23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9ŞUBAT1992PAZAR PAZAR KONUĞU YÖK Başkanı Prof. Dr. İhsan Doğramacı: Rektör ve dekanlar seçimle belirlenemezMilli Eğitim Bakanı KöksalToptan'ınüzerindeçalıştığıyeni ÜniversitelerYasa Taslağı'nı Bakanlar Kurulu'na sunma aşamasına getirmesi. akademik çevrelerdedeğişik tepkilere yol açtı. YÖK'ün elinden. en büyük gelir kaynağı olan ÖSYM gelirlerini alması. YOK'ün yetkilerininÜniversitelerarası Kuruî'a devredilmesigibiönerilertaşıyantaslaküzerineYÖK Başkanı Prof. Dr. İhsan Doğramacı ilearkadaşımız Hakan Aygün konuştu. SÖ YLEŞİ HAKAN AYGÜN WU^MHoeam, size bir iyi bir de kötü haberi-, miz var. Tıp doktoru olarak önce hungisini ter- cih edersiniz? Önce kötü olanı. ^ ^ ^ H Milli Eğitim Bakanlığı 'nın hazırladığı yeni Üniversile Yasa Taslağı, YÖKBaşkanı'- ndan, dekanlara kadar yükseköğretimin bütün kademelerindeki yönetkilerin değişmesine yol açacak. Bunun neresi kötü! Güzel haber... •^•i İyi habere gelince, Milli Eğitim Baka- nı Köksal Toptan, taslağa sizin bir daha YÖK'ün başma gelmenizi engelleyecek yaş sı- nırmı koymadı. Bu da kötü haber. Hastanın ayağı kangren olmuş. Doktor, bir iyi bir de kötü haberinin olduğunu söylemiş. Hastailk önce kötü ha- beri dinlemek istemiş. Doktor da bacakian- nın kesileceğini anlatmış. Hasta, bu sefer kötü haberi sormuş. Doktor, "Çok güzel bir çiftçizmem var. Ona gayet iyi birmüşteri bul- dum", demiş. WK^*Doğru, Yiıni iyi haber de kötü olabili- yor. Hocam, şimdi YÖK'ün varlığmın tartışıl- dığı bir dönenıdeviz. Biraz geçmişe dönersek, YÖKnasıldoğdu? Hiçbir kurum, dışarıdan denetlenmedikçe görevini istenen şekilde yerine getiremez. İşte Atatürk 1933 yılında Istanbul Darülfünu'nu kendinden bekleneni yerıne getiremediği için yaptığı devrimler arasına üniversite reformu- nu da kattı. Getirilen. İsviçre sistemiydi. Rektör. milli eğitim bakanı tarafından öneri- lir, cumhurbaşkanı tarafından atanırdı. De- Sistem iyi tanıtılamadı. "Maaşım az, kaloriferler \ anmıyor, YÖK parasını \ermiyor", deniliyor. Kim ne ders veriyor, kim ne araştırma yapmıştırşeklindeki YÖK denetlemesi sıkıntı doğurmuştur. İstedikleri, "YÖK gitsin biz kendi kendimize tembellik yapalım"dır. Dünyanın hiçbir yerinde yükseköğretim kanunu yapılırken hocaların fikri alınmaz. kanlar da rektöriin önerdiği adaylar arasın- dan milli eğitim bakanı tarafından atanırdı. Atatürk. 31 Temmuz 1933'te üniversite olan Istanbul Darülfünun'undaki bütün ho- caların görevine son verdi ve 1 ağustosta ye- niden kurulan üniversiteye görevlerine son verilenlerin bir kısmı yeniden atandı. Yurtdı- şından. özellikle Nazi Almanyası'ndan kaçan birçok bilim adamını da görevlendirdi. Diyebilirim ki 1933"ten sonra Türk yükse- köğretimi bir altın çağ yaşadı.1946 yılında çıkarılan 4936 sayılı kanun hükümlerine gö- re, rektör ve dekanların seçimle göreve geti- rilmeleri ilkesi benimsendi. Milli Eğitim Bakanı, sadece Üniversitelerarası Kurul'un başkanı olarak, üniversitelerin ortak konula- rı hakkında, bir ölçüde bilgi sahibi olabiliyor- du. ^ ^ • B Sonra da askeri dönemler geldi. 1961 Anayasasfnın 120. maddesine, "Üni- versiteler kendileri tarafından seçilen yetkili öğretim üyelerinden kurulu organlan eliyle yönetilir ve denetlenilir" diye hüküm kondu. O güne kadar Üniversiteler Arası Kurul'un başkanı milli eğitim bakanıjdı. Bu durum or- tadan kalkmış oldu. Böylece bakanlıkla üni- versitelerin bağı koptu. Diyebilirim ki dünyanın hiçbir ülkesinin anayasasında öyle bir hüküm yoktur. Üni- versite her konuda kararını kendi veriyordu. Her yıl nisan ayında profesörler toplanır, herkes kendi raporunu okur. eller kalkarak "Uygundur", denirdi. Bu, ister istemez bü- yük bir atalete yol açtı. Sıkıntı başladı. Bu sıkıntıyı duyanlar, bir şeylerin yapılmasına inanıyorlardi. B^^MDünyada uygulama nasıldı? Kıta Avrupası'nda, rektörler çeşitli sistem- lerle seçimle görev başma getirilmektedir. Bazı ülkelerde rektör seçimlerinde ağırlık öğ- retim üyelerindedir. Bir kısmında da öğretim üyeleri, temsilcileri, asistan temsilcileri. per- sonel temsilcileri ve öğrenci temsilcilerinden oluşan bir heyet, rektörü seçer. Fakat böyle seçilen rektörlerin fazla bir yetkileri yoktur. Bu üniversiteler, hükümete hesap verirler. Yetki, büyük ölçüde eğitim bakanındadır. •İ^H Türkiye'ye dönersek, 1961 sonrasmdu kalmıştık. Evet, dışandan denetleme kalkınca başibo- zukluk oldu. Dördüncü beş yıllık kalkınma planındaki yükseköğretimdeki okullaşma hedefi yakalanamadı. Bunun için 1970'lerin başında 9 olan üniversite sayısı 19'a çıkanldı. Fakat 1975'te 49 bin 542 öğrenci alınırken 198O'de41 binedüşmüştür. 1971 yılında, "Üniversiteler Ortak Ka- nun Tasarısı" diye bir şey hazırladık. Burada "Yükseköğretim Kurulu" diye bir organ var- dı. Anayasanın 120. maddesindeki mani hü- küm karşısında bu organa fazla yetki verile- miyordu. Bu yüzden 1750 sayılı İcanun çıktı. Ve "Yükseköğretim Kurulu" oluştu. Baş- kan. Milli Eğitim Bakanı Ali Naili Erdem, üyeler arasında da Avnı Akyol, Sümer Oral, Rıza Kurdaş gibi isimler vardı. Ama Anaya- sa Mahkemesi, bunu iptal etti. Çünkü bakan. kurulun başkanıydı. Bu, I973'te. Bunun üze- rine ne yapılabilir tartışmaları yeniden başlı- yor. PAZARKONLÖL İHSAN DOĞRAMACI [915 'te Erbil'dedoğan YÖK Başkanı Prof. Dr. İhsan Doğramacı ortaöğretimini Beyrut Amerikan Koleji'nde tamamladıktan sonra 1938 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi 'ni bitirdi. Pedjatri alanındaki çalışmalarmı Harvard Üniversitesi ile Washington Üniversitesi 'nde sürdürdü. 1963-1975 yılları arasında ODTÜ Mütevelli Heyeti Başkanlığı. Ankara Üniversitesi ve kurucusu olduğu Hacettepe nin rektörlüğü görevlerinde bulundu. Paris Üniversitesi nde pediatrı profesörü olarak çalıştı. Kurucusu olduğu Hacettepe vakıflan araalığıyla Hacettepe Üniversitesi'nin çekirdeğini oluşturan Hacettepe Çocuk Hastanesi'ni kurdu. 1981 vılından buyana fıkir babası olduğu YÖK'ün başkanİığım üstlenen Prof. Doğramacı, 1986 'da öğretimebaşlayan Türkiye 'nin ilk özel üniversitesi Bilkenı "m de kurucusu. Doğramacı, Arapça, İngilizce. Fransızca ve Almanca biliyor. En büyük oiay, yaklaşık 1200 araştırma görevlisinin doktora için yurtdışına gönderil- mesi oldu. Şimdi bilinmiyor; ama bunlar gö- reve başladıklannda, üniversitelere bir soluk gelecek. 2547'yle önceki köhne sistem terk edildi. Gençlere hocalık imkânı tanınmıyor- du. Biz yardımcı doçentliği getirdik. Önceden doktorasını tamamlayan, dört yıl doçentlik imkânı için bekliyordu. Halbuİci çağ değiş- mişti. En güçlü en yaratıcı beyinler 25 yaş ci- varında olanlar. Getirdiğimiz en büyük yeni- lik, işte böylece doktorasını tamamlayanla- nn eğer kabiliyeti varsa yardımcı doçentlik kadrosuyla öğretim üyesi olmasıydı. Bir başka başarı da öğretim üyelerinin da- ğılımındaki düzenlemedir. Eskıden bir planlama, bir güç olmadığı için hocaya, "Sen Diyarbakır'a git", diyemiyor- dunuz. Kendiliğinden gitmiyordu. Şimdi doktorasını yapana, burada kadro yok, fa- lanca yerde kadro var, hoca olmak istiyorsan oraya git denebiliyor. •1^B/VA7, YÖK dönemiyle gelen hatalar nelerdir? Şimdi biz hiçbir yönetmeliğin çıkarılmasın- da yetkili değiliz. Ama sistem iyi tanıtılama- dı. "Maaşım az, kaloriferler yanmıyor, YÖK parasmı vermiyor", deniliyor. Kim ne ders veriyor, kim ne araştırma yap- mıştır şeklindeki YÖK denetlemesi. sıkıntı doğurmuştur. îstedikleri, YÖK gitsin, biz kendi kendimize tembellik yapalımdır. Aslın- da dünyanın hiçbir yerinde yükseköğretim kanunu yapılırken hocalann fikri alınmaz. Kanunu, siyasi otorite yapar, hocalar mem- nun kalmazlarsa yürüyüş yapar, yerlerinde otururlar. Bizde sanki hocalar sendika tem- silcisiymiş gibi; ne yapalım da kanun bize dokunmasın diye kanun şöyle, böyle olsun peşindeler. • • • Hocam şu haliyle üniversiteler yasa- sında yapdmast gereken değişiklikler nelerdir? İki değişiklik gerekiyor. Birincisi bütün öğ- rencilere açık. "öğrenci konseyleri" kurul- malıdır. Diğeri de tüm öğretim elemanları ve öğrenciler siyasi faaMyette bulunabilmeli- Arkadaşımız Hakan Aygün, YÖK Başkanı Prof. Dr. İhsan Doğramacı (sağda) ile Ankara'da söyleşide... Ben. Kemal Karhan'la birlikte bugünkü 2547 sayılı yasanın aşağı yukan aynısını ha- zırladım. Bu. İngiltere örneğiydi. Yine Yük- seköğretim Kurulu vardı. Fakat akademik işleri üniversite yapıyor. Ancak rektörünü bu kurul tayin edıyor. Üniversitelere Avrupa üniversitelerinde, İngilterede bile verilmeyen yetkiler veriliyor. Senatonun yetkileri arasın- da. her türlü yönetmeliği hazırlayıp direkt resmi gazeteye göndennek de var. t^^KMBunu yuşama geçirmek 12 Eylül son- rasına kısmet oldu... Ben Hacettepe Üniversitesi Rektörlüğü'- nden sonra arkamızdaki arkadaşlara yol açıl- sın ve daha iyi görev yapsınlar diye dışarıdan profesörlük kabul ettim. Paris'te: 10 vıl sü- reyle. 1981 'de Necdet Üruğ bizden yasa ha- zırlamamızı istedi. Bir hafta sonu geldim Paris'ten. Kemal Karhan'la elimizde hazır olan bir metin vardı.Karhan ve Yusuf Var- dar'la birlikte bugünkü 2547'nin taslağını hazırladık ^ ^ ^ • 4 vnen mi kabul ettiler? İki maddeyi değiştirdiler. Biri öğrencilerin derneklere üye olmasının izne tabi olması, di- ğeri de öğretim ü>elerinin si>aset yapamama- ları. Bunun dışında hepsi bizim önceden ha- zırladığımız metindir. Yani askerin empoze ettiği bir kanun değil. O zaman 1961 Anaya- sası engeli kalmamıştı. ^^^KMGeriye döniip baktığınızda YÖK'ün artıları nelerdir' dirler. İ ^ H 2547 ye niye koymadmız öğrenci kon- seylerini? Mani bir hüküm de yoktu. Ihtiyaç yoktu. çünkü üniversiteler yapabilirdi bunu... Öğ- rencilerin her kademede yönetime katılmala- n zarureti var. Ben Hacettepedeyaptım.Öğrencitem- silcisi ve asistan temsilcisi de vardlı. Çünkü. hocalar eğer yanlannda öğrencileri de olursa. çok daha ciddi olurlar. öğretim üyeleri de aynı şekilde sivasi faali- yetlere katılmalı. Hoca sadece oy vermemeli. siyasi tartışmalar da yapmalı. Böylece de- mokratik düzen okullaşır. cumhurbaşkanı rektörleri atar deniliyor, YÖK Başkanı içinse bir hüküm konulmamış... Rektörlerle ilgili hüküm iyi. Çünkü içeri- den olmasın diye. YÖK Başkanlığı'nda böyle birproblemyok. •^•i Hocam, şimdi Milli Eğitim Bakanı Köksal Toptan tarafından haztrlanan yeni tas- lağa getirmek istiyorum sözü. Rektör ve dekan seçimlerinde en azından adayların seçimle be- lirlenmesi öngörülüyor. Ne diyorsunuz? Üniversite mensuplannın kendi rektörleri- ni veya rektör adaylannı seçmeleri mümkün- dür. Bu sistemin uygulandığı ülkelerde söyle- şimin başında da belittiğim gibi rektörlerin fazla yetkileri yoktur. Yetkiler Bakanlık ta- rafından atanan kanzler, genel sekreter veya hükümet komiseri gibi üst yöneticilerde top- lanır. Hem üniversite Fektörünü üniversite mensuplan seçsin, hem de tüm yetkiler bu ki- şide toplansın, böyle bir düzen benim bildi- ğim başka bir ülkede voktur. Varsa açıklan- sın. Sistemi bütünüyle ele almak gerekır. îşine gelen tarafı görüp gelmeyen yanını gö- zardı etmek doğru değildir. Yoksa rektörû üniversite mensuplan seçsin ve bu rektör kendisini seçenleri denetlesin demek yanlış olur."Biz kendimizi yönetir ve denetleriz" kavramı belki bir rahatlık getirir ve böyle bir düzenin getirilmesi için kampanyalar açılma- sı doğaldır. Ancak amaç toplumun yarannı sağlamaktır. Unutmayalım ki üniversiteler devlet tarafından finanse edilmektedir. Bu kaynak da vatandaşlardan toplanan vergiler- den oluşmaktadır.Vatandaş çocuğunun oku- masını ve iyi bir öğrenim görmesini istemek- tedir. O halde dışardan bir denetimi istemeye de hakkı vardır. Bugün bu denetimi YÖK sağlamaktadır. •••/?£'A/örü yine anayasa gereği cumhur- başkanı atıyor. YÖKdevreden çıkanlıyor... Böyle bir sistem olamaz. Ben karşıyım... Kanun ıyice incelenirse görülür ki YÖK'ün Profesörler kalkıp kendilerini denetleyecek makamı seçerlerse iş karışır. Güvenemezsiniz. Kargaşa doğar. Mevcut uygulama en iyisidir. Ben Milli Eğitim Bakanı Köksal Toptan'ın böyle bir taslak hazırlayacağına inanmıyorum... Rektör ve dekan adaylarının seçimle belirlenmesi diye bir sistem olamaz. Ben karşıyım. merkezi bir yönetim fonksiyonu yok...Üni- versite yöneticileri YÖK'ü dinlememekte haklı olabilirler. İşte bu nedenle YÖK'e de- netim yetkisi verilecekse rektör atamalannda YÖK'ün safdışı bırakılmasının doğru olma- yacağı kolayca anlaşılır. • • • Taslak bu haliyle yasalaşabilir. Sizin YÖK Başkanlığı'na tekrar seçilmenizi önle- mek için ise yaş sınırı getirilmesi düşünülmü- yor. Yolunuz yine açık. Ama bir anlamda öğre- tim üyelerinin insafma kalacaksınız. Böyle bir durumda yine YÖK Başkanlığı nı düşünür mü- sünüz? Faraziyeler üzerine konuşmak istemiyo- rum. Ama YÖK Genel Kurulu'nun kalkıp dışarıdan bir başkan belirlemesi de bana faz- la olumlugelmiyor... ^ • B Yapılacak değişiklikleri onaylamtyor- sunuz o zaman... Dinamik her kuruluşun daha da gelişmesi içjn yeniliklere açık olması gerekir. 2547 sayı- lı Kanun'da da yapılacak değişikliklerin ne- ler olduğunu bilmeden. faraziyelere dayana- rak bir fıkir yürütmek doğru olmaz. Başında çıkan haberlerden öğrendiğim kadarıyla, ya- pılacak değişiklikler tartışmalara acılacak- mış. Metinler bize gelince kurulumuzda bunu tartışır, görüşlerimizi ilgili makama bildiri- riz... Ama mevcut uygulama en iyisidir. Ben, Sayın Milli Eğitim Bakanf nın ülke yaranna olmayan birdeğişikliğe iltifat edeceğine, böy- le bir taslak hazırlayacağına inanmıyorum. BU BİR OLAYDIR Hürpa'da Ayrıntılı Bilgi Hürriyet Gazetesinde Size en yakın HÜRPA bayiilerinin telefonlarını 23232 00dan öğrenebilirsiniz. Hürpa Peşinatları, taksitleri ve toplam fiyatları kıyaslayın 3 Buyukdere Cad. Hur Han 15/A Kal /2 2479894 HÜRPA İSTANBUL MERKEZ Tel:232 32OO/12Hat HÜRPA ANKARA TeL 9 (4) 167 23 25 HÜRPA İZMİR Tel:9(51)25 88 10 İ S T A N B U L BAŞSAĞLIĞI Kurtuluş Savaşı önderlerinden, ikinci cumhurbaşkanımız Sayın tsmet tNÖNÜ'nün sevgili eşi, Genel Başkanımız ve Başbakan Yardımcısı Sayın Erdal İNÖNÜ'nün kıymetli annesi Ö ÜMEVHİBE İNÖNÜ Hanımefendi'nin vefatından dolayı derin üzüntü içindeyiz. Merhumeye Tann'dan rahmet, kederli ailesine ve tüm yakınlanna başsağlığı dileriz. SHP tSTANBUL tL BAŞKANLIĞI, Adalar tlçe Başkanlığı, Bayrampaşa bçe Başkanlığı, Bakırköy Dçe Başkanlığı, Beşiktaş Dçe Başkanlığı, Beykoz tlçe Başkanlığı, Beyoğlu Dçe Başkanlığı, B.Çekmece tlçe Başkanlığı, Çatalca tlçe Başkanlığı, Eminönü Dçe Başkanhğı, Eyiip tlçe Başkanlığı, Fatih tlçe Başkanlığı, G.O. Paşa Dçe Başkanlığı, Kadıköy tlçe Başkanlığı, Kâğıthane tlçe Başkanlığı, Kartal tlçe Başkanüğı, K.Çekmece Dçe Başkanlığı, Pendik tlçe Başkanlığı, Sanyer llçe Başkanlığı, Şile tlçe Başkanlığı, Silivri Dçe Başkanlığı, Şişli tlçe Başkanhğı, Ümraniye tlçe Başkanlığı, Üskiidar Dçe Başkanlığı, Yalova Dçe Başkanlığı, Z^urau Dçe Başkanlığı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle