Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22OCAK1993CUMA
14 HABERLERIN DEVAMI
Çığdan kurtulmakmüıııküıı ıııü?
Metoroloji Mühendisi Yrd. Doç. Kadıoğlu, çığın kader olmadığını, önlenebileceğini savunuyor
Kuzey irak harekatı
BERATGÜNÇ1KAN
Hemen her yıl kış aylannda Türkiye'de bir çığ
faciası yaşaruyor. Bayburt'un Üzengili köyünün
üzerine inen çığ. bu faciaya son örnek. Üzengili
köyündekiler karlar altında kalan yakınlan için
ağıtlar yakarken. "Çığ kader midir?" sorusu ge-
liyor ister istemez akıllara. Bir başka deyişle 56
kişi kaderlerine karşı çıkamadıklan için mi öl-
dü? Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da geçen yıl
çığ altında kalan 217 kişinin ölümü yine kaderin
"oyunu" muydu?
Bu sorulara ÎTÜ Uçak ve Uzay Bilimlerj Fa-
külteşi Meteorolojı Mühendisliği Bölümü Öğre-
lim Üyesi, Yrd.Doç.Dr. Mikdat Kadıoğlu "ha-
yır" yanıtını veriyor. Doç. Kadıoğlu. bu yanıünı
geçen yıl yetkililere, akademisyenlere ve toplu-
ma duyurmaya çahşıyor. Bunun için de "Gü-
neydoğu Anadolu Kar Çığlannın Meteorolojik
Analiz ve Tahmini" başlıklı projesiyle TÜBİ-
TAK'ın araştırma projesi çağnsına uyuyor.
Projesini, mali portresiyle birlikte TÜBİTAK'a
gönderiyor. Mali portresi de öyle korkunç, al-
tmdan İcalkılamayacak miktarda değil, sadece
30 milyon lira. Akademisyen arkadaşlan bile bu
rakamı duyduklannda Doç. Kadıoğlu'nu alaya
ahyor,"Böyle rakam olur mu, seni ciddiye bile
almazlar" diyor. Dinlemiyor. Doç. Kadıoğlu.
TÜBlTAK'ın yanşmasına Kadıoğlu'yla bir-
likte katılan 599 projeden , 190'u onaylaruyor.
Bu projelere verilen maddi destek, toplam 10
milyar 300 milyon lira. Temmuz 92'de TUBI-
TAK'tan bir mektup alıyor Kadıoğlu. "Çoğun-
luğu değerli ve anlamlı içerikler taşıyan bu öneri-
lerin öncelik değerlendirmesi kolay olmamışur"
diye başlıyor bu mektup. Şöyle de sürüyor:
"Öte yandan, 1992 proje önerilerinin destek-
lenmesi için aynlan ödeneğin çok sınırlı olması
nedeniyle, çok az sayıda proje önerisi destekle-
nebilmiş, aralannda sizin önerdiğiniz projenin
de bulunduğu çok sayıda değerli projeye destek
verilmesine olanak bulunamamıştır."
TÜBİTAK'ı suçlamak istcmese de 30 milyon
liranrn nasıl bulunamadığını aniayamıyor Doç.
Kadıoğlu. Bayburt, Üzengili çığ facıasından
sonra da "Belki önleyemezdik ama en azından
önlenmesi yolunda çalışmalara başianırdı, ko-
nuyla ilgilenecek öğrenciler yelişirdi" diyor.
Ankara'da, Afel İşleri Gcnel Müdürlüğü'nde
ohışlurulan çığ komisyonunun loplantılanna
çağnlmamaktan da yakınıyor Doç.Kadıoğlu.
Çığla, hava sıcaklığı arasındaki yakın bağlantıyı
anımsatıp Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün
konu hakkında yeterince bilgi sahibi olmadığını
savunuyor.
Kadıoğlu'nun projesi
ABD'de Missouri Üniversitesi'nde yüksek li-
sans ve doktorasına yaptıktan sonra geçen yıl
Türkiye'ye dönen ve JTU'de Uçak ve Uzay Bi-
limleri Fakültesi, Meteoroloji Mühendisliği Bö-
lümü'nde göreve başlayan Doç. Kadıoğlu'nun
projesi ABD, Fransa, Kanada ve Japonya'daki
çalışmalan temel alıyor. İsviçre'de Alp Dağlan'-
nda her yıl yüzlerce çığ olmasına karşın ölümsüz
sonuçlanmasına dikkat çckiyor. Hava koşullan-
nın, sıcaklık derecesinin kar örtüsünün tehlikeli
hale gelip gelmeyeceği konusunda bir kriter
oluşturduğunu anımsatan. buna bağlı olarak çığ
tahmin raporlan hazırlanabileceğini söyleyen
Doç. Kadıoğlu, şu önerilerde bulunuyor:
"Çığ oluşumunun kesin olduğu yerlerdc, teh-
like henüz büyümemişkcn kar labakasını yapay
olarak tahrik edip yamaçlarda kar birikmesine
ve dolayısıyla çığ potansiyelinin okışumuna en-
gel olunmalıdır. Çığ ve sel bölgelerinde insanlı
insansız meteorolojik gözlem istasyonlan yo-
ğunlaştınlmalı ve bu istasyonlardan elde edile-
cek verilen tek elde toplanarak uzman meteoro-
log, hidro-meteorolog ve bu konu ile ilgili diğer
uzmanlar larafından oluşturulacak bir grup la-
rafından sürekli olarak analiz edilmelidir. Bir-
çok ülkede uzun yıllardan beri başanyla yapıldı-
ğı gjbi, Meteoroloji İşlen Genel Müdürlüğü'nde
kurulacak olan Çığ Tahmin Merkczi bir radyo
kanalı aracılığıyla halka sürekli bilgi vcrmelidir.
Devlet Meteoroloji Genel Müdürlüğü ile üni-
versileler arasmda kurulacak çok yakın bir işbir-
liğiyje çığı oluşturan meteorolojik-hidrolojik-
topoğrafik şaıtlann her bölge için ayn ayn tesbit
edilmesi gerekir."
Doç.Dr. Mikdal Kadıoğlu'nun bir de "Çığ El
Kitabı" var. Çığlann nedenlerini, kurtulma ve
korunma yöntemlerini anlatüğı Çığ El Kitabı'nı
Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki kentlerin
valilerine vc Genel Kurmay Başkanlığı'na da
ulaştınyor.
1968-1992
;Çığ22yılda
i650canaldı
•[ ERZURUM(AA)
! Atatürk Üniversitesi Kazım
Karabekir Eğitim Fakültesi
Coğrafya Anabilim Dalı Baş-
kanı Prof. Dr. Hayati Doğa-
nay, Türkiye'deki arazinin
yüzdc 70'inin eğımli yüzeyler-
den oluştuğunu belirterek,
"Ülkemizde 5 bindcn fazla
yerleşim birimi çığ tehditi al-
tında" dedi.
Doğu Anadolu Bolgesi'nde
Erzincan, Erzurum, Tunceli,
Bitlis, Muş. Van. Hakkari ve
Kars; Güneydoğu'da Şırnak
ve Batman; Karadeniz Bol-
gesi'nde ise Kastamonu, Zon-
guldak, Sinop, Giresun,
Ordu, Trabzon, Rize ile Art-
vin illerindeki yerleşim birim-
lerinin çığ tehdiünde oldukla-
nnı kaydeden Prof. Dr.
Doğanay, "Özellikledağlık ve
yüksek kısımlardaki yerleşim
birimleri her zamanriskaltın-
; dadır. Ülkemizde birkaç yıl-
; dan bu yana çığ can ve mal
*• kaybına neden oluyor.
• 1968-92 yıllan arasında bu
olaylar sonucu 650 vatandaşı-
. jayatını kaybetti" diye
onuştu.
Prof. Dr. Doğanay şöyle
devam etti:
"Ülkemizde kırsal yerleş-
meler bir plana bağlanmalı-
dır. Her isteyen istedığı yerde
ev yapmamalıdır. Nüfusumuz
arttıkça yerleşim yerleri dene-
limsiz bir şekilde ülke yüzeyi-
ne yayıldılar. Bir yandan ve-
rimli tanm arazileri gcreksiz
' yere işgal ediliyor diğer yan-
~ dan da (kaya çığn, (kar çığı)
tehlikesine daha fazla yerle-
şim birimi maruz kalabilmek-
tedir.
ÇığzedekrköyiiterkediyorKENANBİLİZ
BAYBURT - Üzengili
Köyü'nde çığ altında kalan Ha-
tice Çakır (22) ile oğlu Serkan
Çakır (5) hala bulunamadı.
Kurtarma ekipleri çalışmalan
sürdürüyorlar. 56 kişinin yaşa-
mını yitirdiği 22 kişinin deyara-
landığı çığda 96 köy cvinden
60'ı yıkıldı diğerleri de hasar
gördü. Köydc "Evsiz kalanla-
nn nereyc yerleştirileceği" soru-
nu gündeme geldi. Üzengili'de
her an yeni bir çığ olabilir endi-
şesi yaşanıyor. Köylüler artık
Üzengili'de oturmak istemiyor-
lar ancak nereye gıdcbilccckle-
rini de bilmiyorlar.
Dün saat 10.00'da Üzengili'-
ye gelen Bayındırlık vc Iskan
Bakanı Onur Kumbaraabaşı,
köy meydanında yaptığı ko-
nuşmada "Ölenleri geri getire-
meyiz ama kalanlann yaralan-
nı devlet saracakür" dedi.
Kumbaraabaşı, Üzengili köy-
lülerinin istedikleri yerde iskan
edebilmeleri için bakanlık ola-
rak gerekli çalışmalan en kısa
zamanda tamamlayacaklannı
•>e başka konutlara taşınaflftf'
kira yardımı yapılaca^ını söyle-
di. Köylülerse artık Üzengili'de
yaşamak istemediklerini Bay-
burt'ta kendileri için bir mahal-
le oluşturulmasını islediler.
Bayındırlık ve İskan Bakanı
Kumbaraabaşı daha sonra
Bayburt'ta hastanede yarala-
nanlan ziyaret ederek başsağlı-
ğı dıleğinde bulundu. Yarala-
nan 14 kişi tedavisi tamamlana-
rak laburcu cdilmeye başlandı.
Durumu ağır olan 8 kişi Er-
zurm Araştırma ve Numune
Hastanesi'nde tedavi görmeye
dcvam edivor.
Ulusiararası haber ajanslan, Üzengili'de yaşanan çığ faciastnj gündemleriniıı ilk sıraJanndan ve
fotoğraflı olarak »erdiler. (Fotoğraf: REUTER)
Soğanh Dağlan'nın zirveye
yakın 2 bin 300 metre rakımlı
bölümünde yer alan köyde en-
kazın tümüyle kaldınlmasının
ancak nisan-mayıs aylannda
mümkön olabileceği belirtili-
yor. Çığ altında kalan Halice
Çakır (22) ile oğlu Serkan Ça-
kır'ın (5) arama çalışmalan sü-
rüyor. Gündüz çalışmalara
kaülan köyün kadınlan gcccyi
komşu köy olan Armutlu'da
geçiriyorlar. Erkckler daha az
hasar görcn evlerde 30-40 kişi
birarada sabahlıyor. Köylüler
her an yeni bir çığ olabilir cndi-
şesini yaşıyorlar. Bölgede kışm
daha 3 ay ctkili olacağını bclir-
ten köylüler, bu süreyi nerede
geçireceklerini bilmiyorlar, yet-
kililerin kendilerine yer göster-
mcsini istiyorlar. Köy mulılan
Tevfik Kalkan, "Şimdi olay
gündemde herkesin gözü bura-
da. Ama birkaç gün sonra unu-
tulacak. Peki buradaki insanlar
kışı nerede geçirecekler" diyor.
Bannma sorununa en kısa za-
manda çözüm geürilmesini isli-
yor.
Fclakelin ardından köydeki-
lcrc karne usulüyle peynir ek-
mck vc zçyündcn dağıtıldı.
Köydekiler İlk kez 98 saat son-
ra Bayındıriık ve İskan Ba-
kanı'nın gelişiyle sıcak yemek
yiyebildiler. Köyde mcydana
gelen maddi hasann yaklaşık 6
milyar lira olduğu belirtiliyor.
Köy iikokulunda 26 yıldır
görev yapan öğrctmen Burhan
Çakır, okulun 40 öğrencisinden
14'ünün çığda yaşamını yilirdi-
ğini söylüyor. Çakır, "Öğret-
menliğe bu köyde başladım.
Felaket sırasında Bayburt'tay-
dım. Yolun büyük bölümünü
kar ve jipi altmda yürüyerek
köye ulaştığım zaman gördü-
ğüm manzaranın etkisini ömür
boyu üzerimden silmcm müm-
kün değil. 14öğrenciminkarne-
lerini yinedolduracağım. Onlar
benim gönlümde ebediyen ya-
şayacak" diyor.
Büyük bölümü çığın altında
kalmasına rağmen eski Muhtar
Hamdi Aktürk'ün evinin olay-
dan etkilenmemesi, felaketin
öğrenilmesinde en büyük etken
oldu. Köyde yer alan tek telefo-
nun evinde bulunduğu Harndi
Aktürk, hemen telefonla ilgili
yerlere haber verdi. Aktürk'ün
evinin bir odası köye ilk ulaşan
sağlık ekipleri tarafimdan sağ-
lık merkezi haline geürildi. Te-
lefonunun yer aldığı oda gaze-
tecilerin haberleşme merkezi
oldu. Vali Erol Uğurlu'nun
oluşturduğu felaketin koordi-
nasyon merkezi ise bir başka
odaya kuruldu. Çığ altında çı-
kanlan cesetler de aynı evde bir
odaya konuldu. Çenazelenn yı-
kanma işlcmı de aynı evin alt
bölümünde yapıldı. Cenaze na-
maa evin önünde kılındı. Ce-
nazelerin bir kısmı aileleri tara-
fından alınıp aıle mezarlıklan-
na defnedilirken, bir kısmı da
evin hemen yakınında açılan
rnerlıkta loprağa vcrildi.
70 yıl önce yaşanan gığ fela-
kelinde 40 haneli Üzengili
Köyü'nde 30 kişi yaşamını yi-
tirmişti. Çığ kurbanı plmayan
ailenin bulunmadığı Üzengjli'-
nin yeri o zaman değiştirilme-
mişti. Bu ikind çığın ardından
köyün yerinin değiştirilmesi ko-
nusu da gündeme geldi.
İstanbul'da satışı yasaklanan petrokokun ithalatçılan ile linyit çıkaran şirketler kapıştı
Kömür pazaruıda ^kirlilik9
kavgası
REMZİGÖKDAĞ
İstanbul Valiliği'nin önceki
gün aldığı kararla pctrokok sa-
tışını yasaklaması 100 milyon
dolarlık (yaklaşık 900 milyar li-
ralık) petrokok pazannın kanş-
masına neden oldu.
Yetkililer petrokokun kanse-
rojen madde içerdiğinı söyler-
ken, ithalatçı firma, petroko-
' kun konsorejen olduğu yolun-
da bugüne dek bilimse! bir
. çalışma yapılmadığını savun-
, dular.
; Türkiye'nin en büyük petro-
kok ithalatçısı Taner Yılmaz,
' "Petrokokun kanserojenliği
bugüne dek bilimsel olarak ka-
nıtlanamadı. Petrokokun diğer
kömürlerden daha fazla kanse-
rojen olduğunu ispallayan
olursa ithalaü keserim, ispatla-
yana 500 milyon lira veririm"
dedi. Genç Maden Üreücileri
Derneği ise petrokokun kanse-
rojen olduğunu savunuyor.
Çevre Bakanlığı'nın 31.12.
1992 tarihli genelgesiyle kükürt
oranı yüzde 1 'in üstündeki pet-
rokoklann ithalinin yasaklan-
ması Türkiye'de petrokok itha-
latı yapan firmalarda panik
yarattı.
İTÜ Maden Fakültesi öğre-
tim üyelerinden Prof. Dr. Or-
han Kural, petrokok içinde
bulunan ziftin kanserojen mad-
de taşıdığını, ancak bunun bu-
güne dek herhangi bir bilimsel
çabşmayla bunun sapıanmadı-
ğını belirtü. Kural, 1991 yılında
Devlet Planlama Teşkilatı'na
verdiği raporda da petrokokla
ilgili şu bilgileri veriyor:
"Petrokokun diğerlerine
oranla iki önemli avantajı var.
Bunlardan biri ısı değerinin bü-
tün katı yakıtlar arasmda en
yüksek olması, diğeri ise kül
oranmın düşük olmasıdır. İyi
yıkanmış bir taşkömürünün bi-
le kül yüzdesi daha fazladır.
Kömürde olduğu gibi oksidas-
insan sağlığı tehdit altında
Önlemlerhava kirliliğini önleyemiyorHaber Merkezi - Gelişen teknoloji, artan sanayileşme, çevre
koruma alanındaki bilinçsizik veçarpık kentieşmcgibi
etkenlerden ötürü kirlenen havayı temizlemek amacıyla alınan
önlemler sürüyor. İstanbul, Ankara, İzmir ve Antalya başta
olmak üzere büyükşehirlerde yoğunlaşan hava kirliliği halk
sağlığını korkunç derecede tehdit eder boyutlara ulaşmış
durumda. Bu arada yerel yönetimlerin aldığı önlemler
sürerken, çeşitli kurum ve kuruluşlann tepkileri de artıyor.
İstanbul'da son yıllann en yüksek değerine ulaşan kirlilik
rakamlan dün düşmeye başladı. Ortalama kükürtdioksit değeri
metreküpte pazartesi günü 576, salı günü 1250 mikrogram
olurken, dün bu rakam 257 mikrogram olarak gercekleşti. Salı
günü 12 semttesınırdeğerleraşılırken, Sanyer, Beykoz,
Üsküdar ve Ümraniye'de birinci, Zeyünburnu ve
Eminönü'nde ikinci, Bağalar'da üçüncü, Fatih, Şişli ve
Gaziosmanpaşa'da dördüncü uyan kademelerine geçildi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ilezabıta
ekiplerinin ortaklaşa yaptığı deneümler dün dc devam etti.
Deneümler sırasında Karaca Tektil Fabrikasf nın ikazlara
uyarak, kapasitesini yanya indirdiği belinlendi. Yapılan
konlrollerde Aksaray, Millet Caddesi 155 numaralı
apartmanın kazan anzası olduğu, ehliyetsiz kişilcr tarafından
uygulandığı veçevreyeaşındumanyaydığı teşpit edilerek 1608.
maddeye göre işlem yapıldı. Altı ekiple İslanbul'un çeşitli
bölgelerini denctleycn Çevre Koruma ve Kontrol ekipleri son
denctimlerdc 98 ycri konrtrol ederek cezai işlem uyguladı.
Bu arada İnsan Haklan Derneği İstanbul Şube Sekreteri
avukat Eren Keskin, dün yaptığı açıklamada halkın yaşama
hakkını tehdit edici boyutlara ulaşan hava kirliliği konusunda
acil önlemlerin alınmasını isledi. Özel Coşku îlkokulu yöneticı
ve öğretmenleri de dün yaptıklan yazılı açıklamada yetkilileri
halkı her gün bilgilendinneye çağırdı. Açıklamada aynca kente
düşük kaliteli yakıt girişinin durdurulması, dağıtımı yapılan
bölgelerde doğalgaz kullanımına derhal başlanma
zorunluluğunun gctirilmesi, dağıtım yapılmamış bölgelerde
doğalgaz dağıtımının hızla tamamlanması veçocuklann her
nefeste biraz daha zehirlenmelerinin önlenmesi istendi.
Bu arada Sağlık Bakanlığı'ndan alınan bilgiyc göre, Ankara'da
son üç günde birçok semlte smır dcğerler aşıldı. Çankaya vc
Demetevlersemtlerinde birinci uyan kademesine geçildi.
Ancak sah günü metreküpte 486 mikrograma yükselen
kükürtdioksit oranı, dün 352 mikrograma düşerken, duman
oranı da 463 mikrogramdan 363 mikrograma indi.
Öte yandan Antalya Bölge Hıfzısıhha Enstilüsü Müdürlüğü
yetkililerinden alınan bilgiye göre. kent merkezi veçevresinde, 4
ayn istasyonda yapılan ölçümlerdc hava kırliliğinin lehlikeli
boyutlara ulaştığı saptandı. Hava Kalitcsini Ölçüm
Yönetmeliği'ne göre, bir metreküp haada maksimum
kükürtdioksit miktannın 700 mikrogram, partiküler kirliliğın
(duman yoğunluğu) ise 400mikrogram oranında olabileceğini
anımsatan yetkililer, Anlalya'nın bazı bölgelerinde, bu sınınn
aşıldığını bildirdiler. Hava kirliliğinde 'sınırı aşan" yerler
arasında Ege Bölgesi'ne bulunuyor. Trafik kaynaklı karbon
monoksit kirliliği bakımından Türkiye'de İstanbul'dan sonra
en kirli il olarak niteiendirilen Jzmir'de yılda yaklaşık 50 bin ton
karbon monaksit havaya salınıyor. İzmir İl Sağlık
Müdürlüğü'ndenalınan verileregörc. kcntte 1992aralık ayı
ölçüm sonuçlannın ortalaması kükürt dioksit düzeyinin 207
mg/m3'ü, havadaki duman oranının ise 900 mg/m3'ü aşlığı
saptandı. İzmir'deki hava kirliliğinin yönelmelikle 1. kadcme
uyan önlemlerinin alınmasını gercktirccek dereccyi aşması
üzerine biraçıklama yapan İzmır Valisi K utlu Aktaş, Buca,
Karşıyaka ve Çiğli semtlerinde 1. kademc uyan önlemlerinin
alınacağını bildirdi. Aklaş. kurailara uymayanlara 7.7 milyon
para cezası verileceğini söyledi.
Bu arada Manisa, Denizli, Balıkesir, Muğla, Aydın vc Uşak'ta
da giderek yoğunlaşan hava kirliliğini önlcmck için çeşitli
önlemler ahnıyor. Meteoroloji yclkililcrindcn alınan bilgiyc
göre ise kirliliğin azalması için havanın ısınarak, havadaki
enverzion tabakasınm kalkması gerckiyor.
rokokun kalp, damar, karaci-
ğer, böbrek hastalıklannı artü-
ncı özellik taşıdığını vurgulu-
yor.
Petrokokçular ne diyor?
yon ve kendi kendine tutuşma
tchlikesi yoktur. Kükürdü yük-
sek olması bir dezavantajdır."
1991 yılında Alman petro-
kok şirketi MGLCnin pelro-
kokla ilgili Prof. Dr. Orhan
Kural'a gönderdiği yazıda ise
pelrokokun kanserojen etki ta-
şımadığı befirtiliyor.
Dr. Karl Frank, Orhan Ku-
ral'a gönderdiği cevapla petro-
kokun sağlık ve çevre kirlenme-
si bakımından evlerdc ısınma
için emniyetle kullanılabileceği-
ni, kanser yapan herhangi bir
madde içeremediğini açıklıyor.
Petrokok kanserojen mi?
Beyoğlu Belediyesi Başkan
Yardımcısı Nusrct Avcı ise pet-
rokokun benzin ürclimi sırasın-
da açığa çıkan atık maddcdcn
yapıldığına dikkat çekiyor. Pel-
rokokun yüzde 5 ile yüzde 9
oranında kükürt taşıdığını ana-
liz sonuçlanndan tespil etıiklc-
rini belirten Avcı, lıteratür araş-
lırmalannda pelrokokla kanse-
rojen maddeler bulunduğunun
saptandığını söylüyor. Ilçcde
pelrokok yasaklama karannın
dayanağı olan bu açıklamaya
göre petrokok güneş ışınlan ile
rcaksiyona gircrek daha da leh-
likeli hale dönüşüyor ve yaşamı
tehdiı ediyor.
İstanbuKa yılda 6 milyon to-
nun üzcrinde linyit pazarlayan
Gcnç Madcncilcr Dcmcği GE-
MAD da petrokokun yüksek
kükürt içerdiğinı vc kanserojen
olduğunu belirtiyor.
Prof. Dr. Adnan Aydın pct-
Yıllık petrokok ithalatı yak-
laşık 800 bin ton olan Türkok
Şirketi'nin Genel Müdürü Ta-
ner Yılmaz, pelrokok konu-
sunda söylenenlcrin gerçeği
yansıtmadığmı, petrokokun
kanserojen etki taşıdığı yolun-
da bugüne dek bilimsel bir veri-
nin bulunmadığını söylüyor.
Petrokokun yerli kömürdcn
daha fazla kanserojen etki taşı-
dığının ispatlanması halinde
ithalalı kesip ispatlayana 500
milyon lira bağışta bulunacağı-
nı belirten Taner Yılmaz, petro-
kokun. sigaradan daha fazla
risk laşımadığını rddia ediyor.
Yılmaz, Amerika Birleşik Dev-
letleri Ticarel Ateşeliği'nin de
petrokokun kanserojen olma-
dığı yolundaki belgelerinin bu-
lunduğunu belirtiyor.
İslanbul'un yıllık kömür lü-
keümininin 6 milyon ton, pet-
rokok tüketiminin 50 bin ton
olduğunu ifade eden Yılmaz
şunlan anlatıyor:
"Ben pctrokok kullanmaya
mecbur dcğilim. En iyisi hangi-
siysc onu kullanırım. Türkiye'-
nin ABD'den petrokok ithalatı
yıllık yaklaşık 800 bin londur.
llalya ve Japonya 2'şer milyon
ton, İspanya ve Hollanda l'er
milyon lon ithal ediyor. Bütün
Avrupa ülkeleri bunu ilhaJ edi-
yor. Benim isyanım Türkiye'de
çiflc standan uygulanması.
Kömürc ses çıkartmayacaksı-
nız, petrokoku kullanan çimcn-
to fabrikalanna ses çıkarlma-
yacaksınız, petrokoku yasakla-
yacaksınız. Benim islcdiğim.
iddialann bilimsel olarak ispat-
lanması vc konuyla ilgili bir
slandarl bclırlcnmcsi."
Kuzcy Irak'laki son hava
harckâünda her türlü *vur' em-
rini içinde bir Türk subayının
da bulunduğu 'AVVACS' er-
ken uyan uçağının komutanı-
nın verdiği açıklandı. Türk
Genelkurmay yetkilileri 'vur'
cmrinin nc Peniagon, ne An-
kara, ncde İncirlik'tcki 'Çekiç
Güç' ortak komutanlığmca ve-
rildiğıııi söylediler.
Yetkililer, 'Çekiç Güç'ün
'vur' cmrinin kaynağı ile bu-
nun uygulamaya dönüşümü
hakkında Cumhuriyct'c şu bil-
giyi verdiler:
"Türkiye'de 'Çekiç Güç'
olarak bilinen 'Provide Com-
fort' (Huzur Sağlama) uygula-
ması BM karanna bağlı bir
ortak anlaşmaya dayanmak-
tadır. Bu anlaşmanın uygulan-
masmı 'anlayış' anlamına ge-
len bir yönetmelik kurala
bağlamıştır. Bu protokol, güce
birlik veren ülkeler arasındaki
lışkileri ve evsahibi ile bu ülke-
ler arasındaki işbirlığini de
düzcnlcr.
Bu anlayış' protokolünde
aynca 36. enlemin kuzeyinde,
Irak'ın yapacağı ihlaller karşı-
sında Çekiç Güçün nasıl karşı
koyacağı ve meşru müdafaa
amacıyla nasıl vuracağı biçim-
lendirilmiştir."
Genelkurmay BaşkanlığV-
ndan yüksek rütbetli bir su-
bay, son olaya ilişkin gelişme-
leri şöyle açıkladı:
Ateşemrini
AWACSverdiÖZGEN ACAR
'Hasmane' Oluşum
"Çekiç Güç'e ait uçaklar her
gün devriye uçuşu yaparlar ve
K. Irak'taki gelişmelen izler ve
görüntülcrler. 'AVVAGS' er-
ken uyan uçaklan hem Irak
Silahlı Kuvvetleri'ndeki 'has-
mane' oluşumlan gözler hem
de mütlefik uçaklannın uçuş
güvenliğini sağlar.
Irak hükümeü, nisan 1991
tarihindeki bir anlaşma ile 36.
enlemin üzerinde herha-ngi bir
hasmane hareketle bulunma-
yacağını kabul etmişti. Bu en-
lem\jzerindeK. Irak'ın lOadet
'SAM' füze rampası bulun-
maktadır. Söz konusu anlaş-
ma ile bu füzeler devre dışı
bırakılmıştı. Bu anlaşma bir
buçuk yıl boyunca sükûnet
içinde uygulandı."
Yetkili, son olaylann geiiş'
mi hakkında şu bilgiyi verdi:
"K. Irak'taki hermetrekare-
nin fotoğraflan çekildi. Sık
aralıklarla bu fotoğraflar yeni-
lendi. İki döncm arasındaki
gelişmeler değerlendirildi ve
yeni askeri yığılmalann olup
olmadığı izlendi. Görüldü ki
bu füzelerde bir hareketlenme
var. 'Çekiç Güç' devriye uçuş-
lan daha yoğun bir biçimde
sürdürüldü.
Füzeler kilitlendi
Bir sürc sonra Irak Hava
Kuvvetleri uçaklannın 36. en-
lem ihlalleri başladı. Kendileri
uyanidı. Bu uyanya karşıhk
bu kez, Irak'ın bu füzelerini
'Çekiç Güç' uçaklanna kilitle-
diği saptandı. Irak'ın bu kilit-
lenmeyi yapması, Bağdat'ın
her an 'Çekiç Güç' uçaklanna
karşı 'hasmane' girişime hazır
olduğunu ortaya koydu."
'Vur'emri
Yüksek rütbeli subay 'vur'
emrinin hangj merkezden ve-
rildiğine ilişkin bir soruyu ise
şöyle yanıtladı:
"Vur emrini ne İncirük'teki
'Çekiç Güç' komutanlığj, ne
Ankara'da Türk Genelkurmr
yı ve ne de Washington'dak.
Pentagon verdi. Bu 'vur' emri,
içinde bir Türk subayının da
bulunduğu 'AWACS' erken
uyan uçağmdan verildi. Aşağı-
daki füzeler, 'Çekiç Güç' uçak-
lannı kilitlemişti. Nisan 1991
anlaşmasına göre bu, 'hasma-
ne' bir tutumdu.
'AWACS' uçağının komu-
tanı, kendilerine 'anlayış' pro-
tokolü gereğince önceden ve-
rilmiş talımata uygun olarak
'vur' emrini verdi ve bunun
üzerine Irak savaş ucağı vurul-
du. Kilitlenme olgusunu sap-
tayan AWACS uçağının
komutanı söz konusu 'anlayış'
yönetmeliği gcreğı 'vur' karan-
nı verdi."
Kürtlerkaygılı
'Bombardıman
Saddam'ayaradı'
ERGÜNAKSOY
ZAHO/DUHOK- Saddam
Hüseyin'i BM kararlanna uy-
maya zorlamak amacıyla mül-
lefık güçlerin Irak'a yönelik
saldınlan Kürt üst düzey yet-
kililerinca kaygıyla izleniyor.
Zaho Kayrnakamı Albay
Nazar Barzenci'ye göre, müt-
lefik güçlerin askeri harekatı
Saddam'ı siyasi yönden güç-
lcndirdi. 32. paraleldeki çaüş-
malann 36. paralele sıçrama-
sıyla birlikte 50 bin peşmerge
de alarm durumuna geçirildi.
Kürtler, Saddam'la olan smır-
lanna ağır silahlı birlikler yer-
leşürdiler.
Zaho kayrnakamı Albay Ni-
zar Barzenci, "Saddam'ı devir-
mek için ba§ka ycnlemler be-
linlenmeli. iki yıl önce Sad-
dam'a karşı olan bazı ülkeler
şimdi operasyonu doğru bul-
mayarak Saddam'a destekler
yönde açıklamalarda bulunu-
yorlar" diyor. Barzenci, Sad-
dam'ın yalnızca Musul sınınna
6 bin asker yığdığını belirterek,
şöyle konuşuyon
"Saddam'ın Suriye sınınna
4. piyade birliği, Musul'dan
Erbil'e ise 5. tank birliğini yer-
lcştiriğini saptadık. Saddam
bize her an saldıracakmış gibi
hareket ediyoruz. Bu nedenle
Türkiye-Suriyc sınınmızdan
Irak'ın Fayda kentine kadar
olan bölgcyc peşmerge yerleş-
lirdik. Sınıra yerleşürilcn aske-
ri birliklerimizde top, uçaksa-
var ve hafıf silahlar mevcut-
tur.'
Barzenci, Saddam'ın askeri
operasyonlarla yola gelmeye-
ccğınin anlaşıldığını özelliklc
vurguluyor ve bu yöntemin ye-
niden denenmesinin sakıncala-
nna işarct ediyor. Barzcnci'nin
görüşlcri şöye:
"Saddam'ı daha önce dikta-
lör olarak gören bazı Arap
ülkeleri bu son operasyondan
sonra Irak'ı destekler yönde
tavır almaya başladılar. Mül-
tefık güçlerin her saldınsından
sonra bu desteğin artacağı ka-
nısındayız. Saddam'ın istediği
dc budur. ABD'nin bu işi sa-
vaşla değil, başka yöntemle
çözmesi gerekir. ABD çok iyi
biliyor. Saddam Bağdat'ladır.
Ancak gidip Necef-Basra
kcntlcrini vuruyor. Bu da biz-
leri düşünceye scvk ediyor.
1975 yılında Irak İran'la birlik-
lc ABD'nin şcmsiyesi altında
Kürtlere karşı cephe aldı. Ha-
rekât başlatu. Biz tekrar böyle
olmasını istemiyoruz. Yeni
Halepçeler yaşamak istemiyo-
ruz. Kürt yöneticiler olarak
halkımızdan başka kimseye
güvenmiyoruz."
Kaymakam Barzenci , Sad-
dam'ın elinde halen kimyasal
silahlar bulunduğunu anımsa-
üyor. "Eğer Saddam yok ola-
cağını hissederse elindeki kitle
imha silahlannın tümünü kuj-
lanır" diyor Barzenrci ve ekli-
yor:
"Halkımızı korkutan lek şey
de budur. ABD, Fransa ve In-
giltere 2 yıldır Saddam'ın bu
silahlannı ortadan kaldırama-
dı. Halkımız, Saddam'ın aske-
ri gücünü iyi biliyor. İsteğimiz,
kısa zaman içinde BM'nin
Saddam'ın elinde bulunan
kimyasal silahlan yok etmesi-
dir. Bu kimyasal silahlann yok
edilmesi, yalnız Kürtlerin de-
ğil, tüm insanlığın yaranna
olacaktır."
Kuzey Irak'ta olası bir Sad-
dam saldınsına karşı vatan-
daşlar stok yapıyorlar.Bunun
yanısıra bazı Kürt aiIeJer eşya-
lannı şimdiden balya haline
getirmişler. Ufak bir çaüşma
ortamında dahi Türkiye'ye ka-
çacaklannı bildiriyorlar.
Kuzey lrak'ta Saddam kor-
kusu adeta insanlann benliği-
ne de yerleşmiş. Irak Devlet
Başkanı Saddam Hüseyin'in
adı anılınca insanlann yüz ifa-
desi hemen değişiyor. Kürtler
tedirgin. Halepçe katliamı,
Türkiye'ye iki kez kapsamlı
göç unutulmamış. Kuzey Irak-
h Kürtler artık yeni bir katli-
am, yeni bir göç, yeni aalar
yaşamak istemiyor. Orta yaşlı
bir Kürt, kaygılannı şöyle dile
getiriyor:
"Saddam siyasi manevralar-
la güç toplamaya çahşıyor.
Kısmen da olsa bunu başardı.
Eğer fırsat bulursa, tek bir kür
dü bile sağ bırakmaz. Son ge-
lişmeler bızleri oldukça kaygı-
landınyor. Saldın olacakmış
gibi önlemler aldık. Saddam,
Kuzey Irak semalannda bir
helikopterini uçurtsa, Kürt
halkı tarihinde üçüncü bir gö-
çü daha yaşar."
Savaş korkusu ve ağırlaşan
ekonomik koşullar altında gün
geçtikçc daha da ezilen Kuzey
Iraklı Kürller, bir tarafta ezeli
düşman Saddam, diğer tarafta
ise kurtarıcı gözüyle bakılan
müııcfîk güçlerin arasında
dcvlel olmanın koşullannı ya-
ratmaya çalışıyorlar.