit izmir Kurulu'na başvura-
rak durumun yeniden değer-
lendirihnesini istedi.
Izmir Kurulu bunun üzeri-
ne 19.7.1991 tarihinde yeni
bir karar alarak görüşünde
direndi.
Bunun üzerine Mimarlar
Odası İzmir Kurulu aleyhihe
davaaçtı.
Davaya bakan İzmir 3.
İdare Mahkemesi,Prof.Dr.
Cevdet Bayburtluoğlu, Prof.
Dr.Güven Bakır ve Prof. Dr.
Sevim Buluç"u bilirkişi ola-
rak atadı.
Bilirkişi raporunda bölge-
nin çok önemli arkeolojik de-
ğer taşıdığı beürtilerek l.dere-
cede SİT alanı olması gerek-
tiği vurgulandı.
Karı-koca kavgalarmda erkeklertehlikede
LONDRA (AA>- İngiltere'de kan-koca
arasında meydana gelen şiddetli tarüşma-
larda, erkeklerin kadınlara göre daha fazla
risk altında olduğu açıklandı.
Leicestershire Sağlık Kurumu Müdürü
Prof. Alan Buchan ve bir grup bilim adamı
tarafından gerçekleştrilen bir araşürmada,
erkeklerin eşleriyle yaşadıklan gergin
tartışmalar sırasında daha fazla zarar gör-
dükleri ve yedikleri dayaktan ciddi şekilde
yaralandıklan ortaya çıkü.
Araşürmada, erkeklerin bir tartışma
anında, eşleri tarafından makas, bıçak ve
tencere gibi ev aletleriyle saldınya uğradı-
klan behrtiliyor.
Kadınlann fizikî güçlerinin erkeklerden
zayıf olmasından dolayı böyle yöntemlere
başvurduklan belirtilen araştırma rapo-
runda, evlilik içi şiddet olaylanndan ya-
ralanan 341 kişinin yüzde 45"ini erkeklerin
oluşturduğuna yer verildi.
Kan-koca kavgalannda göğüs, kabur-
ga mide, sırt ve cinsel organlann da zarar
gördüğü belirtilen raporda, böyle saldın-
lann genellikle akşam 10 ile sabaha karşı
saat 4 sıralannda meydana geldiği ve bazı
durumlarda, ev içi saldınlann yakm akra-
balar tarafından gerçekkştınldiği ifade
edildi.
İngilizlerin seks tercihi
Öte yandan İngiltere'de erkek ve kadı-
nlann cinsel yaşamlan arasında yapılan
son kamuoyu yoklaması, İngilizlerin ço-
ğunluğununun tek eşe bağlı kaldıklanm
ortaya çıkardı.
ITV tarafından yayınlanacak 'Doğru
Seks Rehberi' adh TV programı için ICM
adh araştırma kurumunca yapılan kamuo-
yu yoklamasına kaülan erkeklenn yansı,
kadınlann ise üçte ikisi on iki yıldır sadece
tek eşle cinsel ih'şkide bulunduklannı bıl-
dirdiler.
Ayju süre içinde 6'dan fazla kişiyle cin-
sel iÜşkiye girdiğini behrtenlerin oranı ise
kadınlarda yüzde 1, erkeklerde de yüzde
8'de kaldı
Son iki yıldır hiç kimse ile cinsel teması
olmadığını söyleyen erkeklerin oranı yüz-
de 10. kadınlann onnı yüzde 9 olarak be-
lirlendi.
Kamuoyu yoklamasına göre İngiliz
kadınlar, cinsel yaşamlannda erkeklerden
fazla memnun görünüyorlar. Cinsel ya-
şamdan tatmin kadınlann oranı yüzde 45
iken erkeklerin oranı yaklaşık yüzde 25.