30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahibi: Cumhuriyet Matbaaahk ve Gazetecilik Türk Anonım Şırketı adına Berin iN»di 0 Genel Yayın Yönetmeni: özgcn Ac»r • Genel Yayın Koordinatörü: Hikmcl Ç«tinka)i • Yazı lşlerı Müdurleri. FUSOB Özbilgen (Sorumlu), CeUI B»jt»»pf • Yazı Işleri MUdür Yardımcısı: Salim AlpasUn • Sayfa Duzenı Yönetmeni: AU Acv • Adana Temsilcisi: l lç Polıtıka: Mehmet Tezkaa, tstanbul Haberleri: Şenay Kalkan, Dış Habcrler: Ergnn B»kı, Kültttr: Mıirşit Balabanlılar, MakaJeler: Sunj Kanören, Spor: AMölkadir Yucelman, Düzeltme: Abdullah Yaacı • Koordinatör: Ahmet Korulsan • Mali tşler: Erol Erkut • Muhasebe: Bulent Yener • Bütçe-Planlama: Sevgi Osnunbeşeofcta • ldare: Hüseyin Gurer • tşletme: Önder Çelik • Bilgi-tşlem: Nail lnal • Personel: Sevgi BostMcıofclıı S o n «r Yaymc Cumtııırirr. Mıtbuoiık « Guoccflik TA-Ş. TDrkocatı Cad. 39/4! Catdo«lı 34334 tn. PK 246 tsuobıl TH: 512 OS 05 (20 btt). lUex: 22246. FK. (1) 5 » 60 72 • flsrojor AlkUK Ziy» G8k«lp B'v. Inkıltp S. No. 19/4, Ttfc 433 II 4M7, TMeı: 42344, Fta- (4) 133 05 «5 • Umtr. H. Ziy. BI-. 1352 S. 2/3, Ttfc 13 12 30, TUcn 52359. Fu. (51) 19 53 «0 A A ^ K tnOoO Cad. 1)9 S. No 1 t . I, TM: 19 37 52 (4 hu). Teia: 62155, Fu: (71) 19 25 7» TAKV1M 31MAYIS1992 İmsak:3.32 Güneş: 5.26 Öğle: 13.06 İkındı: 17.05 Akşam. 20.35 Yatsı: 22.21 Tüpkdtktopun başarısi •WASHINGTON(AA)- llk akağer nakli ABD'nin Oregon eyaletinde bir Türk profesör tarafından gerçekleştirildi. Oregon Sağhk Büimleri Üniversitesi Tıp Fakûltea göğüs, kalp ve damar cerrahisi bölüm Başkanı Prof. Dr. Adnan Çobanoğlu, 9 saat süren ameliyattan sonra 50 yaşmdaki hastaa Lynda Chandlennsağlık durumununçokiyi olduğunu söyledi. ABD'nin tanınmış yayın organlan ve televizyonlan Tûrk doktor Çobanoğlu ileyapılan röportajlara geniş yer verdiler. Prof. Dı. Adnan ' Çobanoğlu. Oregon'da ilk kalp naklini yapan Türk doktoru olarak taranmışü. 'Sigaraya Hayır Günö' • İstanbul Haber Servisi - Dünya Sağlık Teşkilaü'nın ilanettiğj"31 Mayıs Dünya Sigara'ya Hayır Günü" nedeniyle bugün çeşitli etkınlıkler yapılacak. Etktnlikler cerçevesinde ilk olarak Sıgara Içmeyenler Derneği üyeleri, Taksim Meydanı'ndaki Atatürk Anıü'na çelenk koyup halka çiçek ikram cderek onlan 'Kapalı yerlerde sigara içmemeye' davetedecek. İstanbul Tıp Fakültesi 14 Mart Amfisi'nde saat 9.30 ile 18.00 arasında ise sigaranın zararlannı anlatan panel ve çeşitli etkinlikler gerçekleştınlecek. 'Dionysos Şiir Ödölö' •SALİHLl(AA)-Salihli Belediyesi tarafından 17. kez düzenlenen "Salihli Şiir tkindileri", dün Sarp harabeleri Gymnasium'da yapıldı. Şiir ikindileri kapsamındaki geleneksel "Dionysos Şiir Odülü", Yunanlı şair Stelyos Yeranis ve Can Yücel'e verildi. Geçen yıl "Dionysos ŞiirÖdülü"nü kazanan Chnitos Katsıranis, Yunanlı şair Stelyos Yeranis'i izleyicilere tanıtü. Şair Yeranis iseaslen Kuşadalı olduğunu ve kendısini Türklerin akrabası olarak gördüğünü belirtti. Yeranis, "Şiir, kültürün önemli bir parçası ve belki de ciçegidir" dedi. Salihli Kaymakamı M.Asım Hacımustafaoğju daha sonra "Dionysos ŞiirÖdülü"nü, Stelyos Yeranis ve Can Yücel'e verdı. CocoL Coco!.. Coco!.. Chaııel!.. Chanel modellerinde fantezilerini Utmin ediyor. Moda dünyasınm ürüüsü Chanel bir kabarede şarkı söyleyen küçük bir şarkıcıydı. Bildiği ikibuçuk şarkıdan biri de "Cocorico!" diyebaşlardı. Chanel'in Coco'luğu işte o zamanlardan kalma. Yaşamı fırtınalarla geçen Chanel "Bir Chanel modasından sözetmeleri hoşuma gitmiyor" derdi. NECLÂ SEYHUN El çırparak, ayaklanru vurarak tempo tutar, bir ağızdan bağınrdı kalabalîk: "Coco!.. Coco!... Coco!..." Sahneye gelmesini istedikkri, şu moda dünyasının bir tanesi ünlü Chanel'di. Ama ne moda dünyasmdaydı o zamanlar, ne de ünlüydü. Küçük bir kabarede şarkı söyleyen küçük bir şarkıcıydı yalnızca. Bildiği ikı buçuk şarkıdan biri de "Cocorico"... diye başlardı. Müşterilerin bayıldığı bir şarkıydj bu. Chanel onu söyleyip de çekildi mi, tempo tutar, el çırpar, onu geri çağınrlardı: Coco!.. Coco!.. Coco!.. Chanel'in "Coco"luğu işte o zamanlardan kalma. ömür boyu, hatta ömrünün ardmdan büe ondan aynlmayan bir lakap bu Coco!.. Geçmişi hakkında durmaksızın yalanlar söyleyen Chanel, "Coco" lakabının, babası tarafından kendisine verildığini söylerdi, ama öteki hikayeler gibi bu da yalandı. Kansının ölümünden sonra, dört çocuğunu ortalarda bırakıp Amerika'ya kacmıştı babası. Çocuklar ne olacak diye hiç düşünmeden, gözü hiç arkada kalmadan. Hayırsızın tekiydi. Chanel altı yaşmdaydı o zamanlar. Adının başmda da ne "Coco" vardı, ne de birşey!.. On yedi yaşına kadar bir yetimhanede büyüdü. Aalı, zor yıUardı bunlar. Chanel'in hiç haürlamak istemediği yıllar. Sonra birdin okulu. Sonra da bir kabarede şarkıcıhk. Tasını larağını toplayıp, şansını denemek içın Vichy'ye gittiği zaman yirmi yaşındaydı. Amacı, bir şantözlük bulup Cocoricolar söylemekti. Şantözlük ararken. şansı buldu. Etıenne Balsan adında bir adamdı bu. Zengin, ava. atlara düşkün. sosyetedcn bin. Chanel'e yardımcı oldu. Onun sayesinde Arthur Copel adında bir Ingiliz'i tarudı Chanel. Bu, hem iş hem his dünyasında bir dönüm noktasıydı. Bu zengin işadamı Chanel'in tüm yaşanüsını, tüm kaderini değiştirecekti. Onu Paris'egötürdü, Rue Cambon'da bir kat kiraladı ona. Ve Chanel, şapkalar yapmaya başladı burada. Işleri öylesine iyi gitti ki bir süre sonra şapkadan kıyafetlere geçti. Terziliğe döktü işi. Copel'in yardımıyla 1913'te Deauvılle'de birbutik açtı. Sonra yürüdü işler. Sadeveşıkü modelleri. Savaş yıllan, yüksek sosyete kadınlannın Doğulu sultanlar gibi değil de Chanel'in çızgısinde giyınmesını sağladı. Kadınlar sade ve rahat modeller ıstiyorlardı arük. • Chanel'leyeni birmoda, yeni bir yaşam bıçımı doguyordu. Tnkolar, siyahlar, yalano mücevherler, zincirler... Ve başanlar ve acılar ve yeni aşklar... Chanel'e olan büyük aşkına karşın Boy Copel, pek tanınmış bir Ingiliz kadını ile evlendiğinde, dünya başına yıkıkü Chanel'in. Boy, daha sonra bir otomobıl kazasında ölerek Chanel'i bir kezdaha yıkacak, dayanılmaz acılar içinde bırakacakü. Ömrü boyu hep ikinci kadın oldu, yasal bir ilişki kuramadı Chanel. 1920'de ünlü "Chanel 5" parfûmünüçıkardı. 1928'depantolonlu modeller,jarseler... Sonra aşklar, gene aşklar... Müzisyen Stravinsky, ardından Rusdükü Dimıtri, daha sonra İngıltere'nın en zengin adamlanndan bin olan NVestminster dükü... Fırünalı bir yaşam!... 1936'da grevlere kızıp kapadığı moda evinin kapısıru. 1954"te yeniden açtı Chanel. O, ünü bir daha hiç geçmeyecek tayyörünü 1956 yüında lanse etti. Chanel: "Bir Chanel modasından söz etmeleri hoşuma gitmiyor" derdi. "Chanel demek, stil demektir. Moda demode olur, ama stil sürer gider.." gidiyor da... 36 yüdır sürüyor ünlü tayyörlen, zincırlen, incileri... Chanel moda evinin stilisü Karl Lagerfeld, onun ünlü tayyörlerini, incilerini, boncuklannı koyuyor her koleksiyona. Ama üç, ama beş, ama on tane... Geri kalanında istediği gibi at oynatıyor. Fantezilerini tatmin ediyor gönlünce. O modellerde Chanel'i ara ki bulaan. Ya!... İşte böyle, Chanel... "Coco!.. Coco!.. Coco!.. Chanel!..." Chanel demek stil demek. Moda demode olur, ama sürer gider... INSANLAR İsmail Gülgeç Y4 VA U Amazonlar Karadeniz'de Terme Çayı kıyısında mı yaşadı? Terme'de Amazonlar aramyor SAÜM SÜRMELt SAMSUN - "Sadece ayağa kalkıp, 'Merhaba buradayız, burası Terme veya eski Yunan- ca Themiskyra' diye bağırmalı- sınız. Insanlar efsanenin doğru- luğunu anlamak için gelecektir- ler." 15 yüdan bu yana Amazon- lar üzerine araştırma yapan Ingiliz tarih ve coğrafya araşür- maası Kitfa Rowbotham, antik adıyla "ThemıedonM da yaptığı bu çağn ile mitolojiye göre sa- " vaş tannsı Ares ile Harmoma'- nın kızlan olan Amazonlan buhnak için ilçe halkı ve yöneti- cilerini göreveçağırdı. Yaşadıklan döneme kadın savaşçılar olarak imza atan, ok, yay ve mızrak dışında "Labrys" denilen iki ağa kes- kin baltayı büyük bir ustalıkla kullanan, Herodot tarihi ve mi- tolojiye göre "Thermedon" Terme Çayı kıyısında kurduk- lan Themiskyra şehrinde yaşa- dıklanna dair bulgular bulunan Amazonlan arama ve bulmaya yönelik çahşmalar gittikçe hız- laruyor. Belediye Başkanı Yalçm Kü- laiıh, yaklaşık altı ay kadar ön- ce "Terme'de Amazonlar ara- nıyor" sloganıyla yaşadıklanna inandıklan kadın savaşçılan bulmak içın seferber olduklan- nı söyleyip ekliyor, "Köylü ve halka çağn yaptık. EUerinde olan, tarla, bahçelerinde bul- duklan eski püskü ne varsa bel- ki Amazonlar'a ait bir delildir diye topluyoruz. Henüz bir şey bulamadık, ama bulacağız." mak için Karadeniz'e gelen He- rakles arasındaki efsaneyi bıldi- ğini söyleyerek, "Bilim adam- lan için mitolojinin her bir par- çası farkh şeyi anlaür. Mitoloji- yi, efsaneyi, romansı gerçcgi parça parça açığa çıkarmalıyız" dedi. Kith Rovvbotham, Terme'de tüm ilçe halkını Amazonlar'ı bulma uğraşında birlik içerisin- şıne TeTme'yi ziyaret edin... Amazonlar'ın başkenti... Herakles ile Hippolyte'nin yürüdüğü yerde yürüme şansınız olacak gibi ilgi çekici tabelalar konulabüir" diye ko- nuştu. Yerii ve yabancı bilim adam- lan ve konuklann çağnbmı ile yapılacak geniş kapsamlı bir konferansın Amazonlar'ı bul- • Amazonlar, çoğu efsanelerde Karadeniz'de Thermedon (Terme) Çayı kıyısında Themiskyra şehrini kurmuş ve orada yaşamışlar. Heredot tarihinde de Terme yöresinde yaşadıklanna ilişkin bulgular bulunan Amazon savaşçı- lannın kendilerine ait olduğunu ispata çahşan ilçe halkı, hanl harıl bunu kanıt- layacak bir belge, eser arayışına girdi. Baa bilgilere göre Amazon'- un A'sı şiddet ve kuvvet anla- rruna gelmekte. Mazon da meme dernektir. Erkek gibi savaştıklan için gûç- lü. göğüslü ve memeli anlamına gelmekle olan Amazonlar böy- le aranıyor yüzyıllar sonra bu- gün yaşadıklanna inanılan Thermedon'da... Ingiliz Kith Rtmboduun, Batı'da herkesin savaş tannsı Ares'in Hippolyte'ye kraliçelik işareti olarak verdiği kemeri al- de olmaya ve ellenndeki önemli fırsaü değerlendirmeye davet etti. Amazonlar'ı bulma yolunda en önemli adımın onlan sürekli gündemde tutmakla olacağıru da beürten Rowbotham, bu- nun da Samsun ve bölge turiz- mi için canlanma sağlayacağı- nı, hatta araştırmalarda gerekli olan parasal kaynağın sağlan- masında önemli bir rol oynaya- cağı iddiasında bulunarak "Hatta Terme'mn içine ve giri- ma ve arama yolunda önemli ipuçlannı ortaya çıkartabilece- ğini de söyleyen Rowbotham, bu toplantı için hemen girişim- lerde bulunulması gereküğini belirtti. Türk devletinin girişirnleri, Samsun Valiliği ve Belediyesi'- nin desteği, Terme halkmın gayretleri ile Amazonlar'a yö- nelik bir seri yıllık konferansla- nn çok yararh olacam inancuu taşıdığını ifade eden Ingiliz ta- rih ve coğrafya araştırmacıa Kith Rowbotham, aynca yapı- lacak konferansa bilim adamla- n yanında din bilginlerini ve fe- minisüen de çağırmanın çok yararh olacağını söyledi, Rovv- botham şöyle konuştu: "1990'larda asıl görevlerder biri mitolojiyi, arkeoloji ile bir- leştirmektir. Amazonlar'la ilgjli eski hıkâyelerde uzman kişüere ihüyaamız var." Ote yandan Samsun Müze Müdürü Musufa Akkaya da Amazonlar'ı bulmaya yönelik başlaulan girşiınler konusunda yaptığı açıklamasında, "Bura- da Terme'de bır olay başlaülı- yor. İnandığım için söylüyo- rum. Belki efsanedir, mitolojiye dayanıyor, ama Anadolu zaten efsaneler üzerine kurulmuştur. Bu iş hep böyle başlar. Truva da efsane olarak anlatılmış, ama bugün turizm merkezidir. Önemli olan bir imaj yaraüp belleklerde iz bu-akmaktır." Ingiliz araşürmaa Kiht Rovvbotham da Amazonlar'ın dünyaya duyurulması hele de bir kanıt-belge bulunması ha- linde bölgenin "Bal kabına ko- nan arüar" Örneği turist akı- nına uğrayacağmı öne sürdü. Mimarlar Kapadokya9 da OKTAY EKtNCt Türkiye'nin en çok turist çe- ken bölgesi Kapadokya, bu kez dünyanın en kalabalîk öğrenci grubunu ağırlamaya hazırlanı- yor. Kısa adı EASA (European Architectüra Students As- sembly) olan Avrupa Mimarlık öğrericileri Birliği, 11 yıldır her yaz Avrupa'nın ayn bir kentin- de düzenlediği "atölye çalışma- lannı" ağustos ayında Ürgüp'- te gerçekleştirecek. Kaülun ise yine 11 yılın "rekor" rakamıy- la, 32 ülkeden, tam 600 öğren- ciyle... 1981 yılında, Liverpool'daki mimarlık öğrencileri, Avrupalı arkadaşlanru Ingiltere'ye Ça#r- dılar. "Avrupa Mimarlık öğ- rencileri BirliğT'ni oluşturmak amacıyla yapılan bu çağnya, o yıl 300 öğrenci katıldı. Ertesi yıl Hollanda'nın Delft kentinde 400, ardından Lizbon'da 450 ve giderek her yaz 500'e yakm mi- mar adayı ayn bir ülkede topla- narak, o yıl için seçtikleri konu- larda "özgürce" eğitim yapü- lar. Bu gönüllü birlikteliğe, üç yıl önce Türkiye'den de kaülım ol- du. 1989'da Fransa, 1990'da İsveç ve 1991 'de Rusya'daki ça- hşmalara katılan Ankara ve Is- tanbul'dan öğrenciler, kısa sü- rede Avrupalı arkadaşlan üze- rinde "etkili bir grup" olmayı başardılar. 1991 kasımında Berlin'de yapılan "ulusal tem- silciler toplanüsından", 1992 çahşmalannın Türkiye'de ya- pılması karannı da çıkartular. EASA Türkiye Komitesi üyesi, İTÜ 4. sıruf öğrencisi Şeyda Arguner, bu başanlan- nın "sırnru" şöyle özetliyor: "Rusya organizasyonu çok kötüydü. Bu nedenle bizim önerimizi de önce kuşkuyla karşıladılar. Ancak Anadolu'- nun binlerce yıllık zengin kültür birikimi mozayiği ve özellikle Kapadokya'run mimarlık açı- sından çekicüiği, bu yıl için Tür- kiye'nin seçilmesine neden oldu..." Geleceğin mimarlan, mimar- lığın geleceği için Kapadokya'- da ne buluyorlar? Bu soruyu da aynı gruptan, Devrim Ketenci yanıüıyor: "EASA 92'nin konusu '2000'e Doğru Çevre'. Kapa- dokya, bu konu için ideal bir la- boratuvar. Hem kültürel miras çok zengin, hem de gizemli bir doğal çevre bu mirasla bütün- leşmiş. Yeni yapılan binalar arasında ise bu uyumu hiç önemsemeyen kötü örnekler var. Avrupah mimar adaylan olarak, doğruyu da yanlışı da görebüeceğiz..." 900 900161 UGURLU SAYINIZIN Ö Z E L YÖN1ERİ ATA NİRUN uğurlu sayınızın özel yönlerini, hayatınızdaki yerini açıklıyor. ALO ry 0*İNanisüns Mddda^.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle