23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16MART1992 PAZARTESİ CUMHUptYET SAYFA 15 KIŞLALI'NIN KONUĞU ALGAN HACALOĞLU Koalisyon olağanüstü hali aşacak AJgan Hacaloğlu, SHP İstanbul Milletvekili ve MYK üyesi. Robert Koleji bitirdikten sonra, mühen- dislik öğrenimini ve master çalışmalannı ABD'de yaptı. 1978-79 Ecevit hükümeti döneminde DPT Koordinasyon Dairesi Başkanlığı görevinde bulundu. SODEP'in İstanbul kurucu il başkanıydı. Ge- çen günlerde Mardin, Kızıltepe, Nusaybin, Cizre, İdil ve Şırnak bölgesinde inceleme gezisi yapan DYP ve SHP milletvekillerinden oluşmuş 13 kişilik grubun sözcüsüydü. Gezi izlenimlerini ve Güney- doğu sorunu ile ilgili görüşlerini, yazanmız Prof. Ahmet Taner Kışlalı'ya anlattı. KFŞLA Lh Güneydoğu 'nun belkide en sorunlu bölgesini tara- duuz. Bekledikleriniz ile bulduklarınız arastnda büyük fark oldumu? HACALOĞLU: Başanlı birgezi idi. Bizeyönelik herhangi bir protesto olmadı. Yöreye uzun yıllardır gitmemiştim. Amaamız daha çok halkla temas etmek ve doğrudan hal- kın tepkisini almaktı. Ama heryerde kaymakamjandarma komutanı ve emniyet amirleri ile de görüştük. Bizim dolaştığımız bölgede doku aynı, sorun aynı, tepki aynı. Galiba bu yöreye Lice, Eruh ve büyük ölçüde Diyar- bakır'ı da ekleyebiliriz. Ama Güneydoğu'nun her tarafında sorunun aynı yoğunlukta yaşandığını düşünmemek lazım. Gözlemlerimizi dört ana noktada özetleyebilirim: 1 - Bu yörede PKK, halkın desteğini almış gözüküyor. Bu destek amaçlar için olmayabilir; ama halk kendi güvencesi- ni PKK'nın varlığı ile dışan yansıtıyor. 2- Güvenlik güçleri ile halk tam bir yabancılaşma ıçinde. 3- Bölgeyi yönetme görevini üstlenmiş olanlarda genel bir ortak ştratejinin varlığı hissedilmiyor. Sorunlan algılayış bi- çimleri ve getirdikleri çözümler arasında birlik yok. Ölayın bütününü göremiyorlar. Çok zor koşullarda çalıştıklan ise bir gerçek. 4- Yörede temel haklann ihlal edildiği yolunda yaygın eleştiriler var. KIŞLAL1: Te- rörün tek yanh olmadtğı iddiası doğru mu? HACALOĞ- LU: Her yerde faıli meçhul ci- nayetler var. Ama PKK'nın açık dnayetleri var. Bu arada bir Hizbullah olayı çıkmış or- taya. Bunlann İran'la ve Şıilik- le ilgılen yok. Yönetialerin kimi, "Bilmiyo- ruz" diyor; kimi, "Kendile- rini savunmaya kalkan ve güvenlik güçlerine yardımcı ol- mak isteyen sivil insanlar" diyor. Örneğin PKK, Hizbul- lah'tan iki kişiyi öldürmüş. Onlar da kalkıp biz orada iken 50 evi yaktılar. Yani Hizbullah terörü de var. Yanlışlıkla da yapılsa, devlet terörü de var. KIŞLALI: Örnek verebilir misiniz? HACALOĞLU: Örneğin Şırnak'ta, bçlki bizi bir tür karşı- lama yöntemi olarak, bir polis memurü öldürüldü. Kansı hamile idi veçocuğu vardı. Tepki içinde kendilenni kontrol edemeyen, hislerine mağlup olan, yorgun, bezgin güvenlik güçleri, önlerine gelen yüz kadar yurttaşı dövdüler. Bu ara- da, işlerine gitmekte olan dokuz belediye memuru hastane- lik edildi. Polisler, SHP ilçe başkanından başlayarak, dük- kânlann camlannı, çerçevelerini kırmışlar. Halk ile güven- lik güçleri orada tamamen aynlmış. Bütün partiler ve kitle örgütleri birleşıp ortak deklarasyon yayımlamışlar. Tabii o görevlilerin hepsini oradan çekmek gerekir. Benzeri olaylan Nusaybin'de ve Idil'de de yaşadık. KIŞLALI: Yörenin koşullanna göre özelolarak eğitilmendş güvenlik güçlerimn yanhş tepkikrinden söz ettiniz- Peki özel olarak eğitilmiş olan özel timin tutumu nasıl? HACALOĞLU: Özel timin görüntüsü, adeta lejyoner. Yö- reye göre büyük maaş alan ve tüketemeyen insanlar. Arka- daşlar birkaç özel tim görevlisi ile konuşmuşlar. Bazılannın ciddi kişisel sorunlan olduğunu söyledıler. Örneğin bizim arkamızdan, ağza alınmayacak küfürler ettiklerini duyduk. KIŞLALI: Heyetinizde yer alan DYP'ti miUetvekiüerinin bazı farkh yo- rumlar yapmıs obnataruu nasıl değerlen- diriyorsunuz? HACALOĞ- HACALOĞLU: Hükümetin ömrü, yapacaklan ilebağlan- tılıdır. Vadettiklerinin ne kadannı uygulamaya koyabile- cekleri ile ilgilidir. Türkiye'nin gündemindeki önemü sorun- lar için gerekli geniş uzlaşmayı yakalamış olan bu hükümet, ülke için bir şanstır. Ama resmi kanallardan gelen bilgiler her zaman en doğruyu yansıtmıyor. Yorum farklan da ço- ğunlukla oradan kaynaklanıyor. Olağanüstü hal için ya oy kullanmam ya da aleyhte kulla- nınm. Amaretde edilse, bence koalisyon bunu aşar. Bu koalisyon yürüyecektir, ona omuz vereceğiz. KIŞLALI: PKK, kendiniğüçlügösterdiğiiçinyöredekiduru- mıuı "vahim" olarak değerlendirilmesinden hoslanıyor. As- kerlerin vebuarada MİTmüsteşannınisesertbirbiçimde "ez- mek"için "vahim"bir tablo çizdikleriiddiası var. HACALOĞLU: Halk bir bahar sendromuna girmiş. "Ba- harda askeri güçler bizi ezecek" havası yaygın. Bunu, PKK da bir propaganda olarak yayıyor. İkinci bir şey kulağımıza geldi, "Bu baharda PKK bazı idari düzenlemelere gidecek" gibi. Bu da PKK'nın propagandası. Zaten halkın tek haber kaynağı, fısıltı gazetesi. Normal gazete üç günde bir geliyor. Türk radyosu ise mesela Cizre'de dinlenemiyor. KIŞLALI: Buna çok hayret ediyorum. Çünkü biz daha 1979'da hükü- mette bu duru- mu konuşup radyonun ra- hathkla dinle- nebibnesi için gereken ön- lemlerin ahn masına karar • verntiştik. Hatta köylere akülü televiz- yonlar dağıtıb- vordu. "Olağanüstü hal için ya oy kullanmam ya da aleyhte kul- lanırım. Ama ret de ediİse, bence koalisyon bunu aşar. Bu koa- lisyon yürüyecektir, ona omuz vereceğiz." HACALOĞ- LU: TV izle- nebiliyor, ama çok yoksul ol- duklan için çoğunun tele- vizyonu bugün de yok... MÎT yetkiiisinin yaptığı değerlen- dirmeye gelince, bu değerlendirmeyi ve zamanlamasını an- lamakta zorluk çektik. Ben PKK'nın, Nevruz'da ya da ba- harda 400 kişı ölse, bundan memnun olacağına inanıyo- rum. Içende değil, ama dışanda kazamrlar. Buna alet olma- mak lazım. KIŞLALI: Nevruz'da ne bekHyorsunuz? HACALOĞLU: Nevruz'da bayrak açılacak. Bunu o ka- dar da önemsemiyorum. Çünkü olay bunun ötesine geçmiş. Fazla da duygusal davranmamalı. Kanada'da, bir tarihte Quebec de bayrak çıkarmıştı. Bunlar gelip geçiyor. KIŞLALI: Sizin planlamada sorumkıluk taşıdığuuz 1979 ile bölgenin bugûnkü ekonomik durumu arasında nasıl bir fark gördünüz? HACALOĞLU: Ekonomik durum 1979'dan daha kötü. Ekonomi kesinlikle çökmüş. İşi olanlan saymak, işsizleri saymaktan daha kolay. Bu koşullar altında büyüyecek her genç, potansiyel bir Apo'dur. PKK endişesi ile yaylalar, ot- laklar kapatılmış. Hayvancıhk bıtmiij. Irak ile sınır ticareti durmuş. Hıçbir fabrika ışlemiyor. Ozel sektörün gitmesi mümkün değil. Okullar kapalı. KIŞLALI: Neyapmah? HACALOĞLU: Ben bir kere bu sorunun halledilebiİeceği görüşündeyim. Şu anda olayın elden çıkmış, kaybedılmış olduğu kanaatini taşımıyorum. Sınır bölgesindeki bütün bu sıkıntıya rağmen halk sızi dinliyor. Halk hala umutla size "Halk bir bahar sendromuna girmiş. 'Baharda askeri güçler bizi ezecek' havası yaygın. Bunu, PKK da bir propaganda ola- rak yayıyor. ikinci bir şey kulağımıza geldi; 'Bu baharda PKK bazı idari düzenlemelere gidecek' gibi. Bu da PKK'nın propagandası." bakıyor, ama "PKK ile banşın" diyor. Şu anda ora- ya, acilen bir şok tedavisi LU: Daha çok asker kökenli bir arkadaşımızın yorumlan biraz farklı idi. Arkadaşlanmızın, aramızda olan yerel mil- letvekillerine karşı önyargılı olduklannı tahmin ediyorum. Ancak şunu gördük ki bu HEP kökenli milletvekillerimiz iki tarafta da kaybediyorlar. Yerinde görünce anladım ki işleri çok zor. Hiç kimse, onlann, bizim düşündüğümüzün dışında bir ülkü, bir amaç için koştuklannı sanmasın. KIŞLA Lh Derlet Bakanı Erman Şahin ile birlikteyöreyige- zen danısmanı Prof. Mustafa Altıntaş söyle diyor: "İnsanlar iş, aş, okul, hastane ve tabii ki insan hakları istiyorlar. Bölge halkı kesinlikle kopmıtş değil." Katıhyor musunuz? HACALOĞLU: Halk belki PKK'yı savunuyor, ama aşın talepleri yok. Biz yoğun toplantılar yaptık. Belki bazılan yönlendirilmiş olabilir. Ama Cizre'de, çarşıda. bınden fazla insanın yer aldığı toplantıda da bulunduk. Az konuşuyor, daha çok onlan dinliyorduk. Ama benim verdiğim bazı mesajlar alkışlandı. Bu mesajlar, koalisyon hükümetimizin mesajlan idi. Sorunlan çözmeye kararlı, geniş bir uzlaşma- ya dayalı bir hükümetin varlığının iyi değerlendirilmesi ge- rektiğini söyledik ve alkışlandık. KIŞLALI: Yeni hükümetle birlikte,yörede devktin halkayak- laşumnda değişikSk olduğu söylenebihr nû? HACALOĞLU: Mesela bir yüzbaşı şunu söyledi: "Size iyi bir şey de söylemek isterim. Dört ay evveüne kadar bu böl- gede yüzde 60 düzeyinde işkence vardı. İşkence olayı yüzde 10'a indi. Bundan önce, bir olay olduğunda, yörede kimi görsek toplardık. Şimdi daha azını topluyoruz.." KIŞLALI: Siz de olağanüstü halin kalkmasını savunanlar arasındasınız. Olağanüstü halin kalkması durumunda, PKK'- nın daha rahat hareket edeceği iddiası yanbş nu? HACALOĞLU: îki kaymakam ve üç emniyet amırine şu soruyu yönelttim: "Olağanüstü halin kalkması duru- munda, şu anda yapmakta olduğunuz görevi aynı etkınlikle sürdürebilir misiniz?" Beşinin de yanıtı, "Evet" idi. Tabii özlük haklanna ilişkin bir sıkıntı var. Ücretlerinde gerileme olacak. Bence olağanüstü halin kalkıp kalkmaması simgesel bir olay Olağanüstü hal orada bir propaganda aracı halıne ge- tirilmış. PKK çok etkili propaganda yapıyor. Devlet ise müthiş bir eşgüdümsüzlük ve dağınıklık içinde. KIŞLALI: Olağanüstü hal konusunda SHPgrubunun ikiye böMmmüş olması hükümetin ömrünü etkilemez mi? yapmak lazım. PKK terörü sürsedahi, orada olağan hukuk düzenine geçmenın koşulu yaratılmalı. İçme suyu, eğitim ve saelığa ağırlık veren bir pro_gram hemen uygulamaya kon- rnalı. 1978-79'daki KUP-KIP projeleri gibi mi olur, kısa va- dede ciddi biristihdam projesi uygulanmalı. Duran fabrika- lar harekete geçirilmeli. Irak sının açılmalı. Son iki aydır kapatılmış olan ticaret, isterseniz "illegal" deyin, yeniden serbest bırakılmah. Hayvancılık için yaylalar yeniden açıl- malı. KIŞLA Ll: GA P uzun vadede sorunu ne ölçüde çözer? HACALOĞLU: GAP orada dünyalar değiştirir. Getirece- ği ekonomik nemanın topluma olabildiğince dağıtılması önemlı. Orada ciddi bir feodal yapı var. Ama durum sakin- leşince, toprak reformu da kendiliğinden gündeme gelecek- tir. KIŞLALI: Sizce HEP kökenli milletvekillerinin PKK'nın ci- nayetlerini açıkça suçlamaktan kaçınmalannın nedeni korku mu, sempati mi? HACALOĞLU: Bu gezide gördüm ki onlann işi çok zor. Hiçbirinin PKK terörünü tasvip ettiğini sanmıyorum. Ama oradaki Kürt kökenli yurttaşlanmızın içinde bulunduklan vahim durum, kendılerinı belırli bir tavra zorluyor. PKK'- ya yakın mıdırdiye hakkında şüpheler belirtilen birarkada- şımız şöyle demiştır: "Üç seçenek var. PKK ile masaya oturmak, bugünkü yolda gitmek ve yeni bir oluşum yarat- mak. Mantıklı olan, yeni bir oluşum yaratmaktır." KIŞLALI: Tek basına kattlabilse, HEP seçimlerde baran aşabia'r miydi? HACA LOĞLU: Kanımca geçen seçimlerde barajı aşamaz- lardı. Ama olaylar böyle devam eder ve Güneydoğu sorunu çözümlenemezse, bir dahaki seçimlerde aşarlar. Ve bu arka- daşlanmız da yeniden seçilemezler. KIŞLA LI: Son bir soru. Bağımsızhk amacıyla bir halk ayak- lanması beklenebihr nû? HACALOĞLU: Ben, bu yörede yaşayan, bu sıkıntılan çe- ken, demokratık haklan ıhlal edilen, ışsiz olan insanlanmı- zın, PKK yönlendirmesi ve baskısı altında bu ülkeden ko- pup bir bağımsızhk amacıyla isyana sürüklenebileceklerine inanmıyorum. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK Afetfen mi hala a/mac/tm? 0 PİKNİK PİYALEMADRA HIZLI GAZETECİ NECDETŞEN SIRÛLARC» ÜSTÜNE Ç&U>\TVV\JIV\- \ BlRUKTe OLPU6UMUZ $U ı SON AVIAR BC7/UNCA TEK/ & SAHR : -AN ÇUMtCU SAMA UMMM UUM - Mt/M ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI GARFIELD JIM DA VIS BLACKIE WHITE CARLOS TRILLO-ERNESTO R.GARCIA SEIJAS ' BİZİ SU K4ZÛNLAEBiW Bfei-V .' PlS(EECH<LB2 GOPECEK £7 çoKuniTA AÜJZlVi SER£El COK UdJZA BULUT BEBEK NURAYÇİFTÇİ u Pıknijc - -"dediklerini . £ocs k.oca yine tLAN OSMANİYE ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN 1990/261 Esas Davaa Hali! Altıparmak tarafından mahkememize açılan gaiplik davasının yapılan yargılamasında, davacı Halil Altıpaımak'ın oğlu Hasan Altıparmak'ın uzun zam<uıdan beri gaip olduğunu, tum ara- maJara rağmen bulunamadığını belirtmiştir. Bu nedenle Halil oğlu 1963 D.'Iu HASAN ALTlPARMAK'm bulunduğu yeri bilenlerin mahkememizin 1990/261 dava dosyasına adresini bildırmeleri veya bu şahsm mahkememizde hazır bulunması, hazır bulunmadığı tak- dirde gaipliğine karar verileceği hususu ılanen teblığ olunur. Basın: 46300 tLAN ARAKLI ASLİYE HUKUK HÂKİMLİCl'NDEN Dosya No: 1990/45 Esas 1991/41 Karar Mahkememizin 17.3.1991 tarih ve 1990/45 esas 1991/41 karar sa- yılı ilamı ile 900.170 TL. tazminatın davalı Yahya Kemal Alagöz'- den alınarak davacı Bağ-Kur Genel Müdürlüğü'ne venlmesine karar verilmiş, bütün aramalara rağmen davalı Yahya Kemal Alagöz bu- lunamadığından mahkeme karan kendisine tebliğ edilememiştır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 28 ve 29. maddeleri gereğince ga- zete ile ilanen tebliğı, tebliğ tarihinden itibaren 15 gün sonra karann kesınleşmiş sayılacağı ilanen tebliğ olunur. 2.3.1992. Basın: 46325
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle