Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
-15 AĞUSTOS1992 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 5
"Cavitler ismini
değiştirsin"
• ANKARA (AA) - ANAP
Genel Başkan Yardımcısı
Ersin Taranoğlu, İzmirli bir
vatandaşın kendisine verdiği-
fîkirden vola çıkarak Devlet
Bakanı Cavit Çağlar'a
tepkiyi dılegetirmek için
•'Cavitler ismini değişıirsin"
kampanyasıbaşlattı. Ersin
Taranoğiu. açıklamada son
10 gün içerisınde 15 ile gezi
lüzenlediğıni ve vatandaşlann
hükümet üyeleri arasında en
çok Devlet Bakanı Cavit
Çağlar'a tepki duyduğunu
söyledi.
Kotil yerine
PM'ye ûye
• ANKARA(AA)-
Geçirdiğı birmide kanaması
nedeniyTe kaldınldığı
hastanede vefat eden SHP
Parti Meclisi üyesi Aytekin
Kotil'in yerine, yedek
listeden Erzan Erzurumluoğlu
parti meclisi üyesi oldu.
Geçmışte bir süre Ankara
Baro Başkanhğı, SHP
Ankara II Başkanlıgı ve
milletvekilliği yapan
Erzurumluoğlu, son genel
seçimlerde Yozgat'tan
milletvekili adayı olmuştu.
Ordudaterfi
törenleni
• ANKARA (AA) - Türk
Silahlı Kuvvetleri'nde
madalya, terfı ve devir-teslim
törenlerinin programlan
belirlendi. Genelkurmay
Başkanhğı Genel
SekreterliğTnden verilen
bilgiye göre Türk Silahlı
Kuvvetleri üstün hizmet
madalya töreni 17 ağustos
pazartesi günü yapılacak
1 Kasım
seçimleri
I ANKARA (AA) - Bu yılın
ikinci yerel ara seçiminin
yapılacağı 1 Kasım 1992
pazargünü 18yerleşim
yerindeki yaklaşık 1 milyon
seçmen sandık başına
gidecek. Seçmenler. belediye
başkanhğı, belediye ve il
genel meclisi üyeliği için oy
kullanacak. YSK'dan alınan
bilgiye göre 1 Kasırrfda
Jslanbul'un Avcılar,
Bağcılar, Güngören,
Bahçelievler, Maltepeve
Tuzla, İzmir'in yeni ilçeleri
Çiğli, Gaziemir ve
Narlıbahçe'de belediye i
başkanhğı ve belediye meclis \
üyeliği seçimi yapılacak. |
Başkan
görevden alındı
• KOZAKLI(AA)-
Nevşehir'e bağlı Kozaklı
ilçesinde Refah Partisi'nden
seçimlere katılan daha sonra
bağımsızolan belediye
başkanı İbrahim Ünal.
görevden alındı. Edinilen
bilgiye göre kendi motelinin
yapımında belediyeye ait iş
makinelerini kullandığı,
belediyeye usulsüz adam
aldığı belirlenen Kozaklı
Belediye Başkanı İbrahim
Ünal. Içişleri Bakanhğı
tarafından görevden alındı.
Belediyeler
toplandı
• TR ABZON (AA) - Doğu
Karadeniz Bölgesi Belediye
Başkanlan toplantısı, 18
ağustos salı günü Rize'de
yapılacak. Samsun. Ordu,
Giresun, Trabzon, Rize.
Artvin, Bayburt ve
Gümüşhane il, ilçe ve belde
belediye başkanlannın
katılacağı toplanüya. Devlet
Bakanı Erman Şahin
başkanhk edecek.
Demirel'e özel
av tüfeği
•BEYŞEHİR(AA)-
Konya'nın Beyşehir ilçesine
bağlı Huğlu kasabasında
yapım çalişmalan
tamamlanan av tüfeği
fabrikasında Başbakan
Süleyman Demirel için özel
bir av tüfeği imal edildi.
Edinilen bilgiye göre
Başbakan Süleyman
Demirel. Huğlu Av
Tüfekleri Kooperatifi
tarafından gerçekleştirilen
fabrikanın açıhşına davet
edilecek.
HEP'ten yasa
teklifi
• ANKARA (AA)-HEP
Parlamento Sözcüsü, Şırnak
Milletvekih Ahnak, mal
bildiriminde bulunulması,
rüşvet ve yolsuzluklarla
mücadele yasasında
değişiklik > apılmasına ilişkin
yasa teklifini TBMM
Başkanlığı'na sundu.
Teklifte mal bildiriminin
gizliliğinin kaldınlması,
kamuoyuna açık hale
getırilmesi öngörülüyor.
Teklif, mal bildiriminde
bulunacaklar listesinde eski
cumhurbaşkanı ve konsey
üyelerini dahil ederken basın
measuplannı listeden
çıkanyor.
Iş barışma koırsey arayışı
Sendikalar, çahşma yaşamının demokratikleşmesi girişimlerini yetersiz buluyor
IŞIK KANSU
ANKARA - Uç işçi konfede-
rasyonu, çahşma yaşamının de-
mokratikleşmesi görüşünde
birleşirken hükümetin bu alan-
daki girişimlerini yetersiz bulu-
yor. Türk-İş Genel Başkanı
Şevket Yılmaz, demokratik sis-
temin inşasının. toplumsal uz-
laşma için gerekli açıhmlan sağ-
layacağını belirterek tıkanıkh-
klann aşılması için "çoksesli bir
diyaog" gerektiğini söyledi.
Hak-Iş Genel Başkanı Necati
Çelik. emek aleyhine bozulan
dengenin düzeltilmesini istedi
ve koalisyon partilerinin yasal
düzenlemeler konusunda sami-
mi olmadıklanndan yakındı.
DİSK Genel Başkanı Kemal
Nebioğlu da 12 Eylül tahri-
baunın giderilmesi gerektiğini
vurgulayarak "Türkiye'dekı
endüstriyel ilişkilerin çağdaş
konuma gelebilmesinin önce-
likli koşulu, işverenlerin böyle
birçağdaşhğı kabullenebilmesi-
dir" dedj.
Türk-İş Genel Başkanı Şev-
ket Yılmaz, Cumhuriyet'in so-
rulannı yanıtlarken ağırlaşan
geçim koşullan, işçi haklan
önündeki engellerin çahşma ya-
şamının en önemli sorunlan ol-
duğunu. bunlara işten çıkar-
malann eklendiğini söyledi.
Anayasa, Sendikalar ile foplu
İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt
yasalannın demokrasiye. insan
haklanna, işçi hak ve özgürlük-
lerine aykın olduğunu dile geti-
• Şevket Yılmaz Hükümetin birtakım çevrelerin etkisi altına girerek vaat ettik-
lerini belirsiz bir sürece sokma eylemini kabul etmeyiz.
• Kemal Nebioğlu Türkiye'deki endüstriyel ilişkilerin çağdaş konuma gelebilme-
sinin öncelikli koşulu, işverenlerin böyle bir çağdaşlığı kabullenebilmesidir.
• Necati Çelik Hızla değişen dünya ve birey şartlanna, her dönemde uyabile-
cek yeni bir üretim ve işletmecilik kültürü geliştirilmeli.
I
I Sağırlardiyaloğusürüyorİş Sendika Senisi - Hükümet ile işadamlan
arasındaki ilişkileri yumuşaunak üzere
İstanbul'da düzenlenen, Odalar Birlığfnin
öncülüğünde ilgili tüm işveren kunıluşlannın
kaüldıkları toplanüdan ekonomik ve sosyal
konseyin oluşturulması karan çıktı.
Gerek işverenler, gerekse hükümet,
oluşturulması düşünülen konseyin üçüncü
tarafı olan işçi kesiminingörüşünü almayı
unutmuşlardı nedense. Ancak hükümet ve
işverenler arasındakı diyaloğu geliştirecek,
ekonomik ve sosyal düzenlemelerde etkili
olabilecek bir konseyin toplanabümesi,
üçüncü tarafı da zorunlu kıldığından, İstanbul
toplantısınm ardından herkes üçlü diyalogdan
-konsensüsten- söz etmeye başladı.
Orada burada verilen demeçierde gerek
hükümet, gerekse işveren sözcüleri, sık sık
konseye ilişkin hazırhklardan söz ediyor;
kamuoyunda konseyin ne anlama geldiği,
yetkilerinın ne olacağı, ne y^pacağına ilişkin
bir ön fıkiryinede oluşamıyordu. Hükümetin,
konsey aracılıgı ile öncelikle işverenler olmak
üzereişçi sendikalanndan da ekonomik,
siyasal ve sosyal kararlanna destek almak
istedıği biliniyor.
İşverenlerin de hükümete yakın olma,
üzerinde etkili olma çabalan var. Dahası
işverenlerin temsilindeki yanş, kavga,
konseyin liderliğini üstlenme ve konseye
sahiplenmeyi degetiriyor. İşçi sendikalan ise
enazından bugünküdışlanmışlıktan kurtulma
çabasında. Tabii bu tabloda sorular
yöneltildiğinde. yanıtlar kafalarda henüz
oluşmamış. Gündem konsey degü de, daha
çok sorunlar üzerinde oluşturuluyor.
Cumhuriyet'in konuya ilişkin soruşturmasına
tarafiardan gelen yanıtlar, bir diyalogdan çok,
sağırlar diyaloğunun geçerli olduğunu
gösteriyor.
Yıhnaz-Türk-tş Gend Başkan
ren Yılmaz, bu engellemelerin
arzulanan hoşgörü ve uzlaşma
ortamının kurulmasını tıkadı-
ğını behrtti. Seçimlerden sonra
koalisyonu oluşturan hüküme-
te ülke ve çalışan kesimlerin so-
runlannı ilettiklerini anımsatan
Yılmaz, hükümetin söz konusu
sorunlann çözümünde yavaş
hareket ettiğini kaydetti. Yıl-
maz. "Hükümetin birtakım
çevrelerin etkisi altına girerek
vaat ettiklerini belirsiz bir süre-
ce sokma eylemi bizim tarafı-
mızdan kabui edilemez bir tu-
tumdur. Bu tutumun seçimlerle
birlikte başlayan umut verici
havayı olumsuz etkileyeceği
açıktır" dedi. Yılmaz, şunlan
söyledi:
"Binlerce işçi işinden olurken
iş güvencesi yasa taslağına yö-
nelik işveren çevrelerinin engel-
leme ve eleştirileri haksız ve in-
safsız bir yaklaşımı sergiliyor.
öne sürüldüğü üzere, bu yasa-
nın uygulamaya konulmasıyla
özel girişimciliğe darbe vurul-
ması söz konusu değildir. Ser-
maye çevrelerinin yaptığı eleşti-
rilerin aksine çahşma banşı
güçlenecek. iş verimi artacaktır.
Bugün, demokrasiyi. çahşma
yasalannı daha çağdaş hale ge-
tirmek için her zamankinden
daha fazla uzlaşma yollan mev-
cutken, hükümet-işçi-işveren
kesimleri olarak üzerimize dü-
şeni yapmak durumundayız.
Ülke capında iş banşmın ve bu-
na bağlı olarak sosyal banşın
sağlanması için taraflann yapı-
a bir tavır içinde olmalan ge-
rekmektedir."
Türkiye'de endüstriyel ilişki-
lerin çağdaş konuma gelebilme-
si için öncelikle anayasadan
başlayarak, demokratik siste-
Çelik-Hak-İş Genel Başkanı
min yeniden inşa edilmesi ge-
rektiğini söyleyen Yılmaz, bu-
nun için şu koşullann yerine ge-
tirilmesini istedi:
"Çoğulcu ve özgürlükçü de-
mokrasi yeniden ve sağlıkh bir
biçimde kuruhnalı. çalışanlann
hak ve özgürlükleri önündeki
engeller ortadan kaldınlmalı.
sosyal devlet ve sosyal adalet il-
kelerine dayalı bir ekonomik
politika uygulanmalıdır."
Bu üç maddenin toplumsal
uzlaşma için gerekli olan açı-
lımlara işaret ettiğini dile geti-
ren Yılmaz, çağdaş endüstriyel
ilişkiler için "çok sesli bir diya-
loğa" gerek olduğunu aktardı.
Yılmaz. "Böyle bir diyalog so-
runa daha global bakmayı ge-
rektiriyor. Ekonomi ile demok-
rasi arasında sağlıkh bir ilişki
kurmamız gerekiyor. Bize göre
toplumsal hayatımızın demok-
ratikleşmesi için bu sorun haya-
tı bir öneme sahipür. Bu sürece,
değişik toplum kesimleri örgüt-
len araalığıyla katılabilmelidir.
Bizim, çahşma yaşamının de-
mokratikleşmesinden anladığı-
mız; katılma, sorumluluk, kar-
şılıkh çıkar ve dengelerin ko-
runmasıdır. Bu. aynı zamanda
toplumsal uzlaşmanın da bir
zeminidir ve ancak demokrasi-
ye tüm kurum ve kurallanyla
işlerlik kazandırabildiğimiz za-
man bu zemini hazırlayabiliriz"
diye konuştu.
Hak-İş Genel Başkanı Neca-
ti Çelik, en önemli sorunlardan
bırinin sendikasızlaştırma ol-
duğunu kaydederek anayasa
değişikliği. iş güvencesinin de
yer aldığı yasa düzenlemeleri-
nin insanı merkez alan anlayış-
la kısa zamanda yaşama geçiri-
lerek sorunun çözüme kavuştu-
rulabileceğini dile getirdi.
Çelik, koalisyon partilerinin,
> asal düzenlemeler konusunda
samimi olmadıklannı vurgu-
layarak. "Geniş.gerçek vekâmil
anlamı ile insana en büyük de-
ğeri veren yeniden yapılanma
Çabşma Bakanı Mehmet Moğultay:
Çahşmayaşamı çağdışı
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu)- Çahşma ve Sosyal Gü-
venlik.Bakanı Mehmet Moğul-
tay, "Ülkede, çahşma koşullan
çağdaş değilse, bunun nedeni,
çahşma yaşamında demokratik
işleyişi sağlayacak mekanizma-
lann kurulmamış ohnasıdır"
dedi. Sosyal diyalog mekaniz-
malannı geliştirmek için kon-
sey kurulmasını önerdiğini, an-
cak tarafiardan beklediği
yankıyı alamadığını kaydeden
Moğultay. Başbakan Süley-
man Demirel'in de uygun gör-
düğü bu konseyin, toplumsal
banşın geliştirilmesine önemli
katkılarda bulunabileceğini
açıkladı.
7 Uluslararası Çahşma ör-
gûtü sözleşmesinin TBMM'nin
gündeminde, iş güvencesi yasa
taslağının Bakanlar Kurulu'-
nda olduğunu, örgütlenme ve
toplupazarhk haklannın yeni-
den düzenlenmesi. işsizlik si-
"gortası kurulması için hazırlık-
lann sürdüğünü anımsatan
Moğultay. bakanhk olarak
anayasanın çahşma yaşamını
düzenleyen maddeleriyle ilgili
görüşleri koalisyon ortağı par-
tilerin Meclis grup başkanlıkla-
rma verdiğine dikkat çekti.
Moğultay. şöyle dedi:
TİSK-Hükümet-Türk-İş zirvesinde Baydur, Moğultay ve Yılmaz bir arada.
"Bu nedenle. uyuşma sağla-
namaması bu işin doğasında
vardır.Ancak, biz sosyal taraf-
lar arasındaki diyaloğu geliş-
tirmeyi amaçhyoruz. Müdaha-
lecı olmak istemiyoruz. Böyle-
ce, sorunlan taraflann kendi
iradeleriyle çözmeleri olanağı
sağlanacaktır. Bu uygulama bi-
zim de başından beri düşündü-
ğümüz bir olgudur. Nitekim,
aynı paralelde sosyal diyalog
mekanizmalannı geliştirmek
üzere bir konsey kurulması
önerisini daha 1992 yılının başı-
nda belirtmiştim. Ancak, üzüle-
rek belirtmek isterim ki, bu ko-
nuda sosyal tarafiardan bekle-
diğim yankıyı alamadım. Öne-
ri, Sayın Başbakanımızca da
uygun görülmüştür. Konseyin
oluşumu, adı ne olursa olsun
geniş kademeli ve dengeli bir bi-
çimde gerçekleştirilirse çahşma
banşı ve toplumsal banşın ge-
liştirilmesine önemli katkılarda
bulunacağına inanıyorum."
TİSK Genel Başkanı Refık Baydur
Taraflar arasında diyalog yok
ANKARA (Çumhuri-
|yetBürosu)-TİSK Yö-
ınetim Kurulu Başkanı
I Refık Baydur, çahşma
, yaşamında taraflar ile
I devlet arasmda yeterli
I diyalog bulunmadığmı
Isavunarak, tüm kesim-
j lerin temsil edildiği eko-
I nomik ve sosyal konsey
kurulması önerisini yineledi. Baydur,
"Türk çahşma hayatı, temel hak ve özgür-
lükler itibanyla yeterince demokratiktir"
dedi.
Baydur, " işçi sendıkalannın aşın ücret
taleplerinden kaynaklanan iş uyuşmazhk-
lan ve onlar sonucu yaşadığımız grevlerin
sosyal diyalog mekanizmalannın gelijtiri-
lip çalıştınlmasıyla makul boyutlara ındi-
rilmesının mümkün" olduğunu belirterek.
"Türk işverenleri olarak sosyal diyaloğu
çeşitli sorunlanmıza çare bulmada çok
önemli bir yol ve yöntem olarak görmekte
ve önermekteyiz"dedi. Bir diya'og ve uz-
laşma çağında yaşandığına dikkat çeken
Baydur." Konfederasyon olarak. bu diya-
loğun müesseseleşmesinden yanayız ve bu-
nun için de yıllardan beri tüm kesimlerin
temsil edildiği ekonomik ve sosyal konsey
fikrini savunuyoruz" diye konuştu. Bay-
dur, şu görüşleri dile getirdi:
"Çeşitli konularda anlaşma ve uzlaşma-
ya varamamamızın nedenini yeterince otu-
rup konuşamamakta, birbirimizi anlaya-
mamakra ve anlatamamakta aramalıyız.
Örneğin. iş güvencesi yasa taslağında du-
rum böyle oldu. Çahşma ve Sosyal Güven-
lik Bakanhğı gerekli diyaloğu kurmadan
hazırladığı yasa taslağını. biremrivaki şek-
linde kamuoyuna açıklayarak, işyerierinde
büyük huzursuzluklara sebebiyet verdi. Bu
konudaki haklı tepkimıze rağmen, tutu-
munda ısrar etmesı. sorunları bugünlere
taşıdı."
Baydur. çahşma yaşamının demokratik-
leşmesi konusundaki bir soruya, şu yanıtı
verdi:
"Bizce Türk çahşma hayatı temel hak ve
özgürlükler itibanyla yeterince demokra-
tiktir. İleri ülkelerde mevcut haklann tümü
TC Anayasasında mevcuttur."
olarak. kabu! ettiğimiz "demok-
ratikleşme"yi iktıdar nimetleri-
ne ortak olan partiler. bizim
gibi yorumlamıyorlar. Mesela
başörtüsüne karşı çıkmayı sür-
düren. laisizm putunu tabu-
laştıran. dolayısı ile insan hak
ve hürriyetini daraltıp zorlaştı-
ran dar anlamh demokrasi. o
partiler için gereklidir"dcdi.
Endüstriyel ilişkilerin çağdaş
konuma getirilebilmesi için ça-
lışan ve çahştıranla. çahşma se-
meresi hasıladan pay alan her-
kesin haklanna razı olmalan
gerektiğini söyleyen Çelik,
"Hızla değişen dünya ve birey
şartlanna her dönemde uyabi-
lecek yeni bir üretim ve işletme-
cilik kültürü geliştirilmelidir"
dedi. Çelik, koalisyondan he-
nüz ümitlerini tümüyle kesme-
dikleri için hükümetten önce-
likli beklentilerinin, emek aley-
hine bozulan dengenin, anaya-
sa veyasalann demokratikleşti-
rilerek düzeltilmesi olduğuna
dikkat çekti. Çelik. "Tabii bu
düzenleme ve düzeltilmede ve
devamında koahsyoncu parti-
lenn iktidar locasından emeğe,
işveren gözlüğü ile bakmamala-
n gerekir" dedi.
DİSK Genel Başkanı Kemal
Nebioğlu, işçilerin kendileriyle
ve toplumun geneliyle ilgili bü-
tün karar alma süreçlerinde asli
unsur olarak bulunmalannın,
demokratikleşme yolunda ka-
tedilmesi gereken mesafenin ilk
ve en önemli adımını oluştur-
duğunu söyledi.
Nebioğlu-DtSK Genel Başkanı
Sermayenin bülün isteklerinı
yasalaştıran, işçi ve emekçilerin
hak arama özgürlüklcrini ala-
bildiğine sınırlandıran. her tür-
lü meşru hak arama çabasını
zorla bastıran 12 Eylül dönemi-
nin tahribatının giderilmesinin
aşılması gereken öncelikli so-
runlann başında geldiğini belir-
ten Nebioğlu, "Sendikal örgüt-
lenmelerin önündeki engellerin
kaldınlması da başh başına-bir
mücadele konusu olarak önü-
müzde durmaktadır Güçlü
sendikacıhk gerekçeleriyle geti-
rilen yüzde 10 barajı, işyeri ba-
rajı, kamu cahşanlannın grevli-
toplu sözleşmeli sendika hakkı-
nın hâlâ yasal güvence altına
alınmamış olması, baa işkolla-
nndaki grev yasaklan örgütlen-
me özgürlüğünün önünde di-
kilmektedir" dedi.
Her gün yaşanılan toplu işten
çıkarmalann iş güvencesi ko-
nusunda bir an önce yeni dü-
zenlemeleri gerekli kıldığını ak-
taran Nebioğlu. "İş güvencesi
için yapılmaya çahşılan yasa
değişikhğine işverenlerin tepki-
si sorunun ne denli önemli ol-
duğunun bir göstergesidir. İş-
verenler hep yapageldikleri gibi
özgürlükleri kendi yaranna ol-
duğıı sürece savunmaktalar.
Özgürlükleri tek yanlı değerlen-
dirmek, demokrasinin özüne
aykındır" diye konuştu.
Koaüsyon hükümetinin de-
mokratikleşme paketine rağ-
men, gerekli yasal düzenlemele-
rin gerçekleşmediğinden yakı-
nan Nebioğlu, şu görüşlere yer
verdi:
"Türkiye'deki endüstriyel
ilişkilerin çağdaş konuma gele-
bilmesinin öncelikli koşulu. iş-
verenlerin böyle bir çağdaşhğı
kabullenebihnesidir. İşverenler.
kendi çıkarlan doğrultusunda-
ki her konuda gelişmiş ülkeler-
den örnekler vermekte. bu ör-
neklerle kamuoyu oluşturmaya
çahşmaktadır. Fakat. bu ülke-
lerin endüstnyel ilişkilerde ka-
bul ettikleri düzenlemeler ko-
nusunda. aynı samimiyeti gös-
termemektedirler.
Elbette ki işverenlerin işçi sı-
nıfının çıkarlan doğrultusun-
daki bir gelişmeyi kendiliğin-
den kabul etmelerini beklemek
gerçekçi olmaz. İşverenleri,
çağdaş bir endüstriyel ilişki sis-
temini kabul eımeye zorlaya-
cak olan güç, işçilerin mücade-
lesidir."
Nebioğlu, çahşma yaşamının
demokratikleşmesinin. ülkede-
ki demokratikleşmeyle birlikte
düşünülmesini önererek. sendi-
kal mücadelenin, sermaye kesi-
mi tarafından sadece işyeri dü-
zeyinde, sadece ücret değişikliği
temehnde bir işleyişe oturtul-
mak istendiğini, böyle bir an-
layışı reddettiklerini vurguladı.
Nebioğlu. çahşma yaşamının,
işçiler yönünden ağır bir tahri-
bata uğradığmı belirterek, bu-
nun zaman yitirilmeden düzel-
tilmesi gerektiğini söyledi.
POLniKA GUNLÜGÜ
HlKMET ÇETİNKAYA
Acaba Buzlar
Nasıl Kınldı?..
ANAP'ta neler oluyor? Gerçekîen Özal ile Ytlmaz hesap-
laşma aşamasında mı? Yoksa, ANAP siyasal gündemi ya-
kalamak mı istiyor?
Olay ANAP Genel Başkanı MesutYılmaz'ın Cumhurbaş-
kanı Ozal'ı Marmaris'in Okluk Koyu'nda ziyaret etmesiyle
başladı ve gelişti.
Bu önemli ziyaretten sonra, gazetelerimiz neler yazmış-
tı bir bakalım:
"Özal ile Yılmaz arasında buzlar kınldı..."
Acaba buzlar nasıl kırılmış?
Okuyoruz haberleri:
Yılmaz: "Bana aracılarla haber göndermeniz yerine
böyle yüz yüze görüşmeler daha yararlı oluyor."
Özal: "Sen de son zamanlarda hiç gelmedin ama."
Yılmaz: "Bu sözlerinizi duymak beni çok sevindirdi.
Bundan sonra daha sık görüşmek isterim."
Özal: "Daha sert muhalefet yapmanız lazım."
Yılmaz: "Bu görüşlerinize katılıyorum. Bu sözünüzü
ilerki günlerde tutacağım."
Bu görüşme 8 ağustosta oldu. 9 ağustos tarihli gazete-
lerde yayımlandı.
Şöyle deniliyordu:
"Özal, Yılmaz'm önünü açıyor..."
Özal-Yılmaz görüşmesi Türkiye'nin siyasal giindemine
girmişti. Artık manşetler hazırdı:
"Özal, Yılmaz'a güvence verdi: Rahat ol, ANAP'a dön-
mem..."
Ancak hava bir iki gün içinde nedense değişiverdi. özal
ile Yılmaz arasına kara kedi girdi.
özal, Yılmaz'dan hoşnut değildi. ANAP Genel Başkanh-
ğı için yeni aday arayışı içindeydi. Marmaris'te ve Bod-
rum'da eski, yeni milletvekilleriyle oturup konuşuyordu.
Çünkü ANAP örgütleri görevden alınıyordu. Operasyo
nu yürüten Ersin Taranoğlu, Mesut Yılmaz'a tam destek
veriyor, özal'ı eleştiriyordu.
MKYK üyesi Mehmet Demirel koyu bir özal taraftarıydı.
Mesut Yılmaz'a ateş püskürüyor ve şöyle diyordu:
"Çokkötü, çok kötü. Bu durumda olağanüstü kongre gö-
züküyor."
Kötü olan neydi acaba?
Elbet Mesut Yılmaz'm çıkışıydı. Yılmaz yakın çevresine
şöyle demişti:
"Ben özal'a saygı duyuyorum, ama korkmuyorum..."
Ardından milletvekili Naci Ekşi bir açıklama yapıyordu:
"Mesut Yılmaz'm genel başkanlıktan gitmesi ANAP için
yararlı olacaktır."
Bu bir oyun muydu? Pısırık bir muhalefet görünümünde
olan ANAPİ diriltme operasyonu muydu?
Çünkü ANAP çevrelerinde şöyle bir hava egemendi:
"Genç lider Yılmaz'ı yeniden tıavaya sokmak için Özal
yeni yöntemler uyguluyor."
Bu yöntem ne olabilirdi?
"Yılmaz, Özal'a meydan okuyor..."
Böyle bir imaj yaratmak ve halkın dikkatini çekmek:
"Helal olsun, Özal'a kafa tutuyor Yılmaz.."
Bir ANAP milletvekiliyle konuştuk bu konuyu...
O "olabitir" deyip ekledi:
"Gücümüz giderek kınlıyor. Böyle bir taktik bizi havaya
sokar."
Özal, Didim'de ANAP milletvekilleriyle ne konuşacaK?.
Yılmaz niçin Ege'de dolaşıyor?
Bunlar üç bilinmeyenli denklem değil. Oedik ya formüK
hazır:
"ANAP'ı diriltmek..."
ANAP öyle kolay kolay dirilir mi?..
Hiç sanmıyoruz...
Ama bu oyun, bu kandırmaca bir süre daha gündemde
kalacak. "Özal, Yılmaz'ı çokseviyor..."
Ya da:
"Özal, Yılmaz'ı hiç sevmiyor..."
Şu yaz günlerinde haber sıkıntısı var gazetelerin. Eh bu-
nu da doğal karşılamak gerekiyor...
Tirajlar düşüyor. Otomobil, han, hamam dağıtmak para
etmiyor.
öyleyse devam...
TÜSIAD Başkanı Bülent Eczaabaşı:
Konseykurumlaşmah
Haber Merkezi - Geçen haf-
ta Başbakan Süleyman Demi-
rel'i ziyaret eden ve ekonomik
ve sosyal konsey haarlıklan
için görüş isteyen TÜSİD Baş-
kanı Bülent Eczacıbaşı, konse-
yin kurumlaşmasıru savunu-
yor. Eczaabaşı, TÜSİAD"ın
Görüş dergisinde de yayımla-
nan açıklamasmda,"Dileği-
miz, bu olumlu başlangıç yapı-
hrken. konseyin tavsiye karar-
lan alabilecek, gündemdeki
önemli kararlan ve yasa tas-
laklannı konu alan çok yönlü
değerlendirmeler yapabilecek
bir yapıya kavuşturulması ve
konseyin kurumlaşünlmasına
ilişkin yasal çahşmalann da
başlatılmasıdır" diyor.
20 temmuz İstanbul zirve-
sinde kararlaştınlan konseyin
kurulmasının, ekonomik ve
sosyal konularda karar alma
sürecinde ülkemizde şimdiye
kadar denenmemiş bir yolu
açacağını savunan Eczacıbaşı,
konuya ilişkin görüşlerini şöy-
le özethyor:
"Ekonomik ve sosyal kon-
sey, sağhkh bir yöntemle işleti-
lirse, Türkiye'yi Avrupa Top-
luluğu'na bir adım daha yak-
laştıracaktır. Konseyin simge-
lediği tartışma. diyalog ve iş-
birliği biçimi, 'Avrupalı olma-
nın parayla elde edilemeyecek*
koşullanndan biridir. İyi
kurulur ve işletilirse konsey
çerçevesini aşacak. bir diyalog
platformu olmanın ötesine ge-
çerek demokratikleşme süreci-
mizin dönemeç noktalanndan
birini ve katıhmcı demokrasi-
nin temel taşını oluşturacak-
tır."