15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 AĞUSTOS1992 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 11 Eski Sultanahmet Cezaevi • Kültür Servisi- Sultanahmei Cezaevi'nin sinema salonu olarak kullanıma gırmesi ile bu akşam 18.00'de İlhan İrem bir konser verecek. Aynca senary o s u n u Ömer Kavur'un yazdığı, başrollerinde Hümeyra, Kadir İnanır ve Özlem -Dnursal'ın oynadığı "Kınk BirAşkHikayesi" gösterilecek. Asya'nın sesi • İSTANBLL(AA)- Kazakistan'ın başkenti Alma-Ata'da. l-9ağustos tanhlen arasında yapılan "'Asya'nın Sesi Müzik Festivali'nde" (Asia Dausy) en büyük ödülü kazanan genç pop müzik sanatçisı Şehnaz, ödüllerinı tanıttı. 29 sanatçının katıldığı festivalde 3 esennı seslendıren Şehnaz, "En BüyükÖdül"ü(Grand Prix) sözyazan Reha Erdir'in "Çıldırmış Olmalıyım" ilekazandı. Şehnaz yanşmada kazandığı çeşitli ödüllerle birlıkte verilen Lada marka arabayı satılması için Kazakistan'da bıraklı. İLESAM'dan işbirliğj |ANKARA(AA)-Türkiye llim ve Edebiyat Eserleri Sahipleri Meslek Birliği(İLESAM), Hollanda Türk Akademisyenler Birliği Vakfı ile kültürel işbirliği anlaşması imzaladı. Anlaşma ile Hollanda ve Batı Avrupa ülkelerinde Türk yazarlan ve eserlerinin, Türk kültür. sanat ve edebiyat birikimlerinin karşılıkh tanıtılması konusunda ortak faaliyette bulunması sağlanacak. İki ülkc arasında kültür,fikirve sanat konulannda örtemli yerleri olan tanınmış şair ve yazarlar için karşılıkh anma günleri ve toplantılan düzcnlenecek. İlk faaüyet aralık ayında Ankara'da gerçekleştirilecek. VVoody Allen, çocuklarım istiyop •NEWYORK-Ünlü komedyen vefilmyöhetmeni NVoody Allen, uzatmali sevgilisi Mia Farrovv'dan olan üççocuğunun velayetini alabilmek için yasal işlemlere başladı. 1980yılındanberi beraberyaşayan Allen-Farrow çiftinin beraberliklerinin sona erdiği veayn yaşadıklan belirtildi. Allen-Farrovv çiftinin ikisi evlatlık üççocuklan bulunuyor. Erdek'te vakıf • ERDEK(AA)- Erdek'in tarihi, kültür ve sanat eserlerini tanıtmak, şenlik, festivaller düzenlemek amacıyla Kültür Sanat ve Turizm Yardımlaşma Vakfı kuruldu. Vakıf, kültürel ctkinliklcrin yanı sıra Erdek ve çevresine içmesuyu sağlanması. çevre sorunlannın çözümü için de faaliyetgösterecek. TÜPRAŞ'tasergi • KOCAELİ (AA>- Türkiye Petrol Rafinerileri Anonim Şirketi'nin(TÜPRAŞ). kültür ve sanat etkinlikleri sürüyor. TÜPRAŞ'ın düzenlediği etkinliklerin dördüncüsü olan Cevdet Altuğ ile Betül Aydıner Ulusan'ın heykel ve resim sergisi, 22 ağustosta TÜPRAŞ sosyal tesislerinde Sağlık Bakanı Yıldınm Aktuna tarafından açılacak. Sergi 5 eylüle kadar gezilebilecek. SHP'den yarışma • İSTANBUL(İÜHA)- Sosyaldemokrat Halkçı Parti. propaganda faaliyetlerinde kullanmak üzere müzik, afış ve grafik yanşması düzenliyor. SHP.eserlerin parti kimüğine özgü ve toplumun bütün bireylerine hitap edecek müzik ve afışler olmasını istedi. 'Ocajjına Düşmek' lADIYAMAN(AA)- Yönetmen BilgeOIgaç'ın "Ocağına Düşmek" adlı filminin çekimlerine Adıyaman'da başlandı. Kan davasını konu alan film, Osman Şahin'in bir öyküsünden yola çıkılarak, Nemrut, Cendere köprüsü ve eski Kahta gibi turistik yörelerdeçekilecek. Filmin başrolleri Halil Ergün, Aytaç Avrman ve Şerif Sezer pa\laşıyor. Göriintü yöretmeni ise Aytekin Caımakçı. Yazarlanmız romanın son yıllardaki durumunu tartıştı Roman bunahmda mı, değişiyor mu? ATİLLA BİRKtYE İ'ç aylık kültür dergisi 'Sanat Dünyamız'ın geçen ayk'rda çıkan bahar sayısmın kapak konusu 'Roman Kri.'de mi?' sorusuna ayrılmıştı. Derginin özel bölü- mütıde, Enis Batur, Tahsin Yücel. Umberto Eco, Ah- met Oktay, Octavio Paz ve Füsun Akatlı nmyazüarıy- la ratnan daha çok kuramsal bir yaklaşımla ele alını- yordu. Batur, geniş okur kitlesine ulaşmak için roman söyıeminin sanatsal yaratıdan ödûn verdiğini, üstubun 'suLuıdığını' vurgularken, Ahmeı Oktay kurmaca dön?minin asılmış olduğunu, kitle iletişim araçlarımn estetikkaygılurı 'hafiflettiğini', 'yazınsalözellikleribir tür tıoda haline getirdiğini' belirtiyordu. Eco da, Paz da, romanın kendini yok etme sürecine girdiği kanı- sıno'aydı. Eco, romanın ortadan kalkabileceğini, ama 'biyolojik bir işlevi' olan antatınm asia yok olmaya- cağ.m savunurken, Paz romanın kendiyarattığı 'cena- ze törenine' katıldtğtnı söylüyordu. Biz de, ister iste- mez ibrenin yönünü Türkiye ye, günümüz Türk ro- maıtcılığma çevirmek istedik. Son yıllardagenel kanı, ronıonın (edebiyattn da) gerilediği, ikinciplana itildiği yön'indeydi. Ama biz bu konuyu önde gelen yazar- larumzın ağzından sunmayı seçtik. Yaşar Kemal, Atti- la İ.'han, Adalet Ağaoğlu, Orhan Pamuk, Ahmeı Al- tan. Selim İleri ve Buket Uzuner, 'Roman krizde mi?' sonımuzu yanıtladdar. ATTİLA İLHAN Kriz yüzyıl başındaydı Asıl bunalım yüzyılın başında yaşandı. Sine- marun ortaya çıkmasıyla, görsellik sanaünın ortaya çıkmasıyla romanın eskisi gibi devam edemeyeceği görüldü, ister istemez orta- ya iki yol çıktı. Birincisi, romandan sinemanın ala- cağı öğeleri, kişileri, olay örgüsünü, temalan, konu- lan atmak ve dilin, üs- lubun üzerinde yeni bir roman kurmaktı. İkincisi, si- nenıadan, görsellikten alacaklannı alarak imgelerin geliftiğı ve zenginleştiği bir romandı. Görsellikten yarurlanan toplumcular oldu. Aragon. Ehrenburg. Soljenitsin büyük romancılardır ve hâlâ okunurlar. Biçimciler okunmuyor. lyi niyetle ele alsanız bile 5-6 sayiadan fazla okunmuyor. Zaten kimsedeokumu- yor Biçimcilerin yöntemi yanhş. Türk okuru somut bir Dkur. Oysa biçimcilerin hem dilleri, hem de içe- rikleri soyut. Bu yüzden de roman bunahmda. Ben yen.liklerin tarif değiştirmeden yapılmasından ya- nayım. Tarif değiştiği zaman roman olmuyor. Ro- manın özünün bozulmaması gerekir. Bizde de bi- çimd romancılann yaygınlaşmasının sebebi, köy ro- maııcılannın, solcu romancılann popülizme düşme- si, ratüralizme düşmesidir. SELİM İLERİ Bence krizde değil Bence roman krizde değil. Ama nıtelığı ve yapısı bü- yük değişimlere uğruyor. Bizde ise. bu degişimler öyle sanıyorum ki, henüz takht aşamasında. Değişen ro- manın Türk toplumundaki karşılıklan içeriksel açı- dan yansımıyor da, biçimsel olarak dile getirilmek is- teniyor. AHMETALTAN levizyonla yanşması mümkün değil. Ancak, edebiyat da kendi özüne sahipçıkarsa, başka sanatlar da onunla yanşa- maz. Insan öğesi dışlandı ADALET AĞAOĞLU Romanda sorunlar var. Ama gelecekte romanda yeni bir dö- nemin. neoklasızmin yaşana- cağına inanıyorum. İki sorun söz konusu. Birincisi, sinema ve TV tarafından geriye itilen edebiyat (roman) bir başka sa- natsal teknolojiyle biçim değiş- tiriyor. Günümüzde kitleler- den kopan opera çeşitli biçim- lerde tekrar kıtlelerin karşısına çıkıyor. Örneğin, Pavarotti. Edebiyat da bununla benzeşi- yor. fkinci sorun, edebiyaün biraz Michael Jackson'ın mü- ziğine benzediği. Nasıl ki, Jack- son'da müzıkten çok dans, du- man, gösteri vb. var, bir Frank Sinatra müzıği gibi değil, edebiyatta da (romanda da) insan öğesi dışlandı. bir göstcriye dönüştü. Ozü kayboldu. Ro- man insan ilişkilerini anlatıyordu. Romandan bu çıktı. Bir cambazlık dalı haline geldi. Hepimiz klasiklerden yetiştik. Edebiyat (roman) neoklasik bir anlayışla bu sonınlann icinden çıkabilir, daha çok okura ulaşabilir. Edebiyatın te- Yeni arayışlar Romanda- yaratım açısından herhangi bir bunalım yaşandığı- na inanrruyorum. Romanın krizde olduğunu düşünmüyo- rum. Roman incelemesi krizde. Büyük bir çeşitleme söz konu- suydu roman teknikleri ve izlek- leri açısından. Bunlann özellikle bizde, tam yerine oturtulduğu kanısında değilim. Dün, 'Şu romanın da romanıdır" diyen bil, bugün kendi sözünü lutmuyor. Roman yazatı olarak benim açımdan. hayat sürdükçe, romanın da ne konusu, ne de teknikleri tükenir. Olsa olsa, düne yakın gecmişe benzemeyen bir roman söz konusu ola- tehr.; Eğer okurda ve roman incelemecisinde, atan bu yeni nabzın duyarlığı yoksa ya da biam ha deyince bilemeyeceğimiz çe- şitli kişisel engelleri varsa, yeni arayışlar onlara ya da ona hiçbir şey demeyebilir. BUKET UZUNER Teknolojiden korkma Romanda bunalım yok. Pek çok fıziksel koşulun edebiyaün bütün dal- lannı tehdit ettiği bir dönem yaşıyoruz. Böy- le koşulîarda da yeni ve değişik çözümler ortaya çıkıyor. Ve bu değişik- likler çağa uygun bir bi- çimde hızla gerçekleşi- yor. Ya çağın dışında kalıp gelişmeyi reddede- ceksiniz ya da ayak uy- duracaksınız. Tekno- lojiden korkmuyorum. Teknolojiden hayatın her alanında yararlanıyorum. Bu, ister istemez, ya- şantımın her yönüne yansıyor. Romancılığıma geci- yor. Kontrol bende oldukça korkmuyorum. Tıpkı teknolojide olduğu gibi. ORHAN PAMUK Kişilik değiştiriyor Roman krizde hiç değil. Tam tersi, oldukça sağlıklı. canlı, neşeli ve merak ve hayatla dolu olarak uzun ömrünün tadını çıkanyor. Kılık ve kişilik değiştiri- yor, maskeler takıyor, başka kimliklere bürünerek bizi şaşırtıyor. Başka yazış yöntemlerinden. deneme- den, ansiklopedik yazımdan. kendi geleneğinden ve metafizikten yaratıcılıkla yararlanıyor. Kemikleş- miş, kalıplaşmış yanlannı, büyük dedelerinden kal- ma 'karakterleri 1 , yapmacık 'tipleri', onlann İn- sancıl psikolojisini". "sağlam kurguyu" ve bu kalı- plann kullanımından doğan eski başanlannı cesa- retle terk cdip hiç bilme- diği, hiç giimcdiği yerle- re, günlük hayatın küçük, tuhaf, anla- şılmaz, inanılmaz aynnülanna doğru me- rakla ve zaferle yçlculu- ğa çıkıyor. Üstelik, düşkınklığı veren dinin ve siyasetin ve akade- mizmin koridorlannda boğulan felsefenin artık yapamadığı şeyleri de yapıyor bugün roman: Hayatımızı anlamlandırma ve bu anlamla hayatın içine güçle kanşma işini de üstleniyor. Niye bir krizden söz ediyoruz o zaman? Bir bunalım varsa eğer, bu roman sanatının değil. bizim düşün hayatımızın bunabmıdır. Türkiye. pek az kişinin ha- yatın an-'amı, toplumun ve ruhsal dünyamızm yapısı üzerine derinlemesine düşündüğü kötü bir dönem- den geçiyor. Televizyon ekranınm sefaletiyle. küçük günlük politikanın sıradanlığı arasına sıkışan düşün hayatımız kuruyup tükenmek üzere. Kriz olan ro- man değil, biziz. Roman. bu "krizden' çıkabilmenin, düşünebilmenin. durumumuzu aynada görüp o ay- nanın öte yakasına geçebilmenin en elverişli araçian- ndan biri. belki de birincisi. Ben, artık ne zaman bi- risinin, romanın 'ölmekte" ya da "krizde" olduğunu söylediğini işitsem, aslında romanın değil, o kişinin edebiyat sevgisinin, düşünsel hayatının 'ölmekte' ve 'krizde' olduğunu anlamaya başhyorum. 'Roman tükeniyor mu?' Son yıllarda gün geçmiyor ki Batı'da bu soru sorulmasın SöztükenmedikçeromantükenmezYAŞAR KEMAL 'Roman tükeniyor mu', so- rusunu nedense insanlar dilleri- ne pclesenk etmişler. Son yıllar- da Batı'da. gün geçmiyor ki bu sonı sorulmasın. Birkaç kez de bana soruldu bu. Karşıhk ver- metlim. Doğrusu böyle bir soru sonnaya insanlan iten bir şeyler olmalı diyorum. Roman bitmez. Hikaye an- latnıa sanatı, insanlıkta en er- ken yaratılmış sanattır. Belki de sözle birlikte yaraülmışür bu sanat. Ve binlerce yıldan bu yana gelişmiş, on dokuzuncu yüzyılda ve yüzyıhmızda doru- ğa ı.Tİşmiştir. Hikaye anlatma sanatı boyuna da gelişecektir. Her zaman söylediğim bir söz var: Söz. insanın kanıdır. Söz insandır. İnsan da bu, kanı- nda olan materyalle sanatını yapyor. İnsanoğlu bitmedikçe sözle yapılan sanatlar da bitme- yect-ktir. Hikaye anlatma sa- natının geçirdiği değişimleri bi- liyoruz. Hikaye anlatma sanatı insanlık tarihiyle tay gitmiştir. Tarıh bilincimize eriştiğimizde. söz sanatlanndan insanlık çok yanırlandı. Yazı olmasaydı. yaalı söz sanatlan olmasaydı insan tarihi epeyce karanlıkta kalırdı. Gılgamış'ın bize öğret- tiğiııi hiçbir tarih belgesi bize öğn:tememiştir. Bundan sonra yazılacak tarih de söz sanatlan- ndan çok yararlanacak. insan • Söz insanın kanıdır. Söz insandır. İnsa- noğlu bitmedikçe sözle yapılan sanatlar da bitmeyecektir. • İlyada'dan Don Kişot'a, Don Kişot'tan Dostoyevski'ye geldik. Bundan sonra bel- ki de daha hızlı yeni roman içeriklerine, bi- çimlerine ulaşacağız. Bu, romanın tüken- mesi değil, gelişmesidir. • Roman daha çok okunuyor. Kadınlar roman okuyor. Erkeklerin de o kadar de- ğilse bile ona yakın olanaklan var. • İnsanlann dilindeki söz tükenmedikçe roman sanatı, şiir sanatı, tiyatro sanatı ve biltekmil söz sanatlan bitmeyecektir. İnsan tükenmedikçe söz sanatlan da tü- kenmeyecektir. gerçeğine, bu yüzden daha çok yaklaşabileceğiz. Nereden gelip nereye gidiyoruzu, bilim kadar söz sanatlan da bize söylemeye çalışacak. Romanın çok önemli bir yen daha var: O öyle bir sanattır ki onu anlatanlarla dinleyenler birlikte yaratırlar. Eepope araştırmalan bize bunu söylü- yor. Romanı okuyanlar da ya- zarla birlikte o yapıtı yeniden yaratıyorlar. Çünkü herkesin kendine göre bir sözcük dünya- sı var. Özel bir dünya. Eski klasikleri. bugün yazılmış gibi nasıl anlıyoruz? O dünyanın koşullannın, yaşamlannın. ge- lenek, göreneklerinin bizimlc ne ilgisi var diyemeyeceğim. epeyce az ilgisi yok mu? O za- man o nedir ki bizi İlyada'ya hayran kılıyor, bizi Sofokles'e, daha eskilere, daha yenilere hayran kılıyor? Çünkü. insan- lann can damanndan ya- ratılmış insan maceralannı. bü- yük ustalıklan biz okurken ye- niden, kendimize göre yaratı- yoruz. Klasiklerin gücü bize. çağımızda bize onlan yeniden yaratma olanağı veriyor. Çağlann her klasiği bize her çağda yaratma olanağı veriyor. Başka hiçbir sanat sözle yapı- lan sanatlar kadar bize varatma olanağı veremiyor. Bellenmiş başka sorular da var : Roman. sinema ilişkisi... Diyorlarki hiç- bir büyük roman iyi sinema yapıtı olamıyor. Dostoyevski'- nin romanlannı ele alalım. Kim yapıyor Dostoyevski'nin ro- manlannı? Çağımızın bü\ük saydığımız bir yönetmeni. Bu büyük adam, bu çağımızın bü- yüğü, insan gerçeğini, mace- rasını Dostoyevski kadar kav- rayabilmiş mi? Ben sanmıyo- rum. Varması olanaksız da onun için... Bu dünyada hiçbir sanat olduğu gibi kalmaz. Gene biliyoruz ki Gılgamış'tan İlya- da'ya, İlyada'dan Don Kişot'a, Don Kişot'tan Dostoyevski'ye geldik. Bundan sonra da belki de daha hızlı. yeni roman içe- riklerine, biçimlerine ulaşa- cağız. Bu, romanın tükenmesi değildir. Bu romanın gittikçe gelişmesidir. Hep böyle olduğu gibi. Günümüzdeki romanın durumu da ilginç. Günümüzde, Türkiye'yi bunun dışında tut- mak zorundayız, hangi orana vurursanız vurun. roman daha çok okunuyor. Şu ev kadı- nlannın durumlannı bir göz- lemleyelim. çamaşır makinesi. bulaşık makinesi. yemek pişir- me araçlan. sayısız olanaklar... Kadınlar roman okuyor. Er- keklerin de o kadar değilse bile, ona yakın olanaklan var. Sözü daha çok uzatmaya- yım, insanlann dilindeki söz tü- kenmedikçe roman sanatı, şiir sanatı. tiyatro sanatı ve biltek- mil yaratılmış ya da bundan sonra yaratılacak söz sanatlan bitmeyecektir. Çünkü sözün yerini tutacak bir olguyu daha insanlık bulamadı. Bulamaya- caktırda... İnsan tükenmedikçe söz sanatlan da tükenmevecek. Rumelihisan konserleri ay sonunda Zülfü Livaneli ile tamamlanacak Leman Sam'ın HisarMaki 'Ayak SeslerP Kültür Servisi - Most Produc- tion'ın düzenlediği Rumeli Hi- san Konseri'nde geçen perşem- be geccsı konser veren Leman Sam. güçlü sesi vc Azeri şarkı- lan ile dinleyenleri coşturdu. Son kaseti "Ayak Sesleri" ile büyük ilgi toplayan sanatçıya. öncckı gece bir ara izlevenlcr arasındaki Muazze? Abacı da eşlik eiti. Leman Sam'a konserler sıra- sında. klavycde Tarık Sezer. percuss;^>n ve vokalde Cinan Okan. basgitar vc vokalde İlkin Deniz, davul ve akordeonda Veysel Çadır, akustik gitar. bu- /ukı ve vokalde Tamer Kele- şoğlu. elektronik gitar ve vokal- de Onur Koğaaoğlu. sazda Çe- tin Akdeniz. kaval ve neyde Er- can Irmak. utta Mehmet Bitlıs ve vokalde Yeşim eşlik etti. Bu gece, yann ve pazartesi geceleri, gördüğü yoğun ilgiyle üç gün uzatılan Nilüfer konse- rinin yer alacağj konserler dizisi 18, 19 ağustosta Yonca Eva- mik'le devam edecek. Bu konserleri 21,22,23 ağus- tosta Mazhar-Fuat-Özkan, 24 ağustosta Sertab Erencr. 25 ağustosta Fatih Erkoç. 27. 28, 29. 30 ve 31 ağustosta da Zülfü Livaneli konserleri izleyccek. Struga Şiir Geceleri'nden Altm Plaket, Nedim Gürsel'in Kültür Servisi- Makedonya'ntn k lünü size vermevi ka- • Nedim Gürsel. 19-24 ağustosta yapıla- rarlaştırmıştır. Önce- Struga kentinde her cak şenlikte ödülünü aldıktan sonra çe- ki yıllarda da Altın yıl düzenlenen şiir şitij ülkelerden yazar ve şairlerin katıla- Çe l e n k ödülünü caklan "Şiirde Ulusallık v konulu sempozyumu yönetecek. Leman Sam, Azeri şarkılarla dinley icileri coşturdu. "Altın Çelenk" ödü- lünün yanısıra bir yazann tüm yapıtlannı değerlcndiren > "Altın Plaket" bu yıl Nedim Gürsel'e veriliyor. Aynı ödülü geçen yıl ünlü Fransız yazan Edgar NÎo- rin almıştı. Bu yılki "Altın Çelönk" ödülü de Macar yazar Fcrenc Juhasz'ın. Struga Şiir Geceleri Konseyı Başkanı Petre Bakerski "Altın Plakef'ödülünün Nedim Gür- sel'e verilme gerekçesini yazanmıza gönderdiği mektupla şöylc açıkladı: "Festıval komitemiz bu yıl Altın Plaket ödü- Fazıl Hüsnü Dağlar- ca'ya vermiştik. Ül- kelerimiz arasında varolan dostluk iliş- kilerinin daha da güçleneceğini ümid ediyo- ruz. Komitemiz. öyküleriniz olduğu kadar şiir üzerine yaplığınız çalışmalan. özellikle de Nazım Hikmet ve Aragon konusundaki araştırmalannızı gözönünde bulundurarak bu yılki Altın Plaket ödülünü sıze vcrmeyi karar- İaşlırmıştır. Kirlenmemesı için ulusça büyuk çaba gösterdiğimiz Ohri Gölü kıyısında kutla- nacak Struga şenüğinin onur konuklan ara- sında sizi de görmekten mutluluk duyacağız."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle