23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Sai Cumhuriyetl Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilık Türk Anonım Şirketi adına Bcria Nadi lstanbul Haberleri: Şenay Kalkan, Dış Haberler: Ergan Balcı, Iş-Ekonomi: Şükran Ketenci, Yurı • Genel Yayın Yönetmeni: Özgen Acar • Genel Yayın Koordınatörû: Hilunel Çetiakaya Haberleri: Meharet Saraç, Kultür: CeUl Üster, Makaleler: Sami Karaören, Spor. Abdulkadir Yazı Işleri Mudurleri: Fusun Özbilgen (Sorumlu), Celal Baslangıc (Haber) • Görsel Yuceimajı, Düzeltme: Abdullah Yazıcı • Muessese Mudur V.: Erol Erkut • Koordınator. Yönetmen. Ali Acar • Duzenleme: Mustafa Saglamer • Ankara Temsilcisi: Cnneyt AlnKfkorulsan • Muhasebe. Bulent Ycoer • tdare: Hüseyin Curer • tşletme: Önder Çeu'k • Arcayiırek, Haber Mudürlen: Mustafa Balbay, lsık Kaasu, tzmır Temsılci V.: Serdar Kızık, Bılğı-lşlem: Nail lnal Bılgisayar Sistem: Munıveı Çiler • Personel: Sevgi Bostancıoglu Adana Temsilcisi: Çeüa Yjtenoftlu • Reklam: Reba Işıtman • Dış llışkıler: Hulya Akyol Basan ve Yayan. Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilık T.A.Ş. Türkocağı Cad. 39/41 Cagaloğlu 34334 lst. PK: 246 lstanbul. Tel: 512 05 05 (20 hat), Tetex: 22246, Fax: (1) 526 60 72 • Burolar Ankara: Z. Gökalp Blv. tnkılap S. No: 19/4, Tel. 433 11 41-47, Telex: 42344, Fax: (4) 433 05 65 • Izmir H. Ziya Brv. 1352 S. 2/3, Tel: 83 12 30, Telex: 52359, Fax: (51) 89 53 60 • Adana: Inönü Cd. " 9 S. No: 1 Kat 1, Tel: 19 37 52 (4 hat), Telex: 62155, Fax: (71) 19 25 78 TAKVİM 25AĞUSTOS 1992 lmsak-4.43 Güneş:6.16 Öğle 13.12 fkindi: 16.55 Aksany 19 56 Yatsr21 23 Bekarete denetim •ANKARA (AA)- Devlet Bakaru Türkan Aİyol, kimsesiz ve muhtaçlann banndığı yurtlardaki çocuklann bekaret kontrolüne gizlilik ve denetim getirdi. Sağbk ya da yasal bakımdan zorunlu olan cınsel muayenelenn de gizlilik içinde yapılmasını isteyen Akyol, "Çocuklann istismanna izin vermeyeceğiın. En ufak bir ihmal görülürse doğrudan mahkemeye vereceğiz" dedi. Devlet Baİcanı Türkan Akyol, "Çocuklann, psiİcolojik, beden sağlığı ve geleceğı ile ilgili hiçbir konudareklam,sergileme ve istismar araa yapılmasına izin vermeyeceğiz. Bunun için mevcut yasalanmız var. Ama gerekırse bunlan yeniden düzenleyeceğiz veya' güçlendireceğiz. En küçûk bir örneğı gördüğümüz zaman ciddıyetle bununla savaşmak karanndayım" dedi. Buharlı trsn •ZONGULDAK (Cumhuriyet) - Ülkenin değişik bölgelerindeki turizm fK)tansiyelinin tanıtılması amacıyla Turizm Bakanlığı tarafından 11-14 Eylül 1992 tarihlen arasında Zonguldak'a buharlı trenle turdüzenlendi. Aralannda, Türkiye'de görcv yapan yabancı diplomatlar ile uluslararası basın yayın organlan mensuplannında bulunduğu 100 kişilik kafile, 11 eylül günü Ankara'dan buharh trenle hareket edecek. Turizm BakanlığTnın koordinasyonunda düzenlenen geade, Devlet Demiryollan'na aıt yataklı vagonlarda yaülacak. YattuNzmi •TRABZON(AA)- Türkiye Şeyahat Acenteleri Birliği(TÜRSAB) Karadenız Bölge Temsilcisi Suat Gürkök, Karadeniz Bölgesi'nin yat turizmine açılması konusunda ciddi bir çahşma yapılmamasından yakınarak "Karadeniz limanlannın yat turizmine açılması lafta kalmamalıdır" dedi. Suat Gürkök, AA muhabirine yapuğı açıklamada, Karadeniz'deen uzun kıyıya sahip olan Türkiye'nin tğneada'dan Sarp'a kadar çeşitli turizm etkinliklerini organize etme imkanının bulunduğunu belirtti. Göz ülseri • ANKARA (AA)-Ülser hastalığının mikrobik özelliklerinin bulunup bulunmadığı konusundaki tartışmalar sürerken, aşln yorgunluk ve stresin mide gibi gözde de ülsere neden olabıleceği belirtiliyor. Mikrobik veya bakteriyel nedenlerin yanısıra aşın stres ve yorgunlukla yıpranan ve çok yorulan kişilerde göz ülseri görülebüıyor. Göz Hastalıklan Uzmanı Dr. Gürsel Canh, aşın sinirli ve stresli kişilerde sıkça görülen göz ülserinin kaza, çarpma gibi etkilerle oluşan doku kaybmdan da meydana gelebileceğini söyledi. Nûfus artışı • ANKARA (AA)- Türkiye'nin en önemli sorunlanndan biri olan yüksek nüfusartışına karşı özellikle genç nüfusta duyarlılık oluştuğu belirlendi. DİE tarafından son olarak gerçekleştirilen Türkiye Nüfus Arünnası'mn sonuçlan, nüfusun, daha çok genç nüfus içinde yoğunlaşan yaklaşık yüzde 54'ünün 2 çocuğa sahip olmak istediğini ortaya koydu. Nüfusun yüzde 24'ü 3 çocuk sahibi olmak isterken, 4 veya daha fazla sayıda çocuk sahibi olmak isteyen nüfus oranının iseçok düşük olduğu belirlendi. Chiasmus Kongresi başladı • İstanbul Haber Merkezi - Avrupa Öğrenci Kongresi Chiasmus, Boğaziçi Üni versitesi'nde dün başladı. Açıbşta konuşan lstanbul Anakent Belediye Başkanı Nurettin Sözen, "Böyle bir kongrenin, üç kûltürün birleştiği bir şehir olan Istanbul'da yapılmaa çok işabetlidir"dedi. Boğaziçi Üniversitesi'nin yeni rektörii ÜstünErgüderde üniversitesi adına memnuniyetini belirterek öğrencilere hoşgeldinizdedi. Ogrenciler, birhafta boyunca çeşitli konularda tartışüktan sonra BM'ye yollayacaklan birsonuç belgesi üzerindeçalışacaklar. Spor ve Sergi Sarayı'nı 1949'da Belediye Başkanı Dr. Lütfı Kırdar açtı, 1992'de Nurettin Sözen kapatü Sponı Sergi Sarayı'ndan kaçırdılar• Spor ve Sergi Sarayı'nda ilk mücadele 1949 Av- rupa Serbest Güreş Şampiyonası'ydı. Milli takımın 7 altın madalya kazandığı şampiyonayı niceleri ta- kip etti. Kimileri üzüldü, kimileri sevindi. Artık sa- londan sporculann neşeli çığlıklan duyulmayacak. ABDÜLKADİR YÜCELMAN Dr. Lütfı Kırdar bugünkü Spor Sergi Sarayı'nın temelini atarken takvımler 1948 yılının 27 ocak gününü gösteriyordu. Dönemin lstanbul Valisi ve Be- lediye Başkanı Dr. Lütfı Kırdar, törende şöyle bir ko- nuşma yapıyordu: "Yiğıt gü- reşçilerimizin 1946 Stockholm Avrupa Şampiyonası'nda aldık- lan madalyalar bugün bizi böylesine bir spor salonu inşa etmeye mecbur etmiştir. 1949 yılında Avrupa güreş şampiyo- nası Istanbulumuzda yapıla- cakür. Bunun ıçin bugün Istan- bul'un büyük ıhtiyacı olan spor salonunun temelini atıyoruz." lşte 1949 Avrupa Güreş Şampiyonasfnın fstanbul'da yapılması, o günlerde İstan- bul'a bir spor sarayının yapıl- masını zorunlu kılmıştı. Cum- huriyet'in o günkü spor yazan Cem Atabeyoğlu şöyle anlatı- yor temel atma törenini: "Törende sporcular adına bir konuşma yapan milli takımın kalecisi Nedim Kaleci salonun adının Dr. Lütfi Kırdar ol- masını önerdi, ama rahmetli Kırdar, Olmaz öyle şey. Bu sa- lonun adı Spor ve Sergi Sara>ı olacak' dedi. Spor Sergi Şarayı o günlerin parası ile 2.5 milyona ÇIKÜ ve 16 ayda tamamlandı." Atabeyoğlu Spor Sergi Sa- rayı'nın açıldığı günü dünmüş gibi anımsıyor: '3 Haziran 1949'da Spor Ser- gi Sarayı, Avrupa Serbest Gü- reş Şampiyonasfyla açıldı. Dr. Kırdar'ın açılış konuşmasında, "Bu salonu Türk gençliğine he- diye ediyoruz. Çünkü Türk genci ve sporcusu böyle bir spor salonunun hasretini yıllarca çekmiştir. Bugün milletlerarası sporculan yetiştiren Türkiye'ye bu salon büyük hizmetler vere- cektir. Bu salonu 16 ay gibi kısa bir zamanda bitirdik. Aslında bunun dört ayı da projelerle geçti. Tam 12 aya sığdırdığımız bu inşaatın noksanlan ve yan- lıslan olabilir. Bunu mazeret olarak söylemiyorum. Ama bu noksanlar ilerde tamamlanabi- lir" demişti. Spor ve Sergj Sara- yı hizmet verdiği 40 yıl hıç kim- se Sayın Kırdar'ın noksan dediği şeyleri tamamlayamadı. "Ben basketbol federasyo- nunda görevli olduğum sıralar- da basket potalannın bugünkü şeklinin tam tersi düzenlenmesı ile salonun8-9 bin kişiye cıkan- labileceğini projelendirmiştim, ama hiçbir belediye başkanına bunu anlatamadık." 1949'da Avrupa Güreş Şam- piyonası ile açılan Spor Sergi Sarayı üç gün üç gece dolup taş- tı, 7 bin seyircirun izlediği şampiyonada Türk takımı, tam 7 alun madalya ve bir takım şampıyonluğu ile 8 kez İstiklal Marşı'nı ayakta dinletmişti. Kimler geldi kimler geçti? Spor Sergi Sarayı İstanbul'- un bir odak noktasıydı. Orada maç yapmak, hatta antrenman yapmak bile bir olaydı. Çünkü koskoca İstanbul'da Eminönü Halkevi (sonra öğrenci lokali adını aldı) Salonu'ndan başka bir salon yoktu. Onun da tek tribünlü ve en çok 500 kapasite- li olduğunu belirtirsek İstan- bul'un, ilk ve gerçek anlamda sporun mah sayılabilen tesisi- nin Spor ve Sergi Sarayı olduğu ortaya çıkar. Spor ve Sergi Sarayı yıllarca tstanbuDulara hizmet verdi. Yüz binlerce sporcu gelip geçti Spor Sergi'den; basketbol- cusu, güreşçisi, voleybolcusu, cimnastikçisi, boksörü,judocu- su. Hatta bu satırlann yazan bile Çırçır takımında oynarken Spor Sergi Sarayı'nda sakatlan- mış ve basketbol yaşamını nok- talamıştır. Sadece sporcular da geçmedi Spor Sergi Sarayı'ndan. Harlem basketbol takımın- dan Moskova Devlet Sirki'ne, Çin Halk Cumhuriyeti akroba- si grubundan Holiday Inn buz revüsüne dek gösteri gruplan da gelıp geçti. Müzik gruplannı unutma- yalım. Az mı konser dinlcdık... Az rru folklorculann tozunu yedik Spor Sergi Sarayı'nda... Uzatmayalım Spor Sergi bir efsanedir ve efsane olarak kala- caktır. Çünkü oradan gelip ge- çen yüz binlerce kişinin anısın- da bir kâbedir Spor ve Sergi Sa- rayı. 1948 yılında, geleceği gören bir \ali ve belediye başkanının yapmak ıçın uğraş verdiği spor tesisi bugün 2000 olimpiyatlan- na adavlığını koyan Istanbul"- un beledıve başkanı tarafından spora kapatılıyor ve kongre sa- lonuna dönüştürülü>orsa bun- da bir yanlışlık var demektir. Spor Sergi Sarayı, 2 yıl önce de (rahmetli Lütfı Kırdar'ın iste- medığı halde) Dr. Lütfı Kırdar adını alan spor salonu anılan- mızda daima yaşayacaktır. Sa- yın Nurettin Sözen acaba bir kez daha karannı düşünemez mi diye düşünüv. oruz ve "belki" diyerek umutlanmızı yine de sürdüriiyoruz. Her cuma türbelerde huzura çıkanlar Zuhurat Baba, Telli Baba, Helvacı Baba'da defdine çare anyor Türk vatandaşının öteki babalaıı BERATGÜNÇIKAN Doksan beden sutyen. maka- ra, küp şeker, başörtüsü, külot, tavuk, helva, dilenci, fıncan ve Yasin-i Şerif nerede biraraya gelir? Bir babalarda bir de efen- dilerle dedelerde. Bir cuma günü biraz vakit ayınp yaür ya da türbelerden birini ziyaret ederseniz, ibadetle ticareti, eğlenceyle folklorü bi- rarada görebilirsiniz. Telli Baba, Yuşa Nebi, Gül Baba. Çifte Sultanlar, Zuhurat Baba, Helvacı Baba, Koyun Dede, Tezveren Dede, Loğusa Hatun, Yavedud Sultan, Süm- bül Efendi, Merkez Efendi, Ka- racaahmet Sultan... Bunlar, bu- gün îstanbul'da saptanabilen 523 türbe ve yatırdan sadece birkaçı. Bir de Hıristiyanlara ait ama son yıllarda Müslü- manlarca da boş bırakılmayan ayazmalar var. Onlann kesin sayısını saptayabilmek olanak- sız. Evlendinnek istedikleri kız- lan ya da oğullanna eş bulama- yanlar, torununun huysuzlu- ğundan bıkanlar, kumayı saf dışı bırakmaya çahşanlar, ko- casına iş vermeyen patronlar- dan illallah diyenler, ev isteyen- ler, tüp bebeğe parası yetme- yenler, saç dökülmesinden be- zenler soluğu yatırlarda alıyor. Adaklar adıyor, teller sanyor. ipler çözüyorlar. Gerçekleşen adak, şeker, helva ya da para olarak yatıra geri dönüyor. Zuhurat Baba rribünleri Zuhurat Baba, yaürlann en tanınmışlanndan. Bu nedenle ziyaretcisi hiç eksik olmuyor. Her cuma günü yüzlerce kadın, aralanna sıkıştırdıklan bırkaç erkekle Zuhurat Baba tribünle- rinde yerini ahyor. Gerçekleş- mesi durumunda Baba'ya ada- nan adağın meblağı bıraz yük- sekse Hüsamettin Demir'den 40 bm lıraya alınan tavuklar, 60 bin liraya alınan horozlar kesi- liyor. Kan, örtülerden açık ka- lan yerlere sürülüyor. Kolayın- dan adaklar ise Zuhurat Ba- ba'ya küp şeker olarak geri dö- nüyor. Kutu kutu şekerler "Al- Dilekler yerine gelirse yatıra adanan adaklar türbeye şeker, helva, tavuk, horoz ya da para olarak geri dönüyor. lah kabul etsin" nidalan arasın- da dağılılıyor. Bu işin tek ku- ralı var: Gerçekleşen dıleğı ke- sinlikle kimseye söylememek, bir sır gibi saklamak. Nihal Gürdal, önce işmini söylemekten kaçınıyor. Üzeri- ne evlenen kocasından, yoksul- luktan, 55 yaşına gelmesine karşın bir ev sahibi olamamak- tan yakınırken ismini de ağzın- dan kaçınyor. On bir çocuklu Zübeyde Gergin'in dileği bir ev sahibi olabilmek. Birçok kez gelmesi- ne karşın Zuhurat Baba ona bir ev verememiş ama o kadarlık sürede eve şeker onun sayesin- de girmiş. Gergin'le ıki çocuğu. her gelişlerinde ellerindeki po- şetlerle kalabalığın arasına kanşmışlar ve dağıtılan kilolar- ca şekeri poşetlere yükleyip eve götürmüşler. Zuhurat Baba'nın özgeçmişi İstanbul'un fethine dayanıyor. Fetıh sırasında Faüh'in susuz kalan neferlerine ismi cismi bi- linmeyen bir kişi su dağıtıyor. Neferler ona Zuhurat Baba adını takıyor. Mezar gerçekten ona mı ait, bilinmiyor. Üç elham. bir kulhuvallah. Nüfus cüzdanının din hanesin- de "İslam" yazanlar ıçin kolay da... Her Müslümanın ölüleri- nin ruhuna bir Yasin okuma- sı... Bu biraz zor. tşte, tam bu sırada "ne verirsen "ci Yasin-i Şerif okuyuculan devreye giri- yor. Uzun basma eteklerin cep- lerine sokuşturulan beş-on bin lıralara karşılık yasinler ruhlara gönderiliyor. Helvacı Baba Helvacı Baba ise Şehzadebaşı Camii'nin avlusunda gömülü. Onun da kabul günü cuma. Ca- mi bahçesinde küçük çaplı da olsa bir pazar kuruluyor Helva- cı Baba Türbesi sayesinde. Hangi iplik fabrikasının ya da müteşebbisin başının altından çıktığı belli olmayan Shovv Ro- om'u görmek de mümkün. İç çamaşın, oyuncak. örgü işleri tezgahlan arasında renk renk makarna Show Room'da sergj- leniyor. Yine kimden çıktığı belli olmayan bir inanışa göre üç cuma üstüste bir makara ipi Helvacı Baba'nın yatın önünde çözüp daha sonra denize atan- lann dileğinin yerine gelmemesi mümkün değil. Bir genç kız. Ismıni söyle- mekten ısrarla kaçınıyor. Kore Bu kadının, yüreğinin derinliklerinde gizlediği dileğin gerçekleşmesi için Telli Baba'da tel bağla- masını, adak adarken duyduğu inancı kim açıklayabilir? (Foto: HAYRETTİN SAGANAK) malı fil biblolalar satıyor. Büfe- lenn içine boy boy dizilen, ara- balann dikiz aynasına asılan fıl- lerin bu seferki adı "Dılek ıçın uğur." Kayserih Makbule Aka. sağlıklı doğan torunu için bu fıllerden bir tane alıp helvacılı- ğının nereden geldiği belli ol- mayan Baba'nın mezanna bı- rakıyor. Yatır ve türbe kültürü yaşa- mın köşeye sıkıştırdığı insanla- nn peşini bırakmıyor. Neredey- se tümü. hem de yüklüce bir pa- raya bağlı istekleri için, ba- balann. dedelenn, efendilerin yolunu tutuyor. Ne de olsa hiç olmazsa onun önünde eşitler. Mavi gözlü. çekik kaleıııli Aıııerikalı yazar ^Bk ö " S J Levy, Japonlar gibi bağdaş kurarak oturmayı çok senyor. Kültür Servisi- İlk defa Japon olmayan bir yazar Japonya'yı konu alan Japonca bir roman yazdı. "tmparatorluk sarayında çok düzgün bir Japoncayla 'im- paratorum çok yaşa' diye bağı- rarak harakiri bile yapsanız yine de onlardan biri olamazsı- nız." Amerikalı yazar Ian Hideo Levy'nin Japonca kaleme aldığı 'A room vvhere the star spang- led banner can not be heard" (Amerikan Yıldızlannın Işıma- dığı Oda) adlı romanın kışile- rinden biri böyle söylüyor. 41 yaşındaki Californialı ya- zara Hideo adı Japon bir aile dostlan tarafından takılmış. Princeton ve Tokyo'nun çeşitli üniversitelennde okuyan Levy, Amerika'nın en önemü ve genç Japonya uzmanlanndan biri. Princeton'da profesörken çe- virdiği 8. yüzyıj Japon şiırleriyle Ulusal Kıtap Ödülü (National Book Avvard) almış. Levy kimsenın cesaret ede- mediği bir işi başararak Japon- ca bir roman yazdı. Bu yılın başında yayımlanan roman, Ja- pon edebiyat çevrelerinde bü- yük yankı ve beğeni uyandırdı. Japonya'nın yaşayan en büyük yazan Kenzaburo Oe, Lc'y hakkında bütün genç >azarla- nn uğruna ölebilecekleri dere- cede övgü ve yüceltmelerde bu- lundu. Levy kitabında artık varol- mayan kapalı ada kültürünün görünümünü çok doğru ve ba- şanlı bir bıçımde içeriden bin olarak yansıtıyor. Roman 6O'lı yıllann funky karşı-kültür akı- mının yoğun olarak yaşandığı Tokyo'nun merkezınde geçi- yor. Kitap bir türlü vazgeçıleme- yen etnık mitlere de ağır darbe- ler vuruyor. Kanıksanmış inan- ca göre, Japonya'yı ve Japonla- n Japonca yazabilmek için Ja- pon olmak şart. Levy'e göre bu ulus, dıl ve ırk bırlıği adarun kendi içıne dönük yaşadığı 1T- ncı yüzyılın ikinci yansından 19'uncu yüzyılın ikinci yansına kadar sürüyor. Modern çağın başlannda bu etnık tutum. mil- liyetçi ıdeoloji tarafından besle- nerek güçlenmiş. Bugün birçok tutucu Japon durdurulamayan batıblaşma sürecine karşı tek kalenın dilleri olduğuna inanı- vor. 1950 yıbnda doğan Levy dip- lomat babasının görevi gereği Tayvan ve Hong Kong'da bu- lunduktan sonra 16 yaşında Ja- ponya'ya taşınmış. 1967 yıh Tokyo'da anti-Amerikan öğ- renci hareketlerinin yoğunlaştı- ğı bir dönem. Levy'nin roman kahramanı Ben Isaac o dönem Japonca bilmese de Japon öğ- renci ve aydınlannın kaynaştığı kafelen gözlemliyor ve Japonca öğrenmek ıçin üniversiteye ya- zılıyor. Ben'in kimlik arayışı Ja- ponya'yı tanımasıyla birleşerek romanın ana konusunu oluştu- ruyor. Spor Sergi'den anılar Kupanın ikiye bölündüğü basket maçı Prof. Dr. Ali Uras (G. Saray Kulübüeski başkanı ye milli basketbolcu): Gençlik anılanm, Spor ve Sergi Sarayı iledoludur. Hıç unutmam Galatasaray Fenerbahçemaçı oynuyoruz. Maçı biz 8-10 sayı ile önde fötürüyoruz. Bu maçı farklı azanırsak şampiyon biz olacağız. Az farklı bir galibiyet Modaspor'u şampiyon yapacak. Bu maçı farklı bir skorla götürürken hiç unutmam Semih Bayülken'in de kışkırtması ile Fenerbahçe sahadan çekildı. Böylece hükmen yenik, yani 3-0 yenik sayıldı. Federasyon daha sonra toplanıp Fenerbahçe'nin Modaspor'u şampiyon yapmak için sahadan çekildiğı kanaatine vardı ve hem Modaspor'u hem Galatasaray'ı şampiyon ilan etti. Kupa törenindeyanya bölünmüş aldığımız kupayı hiç unutmam. Ahmet Kurt (Basketbol yazan ve Basketbol dergisinin sahibi): Spor Sergi Sarayı'nda bir değil üç salon vardır. İkisi üst kattadır. Biz üst katta antrenman yaparken ait katta antrenman yapan birinci lig kulüplerinin sporculanna imrenirdik. Beşiktaş'a transfer olunca ait kata terfı ettim. 1992: Köpeklerin yılı • Evde köpek besle- mek, Türkiye'de son moda. Fiyatlan 1.5 ila 5 milyon lira arasında de- ğişen cins köpeklerin satışı Pet Shop'lann yü- zünü güldürüyor. ANKARA (AA) - Türkiye'- de, 1.5 ile 5 milyon lira arasın- da degişen fıyatlardan alıcı bulan köpek saüşlan rekor kı- nyor. Türkiye'de ev yaşamının dı- şında tutulan hayvan besleme geleneği, giderek yerini, evler- de her çeşit hayvanlann bes- lendiği ve bakıldığı yaşam bi- çımıne bırakıyor. Bu doğrul- tuda evcil hayvan satışı yapan 'Pet Shop'lar da özellikle bü- yük kentlerde yaygınlaşıyor. Son birkaç yıldır Türkiye'- de, evde köpek besleyenlerin sayısında önemli bir artış var. Köpek fiyatlan da buna para- lel olarak yükseliyor. Tek neden özenti Köpekler, bahçede ve evde beslenenler diye iki gruba ay- nbyor. Türkiye'de bu iki gru- ba giren 17 ayn tür ve cinste köpek bulunuyor. Fiyatlan, 1.5 ve 5 milyon lira arasında değişen köpekler, son bir-iki yılda daha çok Rusya, Ro- manya, Bulgaristan ve Al- manya gibi ülkelerden getirtil- di._ İstanbul Beşiktaş'ta, evcil hayvan saüşı yapan Beşiktaş Akvaryum sahibi Hasan Bi- ber, köpek saüşının artmasın- daki tek nedenin, özenti oldu- ğunu öne sürdü. Biber, köpek alanlann, hayvan bakımı ko- nusunda yeterli kültüre sahip olmadıklannı da savundu. Biber, Türk aile yaşamında, kedilerin evde, köpeklerin ise bahçede beslendiğini, ancak günümüzde, apartman yaşa- mıyla birlikte bahçelerin yok olduğunu ve bahçede köpek beslemenin, çevreyi rahatsız etmeyecek biçimde ve gerekli sağhk kontrollerinin yapılma- sı halinde mümkün olabilece-, ğini söyledi. Biber, şöyle dedi: "Ben bu işe bir tesadüf so- nucu girdim. Ancak gördüm ki ınsanlann büyük çoğunlu- ğu gerçekten hayvan sevdiği için değil, özentiden alıyorlar. Aşılannı ve bakımlannı ge- rektiği gibi yapürmıyorlar. is- tanbul'un bazı semtlerinde de köpek pisliğinden geçilmiyor. Bu nedenle, yakında bazı bü- yük şehirlerimizde, köpekler- den insanlara geçen salgın hastalıklarda artış olursa bu- na da şaştnam."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle