Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 7 EYLÜL1992 PAZAR • • * • CUMHURİYET SAYFA
HABERLEREV DEVAMI 15
ۆNCEL
CÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafi 1. Sayfada
Basında geniş yer alan, kimi başlıklarla köşe yazılarına
geçen "darbe'ye tek sözcükle değinilmiyor. Kamuoyunu
geniş ölçûde uğraştıran "fconu'dan söz açılmıyor.
1 Ne var ki askerler basına lisan-ı münasiple ilettikleri ki-
; m i "rahatsızlıklan", MGK'dadahaaçıkdillesöylüyorlar.
MGK'nınçıkardığı bildiride yer alan "varlıklannı demok-
ratik rejime borçlu olan 'bazı kitle örgütleri' ile bazı 'kitle
iletişim araçlarının' faaliyetlerine" örneklerle değiniyor-
lar.
Gerek MGK'daaçıkça söyledikleri gerekse açıktoplantı-
lardadolaylı yollardan duyurdukları "rahatsızlıkların"ana
öğeleri şöyle özetlenebilir:
öncelikli sıkıntı HEP'ten kaynaklanıyor. Güneydoğu'da
bir savaş veriliyor. Asker olsun, polis olsun güvenlik kuv-
vetleri zaten sıkışmış, canını koymtış ortaya, kanlı olayla-
, rın içinde görev yapmaya uğraşıyor.
Oradakiler "Bu ülkeye başka bir bayrak diktirmeyece-
ğim" diye can verirken, Ankara'da "başkalan" bir başka
bayrak çekiyor.
Bu, Güneydoğu'da görevde olanların, "neyin mücade-
lesini yaptıklan" sorusunu tartışmaya başlamalarına ne-
den oluyor.
Ve... "Bünyedeçokbüyükrahatsızlığa"yol açıyor. Dev-
letin "bu gidişe niçin dur demediği" zihinlere takılıyor.
Punya müsaade etmez
Kuşkusuz, askersel kanattan gelen bu irdelemelere sivil
kanat, mantığın gösterdiği yolda yanıtlar veriyor. İzlenen
sapıklıklar "hukukun içinde muamele görecek, bütün bun-
lar demokrasi içinde olacak."
örneğin," Demokrasi denilen olay orta yerde dururken
her defasında çîğniyor, sonra yeniden aramaya gidiyo-
ruz."
PKK'nın hazırlattığı video kasete ateş püskürüyor, "8u,
bir düzmece iştir" diyorlar. Askersel çevreler, yalanları
kapsayan bir düzmeceyi "doğruymuş gibi alarak, canını
dişine takmış mücadele eden askeri zaafa uğratmayı, sı-
kıntıya düşürmeyi, moral bozmayı gereksiz" buluyorlar.
ingiltere'deki terör olaylarını ele alıyor; IRA'nın, bizde
olduğunun tersine parlamentoda. basında böylesine tartı-
şılmadığını, terör örgütünden etkili ve yetkili organlarda
. bizde olduğu gibi söz edilmediğini örnek otarak veriyorlar.
Başbakan Demirel, daha geniş açıdan bakıyor. Dün, bir
ara sözü yine darbe kışkırtıcılarına getiriyor. Yok iken var-
mış gibi gösterme çabalarma değinirken, terörle darbeye
köprü kuruyor, "Ankara'da müoadele yok. Sıkıntı Güney-
doğu'da" diye başlıyor ve görüşlerini şöyle sürdürüyor:
\ "Oradaki adamlarla halleşmen gerekirken, Ankara'yı
1
kargaşaya çevirmenin manası ne? Karşınızdaki demokra-
si değil.parlamento değil, karşınızdaki PKK...
Demokrasiyi, parlamentoyu yıkarak PKK ile mücadele
nasıl yapılmış olacak? Haaa, vurduğu vurduk, doktüğü
döktük, kırdığı kırdık bir yönetim... Ama ona dünya müsaa-
de etmez."
Başkentte "Güneydoğu-darbe" eksenindeki üstü örtülü
; gelişmeler yukarıdaki çizgileri içeriyor.
; Sinop işsizlikten yürüdü
; • Baştarafi I. Sayfada
jdı.
! Sinoplular dün sabahın er-
! ken saatlcrinden itibarcn Sana-
\ yi Çarşısı'nda toplanrnaya baş-
; ladılar. İlk gelenler SÖKSA ve
| Sinop Cam Sanayii işçileri ol-
ı du. Alan çevresinde polis tara-
ı fından yoğun güvenlik önlem-
! leri alındığı dikkat çekti.
| Yürüyüşe katılacaklar. polis ta-
1
rafından üzerleri arandıktan
i sonra alana almdılar. Ellerindc.
; "Sinop'u kurtarahm'". "Sinop
i bombalandı". "3 milletvckili
; biri bakan. Sinop'ta gel de ek-
; mek kazan". "Fabrikalar açıl-
I sın". "Ana-baba işsiz. çocuklar
i aç" pankartlan taşıyan kalaba-
i Iık saat 11.00"de yürü> üşe baş-
' ladı. Sinop Belediye Başkanı
; AIi Karagüllc, sendika ve siyasi
; parü lemsilcileri yürüyüşçüle-
; rin başına geçtiler. İlk sıranın
rarkasında. kazaklanna "Fabri-
'kalar açılsın" kâğnları iğnele-
. miş çocuklar. kadınlar yer aldı.
OLAYLARIN
ARDENDAKI
GERÇEK• Baştarafi 1. Sayfada
En küçük bir fısıltıdan nem
kaparak askeri darbe senaryo-
' ları üretmeye de baytlıyoruz; bir
gün sonra da pişman oluyoruz-
Devlet Bakanı Caviı Çağlar'ın
bir tek demecinin Türkiye'yi
hop oturtup hop kaldırması,
basımmızın çabasıyla sağlana-
bilmistir. Mesut Yılmaz'ı bir
günde başbakan yardımcılığına
oturtmak yine bizim masa ba-
şındaki marifetimiz değil mi!
Manşetlerimizde koalisyon hü-
kümeti gelip gidiyor, bozulup
kuruluyor; sonra hiçbir şey ol-
madığı anlaşıhyor. İzlandalı bir
anneyle bir Türk baba arasında-
ki anlaşmazlıktan bir "cihaı"
çağrısı türetmek bizim üstün ga-
zeteciliğimizin niteliğini mi vur-
guluyor?
Kendi içine kapanık bir basın
dünyamız var.
Dünya ile bütünlesmekten
her gün söz açıyoruz; ama, içe-
ride kendi kendimize pireyi de-
ve yapmak zenaatiniyeğliyoruz.
*'Küreselleşme'' süreciniyaşıyor
yeryüzü, Türkiye'de "dısa
açılma" deyişi pek tutuluyor; ne
var ki, basın kendi içine kapa-
nıyor; kendi dünyasmı yaralı-
yor. Bu yaratılan dünyamn ger-
çek dünyayla yakmdan ilişkisı
olduğu söylenemez.
Bugün pazar!..
Kendi kendimizi eleştirmek
için en elverişli gündür. Arada
sırada iğneyi başkasına, çııval-
dızı kendimize batırmakta say-
makla bitmez yararlar vardır.
Türkiye'de bugün muhalefet-
siz bir iktidar sureci yaşanıyor.
"Dördüncü kuvvet" de belki
bunun için ne yapacağını şaşır-
rnıştır. Dileriz ki bu süre geçici
o/ur; yerden kesilen ayaklarımız
tez zamanda toprağa basar.
•k • •
Bu arada DYP Sinop
Milletvckili ve UlaşUrma Baka-
nı YaşarTopçu'nun istifa ctme-
sini isteyen sloganlar atan kala-
balık. Sinop Valilik binasının
önünde "Vali merkeze" diye
bağırmaya başladı. Bir grup,
valilik önünde çökerek. Vali
Adil Yazar'ın Sinop'ta yaşanan
sorunlara karşı duyarsız kal-
masını protesto ctti. Bu kez yü-
rüyüşcülerin örîüneelindeTürk
bayrağı taşıyan bir işçi gecti.
Kalabalık "Ankara uyuma Si-
nop gelivor" sloganını atmaya
başladı.
Kalabalığın valilik önüne
ulaşttğı sırada başlay an vağmur
giderek yoğunlaştı. Miting bar-
daktan boşanırcasına yağan
yağmurun altında gerçekleşti-
rildi. Kalabahğın bir kısmı çev-
redeki ınşaatlara. dükkânlann
önünde bulunan tentelerin altı-
na sığındı. Y ürüv üşe destek için
gelen bir grup Paşabahçc işçisi
isc miıing alanında alkışlarla
karşılandı.
Mitingde konuşan organi-
zasyon komitesi ve.Kristal-İş
Sinop Şube Başkanı İsmail Us-
ta. Şişe Cam"ın kapanmaması
için işçiler olarak ellerinden ge-
len tüm fedakârlığı gösterdikle-
rini. işverene düşük zamla çalış-
mayı önerdiklerini belirterek.
"Yine de fabrikanın kapanma-
sına engel olamadık" dedi.
Sinop'ta ckonomik yajamın
felcc uğradığını bclirıen İsmail
L'sta. "Sinop bugünc kadar nc
böyle bir kalabalık. nc de bö>le
bir eylcm gördü. Sınoplu birbi-
rine kenetlenmiştir. Yöneıicilcr
buradan yükselen sese kulak
vermek 2orundadırlar. Fabri-
kalann açılmasını \e dinlenmc
tesislerinin üniversiteve dönüş-
türiilmesini istiyoruz" diye ko-
nuştu.
Miting alanına gelen DYP
Milletvckili Cafer Kcseroğlu
kalabalık tarafından voğun
tepki gördü. Keseroğlu'nun.
"Bu lepkıvi göstermekte haklı-
smız. Bizi suçluyorsunuz ama
izin verin ben de kendimi savu-
nayım" sözlerine karşılık kala-
balık. >uhalamayı sürdürdü.
leror
• Baştarafi 1. Sayfada
len ekipler, iskelede iki dakika
sonrasına ayarlanmış bir alev
makinası ile 08.10"da patla-
maya ayarlanmış saatli bom-
bayı buldular. Silah ve bomba
uzmanlar tarafından etkisiz
hale getirildi.
Bombanın yanında Dev-
Sol'a ail bayrak bulunduğunu
da belirten yetkililer. inşaatın
beşinci katmdan Enmıyct
Müdürlüğü'nün "Telsiz Mer-
kezi"nin görülduğünü. mılı-
tanların hedefının de bu mcr-
kez olduğunun sanıldığını
açıkladılar. Mılılanların, ınşa-
attaki işçılerin kendılerını t'ark
etmclcri üzcrine paniğe kapı-
larak ulcv mukınası kullana-
madan kaçiıklan bildirildi.
HAVA DURUMU TURKIYE'OE DUNYA"DA
Ifleteorolojı Genel Mû-
dürluğu'nden alınan bılgı-
ye göre yurdun kıaeydoğu
kesımlerı parcah bulutlu.
orta ve doğu Karaöenız. Iç
Anadolu'nun kuzeydoğusu
ıledoğu Anadolu'nun ku-
zeyı yağmur ve^yer yer sa-
ğanak yağışlı Otekı yerler '"
az bulutlu ve acık gece- ^ k
cek Hava sıcaklığında önemlı değışıklık olmayacak ffcgâr kuzey ve batı
yönlerden hafıf, ara sıra orta kuvvette esecek. Denızlerımızde rüzgâf Doğu
Karadenız ve Akdenız'de yıldız ve karayel, ötekı denıztenmızde yıldız ve poy-
razdan 3-5 yer yer 6 kuvvetınde saatte 10-21 denızmılı hızla esecek Van
Gölü'nde hava parcalı bulutlu gececek
Ankara
fcntalya
Sursa
CanakUle A
DıyaröakK A
Edırne A
Eraırum
Eskışeh» e
Istartbu!
iznnr
Kars
Konya
MefSın
Samsun
Trabzon
26C
15C
i6» p
W 2°
18° 5°
28° 18°
28° 12°
20° 8°
22° 12°
22° 7°
22° 8°
12° 1°
18° 5°
20° 12°
26° '-3°
10° If
17° 6°
25° 16°
18° 12°
18" 12°
16° 8°
ATisteröam
AfTimai
AUIU
Bağdat
Bruteel
Cenevre
Frankturt
Lefkoşa
PetersDurg
Lotıdra
Mad'ıfl
Mılano
Moskova
Murah
Osto
Pans
Prag
Rıyad
Roma
Vıyana
B "^°
A 28°
B 25°
A 33°
B 17°
B 18°
B
A
B 14°
Y 16°
Y
B
18°
12°
B 20°
Y 17°
Y 26°
B 22°
A 40°
Y 28°
B 20°
kariı *-açık B-DuKıtlu G-güneşl K-kartı S-sıslı Yyafimurlu
DISK12yıl sonrameydanda
J J• Baştarafi 1. Sayfada
metrehk yürüyüşle başladı.
İzmit girişlerinde şehir dışından
gelen oıobüsler tek tek arandı.
Eski Sanayi mevkiinde topla-
nan kortej. mavi beyaz renkli
DİSK ve üye sendikalannın
bayraklan. "gercek demokrasi-
yi istiyoruz". "12 E>lül Anaya-
sasına hayır". "sendika seçme
özgürlüğü - referandum". "işçi
kıyımına son" yazılı pankart-
larla yürüyüşe geçti. Kortej,
"yaşasın DİSK". "yaşasın ışçi-
lerin birliği". "işçi kıyımına
son" sloganlan ve alkışlarla
Anıtpark Alanında toplandı.
Mitinge DİSK üyesi sendikala-
nn yanı sıra Bağımsız Laspet-
kim-İş. Otomobil-İş Sendikal?-
n ile memur sendikalan ve
demokratik kitle örgütleri ka-
tıldı. SHP Mıllelvekilleri Ercan
Karakaş vç Salman Kaya, SHP
İstanbul İl Başkanı Yüksel
Çengel. SHP Kocaeli Örgütü
yöneticilerinin de katıldığı mi-
tingte konuşan DİSK Genel
Başkanı Kemal Nebioğlu. hü-
kümetın demokratikleşme pa-
ketini geri çekmesini eleştirerek
"Kuru gayretin çank eskittiğini
herkes bilmelidir" dedi. 12 Ey-
lül'ün kalıntısı beşyüz dolayın-
da yasa ve yöncımeliğin hâlâ
yürürlükte olduğuna dikkat çe-
ken Nebioğlu. "Bueün ülkemi-
zin 12 Eylül 1980'den daha
demokratik olduğunu kim söv-
leyebilir?"diye sordu. Demok-
ratikleşme sürecinin kesilmesi-
ne izin vermeyeçeklerini belir-
ten Nebioğlu. "İktidan koalis-
yon protokolüne uymaya.
hükümet programını bir an ön-
ce gerçekleşmeye devam ediyo-
ruz" dedi.
Kemal Nebioğlu yaygınlaş-
ma eğilimi gösteren terörün
bağlı. tutarlı bir polilik \akla-
şımla önleyebileceğini kavra-
malıdır" şeklinde konuştu.
Kemal Nebioğlu. hükümeiın
vaatleri doğrultusunda bir an
önce demokratik bir anayasa-
nın hazırlanması. işsızlik sigor-
tası ve iş güvcncesinin ve 1LO
ilkelerinin yasallaştınlmasını ıs-
tedi. Kamu çalışanlannın sen-
dikalaşmasını engellemek
amacıyla ANAP döneminde çı-
kartılan İçişleri Bakanlığı ge-
nelgesinin kaldınlmasını da is-
teyen Nebioğlu. tüm çalışanla-
ra grevli toplu sözleşmeli
sendikal haklannın verilmcsi
gercktiğinı söyledi. İşçilerin
sendikalannı özgürce seçmeleri
için işverlerinde referandum va-
pılmasının yasallaştınlmasını
savunan Nebioğlu, Türk-İş vc
^ k İ k f d lşoven baskı veteröredayalı on- ^ak-İşkonfcderasvonlannada
lemlerlc çözülcmeyeceğinı sa- seslenerek "Eğcr demokrasıve
vunarak "iktidar teroru. ancak savgılanvarsagelsinlerreferan-
insan hak \e özgürlüklerine dum hakkını birlikte
sa>gılı. demokratik ilkelcrc lım"dedi.
savuna-
Mars'ta su için ABD-Rusya işbirliği
M Baştarafi 1. Sayfada
yonlara değmemişti. Hele
Sovyetler'ın gönderdiği 17
araç. çok talihsizdi: Yolda kav-
bolmuştu. Ya havada patlamış
va Dünva vörüngesinden çıka-
mamış va Mars'ı ıskalamış ya
da üzerinc düşüp. parçalanmış-
tı. Amcrikalılar da zaman za-
man uydularıyla ilişkiyi kay-
bettiler. Bıri dc denize düştü.
Ancak bu kez durum farklı.
Amerikalılar. en gelişmiş uzay
araçlannı gönderiyor. Onceki
gün fırlatıian "Mars Gözlemci-
si", her şev yolunda giderse, 24
Ağustos 1993'te Mars'ın ku-
tuplan üzerinden geçen bir yö-
rüngeye oturacak. 675 milyon
kilometrelik yolculuk sırasında
Mars'ın ilk görüntüleri. önü-
müzdeki aralık avından itiba-
ren televizyon ekranlanna van-
sıvacak. "Mars Gözlemcisi".
yalnızca bilimsel değil, askeri
amaçlı bilgi toplamakla da gö-
revli.
ABDSavunma Bakanlığı ta-
rafından geliştirilen iki bilgisa-
yar da şimdi Mars yoiunda.
Amaç. 1998-2003 y'ıllannda
Mars'a robot ındirmek vc artc-
zı\en kuvusu açmak. Mars'ın
atmosferi yüzdc 95 karbondi-
oksit \e vüzde 2 azot; ama oksi-
jen yok. Mars'a gidecek astro-
notlann. kendi oksijcnlerini
üretmelcri gcrekiyor. Eğer
Mars'ta su varsa? Bu sorunun
vanıtını. Mars'a 378 kilomcire
kadar yaklaşaeak kamcralar
sağlayacak.
Özal, Karadenizlilerle - Cumhurbaşkanı Turgut Özal. İstanbul'da Çeçen Cumhurbaşka-
nı Cahar Dudayev ile görüşıü. Harbiye Orduevi'nde yapılan ve yaklaşık bir saat süren Özal-
Dudayey görüşmesine basın mensuplan alınmadı. Görüşmeden sonra Harbiye Orduevi'nden
aynlan Özal. Köprübaşı Kültür ve Yardımlaşma Derneği'nin Atatürk Kültür Merkezi'nde dü-
zenlediği "Karadeniz'den Bir Gün" adlı geleneksel şöleni Adnan.Kahveci ile birlikte izledi.
Gecede yaptığı konuşmada köyden kente göç olayından söz eden Özal "Ankara. İstanbul gibi
büyük şehirlere ilk olarak akılh Karadenizli göçmüştür. Sonra Orta Anadolu onlan takip etti.
Doğu ve Güneydoğu'dan göç ?n son başlamıştır. Çünkü ulaşım zordur" dedi. Güneydoğu so-
runiına da değinen Özal, "Konuyu sevgiyle. şefkatle halletmek için teröristle halkı ayırmanın
yolunu bulmak gereklidir. Bunu yaparsak Güneydoğu mcselesi de hallolacaktır" dedi.
(Fotoğraf: HATİCE TL'NCER)
6
Dil, demokrasinin temel direğidir'
• Baştarafi I. Sayfada
Atatürk tarafından kurulan
Türk Dil Kurumu. 1980 sonra-
sında kapatıhrken, Kenan Ev-
ren'in kurduğu TDK. 9 yaşında
olmasına karşın eski TDK'nin
60 ytllık mirasına sahip çıktı.
TDK'nin Dolmabahçe Sarayı'-
nda düzenlediği ilk Dil Kurul-
tayı'nda olduğu gibi 60 yıl son-
ra Cumhurbaşkanı himayesin-
de bir Türk Dili Koneresi
düzenledi.
TBMM Başkanı Cindoruk.
konuşmasında dil ve demokra-
si arasında bilimsel bir ilişki
bulunduğunu belirterek. "Bu-
gün Türkçemiz. ülkede demok-
ratik birliğin temel dircğidir"
dedi. 60 yıl içinde Türk dihnin.
halkın anladığı, konuştuğu.
paylaştığı. özüne döndüğünü
anlatan Cindoruk. Türkçe'nin
Anadolu'da kanşık kültür bas-
kılanna direndiğini. Orta
Asya'da ve Kafkasya'da da
egemen devlet kültürüne inanıl-
maz bir başkaldınyı sürdürdü-
ğünü belirtti.
Dil vc demokrasi arasında bi-
limsel bir ilişki bulunduğunu
kavdeden Cindoruk, "Yazı ve
haîk dili birbirınden farklı ise
katılımcı demokrasi gerçekleşc-
mez. Halk vc \önctenler arasın-
da uçurumlar oluşur. Yöneten-
lcr. dil farklılığmı sömiirerck
baskıcı bir düzen oluştururlar.
Bugün Türkçcmİ7. ülkede de-
mo"kralik birliğin de lemel dire-
ğidir" görüşünü dile gelirdi.
Türk dcvletleriyle dil farknun
gıderilmesi gerektığini kavde-
den Cindoruk. "Türkçe konu-
şan yüz milyonlann birbirlerini
anladığı ortak dili hızla gerçek-
leştirmeliyiz"" dedi.
Törende Cumhurbaşkanı
Turgut Özalın mesajı TDK
Başkanı Prof. Dr. Hasan Eren
tarafından okundu. Özal mesa-
jında. Türk dilinin milli birlik
ve bütünlüğü sağlayan en güçlü
bağ olduğunu kaydetti.
Türk dilinin Balkan Yanma-
dası'ndan Çin Scddi'ne kadar
uzanan geniş bir alan üzcrinde
kullanıldığını belirten Özal.
şunlan söyledi:
"Çağdaş Türklcr arasında
çözümlenmesi gcreken en
önemli sorun. geçmişle kabul
edilmiş olan alfabe sistemleri-
nin değiştirilmesidir. Son yıllar-
da >eni Türk cumhuriyetlcrin-
de bu yolda ciddi çalışmalara
girişilerek Türk alfabesine geç-
mek için birtakım kai-arlar alın-
maktadır. Türkçe konuşan
uluslar arasında alfabe reform-
lan sonunda, yazıda birliğin
gerçekleştirilmesi. iletişimdc sa-
vısız kolayhklar getirecektir."
Başbakan Süleyman Demirel
de mesajında Atatürk'ün dil vc
Varih çalışmalanna çok öncm
verdiğinı anlatarak. "Dil inkıla-
bında dikkal edılecck en önemli
nokta. Türk dilinin sadeleşme-
sini vc özlcşmcsini. kuşaklara-
rası kopukluk yaratmadan
gerçckleştirmektir" dedi.
Devlet Bakanı Şerif Ercan.
SSCB'nin dağılmasından sonra
bağımsızlıklannı kazanan Orta
As>a Türk Cumhuriyetleri'nin
Latin alfabesine geçiş hareke-
tinde başanya ulaşması halin-
de. küllür alanmda karşılıklı
anlaşma ve yakınlaşma süreci-
nin daha da kısalacağını vureu-
ladı.
Bakan Ercan. Türkive'nin bu
cumhurivetlerlc yakın ilişkilcr
kurmasının "Pantürkist bir si-
vasetın ürünü olmadığını". tc-
melindc dil ve küllür birliğinin
vattığını sözlerine ckledi.
Ankara'da devam edecck
kongreye 28 Türk, 63 vabancı
olmak iizere toplam 91 bilima-
damı bildiri sunacak. Kongre 1
ekimde sona erecek.
Dil Bayramı Ankara'da Dev-
let Resim ve Heykel müzesinde
düzenlenen bir toplantıyla kut-
landı.
Dil Derneği ve Çankaya Be-
lediyesi'nce düzenlenen toplan-
tıda konuşan Anayasa Mahke-
mesi Başkanı Yekta Güngör
Özden Türkive'nin en önemli
sorunun ulusal ve siyasal birliği
olduğunu belirterek, "Ulusal ve
siyasal birliğin sağlanmasında
cn etkin araç dildir" dedi.
Dil Derneği Başkanı Prof.
Dr. Şerafeltin Turan. dıldcdev-
rim olur mu? Olmaz mı? tartış-
malannın vıllarca devam etıiği-
ni. ancak. 60 yıl önce loplanan
ilk Dil Kurultavı'nda dilin cv-
rimleşmesi değil. devrimin esas
alındığını söyledi.
Baştarafi I. Sayfada
du. 4 İtalyan gözaltına alındı,
Saat I UOsıralannda Napoli
Üniversitesi'nden 25-30 kişilik
bir öğrenci ve öğretmen grubu
İsianbul'a gitmek üzere Adnan
Mcnderes Havalimanı'na geldi.
Grubun _konirolleri sırasında
Napoli Üniversitesi Mimarlık
Bölümü'nden Pietro Munzian-
ıc. Alessandra Schisa, Andrea
Santacroca'nın üstünde ve va-
lizlerinde boyutlan küçük tari-
hi eserler bulundu. Bu arada
çıkan karmaşa sırasında öğren-
cile'rin tuvalete girdiğini gören
güvenlik güçleri burada yaptık-
lan aramada da 6 parça eser
daha ele geçirdi.
Eserleri incelemek üzere ha-
valimanına gelen İzmir Arkeo-
loji Müzesi'nden Restarotör
Arkeolog Suzan özyiğit. 10 bu-
luntudan 8'inin tarihi eser.nite-
liğinde olduğunu saptadı. Özyi-
ğit "Tarihi eserlerin yurtdışına
çıkanlması yasaktır ve cezası
vardır. Bulunıular Roma döne-
mine ait. Bazı parçalann bir
bütünden kopanldığı anlaşıh-
yor. İtalyanlann üstünde bulu-
nan bir parçanın da yüzeyde
olması söz konusu olamaz.
loprağın altından çıkanlrruş
gibi görünüyor" dedi.
Özyiğit buluntulann şunlar
olduğunu söyledi:
"Pietro Munzionle'nin üs-
tünde bulunduğu -söylenen
25x15 boyutlannda mimari
parça. Andrea Santacroca'nın
torbasında 5 adet küçük kulp.
kap ve seramik parçalan (Bazı-
lan Helenistik dönemden Al-
berto Ferlenga'nın üstlendiği 6
parçadan 5x8 5x7 ve 5x10 bo-
yutlannda 3 küçük mimari par-
ça ve sütun parçalan. 15x80
boyutlannda kabartmalı bir
mimari parça. 5 kilo ağırhğında
15x25 cm. boyutlannda bir yer-
den kınldığı ve kopanldığı sanı-
lan mermerdcn İyon sütun baş-
lığı. Aynca 25x25 cm. boyutla-
nnda loprağın altından çıkanl-
dığı sanılan Dionyzos başı."
Michaera
• Baştarafi 1. Sayfada
recek. Teknık ekipler, gunde
aralıksız 24 saat calışmayla sta-
dı konsere ha^ırlavacak.
Özel uçağıyla 2 ekimde gele-
cek olan Michael Jackson. İs-
tanbul'da Möwenpick. İzmir'-
de ise Hilton Oıel'de kalacak .
Sanatçınm her iki konserinin
maliyeti. (tüm prodüksiyonlar
ve Michael Jackson'ın alacağı
ücret dahil) 18 milyar TL üze-
rinde bir rakam luıuyor. Bugü-
ne kadar 35-40 bin bilet satıldı.
İnönü Stadı'nda gerçekleşli-
rilecek konserin biletlerinin sa-
tışı Vakıflar Bankası'nın tüm
şubelerinde sürüyor. Saha içi ve
açık tribün fıyatîannın 250 bin
lira olduğu konserde, öğrenci
indirimi de yapılmayacak. Ka-
palı tribünler ise. Michael Jack-
son'm İstanbul'daki konserinin
sponsorluğunu üstlenen Pepsi
Cola ve Interstar şirketlerinin
konuklanna aynldı. Jackson'ın
sahnesi, eski açık tribünün yer
aldığı deniz larafına kurulacak.
Kapılar. hazırlıklann bitimi-
nc göre. saat 14.00-15.00 ara-
sında açılacak. Konser ise saat
20.30'da başlayacak.
Sanaıçının bu turnesinde de.
her konserinde olduğu gibi 250
kişi görev vapıyor. Av nca 200'-
den fazla teknisyen de sözleş-
meli olarak çalışıyor. 70 kişinin
aralıksız olarak çalışarak üç
günde kuracağı 35 X 75 metre
boyutlanndaki sahne, sladın
deniz tarafındaki açık tribünle-
rinin ön tarafına kurulacak.
İnönü'deki iki köşe bayrağı
arasındaki uzaklığın 70 melre
olduğu gözönünc ahndığında.
oldukça bü>ük bovutlarda. ka-
palı bir sahne oluşacak.
Aynca sahnenin iki yanında
ve sahnenin tam karşısına. yeni
açık tribunlerin uzerine 3 adet
her biri 100'er meırekarelik dev
ekran yerleştirilecek. Konser sı-
rasında naklen yaym yapılma-
yacak. Anlaşmaya göre. önce-
den sapıanacak bazı parçalar
çekilerek. konserden 15-20
gün sonra İnterstar tarafından
TV'den ya>ınlanacak.
Michael Jackson'ın malze-
meleri tam 28 T1R tutuyor.
Bunlar sahne. dekor, kostüm.
ses, ışık gibi tüm gerekli malze-
meyi getiriyor. Saha çimlerinin
korunması için. ABD'dc özcl
olarak yaptınlan. hava vc nem
geçiren. yanmaz bir maddeden
oluşan 10 bin meırekarelik halı
5 TIR tuluyor. Alttaki çimlcr
kesinlikle zarar görmüvor.
Michael Jackson'ın kosıumlcrı-
nın ağırlığı da 2 tonu buluvor.
Ağırlığın yalın/ca kumaslardan
değil, aksesuar \e teknik aksanı-
ları da kapsadığı belirtilıyor.
GOZLEM
UĞURMUMCU
• Baştarafi I. Sayfada
la Mustafa Barzani'nin yanında savaşan ve Kürt gençle-
rine emrindeki kampta gerilla dersleri veren Dr. Sait
Kızıltoprak ve "Türkiye Kürdistanı Demokrat Parti" lideri
Sait Elçi'yi kimler öldürmüştü?
Bu sorunun yanıtını geçert pazar günü alçakça pusuya
düşürülerek öldürülen Musa Anter 1990 yılında yayımla-
nan "Hatıralanm" adlı kitabında vermişti:
-..Sait Elçi, Nusaybin'in Tahut köyünden Muhamede
Bege adında bir genci yanına alarak Irak'ın Zaxo kasa-
basına gidiyor. Zaxo kurtarılmış bölge idi. Barzani'nin
mümessili Osman Qazi idaresindeydi. Osman aynı za-
manda Şivan 'ın çok yakın arkadaşıydı. Sait Elçi nin Şivan
hakkında yazdığı tüm yazılar da onun eline geçiyordu...
Meğer Osman, bu yazıları Barzani'ye iletmiyor, Şivan a
veriyormuş. Işte bu Osman Qazi'nin yanında iki Sait bir
araya geliyor. Sait Elçi, Barzani 'nin yanına gitmek istedi-
ğini söylüyor. Şivan "Olur, seni götürürüm, ama birkaç
gün gel, benim kampımı gör" diyor. Şivan, SaitElçi'nin
Barzani'ye gidip kendi aleyhinde bulunacağından kuş-
kulanıyor. Osman Qazi hadiseyi bildiği için Elçi'nin Şivan
ile gitmesini istemiyor, ama Elçi gitmek istediğini söylü-
yor. Birlikte arabaya binip yo/a koyuluyortar. Yolda ara-
larında sert bir tartışma çıkıyor. Nihayet Şivan bir yerde
Elçi ve Muhemede Bege'yi arabadan ındirerek kurşuna
diziyor ve orada gömüyor. (Anter, Hatıralar, s: 214-215)
Anter'in anılarından, Dr. Sait Kızıltoprak'ın da Barzani
tarafından kurşuna dizdirildiğini öğreniyoruz.
1929 yılında Ağrı Ayaklanması'na katılmak için iran1
-
dan Türkiye'ye geçmek için yola çıkan Hamidiye Alayı
komutanlarından Haydaran aşireti reisi Kör Hüseyin
Paşa'nın yolda, Hacı Musa Bey'in oğlu Medeni tarafın-
dan öldürüldüğü de ayaklanmanın lideri Ihsan Nuri
Paşa'nın anılarındayazılıdır. (Ağrı Dağı isyanı, s: 58-59)
Medeni, Kör Hüseyin Paşa'yı Ağrı Dağı eteklerinde uy-
kudayken öldürüyor. Bu olaydan sonra da Kürt lideri
Şeyh Mahmut Berzenci, yeğeni ile işbirliği yapan amcast
Nuh'u da idam ettiriyor. (Osman Ayiar, Hamidiye Alayla-
rından Köy Koruculuğuna, s: 262 ve s: 378)
Haydaran aşiretinden "Behran" adlı bir genç de yıllar
sonra Medeni'yi öldürüyor.
Ortadoğu adı verilen bu karanlık, bu kanlı, dipsiz kuyu-
da bugün de buna benzer cınayetler işlenebilir.
Bu konudaki kuşkuların sahipleri de bazı Kürt aydınla-
rıdır.
Örneğin "Komal" ve "Rızgari" grubundan Ibrahim
Güçlü, Dr.lsmail Beşikçi'ye 11 ağustos 1980 tarihinde
gönderdiği mektupta şunlan yazıyor:
-Apo'nun kendi yakın arkadaşlarını öldürmesi ve hayat
arkadaşı hakkında ölüm kararı çıkarması nasıl izah edi-
lebilir? Makyavelistler. Çünkü kişisel, şefsel ve partisel
amaca (bu Kürt halkının ve ulusunun amacı değildir) var-
mak için her türlü araç ve gereci kullanacağı gibi her tür-
lü ilişkiye girmeye haztrdır. Suriye, İran ve Irak devletle-
rinin Kürt halkının haklarını gasp etmesi, katletmesi,
onlan ülkelerinden sürmesinin hiçbir önemi yoktur.
(Serxwebun, 31 mart 1991, s: 24)
Aynı çevreden M. Fevvzi'nin Beşikçi'ye gönderdiği 10
mayıs 1990 tarihli mektubuna göre öcalan "kendi mer-
kez kadrolannı, üyelehni, diğer örgütierden devrimcile-
h, yurtseverleri, ^undaktaki bebeleri katleaen" ve "yıl-
larca Avrupa temsilcisi yaptırdığı arkadaşını MİT ajanı
ilan ederek kurşunlatan 'bir insandır.PKK da "Boyunu
aşan uluslararası planlara göre Kürdistan'da sürgün ve
katüam planlannın uygulanmasında" bir öğe olarak kul-
lanılanbirörgüttür.
Mektubun bir bölümünü daha okuyalım:
-Ortadoğu'da bazı Kürt örgütleri uşakça ilişkiler IÇHJ-
dedirler.'Dur dersen dururlar, vur dersen vurutlar^'
Böyle ilişkiler içinde en kötü noktada olan PKK'dır. Bunu
ezbere demiyorum! PKK 'lılar, Suriye 'de artık muhaberat
(istibharat örgütü) kimliği ile Suriye'de zorbalık yapıyor-
lar... PKK lılar bir polis gibi rejimin hoşlanmadığı Kürtleh
sorguya çekip işkence yapabiliyorlar (ismail Beşikçi,
PKK Uzerine Düşünceler, s: 175)
Bugün de işlenen bu cinayetler, tek nedene, tek örgüte,
tek devlete bağlanarak ve "komplo teorileri" ile iyice
içinden çtkılmaz hale sokularak açıklanmaz.
Gizli istihbarat örgütleri, terör örgütlerini "taşeron"
olarak da kullanabilirler. Güneydoğu'daki "Kürt Hizbul-
lahı" ve bu örgütçe işlendikleri ileri sürülen cinayetler
belki de böyle açıklanabilir
Bu kanlı karmaşa içinde ve bu karanlık ve dipsiz kuyu-
da kimin, kimi, niçin öldürdüğünü anlamak kolay değil-
dir. Soyut ve genel suçlamalar da katillerin izlerini büs-
bütün kaybettirmelerine yol açar.
Bu ortamda ve bu koşullarda yaptlması gereken iş,
devletin, eldeki somut ipuçlarını değerlendirerek cina-
yetleri bir an önce aydınlatmasıdır.
Bu aşamada yapılmaması gereken iş de "komplo teo-
rileri" üretip etnik kinlerle Kürdü Türke, Türkü Kürde
düşman etmek ve tırmandırılan terör ile yeni yeni siyasal
kan davaları yaratrnaktır
îş dünyasıMoğukay'ataktı
IŞIK KANSL
ANKARA - İşverenler. Ça-
lışma ve Sosval Güvenlik Baka-
nı Mehmet Moğullav'a. bu kez.
işsizlik sigortası taslağı nede-
niyle muhalefet ediyorlar. Tür-
kiye İşveren Sendikalan Kon-
federasyonu (TİSK). kıdem
tazminatı kaldınlmadan ya da
revizc edilmeden. işsizlik sigor-
tasına "evet" demeyeceğini
açıkladı. İşçi kesimi ise kıdem
tazminatı ile işsizlik sigortası-
nın birbinnden farklı uygııla-
malar olduğunu ^ıvunarak.
kıdem tazminatı kurumuna ke-
sinlikle dokunulmaması gerek-
üğindeısrarediyor.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı'nca laraflann görü-
şüne açılan işsizlik sigortası
konusunda onceki gün yapılan
hükümel-işçi-işveren doruğun-
da; işveren kesimi. işsizlik sigor-
lasının kıdem tazminatı ile ya-
kmdan ilgili olduğunu belirte-
rek. kıdem tazminatı sorunu-
nunu çözümlemeden işsizlik
sigortası uvgulamasına geçile-
meyeceğini bildirdi. Buna kar-
şılık. toplantıya katılan Türk-
İş. Hak-lş ve DİSK lemsilcileri.
öncelikle iş güvencesi yasasının
çıkmasını önererck. kıdem taz-
minatı ile işsizlik sigortası ara-
sında bağlantı kurulamayaca-
ğını dile getirdilcr. TİSK Genel
Sekreten Kubila> Atasa>ar.gc-
tirilmesi düşünülen işsizlik si-
gortasına karşı olmadıklannı.
ancak bunun koşullannın var
olup olmadığının araştınlması-
nı istediklerini belirterek. şu
görüşlcre>cı\crdi:
"Acaba. rürkıyc'ye işsizlik
sigortası mı. yoksa işsizlik yar-
dımı mücsscbc mi getirmek
doğru olur? Şu anda. 3.5 mil-
yon sigortalı işçi var. çalışan.
İşsizlik sigortası bunlara getiri-
Iir. Bunlar işsiz kaldığı zaman
yararlanır. ama bunun dışında
4 milyon işsiz var. Onlara hiçbir
şcy yok. Yani sistemin gerçek
ihtiyacı kime dönüktür? Bunun
çok iyi bilinmesi lazım. Mevcut
iş bulmuş olanlara daha iyi
şartlar sağlanıyor. ama işsiz bir
sürü adarha hiçbir şey yapılmı-
yor. sonra da bu ülkede anarşi-
den şikayet ediliyor."
Kıdem tazminatı sorunu ele
alınmadan ve onun alacağı şe-
kil belli olmadan işsizlik sigor-
lasının Türkiye've gelmesinin
mümkün olmadığını dile geıi-
ren Aıasayar.işsizlik sigortası
geldiğinde. kıdem tazminaiının
tümü>le kalkmasının ya da re-
vizyona labi tutulmasının dü-
şünülebileceğini söyledi. Atasa-
yar. şöyle konuştu:
"Kıdem tazminatı fonunun.
işsizlik sigortasının içine alın-
ması şart. Bunlar. ayn ayn ka-
nunlar olmamalıdır. Kıdem
tazminatını halledemezseniz,
mevcut ekonomik kamburun
üstüne yeni bir kambur getirir-
siniz. Bence. Çalışma Bakanlı-
ğı, kıdem tazminatı ile ilgili
çöruşünü deklare etmelidir.
Bunu vapmadan. işsizlik sigor-
lasını kurnıak istivorum deme-
si. biraz yatınmdır. Biz. her-
hangi bir altcrnaıifi lartışmaya
hazırız ."
Türk-İş Genel Başkanı Şev-
keı Yılmaz. kıdem tazminatın-
dan vazgeçilmesinin mümkün
olınadığını ifade ederek, Türk-
İş olarak. iş güvencesi yasa tas-
lağı yürürlüğe girmeden. işsiz-
lik sigortası taslağının clc alın-
maması görüşünde olduklannı
\ ur.suladı.