15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17AĞUSTOS1992PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLEREV DEVAMI 15 GÜNCEL CONEYT ARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada nıyordu. Büyük emeklerle kurduğu partisinin yörüngeden çıkma olasıhğından söz açıyor, "gerekli düzenlemeler ya- pılmadığı takdirde ilerisini pek aydınlık görmediğini" söy- leyerek, bugünkü parti yönetimini karahyordu. Üstelik, seçimle gelen Mesut Bey'in, zamanından önce gitmesine karçı çıkmıyordu. Tersine, zamanından önce görevden ayrılmasındaki tersliğe değinen sorulara, "Parti *üzüğüne göre hareket edilir" diye çok şey ifade eden bir yanıt veriyordu. Ya kapalı toplantıdaki sözleri? ANAP'ın başına geçeceği söylentilerinin alabildiğine dolaştığı şu günlerde Tö, cum- hurbaşkanhğının "terk edilmeyecek makam olmadığını" söylüyordu. Ne demekti bu? Bu, düpedüz Mesut Bey'e işa- ret parmağını sallayarak, "Genel başkanlığa dönmeyece- ğimi sanma" demekle eşdeğerdi. Işte bu gelişmelerle ANAP kulisi çalkalanırken, İnters- tar'ın Mesut Yılmaz ile yaptığı veya Mesut Bey'in yapmayı arzulayıp, düzenlediği özel demeç, birdenbire patladı. Mesut Bey'in demeci, saat 18.30 sıralarında Interstar'a giriyor. Istek üzerine, ana haber bülteninin okunması sona ererken ekrana yetiştiriliyordu. Akşamın o saatlerinde, o demeç, şunu gösteriyordu: Sabah, gazetelerde görünen Mesut Bey gitmiş, Tö'ye doğrudan saldıran başka bir Mesut Bey gelmişti. ANAP Genel Başkanı, elbette Didim'den söz etmiyordu. Ama genel anlamda öylesine konuşuyordu ki, TÖ'den ay- rılmak üzere olduğu yolda, kesin bir davranış gösteriyor- du. Kimi şeyleri de, bugünlerde anımsıyordu. Cumhurbaş- kanı ile uzun süredir uzlaşmaya çalışmıştı. Ne tarafsızlığı, ne de parti işlerine müdahale etmemesi konularında bir türlü anlaşamamışlardı. Evet. Mesut Bey nedense, işte bu aşamadaTÖ'nün görevini yaparken, anayasal sınırları aş- tığının farkına varıyordu. Vurucu cümlelerinden biri şuydu: "Sayın Cumhurbaşkanı duygusal davranan ve şahsi menfaatlarını, parti menfaatları üzerinde tutan dar bir gru- bun etkisi altındadır." Bu cümlenin altında büyük gürültüler koparacak anlam- lar yatıyordu. Bir kez, TÖ'yü kendi başına hareket edeme- yen bir kişilik diye sergiliyordu. ikincisi, kendi gibi düşün- meyenleri ya da TÖ ile kader birliği yapanları menfaatçı diye damgalıyordu. Mesut Bey, bilinçli, bilinçsiz söylediği sözlerin faturasını önümüzdeki zaman içinde ağır biçimde ödeyebilir. Çünkü DU sözlerle partide önemli bölünmeye dek uzanacak siya- sal bir davranışta, kimilerine ağır bir saldırıda bulunuyor. Tam bir bilinçle söylediyse bu sözleri, menfaatçıları açık- lamalt. Ya da bölünmeyi de, Tö'nün daha ağır biçimde karşı saldırısını göze almış olmalı. Sabahtan akşama değişen ANAP manzarası şöyle özet- lenebilir: TÖ ile Mesut Bey arasında gerilen ipler sonunda koptu. Hadi hayırlısı, kolay gelsin. Reuter ajansının iddiası: Afgan Başbakanı Türkiye'de olabilir Bakırköy'de kaıı için kampanya İstanbul Haber Servisi - Ba- kırköy Belediye Başkaru Ali Ta- üp Özdemir son günlerde basın- da yer alan Kızılay Kan Mer- kezfndeki kan stokJannın tamamen tükendiği haberleri üzerine Kızılay'a kan bağışı kampanyası başlatü. Ali Talip Özdemir. Bakırköy Özgürlük Meydanı'na getirilen bir ambu- lansta ilk bağışı yaparak kam- panyayı başlatırken şunlan söy- ledi: "Vatandaşlar kan bulmakta sıkıntı çekiyor. Bu işe müdahale etmek gerektiğine inandım. Önce kendim daha sonra Bakırköy Belediyesi personeli kan verece- ğiz. Bu akınüyı en azından Ba- kırköy"de gjdermeye çalışıyoruz. Artık her ayın ilk haftası kan ba- ğışlama haftası olacak." Sürekli "Bir şişe kan bir can demektir. Bir şişe kan bağışlayıp bir ınsanı hayata kavuşturmak insanlık görevidir" anonslannın yapıldığı meydanda Bakırköylü- ler kan verme kuyruğuna gudi- ler. Kan verme kampanyasına Bakırköy Çevre Gönüllüleri de katıldı. Kan verme kampanyası- nın bir hafta süreceği bildirildi. P i l î i v c r i i n i î D i v r i S i Kültür Derneği'nin 40. kuruluş yüdönümü kutlama töreni ve •* " * • » g l l l l U geieneksel pilav günü dün Belgrad Ormanlan'nda yapıldı. istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen ve fSKİ Genel Müdürii Ergun Göknel'in de ka- tıldığı piJav günü, Samer Mehmet \kif Ersoy Piknik Yeri'nde yapüdı. Pilav gününde bir konuşma yapan Di\riği Kültür Derneği Başkanı Hasan Gürsoy. halk şenliğine dönüşen pilav gününde, insanlar arasında, demokrasi, însan hakları, kardeşlik, barış ve paylaşım bilincinin geliştiğine inandığını söyledi. İstanbul'un çeşitli semtlerinden kalkan 80 otobüs ve özel araçlar- la piknik yerine gelen Divriğililer, 15 kazanda pişen etli bulgur pilavından yediler. Divriğili bir çok sanatçı ve siyasetçinin katıldığı şenlikte, el sanatlan, resim sergileri ile kitap stantlan yer aklı. İstanbul'da yaklaşık 50 bin DivTİğilinin bulunduğu sanılıyor. AGİK, Bosna-Hersek'te etnik temizliğe son verilmesini talep etti BosııaVa güvenlikli bölgeANKARA(CumhuriyetBûro- tirme olasıbğının bulunduğunu su) - Avrupa Güvenlik ve İşbırli- da kaydediyorlar. ği Konferansı (AGİK), Tür- Bu faktörlerin başmda, Pa- kiye'nin önerisi üzerine, Bosna- j ' i ABD d i H k ' S l d l d niç'in ABD vatandaşı ve işada- mı olarak ABD hükümeti üze- rindeki etkinliği ve VVashing- ton'un tam desteğine sahip olması gösteriliyor. Bu durum. Panic'in manevra alanını geniş- letiyor. Aynca. Sırbistan'daki kamuoyunun. aydınlann ve gençlerin, Miloseviç'in önerdiği tutuklama kamplannın derhal kaü Sırp milliyetçiliğine karşı ol- kapaülmasını da talep etü. masının, ılımlı poliükalar ürete- Dışişleri Bakanlığı'nca dün b U e c e k P a n i Ç < i n güçlenmesini yapılan yaalı açıklamada. ara- sağlayabıleceğı yorumu yapıh- • — yor. Kamuoyu ile birlikte kıhse- nin de Miloseviç'e karşı çıkıyor Hersek'te Sırp saldınlan nede- niyle evlerini terk edenlerin geri- ye dönüşünün sağlanması için "uluslararası denetim alünda güvenlikli sığınma bölgeleri" kurulmasını kararlaşürdı. AGİK, Bosna-Hersek'teki "et- nik temizlemeye" son verikrek. tSLAMABAD (Ajanslar) - Afganistan'ın başkenti Kâbil'- de Hizb-i İslami kuvvetleri ile hükümete bağlı birlikler arasın- daki şiddetli çatışmalar tüm yoğunluğu ile sürerken, Devlet Başkanı Burhaneddin Rabbani dün Başbakan Abdüssabur Fe- rit'i görevden aldı. Hükümetin Hizb-i İslami kanadından olan Başbakan Ferit'in Suudi Ara- bistan ya da Türkiye'de olabile- ceği öne sürüldü. Reuter'in diplomatik kay- naklara dayanarak verdiği ha- berde, Ferit'in İran'a yaptığı resmi zdyareti tamamladığı ve HAVA DURUMU Tahran'dan Suudi Arabistan ya da Türkiye'ye geçtiğinin sa- nıldığı bildirildi. Ferit, Afganistan'da komü- nist yönetime son verilmesinin ardından mücahit gruplar tara- fından oluşturulan hükümette- ki başbakanlık görevine. Gül- beddin Hikmetjarliderliğinde- ki Hizb-i İslami grubu tarafın- danönerilmişti. Çatışmalar nedeniyle baş- kent Kâbil'deki yerli halk ile birlikte yabancılann da kenti terk ettigi bildirildi. Kentteki BM görevlilerinin de kentı ierk edenler arasında olduğu açık landı. İannda Türkiye'nin de bulundu- ğu 11 ülkenin isteği üzerine 13-14 ağustosta toplanan AGİK Kıdemli Memurlar Ko- mitesi'nin Prag'da yapüğı ola- ğanüstü toplanüda, aynca, in- san haklan ihlallerini incelemek için bir raportörler heyetinin Bosna-Hersek'e gönderilmesi- nin kararlaşünldığı da bildirildi. Türkiye, Bosna-Hersek'teki çatışmalara kahcı çözüm bulun- ması çabalannda Sırbistan ve Karadağ cumhuriyetlerinin oluşturduğu Yugoslavya'nın Başbakanı Milan Panic'in "gö- zardı edilmemesi" gerektiğini düşünüyor. Dışişleri çevreleri, Sırplar üzerindcki kontrolün, Sırbistan Başbakanı Slobadan Miloseviç'in elinde olduğunu ve Panic'in Sırbistan üzerindeki et- kinliğinin tartışmah olduğunu kabul etmekle birlikte, bu ülke- deki çeşitli faktörlerin Panic'i ülkenin bir numarası haline ge- TURKIYE'DE ş olması, Panic'in elindeki bir baş- ka kozu oluşturuyor. Ankara, bu nedenlerle, Pa- nic'e şans tanınması gerektiğine inanıyor. Panic'in ziyaretinde görüş birliğine vanlan konular- da ne gibi ilerlemeler saglanaca- ğı, Türkiye tarafından yakından izleniyor. Panic'in Ankara'ya yapüğı zi- yaret sırasında, Bosna-Hersek'- teki çaüşmalann durdurulması ve soruna kalıcı çözüm bulun- masına yönelik olarak iki taraf arasında çeşitli konularda görüş birliği sağlanmıştı. Bunlar ara- sında Yugoslavya'nın, eski Yu- goslav cumhuriyeü Bosna-Her- sek'ten toprak talebinin bulun- mayacağı; Bosna-Hersek'in şimdiki sınırlanyla tanınması; tüm ağır silahlann kaldınlması ve BM personeline teslim edil- mesi; insani yardım için güvenli DÜNYA'DA yevre Bakanhğı Meteo- roloji Genel Müdüıiûğû'- nden aJınan bilgıye göre bütûn bölgelenmız az bu- lutlu ve açık geçecek. Ha- va sıcakiığında önemli bir değişiklik olmayacak. Rûz- gâr, kuzey ve doğu, yur- dan güneyinde gûney ve batı yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette esecek. Denizlenmizde rûzgâr, Doğu Karadeniz ile Ege'de yıldız ve poyrazdan 3-5, yer yer 6 kuvvetinde, saatte 10-21, yer yer 27 deniz mili hızla esecek. Van Gölü'nde hava, açık ve az bulutlu geçecek. Amsteröam Amman Atna ıBaOdat iBrûksel ıCenevre IFrankfurt llefcoşa ıPetefsburu ilondfa lUadnd sısiı B-bulütkj G-gunejb K-karlı S-sst 'Moskova Mûnih Osto Pans Prag Rıyad Roma Vıyana Zünh 2 1 o 37° 35° 40° 22° 24° 22° 40° 24" 20° 27° 30° 26° 23° 19° 24° 25° 44° 31° 26° 25° koridorlann oluşturulması; sa- vaş tutsaklan ve gözalündaki kişilerin sınırlama ve sayıya bağ- lı olmaksızın değişürilmesi, ayn- ca. soruna çözüm bulunmasına yönelik görüşmelerin "kuvvet kullarularak sağlanan sonuçlara dayandınlmak istenmesinin ka- bul edilemeyeceği" gjbi ilkeler yer alıyor. AGİKdevrede Dışişleri Bakanlığı'ndan dün yapılan açıklamada, AGİK Kı- demli Memurlar Komitesi'nin 13-14 ağustos tarihleri arasında Prag'da yapüğı toplanüda Bosna-Hersek ile ilgili 4 karar kabul ettiğini bikürdi. Açıkla- mada, alınan kararlar şöyle özetlendi: "Söz konusu belgelerde, Bosna-Hersek'teki tutuklama kamplannın derhal kapaulması talep edilmiştir. Kamplar ve di- ğer insan haklan ihlallerini ince- lemek için bir raportörler heyeü- nin Bosna-Hersek'e gönderil- mesi kararlaşünlmışür. Aynca, etnik temizlik hare- ketlerine son verilmesi istenil- miştir. Türkiye'nin yaptığı bir öneri üzerine, Sırp saldınlan sonucu evlerini terk etmek zorunda ka- lanlann dönüşlerini sağlamak amaayla Bosna-Hersek'te ulus- lararası denetim alünda güven- likli sığınma bölgeleri (safe ha- vens) oluşturulabileceği kabul edilmiş ve bu bölgelerin oluştu- rulması imkânlannın ivedilikle incelenmesi kararlaşünlmışür. Toplanüda, Kosova, Sancak ve Voyvodina'daki geüşmeler de ele alınmış; bu bölgelerde duru- mun gittikçe kötüleşmesinden ve Bosna-Hersek'tekine benze- yen gelişmeler olması ihtimalin- den duyulan kaygılar belirtilmiş ve anılan üç bölgeye uzun sürelı heyetler yerleştirilrnesi kararlaş- ünlmışür." Açıklamaya göre, söz konusu toplanüda, Bosna-Hersek'teki ağır silahlann denetiminde AGİK'in rol alması yönünde BM Genel Sekreteri'nin yapmış olduğu talebe olumlu ara yanıt verilmesi de karara bağlandı. AGİK'in, bu konuda neler yapı- labileceği Viyana'da toplanacak bir çalışma grubu tarafından be- lirlenecek. Toplanüda aynca, Türkiye'nin de üyesi bulunduğu 11 ülkeden oluşan kris yönetim grubunun görev alanı genişletil- di Panic'den Demirel'e övgü Öte yandan geçen bafta An- kara'ya ani bir ziyarette bulu- nan Yugoslavya Başbakanı Milan Panic, Başbakan Süley- man Demirel'i "ılımlı bir Müs- lüman ve modern bir devlet adamı" olarak nitelendirdi. AA'nın haberine göre ülkesinin ikinci büyük gazetesi Borba'ya özel bir demeç veren Panic, De- mirel'in Bosna-Hersek Devlet Başkanı Alia İzzetbegoviç üze- rinde büyük bir nüfuza sahip olduğunu savundu. Panic, "Görüşmelerin daha başında Demirel bana sa- mimi bir biçimde, tüm milis gruplan silahsızlandırmak amacıyla Yugoslav ordusunu Bosna-Hersek'e gönderip gön- deremeyeceğimi sordu. Çünkü, o, kan dökülmesıni istemiyor- du" dedi. Milli Savunma Bakanı Nev- zat Ayaz, Bosna-Hersek konu- sunda uluslararası kuruluşlarca alınan kararlann, başından be- ri "meseleye silahlı bir mücade- lenin gerektiğini" ifade eden Türkiye'nin düşündüğü istika- mette geliştiğini gösterdiğini belirterek "Meseleyi her şeye rağmen bir çözüme doğru gö- türme yolunda gecikmiş de olsa alınan müdahale karan sevin- dirici olmaktadır" dedi. Milli Savunma Bakanı Ayaz, Bosna-Hersek konusunda, AGİK, AT ve NATO'nun bir- takım çalışmalar içinde bulun- duklannı ve bazı kararlar alın- dığını hatırlatarak şöyle konuş- tu: "Özellikle NATO'nun alaca- ğı karar çok önemli. NATO'- nun, müdahale şeklini tespit ederek belirli bir gücün, süratle devreye girmesini sağlamasın- da büyük yarar vardır. Türkiye olarak bunu bekliyoruz." GOZLEM UĞUR MUMCU • Baştarafi I. Sayfada Milletvekillerini bizler seçiyoruz ya da seçmiş sayıhyo- ruz, sonra da bu milletvekillerinin aritmetik toplamı olan parlamentoyu eleştiremiyoruz. Ortaya attığı kuramlarla Kamu Hukuku'nda devrim ya- pan Fransız hukukçusu Duguit "eğer" diyor "bir karar 500e karşı 1000 oyla alınmışsa gerçekten 1000 kişinin iradesiyle öteki 500 kişiye hükmetmiş olurlar. Bu takdir- de sizin millet egemenliği dediğiniz nesne 1000 kişinin elinde demektir. Ve 1000 bireysel irade öteki iradelere hükmetmek savındadır. Bu da kraiın iradesi ile tebaasına hükmetmek istemesinden daha az haklı bir sav değildir. Millet egemenliği sadece azınlığın çoğunluğun iradesi- ne girmesi demektir". TBMM'de soruşturma ve araştırma önergeleri ile ilgili oturumları izlerken Fransız hukukçusu Duguit'in "millet egemenliği öğretisi, kraiın ilahi hakkı yerine, milletin ila- hi hakkını geçirmekten başka bir şey yapmamıştır" satır- larını anımsarım. Gazetecilik yaşamımda birçok yolsuzluk dosyası ya- yımladım. Bunlardan bir kısmı TBMM'de soruşturma ve gensoru konuiarı da oldu. Hepsinin de ortak yazgısı, ço- ğunluğu oluşturan iktidar partisi milletvekilleri tarafından verilen oylarla soruşturma ve gensoru önergelerinin reddedilmeleriydi. Siz istediğiniz kadar yazdığınız konulan belgeleyin ve savlarınızı bu belgelerle kanıtlayın. Çabanız boşadır. "Kabul edenler-etmeyenler, önerge reddedilmiştir"! Hep aynı sonuç... Hangi iktidar milletvekili çoğunluk oyianna karşı gele- bilir? Gazeteci Reşat Yazıcı dostum, bu ret oylamalannı araştırarak konuyu somut ve can alıcı somut örneklerle öyküleştirdi. Bu bir araştırmacı gazetecilik türüdür. Yazıcı dostum, bu çalışması ile de yasama organının denetim görevini neden yapmadığını somut örneklerle gözler önüne sererek eksikliğini duyduğumuz araştır- malardan birini de yapmış oldu. Bu kitaptan eski ve yeni milletvekilleri ile seçmenlerin alacakları çok dersler var. Biz seçiyoruz, biz denetleyemiyoruz. Bu modeli nasıl değiştireceğiz? Elinizde tuttuğunuz bu kitabı okuyarak birlikte düşüne- lim.. Oldürülen şoförün evinde M Baştarafi 1. Sayfada vardı? Siyasetle hıçbır ilgisi yoktu" Keçiören'deki üç kath evin giriş katında yas var. Önceki gün bir polis memurunu öldü- ren saldırganlar arabasına bin- diğınde. kontağı kapattığı için öldürdukleri 27 yaşındaki Bilal Şahin'in akrabalan, arkadaşla- n, komşulan evde toplanmış. Kadınlar içeride ağkvor, erkek- ler kapının önünde. Yüzlerde aanın yanında öfke, hınç oku- nuyor. Bilal Şahin'in dayısı Şükrü Özbek, kızgınbğını gizle- miyor: "Kalleşçe arkasından vur- muşlar. Vatan haini, çete bun- lar. Çoluk çocuğumuzu sokak- ta gezdiremeyecek miyiz? Bunlann cezası verilsin. Bunla- nn sosyal demokrasiyi, sosya- lizmi savunan insanlar olduğu- na inanmıyorum. İnsana değer vermiyorlar. Kandınlmış, saül- mış garipler bunlar. Bunun temeli meclise dayanıyor. Teti- ğe dokundurtanlar mecliste." Şükrü Özbek, devlete karşı olmadıklannı, ancak kendileri- ne de sahip çıkılmasını, vatan- daş olarak korunmak istedikle- rini söylüyor. özbek, "Devlete bir değil, 100 şehit feda olsun. Ama bu savaş değil, düşman kim, düşman nerede" diye so- ruyor... Evdeki kadınlar da, benzer duygular içinde. Gözyaşlanna bağınşlar, sitemler, öfke dolu sözcükler kanşıyor. Hiçkimse, "kentin göbeğinde, siyasetle hiçbir ilgisi olmayan, gencecik Bilal Şahin'in ölümünü" an- lamlandıramıyor. Bilal Şahin'- in teyzesi beddua ediyor. Adını söylemiyor, sadece söyledikle- rini yazmamızı istiyor: "Elleri kınlsaydı. Besleyip besleyip sokağa salmasınlar bunlan. Meclisin içinde arasın- Top yuvarlaktır... Ama kazanan da dörtköşe! Bir düşünün...^ liraya ne alabilirsiniz? Ev \m Araba Bisiklet • Gazoz Hiçbiri CZH Belki de Spor Toto ve Spor Loto'nun her kolonu sadece 1OOO lira... Ve her kolonu ayrı bir şans. Belki de öbür haftanın zengini sizsiniz. mı m•mIOM &»'SPOR TOTO LOTO - ALO BİLCSI IŞBİRLİGI MAÇ NETİCELERİ: BOO 9OO 221 DEĞERLENOİRME SONUÇLARI: 9OO 9OO 222 I Türkiye1 nın her yennden dakıkası sadece 5B3aTL-d.r lar bunlan yapanlann kökünü. Yavnımuzu şehit ettiler. Ettik- leri yanlanna kalmasın." Bilal Şahin'in annesı Zeliha Şahin için arük sözcükler tü- kenmiş. Gözleri uzaklara dah- yor ve durup durup, "Yavrum suçsuzdu. Devlet de onlann köklerini kurutsun. "sözlerini yineliyor. Zeliha Şahin'in dev- letten bir isteği daha var: "Kızım Meral Şahin emniye- te iş için müracaat etmişti. Onu işe soksunlar" Şahin ailesinin acısını, Bilal Şahin'in Mecidiye taksi dura- ğındaki arkadaşlan da paylaşı- yor. Onlar da üzgün, öfkeli. Bekâr olan ve bir ayı aşkın süre- dir işsiz olan Bilal Şahin'in cuma günü gece yansından sonra taksi durağına uğradığı- nı, orada bir arkadaşının da "Ben yorgunum. Bu gece sen çalış, harçhğını çıkar" dediğini anlatıyorlar. İşte Bilal Şahin'i ölüme götüren süreç böyle baş- lamış. O gece sabaha kadar ça- hşmış sabah evine gidip anne- siyle kahvalü etmiş. Şonra evden çıkmış, arabasına bir sal- dırgan binmiş. Kontağı kapa- tınca. saldırgan başına dayadığı tabancasını ateşlemiş. Bilal Şa- hin'in 27 yılhk yaşam öyküsü de böyle noktalanmış. Şimdi Bilal Şahin'in Keçiö- ren'deki evinden de, Mecidiye taksi durağındaki arkadaşla- nndan da aynı ses yükseliyor: "Suçlular cezasız kalmasın. Bu sefer de protestolarla yeti- nilmesin. Kanı yerde kalmasın:' AKTAŞ M Baştarafi 1. Sayfada dönümlük araziler ise Pendik Belediyesi'nin müca- vir alanı sınırlan içinde. Demi- rören, Yayalar'daki arazinin Aktaş tarafından tellerle çevril- diğini, ancak Pendik Beledi- yesi'nin bu tel çitleri 6-7 ay kadar önce yıktığını anlatü. Bu arazilerin Pendik Belediyesi'ne ait olduğunu vurgulayan De- mirören, bu şirketin arazileri işgal edip eünediğinin anlaşıl- ması için belediyenin imar plan- lanna bakmanın yeterli olaca- ğını söyledi. Yunanlılar • Baştarafi 1. Sayfada 1943 yıhnda Kanada Deniz Kuvvetleri için korvet olarak inşa edilen gemiyi, Onassis 1953 yıhnda satın alarak yü- zer bir saray haline getirmiş ve kızı Christina'run adını ver- mişti. Banyolannda altın musluk- lar, erkek balina densinden ba koltuklan, paha biçilmez tab- lolar ve mobilyalarla donatı- lan Christina, 1978 yıhnda Yunan devletine hibe edil- mişti. Yunan devletinin eline geç- tikten sonra adı Argo olarak değiştirilen yüzer saray. sade- ce dört kez kullanıldı. Askeri kimliğimi ve Ak kartımı kaybettim. H-ıkümsüzdur GÖNÜLALACA Nüfus cüzdanlarımı/ı kaybenik. Hukümssızduı NURCAS ÜSAL SERKANÜNAL ESRA ÜNAL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle