Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16AĞUSTOS1992PAZAR • * * * CUMHURİYET SAYFA
HABERLEREV DEVAMI 15
GUNCEL
CÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafi 1. Sayfada
€ kaya'dan indirmeprojeleri içinde yer alabileceğini" duyu-
ruyor, öte yandan Mesut Bey dikkatli bir üslupla "soruna"
kimi önemli değinmeler yapıyor.
Dünkü demecinde Tö'ye gözdağı veren kimi irdeleme-
leri görmezlikten gelirken yeterince başarıh olamıyor.
"Parti içinde iki genel merkez varmış izlenimini verecek "
davranışlardan yakınırken, "bu gelişmelerin Cumhurbaş-
~ kanlığı yüce makamıyla ilgili tartışmalan daha da arttıra-
cağından" söz ediyor.
Mesut Bey'in basına sızdırdığı haberlerle verdiği de-
meç, ne derse desin, birbirini tamamlıyor. lyi niyet simge-
lemeye çalışan maskenin ardındaki gerçek niyetlerin
^ açığa çıkmasına neden oluyor.
• Şaşırbcı bilgiler
£ ANAP içinde söz sahibi, üstelik Çankaya ile olumlu iliş-
kilerine karşın üst düzeyde görev yapmayı başaran bir
yetkili, dün sabah son gelişmeleri analiz ederken bir ara
şöyle dedi:
"TÖ'nün öteden beri bir kaygısı vardı. 'Temel endişesi'
Çankaya'dan indirilme planlarına Mesut Bey'in katılması
ihtimalinden kaynaklanıyordu. Genel merkez, tabii Mesut
Bey, TÖ'yü partiden uzaklaştırabilmek için Çankaya'dan
indirme planlarına ANAP'ın katılabileceğini dün basına
sızdırdılar ve böylece TÖ'yü endişelerinde haklı çıkardı-
lar."
Kısa açıklama bugüne dek Tö bağlamlı söylenmemiş
bir kaygıya, hem de çok önemli bir kaygıya işaret ediyor-
du. Çankaya; demek ki ya parti içinden ya da "yakın çevre-
den"yaptığı istihbarata göre Mesut Bey'in "Çankaya'dan
indirme silahını" kendine çevireceğinden uzun süredir
» "şüpheediyordu."
Okluk'taki son görüşmede Tö, Mesut Bey'e "Beni yete-
rince savunmuyorsunuz" derken, belki de bu kuşku ve
kaygıyı dolaylı biçimde dile getirmişti.
Aynı kaynağın öne sürdüğü görüşler, erken seçim önce-
si kurulacak "büyükkoalisyonakatılmak"dışında, ANAP-
-ın hiçbir hükümette yer almayacağı biçiminde saptanan
politikayı Mesut Bey'in son zamanlarda değiştirdiğini gös-
teriyor. Yakın çevresine DYP, SHP, hatta RP ile koalisyona
gidebileceğini aşıladığından söz ediliyor.
Daha renkli bir başka olasılık şöyle: Mesut Bey kimi gün-
* ler 178 milletvekilli DYP'ye 115 ANAP'lıyı ekleyerek ikili bir
hükümete yeşil ışık yakıyor. yakacak duruma geliyor.
DYP'li, hatta SHP'li bir hükümette yer alabilmenin önko-
şulu TÖ'yü Çankaya'dan indirecek siyasete katılımda bu-
lunmayı daha baştan kabul etmek. Mesut Bey "bu ödünü
vermeye hazır" olduğunu duyumsatarak, Çankaya'yı artık
açıktan tehdit ediyor.
TÖ, "formülü "çokönceden duydu, zaman kolladı. "Me-
sut'tan kurtulma"operasyonlarına bu nedenle başladı.
Olayları uzaktan, ama çok dikkatle izleyen bir üst düzey
DYP'li, ANAP'taki gelişmelerin ne zaman duracağı soru-
.. sunu, "Kurt bir kere girmesin. Artık o bünye iflah olmaz.
Bu, eşyanın tabiatına uygundur" diye yanıtladı.
"Himaye ile kurulan partiler" yaşamıyor. Ikisi gitti. Sıra
üçüncüde.
"Bünyeye giren kurt" görevini yapıyor.
Muhtar devlet arazisi
OLÂYLARIN Başbakan, İstanbul'u bir baştan bir başa turladı
'Şeffaf devlet vaat ediyoruz'
U Baştarafi 1. Sayfada
belirlendi. Malı Şube ekipleri,
devlet ormaru statüsünde bulu-
nan, ancak daha sonra orman
sınırlan dışına çıkanlan arazile-!
ri satan şebekeyi ortaya çıkar-
mak için çalışmalara başladılar.
Operasyon bürosunda gö-
' revli dedektifler, kaçak arsa
aüm-satımı yapuğı bebrlenen
tbrahim Mengiroğlu'na ait em-
lak bürosuyla irübata geçtiler.
Abcı gjbi davranan poüsler, İb-
rahim Mengjroğlu'nun akraba-
sı olduğu belirlenen Ahmet
Mengir adb kişiyle, Çekme-
köy'de bir dönümlük arazi için
100 milyon liraya anlaştılar.
PolisleT, seri numaralan be-
' jirlencn paralarla birlikte, saüş
işinin yapılması için anlaştıklan
Ahmet Mengir ve Cemal Kork-
maz adh kişilerle, Çekmeköy
muhtan Hüseyin Çabşkan'ın
bürosuna gittiler. Muhtar Hü-
seyin Çahşkan'a bir milyon lira
komısyon verilerek, haricen
gayrimenkul saüşı ve zilliyetin
devri senedi haarlandı.
Bu sırada kımlıklerini açıkla-
yan ahcı kılığındaki polisler,
Çekmeköy Muhtan Hüseyin
Çabşkan'la birlikte, Ahmet
Mengir ve Cemal Korkmaz ad-
h kişileri suçüstü yakalayarak,
gözalüna aldılar. ,
Mali Şube'ye getirilen şebeke
elemanlan, bölgede bu işi ya-
pan çok sayıda emlakçi ve
muhtar olduğunu belirterek
"Şimdiye kadar vatandaşı ena-
yi yerine koyuyorduk, şimdi de
biz enayi olduİc" dediler.
Polis yetkilileri de operasyo-
nun devamı içinçalışmalar y ap-
tıklannı ve bölgede bu işi yapan
kişilerin belirlenmesine çahştık-
lannı bildirdiler. Yetkililer, ay-
nca yatandaşlann bu kişilerden
Hazine arazisi alarak. hem
mağdur hem de sanık durumu-
na düşmemeleri için uyanda
bulundular.
• Baştarafi 1. Sayfada
gune dek suren bolümune iliş-
kin bir dökumünun gazete say-
falarmdan yapılmasında yarar
vardır. ÇUnkü basınımızın bu
sürede iyi sınav verdiği söylene-
mez. Goruşmeleri başından be-
ri Turk tarafının gucunu kırmak
ve Rauf Denktaş'ı "uzlaşmaz
kişi" olarak ilan etmek isteyen-
ler "hafıza-i beşer nisyan ile
maluldür" kuralına sığınacak-
lardır.
Görüşmeler sürecinde Anka-
ra ile Washington arasındaki
ilişkiler konusunda da epey
' 'dedikodu " ve ''spekülasyon''
yapılmış, gerçek dışı haberler
yayımlanmıştır. Bu da olayın
bir ayn cephesidir. Uluslarara-
sı diplomasinin masabaşındakı
görüşmelerle yürütülmesinde
belirli kuraüar geçerlidir. Hiç
kuşkusuz, bir taraf güçluyse,
sonucun belirlenmesinde büyuk
çapta "tayin edici" olacaktır;
ama ikı tarafm ağırlıkları çeşit-
li dengelerle oynayabilecek ka-
dar birbirine yakınsa, iş değişir.
Kıbrıs görüşmelerinde Turk
tarafını Türkiye'de daha başın-
dan karalamak, kötü bir giri-
şimdi; bu süreç aşdmıştır.
Ancak daha hiçbir şeyin so-
nuçlanmadığı da ortadadır. 26
ekimde başlayacak olan göruş-
melerde, GüvenlikKonseyi'nin
nasıl bir tutum içine gireceği
belli değildir; Kıbrts Rum tara-
fının da nasıl bir hazırlıkla ge-
leceği bilinemez. Şimdilik taraf-
lar sahadan "«« galip ne de
mağlup" olarak ayrılıyorlar.
Türk tarafı kendisine yöneltilen
"•uzlaşmaz"suçlamasım aşarak
Kıbrıs 'a dönüyor. Tam Vasiliu
stkıştığı anda görüşmelere ara
verilmesi dikkat çekicidır.
Görüşmelerin 26 ekime bıra-
kılması Amerika'daki Yunan
lobisinin etkisini de bir olçude
ayarlayacaktır. Kıbrıs sorununu
bu takvime bağlamak artık ko-
lay değil.
New York'taki Kıbrıs goruş-
meleri bir bakımayararlı olmuş-
tur. Çünku somut çözüm yolları
kamuoyunca biraz daha tartışı-
lıp benimsenmiştir. Türk tarafı
verilecek toprak ödünleriyle bir-
likte anayasal sorunların önemi-
ni vurguluyor; Türkiye'den ba-
kıldığında Kıbrıs'taki durum
şimdi daha aydınlık görunmek-
tedir. Eşdeğerde bir ilerlemenin
Yunan-Rum tarafında gerçekle-
şip gerçekleşmediğini ileridekı
gunlerde gorüp öğreneceğiz.
* * *
İstanbul Haber Senisi - Baş-
bakan Süleyman DemireL si-
yasi partilerin devletle millet
arasında bir köprü olduğuna
dikkat çekerek "Bu köprüler
işletilmebdir. Bir yere devlet
gelince partiler de gebyor. Ön-
ce Demokrat Parti'yi. ardın-
dan Adalet Partisi'ni kapattı-
lar. amblemlerini yasakladı-
lar. Ama sonra iki parti bir
araya gelerek önce yasaklan
kaldırdık, sonra kapatılan si-
yasi partilerin tekrar açılması-
nı sağladık. Bu bizim değil.
sizlerin. milletin ısrandır. So-
nuçta yanşı biz kazandık"-
dedi.
Başbakan Süleyman Demi-
rel, dün öğleden sonra Tuzla'-
daki evinden aynlarak incete-
melerde bulunmak üzere
hebkopterle İstanbul'a hare-
ket etti. Demirel, İstanbul Va-
bsi Hayri Kozakçıoğlu ve
Bedrettin Dalan ile çıktığı he-
bkopter turu sırasında önce
Tuzla Dericiler Sitesi'ni ince-
ledi. Yapımı planlanan Kurt-
köy Havaalanı'nın arazisini
inceleyen Demirel, ardından
Yeni İstanbul Otogan ile İs-
tanbul Toptancılar Hab'ni zi-
yaret etti. Daha sonra heli-
kopterle Ikitelb Organize
Sanayi Bölgesi'ne giden Baş-
bakan Süleyman Demirel'e
burada İkitelb'nin sorunlannı
içeren bir brifing verildi.
Buradaki törenin tamam-
lanmasınııî ardından Bahçeli-
evler'de yeni yapılan DYP
Bahçelievler ilçe binasının açı-
lışına katılan Başbakan Süley-
man Demirel, halka hitaben
yaptığı konuşmada şunlan
söyledi:
"Ülkemizin toplu iğne bü-
yüklüğündeki her yerine dev-
leti. adaleti. hizmeti ve refahı
götüreceğiz. 1.5 milyon nüfus-
lu Bakırköy'ün her sokağında
güvenlik olacak. Devlet Ba-
kırköy'e bundan sonra daha
çok gelecek."
Konuşma yaptığı sokağın
her yanına asılan DYP
amblemlerini gösteren Demi-
rel, pencerelerden kendisini din-
leyen vatandaşlann sık sık
alkışlarla kestiği konuşmasmı
şöyle sürdürdü:
"Bakın önce kırat gelmiş.
Görüyorsunuz ki bir yere dev-
let gelince partiler de geliyor.
Parti devlet ile millet arasında
bir köprüdür. Bu köprünün iş-
letilmesi lazım. 17 yıl genel
başkanbğını yaptığım, 21 sene
süren Adalet Partisi'ni kapa-
tarak amblemini yasakladılar.
Ama sonra ne oldu? Demok-
rat Parti (DP) kapatıldı, Ada-
let Partisı (AP) açıldı. AP
kapatıldı, Büyük Türkiye Par-
tisi (BTP) açıldı. BTP kapatıl-
dı, ardından Doğru Yol Parti-
si (DYP) açıldı. Beni tam yedi
defa siz iktidara çıkardınız.
Her şey sizin isteğinizle olu-
yor. Bu bizim değil, sizin, mil-
letin inadınızdır. Sizlere şeffaf
devlet vaat ediyoruz."
Başbakan Süleyman Demi-
rel, daha sonra Ataköy'deki
Sea World Shovv'un açılışını
yaparak yunuslann gösterile-
rini izledi. Demirel, Ataköy'-
deki açıbşa Dışişleri Bakanı
Hikmet Çetin, Çevre Bakanı
Doğancan Akyürek ile birbk-
te geldi. Başbakan, İstanbul
Milletvekib Bedrettin Dalan
ile restorasyonu süren Yedi-
kule surlannı da gezdi.
Başbakan Süleyman Demirel
gece de gazeteci-yazar Lütfü
Akdoğan'ın kızı Sema Akdo-
ğan ile Mehmet Tahir İpekçi'-
nin Hilton Oteb'ndeki nikâh
törenine kaülarak, Dışişleri Ba-
kanı Hikmet Çetin ile birlikte
nikâh şahitbği yaptı.
Lebiderya çöplük Kadıköy Belediyesi, Moda kolektörü inşaat alanı-
nı çöp toplama merkezi olarak kullaıunaya başla-
dı. Böylece Moda'da, tam deniz kıyısında büvıik bir çöplük oluştu. Kadıköy'ün ana caddelerinden
kam yonlarla taşınan çöpler, Moda kolektörünün bulunduğu dolgu alana boşaltüıyor, buradan da
başka araçlarla Ümranive'deki çöplüğe taşınıyor. Belediyenin bu uygulaması, çevrede evleri ve
işyerleri bulunaıüarca tepkiyle karşdandı. Ha\anın çok sıcak olmasına karşın çöp kokusundan
camlarını kapadıklarını, yoUarını deği^tirdiklerini belirten çevre sakinieri, uygulamanın durdu-
nılmasını ve çöplerin hemen taşınmasını istedi. Olavı duyar duymaz ModaŞa gelen Türkiye
Çevre koruma >e Yeşillendinne Kurumu'ndan Barbaros Gönençgil, Aydın Atıcı ve Osman Pek-
mez, "Burası dolgu olduğu için geçirimli bir alandır. Bir süre sonra denize çöplerden sı/ıntı ola-
cak. Anlaşılan beledi>e burayı bir çeşit aktarma istasyonu olarak kuilanıvor. Şehrin içindeki bir
alanın böyle kullanılması çok yanlış" dedi. (Fotoğraf: HATİCE TUNCER)
GOZLEM
Kooperatifler elektrik kurbanı
SATIUKİŞYERİ
Birinci derecede turistik bölge Sirkeci'de 5.400 m2
inşaat alanı olan işyeri satılıkür.
Tel: 572 18 53 -542 97 28
HAVÂDURUMU
• Baştarafi 1. Sayfada
cağım, aksi taktirde elektrik
vermem" dcdiğı için, vatandaş
piyasada çok daha ucuza yaptı-
rabileceği bu kaa işini, AK-
TAŞ'ın yan şirketlerine 4 kat
daha fazla para ödeyerek yaptı-
nyor. Oysa, TEK abonelerinin
tranşelerini kendilerinin yapür-
tabildigini belirten Şahin şunla-
n söylüyor: "Vatandaş, koope-
ratifçi, sanayici, elektrikçi ve
mühendisler, bu uygulamalar
karşısında mağdur ve pervasız
durumda. İETT döneminde
Enerji Komiseri şeklinde ba-
kanlığı temsilen bir birim vardı.
Haksızlığa uğrayan vatandaş-
lar sorunlannı bu komiserliğe
iletir, çözüm bulmaya çabşı-
lırdı.Şimdi böyle bir birim dahi
olmadığı için AKTAŞ, tüm ke-
simlere kan ağlatıyor. Çünkü
tercih edeceğimiz başka bir
elektrik şirketi yok".
25 yıllık elektrik mühendisi
Engin Dağıstanb da, AKTAŞ'-
ın tranşe (kablo kanah açma ve
döşeme) işlerini ücret karşdı-
ğında kendisi yaptığı halde,
zaman ve masraf gereküren
tüm ruhsat işlerini müşteriye ta-
kip ettirdiğine dikkat çekiyor.
Dağıstanb, aynca AKTAŞ
tranşeleri döşedikten sonra aç-
tığı kanallann üzerini belediye-
lerin istediği gjbi kapatmadığı
için, müşterilerin " yollardaki
asfalt ya da döşemelerin bozul-
ması olasıbğına" karşı bulun-
duklan bölgeden sorumlu bele-
diyeye. önceden ödedikleri
temınat paralannı geri alama-
dıklannı anlatıyor. Oysa, TEK
bu işlemlerin takibini de kendisi
yapıyor.
Bu arada Dağıstanb, tüm
enerji üretim kaynaklannın ve
ana enerji iletim hatlannın yatı-
nmlannın TEK tarafından yapıl-
dığını belirterek şöyle dedi. "AK-
TAŞ'ın vatandaşlardan aldığı
enerji katılım parası (iştirak be-
deli) hiç bekletmeden günlük ola-
rak TEK hesabına geçmek zorun-
dadır. Bugüne kadar bu konuda
TEK'e bir para ödediğine inan-
mıyorum. Ödemişlerse, bunu
TÜRKİYE'DE
belgeleriyle açıklasınlar. Vatan-
daştan bu dönemde, katılım
payı olarak ne kadar aldılar,
söylesinler. AKTAŞ'ın bugüne
kadar yaünm için TEK'ten alıp
da yatınma sarfetmediği para-
lann ve vatandaşlardan topla-
dığı iştirak bedellerinin tutan
TEK'in bütçe açıgını kapatır. "
Kooperatiflere dayatılan ra-
kam, bazen TEK fıyatlannın
28-29 kaü bile olabibyor.
Kartal Yakaak'ta 86 koope-
ratiften oluşan Çağdaş Koope-
ratifler Birbği yöneticileri, ge-
çen perşembe günü AKTAŞ ile
olan sorunlanna çözüm bul-
mak üzere Ankara'ya giderek,
enerji ve Tabii Kaynaklar Ba-
kanı Ersin Faralyab'nın kapısı-
na dayandı.
Çünkü Çağdaş Kooperaüf-
ler Birbği, bugün için bitmiş 2
bin tane daireyi, AKTAŞ'tan
elektrik alamadığı için anahtar
tesbm yapamıyor. Birbğjn ge-
nel sekreteri Hüseyin Cavit,
bakanbkta neler olup bittiğini
şöyle anlatü: "Bakan Faralyab,
sorunlanmıa dinledikten sonra
bizi Müsteşar Yardımcısı Er-
tuğrul Önen'e gönderdi. Biz
birbk olarak 9 Haziran 1989'da
elektrik için TEK'e başvurdu-
ğumuzda, TEK '39 trafonuzun
binalannı yaparsanız size elekt-
rik veririm' dedi. Ancak, 1 Ey-
lül 1990'da Anadolu yakasmın
elektrik hizmetleri AKTAŞ'a
devredildiği için, biz bu kez de
AKTAŞ'a başvurduk. AK-
TAŞ bize 'Bölgedeki bütün
elektrik hizmetlerini trafolan-
nız dahil, siz yaparsanız elekt-
rik veririm' dedi. TEK'ten
kazanılmış hakkımız bir anda
eb'mizden abndı. Eğer bugün
TEK'in yetki alanında olmuş
olsaydık, sadece 1 milyar liraya
malannı istedik. Onlara, Batı-
kent örneğini gösterdik.' TEK
Ankara'da yapılan Baükent'in
tüm elektrik hizmetlerini hiç
ücret abnadan yaptı.
B ü i hi
yapma şartı getınyor. Fakat,
500-600 milyon lirabk trafo
merkezini gecekondu bölgele-
rinde vatandaş kendi olanakla-
nyla yapamadığı için, hat çeke-
Bu ücretsiz hiz'met 21 Mayıs rek kaçak elektrik kullanabib-
1992 tarih ve 21 bin 234 sayılı yor.Bu tesisat da genellikle
Resmi Gazete'nin 74 ve 75. say-
falannda yayımlandı. AKTAŞ
ise bizi, TEK'e 1 milyar braya
yaptırabileceğimiz elektrik hiz-
meti için, 29 milyar bra daha
fazladan para harcamaya zor-
luyor. Ya kazanılmış hakkımız
geri verilsin, ya da bize destek
çıkın. Biz hazır bitmiş evlerinde
oturamayan ortaklanmızı artık
kontrol altında tutamıyoruz. '
dedik.
Ancak, 'Ödeneğimiz yok' de-
yip kabul etmediler. Bunun
üzerine bakanhk yetkililerine,
"Siz TEK'in devleti misiniz yok-
sa AKTAŞ'ın devleti misiniz'
diye sorduk. TEK'in verdiği bir
hizmeti AKTAŞ vermiyor. Bizi
bu tesisi yapmaya zorluyor.
Üyelerimiz zaten şu an evlerine
taşınamadıklanndan kira ödü-
yorlar. Toplu Konut Fonu'ndan
aldıklan kredilerin de geri öde-
mesi başlamış durumda. Ayn-
ca, elektrik için güvence bedeli
de ödemek zorundalar. Bu ka-
dar harcamadan sonra, bu dar
gelirli insanlar 29 milyar lirayı
nereden bulup da trafolan yap- DENİZ ŞAHÎN
tırtabilecekler. AKTAŞ, geçmişte
bizim indirici merkezlerimizi
de. bizi kullanarak Enerji Ba-
karüığı'ndan aldığı yaklaşık 4
milyar lirabk krediyle yapmıştı
zaten. AKTAŞ, tesisin jjara-
sını da bakanbktan alarak yap-
tekniğe uygun olmadığı ıçın,
toprağa kaçak, yani elektrik
kaybı oluyor. Bu durum o hatta
elektrik voltajlannın düşmesine
neden olurken, aşın yüklenme
nedeniyle trafoyu da yakabih-
yor.
Elektrik Mühendisleri Odası
İstanbul Şubesi Yönetim Ku-
rulu Üyesi Mustafa Demirören
bu tür olaylann daha çok mil-
yonluk trafo merkezi kurmaya
gücü yetmeyen vatandaşlann
oturduğu gecekondu bölgele-
rinde görüldüğüne dikkat çeki-
yor. Demirören, "yapması ge-
reken yatınmlan AKTAŞ
yapmadığı için, trafolar fazla
yüklenmekte, birçok bölgede
voltaj düşüklüğünden dolayı
vatandaşlann elektrikb ev ci-
hazlan yanmakta, dolayısıyla
büyük zarara uğramaktadır-
lar" diye konuşuyor.
UĞUR MUMCU
• Baştarafi 1. Sayfada
Gazetemizin yayını silahlı kişilerce önlenmek is-
tendi, bana çeşitli tehditler yapıldı, gözdağları verildi;
gazetemiz de protesto edildi.
Bu yayınlarda "silahlı eylemlerin askeri yönetim-
lerle noktalanacağı" uyarısı yapılmaktaydı. 1980
askeri müdahalesı bu uyarının ne kadar haklı olduğunu gös-
termişti.
'Bireysel terör' yoluyla hiçbir örgüt ve parti
devrim yapamamıştır. Tersine, bu yol, devrimci ör-
gütleri, halk yığırrlarından soyutlamış; bu örgütleri de
amaçlarına yabancılaştrmıştır.
Türkiye'deki silahlı sol eylemler, son otuz yılda bir
başka gerçeği de kanıtlamıştır.
Kanıtlanan bu gerçek, bu eylemlerin genellikle Batı
silah tekelierinden çtkıp, çokuluslu mafya örgütleri
aracılığı ile eylemcilerin ellerine geçen silahlarla ya-
pılmasıdır.
Bu gerçek en çok devrimcilik adına, Marksistlik-
Leninistlik adına bu eylemlere başvuranları düşürv
dürmelidir.
12 Eylül öncesinde Türkiye'de ele geçen silahların
onda dokuzu NATO ülkelerinde üretilen silahlardır!
Bu NATO ülkeleri, kendi silah fabrikalarında üreti-
len silahların kimler aracılığı ile hangi örgütlere ulaş-
bğını ve hangi eylemlerde kullanıldığını bilmezler
mi?
Elbette bilirler.
12 Eylül öncesinin terör örgütleri, çokuluslu mafya-
lar eliyle Batı ülkelerinden lojistik destek sağlamış-
lardır.
Silah trafiğinin bu yönü, "komünizme karşı milliyet-
çilik adına" silahlı eylemlere başvuranları da düşün-
dürmeliydi.
Düşündürmeliydi, çünkü bu silahlar, NATO ülkele-
rinden yola çıkıp bir Varşova Paktı üyesi olan Bulga-
ristan'ın devlet şirketleri aracılığı ile Türkiye'ye soku-
lup ülkücü eylemcilerin ellerine ulaşıyordu.
Türk yeraltı dünyası, Bulgaristan ve Macaristan'da
lüks otellerde karargâh kurmuştu.
Kapitalist silah tekelierinden Bulgar devlet şirket-
lerine, Bulgar devlet şirketleri nden Türk yeraltı dün-
yasına, yeraltı dünyasından devrimci ve ülkücü silah-
lı eylemcilere kadar uzanan bu kanlı zincir, bu eylem-
lere karşı olan TKP siyasetince de görmezlikten
geliniyor ve sosyalist ülkelerin bu kanlı trafikteki rol-
lerini sergileyen yayınların etkisi, "CIA ve MİT ajanlh
ğı ile antikomünizm" gibi klişe suçlamalarla gideril-
meye çalışılıyordu.
Peki, ne oldu?
Aradan geçen 10-15 yılda bu gerçeklerin hepsi te-
ker teker kanıtlandı. Silahlı eylemlerin sonunda aske-
ri müdahale oldu ve Bulgarlar da devlet şirketleri
aracılığı ile kaçakçılık yaptıklarını itiraf ettiler.
Bugün silahlı eylemler üç koldan gelişiyor
Kürtçü PKK terörü, Islamcı Hizbullah terörü, Dev-
Sol ve benzeri örgütler terörü.
Dev-Sol ve benzeri örgütlerin terör eylemleri, 12
Eylül sorgulannda bulunan polis ve savcılara yöneli-
yor. Hem bunlara yöneliyor hem bu olaylarla uzaktan
yakından ilgileri olmayan Orgeneral Adnan Ersöz ve
Oramiral Kerna'- Kayacan gibi savunmasız buldukları
silahlı kuvvetlerin sevilen komutanlarına.
Dev-Sol bir 'intikam örgütü' olarak eylemlere baş-
^vuruyor. Devlet güçlerinin sanıkları sağ olarak yaka-
lamaları yerine 'yargısız infaz' olarak adlandınlan
biçimde öldürülmeleri, kin tohumlarının yeşermesi-
ne ve terörün daha da tırmanmasına yol açıyor.
Böylece kanlı bir kısırdöngüye giriliyor... -<i'iAtA
PKK terörü, Kürtler arasındaki milliyetçi duyguları
canlandırarak ülke topraklarından bir kısmını Türkiye
Oumhuriyeti'nden koparmayı amaçlıyor.
PKK, bu amaçla, din duyguları ve dince kutsal kav-
ramları kullanıyor.
Bu kaba ve ilkel din sömürüsü, kendilerine Mark-
sist etiketini yapıştıran Türk ve Kürt aydınlarınca da
görmezlikten geliniyor!
Türkiye'de Prof. Muammer Aksoy, Doç. Bahriye
Üçok, gazeteci Çetin Emeç ve yazar Turan Dursun gi-
bi aydınların canlarını alan Islamcı terör, Güney-
doğu'da bu kez de özgür Gündem gazetesi çalişanla-
rını hedef seçiyor.
Islamcı terör de her gün Islamcı bankerlerin paralı
ilanlarını gazete başlıkları yanına paradan küpeler
gibi takarak çıkan islamcı gazeteler tarafından gör-
mezlikten geliniyor.
Yakın bir gelecekte, PKK ile Celal Talabani'nin Kür-
distan Yurtseverler Birliği ile Mesut Barzani'nin Irak
Kürdistan Demokrat Partisi'ne bağlı peşmergeler
arasında kanlı bir hesaplaşma da başlayacakttr.
Yaşanan bu olaylar, terörün ardında, emperyalist
çıkarların yattığını gösteriyor.
Her olayın birden çok ve karmaşık yapıda nedenleri
buiunur. Bu nedenler arasında en etkin ve belirleyici
nedeni bulmak gerekir.
Olaylara bu açıdan bakılırsa, 12 Eylül öncesi terör
olayları ile bugün yaşanan terör eylemlerinin Orta-
doğu'da ABD egemenliğinin artmasına yaradığı çok
açık biçimde görülür.
Bu eylemlerin hangi gerekçeler ve amaçlarla yapıl-
dıkları değil kime ve hangi çokuluslu çıkar düzenine
yaradıkları önemlidir.
Temizliközel şirkete havale
tı. Adının açıklanmasını isteme-
yen bir elektrik mühendisi.
oturduğu evde voltajlann sü-
rekli inip çıktığını farketmesi
Belediyelerin temizbk işlerini
alan özel fırmalar, işçilerini haf-
tada altı gün asgari ücret düze-
>inde çabşürarak kâra geçmeye
çabşıyorlar. Firmalann gazete
ilanlanyla bulduğu bu işçileri
örgütleyemediklerini bebrten
Belediye-İş Sendikası, özelleş-
tirme uygulamasına. "Güven-
cesiz, ucuz işçi çalıştınlmayı
kil k
elektriğimizi bağlatacaktık.^nu, ancak şirketten bu konuda
ama AKTAŞ'ın bize getirdiğT hiçbir girişimde bulunulmadı-
koşullann bize maliyeti 30 mil-
üzerine AKTAŞ'a başvurduğu- ozend^dıg! gerekçesıyle karşıv
- çıkıyor.
Ozelleştirme
yar bra. Bu nedenle, bu yılın
sonunda bitecek dairelerle bir-
bkte, elektrik alamadığıınızdan
tesbm edemediğimiz daire sayı-
sı 5 bin 390'a uîaşacağı için ba-
kanbktan derdimize çare bul-
DÜNYA'DA
yevre Bakanlığı Meteo-
Irotoji Genel Müdürlüğü'-
,nden alınan bitgrye göre
Ibütûn bûlgeterimiz az bu-
r ılutu ve açık geçecek. Ha-
' ıva sıcaklığında önemli bir
' tdeğişadik olmayacak. Rûz-
ıgar, kuzey ve doğu, yur-
Idan güneyinde güney ve
jbatı yönlerden hafif, ara
ısıra orta kuvvette esö^k.
iDenizlerjmizde rüzgâr, Doğu Karadeniz ile Ege'de yıldız ve poyrazdan 3-5,
jyer yer 6 kuvvetinde, saatte 10-21, yer yer 27 deniz mili hızla esecek. Van
Gölû'nde hava, açık ve az bulutlu geçecek.
Adana
Afyon
Afln
Ankara
Antalya
Aydm
Buısa
ÇanaKkale
Oyartakır
Edime
ErTurum
Eskışehr
İstanbul
Iznvr
Kars
Konya
M6fSlfl
Ssmsun
Tidtuufl
ZonouMak
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
40°
33°
26°
33°
36°
38°
34°
32°
36°
33°
26°
33°
31°
36°
24°
34°
35°
28°
30°
28°
23°
16°
10°
18°
23°
23°
19°
22°
18°
18°
10°
17°
22°
24°
8°
18°
25°
19°
22°
21°
açık (Va(ık B-buiuHu G-gûneşlı K-kartı SasJı Y-yaOmurtu
Amsterdam
Amman
Atna
Bajdat
Brûteel
ıCenevre
tfranklun
Leftoşa
ıPetersburg
iLondra
Maönd
llNaıu
Moskova
Mûnıh
Osk)
Pans
Prag
Rryad
Roma
Vıyana
Zûrıh
Y
A
A
A
Y
B
B
A
Y
Y
A
A
B
B
Y
Y
B
A
A
B
B
21°
37"
35°
40°
22°
24°
22°
40°
24°
20°
27°
30°
26°
23°
19°
24°
25°
44°
31°
26°
25°
ğını anlatıyor. Şirket yetkibleri-
nin, kendisine"Bölgedeki elekt-
rik 180 volt " dediklerini anla-
tan elektrik mühendisi, "220
volt olması gereken elektrik
voltajlannın, bazı binalarda
yüksek maliyetler nedeniyle ka-
çak olarak hat çekilip elektrik
kullanılmasından kaynaklandı-
ğını" söylüyor. Aynı mühendis,
'Oysa bu çok tehbkeli. Aşın
yüklenme nedeniyle kablolar
yanabilir ve yangın çıkabilir"
diyor.
AKTAŞ. bir bölgede trafo
merkezleri yetersiz olduğu za-
man, vatandaşa trafo merkezi
uygulamasına
geçen Sanyer. Kartal, Zeytin-
burnu. Bayrampaşa ve Kâğıt-
hane belediyeleri temizlik işle-
rinde çalışan işçilerini başka
görevlere verirken, Adalar Be-
lediyesi özelleştirmeyle birlikte
220 işçisini işten çıkardı.
Adalar Belediye Başkanı Re-
cep Koç, 220 işçiyi işten çıkar-
masaydı bu yıl işçilere 14 milyar
bra ödeme yapması gerektiğini
belirterek "Oysa şimdi temizbk
için 2 milyar lira ödeyeceğiz"
dedi. Koç "Grev sırasında İs-
tanbullulann basına gelen üç yıl
önce bizim başımıza geldi. Işçi-
lerin paralannı ödeyemeyince.
DUZELTME
05 Ağustos 1992 tarihinde 8919 basın numarasıyla
yayımlanan satış ilanında sayı: 1991/1017 olarak
yayımlanmıştır. 1991/1017 tal. olarak düzeltilmesi ve ilanın en
alt satırındaki 30.7.1992 tarihi yayımlanmaması gerekirken
yayımlanmıştır.
direnişle karşılaştık. Ama Ada-
lılar da benim paramın olmadı-
ğına değil, sokaklan temiz mi
değil mi diye bakıyor. 220 işçiyi
işten çıkardık, bağnmıza taş
bastık" diye konuştu.
Temizlik hizmetlerini 7 ay
önce özelleştiren Sanyer Bele-
diye -Başkanı İhsan Yalçın. te-
mizbkte çalışan 220 işçinin
başka işlere verildiğini, emekli-
bkleri gelenlerin aynlmasıyla,
bu sa>ıyı azaltmaya başladıkla-
nnı söyledi. Yalçın "Temizbği
alan fırma 110 işçisine asgari
ücret ödüyor. Ama açlık sını-
nnda yaşamaktansa, peynir
ekmek yiyecek parası olması iş-
çileri mutlu etmeb" dedi.
Bayrampaşa Belediyesi Baş-
kan Yardıması Mustafa Deniz
de belediye işçilerinin greve çı-
kacaklannı tahmin ettikleri için
temizbk işlerini mart ayında
özel söktöre verdiklerini söyle-
di. Deniz "Biz temizbk işlerini
on aybğma 4 milyar 306 milyon
braya ihale ettik. Halbuki sade-
ce 183 işçinin fazla mesaisi ayda
300 milyon bra tutuyordu. Ay-
da 430 milyon lira masraf yapı-
yorduk" dedi.
Özelleştirmeyle, toplusözleş-
meb işçilerin 1,5 milyar brabk
fazla mesai ücretlerini ödemek
zorunda kalmadıklannı bebr-
ten Zeytinburnu Belediye Baş-
kanı Hasan Yılmaz da şu bilgi-
leri veriyor "Özelleştirmeden
önce 225 milyon mesai parası,
226 milyon mazot benzin para-
sı, 250 milyon parça ve tamira-
ta, 25 milyon da lastik bakıma
veriyorduk. 150 milyon da
amortisman koyunca toplam
harcamamız 876 milyon bray-
dı. Biz 670 milyona ihale ettik.
150 milyon da araç kirası ödü-
yorlar. Temizbkteki 80 işçiyi de
sokak süpürme işine verdik."
Sanyer ve Kâğıthane Beledi-
yelerinin temizbk hizmetlerini
yapan İzmir Temizlik Sanayii
yöneticisi Recep Bakır çabştır-
dıklan işçileri gazete ilanlanyla
bulduklannı, haftada altı gün
çalışan işçilere 1,5 milyon Ura
ödediklerini söyledi. Bakır, be-
lediyeden ayda 350 milyon bra
almalanna karşıbk, 250 milyon
personel, 100 milyon mazot,
100 milyon yedek parça mas-
raflan olduğunu ifade ediyor.
Bakır İnşaat yöneticisi Dur-
sun Bakır, belediyeden ayda
415 milyon bra ajdıklannı, an-
cak İstanbul Üniversitea'ne
yaptınlan keşif sonucu, işin asıl
değerinin 763 milyon lira oldu-
ğunun anlaşıldığını, bu nedenle
belediyenin bir ay sonra yeni bir
ihale açacağını söyledi.
Taşeron işçilerini sendika
üyesi yapmak için çok uğraşük-
lannı bebrten Belediye-Iş Sen-
dikası Genel Teşkilat Sekreteri
Hüseyin Özkan, işçilerinin
korkmalan ve işverenlerin bu
işçileri hemen işten çıkartması
nedeniyle başanb olamadıkla-
nnı bebrtiyor.