Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 29MAYIS1992CUMA>
16 HABERLERIN DEVAMI
BLOKNOT
YAĞMUBATSIZ
YazFesOvaH
NadirNadi
YuKTTASLAR NE DİYOR? Hazıriayan: Haber Merkezi Lotarya furyası
SORULAR
PLAYA DEL INGUıS - Her yazarın bir hülyası vardır, bir
ideali... Bir bakıma gönlünde yatan arslan... Ben de yıllar-
dır hep jsterim ki ömrümde bir kerecik olsun can sıkıcı bir
yazı yazayım! Fakat olmuyooor, imkânsız! Ne yazsam son
derece sürükleyici ve meraklı oluyor. Sanki kasten öbür
köşe yazarı arkadaşların zıddına gider gibi...
Ama öyle sanıyorum ki bu hafta nihayet muradıma ere-
bileceğim. Çünkü Ispanyol komünistlerinin durumunu
yazmaya kararverdim:
Evet, "El Partido Comunista de Espana" (Ispanya Ko-
münist Partisi)... Efendim, bunlar son yıllardaki hezimetle-
rinin ardı arkası kesilmeyince, kendilerinden daha soldaki
bölük pörçük öbür gruplarla bir araya gelip "Birleşik Sol"
(La lzquierda Unida) adlı bir yeni büyücek grup meydana
getirmişler. Geçen pazar günü "üçüncü olağanüstü kurul-
tay"larını topladılar... Acaba Türkiye'de o gün kimlerin
kulakları çınlamıştır?
"Birleşik Sol" içindeki ufarak grupların nasıl olsa esami-
si okunmuyor, ama "Ispanya Komünist Partisi" (PCE)
kendi içinde ikiye ayrılmış durumda: Çoğunluğu oluşturan
ve parti genel sekreteri Anguita yönetimindeki grup, eski
Lenin ideallerine sadık kalınsın istiyor. Parti merkeziyetçi
biçimde sıkı disiplınle yönetilsinmiş ve öyle her kafadan
bir ses çıkmasınmış. Anguita'yı destekleyenler daha ziya-
de eski tüfekler. Yani bütün bir ömrü o dava uğruna harca-
yıp şimdi artık yeni ufuklara yönelmek için çok geç olduğu-
nu düşünenler. Bunlann yanı sıra tabii bir de "Acaba
dünya devrimi önümüzdeki perşembe günü saat 09.21'de
mi olsun, yoksa o kadar beklemeye tahammülü yok, en iyi-
si çarşamba günü saat 15.47'ye mi alalım?" havasındaki-
ler...
Bunlann karşısırtdaki (azınlıktaki) grubun içinde ise Is-
panyolların iyi tanıdığı Sartorius, Palero veya Cristina
Almeida gibi isimler bulunuyor. Bu gruba "Reformistler"
deniliyor. Amaçlan, 90'lı ve 2000'li yıllara dönük çoğulcu,
demokratik ve esnek bir sol hareketin öncülügünü üstlen-
mek, Cristina Almeida, birkaç gün önce ülkenin önde ge-
len gazetelerinden "ABC'ye yazdığı bir makalede şöyle
diyordu: "Anguita maziye çekildi ve bir iğneli siperde
mevzilendi."
Işte bu Anguita ve yandaşları geçen pazar günü Reform-
cuları yenilgiye uğratarak kendi programlarını kabul ettir-
diler.
Ancak onlar da kendi hesaplarına programlarını "refor-
me" etmişlerdi:
Bir kere bundan böyle Kral'ı devirip yeniden cumrturiye-
ti kurma maddesini kaldırmışlardı.
Ikincisi ise yine programlarındaki, iktidarı ele geçirmek
amacıyla halk ayaklanmasını meşru görme maddesini de
iptal etmişlerdi... Ispanya nın veriimiş sadakası varmış...
60 YIL ÖNCE CumhuriYet
Paris'te Bir Kongre
29MAY1S1962
Kurulduğu günden beri üyesi
bulunduğum halde
Milletlerarası Basın
Enstitüsü'nün yıllık
kongrelerindcn hiçbirisine
katılmamıştım. Paris'te
toplanacağı önceden haber
vcrilen bu seferki kongreyede
gitmeye pek nıyeüm yoktu.
Enstitûnün Direktörü Jime
Rose'den aldiğım bir mektup
üzerinc karanmı verdim. Sevimli dostum, Paris toplantısı
vcsilcsilc Fransız Devlet Başkanı General De Gaulle'ün
Enstitü Yönetim Kurulu üyelcrini ve dünya basınından bir
kaç başvazan kabul edeceğini yazıyor, beni de o heyete
seçtiklerini bildiriyordu. Düşünce ve haberleşme hürriyetini
savunmak. basına karşı uygulandığını gördüğümüz her türlü
baskı rejimleriyle savaşmak ûzere kurulan Milletlerarası
Basın Enstitüsü'nün ilk genel kongresi bundan on yıl önce
> ine Paris'te toplanmıştı. Bu iübarla bu seferki kongre bir
ayn özellik de taşıyordu. On yıl içinde Enstitü umut verici
eclişmeler göstermişti. Başlangıçta on beş millete mensup
kırk elli üyesi bulunan bir teşekkül iken bugün elli millete
dağılmış bin beş yüz gazeteciyi bağnnda birleştirecek bir
duruma yükselmiştir. Bunlar arasında gerek tirajlan, gerek
olgunluk seviyeleri bakımından dünyanın en tarunmış
gazetelerini yöneten, o gazetelerde çalışan imza sahibi
yazarlar da var. Otuz memleketten iki yüz elli kadar
delegeninkatıldığı Paris Kongresi iyi oldu. Hergün
milyonlarca okura seslenen hür dünyanın basın temsilcilerini
memnun edebilmek için Fransız meslektaşlanmız Fransız
hükümeti ellerinden geleni esirgemediler. Devlet Başkanı
General De Gaulle'ün Elysee sarayında bizi kabul eylevisi
parlak oldu. Motosikletli polislenn yanladığı arabalar içinde
Etoile meydamndan Rond- point'a doğru krallargibi geçtik.
Saraya vannca Dışişleri Bakanlığı protokol memurlannın
(bir tanesi Ankara'dan ahbabım çıktı) nazikrehberliğiile
empire üslubunda zevkle döşenmiş yüksek tavanlı bir salona
alındık. Beş dakika sonra Sayın General içeri girdi. Her
birimizin teker tcker elini sıktıktan sonra: 'Bugün ben sizi
sorguya çekeceğim' diyerek havadaki resmiliği dağıttı.
Tahmin ettiğim kadar uzun boylu bulmadığım
De Gaulle o gün çok rahattı. Bir Devlet Başkanından ziyade
bizden biri imiş gibi, arkadaşça bir hali vardı. Basın
hürriyetinin öneminden. bu hürriyetin genişliği ölçüsünde
yazarlara düşen sorum yükünün ağırlığından söz etti.
Milletlerarası anlaşmazlıklann giderilmesinde dünya
basınmın yapıcı bir rol oynayabileceğine, bunun ise ancak
hürriyet şartlan içinde başanlabileceğine işaret etti. Sayın
Generalin kabulü Kongre toplantılan başlamazdan bir gün
önce olmuştu. Kongre boyunca başta Başbakan Pompidou
olmak üzere eski yeni birçok bakanlar toplanU salonunda
kürsüyeçıkarak Milletlerarası Basın Enstitüsü üyelerine
ceşitli konularla ilgjli konferanslar verdiler. Fransız
dostlanmız Aynca Versailles şatosunda, Paris Belediye
Sarayı'nda. Reims şampanya mahzenlerinde bizi ağırladılar.
Bu arada Enstitûnün Fransız Milli Komitesi Başkanı ve
France-Soir gazetesi Genel Direktörü Robert Salmon
memleketini bizlere hoş göstermek için hiç bir yorgunluktan
kaçınmayarak gece gündüz adeta didindi durdu.
Yabancılardan sevgi toplamak uğruna Fransa'nın böylesine
gayretlere belki ihtiyacı bile yoktur. Onu çoğunlukla herkes
zaten sever. Salmon'un ve arkadaşlannın amatörce gayreti
bizi daha ziyade onlara hayran bıraku.
NADtRNADİ
I
l."Banknot bir Tiirk Lirası"-
m (yani kâğıt lira) en son ne
zaman kullandınız? Bu kâğıt
lira ile ne satın almıştınız?
2. "Madeni lira"yı en son ne
zaman kullandınız ve ne satın
aldınız?
3. "Kuruşu" en son ne zaman
gördünüz? Ne satın
almıştınız?
4."10 parayı" en son
kullandığınızda ne satın
almıştınız?
HülyaSevinc
(21)"
1-Hatırlamı-
yorum.
2-Simitve
pepsi.
3-Çiklet.
4- Bilmiyorum.
Orhan Çakmur
(19)
1-Hatırlamı-
yorum.
2- Simit ve
ayran. "
Okulharçlığımdı. v. J
3-Gazoziçmiştim.
4-10paramı?Odane?
MehmetOrgun
(28)
1-Hatırlamı-
yorum.
2-Ekmek
alıyorduk
sanınm.
3- Kuruşla ekmek alındığını da
biliyorum.
4- Hatırlamıyorum.
NazanAslı
(21)
1-Hatırlamı-
yorum.
2- İki üç
ortalı bir
defter alabiliyorduk.
3- 25 kuruşa ekmek vardı
galiba.
4- Hatırlamıyorum.
Muharrem Yurttalın
(62)
1-1950
senesinde
etin kilosu
22 kuruştu.
5kiloet
alabiliyorduk.
2- Torunlara harçlık
veriyordum. Ceplerirü
dolduruyorlardı.
3- En son incik boncuk
alabiliyorduk.
4- Hatırlamakta güçlük
çekiyorum, tırkrlı bir paraydı
galiba...
Dursun Günbattı
(28)
Satış
ejemanı
(İstanbul)
1-Kâgıt
1 lirayı
bilmiyorum.
2- Madeni 1 lira ile
ilkokuldayken 1 çay 1 simit
abrdım.
3- Ilkokulda 25 kuruşla çiklet,
şeker alırdım.
4- 10 parayı bilmiyorum.
•
NeslihanYalav
(30)
Kütüphaneci,
İstanbul
1.Kâğıt
lirayı
bilmiyo-
rum.
2.Madeni
bir lirayı hatırlıyorum.
İlkoVulda harçlık olarak
verilirdi.
3.Yirmi beş kuruşla ilkokulda
ciklet alırdım.
4.On parayı bilmiyorum.
Servet Kaya
Diyarbakır
Avukat (25)
1- Bank-
notu hatır-
lamıyo-
rum. Çün-
kü liranın
değeri hızla duşüyor. Bugün bin
lirayla bile pek bir şey alınamı-
yor...
2- Bir madeni lirayı sanınm
öğrenci olduğum sıralarda, ya-
ni 1983 yıllarında bir çay içebi-
liyorduk veya bir sakız alınabi-
liyordu.
3- Kuruşla, 1971 yülannda bir
simit alabiliyorduk.
4- On paraya yetişmedim.
Giiisen AlCın
Diyarbakır
Hemşire (20)
1-Bank-
not parayı
görmedim.
Ama yaşlı-
lar bahse-
diyorlar. Çok kıymetli olduğu-
nu söylüyorlar.
2- Madeni bir lira en son 1978
yıllarında kullanılıyordu. O za-
manlarda bir sakız, kibrit alına-
biliyordu.
3- En son 1977 yıllarmda bir
kuruşla bir kibrit satın alınıyor-
du.
4- On parayı hiç hatırlamıyo-
rum...
Nafis Muratakan
Diyarbakır
öğrenci (19)
1- Bank-
notu hatır-
lamıyo-
rum.
2- Bir li-
rayı en son 1984'lerde kullan-
dım. O sıralarda bir çay içebili-
yorduk.
3- Kuruşu gördüğümde kulla-
nım değeri yoktu. Paranm de-
ğeri hızla düşüyordu.
4- On parayı hatırlamıyo-
rum...
Hediye Akansu
Diyarbakır
Ev kadını (71)
1- Bank-
notu 1935
yıllarında
evlenince
babama
verilen başlık parası olarak gör-
düm. O sıralarda değiş tokuş ol-
duğu için pek para kullanmaz-
dık.
2- Madeni bir lirayı 1983 yıl-
larında en son kullandık. O sı-
ralarda bir demet maydanoz sa-
tın alabiliyorduk.
3- Kuruşu en son 1955 yılla-
rında gördüm. O sıralarda ço-
cuklara 5 kuruş verip sakız alı-
nabiliyordu.
4- On parayı en son ne zaman
kullandığımı hatırlayamıyorum.
Mustafa Özışık
Ordu
Matbaacı (19)
1- Tanı-
mıyorum.
2- Ben
en son bir
lirayı nasıl
hatırlıyorum biliyormusunuz
mahallede ve sinema önlerinde
filan biz bir lirayla Zagor ve
Tommiks alırdık. Yani bir lira
bundan 5-6 yıl önce oralara ka-
dar düşmüştü.
3- Kuruş olarak 50 kuruşu bi-
liyorum, gördüm, üzerinde kız
resmi vardı galiba. Evde de var
saklıyorum, ama harcadığımı
pek hatırlayamıyorum. Belki de
harcadım, kimbilir.
4- 10 parayı kullanmadım.
Ahmet Kati
Trabzon/Sürmene
Emekli komiser (59f
1- 40-50 '
yıl önce sa-
mrım o za-
manlar bu
parayı har-
camayla bitiremezdik, en son ne
aldığımı nereye harcadığımı bi-
lemiyorum, çok zaman oldu.
Yani o parayla lokantaya gitsen
beş kişi rahat rahat doyardın.
2- Madeni para bugün de var
ama bir lira olarak zannediyo-
rum. 1970'li yıllarda Almanya'-
ya giderken, Ankara'da bir li-
raya film çektirmiştim, yani 20
yıl önce.
3- Tam olarak hatırlamıyo-
rum, ama 25 yıl oldu. Son bil-
diğim kuruşiu para ile ekmek al-
dığım.
4-10 paranm çalıştığı zaman-
lan pek hatırlayamıyorum, ama
10 parayı biliyorum.
Rtiveyde Düz
Samsun
Ev kadını (56)
1- Kâğıt
lirayı gör-
düm. Ren-
gi de kırmı-
zıydı gali-
ba. Aradan çok zamanlar geç-
ti, o paralan ne yaptık nereye
harcadık söylemenin mümkünü
yok oğlum.
2- Madeni lira ile en son ola-
rak ekmek aldığımı hatıruyo-
rum, ama bunlar için tarih ver-
mek imkânsız.
3- Önceleri 1-2 kuruşlar var-
dı, zamaa içinde bunlar yerlerini
25-50 kuruş gibi paralara bırak-
tı. Onlarla da çocuklara simit fi-
lan alıyordum. Okul harçlıkla-
rım veriyordum.
4- 10 parayı da gördüm, bili-
yorum, ama o zamanlar kendim
çocuktum. Sana ne anlatayım.
Onun için bir şey söylemem im-
kânsız.
Artin Seyhan
(50)
Kırtasiyeci
1.Kâğıt
lirayı
büyükle-
rimden
duydum,
ama kullanmadım.
2.Madeni bir lirayı kullandım.
20 yıl önce. soğan, patates 1 lira
diye bağınrlardı.
3. Kuruşu kullandım.
Gençliğimde 5 kuruşa simit
ahnırdı.
4.10 parayı bilmiyorum.
Beyhan Erkan
Bursalı
Desinatör (30)
1- Bank-
not lirayı
hatırlamı-
yorum.
2- 70'li
yıllarda sakız aldığımı hatırhyo-
rum.
3- 1970'li yıllarda 75 kuruşa
ekmek aldığımı hatırlıyorum.
4- 10 parayı hiç görmedim.
Melek Adıyeke
Bursalı
Ev hanımı (63)
1- 40 se-
ne önce
banknot li-
rayla yanm
kilo et ve
evin günlük masrafını kurtarı-
yorduk.
2- 10, 15 sene önce 5 lirayla
haftalık pazar alışverişini yapı-
yordum, 1 sepet dolusu zerzevat
alıyordum.
3- 50 sene önce 1 kuruşla yu-
murta aldığımı hatırlıyorum.
4- 10 parayı hatırlıyorum,
ama ne aldığımı hatırlamıyo-
rum.
Osman Barut
Elazığh
Emekli öğretmen
1-1930'larda
kullandığı-
mı hatırlı-
yorum. O
zaman 10 lira maaş alıyordum.
1 lirayla çok güzel bir pantolon
almıştım.
2- 1938 yılmda bir Reşat Al-
tını almıştım 12 liraya ve 4 tane
altın diş yaptırmıştım.
3- 40-50 yıl önce 2 kuruşa iki
kilo helva aldığımı hatırlıyo-
rum.
4- 10 parayı hatırlıyorum,
ama 1930'lu yıllarda küsuratlar
için kullanıyorduk.
Meral Budak
Bursalı
Grafiker (21)
1- Hȍ
görmedim.
2- Made-
ni bir liray-
la ilkokul-
dayken simit alıyorduk galiba.
3- 25 kuruşu hatırhyorum, şe-
ker filan alırdık.
4- Hiç görmedim.
Hayrettin Yddızhan
Bursalı
Çaycı (20)
1- • Hiç
görmedim.
2-1 lirayı
hatırlıyo-
rum, ama
ne aldığımı bilemiyonım. Her-
halde 6 yaşında idim.
3-10 yıl önce 25 kuruşa sakız
aldığımı hatırlıyorum.
4- 10 para hiç görmedim.
Kani Serbest
Bursalı
Şoför (41)
1-Benim
zamanım-
da banknot
lira yoktu.
2- 1961,
62'de 5 lira haftalık alıyordum,
1 liraya iyi bir ayakkabı almış-
tım.
3- 1960'u yıllarda 2.5 kuruşa
1 yumurta aldığımı hatırhyo-
rum.
4-10 para hiç kullanmadım.
40 yaşın üstündekilerin rüyası
6
1 lira, harca harcabitmezdi9
• Kâğıt lirayı görenler anlatıyor: "Neydi o gün-
ler... Kuruşlar vardı. Dünyalan alırdık. 30 kuruşa
ekmek vardı. Şimdi o kuruşlann gördüğü işi on bin
lira görüyor."
Ekonomi Senisi - Türk Lirası
birimi bir banknot lira. hayatı-
mızdan çoktan çekildi. Altmış
vaşın üsıündekiler 40-50 yıl ön-
ce bu paranın harcamakla biti-
rileme>eceğini anımsıyor, ama
40 vaşın altındakilerin böyle bir
paradan haberleri bile yok. Ya
kuruşlar. kırkı bir kuruş yapan
paralar, madeni bir liralar...
Kağıı bir liralarla takım elbise.
alan dedeleri. torunlanna ma-
deni bir liralarla harçlık verir.
kuruşlanyla aldıklan sakızlan.
şckerlcri hediye ederdi.
Türkiye genelinde Cumhuri-
yct muhabirleri, çeşitli yaş
gruplanndan insanlara kağıt li-
ralun. kufuşlan. paralan sora-
rak toplumsal para hafızamızı
ölçıü. On sekiz yaşındaki Ordu-
lu bir genç kuruş ojarak 50 ku-
ruşu hatırlıyor. "Üzerinde bir
kız resmi vardı galiba. Ama
harcadığımı pek hatırlamıyo-
rum. Kim bilir belki de harca-
mısımdır" diyor. Samsunlu
Sema Kara ise kuruşu hiç hatır-
lamıyor. Madeni lira olarak 2,5
lirayı hatırlıyor. Yirmi yaşında-
ki Bursa'da çaycılık yapan
Hayrettin Yıldızhan. 10 parayı
hiç görmemiş; 1 lirayı hatırlı-
yor. ama bu parayla ne aldığını
bilmiyor. 10 yıl önce 25 kuruşa
bir sakız almış. 14 vaşındaki
Orhan Çakmur, Antalya mu
habirimizin " On parayı hatırlı-
yor musunuz?" sorusuna "10
para mı. o da ne?" diye yanıt
veriyor. 28 yaşındaki Mehmet
Orgun ise 10 para ve kağıt bir li-
ralan hiç hatırlamıyor. "Made-
ni bir lirayla ekmek alırdık gali-
ba, kuruşla da ekmek alındığını
biliyorum" diyor.
Bursa muhabirirnizin görüş-
tüğü 30 yaşındaki desinatör
Beyhan Erkan, banknot bir li-
rayı bilmiyor. Madeni 1 lirayla
70'li yıllarda sakız, 75 kuruşa
ekmek almış. 50 yaşındaki Ar-
tin Seyhan, kağıt liralan bü-
HAVA DURUMU TÜRKİYE'DE DUNYA'DA
Devlet Bakanlığı Meteoro-
loji Genel Müdürlüğü'nden
alınan bilgiye göre yurdun
batı kesımlen parçalı bulut-
lu, diğer yerler az buluöu
açık geçecek. Hava sıcak-
lığı artacak. rûzgâr gûney
ve baü yönlerden hafif, ara
sıra orta kuvvette esecek.
Denizferde rûzgâr, yıjdız ve
karayelde 3-5 kuvvetinde saatte 10-21 deniz mili hızla esecek. Van Gölü'n-
de hava az taılutiu. rûzgar doğu yönlerden hafif olarak esecek.
yüklerinden duymuş, 10 parayı
bilmivor. Gençliğinde 5 kuruşa
simit almış, madeni bir lirayla
20 yıl önce bir kilo patetes alın-
dığını hatırlıyor. 1961'de 5 lira
haftalık alan Kani Serbest. 1 li-
raya iyi bir ayakkabı edinmiş.
"Benim zamanımda kağıt
banknot yoktu. 19601ı yıllarda
2.5 kuruşa bir yumurta aldığımı
hatırlıyorum. 10 paravı hiç ha-
tırlamıvorum" diyor.
Yetmış >edi > aşındaki emekli
öğretmen Osman Barut. kağıt
bir liraya çok güzel bir panto-
lon almış, İ930'da 10 lira maaşı
varmış. 50 yıl önce 2 kuruşa iki
kilo helva aldığını. 30'larda pa-
ranm küsuratlar için kullanıldı-
ğını hatırlıyor. Altmış yaşında-
ki Orhan Koç. bir zamanlar
kağıt bir liranın çok işler gördü-
ğünü belirterek şöyle konuşu-
yor. "Ben küçük yaşlardaydım.
Ama ne aldığımı hatırlamıyo-
rum. Madeni para daha yeni
bir ola>. Avlığım 100 liraydı. 30
lira da kira verip gül gibi geçi-
nirdim. Madeni parayla en son
ekmek alırdım galiba. Kuruşu
da gördük. O kuruşlar bundan
20 yıl önceydi galiba. 1940'lar-
da 10 kuruşlar vardı. Ama bu-
nunla ne aldığımızı söylemem
hak verirsiniz ki kolay değü".
2^alıha Kaya 64 yaşında. K.a-
ğıt lirayı gördü, ama nerelere
harcadığjm hatırlayamıyor. ha-
fızasını zorlayarak sorulanmızı
varutlıyor, "Kağıt lira ebat ola-
rak pek büyük değildi. Hatta
rengini de biliyordum. ama
unuttum. Dünyalan alırdı. onu
unutmadım. Madeni liralar ye-
ni şeyler. daha kaç yıl oldu ki...
Neydi o günler.. kuruşlar vardı.
30 kuruşa ekmek alırdık. Şimdi
o kuruşlann gördüğü işi on bin
lira görüyor. 10 parayı da gayet
iyi biliyorum. Şimdi ne >aîan
söyleyeyim on para\a o dö-
nemler bol bol şeker alır. yer-
dik".
Altmış iki yaşındaki çiftçi
Sabri Alper. kağıt liralı. kuruş-
iu günleri özlemle anarak şöyle
konuşuyor: "O zamanki para-
nın değeri ortada. Bu yaştan
sonra yalan söylemenin âlemi
yok, ama kağıt bir lira\la çok
şeyler alındığını herkes bilir. İki
kağıt lira ile şehrc gdir. yer içer.
eğlenir. yatar vine de cebimde
paraylaköyedönerdim. Birkaç
çeşil kuruş piyasada işlerdi. Ne
güzel günlerdi. 10 parayı da
harcadım. çok şeyler aldım".
:ıQ': jçı* buluOu sıslı V
u
Amstenüm
Amman
Atına
BaOdat
Brtteel
Cenevre
Franklurt
Lfiftoşa
PMarstıug
Londra
Madnd
Mlano
Moskova
Mûmh
Oslo
Pans
Prag
R>yad
Roma
ViyaiM
Zûntı
BA
A
A
A
Y
B
B
A
A
Y
B
A
Y
B
A
Y
B
A
A
8
B
22°
36»
26»
38»
25°
23°
23»
28°
20°
22°
24»
22°
19°
21°
23°
23°
19°
39°
24»
22»
24°
S A I N T - B E N O I T ' L I L A R D E R N E G İ
G L N E K S
II I I
kart A-acık B CHJIU'IU G guneslı K-kadı Ssısi: v-yağmurkj
UGÜNÜ•\vıs ıw SA\T nop s\ı\rm"Norn IM^I
I Baştarafi 1. Sayfada
cldc etti ve bunun 378 milyar
176 milyon lirasını dağıttı. Bu
>ılın ilk 5 ayında da 354milyar.
739 milyon lira brüt hasılat sağ-
la.an kuruluş. 193 milyar 184
milyon lira ikramiye verdi.
Mılli Piyango İdaresi. Türki-
ye Jokey Kulübü ve Spor-Toto
Teşkilatı dışındaki herhangi bir
kuruluşun nakit para karşılığı
çekılişdüzenlemesi yasal olarak
mümkün bulunmuvor. Bu ne-
denle, çeşitli çekilişİer düzenle-
yen diğer kuruluşlar, yalnızca
e\. araba. beyaz eşya gibi ikra-
miyeler dağıtabiliyorlar. Milli
Pivango İdares\'nden alınan
bilgiye göre, spor kulüpleri, ka-
mu kurumları. vakıflar, der-
neklcr. ticari kuruluşlar, koo-
peratifler ve basın yayın kuru-
luşlannın geçen yıl düzenledik-
leri 666 çekilişte, toplam değeri
74 milyar 627 milyon lira tuta-
nnda ikramiye dağıtıldı. 1988'-
de IOmilyarJ989'da 26 milyar,
1990'da 43 milyar lira dagılan
bu kuruluşlar, bu yılın ilk 5
a>ında düzenlcnen 386 çekiliş-
te. toplam 77 milyar lira tuta-
rında ikramive verdiler.
Milli Piyango İdaresi'nin iznl
ve denetımıyle \apılan bu çeki-
lişlcrin büyük bir bölümü gaze-
te ve TV'ler tarafından düzen-
leniyor. Son 4 yıl verilerine gö-
re, bu kuruluşlar bu alanda yak-
laşık yüzde 60'hk bir paya sa-
hip. 1988'de 6 müyar, 1989'da
16 milyar, 1990'da 24 milyar,
1991'de 40 milyar lira dağıtan
gazete ve TV'ler, bu yılın ilk 5
ayında düzenledikleri 236 çeki-
lişte toplam 55.5 milyar lira de-
ğerinde ikramiye verdiler.
Ocak-mayıs aylarındaki bu
önemli artış, bu kuruluşlar ta-
rafından, "tek kupona ev",
"tek kupona araba" gibi slo-
ganlarla düzenlenen çekilişlerin,
bu yıl rekor düzeyde olacağı
beklentisi yaratıyor.
Türkiye'de son aylarda ruzla
yaygınlaşan audiotex (bilgisa-
yar kontrollü telefon araalığıy-
la bilgi iletme) sektörü de çeşitli
çekilişİer düzenleyerek "umut
dünyasf'ndan payını almaya
başladı. Bu alanda faaliyet gös-
leren Alo Bilgi ve Alo Tel'e çok
yakında birçok yeni kuruluşun
eklenmesi bekleniyor. Oldukça
önemli kârlar elde ettikleri ileri
sürülen bu kuruluşlar, 1992 yılı-
nın ilk 5 ayında 85 çekiüş dü-
zenlediler.
1 lira = 20 gazete
• Baştarafi I. Sayfada
zündc Meclis bınası. Ankara
Kalesi ve karasabanla çift süren
bir köylü. arka yüzünde ise Ma-
liye Bakanlığı binası bulunu-
vordu. Üzerindeki yazılar eski
Türkçeydi. Zamanın Maliye
Bakanı Mustafa Abdülhalik
Renda'nın imzasını taşıyordu.
Nüfus kâğıdında "baba adı"
bölümüneOsmanlı Bankası ya-
zıldı.
1 TL, soylu bir aileden geli-
yordu. Dedeleri. babası Os-
manlı saraylannda yaşamış.
büyük servetler yapmışü. An-
cak, O'nun dedelerinden çok
farklı bir yanı vardı. O. dedeleri
gibi Osmanlı değil Türk Lirası"-
ydı. Ailesinden aldığı serveti O
da devam ettirivordu. Öyle ki,
daha küçücük bir bebekken,
herkes O'nun üstüne düşmüş.
O'nu elde etmek için adeta sa-
vaşır olmuşlardı. O zamanlar
elinde 1 TL olan zengjn sayılır,
O'nunla kilolarca et. zeytin,
peynir ahnırdı. 1 TL'yle değil
bir fıle, fıleler dolardı.
yıhnda Türkiye Merkez
Bankası'nın kurulmasıyla O da
Osmanlı Bankası'ndan bu ban-
kaya devredildi. Nüfus kâğıdı
değiştirildi, "baba adı" bölümü-
ne "TC Merkez Bankası" yazıl-
dı. 4 yaşındayken kendisine
sahip olanlar İstanbul'dan
Trabzon'a gidiş- dönüş vapur
bileti alabilivorlardı. O zaman-
lar 1 okka yani 1383 gram ek-
mek 16 kuruştu ve 1 TL'yle tam
8644 gram ekmek alınabıliyor-
du.
İlk kalp krizini çok küçük
yaşta, 10 yaşındayken geçirdi.
1937 yıhnda "gümüş" madeni 1
TL dünyaya geldi. Bozuğunun
çıkması kafasını fena halde
bozmuştu. Bozukluk 1 TL'nin
ceplerde kuruşlann yanına düş-
mesı vaşamını altüst etti. Yine
de O'nu teselli eden şey. doğan
madeni paranın gümüş olma-
sıydı. O zamanlar 1 TL karşılı-
ğı'nda 3.7 kilo peynir. 18.8 kilo
fjuğday alınıyordu.
1942 yıhnda. tam 15 yaşın-
dayken buluğ çağına girdi. Bi-
raz küçüldü, rengi değişti ve son
biçimiui aldı. Türkiye Cumhu-
riNetPnın son banknot 1 lirası-
nın ön yüzünde İsmet İnönü'-
nün portresi. arka yüzünde de
Boğaziçi'nden bir görünüm
vardı. Hâkim rengi mordu ve
60mmbo)unda. 135mmenin-
deydi. Üzerindeki yazılar Türk-
çeydi. Kemal Zaim Sunel ve
Nedim Ersun imzalannı taşı-
yordu.
Bu zamandan sonra yaşamı-
nın zor günleri başladı. Artık
herkes 1 TL için savaşmıyor,
O'nu elde etmek için uğraşmı-
yordu. İtiban zedelenmiş, adeta
kendisi yaşam savaşı verir ol-
muştu. Nitekim 1947'de baş-
Lira kayıp
• Baştarafi I. Sayfada
Cumhunyet döneminin en
hızlıbanknot sürümü ise 1980-
li \illarla birlikte başladı. 24
Ocak 1980de alınan ekono-
mık icdbirler \e TL'nin dolar
Lırşısında vüzde 100'e varan
devalüasyonu. bu süreci hızlan-
dırdı. 1980 sonrası neredeyse
ıstisnasu olarak her yıl piyaşa-
vavcnı bir banknot sürüldü. İlk
dört sıfırlı banknotlarla da
I980sonrasında 12Eylülasken
rcjimi döneminde yüz yüze ge-
lındi. I98rdcbastınlan'ilk5000
TL'nin ardından 25 Ekim
I982'dc Ulusu hükümeti döne-
minde ilk tertip 10.000 TL'lik
banknot bastınldı. İkinci tertip
10.000 TL"\i ise hemcn iki yıl
>onra. Özal hükümeti döne-
minde baslırmak gerekti.
Gerek 5000gerekse 10.000.1i-
raların hükmü kısa sürdü. İlk
döri sılirlı TL'yi başbakanlığı
sirusındu bastırtan Turgut
Ö/al. paranın hızla eri\ip git-
nıcsi karşısında çoğalan yakın-
malara " 10 bin lira büyük para-
dır" \anıtını vcrmesinin üzerin-
dcn çok acçmeden 20. ardında
d.ı ^0 hın TL'lik banknollan
vurduğu doktor, "Sen ölmüş-
sön. Ancak 10 yıl daha yaşarsın"
diyordu. Çok genç yaşta, 1947
yıhnda tedavülden çekildi. 10
yıl kadar bitkisel yaşama girdi.
Ve 1957 yılında hayata gözleri-
ni yumdu. Kısacası Türkiye
Cumhuriyeti'nin resmi para bi-
rimi olan banknot 1 TL 1957
yıhnda kayboldu gitti...
Artık banknot 1 TL yoktu.
Aynı yıl gümüş madeni 1 TL de
ortadan kalkü. Bu yıldan sonra
melez mahdumlan bakır ve ni-
kel olarak liramn soyımu sür-
dürmeye çahştı.
Madeni 1 TL'nin ömrü 1989
yılına kadar her gün biraz daha
kötüleşerek devam etti. 1960 yı-
hnda bakır ve nikelden Acmo-
nital-52'ye dönüştü. Zamanla
boyutlan da küçüldü. Aüm gü-
cü azaldıkça azaldı. Önceleri
O'nunla bir ekmek ancak ahnır
oldu. Daha sonralan gücü çik-
lete, kibrite bile yetmedi. Hele
hele 1981 yıhnda alüminyuma
dönüşünce hükmü hiç kalmadı.
Hatta "Allah nzası için bir ek-
mek parası" diyenler bile kabul
etmez oldu.
1940'h yıllarda 1 TL'ye tam
20 adet gazete alınırken 1981 yı-
hnda bir adet gazete almak için
10 tane 1 TL vermek gerekiyor-
du. 1989 yılmda son madeni 1
TL'ler basıldı. Nohut büyüklü-
ğündeki 1 TL'lerin bir tanesiyle
hiçbir şey alınamıyordu. Ha-
kemler yaa tura için havaya
attıklannda yere düşmüyor,
hafif bir rüzgârda uçup gidiyor-
du. Bazı düğünlerde nikâh şe-
kerlerinin yanında anı olarak
verildiğine bile rastlandı. 1989
yılından sonra madeni 1 Türk
Lirası da tamamen yaşama
gözlerini kapadı, tarihe karıştı.
Son 15 yıldır ise 1 Türk Li-
rası'nın yeniden dırilişi yaşanı-
yor. Ancak bu kez 1 TL'ler
cüzdanlarda değil kadife kaplı
koleksiyoncu kutulannda boy
gösteriyor. 1927 yılında çıkartı-
lan ilk kâğıt 1 Türk Lirası'nın
bugünkü çil fıyatı 800 bin-1
milyon lira arasında değişiyor.
Temizi 400-500 bin liradan, feul-
lamhnışı ise 200 bin liradan me-
raklısına ulaşıyor.
1942 >ılında çıkartılan mor 1
Türk Lirası'nın gıcırgıcınnın fı-
yatı ise 300-400 bin lira arasın-
da değişiyor.
1937 yıhnda darpedilençilçil
madeni gümüş 1 TL'nin fiyatı
90 bin lira. temizfiyatıise 22 bin
500-40 bin lira arasında. 1957-
de dökülen bakır-nikel 1 liralık
da 2 bin-10 bin lira arasında de-
ğişiyor. Alüminyum 1 liralıkla-
nn ise hiçbir değeri yok.
Sonuçta bugün 1 liraya 1 lira
bile alınamıyor... Çünkü ka-
yıp...
basiırdı. 1988 yıhnın mayıs
ayında ilk 20.000 TL'lik bank-
noılann basılmasından tam bir
yıl sonra bu kez 1989 yıhnın
mayıs ayında ilk 50.000 TL'lik
banknotlar piyasaya sürüldü.
Bundan sonra 1991 yılında
ANAP iktidannın sona erdiği,
DYP-SHP koalisyon hüküme-
tinin ise henüz kurulmadığı bir
dönemde, 11 Kasım 1992 tari-
hinde, ilk 100.000 TL dolaşıma
cıktı.
Önlem ahnmadığı. TL'nin
eriyişinin önüne geçilmediği
durumda bir tanesinin basımı
için 150 lira harcanan 100.000
TLIık banknot da atası. Türki-
ye Cumhuriyeti para birimi 1
TL'lik banknot gibi "tarih" ol-
maya mahkûm görünüyor.
Dafıası yüz binlik banknotlann
tedavülde kalma süresinin bir
TL'lik banknotlara göre daha
çok kısa olması hiç de şaşırtıcı
olmayacak. Hatta bu gidişle es-
ki para ticareıiyle uğraşan bir
nümizmalın "müjdesini" verdi-
ği gibi 1 milyonluk banknotun
piyasaya çıkması çok da uzak
olmavabılır.