23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 HMZfRAN 1992 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Sınırsız . özelleştirme • ANKARA (A.NKA) - Ekonomi kamuoyunun çoğunluğunun sınırsız bir özeLleştirmeden yana oldugu belirlendi. DPT taratfından hazırlatılan "21'inci yuzyıla doğru Türkiye" konulu araştırma raporuna göre ekonomi kamvıoyunun yüzde 57'lik bölümü sektör ayrımına bakılmaksızın tılm KİT'lerin en az yüzde 51'inin özel sektöre devredilmesi gerektiğini savunuyor. Geri kalan yüzde 22'lik bölüm özelleştirmenin yalnızca bankacılık ve sanayi kesimleriyle sınırlandınlmasını isterken yüzde 15'lik bölüm ise ulaşım ve haberleşme gibi temel hizmetlerin de kapsandığı daha geniş bir özelleştirmeden yana bulunuyor. Yüzde 4'lük bir kesim ise özelleştirmeye tamamıyla karşı çıkıyor. Sigorta borçları • ANKARA (AA) - SSK ve Bağ-Kur'da gecikme zammı ve faiz affı için verilen süre bugün doluyor. Çalışrna ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Moğultay, gecikme zammı ve faiz affından yararlanmak isteyenlere kolaylık sağlamak uzere, ödemeler için pazartesi gecesi bütün illerde SSK ve Bağ-Kur veznelerinin sabaha kadar açık tutulacağını açıkladı. KDV fişinde ayrım• ANKARA (AA) • Subay, astsubay, askeri memur ve bunların emeklileri dahil ordu pazarlarına üye olanlar hariç, ordu pazarîarından alışveriş eden diğer kişilerin aldığı KDV fişleri, vergi iadesinde kullanılamıyor. MaJiye ve Gümrük Bakanlığı yeni uygulamaya 3-4 ay önce geçerken ordu pazarîarından alışveriş yapan uygulamadan habersiz vatandaşlar, bu aynmı tepki ile karşıladılar. TANSAŞ büyüyor I tZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Anakent Belediyesi İç ve Dış Ticaret AŞ TANSAŞ'ın Restaurant- Cafesi'nin bayramdan sonra hizmete gireceği bildirildi. TANSAŞ Basın Danışmanhğı'ndan verilen bilgiye göre kuruluşun eski genel müdürlük binası restaurant-cafe olarak düzenlendi. Özel günler için de hizmet vereceği, özellikle gençlerin uğrak yeri olacağı belirtilen restaurant-cafe'nin 15 haziran günü saat 11.00'de Anakent Belediye Başkanı Yüksel Çakmur tarafından açılacağı bildirildi. Türic-BDT iş ilişkileri' • Ekonomi Servisi - Boğaziçi Üniversitesi MezunlanDerneğil7 Haziran 1992 tarihinde Parksa Hilton'da "Türk/Bağımsız Devletler Topluluğu Iş İlişkileri - Sorunlar Çözümler Öneriler" konulu bir seminer düzenliyor. Açıhş konuşmasını Devlet Bakanı Sayın Tansu Çiller'in yapacağı seminerde bilim adamları ve BDT iş konseyleri başkanları ile Türk Eximbank yetkilileri söz alacaklar. Lada yine gözde • ANKARA (AA) - Diğer otomobillere göre fıyatının daha ucuz olması nedeniyle orta gelirli kesimin tercihi olan Rus yapımı Ladalar, bu yılın ilk beş ayında 5.380 adet satışla ithal otomobiller arasında en fazla satılan otomobil oldu. Ocak-mayıs döneminde toplam 16.429 adet ithal otomobil satıldı. ithal otomobil satışlarında Lada'yı, 3.425 adetle Skoda, 2.253 adetle de Mazda marka otomobiller izledi. Tüketiciyi koruma • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) -Sanayi ve Ticaret Bakanı Tahir Köse, tüketiciyi koruma yasa taslağırun önümüzdeki günlerde Bakanlar Kurulu'na sunulacağıru belirterek, antıtekei yasa taslağı üzerindeki çalışmalann da tarramlanma aşamasında olduğunu açıkladı. Televizyon satışlanndaki yavaşlama, bayilerin elinde stok dağlan yarattı Televizyon almanıntaııızamanı BÜLENT KIZANLIK Dolar parazit yapınca, televizyon fı- yatlannda görûntü bozuldu. Saüşlann hızı fırmalann fıyat artürma hızına yeti- şemeyince, satıcılann elinde farklı eti- ketlerde büyük miktarda televizyon sto- ku birikti. Böylece televizyonda spot pi- yasanın yanında, yetkili satıcılarda bile yüzde 50'lere varan fiyat farklılıklan doğdu. Kampanyalarla satışlan canlandır- maya çalışan fırmalar, fiyat ve ödeme avantajını üstün teknik özellikler laşı- yan yeni modellerle destekleyerek tüke- ticinin tercihini kendi markalan yönün- de etkilemeye çalışıyorlar. Ancak piya- sadaki fiyat karmaşası yeni cıkan mo- dellere de yansıyor. Televizyon pazannın en büyük üre- ticilerinden Profılo, mayıs ayı başında Telefunken, bu ayın başında da Saba'da aynı kulaklıkh modeli piyasaya sürdü. Telefunken satıcılan geçen ay 55 ekran düz kare modeller için, kulaklığa 194 bin lirafiyatfarkı alırlarken, Saba Mag- num P'ler için gazetelere verilen ilanlar- da aynı kulaklıklann satış fıyatı 335 bin lira olarak duyuruldu. Profilo Dağıtım A.Ş'nin toptanfiyatlannagöre 55 ekran televizyonlannın normal modelleri 5.5 milyon, teletexli modelleri 5 milyon 750 bin ve kulaklıkb modeli 6 milyon 100 bin liraya perakendeciye ulaştığı bildiri- lirken. piyasada normal modeller peşin para 4-4.5 milyon liraya kadar fîyatla rahatlıkla bulunabibyor. Kulaklıkb mo- deller de yine bazı yetkih' satıalarda tüketiciye toptan fıyatının 17 bin lira fazlasıyla 6 milyon 117 bin liraya satıb- yor. Kulakbğın kendisinden, uygulanan sisteme kadar aynı teknik özellikleri taşıdıklan halde, Telefunken'le, Saba arasında da fiyat farkbblığı gözleniyor. Piyasadaki fıyat kaosu sadece bü markalara özel değil. Arçebk, Beko, Shaub Laurenz, Grundig, Cihan gibi daha pekçok marka televizyonda farkJı satış noktalan arasında 1-1.5 milyon li- raya ulaşan fiyat farklan gözleniyor. Deposunda mal biriken satıcılar, peşin ödeme yapacak müşterilerine firmanın liste fıyatına. bakmaksızın sauş yapı- yorlar. Bu satıcılar, fıyat belirlerken te- levizyonu fabrikadan çekükleri tarihte- ki mabyetlere göre hesaplama yapıyor- lar. Böylece 3-4 ay önce mal çekmiş olan mağazalar aradan geçen zamanda birkaç kez zam gelmiş olmasına rağ- men peşin ödeme yapan müşteriye es- ki fıyatı uyguluyorlar. Mab paraya çevirmek için fabrika satış fıyatının da altında ahp satan spot piyasalarda ise fiyatlar daha da düşü- yor. Yaz aylannda televizyon satışlanmn düştüğünü, buna karşın dolardaki artış yüzünden son 4-5 aydır her ay fiyat ayarlamak zorunda kaldıklanru söyle- yen Profilo Pazarlama Koordinatörü Orhan İyiler, "Oolar 4 ayda yüzde 30 arttı. Bu nedenle televizyonfiyatlanda 4-5 ay boyunca her ay yüzde 6 tiva- nnda arttı. Değişik bayilerin elinde de- ğişik zamanlarda abnmış televizyonlar var. Bayiler stok hesabını yapıyorlar. Bayi aldığı fiyatın üzerine yüzde 5-6 kâr koyup satar. Biz fıyatlarda üst sının be- hrbyoruz, bunun altında satabibrler. Sadece son deklare ettiğimiz fiyatın üzerine çıkamazlar" dedi. Elektronik Cihaz İmalatçılan Der- neği (ECİD) Başkanı Maral Öztekin de, fıyat karmaşasına yol açan piyasa- daki televizyon bolluğunda ihracattaki düşüşün de etkili olduğunu kaydetti. öztekin, 2 milyon 800 bin adetlik üre- timde yüzde 55-60'lar düzeyindeki ih- racat payının, yüzde 30'lara gerilediğini söyledi ve "Firmalar öncekı yılki bü- yük ihracat rakamlanna göre ayarla- dıklan üretimi, geçen yıl ortaya çıkan düşüş yüzünden iç piyasaya aktardı- lar" dedi. Eski parâlannızaalıcıgözüylebakın ESER ATtLLA Bazılan için para bir başka önem taşıyor. Onlar parayı sa- dece mal ve hizmet alımlannda kullanmıyorlar. Onlar için para aynı zamanda bir tutku da. Hele hele paranın eskimişi on- lann en büyük hazineleri. Bir oda düşünün, içi parayla dolu, çuval çuval, kutu kutu... Asbnda o paralarla şu anda hiç- bir şey abnamıyor. Ama içi para dolu bu oda, büyük para- İara mal oluyor. 20 yıldır parayla haşır neşir olan koleksiyoncu Güvendik Fişekçioğlu'nun "para odası'n- dayız. Altın paralardan madal- yonlara. hatıra paralardan cumhuriyet dönemi kağıt ve madeni paralara dek çeşit çeşit para... Bugün o paralann hiçbi- ri kuilanılmıyor, hepsi çoktan tarihe kanşmış. Ama şu anki değerleri, gecerb olduklan dö- nemdeki alım güçlerinden çok daha fazla. Fişekçioğlu, bir parayı değer- ü kılan öğeleri, az basılmış ol- ması ve basıldığı gibi hiç zarar görmeden saklanması olarak * sıralıyor. Türkiye Cumhuriye- ti'nin en değerii banknotunun 1927 yılında Ingiltere'deki Tho- mas De La Rue matbaasında basılan 1000 Türk Lirası ol- duğunu söyleyen Fişekçioğlu, nedenini şöyle anlatıyor: "O zamanlar 1TL 1 alün de- ğerindeymiş. 1000 liraya 1000 altın alınırmış. Yani çok büyük bir paraymış, herkeste bulun- mazmış. Az basılmış ve teda- vülden kalktıktan sonra 27 ta- nesi geri dönmemiş. Diğerleri yakılıp imha edilmiş. Geri dön- meyen 27 tanesinin bazılan da kaybolmuş gitmiş. Şu anda dünyada bu paradan sadece 3-4 tane var. Birini 1981 yıhnda 1 milyon 650 bin lira karşılığında ben satın aldım." Koleksiyoncu Güvendik Fişekçioğlu yeni paraları eski paralardan çok seviyor.(Fotoğraf: UGUR GÜNYÜZ) 1927 yılında basılan 1000 Türk Lirası'nın bugünkü değe- ri mi? Fişekçioğlu, 1000 Türk Lirası'nın değerini dolarla ifade ediyor: 100 bin dolar. Yani bu- gün lıralara bile dolarla değer biçiliyor. 100 bin dolann Türk Lirası karşıhğı yaklaşık 700 mil- yon b'ra. Türkiye Cumhuriyeti'nin en değerb madeni paralan ise yine az basılanlar. Örneğin 1926 yılında sadece 26 bin 869 adet basılan 25 kuruşluk. Manda gözü olarak bibnen bu paranın bugünkü çil değeri 2 milyon 750 bin h'ra. Ama Fişekçioğlu, tüm paralann bugünkü fıyatlannı kapsayan kitabında bu değerin yanına bir not düşmüş: '"Nadir olduğundan pazarbğa tabidir." Türkiye'de parayla uğraşan 1000'in üzerinde koleksiyoncu olduğu söyleniyor. 1968 yılında kurulan Türk Nümizmatik (Para ihrü) Derneği'nin bugün 400'ü faal olmak üzere 750 üye- si bulunuyor. Derneğe üye ol- mayan Anadolu'daki koleksi- yoncular da dahil rakamın bini aştığı beu'rtibyor. Para koleksi- yonculuğu Türkiye'de 1975 yılından sonra geb'şmiş. O za- mana dek cumhuriyet paralan değersiz sayıbyormuş. Eskiden padişahlann fethet- tikleri kentlere beraberinde sey- yar darphane de götürdüklerini bebrten Fişekçioğlu, paranın tarihini şöyle anlatıyor: "Eskiden fethedilen yeriere orduyla beraber darphane de giderdi. Padişah, şehri fethet- tikten sonra gerek kasasındaki paralan gerekse oradan elde et- tiği ganimeti eritip fethettiği şe- hirde seyyar darphanesiyle para basardı. Ve basılan bu paranın üstüne fethettiği şehrin adı ve tarihi yazıhrdı. Orneğin Bağ- dat'ı fethettiklerinde burada basılan paralann üzerine 'Dru- befi Bağdat' yazılmış. Bunun anlamı Bağdat'ta imal edibniş- tir. Bu paralar, bir anlamda pa- dişahın o şehri fethettiğinin ESKİYEN TÜRK LÎRALARININ BUGÜNKÜ DEĞERİ (TL) BUGÜNKÜ SATIŞ FfYATI Basıldığı Değeri Çü Çok Tenüz Tarih temiz NÎADENİ 1926 1928 1928 1928 1937 1938 1948 BANKNOT 1. Emısvon 1. Emısyon l.Emısyon 1. Emısyon 1. Emısyon 25Kuruş lOKuruş 5Kuru5 100 para 50Kuruş lLira 1 2Kuruş 1TL. 10TL. 50 TL. 500 TL. 1000 TL. 2.750.000 1.750.000 3.000.000 2.500.000 800.000 1.000.000 2.000.000 • 425.000 2.500.000 8.000.000 _ - 1.500.000 1.000.000 1.500.000 1.400.000 350.000 400.000 1.250.000 _ _ _ _ - 750.000 550.000 650.000 800.000 175.000 200.000 750.000 175.000 600.000 2.500.000 45.000000 100.000$ kanıüdır. Daha sonra Yıldınm Beyazjt'ın oğullanndan Emir Süleyman paralann üstüne tuğ- rasınî bastırdı. Vahdettin'e ka- dar paralann üstünde hüküm- darbk imzası bulundu. Cumhu- riyet dönemi paralannda ise Atatürk'ün portresi bulunuyor. Bir ara, İnönü hükümeü za- manında. 1939-50 yıllan arasın- da, İnönü. paralann üstüne kendi portresini koydurdu. Ama daha sonra Demokrat Parti hükümeti bu paralann hepsini toplayıp banknotlan yaktı, madcnilen de eritti. Bu tarihten sonra hep Atatürk kul- lanıldı." Fişekçioğlu 'yeni paralan' mı yoksa 'eski paralan' mı daha çok seviyor?: "Yeni paralan daha çok seviyorum." Çünkü eski para yeni parayla abnıyor. Peki paranın ne önemi var?: "Para büyük bir güç. Şu an için gecerb olanı için de geçersiz ola- nı için de. Para her şey değil ama parasız da hiçbir şey yapıtauyor." Fişekcioğlu'na son sortı: Biz, sokaktaki, parayı sadece istek- Ierimizi ve gereksinimlerimizi karşılamak için kuUanan va- tandaşlar için ne önerirsiniz? "Madeni olsun banknot ol- sun her çıkan paradan birer ta- nesini hiç kullanmadan bir ta- rafa koyup saklayın. Banknotlann sol üst köşesin- deki rakamlara dikkat edın. A ile başlayanlar ijk çıkanlardır ve en makbulleridir. Harften son- raki rakamlar seri numara- landır. Küçük rakam taşıyan- lar makbuldür. Pararun üzerin- deki imzalara da dikkat edin. Aynı para değişik imzalar taşı- yabib'r. Mümkünse değişik im- zab olanlan da biriktirin. Pa- rayı iyi koruyun. Eskimemesi- ne. kınbp buruşmamasına özen gösterin. Paralan mümkünse özel dosyalarda ya da kabn bir ansiklopedinin arasında muha- faza edin. Bunlar bir gün mut- laka değerlenecektir. " Türki cumhııriyetlere bir ver bin al• Taba'nın Özbekistan, Kazakistan ve Türkmenis- tan'ı kapsayan gezisine katılan işadamları umutlu döndü. İşadamları, "Türkiye destek verirse bu pa- zardan iyi bir pay alabiliriz" dediler. kredi desteği vermesi gerektiği- ni belirtiyorlar. Bağımsızüklan- na kavuşan cumhuriyetlerde şu anda ekonomik sıkıntılar yaşa- nıyor. Ancak cumhuriyetlerin sahip olduklan doğal potansiyel ile bu sıkıntıları hızla aşacakla- rım savunan işadamları "Türki HAKAN KARA İZMİR — Türk işadamları- mn gözü Türki cumhuriyetler- de. Doğal kaynaklar açısından büyük bir potansiyele sahip olan cumhuriyetlerle Türkiye arasındaki ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi için mutlaka hükü- met desteğine gereksinim duy- duklarını belirten işadamları, Eximbank'ın hızb çalışmasını ve ye'nin bugün vereceği destek, yarın bu pazarda kalabilmemi- zin güvencesi olacak" diyorlar. Türk Amerikan İşadamları Derneği'nin Özbekistan, Kaza- kistan ve Türkmenistan'a dü- zenlediği 7 gün süreli gezi sona erdi. 54 şirketten ve çeşitli ba- kanbklardan temsilcilerin katı- bmıyla yapılan gezi, Türki cum- huriyetlere Türk işadamları ta- rafından toplu olarak gerçekleş- tirilen 4. gezi niteliğinde. Ağır- lıklı olarak inşaat, enerji, tek- stil, gıda, bankacıbk, telekomü- nikasyon ve ilaç sektörü temsil- cilerinin yer aldığı kafiledeki işadamlannın büyük çoğunluğu ilk kez cumhuriyetlerle ilişki kurdu. Kazakistan Dış Ekonomik İlişkiler Bakanı Sadık Abishev ile Türkmenistan Cumhurbaş- kanı Yardımcısı Valeri Georgo- viç ithal edilecek ürünlerin kar- şılığını kendi ulkelerinde üreti- mi gerçekleştirilen ürünlerle ödemeyi düşündüklerini dile ge- tirirken özellikle yapılacak or- tak yatırımlara büyük önem verdiklerini vurguladılar. Yedi günlük gezıyi değerlen- diren Türk Amerikan İşadam- lan Derneği Başkanı Erdal Ka- batepe, "Cumhuriyetlerle eko- nomik ilişkileri geliştirmekte geç kaldığımızı kabul etmemiz gere- kiyor. Japon, Alman, Fransız PollyPeck, DelMonte'yi saüyor EDtPEMİLÖYMEN LONDRA - PoUy Peck'in yıldız işletmesi Del Monte sa- tıbyor. Bir kısım hissesinin New York Borsası'nda satışa sunn- lacağı uzun süredir söylenen kuruluşun, tümünün satılacağı açıklandı. Saüştan 600 milyon dolar gebr sağlanacağı tahinin edibnekte. Satış işini Amerikan yatınm bankalanndan Gold- man Sachs yüklendi. Polly Peck "depremi"nden etkilenmeyen Del Monte, Asil Nadir impara- torluğuna 1989'da katılmıştı ve en gözde kuruluşlanndan biriy- di. Del Monte eğer Polly Peck kapsamından çıkarsa, Polly Peck'ten geriye Türkiye'dekı Vestel ile Japonya'daki Sansui ve diğer bazı küçük işletmeler kalacak. Polly Peck'e kredi veren ban- ka, mab* kuruluş ve sıradan his- sedarlara şirketin sdn durtımu- nu anlatan raporda ise Polly Peck kayyımlan iyi haberler vermiyorlar. Rapor, Polly Peck'ten satm abnmış olan her 1 sterlinbk (11 bin lira) hisseye karşı, şirket yönetiminin, ancak 3 penny (yaklaşık 300 lira) geçi- ci temettü ödeyebileceğini orta- ya koydu. Bu miktar, kayyım- ların tahmin ettiğinden çok düşük. Geçen kasıın ayında benzer bir raporda geçici temet- tü olarak 20 penny (günün rayi- ci ile 1.700 bra) öngörübnüştü. Kayyımlar, Asil Nadir, annesi Safiye Nadir, avukatlan Men- teş Aziz ve Kıbns Endüstri Bankası'ndan, Polly Peck'ten "yasadışı yollar"dan çıktığını iddia ettikleri yaklaşık 600 mil- yon sterhni tazminat olarak ta- lep ediyorlar. Bu paranın tahsil edilebilirse, bir kısmının Polly Peck için işletme sermayesi ola- rak kullanılması, bir kısmı ile şirket borçlannın ödenmesi mümkün olacak. Del Monte'- nin hisse saûşı ile elde edilmesi beklenen gebrin, Polly Peck his- sedarlan arasında "öncebkb ödeme hakkı"na sahip olanlara dağıtılması öngörülüyordu. Kayyımlann. aleyhlerinde dava açtıklan kişi ve kuruluş- lann, suçlamalan reddederek herhangi bir ödemede bulun- mayı kabul etmeyecekieri, bu nedenle hissedarlara ödeme ya- pılmasının "zor olduğu" tah- min edibyor. Asil Nadir aleyhinde Ağır Dolandınçıbk Bürosu tara- fından getirilen 69 adet hırsızlık ve hileli muhasebe iddiasından 46'sı geçen hafta mahkeme ta- rafından düşürübnüştü. Gele- cek pazartesi günü Londra Ağır Ceza Mahkemesi'nde, en az 10 iddianın daha düşürülme- si bekleniyor. Asil Nadir da- vasına bakacak olan Yüksek Mahkeme İcra-İflas Dairesi yargıçlanndan Sir Richard Ho- ward Tucker'm, Asil Nadir aleyhindeki iddialann "en fazla 10 maddede toplanması"nı is- tediği bibniyor. Mart 1993'te başlaması bek- lenen dunışma öncesinde Asil Nadir'in, "duruşmaya hazırbk" olmak üzere hakkın- daki iddialann sayısının azıltıl- ması, pasaportunun iadesi gibi konularda mahkemeye yeni başvurular yapması bekleni- yor. Asil Nadir, pasaportunun iadesini daha. önce de istemiş, ancak "İngiltere'den kaçacağı ve Kuzey Kıbns ile İngiltere arasında suçlulann iadesini öngören bir anlaşma olmadığı ve geri getirilemeyeceği" gerek- çesiyle bu isteği reddedibnişti. Çok uzun süredir Ingibz ba- sınına mülakat vermeyen Asil Nadir, "Sunday Telegraph"a verdiği mülakatta, suçsuzlu- ğunu yeniden vurguladı. firmalan bazı işleri bağlamışlar. Finansmanlarını getirmişler. Kendi hükümetlerinden büyük teşvikler abnışlar. Bizim de hızla arayı kapatmamız gerekiyor. Türk girişimcilerinin bu ülkeler- de iş yapabileceğini dünyaya mutlaka kanıtlamalıyız" dedi. Eximbank'ın hızlı çalışması ve bu ulkelere yönelik işlerde kre- dileri çalışabilir hale getirmesi gerektiğini belirten Erdal Kaba- tepe, şunları söyledi: "Türkiye'den sağlanacak kaynaklar tek başına bizlerin bu ülkelerde büyük pay sahibi ol- mamızı sağlamayacaktır. Batılı firmaları yanımıza almak zo- rundayız. Çünkü asil kaynak Batı'dadır. Bu nedenle de Türk firmaların bu ülkelerde somut işler alabileceğini ve bunlann başarıyla üstesinden gelebilece- ğini kanıtlamalıyız ve bunu bir an önce yapmalıyız. Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerinin geleceği parlaktır. Şu anda bir geçiş dönemi yaşanıyor. Türki- ye bu dönemde önderlik rolünü yerine getirmelidir. Gerekli tek- nik yardımı ve eğitimi sağlama- lıdır. Ayrıca Türk cumhuriyet- lerinin 24 nülyar dolarlık Batı yardımından gerekli payı alabil- mesi için Batılı yönetimler ve kurumlarıyla yakjn temasta bu- lunmalıdır." Yedi günlük gezide Türk Amerikan İşadamları Derneği (TABA) Özbekistan, Kazakis- tan ve Türkmenistan'da birer şube açtı. TABA tarafından ku- rulacak olan Karadeniz Ekono- mik Işbirliği'ne üye ülkeler ve Türki cumhuriyetlere yönelik Karadeniz Ticaret Şirketi'ne her üç ülke de ortak olma kararı al- dı. DÜŞÜNCELER SALİHN.NEFTÇt Yüksek Füz Yüksek faiz enflasyonu etkiler mi? iktisatçıların büyük çoğunluğu bu soruya olumlu yanıt vereceklerdir. Ama Türkiye gibi kronik enflasyon ulkele- rinde, faizlerle enflasyon arasındaki ilişki normalde oldu- ğundan daha karmaşık. Son araştırmalardan hareket ederseniz şöyle bir sonuca ulaşıyorsunuz: Yüksek faiz kısa vadede enflasyonu frenler. Ama uzun vadede arttırır. • • • Faiz derken, reel faizleri kastediyoruz. Reel faizi hesaplamak için tasarrufa verilen (rtominal) faizden enflasyonun etkisini düşmek gerekiyor. Işlem hacmi en yüksek 3 banka, 1 yıl vadeli tasarrufa bugün ortalama %75 faiz veriyor. Yani bankaya 1 milyon yatırırsanız yıl sonunda 1.75 milyonunuz olur. 12 aylık enflasyoh mayıs ayında %70 olarak gerçekleşti. Diyelim ki bu oran gelecek 12 ayda da değişmedi. Yani bugün 1 milyona aldığınız bir mal yıl sonunda 1.7 milyon olacak. Siz faizden 1.73 elde ederken malın fiyatı 1.7 olmuş. Eli- nizdeki para ile yıl sonunda biraz daha fazla mal alabilirsi- niz. Ama çok da fazla değil. Sadece % 1.7 daha fazla. Işte en basit hesabıyla reel faiz bu. Işin kilit noktası, reel faizin "mal" cinsinden hesaplanmış olması. Yani faizi ödemek için birisine kâğıt para vermeniz yeterli değil. Bir mal vermek gerekiyor. Bu önemli, çünkü kâğıt parayı mat- baada basabilirsiniz. Ama sebzeyi, meyveyi basamazsı- nız. Üretmeniz gerekir. ••• Şimdi reel faizler eksiden artıya geçti ve öyle kaldı diye- lim. Bir kere sanayici açısından borç almak daha pahalı hale gelecektir. Aldığı borç karşılığında ürettiği malın daha bü- yük bir kısmını faiz olarak ödemesi gerekmektedir Sanayici bu durumda yapacağı yatırımları geciktirir. Stoklarını azaltır. Çünkü yatınm ve stok demek beklemek demektir. Oysa yüksek reel faiz beklemenin maliyetini yükseltmiş- tir. Neticede yatrımlar yavaşlar. Sanayici elindeki stoklar- dan kurtulmayaçalışır. Fiyatlar gevşer. Piyasada durgun- luk başlar. Yüksek faiz enflasyonu frenlemiştir. • • • Ama süreç burada bitmez. Yatırımlar yavaşlayınca kalkınma hızı düşer. Stoklarını elden çıkarmaya çalışan sanayici doğal olarak üretimini aynı hızda devam ettirmek istemeyecektir. Bu da üretimi yavaşlatır, kalkınma hızını düşürür. işveren de işçi de bu durumdan fazla hoşnut kalmaya- caktır. Yüksek faiz politikasına tepkiler başlar. Bu, yüksek faizin bir ikinci sonucudur. Politikacı açısından tatsız bir sonuçtur. Ama yüksek fai- zin üçüncü etkisi kadar tehlikeli değildir. • • • Türkiye gibi kronik enflasyon ulkelerinde yük- sek faizin üçüncü etkisini kamu maliyesinde görüyoruz. Hazine, sanayiciye benzemez. Sanayici, yüksek faiz karşısında yatırımını, stokunu düşürür. Oysa bütçesi açık veren Hazine, istikrarda karar kılmadığı sürece borç al- mak zorundadır (Aksi halde para basması gerekecektir). Reel faizin yükselmesi Hazine'nin birkaç ay sonra yapa- cağı ödemeleri mal cinsinden arttırır. Hazine bu "marm karşılığını bulmak için de borç alacaktr. Borç bir kartopü gibi büyür. Reel faizler daha dayükselir. Kalkınma hızı düşer. Politi- kacı üzerindeki baskılar artar. Bir gün gelir monetizasyo- na (para basmaya) gitmeye karar verilir. Ama Hazine'nin borcu mal cinsinden büyümüştür. Işte bu "malları" satın alabilmek için eskisinden de daha çok para basmak gerekecektir. Hazine'nin yüksek reel faizle borçlandığı ülkelerde bir süre sonra daha yüksek enflasyona ihtiyaç duyulacaktır. ••• "Ama diyebilirsiniz, bu uzun vadeli bir olaydır. Türki- ye'de kişiler kısa vadeli düşünür." Orası tartışmalıdır. Ama bir anlık bu varsayımı kabul etsek bile yabancı yatı- rımcı hesaplarını uzun vadeli yapar. Nitekim Türkiye bugün sermaye hareketlerini serbest bırakmıştır. Ekonomi artık yabancı yatırımcının hesapla- rından soyutlanamaz. Uluslararası sermaye, reel faizlerin yüksek olduğu du- rumlarda iç borcun bir sınıra vuracağını iyi bilir. Moneti- zasyonun yaklaştığını görür. Aniden para basılırsa tasar- rufunun eriyeceğinin farkındadır. Dolarını gönderip Türkiye'de yatırım yapmak için bir "risk primi" talep etmeye başlar. Yani tasarrufunun erime riskine karşılık bir "ek " reel getiri ister (örneğin Amerikan ekonomisinde borsanın risk primi en az %2 civarındadır). Bu, reel faizleri daha da arttırır. Birçok nedenden dolayı yüksek faiz politikasına uzun süre devam etmek güçtür. Kalkavan'm cenazesi üzerinde çapa resmi bulunan bir bayrağa sanldı.(Fotoğraf: AHMET ŞIK) Ziya Kalkavan toprağa verilcli Istanbul Haber Servisi - Bayram öncesi ölen ünlü ar- matörlerden Ziya Kalkavan toprağa verildi. Ziya Kalkavan'm cenazesi bayramın ilk günü, Florance Nighü'ngale Hastanesi'nden abnarak, Fındıkb'daki Deniz Ticaret Odası'nın önüne götürüldü. Burada düzenle- nen törende konuşan Devlet Bakanı Akın Gönen. toplum- larda bazı insanlann fanilik sımnnı aşarak müesseseleşti- ğini belirterek, "Bunlar kutup yıldızı gibidir. O çağ anıldık- ça, onların da adları anılır. Işte Ziya Kalkavan böyle in- sanlardan biridir. Onun kay- bı yalnız denizciliğimizin değil, dönemimizin kaybıdır. Kendi- leri bir ekol yaratmıştır. Bu ekolün heyecanıyla Denizcilik Bakanbğı kurubnuş ancak teş- kilatlanamamıştır. En kısa za- manda bu yapılacaktır" dedi. Devlet Bakanı .tbrahim Tez de, Kalkavan'm kaybından du- yulan üzüntüyü dile getirerek, "Kalkavan'm ölümü, ülkemiz ve denizcilik sektörü için büyük kayıptır" dedi. Törenden son- ra, Ziya Kalkavan'm, üzerinde bir çapa resmi bulunan bayrağa sanb olan cenazesi Fatih Cami- si'nde kıbnan namazdan sonra Edimekapı Mezarbğı'nda top- rağa verildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle