Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27EYLÜL1992PAZAR
OLAYLAR VE GORUŞLER
DemokratikDevlet ve
Siyasal Partiler
Anayasalar, öncelikledevlet yetkilerini sınırlandırarak bireyi devlet
karşısında korumanın. devleti birey için görevlendirmenin aracıdır,
Doç.Dr. YILMAZ ALİEFENDİOĞLU
Anavasa Mahkemesi Üvesi
"l>i }argıç larsa. kötü yasa yoklur."
Anayasayı yorumlamak, kuşkusuz, önce-
likle Anayasa Mahkemesinin görevidir.
Anayasa mevcut kurallanyla bir çerçeve ku-
rar. bir yapı oluşturur. U>gulama bu yapıya
uygun düştüğü ölçüde Anayasa'ya uygunluk
sağlanmış olur. I982 Anayasası gibi dili ayn,
kimi halde çelişen. hatta çatışan kurallardan
oluşan bir anayasanın yorumlanmasında.
Anayasa Mahkemesi'nin çok halde umut,
ülke genelinde, üginin odağı olması doğaldır.
Belirli bir anayasa kuralı yorumlanırken,
kuralın bütün içinde aldığı yere göre sistema-
tik. yazılışma göre dilbilgisel (gramatik) yo-
rum yanında: anayasanın temel hak ve özgür-
lükleri koruma işlevi esas almarak amaç, ne-
den ve sonuca göre yapılacak teleolojik yo-
ruma öncelik verilmelidir. Çünkü anayasalar,
öncelikle devlet yetkilerini sınırlandırarak bi-
reyi devlet karşısında korumanın, devleti bi-
rey için görevlendirmenin aracıdır.
Bir anayasal kural, anayasanın temel esprisi
ve kurduğu yapı yanında, uluslararası sözleş-
melerin getirdiği yükümlülüklerin, uygar
dünyanın kabul ettiği ortak değerlerin ve
hi'.kukun genel ilkelerinin oluşturduğu bütün-
lük içinde yorumlanmalıdır. Söze bağlı yo-
rum, Anayasa'dan beklenen işlevin gözden
kaçınlmasına neden olabilir.
Çağdaş niteliği belirleyen ölçütler
Anayasa Mahkemesi. kimi kararlannda,
hukukun genel kurallannın anayasa kuralla-
nndan da önde geldiğini belirlemiştir. Bunun
yanında uluslararası sözleşmelere dayalı ulus-
larüstü bir hukukun varlıgı ve bu hukukun ve
Avrupa İnsan Haklan Komisyonu ve
Mahkemesi gibi kimi uluslarüstü (supra nati-
onal) organlann verdiği kararlann bağ-
layıcıhğı ve insan haklannın ortak değer ola-
rak korunması anlayışr, Anayasa Mahkeme-
si'nin getireceği yorumlardaki çağdaş niteliği
belirleyen ölçütler duyumuna dönüşmüştür.
Türkiye yönünden 10 Mart 1954 günlü ve
6366 sayılı yasayla onaylanarak yürürlüğe gi-
ren ve yasa hükmünde bulunan însan Hak-
lannı ve Ana Özgürlüklerini Korumaya Dair
Sözleşme'nin kişi özgürlüğü ve güvenliğine.
düşünce. vicdan ve din özgürlüğüne ilişkin
kurallan yanında. Türkiye tarafından da im-
zalanarak kabul edilen güvenlik, ekonomik
ve insan haklanna ilişkin konularda ilkeler
belirleyen, Avrupa Güvenlik ve tşbirliği Kon-
feransı (AGİK.) süreci kapsamındaki 1975 ta-
rihli Helsinki Nihai Senedi (Helsinki Final
Act) ve bunu izleyen toplantılarda alınan ka-
rarlar ve J990 tarihli "Yeni bir Avrupa için
Paris Yasası (şartı) iç hukuku, uluslararası
hukukla bütünleşmeye zorlayan belgeler ko-
numuna girmiştir. Bu durumda Türkiye açı-
sından dünya uluslar ailesinin onurlu bir üyesi
sıfatının devamı iç hukukun sözleşmelerle yü-
kümlendiğimiz dış hukuk kurallanna uydu-
rulmasını gerekli kılmaktadır. Anayasa Mah-
kemesi'nin, getireceği çağdaş (amaçsal) yo-
rumla bu akımın öncülüğünü yapması işlevi-
ne uygun bir davranış olacaktır.
Paris Yasası'na (şartına) göre "İnsan hakla-
n ve temel özgürlükler, tüm insanlann do-
ğumlanyla birlikte kazandıklan vazgeçilmez
haklardır ve yasalarla güvence (garanti) altına
alınmıştır. Bunlann korunması ve geliştiril-
mesi devletin başta gelen görevidir... Demok-
ratik yönetim, düzenli olarak yapılan özgür
ve adil seçimlerle ifadesini bulan halk istenci-
ne (iradesine) dayanır. Demokrasinin teme-
linde insana saygı ve hukukun üstünlüğü ya-
tar. Demokrasi, anlatım özgürlüğünün, top-
lumun her kesimine karşı hoşgörünün ve her-
kes için fırsat eşitliğinin en iyi güvencesidir."
Bu sözleşmeyi imzalayan devletler," Ayınm
gözetmeksizin herkesin düşünce, vicdan, din
ya da inanç ve anlatım özgürlüğüne, örgütlen-
me ve toplantı diizenleme özgürlüğüne... sa-
hip olduğunu": "Ulusal azınlıklann etnik,
kültürel, dil ve dini kimliklerinin koruna-
cağını, ulusal azınlıklara mensup kişilerin bu
kimliklerini ayınma tabi tutmaksızın yasa
önünde tam bir eşitlikle hür olarak beyan et-
meye. korumaya ve geliştirmeye haklan oldu-
ğunu" kabul etmişlerdir.
Çağdaş demokratik devlet
1982 Anayasasfnın temel espnsı, baş-
langıçta belirtildiği gibi ulus istencinin mutlak
üstünlüğünü, egemenliğin kayıtsız, koşulsuz
Türk ulusuna ait olmasını vu bunu ulus adına
kullanmaya yetkili kılınan kişi ya da kurulu-
şun bu Anayasa'da gösterilen özgürlükçü de-
mokrasi ve bunun icaplanyla belirlenen hu-
kuk düzeni dışına çıkmamasını gerektirir.
Bu kural. aynı zamanda, Türk ulusu adına
egemenliği kullanan kişi ve organlann anaya-
sal yetki alanını belirler. Bu alan "Anayasa'da
gösterilen özgürlükçü demokrasi ve bu de-
mokrasinin, bağlı olduğu hukuk düzenidir."
"Anayasa'da gösterilen özgürlükçü de-
mokrasi" anlayışı, Anayasa Mahkemesi ka-
rarlannda da belirtildiği gibi "Bu Anayasa'-
yı" aşarak, uygar dünyanın anladtğı ve
tanıdığı çağdaş Batı demokrasısı anlamında
kabul edilmelidir (l).
Anayasa, başlangıçta ve 174. maddesinde,
Türk toplumunun çağdaş uygarlık düzeyine
ulaştınlması ya da üstüne çıİcanlması azmini
belirlerken; 2. maddesinde Cumhuriyet'in ni-
telikleri arasında "demokratik" olmayı hu-
kuk devletinin temel özellikleri arasında say-
mıştır: Çoğulculuk, kaülımcılık ve düşünce
özgürlüğü demokrasinin vazgeçilmeyen
öğeleridir.
Çoğulculuk, kararlann çoğunluk tarafın-
dan alınmasmı, çoğunluk tarafından yönetil-
meyi gerektirir. Siyasal partiler, örgütsel yapı-
lanyla çoğulculuk ilkesini yaşama geçirirler.
Anayasa'nın 68. maddesindeki "Siyasal parti-
ler. demokratik siyasal hayatın vazgeçilmez
unsurlandır" denilmekle bu husus vurgulan-
mıştır.
Katılımcılık, kişilerin, karar alma sürecinin
her aşamasma oylanyla ve düşünceleriyle ka-
tılmalan; demokratik yapıdaki örgütlerde yer
alarak kamuoyunu etkilemeleri yoluyla ger-
çekleşir. Siyasal partililer, bu konuda da en
önemli görevi yüklenirler.
Düşünce özgürlüğü ya da çokseslilik, duy-
mak istemediğimizi de dinlemeyi gerektirir.
Görüşlerini paylaşmadığımız, söylediklerini
beğenmediğimiz ve onaylamadığımız kişilerin
bu görüşlerini açıkça bildirebilmeözgürlükle-
rine saygı duyulması ve olanak sağlanması de-
mokrasinin vazgeçilmeyen öğesidir. Demok-
rasi demek düşünceye saygı, karşı görüşe hoş-
görü demektir. Düşünce özgürlüğüyle gü-
dülen amaç, toplum huzurunu sağlamanm
yanında siyasal partiler tarafından temsil edi-
len çeşitli görüşlerin toplumdaki yansımasını
görmek ve en iyi çözüme ulaşmaktır. Demok-
ratik siyasal yaşamın vazgeçilmez öğesini
oluşturan siyasal partiler. sorunlar karşısında
çözüm üreterek bu işlevi yerine getirirler.
Siyasal partilerin, beğensek de beğenmesek de
bulduklan çözümleri ya da savunduklan gö-
rüşleri. topluma açıkça ve çekinmeden suna-
rak çoğunluğa maletmeyeçalışmalan, çoğun-
luğu elde ettiklerinde de iktidar olmalan de-
mokrasinin gereğidir.
Siyasal partiler bu işlevlerini baskı ve teröre
dönüştürmedikçe ya da belirli gruplara daya-
narak ihtilalle iktidara gelmeyi amaçlamadık-
ça anayasal ve hukuksal korumadan yarar-
lanmalıdırlar.
Siyasal partinin görüşü, aynı zamanda dü-
şünsel ürünüdür. Kaynağını akıldan alan dü-
şünce, açıklanması yasaklanmadığı sürece,
genelde yatağında sessiz akan bir dere gibidir;
önü tıkanırsa büyüyüp yayılabilir, yasakla-
nan görüş çok halde çekici gelebilir. Düşünce
yeni görüşlerle beslenerek ya da karşıt göriiş-
lerle çatışarak gelişebilir ya da değişebilir; bu
oluşumun sağlıklı olabilmesi, akışın tam bir
anlatım özgürlüğü içinde gerçekleşmesi koşu-
luna bağlıdır.
Siyasal parti kapatma davalannda, işin hu-
kuksal görünümü yanında; ülkenin ve karar
verme durumunda bulunan mahkemenin
saygınlığını etkileyen siyasal yön, partiye gö-
nül verenlerin temsil ettiği toplumsai konum,
ülkenin içinde bulunduğu ulusal koşullar ve
uluslararası etkenler önem kazanır. Bu çok
yönlü boyut, bu davalann, genelde, siyasal ve
demokratik yaşama anayasanın temel ilkeleri
doğrultusunda yön verici, temel hak ve özgür-
lükleri koruyucu işlevi ağır basan Anayasa
Mahkemesi'nce görülmesinin en önemli
nedenidir.
1961 ve 1982 anayasalan da aynı görüşle,
siyasal partilerin kapatılması, Cumhuriyet
Başsavası'nın açacağı dava üzerine Anayasa
Mahkemesi'nce karara bağlanır kuralını ge-
tirmiştir.
EN İYİ HABER + EN İYİ MÜZİK = EN İYİ RADYO
D I O I T A L - S T E R E O
l'ilsın
/Î^A/A'EKSPRES aktas eleklrik
I I R E I L U Levıs
16. SAVIMIZI GORDLMZ MU?
SANATSEYERLERİN HKRŞKVİN E\ GfZELlNE LAVIK
OLDICIM DL'Şf NLYOR VK S\/,E ANTİK & DEKORT TAYSlYE EDİYORLZ.
GERCEK
• ln->aıı. Zamaıı \e Mekan/VMinıar V\zaı İLH\\ • MıılhmittMİr Türk kıiltür \e
Sanat Ktkinlikleri/ \azan OLÇ'KR • l-laııı Saııadarı .Vıpsi/ Nıle AKSOY
• Iznik Çinileri Sergisi/ Pern \ BIU.OR • lıhal Döjpnı
HiiKa k V.\BA\ • Jını Thı>nıp«oıı \c Ipek l retımi
• Mobil>a<la \\aklar/ Pmf. (>\a BOM.V • Hariüilar Al.Orhaıı
BAYRAk • Bakır E5
\a Kolek-iiynn ulııjtı 11/
Ali (^)kçfiı \D\R • PlfMie >a\a^ı ııııı Bel^«'-«'J Ial>lı>Mi /
Özjıen \C\R • ketelH-ler l\/\aln-BKRklN • Ha-an
Rıza'nııı Kaiih Tahlolan »II \\tıı l.ıfij/ kcmaJ KRII \\
• \IIUHIHI Prezio^ı/ Doç. Dr. Zeyıep fN ANKl R • Çıplajııı
(KkuMi II İkı Çıplak"/Öruler >KM M'll.l • (,i/lı >ark
Rİİz«arları/Hül>ak\\B\\
• Mpınlıık NTamikl«Tİ/S*İHia k()IJ\MI\MXiLl
• kcramik kııtah>a FigiirİMİcri/hınık MHİN
• lanmtnıt Tmkına \1IKC\IKT • (.<•<•<• (.ııtıdıız \5k-1 Satiiiı
• K>kı K>crltTiıı Rt-ıora^vonıı •ııı/iiıı O/A \(',\T • II. Blarkıncı
ki)lek«i\i(iııı ndan Bir \ll»ıın/Mıhrilıaıı \RSI.W
• kchrilıar/Bilgi \LII\0k • I)ckora->\<ııı l)iııı\iiii
• Vıuika OıoiMobillcr • Nosialüifi&: hıma-ia/l'aıınr HK/.MI.\
• \niikjj \c >ı<ııiijı l)iiıı\a-ııııki) • Mııya\filcliT
ANTİK DKKOR DKHCİSİ \i\\\ AVIİK A.S.>AM\II)IR
Kuaın c.Hiı. \,>. \(> \I.ŞA\TAŞI- İSTANBI I.
T.-l. 241 - ^ 7(> - 2M) 7-4 82 / Vi(
x: 2.ÎI -H (>."»
PKK-HEP Görüşmesinde
Hürriyet Organizasyonu
Fınansor Hürriyet, heyeti birlikte belirleme ve
yayın hakkı istiyor. HEP; "Prensipte kabul."
Naif Guneş: "Öneri devletten bağımsız değil."
Amenka Hürriyet'in neresinde?
Habur'da Bir Geçîşe Yedi Rüşvet
Ruşvetın rayici var. Rüşvet 'aracılığı' bir meslek.
Sosyal Konsey'de
Sendikacı-Patron İşbirliği
TUSİAD Ekonomik Konseyde Israrlı: Patron
savunuiucuğunda DİSK Türk-lş'ten hızlı....
• izmır'de Tutuklu Yakınlanna Dayak • Kaçak
Camide Buyurun Ibadete • Belediye Turizmle
Bedava Seyahat • İHD İstanbul Şubesl'nde
Genel Kurul • Metal Iş Kolunda Greve Doğru
• ODTÜ Çalışanlarına Statü Karmaşası «Er-
kegın 'Demokratıklığr Kadında Bıtıyor! • Ünl-
versitelerde Fikir Kulüpleri • DlDF'in Duzen-
c-dıgı Uzun Yuruyuş Suruyor* Fransa Bütçesi
Yama Tutmuyor • Japon Balonu Patlamak
••••• • Altın Koza'nm Ardından
PENCERE
CUMHURİYET YOLUNDA
Yunus Nadi
10.000 lira (KÜV ıvindc)
Çağdaş Yayınları Turkocağı
Cad. 39-41 Cağaloğlu-htanhııl
Ödemeli uonderilmo/.
KİRALIK
ARANIYOR
Ba\an »a?eteci Cihangir veya Kadıköy'desahibinden
kiralıkdaireanyor
Tel: 512 05 05/440
Gazeteci - Yazar
MUSAANTER'in
katledilmesinilanetliyorfailimeçhul(!)cına>etlerinbiran
once son bulmasını isti>oruz.
İ.Ü. İKTİSAT FAKÜLTEŞİ
ME2UNLARICEMİYETİ
Yeni Binyıl'da Dil DevpimL.
94 yaşında bir delikanlı...
Ömer Asım Aksoy...
Yazıyor;
"43 yılı Atatürk'ün kurduğu ve Kenan Evren'in kapattığı
Dil Kurumu'nun hizmetinde geçen yaşamımın 94. yılı için-
deyim. Gelecek dil bayrammdan önce sesimin kesilmiş
bulunacağını sanıyorum."
Hayır...
Sayın Ömer Asım Aksoy'un sesi hiç kesilmeyecek; o
sustuğunda yankılanarak sürecek...
Aksoy diyor ki:
"Büyük kurucumuzun 1932de başlattığı, kendisinden
sonra da coşku ile süren atılımın ilk 20yılı, Türk dilinin altın
çağıdır. Bu dönemde dilimiz, bütün direnişlere karşı bir-
kaç yüzyıllık yol almış; ortak yazı dilinde olsun, bilim ve
teknoloji alanında olsun, yüce devrimcinin dil ülküsüne
büyük ölçüde yaklaşmıştır. Teşkilatı Esasiye Kanunu da
bu dönemde Anayasa adı altında Türkçeleştirilmiştir."
•
Dil devrimi başarıya ulaştı.
Yazarların, sanatçıların, bilim adamlarımn çabalarıyla,
Türkçe zenginleşti, derinleşti, anlatım olanaklarını geliştir-
di, çağı yakaladı. Türkçe düşünmek ya da Türkçe düşün-
meyeçalışmak, benliğimizesindi. Dilimizledüşüncemizin
özdeşliğinde, gezegenimizin uygarlığına erişmek, dil dev-
riminin bize armağan ettiği bilinçtir, "Aydınlanma"nm
gereğidir.
Masamın üstünde "Milliyet" gazetesi duruyor; birinci
sayfasında sekiz sütuna bir başlık:
"Teminat veriyorum."
Milliyet yazarı Yalçın Doğan, güzel bir gazetecilik girişi-
mini gerçekleştirmiş, Genelkurmay Başkanı'yla görüş-
müş; Orgeneral Güreş "askeri darbe" söylentilerinden
üzüntü duyduğunu vurgulayarak demiş ki:
"- Yoktur böyle bir şey, olamaz da..."
Verilen güvence karşısında ne düşünürsünüz? Mantığı-
nız hemen devinime geçmez mi? Akıl uyarır, Sayın Gü-
reş'in açıklamasının tersini gözlerinizin önüne serer:
"- Güvence veremem, böyle bir şey olabilir..."
Ne olabilir?
Yanıt:
-Darbe!..
Bir Genelkurmay Başkanı, darbe yapacağını önceden
açıklar mı? Hele, bir ülkede "sivil toplum" düzeni benim-
senmişse, askeri darbe yapılmayacağına ilişkin güvence-
yi Genelkurmay Başkanı'ndan beklemek bir çelişkiyi içer-
miyor mu?.. Mantıksal gelişmenin eklemleri, düşüncemi-
zin omurgasını oluşturmaya başlar; fikir zincirinin halkala-
rı, birbirine geçerek konuyu açmayı sürdürür. Ben şimdi
ne yapıyorum? Sayın Doğan Güreş'in tümcesini tersine
çeviriyorum. Aklın bu tür devinimine sıradan mantıkta na-
sıl birad verilir?
Karşıt kavramdan çıkarsama!..
Ne demek o?
Biliyorum ki bu tür sözcükler çoğumuza yabancı gelir.
Dil devriminin yaptığı işe bakın!.. "Saba ile evlat birbirini
anlamıyor"değil mi? "İmambayıldıya içigeçmiş dinselki-
şi mi diyeceğiz?" Bütün bunları yanıtlamak için "karşıt
kavramdan çıkarsama'nın Osmanlıcasını bilmek gereki-
yor:
"Mefhum-u muhalifinden istihraç!.."
Beğendiniz mi? +
insan; düşüncesinde bir yeni adım atabilmek için o yeni
düşüncenin karşılığını dile dönüştürmek zorundadır. "Bi-
limsel Teknolojik Devrim" çağındayız. "Computer"\r\
Türkçe'de karşılığı bilgisayar!.. Kim bulmuş, kim uydur-
muş? Bilmiyorum. Ama yerli yerine oturmuş güzel bir
sözcük. Dil devrimi, bilgisayar çağındayürüyor; devlet zo-
ruyla değil, tepeden inme de değil; yazar, sanatçı, bilim
adamı ve halkın işbirliğiyle Türkçe'de bin çiçek açıyor; ev-
rensel ufukları kucaklıyor.
21 'inci yüzyıla 8 kaldı; bilimsel devrimin dalgası daha da
yükselecek, insan yaşamının boyutları genişleyip derinle-
şecek, sanatlarzenginleşecek; 1932'debaşlayandil devri-
mi, evrilerek tüm yeni oluşumları kapsayacak olanakları
bizesağlayacak...
94 yaşındaki delikanlı ömer Asım Aksoy'un "yeni bin-
yıl'a girerken yeni kuşaklarasunduğu mutluluk, dilimizin
güzelliğinde vurgulanıyor.
"SAMANYOLU"
DARBE PLANIBirinci Ordu Komutanlığı'ndan Kolordu'ya özei kurye ile
gönderilen emir: "Samanyolu Alarm Talbikatı". Istihbaraiçı
Binbaşı'nın emri: "Harf hatası olmoyacak." "İç güvenlik
içerikliycii." Kritik bir durumda sokakîarın nasıl Mulacağı
yazılıydı.
MEÜH PEKDEMİR YANITLADI
Devrimci Yol'doki torhjma ve josyalizmin bilançosu
•ÜLINT ICfACIBAŞI İU DAMI,
ERKEN $£ÇIM, BATKAJ.,
KÜRT SORUNU ÜZERİNI
"Sosyal patiamodan büyük rahahızlık var.'
7 memur sendikasının bajkonlanyla oçık oturum: Krttosolloşm» so-
rvnu nasıl a>ılacak? • 'HükürrMt Sinop'u bombaladı* • To-
seronlajtırmaya kar>ı mücadelede yasal m&rn • İlk Asuri Kangrasi
yopıldı. 2OO0'e Ooğrv DuKoktavdı • iskmbul Borosu hoküm^in
uzantiii olmayı sürdürecek mi? • Guzman operasvonunda ClA'nm
rolü • Enis Batur'un medyalardan oskilme karan
2000'E
29 EKİMTATİÜ
28-29-30-31 EKİM -1 KASIM
İBER OTEL SARIGERME KONFORU
VE GUN'BATMADAN DOĞA YÜRÜYÜŞLERİ
İ.F.K. GÜN BATMADAN
1.475.000 TL. ve 3 TAKSİT
SAAT 19.00 DAN SONRA 25910 84
SONBAŞVURU 30EYLÜL1992