15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 AĞUSTOS1992CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Azerbaycan'a parke fabrikası • ANKARA (AA) - Orman Ürûnleri Sanayi (ORÜS) Genel Müdürü Mehmet Yılmaz, Azerbaycan'da kurulacak olan parke kereste doğrama fabrikasının yıl sonuna kadar açılacağını söyledi. Bakü'deki fabrika binasındaki eksikliklerinin giderilcliğini, makinelerin alınmasından sonra üretime başlayacaklannı belirten ORÜS Genel Müdürü, "Biz burada Knovv-Hovv veriyoruz. ORÜSolarak 10 ayn yerde fabrika kuracak durumdayız. Elemanlanmız yetişmiş elemanlardır" dedi. Ucuz reklama engel • ANKARA (ANKA) - TRT Reklam Yönetmenliği'nde yapılan bırdeğışiklikle. reklamlarda fırma adı dışında sadece bir ürün veya hizmetin tanıtımı. yapılabilecek. Resmi Gazete'de yayımlanan TRT Reklam Yönetmenliği'nin bazı maddelerinin değiştirilmesi ve kaldınlması hakkındaki yönetmenliğe göre kolektif reklam vererek birden fazla ayınm ve hizmetin tanıtımını. bir reklam içinde yapmak isteyenlere hesaplanacak farklı bir tarife uygulanacak, yönetmelik böylece reklamı ucuza getirmek isteyenleri engellemeyi amaçlıyor. Tupizm kredileri • ANKARA (ANKA) - Türkıye Kalkınma Bankası (TKB)turizm yatınmcılannın bankaya olan borçlannın erteleneceği yönünde bir çalışma olduğunu, ancak hükümetten kendilerine bu doğrultuda bir karann henüz ulaşmadığı belirtildi. Otomobilde durgunluk • İSTANBLLÇUBA)- İkinci el otomobil piyasasında kış aylannda yaşanan hızlı satışlann ardından, yaan gelmesiyle birlikte durgunluğa girildi. Son iki ay içinde birbiri ardına Renault veTofaş marka otomobillere yapılan zamlar için "Otomobil zamlan aldı başını gidiyor" yorumunu yapan ikinci el otomobil piyasası ilgilileri, artan fiyatlann stoklan büyük miktarlara ulaştırdığın], satışlan ise yavaşlatüğını söylediler. Yetkililer. otomobil fabrikalannın haziran sonunda tatile girmesinin ikinci el otomobil pazanndaki durgunluğun bir diğer nedeni olduğunu söylediler. Benetton'un gelecek kaygısı • ATtNA (AA) - Yaklaşık 25 yıldan beri moda dünyasının öncülerinden olan Benetton'un "geleceği karanhk'görünüyor. 100 ülkede6bin5O0şubesi bulunan Benetton Group SPA, rekabetin özellikle büyük olduğu Amerika giyim piyasasında üst üste yediği darbelerle son üç yılda 300 şubesini kapatmak zorunda kaldı. Gelecek yıllarda Benetton'un "kalesi' sayılan Avrupa'da da gerilemesi bekleniyor. Benetton'un isükbalinin "karanhk" görülmesinin başbca nedenleri arasında bu fırmanın ûretüğj giyim eşyasının emsallerinden çok pahah olması ve moda dünyasında klasik giyimin her geçen gün spor giyime daha fazla tercih edümesi sayılıyor. Zamlı elektrik • ANKARA (UBA)- Bugûnden itibaren elektrik faturalan yüzde 4-6 zamlı gelecek. Türkiye Elektrik Kurumunun (TEK) belirlediği yeni fıyatlara göre meskenlerde daha önce 120 kilovat saate kadar olan tüketimler için 547 lira olan elektrik fıyaü 579 liraya, 120 kilovat saatten sonrası için ise 640 liradan 672 liraya yükseltildi. İthal kömüp • ANKARA (ANKA) - Kalori değeri yüksek, kirlilik oraru düşük kömürler ithal edilebilecek. Hazine ve Dış Ticaret MüsteşarlığYnın Resmi Gazete'de yayımlanan tebliği ile kömür ithalatında esas alınacak kalori değeri alt sının ve en fazla kirlilik oranı açıklandı. Buna göre taşkömürü ve bundan elde edilen briketler, toprak ve benzeri yakıtlar ile lin>itte ısı değeri kilo başma 5 bîr 500 kilokalorinin altında, kikürt oranı ıse yüzde 1 'in üstiinde olmayacak. Temmuz ayında 4 kişilik bir ailenin aylık mutfak gideri 1 milyon 791 bin liraya ulaştı Mutfak harcamasıyüzde 2 arttı• Sebze ve meyvedeki ucuzluğa rağmen ekmek ve çay zammı mutfak harcamalannın bir önce- ki aya göre artmasına neden oldu. İş-Ekooomi Servisi - Mutfak başgösterdi. İstanbul Anakent Belediye Başkanı Nurettin Sö-enfİasyonu terietiyor. İstan- bul'da yaşayan 4 kişilik bir aile- nin muifak harcaması temmuz ayında yüzde 2 artarak 1 mil- yon 755 bin 967 liradan 1 mil- yon 791 bin 207 liraya çıktı. Bu artışta en büyük rolü ekmek ve çay Eammı oynuyor. Pazarcı- lann çarşamba günü sona eren eylemleri nedeniyle ise sebze- meyve fıyatlannın düşmesi mutfak enflasyonunu biraz da olsa olumlu etkiledi. Haziran ayında mutfak harcaması önce- ki aya göre binde 9 azalmıştı. Temmuz ayında ele aldığimız 22 temel gıda maddesinden 10 ürünün fıyaü yükseldi, 5'inin düştü. Geçen ayın zam şampi- yonu ekmek oldu. Aylardır zam görmeyen ek- mek fıyatlan geçen hafta içinde İstanbul Fınncılar Odası'nın karanyla yüzde 25 zamlanarak 1200 liradan 1500 liraya yüksel- di. Bu zamla birlikte bir süredir ekmek kavgasına tanık olma- yan İstanbul'da yeni bir kavga zen. bu hafta içinde yaptığı açı- klamada. İstanbul'da 320 gram ekmeğin 1500 liradan satı- lmasının yanlış olduğunu veek- meğe zam vapılmaması gerekti- ğini belirtti. Sözen, ekmeğin ye- niden 1200 liraya çekilmesi için vilayet nezdinde İtiraz Komis- yonu'na başvurdu. Fınncılar ise bu zammın zorunlu oldu- ğunu savunuyorlar. İstanbul'- da şu anda ekmek 1000 ile 1500 lira arasında satılıyor. Geçen ay zamlanan ürünler- den biri de çay oldu. Memur maaşlanndan sonra hükümetin açtığı zam paketinin içinde yer alan çay 3 ay aradan sonra ye- niden zam gördü. Bu kararla. çay fıyatlan yüzde 25-30 artü. Çay zammının piyasaya henüz tam olarak yansımadığı gö- rülüyor. Geçen ay içinde yeniden zam gören petrol ürünlerinden son- ra tüpgaz da zamlandı. Tem- muz ayı içinde iki kez zam gö- ren 12 kilogramhk tüpgaz fiyatı 43 bin 500 liraya yükseldi. Böy- lece haziran ayında 39 bin lira- dan satılan 12 kiloluk tüpgaz bir ay içinde yüzde 11 zam gör- müş oldu. Süt de geçen ay zamdan na- sibini aldı. 1 kilo sütün fıyatı or- talama yüzde 10 artarak 4 bin 200 liradan 4 bin 600 liraya çıktı. Sütteki artış beyaz peyni- re de yansıdı. Haziran ayında İstanbul sokaklannda ortala- ma 38 bin 667 liradan satılan 1 kilo beyazpeynir bu zamla 41 bin liradan satıhr oldu. Marga- rin fıyatlan da yüzde 4 artü. Kurban Bayramı'ndan bu yana hiç durmadan artan et fı- yatlan geçen ay yüzde 3 yüksel- di. 1 kilo kuşbaşı etin fiyatı 43-44 bin liraya dek çıktı. Temmuz ayında sebze-mey- ve fıyatlannın ise düştüğü göz- leniyor. Bu hafta başında İstan- bul'daki pazarcılann eyleme geçip pazarlannı açmaması- ndan dolayı fiyatlann düştüğü belirtiliyor. Manavlar. hafta içinde tatlıya bağlanan beledi- ye-pazarcılar kavgasının fi- yatlann yeniden arüşa geçmesi- ne neden olduğunu belirtiyor. İSTANBUL'DA YAŞAYAN 4 KİŞİLİK BİR AİLENİN AYLIK MUTFAK HARCAMASI (TL) Ümrâna* Peynır Zeytın Şeker Çay Et Ekmek Sût Yumurta Yo^urt Un Makarna Pırınç Bakliyat Patates Soğan Sebze Meyve Margann Ayçıçekyağı Zeytınyağı Tereyağı Tüpgaz12 kg T0PUM HâZVM flyMı 38.667 28.667 8.000 29.133 42 000 1200 4.200 783 7667 4.167 5333 9333 6 517 2 667 3333 4536 4964 10133 10167 19 333 34 333 39 000 fiyttı 41000 28.667 8.000 34.333 43.167 1500 4.600 767 7667 4 167 5.633 9.333 6 767 2 500 2 667 3 941 4.752 10.533 10167 20 000 34 333 43 500 Aylık •Hrtar 4kg 15kg 6kg 0.8 kg 15 kg 72 adet 15 It 90 adet ^_ 15 kg 3kg 2kg 4kg 4.5 kg 8kg 6kg 30 kg 30 kg 2kg 1kg 1 kg 0.5 kg 1 adet naaraa tirtan 154.667 43 000 48.000 23.307 630 000 86.400 63 000 70.500 115.000 12.500 10 667 37.332 29.327 21.333 20 000 136 070 148 930 20.267 10167 19.333 17.167 39.000 1.7S5.M7 Man 164.000 43.000 48.000 27.467 647.500 108 000 69 000 69.000 115.000 12.500 11267 37.332 30.452 20.000 16.000 118 220 142.570 21.067 10167 20.000 17167 43.500 1.711.207 AsilNadir'in davasıkördüinim oldu„.. _ „ . . ^ 5 _EDİPEMtLÖYMEN LONDRA - En erken Mart 1993'te başlaması beklenen Asil Nadir da- vasırun hazırlık aşamasında, alt ve üst mahkemelerin anlaşamaması yüzün- den tam bir kargaşa yaşanıyor. Asil Nadir aleyhindeki 76 suçla- manın önce 7'si, sonra da 46'sı mahke- me karan ile kaldınlmışken, temyiz, Yüksek Mahkeme'nin bu son karannı reddetü ve 46 suçlamanm iddianameye yeniden eklenmesini kararlaşurdı Temyizin bu ara karan, ülkenin en yük- sek mahkemesi sayılan Lordlar Kama- rası Hukuk Kurulu'nun nihai ve tartışı- lmaz karan ile kesin sonuca bağlana- bilecek. Asil Nadir'in "Polly Peck"den zim- meü'ne para geçirdığini iddia ederek dava açan 'Ağır Dolandıncılık Büro- su'nun öne sürdüğü suçlamadan 46'sını mahkeme, geçen haziran ayında geçer- siz bularak düşürdü. Böylece Asil Na- dir aleyhinde 20 adet "hırsızlık" ve 3 adet de "hileli muhasebe" suçlaması kaldı. Bunun üzerine, savcıhk olarak çalışan "Ağır Dolandıncılık Bürosu"- nun temyize yaptığı itiraz kabul edildi ve 46 suçlama, Nadir'e "iade edildi". Asil Nadir'e yöneltilen suçlamalar. hakkındaki iddialan ayn ayn başbklar altında toplayan "Ağır Dolandıncılık Bürosu"nun soruşturması esas alma- rak sıralanıyor. Ancak yakın dönemler- de, karmaşık ve "sıradan insanlann an- laması zor" hileli iflas, borsa oyunlan ve fmansal sahtekarlık davalan artmış. jü- rileri oluşturan 12 "sıradan yurttaş"ın çok yüksek düzeyde muhasebe, finans ve ticaret hukuku bilmesi gerekir ol- muştu. Bazı davalar. iddialann yoğun- luğuna karşın delilleri ve sahtekarlık mekanizmasını jürinin anlamaması ne- deniyle düşûnce. bazı Yüksek Mahke- me yargıçlan. iddianamelerin "sıradan yurttaş"ın anlayacağı biçimde sadeleşti- rilmesi gerektiğini açıkça savunmuştu. Nitekim Asil Nadir davası için görevli Yüksek Mahkeme İcra-İflas Dairesi yargıçlanndan Sir Richard Howard Tucker, ortalama 120 milyon sterlin tu- tan 46 suçlamanm haziran ayında iddi- anameden çıkartılmasını kararlaşürdı. Böylece Asil Nadir, "kısmen" ak- lanmış sayıldı. Bu arada Beyoğlu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi dün, Asil Nadir'e ait Noble Air-Nobel Hava Taşımacıhğı A.Ş. hak- kında bugüne kadar ödenmeyen bazı işçi alacaklan nedeniyle iflas karan aldı. 2 haziran 1992'de 20 işçi adına açılan davada, 15 eylül 1991'den itibaren ödenmeyen işçi alacaklan nedeniyle şir- ketin iflası istenmişti. Dava dilekçesinde işçi alacaklan nedeniyle daha önce ted- bir konulmasına karşın tüm ödemelerin tatil edildiğı, aynca başka şirketler tara- fından da şirkete haciz konulduğu, bu nedenle işçilere hiçbir para kalmayacağı savunulmuştu. AS/400 kullanıcıları artık pencerelerini açabilecekler. îşte beklenen haber: IBM siz AS/400 kullanıcı- larına Windows ortamında çalışma olanağı sunuyor. Artık siz de pencereler açarak çahşabileceksiniz. Yapmanız gereken tek şey. IBM"in ShovvCase yazılımıyla tanışmak. ShovvCase, AS/400'lerle IBM PS/2'leri bir araya getirerek sizi Windows ortanuna taşıyor; Lotus l-2-3\X „ Excel, Word gibi yazılımlarla çalışmanızı sağlıyor. İşlemlerinizi, menüler ve karakter temelli ekranlar yerine ikon- larla yapabiliyorsunuz. Çok daha kolay, çok daha zevkli bir biçimde... ShovvCase iki ayrı modiilden oluşuyor. ShovvCase Vista'yla AS/400 dosyalarından rapor alabiliyorsunuz. ShovvCase WindowLink ise PS/2 ortamındaki uygulamaları AS/400 uygulama- larıyla birleştirmenizi sağlıyor. Sürekli büyüyen, size her geçen gün yeni bir çözüm sunan AS/400'lerle çahşmak. şimdi her zamankinden daha zevkli. daha verimli... AS/400, Shovv Case ve IBM PS/2 üçlüsünün size neler sunabi- leceği hakkında daha aynnülı bilgi almak isterseniz, çalışma saatleri içinde aşağıdaki numaralardan IBM Pazarlama Mümessillerini arayabilirsiniz. Ankara (4) 427 81 45 İstanbul (1) 280 09 00 İzmir (51) 21 23 50 ShowCase VISTA iTÂ Samples Enyarteı ' » * Windows 3.0. EM'PI M1 %ortl. Microsoft Corp.'ın tescilli markalandır. L/Otus 1-2-3^ . Lotus Corp.'ın tescilli markasıdır. IŞÇININ EVRENINDEN ŞÜKRAJN KETENCİ ' Günü Kurtarma Olurdu, olmazdı derken büyük kent belediyelerinde grev başladı. Yazın sıcağında, kent kültüründen pay alma- mış bencilliğimiz de ön plana çıkınca, grevin daha ilk gü- nünün sabahında sokaklarda çöp yığınları oluştu ve iğrenç bir koku yayılmaya başladı. İstanbul yine aynı toplu sözleşme uyuşmazlığı nedeni ile daha önce birçok kez, işçilerin pasif direnişlerine, çöp toplamama eylemlerine hedef olmuş ancak birkaç saatte böylesine kirlenmemiş, kokmamıştı. Oysa direnişlerde bir anlamda habersiz olan belediyeler, grevde haberli olduk- ları için bazı önlemlere de başvurmuşlardı. önceki günkü gazetelerde belediye başkanlarınm boy boy ilanları vardı. Grev süresince halk sağlığının korunması için halka uyarı yapılıyordu. Çöplerin kapalı torbalarda ve gösterilen mer- kezlere bırakılması isteniyordu. Çöpler toplanamayacak, ancak üzerleri ilaçlanıp, toprak dökülecekti. Ne oldu? Sadece kendini düşünen istanbullu çöplerin toplanma- yacağı haberi ile birlikte evjpdeki çöpü rastgele gördüğü ilk yere atma histerisine yakalandı. Her alışverişte kimbilir kaç tanesini evine taşıdığı naylon torbalarla sıkı sıkıya ka- pama zahmetine de katlanmadan. Aklınca evindeki çöpün kokmasından, kurtlanmasından kurtuldu. Kimileri kendile- rini uyanık sayarak, çöplerini daha uzak bir yerlere, baş- kalarınm kapılarının önüne attı. Yaz sıcağında yoldan ge- çerken katlanmak zorunda kaiacağı sıkıntıyı, çocukları varsa ve sokakta oynuyorlarsa karşı karşıya bıraktığı tehli- keyi hiç hesaplamadan. Kimbilir belki de kendi sorumsuz- ca bıraktığı çöpten sonuçta, yazın sıcağında evinin açık camından içeriye leş gibi kokular da dolacak. Kentsoylu olmayı öğrenemeyip, hep birlikte köykentli olduk. istanbullular önemli bir çoğunluğu ile grev yapan bele- diye işçisine kızıyor, Çarpıcı olanı da, zengininden, rahat- sız olan aydınından belki de daha çok esnafın, kendisi de işçi olanın, memurun, işsizin grevle hak almak isteyen be- lediye işçisinin karşısında durması. Otobüste, yürürken, dolmuşta yapılan öfkeli tartışmalarda, belediye işçisinin ücretlerinin çok yüksek olduğundan, aşırı zam istedikle- rinden, çalışmadıklarından söz ediliyor. Belli ki, belediye- lerin ücretlere ilişkin açıklamaları etkili olmuş. Düşük üc- retlerle çalışan, emeği ile geçinen, kendisi de işçi olanlar, kıskançlık duyguları kamçılanarak, işçinin, işçi hakkının karşısına geçmiş. Gazeteler ve televizyon aracılığı ile ka- muoyu öylesine yönlendirildi ki, bu noktadan sonra beledi- ye işçisinin, Belediye-iş'in dert anlatabilmesi öyle pek ko- lay değil. Sonuçta çağımızın medya "kamuoyu" yönlendirmesi araçları, çalışanların, ücretleriyle geçinenlerin önemli bir çoğunluğunu belediye işçisinin yanında olmayan bir eği- lim içine sürüklemiştir. Sadece belediye işçisi de değil, genel olarak toplu sözleşmeli işçilerin aldığı hakların "aşı- n" olduğu kampanyaları etkili olmaktadır Bu, üzerinde ciddiyetle durulması gereken tehlikeli bir gelişmedir 4 milyon 600 bin net ücretle çahşmak istemek, bugün fi- yatları ve yaşam koşulları içinde aşırı bir istek midir? Çağdaş bir toplumda olsak böyle bir grevde bunu tartı- şacaktık. Ne yazık ki, özü tartışmayı bir yana bırakıp, kendi çıkarlarımızla çelişen "günü kurtarma" felsefemize uy- gun, garip, o ölçüde tehlikeli düşünceler üretiyoruz. En yüksek tirajlı gazete "Bu grev yapılmasın" diye manşet atabiliyor. Sokaktaki işçi kökenli vatandaş "Grev bizeza- /ar veriyor, yapılmasın, başka yol bulunsun" diyor. Çokaz insan "Rahatsızız, ancak grev onların yasal demokratik hakları " diyebiliyor. Kendi ücreti düşük olan çoğunluk üc- retli, bilinçaltındaki kıskançlıkla grevden doğan sıkıntılara büyük tepki gösteriyor. Sözleşmeli işçinin ücret artışının kendi ücretinin de lokomotifi olac ğını görmüyor. Belediye işçisi, sendikası Beleciıye-lş ve ülke genelinde bütün sendikalar ve Türk-lş'in de bu tablodan almaları ge- reken önemli dersler var. Toplu sözleşme sendikacılığı yeniden bir darboğaza girmiş bulunuyor. "Ben üyemin alacağı zam ile övünür, başkaca olanlarla ilgilenmem" tü- ründen çıkarcı, günlük yaklaşımlarla sendikacıtık hareketi, çöküşün. iflasın eşiğine gelmiş bulunuyor. Türk sendikacı- lık hareketi. aslında üyesinin ücret kavgasını dahi doğru dürüst yapamıyor. Çünkü çarpık sistem içinde alınan yük- sek oranlı zamlar da işçinin çoğunluğunun yararına olmu- yor. Özel sektörde, sözleşme ardından kitlesel işçi çıkart- maları ile kaşıkla verilenler kepçeyle geri alınıyor. Kamuda işçilerin taşeronlara aktarılması yolu hızla yaygınlaşıyor. Sendikacıların "günü kurtarma" çözümlerinden vazgeçip sorumlu sendikacılığa adım atmalarının zamanı gelmiş geçmiş bulunuyor. Belediyelerde ise her olayda biraz daha yıpranan ve sa- dece kendilerine değil sosyal demokrat harekete, yerel yönetim ve yerel demokrasiye de büyük zarar veren yöne- timlerin daha da fazla düşünmeleri gerekiyor. Parti içi küçük hesaplar, delege kavgalarında doldurdukları kadro- ların sıkıntısını yaşıyorlar. Sorunun belediye işçisinin yük- sek ücreti değil belediyelerin hizmet üretmemesi olduğu- nu asil onların görmesi gerekiyor. Belediyeler olayında "Günü kurtarma hesaplarından " hızla vazgeçip, uzak gö- rüşlü, sağlıklı çözüm geliştirme sorumluluğu asil onlara düşüyor. Güle güle bin lira HAKAN GÜLDAĞ Kâğıt 1000 liralıklar cüzdan- lara veda ediyor. Dilc kolay. Nereden nereye? Dedelerimizin. ninelerimizin gücünü öve öve bitiremedikleri bin lira, bugün artık gücünü ta- mamen yitirmiş, yorgun ve ölü. Bir daha da hayata döndürül- mesi mümkün görülmüyor. Bir zamanlar sahip olanlann par- makla gösterildiği bin lirayla şimdi yalnızca simit. sakız ya da kibrit dışında hemen hiçbir şey • alınamıyor. Oysa kâğıt binlikler. kelime- nin tam anlamıyla, bir zaman- lar kartaldı. İlk kez Osmanlı Bankası ta.rafından tedavüie çı- kanlan bin lirayla tanışıklığı- mız 1927've uzanıyor. Zamarun Maliye Bakanı Abdülhalik Renda'nın imzasını taşıyan bin liralık banknotlardan, İngtl- tere'den tam 15 milyon tane getirtilmişti. Bin liralık bank- notlar, piyasaya pek çıkmaz, nazlanırlardı. Eh! Buna da hak- lan vardı doğrusu. En zenginle- rin bile cebinde 1000 liraya rast- lamak kolay değildı. Alım gücü ise bugünkü son kardeşleriyle kıyaslanamayacak kadar bü- yüktü. Örneğin 1000 liraya o dö- nemde dört başı mağmur, müs- takil bir e\ almak mümkündü. Hatta bırakın 1920'li >nllan, Merkez Bankası'nın Merkez Bankası'nın kurulup 1000 lira- lıklann Osmanlı Bankası'ndan bu kuruluşa devredildiği 1930'- lu yıllarda da büyüklüklerini bütün haşmclleri\le sürdürdü- l \ l büiik îlcr. \ıj dc d. cn bü\iik onîar- dı. Şimdi olduğu gibi 100,50,20, 10 ve 5 binlik banknotlar yok- tu. 1000 liralıklann Merkez Bankası'na devredildiği 1931 yılmda, İzmir Ticaret Odası ta- rafından yapılan bir istatistiğe göre 'aynı efrattan 5 kişilik orta halli bir ailenin bir sene zarfın- da iyi bir tarzda geçinmesi için 1615 lira 8 kuruşa ihtiyacı" var- dı. Yine aynı yıllarda bir altm 9-10 lira civanndaydı. (1930: 912 kuruş) Bir başka değişle eğer 1000 liraya sahip iseniz, bu parayla en az 100 altın alabilir- diniz. Ya dolar? Bugün tam 7000 li- ra olan 1 ABD Dolan, o zaman 2 lira civanndaydı. 193l'dc (1 dolar 210 kuruş). Yani bin li- rayla yaklaşık 500 dolar almak mümkündü. Bin liranın hükümranlığı 30'- lu ve 4O'lı yıllarda da sürdü. Bir öğreünen maaşının 60 lira civa- nnda, ekmeğin kilosunun 8 kuruş olduğu bir dönemde bu çok doğaldı. Bin lira, 1950'ler- de, yani o zamana kadar mavi- nin çeşitli tonlannda basılan 1000 liranın ilk kez renk değişti- rip morlaşüğı ve ekonominin devalüasyonlarla tamşüğı ilk dönemlerde de tahünı korudu. Bin lirahklann kâğıt banknot olarak son temsilcileri, 1986 yı- lında 7'nci emisyonla piyasaya çıktı. Kısacası, aradan geçen 65 yıl- da bir zamanlann kartalı 1000'- likler, kötü harcandı. Toprağı bololsun...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle