07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
-15 AĞUSTOS1992 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 "Cavitler ismini değiştirsin" • ANKARA (AA) - ANAP Genel Başkan Yardımcısı Ersin Taranoğlu, İzmirli bir vatandaşın kendisine verdiği- fîkirden vola çıkarak Devlet Bakanı Cavit Çağlar'a tepkiyi dılegetirmek için •'Cavitler ismini değişıirsin" kampanyasıbaşlattı. Ersin Taranoğiu. açıklamada son 10 gün içerisınde 15 ile gezi lüzenlediğıni ve vatandaşlann hükümet üyeleri arasında en çok Devlet Bakanı Cavit Çağlar'a tepki duyduğunu söyledi. Kotil yerine PM'ye ûye • ANKARA(AA)- Geçirdiğı birmide kanaması nedeniyTe kaldınldığı hastanede vefat eden SHP Parti Meclisi üyesi Aytekin Kotil'in yerine, yedek listeden Erzan Erzurumluoğlu parti meclisi üyesi oldu. Geçmışte bir süre Ankara Baro Başkanhğı, SHP Ankara II Başkanlıgı ve milletvekilliği yapan Erzurumluoğlu, son genel seçimlerde Yozgat'tan milletvekili adayı olmuştu. Ordudaterfi törenleni • ANKARA (AA) - Türk Silahlı Kuvvetleri'nde madalya, terfı ve devir-teslim törenlerinin programlan belirlendi. Genelkurmay Başkanhğı Genel SekreterliğTnden verilen bilgiye göre Türk Silahlı Kuvvetleri üstün hizmet madalya töreni 17 ağustos pazartesi günü yapılacak 1 Kasım seçimleri I ANKARA (AA) - Bu yılın ikinci yerel ara seçiminin yapılacağı 1 Kasım 1992 pazargünü 18yerleşim yerindeki yaklaşık 1 milyon seçmen sandık başına gidecek. Seçmenler. belediye başkanhğı, belediye ve il genel meclisi üyeliği için oy kullanacak. YSK'dan alınan bilgiye göre 1 Kasırrfda Jslanbul'un Avcılar, Bağcılar, Güngören, Bahçelievler, Maltepeve Tuzla, İzmir'in yeni ilçeleri Çiğli, Gaziemir ve Narlıbahçe'de belediye i başkanhğı ve belediye meclis \ üyeliği seçimi yapılacak. | Başkan görevden alındı • KOZAKLI(AA)- Nevşehir'e bağlı Kozaklı ilçesinde Refah Partisi'nden seçimlere katılan daha sonra bağımsızolan belediye başkanı İbrahim Ünal. görevden alındı. Edinilen bilgiye göre kendi motelinin yapımında belediyeye ait iş makinelerini kullandığı, belediyeye usulsüz adam aldığı belirlenen Kozaklı Belediye Başkanı İbrahim Ünal. Içişleri Bakanhğı tarafından görevden alındı. Belediyeler toplandı • TR ABZON (AA) - Doğu Karadeniz Bölgesi Belediye Başkanlan toplantısı, 18 ağustos salı günü Rize'de yapılacak. Samsun. Ordu, Giresun, Trabzon, Rize. Artvin, Bayburt ve Gümüşhane il, ilçe ve belde belediye başkanlannın katılacağı toplanüya. Devlet Bakanı Erman Şahin başkanhk edecek. Demirel'e özel av tüfeği •BEYŞEHİR(AA)- Konya'nın Beyşehir ilçesine bağlı Huğlu kasabasında yapım çalişmalan tamamlanan av tüfeği fabrikasında Başbakan Süleyman Demirel için özel bir av tüfeği imal edildi. Edinilen bilgiye göre Başbakan Süleyman Demirel. Huğlu Av Tüfekleri Kooperatifi tarafından gerçekleştirilen fabrikanın açıhşına davet edilecek. HEP'ten yasa teklifi • ANKARA (AA)-HEP Parlamento Sözcüsü, Şırnak Milletvekih Ahnak, mal bildiriminde bulunulması, rüşvet ve yolsuzluklarla mücadele yasasında değişiklik > apılmasına ilişkin yasa teklifini TBMM Başkanlığı'na sundu. Teklifte mal bildiriminin gizliliğinin kaldınlması, kamuoyuna açık hale getırilmesi öngörülüyor. Teklif, mal bildiriminde bulunacaklar listesinde eski cumhurbaşkanı ve konsey üyelerini dahil ederken basın measuplannı listeden çıkanyor. Iş barışma koırsey arayışı Sendikalar, çahşma yaşamının demokratikleşmesi girişimlerini yetersiz buluyor IŞIK KANSU ANKARA - Uç işçi konfede- rasyonu, çahşma yaşamının de- mokratikleşmesi görüşünde birleşirken hükümetin bu alan- daki girişimlerini yetersiz bulu- yor. Türk-İş Genel Başkanı Şevket Yılmaz, demokratik sis- temin inşasının. toplumsal uz- laşma için gerekli açıhmlan sağ- layacağını belirterek tıkanıkh- klann aşılması için "çoksesli bir diyaog" gerektiğini söyledi. Hak-Iş Genel Başkanı Necati Çelik. emek aleyhine bozulan dengenin düzeltilmesini istedi ve koalisyon partilerinin yasal düzenlemeler konusunda sami- mi olmadıklanndan yakındı. DİSK Genel Başkanı Kemal Nebioğlu da 12 Eylül tahri- baunın giderilmesi gerektiğini vurgulayarak "Türkiye'dekı endüstriyel ilişkilerin çağdaş konuma gelebilmesinin önce- likli koşulu, işverenlerin böyle birçağdaşhğı kabullenebilmesi- dir" dedj. Türk-İş Genel Başkanı Şev- ket Yılmaz, Cumhuriyet'in so- rulannı yanıtlarken ağırlaşan geçim koşullan, işçi haklan önündeki engellerin çahşma ya- şamının en önemli sorunlan ol- duğunu. bunlara işten çıkar- malann eklendiğini söyledi. Anayasa, Sendikalar ile foplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt yasalannın demokrasiye. insan haklanna, işçi hak ve özgürlük- lerine aykın olduğunu dile geti- • Şevket Yılmaz Hükümetin birtakım çevrelerin etkisi altına girerek vaat ettik- lerini belirsiz bir sürece sokma eylemini kabul etmeyiz. • Kemal Nebioğlu Türkiye'deki endüstriyel ilişkilerin çağdaş konuma gelebilme- sinin öncelikli koşulu, işverenlerin böyle bir çağdaşlığı kabullenebilmesidir. • Necati Çelik Hızla değişen dünya ve birey şartlanna, her dönemde uyabile- cek yeni bir üretim ve işletmecilik kültürü geliştirilmeli. I I Sağırlardiyaloğusürüyorİş Sendika Senisi - Hükümet ile işadamlan arasındaki ilişkileri yumuşaunak üzere İstanbul'da düzenlenen, Odalar Birlığfnin öncülüğünde ilgili tüm işveren kunıluşlannın kaüldıkları toplanüdan ekonomik ve sosyal konseyin oluşturulması karan çıktı. Gerek işverenler, gerekse hükümet, oluşturulması düşünülen konseyin üçüncü tarafı olan işçi kesiminingörüşünü almayı unutmuşlardı nedense. Ancak hükümet ve işverenler arasındakı diyaloğu geliştirecek, ekonomik ve sosyal düzenlemelerde etkili olabilecek bir konseyin toplanabümesi, üçüncü tarafı da zorunlu kıldığından, İstanbul toplantısınm ardından herkes üçlü diyalogdan -konsensüsten- söz etmeye başladı. Orada burada verilen demeçierde gerek hükümet, gerekse işveren sözcüleri, sık sık konseye ilişkin hazırhklardan söz ediyor; kamuoyunda konseyin ne anlama geldiği, yetkilerinın ne olacağı, ne y^pacağına ilişkin bir ön fıkiryinede oluşamıyordu. Hükümetin, konsey aracılıgı ile öncelikle işverenler olmak üzereişçi sendikalanndan da ekonomik, siyasal ve sosyal kararlanna destek almak istedıği biliniyor. İşverenlerin de hükümete yakın olma, üzerinde etkili olma çabalan var. Dahası işverenlerin temsilindeki yanş, kavga, konseyin liderliğini üstlenme ve konseye sahiplenmeyi degetiriyor. İşçi sendikalan ise enazından bugünküdışlanmışlıktan kurtulma çabasında. Tabii bu tabloda sorular yöneltildiğinde. yanıtlar kafalarda henüz oluşmamış. Gündem konsey degü de, daha çok sorunlar üzerinde oluşturuluyor. Cumhuriyet'in konuya ilişkin soruşturmasına tarafiardan gelen yanıtlar, bir diyalogdan çok, sağırlar diyaloğunun geçerli olduğunu gösteriyor. Yıhnaz-Türk-tş Gend Başkan ren Yılmaz, bu engellemelerin arzulanan hoşgörü ve uzlaşma ortamının kurulmasını tıkadı- ğını behrtti. Seçimlerden sonra koalisyonu oluşturan hüküme- te ülke ve çalışan kesimlerin so- runlannı ilettiklerini anımsatan Yılmaz, hükümetin söz konusu sorunlann çözümünde yavaş hareket ettiğini kaydetti. Yıl- maz. "Hükümetin birtakım çevrelerin etkisi altına girerek vaat ettiklerini belirsiz bir süre- ce sokma eylemi bizim tarafı- mızdan kabui edilemez bir tu- tumdur. Bu tutumun seçimlerle birlikte başlayan umut verici havayı olumsuz etkileyeceği açıktır" dedi. Yılmaz, şunlan söyledi: "Binlerce işçi işinden olurken iş güvencesi yasa taslağına yö- nelik işveren çevrelerinin engel- leme ve eleştirileri haksız ve in- safsız bir yaklaşımı sergiliyor. öne sürüldüğü üzere, bu yasa- nın uygulamaya konulmasıyla özel girişimciliğe darbe vurul- ması söz konusu değildir. Ser- maye çevrelerinin yaptığı eleşti- rilerin aksine çahşma banşı güçlenecek. iş verimi artacaktır. Bugün, demokrasiyi. çahşma yasalannı daha çağdaş hale ge- tirmek için her zamankinden daha fazla uzlaşma yollan mev- cutken, hükümet-işçi-işveren kesimleri olarak üzerimize dü- şeni yapmak durumundayız. Ülke capında iş banşmın ve bu- na bağlı olarak sosyal banşın sağlanması için taraflann yapı- a bir tavır içinde olmalan ge- rekmektedir." Türkiye'de endüstriyel ilişki- lerin çağdaş konuma gelebilme- si için öncelikle anayasadan başlayarak, demokratik siste- Çelik-Hak-İş Genel Başkanı min yeniden inşa edilmesi ge- rektiğini söyleyen Yılmaz, bu- nun için şu koşullann yerine ge- tirilmesini istedi: "Çoğulcu ve özgürlükçü de- mokrasi yeniden ve sağlıkh bir biçimde kuruhnalı. çalışanlann hak ve özgürlükleri önündeki engeller ortadan kaldınlmalı. sosyal devlet ve sosyal adalet il- kelerine dayalı bir ekonomik politika uygulanmalıdır." Bu üç maddenin toplumsal uzlaşma için gerekli olan açı- lımlara işaret ettiğini dile geti- ren Yılmaz, çağdaş endüstriyel ilişkiler için "çok sesli bir diya- loğa" gerek olduğunu aktardı. Yılmaz. "Böyle bir diyalog so- runa daha global bakmayı ge- rektiriyor. Ekonomi ile demok- rasi arasında sağlıkh bir ilişki kurmamız gerekiyor. Bize göre toplumsal hayatımızın demok- ratikleşmesi için bu sorun haya- tı bir öneme sahipür. Bu sürece, değişik toplum kesimleri örgüt- len araalığıyla katılabilmelidir. Bizim, çahşma yaşamının de- mokratikleşmesinden anladığı- mız; katılma, sorumluluk, kar- şılıkh çıkar ve dengelerin ko- runmasıdır. Bu. aynı zamanda toplumsal uzlaşmanın da bir zeminidir ve ancak demokrasi- ye tüm kurum ve kurallanyla işlerlik kazandırabildiğimiz za- man bu zemini hazırlayabiliriz" diye konuştu. Hak-İş Genel Başkanı Neca- ti Çelik, en önemli sorunlardan bırinin sendikasızlaştırma ol- duğunu kaydederek anayasa değişikliği. iş güvencesinin de yer aldığı yasa düzenlemeleri- nin insanı merkez alan anlayış- la kısa zamanda yaşama geçiri- lerek sorunun çözüme kavuştu- rulabileceğini dile getirdi. Çelik, koalisyon partilerinin, > asal düzenlemeler konusunda samimi olmadıklannı vurgu- layarak. "Geniş.gerçek vekâmil anlamı ile insana en büyük de- ğeri veren yeniden yapılanma Çabşma Bakanı Mehmet Moğultay: Çahşmayaşamı çağdışı ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)- Çahşma ve Sosyal Gü- venlik.Bakanı Mehmet Moğul- tay, "Ülkede, çahşma koşullan çağdaş değilse, bunun nedeni, çahşma yaşamında demokratik işleyişi sağlayacak mekanizma- lann kurulmamış ohnasıdır" dedi. Sosyal diyalog mekaniz- malannı geliştirmek için kon- sey kurulmasını önerdiğini, an- cak tarafiardan beklediği yankıyı alamadığını kaydeden Moğultay. Başbakan Süley- man Demirel'in de uygun gör- düğü bu konseyin, toplumsal banşın geliştirilmesine önemli katkılarda bulunabileceğini açıkladı. 7 Uluslararası Çahşma ör- gûtü sözleşmesinin TBMM'nin gündeminde, iş güvencesi yasa taslağının Bakanlar Kurulu'- nda olduğunu, örgütlenme ve toplupazarhk haklannın yeni- den düzenlenmesi. işsizlik si- "gortası kurulması için hazırlık- lann sürdüğünü anımsatan Moğultay. bakanhk olarak anayasanın çahşma yaşamını düzenleyen maddeleriyle ilgili görüşleri koalisyon ortağı par- tilerin Meclis grup başkanlıkla- rma verdiğine dikkat çekti. Moğultay. şöyle dedi: TİSK-Hükümet-Türk-İş zirvesinde Baydur, Moğultay ve Yılmaz bir arada. "Bu nedenle. uyuşma sağla- namaması bu işin doğasında vardır.Ancak, biz sosyal taraf- lar arasındaki diyaloğu geliş- tirmeyi amaçhyoruz. Müdaha- lecı olmak istemiyoruz. Böyle- ce, sorunlan taraflann kendi iradeleriyle çözmeleri olanağı sağlanacaktır. Bu uygulama bi- zim de başından beri düşündü- ğümüz bir olgudur. Nitekim, aynı paralelde sosyal diyalog mekanizmalannı geliştirmek üzere bir konsey kurulması önerisini daha 1992 yılının başı- nda belirtmiştim. Ancak, üzüle- rek belirtmek isterim ki, bu ko- nuda sosyal tarafiardan bekle- diğim yankıyı alamadım. Öne- ri, Sayın Başbakanımızca da uygun görülmüştür. Konseyin oluşumu, adı ne olursa olsun geniş kademeli ve dengeli bir bi- çimde gerçekleştirilirse çahşma banşı ve toplumsal banşın ge- liştirilmesine önemli katkılarda bulunacağına inanıyorum." TİSK Genel Başkanı Refık Baydur Taraflar arasında diyalog yok ANKARA (Çumhuri- |yetBürosu)-TİSK Yö- ınetim Kurulu Başkanı I Refık Baydur, çahşma , yaşamında taraflar ile I devlet arasmda yeterli I diyalog bulunmadığmı Isavunarak, tüm kesim- j lerin temsil edildiği eko- I nomik ve sosyal konsey kurulması önerisini yineledi. Baydur, "Türk çahşma hayatı, temel hak ve özgür- lükler itibanyla yeterince demokratiktir" dedi. Baydur, " işçi sendıkalannın aşın ücret taleplerinden kaynaklanan iş uyuşmazhk- lan ve onlar sonucu yaşadığımız grevlerin sosyal diyalog mekanizmalannın gelijtiri- lip çalıştınlmasıyla makul boyutlara ındi- rilmesının mümkün" olduğunu belirterek. "Türk işverenleri olarak sosyal diyaloğu çeşitli sorunlanmıza çare bulmada çok önemli bir yol ve yöntem olarak görmekte ve önermekteyiz"dedi. Bir diya'og ve uz- laşma çağında yaşandığına dikkat çeken Baydur." Konfederasyon olarak. bu diya- loğun müesseseleşmesinden yanayız ve bu- nun için de yıllardan beri tüm kesimlerin temsil edildiği ekonomik ve sosyal konsey fikrini savunuyoruz" diye konuştu. Bay- dur, şu görüşleri dile getirdi: "Çeşitli konularda anlaşma ve uzlaşma- ya varamamamızın nedenini yeterince otu- rup konuşamamakta, birbirimizi anlaya- mamakra ve anlatamamakta aramalıyız. Örneğin. iş güvencesi yasa taslağında du- rum böyle oldu. Çahşma ve Sosyal Güven- lik Bakanhğı gerekli diyaloğu kurmadan hazırladığı yasa taslağını. biremrivaki şek- linde kamuoyuna açıklayarak, işyerierinde büyük huzursuzluklara sebebiyet verdi. Bu konudaki haklı tepkimıze rağmen, tutu- munda ısrar etmesı. sorunları bugünlere taşıdı." Baydur. çahşma yaşamının demokratik- leşmesi konusundaki bir soruya, şu yanıtı verdi: "Bizce Türk çahşma hayatı temel hak ve özgürlükler itibanyla yeterince demokra- tiktir. İleri ülkelerde mevcut haklann tümü TC Anayasasında mevcuttur." olarak. kabu! ettiğimiz "demok- ratikleşme"yi iktıdar nimetleri- ne ortak olan partiler. bizim gibi yorumlamıyorlar. Mesela başörtüsüne karşı çıkmayı sür- düren. laisizm putunu tabu- laştıran. dolayısı ile insan hak ve hürriyetini daraltıp zorlaştı- ran dar anlamh demokrasi. o partiler için gereklidir"dcdi. Endüstriyel ilişkilerin çağdaş konuma getirilebilmesi için ça- lışan ve çahştıranla. çahşma se- meresi hasıladan pay alan her- kesin haklanna razı olmalan gerektiğini söyleyen Çelik, "Hızla değişen dünya ve birey şartlanna her dönemde uyabi- lecek yeni bir üretim ve işletme- cilik kültürü geliştirilmelidir" dedi. Çelik, koalisyondan he- nüz ümitlerini tümüyle kesme- dikleri için hükümetten önce- likli beklentilerinin, emek aley- hine bozulan dengenin, anaya- sa veyasalann demokratikleşti- rilerek düzeltilmesi olduğuna dikkat çekti. Çelik. "Tabii bu düzenleme ve düzeltilmede ve devamında koahsyoncu parti- lenn iktidar locasından emeğe, işveren gözlüğü ile bakmamala- n gerekir" dedi. DİSK Genel Başkanı Kemal Nebioğlu, işçilerin kendileriyle ve toplumun geneliyle ilgili bü- tün karar alma süreçlerinde asli unsur olarak bulunmalannın, demokratikleşme yolunda ka- tedilmesi gereken mesafenin ilk ve en önemli adımını oluştur- duğunu söyledi. Nebioğlu-DtSK Genel Başkanı Sermayenin bülün isteklerinı yasalaştıran, işçi ve emekçilerin hak arama özgürlüklcrini ala- bildiğine sınırlandıran. her tür- lü meşru hak arama çabasını zorla bastıran 12 Eylül dönemi- nin tahribatının giderilmesinin aşılması gereken öncelikli so- runlann başında geldiğini belir- ten Nebioğlu, "Sendikal örgüt- lenmelerin önündeki engellerin kaldınlması da başh başına-bir mücadele konusu olarak önü- müzde durmaktadır Güçlü sendikacıhk gerekçeleriyle geti- rilen yüzde 10 barajı, işyeri ba- rajı, kamu cahşanlannın grevli- toplu sözleşmeli sendika hakkı- nın hâlâ yasal güvence altına alınmamış olması, baa işkolla- nndaki grev yasaklan örgütlen- me özgürlüğünün önünde di- kilmektedir" dedi. Her gün yaşanılan toplu işten çıkarmalann iş güvencesi ko- nusunda bir an önce yeni dü- zenlemeleri gerekli kıldığını ak- taran Nebioğlu. "İş güvencesi için yapılmaya çahşılan yasa değişikhğine işverenlerin tepki- si sorunun ne denli önemli ol- duğunun bir göstergesidir. İş- verenler hep yapageldikleri gibi özgürlükleri kendi yaranna ol- duğıı sürece savunmaktalar. Özgürlükleri tek yanlı değerlen- dirmek, demokrasinin özüne aykındır" diye konuştu. Koaüsyon hükümetinin de- mokratikleşme paketine rağ- men, gerekli yasal düzenlemele- rin gerçekleşmediğinden yakı- nan Nebioğlu, şu görüşlere yer verdi: "Türkiye'deki endüstriyel ilişkilerin çağdaş konuma gele- bilmesinin öncelikli koşulu. iş- verenlerin böyle bir çağdaşhğı kabullenebihnesidir. İşverenler. kendi çıkarlan doğrultusunda- ki her konuda gelişmiş ülkeler- den örnekler vermekte. bu ör- neklerle kamuoyu oluşturmaya çahşmaktadır. Fakat. bu ülke- lerin endüstnyel ilişkilerde ka- bul ettikleri düzenlemeler ko- nusunda. aynı samimiyeti gös- termemektedirler. Elbette ki işverenlerin işçi sı- nıfının çıkarlan doğrultusun- daki bir gelişmeyi kendiliğin- den kabul etmelerini beklemek gerçekçi olmaz. İşverenleri, çağdaş bir endüstriyel ilişki sis- temini kabul eımeye zorlaya- cak olan güç, işçilerin mücade- lesidir." Nebioğlu, çahşma yaşamının demokratikleşmesinin. ülkede- ki demokratikleşmeyle birlikte düşünülmesini önererek. sendi- kal mücadelenin, sermaye kesi- mi tarafından sadece işyeri dü- zeyinde, sadece ücret değişikliği temehnde bir işleyişe oturtul- mak istendiğini, böyle bir an- layışı reddettiklerini vurguladı. Nebioğlu. çahşma yaşamının, işçiler yönünden ağır bir tahri- bata uğradığmı belirterek, bu- nun zaman yitirilmeden düzel- tilmesi gerektiğini söyledi. POLniKA GUNLÜGÜ HlKMET ÇETİNKAYA Acaba Buzlar Nasıl Kınldı?.. ANAP'ta neler oluyor? Gerçekîen Özal ile Ytlmaz hesap- laşma aşamasında mı? Yoksa, ANAP siyasal gündemi ya- kalamak mı istiyor? Olay ANAP Genel Başkanı MesutYılmaz'ın Cumhurbaş- kanı Ozal'ı Marmaris'in Okluk Koyu'nda ziyaret etmesiyle başladı ve gelişti. Bu önemli ziyaretten sonra, gazetelerimiz neler yazmış- tı bir bakalım: "Özal ile Yılmaz arasında buzlar kınldı..." Acaba buzlar nasıl kırılmış? Okuyoruz haberleri: Yılmaz: "Bana aracılarla haber göndermeniz yerine böyle yüz yüze görüşmeler daha yararlı oluyor." Özal: "Sen de son zamanlarda hiç gelmedin ama." Yılmaz: "Bu sözlerinizi duymak beni çok sevindirdi. Bundan sonra daha sık görüşmek isterim." Özal: "Daha sert muhalefet yapmanız lazım." Yılmaz: "Bu görüşlerinize katılıyorum. Bu sözünüzü ilerki günlerde tutacağım." Bu görüşme 8 ağustosta oldu. 9 ağustos tarihli gazete- lerde yayımlandı. Şöyle deniliyordu: "Özal, Yılmaz'm önünü açıyor..." Özal-Yılmaz görüşmesi Türkiye'nin siyasal giindemine girmişti. Artık manşetler hazırdı: "Özal, Yılmaz'a güvence verdi: Rahat ol, ANAP'a dön- mem..." Ancak hava bir iki gün içinde nedense değişiverdi. özal ile Yılmaz arasına kara kedi girdi. özal, Yılmaz'dan hoşnut değildi. ANAP Genel Başkanh- ğı için yeni aday arayışı içindeydi. Marmaris'te ve Bod- rum'da eski, yeni milletvekilleriyle oturup konuşuyordu. Çünkü ANAP örgütleri görevden alınıyordu. Operasyo nu yürüten Ersin Taranoğlu, Mesut Yılmaz'a tam destek veriyor, özal'ı eleştiriyordu. MKYK üyesi Mehmet Demirel koyu bir özal taraftarıydı. Mesut Yılmaz'a ateş püskürüyor ve şöyle diyordu: "Çokkötü, çok kötü. Bu durumda olağanüstü kongre gö- züküyor." Kötü olan neydi acaba? Elbet Mesut Yılmaz'm çıkışıydı. Yılmaz yakın çevresine şöyle demişti: "Ben özal'a saygı duyuyorum, ama korkmuyorum..." Ardından milletvekili Naci Ekşi bir açıklama yapıyordu: "Mesut Yılmaz'm genel başkanlıktan gitmesi ANAP için yararlı olacaktır." Bu bir oyun muydu? Pısırık bir muhalefet görünümünde olan ANAPİ diriltme operasyonu muydu? Çünkü ANAP çevrelerinde şöyle bir hava egemendi: "Genç lider Yılmaz'ı yeniden tıavaya sokmak için Özal yeni yöntemler uyguluyor." Bu yöntem ne olabilirdi? "Yılmaz, Özal'a meydan okuyor..." Böyle bir imaj yaratmak ve halkın dikkatini çekmek: "Helal olsun, Özal'a kafa tutuyor Yılmaz.." Bir ANAP milletvekiliyle konuştuk bu konuyu... O "olabitir" deyip ekledi: "Gücümüz giderek kınlıyor. Böyle bir taktik bizi havaya sokar." Özal, Didim'de ANAP milletvekilleriyle ne konuşacaK?. Yılmaz niçin Ege'de dolaşıyor? Bunlar üç bilinmeyenli denklem değil. Oedik ya formüK hazır: "ANAP'ı diriltmek..." ANAP öyle kolay kolay dirilir mi?.. Hiç sanmıyoruz... Ama bu oyun, bu kandırmaca bir süre daha gündemde kalacak. "Özal, Yılmaz'ı çokseviyor..." Ya da: "Özal, Yılmaz'ı hiç sevmiyor..." Şu yaz günlerinde haber sıkıntısı var gazetelerin. Eh bu- nu da doğal karşılamak gerekiyor... Tirajlar düşüyor. Otomobil, han, hamam dağıtmak para etmiyor. öyleyse devam... TÜSIAD Başkanı Bülent Eczaabaşı: Konseykurumlaşmah Haber Merkezi - Geçen haf- ta Başbakan Süleyman Demi- rel'i ziyaret eden ve ekonomik ve sosyal konsey haarlıklan için görüş isteyen TÜSİD Baş- kanı Bülent Eczacıbaşı, konse- yin kurumlaşmasıru savunu- yor. Eczaabaşı, TÜSİAD"ın Görüş dergisinde de yayımla- nan açıklamasmda,"Dileği- miz, bu olumlu başlangıç yapı- hrken. konseyin tavsiye karar- lan alabilecek, gündemdeki önemli kararlan ve yasa tas- laklannı konu alan çok yönlü değerlendirmeler yapabilecek bir yapıya kavuşturulması ve konseyin kurumlaşünlmasına ilişkin yasal çahşmalann da başlatılmasıdır" diyor. 20 temmuz İstanbul zirve- sinde kararlaştınlan konseyin kurulmasının, ekonomik ve sosyal konularda karar alma sürecinde ülkemizde şimdiye kadar denenmemiş bir yolu açacağını savunan Eczacıbaşı, konuya ilişkin görüşlerini şöy- le özethyor: "Ekonomik ve sosyal kon- sey, sağhkh bir yöntemle işleti- lirse, Türkiye'yi Avrupa Top- luluğu'na bir adım daha yak- laştıracaktır. Konseyin simge- lediği tartışma. diyalog ve iş- birliği biçimi, 'Avrupalı olma- nın parayla elde edilemeyecek* koşullanndan biridir. İyi kurulur ve işletilirse konsey çerçevesini aşacak. bir diyalog platformu olmanın ötesine ge- çerek demokratikleşme süreci- mizin dönemeç noktalanndan birini ve katıhmcı demokrasi- nin temel taşını oluşturacak- tır."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle