Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15 AĞUSTOS1992 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 11
Eski
Sultanahmet
Cezaevi
• Kültür Servisi-
Sultanahmei Cezaevi'nin
sinema salonu olarak
kullanıma gırmesi ile bu
akşam 18.00'de İlhan İrem
bir konser verecek.
Aynca senary
o s u n u
Ömer
Kavur'un yazdığı,
başrollerinde Hümeyra,
Kadir İnanır ve Özlem
-Dnursal'ın oynadığı "Kınk
BirAşkHikayesi"
gösterilecek.
Asya'nın sesi
• İSTANBLL(AA)-
Kazakistan'ın başkenti
Alma-Ata'da. l-9ağustos
tanhlen arasında yapılan
"'Asya'nın Sesi Müzik
Festivali'nde" (Asia Dausy)
en büyük ödülü kazanan
genç pop müzik sanatçisı
Şehnaz,
ödüllerinı tanıttı. 29
sanatçının katıldığı festivalde
3 esennı seslendıren Şehnaz,
"En BüyükÖdül"ü(Grand
Prix) sözyazan Reha
Erdir'in "Çıldırmış
Olmalıyım" ilekazandı.
Şehnaz yanşmada kazandığı
çeşitli ödüllerle birlıkte
verilen Lada marka arabayı
satılması için Kazakistan'da
bıraklı.
İLESAM'dan
işbirliğj
|ANKARA(AA)-Türkiye
llim ve Edebiyat Eserleri
Sahipleri Meslek
Birliği(İLESAM), Hollanda
Türk Akademisyenler Birliği
Vakfı ile kültürel işbirliği
anlaşması imzaladı.
Anlaşma ile Hollanda ve
Batı Avrupa ülkelerinde
Türk yazarlan ve eserlerinin,
Türk kültür. sanat ve
edebiyat birikimlerinin
karşılıkh tanıtılması
konusunda ortak faaliyette
bulunması sağlanacak. İki
ülkc arasında kültür,fikirve
sanat konulannda örtemli
yerleri olan tanınmış şair ve
yazarlar için karşılıkh anma
günleri ve toplantılan
düzcnlenecek. İlk faaüyet
aralık ayında Ankara'da
gerçekleştirilecek.
VVoody Allen,
çocuklarım
istiyop
•NEWYORK-Ünlü
komedyen vefilmyöhetmeni
NVoody Allen, uzatmali
sevgilisi Mia Farrovv'dan
olan üççocuğunun velayetini
alabilmek için yasal işlemlere
başladı. 1980yılındanberi
beraberyaşayan
Allen-Farrow çiftinin
beraberliklerinin sona erdiği
veayn yaşadıklan belirtildi.
Allen-Farrovv çiftinin ikisi
evlatlık üççocuklan
bulunuyor.
Erdek'te vakıf
• ERDEK(AA)- Erdek'in
tarihi, kültür ve sanat
eserlerini tanıtmak, şenlik,
festivaller düzenlemek
amacıyla Kültür Sanat ve
Turizm Yardımlaşma Vakfı
kuruldu. Vakıf, kültürel
ctkinliklcrin yanı sıra Erdek
ve çevresine içmesuyu
sağlanması. çevre
sorunlannın çözümü için de
faaliyetgösterecek.
TÜPRAŞ'tasergi
• KOCAELİ (AA>- Türkiye
Petrol Rafinerileri Anonim
Şirketi'nin(TÜPRAŞ).
kültür ve sanat etkinlikleri
sürüyor.
TÜPRAŞ'ın düzenlediği
etkinliklerin dördüncüsü
olan Cevdet Altuğ ile Betül
Aydıner Ulusan'ın heykel ve
resim sergisi, 22 ağustosta
TÜPRAŞ sosyal tesislerinde
Sağlık Bakanı Yıldınm
Aktuna tarafından açılacak.
Sergi 5 eylüle kadar
gezilebilecek.
SHP'den
yarışma
• İSTANBUL(İÜHA)-
Sosyaldemokrat Halkçı
Parti. propaganda
faaliyetlerinde kullanmak
üzere müzik, afış ve grafik
yanşması düzenliyor.
SHP.eserlerin parti
kimüğine özgü ve toplumun
bütün bireylerine hitap
edecek müzik ve afışler
olmasını istedi.
'Ocajjına
Düşmek'
lADIYAMAN(AA)-
Yönetmen BilgeOIgaç'ın
"Ocağına Düşmek" adlı
filminin çekimlerine
Adıyaman'da başlandı.
Kan davasını konu alan film,
Osman Şahin'in bir
öyküsünden yola çıkılarak,
Nemrut, Cendere köprüsü ve
eski Kahta gibi turistik
yörelerdeçekilecek. Filmin
başrolleri Halil Ergün, Aytaç
Avrman ve Şerif Sezer
pa\laşıyor. Göriintü
yöretmeni ise Aytekin
Caımakçı.
Yazarlanmız romanın son yıllardaki durumunu tartıştı
Roman bunahmda mı, değişiyor mu?
ATİLLA BİRKtYE
İ'ç aylık kültür dergisi 'Sanat Dünyamız'ın geçen
ayk'rda çıkan bahar sayısmın kapak konusu 'Roman
Kri.'de mi?' sorusuna ayrılmıştı. Derginin özel bölü-
mütıde, Enis Batur, Tahsin Yücel. Umberto Eco, Ah-
met Oktay, Octavio Paz ve Füsun Akatlı nmyazüarıy-
la ratnan daha çok kuramsal bir yaklaşımla ele alını-
yordu. Batur, geniş okur kitlesine ulaşmak için roman
söyıeminin sanatsal yaratıdan ödûn verdiğini, üstubun
'suLuıdığını' vurgularken, Ahmeı Oktay kurmaca
dön?minin asılmış olduğunu, kitle iletişim araçlarımn
estetikkaygılurı 'hafiflettiğini', 'yazınsalözellikleribir
tür tıoda haline getirdiğini' belirtiyordu. Eco da, Paz
da, romanın kendini yok etme sürecine girdiği kanı-
sıno'aydı. Eco, romanın ortadan kalkabileceğini, ama
'biyolojik bir işlevi' olan antatınm asia yok olmaya-
cağ.m savunurken, Paz romanın kendiyarattığı 'cena-
ze törenine' katıldtğtnı söylüyordu. Biz de, ister iste-
mez ibrenin yönünü Türkiye ye, günümüz Türk ro-
maıtcılığma çevirmek istedik. Son yıllardagenel kanı,
ronıonın (edebiyattn da) gerilediği, ikinciplana itildiği
yön'indeydi. Ama biz bu konuyu önde gelen yazar-
larumzın ağzından sunmayı seçtik. Yaşar Kemal, Atti-
la İ.'han, Adalet Ağaoğlu, Orhan Pamuk, Ahmeı Al-
tan. Selim İleri ve Buket Uzuner, 'Roman krizde mi?'
sonımuzu yanıtladdar.
ATTİLA İLHAN
Kriz yüzyıl başındaydı
Asıl bunalım yüzyılın
başında yaşandı. Sine-
marun ortaya çıkmasıyla,
görsellik sanaünın ortaya
çıkmasıyla romanın eskisi
gibi devam edemeyeceği
görüldü, ister istemez orta-
ya iki yol çıktı. Birincisi,
romandan sinemanın ala-
cağı öğeleri, kişileri, olay
örgüsünü, temalan, konu-
lan atmak ve dilin, üs-
lubun üzerinde yeni bir roman kurmaktı. İkincisi, si-
nenıadan, görsellikten alacaklannı alarak imgelerin
geliftiğı ve zenginleştiği bir romandı. Görsellikten
yarurlanan toplumcular oldu. Aragon. Ehrenburg.
Soljenitsin büyük romancılardır ve hâlâ okunurlar.
Biçimciler okunmuyor. lyi niyetle ele alsanız bile 5-6
sayiadan fazla okunmuyor. Zaten kimsedeokumu-
yor Biçimcilerin yöntemi yanhş. Türk okuru somut
bir Dkur. Oysa biçimcilerin hem dilleri, hem de içe-
rikleri soyut. Bu yüzden de roman bunahmda. Ben
yen.liklerin tarif değiştirmeden yapılmasından ya-
nayım. Tarif değiştiği zaman roman olmuyor. Ro-
manın özünün bozulmaması gerekir. Bizde de bi-
çimd romancılann yaygınlaşmasının sebebi, köy ro-
maııcılannın, solcu romancılann popülizme düşme-
si, ratüralizme düşmesidir.
SELİM İLERİ
Bence krizde değil
Bence roman krizde değil. Ama nıtelığı ve yapısı bü-
yük değişimlere uğruyor. Bizde ise. bu degişimler öyle
sanıyorum ki, henüz takht aşamasında. Değişen ro-
manın Türk toplumundaki karşılıklan içeriksel açı-
dan yansımıyor da, biçimsel olarak dile getirilmek is-
teniyor.
AHMETALTAN
levizyonla yanşması mümkün değil. Ancak, edebiyat da
kendi özüne sahipçıkarsa, başka sanatlar da onunla yanşa-
maz.
Insan öğesi dışlandı ADALET AĞAOĞLU
Romanda sorunlar var. Ama
gelecekte romanda yeni bir dö-
nemin. neoklasızmin yaşana-
cağına inanıyorum. İki sorun
söz konusu. Birincisi, sinema
ve TV tarafından geriye itilen
edebiyat (roman) bir başka sa-
natsal teknolojiyle biçim değiş-
tiriyor. Günümüzde kitleler-
den kopan opera çeşitli biçim-
lerde tekrar kıtlelerin karşısına
çıkıyor. Örneğin, Pavarotti.
Edebiyat da bununla benzeşi-
yor. fkinci sorun, edebiyaün
biraz Michael Jackson'ın mü-
ziğine benzediği. Nasıl ki, Jack-
son'da müzıkten çok dans, du-
man, gösteri vb. var, bir Frank
Sinatra müzıği gibi değil, edebiyatta da (romanda da) insan
öğesi dışlandı. bir göstcriye dönüştü. Ozü kayboldu. Ro-
man insan ilişkilerini anlatıyordu. Romandan bu çıktı. Bir
cambazlık dalı haline geldi. Hepimiz klasiklerden yetiştik.
Edebiyat (roman) neoklasik bir anlayışla bu sonınlann
icinden çıkabilir, daha çok okura ulaşabilir. Edebiyatın te-
Yeni arayışlar
Romanda- yaratım açısından
herhangi bir bunalım yaşandığı-
na inanrruyorum. Romanın
krizde olduğunu düşünmüyo-
rum. Roman incelemesi krizde.
Büyük bir çeşitleme söz konu-
suydu roman teknikleri ve izlek-
leri açısından. Bunlann özellikle
bizde, tam yerine oturtulduğu
kanısında değilim.
Dün, 'Şu romanın da romanıdır"
diyen bil, bugün kendi sözünü
lutmuyor. Roman yazatı olarak
benim açımdan. hayat sürdükçe,
romanın da ne konusu, ne de teknikleri tükenir. Olsa olsa,
düne yakın gecmişe benzemeyen bir roman söz konusu ola-
tehr.;
Eğer okurda ve roman incelemecisinde, atan bu yeni nabzın
duyarlığı yoksa ya da biam ha deyince bilemeyeceğimiz çe-
şitli kişisel engelleri varsa, yeni arayışlar onlara ya da ona
hiçbir şey demeyebilir.
BUKET UZUNER
Teknolojiden korkma
Romanda bunalım yok.
Pek çok fıziksel koşulun
edebiyaün bütün dal-
lannı tehdit ettiği bir
dönem yaşıyoruz. Böy-
le koşulîarda da yeni ve
değişik çözümler ortaya
çıkıyor. Ve bu değişik-
likler çağa uygun bir bi-
çimde hızla gerçekleşi-
yor. Ya çağın dışında
kalıp gelişmeyi reddede-
ceksiniz ya da ayak uy-
duracaksınız. Tekno-
lojiden korkmuyorum. Teknolojiden hayatın her
alanında yararlanıyorum. Bu, ister istemez, ya-
şantımın her yönüne yansıyor. Romancılığıma geci-
yor. Kontrol bende oldukça korkmuyorum. Tıpkı
teknolojide olduğu gibi.
ORHAN PAMUK
Kişilik değiştiriyor
Roman krizde hiç değil. Tam tersi, oldukça sağlıklı.
canlı, neşeli ve merak ve hayatla dolu olarak uzun
ömrünün tadını çıkanyor. Kılık ve kişilik değiştiri-
yor, maskeler takıyor, başka kimliklere bürünerek
bizi şaşırtıyor. Başka yazış yöntemlerinden. deneme-
den, ansiklopedik yazımdan. kendi geleneğinden ve
metafizikten yaratıcılıkla yararlanıyor. Kemikleş-
miş, kalıplaşmış yanlannı, büyük dedelerinden kal-
ma 'karakterleri
1
, yapmacık 'tipleri', onlann İn-
sancıl psikolojisini". "sağlam kurguyu" ve bu kalı-
plann kullanımından doğan eski başanlannı cesa-
retle terk cdip hiç bilme-
diği, hiç giimcdiği yerle-
re, günlük hayatın
küçük, tuhaf, anla-
şılmaz, inanılmaz
aynnülanna doğru me-
rakla ve zaferle yçlculu-
ğa çıkıyor. Üstelik,
düşkınklığı veren dinin
ve siyasetin ve akade-
mizmin koridorlannda
boğulan felsefenin artık
yapamadığı şeyleri de
yapıyor bugün roman:
Hayatımızı anlamlandırma ve bu anlamla hayatın
içine güçle kanşma işini de üstleniyor.
Niye bir krizden söz ediyoruz o zaman? Bir bunalım
varsa eğer, bu roman sanatının değil. bizim düşün
hayatımızın bunabmıdır. Türkiye. pek az kişinin ha-
yatın an-'amı, toplumun ve ruhsal dünyamızm yapısı
üzerine derinlemesine düşündüğü kötü bir dönem-
den geçiyor. Televizyon ekranınm sefaletiyle. küçük
günlük politikanın sıradanlığı arasına sıkışan düşün
hayatımız kuruyup tükenmek üzere. Kriz olan ro-
man değil, biziz. Roman. bu "krizden' çıkabilmenin,
düşünebilmenin. durumumuzu aynada görüp o ay-
nanın öte yakasına geçebilmenin en elverişli araçian-
ndan biri. belki de birincisi. Ben, artık ne zaman bi-
risinin, romanın 'ölmekte" ya da "krizde" olduğunu
söylediğini işitsem, aslında romanın değil, o kişinin
edebiyat sevgisinin, düşünsel hayatının 'ölmekte' ve
'krizde' olduğunu anlamaya başhyorum.
'Roman tükeniyor mu?' Son yıllarda gün geçmiyor ki Batı'da bu soru sorulmasın
SöztükenmedikçeromantükenmezYAŞAR KEMAL
'Roman tükeniyor mu', so-
rusunu nedense insanlar dilleri-
ne pclesenk etmişler. Son yıllar-
da Batı'da. gün geçmiyor ki bu
sonı sorulmasın. Birkaç kez de
bana soruldu bu. Karşıhk ver-
metlim. Doğrusu böyle bir soru
sonnaya insanlan iten bir şeyler
olmalı diyorum.
Roman bitmez. Hikaye an-
latnıa sanatı, insanlıkta en er-
ken yaratılmış sanattır. Belki de
sözle birlikte yaraülmışür bu
sanat. Ve binlerce yıldan bu
yana gelişmiş, on dokuzuncu
yüzyılda ve yüzyıhmızda doru-
ğa ı.Tİşmiştir. Hikaye anlatma
sanatı boyuna da gelişecektir.
Her zaman söylediğim bir
söz var: Söz. insanın kanıdır.
Söz insandır. İnsan da bu, kanı-
nda olan materyalle sanatını
yapyor. İnsanoğlu bitmedikçe
sözle yapılan sanatlar da bitme-
yect-ktir. Hikaye anlatma sa-
natının geçirdiği değişimleri bi-
liyoruz. Hikaye anlatma sanatı
insanlık tarihiyle tay gitmiştir.
Tarıh bilincimize eriştiğimizde.
söz sanatlanndan insanlık çok
yanırlandı. Yazı olmasaydı.
yaalı söz sanatlan olmasaydı
insan tarihi epeyce karanlıkta
kalırdı. Gılgamış'ın bize öğret-
tiğiııi hiçbir tarih belgesi bize
öğn:tememiştir. Bundan sonra
yazılacak tarih de söz sanatlan-
ndan çok yararlanacak. insan
• Söz insanın kanıdır. Söz insandır. İnsa-
noğlu bitmedikçe sözle yapılan sanatlar da
bitmeyecektir.
• İlyada'dan Don Kişot'a, Don Kişot'tan
Dostoyevski'ye geldik. Bundan sonra bel-
ki de daha hızlı yeni roman içeriklerine, bi-
çimlerine ulaşacağız. Bu, romanın tüken-
mesi değil, gelişmesidir.
• Roman daha çok okunuyor. Kadınlar
roman okuyor. Erkeklerin de o kadar de-
ğilse bile ona yakın olanaklan var.
• İnsanlann dilindeki söz tükenmedikçe
roman sanatı, şiir sanatı, tiyatro sanatı ve
biltekmil söz sanatlan bitmeyecektir.
İnsan tükenmedikçe söz sanatlan da tü-
kenmeyecektir.
gerçeğine, bu yüzden daha çok
yaklaşabileceğiz. Nereden gelip
nereye gidiyoruzu, bilim kadar
söz sanatlan da bize söylemeye
çalışacak.
Romanın çok önemli bir yen
daha var: O öyle bir sanattır ki
onu anlatanlarla dinleyenler
birlikte yaratırlar. Eepope
araştırmalan bize bunu söylü-
yor. Romanı okuyanlar da ya-
zarla birlikte o yapıtı yeniden
yaratıyorlar. Çünkü herkesin
kendine göre bir sözcük dünya-
sı var. Özel bir dünya. Eski
klasikleri. bugün yazılmış gibi
nasıl anlıyoruz? O dünyanın
koşullannın, yaşamlannın. ge-
lenek, göreneklerinin bizimlc
ne ilgisi var diyemeyeceğim.
epeyce az ilgisi yok mu? O za-
man o nedir ki bizi İlyada'ya
hayran kılıyor, bizi Sofokles'e,
daha eskilere, daha yenilere
hayran kılıyor? Çünkü. insan-
lann can damanndan ya-
ratılmış insan maceralannı. bü-
yük ustalıklan biz okurken ye-
niden, kendimize göre yaratı-
yoruz. Klasiklerin gücü bize.
çağımızda bize onlan yeniden
yaratma olanağı veriyor.
Çağlann her klasiği bize her
çağda yaratma olanağı veriyor.
Başka hiçbir sanat sözle yapı-
lan sanatlar kadar bize varatma
olanağı veremiyor. Bellenmiş
başka sorular da var : Roman.
sinema ilişkisi... Diyorlarki hiç-
bir büyük roman iyi sinema
yapıtı olamıyor. Dostoyevski'-
nin romanlannı ele alalım. Kim
yapıyor Dostoyevski'nin ro-
manlannı? Çağımızın bü\ük
saydığımız bir yönetmeni. Bu
büyük adam, bu çağımızın bü-
yüğü, insan gerçeğini, mace-
rasını Dostoyevski kadar kav-
rayabilmiş mi? Ben sanmıyo-
rum. Varması olanaksız da
onun için... Bu dünyada hiçbir
sanat olduğu gibi kalmaz. Gene
biliyoruz ki Gılgamış'tan İlya-
da'ya, İlyada'dan Don Kişot'a,
Don Kişot'tan Dostoyevski'ye
geldik. Bundan sonra da belki
de daha hızlı. yeni roman içe-
riklerine, biçimlerine ulaşa-
cağız. Bu, romanın tükenmesi
değildir. Bu romanın gittikçe
gelişmesidir. Hep böyle olduğu
gibi. Günümüzdeki romanın
durumu da ilginç. Günümüzde,
Türkiye'yi bunun dışında tut-
mak zorundayız, hangi orana
vurursanız vurun. roman daha
çok okunuyor. Şu ev kadı-
nlannın durumlannı bir göz-
lemleyelim. çamaşır makinesi.
bulaşık makinesi. yemek pişir-
me araçlan. sayısız olanaklar...
Kadınlar roman okuyor. Er-
keklerin de o kadar değilse bile,
ona yakın olanaklan var.
Sözü daha çok uzatmaya-
yım, insanlann dilindeki söz tü-
kenmedikçe roman sanatı, şiir
sanatı. tiyatro sanatı ve biltek-
mil yaratılmış ya da bundan
sonra yaratılacak söz sanatlan
bitmeyecektir. Çünkü sözün
yerini tutacak bir olguyu daha
insanlık bulamadı. Bulamaya-
caktırda... İnsan tükenmedikçe
söz sanatlan da tükenmevecek.
Rumelihisan konserleri ay sonunda Zülfü Livaneli ile tamamlanacak
Leman Sam'ın HisarMaki 'Ayak SeslerP
Kültür Servisi - Most Produc-
tion'ın düzenlediği Rumeli Hi-
san Konseri'nde geçen perşem-
be geccsı konser veren Leman
Sam. güçlü sesi vc Azeri şarkı-
lan ile dinleyenleri coşturdu.
Son kaseti "Ayak Sesleri" ile
büyük ilgi toplayan sanatçıya.
öncckı gece bir ara izlevenlcr
arasındaki Muazze? Abacı da
eşlik eiti.
Leman Sam'a konserler sıra-
sında. klavycde Tarık Sezer.
percuss;^>n ve vokalde Cinan
Okan. basgitar vc vokalde İlkin
Deniz, davul ve akordeonda
Veysel Çadır, akustik gitar. bu-
/ukı ve vokalde Tamer Kele-
şoğlu. elektronik gitar ve vokal-
de Onur Koğaaoğlu. sazda Çe-
tin Akdeniz. kaval ve neyde Er-
can Irmak. utta Mehmet Bitlıs
ve vokalde Yeşim eşlik etti.
Bu gece, yann ve pazartesi
geceleri, gördüğü yoğun ilgiyle
üç gün uzatılan Nilüfer konse-
rinin yer alacağj konserler dizisi
18, 19 ağustosta Yonca Eva-
mik'le devam edecek.
Bu konserleri 21,22,23 ağus-
tosta Mazhar-Fuat-Özkan, 24
ağustosta Sertab Erencr. 25
ağustosta Fatih Erkoç. 27. 28,
29. 30 ve 31 ağustosta da Zülfü
Livaneli konserleri izleyccek.
Struga Şiir Geceleri'nden
Altm Plaket, Nedim Gürsel'in
Kültür Servisi-
Makedonya'ntn
k
lünü size vermevi ka-
• Nedim Gürsel. 19-24 ağustosta yapıla- rarlaştırmıştır. Önce-
Struga kentinde her cak şenlikte ödülünü aldıktan sonra çe- ki yıllarda da Altın
yıl düzenlenen şiir şitij ülkelerden yazar ve şairlerin katıla- Çe l e n k
ödülünü
caklan "Şiirde Ulusallık v
konulu sempozyumu yönetecek.
Leman Sam, Azeri şarkılarla dinley icileri coşturdu.
"Altın Çelenk" ödü-
lünün yanısıra bir
yazann tüm yapıtlannı değerlcndiren
>
"Altın
Plaket" bu yıl Nedim Gürsel'e veriliyor. Aynı
ödülü geçen yıl ünlü Fransız yazan Edgar NÎo-
rin almıştı. Bu yılki "Altın Çelönk" ödülü de
Macar yazar Fcrenc Juhasz'ın.
Struga Şiir Geceleri Konseyı Başkanı Petre
Bakerski "Altın Plakef'ödülünün Nedim Gür-
sel'e verilme gerekçesini yazanmıza gönderdiği
mektupla şöylc açıkladı:
"Festıval komitemiz bu yıl Altın Plaket ödü-
Fazıl Hüsnü Dağlar-
ca'ya vermiştik. Ül-
kelerimiz arasında
varolan dostluk iliş-
kilerinin daha da güçleneceğini ümid ediyo-
ruz. Komitemiz. öyküleriniz olduğu kadar şiir
üzerine yaplığınız çalışmalan. özellikle de
Nazım Hikmet ve Aragon konusundaki
araştırmalannızı gözönünde bulundurarak bu
yılki Altın Plaket ödülünü sıze vcrmeyi karar-
İaşlırmıştır. Kirlenmemesı için ulusça büyuk
çaba gösterdiğimiz Ohri Gölü kıyısında kutla-
nacak Struga şenüğinin onur konuklan ara-
sında sizi de görmekten mutluluk duyacağız."