Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 29 TEMMUZ1992 ÇARŞAMBA
8 DIŞHABERLER
Bayan Marcos
servetini arıyor
• MANİLA(AA)-
Filipinler'in eski 'fırst lady'si
İmelda Marcos, ölen
kocasının serveti ıle ilgili
araşürmalar yapmak üzere
Hong Kong'a gittı. Bayan
Marcos, Manila
Havaalanı'nda, yurtdışına
çıkışı için gerekli mahkeme
karannı saatlerce
bekledikten sonra uçabildi.
Göçrnen bürosundan gerekli
çıkış iznini almadığı için
Manila Havaalanı'nda
bekletilen Marcos'a, beş
saatlik beklemeden sonra
savcılıktan gerekli kağıt
gelince uçuş izni verildi.
Bayan Marcos, sürgünden
döndükten sonraki bu ilk
yurtdışı gezisinden
dönmeyeceğı yolundaki
söylentileri de yalanladı.
Baker istifa
ediyor
• WASHINGTON (Reuter)
- ABD Dışişleri Bakanı
James Baker, Israil'in yeni
Başbakanı tzak Rabin'in
ABD ziyaretinden sonra,
Başkan George Bush'un
seçim kampanyasının
başına geçmek için istifa
edecek. Rabin ile ABD
Başkanı Bush, İO-II ağustos
tarihlerinde Bush'un yazlık
evinin bulunduğu Maine
eyaletinin Kennebunkport
kentinde görüşecekler.
Beyazsaray Sözcüsü Marlin
Fitzwater, Bush ve Rabin'in
ikili ilişkilerin geliştirilmesi
ve Ortadoğu barış sürecinin
hızlandırılması konularını
ele alacaklarını belirtti.
Papa taburcu
oldu
• ROMA (AA) -
Bağırsağındaki tümörün
alınması için 13 gün önce
ameliyat olan Papa 2. John
Paul, dün Roma'nın
Gemelli Hastanesi'nden
taburcu oldu. 15 temmuz
tarihinde bağırsağından
habis olmayan bir tümör
aldıran Papa'ntn
hastaneden ayrıhrken
oldukça zayıf ve güçsüz
göründüğU bildirildi.
Papa'nın bir ay süreyle
dinlenmeye devam edeceği
kaydedildi.
Somali'ye BM
yardımı
• NEW YORK (AA) - BM
Güvenlik Konseyi, otorite
boşluğunun doğurduğu
kabileçetelerinin
çaüşmalanyla gittikçe
yoksuUuğa gömülen
Somali'ye acil gıda yardımı
seferlerinin başlaülinasını
öngören bir karar taslağmı
onayladı. Konsey karannda,
havayoluyla acil yardımın
birkaç hafta içinde
başlayabilmesi için ülkenin
dört bölgesinde BM kontrol
merkezleri kurulması
öngörüldü. Somali'de 4
milyon insanınçok kötü
koşuUaraltındayaşadıgı. 1.5
milyon insanın ise ciddi açlık
tehlikesi içinde bulunduğu
bildiriliyor.
ABD muhribi
Antalya'da
• ANTALYA (AA) - ABD
Deniz Kuvvetleri'ne bağlı
USS Thomas Gates adlı
muhrip, bugün Antalya
limanına geliyor. Albay N.
Loyd komutasındaki
muhrip, Antalya'da 3
ağustos pazartesi gününe
kadarkalacak. Muhrip,
Antalya'da kaldığı süre
içinde, komutanı Albay N.
Loyd, vali ve belediye
başkanını ziyaret edecek.
personeli de kentin tarihi ve
turistik yerlerini gezecek.
BDT'deAIDS
patlaması
• MOSKOVA (AA) - BDT
ülkelerindekiAIDS
vakalannda bu yılın ilk
yansında önemli birartış
gözlendiği açıklandı.
Rusya'nınAIDS'le
Mücadele Merkezı Başkanı
Vadim Pokrovski'nin
TASS'a yaptığı açıklamaya
göre 1991 yılının tamamında
100 yeni AIDS vakası tespit
edilmişken bu yılın yalnızca
ilk yansında aynı sayıda yeni
olaybelirlendi.
Türk tarafı, New York görüşmelerinde oyuna getirilmeye çalışıldığı görüşünde
Kıbrıs'ta anlaşma 'hayaP oluyor• Türk heyetinden bir yetkili, BM ve ABD'nin Rumlann avukatı gibi davrandığını, Rtım •Denktaş ile Gali, önceki gün ertelenen görüşrnelerden sonra dün iki kez bir araya
tarafırun isteklerini kabul etmeleri için baskı yaptıklannı söyledi. Yetkili "Bu şartlarda geldüer. Görüşmelerde harita konusunun ele alındığı öğrenildi. Denktaş, KKTC halkına
Rumlardan bir anlaşma beklemek fazla ıyimserlık olur" dedı. bir mesaj yoUayarak, kendisine olan güvenin sürdürülmesini istedi.
OSMAN KARAKAŞ
NEW YORK - 28 yıldır süren
Kıbns sorununa çözüm bulu-
nabilmesı amacıyla Birleşmiş
Milletler (BM) Genel Sekreteri
Butros Gali tarafından baslatı-
lan görüşmelerin bir anlaşma
ile sonuçlanmasının "hayal ol-
duğu" ileri sürüldü. Bu arada,
KKTC lideri Rauf Denktaş,
önceki gün yapılması öngörü-
len görüşmenin iptal edilmesin-
den sonra dün BM Genel Sek-
reteri Butros Gali ile iki kez bir
araya geldi. Denktaş, görüşme-
lerden önce KKTC halkına
çağnda bulunarak, kendisine
olan güvenin sürdürülmesini is-
tedi.
Türk heyetinden bir üst dü-
zey yetkili, henüz görüşmeler
başlamadan BM Genel Sekre-
teri Gali tarafından hazırlanan
haritada Rumlara verilecek
alanlann belirlendiği, buna
karşılık Rumlann neler verece-
ğinin ortaya konulmadığını
söyledi. Üst düzey yetkili şöyle
konuştu:
"Gali haritasıyla Rumlara
verilecek yerler gösterilmiş ve
Güvenlik Konseyi de haritayı
desteklediğini vurgulamışür.
Bunu bilen Rumlar diğer konu-
larda taviz vermek ister mi?
Vasiliu'nun masaya oturması
için toprak tavizinin verilmesi
gerektiği gibi bir hava yaratıl-
mıştır. Dünyada böyle bir gö-
rüşme yöntemi görülmemiştir.
Bu, tamamen bir tarafı büyük
bir baskı altında tutarak, buna-
lıma iterek onun veremeyeceği
şeyleri alma yöntemidir. Top-
rak en son konuşulacak konu
olmalıydı. Önce ilkeler konuşu-
lur, federasyon olacak mı, ol-
mayacak mı? Çünkü herkesin
hakkı toprak konusunda saklı-
dır. Diğer konularda uyum sağ-
lanırsa toprak konusu çok
kolay çözülür. Halbuki toprak
sorununu çözdükten sonra di-
ğer konulara geçmek istiyorlar.
Bu ters bir yöntemdir. Bu şart-
larda Rumlardan bir anlaşma
beklemek fazla iyimserlik olur.
Aynca her şeyin bir değeri var-
dır. Onlann bizden düşmeyi
bekledikleri ölçü, bizim vere-
meyeceğimiz ölçüdür. Alama-
yacağımız bir şey için de verece-
ğimiz bir şey yoktur."
Önceki gün yapılması planla-
nan Denktaş-Gali görüşmesi-
nin iptal edilmesi ile ilgili olarak
bir heyet üyesi, "Verdiğimiz ha-
rita ile ilgili olarak Birleşmiş
Milletler, ABD ve Rumlar ken-
di aralannda görüşüyorlar.
Tahminimize göre cahşmalan-
nı henüz bitiremediler ve bizden
daha neler isteyeceklerini belir-
leyemediler. Bu yüzden görüş-
menin iptalini kararlaşürdılar"
diye konuştu.
Görüşmelerin başında baskı
yapıldığı söylentilerini yalan-
layarak ıyi niyetini göstermeyi
sürdüren Türk heyeti üyeleri,
Rumlann uzlaşmaz tutumu-
nun yanı sıra BM ile ABD'nin
Rumlann avukatlığını yapar
duruma geldiklerinin iyice be-
lirginleşmesinden sonra kendi-
lerine açıkça baskı yapıldığını
ıfade ettiler. ABD'li bir yetkili-
nin ise Denktaş'ın "inatçı" ol-
duğunu belirtip, "Toprak ora-
nının yüzde 29 un alüna çekil-
mesi için Denktaş'ı ikna etmeye
çalışacağız" şeklindeki sözleri,
Türk heyetini sinirlendirdi.
BM'nin Rum tarafına top-
rak konusunda vermiş oldugu
garantilere karşın Türk tarafı-
na hiçbir garanti verilmediğini,
her şeyden önemlisi fikirler dizi-
sine Türk tarafırun isteklerinin
tam olarak alınmadığını açıkla-
yan bir yetkili şöyle konuştu:
"Bize, 'gelmeyen taraf bir da-
ha hayır yüzü görmez, yalnızlı-
ğa itilir' gibi laflar söylendi.
Açıkça tehdit edildik. Biz ise
Güvenlik Konseyi'nin 750 sayı-
lı karannın baz alırup alınrna-
yacağını sorduk, 'Aünacak,
gelin sorunu görüşün ve halle-
din' denildi ve geldik. Korktu-
ğumuz için değil, meselenin
halledilmesi için geldik. Fakat
zemini haarlamadılar. Burada
KKTC
'Meclis
toplanüya
çağırılsın'
• Denktaş'ı destekleyen
Kurum ve Kuruluşlar Ko-
ordinasyon Komitesi,
KKTCMeclisi'ni"ivedi"
olarak toplantıya çağırdı.
Komite, meclisin New
York'taki görüşmelere de-
vam edilip edilmemesi
için karar almasıru istedi.
ÎZZETRIZAYALIN ~
LEFKOŞA - KKTC Cum-
hurbaşkanı Rauf Denktaş'ı
destekleyen kurum ve kunı-
luşlann oluşturduğu "Kurum
ve Kuruluşlar Koordinasyon
Komitesi", KKTC Meclisi'-
nin "ivedi" toplanmasını ve
Nevv York'taki görüşmelerin
sürüp sürmemesı konusunda
karar üretilmesini" istedi.
Cumhurbaşkanı Vekili ve
Cumhuriyet Meclisi Başkanı
Hakkı Atun'u dün ziyaret
eden ve bu konuda bir yazı su-
nan komite, "Denktaş'ın New
York'taki görüşmelere mev-
cut antidemokratik, çağdışı ve
baskıcı koşullar altında de-
vam edip etmemesi hususun-
da ve Kıbns Türkünün vazge-
çemeyeceği ilkeleri bir kez
daha vurgulayan gerekli ka-
rarlan üretmek üzere, mecli-
sin ivedilikle toplanüya çağnl-
ması" isteminde bulundu.
Cumhuriyet Meclisi Başka-
nı Hakkı Atun, bu istekler
doğrultusunda, Türk halkının
duygu, düşünce, görüş ve du-
yarlılığını, New York, dünya
ve özellikle Türk tarafına bas-
kıda bulunmaya çalışan taraf-
lara ileteceklerini" ve meclisin
gerektiğinde toplanabilmesi
için temasiarda bulunacağını
açıkladı.
Atun, New York'taki geliş-
meleri, KKTC devleti davası-
na sahip çıknuş soylu halkının
kaderiyle oynayan bir çalışma
olarak nitelendirerek "KKTC
heyeti, özellikle Denktaş üze-
rinde on üç günden beri ina-
nılmaz bir baskının sürdüğü-
ne" dikkati çekti.
KKTC Meclis Başkanı
Atun, "Toprak önerileriyle
topun artık Rum tarafında ol-
duğunu, iyi niyetle, kalıcı bir
çözüm çerçevesi içinde yaşa-
maya kararlı olup olmadıkla-
nnı öğrenmenin Kıbns Türk
tarafırun hakkı olduğunu" da
vurguladı. Komite, New
York'ta toprak tavizi içeren
bir anlaşma çıkanlmamasmı
beklediklerini, böyle bir sonuç
çıkması halinde referandum-
daki cevaplannın 'hayır' ola-
cağını da duyurdu.
Savaşuı acımasızlığını henüz kavrayamavan küçük çocuklar. Saraybosna sokaklannda savaş oyunu oynuyor. Sırptara karşı savaşa giden ağabey-
leri ve babalannı belki de bir daha göremeyecekİerinin farkına henüz varamamışlar. (Fotoğraf: AP)
ABD, kuşatma altındaki Gorazde'ye havadan yardım atmayı planlıyor
Milan Paııiç: Beıı Saddam değiliııı
• Bosna-Hersek sorununun çözümü için AT aracılığıyla
Londra'da yapılan görüşmelerden olumlu sonuç alınamadı.
Yugoslavya Başbakanı Paniç, Sırplann ele geçirdikleri top-
raklardan geri çekilmek zorunda kalacaklannı söyledi.
Dış Haberler Servisi - Avrupa
Topluluğu (AT) arabuluculuğu baş-
kanlığında önceki gün Londra'da
başlayan Bosna-Hersek banş gö-
rüşmelerinin ikinci gününde bir so-
nuç alınamazken, ABD'nin Sırp
kuşatması altındaki Gorazde'ye ha-
vadan yardım atmayı p'ıanladığı bil-
dirildi. Yugoslavya Başbakanı Mi-
lan Paniç, Sırplann ele geçirdikleri
Bosna-Hersek topraklanndan geri
çekilmek zorunda olduklannı söyle-
di. Paniç, "Savaşmak istemiyorum,
ben Saddam değilim" dedi.
AT aracılığıyla Londra'da süren
görüşmeler, Bosna-Hersek Dışişleri
Bakanı Haris Siladziç'in, ülkesinde
sokaklann cesetlerle dolu oldugu
bir sırada Sırplarla pazarbğa otur-
mayacağını söylemesi ile çözüme
uzak kaldı. AA'nın haberine göre,
Siladziç. AT'nin, cumhuriyetin bö-
lünmesini öneren banş planını, "Et-
nik aynlmayı kana boğacağı" ge-
rekçesiyle reddettiğini söyledi. Si-
ladziç, Londra'da bulunmasının
amaanın pazarlık etmek değil, ülke-
sindeki durumla ilgili bilgi vermek
olduğunu belirtti.
AT arabulucusu Portekizli diplo-
mat Jose Cutileiro da. Bosna-Her-
sek'te savaşan taraflann temsilcıle-
riyle dün ayn ayn yaptığı görüşme-
lerden sonra bir açıklama yaparak.
cumhuriyetin üç etnik toplum tara-
fından bölünmesini Sırplar ve Hır-
vatlann kabul ettiğini, fakat Müslü-
manlann bu öneriyi reddettiklenni
büdirdi.
Bu arada, ABD'nin Sırp kuşat-
ması altındaki Bosna-Hersek'in
Gorazde kentine havadan yardım
malzemesi atmayı düşündüğü bildi-
rildi. ABD Dışişleri Bakan yardım-
alanndan John Bolton Cenevre'de
düzenlediği basın toplanüsında,
"Gorazde'deki durum kesinlikle
umutsuzdur ve eğer karayolu ile
yardım malzemesi ulaştıramazsak,
paraşütle malzeme atmayı deneye-
ceğiz" dedi. Bolton. ABD'nin diğer
Batılı ülkelerle, BM yardımının gü-
venli bir biçimde savaşın yaşandığı
bölgelere ulaştınlması için askeri ey-
lem seçeneği konusunda danışma-
larda bulunduğunu belirtti.
Bu arada. Madrid'e sürpriz bir zi-
yarette bulunan Yugoslavya Başba-
kanı Paniç, "Sırplar ele geçirdikleri
Bosna-Hersek topraklanndan geri
çekilmek zorundâdır" dedi. Paniç,
İspanyol El Pais gazetesine verdiği
demeçte, Saraybosna'nın Yugos-
lavya'ya ait olmadığını söyleyerek,
bu kentin bağımsız bir devlete ait ol-
duğunu beürtti. Paniç, Yugos-
lavya'daki ordu üzerinde denetimi-
nin olduğunu kaydetti, ancak,
Saraybosna'da savaşan Sırp milisle-
rini denetimi altına alamadığını bü-
dirdi.
Madrid'den Cenevre'ye geçen
Paniç bir basın toplantısı düzenleye-
rek, kendisinin Irak Devlet Başkanı
Saddam Hüseyin olmadığını belirtti
ve savaşmaktan yana olmadığını ve
banş için hiçbir İcoşul öne sürmedi-
ğıni bildirdi.
15 gündür konuştuğumuz top-
rak konusunu hiç konuşmadı-
lar. Buraya geldikten sonra
sürpriz bir harita çıkanp bize
baskıyla istediklerini kabul et-
tirmeye çahşülar ve hâlâ çalışı-
yorlar."
Toprak tavizi yok
"Görüşmelerde, Rumlann
şımartıldığını, BM'nin Rumlan
bizim veremeyeceğimiz şeyleri
isteme durumuna soktuğunu
anlatıyoruz. Ortaya konulan
harita, Rumlann, 'Bunlar veri-
lirse masaya otunıruz' dedikkri
haritadır. Masaya otunınca ne
verecekleri de belli değil. Üze-
rinde durulan Güzelvurt'un
verilmesi kriterlere kesinlikle
uymaz. Yerinden edilecek in-
san sayısı çok fazladır. Burada
yaşayan insanlanrruz, Baf ve
Limasol'un en verimli yörele-
rinden gelmiş insanlardır. Bu
insanlan yerleştirecek aynı de-
ğerde başİca yerimiz yoktur. En
önemlisi, bu insanlann bıraktı-
ğı arazilere Güzelyurt'tan ayn-
lan Rumlar yerleşir ve daha
müreffeh olurlar ve olmuşlar-
dır. 'Türkler muhakkak bura-
dan sökülecek ve Rumlar yerle-
şecek' lafı, politik inattan başka
şey değildir. 20 binden fazla
Türkü yerinden etmek suretiyle
geleceğe olan güvenlerini sars-
ma oyunundan başka bir şey
değildir. önümüze harita koy-
makla bizim isteyebileceginüz
bir şey bırakmadılar. Vasiliu'ya
'Bunlar senindir' denildi. Vasi-
liu benimle niye konuşsun an-
laşsın? Biz, Güzelyurt ve çevre-
sini içeren toprak tavizi verece-
ğiz ve o zaman masaya gelip
konuşacağız. Ne alacağımızı
bilmeyeceğiz. Ne biçim pazar-
lık bu? Güzelyurt, Lefke ve
Yeşilırmak kalple ciğer gibi bir
bütündür. Kimse birbirinden
ayıramaz. Bu bölgede verilecek
tek kanş toprak yoktur."
Kıbns sorununa çözüm bu-
lunabilmesi için gerekli adımla-
nn geç atıldığını belirten ısmi-
nin açıklanmamasını isteyen
yetkili, "Demir bile tavında dö-
vülür. Bir çocuk geç doğarsa
sakat doğar. Bizde de operas-
yon çok gecikti. Şimdiye kadar
Vasiüu teması kesmeseydi askı-
da duran birçok konu çözül-
müş olurdu. Böylece halka
güven verilmiş olunurdu. Vasi-
liu ve Kipriyanu ile 10 yılda
çözemeyeceğimiz sonınlan
Klerides'le çözdük. Çünkü iki-
miz de sorunlara insanal ve iyi
niyetle yaklaştık. Halkımızuı
karşısına dost görünerek çıktık.
Çünkü onun da bizim de alaca-
ğımız şeyler vardı. Ama tek
taraflı oyun oynanıyor " dedi.
Denktaş-Gali görfişmesi
Öte yandan, önceki gün iptal
edilen Denk(aş-Gali görüşmesi
dün gerçekleşti. Denktaş, biri
TSİ 18:00'de,diğeri01:00'deol-
mak üzere, iki kez BM Genel
Sekreteri Gali ile bir araya gel-
di. Denktaş, görüşmelerden
önce TRT aracılığıyla Kıbns
Türk halkına bir mesaj yollaya"-
rak, kendisine güvenmeye de-
vam etmelerini istedi. Nevv
York'ta ahnacak herhangj bir
karann, Kıbns Türk halkının
onayına sunulacağını ve bunun
için referandum yapılacağını
belirten Denktaş, bu nedenle
KKTC halkının onaylamadığı
bir anlaşmanın yürürlüğe gire-
meyeceğini söyledi. Denktaş,
Gali ile görüşmesinden sonra
bir açıklama yapmadı. Denktaş
ile Gali arasmdaki görüşmeler-
de. haritanın ele alındığı ve
Türk tarafırun sunduğu "yüzde
29 artı" formülünün daha aşağı
çekilmesi üzerinde durulduğu
öğrenildi.
KONUK
YAZAR KIIHLS, ABD başkanlık seçimi ve Türkkamııoyu
SEDAT METÎN
Emekli General
19 Temmuz 1992 tarihli Milliyet gazete-
sinde Sayın Bedri Koraman'ın bir karika-
türii vardı. ABD Başkanı George Bush, baş-
kanlık seçiminde sandığa "Kıbns"ı atıyor-
du.
Söz çizginin üstadı Turhan Selçuk, 22
Temmuz 1992 tarihli karikatüründe, Yu-
nanistan'm, ele geçirmek üzere oldugu
Kıbns'ı, Anadolu'nun böğrüne bir hançer
gibi doğrulttuğunu gösteriyordu.
Bu iki değerli karikatür ustası, aslında
Kıbns sorununun bugününü ve geleceğini
anlatıyor; en parlak siyasal bilimcilerin, stra-
tejistlerin ve jeopolitikçilerin başaramaya-
caklan kadar yalm, çarpıcı ve düşündürücü
bir şekilde ortaya koyuyorlardı.
14 Nisan 1992 günü ABD'nin Philadelp-
hia kentinde, Pennsylvania Üniversitesi'nin
ünlü Wharton School'unda Demokratlann
başkan adayı Vali Bill Clinton, ekonomik
konulara ağırlık veren bir konuşma
yapmıştı. Tesadüfen bu kentteydim ve ko-
nuşmayı izleyebilmiştim. Konuşma büyük
heyecan uyandırmış, gelişmiş üîkelerde ise
etkiler yaratmıştı. Bilmem Türkiyemize
yansıdı mı?
Clinton özetle. ABD ekonomisinin içinde
bulunduğu çıkmazı vurguluyor. son sekiz
başkanlık döneminin en kötü ekonomik du-
rumunun Başkan Bush dönemınde ya-
şandığını söy lüyordu.
"Bush bir hiçtir" diyen Clinton, ABD va-
tandaşlanndan kesilen vergilerden oluşan
ABD sermayesi ve teknolojisinin Japonya
ve Almanya'ya sağladığı imkanlan, verilen
ödünleri sırabyor, bu iki ekonomik devin
özellikle eğitimde, halklanna sağladıklan
sosyal güvencelerde, orta sınıfın refah sevi-
yesinde eriştikleri çizginin ABD'yi nasıl geç-
tiğini belirtiyor, Avrupa'da oluşturulan or-
tak pazann ABD ekonomik çıkarlannı nasıl
zedelediğini anlatıyordu. Clinton, ABD
ekonomısini 21. yüzyıla hanrlamak için
yapılması gerekenleri söylerken. elle tutulur.
seçilebilir hedefleri tek tek sıralıyordu. İleri
teknolojiyi ekonominin emrine vemıek.
araştırma ve geliştirmeye aynlan kaynaklan
arttırmak, eğitime daha çok pay ayırmak,
kaynaklan harekete geçirerek işsizliği azalt-
mak, vergileri orta sınıfın lehine düzeltmek
ve en önemlisi, savunma harcamalannı
azaltmak. "Avrupa'da Amerikan birlikleri-
nin artık işi ne?" diye soruyordu Clinton:
ABD halkıru yerli üretimi kullanmaya
çağınyor, Japon, Alman ve diğer Avrupa
mallanna sanki boykot yapılmasını
çağnştınyordu.
Böylesine bir ekonomik görüşü olan bir
başkan adayının ABD'nin başına geçmesi.
başta Japonya ve Almanya olmak üzere G-
7'ler diye anılan kulübün üyeleri için bir ka-
rabasan olacakür. Aradan geçen üç ay için-
de Clinton'ın, Bush'un önünde yüzde 20'lere
varan bir farkla halkın desteğini kazandığı
son anketlerde görülmüyor mu?
Bush'un, azalan halkoyunu kendi lehine
çevirmesi için dramatik bir başanya ihtıyacı
vardı. Körİez Savaşı'ndaki yanm askeri za-
ferin etkisi çoktan geçmişti. Içte, güçlü Rum
lobisini yanma almak; dışta, Avrupa'nın
yeni emperyalistlerinin desteğini sağlamak
için Kıbns sorunu kesinlikle seçimden önce
istenen ve kararlaştınlan şekilde çözüme
ulaştınlacaktır. Hele bu çözümle birlikte.
şimdi hareketlenen Filistin sorunu da halle-
dilirse...
Bush'u Clinton'a tercih edecek Zenginler
Kulübü, ona her türlü yardımı yapmaya
hazır olacaktır. Bush, Kıbns'ı mı istiyor?
Gerekirse Türkiye ve Denktaş baskı alüna
alınabilirdi.
ABDnin desteği ile seçilen BM Genel
Sekreten Butros Gali. Denktaş'ı Güvenlik
Konseyi ile tehdit eder; Almanya, Türkiye'-
ye ambargo koyabılir, Amerika ve İngiltere
dışişleri bakanlan diplomatik lisanla şantaj
mektuplan gönderirlerdi.
Türkiye'deki koalisyon hükümetleri ne mi
yapardı?..
Türki cumhuriyetlere krediler verip ağa-
beylik yapardı.
GAP'ta milyarlarca liralık görkemli açılış
törenleri yapardı.
Demokratik ilerleme diye Genelkurmayı
MSB'ye bağlayalım mı yoksa bağlamayakm
mı diye tartışır, rektörleri seçimle işbaşına
getirirdi (!) Ve bu arada Cumhurbaşkanı,
Başbakan ve Meclis başkanlan "küstüm
boz. banştım çöz" oyunu oynarlardı.
Belki pehlivanlanmız olimpiyatlarda ma-
dalya bile kazanırlardı...
ABD Başkanı olması halinde Demokrat
aday Bill Clinton. Kıbns sorununa daha mı
gerçekçi bakacaktır? Kesinlikle hayır.
Konu. Türkiye'nin ve Kıbns Türkünün üze-
rinde seçimlerde prim yapmaktır. Politik
malzeme olarak kullanmaktır.
Bir karikatürün ve tesadüfen dinlediğim
bir konuşmanın çağnşımlannı anlatmaya
çalıştım. Sağaçık oynayanlanmız hala "haçlı
seferleri"nden bahsededursun. solaçık-
lanmız "demokratikleşme süreci" diye
kendi kendilennı tatmin etsın; çark hızla
dönmektedir.
Toprak ödünü ile başlayan New York
müzakerelerinde Denktaş'ın üzerindeki
baskı gittikçe yoğunlaştırüırken, Denktaş'ı
etkilemek için Türkiyemiz de cendereye so-
kulmaktadû'.
AGİK güvencesiyle pekiştirümiş, Ortak-
pazar'a tam üye olmuş bir Kıbns'ın, uzak
olmayan bir gelecekte "demokratikleşme
süreci" yoluyla ENOSIS'ten geçerek Yuna-
nistan'a ilhakını nasıl önleyecegiz?
1960, 1963, 1967, 1971, 1974 tarihleri ve
daha önceleri bize bir şeyleri haürlatmaz mı?
Nikos Samson gibi bir caniye Kıbns cum-
hurbaşkanı olmak fırsatını yaratan değiş-
mez Yunan megalo-idea'sına nasıl karşı ko-
yacağız?
Değerli Turhan Selçuk tehdidi gösteriyor,
çizgileriyle geleceği bir kehanet gjbi şimdi-
den önümüze koyuyor.
Politikarun üstünlüğüne inananlar olarak
haydi görey başına!.. En azından Yunan
basınındaki kadar ilgi gösterelim ve konuya
futbol transferlerinden daha fazla yer vere-
lim. PazarteSi günkü Cumhuriyet'te Sayın
Özgen Acar'ın yazısının son saünnı tekrarh-
yorum:" 1992'de Denktaş'ın tek isteği var. O
da, Türk kamuoyunun desteğınden başka
bir şey değil."