15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 AĞLJSTOS 1992 CUMARTESİ CUMHURİYET 3AYFA HABERLEREV DEVAMI 17 MİT Müsteşarı veda etti ANKARA (Cumhumet Büro- su) - M İ T Müsteşan Korgeneral Teoman Koman ve yardıması Tümgesıeral Ömer Uruk, Milli Güvenlik Kurulu'nun dünkü toplantısında hükümet ve askeri kesime veda ederek görevlerin- den aynldılar. Korgeneral Ko- man'ın yerine atanacak sivil müsteşann adını Başbakan Sü- leyman Demirel'in saptayacağı re bir d a h a MGK'ye getirmeden atayacsğı öğrenildi. MGK'run dünkü toplantısında eski Deniz Kuvvetleri Komutanı, Emekü Oramiral Kemal Kayacan'ın hafla içinde uğradığı silahlı saldı- n sonrasında korumayla ilgili tüm yönetmeliklerin yeniden gözden geçirilmesini kararlaşür- dı. M G K toplantısında aynca, güncelleştirilen "Türk Milli Gü- venlik Siyaseti" belgesi de değer- lendirildi ve hükümete sevki kararlaştınldı. dün saat 14.00'te Çöp dağı yükseliyorİş Ekonomi Servisi- İstanbul, Ankara, Adana büyükşehir ve ilçe belediyeleri ile Trabzon Be- lediyesi'nde çalışan toplam 43 bin işçinin grevi ikinci gününü tamamlarken, İstanbul Ana- kent Belediye Başkaru Nurettin Sözen ile Belediye-İş Sendikası yöneticileri arasında önceki gün başlayan görüşmelere dün de devam edildi. Belediye-İş Sendikası Genel Başkanı Fuat Alan, brüt 170 bin lira yevmi- ye önerisini 160 bin liraya dü- şürdü. Ancak dünkü görüşme- de de anlaşma sağlanamadı. Ankara'da taraflar arasında henüz bir görüşme yapılmadı. İstanbul Büyükşehir Beledi- ye Başkanı Nurettin Sözen ile Belediye-İş Sendikası Genel Başkanı Fuat Alan arasında dün devam eden görüşmelerde Belediye-İş Sendikası bürüt 170 M G K , dün saat Cumhurbaşkaru Turgut Özal'ın başkardığmda Çankaya Köşkü'- nde toplandı. Toplanüya Başba- bin lira yevmiye önerisini 10 bin kan Suleyman Demirel, Devlet iir a indirdi. Hürriyet Gazetesi'- Bakaru ve Başbakan Yardıması Erdal Inönü, Genelkurmay Baş- kanı Orgeneral Doğan Güreş, Milli Şavunma Bakanı Nevzat Ayaz, İçişleri Bakanı İsmel Sez- gin, Dışjşleri Bakanı Hikmet Çe- ,tin, Kuvvet Komutanlan, Jan- darma Genel Komutanı Orgene- ral Eşref Bitlis ve MGK Genel Sekreteri Orgeneral Nezihi Ça- kar kaUİdı. Milli Güvenük. Kurulu'nun dünkü toplantısında MİT Müs- teşan Korgeneral Teoman Ko- man ile MİT Müsteşar Yardım- ası Tümgeneral Omer Uruk hükümete ve askeri kesime veda ederek görevlerinden aynldılar. MİT MüsteşarkgYna Koman ve yardımcıandan sonra kimle- rin tayin edileceği dünkü toplan- tıda ele alınmadı. Bunun nedeni- ni yetkililer şöyle açıkladılar: "MİT Müsteşan ve yardıması görevlerinden aynlarak MİTin sivilleşmesine olanak sağladılar. Koman Paşa ile yardımasmın aynlmaa gerekliliği, bu kurumu da sivil yaşama uydurmak açısın- dan zorunlu olduğu bir süre önce kendilerine anlatılmıştı. MİT Müsteşarlığı'na kimlerin getirile- .ceğini önümüzdeki günlerde biz- zat Başbakan Demirel saptaya- cak. Atamalar yeniden Milli Güvenlik Kurulu'na geürilmeye- cek." İlgili çevreterden öğrenildiğine göre. MİT Müsteşarlığı'na adı geçenlerden İstanbul Valisi Hay- ri Kozakçıoğlu bu göreve atan- mayacak. Yine bir yetkili. " Bu görevlere kuşkusuz Başbakan ve " hükümeün güven duyacağı kişi- lerin atanacağıru" söyledi. ; MGK'run yaklaşık 4 saat sü- ren toplantıdan sonra. MGK Genel Sekreterliği'nden yapılan açıklamada şöyle denildi: ' "Ülke geneünde güvenlik ve ' asayiş durumu gözden geçırilmiş. terörün etkisiz hale getirilmesi ve güvenlik güçlerinin etkinliğinin arttınlmaanı amaçlayan tedbir ve düzenlemeler değerlendiril- miş, bu bağlamda, halkımızın ilgi ve desteğinden de güç alan gü- venlik güçlerimizin gayretleri övgüye değer görülmüş, aynca teröre sağlanan dış desteğin sona "^dirilmesi amaayla yürütülen temas ve girişimler üzerinde de durulmnştur. Dış olaylardaki gelişmeler de gözden geçirilmiş ve değerlendi- rilmiş, bu meyanda Avrupa'run - ortasında Bosna-Hersek'te yaşa- , nan insanhk trajedisinin sürdü- rülmesinden duyulan kaygı yeni- den dile geürilrniş, Bosna-Her- • sek'in toprak bütünlüğünün • korunması ve catışmalara son -verilmesi gerektiğinin, mevzuu • bahis konunun yalnızca bir insa- ni yardım faaliyetine dönüştüriil- mesinın yanhş olduğunun. insani yardım ihtiyaanı ortaya çıkaran nedenlerin ortadan kaldınlması gerektiğinin. dünya kamuoyun- ca algılanmasını amaçlayan, te- mas ve girişimlerin sürüdürülme- a kararîaştırılmışür. Toplantıda aynca. devletin anayasal düzeninin, milli varlığı- nın bütünlüğünün ve menfaatle- rinin iç ve dış tehditlere karşı . korunması ve kollanması ve milli hedeflerin gerçekleştirilmesi amaayla yeniden hazırlanan Tûrk Milli Güvenlik Siyaseti' belgesi görüşülerek uygun bu- lunmuş ve onaylanmak üzere hükümete intikal ettirilmesine karar verilmiştir." Milli Savunma Bakanı Nevzat " Ayaz, toplanüya ilişkin Cumhu- ' riyet'in sorulânnı yanıtlarken, 1 Türk MiHi Güvenlik Siyaseti bel- gesinin eski bir belge olduğunu, devletin milli güvenlik siyasetini saptadığını, ancak dünyada meydana gelen değişiklikler ne- "deniyle güncelfcşririldiğini söyle- di. Ayaz. "Sovyetler Birliği dağü- dı. Balkanlar'da birtakım deği- şiklikler oldu. Yugoslavya dağüdı. Bu konuda dış tehdit ne- dir, iç tehdit nedir, neler yapıhna- sı gerekir; bunlan iceren bir bel- genin güncel hale getirilmesidir" dedi. Ayaz, Genelkurmay Baş- kanhğı'nın emekli general ve .amirallerin korunması konusun- Ida MGK'ya yeni bir teklif getir- .medığini de bildirirken, bugün, • Genelkurmay Karargâhı'nda t Başbakan Suleyman Demire!'e Ivemkcek brifıngin önümüzdeki ;hafta başlayacak Yüksek Askeri . Şûra toplanüsıyla ilgili olduğunu sozkrine ekledi. nde yaklaşık üç buçuk saat sü- ren görüşmede İstanbul Bü- yükşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen daha önce ifade ettiği, fazla mesai ve bütün yan ödemeler dahil 4 milyon 800 bin lira ücret teklifıni tekrarla- dı. Sözen, son iki yıldaki uygu- lamalann fazla çalışmarun sü- rekü hale geldiğini gösterdiğini belirterek, fazla çalışma ücreti- ni hesaba dahil etmek zorunda olduğunu söyledi. Belediye-İş Genel Başkanı Fuat Alan da brüt 170 bin lira yevmiye ta- m lnonunım greve saygısı İç PoUtika Senisi - SHP Ge- nel Başkanı ve Başbakan Yar- dıması Erdal İnönü'nün "Ec- zaneye ilaç almaya gidiyorum, hemen döneceğim" diyerek parti genel merkezinden semtin eczaçısına gittiği, koruma polis- lerini atlatarak yüriiyüşe çıktı- ğı, sayfıye kasabasında sahilde deniz kabuklan arayarak va- tandaşlarla dünya hali muhab- betlerine girdiği zaman zaman neşeli kahkalarla anlatıbr. An- latılanlar hem doğru hem de neşeüdir... İnönü'ye çoğunlukça "afra tafrasız adam" yargısı veren bu durum, sık sık "Halkçı adam abi. Bizden biri", "Kendisine dikkat etmiyor, maazallah" yo- rumlan abr. İnönü, önceki gün yine benzer bir "Bizim Erdal" olayı yaşadı. Kemal Kayacan'- ın ailesine başsağlığı ziyaretinde bulunmak üzere İstanbul'a gel- di. İnönü'yü bu tür İstanbul ziyaretlerinde her zaman oldu- ğu gibi yine Anakent Beledi- yesi'nin arabalanndan biri kar- şıladı. Belediye arabasıyla şehre doğru yola çıkıldı. Herşey her zamanki rutinliginde sürerken İnönü, birden sürücüye sordu: Siz greve çıkmadınız mı? Bele- diye memuru "evet" dedi. İnö- nü işte o an çok haklı sorusunu soruverdi: "Madem öyle burada ne işi- niz var?" İnönü'yü tstanbul'a hemen her gelişinde taşıyan şo- för "Aman efendim, sizi karşı- lamaya geldim. Söz konusu siz olunca..."diyerek saygısını dile getirmeye çalıştı. İnönü hem kararlı, hem de haklıydı. Orta- da grev vardı ve grev yapan be- lediye işçileri bile grev kına bir eylem içindeydi. inönü grev kı- leplerini 160 bin liraya düşür- düklerini açıkladı. Alan, fazla mesainin ücret gibi düşünüle- meyeceğini, kendilerinin ucret ve ücreti direkt etkileyen ka- lemleri hesaba katüklanru be- lirtti. Fuat Alan, fazla mesai hariç diğer tüm sosyal haklar ve ikramiye dahil daha önce iste- dikleri net 4 milyon 600 bin lira- nın, yevmiyelerde yaptıklan 10 bin hra indirimle 4 milyon 300 bin liraya geldiğini ifade etti. Nurettin Sözen sendikanın tav- nnı "Böylece Belediye-İş'in somut önerisini almış oldum" diye karşıladı. Sözen, gelinen son rakamı iktidar dahil diğer üst organlara da ileteceğini söy- ledi. Görüşmede toplu sözleş- me zammmı karşılayacak kay- nak konusunda da tartışma yaşandı. Nurettin Sözen "Sen- dika bana istediğj ücreti karşı- layacağım kaynağı göstersin, olay kolay çözümlenir" derken. Fuat Alan "Ben istemek duru- mundayım. Kaynak bulmak yöneticiye aittir" dedi. Belediye-İş Sendikası Genel Başkanı Fuat Alan gortşme- den önce yaptığı yazılı açıkla- mada da ıstedikleri zammın enflasyonla aşınacağını, vergi diliminin atlamasıyla da fıilen eksileceğini belirtti. Çağdaş toplumlarda günlük çalışma sa- tinin 8 saate indirilerek hafta tatillerinin arttınldığını kayde- den Alan, belediye başkanlan- nın fazla çalışmayı işçi hakkı gibi düşünerek ücret ve ikrami- yeye eklemelerini eleştirdi. İşçi- lerin iş güvencesi ve ekonomik haklannı sağlamaya çalıştıkla- nnı kaydeden Alan "Bu çağdaş haklar, bugünün koalisyonu zamanında olmuyorsa ne za- man olacağını sormak istiyo- ruz" dedi. Petrol-İş Sendikası Genel Başkanı Münir Ceylan da dün yaptıgı yazılı açıklamada. bele- diye işçilerinin yüksek ücret is- tediği iddialanna karşı çıkarak, belediye yönetimlerini taşeron- laştırma ve geçici işçi uygula- malanyla. sendikasızlaştırma politikası uygujamakla snçladı. Öte yandan İstanbul İl Sağlık Müdürü Necati Ersoy grevin uzaması ve çöplerin toplana- maması nedeniyle halk sağlığı- na zararlı bir durum meydana gelirse Büyükşehir Belediyesi'- nin çöpleri ihale yoluyla toplat- mak zorunda olacağını sayun- du. İstanbul Sağbk İşleri Müdürü Şeref Solak ise beledi- yenin grev bitinceye kadar çöp- leri toplama yetkısinin bulun- madığıru belirtti. Solak, çöp alanlannda ilaçlanma çalışma- lannın arttınldığını, ilaçlama- nın halk sağlığına zararlı olma- dığını sözlerine ekledi. İstan- bul'da belediye yetkilileri bugün çeşitli dernek. oda ve es- naf örgütleri ile ortak bir top- lanü yaparak çevre sağlığı ve çöplerin toplanması konusun- da duyarh olmalannı isteyecek. İstanbul'da dün halkın beledi- yelerin uyanlanna daha çok dikkat ettikleri gözlendi. Halk çoplerini birkaç gün evlerinde torbalayarak saklama yoluna giderken, yollara torbalar için- de çöp bırakıldı. Belediye yöne- timleri halkı bir kez daha çople- rini sokağa bırakmadan. çöp toplama alanlanna ulaştırma- lan için uyardılar. Sözen, sendika ile kendilerinin verdiği rakamları şu şekilde özetledi: "Kıdemsiz işçi için yevmiye 118 bin lira öneriyoruz. Sendika 152.7 bin lira istiyor. Biz zam olarak yüzde 70 öneriyoruz. Onlar yüzde 121 istiyorlar. Giydirilmiş net ücret olarak 3 milyon 650 bin lira öneriyoruz. Onlar 4 milyon 370 bin lira istiyor. Biz ortalama mesaili giydirilmiş netiyle 4 milyon 800 bin lira öneriyoruz, onlar yaklaşık 6 milyon lira istiyorlarl' Ankara Anakent Belediyesi bir teklif getireceğiz dediler. Ondan sonra görüşemedik. Biz onlardan teklif beklerken, grev karan aldılar" dıye konuştu. Tantoğlu, bundan sonra Türk-İş Genel Başkanı Şevket Yılmaz ile Başbakan Yardıma- şı ve ŞHP Genel Başkanı Erdal İnönü'nün devreye girebileceği- ni belirterek, belediyenin kay- naklan ölçüsünde bir ücret artı- şı yaptıklannı yineledi. Ankara Anakent Belediyesi'- nin yaptığı ücret zammı önerisi- nin gerçekleşmesi hahnde, bir işçi belediyeye 6 milyon 300 bin liraya mal olacak. Anakent Be- lediyesi'nde çalışan 3 bin 640 işçinin belediyeye maliyeti ge- çen yıl 194 milyar lirayken, yeni ücretin kabul edilmesi halinde bu rakam 277 milyar lira ola- cak. Ankara'da grevde olan 11 bin kadar işçinin belediyeye toplam yıllık maliyeti de 906 milyar 390 milyon lira olarak gerçekleşecek. Ankara'da sağlığı tehdit edici Genel Sekreteri Turan Tant'oğ- Çöplerin toplanması için her ilçe lu, belediyeyle sendika arasında bazında yasa gereği grev dışı bı- rakılmış, işçilerden ekipler oluş-henüz bir diyalog olmadığını söyledi. Tantoğlu, "Sendika en son 1.5 ay önce net 6 milyon 200 bin lira teklif üzerinden ma- sadan aynldı. Biz 3.5 mil- yon lira çıplak ücret öner- dik! Belediye-İş Sendikası Ge- nel Başkanı Fuat Alan'm tele- vizyonda söylediği öneri, bize henüz resmi teklif olarak iletil- turuldu.Sekiz ilaçlama ekibi de gece gündüz görev yapıyor. Ankaralı pazarcıların Büyük- şehir Belediye Başkanı Murat Karayalçın'a verdikleri söze rağmen dün kurulan pazar yer- lerinde herhangj bir temızlik yapılmadı. Pazar yerlerinde sebze, meyve artıklan kokuş- medi. En son biz size alternatif m a y a basladı. Müzik salı ve cuma akşamlan Gezi Parkı'nda müzikseverle buluşuyor Müziğîn Taksiııı gezisi İstanbul Büyükşehir Kent Orkestrası'nın akşam konserlerine batan güneş de eşlik ediyor. (Fotoğraf: MUHARREM AYDIN) REMZİGÖKDAĞ Müzik, salı ve cuma akşam- lan Istanbul Taksim'deki Gezi Parkı'nda geziye çıkıyor. Haftanın iki akşamı, saat 18. 30'da İstanbullulara güzel an- lar yaşatmaya başlayan bu or- kestranın adı. İstanbul Büyük- n a olmamak için, arabayı Se- Se m ' r Belediyesi Kent Orkestra- faköy'de durdurup indi. Kendi- sı - başka bir arabayla takip 41 kişidenoluşanorkestranın kuruluşu 1989 yılına rasthyor. Önceleri, Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nu ve Fatih Ti- yatrosu'nun bir bölümünü ça- lışma yeri olarak kullanıyorlar. Daha sonra Büyükşehir Beledi- ye binasınm alt katında eskiden kütüphane olarak kullanılan bir yer Belediye Başkanı Nuret- tin Sözen'in isteği üzerine resto- re edilmiş ve orkestraya venl- sını eden korumalann ve civardaki vatandaşlann şaşkın bakışlan altında, emekli Erdal Amca ha- vasında, yol kenanndaki 34 TAF 73 plakalı taksiye bindi. Taksinin sürücüsü bu durum karşısında bir süre vitesi. debri- yajı ve dikiz aynasını yanlış yer- lerde aradı. Ama olay ne plastip şova, ne de gizli kamera şakası- na benziyordu. Bu alışılmadık müşterisinin siparişini yerine getirmek üzere gaza bastı. Ehliman Kurtuldu "Abi birgün müşteri bekliyo- rum"la başlayacağı ve belki de, yıllarca anlatacağı olayı şöyle aktardı: "Sefaköy Beşyol'da boş git- memek için bekliyordum. Bir ara kapı açıldı ve biri bindi. Ben hiç bakmadan taksimetreyi aç- tım. 'Karşıya çek' diyince ayna- dan baktım. Erdal înonü oldu- ğunu görünce çok şaşırdım ve heyecanlandım. Neyapacağımı bilemedim. Bir ara taksimetreyi kapatayım diye düşündüm, ama kapatmadım. Sayın İnönü yol boyunca hiç konuşmadı. Zaman zaman elindeki çanta- daki evrakı kanştırdı." Suleyman Demirerin, o gün Gürcistan'da bulunması nede- niyle, aynı zamanda Başbakan Vekiljiğj görevini de üstlenmiş olan İnönü'nün korumalan ise taksiyi takip etti ve Kayacan'ın evinden çıkarken kendı araba- lanna davet ettiler. Ancak İnö- nü bu daveti de reddederek, S'ne bir başka taksiye bindi. nceki günkü "Bizim Erdal" olayı bundan ibaretti. miş. Çalışmalanna burada hazırlanan orkestra yakın bir gelecekte Kadıköy'deki kon- servatuvar binasına taşınacak. Orkestra şefi Ekrem Tekeşin, 27 yıl müzikle uğraştıktan son- ra İ 2 Eylül öncesi İstanbul Be- lediye Konservatuan'ndan isti- fa etmiş. Faruk Akel, Şerif Yüzbaşıoğlu. Önder Bali gibi sanatçılarla yurtiçi ve yurtdışı çalışmalan olan Ekrem Teke- şin. Dalan döneminde kâr etmi- yor gerekçesiyle kapatılan Bele- diye Konservatuvan'nın açılma- sı için girişimlerde bulunuvor. 26 Mart 1989'da işbaşına gelen Nurettin Sözen. Kent Orkest- rası'nın kurulmasına izin \eri- yor. Belediye Konservatuan'nın da temelini oluşturan orkestra- ya şef olarak atanan Ekrem Tekeşin tarafından konserva- tuar mezunlan arasından seçı- len genç ve yetenekli müzisyen- ler 1989 yılında çalışmalara başhyor. Kent Orkestrası'nın reper- tuan arasında Ulvi Cemal Er- kin'in Köçekçe'si, Hasan Ferit Alnar'ın İki Dans'ı ve Ferit Tü- zün'ün Esintiler'i de bulunu- yor. Şef Ekrem Tekeşin, 40 kişi- den oluşan orkestrada çahşan- lann, genç ve yetenekli müzis- jenler olduğunu söyledi. Hal- kın benimsediği eserlere öncelik verdığini ifade eden Tekeşin. şöyle konuştu: "Seslendireceğimiz eserleri beş kişiden oluşan sanat kuru- luyla seciyoruz. Halk genelde keyif müziği beğeniyor. Ağır eserler onu sıkıyor. Biz halkın tepkisine yöneldik. Yönlendir- meyi de buna göre planladık. Halkın ilgi ve beğenisini kazan- lVfıİTİain o a v r i rp«inıi P^ridi M ü z i k d ö n tstUdal ca^65 "'™16 s 8 ^ nsıai e^1 lVlUZlglll g < t j l l rCMIU ge^lUl y a D t I - Maışlar, blues parçaları, gospeUer, cenaze marşları... İstanbullular, Uginç giysili öncünün yönetiminde çalan Olimpia Brass Band'in ardından yürüdü. \ ediden yetmişe berkes neşeyle, kk Sokakta caz, dans et biraz" yazılı bayrakları sallayarak, Olimpia Brass Band'i takip etti. İzleyiciler, çok yakından takip ettikleri yedisi siyah, biri beyaz müzis- yenden oluşan topluluğu çevreleyince, müzisyenler daralan çemberde epe> ter döktüler. Trafik zorunlu olarak tek şeride düştü. Ters yönden gelenler. vüriimc şanslan olmadığını görünce hemen fıkir dtğişti- rip kalabalığa kanştılar. Caddedeki bütün dükkânlar bosaldı, tramvay bile bir süre bekledi. Taksim'e gelindiğinde topluluk üyeleri gördükleri sıcak ilgiden hoşnut, güçlükie otobüse bindiler. Bu kez onlar kalabalığıvideoyaçektiler. (Fotoğrat: MUHARREM AYDIN) dıktan sonra onlan yönlendir- meyi planlıyoruz. Bu nedenle günün sevilen parçalannı en güzel şekilde icra etmeye çalışı- yoruz." Caz müziğini halka sevdire- bilmek için Larry O'Neil ve Je- an Yancy adlı iki Amerikalı cazcıyı geçtiğimiz yıl Türkiye'- ye getirdiklerini belirten Teke- şin konuşmasını şöyle sürdür- dü: . "Önümüzdeki yıl iki solisti daha İstanbul'a getireceğiz. Bu- nun yaptığımız müziğe büyük faydası oluyor. Başanlı olduğu- muza inanıyorum. Çünkü Tak- sim'de verdiğimiz konseri izle- yenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Konserleri daha önce izleyemeyenlerin üzüldüklerine tanık oluyoruz. Aldığımızı faz- lasıyla halka yansıttığımız için mutluyüm." Izmir < 'de anlaşma İZMİR (Cumhuriyet Ege Bü- rosu) - Karşıyaka Belediyesi'nde toplu iş sözleşmesi bağıtlandı. Greve 4 gün kala bağıtlanan sözleşmeyle işçi ucretlerine or- talama yüzde 115 zam yapıldı. Belediye-İş Sendikası ile Karşı- yaka Belediyesi arasında bağıt- lanan sozleşmede yargıç gözeti- minde iş güvencesini ongören hükümler de yer aldı. Toplu iş sözleşmesi goruşme- lerinde anlaşma sağlanamayın- ca, grev kararı alınan Karşıya- ka Belediyesi'nde greve çıkılma- sına 4 gun kala anlaşma sağlan- dı. Bağıtlanan sözleşmeyle vasıf- sız işçilerin aylık net ücretleri bi- rinci grup için 3 milyon 108 bin lira, ikinci grup için 3 milyon 456 bin lira olarak belirlendi. Birinci grup vasıflı işçilerin ay- lık net ücreti 3 milyon 247 bin liraya, ikinci grup vasıflı işçile- rin aylık net ücreti de 3 milyon 606 bin liraya yukseltildi. GOZLEM UĞUR MUMCU MBaştarafi 1. Sayfada un albaylığından kuvvet komutanlığına kadar cuntaların içinden süzülerek çıkması böyle düşünenlere hak da ve- riyordu. Oylamalar sonuç vermedi, Erbakan'ın MSP'sinden ba- zı milletvekilleri. Milli Birlik Grubu'nun birkaçüyesiile bir kısım CHP milletvekili Batur'a oy vermiyorlardı. Batur'un adaylığı kitlendi. Batur'un seçilemeyeceği anlaşılınca, cumhurbaşkan- lığına, bugün toprağa verilen emekli Oramiral Kemal Kayacan aday oldu. 21 Ağustos 1980 günü yapılan oylamada Kayacan'a 211 oy çıktı. CHP Millet Meclisi Grup başkanvekilleri ile Cumhuri- yet Senatosu grup başkanvekilleri verdikleri ortak öner- geyle Oramiral Kayacan'ın adaylığmı önerdilçr. Yeniden çekişme başladı. Bundan sonraki turlarda çoğunluk sağlanamadı. Sağ- lanamadığı için de seçim yapılamadı. Oramiral Kayacan, adaylığı söz konusu olunca Kıbrıs Barış Harekatı sırasında batan "Kocatepe gemisi" ile il- gili savların ortaya atılacağını düşünmüş, bana, bu olayın soruşturma dosyasını vermişti. Dosyada, bombalama olayında Deniz Kuvvetleri Ko- mutanlığı'nın sorumlu olmadığını gösteren yazışmalar vardı. Kayacan'ın aday olmasından ve 410 milletvekilinin 211'inın oyunu almasından sonra bir daha oylama yapı- lamadı. AP ve CHP milletvekilleri ile senatörleri toplan- tılara katılmadıkları için oylamalara geçilemedi. TBMM birleşiktoplantısı, 12 Eylül 1980 Cuma günü ya- pılacaktı. 11 eylül günü yurtdışından dönen MSP Genel Başkanı Necmettin Erbakan, beni ve gazeteci arkadaşım Teoman Erel'i grup odasında çay içmeye çağırmıştı. Odada Oğuzhan Asiltürk de bulunmaktaydı. Konu, kilitlenen cumhurbaşkanlığı seçimleriydi. Biz- ler, yaşanan gerilimli ortamdan tedirgindik. Bir an önce cumhurbaşkanının seçilmesinin bu gerginliği azaltaca- ğını sanıyorduk. Erbakan, MSP'lilerin -iki milletvekili dışında- Batur'a oy verdiklerini anlatıyor ve Batur'a oy vermeyenlerin ' Ecevit'in kelaynak kuşları" diye tanımladığı milletvekil- leri olduğunu söyledi. Sonra Kıbrıs Barış Harekatı'ndan örnekler vererek uzun uzun Ecevit ve çevresinden yakındı. Ben, "Sayın Erbakan, bugün yarın darbe geliyor"diye- rek Kayacan'a oy verip vermeyeceklerini sordum. Erbakan,"Amiral şerefli bir askerdir. Olabilir" diyerek görüşlerini anlatmaya çalıştı. -Aziz kardesim, biz Kıbrıs Barıs Harekatı'm Amiral Ka- yacan'a borçluyuz. Biz, hukümetin Selamet kanadı ola- rak Kıbns'a çıkalım diyoruz, Ecevit eteğimizden çekiyor. Donanmaya emir veriyoruz, Ada 'ya çıkın diyoruz. Gemi- ler askerleri doldurup çıkarma yapmaya gidiyorlar. Bir türlü karar veremediğimizden gemiler tekrar iskende- run'a dönüyor. Amiral bu işlere çok kızıyor. Bir gün alkol almış. Dön dedik, 'yeter artık, dönmüyorum' dedi. İşte Uğur Bey kardesim, Kıbrıs çıkarması böyle başladı. Erbakan'ın şakacı anlatımı böyleydi. Konuşması bitince Kayacan'a oy verip vermeyecekle- rini yeniden sordum. Erbakan, birden bire ciddileştı. -Uğur Bey kardesim, siz Sayın Ecevit ile görüşün. Biz MSP olarak amirale oy vereceğiz. Bu gece konuşup bana haber verebilir misiniz? Hava kararmıştı. Teoman Erel ile birlikte TBMM'den çıktık. Ecevit, 13 eylül günü Trabzon'a gidecekti. Eve gelir gel- mez Ecevit'i aradım. Telefona çıkan koruma polisinden "Be- yefendinin istirahata çekildiği, telefonları bağla- mama talimatı aldığı" yanıtını aldım. Telefonu kapadıktan sonra hemen Amiral Kayacan'ı aradım. Amiralin telefonu da yanıt vermiyordu. Kayacan, Ecevit'in Trabzon gezisi için o gün Trabzon'a hareketetmişti. CHP Grup Başkanvekili Altan öymen'i aradım. Duru- mu anlattım. Altan öymen, evime geldi. Konuyu görüş- tiik. öymen de telefon ile Ecevit'e ulaşmak istedi. Ancak odaulaşamadı. Saat 22 sularında da bazı birliklerin Ankara ya doğru ilerledikleri haberini aldık. Sonra da olanlar oldu. O gün için belleğimde kalanlar bunlar. Bu olayın tanık- ları hayattayken yaşadığım bu olayı sizlere anlatmak is- tedim. 12 Eylül bir ay daha gecikseydi, belki de Amiral Kaya- can, 7.Cumhurbaşkanı olarak o günlerde ant içip göreve başlayacaktı. Bu küçük anıyla alçak kuşunlarla kana bulanan güler yüzlü amirali yeniden saygı ve rahmetle anıyor; ailesine, yakınlarına ve silah arkadaşlarına başsağlığı diliyorum. ARADABIR • Baftarafi 2. Sayfada anlayışla değerlendirmek ve katılmak gerektiğine inanı- yoruz. Hep biliriz: Türkiye solu yıllardır üretken bir tartışma platformu yaratmakta yetersiz kalmıştır. Çünkü tartışma- larda önceden düşünülen çözümlere göre sorunları ta- nımlama eğilimi her zaman olmuştur. Aynca tartışmalar- da kişisellik ön plana kolaylıkla geçebilmiştir. Siyasi, sos- yal, toplumsal sorunlar nesneldir. Doğru çözüm üretmek ancak sorunları öncelikle doğru saptamakla olanaklıdır. Bu bağlamda CHP'nin açılması sonrasında tartışmaları; bir ad sorunu olarak ele alan, sorunu üç harften ibaret sa- yan yaklaşımlarda bilimsellik, sorumluluk aramak boşuna çabadır. Sorunlar doğru tanımlanmalı, çözümleri de birey- sellikten uzak, topluma, ideolojiye yararlı, birlik amacına uygun üretmek sorumluluğunu herkes gösterebilmelidir. CHP'nin açılması demokratik bir görevdi. Bu görev, CHP'nin en etkin noktalarında görev yapanların daha son- ra CHP'yi inkâretmelerine rağmen başarıyla yerine getiril- miştir. Şimdi sorun, CHP'nin geleceğidir. CHP'nin gele- ceğini CHP kurultay delegeleri özgür iradeleriyle belirle- yeceklerdir. Bu tartışmasız bir ilkedir. "Bana yetki verilir- se ve örgüt, üye yapısını ben belirlersem varım" diyen an- layışları ya da "icma-i ümmet" formülleri öne sürerek et- kin kişilerin kararıyla kurultay iradesinin yerine geçmeye çalışan yaklaşımları sosyal demokrat, demokratik sol an- layışlar olarak göremeyiz. CHP kurultayı iki seçenek arasında tercih yapacaktır: CHP'nin yeniden il ve ilçe ör- gütlerini oluşturarak devamına karar verecektir. (Böylece tüzel kişilik bağımsız olarak sürdürülecek, üye kazanma, etkin olma uğraşı verecektir.) İkincisi sosyal demokrat ha- reketin örgütsel birliğini esas alarak, SHP Genel Başkanı'- nın önerisini benimseyecek, SHP ile birleşecektir. Bunun dışında herhangi birciddi öneri şu andagündemdeyoktur. Hiç göz ardı etmeden tekrar vurgulayalım ki bu tercihi, CHP kurultay delegeleri yapacaktır. Bugün için yine dik- katlerden uzak tutulmaması gereken bazı gerçekler var- dır! ilki, birlik sağlayacağım diye yeni bölünmelere yol aç- manın birliğe hizmet etmeyeceği olgusu. ikinci olgu, CHP'nin geleceği belirlenirken "Nerede kal- mıştık?" anlayışıyla devam edilemeyeceği gerçeğidir. CHP açılırken sosyal demokratların önünde yeni bir ta- rihsel fırsat vardır. Kişilerle, ayrıntılarla uğraşma yerine, gerçek sorunlarla uğraşmak ve bunların çözümüne katkı- da bulunmak esas olmalıdır. Sosyal demokrasinin, de- mokratik sosyalizmin evrensel ilkelerini yaşama ğeçir- mek, örgütsel, ideolojik zayıflıkları aşmak, yeni söylemler- le ideolojimizin gelişmeci özüne sahip çıkmak birincil gö- revdir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle