Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 17 AĞUSTOS1992 PAZARTESİ
HABERLER
Sendika, dernek w çok sayıda
gazeteci ortak bir büdiriyayımladı
Gazeteciavıııa
sonverilsin
Teröristler, Gaziantep'te 3 askerle 1 vatandaşı öldürdü I BİZBİZE
lç Poötika Servisi -Güney-
doğu'da gazetecilere yönelik
saldınlar kitle örgütleri, sendi-
kalar, dernekler ve çok sayıda
gazeteci, yazar tarafından or-
tak bir bildiriyle protesto
edildi.Ortak deklarasyonda
şöyle denildi:
Bir sürek avı yaşanıyor.
Yedi ayda dokuz gazeteci
saldınya uğradı, bunlardan se-
kizı öldü. Yalnızca son bir haf-
ta içinde aynı gazetenin, Özgür
Gündemin ûç mensubu
saldınya uğradı. Katil her sefe-
rindeaynı:
Adı 'fail', soyadı 'meçhul'!
Dokuz saldından sekizi Olağa-
nûstü Hal Bölgesi'nde gerçek-
kşti.
Bu cinayetlere son verilmeli-
dir. Basın ve haber alma öz-
gürlüklerini savunan bütün
kuruluş ve kişileri bu konuda
harekete geçmeye çağınyoruz.
Başta konuya bugüne kadar
yeterli duyarlılığı göstermemiş
olanlar olmak üzere. bütün ba-
sın ve yayın organlannı bu
oiaylara geniş yer ayırmaya ça-
ğjnyoruz.
Hükümeti bu konuda bugü-
ne kadar almış olduğu tavır
dolayısıyla protesto ediyor, ci-
nayetlerin durması için her tür-
lü tedbirin alınmasmı talep edi-
yoruz.
Toplumun haber alma öz-
gürlüğunü sağlamak için çalı-
şırken hayatlannı yitiren gaze-
tecılerin anısı önünde saygıyla
eğiliyoruz.
Kunıhışlan Pen Kulüp Tür-
kiye, Çağdaş Gazetecikr Der-
neği Istanbul Şubesi, Çağdaş
Sinema Oyunculan Derneği,
Türkiye Sinema Emekçileri
Sendikası (DİSK), Ekonomi
Muhabirleri Demeği.
Yazarlar, edebiyatçılar,
öğretim üyeteri: Şükran Kur-
dakul, Emil Galip Sandalcı,
Mahmut Dikerdem, Prof.
Mina Urgan, Prof. Cevat Ça-
pan, Prof. Gencay Gürsoy,
Leyla Erbil, Murathan Mun-
gan, Cengız Bektaş, Egemen
Berköz, Alpay Kabacah, Prof.
Atilla Ansal, Prof. Aykan
Canberk, Doç. Dr. Hacer An-
sal, Doç. Rezzan Tunçay,
Doç. Şirin Tekeli, Doç. Tülay
Ann, Yrd. Doç. Cengiz Ann,
Gülnur Savran, Çağatay Ana-
dol, Sungur Savran, Tektaş
Ağaoğlu, Nail Satlıgan, Haluk
Gerger, Orhan Koçak, Şadi
Ozansü, İskender Savaşır, Ali
Rıza Tura, Sami San, Mustafa
Irgat, Mustafa Arslantunalı,
Mecit Ünal, Eşber Yağmurde-
reli, Bilgesu Erenus, Emirhan
Oğuz, Mehmet Çetin, Aydın
öztürk, önder Kıalkaya, Ha-
lit Bostancı, Mesut Hastürk,
Raşit Kara, Hüsamettin Çe-
tinkaya, Fadıl öztürk, Tugrul
Keskin, Ahmet Telli, Namık
Kuyumcu, Akif Kurtuluş,
Seyla Kaya, Bahri Çevik, Nev-
zat Çelik, Gürsel Sağlamöz,
Süha Tuğtepe, Hüseyin Şim-
şek, Metin Tuğra, Emir Ali
Yağan.
Sanatçılar Menderes Sa-
mancılar, Bülent Bilgiç, Peri-
han Savaş, Zeki.Ökten, Aüf
Yılmaz, Nazmi Özer, Ahmet
Ündağ, Kutay Köktürk, De-
niz Türkali, Şeref Gür, Şahin
Gök Nur Sürer, Ünal Küpeli,
Ali Özgentürk, Fehmi Yaşar,
Yaman Tarcan, Leyla Özalp,
Irfan Tözüm, Paşa Gündog-
du, Yaman Okay, Engin
lnanlı, Meltem Sava, Bülent
Kayabaş, Levent Can, Ümit
Yesin, Ercan Yazgan, Selçuk
Uluergüven, Mehmet Akan,
Erdal Kahraman, Ali Yaylı,
Gülsen Tuncer, Engin Ayça,
Serpil Güler, Yüksel Ana,
Aydın Bağardı, Nazmi Gün-
doğdu, Sadık Karlı, Sabahat-
tin Çetin, Rahmetullah Kara-
kaya, Sercihan Alioğlu, Necmi
öztürk, Burhan Özkan, Le-
vent Yılmaz, Alper Yılmaz,
Orhan Kazbek, Meral Özbek,
Sadık Özkefeli.
Gazeteciler Aydın Demirer,
Hasan Kaçan, Ayşenur Ars-
lan, Tugrul Eryılmaz, Engin
Devrim, Okşar. Özferendici,
Gamze Kutluk, Fehmi Kaba-
lak, Türe Özçelik, Batuhan
Kuran, Talip Aktaş, Selda
Saka, Esin Çetinel, Mehmet
Yılmaz, Tuncay Güngör, Ne-
bil Özgentürk, Semra Somer-
san, Nadire Ma^r, Ayşegül
Devecioğlu, Yelda, Jessica
Lutz, Mehmet Emin Sert,
Emin Karaca, Muzaffer Olca,
Osman Köker, Murat Özte-
mir, Halil Nebüer, Siren İde-
men, Giray Duda, Gökhan
Güvenç, Can San, Çağn
Kılıçcı, Mehmet Sağnak, Ali
Boratav, Oktay Ankan, Bey-
ran Ersan, Feryal Çeliköz,
Ümit Beyazoğlu, Özlem Çele-
bi, Füreya Ersoy, Levent Çe-
vik, Yücel Göİctürk, Andre
Keleşoğlu, Ümit Uzmaz, Bir-
sen Altaylı, Bülent Boyacıoğ-
lu, Mustafa Aköz, Erdal Öz-
bek, Esra Tuzlu, Sevim Erte-
mur, Semih Çevik, Aydan Öz,
Zeynep özilhan, Pengün Kılıç,
Güven Polat, Özcan Bilir, Tü-
lin Kolukısa, Esra Kazancı-
başı, Dudu Beliz Alkaya, Ferit
Kaıılı saldın: 4 ölü
ERDAL ATABEK
Ava, Dora Gürkoyun, Nergis
Ardaok, Köksal Çiftçi, Füsun
Çelik, Figen Turna, Memet
Sönmez, Nihal Mete Ün, Ah-
met Tulgar, Canan Parlar, Mi-
yase Ilknur, Şenol Konukçu,
Yalçın Şimşek, İsmet Özkul,
Cengiz Erdinç, Timur Danış,
Bülent Denli, Seda Oğuz, Fun-
da özkan, Asım Aslan, Füsun
Güvenç, Ayfer Karataş, İlkin
Yenigün,'Güler Akdağ, Tay-
fun Uçar, Nihal Aydoğan, Yü-
cel Konuçer, Alaaddin Savaş,
Oğuz Demir, Ayşe Candemir,
Aydın Yönet, Ramazan Balcı-
oğlu, ömer Türkdönmez, Ha-
kan Özenen, Yaprak Özer, Ali
öz, Ayşe Arman, Nevin Sun-
gur, Dara Çolakoğlu, Şebnem
Kandır, Aylin Kalafatoğlu,
Tamaşa Dural, Mecit Demir,
Şemsi Yücel, Muhittin Töylü-
ce, Hayri Çetinkaya, Mustafa '
Kutlay, Yasin Uygun, Sadri
Kara, Şener San, Sait Uğur,
Bülent Yardımcı, İsmail Top,
Oya Arman Büber, Saliha Pa-
kel, Serda Kıvılcım, Gönül Çı-
nar, Rengin Soysal, Semra
Emre, Berna Ersen, Zümrüt
Ertuğ, Edibe Buğra, Mustafa
Çolak, Mahmure 1leri, Hüse-
yin Kıvanç, Fulya Tükel, Aliye
Uçar, Figen Yanık, Hakan
Bayhan, Şenay Kalkan, Ah-
met Pık, Arif Kızılyahn, Ayşe
Yıldınm, Metin Hakyeri, Ha-
tice Tuncer, Deniz Teztel,
!
Mehmet Demirkaya, Behzat
Şahin, Hürriyet Uymaz, Dost
Kip, Rıdvan Akar, Ayça Ati-
koğju, Rafet Ballı, Nail Güreli,
Ferit Farsakoğlu, Hakan Ak-
yol, Nemika Turan, Levent
Gürses, Füsun Dedehayır,
Nazım Alpman, Vahap Mun-
yar, Kenan Azizoğlu, Hüseyin
Gündoğdu, Şemsettin
Yıldınm, Yusuf Ak, Seiçuk
Gür, Yavuz Şimşek, Sadık
Yıldız, Sabit Yüriirdurmaz,
Serkan Odabaş, Işık Yurtçu,
Erdoğan Tatlav, Ali Güngör-
müş, Merdan Yanardağ, Teo-
man Devrim, Ercan Kılıç,
Uğur Alpaslan, Enver Çe-
tinkaya, Ayşegül Işçan, Zey-
nep Hükme, Yavuz Tevşooğ-
lu, Agid Yorgan, Filiz Arslan,
Osman Köker, Muhittin
Hiçyılmaz, Ertan Aydın, Coş-
kun Yenisoy, Mehmet Ceylan,
Tosun Yavuz, Mehmet Aktaş,
Mehmet Ocaktan, Ahmet Ak-
kaya, Faysal Dağlı, Süleyman
Gül, Sunder Erdoğan, Cihan
Demırci, Kamil Yavuz, Nihat
Dursun, Hatice Irmak, Nur-
sun Çakın, Filiz Köymen, Ha-
tice Kurt, Candan Aslanbay,
Oya Özdilek, Fügen Yıldınm,
Süleyman Tel, Züleyha Güve-
ner, Filiz Koçali, Nurcan
Çakıroğlu, Sonat Zelyut, Veli
Özdemir, Mehmet Oğuz, Ah-
met Abakay, Ali Manaz, Ruhi
Karadağ, Sinan Taha, Önsel
Öztop, Selami İnce, Nükhet
Çelikbilek, Mustafa Erdoğan,
Hatice tkinci, Sinan Yılmaz,
Baha Karakütük, Süleyman
Çeliker, Şükrü Kalpakçı, Tu-
ran Özkan, Erdem Anılan, Os-
man Ölmez, Ahmet Karaka-
ya, Aslan Başer Kafaoğlu,
Fatma Devrim, Mehtap Gün-
düz, Ayşe Akyürek, Yaşar
Kaya, Müjgan Aktaş, Cafer
Özilhan, Mustafa Kemal
Kara, Mehmet Şenol, Enver
Çetinkaya, Nilgün Karataş,
Hülya Ertem, Ahmet Çelik, I
Selçuk Onur, Hasan Uludağ, |
Yaşar Kızılbay, Surahun
Oluç, Seyfettin Turhan, Esen |
Salihoğlu, İsmail Yanmaz, ı
Benhür Dümer, İdil Taraklı [
Elçi, Mustafa Variy, Ferhan
Çamhbel, Hacer Gemici, Ala-
addin Çiftçi, Neslihan Gök-
demir, Oğuz Güven, Meral Se-
raslan, Meral Berzen, Şinasi
Danışoğlu, Mehmet Sucu,
Zeki Tezel, Reis Çelik, Serhan
Çevik, Ali Hasdemir, Şevket
Şahmay, Fevzi Maşlak, Nec-
det Tatlıcan, Aliyar Dengiz,
Hüseyin Güler, Sadık Marük,
Uğur Sönmezel, Fahrettin Ke-
rim Acun, Tugrul Yeter, Duy-
gu Pahsumar, Serap Parlak,
Nilüfer Kas, Necdet Erence,
Hasan İlhan, Sabahat Hacısa-
banoğlu, Adil Bali, Firuzan
Kalafat, Sibel Güneş, Ercan
Karaca, Buydur Can, Ersin
Karaca, Burhan Akdağ, Mu-
yaffak llter, Hasan Karakaş,
İhsan Yılmaz, Oman İnce,
Fevzi Büyükavcı, Oğuz Kara-
muk, Nadya Gabeoğlu, Talat
Polat, Hakan Güvenç, Can [
Kanar, Serpil Bilgen, Yücel
Asırlık, Muzaffer Topal, Bir-
sal S. Karamanoğlu, Güler
Genişoğlu, Mustafa Mulhan,
Halil Kalmuk, Faruk Kirkom,
Rasime Hazer, Mete Çubuk- |
çu, Hatice Seçkin, Figen Akşit,
Viki İzrail, Atilla Güler, Erel '
Eryürek, Reha Mağden, Fer- '
ha Tuğan, Şenol Baştakar, J
Ramazan Güntay, Didem Ün-
sal, İlknur Yılmaz, Gülay De-
mirtaş, Mikail Erdoğan, Hül-
ya Göç, Kamil Yılmaz, Ali Eş-
ketli, Mahmut Hayırhoğlu,
Baki Kara, Nevzat Orbay, Ca-
nan Eraslan Celal Toprak,
Ceylan Özerengin, Fahri Ala-
kent, Nedim Özkan, Gökhan
Güvenç.
• Malazgirt'te gösteri yapmak isteyen bir grubun üzerine açılan ateş
sonucu göstericilerden Faruk Eren öldü,bir kişi de ağır yaralandı.
Güneydoğu'da çeşitli yerleşim birimlerinde gösteriler dün de sürdü.
HEP yöneticileri gösterilerde açılan ateşler sonucu 6 kişinin yaşamını
yitirdiğini iddia etti.
Haber Merkezi — Adana-Gaziantep il sı-
nın yakınlannda ter-öristler, iki yolcu oto-
büsü ile bir otomobile saldırdı. Olayda bir
uzman çavuş ile iki jandarma eri şehit ol-
du, bir vatandaş da hayatmı kaybetti.
Saat 23.00 sulannda Adana'dan Gazian-
tep'e giden bir yolcu otobüsü, Gaziantep il
sınırına iki kilometre kala, Tekfen Inşaat
şantiyesi yakınlannda bir grup terörist ta-
rafından durduruldu. Teröristler, Gaziantep
Cezaevi'nden mahkûm naklinden dönen bir
uzman çavuş ile iki jandarma erini araçtan
indirip, yolculan serbest bıraktüar. Terörist-
ler, bir uzman çavuş ile iki jandarma erini
burada öldürdüler. Daha sonra otobüsü ate-
şe verdiler.
Bu arada olay yerinden geçen bir başka
yolcu otobüsü ile bir otomobil de terörist-
İer tarafından durdurulmak istendi. Otobüs
ve otomobil sürücüleri bu isteğe uymayın-
ca, teröristlerin silahlı saldınsma uğradı. Bu
sırada henüz hangi araçta bulunduğu beür-
lenemeyen Halil Kılın adındaki kişi hayatı-
nı kaybetti. Yaralanan 7 kişiden 3'ünün Os-
maniye, 4'ünün de Kahramanmaraş Devlet
hastanelerine kaldırıldıklan bildirildi.
Olay nedeniyle Adana-Gaziantep karayo-
lunun bir süre trafiğe kapandığı kaydedildi.
Muş'un Malazgirt ilçesinde dün sabah
saat 09.30'da Kümbet Camii önünde top-
lanan ve sayılan 400 kadar olan göstericiler
yürümek istedi. Güvenlik güçlerinin
"Dağılın" uyansına rağmen yürümektedi-
renen kalabahk," Yaşasın Apo, Kürdıstan
faşizme mezar olacak " biçıminde slogan-
lar attı. Hasretpınar köylülerinden oluşan
bir grup güvenÛk güçlerinin barikatını aşı-
nca, ateşle karşılandı. Açılan ateş sonucu
Faruk Eren öldü, bir kadın da yaralandı.
İşyerlerinin açılmadığı kentte, çok sayıda
kişi gözaltına alındı.
Yürüyüş yapmak isteyenlerin üzerine
ateş açılması sonucu 1 kişinin öldügü, 15
kişinin de yaralandığı Derik'te gergınlik
sürüyor. Hiçbir işyerinin açılmadığı ilçede
dün halk gün boyu evinden dışan çıkmadı.
Mardin HEP il yöneticileri, önceki günkü
olaylarda bir değil, 6 kişinin öldüğünü öne
sürdüler. HEP yöneticilerinin iddiasına
göre açılan ateş sonucu Reha Yavuz, Ne-
cat Türk, Ekrem Ceylan ve Fakir Ceylan
yaşamlanru yitirdi.
PKK'lılar önceki geo? bazı kamu bina-
lanna da roketatarla saldırdı. ölen ve yara-
lananın olmadığı saldında, maddi hasar
meydana geldi.
Çınar ilçesinde gerginlik devam ediyor.
Kentiçi ve çevresinde geniş önlemler alını-
yor. Önceki akşam saat 22.00 sıralannda
ilçeye baskın düzenleyen PKK'lılar, köy
korucusu olmak isteyen Sit Bilgiç, Şenf
Demir ve Hüsamettin Ateş'i öldürdü. Ağır
yaralanan Abdurrahman Güler ise tedavi
altına alındı.
Diyarbakır kent merkezinde önceki gün
gerginleşen ortam, dün yerini sakin ve nor-
mal bir yaşama terk etti. Kepenk kapatan
esnaf, güneşin ışımasıyla birükte işyerlerini
açtı. Merkeze bağlı Kocaköy beldesinde
önceki günkü olaylarda yaralanan Hamza
Atb, Refık Eligül ve Sait Bademderen'in
sağlık durumlannın ağır olduğu öğrenildi.
Kocaköy'deki olaylar sırasında 30'a yakın
araç tahrip edildi. Kocaköy'den getırilen
yaralılann durumlannı öğrenmek için git-
tiği DÜ Tıp Fakültesi Hastanesi'nde gö-
zaltına ahnan HEP İl Başkanı Avukat Hü-
seyin Turhalb ve Yönetim Kurulu Üyesi
MustafaGünaydünserbest bırakıldı. Yö-
netim Kurulu Üyesi Diyadin Koç ise gö-
zaltında tutuluyor.
Kepenklerin açılmadığı Diyarbakır'da bütün cadde ve sokaklar olağanüstâ hal çocuklannın. (Fotoğraf: ZAFER AKNAR)
Kıbrıs Rum lideri Vasiliu Cumhuriyet'e konuştu:
^Denktaş çözüm istemîyor'
OSMAN KARAKAŞ
NEW YORK - Kıbns görüş-
melerine ara verilmesine rağ-
men New York'ta kalarak
temaslanna devam eden Rum
yönetimı lideri Yorgo Vasiliu,
Türk tarafının toprak ve göç-
menlerle ilgili olarak Rum tara-
fının isteklerini tam?mıyla
kabul etınesi durumunda bile
"egemen, ayn bir federe Türk
devletinin kurulması"nın söz
konusu olmadığmı ifade etti.
Görüşmelerden memnun
kalmadığjnı, haftalarca süren
görüşmelere rağmen hiçbir ge-
fîşme kaydedilemediğini, bu-
nun tek sorumlusunun da an-
laşmaya niyeti olmayan Denk-
taş'ın olduğunu ileri süren
Vasiliu, "Dünya, Türk tarafı-
nın bu tutumundan yorulmuş
durumdadır. Bu, Türkiye için
de iyi değildir" diye konuştu.
Rum yönetimi lideri Vasiliu,
Cumhuriyet'in sorulanna şöyle
yanıt verdi:
- Bir aydan biraz fazla süren
bir görûşme süreci geçirdiniz.
Beklediğiniz gelişme oidu mu?
Memnun musunuz?
VASİLİU - Beklediğimiz bir
gelişme olmadı, memnun deği-
lim. Çünkü ben buraya bir ge-
lişme olsun diye geldim. Türk
tarafı bir gelişme olması için
yardıma olmadı. Bu nedenle
memnun olmam için bir neden
yok.
- Türk tarafı da bir yerde sizin
fedakâriıklarda bulunmamanız
nedeniyle yeterii gelişme sağla-
namadığı görüşünde. Buna ue
diyorsunuz?
VASİLİU - Karşı tarafın bu
şekilde bir mesaj vermemesi ge-
rekir. Biz buraya Birleşmiş Mil-
tetler Genel Sekreteri'nin bize
sunduğu ve kendi haritasını da
kapsayan "fıkirler dizisi" üze-
rinde konuşmaya geldik. Ve
Genel Sekreter bize "Bunlann
üzerinde müzakere etmek zo-
rundasınız" dedi. Haritanm "fı-
kirler dizisi"nin bir parçası
olduğunu da açıkça ifade etmiş-
tir. Ben de ortaya konulan bu
"temel fıkirler" üzerinde ko-
nuşmaya hazır olduğumu be-
lirttim. Türk tarafı ise bu temel
öneriler üzerinde konuşmaktan
kaçındı.
- Sayın Denktaş'uı toprak ko-
nusunda "29 artı" önerisi vardı...
VASİLİU - Öğrenılmek iste-
nen Sayın Denktaş'ın söylediği
değil. Ben de yüzde 10 önerebi-
lirdim. Farz edelim Genel Sek-
reter yüzde 20.2 dedi. Ben buna
karşıhk önce yuzde 18, daha
sonra da yüzde 2-3 fazla versem
ve bu 21-22 olsa, halkın düşün-
cesi ne olur? Ben bu durumda
çok verdiğimi söylerim. Sayın
Denktaş benim ciddi olmadığı-
mı ve benim Gali haritası üze-
rinde konuşmaktan kaçındığı-
mı, haritayı kabul etmedığimi
söyleyecek. İşte, New York'ta
bu olmuştur.
Sonın Güzelyurt mu?
- Toprak görüşmekrinde daha
doğrusu genel bir anlaşmanın te-
melinde Güzelyurt problemi ya-
tıyor gibi...
VASİLİU - Problem Güzel-
yurt değil. Problem, sorunu
çözmek istememekten kaynak-
lanmaktadır. İşte, bu en büyük
problemdir. Aynı şey "yerlerin-
den olmuş kişiler" konusunda
da geçerlidir. Sayın Denktaş,
Genel Sekreter'i bu konuda çö-
züm bulmaya çağırmış ve bu
konuda görüşmelerin başlama-
sını istemişür. Ve ortaya konu-
lan önerileri kabul ettiğini açık-
lamıştır. Mülk hakkını ve
mülklerin gen verilmesini ka-
bul ettiğini bildirmiştir. Ancak
müzakerelere başladığlmızda,
mülklerin kendilerine ait oldu-
ğunu söylemiştir. Bu durumda
nasıl müzakere edersiniz? Ben
Saym Denktaş'ın bu konuşma-
sından sonra Rumlann terk et-
tikleri mülklerin bize ait oldu-
ğunu nasıl söylerim? Bu bir
şaka...
Egemenlik
- Saym Vasiliu... Toprak ve
göçmenler konusunda sizin is-
teklerinizin Saym Denktaş tara-
fından kabul edildiğjni düşüne-
iim. Bu şartlar altında Saym
Denktaş'ın üzerinde önetnle dur-
duğu, "federe devletlerin ege-
menliği ve geçici hükümet kurul-
ması" konulannı kabul edecek
misiniz?
VASİLİU - Bakın... Burada
önemli bir hata vardır ki bazen
Türk basını da bu hatayı yap-
maktadır. Sayın Denktaş bu
konuda açıklamalar yapıyor ve
Türk basın mensuplan, "Bunu
kabul edecek misiniz, şuna
'evet' diyecek misiniz" şekünde
sorular yöneltiyorlar. Bunlar
konumuz değildir. Biz buraya
Birleşmiş Milletler tarafından
davet edildik ve bize belgeler
venlerek bu belgeler üzerinde
müzakere etmemiz gerektiği
söylendi. Biz ortaya konulan
belgeler üzerinde (fıkirler dizisi
ve Gali haritası) konuşmayı ka-
bul ettik. Fikirler dizisi içinde
yer alan maddeleri tek tek gün-
deme getirip hangisi hakkında
"evet", hangisi hakkında "ha-
yır" demek yerine Sayın Denk-
taş fıkirler dizisi içinde olmayan
bir belgeyi ortaya çıkanyor.
Ben fıkirler dizisinin dışındaki
bir belge üzerinde müzakerede
bulunamam, bulunmayaca-
ğım.
- Federasyon, fikirler dizisine
dahildeğümi?
VASİLİU - Federasyon da-
hil, ama "ayn egemenlik" dahil
değildir. Geçici hükümet kurul-
ması da yoktur. Fikirler dizisi,
hükümetiıvhalk çoğunluğunun
karanyla oluşturulması ve
oluştunılacak hükümetin karar
verme yetkisinin bulunması ge-
rektiğini söylüyor. Fakat Sayın
Denktaş, hükümetin karar al-
ma yetkisinin bulunmasını iste-
miyor. Fikirler dizisi mülk
konusunun güvence altına ahn-
masım istiyor, Sayın Denktaş
buna da karşı çıkıyor. Bir başka
hükümetten bahsedilmiyor, Sa-
yın Denktaş bu konuda da ek
bir hükümet istiyor. Sayın
Denktaş'ın söylediklerinin hep-
si, ortaya konulan "fikirler dizi-
si" ile bağdaşmamaktadır,
onun dışındadır. Ben, Birleşmiş
Milletler'in dışında ortaya ko-
nulan belgeler üzerinde konu-
şamam. Budur problem. Bu,
Türkiye için de büyük bir prob-
lemdir. Çünkü Türkiye de Bir-
leşmiş Milletler'in karanna
karşı çıkan bir ülke olarak ken-
disini göstermektedir. Ulusla-
rarası önderlik anlayışına karşı
çıkmıştır, sorunun çözümünde
bir gelişme sağlanması konu-
sunda verilen sözleri boşa çı-
karmıştır. Bu hepimizi yormuş-
tur. Bir gelişme sağlanmahydı.
sağlanamadı.
Çözûlmek zorunda
- Bu kadar uzun bir zamandan
sonra, yani Kıbns'm bölünme-
sinden bu yana geçen 18 yıluk
uzun bir zamandan sonra soru-
nun çözüleceğine inanıyor musu-
nuz?
VASİLİU - Çözûlmek zo-
runda. Birleşmiş Milletler'in
ortaya koyduğu ve koyacağı
kararlarla muüaka çözülecek-
tir.
- Bir anlaşma obnaması ve ar-
dından Birleşmiş MilleÜer'in
"zorlayıa" bir kararmm Türk
tarafınca kabul edilmemesi du-
rumunda ne gibi vaptırunlar ola-
bileceğini düşünüyorsunuz?
VASİLÎU - Bunu söylemeye
yetkili değilim. Ancak bıldiğim,
uluslararası birçok açıklamala-
nn diğer ülkeler tarafından ya-
pıldığı, Denktaş tarafından
kabul edilmeyen bu açıklama-
larda yaptınmlann önerildiği
ve müsamaha edilmeyeceğidir.
- Verilen ara süresince ne gibi
bir çauşma yapacaksınız Kıb-
rıs'ta. Saym Denktaş'la buluşa-
cak misiniz?
VASİLİU - Elbette bazı çalış-
malar yapacağız kendi aramız-
da. Ancak BM'nin karanmn
dışında herhangi bir ikili görüş-
me yapmamız olanak dışı, yap-
mayacağız. Sayın Denktaş'ın
yaptığı küçük bir propaganda.
Eğer BM Genel Sekreteri ister-
se görüşme yapanz. Bu New
York'ta da olabilir, Kıbns'ta
da, Paris'te de, hatta Ay'da.
Genel Sekreter bir istekte bu-
lunmadıkca görüşme yapma-
mız söz konusu değil.
- Halkla proMenüniz bulun-
madtğını söylüyorsunuz. İki ta-
raf arasında telefon konuşması
bile yapılmıyor.
VASİLİU - Olmadığı doğru-
dur. Çünkü Sayın Denktaş izin
vermiyor.
- BM Genel Sekreteri tarafın-
dan görüşmelerin başında orta-
ya konulan harita, toprak konu-
sunda ükanmalara neden oWu.
Görüşmelerin başında böyle bir
haritanın ortaya konuhnası sizce
doğru mu? Bu, karşı taraf için
bir haksızlık değil mi?
VASİLİU - Elbette değil. Bü-
yük bir zaman harcanarak ve
ciddi şekilde düşünülerek Bir-
leşmiş Milletler tarafindan or-
taya konulmuş bir harita ola-
rak kabul ediyorum.
- İlk olarak ne zaman ğördü-
nüz bu haritayı?
VASİLİU - Saym Denktaş'-.
tan sonra.
- Taraflann, daha doğrusu
Türk tarafmuı bu haritayı daha
önce gördügü şeklinde spekülas-
yonlar yapdnuştL
VAŞILIU - Ben hiçbir za-
man öyle bir şey söylemedim.
Harita demedim. Türk tarafı-
nın Gali haritası değil, Gobi
haritası ile ilgili bılgileri bildiği-
ni ve kabul ettiğini söyiedim.
Başkan Bush tarafından An-
kara'ya verilen ve yeni sınınn
nasıl oluşacağı hakkındaki bil-
giler Ankara tarafından kabul
edilmişti ve o harita üzerinde
görüşmeler yapılması konusun-
da o zaman Türkiye hemfıkirdi.
Ancak o harita ile ilgili görüşme
yapılmadı. O harita gelmiş ol-
saydı biz daha memnun olur-
duk. Gali haritasını ilk olarak
New York'ta Sayın Denktaş'-
tan sonra gördüm.
- Ekim ayının 26'smda tekrar
geleceksiniz. Müzakerelere ne-
ler getireceksiniz?
VASİLİU - Fikirler dizisini
kabul etmiş bulunuyoruz. Ha-
rita dahil olmak üzere. Bunu
daha önce de söyiedim ve tek-
rar ediyorum. Satır satır bu
konular üzerinde konuşaca-
ğım. Ümit ederim Sayın Denk-
taş da aynısını yapar.
İki Kere İki Kaç?..
- iki kere iki kaç?
- Bir dakika, bakanlık yeni bir geneige göndermişti
ama... Siz yandaki masaya geçin de arkadaşlar bir baksın.
- İki kere iki kaç?
- Neden soruyorsunuz? öyle olur olmaz şeyleri konuş-
mam ben. Ne demişler, "Söz gümüşse sükut altndır.'
Bana ne kardeşim, milletin derdi bize mi kaldı? Yani şurda
canın çıksa dönüp de, halin nedir arkadaş' diyen mi var?
Sen işine bak arkadaş. Bana sorarsan sen de ortada fazla
dolaşma...
- İki kere iki kaç?
- Televizyondan mı geliyorsunuz? Hanım koş bak tele-
vizyondan gelmişler. Gel gel, bak arkadaş ne soruyor? Bir
de senin kısmetine kaldıksa' diyordun. Hanım benim kts-
metsiz olduğumu söyler de. Bak kısmet nasıl kapımıza
geldi. Bugün de iki kere telefonla aramıştım. Araba mı çık-
tı? Birden söylemeyin, hanımın kalbi var. Araba çıktı değil
mi? Araba mı? Araba ha. Ay fena oluyorum...
- İki kere iki kaç?
- Hey Corc, versene borç, olmaz Maykıl bende de yok...
Ne bu böyle? Yonca'nm yeni bestesi mi? Anket mi yapıyor-
sunuz? Kesin şu müziğin sesini be, duyamıyorum. Vallahi
tutar bu. iki kere iki kaç? / Tabanları yağla kaç / Elinde bak-
raç / Saç yavrum saç... Nesi varmış bunun? Şarkı sözlerini
dinlemiyor musunuz? Bu da öyle bir şey işte...
- İki kere iki kaç?
- Bi dakka, dövizleri bir soralım. Alooo? Doların durumu
ne? Markı da söyleyiver. Sizin miktar ne kadardı? Döviz
istemiyor musunuz? Bizim işimiz bu kardeşim, kusura
bakmayın. Döviz alıp satacaksanız gelin. Ha, sahtelerine
de cok dikkat edin, gene sahte dolar sürdüler.
- İki kere iki kaç?
- İşte biz bundan adam olmuyoruz. Herkes bir şey soru-
yor. Bize artık soru lazım değil, bize cevap lazım cevap,
anlaşıldı mı? Bu memlekette kesin şart koyacaksın, hiç
kimse cevabını bilmediği soruyu sormayacak. Bak ortalık
nasıl düzelir. Ama güçlü adam lazım, güçlü. öyle mıymıy-
la dımdımla olmuyor.
- İki kere iki kaç?
- Tamam, siz merak etmeyin. Bir kolaylık yaparız. Bura-
da niçin varız? Vatandaşa hizmet için varız. Senin bir der-
din var, benim de elimde çarem var. Yalnız biliyorsunuz,
danışma ücrete tabidir. Malum, serbest piyasa...
- İki kere iki kaç?
- Bravo, çok beğendim. Sofistike. Bakın bütün dünya
Hamlet'in sözlerine takılmıştır: To be or not to be... Ama
sizin söylediğiniz konsept antik çağlardan beri dünyayı
yönetir. İyi de kim farkında? Sanat kontrastlardır, ya bilgi?
Bilgi de dualite değil mi? Bizde felsefe yok felsefe... Düşü-
nen kafalar çıkmıyor. Çok beğendim. Bir gün buluşalım da
şöyle enine boyuna konuşalım. Biz artık köşemize çekil-
dik...
- İki kere iki kaç?
- Afedersiniz abi, sizi tanımıyorum. Şimdi durup durur-
ken bir şey söyleriz, başımız derde girer. Yo ben kimse-
den korkmam, ama böyle gelip de şifre gibi soruverince
tuhaf oldum. Bak alınma abim de öyle bir şey dersin, arka-
dan açarlar 'Alo Polis'i terörist falan derler, bildin mi? Kim-
seye güven olmuyor bu zamanda güzel abim, kusura bak-
ma, ben ırfak ufak gidiyorum. Işim var da...
- iki kere iki kaç?
- Güneydoğu'da üç. Birinin faili meçhul...
İlsever kimlik bildirimi istendiğini söyledi
2000'e Doğruya tehdit
İSTANBUL (ANKA) -
2000'e Doğru Dergisi Genel
Yayın Yönetmeni Ferit İlse-
ver, derginin Diyarbakır büro-
sunu arayan Diyarbakır Em-
niyet Müdürlüğü'nden bir
başkomiserin, muhabir Fikret
Ulusoy'dan adres ve kimlik
bildirimi istediğini kısa bir süre
sonra ise kendilerinı Hizbul-
lahçılar olarak tanıtan kişilerin
büro çalışanlannı ölümle teh-
dit ettiklerini açıkladı.
İçişleri Bakanı'nın açıkla-
malan doğrultusunda Dıyar-
bakır'daki basın mensuplanna
karşı şüpheli yaklaşımlannı
sürdürdüklerini ileri süren Fe-
rit İlsever, tehditlerin 2000'e
Doğru Dergjsi'nin son sayısın-
da yer alan "Halit Güngen'i
polis öldürdü" iddialannı içe-
ren haber üzerine meydana
geldiğini ileri sürdü. Ferit İlse-
ver, başkomiserin telefonunun
ardından gelen bir telefonla ise
dergi muhabırlerinin ölümle
tehdit edildiklerini kaydetti. ll-
sever, kendilerini Hizbullahçı
olarak tanıtan bu kişilerin tele-
fonundan üç dakika sonra ise,
bürodaki çalışanlara telefonda
ayetler dinletildiğini ifade etti.
Ferit İlsever, 2000'e Doğru
Dergisi Diyarbakır bürosunda
görevli muhabirlerle derginin
diğer çahşanlannın ölüm teh-
diti alünda bulunduklanna
dikkat çekerek "Yetkilileri,
hukuk devleti iddialan kaldıy-
sa, önlem almaya çağınyoruz"
dedi. İlsever, dergiye yönelecek
herhangi bir saldından hükü-
meti, içişleri Bakanlığı'nı ve
Diyarbakır Emniyet Müdür-
lüğü'nü sorumlu tutacağını
açıkladı.
PKK'nın hedefi gazeteler
ANKARA (AA) - Silahlı ey-
leme başladığı tarih olan 15
ağustosu yurdun çeşitli kesim-
lerinde gösterilerle kutlamaya
çalışan bölücü örgüt PKK'-
nın yeni hedefleri arasında ga-
zeteler ve bazı gazetecilerin
bulunduğu öğrenildi.
AA muhabirinin emniyet
yetkililerinden aldığı bilgiye
göre basın ve yayın organ-
lannı polis ve devlet yanlısı ol-
makla suçlayan bölücü örgü-
tün, Güneydoğu'da yakala-
nan bazı militanlannın üze-
rinden Ankara'da gazete ve
gazetecilere karşı saldın yapa-
caklannı belirten bazı belgeler
ele geçirildi. Bölücü örgütün,
basın organlannı, özellikle
Doğu ve Güneydoğu Anado-
lu Bölgesi'nde yayın organ-
lannda çalışan bazı kişilerin
faili meçhul cinayetlere kur-
ban gjtmelerine sessiz kal-
makla suçladığı belirtiliyor.