15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
y i WAYIS1992 PAZAR *- • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 OLAYLARIN TtttDENDAKl CERÇEK • iaştarafı 1. Sayfada dara utanç vericidir. Cazetelerde'n Ankara'mn İs- larriKonferansı Dışisleri Bakan- laruı toplantıya çağırdığım oğ- renısoruz- Laik Türkiye Cum~ hurveti, devletin temel ilkesmi çiğreyerek Islam Konferansı'n- da tendisine bir yer edinmiştir. Şirtıji bu komımdan yararlan- mak istiyoruz ve bir sınav kar- ftsırdayız. Bosna-Hersek katli- amına karşı 'dindaşlar orgütû- nünsessız, yetersiz, edilgin, ka- yıtsv; durumu bakalım değışebi- lecet. mi? A? tuhaf çelişki!.. • Laik Turkiye Cumhuriyeti, Bosna'dakı \füslumanlar için çırpınırken Ortadoğu'daki din devletteri kollarını kıpırdatmı- yorlar. * * • Teröristler' • Baştarafi 1. Sayfada bıı kj/ de 4 kışılık bir ızcı kam- pını bastı. Yapılan soruşturma sonunda ızcilcrin tcrörisl olma- dığı anlaşıldı. Gerede polisinin , İstanbul'- dan Ankara'ya giderken göza- tına aldığı Seyithan Ay"ınifade- Jerı doğrultusunda Bolu dağla- nnda başlatılan PKK operas- yonlan sonucu henüz yasa dışı örgüt üyesi bulunamadı. Ko- nuyla ilgili olarak Cumhun- yctc bilgi veren Gerede Emnı- •yet Müdürü Muzaffer Akkaya, yakalanan sanıgın ifadesi üzen- nc başlatılan operasyonlarsıra- sıııda hiçbir ize rastlanmadığını açıkladı. PKK'mndağlarda ba- nnabilmcsi için halktan destek •görmesi gerektiğini belirten Ak- -kaya şunlan söyledi: r "PKK, Bolu dağlanna gelse bannamaz. Bütün köylümüz dağlara. yaylalara çıktı. Bu yö- rernn köylûsü en ufak şüpheli bir durum olduğunda, kesinlik- le bize iletiyor. Geçen gün dön kışılık bir gurup var diye ihbar geldı Gittik, izci grubu çıktı. Halk hemen bildiriyor. Terö- -ristler burada. nerede banna- -caklar? Nereden yiyecek. ıçecek bulacaklar? Gelseler ertesı gün -bızim haberimız olur. Buraya gelmelen bana göre bir intihar gınşımidir. İki günde yakala- [çişleri Bakanı tsmet Sezgin- de Kaysen'de "PKK'nın Bolu dağlannda kamp kurduğu" yo- lundaki iddialara ilişkın bir so- ru üzenne, bölgedc geniş çaplı bir araşiırnıa yapıldığını belirti GUNCEL • Baştarafi 1. Sayfada ekonomiyi kurtarıc. öy- lesine formüller önerecekmiş ki bunlar, bir yandan hükü- metin beceriksizliğini ortaya çıkaracak, öte yandan halkı- mıza yeniden umut aşılayacakmış! Gidişin iç açıcı olduğunu hükümette söyleyemedikten sonra gerçekten toplum bir "umuda", dahaönemlisi umut aşılayacak davranışlara ya da uygulamalara gereksini- yor. Arkadaşımız Tuncay Özkan'ın İSO, DİE ve Merkez Ban- kası kaynaklarmdan toparladığı ciddi bilgiler geleceğin parlak işaretler vermediğini kanıtlıyor. Özetleyelim tabloyu: 91 nisanından 92 nisanına kadar geçen bir yılda, enflas- yon yüzde 74. Döviz rezervlerinde 1.5 milyardolar azalma. Emisyon, mart 91'den mart 92'yedeğin yüzde 56 artmış. İç borçlanma 100 trilyonun üzerinde. Merkez Bankası'- nın Hazine'ye verdiği kısa vadeli borç, 30.5 trilyon. Yasal sınır olan 31.2 trilyona yaklaşılrnış. Yeni kurulan şirket sayısı altı ayda 3017'den 2035e in- miş. Iş ve Işçi Bulma Kurumu'na son altı ayda başvurular geçen yıla oranla yüzde 25 fazla. Mal stoklarında da yüzde 25 büyüme. Savunular, savlar Bu bilgiler arasında işlerin iyi gitmediğini, durgunluğun egemenliğini kanıtlayan iki önemli veri yer alıyor. Kurulan şirket sayısının azalması, Işçi Bulma Kurumu'na başvuru- larla mal stoklarının yüzde 25 artması uzmanlarca "hayra alamet sayılmıyor". Ekonomik sıkıntılara çıkış yolları arayacağı yerde iki sağ parti arasındaki rekabeti sergileyen dünkü Odalar ve Bor- salar Birliği genel kurulunda Başbakan Demirel, dahaçok savunu düzeyinde kalan bir konuşma yapıyor. ANAP'tan devraldığı manzarayı anımsatan Başbakan, "Işbaşına geleli altı ay oldu. Çocuk bile dokuz ay on günde doğar. Altı ayda çocuk isterseniz prematüre olur" diyor. iktidarda 180 gün geçmiş. Demirel'in saptadığı 500 güne varmaya daha 320 gün var. Başbakan dün "500 gün so- nunda vaatlerin sonucunun hissedileceğini" söylüyor. Hükümet önde gidenlerinden yeni önlemler dizisi, yeni bir uygulama duyumsanmıyor. Sağda solda, ama hükü- met çevrelerinin dışındaki kesimlerde kimi olasılıklardan sözediliyor. Efendim, Tansu Çiller ABD gezisinde Dünya Bankası'- ndan bir milyar dolar bulmuş. Yeni kararlar taze bir milyar ile yürürlüğe girecekmiş. Tabii, hayal! Bir kerre hükümetteki yakın arkadaşları "bir milyar dolan kim kaybetmiş de Çiller bulmuş" diye bi- ze soruyorlar. Üstelik 5 mayıs 92'de Çiller'in basına söyle- diği, "ABD'ye büyük bankalar aracılığıyla 7 yıl vadeli bir milyarlık tahvil ihracı" haberini, bir gün sonra, 7 Mayıs 92'- de Dünya Bankası yetkilileri yalanlıyor. "Son engelleri aştığımız takdirde bir milyarlık reform kredileri bile" alabilirmişiz, bir milyar dolar kredi bulabile- ceğimiz nereden çıkmış, hayretle karşılıyorlar. Başbakan, Çiller'in bir milyar taze doları olmadığını bil- mesine biliyor. Ama hükümetin, partinin "v/fr/n/"bozulmasındiyeaçık- layamıyor, yutkunuyor. Kimse mucize beklemiyor • Baştarafi 1. Sayfada büyük duyarhhk Ataturk döne- mine rastlar. Bu dönemde tam bir istikrar vardır. İsmet İnönü döneminde de savaşa rağmen, büyük bir özen gösterilmiştir. Paranın değer kaybetmesi 1950'Ierde başlar. HaJkımızın, giderek artan bu eğilim karşısuı- da, tasarruflarını korumak üze- re çeşitli yollara başvurması, ta- sarruflarında Türk parası dışın- da arayışlar içinde olması, artık günumüzde olağan hale gelmiş- tir. • Nurullah Gezgin (İstanbul Sanayi Odası eski baskanı): Dolann belli miktarlarda yük- selmesi bizim dışımızda gelışen bir olay. Dışanda parite olarak bakmak lazım. Ancak olay o kadar değişik kanallarla saptı- nlıyor ki Türk Lırası'ndan ka- çış. dolara yöneliş halini aldı. Eleştiriler ve kuşkular bu yönde olmalı. Ekonomi hayatında do- lar öncelikli yaklaşım onaya çıktı. İşte burada büyük sakın- ca var. Çeşitli çevreler, kimi kez basın da yanlış yönlendırerek bunu körüklüyor, vatandaşı dolar spekülatörü haline getiri- >orlar. Dünyada dolann duru- mu tabii Türkive'yi de etkiler. • Sözer Özel f Ankara Sunu\i Odası Yönetım Kıtrulu Baska- m) Dolann 7 bın TL'ye varma- sı. özellıkle yerli katkısı düşük montaj sanayiini rahatsız ede- cektir. Dolardakı yükselış. tüm sa- nayi sektörünü olumlu etkıler ya da olumsuz etkıler demek mümkün değildır. Bu konudaki temel gösterge yerli girdi oranıdır. Yüksek oranda yerli girdi kullanan sek- törler, hem iç piyasa hem de ih- racatta daha avantajlı duruma düşerler. Buna, madencilik sek- törü örnek gösterilebilir. Ama bunun yanında \üksek oranda yabana girdi kullanan sektör- ler için bu bir dezavantaj ola- caktır. • Vlehmet Gazioğlu f KİT Ko- misyonu Başkanıj Türk parası- nın dolar karşısında değer kaybetmesi, bugünün koşulla- nndan kaynaklanmıyor. Dolann günlük kurlara göre artması. bundan evvelki hükü- met tarafından baskı altmda tutuldu. Kur, enflasyon artışı- na göre dolann değennın de artışı demektir. Fakat 1989'dan 1991"e kadar >ıllık enflasvon asgari yüzde 60-70 dolaylann- da gezinirken kur artışlan dolar ve mark bazında. ancak \üzde 30'larda kaldı. İki sene dolar suni olarak baskı altında tutu- larak artış vapılmadı. Bu kısa süre içinde bir parça anış farkı görülmekle beraber, bu, eski- den yapılan suni baskı netice- sindeki ilerlemesmın durdurul- masının atağa gecmesinden ka>naklanı>or. Dolardakı artı- şın. hükümetin ıcraatıyla hiç alakası yok. Dolar daha da ar- tacaktır. Yıl sonunda herhalde sekiz bin Iiraya çıkar. • Murat Demirer ı Ege Bölge- \ı Suncıiı Otlası (EBSO) Yö- ııeiını Kurulu Bıışkam): Türk Lırası'nın giderek değer yitir- mesı. bız sanayicılen de endi- şe\e sevk etmektedır. Bu bir \erde maliyet enflasyonu de- diğimiz olayı da beraberinde getirebilir düşüncesindeyiz. Konunun süratle dengeli bir tarzda ele alınması gerek. Türk Lirası. dolar. borsa ve faizleri toplu olarak ele almak gerek. Bu unsurlan birarada değerlendirerek bir denge oluşturulmak durumundadır. • Ekrem Demirtaş < hmır Ti- caret Odası Yönetim Kurulu Başkanı)' Türk Lirasfnın ABD Dolan karşısındaki de- ğerinin 7000 lira olarak ger- çekleşmesinin temel nedeni, banka faizi ve hisse senedi gibi yatınm araçlannın enflasyon karşısında negatif getiri yarat- malandır. Bu durum ABD Dolan'na olan talebi hızlan- dırmıştır. Dığer taraftan eko- nomik politikanın yarattığı belırsizlık ortamı, ekonomik politikada hâlâ öncelik ve araçlann açık bir şekilde belir- lenmemesi, başta işadamlany- la tasarruf sahıplerini kuşku- ya sevk etmektedir. Bu durum Türk Lirası'ndan kaçışı hız- landırmakta ve dolara yönelt- mektedir. • Mehmet Soyer (EBSO Meclis Üyesi): Türkiye'de yıl- lardır kurlarla ihracatı teşvik etmek gibi bir anlayış hâkim. Genelde dolardaki artışı enf- lasyon oranının bir iki puan üzerinde tutuyorlar. Bu anla- yış Türkiye'de dolann hızla tınnanmasına neden oldu. Kaldı ki ihracatı bu yöntemle desteklemek de olumlu sonuç- lar yaratmamaktadır. Kısa dönemli uygulama açısından belki yararlı olabilir ama bu, konu uzun dönemli bir yakla- şıma donüştüğünde ekonomi açısından zararlı sonuçlara yol açar. Dolardakı hızlı tır- manışı yaratan ilk etken bu ihracatı kurla destekleme an- layışıdır. Ekonomi • Baştarafi 1. Sayfada Ekonomideti canlanma gös- tergelerinden biri olan yeni şir- ketlerin kurulması da, son zamanlarda giderek azahyor. Ocak 1992'de 3 bin 17 olan yeni şirket sayısı, Mart 1992'de 2 bin 335'e düştü. İşsizlik de, hcr geçen gün artiş gösteriyor. Halen Türkiye'de 10 milyon dolayında işsizin bu- lunduğu belirüİiyor. Geçen yı- lın ocak-mart dönemine göre, bu yıl İş ve Işçi Bulma Ku- rumu'na yapılaiı başvurularda yüzde 25 arüş oldu. Ithalat ve ıhracat rakamla- nnda da geçen yıla göre 3-5 puanlık gerilemeler gözleniyor. 1991 Aralık'ında 2.4 milyar do- lar olan ithalat, 1992 yılının Mart ayında 1 8 milyar dolara ulaştı. ıhracat, aynı dönemler- de 1.4 milyar dolardan 1.1 mil- yar dolara indi. Ekonominin bir başka olum- suz göstergesi, stok artışlannda yaşaruyor. Stok artışlan, ocak- mart döneminde yüzde 25 ola- rak gerçekleşti. Demiryollan ile yük taşımacıhğında da son üç ay içinde 200 bin tonluk bir azalma gözleımor. Son dönemde ortaya çıkan önemli ıkıncı etken de Türk parasından kaçış. Dolara doğru bir yönebm sözkonusu. Bu iki etken birleşince dolarda hızlı bir tırnanış yaşandı. Merkez Bankası bununla ilgili cıddi önlemler almıyor. Ya da aldırtılmıyor. • Şevket Yıimaz (Türk-Iş Ge- nel Başkcmı) Maalesef acı, ama gerçek... • Tevfık Ertüzân (DYP GİK üyesi. Ereğli Demir-Çelik İşlet- meleri Yönetim Kurulu Başka- nı) Dolann artış trendi sürerse yıl sonunda 10 bin lirayı aşar. Dolar 10 bin lirayı aşarsa, Türk parasından sıfır atma operas- yonu mutlaka gündeme gelir. Dolann 7 bin lira olması, Tan- su Hanım'ın hedeflerinin ger- çekleşmedığıni gösteriyor. Ne yazık ki gerçekleşmedı hedefle- ri."Döviz alanlann elleri yana- cak" gıbi ıddıalı laflan vardı. Ama tam tersine döviz alma- >anlann ellen vandı. Faizlerin düşürüleceğinı söylemişti. Faiz- ler yükselme trendine girdi. İç borçlanma ve errusyon, beraber yükseliyor. Ekonomiyi ne gün- lük endışeler çcrçevesınde, ne de tamamıyla giınlük endişeler- den uzak orta vadeli düşünebi- liriz. GÖZLEM UĞUR MUMCU • Baştarafi 1. Sayfada yolla ve hangi yasal düzenlemeler ile sağlanacağıdır. Bunlar önce kamuoyunda tartışılmalı, sonra da TBMM'- yegetirilmelidir. Bu. işindemokratikyanıdır. Kürtkonusununbugünasıl önemi. PKK tarafından başlatılan ayaklanma sürecidir. Bir yanda, AGIK ile başlayan "demokratikleşme süre- ci", öte yanda 1990 martında başlatılan "ayaklanma sü- reci." PKK saldırıları 15 Ağustos 1984'te "Eruh baskını" ile başladı. PKK, bu olaya "Buyük Atılım"adını veriyor. Her 15 ağustos gününe doğru terör eylemlerini ve saldırıları- nı arttırıyor. Ayaklanma -Serihildan-1992 martında "Nevruz Olayı" ile başlatıldı Ayaklanma bugün de sürüyor. Bu ayaklanmanın başlayacağı, PKK'nın Almanya'da basılan "Serxwebun" adlı gazetede açık açık yazılmıştı. "Serxwebun "un 1992 şubat sayısının birinci sayfasında- ki başlığı okuyalım: - Kürdistan, tarihin en görkemli kalkışına hazırlanıyor. Bu yazının bir pragrafına da kısaca göz atalım: - Sürecin özelliğı, ulusal kurtuluş mücadelemizin ulaş- tığı aşamada devrim ile karşı-devrim arasında bugüne kadar olmadığı boyutta keskin bir hesaplaşmanın yaşa- nacak olmasında yatıyor. Görüyorsunuz ki amaç, Kürt halkınının Nevruz kutla- ması değil PKK ve ERNK tarafından hazırlanan silahlı ayaklanmadır Aynı gazetede, PKK liderinin (1971-1975 arasında Ma- liye Bakanlığı'ndan burslu olarak okuyan ve bu ilişkisini 1984 yılına kadar sürdüren Ankara SBF öğrencisi ve tapu teknisyeni Abdullah Öcalan) başyazısı da yer alıyor. Ocalan, bakın Nevruz öncesi hazırladıkları ayaklan- mayı nasıl da açıklıyor: - Partileşme hareketi, silahlı mücadele ve gerilla çalış- maları, günumüzde bizi gerçek bir ayaklanma sorunu ile karşı karşıya getirmiştir. Kurdistan da gerçek bir devrim, güçlü birayaklanmaya dayanmadan gerçekleşmez. Hat- fa silahsız kitle eylemleriyle hazırlanmayan bir ayaklan- ma da sonuç vermez. (..) Son birkaç yıl içinde gerçekleş- tirdiğimiz serihildanlar deneme niteliğinde olup, halka belli cesaretin yanı sıra bilinçlenme ve örgütlenme ola- nağı kazandırmıştır. Ocalan'ın bu başyazısından da anlaşılıyor ki amaç, Kürt halkının Nevruz Bayramı'nı kutlaması değildir. Amaç, sivil halkın, bir kalkan gıbi kullanılıp ayaklanma sürecini başlatmaktır. Nevruz gösterilerinde Kürt halkını kalkan gibi kullanan PKK, Batı basını ile ilişkıye geçıp başta Alman gazeteci- lerle olmak üzere bırçok gazetecıyı Güneydoğu'ya çağır- mıştı Eski Demokratik Almanya Komünist Partisi'nin (SED) devamı olan bugünkü PDS'den (Demokratik Sosyalist Parti) Federal Parlamento'ya seçilmiş olan bayan millet- vekili Ulla Jelpke çatışma bölgesinde hazır bulunmuştu. PKK, Batı basınmı datelevizyonlarını da milletvekıleri- ni de kendi amacı için kullanıyor. Almanya, PKK'ya bu desteği açıkça ve comertçe sağlıyor. Almanya, bu desteği sağlamakta gönüllü. PKK'nın pro- paganda gücü büyük ölçude bu destekten kaynaklanıyor. Gorünen köy kılavuz istemez- Nevruz, ayaklanma sü- recini başlatmıştır. Ayaklanma sürecı, demokratikleşme sürecini engelle- yecek. Kürt halkının karşı karşıya olduğu asıl büyük tehli- ke işte buradan kaynaklanıyor BİR 5 KAPIUDAN BEKLEDİKLERİNİZİN EN FAZLASI...TOFAŞ KARTAL Tofaş KartaJ... Gerçekten de Türkiye'nin 5 kapılısıdır. Tartışrlmaı üstünlükleriyle... 1600 cc motoruyia, Türfciye'de üretilen en güçlü, her yola, her koşula uygun tek 5 kapılıdır. Tofa^ Kartal... Dış boyırtlan, iç hacmi, iç yüksekliği ve ferahlığı ile Türkiye'de üretilen, en yapılı ve en kullanışlı 5 kapılıdır. Tofaş Kartal... Genel üstünlükleriyle, size, ailenize, işîni- ze, tatillerinize ve hayal gücünüze göre sayısız kullanım aianları sunar. Tofaş'ın servis garantisi ve Opar'ın sun- duğu bol, yaygın ve hesaplı orijinal yedek parça güvencesi Tofaş Kartal'ın ek üs- tünlükieridir. Tofaş'lor. hlometrç sınm oimoksızm ı yıi çurjmeye koty 3 yri gorvntttıdtr Ört «i/ı rtoC Tofa Kartal'mızın onjınallığını Opar onjınal yedek parçalanyio koruyun He-r-rıraanıztn ömrunu, gücünu korursunuz, hem de daıma yüksek bir F*-O e/ değenne sahıp olursunuz
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle