07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
•% 5 AĞUSTOS1992 CUMARTESİ * * * * CUMHURİYET SAYFA HABERLEREV DEVAMI 15 OLAYLARIV ^RDCVDAKI CrERÇEK • Baştarafi 1. Sayfada Anadolu halkmı birbirine ciüşman ederek kırdırmak iste- yenlerin varlığı, elbette gör- rnezlikten gelinemez. Ancak fraşka ğerçekler de var. Son yıllarda büyük kentlere göç ol- <*usu, her yörede Türklerle îürtlerin kapı komşu yaşama- Uırına yol açan bir coğrafya oluşturmuştur. Türkler, yalnız Batı 'da, Kürtleryalnız Güney- tâoğu'da yaşamıyorlar. Mez- hepsel ve etnik ağırlığtn yoğun- laştığı bölgeler, elbette vardır. Yine de Aleviler, Sünniler, Türkler, Küriler, Araplar bir- trirlerinden ayrılamayacak ve soyutlanamayacak bir ortak kaderin içindedirler; etnik kav- galar ve mezhep çatışmalarını 21 'inci yüzyıla taşımaya çalış- rrtük, çağdaşlaşmanın önünde- ki en olumsuz ve yararsız enge- le takümak anlamına gelir. Bununla birlikte etnik çelişki- nin çukurumı kazmak isteyen- lerin terör yolunu seçmeleri, sorunûçapraşık halegetiriyor; halk kütleleri kışkırtüıyor; teh- likeli bir ortam oluşuyor. Ankara'da polisin önceki gün yaptığı operasyonlarda halkın tutumu bu bakımdan üzerinde durulmaya değer bir gösterge değerindedir. Başkentte polis ihbar üzeri- ne bir apartnum dairesini kuşa- tıyor. Silahlı çatışma başhyor. • TesSm oV çağrısına silahla di- renen teröristler öldürülüyor. Mahallede pencerelere Türk bayrakları astlmıştır; operas- yondan sonra İstiklal Marşı söyleyen halk, bitip tükenme- yen bir coşku içinde polisi al- kışhyor. Toplum psikolojisiyle ilgile- nen uznumların önünde ilginç bir olay vardır. Ancak Urla 'da ya da bir baş- ka yerde veya Ankara'da bir mahallede ortaya çıkan gö'ster- geler, bir tehlikeyi de vurgulu- yor. Başkentte basılan örgütün, etnik ayrımalığa dayanmadığı söylenebilir; ama, televizyon- larda terör haberlerini dinleyen kitleler artık PKK ile terörü özdeşleştirmiş durumdadırlar; milliyetçilik duyguları her şey- den ağır basmaya başlamıştır; birbirine kapıkomşu yaşayan halk arasında, köy ve mahalle kahvelerinde konuşulanlar in- sanları etkiliyor. Türkiye'nin parçalanmasına, Sevr'in can- landırılmasma, TC'nin yıkıl- masına ilişkin akımların üstü- ne terorizm de eklenince, sapı samandan ayırmak güçleşiyor; Elektriğe çarpılanlarI Baştarafi 1. Sayfada Hüseyin Günsay, "Makineleri- mizi o kata yerleştirdik. ama eski kiracıya ait borcu ödemeyi reddettiğimiz için AKTAŞ elektriğimizi vermiyor, biz de faaliyete geçemiyoruz" diyor. Hüseyin Fazhoğlu da kirala- dığı yerde oturan eski abonenin borçlannı AKTAŞ'a ödeme- mek için direnenlerden. Fazh- oğlu, geçen mayıs ayında Ra- simpaşa Hahtağa Caddesi ile Acıbadem Caddesi Yıldızbak- kal Sokak üzerinde birer dük- kân kirahyor. Fakat AKTAŞ'a başvuran Fazhoğlu'ndan, Acı- badem'deki dükkân için 6 mil- yon 974 bin 249 lira ve Rasim- paşa'daki dükkân içinse yakla- şık bir buçuk milyon lirahk eski kiracıya ait borçlan ödemesi is- teniyor. Fazhoğlu, bu konuda AK- TAŞ'ta karşılaşüğı zorluklan şöyle anlatü: "AKTAŞ'a, 'Ki- raladığjm dükkânda ticari faa- liyetime başlayabihnem için adıma sözleşme yapılması ge- rekmektedir. 3 Ekim 1990 ta- rihli Resmi Gazete'de yayımla- nan Tarifeler Talimatnamesi'- nin 60. maddesinde 'Borçlar, sözleşme kimin adınaysa on- dan tahsil edilecektir, mal sahi- bi olsa bile' denmektedir. Yu- kanda belirtüğim sebeplerle ticari faaliyetime devam etmem için adıma sözleşme yapılması- nı, aksi halde ticari faaliyetime devam edemediğimden dolayı uğradığım zarar ziyanı karşıla- mak için yargı yoluna başvura- Ecevit 'DSFyi pazarlamak' isteyenleri tehdît etti ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - DSP Genel Başkanı Bü- lent Ecevit'in, CHP'nin açıhş aşamasında kişisel çıkarlan için DSP'yi pazarlamak isteyen partililere, "CHP'de söz sahibi olursam, bu kişilere siyasi hayat hakkı tanımayacağun" dediği bildirildi. Bir CHP GYK üyesi 18 ağustoşta DSP Genel Başkanı Ecevit ile yapacaklan görüşme- den olumlu bir sonuç beklen- mediğini belirterek Ecevit'in gerek eski CHP ve gerekse SHP'ye karşı tavnnın önceki görüşmelerde belirlendiğini söyledi. CHP GYK üyesi eski parlamentere göre, Ecevit, sah cağımı AKTAŞ Elektrik yetki- lilerine hatırlaüyorum' diye bir dilekçe yazdım. Dilekçeme. Borç tahsil edilmeden enerji bağlanamaz' yanıü geldi. Eski aboneden bir yıl elektrik parası alamamışlar. benden istiyorlar. Kullanmadığım elektriğin pa- rasını niye ödeyeyim? Gerekirse dava açacağım ya da TBMM'- deki 450 milletvekiline mektup yazacağım. Ticarette bazen or- man kanunlan uygulanır, ama bunlann uyguladıklan düpe- düz orman kanunu. Bakalım, milletvekillerimiz ne diyecekler AKTAŞ'ın yaptığı bu zulümle- re?" AKTAŞ Elektrik'in "trajiko- mik" uygulamalannın bir baş- ka örneğini de Kadıköy'de oturan konfeksiyoncu unal Akcan anlatıyor. Akcan, 1988'- de kiracısı olduğu Kuşdili Cad- desi Miski Amber Sokak nu- mara 28'deki atölyesini boşaltır ve bunu da belgeler. Akcan'ın boşalttığı atölyeyi bir başkası tutar. Aradan yıllar geçer ve bu ayın 10'unda AKTAŞ yetkilile- ri, Ünal Akcan'ın İkbaliye Ra- simpaşa Sokak numara 3'deki evinin elektriğini keserler. Ge- rekçe ise Akcan'ın 1988'de bo- şalttığı atölyenin o tarihten 1992'ye kadar olan dönemdeki elektrik borçlannın ödenmemiş olmasıdır. Bundan sonrasını Akcan'dan dinhyoruz: "Uygulamanın komikliğine bakın. Benim dört yıldır kul- lanmadığım elektriğin parasını benden istiyorlar. istemekle de kalmayıp evimin elektriğini ke- siyorlar. Birincisi, neden bu parayı şu anda atölyedekı kira- cıdan, yani dört yıldır elektriği kullanan kişiden almıyorlar; ikincisi de nasıl oluyor da bir tüketici dört yıl boyunca elekt- rik parasını ödemiyor da onun hakkında bir işlem yapıhnıyor? Bu sorulanmın yanıünı alabile- cek bir makam, bir yetkili maa- lesefbulamadım." Abonelerin bazılan da 60. maddeyi bilmedikleri için far- kmda olmadan eski abonenin borcunu ödüyor. Fakat bazen bu maddeyi bilmek de bazı aboneleri eski kiraaya ait borç- lan ödemekten kurtaramıyor. Hüseyin Paçacı da bunlardan bin. Paçacı, geçen mart ayında Göztepe Çemenzar'daki daire- sini satüktan sonra AKTAŞ'a gjderek tükettiği elektrik enerji- sinin bedelini ödeyip sözleşme- nin iptalini istiyor. Ancak bir süre sonra Sahrayı Cedid'de bir daire kiraladıktan sonra AKTAŞ'a yeni sözleşme yapmak için başvurduğunda, kendisine "aynı adreste oturan eski kiracının borçlannı öde- meden kira sözleşmesi yapılma- yacağı" söyleniyor. Paçacı, kendisinden ödemesini istedik- leri paranın bütçesini zorlama- yacağını görünce, "Avukat tutup davalarla uğraşacağıma, ödeyeyim gitsin" deyip, hiç kul- lanmadığı elektriğin parasını ödemiş durumda. AKTAŞ'ın bu uygulamasını da Içerenköy Serin Sokak'taki 225 dairelik Askent blokların- daki bir blokun yöneticisi Ke- mal Cakatay anlatıyor: "AKTAŞ görevüleri. önceki gece saat 23.40'ta bir grup ha- linde gelip bloklanmızın elekt- riklerini kesip gittiler. Burada dört blok var, ben 75 dairelik A blokun yöneticisiyim. O kadar konuşmamıza karşın, 3 blokun elektriğini kestiler, yalnız D blokta AKTAŞ'ta çalışan bazı kişiler oturduğu için o blokun elektriğini kesmediler. Evet, borcumuz yardı, ama bu duru- mu fark etü'ğinıiz için biz zaten olağanüstü toplantı yaparak yönetimi devraldık. Borcumuz 13 milyondu, faiziyle 28 milyon oldu. Biz, eski yönetim hatalı olduğu için 15 milyon lira ge- cikme zamrrunı da kabul ederek bu parayı ödemeye başladık. Ben geçen hafta gidip bir kısmı- nı ödedim, geri kalanını da bu hafta ödeyeceğim. Ama onlar, biz sanki bu borcu ödemiyor- muşuz gibi daha önceden haber bile vermeden gelip elektriğimi- zi gece yansı kestiler. Asansör- ler, hidroforlar çalışmıyor. Burada çocuklar, yaşlılar da oturuyor. Ani bir hastahk olsa insanlanrruz perişan olacak. Oysa AKTAŞ'ın bize elektriği keseceğini önceden bildirmesi gerekirdi, kaldı ki biz borcumu- zu da ödüyoruz." Kartal'dan arayan bir başka AKTAŞ abonesi ise faturalan- ran, şoven duyguları pompala- yan rûzgârlar sertleşiyor. Atatürk'ün kurduğu cumhu- riyeti, korumak ve savunmak kararı ve bilincini özümseyen kitlelerin, sanıldığtnca cılız ve güçsü'z olmadığım herkesin an- laması gerekiyor. Bu anlayışı elbirliğiyle savu- nabilirsek Anadolu'da barış içinde yaşamanın temelini de korumuş oluruz. İnancımız odur ki demokrasiyi derinleş- tirmek ve yaymak olanakları artlıkça, şiddet yollarını kul- lanmak isteyenler amaçlarına ulaşamayacaklardvr. ••• Maaş farkları pazartesi ödeniyor tş-Ekonomi Servisi - Maliye ve Gümrük Bakanı Sümer Oral, işçi emeklilerinin maaş zam farklannın 17 ağustos pa- zartesi günü ödeneceğini açık- ladı. Oral yaptığı açıklamada. SŞK'nın ödemelerin yapılması için yeterli kayflağının olmadı- ğını ancak Hazine'den 600 mil- yar hra kaynak yaraüldığmı söyledi. Birikim Memıriarseodlfalaşifken TANILBORA TemU üstemtertn ptoınn ÖMERLAÇINER Tteri Cumhuriyet - yeni Anayasa MURATBELGE Kltto kültürii, ' < saMcilHc n ... ORHANKOÇAK EtftlrirdeğerotarakşMdet KEMALCAN M. Bdge MartBizmkı neresJnde? ŞÛKRÜARGIN MÇP'de aynşnta TANILBORA /KEMALCAN ıVesHastamşması AUBULAÇ Bodur'unlozınişanland. yecek. DSP Parti Meclisi, dün, Ge- nel Başkan Bülent Ecevit baş- kanlığında bir saat süren top- lantı yapü. Parti meclisi üyele- rinden alınan bilgiye göre, toplantıda konuşan DSP üderi Ecevit, bazı parti yöneticileri- nin, "CHP'nin açılması konu- sunda sürdürülen cahşmalar- dan. birleşmenin sağhkh ohnası için uzak durmalan" yönünde- ki genelgeye rağmen, CHP Genel Yönetim Kurulu ile bir- likte hareket etmeye devam et- tiklerini belirti. "Bunun altın- da, bu kişilerin CHP içinde kendilerine yer edinmek kaygısı vardır" diye konuşan Ecevit, CHP'de söz sahibi olduğu tak- dirde, bunu, birtakım "çirkin pazarhklarla" sağlamak gayre- tinde olanlara, siyasi hayat hakkı tanımayacağını belirtti. Ecevit'in bu kişilerin adlannı vermediği, ancak, "Onlar ken- dilerini bilirler" dediği öğrenil- di. Prof.Dr.Ekrem Okyay'ın oğlu Osman Okyay ile Hisarüstü' ndeld Bodur Villası'nda dün nişan- landı. 330 kişinin davetli olduğu nişan töreninde yüzükleri Başbakan Sükyman Demirel taktı. Çifte mutluluklar dileyen Demirel nikâh şahitliğine de talip olduğunu söyledi. Konuklar arasında İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu, eski başbakanlardan Yıkünm Akbulut. isadamlan Nurullah Gezgin, İhsan Vardal, Prof Dr. Orhan Aldıkaçtı da bulunuyordu. (HATİCE TUNCER) Temizlik işçisi SHP'ye öfkeli afi 1. Sayfada ilaçlama ve sulama çahşmalan- na başlandı. Büyükşehir Belediyesi Yapı İşleri Müdürlüğü'ne bağlı 100'e yakın kamyon ve 15 loder Tak- sim, Eminönü, Aksaray, Top- kapı, Sahilyolu ve Beşiktaş bölgelerinde sürekli çöp topla- dı. İSKİ'nin SUSER şirketi kentin ana artellerindeki yeşil bölgeleri suladı. Sulama çahş- malanna İtfaiye ekipleri de ka- tıldı. Çöpleri temizleyen işçilerle yaptıjpmız görüşmelerde işçile- rin büyük bir bölümü İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen'e kızgınhğını ifade ettiler. İstedikleri ücreün basın organlannca abartıldığını belirten işciler, SHP'den istifa nusunda görüşmeleri yürütecek temsilcisini SHP Genel Sekre- ter Yardımcısı Mustafa Gazala olarak belirlerken, CHP bu is- mi henüz behrleyemedi. bazı işciler şunlan dedi: Mehmet Akyol (Dozer Ope- ratörü): 11 senelik işçiyim. Me- sailer ve tüm sosyal haklanmla birlikte elime 1 milyon 658 bin hra geçiyor. Hükümet grev kın- ahğı yapü. Almanya'da da grev oldu ama hükümet ertele- medi. Tahsin Sankaya (Temizlik iş- çisi): Genel Başkanımız Danış- tay'a başvurdu onu bekliyoruz. Sendika bizim için yeterince ça- hştı. Ertelemehaksızhk. Zeki Kuvvetli (Kamyon sö- förü): Demokrasi var diyorlar. Sosyal demokratız diyorlar. Milletvekilleri kendilerine zam yapılmasmı değil bizim grevi- mizi ertelediler. Hüseyin Yurtseven(İşçi): Ar- HAVA DURUMU ük partilerden bir şey beklemi- yorum. Çarkı eskiden ANAP döndürüyordu, şimdi sosyal demokratlar. Biz hırsızlık yap- mıyoruz. Alın terimizin parası- nı istiyoruz. Birtakım bahane- ler uydurup grevimizi erteledi- ler, bizi halkla karşı karşıya getirdiler. Biz de halkız. Halİa- mız 86 işçinin maaşını alan Sö- zen'e sorsun;"Neden işçinin hakkını vermiyorsun " diye. Ankara'daki çöp toplama çalışmalan, 17 ağustos pazarte- si günü tamamlanacak. Çöp toplama çalışmalan sürerken, her gün ortalama 500 ton çöp, eski çöp yığınlanna ekleniyor. Bazı ilçe beîediyelerinde temiz- lik işcileri, vardiyalı olarak çalı- şırken, bazı ilçelerde araç ve eleman yetersizliginden çöp toplama çalışmalan aksıyor. Temizhk ekipleri; öncehkle imarlı bölge, turizm alanı ve protokol yolu gibi bölgelere ön- celik verirken, Kızılay'ın mer- kezinde, gecekondu bölgelerin- de ve ara sokaklardaki çöp yığınlan henüz toplanamadı. Belediye-İş Sendikası, beledi- ye grevinin Bakanlar Kurulu tarafmdan ertelenmesine ilişkin karann iptali için, dün Danış- tay'a başvurdu. Belediye-Iş Sendikası ile Türk-İş Konfede- rasyonu'nun yaptıklan başvu- ruda, grevin anayasal bir hak olduğunun tartışılmazlığına dikkat çekilerek, şöyle denildi: "Hükümet ve işveren tarafı hakkın kullammını imkansız kılabilmek için olumsuz bir tu- tum içinde. Yasanın erteleme gerekçesini hazırlama ve yarat- raa gayretini sürdürerek şeklen halk sağhğının tehdit edilmesi ortamını yaratmışür. Grevdeki işciler çahşma hakkına sahip ol- duklan halde, insan sağhğını da ön planda tutarak olanaklar nispetinde ilaçlama faaliyetleri- ni hiçbir karşıhk beklemeden ve grev hakkının kutsalhğı anlayı- şı içinde yerine getirme gayreti göstermişlerdir". Hükümetin grev boyunca al- ması gereken önlemler olduğu- na da değinilen başvuru dilek- çesinde, hükümetin ve işveren- lerin mevzuat gereği almalan gereken önlemlere başvurmadı- ğı savunularak, "Kasıtlı bir tu- tumla çöplerin kokuşmasına ve yasanın istisna olarak düzenle- diği koşulların oluşmasına ze- min hanrlayıp, hakkın özünü ortadan kaldıncı işleme teves- sül etmişlerdir'denildi. ILO standartlanna göre serbest top- lu pazarhk hakkının kullanıl- masının engellenemeyeceğinin de vurgulandıgı dilekçede, "Anayasanın ve yasanın tanıdı- ğı hakkın sınırlandınlması amacı güden işverenlerin hükü- met aracıhğıyla sonuç elde etme eylemleri hukuka aykındır ve himaye edilmeye layık değil- dir" denildi. İstanbul'da işcilerin yanlış anlamadan dolayı geç işbaşı yapüklannı belirten Alan, gre- vin ertelenmesi karanna karşı yasal yollara başvurduklannı, YHK'nin getireceği çözümün iş banşını sağlayamayacağını söyledi. nı düzenli olarak ödediği halde, kendisine 15 milyon lirahk ek fatura gönd°nldiğini, borçlu ol- madığı için bunu ödemeyerek AKTAŞ'a dava açüğını anlatı- yor. Abone, "Mahkemenin, dava sonuçlanıncaya kadar eleküik kesilemez" karanna karşın elektriğimi kestiler, işi- mizden olduk, çahşamadık" diye konuşuyor. AKTAŞ'ın, Elektrik Tarife- leri Yönetmehgi'ne aykın ola- rak her ay "sayaç kirası" ya da "bakım ücreti" adı alünda 2 bin ila 9 bin lira arasında aboneler- den haksız kazanç sağladığını görmek içinse, Anadolu yaka- sında oturan vatandaşlann fa- turalanna şöyle bir göz atmak yeterli. AKTAŞ uygulamasın- da. her abone sayaanı kendisi almak zorunda. Sokaklar karanlıkta Gazetemizi telefonla arayan Mustafa Ertuğrul ise Çekme- köy Sehit Şahinbey Mahallesi'- nde oturduğunu ve mahallesin- de yanmayan sokak lambalan için AKTAŞ'a defalarca baş- vurmuş olmasına karşın bir yıl- dır bu sorunlanna çözüm geti- rilmediğini ardaüyor. Ertuğrul, yanm saat sonra bizi tekrar arayıp "Mahallemizdeki trafo- nun toprak hatünı tamir esna- sında kopardılar. Mahallede herkesin elektrikli aletleri bo- zuldu. Herkes AKTAŞ'a dilek- çe verdi, ama bu konuda da bir şey yapmadılar. Bunu da yazar mısınız?" diyor. İNÖNÜ Şeriat propagandası yapılıyor ESKİŞEHİR/ÇİFTELER (ANKA) - Eskişehir gezisi sıra- sında Han İlçe Başkanı, Erdal İnönü'ye il yönetimini ve SHP Genel Merİcezi'ni şikayet etti. Han ilçesinde yapılan atamala- nn ülkücü-dinci kesimden se- çilmesinin önlenemediğini ve ilçede iki yıldır açıktan şeriat propagandası yapıldığını ileri süren ilçe Başkanı İsmet Şanh, genel merkezin bu konuda bir önlem almamasından yakındı. Dün bazı tesislerin açıhşında bulunmak üzere geldiği Çifte- ler'de İlçe Kaymakamhğı, Belediye Başkanlığı ile SHP ve DYP ilçe örgütlerini ziyaret eden SHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Erdal TÜRKİYE'DE cumhuriyet tarihi boyunca gö- rühneyen uygulamalar yapıh- yor. Buna partimiz sessiz kalı- yor" dedi. Han ılçesine yapılan atama- lann ülkücü-dinci kesimden se- çilerek istihdam edihnesinin önlenemediğini, sosyal yardımlaşma ve dayanışma fonu aracıhğıyla sağ kesımin devamh desteklendiğini belir- ten Şanlı, "İlçemiz SHP örgü- tünün rahatsızlık duyduğu, bu ana kadar il başkanlığı ve genel merkez nezdinde devamh şika- yetçi olduğu konular üzerinde tatmın edici bir netice ala- mamışür" dedi. İlçede iki yıldır açıktan şeriat propagandası yapıldığını, Atatürk ilke ve devrirnlerinin devamh kötü- lendiğini, buna kaymakam, müftü ve ANAP'h belediye başkanının öncülük ettiğini iddıa eden Şanlı konuşmasını şöyle sürdürdü: "PTTden daha tahrip olmamış. açılmamış hiçbir ev- rakımız sağlam olarak ehmize geçmemiştir. Bu durumlann sorumlusu memuru ne kadar üst makamlara şikayet eüniş- sek de olay önlenememiştir. İlçede cumhuriyet tarihi bo- yunca görülmeyen uygulama- lar yapıhyor, buna partimiz sessiz kahyor." Şanh'nın şikayetlerini dinle- yen İnönü. yazıh metni de aldı ve "Cumhuriyet tarihimiz çok zengindir. merak etmeyin aynı zenginhk devam etmektedir" karşıhğını verdi Erdal İnönü, daha sonra Çifteler'de belediye tarafı- ndan yaptınlan üstgecidin ve turistik otelin açıhşını yaptı. Erdal inönü, halkın beklen- tilerinin sürekli olarak dile ge- tirilmesinin yaranna inandığını kaydetü. DÛNYA'DA lefknnsal teorl olarak post-modernizm DOUGLASKELLNER Medernite nedh? ABELJEANNIERE Biruim Yayınlan Klodarer Caddesi tletişim Han No 7 >HW0 Cagaloglu İstanbul • Tel. 516 22 60 B : .Q: açık bıAjtlu yevre Bakanlığı Meteo- rolojı Genel Mûdürlüğü'- nden alınan bilgiye göre bûtûn bölgelenmız az bu- lutiu ve açık geçecek. Ha- va sıcaklığında önemli bir değişikiık olmayacak. Rüz- gâr, kuzey ve doğu, yur- dan güneyinde gûney ve batı yönlerden hafıf, ara sıra orta kuvvette esecek. Denizlerimızde rüzgâr, Doğu Karadeniz ile Ege'de yıldız ve poyrazdan 3-5, yer yer 6 kuvvetinde, saatte 10-21, yer yer 27 deniz mıli hızla esecek. Van Gölü'nde hava, açık ve az bulutlu geçecek. ZonguUa* A yaflmmu A-açık B-dulutlu G-gûneş» K^artı S-ss* Y^aOmurlu GOZLEM UĞUR MUMCU • Baştarafi 1. Sayfada Teröristlerin sağ olarak teslim alınmaları için yol ve yöntemler yok mudur? örneğin teröristlerin bulundukiarı yerlerde kuşatılma- ları ve oyalama taktikleri ile cephanelerinin tükenmesi beklenemez miydi? Bu gibi operasyoniarla teröristlerin öldürülmeleri "yargısız infaz"û\r. Devletin buna hakkı yoktur. Devlet, insan haklarını ve insan haklarının temeli olan yaşama hakkını kanlı teröristler söz konusu olsa da korumak zo- rundadır. Devlet öc almaz, devlet adam öldürmez; teröristleri sağ olarak yakalar ve yargılar. Bunlar yapılmazsa, bu tür olaylar kin tohumlarının ye- şermesine yol açar ve terör örgütlerinin en acımasız ey- lemlerine de gerekçe oluşturur. Evet, güvenlik güçlerine ateş açan teröristleri sağ ola- rak ele geçirmek belki çok güçtür. Devlet de güç olanı yapmakla görevlidir. Devlet, bu güç işi başardığı ölçüde hukuk devletidir. TÜRKEŞ-YAZICIOĞLU... Siyasal partilerde kişisel çekişmeler çoğu kez ideolo- jik kılıflara büründürülerek gizlenir. Ideolojiler, bu kişisel çekişmelerın gizlenmeleri için birer perde olarak kullanı- lır * MÇP Genel Başkanı Türkeş ile Muhsin Yazıcıoğlu ara- sındaki siyasal çekişme de, temelinde bir kişisel çekiş- meye dayanıyor. Bu kişisel çekişme de, Türkeş'in 1981 yılında Ankara Sıkıyönetim Askeri Savcılığı'ndaki sorgusuna dayanıyor. Türkeş'in, askeri savcının "Muhsin Yazıcıoğlu'nu tanı- yor musunuz " sorusuna verdiği yanıt, kendisini lider olarak gören Yazıcıoğlu'nu düş kınklığına uğratıyor. Türkeş'in 19 Şubat 1981 günlü sorgu metninin 8. sayfa- sına göz atalım: -Kendisine, Türkmen Onur'u tanıyıp tanımadığı sorul- du. "Türkmen Onur'u tanırım. Eskiden Gençlik KoluBaş- kanlığı yaptı. Sonra ayrıldı. Partide bir görevi yoktur." Muhsin Yazıcıoğlu'nu tanıyıp tanımadığı soruldu. "Tanı- rım. Gençler arasında görürdüm. Herhangi bir görevi olduğunu şimdi hatırlamıyorum." Oysa Yazıcıoğlu, Ülkü Ocakları Genel Başkanı'dıMJIkü Ocakları Genel Başkanı olarak da o günlerde Türkeş ile sık sık görüşmektedir. Savcı, Türkeş'in bu yanıtını inandırıcı bulmamış ki ye- niden soruyor: -Muhsin Yazıcıoğlu'nun Ülkü Ocakları Genel Başkanı olup olmadığı hususu soruldu. "Hatırlamıyorum" dedi. Başbuğ Türkeş, koskoca Ülkü Ocaklan'nı ve Ülkü Ocakları Genel Başkanı'nı anımsamıyor. Aslında Türkeş, askeri savcıya "Ben, Ülkü Ocakları ey- lemlerinden sorumlu değilim'demek istiyor. Yazıcıoğlu ve Türkeş arasındaki kişisel çatışma ve çe- kişme Mamak Askeri Tutukevi'nde bu nedenle başhyor. Bu kişisel çatışma Mamak Tutukevi'nde başhyor ve TBMM çatısı altında da sürüyor. Bence, Yazıcıoğlu, başbuğu Türkeş'e haksızlık ediyor! Türkeş, aynı sorgusunda Almanya'da birkaç bankada hesabı olmasına karşıhk "Benim Almanya'da hiçbir şe- kilde şahsi hesabım yoktur" da demiştir. Anlaşıhyorki ünlü Başbuğ, Mamak Cezaevi'nde "geçi- ci bellekkaybı"n& uğramış, bu yüzden ne banka hesabı- nı anımsamtştır, ne Muhsin Yazıcıoğlu'nun görevini ne de ' Hkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Abdullah jÇatlı nin kim olduğunu!.. Olur böyle vakalar! Türkeş, aynı sorgusunda "Gelir kaynaklarmız nedir" sorusunu, "Emekli albay maaşım var, kitaplarımdan ge- lirim var. Bunun dışında da dostlanmdan, beni sevenler- den bana zaman zaman para yardımı yapılır" diye yanrt- lamıştı. Yazıcıoğlu, Türkeş'e yurtdışında ve içinde "zaman za- man para yardımı yapanları" tanıyor mu? Tanıyorsa, bu konudaki bilgilerini rica etsek diyorum... GUNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada Parti içinde dişli bir rakip çıktı kaı~şısına: TÖ! Olaya karşıdan başka bir gözlükle bakınca daha deği- şik, hatta Mesut Bey'i kollayan kimi olasıhklar göze çarpı- yor. Nedir bunlar? Başlıcası, Mesut Yılmaz'ın gelişmeleri kendi yönüne çevirecek kıvrak bir siyasetle TO'den ilele- bet kurtulma fırsatını ele geçirmesi. TÖ ile ANAP yöneticileri arasındaki savaşım, sonunda böyle bir noktaya gelebilir ya da fırsatı degerlendireme- yen Mesut Bey, yeni yeni tat almaya başladığı genel baş- kanhktan uzaklaşabilir. TO'den kurtulabilmenin yolu cesaretle ortaya çıkmaktan geçiyor. Ama güncel soru şu: Mestt Bey'de böylesi bir atı- hmı gerçekleştirecek güç ya da siyasal cesaret yeterince var mı acaba? Yoksa çevresinden duyumsandığı gibi, Tö'ye yine yu- muşak bakmayı sürdürerek, Tö'ye karşı politikalar uygu- ladığı izlenimini vermeyerek genul başkanlıkta kalmayı mı yeğleyecek? "Çevre", dün Ankara'ya teşrifi tteklenen Mesut Bey'in olağanüstü kongreye gitmesine kesinkes karşı çıkıyordu. Kimi gerekçeler öne sürüyorlar. Yok efendim parti parça- lanırmış, yok efendim kongreyi bir başka kongre izlermiş gibi mazeretler üretiliyor. Oysa korkunun gerçek nedeni çok daha değişik. Genel merkezin "telaffuz edemediği" korku, hemen herkesin bil- diği birtakım olgulardan kaynaklanıyor. Olağanüstü kongre, Mesut Bey'i genel başkanlığa geti- ren geçen kongrenin "eski" delegoleriyle yapılacak. "Es- ki" delegelerse, oğlumuz Ahmet'le TÖ'nün eşleri hanıme- fendi SO'nün kulis çabalarıyla, çok az farkla Mesut Bey'i genel başkanlığa getirdi. Dün lehte olan az fark, bugün kolaylıkla aleyhe dönebi- lir. Bu açıdan bakılınca "çevre" ve Mesut Bey elbette ola- ğanüstü kongreye yatkın olmayacak. TÖ cephesi de boş durmuyor. En azından Mesut Yılmaz karargâhını rahatsız edecek kimi olasılıklan şu yazarla bu yazarla piyasaya sürüveriyorlar. Piyasaya sürülen son olasılık, Mesut Bey'i halledemez- lerse neler olabileceğini, sağ kanatta, ANAP'tan olma yeni bir partinin doğumuyla ilgili söylentileri içeriyor. Senaryoya göre TÖ havalı 30 milletvekili ANAP'tan ayrı- lacak, Çankayanın yüksek himayelerinde partileşip siya- sal yelpazede yer alacak. Yeni parti söylentileri ANAP Genel Merkezi'nde "şan- taj" olarak değerlendiriliyor. Bu olasılığı piyasaya, hanı- mefendi Sö'nün sürdüğüne inananlara rastlanıyor. Buna karşın Okluk Koyu, "karşı senaryolar"\n varhğın- dan haberdar oluyor mu? Bir gazete haberinin faksla ör- güte dağıtıldığını aynı gün saptayan Okluk'taki istihbarat mekanizması, genel merkezde üretilen karşı senaryoları günü gününe ayrıntılarıyla öğreniyor olmalı. Genel merkezdeki kimilerine göre ANAP'ta kalacak 85 milletvekilinin katılımıyla olası DYP + SHP + ANAP koalis- yonu pekala önemli işler görebilir. Hatta Tö'yü anayasa değişimiyle indirecek 300 rakamına rahatlıkla ulaşılabilir. Kuşku yok, bu senaryo da "karşı şantaj", ama söyleniyor. Böylece dünden itibaren Çankaya'da tezgâhlanan Me- sut Bey'i indirme projelerine karşı ANAP Genel Merke- zi'nde Tö'yü indirme tehditlerini içeren tasarımlar sahne- ye giriyor. Mesut Bey ve çevresinin umut bağladığı 1 kasım yerel seçimlerine kadar ANAP, TÖ rüzgârlarını kazasız belasız bakalım atlatabilecek mi? Siyasal cilveler ne gibi yeni oyunlar tezgâhlar, bilinmez ya...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle