Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3MAYIS1992 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 11
:akir
Eczacıbası'nın
btoğrafları
I Kültür Servisi- Şakir
bzacıbaş 'nın renkü
ftoğraflan Almanya'nın
lîgelhei m kentinde
cüzenlene.1 ""Uluslararası
Tirk Giin'eri"kapsamında
srgileniyor. Türkiye'yi
iısan, doğa ve çevre ılişkileri
icnde yansıtan renkli 30
fctoğraftatı oluşan sergi, 8
ruzirana dek açık kalacak.
Erzacıbaşı nın fotoğraf
sffgisi ek.im ayında da
Pıris'te sergilenecek.
liyatro
Semineri
•Kültür Servisi- Tıyatro ve
T:levizyon Yazarlan
Derneği, ITI (Uluslararası
Tyatro Enstitüsü) ve
İscanbul Kültür veSanat
Vakfı'nın desteği ile4.
İsıanbul Tıyatro Festivali'ne
paralel olarak bırTiyatro
Semineri düzenlendi. 1-3
haziran tarihleri arasında
Atatürk Kültür Merkezi Oda
Tıyatrosu'nda
gerçekleştırilecek semınerde
pazartesi gûnü saat
11.OO-13.O0arasındakiilk
oturumu Haşmet Zeybek
yönetecek.
Belçika'da Türk
filmleri
• BRÜKSEL(A.A.)-
Belçıka'nınGand kentinde
düzenlenenTürk Filmleri
Haftası başladı. 3 hazirana
dek sürecek hafta boyunca,
yeni akım Türk sinemasının
uluslararası alanda yankı
yapmış filmleri gösterilecek.
Tevfîk Başer'in "Sahne
Cennetten Kaçış", Fehmi
Yaşar'ın "Camdan Kalp",
Ali Ö7gentürk"ün "At",
Tunç Başaran'ın "Piano
Piano Bacaksız". Erden
Kıral'ın "Hakkân'de Bır
Mevsım". Yusuf
Kurcenli'nin '•Karartma
Geceleri"\eNesli
Çölgeçen'in "Züğürt Ağa"
adlı filmlengösterime
sunulacak.
Glenn Ford ağır
hasta
• SANTAMONICA
(A.A.)- Amerikalı ünlü aktör
Glenn Fordun ağır hasta
olduğu bildirildi.
Kalıforniya'daki Santa
Monıca kenlı St. John
Hastanesi sözcüsü. iki hafta
önce kalp ritminde
düzensizlik veakcığerlerinde
pıhtılaşma teşhısiyle
hastaneye yatınlan ünlü
aktörün durumunun çok
kritik olduğunu belirterek,
"Zatürree başlangıcı da var
\e ıyimser olmamız için bir
neden yok. Hasta yoğun
bakımda ve hâlâ mücadele
ediyor. ancak gücü gıderek
azalıyor" dedi
AndakveAfşar
Altın Orfe'de
• İSTANBLL(A.A.>-
Bulgaristan'da 3-7 haziran
tarihleri arasında yapılacak
olan Uluslararası Altın Orfe
92 Pop Müzik Festivali'ne
Türkiye'yi temsiletmek
üzere Selmı Andak ve konuk
sanatçı olarak Esın Afşar
katılacaklar. Festival
kapsamındaki Uluslararası
Şarkıcı Yanşması'nda
Türkiye'yi Nezih Karabiber
tcmsil edecek. Esin Afşar da
Altın Orfe'de bir konser
\erecek. Afşar. 1970yılında
Türkiye'ye üçüncülük ödülü
kazandıran "Gurbet
Yorganı" adlı şarkıyı da
scslendirecek.
Akbank Çocuk
Tiyatrosu
Almanya'da
• Kültür Servisi- Akbank
Kültür Sanat etkinlikleri
içınde 20 yıldır faaliyet
gösıeren Akbank Çocuk
Tivatrosu 2-19 Haziran 1992
tanhleri arasında Almanya
turnesineçıkacak. Çetin
İpekkaya'nın yazdığı, Alman
tiyatro yönetmeni Marietta
Rohrer'in sahneye koyduğu
"İnci" adlı oyun, ilk olarak 4
haziranda Schöneberg
Beledıyesi Kültür Evi'nde
sahnelenecek. Almanya
turnesi daha sonra Bonn,
Berlin, Hamburg, Münster.
Stuttgart, Karlsruhe ve
Hannover kentlerinde
sürecek.
Yapı Kredi
Festival)
• Kültür Servisi- 5.
Uluslararası Yapı Kredi
Gençlik Festivali
kapsamında bugün saat
21 00'de Danimarka'dan caz
topluluğu The Dixılanders
Rumelihisan'nda.
Çekoslovak> a'dan vokal
grubu Close Harmony
Fnends ve Pop-Jazz Shovv
Band. Kalamış Marina'da
konser verecek ler.
'Postaa Kapıyı İki Kere Çalar'ın yönetmeni Bob Rafelson Türkiye'deydi
Amerika'yı arayaıı Amerikalı• 'Türkiye'ye, hemen her-
kes, bu ülkeye gebnememi
söylediği için geldim. Ben
gerçek bir seyyahım. Ülke-
nizi de yürüyerek gezdim.
En çok Doğu'yu, Karade-
niz'i, Baü sahillerini sev-
dim."
ATİLLA DORSAY
Amerikan sinemasının kendi-
ne özgü ilginç sinemacılarından
biri olan Bob Rafelson, uzunca
bir süredir Türkiye'deydi.
Amerika'dan dostlannın ver-
dikleri "tiyo'Marla burada En-
gin Cezzar, Haldun Dormen,
kilim uzmanı Belkıs Balpınar
ve de bendenizle ilişki kuran
Rafelson, 3 haftahk bir süre bo-
yunca ülkemizi dolaştı, Güney
kıyılan dışında her yere gitti.
Birkaç gün de İstanbul'da
kaldı. Ve ülkemizin bir dostu
olarak ve yeniden gelmeye söz
vererek gitti.
Rafelson, Amerikan sistemi
içinde kışilıkli, bağımsız tavırlı
bir sinemacı olarak bılini\ or.
- Bay Rafelson, bize sinemaya
girişinizden, bağımsız bir
yapmıcı olarak çahştığuuz ve
"Easy Rider"in yapımına
katddığmız ilk günlerden söz
eder misiniz?
- Yönetmenin kendi fikirleri-
ni uygulayabileceği, kişisel bir
sinema yaratmak istiyordum.
ABD'de yapılan bu değildir.
Burt Schneider'le ben, bu tür
düşünen yönetmenleri destek-
lemek için şırketı kurduk.
"Easy Rider", şirketin değil,
tüm bir bağımsız Amerikan si-
nemasının bayrak-filmi oldu.
Ama daha sonra, kendi yönet-
menlik çahşmalanma yoğun-
laşmak için yapımcılığı bı-
Bob Rafelson, en büyük tkari başansına, Jessica Lange ve Jack Nicbolson'ın oynadıklan 'Pos-
tacı Kapıyı tki Kere Çalar' adh fOmk ulaşnuşb.
raktım.
- tlk filmlerinizin yapım se-
rûveni nasıl oldu? Jack Nichol-
son'la dostluğunuzun bunlara
katkısı neydi?
- İlk fılmim olan "He*Ti
çektiğimde, Nicholson bu filme
yazar olarak katıldı. O zaman-
lar aktör değıldı, olmak da is-
temiyordu. Ama öylesine ola-
ğanüstü yüz ıfadeleri vardı ki
aktörlüğü kafasına ben sok-
tum. "5 Kolay Parça" ve "Mar-
vin Gardens'm KralT'nı birlik-
te tasarladık ve yazdık. O ayn-
ca bu fılmlerde oynadı.
Bunlar, çok belirlı bır öyküsü
olmayan, Amerikan kültürü-
nün çok belirli alanlannda ge-
çen, oyun tarzı biraz doğaçla-
maya dayah fılmlerdi. Ve eğer
özgür, bağımsız, sistem-dışı vb.
diye adlandınlabilecek bir
Amerikan sineması varsa, bu
fılmlerin büyük katkısı olmuş-
*ur. Kendisini arayan bir Ame-
rika'nın ve Amerikalı'nın film-
lenydi bunlar..
— "Stay Hungry"yle Arnold
Sdmarzenegger'i sinemaya
sokmaktan dolayı berhangi bir
vicdan azabmız var mı?
- Bu fılmi, ABD'nin güneyi-
nin yeni haline eğilmek, Anka-
ra gibi, çok eski olmayan bir
kent olan Alabama, Birming-
ham'm kültürel kimliğini ver-
mek için çektim. Aynı zaman-
da, Amerikan vücut geliştirme-
cibği üzerine de ilkfilrndibu.
Bu yüzden anlaşılmadı. ancak
Avrupa'da çok beğenildi. Ar-
nold'a gelince, öylesine zavalh
bir bakışı vardı kı, unutamam. Sövlenenler
Çok gelişmiş bedeni içinde, iyi
yürekli, utangaç, içedönük bir
insandı. Jack birkaç yıl önce
bana şöyle dedi: "Şimdi sana
ceza olsun diye, Arnold'la bir
film daha çekmen gerekir!"
- "Sonra 'Postacı' ve üntü
mutfak sahnesi var...
- Bu fılmden kötü anılanm
var. 4.5 yıldır film yapa-
mamıştım, bunun için bir şirke-
tin koşullannı kabul edip bu fil-
me giriştim. Tek koşulum,
Jack'ın başrolde oynamasıydı,
kabul edildi. Mutfak sahnesi
çok abartıldı, sanatçılann ger-
çekten seks yaptığı bile yazıldı.
Bunlan yazanlar, hiç filîn çeki-
minde bulunmamış anlaşüan!..
Aslında tek yaptığımız, ro-
manın (James McCain'in ünlü
romanı), Lana Turner'lı ilk
çekıminde olmayan asıl cinselli-
ğını perdedegöstermekti.
- Bizim gördüğümüz son filmi-
niz olan "Kara Güneş Dağlan-
Mountains in the Moon", di-
ğerlerinden çok farklı bir öykü-
yu, 19. yüzyıl tngiliz kâşifi Sir
Rjchard Burton'un serüvenini
anlatıyor. Bu kişilik sizi niçin
çekti?
- Bu benim en kişisel fılmim.
Çünkü Sir Burton, benim hay-
ran olduğum bir kişilik. Yalnız-
ca kâşifliği, serüvenciliği do-
layısıyla değil. Aynı zamanda,
hayranı olduğum Doğu öykü-
lerini, "1001 Gece Masallan"-
nı, "Itırb Bahçe"yi ilk kez tngj-
lizceye çeviren adam olduğu
için de...
- Türkiye'ye niçin geldiniz? Bu
ülkeyi nasıl buldunuz?
- Türkiye'ye, hemen herkes
bana bu ülkeye gelmememi
söylediği, bunun çok tehlikeli
olduğunu söylediği için geldim.
Ben, gerçek bir seyyahım. Ve
ülkeniz beni çok çekiyordu.
beni daha da
kamçıladı. Ben, yürüyerek gez-
meyi severim. Bir kez Afrika'da
850 mil yürüdüm.
Ülkenizi de özellikle yürüye-
rek gezdim. Ve bayıldım. özel-
likle insanlanmzın iyiLkseverli-
ği. yumuşaklığı beni büyüledi.
En çok Doğu'yu, Karadeniz'i,
Baü sahillerini sevdim diyebili-
rim.
Özel öğrencisi Biret, oğlu Roland ve kızı Irene, çağımızın büyük piyanisti KempfFi anlattılar
Savaşıyla, saııatıyla tüm çağı solumuştu
EVtN tLYASOĞLU
Çağımızın büyük piyanisti
VVühelm Kempff, ölümünün bi-
rinci yıldönümünde tek özel öğ-
rencisi İdil Biret'in bir resitali> le
anıldı. Alman konsolosluğun-
daki konser için KempfTin
oğlu ve kızı da İstanbul'a geldi.
Bir süre önce ailesinin ısteğı
ile Potsdam'da (Berlin) Büyük
Friedrich'in şatosunda yine
KempfTin piyano yapıtlann-
dan oluşan bir resital vermiştı
Idil Bıret. Sonradan Marco Po-
lo şirketi tarafmdan plağa alı-
nan bu yapıtlar da bugünlerde
piyasaya sunuldu. Böylece yir-
minci yüzyılın en büyük piya-
nistlerinden biri olarak bildiğı-
miz Wilhelm KempfTin kendi
özgün bestelen ve Gluck, Bach,
Mozart gıbi bestecilerin yapıt-
lanndan pıyanoya uyarladığı
transkripsiyonlan ilk kez plağa
alınmış oldu.
1895-1991 arasında yaşamış
Wilhelm Kempff. Yirminci
yüzyılı ilk gençlik yıllannda
karşılamış ve tüm çağı, nere-
deyse sonuna dek, savaşıyla,
acısıyla. coşkusuyla; yenilıkleri,
başansı, sanatı ve bilimiyle so-
lumuş.
"Ilimdeki bu başdöndürücü
ilerleme insanın insan olma ni-
teliğinden bir şeyler alıp götü-
rüyor, Tcorkuyorum. Belki de
piyanistliğim ile bestelerim ile
insanlardan yitip gitmekte olan
şeyleri tamamlamaya cahşıyo-
rum"dedişni anımsıyor kızı ve
oğlu. İdil Biret, onu iÜc kez \edi
yaşında tanımış. Paris'te ona ilk
• Ünlü Alman pi-
yanist Wilhelm
Kempff, Türkiye'ye
ilk kez 1927'de gel-
miş, Atatürk'le sa-
bahın beşine kadar
sohbet etmişti.
Kempff, yıllar son-
ra İdil Biret'in ho-
cası oldu. Ölümü-
nün birinci yılında,
Biret ile ünlü müzis-
yenin oğlu ve kızı
bir araya geldiler,
Wilhelm KempfTi
anlattılar.
İdil Biret, hocası VVilhehn Kempff ile.
çaldığı günden sonra son yılla-
nna dek sürekli öğrencisi, izle-
yicisi olmuş. Henüz on bir ya-
şında iken Kempff onunla Mo-
zart'ın iki piyano konçertosunu
çalmış.
"Babamız bu olaydan çok et-
kilenmişti. İdil'in bir gün dün-
yanın en büyük pi>anistlerin-
den bın olacağına daha o gün-
lerde inanmıştı. " dıyor çocuk-
lan. Öte yanda İdil, hocasını ilk
zamanlar bir "amca" gibı ka-
bul ettiğini, günler, yıllar geç-
tikçe onun tarihi kişiliğıni, de-
rin kültürünü kavramaya baş-
ladığını anlatıyor:
"Yalnız piyano çalmak de-
ğildi bana öğrettiğı. Goethe'ye
benzer bir yaşam felsefesi
vardı. Bugünü geçici kabul
ederdi. Hep eski uygarlıklan
salık verirdi."
Bizim müzik dünyamızda da
NVilhelm KempfTin unutulmaz
bir yen vardır. Nıce kuşaklar
ilk gençlik yıllannda tek büyük
piyanist olarak Kempffı dinle-
di. İstanbul-Ankara'daki resi-
talleri ile bir tarih yaşattı. 1927'-
de gelmiş ilk kez Ankara'ya,
sonkezdel963'te.
1927'de Halkevi'ndeki kon-
serden sonra Atatürk onu Çan-
kaya'ya davet etmiş ve sabah
saat beşe kadar reformlannı
anlatmış. Batı düşüncesi çerçe-
vesinde Batı müziği eğitimini
nasıl getıreceğini sormuş.
KempfTin Furtwngler'ı öner-
mesı, oradan da Hindemith'in
getirtilmesi ve ilk konservatu-
var iskeletinin kurulmasına yol
açan olaylann başını çekmiş
Kempff.
Tam seksen yıl aralıksız kon-
ser yaşamını sürdürmüş. İlki
1920'de olmak üzere yüzlerce
plak yapmış. Menuhin, Casals,
Foumier gibı müzisyenlerle oda
müziği kayıtlan yapmış. 1901'-
de sahneye ilk adım atüğı gün-
den beri dünyanın dört bır ya-
nında dinleyici önüne çıkmış.
Kızı ve oğlu, İkinci Dünya
Savaşı yıllanndan aab günleri
anımsıyorlar. Babalannın on-
lan savaş merkezinden kaçırdı-
ğını, kendisinin Berün'de tu-
tuklanıp iyi bir generalin eline
düşerek "Alman halkının bu
adama ihtiyacı var, onuzindan-
da çürütemezsiniz" deyip kur-
tardığjnı. bu arada bazı özgün
bestelerinin notalannın yandı-
ğını anlatıyorlar.
KempfTin anılanm derlediğı
bir kitapla bir de fotoğrafçılık
üstüne yazdığı kitabı var. "Her
gün aklıma onun öğrettıği bir
şey geliyor hâlâ.." diyor İdil Bi-
ret. "Katı bir stile bağL kalıp,
değiş-mez yorumlar getirmek de-
ğildi istediği. Bestecinin, yazdığı
notaya, nüansa bağb* olmayı,
ama çaldığın esere ruh katmayı
ögretti bana." Kempff ekolünün
tek mirasçısı olarak öğrenciye-
tiştirmeyi düşûnüyor mu İdil
Biret? "Belki" diyor, "çok sev-
diğim, çok yetenekü biri çıkarsa
karşıma, küçük yaştan başlayıp
yetiştirebilirim."
Mevsimin son müzayedesinde 250 antika eser saüşa sunulacak
Sultan gümüşleri açıkarttırmada
• Antik AŞ'nin 2 haziranda Swissoterde düzenle-
yeceği müzayedede 5 Osmanlı sultanının tuğralı
gümüş eşyalan da yer alacak. Müzayede, Korun-
maya Muhtaç Çocuklar Vakfı yaranna bir baloyla
bütünleştirildi.
Kapak tutamağında mason simgelerinin yer aldığı gümüş man-
gal, müzayedenin en pahalı antika eseri. Fransa'da yaptırılan
800 a var gümüş mangalın açılış fi>atı 250 milvon lira.
Kültür Servisi - Antik AŞ'nin
bu sezon gerçekleştireceği son
antika eserler müzayedesi 2 ha-
ziran salı günü saat 20.00'de
İstanbul Svvissotel'de yapıla-
cak.
250 eserin satışa sunulacağı
müzayede. Türkiye Korunma-
ya Muhtaç Çocuklar Vakfı ya-
ranna bir baloyla bütünleştiril-
di. Müzayededen sonra Nükbet
Dunı da bir konser verecek.
Antik AŞ'nin 146. müzaye-
desinde açılış fıyatı en vüksek
antika eser, 250 milvon lira ile
bır gümüş mangal.
Sultan II. Abdülhamit döne-
minde Fransa'da özel olarak
^arav için yaptınlan mangalın
uzennde Masonlann önem
verdiği simgeleri içeren yanm
küre bir kapak yer ahyor.
800 ayar gümüş mangalın
kapak tutamağı pergel. gönye,
durbün gibı Mason simgelerin-
den oluşuyor.
Sultan II. Abdülhamit tuğ-
ralı gümüş Aznavur tepsi 80
milyon liradan. J9. yüzyıl ya-
pımı çift Sevres vazo 65 milyon
liradan satışa cıkanlacak. 16.
yüzyıl İznik çinilerjnin bütün
özelliklerini taşıyan İznik tabak
ile ressam Süleyman Seyyit'in
(1842-1913) tuval üzerine yağlı-
boya Natürmortu'nun açılış fi-
yatlan ise 60'ar milyon lira.
Öte yandan müzayedede
açılış fiyatlan 50 milyon lira
olan üç antika eser var:
Sultan II. Abdülhamit tuğ-
ralı, dalgalı Aznavur işcilikli
gümüş tatlı takımı ve tepsisi;
19. yüzyıl Fransız yapımı. onji-
nal altın varaklı salon vitrini;
Fransız 16. Louis koltuk
takımı. Kanepe ve iki koltuk-
tan oluşan takımın oyma ahşap
bölümleri varak yaldızh.
Müzayedede satışa sunula-
cak 250 antika eser arasında
Sultan II. Mustafa, Sultan III.
Ahmet, Sultan Abdülaziz, Sul-
tan Abdülhamit ve Sultan Ab-
dülmecit dönemlerinin tuğralı
gümüş eşyalan, 18. ve 19.
yüzyıllara aıt tombaklar. hey-
keller, Sevres vazolar, Beykoz
opalinler, halılar, saray mobil-
yalan, hatlar, fermanlar. avize-
ler ve tablolar yer alıyor.Tur-
gay Artam'ın yöneteceği rnüza-
yedede, Osmanlı Ressamlar
Cemiyeti ve Güzel Sanatlar Bir-
ligi'nin kuruculanndan ressam
Hikmet Onat'ın (1885-1977)
duralit üzerine yağhboya "Sala-
cak' tablosu, 45 milyon lira
açılışfiyatıylasatışa sunulacak.
1920 sonlan yapımı ampir
tuvalet aynası ile 15. Louıs stili
altın varak kaplı, dört koltuk ve
bir kanepeden oluşan Fransız
salon takımının açılış fiyatlan
ise 40"ar milyon lira.
EN PAHALI BEŞ ESER A
Gümüş mangal / 250.UO0.UO0 TL
Gümüş Aznavur tepsi/ 80.000.000 TL
Çift Sevres vazo / 65.000.00' TL
tarik tabak / 60.000.000 TL
Süleyman Seyyit
Natürmort / oo.oM.000 TL
Prof. Dr.Emre Kongar:
Bizdefestivaller,
sebzeçorbasıgibi
IZMtR(AA) - Kültür Ba-
kanlığı Müşteşan Prof. Dr.
Emre Kongar, Türkiye'de
son yıllarda bir "festival ve
şenlik enflasyonu" ya-
şandığını belirterek "Bizde
festivaller. sebze çorbası tü-
ründen, karmakanşık hazır-
lanan eylemlerdir. Bu senlik
ya da festivallerde sanat, tica-
rete kurban edilmektedir"
dedi.
Kongar, "Türkiye'de ne
kadar belde varsa, hemen he-
men o kadar festival var. Şu
günlerde telefonlanmız. 'Kı-
tabımı satın alın' diyen bazı
şair ve yazarlar ile 'Kiraz,
karpuz, alageyik festivali ya-
pacağız, para verin' diyen bel-
de başkanlan ya da politi-
kaalann talepleri ile adeta ki-
litlenmiş durumdadır" biçı-
minde yakınarak "Bakanlığı
satsak, bütçemizi versek, bu
işin altından kalkamayxz.
Herkes göbeğini kendi kessin.
Bize güvenip de festival yap-
maya kalkışılmasın" uyansı-
nda bulundu."Kasaba şen-
likleri" olarak nitelendirdiği
etkinüklenn,"kültür festiva-
li" adıyla ülke çapında yaygın-
laştınlmasının bir anlamı ol-
madığını da vurgulayan Prof.
Kongar, bu konuda şunlan
söyledi:
"Bütün bu festivaller ve şen-
likler, aslında tam anlamıyla
pazarlama amaana dönük et-
kinliklerdir. Bu festivallerde.
sanatın, ticarete, üstelik doğru-
dan kendisini ilgilendirmeyen
bir ticarete kurban edildığine
tanık oluyoruz. Türkiye'de, her
beceriksiz Batı aktarmacılığın-
da olduğu gibi festival konu-
sunda da gereksız ve ustelık
zevksiz bır moda doğmuştur.
Sonuçta da bir senlik ve festival
enflasyonu yaratılmıştır."
Her tür festivalde temel
amacın, Türk kültür ve sana-
tının ulusalbğının pekiştınle-
rek, evrenselleştirilmesi ilkesini
benimsemesi olması gcrektiğıru
savunan Kültür Bakanlığı
Müşteşan Prof. Emre Kongar,
"Ticari ürün pazarlaması ile sa-
nat festivalleri kesinlikle birbi-
rinden aynlmahdır. Kavun,
karpuz şenliği ile film festivali
birlıkte olmamalıdır" görüşünü
vurguladı.
AnaYıU]k92çıkb
Kültür Servisi- Ana
Yaymahk, ABD'de her yıl 1
milyon adedin üzerinde satı-
lan, dünyada yüz mılyonlarca
insanın yararlandığı, dün-
yanın en kapsamlı yıllığı Bri-
tannıca Book of the Y'ear'ı .
bu yıl da Türkçe olarak yayım-
ladı. .
Ana Britannica'nın ta-
mamlayıcı nitelığindeki Ana
Yılhk 1992. Britannica Book
of the Year'ı Türkiye üzerine
bilgilerle genışletılrniş olarak
sunuyor.
Ana Yıllık 92'de. Körfez
savaşından Sovyetler Birliği'-
nin dağılmasma. Ortadoğu
banş görüşmelerinden si-
lahsızlanma alanındakı geliş-
melere, Türkiye'de genel se-
çimlerden yeni iktıdann eko-
nomik gündemine ve Kürt
sorununa kadar geçen yıl
dünyada ve Türkiye'de ya-
şanan tüm gelişmeler, ko-
nulannda uzman kişiler tara-
fmdan kapsamlı bir biçimde
ele alınıyor.
Ana Yılhk 1992'de aynca.
218 ülkenın temel gösterge ve
bılgilerinj, en yeni verilerle bul-
mak olası.
Ülkelerin siyasal ve ekono-
mik yapılan, demografik bılgi-
leri. yüzölçümleri, milli gelir, sa-
nayı, ticaret, tanm. ulaşım, ileti-
şim, eğitim ve sağlık verileri,
"Karşılaştırmalı Ulusal İsta-
tiskler" bölümünde yer ahyor.
Yüzlerce fotoğraf. çizim, şe-
ma. harita ve tabloya yer veren
Ana Yılhk 1992'de. konular bil-
gı işlem ve bılişım sistemlerin-
den çevreye, edebiyattan eko-
nomıye, sektörel gelişmelere, si-
nemaya. spora kadar 46 ana
başlık altında toplanıyor.Ana
Yılhk 1992'de alfabeük dizin
her konuya kolayca ulaşma ola-
nağı veriyor.
Eczaabaşı Anıtsal Yapıt Yanşması
Büyüködül
MeriçHızal9
ın
Kültür Servisi- Eczaabaşı
Topluluğu'nun 50. yıhnda
düzenledıği Anıtsal Yapıt
Yanşması sonuçlandı. Yanş-
manın büyük ödülünü tstan-
bul Mimar Sinan Universitesi
Heykel Bölümü öğretim üye-
si Doç. Menç Hızal'ın >apıtı
kazandı. Ulusal düzeyde ge-
niş bir katıhmın gerçekleştiği
ve 62 yapıt tasanmının gön-
derildiği yanşmada; Oya Ko-
çan, Ah Osman Kaçar ıle
Kurtul Erkmen Gökhan
Bakırküre ve V. Ömer Ata-
gün grubu mansiyon ödülle-
rini aldılar.
Yurdaer Altıntaş. Prof.
Adnan Çoker, Şakir Ec-
zacıbaşı, Ferit Edgü, Prof. A.
Teoman Germaner. Prof. Bü-
lent Özer ve Yük. Mim Do-
ğan Tekeh'den oluşan seçicı
kurul, hazırladığı raporda Me-
riç Hızal'ın yapıtının "Gerek
konuyu plastik bir dille dina-
mik bir biçimde gerçekleştirme-
si, gerek mimari bir yapıt önün-
de söz konusu yapının ana özel-
liklerine tecavüz etmemesi ve
hatta yapı ile tümleşme yolun-
da bir çaba göstermesi, tüm so-
yut görünümüne karşın insan
boyutuna saygıyı ön planda
tutmasından ötürü" ödüllendi-
rildiğinibelirtti.
Meriç Hızal'ın yapıtı, Eczacı-
başı Luleburgaz Ilaç Tesisleri'-
nin 3 Eylül 1992 tarihindeki res-
mi açılış gününde tamam-
lanmış olacak. Eczaabaşı Top-
luluğu'nun 50. yıhnda düzenle-
diği Anıtsal Yapıt Yanşması'-
nın büyük ödülü 40 milyon,
mansıyonlar ise 10'ar milyon li-
ra idi.
Kolejlere, Anadoh Liselerioe Hazırlananlar!.
LISKUR
T ERENKÖY.Kantarcı Rıza Sk.
İ i v a n ) No: 10
363 77 86 - 359 30 68 - 356 04 44
HIÇ BİR YERDE ŞUBEMİZ YOKTUR.