Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17 AĞUSTOS1992 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
13
KISLALFNIN KONUGU ERGUN TÜRKCAN
Cumhuriyet cumhuriyettir
Türk Sosyal Bilimler Deraeği Başkanı Prof. Ergun Türkcan, 1962 SBFmezunu.
Kuruluşundan 1974'e kadar TÜBİTAK'taçalıştı. Enerji Bakanlığı'nda
Plan-Koordinasyon Dairesi Başkanlığı, Ankara Belediyesi'nde Hesap İşleri Müdürlüğü
ve Encümen Üyeliği, DPT'de müşavirlik, Hacettepe ve Gazi Üniversitelerinde öğretim
üyeliği yaptı. YÖK'ce üniversiteden ilk istifa edenler arasında yer aldı ve SODEP'e girdi.
Özel sektördeçalıştı ve 1988'de üniversiteye döndü. Halen Gazi Üniversitesi iktisat
bölümünde öğretim üyesi görevinde bulunan Prof. Türkcan, "2. cumhuriyet"
tartışmalan ile ilgili görüşlerini, yazanmız Prof. Ahmet Taner Kışlalı'ya anlattı.
İkinci Cumhuriyet'i
isteyen dostlarımızın bir kısmı sanırım Cumhuriyet'i
istemiyor. Bir kısmı hilafeti, bir kısmı federasyonu,
emperyal devleti veya bir kısmı da, daha küçiik bir
Türkiye ile Avrupa'ya nakli mekanı istiyor
olabilirler. Çok iyi bilinir ki devletlerin isim
değiştirmeleri için rejim değiştirmeleri de
gerekir.
KIŞLALI: Son günlerde yoğunlaşan 2. cumhuriyet tartısma-
Unnı nasıl değerlendiriyorsunuz?
TÜRKCAN: Hatırlarsanız, 27 Mayıs'tan sonra da 2. cum-
huriyet laflan dolaşmıştı ortada; Anayasa yapılınca unutuldu.
Ancak. o zaman bir olay vardı, bir darbe yapılmış ve Anayasa
jeniden yazılmak durumundaydı. Oysa, şimdi, yaz rehaveti
içinde, ortada belirgin bir olay da >ok..
KIŞLALI: Araa, CHP'nin yeniden açüması da önemli bir olay.
TL'RKCAN: Pek tabii. Bu tartışmalann yeniden açılan
CHP'yi yönlendirmek ve biçimlendirmekle yakın bir ilgisi var.
CHP'nin ve bu arada devletin temel ilkelerini sorgulamak ve
mümkünse ortadan kaldırma yolundaki bitmeyen çabalara bir
katkı. Özellikle de devletçilik. milliyetçilik ve laiklik ilkelerini
kaldırmak Altı ilke içinde demokrasi yok diye, bu ilkeleryerine
demokrasiyi ikame etmek istiyorlar. Bu altı ilke, şu veya bu şe-
kilde demokrasiyi doğurmuş ve bir yere kadar geliştirmiştir
ama, bundan sonra, demokrasinin tek başına bu ilkelerden ba-
alannı, özellikle de cumhuriyetçiliği ve laikliği koruyabileceği
çok şüphelidir. İşte, şeklen dahi olsa. böyle bir ilke platformu-
nun ortada kalmasını önlemek için, CHP açılırken, üzerinde,
sağdan soldan, entelektüel bir terör estiriyorlar ki, yeni parti de,
ilkesiz, köşesiz, yumuşak bir şahıs şirketi olsun... Yeni strateji.
"sivil toplum"a ulaş-
mak için devleti iyice
küçültmek. 70 yıllık
niteliğinden arta ka-
lanlan da silmek. Belli
bir liberal aydın kesi-
mi, yaşadiğımız bütün
rahatsızlıklan, nihai
siyasi yapı olan devlet-
te buluyor. Tıpkı,
daha önce, herşeyi
devletten bekleyen
aydın tipinin asimetri-
ği. Devleti azaltırlar ve
cn iyisi kaldınrlarsa
herşey düzelecek.
KIŞLALI: Orada
bir "kutsallaştınlmış
devlet" kavramı ile
karşıiaşıyoruz.
TÜRKCAN: Evet,
Marksist jargonla
"k utsal" diye alay ettik-
lcri devleti, Hegelian
anlamda, kendileri
büyütüp, kutsamış ol-
muyorlar mı? Devlet
nc kulsal, ne de fıktif
bir kavram. Bir top-
lumsal örgütlenme bi-
çimi; askeri ve sivil bü-
rokrasisi var; her canlı
organızma gibi, top-
lumdaki çürümeler-
den nasibini alıyor.
bozuluyor, kınlıyor ve
tamiri de gerekiyor.
KIŞLALI: Yalnız, devlet onarılamayacak kadar bozulmuşsa,
yeni baştan kurulması gündeme geletnez mi?
TÜRKCAN: Çok iyi bilirsiniz ki, devletlerin isim değıştirme-
leri için rejim değiştirmeleri gerekir. Numaralama işini Fransız-
lar icat ettiği için oradan örnek verelim: Napolyon Birinci
İmparatorluğu ilan ediyor; restorasyon; 1848'de devrim var,
Louis Napolyon'un ikinci cumhuriyeti ve yine onun üçüncü
imparatorluğu: Sedan yenilgisi. üçüncü cumhuriyet; Alman iş-
gali ve sonrasında. De Gaulle'ün dördüncü cumhuriyeti ve
yine. onun, 1958'deki beşincisi. Hepsi önemli olaylann, kişilerin
etkisinde. Ama, diğer modern devletler organizmalanndaki ev-
rimleri ve sarsıntılan, yapılannı sağlamlaştırarak atlatmışlar-
dır. Yani Ahmet doğduğunda 1 .Ahmet, ilkokula giderken 2.
Ahmet, üniversiteden mezun olunca 5. Ahmet olmaz. Ahmet
Ahmet'tir; cumhuriyet cumhuriyettir. İkinci cumhuriyet iste-
yen dostlanmızdan bir kısmı, sanınm, cumhuriyeli istemiyor.
Bir kısmı hilafeti, bir kısmı federasyonu, emperyal devleti veya
bir kısmı da. daha küçük bir Türkiye ile Avrupa"ya nakli meka-
nı istiyor olabilirler.
KIŞLALI: Siyasal
değeri var mı bilmem;
bana göre de, cum-
huriyeti numaralama
merakının bilimsel
hiçfoir anlamı yok.
Ama amaçları konu-
sundaki bu suçlama,
biraz haksızlık değil
mi? Daha demokra-
tik, daha dışa açık, çağdaş bir toplumda yaşamak istedikleri söy-
lenemez mi?
TÜRKCAN: Kim istemez ki! Eğer hilafet fılan istemiyorlar-
sa. Tartışma noktası da bu hedefin yollan ve pek tabii, Tür-
kiye'de. devletin niteliği ve işlevi konusunda olacak. Avrupa'da
devlet. modern çağın başında. feodal asiller ile yükselen burju-
vâzi arasında bir aracı, bir mediyatördü. Daha sonra. mutlak
monarşik devletler, daimi ordu. bürokrasi, vergi ve hukuk siste-
mi ile burjuvazinin hizmetine girdi. En büyük hizmeti de, burju-
vaziye iç ve dış pazarlar açmaktı. Bir anlamda devlet burjuvazi-
nin icadıydı. Türkiye'de ise tabiri caizse, devlet, bizim, tırnak
içinde burjuvaziyi icat etmiştir. Hatta işçi sırufını bile. Bütün
bunlan toplayıp. bir milli çerçeve içinde kültür vermeye, mo-
dern bir millet yaratmaya çalışmıştır. İşte burada devletin pek
başanlı olduğu söylenemez. Bu noktada, bütün eleştirilere katı-
lınm. Ancak. bu işin niye iyi pişmediğini araştırmak ve başanya
ulaştırmak varken, birinciye paydos, ikinciye geçelim demenin
anlamı yok. Daha, ABD'de, Fransa'da işi bitmeyen devletin
Türkiye'de işi hiç bitmemiştir. Devleti yenileyip, modernize et-
mek ayn birşey; durdurup yenisini kurmak ayn. Çünkü, dur-
durduğunda. eskisini de elden kaçırabilırsin.
KIŞLALI: Teknik bir neden mi, siyasal bir neden mi?
TÜRKCAN: Yaşamsal bir neden: "İktidar tecezzi etmez"
kuralı. Eski Sovyetlerin ve Yugoslavya'nın hali. Meseleye iki
açıdan yaklaşalım: Siyasi ve iktisadi. Çünkü. sivil dostlar temel-
de iki şey istiyorlar: Ordu. günümüz şartlannda gereksizdir,
küçük bir kolluk kuvveti olarak Milli Savunma Bakanına bağ-
lıyahm; tüm ayncalıklanna son verelim. İki, devleti iktisadi
varlık olarak küçültelim ve bunun için de önce KİT'leri elden
çıkaralım, çünkü, karma iktisada dayalı refah devletinin de sos-
yalist devlet modelinin de modası geçmiştir. Dünya ekonomi-
sinde serbest rekabete dayalı bütünleşme sürecinde, bu tür ano-
maliler bir bizde kaldı. herkese mahcup oluruz. Güzei de. Sa-
karya caddesinde, sadece. erkeklerin bira içüği yan-köylü bir
toplumda, Genelkurmay'ı İçişleri Bakanlığı'na bağlayıp. Milli
Güvenlik Kurulu'nu kaldırmakla ne kadar sivil, yani medeni
olunur, bilemiyorum.
KIŞLALI: Son günlerde moda olan bu deyimi biraz açıklığa
karuşturmakta yarar var. Sizce nedir "sivil toplum"?
TÜRKCAN: Batıdaki burjuva toplum modelı. Batının bur-
ju\a devletinde, tarihten gelen. köklü, evrim yapabilen ancak
»rtadaft trafık işareti gibi kaldınlmayan kurumlar vardır: Par-
lamento, adalet, üniversite, kilise, bürokrasi, dernekler, iş ale-
mi.işçi sendikalan.. Küçük veya büyük, daimi veya geçici ordu-
lar da bu tablo içinde, ama bir kurum olarak yerlerini alırlar.
Bunun yanında insan yığınlan fertleşmişlir, yani 'fert' ortaya
çıkmıştır.
KIŞLALI: Fertleşmekten neyi kastediyorsunuz? Bizde birey
Bizde az fert, çok yığın var. Fert rasyonel seçim yapar, siyasi
aklı duygularmı bastırabilir. Fert olsa, liderler değil, partiler
ve programlar çekim yaratırdı. Kırk yddır konuşulan hep
liderlerdir. Batıda partiler daimi, liderler geçicidir; bizde
liderler daimi partiler onların elbiseleri gibidir.
yok mu?
TÜRKCAN: Bizde az fert, çok yığın var. Fert rasyonel seçim
yapar, siyasi aklı duygulannı bastırabilir. Fert olsa, liderler de-
ğil. partiler ve programlar çekim yaratırdı. Kırk yıldır konuşu-
lan hep liderlerdir. Batıda partiler daimi, liderler geçicidir; bizde
liderler daimi partiler onlann elbiseleri gibidir. Erdal Bey bile,
kısa siyasi hayatında iki-üç parti halletti. Böylece, partiyle tari-
kat arasında fazla fark kalmıyor. Henüz, ümmetten burjuva
millet aşamasına geçü'ğimize fazla emin degilim. Demek istedi-
ğim, demokrasi, belirlenen kurallar içinde, sağlam kurumlar ve
fertlerle oynanır. Burjuva devletinde, ordu, içte ve dıştaki, tarihi
görevini yapmış ve çekirdek kadro halinde kendisine verilecek
görevleri bekleyen bir mekanizmadır.
KIŞLALI: "Tarihin sonu"na geldiğünizi, savaşlann ve ordula-
nn bittiğini miijdeleyen düşünürler de var.
TÜRKCAN: Keşke! Savaşlan kim ister? Ama, arüyor mu
azahyor mu, etrafa bakınca pek iyimser olamıyorum. Bu ayn
bir konu. Söylemek istediğim başka. Bizde ordunun, yukanda
çizilen, burjuva devlet şemasındaki yere uymadığını, herhangi
bir devlet kuruluşundan fazla bir role sahip olduğunu düşünü-
yorum. Türkiye'nin yakın tarihinde, Osmanlı son dönemi da-
hil, sürekli kalan tek kurum ordu; başka hiçbir sivil kurum yok.
Yani Batıdaki tür-
de sivil kurum yok.
Sadece kurum-
laşmış veya kurum-
laşmamış form-
lanyla fslam dini
var. Sivil kurum-
lann çoğu da, or-
dudan çıkmış; meş-
ruüyeti itühatçılar,
cumhuriyeti Kuva-
yi Milliyeciler, or-
duya dayanarak
ilan etmiş ve TC-
nin bütün sivil ku-
rumlannın patro-
najını ordu üstlen-
miştir. İslam dini
gibi 14 yüzyıllık
köklü bir yapıyı,
reformasyon yaşa-
mamış bir bölgede,
laiklikle dengeleye-
bilecek herhangi
bir sivil yapı da
yok. Bu anlamda,
Türkiye'deki tek si-
vil kurum ordudur.
Ama yeteri kadar
sivil değildır. ayn
mesele. Bunun ça-
resi, gerçekten,
köklü, sivil kurum-
lann oluşmasını
sağlamaktır. Bu-
nun alternatifı, ger-
çekten bir rejim de-
ğışıklığıdır ki. adı ikincc cumhuriyet de olmaz. Tabii ki, hilafet
veya federasyon modeli için mantıki ilk adım olduğu açıktır.
KIŞLALI: Bugünlerde bir Anadolu Federasyonu'ndan da söz
edilivor. Bir olabilirlik göriiyor musunuz?
TÜRKCAN: Federasyon Kürtlerin ayn bir devlet kurması
için uluslararası siyasi bir hülle değilse pek akla yakın gelmiyor.
Özellikle. federatif yapılann dağıldığı birdönemde. Federasyon
için. güçlü bir ekonominin çevresinde güçsüzlerin toplanması
gerekir. O zaman da. emperyal devlet statüsü geliyor. Türkiye,
emperyal devlet olamayacak kadar güçsüz, ancak, bir yörünge-
ye girmeyecek kadar da güçlü görünüyor. Belki ilerde, bu işi
düşünecek siyasi eliti ve emperyal teknolojisi olursa, federasyon
gündeme gelebilir. Ancak, bu ekonomik trendleriyle, Türkiye,
pek de ümit vermiyor.
KIŞLALI: 2. cumhuriyetçilerin, bir de devleti ekooomideo
tümden çıkanna sorunlan var.
TÜRKCAN: Sanayileşmiş burjuva düzeninde, yaratılan ge-
lir, fazla adil olmasa bile, kabul görmüş normlar içinde dağıtılır;
kimse devlet yağmasını, vergi rezaletini. rüşvet bataklığını ve
piyangoyu. toplu-
mun asli düzeni say-
maz; iç ve dış tekelle-
rin iktisadi-siyasi
güçleri dengelenme-
ye çalışılır. Ranün
dağılımını, güçlü ve
sürekli bir bürokrasi
denetler. Bizde dev-
letin yani bürokrasi-
nin ekonomiden el çekmesi. her düzeydeki rantlann, belli grup-
lar tarafından yağmalanmasının. üretmeden köşe dönülmesi-
nin gerek şartıdır. Zaten bürokrasi. son 10-15 yıldır hızla tahrip
edildi. Siyasi mekanizmalar her iktidar degişikliğinde, yeteneğe
göre değil, delegeye göre kadrolan değiştirdiler. "Spoil system"
dediğimiz şey. KITlerden merkezi bürokrasiye değin herşey
felç oldu; kalan iyiler, ücret erozyonu ile özele kaçınldı. Bugün
bir KİT genel müdürü, Koç'taki orta-alt kademe ücreti almı-
yor. Sonra da, işte devlet çalışmıyor, işletmeciük yapamıyor
yaygaralan. Ve sonra çok yetenekli prensler gelip, AJnerikan
management sistemleriyle, büyük rant kararlan verip aynhyor-
lar. Sol partiler dahil, koro halinde KÎTlerin saülmasını öner-
memeyi, ama herşeyden önce şu devletçilik lafını yok etmeyi,
modern olmanın gereği saymaya başladık.
KIŞLALI: KİTlerin önemli bir bölümünün iyi çaltsmadığı
açık. Siz özeUeştirmeye tümden karşı mısınız? Yoksa bir bölümü
için özelleştirme düşünûrken, geri kalanlar için. •Şönetime ve so-
rumluluğa katılma" modeli mi öngörüvorsunuz? Biliyorsunuz bu,
benim de içinde bulunduğum son Ecevit hükümetinin "özerkleştir-
me" formülü idi.
TÜRKCAN: Öyle bir inatla iktisat yönetimi olmayacağını
biliyorum. İsterse hepsini satsınlar, isterse 50 tane daha KİT
kursunlar. Ben özelleştirme değil, KİTlerin de gerçek bir 'özel
şirket statüsünde" yönetilmesini, gerekirse iflas etmesini istiyo-
rum. Bak Emin Ağa'dan vergi isteyince, 500 kişiyi atanm, di-
yor; sen de, hangi ICİT'e, 500 kişi daha koyanm, diye baluyor-
sun.. Aslında KIT'ler belli bir piyasa payı ile düzenleyici, iç ve
dış tekellerin güçlerini frenleyici bir işlev yapuklan ölçüde, top-
lum refahına yaptıklan katkılan, görev zararlanndan daha faz-
ladır. Yeter ki, piyasa kurallan içinde çabşıp, nispi fiyatlan boz-
masınlar. Bunun ötesinde, teknoloji yaratmak için, ileri insan
gücü inşa etmek için uzun döncmde, iktisadi devlete ihtiyacımız
olacak. Çünkü, ABD'nin. Japonya'nın, Fransa'nın da hala ih-
tiyacı var. Özetle, önemli olan, devletçilik ilkesi değil; devleti,
temelindeki ilkelerle, yeniden kurmaktır. CHP bunu yapabilir-
se, bir misyon partisi olarak kökenlerine dönmüş olacak, ikinci
Cumhuriyet laflan da kalkacakür. Ama. birleşmeymiş, falan li-
der başa geçmeliymiş, gibi yapay tartışmalar temel perspektifı
gölgelemezse.
KIŞLALI: Birleşmeye karşı mısınız? Herkes bunu tartışıyor.
TÜRKCAN: Herkes siyaset esnafı. piyasaya ne>i sürerse onu
çiğniyor. Birleşme meselesi, takımlardan birinin mirası götür-
me mesölesidir. Eğer, bu takımlar, etrafında birleşilecek kadar
yeterli olsaydı, şimdiye kadar birleşilirdi, yer mi müsait değıldi?
CHP birleşmi evi mi yani? Tersine, annma ve gelecek için yeni
kadrolar toplama aşamasında. CHP, partiler ve rejimler anna-
rak yol alıyor, yoksa köy düğünü gibi, yedi mahalleyi, davul
zurna ile meydana toplayarak değil!..
ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI
AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAN GÜRSES
3
HARBİ SEMİH POROY
tmu
TARtHTE BUGÜN MİJMTAZ ARMAN UAğustos
?OWSCULUK"A KARŞI
19SO'P£ SUSÜAJ, PAPA ZÜ.PlUS,
BlR BİLÛlRlYLB (HUAMMt G£MERlS) TUM İU-
SAUUĞA 'VAROUJŞÇU FELSEF£''(£6&£THNSiYA-
Lİ2M) 'Nin KARÇISINM OtDÜĞUNU DUYUgDU.
2O. YÜZYtLDA, FİLOZOF J£AN-P*UL SAHlflE(SOL-
ÛA) ÖNDE&uğiUDS ÖNEMÜ BİR. AtC/M OLAM
VAROLUŞÇUUIK'UN KÖKEUİ ANTİK PeVİRL£BE
DAYAMlYOfZDU.Bü AKtU, VAROLUÇUN^iZitSEL
ANLAMIUIN ÖTESİMDE, İHSAMN ££fJDr ICEM-
DıMİ İÇTEH YAR. EDiŞ EYLEMi OU>üĞUMU,8U-
NÜU İÇİM DE Ö26ÜR SECMB YAPAgıLMESi-
NİN ĞNEUİNİ B£üei//ORDÜ. BİREySSL HEDEFLE.
RİU DI$INDA ,YAŞAMINBİRAAAACI V£ANLAMI
YOKIÜ.BUNLAKA T»N/il TAMiMAZLIK VE SE-
NEL AMLAKA İNANÇStZUKDA ICATILA8İUROİ..
60 YIL ONCE Cumhuriyef 30 YIL ONCE Cumhuriyet
Yolcu Vapurlan
Inhisan
17 AĞUSTOS 1932
Vapurculuk İnhisan Şirketi
için Büyük Millet Meclisinden
çıkan kanun yann meriyete
gjrecektir.Bu tarihten itibaren
iki ay mühlet vardır.
Vapurculann müracaatı için
bu altmış bir günlük
müddetten sonra bir ay da
vapurlannı satıp satmamak karan vermek için mühlet
konulmuş olduğundan bu bir ay zarfında müracaat eden
vapurculann teklifleri tetkik edilerek saulacak vapurlann
muayene ve kıymetleri takdir edilecektir. Bu vapurlann
muayenesi ile kıymetlerinin takdiri için Loyd Triestino
kumpanyasından bir, Seyrisefain'den iki ve hususi
vapurculardan da iki murahhastan mürekkep olacak heyet te
bugünlerde teşckkül cderek faaliyete başlayacaktır.
Büyük grev karan
Şimal kontluklan mensucat sanayi federasyonunun merkezi
meclisi, mesaisinin umumi suretle tatiline ait talebin teyidi
hakkındaki ehemmiyetli meseleye bir karar vermek üzere
toplanmıştır. Merkezi meclis üç saatten fazla süren bir
müzakereden sonra gelecek cumartesiden evvel vaziyette bir
tebeddül hasıl olmadığı takdirde 27 ağustos cumartesi günü
için mesainin tatilini ilan etmeğe ve bu ilanı federasyona
mensup bütün iplikhanelere teşmil etmeğe karar vermiştir.
Bu karar Lancashire iplikçi ve dokumacılan arasında aynı
zamanda birgrevi intaç edecek ve bu da 500 bin işcinin işsiz
kalmasını mucip olacaktır.
Düşürülen uçaklar
17 AĞUSTOS 1962
Irak uçaklannın hudutlanmıza devamlı birşekilde tecavüze
başlamalan üzenne devriye uçuşlanna çıkan Üçüncü Hava
Kuvvetlerimize mensupjetler bugün yeniden hudut karakol
ve köylerimize tecavüze yeltenen Irakjet uçaklanndan birini
düşürmüşlerdir. Jetlerimiz bu devriye gezisi sırasında dün
olduğu gibi. bu sabah ta üç Irakjetiningöklerimizi ihlal
ettiğini ve Hakkari'nin Sağdere, Yukandere ve Rubarik •
köylerini yeniden bombaladıklannı görerek peşlerine
takılmışlar. ateş açmışlar ve kendilerini Hakkari'nin Uludere
ile Şemdinli ilçeleri arasında kovalamışlardır. Irakjetlerinden
birisi semalanmızı terketmemiş ve üzerine ateş açılan bu
uçağın inişe mecbur kaldığı görülmüştür. Irakjeti Miscan
yakınına mecburi inış yaparak yanmıştır. Olay Miscan
köyünden takip edilmiştir. Diğer bir Irakjeti ise kaçış
sırasında dağlara çarparak Irak'taki Merkhisarcivanna
düşmüştür. Hava Kuvvetleri Komutanı Korgeneral İrfan
Tansel bugün saat 12 de özel uçağı ile buraya gelmiştir.
Tansel,derhal Üçüncü Hava Kuvvetleri Komutanı Reşat
Mater ile görüşmüş ve müteakiben Ankara'dan gelen diğer
subaylarla uzun süren bir toplantı yapılmıştır. Bu sabah
devriyeye çıkanjetlerimizin iki Irakjetini kovalayarak inişe
mecburetmeleri olavı da müzakereedilmiştir. Dün sabah
Rubanok mevkiimize iki Irakjetinin yaptığı ve iki erimizin
şehit düştüğü bir askerimizin de yaralandığı hücum
münasebetile bu sabah Üçüncü Hava Kuvvetlerinde bir
brifing tertiplenmiştir. Müteakiben sekizinci hava üssüne
bağlı 181. fılonun 6'şar uçaklı üç jet fılosu sıra ile Irak sınınna
giderek devriye gezmişlerdir. Diyarbakır hava üssü bu
sabahtan itibaren hanrol durumuna geçmiştir. Bütünjetler
hazırlanmış ve hepsine roketler takılarak cephane
yüklenmiştir. Bu sırada meydanın emniyeti bakımından da
tedbir alınmış ve makineli tüfekler çeşitli yerlere
konulmuştur.
İNŞAAT İŞİ YAPÎIRILACAKTIR.
1 S S Yakınkoy Bahçelı Imarlı Mustakıl Evler Yapı
Kooperatıfı'ne aıt. Yenıhısar Akbuk Saplı ada
mevkıındekı konut ıkmal ınsaatı kapalı teklıf usulu ile
ıhaleyeçıkanlmıstır
2 Işıntahmınıkesıfbedelı 7 500 000 000-TL dır
3 Ihale29 1992Carşambagünusaat 1500deSanayı
CaddesiKuruçesmeSokakKulhanNo 6/38
Ulus/Ankara adresındekı kooperatif merkezınde
yapılacaktır
4 Ihale şartnamesı ve dığer evrak kooperatif
merkezınde, mesaı saatlerınde gorulebılır
5 Ihaleyekatılmak ıçınyeterlılıkbelgesı ahnması
mecburi olup. bu belge için luzumlu sartlar ve belgeler
ihale dosyasında mevcuttur
6 ihaleye gırmek ıçınteklif mektubu ilebırlıkte
a- Yetertilık belgesı.
b) 1992 yılına aıt Tıcaret Odası belgesı
c) Noter tasdiklı imza sirkulerı.
d) Yer gorme belgesı,
e) Kooperatif adına alınmış mektup veya nakten
kooperatifeteslım edılmış 225 000 000 - TL tutarında
geçici temınat verılmesi gerekmektedır
7 Ihaleye katılma belgesi almak ıçın son müracaat
28.8 1992cumagunusaat1500'ekadardır
8 Isteklilerteklıfmektuplarını2 9 1992çarşambagunü
saat 11 00 e kadar kooperatıf başkanlığına
vereceklerdır
9 Telgrafla muracaatlar ve postada meydana gelecek
gecikmeler kabul edilmez.
10 Kooperatifimiz 2886 sayılı yasaya tabı olmayıp,
ihaleyi yapıp yapmamakta ve işi dilediğine vermekte
serbesttır
Keyfiyet ilan olunur
KASETI.
ÇIKTI
B6SİTA" „
CETfl « • * *
OENEL DAĞITIU
VEXPOHT
IMÇ 5 Bk» S20C UnUpam