15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Sal Cumhuriyet! Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik Turk Anonım Şırketı adına Berin N*di tstanbui Haberlen: Şeoay Kalkao, Dış Haberler: Ergna Balcı, Iş-Ekonomi. Şukran Keleaci, Yurt • Genel Yayın Yönelmenı Ölgen Acar • Genel Yayın Koordınatörü: Hikroet Ç«tinkaya Haberlerı. Mehmel Saraç, Kultur. Ccial L'sler, Makaleler: Sami Karaoren, Spor Abdıılkadir Yaa Işlm Mudurlerı. Fosun Özbllgen (Sorumlu), Ctlal Başlangıç (Haber) • Görsel Yncdman, Duzcltme: AbduUah VazKi • Muessese Mudur V.: Erol Erkul • Koordınatör. Yönetmen: Ali Acar • Duzenleme: Mustafa Saglamer • Ankara Tcmsılcısı: Cuncyt Ahmet Konılsan • Muhasebe- Buknt Yener • tdare: Hiscyin Gürer • lşletme: Öadcr Çdik • Arca>urek, Haber Müdurlerr Muslafa Balbay, lşık Kaıtsu. l/mır Temsılcı V. Serdar Kızık, Bılgj-lşlem: Nail Inal Bılgısayar Sıslenv MunıvcC ÇUer • Personel: Sevgi Bostaacıoglu Adana Temsdcısı: Çttia Yigenotiu • Reklam: Reha Işıtman • Dış llışkıler: HuJy» Akyol Basan ve Yayan. Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. Turkocağı Cad.' 39/41 Cağaloglu 34334 Ist PK 246 lstanbul. Tel: 512 05 05 (20 hat), Telex: 22246, Fax. (1) 526 60 72 • Burolar Ankanu Z. Gökalp Blv. lnkılap S. No: 19/4, Tel. 433 11 41-47, Telex- 42344, Fax: (4) 433 05 65 • Jzmir H Ziya Blv. 1352 S. 2/3, Tel. 83 12 30, Telex: 52359, FaxL,C51) 89 53 60 • Adaaa: tnönü Cd. 119 S. No. 1 Kat 1, Tel: 19 37 52 (4 hat), Telec: 62155, Fax: (71) W 25 78 TAKVİM: 16 AĞUSTOS 1992 İmsak:4 30 Güneş: 6 07 Oğle:13 13 tkindı: 17 02 Aksam: 20.09 Yatsı: 21.40 Almanya'da hakaretcezası • FRANKFURT(AA) -Alman polisine el ve lafla hakaret etmenin cezası cep yakıj or. Cezalar, 60 marktan başlayıp 2 bin marka kadar yükseliyor. Panr aklanna sahip olamayıp, işaret parmağını şakajpna dayayarak ceza yazan polise 'sen delisin' hare».etini yapmak, otomobil sürûcüsüne bin marka mal oluyor. En düşü,|ü 60 en yükseği 2 bin mark olan hareketlerin çeşitl ;ri ve cezalan ise şöyle: -"Bir psikoloğa görünseniz iyi olacak" 60 mark, -"İşgüzar" 200 mark, -"Ay ı" 450 mark, -" Aptal herif 500 mark, -"Saçmalama" ya da "K yala" 600 mark, -" Budala, salak" 900 mark,-"Kuş beyinli" ya da "sen delisin işareti" 1000 mark,-"İt sürüsü" 1800 mark. Mobil telefon • STOCKHOLM (AA)- Isveç'e mülteci olarak gelen 4 sığmmacı.geliştirdikleri bir teknikle mobil telefona sahip bir kişinin hatüna gjrerek, 1 milyon kronluk (yaklaşık 2 milyar 300 milyon lira) telefon görûşmesi yaptılar. Norveç'te oturan bir kişinin kullandığı mobil telefon hattına, geliştırdikleri sistemle ginneyi başaran 4 mültecinin, ülkeleriyle4ay boyunca telefon görûşmesi yapmayı başardıklan bildirildi. Sahtekarliğın, Norveçli mobil telefon sahibine gelen yaklaşık 1 milyon kronluk telefon faturası üzerine İsveç Telefon İdaresi ile Norveç Telefon İdaresi'nin ortaklaşa yürüttüğü çalışma sonunda ortayaçıkanldığı belirtildi. Mobil telefon hattına girmeyi başaran 4 mülteci gözaltına alınarak mahkemeye sevkedildi. TUİ'den ödül • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Avrupa'nın en büyük turoperatörlennden olan TU İ (Tounstik Union Internalional). Bodrumlu Gönüllüler Derneği'ne çevre ödülü verdi. Odülle birlikte Bodrumlu Gönüllüler'in çevre etkinliklerini desteklemek amacıyla 40 milyon liralık bağışdayapılacak. 19 ağustos tarihinde Sangerme'deki Iben Oleli'nde gerçekleştirilecek ödül törenine TUIadına şırketın çevre müdürü Dr. Wolf Mıchael Iwand katılacak. Kapadokya • NEVŞEHtR (Cumhuriyet) - Kapadokya bölgesınde bulunan müze ve ören yerlerini bu yıhn ilk 7 ayhk bölümünde 385.802'si yabancı, 224.997'si de yerli olmak üzere toplam 610.799 turistın ziyaret ettiğı bildirildi. Nevşehir Kültür Müdürlüğü yetkılileri, Göreme Açık Hava Müzesi başta olmak üzere, Zelve örenyeri, Özkonak, Derinkuyu ve Kaymaklı yeraltı kenti ile Çavuşin kilisesini geçen yıhn ilk 7 aylık bölümünde ,329.557 yerli ve yabancı turisıin ziyaret etmesine rağmen, bu yıl bu rakamın 610.799'aulaştığını söylediler. Yetkililer, müzeleri ziyaret eden turistlerindemüze gjşekrinebugüne kadar 3 milyc.r 132 milyon 224 bin lira g.;lir bıraktıklannı da söylediler. Kapadokya bölgtsini bu yıhn sonuna kadar yaklaşık 1 milyona yakın yerli ve yabancı turistin ziyaret etmesi bekleniyor. Astımın nedeni • LONDRA (AA) - fngiliz bilim adamlan astım. saman nezlesi vealerjik hastalıklara, annede bulunan genlerin sebep olduğunu ortaya çıkardılar. îngiliz tıp dergisi The Lancet'te yer alan bir makalede, Oxford kentindeki John Ratcliff Hastanesi araştırmacılanndan Dr. Bill Cookson ve Dr. Julian Hopkin'in 723 astım, saman nezlesi ve çeşitli alerjilerden şikayetçi gençler üzerinde yaptıklan araşürma sonucu bu hastahklann annenin kromozomlannda bulunan bir genden kaynaklandığıru bilimsel olarak kanıtladıklan belirtildi. İngiliz bilim adamlan çocuklann söz konusu hastalıklan babalanndan kalıtım yoluyla almalan ihtimalinin iseçok zayıf olduğunu belirlediler. Trajik ölümünün unutulmaz kıldığı modern dansın anası İsadora Duncan. Aşklar ve aalarla dolu bir yaşam Isadora, bütünyollaryaıılış ııııydı? Vanessa Redgrave İsadora rolünde. Yanında Serge Essınine'i oynayan Oleg Menshikov. Isa<k>ra, kendine özgii bir dans yaratmtştı. Antik Yu- nan giysileri içinde çıplak avakİa dans edivordu. NECLA SEYHUN Eski bir yabancı derginin yapraklannı çevırirken çıktı karşıma. Sayfanın altında küçücük bir renkli resim. Mavi, upuzun bir eşarba sannmış bir sanşın kadın: Vanessa Redgrave. Yirmi iki yıl aradan sonra, isadora Duncan rolünü oynuyormuş Londra sahnelerinde. Göz kamaştıncı bir başanyla... isadora Duncan!.. Modern dansın anası. İnişlerleçıkışlarla; alkışlar, küçümsemeler. asklar ve nefretlerle. skandallar ve acılarla dolu bir vasam.. Trajik ölümünün busbütün unutulmaz kıldığı bir sanatçı: İsadora Duncan... isadora Duncan deyince eşarp, eşarp deyınce isadora Duncan!.. Arabada gjderken boynuna sanlı eşarbın uçuşan ucunun arka tekerleğe sanlması sonucu boğularak ölen bu modern dans ustasıru kim unutabilir?.. Ne yazgı!.. Troyat der kı: "Tann, insan ömründe yalnızca önemli duraklan işaretlemiştir. İnsanoğlu bu duraklara varmak ıçin gereken yolu kendi seçer." Öyle midir acaba? Gerçekten bizim v erdiğimiz kararlar, bizim seçtiğimiz yollar mıdır bizi mutlu ya da mutsuz eden?.. isadora Duncan 1878 yılında Amerika'da doğdu. San Francisco'da, deniz kenannda bir evde... "Bana dans etme tutkusunu, birbirini izleyen dalgaiar verdı..." diye anlatacaktı yıllar sonra. Arkadaşlanna dans öğretmeye çabaladığında altı yaşındaydı daha. Annesi piyanoda ona eşlik ederdi. Fakir bir aileninçocuğuydu isadora Duncan. Annesi piyanodersleri veripdört çocuğunu geçindirmeyeçalışıyordu. Belli başh biryerleri yoktu. Üçgün orada, beş gün burada. Tam birgöçebe hayatı. Babası, İsadora doğduktan az sonra, evde istenmeyen adam ilan edılıp çekıp gıtmışti. Teyzesi. babasından söz ederken, "Baban. anneninhayatını mahveden şeytanın bıriydi" derdi. Bu nedenleküçük kız, yıllar yılı boynuzlu-kuyruklu bir şeytan düşledi baba yerine. Ta ki boynuzsuz ve kuyruksuzgerçek baba birgün evin kapısını çalıncaya dek. Çoluğuna çocuğuna biraz huzur, biraz rahatlık. bir güzel yuva "tattınp" kaybolup gidecekti yeniden. Bir yangında tek çöpsüz sokaİüa kalınca, oradan buradan, kendilerine acıyan zenginlerden üç kuruş beş kuruş toplayıp, hayvan taşıyan bir gemi ile Londra'nın yolunu tuttular. Kendilerini mutsuz eden bu topraklardan, kaderlerinden, fukarabktan kaçıyorlardı. Londra'da bir hayli bocalamadan sonra, Isadora şık, zengin ve soylu kişilenn salonlannda dans etme olanağına kavuştu. Dansa getirdiğj yeni solukla ilgi çekiyor, alkış topluyordu. Alkışlaralkışlan, ülkeler ülkeleri izledi. Paris, Berlin, Budapeşte, Viyana, Münih... Ama asıl Yunanistan'a yaptığı gezıden sonra Antik Yunan'dan etkilenip yepyeni bu stile yöneldi. Eski Yunan giysileri içinde çıplak ayakla dans edivordu artık. 19O5'te ilk kez Rusya'ya gitü. İlk kez aşık oldu o yıl birdekoratöre. Bir kızı oldu. Sonra bir başkaaşk... Bir milyarder. Ondan da bir oğlu oldu. Milyardenn ısrarlanna karşın evlenmekten korkuyordu. Danlıp banşmalarla, fırünalarla sürüyordu aşkı. Sonra bir gün, çocuklan, nehre uçan bir arabanın içinde boğularak öldüler. Intihann eşiğine kadar geldi. Çok zor topladı kendini. Yeniden dansa döndü. Okullara ve turnelere... Ama büyü bozuhnuştu artık. Eski süksesi yoktu. Sonra bir başka çocuk, sonra onun ölümü. 1921 'de bir Rus şairi ileevlendi. Serge Essenine'Ie. Ne fırtınah aşk!.. Kendisinden 17 yaş küçüktü kocası. Isadora'nın "kızıl düşünceler"inden ötürü aşağılandığı yıllar... Amerikan vatandaşlığından atıldı. Serge ile Nıce'e sığındı. Ama kocası sinirli, bunalımlı, alkolüc biri olmuştu. Isadora'yı terk ettikten az sonra Leningrad'da intiharetti... 48 yaşındaydı artık isadora. Yalnızdı, yorgundu. Geride kalan kısa parlak dönemlerin. alkışlann arasında aalar, aalar ve acılar vardı. Parasızhklar, bunahmlar, ihanetler, aşağılanmalar ve ölümler... Bir gece araba ile dolaşmak için çıktı. Boynuna sanlı uzun eşarbın uçlan arkasında uçuşuyordu. Ve birden eşarbın ucu arka tekerleğesanldı. Oracıkta öldü isadora.. Bütün yollar yanlış mıydı?.. Modern dansın Uk adımlarını isadora Duncan attı. Evliliğe hazırmısınız? ATİNA (AA) - İnsanlar çe- şitli nedenlerle evleniyorlar. Peki, siz ne için evleniyorsu- nuz? Ve bu evliliğe gerçekten hazır mısınız? Evlilik için öne sürülen baa şartlann geerçekte "bela ara- makla eş anlamh" olduğuna inanan uzmanlar, gençlerin bu hususlarda dikkatli dav- ranmasını istiyorlar. İngiltere Psikoterapistler Derneği Sözcüsü Jill Curtis'e göre evlilik için öne sürülen gerekçelerin başında bozul- makta olan bir 'ilişkiyi onar- mak' geliyor. Curtis, "eğer evlenirsek her şey düzelir" düşüncesinin de yanlış olduğunu ve evlilik öncesi verilen sözlerin genel- likle yerine getırilmediğıni be- Iirtiyor. Evliliğe gerekçe olarak- ikinci sırada "sorunlannızın çözümü" geliyor. Burada da asıl sorunu eş değil, "Eğer ev- lenseydim, mutlu olurdum" sendromuna kapılanlar oluş- turuyor. Hayatla tek başına mücadele edemeyeceğini dü- şünen kişi, genellikle bu mü- cadeleyi kendisi adına bir baş- kasının yapması için evleni- yor. Bu da beraberinde sorun- lan getiriyor. "Artık zamanı geldi" diye düşünerek evlenenler de var. Genellikle 30'a merdiven dayayanlarda görülen ve ufukta hâlâ evlilik görülme- yen kişilerde görünen "pa- nik" duygusu ile hareket edenler, yalnızlık korkusu ile ilerisirü düşünmeden bir evli- lik ilişkisine giriveriyorlar. Uzmanlara göre "bir bebek sahibi olmak" düşüncesi ve "annelik" içgüdüsü ile hare- ket etmek, size hâlâ bir çocuk gibi muamele eden ailenin baskısından "kaçmak", akra- balann "baskısı", müstakbel eş adayının "baskısı" nede- niyle yapılan evlilıklerin yanı sıra boşanılan eşe inat bir baş- kasıyla yapılan evlilikler de sonu hüsranla bitmeye mah- kum evlilik türleri arasında yer ahyor. 17'nci yüzyıldan bu yana Trabzon'un altın işlemeciliğinden geriye kalan hasır, 0.30 mikron inceliğindeki tellerle yapılıyor Trabzonlu kadmlarm elleriııde sekilleııeıı takılar BE1İZAT ŞAHtN ÖMER GÜNER "Dünyada Trabzon'un ku- yunıculan gibi usta kuyumcu yoktur. Hatta Birinci Selim bu- rada doğup çocukluğunda altın kakmacılığı öğrenmiş ve babası Bayazıd Han adına Trabzon'da sikke kazmıştır. Ben bu sikkeyi gördüm. İşte o zanıandan beri kuyumculan ün şalmıştır." Lnlü Türk gezgıni Evliya Çelcbi (1611-1682), Seyahatna- me'ânde Trabzon kuyumcu- lanııı övgü dolu sözlerle anlatı- yor 17'nci yüzyıldan bu yana Trabzon'un alün işlemeciliğin- den geriye ne kaldı? İlk akla ge- len 'Hasır.' Ya da, Trabzon dışıııdaki adıyla 'Trabzon.' 22 ayar altının 0.30 mikron ince- liktc tel haline getirilmesinden son"a Trabzonlu kadınlann elinie dantel gibi işlenmesiyle yapıhyor. Her biri el emeği-göz nura hasır bilezikler, kolyeler, küpeler, Türkiye'nin yanı sıra Arap ülkeleri ve Avrupa'da da yoğun ilgi görüyor. Peki, hangi elleıde şekilleniyor Trabzon'un hasırlan? "Bundan 30 yıl öncesine ka- dar erkekler örermiş hasın. Sonra, yavaş yavaş kadınlara geçıniş. Şimdi, Faroz ve Mersin Otuz yıl öncesine kadar erkekler örermiş hasın. Sonra kadınlara gecmiş. El emeği, göz nunı hasır bilezikler, kolyeler Arap ülkeleri ve Avrupa'da da ilgi görüyor. semtlerinde kadınlanmız, kızlanmız çeyiz yapar gibi yapı- yor" diyor kuyumcu Tahsin Se- zeroğlu. Baba mesleğini sürdü- ren Tahsin Sezeroğlu, hasır takılann saüşa hazır hale gel- mesini dört evreye ayınyor: "Saf ayar altın 0.30 mikron incelikte tel haline getirildikten sonra hanım kızlanmıza verilir. Onlar da bunu kuyumcunun is- tediği model ve kahnlıkta yapa- rak tekrar bize getirir. Atölye- lerde klipsler takılarak renk ve- rilir ve saüşa hazır hale getın- lir." Yüzyıllardan bu yana önce babadan oğula, şimdiler- de ise anadan kıza, geline geçen bu el işçiliğı hâlâ teknolojiye di- reniyor. Farozlu Esma Ispır, 30 yıldır hasır işliyor evinde. Şim- dıye kadar 50 öğrenci yetiştır- miş. Ev işlerinden arta kalan za- manında yaptığı hasır işleme- sinden, haftada ortalama 80-100 bin lira kazanıyor. "Ka- zak örmek gibi bir şey" diye ta- rif ediyor yaptığı işi. Esma Ispir'in öğrencilerin- den Gülay Turna 8 yıldır. Gü- nay Turna 9 yıldır, Sevil Dön- mez de 4 yıldır hasır işliyor. Kuyumcu Tahsin Sezeroğlu'- nun, "hiç bu kadar ince bir iş görmedim" dediği Trabzon'un hasır takılan. dünyanın dört bir yanında kadınlann boynunda. kulağında, bileğinde. Esmalar, Gülaylar, Günaylar, Seviller Trabzonlu kadın-kız, el emeği, göz nuru hasırlan dantel gibi iş- lemeye devam ediyor. Side'de 150 kaçak yapı var. Tapulu alanlardaki 1000 yatak kapasiteli kaçak tesis yıkılacak Side'nin6 infaz dosyası9 hazırlanıyor^ ^ - ^ — ^ ^ i — > ^ _ ^ _ ^ ^ . I A O ( 1 _ " _ _ . _ A ^ 1 ^ ^ 1_ O.' J . T^ _ 1 _ BÜLENT ECEVtT SİDE- 1. derece arkeolojik ;SİT olan Side'de yıllardan beri engtUenemeyen kaçak yapıla- nn jıkımına kasım aymda baş- lanacâk. Side Belediye Başkanı Tur;|ut Sen, Turİ2m Bakanlığı'- na •erilmek üzere hazırladığı "infiz dosyasf'nda 27 parsel tapulu alanlarda yaklaşık 1000 yatak kapasiteli bulunan kaçak tesislerin yıkılacağını söyledi. Side'de 150 adet kaçak yapmın oldtığu belirtiliyor. T irizm Bakanı Abülkadir Ate.'in geçen aylarda Side'yi zi- yareti sırasında Belediye Baş- kanı Turgut Şen'i eleştirerek kaçitk yapılara göz yummakla suçlıyınca Şen de yıkım rapo- runu hazırladı. Şen, yıkımlann gerçekleşmesi için maddi deste- ğe ve makine parkına gereksi- nim olduğunu bildirdi. "Sayın bak.ın kaçak yapılann yıkımın emr;ttiler. Yıkanz, ama destek de ;art. Belediyemizin bu yı- kım lan gerçekleştirecek gücü yok' ur. Bu yıkımlan ancak ben yapanm, ama maddı destek ~r. }^ğ^ - 111 11 - • " ' A ^ı.i ıı'™-ilf ""k ' l l l i | l ' " Beton kuşabnasından payını Side de aldı. şart. Bu yıkımlardan sonra da madan önce muhtarlık olduğu- Hazine arazileri üzerine yapıl- mış kaçak yapılar yıkılacak" dedi. 1989 yıhnda belediyenin ku- rulduğunu hatırlatan Başkan Şen, bugüne kadar 298 adet ka- çak inşaat mühürlemesi yaptık- lannı anlattı ve "Belediye olun- muz için yapılar arttı. Manav- gat Belediyesi ve kaymakamlığı olsun, Antalya Valiliği olsun şi- kayetlerimizi değerlendirmedi ve Şide bugünkü durumuna geldi. Bakana söz verdim Side'- yi kurtaracağım" diye konuştu. SİT alanı olan Side için Kül- tür ve Tabiat Varlıklannı Ko- ruma Kurulu'nun aldığı 28.8. 1989 gün ve 8328 sayılı karann- da bugüne kadar yapılmış 110 adet binanın kaçak olduğunu ve yıktınlması gerektıği belirtıl- mişti. Aynı kararda 28 adet bi- nanın kuruldan izin alarak yapıldığı belirtiliyordu. 13.12. 1989 gün ve 421 sayılı Side Bele- diyesi tarafından kaymakamlı- ğa gönderilen yazıda da "Bele- diyemiz yapmak istediği yıkım işlenni imkansızlıklardan ve işin boyutlannın çok büyük oluşundan dolayı bir türlü ya- pamamaktadır. Yıkım işlerini bu aşamadan sonra ancak kay- makamlığmız başkanlığında kurulacak bir ekip ve komis- yonlan, teknik ekip ve ekip- manlan ile yapılabileceği görü- şündeyız" deniliyordu. Belediye tarafından yıkım iş- lerinin başlatılmak istenmesine karşın kaymakamlığın ilgisiz kalması sonucu gerçkleşmeyin- ce Side Belediyesi 24.9.1990 ta- rih ve 1039 sayılı ikinci bir yazı daha kaymakamlığa gönderdi. Yazıda turizm mevsimi sonu olan kasım ayında işlerinin baş- laülması ıçın destek bekledikle- rini dile getirildi. Turgut Şen, bakanlığın des- teği için de "Şu anda en az 1 milyar 200 milyon liraya gerek- sinim var" dedı Şen, hazır- ladığı dosyayı '"ınfaz dosyası" olarak nıtclendırdi. Ulsere dikkat Tedavi sırasında diyetinönemiyok ANKARA (AAj - Hacettepe Üniversitesi Gastroentroloji Bölümü Öğretim Ûyesi Doç. Dr. Halis Şimşek, 40 yaşın üzerin- deki hastalarda ülser ve kanserin belirtilerinin benzemesi nedeniyle birbirine kanşünlabileceğjni söyledi. Doç. Dr. Şimşek, mide asidinin ülser oluşunda etken oldu- ğunu belirterek, "Ancak ülserin tekrannda helicobacter pylori denen mikroorganizma etkili oluyor. Ülserde, bakteri açısın- dan tedavi uygulandığında, hastalann önemli bir bölümünde ülser tekrarlanıyor. Sadece asidi azaltan ilaçlarla da ülser iyile- şebilir" dedi. Doç. Dr. Şimşek, yapılan araştırmalar sonucu, diyet yapan ve yapmayan hastalann iyileşme oranlan arasında bir fark bulunmadığını söyledi. Tedavi altındaki ülserli hastalann kendilerine dokunan yiyecekleri yiyebileceklerini ve bunun ül- serin iyileşmesinde bir önemi olinadığını kaydeden Doç. Dr. Şimşek, "Bizler sadece hastanın rahatsız olmaması açısından dokunan baharatlı, aalı yiyecekleri yememelerini söylüyoruz. Aynı şekilde alkol alan ve almayan hastalann iyileşme oranlan arasında da önemlı bir fark saptanmadı. Tedaviden sonra hastalanmıza dokunan yiyecekleri yememelerini öneriyoruz" diye konuştu. Ülserli hastalann uymalan gereken en önemli diyetin sigara olduğunu ifade eden Doç. Dr. Şimşek, "Ülserli hastalar kesinlikle sigara ıçmemeli. Sigara içen ve içmeyen has- talann iyileşme oranlan arasında çok büyük fark var. Sigara ülserin iyileşmesini önlüyor. Bunun yanında ülserli hastalar as- pirin türü ilaçlan kullanmamalı" dedi. Doç. Şimşek, 40 yaşın üstündeki hastalarda ülser ve kanserin oluşturduğu şikayetlerin benzer olduğunu belirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle