25 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27EYLÜL1992PAZAR OLAYLAR VE GORUŞLER DemokratikDevlet ve Siyasal Partiler Anayasalar, öncelikledevlet yetkilerini sınırlandırarak bireyi devlet karşısında korumanın. devleti birey için görevlendirmenin aracıdır, Doç.Dr. YILMAZ ALİEFENDİOĞLU Anavasa Mahkemesi Üvesi "l>i }argıç larsa. kötü yasa yoklur." Anayasayı yorumlamak, kuşkusuz, önce- likle Anayasa Mahkemesinin görevidir. Anayasa mevcut kurallanyla bir çerçeve ku- rar. bir yapı oluşturur. U>gulama bu yapıya uygun düştüğü ölçüde Anayasa'ya uygunluk sağlanmış olur. I982 Anayasası gibi dili ayn, kimi halde çelişen. hatta çatışan kurallardan oluşan bir anayasanın yorumlanmasında. Anayasa Mahkemesi'nin çok halde umut, ülke genelinde, üginin odağı olması doğaldır. Belirli bir anayasa kuralı yorumlanırken, kuralın bütün içinde aldığı yere göre sistema- tik. yazılışma göre dilbilgisel (gramatik) yo- rum yanında: anayasanın temel hak ve özgür- lükleri koruma işlevi esas almarak amaç, ne- den ve sonuca göre yapılacak teleolojik yo- ruma öncelik verilmelidir. Çünkü anayasalar, öncelikle devlet yetkilerini sınırlandırarak bi- reyi devlet karşısında korumanın, devleti bi- rey için görevlendirmenin aracıdır. Bir anayasal kural, anayasanın temel esprisi ve kurduğu yapı yanında, uluslararası sözleş- melerin getirdiği yükümlülüklerin, uygar dünyanın kabul ettiği ortak değerlerin ve hi'.kukun genel ilkelerinin oluşturduğu bütün- lük içinde yorumlanmalıdır. Söze bağlı yo- rum, Anayasa'dan beklenen işlevin gözden kaçınlmasına neden olabilir. Çağdaş niteliği belirleyen ölçütler Anayasa Mahkemesi. kimi kararlannda, hukukun genel kurallannın anayasa kuralla- nndan da önde geldiğini belirlemiştir. Bunun yanında uluslararası sözleşmelere dayalı ulus- larüstü bir hukukun varlıgı ve bu hukukun ve Avrupa İnsan Haklan Komisyonu ve Mahkemesi gibi kimi uluslarüstü (supra nati- onal) organlann verdiği kararlann bağ- layıcıhğı ve insan haklannın ortak değer ola- rak korunması anlayışr, Anayasa Mahkeme- si'nin getireceği yorumlardaki çağdaş niteliği belirleyen ölçütler duyumuna dönüşmüştür. Türkiye yönünden 10 Mart 1954 günlü ve 6366 sayılı yasayla onaylanarak yürürlüğe gi- ren ve yasa hükmünde bulunan însan Hak- lannı ve Ana Özgürlüklerini Korumaya Dair Sözleşme'nin kişi özgürlüğü ve güvenliğine. düşünce. vicdan ve din özgürlüğüne ilişkin kurallan yanında. Türkiye tarafından da im- zalanarak kabul edilen güvenlik, ekonomik ve insan haklanna ilişkin konularda ilkeler belirleyen, Avrupa Güvenlik ve tşbirliği Kon- feransı (AGİK.) süreci kapsamındaki 1975 ta- rihli Helsinki Nihai Senedi (Helsinki Final Act) ve bunu izleyen toplantılarda alınan ka- rarlar ve J990 tarihli "Yeni bir Avrupa için Paris Yasası (şartı) iç hukuku, uluslararası hukukla bütünleşmeye zorlayan belgeler ko- numuna girmiştir. Bu durumda Türkiye açı- sından dünya uluslar ailesinin onurlu bir üyesi sıfatının devamı iç hukukun sözleşmelerle yü- kümlendiğimiz dış hukuk kurallanna uydu- rulmasını gerekli kılmaktadır. Anayasa Mah- kemesi'nin, getireceği çağdaş (amaçsal) yo- rumla bu akımın öncülüğünü yapması işlevi- ne uygun bir davranış olacaktır. Paris Yasası'na (şartına) göre "İnsan hakla- n ve temel özgürlükler, tüm insanlann do- ğumlanyla birlikte kazandıklan vazgeçilmez haklardır ve yasalarla güvence (garanti) altına alınmıştır. Bunlann korunması ve geliştiril- mesi devletin başta gelen görevidir... Demok- ratik yönetim, düzenli olarak yapılan özgür ve adil seçimlerle ifadesini bulan halk istenci- ne (iradesine) dayanır. Demokrasinin teme- linde insana saygı ve hukukun üstünlüğü ya- tar. Demokrasi, anlatım özgürlüğünün, top- lumun her kesimine karşı hoşgörünün ve her- kes için fırsat eşitliğinin en iyi güvencesidir." Bu sözleşmeyi imzalayan devletler," Ayınm gözetmeksizin herkesin düşünce, vicdan, din ya da inanç ve anlatım özgürlüğüne, örgütlen- me ve toplantı diizenleme özgürlüğüne... sa- hip olduğunu": "Ulusal azınlıklann etnik, kültürel, dil ve dini kimliklerinin koruna- cağını, ulusal azınlıklara mensup kişilerin bu kimliklerini ayınma tabi tutmaksızın yasa önünde tam bir eşitlikle hür olarak beyan et- meye. korumaya ve geliştirmeye haklan oldu- ğunu" kabul etmişlerdir. Çağdaş demokratik devlet 1982 Anayasasfnın temel espnsı, baş- langıçta belirtildiği gibi ulus istencinin mutlak üstünlüğünü, egemenliğin kayıtsız, koşulsuz Türk ulusuna ait olmasını vu bunu ulus adına kullanmaya yetkili kılınan kişi ya da kurulu- şun bu Anayasa'da gösterilen özgürlükçü de- mokrasi ve bunun icaplanyla belirlenen hu- kuk düzeni dışına çıkmamasını gerektirir. Bu kural. aynı zamanda, Türk ulusu adına egemenliği kullanan kişi ve organlann anaya- sal yetki alanını belirler. Bu alan "Anayasa'da gösterilen özgürlükçü demokrasi ve bu de- mokrasinin, bağlı olduğu hukuk düzenidir." "Anayasa'da gösterilen özgürlükçü de- mokrasi" anlayışı, Anayasa Mahkemesi ka- rarlannda da belirtildiği gibi "Bu Anayasa'- yı" aşarak, uygar dünyanın anladtğı ve tanıdığı çağdaş Batı demokrasısı anlamında kabul edilmelidir (l). Anayasa, başlangıçta ve 174. maddesinde, Türk toplumunun çağdaş uygarlık düzeyine ulaştınlması ya da üstüne çıİcanlması azmini belirlerken; 2. maddesinde Cumhuriyet'in ni- telikleri arasında "demokratik" olmayı hu- kuk devletinin temel özellikleri arasında say- mıştır: Çoğulculuk, kaülımcılık ve düşünce özgürlüğü demokrasinin vazgeçilmeyen öğeleridir. Çoğulculuk, kararlann çoğunluk tarafın- dan alınmasmı, çoğunluk tarafından yönetil- meyi gerektirir. Siyasal partiler, örgütsel yapı- lanyla çoğulculuk ilkesini yaşama geçirirler. Anayasa'nın 68. maddesindeki "Siyasal parti- ler. demokratik siyasal hayatın vazgeçilmez unsurlandır" denilmekle bu husus vurgulan- mıştır. Katılımcılık, kişilerin, karar alma sürecinin her aşamasma oylanyla ve düşünceleriyle ka- tılmalan; demokratik yapıdaki örgütlerde yer alarak kamuoyunu etkilemeleri yoluyla ger- çekleşir. Siyasal partililer, bu konuda da en önemli görevi yüklenirler. Düşünce özgürlüğü ya da çokseslilik, duy- mak istemediğimizi de dinlemeyi gerektirir. Görüşlerini paylaşmadığımız, söylediklerini beğenmediğimiz ve onaylamadığımız kişilerin bu görüşlerini açıkça bildirebilmeözgürlükle- rine saygı duyulması ve olanak sağlanması de- mokrasinin vazgeçilmeyen öğesidir. Demok- rasi demek düşünceye saygı, karşı görüşe hoş- görü demektir. Düşünce özgürlüğüyle gü- dülen amaç, toplum huzurunu sağlamanm yanında siyasal partiler tarafından temsil edi- len çeşitli görüşlerin toplumdaki yansımasını görmek ve en iyi çözüme ulaşmaktır. Demok- ratik siyasal yaşamın vazgeçilmez öğesini oluşturan siyasal partiler. sorunlar karşısında çözüm üreterek bu işlevi yerine getirirler. Siyasal partilerin, beğensek de beğenmesek de bulduklan çözümleri ya da savunduklan gö- rüşleri. topluma açıkça ve çekinmeden suna- rak çoğunluğa maletmeyeçalışmalan, çoğun- luğu elde ettiklerinde de iktidar olmalan de- mokrasinin gereğidir. Siyasal partiler bu işlevlerini baskı ve teröre dönüştürmedikçe ya da belirli gruplara daya- narak ihtilalle iktidara gelmeyi amaçlamadık- ça anayasal ve hukuksal korumadan yarar- lanmalıdırlar. Siyasal partinin görüşü, aynı zamanda dü- şünsel ürünüdür. Kaynağını akıldan alan dü- şünce, açıklanması yasaklanmadığı sürece, genelde yatağında sessiz akan bir dere gibidir; önü tıkanırsa büyüyüp yayılabilir, yasakla- nan görüş çok halde çekici gelebilir. Düşünce yeni görüşlerle beslenerek ya da karşıt göriiş- lerle çatışarak gelişebilir ya da değişebilir; bu oluşumun sağlıklı olabilmesi, akışın tam bir anlatım özgürlüğü içinde gerçekleşmesi koşu- luna bağlıdır. Siyasal parti kapatma davalannda, işin hu- kuksal görünümü yanında; ülkenin ve karar verme durumunda bulunan mahkemenin saygınlığını etkileyen siyasal yön, partiye gö- nül verenlerin temsil ettiği toplumsai konum, ülkenin içinde bulunduğu ulusal koşullar ve uluslararası etkenler önem kazanır. Bu çok yönlü boyut, bu davalann, genelde, siyasal ve demokratik yaşama anayasanın temel ilkeleri doğrultusunda yön verici, temel hak ve özgür- lükleri koruyucu işlevi ağır basan Anayasa Mahkemesi'nce görülmesinin en önemli nedenidir. 1961 ve 1982 anayasalan da aynı görüşle, siyasal partilerin kapatılması, Cumhuriyet Başsavası'nın açacağı dava üzerine Anayasa Mahkemesi'nce karara bağlanır kuralını ge- tirmiştir. EN İYİ HABER + EN İYİ MÜZİK = EN İYİ RADYO D I O I T A L - S T E R E O l'ilsın /Î^A/A'EKSPRES aktas eleklrik I I R E I L U Levıs 16. SAVIMIZI GORDLMZ MU? SANATSEYERLERİN HKRŞKVİN E\ GfZELlNE LAVIK OLDICIM DL'Şf NLYOR VK S\/,E ANTİK & DEKORT TAYSlYE EDİYORLZ. GERCEK • ln->aıı. Zamaıı \e Mekan/VMinıar V\zaı İLH\\ • MıılhmittMİr Türk kıiltür \e Sanat Ktkinlikleri/ \azan OLÇ'KR • l-laııı Saııadarı .Vıpsi/ Nıle AKSOY • Iznik Çinileri Sergisi/ Pern \ BIU.OR • lıhal Döjpnı HiiKa k V.\BA\ • Jını Thı>nıp«oıı \c Ipek l retımi • Mobil>a<la \\aklar/ Pmf. (>\a BOM.V • Hariüilar Al.Orhaıı BAYRAk • Bakır E5 \a Kolek-iiynn ulııjtı 11/ Ali (^)kçfiı \D\R • PlfMie >a\a^ı ııııı Bel^«'-«'J Ial>lı>Mi / Özjıen \C\R • ketelH-ler l\/\aln-BKRklN • Ha-an Rıza'nııı Kaiih Tahlolan »II \\tıı l.ıfij/ kcmaJ KRII \\ • \IIUHIHI Prezio^ı/ Doç. Dr. Zeyıep fN ANKl R • Çıplajııı (KkuMi II İkı Çıplak"/Öruler >KM M'll.l • (,i/lı >ark Rİİz«arları/Hül>ak\\B\\ • Mpınlıık NTamikl«Tİ/S*İHia k()IJ\MI\MXiLl • kcramik kııtah>a FigiirİMİcri/hınık MHİN • lanmtnıt Tmkına \1IKC\IKT • (.<•<•<• (.ııtıdıız \5k-1 Satiiiı • K>kı K>crltTiıı Rt-ıora^vonıı •ııı/iiıı O/A \(',\T • II. Blarkıncı ki)lek«i\i(iııı ndan Bir \ll»ıın/Mıhrilıaıı \RSI.W • kchrilıar/Bilgi \LII\0k • I)ckora->\<ııı l)iııı\iiii • Vıuika OıoiMobillcr • Nosialüifi&: hıma-ia/l'aıınr HK/.MI.\ • \niikjj \c >ı<ııiijı l)iiıı\a-ııııki) • Mııya\filcliT ANTİK DKKOR DKHCİSİ \i\\\ AVIİK A.S.>AM\II)IR Kuaın c.Hiı. \,>. \(> \I.ŞA\TAŞI- İSTANBI I. T.-l. 241 - ^ 7(> - 2M) 7-4 82 / Vi( x: 2.ÎI -H (>."» PKK-HEP Görüşmesinde Hürriyet Organizasyonu Fınansor Hürriyet, heyeti birlikte belirleme ve yayın hakkı istiyor. HEP; "Prensipte kabul." Naif Guneş: "Öneri devletten bağımsız değil." Amenka Hürriyet'in neresinde? Habur'da Bir Geçîşe Yedi Rüşvet Ruşvetın rayici var. Rüşvet 'aracılığı' bir meslek. Sosyal Konsey'de Sendikacı-Patron İşbirliği TUSİAD Ekonomik Konseyde Israrlı: Patron savunuiucuğunda DİSK Türk-lş'ten hızlı.... • izmır'de Tutuklu Yakınlanna Dayak • Kaçak Camide Buyurun Ibadete • Belediye Turizmle Bedava Seyahat • İHD İstanbul Şubesl'nde Genel Kurul • Metal Iş Kolunda Greve Doğru • ODTÜ Çalışanlarına Statü Karmaşası «Er- kegın 'Demokratıklığr Kadında Bıtıyor! • Ünl- versitelerde Fikir Kulüpleri • DlDF'in Duzen- c-dıgı Uzun Yuruyuş Suruyor* Fransa Bütçesi Yama Tutmuyor • Japon Balonu Patlamak ••••• • Altın Koza'nm Ardından PENCERE CUMHURİYET YOLUNDA Yunus Nadi 10.000 lira (KÜV ıvindc) Çağdaş Yayınları Turkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-htanhııl Ödemeli uonderilmo/. KİRALIK ARANIYOR Ba\an »a?eteci Cihangir veya Kadıköy'desahibinden kiralıkdaireanyor Tel: 512 05 05/440 Gazeteci - Yazar MUSAANTER'in katledilmesinilanetliyorfailimeçhul(!)cına>etlerinbiran once son bulmasını isti>oruz. İ.Ü. İKTİSAT FAKÜLTEŞİ ME2UNLARICEMİYETİ Yeni Binyıl'da Dil DevpimL. 94 yaşında bir delikanlı... Ömer Asım Aksoy... Yazıyor; "43 yılı Atatürk'ün kurduğu ve Kenan Evren'in kapattığı Dil Kurumu'nun hizmetinde geçen yaşamımın 94. yılı için- deyim. Gelecek dil bayrammdan önce sesimin kesilmiş bulunacağını sanıyorum." Hayır... Sayın Ömer Asım Aksoy'un sesi hiç kesilmeyecek; o sustuğunda yankılanarak sürecek... Aksoy diyor ki: "Büyük kurucumuzun 1932de başlattığı, kendisinden sonra da coşku ile süren atılımın ilk 20yılı, Türk dilinin altın çağıdır. Bu dönemde dilimiz, bütün direnişlere karşı bir- kaç yüzyıllık yol almış; ortak yazı dilinde olsun, bilim ve teknoloji alanında olsun, yüce devrimcinin dil ülküsüne büyük ölçüde yaklaşmıştır. Teşkilatı Esasiye Kanunu da bu dönemde Anayasa adı altında Türkçeleştirilmiştir." • Dil devrimi başarıya ulaştı. Yazarların, sanatçıların, bilim adamlarımn çabalarıyla, Türkçe zenginleşti, derinleşti, anlatım olanaklarını geliştir- di, çağı yakaladı. Türkçe düşünmek ya da Türkçe düşün- meyeçalışmak, benliğimizesindi. Dilimizledüşüncemizin özdeşliğinde, gezegenimizin uygarlığına erişmek, dil dev- riminin bize armağan ettiği bilinçtir, "Aydınlanma"nm gereğidir. Masamın üstünde "Milliyet" gazetesi duruyor; birinci sayfasında sekiz sütuna bir başlık: "Teminat veriyorum." Milliyet yazarı Yalçın Doğan, güzel bir gazetecilik girişi- mini gerçekleştirmiş, Genelkurmay Başkanı'yla görüş- müş; Orgeneral Güreş "askeri darbe" söylentilerinden üzüntü duyduğunu vurgulayarak demiş ki: "- Yoktur böyle bir şey, olamaz da..." Verilen güvence karşısında ne düşünürsünüz? Mantığı- nız hemen devinime geçmez mi? Akıl uyarır, Sayın Gü- reş'in açıklamasının tersini gözlerinizin önüne serer: "- Güvence veremem, böyle bir şey olabilir..." Ne olabilir? Yanıt: -Darbe!.. Bir Genelkurmay Başkanı, darbe yapacağını önceden açıklar mı? Hele, bir ülkede "sivil toplum" düzeni benim- senmişse, askeri darbe yapılmayacağına ilişkin güvence- yi Genelkurmay Başkanı'ndan beklemek bir çelişkiyi içer- miyor mu?.. Mantıksal gelişmenin eklemleri, düşüncemi- zin omurgasını oluşturmaya başlar; fikir zincirinin halkala- rı, birbirine geçerek konuyu açmayı sürdürür. Ben şimdi ne yapıyorum? Sayın Doğan Güreş'in tümcesini tersine çeviriyorum. Aklın bu tür devinimine sıradan mantıkta na- sıl birad verilir? Karşıt kavramdan çıkarsama!.. Ne demek o? Biliyorum ki bu tür sözcükler çoğumuza yabancı gelir. Dil devriminin yaptığı işe bakın!.. "Saba ile evlat birbirini anlamıyor"değil mi? "İmambayıldıya içigeçmiş dinselki- şi mi diyeceğiz?" Bütün bunları yanıtlamak için "karşıt kavramdan çıkarsama'nın Osmanlıcasını bilmek gereki- yor: "Mefhum-u muhalifinden istihraç!.." Beğendiniz mi? + insan; düşüncesinde bir yeni adım atabilmek için o yeni düşüncenin karşılığını dile dönüştürmek zorundadır. "Bi- limsel Teknolojik Devrim" çağındayız. "Computer"\r\ Türkçe'de karşılığı bilgisayar!.. Kim bulmuş, kim uydur- muş? Bilmiyorum. Ama yerli yerine oturmuş güzel bir sözcük. Dil devrimi, bilgisayar çağındayürüyor; devlet zo- ruyla değil, tepeden inme de değil; yazar, sanatçı, bilim adamı ve halkın işbirliğiyle Türkçe'de bin çiçek açıyor; ev- rensel ufukları kucaklıyor. 21 'inci yüzyıla 8 kaldı; bilimsel devrimin dalgası daha da yükselecek, insan yaşamının boyutları genişleyip derinle- şecek, sanatlarzenginleşecek; 1932'debaşlayandil devri- mi, evrilerek tüm yeni oluşumları kapsayacak olanakları bizesağlayacak... 94 yaşındaki delikanlı ömer Asım Aksoy'un "yeni bin- yıl'a girerken yeni kuşaklarasunduğu mutluluk, dilimizin güzelliğinde vurgulanıyor. "SAMANYOLU" DARBE PLANIBirinci Ordu Komutanlığı'ndan Kolordu'ya özei kurye ile gönderilen emir: "Samanyolu Alarm Talbikatı". Istihbaraiçı Binbaşı'nın emri: "Harf hatası olmoyacak." "İç güvenlik içerikliycii." Kritik bir durumda sokakîarın nasıl Mulacağı yazılıydı. MEÜH PEKDEMİR YANITLADI Devrimci Yol'doki torhjma ve josyalizmin bilançosu •ÜLINT ICfACIBAŞI İU DAMI, ERKEN $£ÇIM, BATKAJ., KÜRT SORUNU ÜZERİNI "Sosyal patiamodan büyük rahahızlık var.' 7 memur sendikasının bajkonlanyla oçık oturum: Krttosolloşm» so- rvnu nasıl a>ılacak? • 'HükürrMt Sinop'u bombaladı* • To- seronlajtırmaya kar>ı mücadelede yasal m&rn • İlk Asuri Kangrasi yopıldı. 2OO0'e Ooğrv DuKoktavdı • iskmbul Borosu hoküm^in uzantiii olmayı sürdürecek mi? • Guzman operasvonunda ClA'nm rolü • Enis Batur'un medyalardan oskilme karan 2000'E 29 EKİMTATİÜ 28-29-30-31 EKİM -1 KASIM İBER OTEL SARIGERME KONFORU VE GUN'BATMADAN DOĞA YÜRÜYÜŞLERİ İ.F.K. GÜN BATMADAN 1.475.000 TL. ve 3 TAKSİT SAAT 19.00 DAN SONRA 25910 84 SONBAŞVURU 30EYLÜL1992
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle