15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 AĞUSTOS1992 PAZARTESİ HABERLER Sendika, dernek w çok sayıda gazeteci ortak bir büdiriyayımladı Gazeteciavıııa sonverilsin Teröristler, Gaziantep'te 3 askerle 1 vatandaşı öldürdü I BİZBİZE lç Poötika Servisi -Güney- doğu'da gazetecilere yönelik saldınlar kitle örgütleri, sendi- kalar, dernekler ve çok sayıda gazeteci, yazar tarafından or- tak bir bildiriyle protesto edildi.Ortak deklarasyonda şöyle denildi: Bir sürek avı yaşanıyor. Yedi ayda dokuz gazeteci saldınya uğradı, bunlardan se- kizı öldü. Yalnızca son bir haf- ta içinde aynı gazetenin, Özgür Gündemin ûç mensubu saldınya uğradı. Katil her sefe- rindeaynı: Adı 'fail', soyadı 'meçhul'! Dokuz saldından sekizi Olağa- nûstü Hal Bölgesi'nde gerçek- kşti. Bu cinayetlere son verilmeli- dir. Basın ve haber alma öz- gürlüklerini savunan bütün kuruluş ve kişileri bu konuda harekete geçmeye çağınyoruz. Başta konuya bugüne kadar yeterli duyarlılığı göstermemiş olanlar olmak üzere. bütün ba- sın ve yayın organlannı bu oiaylara geniş yer ayırmaya ça- ğjnyoruz. Hükümeti bu konuda bugü- ne kadar almış olduğu tavır dolayısıyla protesto ediyor, ci- nayetlerin durması için her tür- lü tedbirin alınmasmı talep edi- yoruz. Toplumun haber alma öz- gürlüğunü sağlamak için çalı- şırken hayatlannı yitiren gaze- tecılerin anısı önünde saygıyla eğiliyoruz. Kunıhışlan Pen Kulüp Tür- kiye, Çağdaş Gazetecikr Der- neği Istanbul Şubesi, Çağdaş Sinema Oyunculan Derneği, Türkiye Sinema Emekçileri Sendikası (DİSK), Ekonomi Muhabirleri Demeği. Yazarlar, edebiyatçılar, öğretim üyeteri: Şükran Kur- dakul, Emil Galip Sandalcı, Mahmut Dikerdem, Prof. Mina Urgan, Prof. Cevat Ça- pan, Prof. Gencay Gürsoy, Leyla Erbil, Murathan Mun- gan, Cengız Bektaş, Egemen Berköz, Alpay Kabacah, Prof. Atilla Ansal, Prof. Aykan Canberk, Doç. Dr. Hacer An- sal, Doç. Rezzan Tunçay, Doç. Şirin Tekeli, Doç. Tülay Ann, Yrd. Doç. Cengiz Ann, Gülnur Savran, Çağatay Ana- dol, Sungur Savran, Tektaş Ağaoğlu, Nail Satlıgan, Haluk Gerger, Orhan Koçak, Şadi Ozansü, İskender Savaşır, Ali Rıza Tura, Sami San, Mustafa Irgat, Mustafa Arslantunalı, Mecit Ünal, Eşber Yağmurde- reli, Bilgesu Erenus, Emirhan Oğuz, Mehmet Çetin, Aydın öztürk, önder Kıalkaya, Ha- lit Bostancı, Mesut Hastürk, Raşit Kara, Hüsamettin Çe- tinkaya, Fadıl öztürk, Tugrul Keskin, Ahmet Telli, Namık Kuyumcu, Akif Kurtuluş, Seyla Kaya, Bahri Çevik, Nev- zat Çelik, Gürsel Sağlamöz, Süha Tuğtepe, Hüseyin Şim- şek, Metin Tuğra, Emir Ali Yağan. Sanatçılar Menderes Sa- mancılar, Bülent Bilgiç, Peri- han Savaş, Zeki.Ökten, Aüf Yılmaz, Nazmi Özer, Ahmet Ündağ, Kutay Köktürk, De- niz Türkali, Şeref Gür, Şahin Gök Nur Sürer, Ünal Küpeli, Ali Özgentürk, Fehmi Yaşar, Yaman Tarcan, Leyla Özalp, Irfan Tözüm, Paşa Gündog- du, Yaman Okay, Engin lnanlı, Meltem Sava, Bülent Kayabaş, Levent Can, Ümit Yesin, Ercan Yazgan, Selçuk Uluergüven, Mehmet Akan, Erdal Kahraman, Ali Yaylı, Gülsen Tuncer, Engin Ayça, Serpil Güler, Yüksel Ana, Aydın Bağardı, Nazmi Gün- doğdu, Sadık Karlı, Sabahat- tin Çetin, Rahmetullah Kara- kaya, Sercihan Alioğlu, Necmi öztürk, Burhan Özkan, Le- vent Yılmaz, Alper Yılmaz, Orhan