Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 29MAYIS1992CUMA
OLAYLAR VE GORUŞLER
IJlusal Sağbk Akademîsi
Ülkemize özgü sağlık politikalan üretmesi hedeflenen 'ulusal sağlık akademisi1
gibi bir kuruluş, hem yönetsel (idari) hem de bilimsel yönden özerk olmalıdır.
Orgütün yapısında demokratik düzenekler (mekanizmalar) kurulmalıdır.
Doç. Dr. DURSUN KIRBAŞ
1989 yıhnda DPT, Türkiye sağlık sektörü-
nün mevcut durumunu saptamak için Price
Waterhouse adlı yabancı bir firmaya 388 say-
falık bir master plan etüdü hazırlattı. Bu
"master plarf a göre bütün Türkiye'de insan
gücü planlaması fazla globaldir, görev ve ni-
telik dağılımı, merkezi planlaması yetersizdir.
Mevcut elemanlann. yani hekim, dişhekimi,
hemşire, ebe, sağlık memuru ve bu sektörde
çalışan öbür elemanlann eğitiminde; müfre-
dat iceriğinin yetersiz olması, pratik eğitim
olanaklannın az olması, eğitimde nitelik yeri-
ne daha çok sayıda öğrend yetiştirilmeye
önem verilmesi, eğitim kuruluşlannın niteli-
ğinde büyük farklar ve sağlık personeli eği-
timcilerinin çok az olması nedeniyle büyük
aksaklıklar vardır. Bu ve benzeri nedenlerle
mevcut elemanlann temel efitimleri ve daha
sonra edindikleri hizmet içi eğitimleri yeter-
sizdir.
DPT, yine 1987 yılında "Türkiye'de Hekim
lhtiyacı ve Tıp Eğitimi" adlı raporunda nite-
lik yerine daha çok öğrenci yetiştirilmesi he-
deflenmekte oluşu doğrulanırcasına, tıp fa-
kültelerinden kontenjanlannı arttırmalannı
istemektedir. Hekim niteliklerinden çok,
sayının arttınlması üzerinde durulmakta ve
şimdiye kadar kontenjanlann arttınlmama-
sına neden olarak da ilginçtir ki üniversite
özerkliği gösterilmektedir. YÖK ve üniversite
ilişkilerini daha çok ortaya koyar tarzda,
YOK'ten sonra bu sorunlannın kalmadığı
açık yüreklilikle (!) ifade edilmektedir. Yine
aynı raporda eğitim veren tıp fakültesi hasta-
nelerinin eğitimle pek uğraşmayıp zamanla
Sağlık Bakanlığfna baglı hizmet hastaneleri
haline dönüştüğü bildirilerek bu durum eleş-
tirilmektedir.
Bu her iki rapordan sonra 1991 yılında,
TBMM, Türkiye'de tıp eğitiminin durumunu
ortaya koymak için bir Meclis araştırma ko-
misyonu kurdu.
Tıp Eğitimi Araştırma Komisyonu'nun,
eğitim alan, veren ve verilen yerler üzerine
yaptığı araştırmanın sonuçlan ise iç karartıa.
Birincisi tıp eğitiminin niteliği orta. 3 cilt ola-
rak hazırlanan raporun sonuç bölümünde ise
özetle şöyle denilmektedir: Ülkemizde hekim
sayısı plansız çoğaltılmıştır (DPT'nin üniver-
siteyi suçlayıcı raporunu ve bu işi nasıl çöz-
düklerini anımsayınız). Yeni tıp fakülteleri
açılarak tıp eğitiminin niteliği düşürülmüştür.
Yurt düzeyinde tıp eğitimi alarunda standart
bir eğitim verilmemektedir. Öneri olarak da
tıp eğitiminin istenilen düzeye ulaştınlabilme-
si için yeni kararlann alınması, gerekirse bu
yönde yasa teklifleri hazırlanarak yeni düzen-
lemelerin getirilmesi istenmektedir.
Sağlık kumltayı
20 ekim secimlerinden sonra kurulan DYP-
SHP koalisyon hükümeti sağhkta yeni bir dü-
zeltim amacı ile bir "reform paketi" hazırladı.
Bu düzeltimlere (reformlara) temel teşkil et-
mek üzere de sağlıkla ilgili çeşitli kişi ve kuru-
luşlann katıldığı I. Ulusal Sağlık Kongresi'ni
23-27 Mart 1992 tarihleri arasmda topladı.
Yukanda sözûnü ettiğim 3 raporun dışında
Türkiye'deki sağlık açmazı ile ilgili olarak
Türk Tabipleri Birliği'nin ve ona bağb oda-
lann birçok yayını, araştırması vardır. Bütün
bu ve benzeri bilgjleri içeren bir genel rapor da
Sağlık Bakanlığı (SB) tarafından "Sağlık Hiz-
metlerinde Mevcut Durum" adıyla kitap-
laştırılarak kongre öncesi yayımlandı. Özetle
vanlan nokta şudur: Birincisi, ulusal sağlık
politikamız yoktur, ulusal sağlık politikalan
üretecek bir kuruluş yoktur. Sağlık, hükümet-
lerin günlük politikalan içerisinde günübirlik
politikalarla yürütülmekte, geleceğe ait uzun
vadeli planlar yapılmamaktadır. İkincisi,
sağlık sektöründeki eğitim son derece yeter-
sizdir:
GereK mezunıyeı oncesı, gerek mezuniyet
sonrası, gerekse hizmet içi. Üçüncüsü, sağlık-
ta merkezi bir planlama yoktur. Ne kadar
hekime. hemşireye, sağlık memuruna, diş-
hekimine vb. gereksinim vardır? Her yıl ne
kadan emekli olmaktadır ve ne kadar nüfus
artışı vardır, bunlann bölgesel dağıbmı
nasıldır?
Türkiye'de verilen sağlık hizmetlerinin ni-
teliği denetlenememektedir. Sağlıkta. önemli
bir yol gösterici olan laboratuvarlann stan-
dardı yoktur, referansı yoktur.
Türkiyenin sağlık coğrafyasını, hastalıkla-
nnı ya da sağüğın nüfussal durumunu (de-
mografısini) ortaya koyacak araştırmalar
yapılmamaktadır. Dağ gibi biriken etik so-
runlar, hastalann, hekimlerin haklan ve buna
benzer bir yığın sorun sağlık sektörünün
önünde birikmektedir. İşte bu noktalardan
hareketle reform paketinin en önemli bölüm-
lerinden biri olarak "ulusal sağlık akademisi'
önerilmektedir. Kongre çerçevesinde topla-
nan çalışma grubu da bir rapor hazırladı.
Raporda mevcut durum saptamasından
sonra 'sağlık akademisi'nin (SA) ana hedefle-
ri vurgulanarak öncelikler belirtilmektedir.
Bunlar da sağlık personelinin eğitimi ve eği-
timde standardizasyon, Gereksinim duyulan
bilgilerin temini için hizmet araştırmalannın
yapılması, sağlıkla ilgili tüm mevzuatlann
gözden geçirilmesi, etik haklar konusunda
yeni çalışmalar yapılması, yayın-doküman-
tasyonun tüm ülkeyi kapsaması ve referans
Iaboratuvarlann kurulmasıdır.
Görüldüğü gibi SA'nın kurulmasırun ana
hedefı "ulusal sağlık politika!an"nı oluştura-
cak bir kurumun olmasıdır. Sağlıkta standar-
dizasyon ve nitelik denetimini de elinde bu-
lunduracak kurumun statüsü ne olacaktır?
Gelecek olan siyasal iktidarlar, kendi doğrul-
tulannda uygulamalar yapmak isterse, bu ku-
ruluş ülkeye özgün politikalan nasıl üretecek-
tir? Işte sorunun gelip düğümlendiği esas nok-
ta budur.
Sonuç
Ülkemize özgü sağlık politikalan üretmesi
hedeflenen Ulusal Sağlık Akademisi gibi bir
kuruluş, hem yönetsel (idari) hem de bilimsel
yönden özerk olmalıdır. Örgütün yapısında
demokratik düzenekler (mekanizmalar) ku-
rulmalıdır. Sağlık meslek birimleri (TTB,
dişhekimleri. eczacılar, hemşire, ebe, öbür
sağlık personelinin örgütleri) yeterli ağırlıkta
temsil edilmelidir. Sağlık kesiminde eğitim ve-
ren kuruluşlar demokratik bir tarzda akade-
mi içerisinde yerini almalıdır.
Akademi kendi özyönetimini kurmahdır.
Özetle, Türkiye toplumunun sağlık düzeyini
korumak ve standardı yükseltmeye yönelik
stratejik kararlann alınmasına yardımcı ola-
cak sürekli enformasyon ve danışmanhk hiz-
metinin yanı sıra bu standartlara uygun insan
gücü ve altyapı planlamalan yapacak, özerk,
bilimsel ve demokratik bir kuruluşa ivedilikle
gereksinim vardır. Bu noktalar göz Önüne alı-
narak kuralacak sağlık ademisi, Türkiye in-
sanının sağlıklı yaşamasına katkıda bulunabi-
lir.
ARADABIR
BÜLENTSOYLAN Yeminli Mali Müşavir
İşin Sonu Vergi
Hararetli yandaşları, özel sektörden söz ederken biraz
da propaganda kokan bir tanıtmayla, "hür teşebbüs" der-
ler ve bununla, "hür" sözcüğünün büyüsünü de kullana-
rak "rüzgâr"ı arkalarına almak isterler. Hürriyetlere ya da
Türkçesiyle özgürlüğe kim karşı olmak ister kü?
özgür girişim (hür teşebbüs) düşüncesi, son zamanlar-
da iyice egemen olunca. propaganda amaçlı adı da yalın-
laştı ve pazar ekonomisi oldu.
Pazar ekonomisi, ekonomideki güçlerin serbestçe karşı
karşıya gelmesine ve sonucun, istem-sunu (arz-talep)
dengesiyle belirlenmesine dayanıyor. Yani işin aslı her*
şeyin bir fiyatı olması ve bu fiyatların serbest piyasa den-
gelerine dayanması.
Aslında bu, pazar ekonomisinin sadece birinci dayana-
ğı. ikinci dayanak ise vergilemedir. Ama nedense, pazar
ekonomisi bir özgürlük rejimi olarak savunulurken, bu dü-
zeni ayaktatutan devletin finansman kaynağı olan vergile-
meden, kimseler gereği kadar söz etmez ve bu piyasa dü-
zeninin ancak sağlıklı bir vergilemeyle birlikte yaşayabile-
ceğini savunmaya gayret etmezler.
Dikkat edildiğinde görülecektir ki Türkiye'de girişim (te-
şebbüs) özgürlüğü tartışmaları ile sağlıklı vergi arayışı
pek bir arada söylenmese de aynı tarihlerde ortaya çık-
mıştır. Iktisat tarihçilerinin belirttiği gibi, cumhuriyetimizin
1923-1931 yılları liberal, 1932-1945 yılları arası devletçilik
dönemidir. 1945ten sonra, Demokrat Parti olayı ile birlikte
"hür" teşebbüs hareketi başlamış ve bugüne kadar gel-
miştir. Hür teşebbüs hareketini başlatan faktörler, aynı ta-
rihte bir başka hareketi daha başlatırlar. Bu, modern ver-
giciliğin bayrağmın ilk kez açıldığı ve bugün de dalga-
landırıldığı kurumun, "Hesap Uzmanları Kurulu'nun ku-
rulmasıdır. Olay bir tesadüf sayılabilir mi? Kuşkusuz hayır.
Çünkü, pazar ekonomisinde de devlet vardır ve bu devle-
tin icraatının finansmanı için vergi toplamak gereklidir.
Hedef daha modern pazar ekonomisi ise, vergicilik de
modernleşecek ve o günlerde yeni denenmiş ve fiyaskoy-
la sonuçlanmış Varlık Vergisi gibi olağanüstü çözümler
aranmayacaktır. Pazar ekonomicilerinin itirazı, devletin
varlığına ya da etkinliğine değil, sadece ekonomik girişim-
lerde bulunmasındadır. Sağlıklı bir pazar ekonomisinde
kuvvetli bir devletin bulunmasıyla, yine sağlıklı bir yargı,
tam bir can ve mal güvenliği, başarılı bir eğitim, insanları
yarın endişesinden kurtaracak sosyal güvenlik kuruluşları
acaba "hür teşebbüs'çülüğün bağdaşmayacağı şeyler
midir? Hayır, tersine biri olmazsa öbürü de olamayan, biri
ne kadar güçlü olursa öbürü de o kadar güçlü olan, yani
"yan yana" olması gereken şeylerdir.
Tarihleri bir dönemle birlikte başlamış, adı bir düzenle
birlikte anılan kurumlar, hiçbir yerde ve zamanda kolayca
ortaya çıkartılamamıştır. Nice "usta ad"ların el emeği, göz
nuru ile kazandırılmış bu kurumlar, akşam konuşup sabah
yeniden biçımlendirilebitecek şeyler değildir. Bunlar bir
devleti devlet, bir ekonomiyi ekonomi yapan ulusal varlık-
lardır.
özgür girişim, aradan geçen 47 yılda epeyce yol almış,
ama son yıllarda keyifle tokalaştığı enflasyona şimdi kolu-
nu kaptırmıştır. Bütün değerleri altüst eden enflasyondan
vergicilik de payını almış ve devlete suyu getiren ile testi-
sini kıran birbirine karışmıştır. Adaletsiz bir vergi olan enf-
lasyon. gerçek vergiciliğin görevini devralmıştır. Giderek
büyüyen iç borç uru, enflasyonunyarattığı rakam şaşkınlı-
ğı içinde bazı yöneticilerce umursanmaz olmuştur. Bu kar-
maşada yapılan bütçelerde vergi gelirlerinin şu ya da bu
olması kimseyi üzmez hale gelmiştir. Para operasyonları
vergiciliğin önüne geçirilmiştir. Bu ülkenin vergiciliğini
yıllardır ısrarla savunan ve devlet gemisinin karaya otur-
maması için hiçbir nimet beklemeden ve ısrarlafener bek-
çiliğini yapanlar, kendini savunmak durumunda bırakılmış-
lardır.
Pazar ekonomisinde devlet icraatının maddi kaynağı
tektir ve bu kaynak vergidir. Vergicilik, bugünden yarına
kuruluveren, günlük politikamıza uymazsa silbaştan yapı-
lıverecek bir düzen değildir. Yönetiminden denetimine,
kanunundan yargısına kadar hepsiyle köklü bir bütündür.
Bu bütünün içinde, vergi yönetimi ve denetiminde söz sa-
hibi saygıdeğer kurumlar vardır. Hesap Uzmanları Kurulu,
kuruluş amacı ve misyonu sadece vergicilik olduğu ve
kendisini hertürlü politikanın dışında tuttuğu için, bunlann
başında gelir. 1945 yılında, toplu iğnesini bileyurtdışından
getiren Türkiye'de o günlerden bugüne kadar geçen 47 yıl-
da pazar ekonomisi de bu ekonominin vergiciliğini mües-
seseleştiren Hesap Uzmaniarı Kuruiu da hayli mesafe
almışlardır. Pazar ekonomisinin temelini şimdi nasıl de-
ğiştiremezseniz, bu müesseseleri ve vergiciliği de günlük
tercihlerinize göre değiştiremezsiniz.
Şimdi yapılacak olan, vergiciliği enflasyon karambolü-
nün sıkıntılarından kurtarmak ve pazar ekonomisi devleti-
nin bu temel dayanağını günlük politikaların yıpratmasın-
dan korumaktır. 47 yıl önce yola birlikte çıkan pazarekono-
misi ve Hesap Uzmanları Kurulu buraya kadar hangi ne-
denle beraber geldilerse, bundan sonra da aynı nedenle
beraber olacaklardır. işin başında vergi vardı, sonu da
vergidir. Birini kabul eden, öbürünü de kabul edecektir.
Devlete böyle bir kurumu kazandıranlarla bunu sürdürme-
de hizmeti geçenlere, kurulun kuruluş yıldönümü olan bu-
günde saygılar olsun.
Galeri • Atölye 232 64 26 • 23O 21 87
, .. SANATEVI
NILUFER KURFEYZ
TEZHİB SERGİSİ
30 Mayıs-20 Haziran
Ömr Poso C Abdututk Itmto S. Erûz
4> 27/1 tıenköy Ü 338 42 24
TEM SANAT 6ALERİSİ
YUKSEL ÖZEN
Resim Sergisi
12M«rif-10H«imlM3
MEV(Mo,EnflS<* 44 2
ARKEONSANAT (.\LKRLSt
MEVLUT
AKYILDIZ
Canı Altı Resun Sergisi
20 Mayıs - 6 Haziran
Iskele Cad Salhane Sok No19
Ortaköy Tel 259 92 57
PINAR
TANBERK
Kesim Sergisi
12 Mayıs-6 Haziran
Rıdvanpaşa Sok No 21
Göztepe Tel 385 00 15
NUR
GÜNEN
Resım Sergisi
21 Mayıs - 5 Haziran
AKMMK If IIK İUU1 CAIEIUİ
Cndd PasoCsd N< 238 IsKmbJ !S3 « 88
'Gtlt,, *SBI Sntltıınıit itttr'
GALERİ
LEBRİZ
ÇEŞİTLEMELER
5 Mayıs - 10 Haziran
Eyiam Cod. Açıkhova Ap«. No.U/2
Kişontcsı Tcl.240 22 82
ZAHIT
BÜYÜKİŞLEYEM
Resim Sergisi
15 N*ayıs-9 Haziran
GALERI WM
BPBALDEM
Valtkonağı Cad Akkavak Sok
No 22 3 80200 Nrsanla$ı
!STANBUL Tel i'l 232 40 81
ÜMIT YAŞAR
SANAT CALEKISI
İNCİ BAL
Resım Sergısı
22 Mayıs-10 Haziran
Mlol Cod. Iakıx GIUMU Yopiur Han
IC l Beyoglu Td.244 96 33
IİODI
sanat «alerisi
PAUL PETER
OCHS
Suluboya Resim Sergisi
20 Mayıs -15 Haziran
Valıkonağı Cad Pasa| 73
Nijantajı Tel:246 71 81
ji ALMELEI^
KARMA
RESİM-HEYKEL
ÖZGÜN BASKI
25 Mayıs -25 Haziran
Nıspetıye Aytar Cad Nıl Apl
246 Levent Tel.269 80 U
AYŞE SANATEVI
Karma Resim Sergisi
30 Mayıs^26 Haziran
ALİ ÇANDAŞ
BAHATTİN ODABAŞI
VELİ SAPAZ
VURAL YILDIRIM
Boharrye Cod Kafkas Pa«|i
(ModaSui Üstû)TeL3491509
ADNAN TURANİ
MUSTAFA AYAZ
MEHMET GÜLER
Resım Sergisi
2 Mayıs - 26 Hazıran'92
Moda Cad No. 220/226
Kadıköy Tel 346 97 14
L E S !
SERAMİK SERGİSİ
28 Mayıs-28 Haziran
SakİM ÇÜ - AE Rızı Doğaı
N«r4«G«r«l - RCıÖzlurk
lûyûkder* Cad KoleSnomİ
BnasıLnenlTeJ:279 2 f U
istasyon sanat evi
İERENKÖY, ETEMEFENDİ CAD. NO.36 SANAT KÖŞKÜ TEL: 385 41 31
MUSTAFA
ŞENER
^ & t Resim Sergisi
3pS 22 Nisan - 30 Moyıs
_O Yedibyulor Çıkırazı 6/7
(g (Eski Son Tiyatrosu Arkası)
O> ElmodogTel: 232 59 59
ORIIINALI1
L'Iusfararası Müzelerden Değerli Eserler
CFNTLRI NUSTERCOLLFCTION
RESİM SERGİSİ VE SATIŞ
Yoğun istek üzerine
31 Mayıs 1992 ye kadar uzatılmıştır.
SHERATON HOTEL
1. Kat - Galeri
T]
AYRINTIU BİLGİ VE SATIŞ:
Simpa ultdere Cad Ho' Hor 1 5'.
İMonbu
247 &2 01 Fa. 24? 42 2.
galeri
atölye
232 64 26
23O 21 87
RESİM ve HEYKEL
MÜZELERİ DERNEĞİ
KÜLTÜR ETKİNLİKLERİ
KOHFERAHS
DİLEK DİŞBUDAK
•19 YCZYIL ISTANBll MLMARISt*
29 Mayıs'92 Cvma 14.00
Resım ve Heykel Müzest,
Be^ıkla; 259 İ7 39
KURULUŞ
1 HAZİRAN 1992
SERMAYE
10 MİLYAR TL/RESİM
galeri
atölye
232 64 26
230 21 87 I
galeri • atölye
232 64 26 • 230 21 87
İSTANBUL FRANSrZ KÜLTÜR MERKEZİ
FRANSIZCA DİL KURSLARI
HIZLANDIRILMIŞ YAZ KURSLARI
1 Haziran - 10 Temmuz 1992
Kayıtlar ve test 27-28-29-30 Mayıs
(Gün boyunca) Saat 10.00-18.00 arası
İSTİKLAL CAD. NO: 8 Taksim Tel: 252 02 62
MODA HAN
nb fasıl
Alt tarafı meyhane.'..
Ama içinizdeki şeytanı
uyandınyor.
Moda Cad No 239 Tel 345 84 74-349 12 01
Istanbul
llköğretmen Okulu'nun
Sayın Mensubu
GeJeneksel çay ve sohbet
loplantımız 30 Mayıs 1992
Cumartesı günü saat 14-18 arası
Maçka Otelı salonunda
yapılacaktır.
Mensuplarımıza coşku ile
haber verelim bırbırımizı sevgı ile
kucaklayalım.
Yonecm Kurulu
PENCERE
Fetih?..
Fetih bayramı bugün.
Mehter takımlan, Osmanlı havaları, burma bıyıklar,
zurnacılar. nakkareciler, zilciler, borucular, kösçüler,
çatık kaşlar, nutuklar; hamasi edebiyatın en cengâver
satırbaşları...
Gum güm de güm güm.
Mehteran, padişah seferdeyse çadırın, değilse sara-
yın onunde her ikindi namazından önce çalarmış. Fetih
Bayramı'nda da günün anlam ve önemi üzerine nutuk
atılıp dua edılecek, eski marşlar söylenip dinlenecek...
Günün anlam ve önemi nedir?
Sorunun yanıtını öğrenmek istiyorsak gelişigüzel bir
sözlüğü açalım.
Fetih" karşılığında ne yazıyor:
"Bir kenti ya da ülkeyi silah zoruyla ele geçirme!..
Istanbulun alınması "büyük fetih"tir, öteki adıyla
feth-i celii...
Istanbulu Bizanslılardan aldığımız günü "Fetih Bay-
ramı'na çevirip her gün kutlamaya 1950'lerde başla-
dık; eskıden yoktu böyle bir şey.
"Istanbut'un Kurtuluşu"nu kutlardık...
Bilmem ki dünyada "Fetih Bayramı" yapan bir başka
ülke ya da devlet var mı? Fransızlar Paris'in, Ruslar
Moskova ya da Petersburg'un, Isveçliler Stockholm'-
ün, Almanlar Berlin'in fetih gününü kutlar mı?
•
Yanlışlık, Osmanlı dünya görüşünün Cumhuriyet
Türkiyesi'nde yeniden geçerlilik kazanmasından do-
ğuyor; çağdışına duşmüş fikirlerin 21'inci yüzyıla doğ-
ru hortlaması, mantığımızı saptırıyor.
Osmanlı döneminde Vafan' yoktu, mülk' vardı.
Mulk' fethedilen, başka deyişle "s/7aAı zoruyla ele
geçirilen" topraklardır; vatan ya da yurt, bir ulusun
ülkesidir; 1923 cumhuriyet devrimiyle birlikte, devtet
anlayışında, mülk'ten vatan'a geçtik.
Istanbulun alınması tarihimizin büyük ve anlamlı bir
yaprağıdır; ama. tarihte kalmıştır. Zaman tünelinde
gerıye doğru sayarsak o cağın dünyasında Avrupa'nın
Amerika'ya fethe doğru okyanusa açılmak için hazır-
landığını görünJz. Fatih'in istanbul'u fethi de çığır açan
değerdedir, tarihimizin görkemli birsayfasıdır.
•
Batı, 20'nci yüzyılın ilk çeyreğinde Anadolu'ya Yu-
nan askerini çıkardı; Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra
yenilgiye uğrayan Osmanlı devletinin başkenti İstan-
bui'u İngilizler 16 Mart 1920'de işgal ettiler. işgal, Kur-
tuluş Savaşı'nın sonuna dek sürdü. Güzel Istanbul, üç
yılı aşkın bir zaman, düşmanın boyunduruğu altında en
kara günlerini yaşadı. 6 Ekim 1923'te Türk askeri istan-
bul'a girdiği gün, kent halkı sevinçten ağlıyordu.
Her nedense, Istanbul'un kurtuluşunu geriye ittik, is-
tanbul'un fethini kutluyoruz.
Oysa Feth-i Celil'in anlamı tarihe gömülmüştür;
ama, vatan toprağını işgalden kurtarmak çağdaş dev-
letler hukukunun temel ilkesini hayata geçirmektir.
•
Frenkler İstanbulu bugün bile "Kostantinopolis" di-
ye anmaya bayılırlar, Hıristiyan kafasının nostaljisi,
kimi kitaplarda ve atlaslarda dışavurumunun göster-
gelerini sergiler.
Fetih Bayramfyla yaptığımız iş nedir? Batılıya Meh-
teranla duyuruyoruz-
-İstanbul bizim değildi, zorla aldık!..
Dışarıdaki olumsuz propagandanın ekmeğine yağ
sürmek için bayram yapılır mı?
İnsan kendi yurdunu, vatanını, toprağını "fethettim"
diye davul zurna çalar mı? •
Karabağ, Nahcıvan, Bosna-Hersek için çabalıyor
Ankara; ABD'ye, NATO'ya, AGİK'e, BM'ye başvuruyor;
günümüzde fetihin hukuk dışı ve onaylanmaz bir zor-
balık olduğunu belgelemek için çırpınıyor.
Ve içeride "Fetih Bayramı" yapıyoruz.
Bizim istanbul da gerçek bayramımız 6 ekimdir; "Fe-
tih '' değ iI, ' Kurtuluş'' bayramı!..
I
f
**fâ£& 2.450.000.
3l**^KAÇIYORUM
BAYRAMDA 7 GECE 8 GÜN
CLUB HOTEL LETOONİA
r j T ^ 2 ^ ^ 675.000.
"^ BAYRAMDA 3 GECE 4 GÜN
NAZLIHAN OTEL
BAYBASÛS TURIZM
1) 338 86 61 - 338 16 51 / (4) 425 90 82
Osmanağa mah Nu.shet Kfc-ndı sok 9. Mı Kadıköy İST
Sovalut Acontası İslcunc Helsıc no 21-49
GULHANE KITAP HAFTASINDA
BİLGİ YAYINEVİ
İMZA GÜNLERİ
TARIK DURSUN K. - KANDEMİR KONDUK
29 Mayıs 1992 Cuma Günü
Saat: 15.00 - 18.00 arası
•
ATTİLÂİLHAN-ZEYNEP ANKARA
30 Mayıs 1992 Cumartesı
Saat: 15.00 - 18.00 arası
BİLGİ YAYINEVİ STANDI
GÜLHANE PARKI - İSTANBUL
165000 KG. AL. 95 ALÜMİNYUM SATIN
ALINACAKTIR
Şartnamesi bedelsiz olarak aşağıdaki adreslerden aJınabilir.
1- îskenderun'da Mvıessesemiz Tedarik ve İkmal Müdürlüğü'nden.
2- Ankara'da Ziya Gökalp Cad. No. 80 Kurtuluş/ANKARA adre-
sindeki Genel Mudurlüğuraiiz.
Isteklilerin şartnamemiz esaslanna göre hazırlayacaklan 92-%6/85O
no.lu dosyayla ilgilidir Meşruhatlı kapalı teklif mektuplarııun geçici
teminatlaıı ile birlikte en geç 16.6.1992 Salı günü saat 14.30'a kadar
Türkiye Demir ve Çelik tşletmeleri Genel Müdürlüğü tskendemn De-
mir ve Çelik Fabrikaları Muessese Mudürluğü tskendemn Haberleş-
me ve Arşıv Müdürlüğu'nde bulundurmaları ilan olunur.
Müessesemiz 2886 sayılı thale Kanunu'na tabi olmayıp ihaleyi ya-
pıp yapmamakta veya dilediğine verip vermemekte tamamen serbesttir.
Basın: 28140