Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Sal
Cumhuriyet!
Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik Turk Anonım Şırketı adına Berin N*di tstanbui Haberlen: Şeoay Kalkao, Dış Haberler: Ergna Balcı, Iş-Ekonomi. Şukran Keleaci, Yurt
• Genel Yayın Yönelmenı Ölgen Acar • Genel Yayın Koordınatörü: Hikroet Ç«tinkaya Haberlerı. Mehmel Saraç, Kultur. Ccial L'sler, Makaleler: Sami Karaoren, Spor Abdıılkadir
Yaa Işlm Mudurlerı. Fosun Özbllgen (Sorumlu), Ctlal Başlangıç (Haber) • Görsel Yncdman, Duzcltme: AbduUah VazKi • Muessese Mudur V.: Erol Erkul • Koordınatör.
Yönetmen: Ali Acar • Duzenleme: Mustafa Saglamer • Ankara Tcmsılcısı: Cuncyt Ahmet Konılsan • Muhasebe- Buknt Yener • tdare: Hiscyin Gürer • lşletme: Öadcr Çdik •
Arca>urek, Haber Müdurlerr Muslafa Balbay, lşık Kaıtsu. l/mır Temsılcı V. Serdar Kızık, Bılgj-lşlem: Nail Inal Bılgısayar Sıslenv MunıvcC ÇUer • Personel: Sevgi Bostaacıoglu
Adana Temsdcısı: Çttia Yigenotiu • Reklam: Reha Işıtman • Dış llışkıler: HuJy» Akyol
Basan ve Yayan. Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. Turkocağı Cad.'
39/41 Cağaloglu 34334 Ist PK 246 lstanbul. Tel: 512 05 05 (20 hat), Telex:
22246, Fax. (1) 526 60 72 • Burolar Ankanu Z. Gökalp Blv. lnkılap S. No:
19/4, Tel. 433 11 41-47, Telex- 42344, Fax: (4) 433 05 65 • Jzmir H Ziya Blv.
1352 S. 2/3, Tel. 83 12 30, Telex: 52359, FaxL,C51) 89 53 60 • Adaaa: tnönü
Cd. 119 S. No. 1 Kat 1, Tel: 19 37 52 (4 hat), Telec: 62155, Fax: (71) W 25 78
TAKVİM: 16 AĞUSTOS 1992 İmsak:4 30 Güneş: 6 07 Oğle:13 13 tkindı: 17 02 Aksam: 20.09 Yatsı: 21.40
Almanya'da
hakaretcezası
• FRANKFURT(AA)
-Alman polisine el ve lafla
hakaret etmenin cezası cep
yakıj or. Cezalar, 60
marktan başlayıp 2 bin
marka kadar yükseliyor.
Panr aklanna sahip
olamayıp, işaret parmağını
şakajpna dayayarak ceza
yazan polise 'sen delisin'
hare».etini yapmak,
otomobil sürûcüsüne bin
marka mal oluyor. En
düşü,|ü 60 en yükseği 2 bin
mark olan hareketlerin
çeşitl ;ri ve cezalan ise şöyle:
-"Bir psikoloğa görünseniz
iyi olacak" 60 mark,
-"İşgüzar" 200 mark,
-"Ay ı" 450 mark, -" Aptal
herif 500 mark,
-"Saçmalama" ya da "K
yala" 600 mark, -" Budala,
salak" 900 mark,-"Kuş
beyinli" ya da "sen delisin
işareti" 1000 mark,-"İt
sürüsü" 1800 mark.
Mobil telefon
• STOCKHOLM (AA)-
Isveç'e mülteci olarak gelen 4
sığmmacı.geliştirdikleri bir
teknikle mobil telefona sahip
bir kişinin hatüna gjrerek, 1
milyon kronluk (yaklaşık 2
milyar 300 milyon lira)
telefon görûşmesi yaptılar.
Norveç'te oturan bir kişinin
kullandığı mobil telefon
hattına, geliştırdikleri
sistemle ginneyi başaran 4
mültecinin, ülkeleriyle4ay
boyunca telefon görûşmesi
yapmayı başardıklan
bildirildi. Sahtekarliğın,
Norveçli mobil telefon
sahibine gelen yaklaşık 1
milyon kronluk telefon
faturası üzerine İsveç Telefon
İdaresi ile Norveç Telefon
İdaresi'nin ortaklaşa
yürüttüğü çalışma sonunda
ortayaçıkanldığı belirtildi.
Mobil telefon hattına
girmeyi başaran 4 mülteci
gözaltına alınarak
mahkemeye sevkedildi.
TUİ'den ödül
• İZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu) - Avrupa'nın en
büyük turoperatörlennden
olan TU İ (Tounstik Union
Internalional). Bodrumlu
Gönüllüler Derneği'ne
çevre ödülü verdi. Odülle
birlikte Bodrumlu
Gönüllüler'in çevre
etkinliklerini desteklemek
amacıyla 40 milyon liralık
bağışdayapılacak. 19
ağustos tarihinde
Sangerme'deki Iben
Oleli'nde gerçekleştirilecek
ödül törenine TUIadına
şırketın çevre müdürü Dr.
Wolf Mıchael Iwand
katılacak.
Kapadokya
• NEVŞEHtR
(Cumhuriyet) - Kapadokya
bölgesınde bulunan müze ve
ören yerlerini bu yıhn ilk 7
ayhk bölümünde 385.802'si
yabancı, 224.997'si de yerli
olmak üzere toplam
610.799 turistın ziyaret
ettiğı bildirildi. Nevşehir
Kültür Müdürlüğü
yetkılileri, Göreme Açık
Hava Müzesi başta olmak
üzere, Zelve örenyeri,
Özkonak, Derinkuyu ve
Kaymaklı yeraltı kenti ile
Çavuşin kilisesini geçen
yıhn ilk 7 aylık bölümünde
,329.557 yerli ve yabancı
turisıin ziyaret etmesine
rağmen, bu yıl bu rakamın
610.799'aulaştığını
söylediler. Yetkililer,
müzeleri ziyaret eden
turistlerindemüze
gjşekrinebugüne kadar 3
milyc.r 132 milyon 224 bin
lira g.;lir bıraktıklannı da
söylediler. Kapadokya
bölgtsini bu yıhn sonuna
kadar yaklaşık 1 milyona
yakın yerli ve yabancı
turistin ziyaret etmesi
bekleniyor.
Astımın
nedeni
• LONDRA (AA) - fngiliz
bilim adamlan astım. saman
nezlesi vealerjik hastalıklara,
annede bulunan genlerin
sebep olduğunu ortaya
çıkardılar. îngiliz tıp dergisi
The Lancet'te yer alan bir
makalede, Oxford
kentindeki John Ratcliff
Hastanesi
araştırmacılanndan Dr. Bill
Cookson ve Dr. Julian
Hopkin'in 723 astım, saman
nezlesi ve çeşitli alerjilerden
şikayetçi gençler üzerinde
yaptıklan araşürma sonucu
bu hastahklann annenin
kromozomlannda bulunan
bir genden kaynaklandığıru
bilimsel olarak kanıtladıklan
belirtildi. İngiliz bilim
adamlan çocuklann söz
konusu hastalıklan
babalanndan kalıtım yoluyla
almalan ihtimalinin iseçok
zayıf olduğunu belirlediler.
Trajik ölümünün unutulmaz kıldığı modern dansın anası İsadora Duncan. Aşklar ve aalarla dolu bir yaşam
Isadora, bütünyollaryaıılış ııııydı?
Vanessa Redgrave İsadora rolünde. Yanında Serge
Essınine'i oynayan Oleg Menshikov.
Isa<k>ra, kendine özgii bir dans yaratmtştı. Antik Yu-
nan giysileri içinde çıplak avakİa dans edivordu.
NECLA SEYHUN
Eski bir yabancı derginin yapraklannı çevırirken çıktı karşıma. Sayfanın altında
küçücük bir renkli resim. Mavi, upuzun bir eşarba sannmış bir sanşın kadın:
Vanessa Redgrave. Yirmi iki yıl aradan sonra, isadora Duncan rolünü
oynuyormuş Londra sahnelerinde. Göz kamaştıncı bir başanyla...
isadora Duncan!.. Modern dansın anası. İnişlerleçıkışlarla; alkışlar,
küçümsemeler. asklar ve nefretlerle. skandallar ve acılarla dolu bir vasam.. Trajik
ölümünün busbütün unutulmaz kıldığı bir sanatçı: İsadora Duncan...
isadora Duncan deyince eşarp, eşarp deyınce isadora Duncan!..
Arabada gjderken boynuna sanlı eşarbın uçuşan ucunun arka tekerleğe sanlması
sonucu boğularak ölen bu modern dans ustasıru kim unutabilir?..
Ne yazgı!..
Troyat der kı: "Tann, insan ömründe yalnızca önemli duraklan işaretlemiştir.
İnsanoğlu bu duraklara varmak ıçin gereken yolu kendi seçer."
Öyle midir acaba? Gerçekten bizim v erdiğimiz kararlar, bizim seçtiğimiz yollar
mıdır bizi mutlu ya da mutsuz eden?..
isadora Duncan 1878 yılında Amerika'da doğdu. San Francisco'da, deniz
kenannda bir evde... "Bana dans etme tutkusunu, birbirini izleyen dalgaiar
verdı..." diye anlatacaktı yıllar sonra. Arkadaşlanna dans öğretmeye
çabaladığında altı yaşındaydı daha. Annesi piyanoda ona eşlik ederdi.
Fakir bir aileninçocuğuydu isadora Duncan. Annesi piyanodersleri veripdört
çocuğunu geçindirmeyeçalışıyordu. Belli başh biryerleri yoktu. Üçgün orada, beş
gün burada. Tam birgöçebe hayatı. Babası, İsadora doğduktan az sonra, evde
istenmeyen adam ilan edılıp çekıp gıtmışti. Teyzesi. babasından söz ederken,
"Baban. anneninhayatını mahveden şeytanın bıriydi" derdi. Bu nedenleküçük
kız, yıllar yılı boynuzlu-kuyruklu bir şeytan düşledi baba yerine.
Ta ki boynuzsuz ve kuyruksuzgerçek baba birgün evin kapısını çalıncaya dek.
Çoluğuna çocuğuna biraz huzur, biraz rahatlık. bir güzel yuva "tattınp" kaybolup
gidecekti yeniden.
Bir yangında tek çöpsüz sokaİüa kalınca, oradan buradan, kendilerine acıyan
zenginlerden üç kuruş beş kuruş toplayıp, hayvan taşıyan bir gemi ile Londra'nın
yolunu tuttular.
Kendilerini mutsuz eden bu topraklardan, kaderlerinden, fukarabktan
kaçıyorlardı. Londra'da bir hayli bocalamadan sonra, Isadora şık, zengin ve soylu
kişilenn salonlannda dans etme olanağına kavuştu. Dansa getirdiğj yeni solukla
ilgi çekiyor, alkış topluyordu.
Alkışlaralkışlan, ülkeler ülkeleri izledi. Paris, Berlin, Budapeşte, Viyana, Münih...
Ama asıl Yunanistan'a yaptığı gezıden sonra Antik Yunan'dan etkilenip yepyeni
bu stile yöneldi. Eski Yunan giysileri içinde çıplak ayakla dans edivordu artık.
19O5'te ilk kez Rusya'ya gitü. İlk kez aşık oldu o yıl birdekoratöre. Bir kızı oldu.
Sonra bir başkaaşk... Bir milyarder. Ondan da bir oğlu oldu. Milyardenn
ısrarlanna karşın evlenmekten korkuyordu. Danlıp banşmalarla, fırünalarla
sürüyordu aşkı.
Sonra bir gün, çocuklan, nehre uçan bir arabanın içinde boğularak öldüler.
Intihann eşiğine kadar geldi. Çok zor topladı kendini. Yeniden dansa döndü.
Okullara ve turnelere... Ama büyü bozuhnuştu artık. Eski süksesi yoktu. Sonra bir
başka çocuk, sonra onun ölümü.
1921 'de bir Rus şairi ileevlendi. Serge Essenine'Ie. Ne fırtınah aşk!.. Kendisinden
17 yaş küçüktü kocası. Isadora'nın "kızıl düşünceler"inden ötürü aşağılandığı
yıllar... Amerikan vatandaşlığından atıldı. Serge ile Nıce'e sığındı. Ama kocası
sinirli, bunalımlı, alkolüc biri olmuştu. Isadora'yı terk ettikten az sonra
Leningrad'da intiharetti...
48 yaşındaydı artık isadora. Yalnızdı, yorgundu. Geride kalan kısa parlak
dönemlerin. alkışlann arasında aalar, aalar ve acılar vardı. Parasızhklar,
bunahmlar, ihanetler, aşağılanmalar ve ölümler...
Bir gece araba ile dolaşmak için çıktı. Boynuna sanlı uzun eşarbın uçlan arkasında
uçuşuyordu. Ve birden eşarbın ucu arka tekerleğesanldı. Oracıkta öldü isadora..
Bütün yollar yanlış mıydı?.. Modern dansın Uk adımlarını isadora Duncan attı.
Evliliğe
hazırmısınız?
ATİNA (AA) - İnsanlar çe-
şitli nedenlerle evleniyorlar.
Peki, siz ne için evleniyorsu-
nuz? Ve bu evliliğe gerçekten
hazır mısınız?
Evlilik için öne sürülen baa
şartlann geerçekte "bela ara-
makla eş anlamh" olduğuna
inanan uzmanlar, gençlerin
bu hususlarda dikkatli dav-
ranmasını istiyorlar.
İngiltere Psikoterapistler
Derneği Sözcüsü Jill Curtis'e
göre evlilik için öne sürülen
gerekçelerin başında bozul-
makta olan bir 'ilişkiyi onar-
mak' geliyor.
Curtis, "eğer evlenirsek her
şey düzelir" düşüncesinin de
yanlış olduğunu ve evlilik
öncesi verilen sözlerin genel-
likle yerine getırilmediğıni be-
Iirtiyor.
Evliliğe gerekçe olarak-
ikinci sırada "sorunlannızın
çözümü" geliyor. Burada da
asıl sorunu eş değil, "Eğer ev-
lenseydim, mutlu olurdum"
sendromuna kapılanlar oluş-
turuyor. Hayatla tek başına
mücadele edemeyeceğini dü-
şünen kişi, genellikle bu mü-
cadeleyi kendisi adına bir baş-
kasının yapması için evleni-
yor. Bu da beraberinde sorun-
lan getiriyor.
"Artık zamanı geldi" diye
düşünerek evlenenler de var.
Genellikle 30'a merdiven
dayayanlarda görülen ve
ufukta hâlâ evlilik görülme-
yen kişilerde görünen "pa-
nik" duygusu ile hareket
edenler, yalnızlık korkusu ile
ilerisirü düşünmeden bir evli-
lik ilişkisine giriveriyorlar.
Uzmanlara göre "bir bebek
sahibi olmak" düşüncesi ve
"annelik" içgüdüsü ile hare-
ket etmek, size hâlâ bir çocuk
gibi muamele eden ailenin
baskısından "kaçmak", akra-
balann "baskısı", müstakbel
eş adayının "baskısı" nede-
niyle yapılan evlilıklerin yanı
sıra boşanılan eşe inat bir baş-
kasıyla yapılan evlilikler de
sonu hüsranla bitmeye mah-
kum evlilik türleri arasında
yer ahyor.
17'nci yüzyıldan bu yana Trabzon'un altın işlemeciliğinden geriye kalan hasır, 0.30 mikron inceliğindeki tellerle yapılıyor
Trabzonlu kadmlarm elleriııde sekilleııeıı takılar
BE1İZAT ŞAHtN
ÖMER GÜNER
"Dünyada Trabzon'un ku-
yunıculan gibi usta kuyumcu
yoktur. Hatta Birinci Selim bu-
rada doğup çocukluğunda
altın kakmacılığı öğrenmiş ve
babası Bayazıd Han adına
Trabzon'da sikke kazmıştır.
Ben bu sikkeyi gördüm. İşte o
zanıandan beri kuyumculan
ün şalmıştır."
Lnlü Türk gezgıni Evliya
Çelcbi (1611-1682), Seyahatna-
me'ânde Trabzon kuyumcu-
lanııı övgü dolu sözlerle anlatı-
yor 17'nci yüzyıldan bu yana
Trabzon'un alün işlemeciliğin-
den geriye ne kaldı? İlk akla ge-
len 'Hasır.' Ya da, Trabzon
dışıııdaki adıyla 'Trabzon.' 22
ayar altının 0.30 mikron ince-
liktc tel haline getirilmesinden
son"a Trabzonlu kadınlann
elinie dantel gibi işlenmesiyle
yapıhyor. Her biri el emeği-göz
nura hasır bilezikler, kolyeler,
küpeler, Türkiye'nin yanı sıra
Arap ülkeleri ve Avrupa'da da
yoğun ilgi görüyor. Peki, hangi
elleıde şekilleniyor Trabzon'un
hasırlan?
"Bundan 30 yıl öncesine ka-
dar erkekler örermiş hasın.
Sonra, yavaş yavaş kadınlara
geçıniş. Şimdi, Faroz ve Mersin
Otuz yıl öncesine kadar erkekler örermiş hasın. Sonra kadınlara gecmiş. El emeği, göz nunı hasır bilezikler, kolyeler Arap ülkeleri ve Avrupa'da da ilgi görüyor.
semtlerinde kadınlanmız,
kızlanmız çeyiz yapar gibi yapı-
yor" diyor kuyumcu Tahsin Se-
zeroğlu. Baba mesleğini sürdü-
ren Tahsin Sezeroğlu, hasır
takılann saüşa hazır hale gel-
mesini dört evreye ayınyor:
"Saf ayar altın 0.30 mikron
incelikte tel haline getirildikten
sonra hanım kızlanmıza verilir.
Onlar da bunu kuyumcunun is-
tediği model ve kahnlıkta yapa-
rak tekrar bize getirir. Atölye-
lerde klipsler takılarak renk ve-
rilir ve saüşa hazır hale getın-
lir." Yüzyıllardan bu yana
önce babadan oğula, şimdiler-
de ise anadan kıza, geline geçen
bu el işçiliğı hâlâ teknolojiye di-
reniyor. Farozlu Esma Ispır, 30
yıldır hasır işliyor evinde. Şim-
dıye kadar 50 öğrenci yetiştır-
miş. Ev işlerinden arta kalan za-
manında yaptığı hasır işleme-
sinden, haftada ortalama
80-100 bin lira kazanıyor. "Ka-
zak örmek gibi bir şey" diye ta-
rif ediyor yaptığı işi.
Esma Ispir'in öğrencilerin-
den Gülay Turna 8 yıldır. Gü-
nay Turna 9 yıldır, Sevil Dön-
mez de 4 yıldır hasır işliyor.
Kuyumcu Tahsin Sezeroğlu'-
nun, "hiç bu kadar ince bir iş
görmedim" dediği Trabzon'un
hasır takılan. dünyanın dört bir
yanında kadınlann boynunda.
kulağında, bileğinde. Esmalar,
Gülaylar, Günaylar, Seviller
Trabzonlu kadın-kız, el emeği,
göz nuru hasırlan dantel gibi iş-
lemeye devam ediyor.
Side'de 150 kaçak yapı var. Tapulu alanlardaki 1000 yatak kapasiteli kaçak tesis yıkılacak
Side'nin6
infaz dosyası9
hazırlanıyor^ ^ - ^ — ^ ^ i — > ^ _ ^ _ ^ ^ . I A O ( 1 _ " _ _ . _ A ^ 1 ^ ^ 1_ O.' J . T^ _ 1 _
BÜLENT ECEVtT
SİDE- 1. derece arkeolojik
;SİT olan Side'de yıllardan beri
engtUenemeyen kaçak yapıla-
nn jıkımına kasım aymda baş-
lanacâk. Side Belediye Başkanı
Tur;|ut Sen, Turİ2m Bakanlığı'-
na •erilmek üzere hazırladığı
"infiz dosyasf'nda 27 parsel
tapulu alanlarda yaklaşık 1000
yatak kapasiteli bulunan kaçak
tesislerin yıkılacağını söyledi.
Side'de 150 adet kaçak yapmın
oldtığu belirtiliyor.
T irizm Bakanı Abülkadir
Ate.'in geçen aylarda Side'yi zi-
yareti sırasında Belediye Baş-
kanı Turgut Şen'i eleştirerek
kaçitk yapılara göz yummakla
suçlıyınca Şen de yıkım rapo-
runu hazırladı. Şen, yıkımlann
gerçekleşmesi için maddi deste-
ğe ve makine parkına gereksi-
nim olduğunu bildirdi. "Sayın
bak.ın kaçak yapılann yıkımın
emr;ttiler. Yıkanz, ama destek
de ;art. Belediyemizin bu yı-
kım lan gerçekleştirecek gücü
yok' ur. Bu yıkımlan ancak ben
yapanm, ama maddı destek
~r. }^ğ^ - 111 11 - • " ' A
^ı.i ıı'™-ilf
""k ' l l l i |
l ' "
Beton kuşabnasından payını Side de aldı.
şart. Bu yıkımlardan sonra da madan önce muhtarlık olduğu-
Hazine arazileri üzerine yapıl-
mış kaçak yapılar yıkılacak"
dedi.
1989 yıhnda belediyenin ku-
rulduğunu hatırlatan Başkan
Şen, bugüne kadar 298 adet ka-
çak inşaat mühürlemesi yaptık-
lannı anlattı ve "Belediye olun-
muz için yapılar arttı. Manav-
gat Belediyesi ve kaymakamlığı
olsun, Antalya Valiliği olsun şi-
kayetlerimizi değerlendirmedi
ve Şide bugünkü durumuna
geldi. Bakana söz verdim Side'-
yi kurtaracağım" diye konuştu.
SİT alanı olan Side için Kül-
tür ve Tabiat Varlıklannı Ko-
ruma Kurulu'nun aldığı 28.8.
1989 gün ve 8328 sayılı karann-
da bugüne kadar yapılmış 110
adet binanın kaçak olduğunu
ve yıktınlması gerektıği belirtıl-
mişti. Aynı kararda 28 adet bi-
nanın kuruldan izin alarak
yapıldığı belirtiliyordu. 13.12.
1989 gün ve 421 sayılı Side Bele-
diyesi tarafından kaymakamlı-
ğa gönderilen yazıda da "Bele-
diyemiz yapmak istediği yıkım
işlenni imkansızlıklardan ve
işin boyutlannın çok büyük
oluşundan dolayı bir türlü ya-
pamamaktadır. Yıkım işlerini
bu aşamadan sonra ancak kay-
makamlığmız başkanlığında
kurulacak bir ekip ve komis-
yonlan, teknik ekip ve ekip-
manlan ile yapılabileceği görü-
şündeyız" deniliyordu.
Belediye tarafından yıkım iş-
lerinin başlatılmak istenmesine
karşın kaymakamlığın ilgisiz
kalması sonucu gerçkleşmeyin-
ce Side Belediyesi 24.9.1990 ta-
rih ve 1039 sayılı ikinci bir yazı
daha kaymakamlığa gönderdi.
Yazıda turizm mevsimi sonu
olan kasım ayında işlerinin baş-
laülması ıçın destek bekledikle-
rini dile getirildi.
Turgut Şen, bakanlığın des-
teği için de "Şu anda en az 1
milyar 200 milyon liraya gerek-
sinim var" dedı Şen, hazır-
ladığı dosyayı '"ınfaz dosyası"
olarak nıtclendırdi.
Ulsere dikkat
Tedavi sırasında
diyetinönemiyok
ANKARA (AAj - Hacettepe Üniversitesi Gastroentroloji
Bölümü Öğretim Ûyesi Doç. Dr. Halis Şimşek, 40 yaşın üzerin-
deki hastalarda ülser ve kanserin belirtilerinin benzemesi
nedeniyle birbirine kanşünlabileceğjni söyledi.
Doç. Dr. Şimşek, mide asidinin ülser oluşunda etken oldu-
ğunu belirterek, "Ancak ülserin tekrannda helicobacter pylori
denen mikroorganizma etkili oluyor. Ülserde, bakteri açısın-
dan tedavi uygulandığında, hastalann önemli bir bölümünde
ülser tekrarlanıyor. Sadece asidi azaltan ilaçlarla da ülser iyile-
şebilir" dedi.
Doç. Dr. Şimşek, yapılan araştırmalar sonucu, diyet yapan
ve yapmayan hastalann iyileşme oranlan arasında bir fark
bulunmadığını söyledi. Tedavi altındaki ülserli hastalann
kendilerine dokunan yiyecekleri yiyebileceklerini ve bunun ül-
serin iyileşmesinde bir önemi olinadığını kaydeden Doç. Dr.
Şimşek, "Bizler sadece hastanın rahatsız olmaması açısından
dokunan baharatlı, aalı yiyecekleri yememelerini söylüyoruz.
Aynı şekilde alkol alan ve almayan hastalann iyileşme oranlan
arasında da önemlı bir fark saptanmadı. Tedaviden sonra
hastalanmıza dokunan yiyecekleri yememelerini öneriyoruz"
diye konuştu. Ülserli hastalann uymalan gereken en önemli
diyetin sigara olduğunu ifade eden Doç. Dr. Şimşek, "Ülserli
hastalar kesinlikle sigara ıçmemeli. Sigara içen ve içmeyen has-
talann iyileşme oranlan arasında çok büyük fark var. Sigara
ülserin iyileşmesini önlüyor. Bunun yanında ülserli hastalar as-
pirin türü ilaçlan kullanmamalı" dedi.
Doç. Şimşek, 40 yaşın üstündeki hastalarda ülser ve kanserin
oluşturduğu şikayetlerin benzer olduğunu belirtti.