30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 31MAY1S1992 PAZAR 16 HABERLERIN DEVAMI HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI 27 Mayıs'ın Düşündürdükleri... "Solcu birsubay, solcu bir insan değildir!.." 6u yargı, Latin Amerika'daki askeri darbeler üzerinde uzmanlaşmış bir araştırnnacıya ait Subay, ister sağcı ister solcu olsun, temel bazı özellikler taşır. Her şeyden önce, solcu subay da sağcı bir subay ka- dar "devlet hayranı"dır ve katı milliyetçidir. Solcu subay da sağcı subay gibi bölünmelerden, karı- şıklıklardan,disiplinsizlikten hoşlanmaz. Birsubay, köklü toplumsal değişimlerden yana olabilir; ama en köklü top- lumsal değişikliklerin bHe bir düzen içinde ve ülke bütünlü- ğünü tehlikeye atmadan gerçekleşmesi, onun için de bir önkoşuldur Bunlar, siyasal yelpazede sağa doğru gidildikçe siville- rin de paylaştıkları egilimlerdir. Ama gene aynı özellikler- dir ki solcu bir subay ile solcu bir sivilin uzlaşmasını zor- laştırır. * • * Başka bir gerçek daha var. Ordular salt ideolojiyle değil, önlerindeki tehdit ve tehlikelere göre, somut koşullara gö- re hareket ederler. Koşullar değiştiğinde, subayların ideolojileri de değişir. Arjantin'de, 1930'daki faşist eğilimli yüzbaşılar, 1943 yı- lında "işçi yanlısı" albaylar olarak ortaya çıktılar. Dominik'te, 1963teJuan Bosch'un ilerici hükümetinide, bir süre sonra onun yerine geçmişolan sağcı hükümeti de aynı ordu devirdi. Brezilya'da, solcu çeteleri bastırmakta kullanılan, ünlü sağ eğilimli paraşütçü tugayı, 1978'de demokratikleşme- nin öncüsü olarak sahnedeydi. Honduras'ta, 1963 yıltnda kanlı bir darbe ile sağcı dikta- törlük kuran General Lopez Arillano, 1972'de bu kez halkın desteği ile reformcu, ilerici, sendikal haklara saygılı bir kimlikle iktidara geldi. Fransa'da 1900-1940 yıllan arasında milletvekilliği yap- mış olan askerlerin çoğu sağcıydı. Ama solun önerdiği toplumsal reformlara, ekonomik çıkar gruplarının temsil- cileri kadar karşı çıkmıyorlardı. • • • Subaylar, genellikle orta sınıfın bir parçasıdır. Orta sınıf güçlendikçe ve siyasete ağırlığını koydukca, doğrudan işin içine girme gereksinimini pek duymazlar. 19. yüzyılda ispanyol ordusu, Fransız ordusundan daha liberaldi. Ama güçlü bir orta sınıfın bulunmadığı Ispanya'- da, yüzyıl boyunca bircok askeri darbe yaşandı. Ordu bir anlamda orta sınıfın boşluğunu dolduruyor, kendisini onun yerine koyuyordu. Buna karşılık, 19. yüzyıl boyunca ve daha sonraları, bir- çok kez fırsat çıkfiğı halde, Fransız ordusu siyaset sahne- sinde görülmedi. Hatta içinde sağcı eğilimler ağır bastığı halde, solcu hükümetler döneminde de görevini aynı say- gı ölçüleri içinde sürdürdü. Çünkü, Fransız Devrimi'nin ürünü olan güçlü bir orta sınıf vardı. • • • 27 Mayıs darbesini 12 Mart ve 12 Eylül'den ayırmalı mı, yoksa hepsini de aynı sepete mi koymalı? Bizim kuşaklar için sancılı, zor bir soru bu. Darbeler sayesindedir ki; demokrasinin en az sakıncalı rejim olduğu görüldü. Darbeler sayesindedir ki; askeri, si- yasal amaçla kullanma hesaplarının bir noktadan sonra yürümeyeceği ortaya çıktı. Ordunun, ne iç ve dış güçlerden bağımsız, ne de onlar- dan emir aian bir maşa olmadığı anlaşıldı. Darbeler arasında "iyi-kötü" ya da "sağcı-solcu" ayrımı yapmanın yanlışlığı gozler önüne serildi. Bunlar hep doğru! Ama bunlarm doğru olması, o günleri, gözaltına alınmış bir genç olarak, duvarları kursun yaralarıyla dolu bir SBF'- nin öğrencisi olarak yaşayan benim gibilerin, 27 Mayıs'ın getirdiği özgürlükçü-çağdaşaçılımı unutmasınayetmiyor. Askeri darbelerin her türüne karşı çıkmak doğru! Ama 27 Mayıs'ın getirdikleri ile 12 Mart ve 12 Eylül'ün getirdikleri arasındaki farka gözlerini yummak da yanlış!.. 60 YIL ONCE Cumhuriyet Hitler Başvekil oluyor! 31 MAYIS 1932 Brüning hükümetinin istifa mektubuna hasredikn ve saat 11 'den öğleye kadar devam eden bircelseden sonra. Başvekil bir kaç dakikadan fazla devam etmeyen bir mülakat esnasında Reisicumhura, hükümetin isüfanamesini iblağeylemiştir. M. Brüning, mecburen sağa müteveccih olacak olan gelecek hükümette ne Başvekaleti, ne de Hariciye Nazırlığını muhafaza etmek arzusunda değildir. Hatta uzunca bir istirahat müddeti geçirmek üzerehemen berlini terkedeceği söyleniyor. M. Brüning'inçekilmesi sağ cenahın bir muvaffakiyeti olup Nazi fırkasına iktidar mevkiinin yolunu açmaktadır. 30 YIL ÖNCE Cumhuriyet înönü istifa etti 31 MAY1S 1962 Başbakan İsmct İnönü., dün gece saat 23.08"dc istifa etmiştir.İnönü istifasını yarın (bugün) Cumhurbaşkanı Cemal Gürscrc verecektir.Bu istifa ile İnönü'nün İkinci Cumhuriyet devrinde lOKasım 1961'den itibaren 20 \ gün devam eden Başbakahlığı sona ermiş bulunmaktadır. CHPgurubu toplanüsında önemli bir açıklama yaparak istifasını açıklayan İnönü, "tatt Inönü 'Son bir ay zarfında af konusu, bütün memleket meselelerinin üstünde telakki edilerek, hükümet mefluç hale getirilmiştir'demiştir. Bakanlar Kurulu tarafmdan istifa edipetmeme konusunda kendisine tam yetki verilen İnönü, AP'nin siyasi af konusundaki uzlaşmaz tutumunun 'koalisyonun devamma imkan bırakmadığmı' belirtmiştir.tnönü istifasını bildirdiği anda saat 23.08'i gösteriyordu. Grup Inönü'nün bu izahaünı ve karannı dakikalarca alkışlamış ve kendisi çıkarken 'Dağ başını duman almış' marşını söylemiştir. G ruptan sonra Başbakan İsmet tnönü gazetecilere 'istifamı bu gece vereceğim' demiş basın mensuplannın 'tekrar hükümeti kurmaya memuredilirseniz, kabul edermisiniz?' sorusunu bu sonraki mesele diye cevaplandırmıştır. İnönü doğruca Meclisteki Başbakanhk odasınacıkmış, burada istifasını ihtiva eden dilekçesini yazmış ve 23.50 de bir taksi şirketinden çağırdığı bir otomobile binerek evinegitmiştir. AP MeclisGrubu İdare Heyeti bu gece saat 21 'de bir toplantı yapmış ve bu toplantıda APmüşterek gruplarının yann olağanüstü bir toplantıya cağnlmasına karar verilmiştir. . Savfada olduğu seçimleri kubs çalışma- lannda daha başanlı olan ada- yın kazanacağı belirtiliyor. TOBB'nin 15. başkanını be- lirleyecek 985 delege, dün An- kara Akün Sineması'nda bir araya geldiler. Bir grup delege- nin ayakta izlemek zorunda kal- dığı toplantıyı açan Genel Ku- rul Başkanı Şinasi Ertan, "İç ve dış düşmanların sonuç alınma- sı asla mümkün olmayan hain gayretleri" karşısında hüküme- tin "kararlı ve başanlı" davra- nışlanm kutladıklarını belirtti. "Büyük Atatürk'Un kurduğu bu büyük ülkeyi parçalamaya kimsenin gücü yetmeyecektir" diyen Ertan, salondakileri tanı- tırken hayli zorlandı. Ertan, ANAP'lı eski Sanayi ve Ticaret bakanlanndan Rüştü Kâzım Yücelen'i "SHP'nin temsilcisi" olarak tamttı. Bu yanlışı otur- duğu yerden seslenerek düzelt- meye çalışan Yücelen'i duyan, ancak divan oldu. Yırcalı, oldukça uzun süre ve en ateşli destekçilerinin bile dik- katle izleyemedikleri konuşma- sında, Türkiye'yle ilgili hemen her konuya değindi. TOBB'nin Milli Güvenlik Kurulu, TRT, YÖK, üniversite yönetimleri da- hil her alanda karar alma süre- cine katılması gerektiğini söyle- yen Yırcalı, faaliyet raporunda yer aldığı gerekçesiyle TOBB yönetiminin yaptığı olumlu işle- ri sergilemek istemediğini bildir- di. Yırcab'nın konuşması sıra- sında salon dışında kurulan ka- palı devre televizyonunun iste- nilen gibi çabşmaması delegeler arasında tartışmaya neden oldu. Elinde purosuyla, hışımla salo- na giren bir delege, TRT kame- ramanına "TRT'ci, çekil ora- dan be. Dışandan hiçbir şey gö- remiyoruz, seni mi seyredece- ğiz" diye bağırdı. önceki gece Bulvar Palas'ta delegelere verilen akşam yeme- ğinde, masaları tek. tek dolaşa- rak destek arayan ve "kesinlik- le kazanacağını" söyleyen Yır- calı, en büyük alkışı, aday oldu- ğunu açıkladığında aldı. 20 Ekim seçimlerinde DYP'den milletvekili adayı olmak ama- cıyla TOBB başkanbğından ay- nlan, ancak tstanbul Bakırköy'- de ANAP'ın oylannı aşamaya- rak seçilemeyen Erez'in yerine Birlik Yönetim Kurulu'nca ata- nan Yırcalı, "Şimdi seçilerek göreve gelmek ve daha iyi hiz- met vermek istiyorum" dedi. Konuşmasını bitirdikten son- ra salondan ayrılan DemırePe eşlik etmeye çalışan Yırcalı, ka- lababk nedeniyle Başbakana an- cak makam otosunun kapısm- dayken yaklaşabildi. Demirel'i yolcu eden Yırcalı, salona geri dönerken Erez de toplantıdan aynbyordu. Kendisinden olduk- ça emin görünen Erez, "Demi- rel'in size destek verdiği söyle- niyor, doğru mu" sorusuna gü- lerek "Ben delegelerin tasvibi- ni aldım" karşılığını vermekle yetindi. Yırcalı'nın Anadolu'- dan gelen delegeler üzerinde et- kili olduğu doğru muydu? Erez yanıtladı: "Sandıklar açıbnca kimin et- kili olduğunu göreceksiniz." Yırcalı ve Erez kendi taratla- rından alkış alırken Demirel tüm delegelerce ayakta alkışlan- dı. Her yerde dolar var Ekonomi Servisi • Dolann yaşama olan etkisi her alanda ve toplumun her kesimin- de farklı biçimlerde ortaya çıbyor. Dolar- daki artış bazı kesimler için kazanç kapısı. Dolann yükselmesi onlan sevindiriyor. Ekonominin bir diğer bölümü dolardaki çıkışı kuşkuyla, endişeyle izliyor. Çünkü dolar, fıyatlan, maliyetleri yükseltiyor. Pa- halıük saüşlan düşürüyor, piyasalar dur- gunlaşıyor, ekonomi tıkanıyor. Kim olurean ol Tahtakale'ye gel Türkiye'de dolar taşımanın yasak oldu- ğu yıllarda yasadışı piyasa olarak tanınan Tahtakale, son yıllarda toplumun her kesi- rrunden mûşterilerine hizmet veriyor. Kal- dınm kenarlannda "tam var, yanm var, kraliçe var."diye rnüşteri arayan Tahtakale esnafı hâlâ kendini gizlemeyi tercih ediyor. Dolar ve mark çıkışta, Tahtakale alışve- riş telaşında. Kimse yerinde durmuyor, herkes hareket halinde. Bazısında telsiz te- lefonlar, fiyatlar dakikasında değişiyor. Dolarlar marklar elden ele gtdip geüyor. Kalabalık dalgalanıyor, bazen 5'i 10'u bir yerde toplaruyor. Tek başına takılanlar, dı- şardan müşteri avında.. Gençten sakallı büi yanımıza yanaşıyor ve soruyor: "Dolar mı lazım abi?". "Ha- yır" deyip ilgisiz davranınca ısrar ediyor, "Mark verelim". Gazeteci olduğumuzu söyleyince istifıni bozmuyor,"Buraya her- gün bir gazeteden gelirler."diyor, belli ki alışmış, konuşmaya yatkın. Sormadan an- laüyor: "Merkez Bankası müdahak edecek diye bekledik. Onun için parada kaldık. Mer- kez Bankaa'nın döviz rezervi eridiği yo- lunda haberler gazetelerde yer aldıktan sonra dolara talep arttı, fiyatlar şişti." Gazetelerin ekonomi sayfalanndaki ha- berlerin döviz piyasasını nasıl etkilediğini anlatmaya devam ediyor "Burası her ayın 15'inde ana baba günü olur. Memuru emeklisi, maaşını alan döviz almaya geli- yor. Çoğunun elinde gazeteden kestiİderi döviz tablolan var. Oradaki fiyatlara ba- karak dolar almaya kalkıyorlar. O günkü fiyatlar bir önceki günü tutmuyorsa sorun oluyor" Kayseri'de de döviz büfesi var Halktan gelen yoğun talep, köşebaşla- nnda döviz ticareti yapan döviz büfeleri yarattı. İstanbul'un merkezi yerlerindeki küçük, ama modern ofislerde hizmet veren döviz büfelerinin önünde de, hergün yeni Tahtakaleler kuruluyor. Taksim'de İsüklal Caddesi Çetin Döviz Bürosu'nun sahibi Çetin Batur, döviz bü- felerinin iş potansiyeli yüksek merkezi yer- lerden Anadolu'nun çeşiüi şehirlerine kadar uzandığıru anlatıyor. Batur, "İzmit'- te, Kayseri'de bile döviz büfeleri var. Bana gelip, masrafını karşılayahm, bize günlük fıyatlan fakslayın diyorlar. Onlarla bu şe- kilde irtibat halindeyiz" diye konuşuyor. Çetin Döviz Hizmetleri A.Ş'nin Yöne- tim Kurulu Başkanı Çetin Batur'la dar bir merdivenden çıkılan asma kat odasında konuşuyoruz. Alt katta girişten camekanla aynlrruş veznelerde 2 görevli kapıda kuy- ruk olan döviz sahiplerinin işlemlerini ya- pıyor. "Burayı 5 ay önce açük, daha önce Kapahçarşı'daydık" diye anlaüyor Çetin Batur. Yaşı 35'ten yukan değil. Ceketinde dolann sembolü (S)işaretli alün rozeti he- men göze çarpıyor. Dolarla hayat sigortası Dolara yaünm yapmanın bir diğer yolu, uygulamasına son 1 yıldır başlanan dövize endeksli hayat sigortalan. Televizyonda bir sigorta şirketinin reklamı... "Geleceği- nizi dolar güvencesi altına abn" mesajı ve- riyor. Dolara endeksli sigorta, Türkiye'de "Sigortalı sigorta"olarak lanse edihyor. Sigorta öngürûlen risklere, dolar enflas- yona karşı güvence sağhyor. Dövize en- deksli bu yeni sigorta poliçesini alanlar, dolar ve mark kurundan prim ödeyip, taz- mınat ve gelir payı ödemelerini yine o gün- kü kurdan tahsil ediyorlar. Böylece tasar- ruflan değer yitirmiyor, aradan gecen zaman alacaklan paranın gücünü aşmdır- nîyor. Dövize endeksli sigortanın öncülerinden olan Hayat Sigorta'nın genel müdür yar- dımcısı Cem Çetintürk, topladıklan prim- leri kendilerinin de devlet tahvili ve yabancı bankalann dövize endeksli yaünm araçla- nnda değerlendirdiklerini anlatıyor. Dolar turizm için de güvence Dolann güvencesinden yararlanan sade- ce sigortacılık sektörü değil. Turizmciler de dolarlafiyatbelirleyip, enflasyon nedeniyle uğrayacaklan zaran önlemenin peşindeler. Cumhuriyet İzmir Bürosu'ndan Merih Ak'ın haberine göre, hizmet sektörü Türk Lirası'run sürekîı değer yitirmesi nedeniyle uygulamaya koyduğu dolarlı fiyat yönte- minden zaman zaman olumsuz eücileni- yor. Dolardaki yükselişi fırsat bilen yaban- a tur operatörlerinin Türkiye'deki turistik tesislere "Fiyatınız pahalı" diye baskı ya- pıp, sağladıklan indirimi ceplerine indir- diklerini anlatan TÜRSAB ikinci başkanı Muktedir Balh, turistten döviz abp otele TL ödeyen seyahat acentalannın da dolar- daki artıştan kârlı çıktığını vurguladı. Ege Seyahat Acentalan Birligi Başkanı Haluk Nişlioğlu da dolann turizmde bir garanti olarak görüldüğünü ve TL'nin bü- yük değer kaybı nedeniyle sektörde kulla- nılmadıgını söyledi. Nişlioğlu, "Fiyatlan Bakanlık dolar üzerinden belirliyor. Tesis- lerin fıyatı genellikle bakanlığınkinin altın- da. Bakarüığın belirlediği fiyat bir garanti oluyor. Dövizin sürekb' değer kazanması otelleri rahatlatıyor, kârlannı arttınyor" dedi. Liranın hükmü transferde de geçmiyor Türk parasının her geçen gün eriyip git- mesi ve enflasyonun durdurulamaz yükse- lişi futbol, basketbol ve voleyboldaki transfer pazarlığının 'döviz' üzerinden ya- pılmasına yolacıyor. Cumhunyet Spor Servisi'nin haberine göre yabancı futbolculara döviz üzerinden transfer ücretlerinin ödenmesine başlama- sının ardından 2 sezon önce Galatasaray'ın o dönemki gözde futbolculan Uğur, Erdal, Yusuf yöneticilerle 'mark' karşüığı sözleş- me imzaladılar. 1990 transfer döneminde Uğur, Galatasaray ile 300 bin marka anla- şırken, Erdal da 1991 haziranında 250 bin marka 'evet' dedi. Bu futbolcular, yabancı para istemelerinin tek nedeninin enflas- yondaj»zarar görmemek olduğunu belirtti- ler. Futbol kadar para kazandıran bir diğer spor dab da basketbol. Bu sporda da trans- ferler milyarb rakamlara ulaşırken Paşa- bahçe'den Orhun, Harun, Efes'ten Tamer, Kolej'den Serdar, transferde dolar istedik- lerini açıkladılar. Nitekim, Orhun kulübü ile 1.2 milyar karşıbğı dolara anlaşırken, diğer oyuncular da bu rakam civannda bir para istediklerini belirtiler. Basketbolun yanı sıra voleybolda da Zi- raat Bankası'nın ünlü ismi Atilla, Galata- sarayb Payidar, transferlerinin dolar üze- rinden yapılmasını arzuladıklannı açıkla- dılar. Dolar ve gayri menkul Ekonomi,Türkiye'de dolar zenginleri yaratıyor. Dolar zenginleri, dolarla abp dolarla saüyorlar. Ve kimi zaman bu abş- verişe aracıbk edenler de dolar olarak pay- lannı abyorlar. 37 yılbk emlakçı Adil Aras- b da bunlardan biri, belki de en önde gelen- lerinden. Milyarbk değerb mülklerin pazarlanmasındaki başansı nedeniyle zen- ginlerin emlakçısı olarak ün yapan Arasb, dolarla belirlenen fiyatlardan rahatsız. Arasb "Son 3-4 yıldır değerli gayri men- kullerin fıyatı dolar üzerinden bebrlenme- ye başladı. Ama dolar hızla yükselince, fıyatlar birkaç gün içinde anormal artmış oluyor, bu da abcıyı ürkütüyor. Böyle olunca piyasa tıkanıyor" şeklinde dile geti- riyor rahatsızbğını. Adil Arasb ile Beyoğlu'da tarihi Tokatb- yan Pasajı'nın 2'nci kaündaki bürosunda söyleşiyoruz. Dolarla fiyat behrlemenin büyûk pazar- lama güçlükleri olduğunu savunuyor Arasb. "Bir müşterim vardı. Dolar 5 bin li- ra iken 500 bin dolara saüşa çıkardı binası- nı. Sonra dolar birkaç ay içinde 7 bin liraya dayandı. Fiyat da bu sürede 800 milyon b- raya yakın artmış oldu. Halbuki gayri menkulün değeri aba bulduğu fıyattır. Ta- lep olmazsa siz istediğiniz kadarfiyatıart- tırın. Mal sahipleri dolar arttıkça kendi mallannın değeri de aynı oranda artıyor zannediyolar. Dolardaki artış satılacak malı satılamayacak hale getiriyor" diye ek- hemen ardından. Esnaf pirinç değil dolar alıyor Rami gıda ve tüketim mallan, Tahtakale ise döviz piyasası...Ancak farkb mallar sat- tiklan halde Tahtakale Rami'ye rakip ol- du. Daha doğrusu Tahtakale Rami'nin müşterilerini çalmaya başladı. Tahtakale bugünlerde canb, ancak Rami'deki top- tanalar satışlann durgunluğundan dertli. "Esnaf tüccar sermayesini korumak için parasını mala değil, dolara yaürmaya baş- ladı son 1.5 aydır" diyor Esnaf Demeği ve tstanbul Ticaret Odası Meslek Komitesi Başkanı Mehmet Reis. Sonra da piyasanın bakbyat, temizbk malzetnesi gibi mallar yerine döviz alarak ne kadar kazançb cıktı- ğını anlauyor, ancak vurguluyor:"Onlar kısa vadede kazanır ama ülke ekonomisi zarar görür" Mehmet Reis şöyle devam ediyor: "Antep'teki, Yozgat'taki müşterim pi- rinç almak yerine dolar abyor. Niğde'deki, Erzincan'daki tüccar fasulye almıyor. Adam örneğin bir 1 milyanyla otobüs ab- yor. Sonra dolar fırhyor, otobüsün değeri oluyor 3 milyar bra. Mal alsa bu parayı ka- zanamayacak" Dolar 7 bin, mayo yarım milyon İthal kumaştan imal edilen mayolar da dolara endeksü. Zeki Triko'nun sahibi Ze- ki Başeskioğlu, dolann 5 bin-5 bin 500 bra- da kalacağıru tahmin ederek "Bu sezon fiyatı 300 bin lira olarak bebrledik. Dolann 7 bin bra olacağmı bilseydik, mayolann fi- yatının 500 bin bra obnası gerekiyordu" diyor. Türkiye'de fnayo modasını Kom, Nel- son ve Ayyıldız'la birbkte bebrleyen Zeki Triko'nun sahibi Zeki Başeskioğlu, dolar üzerinde yaptığı yarüış hesaptan yakımyor. Zeki Triko'nun ithal kumaştan yapılan ba- yan mayolan, son yıllarda çok gözde. Bu mayolar geçen yıl 190-200 bin üradan baş- byor ve modellere göre fıyatlan yüksebyor- du. Zeki Başeskioğlu, "Mayodan bu sezon çok büyük zarar edeceğim" diyor. Başeksi- oğlu, kumaşı İtalya'dan getirttiği için, imal ettiği mayolann fıyaü da dolara endeksli. Şöyle anlatıyor yanbş hesabını: "Biz fıyatlanmızı bir önceki yıbn sonun- dan belirleriz. Bu yıl da ll'inci ayda do- lar 4 bin 500 lira iken müşterilerimize 300 bin lira fiyat verdik. Benim hesabıma gö- re doların bu aylarda 5 bin-5 bin 500 lira olması gerekiyordu. Dolardaki yükseliş bi- zim batışımızdır, haziran ayında buz ka- lıbı gibi eririz. Biz dolarla abp Türk Lira- sı ile satıyoruz." Demirel: Ayaklarım bağb • Bastarafi 1. Sayfada usandık, bitap düştük" diyerek, ytiksek kredi faizlerinden ve TMO'dan yakınan TOBB Baş- kanı Rona Yırcalı'yı gerçekçi bulmadı. TOBB'nin 47. Genel Kurulu dün Ankara Akün Sineması'n- da başladı. ANAP tstanbul Mil- letvekili Hüsnü Doğan'ın önce- ki hafta Türkiye Ziraat Odala- n Birligi genel kurulunda üreti- cilerce protesto edilmesinin ar- dından, dün de ANAP Izmir milletvekili Işın Çelebi TOBB delegeleri tarafından yuhalandı. Genel Kurul Başkanı Şinasi Ertan, acış konuşmasında, enf- lasyon konusunda isabetli ted- birler öngördüğünü belirttiği hükümetin, henuz beklentileri, karşılayamadığını söyledi. Ertan, bundan sonra özel sektörün hükümetten, 'daha enerjik ve cesaretli adınüar' beklediğini bildirdi. tş güvencesi yasa taslağıru 'akıl ve mantık dışı' olarak nitelendiren Ertan, faizlerin düşürülmesi için devlet borçlarının azaltümasını istedi. TOBB Başkanı Yırcalı, Çabş- ma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Moğultay'm hazırlaya- rak, Bakanlar Kurulu'na sundu- ğu iş güvencesi yasa taslağının, Türk ekonomisi ve cahşma ha- yatını 'sabote' edecek hükümler taşıdığını öne sürdü. Yırcalı, "Hükümetimizin bu girişimi so- HAVA DURUMU nuçsuz bırakmasını ve mahkûm etmesini, ısrarla ve önemle bekliyoruz" dedi. Yırcah, kredi faizlerinin ka- mu bankalannın özelleştirilmesi ve bankalann rekabetçi ortama çekilmesiyle düseceğini belirtir- ken, "Bizler, artık bankalar için çalışmaktan, kazandığımızı ve kazanacağımızı onlara vermek- ten yonılduk, bıktık ve bitap düştük" deyince, delegelerin yo- ğun alkışlarım aldı. SHP adına konuşan Sanayi ve Ticaret Bakanı Tahir Köse de, ticaret borsalannın kunıluş ve çabşma esaslannı düzenleyen 5590 sayıh yasanın değiştirilme- sini isteyen Yırcalı ve TOBB yö- neticilerini, "Şimdiye kadar kendi yasanıza hep siz önermiş- siniz. Hükümet de, kabul ede- rek, yasalaştırmış. Yakmdığınız bugünkü yasa da, sizin önerile- riniz doğrultusunda hazırlan- mıştı" sözleriyle eleştirdi. ANAP adına konuşan İzmir Milletvekili Işın Çelebi, konuş- masının başında, partisinin bü- yük saygı duyduğunu vurgula- dığı TOBB'nin, Türkiye'nin ge- leceğini belirleyecek en önenüi kuruluşlardan birisi olduğunu söyledi. Çelebi'nin bu sözleri üzerine bazı delegeler, "8 yılda ne yaptımz, onu anlat" diye laf attılar. Laf atmalarla konuşma- sı sık sıkkesilen ve sinirlenen Çe- lebi, özelleştirmeye hız verilme- sini, devletin ekonomideki ağır- hğını azaltması halinde Türki- ye'nin daha iyiye gideceğini kaydetti. Çelebi'nin, yanb yaym yapü- ğı gerekçesiyle TRT'yi eleştiren sözleri üzerine ön sıralarda otu- ran delegeler, "Siz, 1987'deki referandumda siyasi yasaklan savunmadımz mı?" diye çıkış- tılar. Çelebi, "Türkiye'nin ba- şansı için varız. Biz iktidara Türkiye'yi daha iyi yöneteceği- mizi kanıtlayarak, toplumdan alacağımız onayla yeniden gele- ceğiz" deyince, salondaki protes- tolar yoğunlaştı. Orta sıralarda- ki delegeler arasında itiş-kakış meydana gelmesi üzerine baş- kan Şinasi Ertan, salondakile- ri.her düşünceyi saygıyla dinle- meleri gerektiği ! konusunda uyardı. Protestolar üzerine, konuş- masına, "Biz her şeyi doğru yapmadık, bizim yanlışlann bu- gün devam ettirilmesinin doğru olmadığını düşünüyoruz" dedi. Protestoların artarak devam etmesi üzerine Çelebi, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ben burad^, sayın başkanm buraya.her düşünceyi serbestçe tartişılacak bir forum dediği için düşüncelerimi açıkladım. Bura- ya eleştiri yapmak için gelme- dim. Sayın Başbakan'a büyük saygım var. Eleştiri anlamında söylemiyorum." Çelebi, iktidarlan döneminde Türkiye'yi örnek aldığım belirt- tiği Arjantin'in, şimdi hükümet tarafından örnek alındığını savundu. Daha sonra kürsüye gelen Başbakan Demirel, "Biz Arjan- tin'i falan model abnıyoruz. Ar- jantin'in de bizi model aldığı fa- lan yok. Yüzde 60-70 enflasyon- la neyini model alsın Türkiye'nin" sözleriyle Çelebi'- ye yanıt verdi. Demirel, şöyle konuştu: "Diyeceksiniz ki 'Sen, borç yiğidin kamçısıdu-' demiştin. Doğru, ama ben, bu kadar da kamçının altına yatınn deme- dim. Vücudunuzda kamçı değ- memiş yer kalmamış. 42 trilyon lira borç faizi olmasa bütçe denktir. Faizleri ve maaşlan ödemek zorundasınız. O zaman da geriye bir şey kalmıyor ki. EUm, kolum bağb olsa koşanm, ama ayaklanm da bağb. Enflas- yonla kıyasıya mücadeleye gir- dik. Diyeceksiniz ki, 6 aydır bir şey yok. Biliyorum. Çocuk bile 9 ay 10 günde doğuyor, 6 ayda isterseniz, prematüre olur o ço- cuk. Evet 180 gün gecti. Ben de biliyorum. daha 320 gün var.Bi- zim hükümetüniz, bu işin altın- dan kalkmaya müsait değilse, bu işin altından kalkacak vatan evlatları vardır, onlara bırakı- rız." TÜRKİYE'DE DÜNYA'DA Devlet Bakanlığı Meteoroloji Genel Mûdûfiûflü'nden alınan bılgiye görB yurtJun kuzey le- arrten parçali yer yer çok bu- lutlu. öteki yerler az buluttu ve açık geçecek Hava sıcak- lıŞı değışmeyecek Rüzgâr. güney ve batı yönlerden or- ta kuvvette esecek. Denızle- nmİ2de rûzgâr, Doğu Akde nız'de gûnbatısı ve lodos, Marmara, Ege ve Batı Akdeniz'de yıldız ve karayel. Karadenırde yıldız ve poyrazdan 3-5 kuvvetınde saatte 10-21 deniz milı hızla esecek Van Gölü'nde hava az bulutlu ve açık geçeeek Rüzgâr kuzey ve batı yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette esecek. Çanakkaie Dıyarbakir Edıme Er7urum Eskışehır Istanbui Izrrar Kars Konya Meran Samsun Zonguldak A 35° 22° B 77° 9° 8 29° 9° B 28° 12° A 28° 15° A 28° 13° B 27» 8° 6 23° 10° A 31° 15° B Z7° 13° B 26° 7° B 27° 10° B 22° 13° A 29° 15" B 28° 8° A 30° 12° A 31° 19° B 23° 12" B 24° 13° B 23° 12° »Ç* buhjthı yaoınwiu kariı A-açık B-tHjlutiu G-güneşi K-kartı S-sst Y-yajmurlu Amsttrüam Amman Mn Bajdat Brtteef Cenevre Franktun Lefhoşa Petersburg Londr» Madnd Mlano MostaM Mûntı Osb Parts Prag Rryad Roma V)yana Zunh y B B B Y Y B B B Y Y Y B B 8 Y B A B Y Y 24° 32° 27° 37° 24° 24° 29° 31° 24° 21° 22° 20° 23° 27° 25° 22° 21° 41° 25° 23° 24° Devlet Bakanı Tansu Çiller de yaptığı konuşmada şu anda döviz fiyatlanna çok fazla talep olduğunu, bugünkü fiyat artış- lannın verdikleri sözün üstünde seyrettiğini söyledi. Çiller. döviz fıyatlannın ilk iki ayda enflasyonun üzerine çıkmadığını ama daha sonra enflasyonu aşüğını bildirerek şunlan söyledi: "Biz 'enflasyonu aşmayacak' dedik. Aşmasınm bir nedeni, döviz fıyatlannın dünya piya- salannda artmasıdır. Dövize alternatif çıkardığınız zaman, döviz bolluğunu sermaye piya- salanna sürdüğünüz zaman dövize olan talep düşmese dahi döviz fıyatlan düşecektir. Bu, döviz fıyatlannı aşağıya çeke- cektir. En zor zamanı aştık. Ben 'döviz fiyatlannda düşme gün- deme gelecek' demiyorum, ama gerçekleri söylüyorum. Beklen- tiler, döviz fiyatlanmn yüksel- mesi yönündedir. Bugün ban- kalann elinde döviz olmadığmı söyleyebilir misiniz? Bankala- nn kulaklanndan çıkıyor dö- viz. Bugün insanlann elinde döviz olmadığını söyleyebilir misiniz, onlarda da döviz var. Dövizi yatınm aracı olarak gö- rüyorlar." Çiller, önümüzdeki günlerde açıklanacak mayıs ayı enflasyo- nunun yüzde l'ler düzeyinde olacağını kaydederek, "Buna, "enflasyon düşmüyor mu' di- yorsunuz?" diye konuştu. Açıklanan aylık enflasyonun bir önceki yıbn aynı ayının enf- lasyonunun altında olduğunu vurgulayan Çiller, "Bu yıl Al- lah bizden yana. Biz *cak, cuk' demiyoruz. Yüzde 5 büyümeyi tutturmuş olacağız" dedi. Komisyonlar Erez'in Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin genel kurulunda, 4 komisyon üyeliğini de Yalım Ercz'ın listesi kazandı. Genel kurul delegeleri tarafından seçi- len komisyon üyelcri 4 yıl bö- \unca"örc\ \apacak. Çiftçide sevinç ADANA (Cumhuriyet Güney İlleri Bürosu) - Tanm ve Köy İş- lcri Bakanı Necmettin Cevheri larafından açıklanan hububat ve bakbyat fıyatlan çiftçiyi se- \indirdi. Yeni fıyatlarla, ek- mcklik buğdaya tonu dünya piyasalannda I30 dolar (910) olduğu halde kilo başına 1225 lira vcrildi. Her ay kademeh olarak 50 lira artacak taban fi'- yatlannda, kırmızı sert buğda- >ın kilosu 1165, beyaz yan sert buğdayın fıyatı 1150, diğer buğ- daylann 1080, arpanın fıyatı 1020. yulafın fiyatı 900, mısınn fivatı ise 1140 lira olarak belir- lcndi. Tanm ve Köyişleri Bakanı Necmettin Cevheri, TMO Ada- na Şubcsi alım merkezinde dün hububat alım kampanyasını fii- lcn başlattı. Kampanya önce- sindc ürün bedelleri ve ilkeler hakkında bilgi veren Bakan Cc%heri. "Üreticilerimizmüste* rih olsunlar. Beklentileri karşı- lanmıştır" diyerek şunlan söy- ledi: "Buğday ve diğer hububatın fıyatlannın tespiünde maliyet- ler. pariteler. dünya fiyatlan, enflasyon ve üretim durumu dikkatealınmıştır. Alımlar sabah gün doğumunda başlayıp akşam gün batımında sona erecektir. Geçen yıl abm- lar 16 eylülde son bulmuşken bu yıl ekim sonuna kadar TMO alıma devam edecektir. Geçen yıl ayda 16 lira fiyat farkı veri- lirken, bu yıl fiyat farkı ayda 50 lira olarak uygulancaktır. Tanm ve Köy işleri Bakanı Cevheri, dünya piyasalannda buğdayın 130 dolardan satıldı- ğını, kilo başına Türk çiftçisine verilen 1225 liralık buğdayın ise tonda 180 dolara geldiğine dik- kat çekerek, "Devlet, istese 50 dolar eksiğine dış piyasadan buğday alabilecek durumdadır. Ama bu yapılmamış. millctin imkânlanyla devlet, çiftçisinin boynunu bükük bırakmamış- tır. Bufiyatın,13.7 trilyon borç- la teslim aldığımız TMO'nun günde değil saatte 1 milyar lira faiz ödeyen koşullannda veril- dığine bilhassa dikkat çekmek isterim" diye konuştu. Tanm r • Bastarafi 1. Sayfada ' edildiği anımsatılarak "Ertele- meden söz edebilmek için hak- kın süre sonunda yeniden kul- lanılabilir olması gerekir. Ba- kanlar Kurulu'nun 60 günlük ertelemesinden •sonra bu hak kullanılamayacaktır. Dolayısıy- la tanm işçisinin grevi erteleme değil, yasaklamadır" denildi. Türk-İş Genel Başkanı Şev- ket Yılmaz da koabsyon ortak- lannın işçi hak ve özgürlükleri- nin önündeki engellerin kaldı- nlması yönünde vaatleri bulunduğunu anımsatarak şunlan söyledi: "Göz boyamak için 4 ILO sözleşmesinin Mecbs'e gittiğini söylediler. Demirel ile înönü'- nün tüm sendika başkanlan önünde verilmiş sözleri var. Bu hükümetin işçi hak ve özgür- lükleri önündeki engelleri kal- dıracağına inanmıyorum. T? nm-İş'in grevinin ertelenmesi, 50 bin dolaymdaki kamu işçisi- nin sözleşmesini tehlikeye sok- muştur. Biz, ILO Genel Kurulu öncesi bir durum değerlendir- mesi yapar, gerekirse başkanlar kurulumuzu ve kamu koordi- nasyon komisyonunu toplaya- rak stratejimizi belirleriz. Bu gelişme 'İşçinin hakkını verme- yeceğim' demektir." Çabşma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Moğultay, Samsun ve ilçelerinde yaptığı gezi sırasında Cumhuriyet'in TİGEM grevinin ertelenmesiy- le ilgili sorusuna şu yanıü verdi: "Bakanlar Kurulu'nun grev- leri erteleme yetkisi bulunuyor. Ben grevin ertelenme karan almdığı Bakanlar Kurulu top- lantısına katılmadım. Grevin erteleniş sebebini de bilmiyo- rum. Konuyu daha detayb ö|- rendikten sonra açıklama ya- pacağım. Ancak grevin ertelen- mesindeki amacın çabşma banşını sağlamak olduğunjı düşünüyorum." ' Ulkü Oğretmen 6 - veli desteği \ tstanbul Haber Servisi - tlharrfi Ahmet Örnekal İlkokulu Öğ- retmeni Ülkü Yazgan'a veliler- den destek geldi. Levent Din- çay adh bir velinin, çocuğuna kötü davrandığı gerekçesiyle hakkında Kadıköy Cumhuri- yet SavcıhğYna suç duyurusun- da bulunduğu Ülkü Yazgan'a destek veren çok sayıda veli, Milli Eğitim Bakanbğı'na bağjı Kadıköy Milli Eğitim İlçe Mü- dürlüğü'ne başvurarak Yazgan hakkındaki suçlamalann yersiz olduğunu belirttiler. Yalnızca bir velinin girdiği sünüşmeden sonra bir oğretmen hakkında soruşturma açıbnasının fevri bir davranış ve yanlış bir uygu- lama olduğunu söyleyen veh'ler, suçlanan oğretmen Ulkü Yaz- gan'ı desteklemeyi sürdürecek- lcrini açıkladılar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle