Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyetg
Sahibi: Cumhuriyet Matbaaalık ve Gazetedlik Türk Anonim Şirketi adıııa
Berin Nadi # Murahhas Cyr: Emioe Ujaklıgil # Gene] Yayın Müdürü:
Ceoul, Yazı tşleri MUdürü: Okay Goneasin 0 Yazı tşleri Müdür
Yaıdımcıları: Salim Alpaslan, Kerem Çalışktn, Necd«< Do$»a, Lütfü Hnç
Sayfa Düzem Yönetmeni. Ali Acar 0 /4n*a/n Timsılcisv Ahnet T»n
lç Politika: Mebmet Tezkao Ekonomi: Menü Tmmer, KUltttr: Cdal Uster, Istanbul Haberleri: Mnhittin
Sirer, Spor: AMalkadJr Vacelman, MakaJeler: Şgil» Alpay, Düzeltme: Abdollıh Ygzıcı « Koordina-
tOr: Ahmel Korulsan # Mali tşler: Erol Erknt % Muhasebe: Bülent Yener ^ Bütçe-Planlama: Sevgi
OsmanbeşeogJu % Rekiam: Ayje Tortuı • Idare: Hüseyin Gurer % tşletme: Önder Çelik • Bilgi-lşlem:
Nail İnal % Personel: S*vgi Bostucıofln
Baaa vr Yayaıt Cumhunyel Malbucılık w GtKUolik T.A.Ş. T0rkoc*|ı C ı i J9/41 C«Jak>ilu
343Î4 lst. PK: 24* Iıunbul. TUı 512 05 05 (20 ba», Tetoı: 22246, Fu: (]) 526 60 72 0 ttrsfer:
Aakan: Ziyı G6k»lp Blv lnkılap S. No: 19/4.TU: 133 II 41-47, THoı: 42344. F«ı. (4) 133 05 65<
• hmlr. H. ZıyB Blv. 1352 S. 2/3, TU 13 12 30. Tdcx. 52359, Fu. (31) 19 53 60 0 A4aaa:
Inano CxJ. 119 S. No: 1 Kıl 1. TU: 19 37 52 (4 hal), Tfcla. 62155. Ftx. (71) 19 25 7»
TAKVÎM. 9 ŞUBAT 1992 İrasak: 5.33 Guneş: 6.59 Oğle: 12.23 tkindi: 15.10 Akşam: 17.37 Yatsı: 18.57
Karabataklar korumada
• CI31HURtYET(Çarşamba) -
Çi.rşani>a Belediyesi, Yeşilırmak
üzerirde balıkla beslenerek yaşayan
Kıratataklan çocuklara karşı koruma
alünaıldı. Çarşamba'yı ikiye bölen
Yeşilımıak'ta sürüler halinde yaşayan
yüzlersekarabatak, etinin yenir lezzetle
olman asına karşın elleri sapanlı
çoeukarı n hedef tahtası haîine geldi.
Hergiriyok sayıdasukuşunun
öldüriJnıesi üzerine yurttaşlardan
gelen yoğun tepkiler karşısında
ha-ekkegeçen Çarşamba Belediyesi,
ırmak izerinde karabatak avını
yasaklâdı. Belediye'nin kararından
sonra fiiiün hemen her saatinde ırmak
boyuncadevriye gezen görevli zabıta
ekipler. de yasağın ilk günlerinde kuş
avlarktnyakaladıklan çocuklann 60
kadar sapanına el koydu.
Göz sağlığı
J Istaı bııl Haber Semsi - Beşiktaş
Belediyssı ile Göz Nurunu Koruma
Vakfı'nra ortaklasa duzenJenen ve bir
hafıa siren "Göz Sağlığı
Kampaayası" suresince 690
vatandaşın ücretsiz muayene edildiği
açıklanJı."Göz
Sağlığı «Campanyasf'yla ilgili olarak
bir açıklarna yapan Beşiktaş Belediye
Başkamekili Kemal Akar, yerel
yönetinierin dar gelirli insanlara
sağlık sorunlarını çözmeleri için
yardıma olmaya devam edeceklerini
vurgula.'-arak, "Koruyucu hekimlik
konusuLda belediyelere büyük
görevler dıişüyor. Gö2, diş, kalp
sağlığı \e benzeri konularda
çalışmalar yapıyoruz. Yakında sağlık
ocağı ve laboratuvarımız hizmete
girecek. Aynca gezici sağlık
otobüsü-nuz ile sağlık hizmetlerini
vatandasın ayağına götiirmek
istiyoruz" dedi.
Dernekler ve çevre
• AA (Istanbul) - Çevre Bakanı
Doğanccii Akyürek, ülkemizde çevre
konusunda çalışan çok sayıda dernek
ve vakıf bulunduğunu belirterek
"Ancak ?u dernekler çevreyle ilgili
somut şeyler yapamazlarsa Kanarya
Sevenler Derneği olmaktan öteye
geçemezler" dedi. Türkiye Çevre
Koruma ve Yeşillendirme Derneği 20.
Genel Kurulu'nda konuşan Çevre
Bakanı Akyürek, iyiniyetle çalışan
pekçok dernek ve vakıf bulunmasına
rağmen bunların tam bir karmaşa
içinde olduğunu kaydederek, gereken
verimin alınabilmesi için bunların
derlenip toparlanması gerektiğini
söyledi.
Kızmıerkekıtti?
• AA (tnnir)- Ege Üniversitesi Tıp
Fakültes) Kadın Doğum Hastalıklan
Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Uçar
Asena, anne adaylannın, hamilelik
dönemini rahat geçirmeleri ve doğuma
en iyi şekilde hazırlanabiJmeJeri
açısmdan, bebeğinin cinsiyetini
bilmemesi gerektiğini söyledi.
Asena şunlan kaydetti: "Buna
rağmen, hekimler olarak, ailelerin ve
özellikle anne adayının, hele ikinci
çocuk ise bebeğin cinsiyetini
öğrenmesinden yana değiliz. Çünkü
çok hassas bir dönem olan hamilelik
sırasında. istediği cinsiyette bebeği
karnında taşımadığını öğrenen anne,
bunalıma girerek beslenmesine özen
göstermeyebilir. Böylece hem kendisini
hem de bebeğinin sağlığını tehlikeye
düşürebilir."
Japonca da öğrenilsin
• AA (İstanbul) - Türkıye'de
İtalyanca, İspanyolca, Rusça, Japonca
ve Arapça için öğretim yasağının
kaldırılması istendi. Karya Yabancı
Diller Eğitim Merkezi yöneticisi
Özlem Demir, dun düzenlediği basın
toplantısında İngilizce, Almanca ve
Fransızca gibi yabancı dillerin
öğretimine izin verildiğini, ancak
gelişen siyasi ve ekonomik ilişkilerin
diğer birçok yabancı dilin öğrenimini
zorunlu kıldığını söyledi. Milli
Güvenlik Kurulu (MGK) 1991 yılı
içinde Rusça, İspanyolca, İtalyanca,
Japonca ve Arapça dillerinin
Türkiye'de öğretimine izin verilmesiyle
ilgili aldığı tavsiye kararının bugüne
kadar Bakanlar Kurulu kararı ile
birleşmediğini kaydeden Demir, şöyle
dedi: "Bu nedenle söz konusu dillerin
öğretimi ile ilgili resmi izin
çıkmamıştır. Biz, Karya Yabancı
Diller Eğitim Merkezi olarak
yetkililerden konuyla ilgilenmelerini
önemle rica ediyoruz!'
Sağlık indirimi
• AA (Ankara) Asker aileleri, askeri
hastanelerin dışındaki resmi sağlık
kurum ve kuruluşlarından da
yararlanabilecekler. Genelkurmay
Başkanlığı Basın veHalkla İlişkiler
ŞubeMüdürlüğü"ndenyapılanyazılı
açıklamada. 211 sa\ ılı Tiirk Silahlı
Kuv\etlen İç Hizmet Kanunu'nda
yapılan değişikJikle. uzman
jandarma emeklileri ile aile fertleri,
Tiirk Silahlı Kuvvetleri'ndegörev
yapan 657 sayılı kanuna tabi memur
emeklileri ile aile fertleri. harp ve vazife
malulü olan ve\a bu sebeple ölen
yedeksubav, erbaş ve erler ile aile
fertleri. dul ve >etimleri. hem askeri
hem de dığcr resmi sağlık kurum ve
kuruluşlarından yararlanabilecekler. ı
Kadm sanatçdann müzesi varYILDIZ YAĞCI (VVashington) -
Washıngton"da 1987'de açılan Sanatta
Kadın Ulusal Müzesi (National Muse-
um of NVomen in the Arts), o yıldan bu-
yana sessiz bir dönüşümden geçerek
"kadın sanatçılar gettosu" imajını de-
ğiştirmeyi başardı.
Müze. kocası zengin bir işadamı olan
VVilhelmina Hollada>"in 500 parçalık
kadın ressamlar koleksiyonunu halka
açma projesi olarak başladı. Holladay'-
in merakı ise yirmi yıl önce çıktıklan bir
Avrupa gezisinde müzelerde resimlerıne
çok ilgi duydukları 17. vüzyıl kadın Fla-
man ressam Clara Peeters'in ve başka
hiçbir kadın sanatçının Amerika'daki
belli başlı sanat kitaplanna dahil edil-
mediklerini fark etmesi üzerine başla-
mış.
Çift. Cumhuriyetçr Parti ve büyük
iş çevreleriyle olan ilişkileri projeye kısa
zamanda milyonlarca dolarlık bağış
sağlayarak para sıkıntısı içindekı benzer
projelerin aksine. daha baştan güçlü bir
bütçevle işe giriştiler. Beyaz Saray'ın ıki
blok ötesindeki görkemli eski mason ta-
pınağı müzeye dönüştürülmek üzere sa-
tın alındı. Barbara Bush'un vaptığı açı-
lışta. devamlı koleksiyona ek olarak
"Amerikalı Kadın Sanatçılar: 1830-
1930" konulu bir açılış sergisi düzenledı-
ler.
Müzeye çeşitli kesimlerden değişik
tepkiler gösterildi. Tutucu sanat eleştir-
menleri "Kadınlar üstün nıtelıkli sanat
üretmişolsavdı.zaten vapıtları müzeler-
de olurdu" diyerek. >eni müzedeki ya-
pıtların sanat değerinı sorgulavan eleşti-
rilerde bulundular. En sert tepkı ise
radikal feministlerden geldi. Müzenin
apolitik olduğunu. feminist konulara
yerverılmedığımeleştırdıler. Krıstalavi-
zelerı. pahalı mermerleriyle bir sarayı
andıran müzede sergilenen çoğu sıra-
dan. piyano çalan. avnada kendıni sev-
sosyal, pölitik ve cinsel konuları içeren
bir sergi açtılar.
Ihmh feministler ise kadın sanatçılara
özgü bir müzenin, üstün nitelikli profes-
yoneller ıdaresinde büyük bir potansiye-
İi olabileceğini savunarak desteklediler.
Kadınların ancak birinci sınıf sanat üre-
terek erkek sanatçılarla eşitlik kazanabi-
leceklerinin bilincinde olduklarını. an-
cak halen müzelerde. galerilenje ve
kitaplarda kadın sanatçılara yeteri ka-
dar yer verilmediğinin de bir gerçek ol-
duğunu ve buna görc hareket etmek
manlaşmış bir müzenin henı keşfedilme-
si zor yetenekleri. hem de "kaybolmuş"
kadın sanatı tarihini ortaya çıkarma iş-
levi görebıleceğini savundular.
Müzenin kurucusu Bayan Holladay
ise "eşitsizliklerden sözetmeyip, başarı-
ları ve olumlu işleri vurgulamanın daha
etkili bir tavır" olduğunu söyleyerek.
amacının müzevi devamlı geliştirmek ol-
duğunu belirtti.
Kendisiyle kısa bir söyleşı yaptığımız
müze uzmanlarından Tracy Schpero, ilk
olumsuzlukların önemlı ölçüde değişti-
Müzede 28 ülkeden 500 kadar sanatçının Rönesans'tan
bugüne dek oluşturduklan 1200 yapıt yer alıyor
reden: köpeğine bısküvı vediren aristok-
rat kadın resimlerinin. kadınların ikinci
sınıf sanat ürettikleri önvargısını ku\-
vetlendirmekten başka bir işe varama-
yacağını. giderek müzenin kadın sanat-
çılar gettosuna dönüşeceğıni savundu-
lar. Tanıtma broşürlerinde >üzyıllardır
kadın sanatçılara müzelerde ve sanat ki-
taplarında ver verilmediğı belırtilırken.
bunun tarihsel nedenlerinın anlatılma-
ması da eleştirildi. Feminist sanatçılar
müzenin bu tutucu >aklaşımına cevap
olarak aynı tarihlerde başka bir galeride
gerektiğini ılen surduler. Bugun Ame-
rika'da sanatçıların >üzde 38'i kadın
olmasına rağmen, müzelerdeki yapıtla-
rın >üzde 98'i erkek sanatçılarca üretil-
miş. Kadın sanatçılar, erkek sanatçıla-
nn kazandığı her bir dolara karşılık 33
sent kazanıvorlar.
Ünlü feminist ressamlardan Judy Chı-
cago. müzenin ıdeolojısini paylaşmadı-
ğını. ancak kadınların sanat ^apıtlarının
korunmasını desteklediğini belirterek
müzeye bir resmini bağışladı. Birtakım
feminist akademisyenler de böyje uz-
ğini sövlüvor:
"Müze, halkı kadınların ürettiği sa-
natlar konusunda eğitmek. araştırma
merkezi olarak işlev görmek ve sergıler
düzenlemek konusunda giderek daha
deneyimlı bir hale geliyor. Maalesef ge-
leneksel müzelerde kadınların yapıtları-
na yer verilmedığı için bövle bir müzeye
gereksinim doğdu. Bazı feministler mü-
ze>i separatist buluyorlar. ama bu mü-
zenin varlığı. sanat dünyasında her iki
cınsın de dengeli bir şekilde temsilıni bi-
raz olsun sağlamış oluyor. İlk eleştiriler.
Tamara de Lempicka'nın "Gitar Çalan Mavi Kadın"
yapıtı.
VVallece ve Wilhelimia Holladay'den müzeye bağışla-
nan bir yapıt: Soylu Kadın Portresi
Fotoğrafçı Lola Alvarez Bravo, yakın arkadaşf Mek-
sikalı ressam Frida Kahlo'yu yakından izlemişti.
müze henüz yerine oturmadan yapıldı.
İlgi alanımızı daralttıkça, örneğin çağ-
daş ve uluslararası sanatçılara eğildikçe
eleştiriler de çok olumlu olmaya başladı.
Müzenin apolitik olduğu söylendi. Ama
aslında müzenin varoluş nedeni çok po-
litik. Son zamanlarda sosyal içerikli ser-
gilerimiz oldu. bundan sonra da olacak.
Müze giderek hem personel hem de
programlar açısından büyüyor. Güzel
sanatlardan başka, müzik, tiyatro, dans,
sinema ve şiir sanatlarına da yer verile-
cek. Uluslararası sergilerimiz çok ilgi
görüyor. 1993'te gösterilecek Arap ka-
dın ressamlar sergisinin çalışmalanna
başladık. Türk kadın ressamlan da ileri
için ilginç bir proje olabilir."
Bugün müze koleksiyonu 28 ülkeden
500 kadın sanatçının 1200 yapıtından
oluşuyor. Rönesans'tan günümüze ka-
darki süreyi kapsayan çalışmalar çeşitli
medyalardan yapılmış. Yapıtlan sergile-
nen sanatçılardan bazılan: Mary Cas-
satt, Georgia OKeeffe, Helen Fran-
kenthaler Camille Claudel, Lavinia
Fontana, Berthe Morisot, Kathe Koll-
witz ve Elaine Dekooning.
Müzenin Kütüphane ve Araştırma
Merkezi, kadın sanatçılarla ilgili 8 bin
kitap, 70 çeşit dergi ve arşivinde çeşitli
ülkelerden 12 bin kadın sanatçıyı içeren
dosyasıyla bu konudaki en büyük bilgi
merkezi sayılıyor.
Eğitim bölümünün düzenlediği kurs
ve konferanslar büyük ilgi görüyor.
1991 'de düzenlenen konferanslardan
bazılan: "Viktorya İngilteresi'nde Ka-
dın Sanatçılar", "1920"lerde Georgia
O'Keefe. Sanatı ve Sanat Eleştirisi",
"Çağdaş Özgün Baskılar: Halk Sanatı
mı?", •'Afrikalı-Amerikalı Kadın Sanat-
çılar ve Müzeler", "Rönesanstan Günü-
müze Kadın Sanatçılar", "Cinsiyet mi,
Deha mı? Erken 20. Yüzyıl Sanatında
Ekspresyonizme Giden Değişik Yol-
lar."
Geçen dört yılda açılan kırktan fazla
sergi arasında 1988'de 19. yüzyıl Fransız
yontu sanatçısı "Camille Claudel",
1989'da Amerikalı belgesel fotoğrafçısı
"Margaret Bourke-VVhite" ve "Çinli
Kadın Sanatçılar: 1300-1912", I990'da
"Lila Cabot Perry: Amerikalı Empres-
yonist", "Isabel Bishop", 1991"de "Da-
nimarkalı Kadın Sanatçılar" ve "On
Koreli Çağdaş Sanatçf', "Lola Alvarez
Bravo: Frida Kahlo'nun Fotoğraflan",
"Özgürlük Sesleri: Polonyalı Kadın Sa-
natçılar ve Avant Garde 1880-1990" çok
ilgi gösterilen sergiler oldu.
Bütün bu çoğu üstün nitelikli prog-
ram ve sergilerle Sanatta Kadın Ulusal
Müzesi, yetenekli uzmanlann elinde de-
vamlı daha iyiye doğru giderek, sanat
dünyasında kadın sanatçıların seslerini
duyurabilecekleri saygın bir kurum ola-
rak büyüyor.
Müze yayınlarından faydalanmak is-
teyenler için adres: The National Muse-
um of Women in the Arts, 1250 Nevv
York Avenue, N.W., VVashington, D.C.
20005-3920. USA
Beyaz cennetin gelini ölüm döşeğindeÖMER YURTSEVEN (DenizU) -
Yıl, MÖ 11. yüzyıl. Bergama'-
nın efsanevi kurucusu Telep-
hos, evleneceği Hiera'ya düğün
hediyesi düşünürken Pamuk-
kale'yi keşfeder. Ve hemen bu-
raya muhteşem bir saray yaptı-
nr. Sarayın bulunduğu bölgeye
Hiera'dan dolayı '"Hierapolis"
adı verilir. Hiera öldükten son-
ra Pamukkale "Beyaz Cennet",
travertenler ise "Tabiat ananın
telli duvakh gelini" ilan edilir.
Bergama kratlığı yıkıldıktan sonra
Hierapolis; Romalılar, Bizanslılar, Frig-
yahlar gibi birçok uygarlığın beşiği olur.
Anadolu, Osmanlı İmparatorluğu'na
geçtikten sonra Hierapolis kaderine terk
edilir.
Yıl 1960. Pamukkale. doğa harikası
ve tarihi zenginliğiyle turizme açılır. Pa-
mukkale ve Hierapolis o yıllara kadar
doğal ve tarihi dokusundan hiçbir şey yi-
tirmemiştir. Asırlar sonra turizm için
yeniden keşfedilen Pamukkale'ye turist-
ler gelme>e başlayınca yapılaşma da
başlar.
Yıl 1992. Pamukkale artık turizm için
"altın yumurtlayan bir tavuk"tur. Bilim
adamlarının, tavuğun "folluğu" olarak
nitelendirdikleri turistik tesisler mantar
gibi çoğalmıştır. Tarih adına çok kısa sa-
yılabilecek 32 yıl içinde 7555 yatak ka-
pasiteli toplam 149 tesis vapılmıştır.
Artık Pamukkale ve Hierapolis'te doğal
doku kararmaya, tarihi doku da bozul-
maya başlamıştır.
Pamukkale'nin tarihten günümüze
uzanan öyküsü kısaca böyle. Yüksek
Anıtlar Kurulu'nun "Beyaz Cennef'i
korumaya yönelik kararlan uygulana-
mayınca, 1980 yılında. Kültür ve Tabiat
Varlıklarını Koruma Kurulu'nca koru-
ma amaçlı imar planı hazırlanması ka-
rarlaştınlır. Ama ne vazık ki bu karar da
uygulamaya geçirilemez. Sonuçta Pa-
mukkale ölüm döşeğine yatırılır.
Mimarlar Odası Denizli Şubesi'nin
düzenlediği uluslararası ölçekteki "Pa-
mukkale'yi Koruyalım. Yaşatalım"
sempozyumuyla koruma volunda
önemli bir adım atılır. Sempozyumdan
çıkan ilke kararlan doğrultusunda De-
nizli Valiliği'nin girişimiyle 11 yıllık bir
gecikmeden sonra 1 25 binlik koruma
imar planları hazırlanır. Bu arada
UNESCO Pamukkale'yi "Dünya Kül-
tür Mirası" ilan eder. Plana, UNESCO
ve Kültür Bakanlığfnın ortaklaşa dü-
zenlediği Uluslararası "Pamukkale So-
runlan" konulu panelde yerli ve yabancı
bilim adamlarının da görüşü alınarak
son şekli verilir. 1991 yılında "Özel Çev-
re Koruma Bölgesi" ilan edilen Pamuk-
kale'nin koruma amaçlı imar planı 7
aylık bir gecikmeden sonra Başbakanlık
Özel Çevre Koruma Kurulu'nun ona-
yından geçer.
Tüm insanlığın ortak mirası kabul
edilen Pamukkale'de bugün için en bü-
yük tehlike, 5 milyon yılda oluştuğu be-
İirtilen travertenlerin kararması. Tra-
vertenlere turistik tesislerden gelen atık
su. katkat havuzcuklannın üzerindeki
insan darbesi ve araçlardan çıkan egzoz
gazı bu kararmada en büyük faktör.
SOS Akdeniz Grubu çevrecileri ile Iz-
mir Yeşiller Partisi üyelerinin. yaşanan
bu olumsuzluklara son vermek için boy-
kot karan almalanyla Pamukkale gün-
demdeki yerini yeniden aldı. Çevreciler
ve Yeşiller, boykot için yurtiçi ve yurtdı-
şındaİci turizm şirketlerine "çağn" ya-
parken, "5 milyon yılda oluşan traver-
tenler önlem ahnmazsa 5 yıl sonra yok
olacak" yazılı pankart ve broşürler ha-
zırlayarak etkili bir kampanyaya yönel-
diler. Boykot kararı Pamukkale'nin
kurtarılması açısından bazı çevrelerde
destek buldu. bazı çevrelerde de "turiz-
mi baltalayacak" diye kınandı. Konu,
son olarak TBMM'nin gündemine de
girdi. DYP Denizli Milletvekili Haluk
Müftüler, boykot kampanyasına karşı
çıkılması gerektiğini belirterek, Kültür
Bakanlığf nın bütçesinden Pamukkale'-
ye yeterli ödeneğin ayrılmasını istedi.
Turizm Bakanı Ateş, Italya, Yunanistan ve Ispanya'da daha çok olay yaşandığını anlattı
Türkiye'de tııristin can güvenliği varFARUK BİLDİRİCİ (Ankara) - Tu-
rizm Bakanı Abdülkadir Ateş,
Türkiye'de turistlerin can gü-
venliği olmadığı yolunda rakip
ülkelerin propaganda yaptıkla-
rını belirterek "Türkiye'de bir
yılda meydana gelen olay, İtal-
ya, Yunanistan ve Ispanya'da
turistlerin başına bir günde geli-
yor" dedi.
Ateş, bu turizm sezonu için yapılan
hazırlıkları anlatırken 6.5 milvon turist-
ten 4 milyar doların üzerinde gelir elde
edilmesinin beklendiğini söyledi. Ateş,
turizm işletmecileri ile toplantılar yapa-
rak yeni sezona hazırlandıklarını, yeni
turistik alanlar yaratmayı amaçladıkla-
rını vurguladı. Turi«tlerin İç Anadolu.
Doğu Karadeniz ve Güneydoğu'ya da
gitmelerinin koşullarını yaratmak iste-
diklerıni söyleven Ateş. haziran a>ında
Çoruh Nehri üzerınde su sporları için
lurlar başlatılacağını belirtti. Ateş'e yö-
neltliğimiz sorular ile yanıtları şöyle:
- Turistleri Güneydoğu'va götürmek-
ten söz ediyorsunuz. Oysa bu bölgede
can güvenliği sorunu olmayacak mı?
ATEŞ - Türkiye'nin hiçbir yöresinde
turistin can güvenliği sorununun bir
İtalya, İspanva veya Yunanistan'dan
fazla olduğunu sanmıyorum. Bu konu-
da birtakım araştırmalar yaptırdık. Tu-
ristlerin başına Türkıye'de bir vılda ge-
len ola>, Ispanya. Italya ve Yunanis-
tan'da bir günde meydana geliyor.
Türkive'ye gelen turistlerin can güvenli-
ği daha emın. Türkiye'de bir yılda mey-
dana geelen olay sayısı iki-üçü geçmi-
vor. Avrupa'ya gittiğimde de aynı soru-
İar gazeteciler tarafından soruldu. Aynı
cevabı verdim. Türkiye'de turistlerin
can güvenliğinin İtalya, İspanva, hatta
ABD'den daha az olduğunu söyleyen-
lerle tartışmaya hazır olduğumu belirt-
tim. Hakikaten de kimse çıkıp da bana
bir olay söyleyemedi.
Rakip ilkeitp
- Peki. turizm şirketleri de aynı sorula-
n yöneltmıyorlar mı?
ATEŞ - Turizm şirketleri ışın içyüzü-
nü bildikleri için sormuyorlar. Burada
olav. turizm açısından bizim rakibimız
olan ülkelerin, Türkiye'de mevdana ge-
len her olavı dış basında yoğun biçimde
kullanması. Türkiye'nin turistik açıdan
avantajlarını, dezavantaja çevirmek istı-
yorlar. Bize gelebılecek turisti kendi ül-
kelerine çekmeye çalışıyorlar.
- Ama bu tür sorular yöneltilmesinin
nedeni Türkiye'nin güvenli bir ülke ol-
madığı imajının doğmuş olması değil
mi?
ATEŞ - Şimdi bu imaj. tabiatıyla ger-
çeklere dayanan bir imaj değil. Bu imaj
bizim rakibimiz ülkeler tarafmdan çı-
kartılan, yayılmaya çalışılan bir imaj.
Bunu bihyoruz. Sayısal durumu da bili-
yoruz. Bunun mücadele yöntemi de ger-
çekleri saptırmadan anlatmak. Bir şey
olmuşsa da aynen anlatarak tanıtım
yapmamızlazım.
Bizim insanımızın turistin can güven-
liğini tehdit etmesi iddialarını ciddi bul-
muyorum. Ama bu konuda antipropa-
gandanın sürdürülmekte olduğunu bili-
yoruz. Bu aslında ülkeler arasında ivi
niyetli rekabet kurallanna da uygun de-
ğü.
Bsfktarinizvap
- Bakanlığa atandığınızda turizm ala-
nında nasıl bir tablo buldunuz?
ATEŞ - Eksikliklerimiz hâlâ var. Ama
bir İtalya, Yunanistan, İspan>a ile hiz-
met açısından da tesis açısından da he-
men hemen başabaş noktasına geldik.
Çok yakın bir zamanda özellikle Akde-
niz havzasında yer alan ülkeler içerisın-
de turizm potansıyeli. gelecek turist açı-
sından en avantajlı ülke olduğumuzu
biliyoruz. Bugün Akdeniz etrafında kı-
yıları en temiz ülke biziz.
- Daha önceki bakanlar döneminde
başlatılan golf alanlan oluşturma çalış-
malannı sürdürecek misiniz?
ATEŞ - Elimizde zengin turiste hitap
edecek tesisler çoğunlukta. Bizim turizm
politikamız, tercihimiz de zengin turist.
Bu demek değil ki. orta ve fakir turist
gelmesin. Ama böyle bir amaçla ortaya
çıkınca bu tür zengin turist gruplarının
taleplerini karşılayacak ikinci derecede-
ki yatırımların gerçekleştirilmesi gere-
kir. Golf de bunlardan birisi. Birçok
Avrupa ülkesinde hele Japonya'da golf
alanlarımızı genışletmek isti>oruz.
Umre-hac
- Umre düzenlemeleri bu yıl serbest bı-
rakıldı. O>sa vine şırketler aracılığıyla
yapılsa daha düzenli olmaz mıydı?
ATEŞ - Bilivorsunuz. hac ve umre ola-
vı Diyanet İşleri'nin vetkisinde. Biz sa-
dece oradaki komısyona bir temsilci
göndererek katılıyoruz. Hac konusunda
önüne gelenin sefer düzenlemesi müm-
kün değil. Ama umre konusunda bu de-
fa Divanet İşleri ve ilgili devlet bakanı-
nın talepleri doğrultusunda umrede bir
serbestleşmeye doğru gıdıldi. Ama bu
hac ıçın geçerlı değıldir. Yine daha önce-
ki yıllarda olduğu gibi sadece uçaklarla
yapılacaktır.
WHO'nun raporu:
Cinayetlerde
alkolün
rolü büyük
Haber Merkezi - Uluslararası Dünya
Sağlık örgutü'nün raponına göre cinayet-
lerin ve trafik kazalanrun oluşumunda-
ki en büyuk etken alkol. Rapora göre tra-
fık kazalarmın yüzde 50'sinin nedeni olan
alkol, cinayetlerin yüzde 86'sında, ırza
geçme olaylannın ise yüzde 50'sinde et-
ken durumda. Alkolün vücut ısısını art-
tırdığı yönündeki genel kanının yanlış ol-
duğu açıklanan araştırmalarda, alkolün
istah açıcı özelliği olduğu, ancak bir müd-
det sonra bunun da geçtiği ortaya konu-
yor.
Uluslararası Sağlık örgutü'nün istatis-
tiklerine göre kandaki alkol düzeyi 50 mi-
ligramın üstüne çıkınca kaza riski artıyor.
Bu düzey 200 miligramın üstünde olur-
sa, diğer bir deyişle üç litre bira içince, içki
içmeyen birine oranla 100 kat daha artı-
yor kaza riski.
Araştırmalara göre sanılarun aksine al-
kol, cinsel gücü arttırmıyor, birçok cin-
sel suçun işlenmesinde önemli bir rol oy-
nuyor. Alkolün erkeklerde ereksiyon ve
ejeksiyonu kontrol eden otonom sinir sis-
temi üzerinde olumsuz bir etkisi olduğu,
cinsel iktidarsızlık, isteksizlik ve göğüs
büyümesi gibi etkileri olduğu da araştır-
mada yer alan bulgular arasında.