Kazbek, Meral Özbek, Sadık Özkefeli. Gazeteciler Aydın Demirer, Hasan Kaçan, Ayşenur Ars- lan, Tugrul Eryılmaz, Engin Devrim, Okşar. Özferendici, Gamze Kutluk, Fehmi Kaba- lak, Türe Özçelik, Batuhan Kuran, Talip Aktaş, Selda Saka, Esin Çetinel, Mehmet Yılmaz, Tuncay Güngör, Ne- bil Özgentürk, Semra Somer- san, Nadire Ma^r, Ayşegül Devecioğlu, Yelda, Jessica Lutz, Mehmet Emin Sert, Emin Karaca, Muzaffer Olca, Osman Köker, Murat Özte- mir, Halil Nebüer, Siren İde- men, Giray Duda, Gökhan Güvenç, Can San, Çağn Kılıçcı, Mehmet Sağnak, Ali Boratav, Oktay Ankan, Bey- ran Ersan, Feryal Çeliköz, Ümit Beyazoğlu, Özlem Çele- bi, Füreya Ersoy, Levent Çe- vik, Yücel Göİctürk, Andre Keleşoğlu, Ümit Uzmaz, Bir- sen Altaylı, Bülent Boyacıoğ- lu, Mustafa Aköz, Erdal Öz- bek, Esra Tuzlu, Sevim Erte- mur, Semih Çevik, Aydan Öz, Zeynep özilhan, Pengün Kılıç, Güven Polat, Özcan Bilir, Tü- lin Kolukısa, Esra Kazancı- başı, Dudu Beliz Alkaya, Ferit Kaıılı saldın: 4 ölü ERDAL ATABEK Ava, Dora Gürkoyun, Nergis Ardaok, Köksal Çiftçi, Füsun Çelik, Figen Turna, Memet Sönmez, Nihal Mete Ün, Ah- met Tulgar, Canan Parlar, Mi- yase Ilknur, Şenol Konukçu, Yalçın Şimşek, İsmet Özkul, Cengiz Erdinç, Timur Danış, Bülent Denli, Seda Oğuz, Fun- da özkan, Asım Aslan, Füsun Güvenç, Ayfer Karataş, İlkin Yenigün,'Güler Akdağ, Tay- fun Uçar, Nihal Aydoğan, Yü- cel Konuçer, Alaaddin Savaş, Oğuz Demir, Ayşe Candemir, Aydın Yönet, Ramazan Balcı- oğlu, ömer Türkdönmez, Ha- kan Özenen, Yaprak Özer, Ali öz, Ayşe Arman, Nevin Sun- gur, Dara Çolakoğlu, Şebnem Kandır, Aylin Kalafatoğlu, Tamaşa Dural, Mecit Demir, Şemsi Yücel, Muhittin Töylü- ce, Hayri Çetinkaya, Mustafa ' Kutlay, Yasin Uygun, Sadri Kara, Şener San, Sait Uğur, Bülent Yardımcı, İsmail Top, Oya Arman Büber, Saliha Pa- kel, Serda Kıvılcım, Gönül Çı- nar, Rengin Soysal, Semra Emre, Berna Ersen, Zümrüt Ertuğ, Edibe Buğra, Mustafa Çolak, Mahmure 1leri, Hüse- yin Kıvanç, Fulya Tükel, Aliye Uçar, Figen Yanık, Hakan Bayhan, Şenay Kalkan, Ah- met Pık, Arif Kızılyahn, Ayşe Yıldınm, Metin Hakyeri, Ha- tice Tuncer, Deniz Teztel, ! Mehmet Demirkaya, Behzat Şahin, Hürriyet Uymaz, Dost Kip, Rıdvan Akar, Ayça Ati- koğju, Rafet Ballı, Nail Güreli, Ferit Farsakoğlu, Hakan Ak- yol, Nemika Turan, Levent Gürses, Füsun Dedehayır, Nazım Alpman, Vahap Mun- yar, Kenan Azizoğlu, Hüseyin Gündoğdu, Şemsettin Yıldınm, Yusuf Ak, Seiçuk Gür, Yavuz Şimşek, Sadık Yıldız, Sabit Yüriirdurmaz, Serkan Odabaş, Işık Yurtçu, Erdoğan Tatlav, Ali Güngör- müş, Merdan Yanardağ, Teo- man Devrim, Ercan Kılıç, Uğur Alpaslan, Enver Çe- tinkaya, Ayşegül Işçan, Zey- nep Hükme, Yavuz Tevşooğ- lu, Agid Yorgan, Filiz Arslan, Osman Köker, Muhittin Hiçyılmaz, Ertan Aydın, Coş- kun Yenisoy, Mehmet Ceylan, Tosun Yavuz, Mehmet Aktaş, Mehmet Ocaktan, Ahmet Ak- kaya, Faysal Dağlı, Süleyman Gül, Sunder Erdoğan, Cihan Demırci, Kamil Yavuz, Nihat Dursun, Hatice Irmak, Nur- sun Çakın, Filiz Köymen, Ha- tice Kurt, Candan Aslanbay, Oya Özdilek, Fügen Yıldınm, Süleyman Tel, Züleyha Güve- ner, Filiz Koçali, Nurcan Çakıroğlu, Sonat Zelyut, Veli Özdemir, Mehmet Oğuz, Ah- met Abakay, Ali Manaz, Ruhi Karadağ, Sinan Taha, Önsel Öztop, Selami İnce, Nükhet Çelikbilek, Mustafa Erdoğan, Hatice tkinci, Sinan Yılmaz, Baha Karakütük, Süleyman Çeliker, Şükrü Kalpakçı, Tu- ran Özkan, Erdem Anılan, Os- man Ölmez, Ahmet Karaka- ya, Aslan Başer Kafaoğlu, Fatma Devrim, Mehtap Gün- düz, Ayşe Akyürek, Yaşar Kaya, Müjgan Aktaş, Cafer Özilhan, Mustafa Kemal Kara, Mehmet Şenol, Enver Çetinkaya, Nilgün Karataş, Hülya Ertem, Ahmet Çelik, I Selçuk Onur, Hasan Uludağ, | Yaşar Kızılbay, Surahun Oluç, Seyfettin Turhan, Esen | Salihoğlu, İsmail Yanmaz, ı Benhür Dümer, İdil Taraklı [ Elçi, Mustafa Variy, Ferhan Çamhbel, Hacer Gemici, Ala- addin Çiftçi, Neslihan Gök- demir, Oğuz Güven, Meral Se- raslan, Meral Berzen, Şinasi Danışoğlu, Mehmet Sucu, Zeki Tezel, Reis Çelik, Serhan Çevik, Ali Hasdemir, Şevket Şahmay, Fevzi Maşlak, Nec- det Tatlıcan, Aliyar Dengiz, Hüseyin Güler, Sadık Marük, Uğur Sönmezel, Fahrettin Ke- rim Acun, Tugrul Yeter, Duy- gu Pahsumar, Serap Parlak, Nilüfer Kas, Necdet Erence, Hasan İlhan, Sabahat Hacısa- banoğlu, Adil Bali, Firuzan Kalafat, Sibel Güneş, Ercan Karaca, Buydur Can, Ersin Karaca, Burhan Akdağ, Mu- yaffak llter, Hasan Karakaş, İhsan Yılmaz, Oman İnce, Fevzi Büyükavcı, Oğuz Kara- muk, Nadya Gabeoğlu, Talat Polat, Hakan Güvenç, Can [ Kanar, Serpil Bilgen, Yücel Asırlık, Muzaffer Topal, Bir- sal S. Karamanoğlu, Güler Genişoğlu, Mustafa Mulhan, Halil Kalmuk, Faruk Kirkom, Rasime Hazer, Mete Çubuk- | çu, Hatice Seçkin, Figen Akşit, Viki İzrail, Atilla Güler, Erel ' Eryürek, Reha Mağden, Fer- ' ha Tuğan, Şenol Baştakar, J Ramazan Güntay, Didem Ün- sal, İlknur Yılmaz, Gülay De- mirtaş, Mikail Erdoğan, Hül- ya Göç, Kamil Yılmaz, Ali Eş- ketli, Mahmut Hayırhoğlu, Baki Kara, Nevzat Orbay, Ca- nan Eraslan Celal Toprak, Ceylan Özerengin, Fahri Ala- kent, Nedim Özkan, Gökhan Güvenç. • Malazgirt'te gösteri yapmak isteyen bir grubun üzerine açılan ateş sonucu göstericilerden Faruk Eren öldü,bir kişi de ağır yaralandı. Güneydoğu'da çeşitli yerleşim birimlerinde gösteriler dün de sürdü. HEP yöneticileri gösterilerde açılan ateşler sonucu 6 kişinin yaşamını yitirdiğini iddia etti. Haber Merkezi — Adana-Gaziantep il sı- nın yakınlannda ter-öristler, iki yolcu oto- büsü ile bir otomobile saldırdı. Olayda bir uzman çavuş ile iki jandarma eri şehit ol- du, bir vatandaş da hayatmı kaybetti. Saat 23.00 sulannda Adana'dan Gazian- tep'e giden bir yolcu otobüsü, Gaziantep il sınırına iki kilometre kala, Tekfen Inşaat şantiyesi yakınlannda bir grup terörist ta- rafından durduruldu. Teröristler, Gaziantep Cezaevi'nden mahkûm naklinden dönen bir uzman çavuş ile iki jandarma erini araçtan indirip, yolculan serbest bıraktüar. Terörist- ler, bir uzman çavuş ile iki jandarma erini burada öldürdüler. Daha sonra otobüsü ate- şe verdiler. Bu arada olay yerinden geçen bir başka yolcu otobüsü ile bir otomobil de terörist- İer tarafından durdurulmak istendi. Otobüs ve otomobil sürücüleri bu isteğe uymayın- ca, teröristlerin silahlı saldınsma uğradı. Bu sırada henüz hangi araçta bulunduğu beür- lenemeyen Halil Kılın adındaki kişi hayatı- nı kaybetti. Yaralanan 7 kişiden 3'ünün Os- maniye, 4'ünün de Kahramanmaraş Devlet hastanelerine kaldırıldıklan bildirildi. Olay nedeniyle Adana-Gaziantep karayo- lunun bir süre trafiğe kapandığı kaydedildi. Muş'un Malazgirt ilçesinde dün sabah saat 09.30'da Kümbet Camii önünde top- lanan ve sayılan 400 kadar olan göstericiler yürümek istedi. Güvenlik güçlerinin "Dağılın" uyansına rağmen yürümektedi- renen kalabahk," Yaşasın Apo, Kürdıstan faşizme mezar olacak " biçıminde slogan- lar attı. Hasretpınar köylülerinden oluşan bir grup güvenÛk güçlerinin barikatını aşı- nca, ateşle karşılandı. Açılan ateş sonucu Faruk Eren öldü, bir kadın da yaralandı. İşyerlerinin açılmadığı kentte, çok sayıda kişi gözaltına alındı. Yürüyüş yapmak isteyenlerin üzerine ateş açılması sonucu 1 kişinin öldügü, 15 kişinin de yaralandığı Derik'te gergınlik sürüyor. Hiçbir işyerinin açılmadığı ilçede dün halk gün boyu evinden dışan çıkmadı. Mardin HEP il yöneticileri, önceki günkü olaylarda bir değil, 6 kişinin öldüğünü öne sürdüler. HEP yöneticilerinin iddiasına göre açılan ateş sonucu Reha Yavuz, Ne- cat Türk, Ekrem Ceylan ve Fakir Ceylan yaşamlanru yitirdi. PKK'lılar önceki geo? bazı kamu bina- lanna da roketatarla saldırdı. ölen ve yara- lananın olmadığı saldında, maddi hasar meydana geldi. Çınar ilçesinde gerginlik devam ediyor. Kentiçi ve çevresinde geniş önlemler alını- yor. Önceki akşam saat 22.00 sıralannda ilçeye baskın düzenleyen PKK'lılar, köy korucusu olmak isteyen Sit Bilgiç, Şenf Demir ve Hüsamettin Ateş'i öldürdü. Ağır yaralanan Abdurrahman Güler ise tedavi altına alındı. Diyarbakır kent merkezinde önceki gün gerginleşen ortam, dün yerini sakin ve nor- mal bir yaşama terk etti. Kepenk kapatan esnaf, güneşin ışımasıyla birükte işyerlerini açtı. Merkeze bağlı Kocaköy beldesinde önceki günkü olaylarda yaralanan Hamza Atb, Refık Eligül ve Sait Bademderen'in sağlık durumlannın ağır olduğu öğrenildi. Kocaköy'deki olaylar sırasında 30'a yakın araç tahrip edildi. Kocaköy'den getırilen yaralılann durumlannı öğrenmek için git- tiği DÜ Tıp Fakültesi Hastanesi'nde gö- zaltına ahnan HEP İl Başkanı Avukat Hü- seyin Turhalb ve Yönetim Kurulu Üyesi MustafaGünaydünserbest bırakıldı. Yö- netim Kurulu Üyesi Diyadin Koç ise gö- zaltında tutuluyor. Kepenklerin açılmadığı Diyarbakır'da bütün cadde ve sokaklar olağanüstâ hal çocuklannın. (Fotoğraf: ZAFER AKNAR) Kıbrıs Rum lideri Vasiliu Cumhuriyet'e konuştu: ^Denktaş çözüm istemîyor' OSMAN KARAKAŞ NEW YORK - Kıbns görüş- melerine ara verilmesine rağ- men New York'ta kalarak temaslanna devam eden Rum yönetimı lideri Yorgo Vasiliu, Türk tarafının toprak ve göç- menlerle ilgili olarak Rum tara- fının isteklerini tam?mıyla kabul etınesi durumunda bile "egemen, ayn bir federe Türk devletinin kurulması"nın söz konusu olmadığmı ifade etti. Görüşmelerden memnun kalmadığjnı, haftalarca süren görüşmelere rağmen hiçbir ge- fîşme kaydedilemediğini, bu- nun tek sorumlusunun da an- laşmaya niyeti olmayan Denk- taş'ın olduğunu ileri süren Vasiliu, "Dünya, Türk tarafı- nın bu tutumundan yorulmuş durumdadır. Bu, Türkiye için de iyi değildir" diye konuştu. Rum yönetimi lideri Vasiliu, Cumhuriyet'in sorulanna şöyle yanıt verdi: - Bir aydan biraz fazla süren bir görûşme süreci geçirdiniz. Beklediğiniz gelişme oidu mu? Memnun musunuz? VASİLİU - Beklediğimiz bir gelişme olmadı, memnun deği- lim. Çünkü ben buraya bir ge- lişme olsun diye geldim. Türk tarafı bir gelişme olması için yardıma olmadı. Bu nedenle memnun olmam için bir neden yok. - Türk tarafı da bir yerde sizin fedakâriıklarda bulunmamanız nedeniyle yeterii gelişme sağla- namadığı görüşünde. Buna ue diyorsunuz? VASİLİU - Karşı tarafın bu şekilde bir mesaj vermemesi ge- rekir. Biz buraya Birleşmiş Mil- tetler Genel Sekreteri'nin bize sunduğu ve kendi haritasını da kapsayan "fıkirler dizisi" üze- rinde konuşmaya geldik. Ve Genel Sekreter bize "Bunlann üzerinde müzakere etmek zo- rundasınız" dedi. Haritanm "fı- kirler dizisi"nin bir parçası olduğunu da açıkça ifade etmiş- tir. Ben de ortaya konulan bu "temel fıkirler" üzerinde ko- nuşmaya hazır olduğumu be- lirttim. Türk tarafı ise bu temel öneriler üzerinde konuşmaktan kaçındı. - Sayın Denktaş'uı toprak ko- nusunda "29 artı" önerisi vardı... VASİLİU - Öğrenılmek iste- nen Sayın Denktaş'ın söylediği değil. Ben de yüzde 10 önerebi- lirdim. Farz edelim Genel Sek- reter yüzde 20.2 dedi. Ben buna karşıhk önce yuzde 18, daha sonra da yüzde 2-3 fazla versem ve bu 21-22 olsa, halkın düşün- cesi ne olur? Ben bu durumda çok verdiğimi söylerim. Sayın Denktaş benim ciddi olmadığı- mı ve benim Gali haritası üze- rinde konuşmaktan kaçındığı- mı, haritayı kabul etmedığimi söyleyecek. İşte, New York'ta bu olmuştur. Sonın Güzelyurt mu? - Toprak görüşmekrinde daha doğrusu genel bir anlaşmanın te- melinde Güzelyurt problemi ya- tıyor gibi... VASİLİU - Problem Güzel- yurt değil. Problem, sorunu çözmek istememekten kaynak- lanmaktadır. İşte, bu en büyük problemdir. Aynı şey "yerlerin- den olmuş kişiler" konusunda da geçerlidir. Sayın Denktaş, Genel Sekreter'i bu konuda çö- züm bulmaya çağırmış ve bu konuda görüşmelerin başlama- sını istemişür. Ve ortaya konu- lan önerileri kabul ettiğini açık- lamıştır. Mülk hakkını ve mülklerin gen verilmesini ka- bul ettiğini bildirmiştir. Ancak müzakerelere başladığlmızda, mülklerin kendilerine ait oldu- ğunu söylemiştir. Bu durumda nasıl müzakere edersiniz? Ben Saym Denktaş'ın bu konuşma- sından sonra Rumlann terk et- tikleri mülklerin bize ait oldu- ğunu nasıl söylerim? Bu bir şaka... Egemenlik - Saym Vasiliu... Toprak ve göçmenler konusunda sizin is- teklerinizin Saym Denktaş tara- fından kabul edildiğjni düşüne- iim. Bu şartlar altında Saym Denktaş'ın üzerinde önetnle dur- duğu, "federe devletlerin ege- menliği ve geçici hükümet kurul- ması" konulannı kabul edecek misiniz? VASİLİU - Bakın... Burada önemli bir hata vardır ki bazen Türk basını da bu hatayı yap- maktadır. Sayın Denktaş bu konuda açıklamalar yapıyor ve Türk basın mensuplan, "Bunu kabul edecek misiniz, şuna 'evet' diyecek misiniz" şekünde sorular yöneltiyorlar. Bunlar konumuz değildir. Biz buraya Birleşmiş Milletler tarafından davet edildik ve bize belgeler venlerek bu belgeler üzerinde müzakere etmemiz gerektiği söylendi. Biz ortaya konulan belgeler üzerinde (fıkirler dizisi ve Gali haritası) konuşmayı ka- bul ettik. Fikirler dizisi içinde yer alan maddeleri tek tek gün- deme getirip hangisi hakkında "evet", hangisi hakkında "ha- yır" demek yerine Sayın Denk- taş fıkirler dizisi içinde olmayan bir belgeyi ortaya çıkanyor. Ben fıkirler dizisinin dışındaki bir belge üzerinde müzakerede bulunamam, bulunmayaca- ğım. - Federasyon, fikirler dizisine dahildeğümi? VASİLİU - Federasyon da- hil, ama "ayn egemenlik" dahil değildir. Geçici hükümet kurul- ması da yoktur. Fikirler dizisi, hükümetiıvhalk çoğunluğunun karanyla oluşturulması ve oluştunılacak hükümetin karar verme yetkisinin bulunması ge- rektiğini söylüyor. Fakat Sayın Denktaş, hükümetin karar al- ma yetkisinin bulunmasını iste- miyor. Fikirler dizisi mülk konusunun güvence altına ahn- masım istiyor, Sayın Denktaş buna da karşı çıkıyor. Bir başka hükümetten bahsedilmiyor, Sa- yın Denktaş bu konuda da ek bir hükümet istiyor. Sayın Denktaş'ın söylediklerinin hep- si, ortaya konulan "fikirler dizi- si" ile bağdaşmamaktadır, onun dışındadır. Ben, Birleşmiş Milletler'in dışında ortaya ko- nulan belgeler üzerinde konu- şamam. Budur problem. Bu, Türkiye için de büyük bir prob- lemdir. Çünkü Türkiye de Bir- leşmiş Milletler'in karanna karşı çıkan bir ülke olarak ken- disini göstermektedir. Ulusla- rarası önderlik anlayışına karşı çıkmıştır, sorunun çözümünde bir gelişme sağlanması konu- sunda verilen sözleri boşa çı- karmıştır. Bu hepimizi yormuş- tur. Bir gelişme sağlanmahydı. sağlanamadı. Çözûlmek zorunda - Bu kadar uzun bir zamandan sonra, yani Kıbns'm bölünme- sinden bu yana geçen 18 yıluk uzun bir zamandan sonra soru- nun çözüleceğine inanıyor musu- nuz? VASİLİU - Çözûlmek zo- runda. Birleşmiş Milletler'in ortaya koyduğu ve koyacağı kararlarla muüaka çözülecek- tir. - Bir anlaşma obnaması ve ar- dından Birleşmiş MilleÜer'in "zorlayıa" bir kararmm Türk tarafınca kabul edilmemesi du- rumunda ne gibi vaptırunlar ola- bileceğini düşünüyorsunuz? VASİLÎU - Bunu söylemeye yetkili değilim. Ancak bıldiğim, uluslararası birçok açıklamala- nn diğer ülkeler tarafından ya- pıldığı, Denktaş tarafından kabul edilmeyen bu açıklama- larda yaptınmlann önerildiği ve müsamaha edilmeyeceğidir. - Verilen ara süresince ne gibi bir çauşma yapacaksınız Kıb- rıs'ta. Saym Denktaş'la buluşa- cak misiniz? VASİLİU - Elbette bazı çalış- malar yapacağız kendi aramız- da. Ancak BM'nin karanmn dışında herhangi bir ikili görüş- me yapmamız olanak dışı, yap- mayacağız. Sayın Denktaş'ın yaptığı küçük bir propaganda. Eğer BM Genel Sekreteri ister- se görüşme yapanz. Bu New York'ta da olabilir, Kıbns'ta da, Paris'te de, hatta Ay'da. Genel Sekreter bir istekte bu- lunmadıkca görüşme yapma- mız söz konusu değil. - Halkla proMenüniz bulun- madtğını söylüyorsunuz. İki ta- raf arasında telefon konuşması bile yapılmıyor. VASİLİU - Olmadığı doğru- dur. Çünkü Sayın Denktaş izin vermiyor. - BM Genel Sekreteri tarafın- dan görüşmelerin başında orta- ya konulan harita, toprak konu- sunda ükanmalara neden oWu. Görüşmelerin başında böyle bir haritanın ortaya konuhnası sizce doğru mu? Bu, karşı taraf için bir haksızlık değil mi? VASİLİU - Elbette değil. Bü- yük bir zaman harcanarak ve ciddi şekilde düşünülerek Bir- leşmiş Milletler tarafindan or- taya konulmuş bir harita ola- rak kabul ediyorum. - İlk olarak ne zaman ğördü- nüz bu haritayı? VASİLİU - Saym Denktaş'-. tan sonra. - Taraflann, daha doğrusu Türk tarafmuı bu haritayı daha önce gördügü şeklinde spekülas- yonlar yapdnuştL VAŞILIU - Ben hiçbir za- man öyle bir şey söylemedim. Harita demedim. Türk tarafı- nın Gali haritası değil, Gobi haritası ile ilgili bılgileri bildiği- ni ve kabul ettiğini söyiedim. Başkan Bush tarafından An- kara'ya verilen ve yeni sınınn nasıl oluşacağı hakkındaki bil- giler Ankara tarafından kabul edilmişti ve o harita üzerinde görüşmeler yapılması konusun- da o zaman Türkiye hemfıkirdi. Ancak o harita ile ilgili görüşme yapılmadı. O harita gelmiş ol- saydı biz daha memnun olur- duk. Gali haritasını ilk olarak New York'ta Sayın Denktaş'- tan sonra gördüm. - Ekim ayının 26'smda tekrar geleceksiniz. Müzakerelere ne- ler getireceksiniz? VASİLİU - Fikirler dizisini kabul etmiş bulunuyoruz. Ha- rita dahil olmak üzere. Bunu daha önce de söyiedim ve tek- rar ediyorum. Satır satır bu konular üzerinde konuşaca- ğım. Ümit ederim Sayın Denk- taş da aynısını yapar. İki Kere İki Kaç?.. - iki kere iki kaç? - Bir dakika, bakanlık yeni bir geneige göndermişti ama... Siz yandaki masaya geçin de arkadaşlar bir baksın. - İki kere iki kaç? - Neden soruyorsunuz? öyle olur olmaz şeyleri konuş- mam ben. Ne demişler, "Söz gümüşse sükut altndır.' Bana ne kardeşim, milletin derdi bize mi kaldı? Yani şurda canın çıksa dönüp de, halin nedir arkadaş' diyen mi var? Sen işine bak arkadaş. Bana sorarsan sen de ortada fazla dolaşma... - İki kere iki kaç? - Televizyondan mı geliyorsunuz? Hanım koş bak tele- vizyondan gelmişler. Gel gel, bak arkadaş ne soruyor? Bir de senin kısmetine kaldıksa' diyordun. Hanım benim kts- metsiz olduğumu söyler de. Bak kısmet nasıl kapımıza geldi. Bugün de iki kere telefonla aramıştım. Araba mı çık- tı? Birden söylemeyin, hanımın kalbi var. Araba çıktı değil mi? Araba mı? Araba ha. Ay fena oluyorum... - İki kere iki kaç? - Hey Corc, versene borç, olmaz Maykıl bende de yok... Ne bu böyle? Yonca'nm yeni bestesi mi? Anket mi yapıyor- sunuz? Kesin şu müziğin sesini be, duyamıyorum. Vallahi tutar bu. iki kere iki kaç? / Tabanları yağla kaç / Elinde bak- raç / Saç yavrum saç... Nesi varmış bunun? Şarkı sözlerini dinlemiyor musunuz? Bu da öyle bir şey işte... - İki kere iki kaç? - Bi dakka, dövizleri bir soralım. Alooo? Doların durumu ne? Markı da söyleyiver. Sizin miktar ne kadardı? Döviz istemiyor musunuz? Bizim işimiz bu kardeşim, kusura bakmayın. Döviz alıp satacaksanız gelin. Ha, sahtelerine de cok dikkat edin, gene sahte dolar sürdüler. - İki kere iki kaç? - İşte biz bundan adam olmuyoruz. Herkes bir şey soru- yor. Bize artık soru lazım değil, bize cevap lazım cevap, anlaşıldı mı? Bu memlekette kesin şart koyacaksın, hiç kimse cevabını bilmediği soruyu sormayacak. Bak ortalık nasıl düzelir. Ama güçlü adam lazım, güçlü. öyle mıymıy- la dımdımla olmuyor. - İki kere iki kaç? - Tamam, siz merak etmeyin. Bir kolaylık yaparız. Bura- da niçin varız? Vatandaşa hizmet için varız. Senin bir der- din var, benim de elimde çarem var. Yalnız biliyorsunuz, danışma ücrete tabidir. Malum, serbest piyasa... - İki kere iki kaç? - Bravo, çok beğendim. Sofistike. Bakın bütün dünya Hamlet'in sözlerine takılmıştır: To be or not to be... Ama sizin söylediğiniz konsept antik çağlardan beri dünyayı yönetir. İyi de kim farkında? Sanat kontrastlardır, ya bilgi? Bilgi de dualite değil mi? Bizde felsefe yok felsefe... Düşü- nen kafalar çıkmıyor. Çok beğendim. Bir gün buluşalım da şöyle enine boyuna konuşalım. Biz artık köşemize çekil- dik... - İki kere iki kaç? - Afedersiniz abi, sizi tanımıyorum. Şimdi durup durur- ken bir şey söyleriz, başımız derde girer. Yo ben kimse- den korkmam, ama böyle gelip de şifre gibi soruverince tuhaf oldum. Bak alınma abim de öyle bir şey dersin, arka- dan açarlar 'Alo Polis'i terörist falan derler, bildin mi? Kim- seye güven olmuyor bu zamanda güzel abim, kusura bak- ma, ben ırfak ufak gidiyorum. Işim var da... - iki kere iki kaç? - Güneydoğu'da üç. Birinin faili meçhul... İlsever kimlik bildirimi istendiğini söyledi 2000'e Doğruya tehdit İSTANBUL (ANKA) - 2000'e Doğru Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ferit İlse- ver, derginin Diyarbakır büro- sunu arayan Diyarbakır Em- niyet Müdürlüğü'nden bir başkomiserin, muhabir Fikret Ulusoy'dan adres ve kimlik bildirimi istediğini kısa bir süre sonra ise kendilerinı Hizbul- lahçılar olarak tanıtan kişilerin büro çalışanlannı ölümle teh- dit ettiklerini açıkladı. İçişleri Bakanı'nın açıkla- malan doğrultusunda Dıyar- bakır'daki basın mensuplanna karşı şüpheli yaklaşımlannı sürdürdüklerini ileri süren Fe- rit İlsever, tehditlerin 2000'e Doğru Dergjsi'nin son sayısın- da yer alan "Halit Güngen'i polis öldürdü" iddialannı içe- ren haber üzerine meydana geldiğini ileri sürdü. Ferit İlse- ver, başkomiserin telefonunun ardından gelen bir telefonla ise dergi muhabırlerinin ölümle tehdit edildiklerini kaydetti. ll- sever, kendilerini Hizbullahçı olarak tanıtan bu kişilerin tele- fonundan üç dakika sonra ise, bürodaki çalışanlara telefonda ayetler dinletildiğini ifade etti. Ferit İlsever, 2000'e Doğru Dergisi Diyarbakır bürosunda görevli muhabirlerle derginin diğer çahşanlannın ölüm teh- diti alünda bulunduklanna dikkat çekerek "Yetkilileri, hukuk devleti iddialan kaldıy- sa, önlem almaya çağınyoruz" dedi. İlsever, dergiye yönelecek herhangi bir saldından hükü- meti, içişleri Bakanlığı'nı ve Diyarbakır Emniyet Müdür- lüğü'nü sorumlu tutacağını açıkladı. PKK'nın hedefi gazeteler ANKARA (AA) - Silahlı ey- leme başladığı tarih olan 15 ağustosu yurdun çeşitli kesim- lerinde gösterilerle kutlamaya çalışan bölücü örgüt PKK'- nın yeni hedefleri arasında ga- zeteler ve bazı gazetecilerin bulunduğu öğrenildi. AA muhabirinin emniyet yetkililerinden aldığı bilgiye göre basın ve yayın organ- lannı polis ve devlet yanlısı ol- makla suçlayan bölücü örgü- tün, Güneydoğu'da yakala- nan bazı militanlannın üze- rinden Ankara'da gazete ve gazetecilere karşı saldın yapa- caklannı belirten bazı belgeler ele geçirildi. Bölücü örgütün, basın organlannı, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anado- lu Bölgesi'nde yayın organ- lannda çalışan bazı kişilerin faili meçhul cinayetlere kur- ban gjtmelerine sessiz kal- makla suçladığı belirtiliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle