Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURIYET 5HAZİRAN1992CUMA
OLAYLAR VE GORUŞLER
Darbe Korkusu...
Bizler Atatürk dönemının ıkıncı ya da üçuncu kuşaklanyız. Asken okullarla
harp okullannda ıhtılalcı olarak eğıtılmedık. Atatürk'ün kurduğu devJete
bağlıhğımız sonsuzolup, bızlere ıcabında devlet uğruna hayatlanmızı feda
edeceğımız öğretılmışti.
TURGUT ALPAGUT EmekliKur. Albay
Amenka'dan başka bır ulkede tedavı edıleme-
yen devlet büyuğumûz, yandaşlannı, "Aman
dıkkat edın, bır şeyler olabılır" dı>e uyarmak ıs-
tedı bır süre önce Bu konuda her polıtıkacının
kendıne gore uyanlan var Örneğın Sayın Ece-
vıt, "BoyJe anJarda dıkkat edın duduk otuve-
nr" demıştı
Italyan yazan Curao Malaparte'nın bütün
dünyada yankılar uyandıran Hükumet Devır-
me Teknığı adında bır kıtabı var Bu kıtap, ıçen-
ğı yönunden ıhtılalalen, devnmcılen, darbecıle-
n, "butün taktık ve teknıklenmıa açığa vurdu"
dıye çok kızdırmış Bır yandan da bu gıbı gın-
şımten onlemek ıçın neler yapılacağını anJatmak
ıstemış Yonetıcıİer ve polıtıkaalara bu kıtabı
okuyarak ıncelemelennı salık vennz
Demokratık ozgurluğu ve duzenı koruma so-
rumluluğu yuklenmış bulunan devlet adamlan-
nın, ıhtılal ve darbe gınşımlennın nedenlennı
araşürmalan ve geçmış olaylardan ders almalan
gerekır özgurlüğu yok etmek ıçın her şeyı goze
alanlara karşı, onu savunmak ıçın de her şeye
başvurulacagı bılınmebdır Araştınlırsa gorulur
kı 12 Mart ve 12 Eylul'dekı el koyma hareketle-
nnde toplumun rolü ve katkısı yoktur Oysa
nüfusu genç toplumlar. ozellıkle az gelışmış ul-
kelerde, genç mıllet olarak değışıklıklere ve dev-
nmlere eğıbmlıdırler Bunun tersıne yaşlı ulus-
larda boyle eğılımler yoktur Turk toplumunun
darbelere duyarsız olduğu ve karşı çıkmadığı
söylenebılır Boyle gınşımlerde toplumun, pob-
tıka dışı kalması \asaklanna, ozgurluğunün kı-
sıtlanmasına sesı soluğu çıkmamıştır Polıtıkacı-
lar toplumun bu ozellığınden hem şıkâyetçı
olmuşlar hem de gereğınde yararlanmışlardır
Darbe hareketlen en çok sılahlı kuvvetlen yıp-
ratmışür Sılahlı kuvvetlenn boyle hareketlere
ıtılmesı çok kez ulkeyı çıkmaza sokan polıtıkacı-
lann basıretsızbğı ıle bencıllığmden kaynaklan-
mıştır Her gınşımden sonra askerlenn yapüğı
alkışlanmış, sonunda ozellıkle sıyasıler tarafın-
dan sıvıl-asker tartışmalan ortaya atılarak sıvıl-
leştırmerun koşullan aranmaya başlanmıştır
ozellıkle bu konu. devlet başkanbğı seçımınde
pobtıkacılan tedırgın etmıştır Oysa rahmetlı
Fahn Koruturk'u, Cevdet Sunay'ı cumhurbaş-
kanlığına seçen, suresı dolan Kenan Evren'e,
"Aman Paşam, bıraz daha kal" dıyen polıtıkacı-
lardır Yenı kurulan sıyasal partılerde Turgut
Sunalp'ın karşısına Alı Fethı Esener'ı çıkaran,
Adalet Partısı'nın başına Gumüşpala'yı getıren
sıvılleştırme yanlısı pobtıkacılardır Sırasında
askerlere dort elle sanlan, korkulan geçınce as-
kerlen ıstemeyen bu değışken kışılenn davranış-
lan ılgınçur
Aydın çeüşkisine karşı asker kişüer
Bazı sorunlan çozumlemek ıçın genlere gıtmekte
yarar vardır Kurtuluş savaşından once ve sonra
çepeçevre düşman ışgalı altında bulunan yurt par-
çalanndakı bır kısım aydıru yozlaşmaktan uzak
tutamamışız Yenı kurulan devlet, ımparatorluğun
devamının "hılafetçı mı, yoksa bağımsız cumhun-
yet mı9
" olduğu konusunda aralannda anlaşa-
mayarak bölunmûşler Bu bölunmeler, berabenn-
de çatışma ve karalâmalan da getınnce zaten sınırb
olan aydın, onur kaybına uğramış, hem de bağım-
sızbk ve ozgûrluk savaşımn ıçındeyken, savaşın en
çetın toplumsal olay olduğunu sanırken Aydın
yokluğu yüzünden bağımsızlık savaşı, savaştan
sonrakı yırmı yıl ıçınde sılahlı kuvvetlerden yarar-
lanmışız Generalden banş konferansı başmurah-
hası, bınbaşıdan bakanlar. partı yonetıcılen, bu-
yük elçıler kuilanmışız Her türlu yönetıa yenne
askerlenn kullanılması, 'aydın'a olan gereksınme-
lenn sonucudur Bu durum, mılletın kafasında tüm
sıkışık durumlarda sılahb kuvvetlerden mudahale
abşkanbğı yaratmıştır Aydın yokluğu günumuze
kadar dayanan adam seçme kusurunun temebnı
atmışür Her donemde gerçek aydınlann hızmet
dışı kabnası, ulkede uzmanlann yenne pratısyenle-
nn turemesıne neden olmuştur Bır kuşağı hızmete
hazırlayacak kadar sure ıçındekı bu uygulamanıfl
manevı ve ahlakı değerlerdekı olçûsu ona göre ol-
muş, oportunıstbk, asalakbk, yağdancıbk, yalancı-
hk, değersızlık kışı aleyhıne bır ölçü olaralc kulla-
nılmamıştır Bu yuzden sık sık tekrarlanan el
koyma hareketlen gerçek aydınlann bıraz da urke-
rek büsbutun köşelenne çekılmelenne neden ol-
muştur
Bizler Atatürk dönemının ıkıncı ya da uçüncü
kuşaklanyız Asken okullarla harp okullannda ıh-
tılalcı olarak eğıtılmedık Ataturk'un kurduğu dev-
lete bağlıbğımız sonsuz olup, bızlere ıcabında dev-
let uğruna hayatlanmızı feda edeceğımız oğretıl-
mıştı Çok partıb yaşama geçtıkten sonra da bır
sure daha oy verme hakkımız yoktu Devnm soz-
cuğunü doğru durust unıversıtelere devnm tanhı
dersı konduğu zaman. bır de 27 Mayıs"ta duymuş-
tuk O zamanlar ınkılap ıle devnmın bırbınyle olan
ılışkısını, bın Osmanbca oburü de Türkçe karşıbğı
olarak bılıyorduk Olaylar gebştıkçe çok kışı başla-
nn şapka gıymek ıçın değıl, duşunmek ıçın var ol-
duğunu aynmsamamaya başladı Ondan sonra
başın msan sımgesınden ote bır nıtebk taşıdığını,
ılen goruşun beşığı olduğunu, bu bakımdan kultur
evnmının ıtıa gucu olduğu anlaşılmaya başlandı
Atatürk dönemınde devlete saygılı görevıne bağb
boyiesıne yetışmış bır kıtleyı İcımler 27 Mayıs'ta
yonetıme el koymaya zorlayarak, ulkede arkası ar-
kasına darbelenn gelmesı yolunu açtı9
Aradan otuz yıldan fazla zaman geçü, bır zama-
nın Yassıada avukatı, bugün onemb bır görevde
olan kışı, televızyonda yapılan bır programda 27
Mayıs hareketını yenıçen başkaldırmasına benze-
tırken, "Bızım de kusurlanmız vardı" dedı O za-
mankı ıküdann demokrası anlayışındakı damar
sertbğıne hıç değınmedı Kendısıne sormak gere-
kır, yemçen hareketı esnasında devletın başındakı
padışah ıle vezır ve dalkavuklan kımlerdı9
Neden
bu olayı onleyememışlerdı Aradan uzun yıllar geç
tı, 27 Mayıs'ın ulkeye getırdığı yenıbk ve reformlan
hazmedemeyenler, çıkarlan bozulanlar hep boyle
konuşurlar Şaka yollu soylenmış bır söz vardır
"Ilk defa kral olan kışı, talıhı yaver bır askerdı "
Normal olarak askerler ve sılahlan, ıktıdann kay-
nağıdır İktıdar her şeyden once onlara dayanır
Bununla bırbkte doğası gereğınce sılahh kuvvetler,
devlet ıçın daıma tehlıkelıdır Her ıktıdan elınde
tutan, bunu kotüye kullanmak yoluna saparsa (27
Mayıs'ta olduğu gıbı) sılahlan ellennde bulundu-
ranlar da aynı şekılde bunlan kulianmak eğıbmın-
dedırler Gelışmış ulkeler, yaşamlannı demokrası
ıçınde surdurduklen ıçın sılahb kuvvetlen devlete
karşı saygı ve her türlu koşullarda ıtaat etme alış-
kanlığına enştırmışlerdır Buna koşut olarak da
onurlu devlet adamı ve pohükacı yetışUnlmesıne
de onem vennışlerdır Her şeye karşın bütun ulke-
lerde geçerb bır kural vardır Bır terazının kefesıne
bütün yasalan, en üstune de anayasayı koyun
Öbur kefeye koyacağınız bır pıyade tufeğı bütun
yasalan ve anayasayı havaya kaldınr
Sonuç
Bazı pobtıka oyunlan oynamak ısteğıyle darbe
soylentılennı ortaya atmak, toplumu ve sılahb
kuvvetlen rahatsız etmektedır Ne ganptır kı 20
Mayıs 1992 tanhb Cumhunyet gazetesmde Ame-
nka'dan aldığı sılahlan Turkıye'ye getınnek ıster-
ken yakalanan bır parlamentenn gazetealere,
' Aman bunu yazmayın. zaten parlamentoyu zor
ayakta tutuyoruz Bır de asken darbelere gerekçe
yaratmayabm" dedığı yazılmıştır Sayın parlamen-
terdekı kafa yapısma bakıp şaşmamak olası mı9
Devletı yonetenler, devletı yucelterek sorunlann
parlamentoda çozumleneceğıne ulusu ınandırma-
bdır Sılahb kuvvetler geçmış olaylardan gereken
derslen çıkararak, pobtıkadan uzaklaşmış, aslı go-
revıne donmuştür En azından askerler de en ıyı
duşunen aydınlar kadar basıretbdırler
19 yuzyılda Hollanda'da ıhtılallere karşı bır par-
tı kurulmuş, neye yaramış bıbnmez Bıraz da bu
davraruş sılahJı kuvvetlenn kapısına "ıhtılal yap-
mak yasaktır' dıye levha koymaya benzıyor
Pobtıka yazan Maunce Ehıverger, "Darbelen
sevmem, çünku sonunda arzu edıfineyen ınsanlar
çıkar sahneye" demış
Netekım, 12 Eylül'den sonra sahneye kımlenn
çıküğını (') hep bırbkte gorduk1
ARADABIR
Dr. ALPASLAN BERKTAY
Türk-Yunan Dostluğu
5 Mayıs 1919 Parıs'te bır konferans VVılson, Lloyd Ge-
orge, Clamenceau, Orlando Izmır'ı Yunanıstan'a bırakı-
yorlar Yunan Başbakanı Venızelos u ıçerıye alıp kararı
kendısıne bıldırıyorlar
Bır hafta sonra, 12 Mayıs 1919 Asker yuklü 900 parça
gemı, Izmır'e çıkarma yapmak uzere Pıre lımanından kal-
kıyor Yolda Yunan Komunıst Partısının askerlen, boyle
haksız bır savaşta kardeş Turk halkına karşı sılah kullan-
mamaya çağıran bıldırılerı dağıtıbyor Yakalanan 146 kışı
yargılanarak kurşuna dızılıyor ve cesetlerı denıze atılıyor
(*)
22 Temmuz 1991 gunu Yunan TV'sınde bır toren Geor-
ge Bush, Konstantın Karamanlıs e F-16 lar vaat edıyor
Turkıyeye karşı guvence
1
ikı gun sonra 24 Temmuz 1991 gunu Ankara'da bır tö-
ren Yıne TV'de ızlıyoruz George Bush, Turgut Ûzal'a
F-16'lar vaat edıyor Yunanıstan'a karşı guvence
1
(*)
Walt Dısney ın Tavsan ıle Kamlumbağa sını ızlemış
mıydınız' Tavşan tek başına tenıs oynayarak yarışa ha-
zırlanırken, topu bır o yandan, sonra yetışıp bır de bu yan-
dan karşılar George Bush bır Atına'da F-16'lar satıp
Yunanıstan'ı Turkıye'ye karşı koruyor, hemen ıkı gun son-
ra Ankara'ya geçıp F-16'lar satarak Turkıye'yı Yunanıs-
tan'a karşı koruyor' Emme-basmatulumba'
Ve aynı 24 Temmuz 1991 gunu Dıkılı'de de bır toren
Turk-Yunan dostluğu uzerınde paneller, konferanslar, ba-
sın toplantıları
Bır de bır anı, 12 Mart gunlerınden bırçağrışım Bıryer-
lerde "mısafır"ız Yırmı kışılık yenı bır grubunyargılanaca-
ğını duyduk Sabah erkenden erler, koğuşa harıl harıl
yırmı tane yatak taşımaya gırıştıler
- Yahu dedım daha yargılanmadılar kı Ne olacaklarını
nereden bılıyorsunuz'
- Boşver abı, dedıler Onların geleceklerı yer burası
Sanıklarosıradamahkemedehukukunustunluğunusa-
vunadursunlar, yatakları hazırlanmıştı bıle
24 Temmuz da da Dıkılı de dostluk harıl harıl Atına da,
Ankara'da alışverış harıl harıl Bız sarılıp opuşurken, or-
tak, benzer yanlarımızı ortaya koymaya çalışırken ışler
kotarılmıştı bıle Benzemezlıkler benzerlıklerden, guven-
sızlıkler guvenden baskın çıkmalı, çıbanbaşları surup gıt-
melı, F-16'lar satılmalıydı1
Banş, kesatlıktı, sakıncalıydı
ABD'de ışsızlık yuzde 7 2'ye tırmanmıştı Bush satmak
zorundaydı, Japonya'ya araba gen kalmışlara sılah Za-
ten bu satmak sıkıntısı yuzunden değıl mıydı kı son Japon-
ya gezısı sırasında Japon basbakanının kucağına ve de
ocağına duşuşuyle ılgılı olarak basında az şeyler yazılma-
mıştı'
Yunanlı solcu yazar Dıdo Sotırıyu, yerını, yuvasını, aıle-
sını her şeyını yıtırerek kaçarken en sonunda, gerıdekı
"Selam soyledığı Anadolu' ya baktığı sırada lanetledığı
sadece "kardeşı kardeşe duşman edenler"dı Kımdıbun-
lar, bu savaş ve olum tacırlerı'
Barışı hep ıstıyoruz ama bır turlu kurdurmuyorlar At-
lantık otesınden buralara uzanıp uzaktan kumandalı ıle
Ege'nın ıkı yakası arasındakı bu Karagoz-Hacıvatoyununu
oynatan hayalı, kım'
Haksız bır savaşta Hasan Tahsın ı oidurenler, daha on-
ce, bu haksız savaşa hayır dıyenlerı olduruyorlar Ustelık,
aynı kurşunlar, bırını kahraman, oburlerını "haın yapıyor
Taa Avustralya'dan Çanakkale ye (Nereden nereye') ge-
lıp, haksız bır savaşta haklı ınsanları oldururken olenlerın
anıtlarına ağıtlar yazabılen bız kahramanlıkseverler, hak-
sız bır savaşta yer almamak onuruna oldurulenlerın anıla-
rı karşısında acaba bır şeyler duşunebılır mıyız' Bolgede
barışı F-16 satıcılarının duzenledığı, Banş Derneğı'nı sa-
vaş koşullan altında yargılatıp mahkûm eden 12 Eylul kah-
ramanlarına banş odullerının verıldığı bır ortamda, barışçı
kım, kahraman kım
?
oldurulenlerın, Hasan Tahsın anıtının
dıbınde ufacık bır yerlerı bulunabılır mı' Yetmış beşlık be-
ledıye başkanı, dunya tatlısı Makrıs ıle opuşurken aklım-
dan bunlar geçıyor "Bu adamla sungu sunguye getırıl-
seydım kardeş katılı başka nasıl olunur?" dıye duşunuyo-
rum Bu (ılahı komedı ya da trajedı) artık son bulmalıdır'
Gerıde kalan 15 Mayıs Yunanlıların Izmıre çıkıslarınm
73 yıldönumuydu Akıl, olumsuzu olumluya donuşturen
alet 15 Mayıs, Turk-Yunan Dostluk Gunu olmalıdır'
(•) A Pcacc to End Mld Peacc Davıd Fromkus I990
(**) Bu ınanılmaa olaymgoruntulen TRT vc EPT arşu lcnndc bulunmahdır
İLAN
ADANA 1. SULH HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
Dosya No 1990/805 Esas
1991/886 Karar
Davacı Hüru Akarsu vekılı Av Behçet Unsalan tarafından davalı-
lar Asır Eren ve arkadaşları aleyhıne açılanJCurttepe köyu 22 Pafta
6258 ada, 5 parsel hakkındakı ızale'ı şuyuu davasının yapılan yargı
laması sonunda Adı gfçen laşmmazın salıj suretı ıle ortaklığmın gj-
derılmesıne satış bedelının hıssedarlara payları oranında dağıtılma-
sına satış bedelı üzerınden bınde 5 haraç ahnmasına 30 5 1991 tarı-
hmde karar venlmış olup davalılardan Halıt Yılmaz ıle Aşır Eren'ın
adreslerı meçhul kaldığından ışbu karar metnı kendılenne ılanen teblığ
olunur 27 51992
Basın 29214
Çagdışı
4
'Mîifredat
Dünyanın hıçbır ülkesı, kendi toplumunun ekınsel (külturel)
varlığını yadsıyarak, onu küçümseyerek bır eğıtım ve öğretım
ızlencesı yapmaz. Ancak, her ızlence, evrensel bır ilkeye göre
duzenlenir.
VECtHİ TtMUROĞLU
Talım ve Terbıye Kurulu, 26 Ocak 1992
gunu, ders gecme ve kredı astemı uygula-
yan lıselermuz ıçın, "gehşünlmek üzere"
bır yazın ızlencesı yayımlanmış Bu ızlence,
Ortaöğretım Genel Mudurluğu'nun lOŞu-
bat 1992 gunlü bır yazısıyla, ıllenn Mıllı
Eğıtım mudurlüklenne ulaştınlmış Bu ız-
lence, "Ders Gecme ve Kredı Sıstemı Uy-
gulayan Okullanmıza Aıt Türk Dıb ve
Edebıyatı Mufredat Programı" adını taşı-
yor Gorulduğu gıbı, ızlence, Türk dıb ıçın
ayn, Turk edebıyatı (yazın) ıçın ayn bö-
lümlerden oluşmuş İzlencenın okuma ve
kompozısyon ıçın ayn bölumlen de var
Ben, yazın ızlencesı üzennde duracağım
Mufredat, Arapça "müfred" sozcuğu-
nun çoğuludur Basıt şeyler, tumel olarak
bılınen konulann ya da bılgılenn dokumü,
aynntılan anlamlanna gebyor Yapılan ış-
lem, her oğretım ıçın duşunulen ya da one-
nlen konulann tek tek dokumunü yap-
makür Mufredat programı yenne, "ızlen-
ce dokumu" desek çok ıyı olacak ama,
Osmanbcayı "kutsal" bellemış kafalara,
bunu benımsetmek olanaksızdır Bu yuz-
den, vasal olan tenmı kullanacağım Muf-
redat programlannda ızlenmesı gereken
bırkaç koklu ılke vardır dun>anın her ul-
kesınde örgün ve vaygın eğitimde bu ılkele-
re dıkkat edıbr Ilk ılke, her şeyden once,
bır oğretım dah ıçın duzenlenen mufredat
programı, çağdaş gelışmeye uygun olmab-
dır Hıçbır oğretım dalı, çağdışı konulann
dokumuyle, toplumun ılenyedonuk yüzü-
nu yansıtamaz, toplumun gebşmesıne kat-
kıda bulunamaz İkıncı ılke, oğretılmesı
duşunulen konulann dıl ve yontem bakı-
mından, okutulması duşunulen çocuklann
yaşlan dıkkate alınarak duzenlenmesıdır
Kuşkusuz müfredat programlan, salt bır
dokum ıçerdıklennden, aynntılan ızlence-
lenn oğreum yontemlennı saptarken belır-
lerler Artık gunlük konuşma dıhnden
sürubnuş "kelıme, kafiye, vean vb " soz-
cüklerde ve tenmlerde dırenmenın anlamı
yoktur
Mufredat programlannda dnckat edıl-
mesı gereken uçuncu ılke, orneklemelenn,
oğreülmesı duşunulen konunun en seçkın,
en yabn ve en üpsel olanlan arasından se-
çümesıdır Dorduncu ılke, izlencenın de-
mokraük olmasıdır Kuşkusuz, mufredat
programlannın demokratık olması, ozel-
lıkle toplum bıbmlen oğretımlennde önem
taşıyor Öğrenenın katkısı, her oğretım ıçın
onemüdır, ama toplum bıbmlen oğretı-
mınde çok daha yaşamsaldır Özgur du-
şüncemn gebşıp serpılmesı toplumun gelış-
me ıvmesını de hızlandıracaktır Bır beşıncı
ılke de çok kıtaplı yontemı benımseyen ul-
keler açısından onemlıdır Tek kjtap duze-
nmde, beşına ılke gecersızdır Ancak, çok
kıtap dızgesını benımsemış ulkelerde, bu
beşıncı ılke onem kazanır Oda, oğretılme-
sı duşunulen konulann aynnülannın yaza-
ra bırakıhnasıdır Örnekler, yazar tarafın-
dan seçılmebdır Ancak, ılgılı denetım
kurullan. uygun olmayan orneklen çıka-
nr, daha ıyı örnekler ısteyebılır Örneklenn
nerelerden seçıleceğımn hangı örneklenn
ışleneceğının belırlenmesı, bemmsenen sıs-
teme ters duştuğu gıbı. oğreümın özgürleş-
mesını de engeller
EksifdikJer, sancüar
Bu ılkelen saptadıktan sonra, "gehştınl-
mesı duşunulen" mufredat programının
eksıkbklen ve sakıncalan üzennde dura-
hm Mufredat programırun bınna bölü-
mu, "Turk Edebıyatında Devırler" ustbaş-
lığıyla sunuluyor Çok kotu bır başbk
olduğunu soylemelıyız "Turk edebıyatın-
da devırler" "de halinde" bır tamlama obe-
ğıdır "-De" ekı obeklerde ya da tumceler-
de, eylemm ya da olgunun kendı ıçınde
oluştuğunu bıldınr Bu ek, sonuna geldığı
sözcuğü ya da öbeğı yalnız tumcenın eyle-
mıne bağlar Çok özel ışlevlen vardır An-
cak, koklu ışlevı, "bulunma" bıldırmekür
"Turk edebıyatında devırler" deyınce,
Turk yazmının ıçınde bulunan donemlen
anlayacağız Oysa, bu tenmı, herhangı bır
eyleme bağlama olanağımız yok Yanbş
kurulmuş bır obek olduğundan Turkçenın
tadından uzaklaşıyor Kekre bır deyış olu-
yor Şu "devır" sozcuğu de bu obekte çok
sıntıyor "Devr" Arapça bır addır "Dön-
me bır nesnemn çevresını dolaşma, dönüp
dolaşma, nakıl aktarma, bır mesleğı başka-
sına teslım etme, donem çağ, bır çağın bo-
lunduğu evrelerden her bın, bır metm ba-
şından sonuna değın okuma" anlamlanna
gebr Tasavvufta ve muzıkte, ayn kavram-
lan bebrten bır tenmdır Tasavvufta, dun-
yaya gelme (nüzul) yaşam sureanı tamam-
ladıktan sonra geldığı yere dönme (uruç)
anlamındadır Türk müzığınde her yazıl-
mış ezgıdekj olçuye venlen ad olup, genel-
bkle peşrevler ıçın kullanıbr, Devr-ı hındı,
devr-ı kebır. devr-ı revan devr-ı turan,
devr-ı turkı gıbı türlu usul tenmlennı oluş-
turur "Turk edebıyaünda devırler" obe-
ğınde. "devır" sözcüğunu, "donem çağ"
anlamında algılayacağız herhalde Böyle
anlarsak, sozcuğu "bır çağın bolünduğu
donemler" dıye duşunmebyız Oysa,
"Turk edebıyatı" zaman anlatan bır tenm
değıldır Osmanbca tutkusundan kurtulup
Turkçe duşunsek, tenmın.doğrusunu bulu-
ruz, "Türk yazınının evrelen "
Bu yanbşın kokenınde yatan gerçeğı söy-
lemeden geçemeyeceğım Unutmayabm kı,
dıbn tanhı eşıttır duşuncenın tanhı Os-
manb, bır daha dınlmemek uzere, tanhtekı
yennı almıştır Istesek de, Osmanbca düşü-
nemeyız artık Oysa bugun, Turkçe konu-
şuyoruz, Turkçe yazıyoruz Yanı Turkçe
duşunuyoruz Osmanbca duşunup Turkçe
konuşmak ya da yazmak olanaksıedır
"Mufredat programı"nın en sakıncalı
yanı da, okutulacak sanatçılann ve onlar-
dan seçılecek metınlenn Talım ve Terbıye
Kurulu'nca saptanmış obnasıdır Metınle-
nn saptanması, oğretımı denetlemeyı
amaçbyor Kuşkusuz, devletın saptandığı
ılkelenn dışında bır ızlence duzenlenemez
Dünyanın hıçbır ülkesı, kendı toplumunun,
ekınsel (külturel) varbğını yadsıyarak, onu
küçümseyerek bır eğıtım ve öğretım ızlen-
cesı yapmaz Ancak, her ızlence, evrensel
bır ilkeye göre duzenlenır "Eğıtım ve oğre-
tım ızlencelen, ılenye dönük ıçenk taşıma-
lıdır" Yazınımızdan seçılecek kışıler ve
meünler, bu evrensel ilkeye uygun değılse,
genç kuşaklan, kotu eğıüyoruz dcmektır
Yunus Emre'den seçılmesı ıstenen okuma
parçalannın ıçensınde "Rısâletü'n Nus-
hıyye'devar Bumeün,Türkcenınsutdış-
lennı yansıünaz Yunus Emre'nın dınsel
oğutler ıçeren bu çevınsıyle Turkçenın ta-
dına vanlamaz Dıvanından metınler alın-
masını da onermış ızlence Ama, Nus-
hıyye'nın gereksızlığı açık Mevlana'nın
Mesnevı'sınden ve Dıvan-ı Kebır'ınden ör-
nekler okutuhnasıru da buyuruyor "gebş-
tırmek uzere haarlanmış mufredat progra-
mı" Meylana, bır tek Türkçe dıze soyle-
memış Ülkemızı ışgal eden Moğollarla
ışbırlığı de yapmış Dınsel dunya goruşün-
den dolayı seçıldığı açık
"Mufredat programı", çok daha gencı
ız/er taşıyor Bu ız, oylesıne belırlı kı, XIX
yuzyıl yazınımızdan seçılen kışıler, çocuk-
lanmıza, o yüzyılın gerçek yuzunu yansıt-
mayacaktır "Yemşehırb Avnı, Enderûnlu
Vasıf, Keçecızade İzzet Molla" secılmış
Halk yazımmızdan Dadaloğlu, Seyranî,
Bayburtlu Zıhnı ve Erzurumlu Emrah
alınmış Halk yazımmızdan seçılenlere bır
dıyeceğımızyok Ama, yazınla uzaktan ya-
kından ıbşkısı olan herkes bıbr kı, Yenışe-
hırb Avnı, Enderûnlu Vasıf ve Keçecızade
İzzet Molla. XIX yuzyıl, Turk yazımnı
yansıtamazlar
Bakan'ın dikkatine...
XIX >uzyıl, Osmanb tanhı ıçın son yuz-
yıldır Bu yuzyıl, bırgenabk eylemıyle baş-
lar Kabakçı ısyanı, bu ısyana karşı Alem-
dar hareketı ve sonunda Alemdar'ın öldu-
rulmesı Bu eylemın yarattığı karmaşa ıle
bır sureden ben gundemde tutulan "yenı-
hk" duşuncesı, resmı yaşamda dondurul-
muştur Buna karşın, toplumsal yaşamda,
dennden denne olgunlaşmaya başlamışür
Bu donemde, gencılenn başını Halet Efen-
dı çekmıştır Pans'ten padışaha yazdığı
mektuplarda, Batıb yaşam bıçımını İcotule-
mıştır Yemçen Ocağı ıle yakın ıbşkılenne
dayanarak Saray'a oyunlar bıle oynamış-
tır Yunan ısyanı sırasında, Rumlarla ya-
kından ılışkj İcurmuş, bırtakım gızlı bügjle-
n devlete vermemıştır Keçecızade izzet
Molla, ışte bu Halet Efendı'nın koruma-
sındadır Mıhnet-ı Keşan. Turk yazım ıçın,
yazann kendısım one çıkaran bazı ıpuçla-
nyla onemlı bır yapıt olsa da, XIX yuzyıl
Turk yazınının ılen yuzunu yansıtmaz En-
denınlu Vasıf ve İzzet Molla, Mevlevı tek-
kesıne bağlıdırlar Yapıtlannda, bu bağb-
lıklan gorulur Namık Kemal, Şınası. Zıya
Paşa, Recaızade Ekrem, Samıpaşazade
Abdulhak Hamıt gıbı Tanamat şaırlen.
yazarlan ıle Tevfık Fıkret ve Servet-ı Fu-
nûncular ahnmazken adı geçenlenn alın-
ması. devletı parçalama noktasına getıren
Turk-İslam sentea adlı çağdışı bır ıdeolojı-
nın urünudur Dmsel olmayan hıçbır du-
şunce, okullanmıza sokulmuyor Dıne
sıcak bakmayan "mıllı edebıyatçılar da se-
vılmemış Bu gerçeğı, çağdaş duşunceye
sıcak baktığını duşunduğum Sav ın Koksal
Toptan ın dikkatine sunuyorum
ANKARA GAYRİMENKUL SATIŞ DAİRESİ'NDEN
Dosya No 1992/118
Satılmasına karar venlen gayrımenkulun cınsı, kıymetı, adedı, ev
safı Ankara Çankaya ılçesı Balgat Mahallesı 22 Sokak 13 no lu Ba
rış Apartmanf nın bulunduğu yere rastlayan ımarın 6906 ada, 23 par
selını teşkıl eden 886 m mıktarında arsası bulunan kâgır apartma
nın 58/886 arsa payına tekabul eden ıkıncı kat 14 no lu mesken bır
borçtan dolayı Ankara Beledıyesı Mezat Salonu'nda açıkarttırma su
retıyle satılacaktır Genış evsafı dosyada mevcut şarinameye ılışık bı
lırkışı raporunda açıklanmıştır TAKDIR ED1LEN DEĞERI
250 000 000 TL
Satış şartlan:
1- Satış 13 7 1992 gunu saal 10 15'ten 10 30'a kadar yukarıda yazı
lı yerde açıkarttırma suretıyle yapılacaktır Bu arttırmada tahmın edılen
kıymetm %75'ını ve ruçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu
ve satış masraflarını geçmek şartı ıle ıhale olunur Bojle bır bedelle
alıcı çıkmazsa en çok arttıranın laahhudu bakı kalmak şartıyla
23 7 1992 günu aynı yer ve aynı saatte ıkıncı armrmaya çıkarılacak
tır Bu arttırmada da bu mıktar elde edılememışso gayrımenkul en
çok arttıranın taahhüdu saklı kalmak uzere antırma ılanında goste
nlen muddet sonunda en çok artnran ıhale edıfeıektır Şu kadar kı
arttırma bedelının malın tahmın edılen kıymetının "o-tO'ını bulması
ve satış ısteyenın alacağına ruçhanı olan alataklann loplamından fazla
oimasj ve bundan başka paraya çevırme ve paylaştırma masraflarını
geç'mesı lazımdır Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebı duşe
cektır
Basın
2- Arttırmaya ıştırak edeceklerın, tahmın edılen kıymetm
nıspetınde pey akçesı veya bu mıktar kadar mıllı bır bankanm temı-
nat mektubunu vermelerı lazımdır Satış peşın para ıledır, alıcı ıste-
dığınde 20 gunu geçmemek uzere mehıl verilebılır Dellalıye resmı ıhale
pulu, tapu harç ve masrafları ahcıya aıttır Bırıkmış vergıler satış be
delınden odenır
3- Ipotek sahıbı alacaklılarla dığer ılgılılerın ( + ) bu gayrımenkul
uzenndekı haklarım hususıyle faız ve masrafa daır olan ıddıalarını
dayanağı belgeler ıle on beş gun ıçınde daıremıze bıldırmelerı lazım
dır, aksı takdırde hakları tapu sıcılı ıle sabıt olmadıkça paylaşmadan
harıç bırakılacaklardır
4 İhaleye katılıp daha sonra ıhale bedelını yatırmamak suretıyle
ıhalenın feshıne sebep olan tum alıcılar ve kefıllerı teklıf ettıklerı be
del ıle son ıhale bedelı arasındakı farktan ve dığer zararlardan ve ay
rıca temerrut faızınden muteselsılen mesul olacaklardır Ihale farkı
ve temerrut faızı avrıca hukme hacet kalmaksızın daıremızce tahsıl
olunacak bu fark varsa öncelıkle temınat bedelınden alınacaktır
5 Şartname, ılan tarıhınden ıtıbaren herkesın görebılmesı ıçın daı
rede açık olup masrafı verıldığı takdırde ısteyen alıcıya bır orneğı gon
denlebılır
6- Satışa ıştırak edenlenn şartnameyı gormuş ve munderecatını kabul
etmış sayılacakları, başkaca bılgı almak ısteyenlerın 1992/118 savılı
dosya numarasıyia mudurluğumuze başvurmaları ılan olunur
25 5 1992
( + ) İlgılıler tabınne ırtıfak hakkı sahıplerı dc dahıldır
29070
PENCERE
Sosyalizm!..
Insan doğduğu an bılınçsızdır Dünyaya gözlerıni nasıl
açar? Ilk anı, çocuğun belleğıne ızduşumunü ne zaman yan-
sıtır'' Beş yaşındayken bır Istanbul sokağına pencereden ba-
kıyorum Kor bır dılencı geçıyor Turku mu dua mı oiduğu an-
laşılamayan bır şeyler soyluyor Oılencının elınden bır çocuk
tutmuş, yol gösterıyor Çocuğun gıysılerı lıme lıme, çıplak be-
denı gorunuyor
Pıs çocuk
Çocuğu unutmadım O, soğuk sokakta Ben sıcak evde.
babam subaydı O dönemın Turkıyesı'nde subay ne demek1
.
Babam Bırıncı Dunya Savaşı'nda Şark Cephesı'nde, Surıye^
de, Kurtuluş Savaşı'nda Kuvayı Mıllıye'de ve duzenlı orduda
gorev ustlenmış, memurlar cumhurıyetınde en anlı şanlı kı-
şı Her köylu, subayın gözunde bır Mehmetçık, komut altın-
dakı nefer
•
Okula, Anadolu'da başladım Sıvas'ın Yıldızeh'nde ıkıncı
sınıftayım Çamlıbel'den kasabaya tıpı savuruyor Pazartesı
sabahı öğretmen çocukları soymuş Yavrucaklar ayak bılek-
lerıne ınen beyaz donlarıyla tıtreşıyorlar Bıt muayenesı ya-
pılacak Ben subay çocuğu, kenarda duruyorum Hıç subay
çocuğundan bıt çıkar mı1
Soyunanların yenne ben uşuyorum
Denetımde saçından ya da donunun uçkurundan bıt çıkan
çocuk, eve gonderılıyor.
Pıs çocuk
Onlar neden pıs9
Ben neden temız? Kımılerı neden yok-
sul'' Kımılerı neden varsıP Allahın emrı mı7
Kul düzenı mı?
Gece neden karanlık? Gunduz nıçın aydınlık9
Yaprak neden
yeşıl? Değnek suda nıçın kırılıyor? Ay geceley/n gökyuzun-
de neden hılal ya da yuvarlak9
Kımı nıçın Hmstıyan'? Kımı
nıçın Musluman? Gece, gaz lambasının ışığında ders çalı-
şırken, soru, soru, soru, soru .
•
Afrıka neden aç?
Kuzey neden zengın' Guney neden yoksuP Emperyalızm
ne' Kapıtalızm ne' Holıvud fılmlerınde ıyı adam neden sarı-
şın ve bıyıksız? Kötü adam nıçın esmer ve bıyıklı? Avrupa
neden gelışmış? Asya neden az gelışmış9
Sosyal adalet ne
demek' Kımısı neden saltanat suruyor' Kımısı nıçın sürum
surum sürunuyor Insanlık Afrıka'da açlıktan olen kadın ve
çocuklara neden yetışemıyor? Korfez Savaşı neden patladı'
Saddam esmer ve kara bıyıklı dıye mı' Bush kumral ve bı-
yıksız dıye m ı ' Saddam nıçın kötü adam' Bush neden ıyı
adam' Lıberahzm ne' Sosyalizm ne' Sarı kafa nıçın dunya
egemenlığını elınde tutuyor' Kara kafa nıçın bırbırını yıyor'
Sorular bırbınnı ızlıyor Kor dılencı turku mu, dua mı olduğu
anlaşılamayan bır şeyler söylüyor
Pıs çocuk körun elınden tutmuş..
Ben pencereden bakıyorum
•
Sovyetler Bırlığı yıkıldı
Sosyalızme paydos m u '
Sırtını devlete dayayarak sosyalizm yapmak ne demek? Öz-
gur bıreyın sosyalızmı ozumsemesı ne demek' Devlet sos-
yalızmının ılk deneyımı foslayınca sen de çark et, ıskele san-
cak, orsa alabanda, bu kez de devlet lıberalızmıne rampa-
la> Pekı, bırey, kışı, kımlık, ınsanlık nerede kaldı' Özgürlu-
ğünü bağımsız kafayla kullanabılmek yetılerını Batı'da taht
kurmuş sarı kafanın buyruğuna teslım ettığın an, ne lıberal-
sın, ne de bıreysın' Dunyadakı egemenlerın guç dengele-
rıne gore sarkaçlanan bır zavallısın, aklın mahkemesınde ak-
lanamayacak bır sanıksın'
Uygarlık ınsan ıçındır, devlet ınsan ıçındır, sosyalizm ınsan
ıçındır ınsanlar arasında eşıtlık, kardeşlık, adalet arayan kım-
se, sosyalıst kımlığını devletın gucüne, başarısına, güvence-
sıne bağlamışsa, özünde sosyalıst değıldır
Hıçbır zaman sosyalıst olamamıştır
Sosyalıst taklıdı yapmıştır
Kolelığe karşı savaşım Spartakus'un yenılgısınden sonra
bınterce yıl surdu, sıyahın beyaza karşı eşıtlık kavgası, yenıl-
gılerın değırmenınde un ufak olduktan sonra da surdü, sü-
ruyor, surecek Somuruye karşı ınsanın savaşımına nokta
koyabılecek hıçbır guç yeryuzune gelmemıştır, gelemeye-
cek
— Sen kımsın, gucun ne kı boyle konuşuyorsun' dıye so-
racak olursanız, yanıt
Ben bır ınsanım
Anti-Arabesk Tatîl.
Deniz, kum, güneş mükemmel.
Ortam özentisiz ve samimi.
Mekân güzel, mıizik güzel,
yemekler güzel.
İstanbul Erkek Lisesi mezımlarına,
Opera-Bale ve Konservatuar
mensuplarına, öğretim üyelerine,
Cumhuriyet ve Abra dergisi
okurlarına
indirimli.
Tel: 9 (6353) 2206
MOTEL AMPHORA
A l t ı n k u m - D i d i m
"Bayramda" ve "Yazboyu"
Bizimle Tatil
Sürprizlerle
Dolu!
6/13Haziran-7Gece
Saboh-Akşam Açık Bufe
_ Kışı başına 1.200 000
s *o'oi^ 0 6Yaşücretsız 712Yaş%50tndırnnJı
Istonbul Merkez ( 1 ) 2 5 7 6 0 8 " Bodrum Otel ( 6 1 4 ) 1 3 9 8 0
DUYURU
Beyoğlu 9 Noterlığı'nce 661991 tarıh ve 18253 yevmıye nosu
ıle tasdıklı 3001-3050 sıra no lu 50'lık perakende satış
faturamız 3030 sıra nolu fatura kullantldıktan sonra 3051992
gun sabahı Istıklal Caddesı No 76 adresındekı ışyerımızde
kaybolmuştur Uçuncu şahıslara duyururuz
Goya Ayakkabıcılık Derı Mamulleri San. Tıa A.Ş.
İLAN
ÇAYCUMA ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
Esas No 1988/650
Karar No 1992/243
Çavcuma ıKesı Ça\ Mah 85 ada, 74 parsel savılı laşmmazın tapu
kavdınm ıptalıv le I '2 hıssenın Altan Unsal, 1/2 hıssemn de Selahat-
tın Unsal mırasvıları adına lescılıne karar venldığı, da\alı Ahmet Nı
hal Unsal M !?t.rıltmn l_ nsjl a kblıg \enne ge^mek u/ere ılanen teblığ
olıınuı
B.iMn 47948