25 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURIYET 5HAZİRAN1992CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER Darbe Korkusu... Bizler Atatürk dönemının ıkıncı ya da üçuncu kuşaklanyız. Asken okullarla harp okullannda ıhtılalcı olarak eğıtılmedık. Atatürk'ün kurduğu devJete bağlıhğımız sonsuzolup, bızlere ıcabında devlet uğruna hayatlanmızı feda edeceğımız öğretılmışti. TURGUT ALPAGUT EmekliKur. Albay Amenka'dan başka bır ulkede tedavı edıleme- yen devlet büyuğumûz, yandaşlannı, "Aman dıkkat edın, bır şeyler olabılır" dı>e uyarmak ıs- tedı bır süre önce Bu konuda her polıtıkacının kendıne gore uyanlan var Örneğın Sayın Ece- vıt, "BoyJe anJarda dıkkat edın duduk otuve- nr" demıştı Italyan yazan Curao Malaparte'nın bütün dünyada yankılar uyandıran Hükumet Devır- me Teknığı adında bır kıtabı var Bu kıtap, ıçen- ğı yönunden ıhtılalalen, devnmcılen, darbecıle- n, "butün taktık ve teknıklenmıa açığa vurdu" dıye çok kızdırmış Bır yandan da bu gıbı gın- şımten onlemek ıçın neler yapılacağını anJatmak ıstemış Yonetıcıİer ve polıtıkaalara bu kıtabı okuyarak ıncelemelennı salık vennz Demokratık ozgurluğu ve duzenı koruma so- rumluluğu yuklenmış bulunan devlet adamlan- nın, ıhtılal ve darbe gınşımlennın nedenlennı araşürmalan ve geçmış olaylardan ders almalan gerekır özgurlüğu yok etmek ıçın her şeyı goze alanlara karşı, onu savunmak ıçın de her şeye başvurulacagı bılınmebdır Araştınlırsa gorulur kı 12 Mart ve 12 Eylul'dekı el koyma hareketle- nnde toplumun rolü ve katkısı yoktur Oysa nüfusu genç toplumlar. ozellıkle az gelışmış ul- kelerde, genç mıllet olarak değışıklıklere ve dev- nmlere eğıbmlıdırler Bunun tersıne yaşlı ulus- larda boyle eğılımler yoktur Turk toplumunun darbelere duyarsız olduğu ve karşı çıkmadığı söylenebılır Boyle gınşımlerde toplumun, pob- tıka dışı kalması \asaklanna, ozgurluğunün kı- sıtlanmasına sesı soluğu çıkmamıştır Polıtıkacı- lar toplumun bu ozellığınden hem şıkâyetçı olmuşlar hem de gereğınde yararlanmışlardır Darbe hareketlen en çok sılahlı kuvvetlen yıp- ratmışür Sılahlı kuvvetlenn boyle hareketlere ıtılmesı çok kez ulkeyı çıkmaza sokan polıtıkacı- lann basıretsızbğı ıle bencıllığmden kaynaklan- mıştır Her gınşımden sonra askerlenn yapüğı alkışlanmış, sonunda ozellıkle sıyasıler tarafın- dan sıvıl-asker tartışmalan ortaya atılarak sıvıl- leştırmerun koşullan aranmaya başlanmıştır ozellıkle bu konu. devlet başkanbğı seçımınde pobtıkacılan tedırgın etmıştır Oysa rahmetlı Fahn Koruturk'u, Cevdet Sunay'ı cumhurbaş- kanlığına seçen, suresı dolan Kenan Evren'e, "Aman Paşam, bıraz daha kal" dıyen polıtıkacı- lardır Yenı kurulan sıyasal partılerde Turgut Sunalp'ın karşısına Alı Fethı Esener'ı çıkaran, Adalet Partısı'nın başına Gumüşpala'yı getıren sıvılleştırme yanlısı pobtıkacılardır Sırasında askerlere dort elle sanlan, korkulan geçınce as- kerlen ıstemeyen bu değışken kışılenn davranış- lan ılgınçur Aydın çeüşkisine karşı asker kişüer Bazı sorunlan çozumlemek ıçın genlere gıtmekte yarar vardır Kurtuluş savaşından once ve sonra çepeçevre düşman ışgalı altında bulunan yurt par- çalanndakı bır kısım aydıru yozlaşmaktan uzak tutamamışız Yenı kurulan devlet, ımparatorluğun devamının "hılafetçı mı, yoksa bağımsız cumhun- yet mı9 " olduğu konusunda aralannda anlaşa- mayarak bölunmûşler Bu bölunmeler, berabenn- de çatışma ve karalâmalan da getınnce zaten sınırb olan aydın, onur kaybına uğramış, hem de bağım- sızbk ve ozgûrluk savaşımn ıçındeyken, savaşın en çetın toplumsal olay olduğunu sanırken Aydın yokluğu yüzünden bağımsızlık savaşı, savaştan sonrakı yırmı yıl ıçınde sılahlı kuvvetlerden yarar- lanmışız Generalden banş konferansı başmurah- hası, bınbaşıdan bakanlar. partı yonetıcılen, bu- yük elçıler kuilanmışız Her türlu yönetıa yenne askerlenn kullanılması, 'aydın'a olan gereksınme- lenn sonucudur Bu durum, mılletın kafasında tüm sıkışık durumlarda sılahb kuvvetlerden mudahale abşkanbğı yaratmıştır Aydın yokluğu günumuze kadar dayanan adam seçme kusurunun temebnı atmışür Her donemde gerçek aydınlann hızmet dışı kabnası, ulkede uzmanlann yenne pratısyenle- nn turemesıne neden olmuştur Bır kuşağı hızmete hazırlayacak kadar sure ıçındekı bu uygulamanıfl manevı ve ahlakı değerlerdekı olçûsu ona göre ol- muş, oportunıstbk, asalakbk, yağdancıbk, yalancı- hk, değersızlık kışı aleyhıne bır ölçü olaralc kulla- nılmamıştır Bu yuzden sık sık tekrarlanan el koyma hareketlen gerçek aydınlann bıraz da urke- rek büsbutun köşelenne çekılmelenne neden ol- muştur Bizler Atatürk dönemının ıkıncı ya da uçüncü kuşaklanyız Asken okullarla harp okullannda ıh- tılalcı olarak eğıtılmedık Ataturk'un kurduğu dev- lete bağlıbğımız sonsuz olup, bızlere ıcabında dev- let uğruna hayatlanmızı feda edeceğımız oğretıl- mıştı Çok partıb yaşama geçtıkten sonra da bır sure daha oy verme hakkımız yoktu Devnm soz- cuğunü doğru durust unıversıtelere devnm tanhı dersı konduğu zaman. bır de 27 Mayıs"ta duymuş- tuk O zamanlar ınkılap ıle devnmın bırbınyle olan ılışkısını, bın Osmanbca oburü de Türkçe karşıbğı olarak bılıyorduk Olaylar gebştıkçe çok kışı başla- nn şapka gıymek ıçın değıl, duşunmek ıçın var ol- duğunu aynmsamamaya başladı Ondan sonra başın msan sımgesınden ote bır nıtebk taşıdığını, ılen goruşun beşığı olduğunu, bu bakımdan kultur evnmının ıtıa gucu olduğu anlaşılmaya başlandı Atatürk dönemınde devlete saygılı görevıne bağb boyiesıne yetışmış bır kıtleyı İcımler 27 Mayıs'ta yonetıme el koymaya zorlayarak, ulkede arkası ar- kasına darbelenn gelmesı yolunu açtı9 Aradan otuz yıldan fazla zaman geçü, bır zama- nın Yassıada avukatı, bugün onemb bır görevde olan kışı, televızyonda yapılan bır programda 27 Mayıs hareketını yenıçen başkaldırmasına benze- tırken, "Bızım de kusurlanmız vardı" dedı O za- mankı ıküdann demokrası anlayışındakı damar sertbğıne hıç değınmedı Kendısıne sormak gere- kır, yemçen hareketı esnasında devletın başındakı padışah ıle vezır ve dalkavuklan kımlerdı9 Neden bu olayı onleyememışlerdı Aradan uzun yıllar geç tı, 27 Mayıs'ın ulkeye getırdığı yenıbk ve reformlan hazmedemeyenler, çıkarlan bozulanlar hep boyle konuşurlar Şaka yollu soylenmış bır söz vardır "Ilk defa kral olan kışı, talıhı yaver bır askerdı " Normal olarak askerler ve sılahlan, ıktıdann kay- nağıdır İktıdar her şeyden once onlara dayanır Bununla bırbkte doğası gereğınce sılahh kuvvetler, devlet ıçın daıma tehlıkelıdır Her ıktıdan elınde tutan, bunu kotüye kullanmak yoluna saparsa (27 Mayıs'ta olduğu gıbı) sılahlan ellennde bulundu- ranlar da aynı şekılde bunlan kulianmak eğıbmın- dedırler Gelışmış ulkeler, yaşamlannı demokrası ıçınde surdurduklen ıçın sılahb kuvvetlen devlete karşı saygı ve her türlu koşullarda ıtaat etme alış- kanlığına enştırmışlerdır Buna koşut olarak da onurlu devlet adamı ve pohükacı yetışUnlmesıne de onem vennışlerdır Her şeye karşın bütun ulke- lerde geçerb bır kural vardır Bır terazının kefesıne bütün yasalan, en üstune de anayasayı koyun Öbur kefeye koyacağınız bır pıyade tufeğı bütun yasalan ve anayasayı havaya kaldınr Sonuç Bazı pobtıka oyunlan oynamak ısteğıyle darbe soylentılennı ortaya atmak, toplumu ve sılahb kuvvetlen rahatsız etmektedır Ne ganptır kı 20 Mayıs 1992 tanhb Cumhunyet gazetesmde Ame- nka'dan aldığı sılahlan Turkıye'ye getınnek ıster- ken yakalanan bır parlamentenn gazetealere, ' Aman bunu yazmayın. zaten parlamentoyu zor ayakta tutuyoruz Bır de asken darbelere gerekçe yaratmayabm" dedığı yazılmıştır Sayın parlamen- terdekı kafa yapısma bakıp şaşmamak olası mı9 Devletı yonetenler, devletı yucelterek sorunlann parlamentoda çozumleneceğıne ulusu ınandırma- bdır Sılahb kuvvetler geçmış olaylardan gereken derslen çıkararak, pobtıkadan uzaklaşmış, aslı go- revıne donmuştür En azından askerler de en ıyı duşunen aydınlar kadar basıretbdırler 19 yuzyılda Hollanda'da ıhtılallere karşı bır par- tı kurulmuş, neye yaramış bıbnmez Bıraz da bu davraruş sılahJı kuvvetlenn kapısına "ıhtılal yap- mak yasaktır' dıye levha koymaya benzıyor Pobtıka yazan Maunce Ehıverger, "Darbelen sevmem, çünku sonunda arzu edıfineyen ınsanlar çıkar sahneye" demış Netekım, 12 Eylül'den sonra sahneye kımlenn çıküğını (') hep bırbkte gorduk1 ARADABIR Dr. ALPASLAN BERKTAY Türk-Yunan Dostluğu 5 Mayıs 1919 Parıs'te bır konferans VVılson, Lloyd Ge- orge, Clamenceau, Orlando Izmır'ı Yunanıstan'a bırakı- yorlar Yunan Başbakanı Venızelos u ıçerıye alıp kararı kendısıne bıldırıyorlar Bır hafta sonra, 12 Mayıs 1919 Asker yuklü 900 parça gemı, Izmır'e çıkarma yapmak uzere Pıre lımanından kal- kıyor Yolda Yunan Komunıst Partısının askerlen, boyle haksız bır savaşta kardeş Turk halkına karşı sılah kullan- mamaya çağıran bıldırılerı dağıtıbyor Yakalanan 146 kışı yargılanarak kurşuna dızılıyor ve cesetlerı denıze atılıyor (*) 22 Temmuz 1991 gunu Yunan TV'sınde bır toren Geor- ge Bush, Konstantın Karamanlıs e F-16 lar vaat edıyor Turkıyeye karşı guvence 1 ikı gun sonra 24 Temmuz 1991 gunu Ankara'da bır tö- ren Yıne TV'de ızlıyoruz George Bush, Turgut Ûzal'a F-16'lar vaat edıyor Yunanıstan'a karşı guvence 1 (*) Walt Dısney ın Tavsan ıle Kamlumbağa sını ızlemış mıydınız' Tavşan tek başına tenıs oynayarak yarışa ha- zırlanırken, topu bır o yandan, sonra yetışıp bır de bu yan- dan karşılar George Bush bır Atına'da F-16'lar satıp Yunanıstan'ı Turkıye'ye karşı koruyor, hemen ıkı gun son- ra Ankara'ya geçıp F-16'lar satarak Turkıye'yı Yunanıs- tan'a karşı koruyor' Emme-basmatulumba' Ve aynı 24 Temmuz 1991 gunu Dıkılı'de de bır toren Turk-Yunan dostluğu uzerınde paneller, konferanslar, ba- sın toplantıları Bır de bır anı, 12 Mart gunlerınden bırçağrışım Bıryer- lerde "mısafır"ız Yırmı kışılık yenı bır grubunyargılanaca- ğını duyduk Sabah erkenden erler, koğuşa harıl harıl yırmı tane yatak taşımaya gırıştıler - Yahu dedım daha yargılanmadılar kı Ne olacaklarını nereden bılıyorsunuz' - Boşver abı, dedıler Onların geleceklerı yer burası Sanıklarosıradamahkemedehukukunustunluğunusa- vunadursunlar, yatakları hazırlanmıştı bıle 24 Temmuz da da Dıkılı de dostluk harıl harıl Atına da, Ankara'da alışverış harıl harıl Bız sarılıp opuşurken, or- tak, benzer yanlarımızı ortaya koymaya çalışırken ışler kotarılmıştı bıle Benzemezlıkler benzerlıklerden, guven- sızlıkler guvenden baskın çıkmalı, çıbanbaşları surup gıt- melı, F-16'lar satılmalıydı1 Banş, kesatlıktı, sakıncalıydı ABD'de ışsızlık yuzde 7 2'ye tırmanmıştı Bush satmak zorundaydı, Japonya'ya araba gen kalmışlara sılah Za- ten bu satmak sıkıntısı yuzunden değıl mıydı kı son Japon- ya gezısı sırasında Japon basbakanının kucağına ve de ocağına duşuşuyle ılgılı olarak basında az şeyler yazılma- mıştı' Yunanlı solcu yazar Dıdo Sotırıyu, yerını, yuvasını, aıle- sını her şeyını yıtırerek kaçarken en sonunda, gerıdekı "Selam soyledığı Anadolu' ya baktığı sırada lanetledığı sadece "kardeşı kardeşe duşman edenler"dı Kımdıbun- lar, bu savaş ve olum tacırlerı' Barışı hep ıstıyoruz ama bır turlu kurdurmuyorlar At- lantık otesınden buralara uzanıp uzaktan kumandalı ıle Ege'nın ıkı yakası arasındakı bu Karagoz-Hacıvatoyununu oynatan hayalı, kım' Haksız bır savaşta Hasan Tahsın ı oidurenler, daha on- ce, bu haksız savaşa hayır dıyenlerı olduruyorlar Ustelık, aynı kurşunlar, bırını kahraman, oburlerını "haın yapıyor Taa Avustralya'dan Çanakkale ye (Nereden nereye') ge- lıp, haksız bır savaşta haklı ınsanları oldururken olenlerın anıtlarına ağıtlar yazabılen bız kahramanlıkseverler, hak- sız bır savaşta yer almamak onuruna oldurulenlerın anıla- rı karşısında acaba bır şeyler duşunebılır mıyız' Bolgede barışı F-16 satıcılarının duzenledığı, Banş Derneğı'nı sa- vaş koşullan altında yargılatıp mahkûm eden 12 Eylul kah- ramanlarına banş odullerının verıldığı bır ortamda, barışçı kım, kahraman kım ? oldurulenlerın, Hasan Tahsın anıtının dıbınde ufacık bır yerlerı bulunabılır mı' Yetmış beşlık be- ledıye başkanı, dunya tatlısı Makrıs ıle opuşurken aklım- dan bunlar geçıyor "Bu adamla sungu sunguye getırıl- seydım kardeş katılı başka nasıl olunur?" dıye duşunuyo- rum Bu (ılahı komedı ya da trajedı) artık son bulmalıdır' Gerıde kalan 15 Mayıs Yunanlıların Izmıre çıkıslarınm 73 yıldönumuydu Akıl, olumsuzu olumluya donuşturen alet 15 Mayıs, Turk-Yunan Dostluk Gunu olmalıdır' (•) A Pcacc to End Mld Peacc Davıd Fromkus I990 (**) Bu ınanılmaa olaymgoruntulen TRT vc EPT arşu lcnndc bulunmahdır İLAN ADANA 1. SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Dosya No 1990/805 Esas 1991/886 Karar Davacı Hüru Akarsu vekılı Av Behçet Unsalan tarafından davalı- lar Asır Eren ve arkadaşları aleyhıne açılanJCurttepe köyu 22 Pafta 6258 ada, 5 parsel hakkındakı ızale'ı şuyuu davasının yapılan yargı laması sonunda Adı gfçen laşmmazın salıj suretı ıle ortaklığmın gj- derılmesıne satış bedelının hıssedarlara payları oranında dağıtılma- sına satış bedelı üzerınden bınde 5 haraç ahnmasına 30 5 1991 tarı- hmde karar venlmış olup davalılardan Halıt Yılmaz ıle Aşır Eren'ın adreslerı meçhul kaldığından ışbu karar metnı kendılenne ılanen teblığ olunur 27 51992 Basın 29214 Çagdışı 4 'Mîifredat Dünyanın hıçbır ülkesı, kendi toplumunun ekınsel (külturel) varlığını yadsıyarak, onu küçümseyerek bır eğıtım ve öğretım ızlencesı yapmaz. Ancak, her ızlence, evrensel bır ilkeye göre duzenlenir. VECtHİ TtMUROĞLU Talım ve Terbıye Kurulu, 26 Ocak 1992 gunu, ders gecme ve kredı astemı uygula- yan lıselermuz ıçın, "gehşünlmek üzere" bır yazın ızlencesı yayımlanmış Bu ızlence, Ortaöğretım Genel Mudurluğu'nun lOŞu- bat 1992 gunlü bır yazısıyla, ıllenn Mıllı Eğıtım mudurlüklenne ulaştınlmış Bu ız- lence, "Ders Gecme ve Kredı Sıstemı Uy- gulayan Okullanmıza Aıt Türk Dıb ve Edebıyatı Mufredat Programı" adını taşı- yor Gorulduğu gıbı, ızlence, Türk dıb ıçın ayn, Turk edebıyatı (yazın) ıçın ayn bö- lümlerden oluşmuş İzlencenın okuma ve kompozısyon ıçın ayn bölumlen de var Ben, yazın ızlencesı üzennde duracağım Mufredat, Arapça "müfred" sozcuğu- nun çoğuludur Basıt şeyler, tumel olarak bılınen konulann ya da bılgılenn dokumü, aynntılan anlamlanna gebyor Yapılan ış- lem, her oğretım ıçın duşunulen ya da one- nlen konulann tek tek dokumunü yap- makür Mufredat programı yenne, "ızlen- ce dokumu" desek çok ıyı olacak ama, Osmanbcayı "kutsal" bellemış kafalara, bunu benımsetmek olanaksızdır Bu yuz- den, vasal olan tenmı kullanacağım Muf- redat programlannda ızlenmesı gereken bırkaç koklu ılke vardır dun>anın her ul- kesınde örgün ve vaygın eğitimde bu ılkele- re dıkkat edıbr Ilk ılke, her şeyden once, bır oğretım dah ıçın duzenlenen mufredat programı, çağdaş gelışmeye uygun olmab- dır Hıçbır oğretım dalı, çağdışı konulann dokumuyle, toplumun ılenyedonuk yüzü- nu yansıtamaz, toplumun gebşmesıne kat- kıda bulunamaz İkıncı ılke, oğretılmesı duşunulen konulann dıl ve yontem bakı- mından, okutulması duşunulen çocuklann yaşlan dıkkate alınarak duzenlenmesıdır Kuşkusuz müfredat programlan, salt bır dokum ıçerdıklennden, aynntılan ızlence- lenn oğreum yontemlennı saptarken belır- lerler Artık gunlük konuşma dıhnden sürubnuş "kelıme, kafiye, vean vb " soz- cüklerde ve tenmlerde dırenmenın anlamı yoktur Mufredat programlannda dnckat edıl- mesı gereken uçuncu ılke, orneklemelenn, oğreülmesı duşunulen konunun en seçkın, en yabn ve en üpsel olanlan arasından se- çümesıdır Dorduncu ılke, izlencenın de- mokraük olmasıdır Kuşkusuz, mufredat programlannın demokratık olması, ozel- lıkle toplum bıbmlen oğretımlennde önem taşıyor Öğrenenın katkısı, her oğretım ıçın onemüdır, ama toplum bıbmlen oğretı- mınde çok daha yaşamsaldır Özgur du- şüncemn gebşıp serpılmesı toplumun gelış- me ıvmesını de hızlandıracaktır Bır beşıncı ılke de çok kıtaplı yontemı benımseyen ul- keler açısından onemlıdır Tek kjtap duze- nmde, beşına ılke gecersızdır Ancak, çok kıtap dızgesını benımsemış ulkelerde, bu beşıncı ılke onem kazanır Oda, oğretılme- sı duşunulen konulann aynnülannın yaza- ra bırakıhnasıdır Örnekler, yazar tarafın- dan seçılmebdır Ancak, ılgılı denetım kurullan. uygun olmayan orneklen çıka- nr, daha ıyı örnekler ısteyebılır Örneklenn nerelerden seçıleceğımn hangı örneklenn ışleneceğının belırlenmesı, bemmsenen sıs- teme ters duştuğu gıbı. oğreümın özgürleş- mesını de engeller EksifdikJer, sancüar Bu ılkelen saptadıktan sonra, "gehştınl- mesı duşunulen" mufredat programının eksıkbklen ve sakıncalan üzennde dura- hm Mufredat programırun bınna bölü- mu, "Turk Edebıyatında Devırler" ustbaş- lığıyla sunuluyor Çok kotu bır başbk olduğunu soylemelıyız "Turk edebıyatın- da devırler" "de halinde" bır tamlama obe- ğıdır "-De" ekı obeklerde ya da tumceler- de, eylemm ya da olgunun kendı ıçınde oluştuğunu bıldınr Bu ek, sonuna geldığı sözcuğü ya da öbeğı yalnız tumcenın eyle- mıne bağlar Çok özel ışlevlen vardır An- cak, koklu ışlevı, "bulunma" bıldırmekür "Turk edebıyatında devırler" deyınce, Turk yazmının ıçınde bulunan donemlen anlayacağız Oysa, bu tenmı, herhangı bır eyleme bağlama olanağımız yok Yanbş kurulmuş bır obek olduğundan Turkçenın tadından uzaklaşıyor Kekre bır deyış olu- yor Şu "devır" sozcuğu de bu obekte çok sıntıyor "Devr" Arapça bır addır "Dön- me bır nesnemn çevresını dolaşma, dönüp dolaşma, nakıl aktarma, bır mesleğı başka- sına teslım etme, donem çağ, bır çağın bo- lunduğu evrelerden her bın, bır metm ba- şından sonuna değın okuma" anlamlanna gebr Tasavvufta ve muzıkte, ayn kavram- lan bebrten bır tenmdır Tasavvufta, dun- yaya gelme (nüzul) yaşam sureanı tamam- ladıktan sonra geldığı yere dönme (uruç) anlamındadır Türk müzığınde her yazıl- mış ezgıdekj olçuye venlen ad olup, genel- bkle peşrevler ıçın kullanıbr, Devr-ı hındı, devr-ı kebır. devr-ı revan devr-ı turan, devr-ı turkı gıbı türlu usul tenmlennı oluş- turur "Turk edebıyaünda devırler" obe- ğınde. "devır" sözcüğunu, "donem çağ" anlamında algılayacağız herhalde Böyle anlarsak, sozcuğu "bır çağın bolünduğu donemler" dıye duşunmebyız Oysa, "Turk edebıyatı" zaman anlatan bır tenm değıldır Osmanbca tutkusundan kurtulup Turkçe duşunsek, tenmın.doğrusunu bulu- ruz, "Türk yazınının evrelen " Bu yanbşın kokenınde yatan gerçeğı söy- lemeden geçemeyeceğım Unutmayabm kı, dıbn tanhı eşıttır duşuncenın tanhı Os- manb, bır daha dınlmemek uzere, tanhtekı yennı almıştır Istesek de, Osmanbca düşü- nemeyız artık Oysa bugun, Turkçe konu- şuyoruz, Turkçe yazıyoruz Yanı Turkçe duşunuyoruz Osmanbca duşunup Turkçe konuşmak ya da yazmak olanaksıedır "Mufredat programı"nın en sakıncalı yanı da, okutulacak sanatçılann ve onlar- dan seçılecek metınlenn Talım ve Terbıye Kurulu'nca saptanmış obnasıdır Metınle- nn saptanması, oğretımı denetlemeyı amaçbyor Kuşkusuz, devletın saptandığı ılkelenn dışında bır ızlence duzenlenemez Dünyanın hıçbır ülkesı, kendı toplumunun, ekınsel (külturel) varbğını yadsıyarak, onu küçümseyerek bır eğıtım ve öğretım ızlen- cesı yapmaz Ancak, her ızlence, evrensel bır ilkeye göre duzenlenır "Eğıtım ve oğre- tım ızlencelen, ılenye dönük ıçenk taşıma- lıdır" Yazınımızdan seçılecek kışıler ve meünler, bu evrensel ilkeye uygun değılse, genç kuşaklan, kotu eğıüyoruz dcmektır Yunus Emre'den seçılmesı ıstenen okuma parçalannın ıçensınde "Rısâletü'n Nus- hıyye'devar Bumeün,Türkcenınsutdış- lennı yansıünaz Yunus Emre'nın dınsel oğutler ıçeren bu çevınsıyle Turkçenın ta- dına vanlamaz Dıvanından metınler alın- masını da onermış ızlence Ama, Nus- hıyye'nın gereksızlığı açık Mevlana'nın Mesnevı'sınden ve Dıvan-ı Kebır'ınden ör- nekler okutuhnasıru da buyuruyor "gebş- tırmek uzere haarlanmış mufredat progra- mı" Meylana, bır tek Türkçe dıze soyle- memış Ülkemızı ışgal eden Moğollarla ışbırlığı de yapmış Dınsel dunya goruşün- den dolayı seçıldığı açık "Mufredat programı", çok daha gencı ız/er taşıyor Bu ız, oylesıne belırlı kı, XIX yuzyıl yazınımızdan seçılen kışıler, çocuk- lanmıza, o yüzyılın gerçek yuzunu yansıt- mayacaktır "Yemşehırb Avnı, Enderûnlu Vasıf, Keçecızade İzzet Molla" secılmış Halk yazımmızdan Dadaloğlu, Seyranî, Bayburtlu Zıhnı ve Erzurumlu Emrah alınmış Halk yazımmızdan seçılenlere bır dıyeceğımızyok Ama, yazınla uzaktan ya- kından ıbşkısı olan herkes bıbr kı, Yenışe- hırb Avnı, Enderûnlu Vasıf ve Keçecızade İzzet Molla. XIX yuzyıl, Turk yazımnı yansıtamazlar Bakan'ın dikkatine... XIX >uzyıl, Osmanb tanhı ıçın son yuz- yıldır Bu yuzyıl, bırgenabk eylemıyle baş- lar Kabakçı ısyanı, bu ısyana karşı Alem- dar hareketı ve sonunda Alemdar'ın öldu- rulmesı Bu eylemın yarattığı karmaşa ıle bır sureden ben gundemde tutulan "yenı- hk" duşuncesı, resmı yaşamda dondurul- muştur Buna karşın, toplumsal yaşamda, dennden denne olgunlaşmaya başlamışür Bu donemde, gencılenn başını Halet Efen- dı çekmıştır Pans'ten padışaha yazdığı mektuplarda, Batıb yaşam bıçımını İcotule- mıştır Yemçen Ocağı ıle yakın ıbşkılenne dayanarak Saray'a oyunlar bıle oynamış- tır Yunan ısyanı sırasında, Rumlarla ya- kından ılışkj İcurmuş, bırtakım gızlı bügjle- n devlete vermemıştır Keçecızade izzet Molla, ışte bu Halet Efendı'nın koruma- sındadır Mıhnet-ı Keşan. Turk yazım ıçın, yazann kendısım one çıkaran bazı ıpuçla- nyla onemlı bır yapıt olsa da, XIX yuzyıl Turk yazınının ılen yuzunu yansıtmaz En- denınlu Vasıf ve İzzet Molla, Mevlevı tek- kesıne bağlıdırlar Yapıtlannda, bu bağb- lıklan gorulur Namık Kemal, Şınası. Zıya Paşa, Recaızade Ekrem, Samıpaşazade Abdulhak Hamıt gıbı Tanamat şaırlen. yazarlan ıle Tevfık Fıkret ve Servet-ı Fu- nûncular ahnmazken adı geçenlenn alın- ması. devletı parçalama noktasına getıren Turk-İslam sentea adlı çağdışı bır ıdeolojı- nın urünudur Dmsel olmayan hıçbır du- şunce, okullanmıza sokulmuyor Dıne sıcak bakmayan "mıllı edebıyatçılar da se- vılmemış Bu gerçeğı, çağdaş duşunceye sıcak baktığını duşunduğum Sav ın Koksal Toptan ın dikkatine sunuyorum ANKARA GAYRİMENKUL SATIŞ DAİRESİ'NDEN Dosya No 1992/118 Satılmasına karar venlen gayrımenkulun cınsı, kıymetı, adedı, ev safı Ankara Çankaya ılçesı Balgat Mahallesı 22 Sokak 13 no lu Ba rış Apartmanf nın bulunduğu yere rastlayan ımarın 6906 ada, 23 par selını teşkıl eden 886 m mıktarında arsası bulunan kâgır apartma nın 58/886 arsa payına tekabul eden ıkıncı kat 14 no lu mesken bır borçtan dolayı Ankara Beledıyesı Mezat Salonu'nda açıkarttırma su retıyle satılacaktır Genış evsafı dosyada mevcut şarinameye ılışık bı lırkışı raporunda açıklanmıştır TAKDIR ED1LEN DEĞERI 250 000 000 TL Satış şartlan: 1- Satış 13 7 1992 gunu saal 10 15'ten 10 30'a kadar yukarıda yazı lı yerde açıkarttırma suretıyle yapılacaktır Bu arttırmada tahmın edılen kıymetm %75'ını ve ruçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ıle ıhale olunur Bojle bır bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın laahhudu bakı kalmak şartıyla 23 7 1992 günu aynı yer ve aynı saatte ıkıncı armrmaya çıkarılacak tır Bu arttırmada da bu mıktar elde edılememışso gayrımenkul en çok arttıranın taahhüdu saklı kalmak uzere antırma ılanında goste nlen muddet sonunda en çok artnran ıhale edıfeıektır Şu kadar kı arttırma bedelının malın tahmın edılen kıymetının "o-tO'ını bulması ve satış ısteyenın alacağına ruçhanı olan alataklann loplamından fazla oimasj ve bundan başka paraya çevırme ve paylaştırma masraflarını geç'mesı lazımdır Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebı duşe cektır Basın 2- Arttırmaya ıştırak edeceklerın, tahmın edılen kıymetm nıspetınde pey akçesı veya bu mıktar kadar mıllı bır bankanm temı- nat mektubunu vermelerı lazımdır Satış peşın para ıledır, alıcı ıste- dığınde 20 gunu geçmemek uzere mehıl verilebılır Dellalıye resmı ıhale pulu, tapu harç ve masrafları ahcıya aıttır Bırıkmış vergıler satış be delınden odenır 3- Ipotek sahıbı alacaklılarla dığer ılgılılerın ( + ) bu gayrımenkul uzenndekı haklarım hususıyle faız ve masrafa daır olan ıddıalarını dayanağı belgeler ıle on beş gun ıçınde daıremıze bıldırmelerı lazım dır, aksı takdırde hakları tapu sıcılı ıle sabıt olmadıkça paylaşmadan harıç bırakılacaklardır 4 İhaleye katılıp daha sonra ıhale bedelını yatırmamak suretıyle ıhalenın feshıne sebep olan tum alıcılar ve kefıllerı teklıf ettıklerı be del ıle son ıhale bedelı arasındakı farktan ve dığer zararlardan ve ay rıca temerrut faızınden muteselsılen mesul olacaklardır Ihale farkı ve temerrut faızı avrıca hukme hacet kalmaksızın daıremızce tahsıl olunacak bu fark varsa öncelıkle temınat bedelınden alınacaktır 5 Şartname, ılan tarıhınden ıtıbaren herkesın görebılmesı ıçın daı rede açık olup masrafı verıldığı takdırde ısteyen alıcıya bır orneğı gon denlebılır 6- Satışa ıştırak edenlenn şartnameyı gormuş ve munderecatını kabul etmış sayılacakları, başkaca bılgı almak ısteyenlerın 1992/118 savılı dosya numarasıyia mudurluğumuze başvurmaları ılan olunur 25 5 1992 ( + ) İlgılıler tabınne ırtıfak hakkı sahıplerı dc dahıldır 29070 PENCERE Sosyalizm!.. Insan doğduğu an bılınçsızdır Dünyaya gözlerıni nasıl açar? Ilk anı, çocuğun belleğıne ızduşumunü ne zaman yan- sıtır'' Beş yaşındayken bır Istanbul sokağına pencereden ba- kıyorum Kor bır dılencı geçıyor Turku mu dua mı oiduğu an- laşılamayan bır şeyler soyluyor Oılencının elınden bır çocuk tutmuş, yol gösterıyor Çocuğun gıysılerı lıme lıme, çıplak be- denı gorunuyor Pıs çocuk Çocuğu unutmadım O, soğuk sokakta Ben sıcak evde. babam subaydı O dönemın Turkıyesı'nde subay ne demek1 . Babam Bırıncı Dunya Savaşı'nda Şark Cephesı'nde, Surıye^ de, Kurtuluş Savaşı'nda Kuvayı Mıllıye'de ve duzenlı orduda gorev ustlenmış, memurlar cumhurıyetınde en anlı şanlı kı- şı Her köylu, subayın gözunde bır Mehmetçık, komut altın- dakı nefer • Okula, Anadolu'da başladım Sıvas'ın Yıldızeh'nde ıkıncı sınıftayım Çamlıbel'den kasabaya tıpı savuruyor Pazartesı sabahı öğretmen çocukları soymuş Yavrucaklar ayak bılek- lerıne ınen beyaz donlarıyla tıtreşıyorlar Bıt muayenesı ya- pılacak Ben subay çocuğu, kenarda duruyorum Hıç subay çocuğundan bıt çıkar mı1 Soyunanların yenne ben uşuyorum Denetımde saçından ya da donunun uçkurundan bıt çıkan çocuk, eve gonderılıyor. Pıs çocuk Onlar neden pıs9 Ben neden temız? Kımılerı neden yok- sul'' Kımılerı neden varsıP Allahın emrı mı7 Kul düzenı mı? Gece neden karanlık? Gunduz nıçın aydınlık9 Yaprak neden yeşıl? Değnek suda nıçın kırılıyor? Ay geceley/n gökyuzun- de neden hılal ya da yuvarlak9 Kımı nıçın Hmstıyan'? Kımı nıçın Musluman? Gece, gaz lambasının ışığında ders çalı- şırken, soru, soru, soru, soru . • Afrıka neden aç? Kuzey neden zengın' Guney neden yoksuP Emperyalızm ne' Kapıtalızm ne' Holıvud fılmlerınde ıyı adam neden sarı- şın ve bıyıksız? Kötü adam nıçın esmer ve bıyıklı? Avrupa neden gelışmış? Asya neden az gelışmış9 Sosyal adalet ne demek' Kımısı neden saltanat suruyor' Kımısı nıçın sürum surum sürunuyor Insanlık Afrıka'da açlıktan olen kadın ve çocuklara neden yetışemıyor? Korfez Savaşı neden patladı' Saddam esmer ve kara bıyıklı dıye mı' Bush kumral ve bı- yıksız dıye m ı ' Saddam nıçın kötü adam' Bush neden ıyı adam' Lıberahzm ne' Sosyalizm ne' Sarı kafa nıçın dunya egemenlığını elınde tutuyor' Kara kafa nıçın bırbırını yıyor' Sorular bırbınnı ızlıyor Kor dılencı turku mu, dua mı olduğu anlaşılamayan bır şeyler söylüyor Pıs çocuk körun elınden tutmuş.. Ben pencereden bakıyorum • Sovyetler Bırlığı yıkıldı Sosyalızme paydos m u ' Sırtını devlete dayayarak sosyalizm yapmak ne demek? Öz- gur bıreyın sosyalızmı ozumsemesı ne demek' Devlet sos- yalızmının ılk deneyımı foslayınca sen de çark et, ıskele san- cak, orsa alabanda, bu kez de devlet lıberalızmıne rampa- la> Pekı, bırey, kışı, kımlık, ınsanlık nerede kaldı' Özgürlu- ğünü bağımsız kafayla kullanabılmek yetılerını Batı'da taht kurmuş sarı kafanın buyruğuna teslım ettığın an, ne lıberal- sın, ne de bıreysın' Dunyadakı egemenlerın guç dengele- rıne gore sarkaçlanan bır zavallısın, aklın mahkemesınde ak- lanamayacak bır sanıksın' Uygarlık ınsan ıçındır, devlet ınsan ıçındır, sosyalizm ınsan ıçındır ınsanlar arasında eşıtlık, kardeşlık, adalet arayan kım- se, sosyalıst kımlığını devletın gucüne, başarısına, güvence- sıne bağlamışsa, özünde sosyalıst değıldır Hıçbır zaman sosyalıst olamamıştır Sosyalıst taklıdı yapmıştır Kolelığe karşı savaşım Spartakus'un yenılgısınden sonra bınterce yıl surdu, sıyahın beyaza karşı eşıtlık kavgası, yenıl- gılerın değırmenınde un ufak olduktan sonra da surdü, sü- ruyor, surecek Somuruye karşı ınsanın savaşımına nokta koyabılecek hıçbır guç yeryuzune gelmemıştır, gelemeye- cek — Sen kımsın, gucun ne kı boyle konuşuyorsun' dıye so- racak olursanız, yanıt Ben bır ınsanım Anti-Arabesk Tatîl. Deniz, kum, güneş mükemmel. Ortam özentisiz ve samimi. Mekân güzel, mıizik güzel, yemekler güzel. İstanbul Erkek Lisesi mezımlarına, Opera-Bale ve Konservatuar mensuplarına, öğretim üyelerine, Cumhuriyet ve Abra dergisi okurlarına indirimli. Tel: 9 (6353) 2206 MOTEL AMPHORA A l t ı n k u m - D i d i m "Bayramda" ve "Yazboyu" Bizimle Tatil Sürprizlerle Dolu! 6/13Haziran-7Gece Saboh-Akşam Açık Bufe _ Kışı başına 1.200 000 s *o'oi^ 0 6Yaşücretsız 712Yaş%50tndırnnJı Istonbul Merkez ( 1 ) 2 5 7 6 0 8 " Bodrum Otel ( 6 1 4 ) 1 3 9 8 0 DUYURU Beyoğlu 9 Noterlığı'nce 661991 tarıh ve 18253 yevmıye nosu ıle tasdıklı 3001-3050 sıra no lu 50'lık perakende satış faturamız 3030 sıra nolu fatura kullantldıktan sonra 3051992 gun sabahı Istıklal Caddesı No 76 adresındekı ışyerımızde kaybolmuştur Uçuncu şahıslara duyururuz Goya Ayakkabıcılık Derı Mamulleri San. Tıa A.Ş. İLAN ÇAYCUMA ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Esas No 1988/650 Karar No 1992/243 Çavcuma ıKesı Ça\ Mah 85 ada, 74 parsel savılı laşmmazın tapu kavdınm ıptalıv le I '2 hıssenın Altan Unsal, 1/2 hıssemn de Selahat- tın Unsal mırasvıları adına lescılıne karar venldığı, da\alı Ahmet Nı hal Unsal M !?t.rıltmn l_ nsjl a kblıg \enne ge^mek u/ere ılanen teblığ olıınuı B.iMn 47948
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle