15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 HA2İRAN1992 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 1 milyoıı deri toplandı AJVKARA (AA) -Kurban de- rilerini toplama görev ve yetki- si 6 yıJ aradan sonra geri verilen Türk Hava Kurumu'nun (THK), 1 milyoncivanndaderi topladığı bildirildi. THK Genel Sekreteri Meh- met Tiryakioğlu, yaptığı açıkla- mada, şuanakadar Türkiye ge- nelinde 520şubeden 204'ünden ancak bilgi alabildiklerini söyle- di. Buna göre 422 bin koyun ve keçi, 224 ton da sığır derisi top- landığını belirten Tiryakioğlu, vatandaşlann 18 bin adet de ba- ğırsak bağışladığını kaydetti. K Ü r t a j a hayir'-New York'ta kürtaj karşıtlannın Kardinal O'Conner onderliğinde düzenledikleri gösteriye polis müdahele etti. Kentin Manhattan bölgesindeki bir klinik önün- de önceki gün düzenlenen gösteri sırasında "Kürtaja hayır' slo- ganlan atan kilise yanlısı bir kadın gösterici polis tarafından apar topar tutuklandı. Bayram bebekleri ANKARA (AA) - Kurban Bayramı süresince 3 büyük ilde 1098 bebek dünyayageldi. Bay- ramda Istanbul'da 535, Anka- ra'da 429, İzmir'de ise 134 do- ğumoldu. tstanbul'da Alman Hastane- si'nde 3, Amiral Bristol'da 2, Haseki'de 32, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde 44, Istanbul Tıp Fakültesi Hastanesi'nde43, In- ternational Hospital'da9, Bey- koz Devlet Hastanesi'nde 11, Şişli Etfal Hastanesi'nde 66, SSK istanbul Hastanesi'nde 24, SSK Göztepe'de 118, SSK Ok- meydanı'nda da 183 bebek doğ- du. INÎCC UÇ 1 nâtlOn-Fransa'nın Nice kentinde düzenlenen uluslararası triatlon yanşmala- nnın 1 Tincisinde, dün 1300 yanşmacı, yanşmanın ilk aşaması olan 4 kilometrelik yüzme yanşı için start aldı. Yanşmacılar, daha sonra ara vermeden bisikletle 120 kilometre pedal çevirdiler ve 32 kilometre koştular. Polisi soydular İZMİR (AA) - tzmir'debir evi soyan kimliği meçhul kişi ya da kişiler, evde misafîr olarak ka- lan komiserin beylik tabancasıy- la ev sahibinin paralannı çaldı- lar. Emniyet müdürlüğü yetkilile- rinden alınan bilgiye göre Altın- dağ semtinde 347 Sokak 11-3 numaralı evde oturan Satılmış Bülbül, akrabası komiser Refık Kılıç ile birlikte bir yakınlanru ziyaretegitti. Misafırlikdönüşü, Bülbül,evinisoyulmus buldu. Hırsızlann 700 bin Hra para ile komiser Refık Kıüç'ın '14'lü tabir edilen, Browning marka beylik tabancasını da çaldığı belirlendi. HABERLERIN DEVAMI OLAYLARIN ARD1NDAKI GERCEKM Baştarafi 1. Sayfada nuda sıkıntılıdır. Ankara'nm ko- numu "yukanya tükürsen bıyık, aşağtya tükürsen sakal" atasö- züyle açıklanabiür. Çekiç Güç, Kuzey Irak'ta bir Kürt devletinin tohumlarmı atmakta kullanılı- yor; Ortadoğu'daki Amerikan politikasmm fyr aracı niteliğin- dedir; buna karşın, Türkiye, Çe- kiç Güç'ün süresini uzatmadı- ğmda başına hangi sorunlann çıkacağım da düşünmek zorun- dadır. tstanbul'da toplanacak tslam Konferansı da Ankara'nm başı çekmesiyle gerçekleşiyor. Bosna- Hersek'te ve Dağlık Karabağ'da yaşanan Müslüman katliamı, yalnız Batı'da değil, îslam dün- yasında da yeterince tepki yarat- madı. Türkiye bu alanda elinden geleni yaptı; uluslararası toplu- mu harekete geçirmeye çalıştı; "din kardeşleri" edilgin kaldılar. Şimdi laik Türkiye Cumhuriye- ti, sınır ötesinde katledilen Müs- lümanları kurtarmak yolunda tslam dünyasından yeterli tepki bekliyor. önümüzdeki on gün, Türki- ye'nin yakından ilgilendiği dış boyutlu konularda karar günle- ridir. Olayı sıcaklaştıran bu ni- telik, ülkemizde kamuoyunun bu konulan yakından izlemesiy- le oluşuyor. Gerçekten, en baş- ta Dağlık Karabağ ve Kıbrıs ol- mak üzere, Çekiç Güç'ün ya da Karadeniz işbirliğinin iç politi- ka kadar ilgi çektiği söylenebi- lir. Türkiye'de artık dış politikay- la içpoliüka iç içe girmiştir. Sı- nır ötesindeki sorunlann ülke- mizi bu kadar etkilemesi, hükü- meti bu çapta bağlaması, daha önceki yıllarda pek görülmüş değildir. Dünyamn gün geçtik- çe küçüldüğü bir çağda yaşıyo- ruz. Koalisyon hükümeti için bu gerçek, hem olumlu hem de olumsuz açılardan yorumlana- bilir. Ancak artık şu noktada tar- tışma bitmiştir: Türkiye'de de- mokrasi ne kadar gerçekleşebi- lirse, ülke dışarıya karşı o oran- da güçlenecek, ağırlığını dış iliş- kilerdeki dengelerde o ölçüde duyurabilecektir. • • • Demirel U Baştarafi 1. Sayfada ması gerektiğini kaydetti. Baş- bakan Demirel. "Karabağ ola- yı olmasaydı, eğer kan dökül- müş olmasaydı. şimdiye kadar diplomatik ilişki kurulmuş olurdu ve kapılar açılrruş olur- du. İyi bir işbirliğine girilmiş olurdu. Bunlan kendilerine an- lattık" dedi. Demirel, Rio'da bulunan İn- giltere Başbakanı John Major ve Almanya Başbakanı Helmut Kohl ile de görüşmeler yaptı. Demirel, İngiltere Başbakanı ile görüşmesi sırasında John Major'un Çekiç Güç'ün süresi- nin uzatılmasını istemesi üzeri- ne, kendisinin, bu karann TBMM'ye ait olduğunu hatır- lattığını belirtti. Başbakan Demrel. İngiltere Başbakanı ile K.arabağ ve Kıbns konulan- nı d a görüştüklerini açıkladı. Başbakan Demirel aynca, Romaıya ve Meksika cumhur- başkanlan ve Yemen, İspanya ve Patistan başbakanlanyla da ikili emaslarda bulundu. De- mirel bu görüşmelerde Bosna- Hersek ve Karabağ olaylannı anlattğını bildirdi. 17£ülkeden gelen temsilcile- rin dinyada çevre korunması- na ili&in çeşitli konulan göriiş- tüğü "BM Dünya Çevre Zirve- si" iûn sona erdi. Zirve sonuıda çevre korunmasıyla il- gili IJo Deklarasyonu, Iklim Değhkliği Sözleşmesi, Ajanda 21, Chnanlan Koruma ve Bio- çeşi*Bik Şözleşmeleri katılımcı ülkelnn imzalanna açıldı. C>t yandan Rio'da "dünya çevrekorunması"na yönelik ta- kındâ olumsuz tutumdan do- layı oğun protestolara neden ola«a\BD, hükümetlerin çe\Te ve gîşme konulanndaki tu- tumılrau düzenleyen "Rio Dek£rasyonu"nu kabul ettiği- ni shıçkladı. Japonya ise Dünya Çew Zirvesi'ndeki liderler topMîiüsında, gelecek beş yıl içir*c dünyamn korunması için 7,7 ıJyar dolar yardım yapa- cafe" âçıklayarak tüm dikkat- leri Erineçekti. G Ü N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK MBaştarafi 1. Sayfada tatile gireceği söylenen Meclis, ağustosun ikinci yarısında yeniden toplanacak, Başba- kan'ın söylediği gibi "geçmiş dönemden arta kalan sorun- ları" sonuçlandıracak. . Geçen günler, daha çok Çekiç Güç ile bağlantılı. Bay- ram günlerinde Çekiç Güç resmi ağızlardan eksik olmadı. ingiltere, sürenin uzatılmasını istedi. Bu bağlamda şu so- rular akla geliyor: Rio de Janeiro'da Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin, Irak Başbakan Yardımcısı Tarık Aziz, Başbakan Demirel, İngil- tere başbakanı John Major, Alman Kohl, ABD Başkanı Bush ve Fransız Cumhurbaşkanı Mitterrand ile yaptıkla- rı görüşmelerde Türkiye'nin resmen biçimlenmemiş Irak politikasına değindiler mi acaba? Türkiye'nin, (a)- Irak'a uygulanmakta olan ambargonun gevşetilmesini, (b)- Bağdat Büyükelçiliğimizi açarak Irak ile normal diplomatik ilişkilere geçmeyi istediğimizi, (c)- Çekiç Güç'e artık bir süre vermenin gerektiğini adı geçen devletlere ilettiler mi, henüz yeterince bilinmiyor. Bu arada Tarık Aziz'in Rio'da Hikmet Çetin'e, PKK'yı desteklemediklerini içeren güvenceler vermesi, buna kar- şılık Hikmet Çetin'in Irak toprak bütünlüğüne Türkiye'nin duyduğu duyarlılığı dile getirmesi, kuşkusuz ilk bakışta iki komşuyu rahatlatacak gelişmeler. Kuzey Irak'ta bir Kürt devletinin kurulmasını istemeyen Türkiye, elbette Irak'ın toprak bütünlüğüne destek vere- cek. Türkiye'yi ürkütmek istemeyen Irak ise elbette PKK'yı korumadıgınf öne sürecek. Bunlar güzel gelişmeler, an- cak Başbakan Demirel'in bir süre önce Irak'ın PKK'yı si- lahla beslediği yolundaki demeçleri ne olacak? Başbakan Demirel, Rio'da, Ingiliz Major'a Çekiç Güç'ün süresini parlamentonun kararlaştıracağından söz etmiş. Haberler bunu gösteriyor. Hükümet bir türlü açıklayamı- yor, ama uzatmaya taraftar. Ancak iktidar ortakları, muha- lefet günlerinde Çekiç Güç'e karşı vaziyet aldılar. Dünkü tutumlarına bugün ters düşmeyi istemediklerinden, sanki hükümetin bir görüşü, bir fikri yokmuşçasına, sorunun parlamentoda çözüleceğini durmadan yineliyorlar. Yerinde say Oysa Meclis'te iki parti çoğunluğu temsil ediyor. İki par- tinin sorunla ilgili bir fikri, bir görüşü olması gerekiyor. Sorunu, parlamentonun çözeceğinden başka ağzından laf çıkmayan hükümet, bu suskun tutumuyla acaba hangi ger- çeklerin üzerini örtmeye çalışıyor? öteki önemli konu, olağanüstü halin uzatılması. Üç ay önceydi. Hükümet gerek SHP'nin içinden gerekse ANAP'- tan gelen eleştirilerden sonra kimi pembe vaatlerde bu- lundu. Olağanüstü hal, olanağı bulunursa kaldırılacaktı ya da yeniden biçimlendirilecek, demokratikleşmiş bir kimlik kazanacaktı. O kadar ki ağırlıklı bakanların üye olduğu bir komisyon da kuruldu. Gel zaman git zaman komisyondan ne ses ne nefes. Meğer komisyon öyle çalışıyormuş ki önemli sonuçlara bile varmış. Içişleri Bakanı Ismet Sezgin, bayramın üçün- cü günü olağanüstü halin kaldırılamayacağını açıkladı. Üstelik, bölgede demokratikleşme gerçekleşmiş. Bakana göre her valinin olağanüstü vali kadar yetkisi varmış. Böylece olağanüstü hali düzenleyecek rüzgârlar dünde kaldı. Günümüzün maddi gerekçesi PKK cinayetleri... Manevi desteği ise yelkenleri dolduran 7 haziran rüz- gârları. Hükümet epey yol alabilir. Sonrası? Allah kerim. Karabağlda kanlı • Baştarafi 1. Sayfada ürlaülarak halen devam etmek- te olan operasyonun bu saldın- lann düzenlendiği noktalann imha edilmesini amaçladığı vurgulandı. Azerbaycan yöne- timi, Ermenistan'ın saldırganlı- ğına son vermesi halinde ateş- kes uygulamaya haar olduğu- nu bildirdi. Dağlık Karabağ sorununun 1988 yüında patlak vermesinden bu yana Azeri kuvvetlerinin ilk kez savas alanında bu denli so- mut bir ilerleme sağlamasının Ermeni yönetimini de telaşlan- dırdığı haber veriliyor. Ermenistan Dışişleri Bakanlı- ğı yetkililerinin Batılı gazeteci- lere yaptıkları açıklamalarda, çatışmaların en kısa sürede so- na erdirilmesi için Azerbaycan hükümetine uluslararası düzey- de siyasi baskı yapılmasını iste- dikleri bildiriliyor. Reuter'in Moskova kaynaklı haberinde ise Azerilerin girişti- ği büyük saldırının sert Ermeni direnişi ile karşılaştığı kanlı ça- tışmalarm sürdüğü bildirildi. Ermeni kaynakları doğuda sa- dece bir bölgedeki çarpışmalar- da 15 Ermeninin öldüğünü, 50 Ermeninin de yaralandığmı be- lirttiler. Ermeni kaynakları, Azeri saldınsının amacının Ka- rabağ üzerindeki Azeri deneti- mini yeniden sağlamak olduğu- nu belirttiler. Ermeniler, mayıs ayında gerçekleştirdikleri saldın ile Laçin bölgesini de alarak Dağlık Karabağ'ı Ermenistan'a bağlamışlardı. Ermenistan Baş- kanlığı güvenlik yardımcısı Ga- gik Abakyan, Askeran ve Mar- dakert'te Azeri saldmlarmm durdurulduğunu öne sürdü. Abakyan, en şiddetü çarpışma- ların Dağlık Karabağ'ın kuze- yindeki Şaumyanovsk bölgesin- de yapılmakta olduğunu da açıklamasına ekledi. öte yandan Ermenilerin Kur- ban Bayramı'nm ilk iki günün- de Nahcıvan'a saldın düzenle- dikleri açıklandı. Nahcıvan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, 13 haziranda AA muhabirine yaptığı açıklamada Ermenilerin Sederek'e top ve roket ateşi aç- tıklarını söyleyerek "Bayramı zehir ettiler" dedi. Aliyev, Er- meni ateşinde iki kişinin agir ya- ralandığını da sözlerine ekledi. Ermenistan yönetimi, Azer- baycan'da halk cephesi lideri Ebulfe Elçibey'in cumhurbaş- kanlığı seçimini kazanmasından sonra tırmandırdığı yanüş bilgi- lendirme ve propaganda kam- panyasında bir adım daha ata- rak, "Dağhk Karabağ'da Türk askeri uzmanlarının da bulunduğunu" iddia etti. AA'- ya göre Ermenistan haber ajansı Armen Press'in TASS kanahy- la yayımlanan haberinde, Dağ- lık Karabağ Ermenilerine daya- nılarak, "Halen devam etmek- te olan operasyonun Türk aske- ri uzmanların doğrudan katılı- mıyla hazırlanmış olduğu" ile- ri sürüldü. 'Özal, hükümetin tSTANBUL ÜNtVERSİTESt İŞLETME FAKÜLTESİ İŞLETME tKTİSADI ENSTtTÜSÜ'NDEN Çeşitli Eğitim Programlanna Aday öğrenci Kaydı Başlıyor. YÖNCTJctLtK ÇAGINDA YAŞrYORL'Z; dıplomanız başan için yeterli değildir. 21. yüzvüın koşullanna göre eğium görme ihtıvaanızı en W şekilde "Yöoetiçflik Eğitiminde 36 Yıllık Deneyimit ' olan ^LETME ÎKTISADI ENS111 ÜSU'nün aşağdaki programlanndan en az bırine katılarak sağlayabilirsiniz I- GENEL tŞLETMECÎLtK PROCRAMLARI: 1- tŞLETMECtLtK İHTİSAS PROGRAMI (Türkçe ve Ingılızce öğretim yapan 1 akademik >ıl sürelı gûndüz ve ge- ce bölümleri vardır.) 2- İŞLETME İDARESİ PROGRAMI (Yatıü. en az 5 yıllık pratik deneyim. 6 hafta süreli) D- ÖZEL IŞLETMECtLİK PROGRAMLARI: (Bu programlann lngiüzce ve Türkce dıllennde 1 akademik yü süreyle öğretira yapan gündüz ve gece bölümleri vardır.) 1- ULUSLARARASI İŞLETMECtLİK İHTtSAS PROGRAMI (f n- gilizce) 2- FtNANSAL KURULUŞLAR YÖNETİMİ İHTİSAS PROG- RAMI (Türkçe ve lngılızce) (Banka. Sigorta, Borsa, Sermaye Pıyasası vbg.) m- tŞLETME AĞIRLIKLI tNGİLİZCE DİL HAZIRLJK PROGRAMI Başlangıç (1140 saat), orta öncesi (950 saat) veorta (775 saat) düzeyler- de yürütülmekte olan Işletme Ağırlıkb tngaâce Dfl Hazırhk Programı is- teyenleri enstitünün tngıhzce olarak ^rütülmekte olan programlanna hazırtamaktadır. KAYITŞARTLARI 1. thtisas programlanna kaulabilmek için en az4 yıllık bir yüksek öğre- tim kurumundan mezun olmak gerekir. (1992 güz döneminde mezun olacaklar da aday kaydı yaptırabiürler.) 2. Aday kaydı 15 Haziran 1992 tarihinde başlayacak ve 21 Ağustos 1992 günü saat 17.00"de sona erecek, seçim smavı 29 Ağustos 1992 Cu- martesı günü saat 10.00'da yapılacakür. 3. Ingilızce dıl kurslannın aday kaydı 15 Haziran-15 Temmuz 1992 ta- rihleri arasmda saat 9.00-12.00 arasında yapılacaktır. 4 Aday kaydı için; 2 fotoğraf ve mezuniyet belgesi ya da son sınıfta bulunduğuna ilişkin belge gerekir. Daha fazb bügi içu: l.Ü. Işletme Fakültesi Işletme tktisadı Enstıtüsü 34850 Avalar-fSTANBUL Telefon: 591 44 91 -591 39 64-590 14 27/217-218-219-220 Fax:591 99 78 • Baştarafi 1. Sayfada meler yaşanacağını belirterek "Reform tasarıları büyük ölçü- de yasalaşacak" dedi. Başbakan Vekili Erdal Inö- nü, bayram tatilini Marmaris'e bağlı Hisarönü köyünde özd Kalem Müdürü Uğur Büke, Tu- rizm Bakanlığı Müsteşan Korel Göymen ve eşleriyle birlikte ge- çirdi. Bayram süresince her sa- bah gazetecilerle söyleşiler ya- pan Inönü, tekneyle denize açı- İarak koylarda yüzdü. Gazetecilerle yaptığı sohbet- lerde gelecek 15 gün içinde ya- sal düzenlemeler açısından önemli gelişmeler yaşanacağını belirten înönü, "Reform tasa- nlan büyük ölçüde yasalaşa- cak" dedi. Inönü, bu tasanlar arasında BM Çocuk Hakları Sözleşmesi, rektör atamaları, çalışma hayatı, insan hakları, devlet bakanlıklarının teşkilat yasaları ve anayasa değişikliği konularının yer aldığım belirtti. İnönü, DYP'nin bir erken se- çimle tek başına tktidara gelme- yi hedeflediğine ilişkin yorum- lar anımsatıldığında, "Koalis- yon protokolünde çeşitli hedef- lerimizi anlattık, ancak makul bir süre beraber gidelim, içimiz- den birisi tek başına iktidar ol- mak gücünü görürse o zaman koalisyonu bozacağız demedik. Koalisyon protokolünde söyle- diklerimizi altı ayda yapacağız demedik" şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın hükümete yönelik eleş- tirilerinin sürmesi konusuna da değinen İnönü, "Çankaya'nın gündemde olması, cumhurbaş- kanlığı makamırıda olan Sayın Özal'ın davranışlarına bağlı. Saym Özal, hükümetin gidici ol- duğunu söylediğinde elbette hü- kümetin karşısında bir engel gi- bi görünüyor. Böyle bir şey yap- maya hakkı yok. Hükümetin güç aldığı yer, cumhurbaşkan- lığı değil, halktır. O konuda ye- ni bir şey yok. Sayın özal'ın ta- rafsızlığa uymayan sözleri, her duyulduğunda tepki uyandın- yor. O konudaki temel yaklaşı- mımız değişmedi" dedi. Televizyonun özelleştirilmesi konusundaki bir soruya da İnö- nü şöyle cevap verdi: "Anaya- sa değişiklikleri içinde bu konu da var. Bunun için zorluk ola- cağını sanmıyorum. Büyük bir ihtiyaç var. Hemen her gün bir özel televizyon devreye giriyor. Bir uçtan diğer uca gidiyoruz. Önce her şeyi yasaklıyoruz, son- ra hiçbir yasal düzenleme olma- dan herkes istediğini yapıyor. Bu konuda yasal düzenlemele- rin bir an önce yapılması zorun- Ju." Içişleri Bakanı İsmet Sezgin'- in, "Olağanüstü hal sürecek" şeklindeki sözlerinin anımsatıla- rak bu konuda hükümette bir görüş aynhğı olup olmadığı şek- lindeki bir soruya ise tnönü, "Görüş aynhğı yok, amaç bir an evvel olağan hale gelmektir. Geçen 4 ay içinde ne ölçüde iler- leme sağlanmıştır, mevcut yasal düzenlemelerde olağan hale ge- çiş için ne tür düzenlemeler ya- pılacaktır, görüşülecek. TBMM'nin tavn, şüphesiz ülke- nin bütünlüğü içinde vatandaş- lanmızın haklarını korurken bir baskı ya da olağanüstü durum sürekli yaşanıyor izlenimini ver- memektir. Hükümette bu konu- da bir görüş aynhğı yok. Sade- ce konuyu ele almadığımızı söyleyebilirim" yanıtını verdi. ABD'ye para • Baştarafi 1. Sayfada dan oluşan bir heyet, bayram tatili başlarken New York'a geldi. Boston'daki bazı ban- kalar da dahil Amerika'mn doğu yakasındaki önemli fi- nans kurumlan ile Türkiye'- nin Yankee Bond tahvil piya- sasma çıkması konusunu görüşen heyet, Amerikalı ban- kerlerin Türk ekonomisine ilişkin sorulannı yanıtladı, meraklannı gidermeye çalıştı. Heyetin, Güneydoğu'daki olaylar, insan haklan ya da Kafkasya'ya nasıl bakıldığı türünden siyasi sorulara mu- hatap kalma olasıhğı nedeniy- le temaslara Dışişleri Bakan- bğı'ndan da bir temsilci katıl- dı. Türkiye son on yılda uygu- ladığı politikalar, iç istikran ve düzenli borç servisi nede- niyle uluslararası piyasalarda 1-1.5 (7-10.5 trilyon lira) mil- yar dolar civannda bir "expo- sure" sağlamışü. Ancak geç- mışte bunun tamamı hiç kul- lanılmamıştı. Gayet az mik- tarda borçlanılıyor, mümkün olduğunca bu "olası rezerve" başvurulmuyordu. Son birkaç yılda ekonominin geldiği nok- ta nedeniyle bu potansiyel kredinin tamamına göz dikil- di. İşte Yankee Bond piyasası- na girilmek istenmesı de bu- nun tümünün birden sağlan- ması arayışmı yansıuyor. Ancak bu arayışın belli risk- leri de bulunuyor. Eğer Türki- ye, hak ettiğini umduğu 1-1.5 milyar dolar seviyesine ulaşa- mazsa, ulaşamamış olmanın sorunlan ile karşılaşabileceği ileri sürülüyor. Fakat bir yet- kili, "Bu rakamın altmda kal- mamız mümkün değil. Zaten önceden yapılan temaslarda ilke anlaşmasına vanlmış ol- duğu içindir ki müsteşar sevi- yesinde bir heyetle burada bulunuyoruz" dedi. Bu arayış, IMF ve Dünya Bankası'nın Türkiye ile ilgili çevrelerinde bazı soru işaretleri yaratmış durumda. Bir banka mensubu şöyle konuşuyor "Tansu Çiller burada bi- zimle konuşurken kendismi, doğru politikalar uyguladık- lan takdirde desteğimizi ala- caklannı. hatta 1-1.5 milyar dolara kadar proje kredileri verebileceğirnizi söyledik. Doğru politikalar nedir? Her- kesin bildiği, üzerinde anlaştı- ğı şeyler: Vergi disiplini, bütçe birliği, Merkez Bankası'nın çerçevesinin sağlamlaşunlma- sı gibi. Şimdi bunlan yapma- dan, ihtiyaçlan olan parayı uluslararası piyasadan bul- mak istiyorlar. Eğer yapılması gerekenleri yapıp da uluslara- rası piyasaya çıksalardı çok daha iyi ederlerdi. Uluslarara- sı piyasalarda 600-700 milyon dolarda kalırsatuz bu sizin ih- tiyacınızı karşılamaz, aynca yanlış imajlar da yaraür. Yani tahvilin riskleri var. Öte yan- dan size 2-2.5 milyar dolar la- zım, onda da yine bizim de- diklerimizi yapmanız gereki- yor. " GOZUEM DYNAMIC, COMMITTED, HIGHLY RESPONSIBLE EDP STAFF — University graduate - IBM AS/400 and RPG/400 experience required •• Young, dynamic, committed and who can take high responsibility within a hard \rvorking, challenging environment Forvvard your C.V. including a photo to TYT BANK Personnel Dept. Harbiye, Cumhuriyet Cad. No: 301 Şişli 80230 İstanbul UĞUR MUMCU • Baştarafi 1. Sayfada Bunlar da her nedense suçlanırlardı! Aynı duyarsızlığı Güneydoğu olaylarında yaşıyoruz. Güneydoğu'da 1984 yılı ağustos ayindan bu yana sü- ren çatışmalarda öldürülen sivil yurttaş sayısı, 1147'yi buldu. Bu yurttaşların büyük bir kısmı PKK tarafından öl- dürüldü. Yine bu yurttaşların büyük bir kısmı, Kürt köken- lidir. Bu insanlar, PKK ve PKK'nın silahlı örgütü ARNK tara- fından evleri basılarak, yollarda çevrilerek ve bindikleri minibüslerden indirilerek kurşuna diziliyorlar. Bu cinayetlere karşı neden ses çıkmıyor? Neden Avrupa'daki insan hakları savunucuları bu act- masız terör karşısında seslerini çıkarmıyorlar? Karakollarda hain pusulara düşürülüp şehit edilen er- lerimiz. subaylarımız, astsubaylarımız ve polislerimiz... Onlar da bu ülkeninin yurttaşlarıdır. Onlar da ırk, dil ve din ayrımı gözetmeksizin bütün in- sanları kucaklayan insan haklarının evrensel nitelikteki güvencesi altmda olması gereken insanlardır. Onlar da can taşıyor, onların da anaları-babaları, ço- lukları ve çocuklan var. Onlar da oralarda kendilerine verilen yurt savunması görevini yapıyorlar. Adı üstünde, "insanhakları"d\r söz konusuolan. İnsan hakları, renk ayrımı, ırk ayrımı, dil ve din ayrımı yapıl- maksızın herkes için gecerlidir. Türke de Kürde de Araba da Çerkeze de Arnavuta da devlet görevlisine de teröris- te de aynı koşullarda ve aynı duyarlılıkla uygulanması gerekir. PKK teröristi için insan hakları var; PKK tarafından mi- nibüsten indirilerek kurşuna dizilen yurttaşlar için yok! Kundaktaki bebeler için yok... Altı yaşındaki küçücük çocuklar için yok... Seksenlik dedeler için yok... On sekizlik genç kızlar ve delikanlılar için yok... Sınır boylarında görev yapan Mehmetçik için yok... Su- b&ylar için yok... Astsubaylar için yok... Polisler için yok... Bekçiler için yok... PKK tarafından kurşuna dizilen ögretmenler için yok... Doktorlar ve hemşireler için yok... Mühendisler için yok... öğretim üyeleri için yok... Türkiye'de son yıllarda böylesine yapay ve böylesine çarpık bir insan hakları anlaytşı egemen oldu. Oysa, insan haklan; Edirne'den Ardahan'a kadar bü- tün ülkede geçerli olması gereken bir anlayıştır. İnsan haklarını uygulamak, devlet için bir görevdir, yurttaş için bir erdem ve basın için de bir ahlak konusu- dur. özgür basın, insan haklarını bir kısım yurttaş için var, bir kısım için de yok sayamaz. Basın, insan haklarını kı- sıtlayan yasaklara ve insan haklarını yok sayan işkence- lere bunun için karşı çıkar. İnsan haklarının en önemlisi de "yaşama hakkı"ö\r. Terör, insan haklarının başKcası olan yaşama hakkını yok eder. Bütün uygar ülkelerde insan haklannı savunanlar, te- röre de karşı çıkarlar. Türkiye'de ne yazık ve acı ki insan haklarını bir kısım yurttaş ve örgütler için var şayıp, öbürleri için yok sayan bir anlayış kol geziyor. İnsan hakları; PKK için var, PKK'nın kurşuna dizdiği in- sanlar için yok! Nasıl bir '7nsan///r"anlayışıdırb,u? KüHvr • SaiMİ 64 a« • aao aı «7 Yılmaz Güney Gözyyie Can Çekifen Çelffkikr Ulketi •• •• SURU TARIK AKAN-MEUKEMMİRAĞ TUNCEl KUKTİZ r«whM«: ZEKİ ÖKTEN Smıryo: YILMAZ GÜNEY Ortakey OKM (2S> 69 17) 13.00-15.30-18.00-20.30 REKLAM FllMlDAdlTtMINOA • 1 1 1 249 50 33 AIDATMA 11.0013.00 15.CKM7.0O-19JO-2U5 bM>Tİt00t(337Dia) 11JO-I13015.3017.30-UJO-2I.30 AKDENİZ I2.00-I4.I5-1U0-1B.45.21.M BAHÇIVAN (akrksy INCSKU [572 64 39) 15.00 17.00 19.OO-2t.l5 KUZENİM VINNY Hgrbrt*S(247UI5) 1! 30-14.15 17 00-19J0.2I.4S DOORS 9 1/2 HAFTA 11.00 133O-U.0O-11.3O-2I.M •cyaga DÜHY* (249 9361) 12.0014.15-I6J0.18.45-21.15 TANRILAR ÇIIDIRMIŞ OLMALI II İ.KVSUU (516 2*601 11.0O-İ3JO-I6.IIC-I130 2IM EVDE TEK BAŞINA Uukii İKIUİ [572 (4 » ) 11.00-1X00 NİNJA KAPLUMBAĞALAR II Kad>lt>r AS 03« 00 SD) 11 00 OMEN IV I9HA2İUM'DASİIEW1AIDA ı*ro#u ırrocıu (25i 32 m 12.00 15.04-1100-2100 SHWARZENECGER HAFTASI Kadıköy AS Sinaması (336 00 50) C0MMAND0 TOTAL RECALL Cumarleı Sok Pı PREDATOR (umo Cmanbo TERMINATOR PazsİN Seanslar 13.30-16.00-18.30-21.15 BAŞKENTGÜNLERİ Miişerref Hekimoğlu 10.000 lira (KDV içinde) Çağdaf Yayınlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağatoğlu-lstanbul Ödemeli gönderilmez.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle