15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyetg Sahibi: Cumhuriyet Matbaaalık ve Gazetedlik Türk Anonim Şirketi adıııa Berin Nadi # Murahhas Cyr: Emioe Ujaklıgil # Gene] Yayın Müdürü: Ceoul, Yazı tşleri MUdürü: Okay Goneasin 0 Yazı tşleri Müdür Yaıdımcıları: Salim Alpaslan, Kerem Çalışktn, Necd«< Do$»a, Lütfü Hnç Sayfa Düzem Yönetmeni. Ali Acar 0 /4n*a/n Timsılcisv Ahnet T»n lç Politika: Mebmet Tezkao Ekonomi: Menü Tmmer, KUltttr: Cdal Uster, Istanbul Haberleri: Mnhittin Sirer, Spor: AMalkadJr Vacelman, MakaJeler: Şgil» Alpay, Düzeltme: Abdollıh Ygzıcı « Koordina- tOr: Ahmel Korulsan # Mali tşler: Erol Erknt % Muhasebe: Bülent Yener ^ Bütçe-Planlama: Sevgi OsmanbeşeogJu % Rekiam: Ayje Tortuı • Idare: Hüseyin Gurer % tşletme: Önder Çelik • Bilgi-lşlem: Nail İnal % Personel: S*vgi Bostucıofln Baaa vr Yayaıt Cumhunyel Malbucılık w GtKUolik T.A.Ş. T0rkoc*|ı C ı i J9/41 C«Jak>ilu 343Î4 lst. PK: 24* Iıunbul. TUı 512 05 05 (20 ba», Tetoı: 22246, Fu: (]) 526 60 72 0 ttrsfer: Aakan: Ziyı G6k»lp Blv lnkılap S. No: 19/4.TU: 133 II 41-47, THoı: 42344. F«ı. (4) 133 05 65< • hmlr. H. ZıyB Blv. 1352 S. 2/3, TU 13 12 30. Tdcx. 52359, Fu. (31) 19 53 60 0 A4aaa: Inano CxJ. 119 S. No: 1 Kıl 1. TU: 19 37 52 (4 hal), Tfcla. 62155. Ftx. (71) 19 25 7» TAKVÎM. 9 ŞUBAT 1992 İrasak: 5.33 Guneş: 6.59 Oğle: 12.23 tkindi: 15.10 Akşam: 17.37 Yatsı: 18.57 Karabataklar korumada • CI31HURtYET(Çarşamba) - Çi.rşani>a Belediyesi, Yeşilırmak üzerirde balıkla beslenerek yaşayan Kıratataklan çocuklara karşı koruma alünaıldı. Çarşamba'yı ikiye bölen Yeşilımıak'ta sürüler halinde yaşayan yüzlersekarabatak, etinin yenir lezzetle olman asına karşın elleri sapanlı çoeukarı n hedef tahtası haîine geldi. Hergiriyok sayıdasukuşunun öldüriJnıesi üzerine yurttaşlardan gelen yoğun tepkiler karşısında ha-ekkegeçen Çarşamba Belediyesi, ırmak izerinde karabatak avını yasaklâdı. Belediye'nin kararından sonra fiiiün hemen her saatinde ırmak boyuncadevriye gezen görevli zabıta ekipler. de yasağın ilk günlerinde kuş avlarktnyakaladıklan çocuklann 60 kadar sapanına el koydu. Göz sağlığı J Istaı bııl Haber Semsi - Beşiktaş Belediyssı ile Göz Nurunu Koruma Vakfı'nra ortaklasa duzenJenen ve bir hafıa siren "Göz Sağlığı Kampaayası" suresince 690 vatandaşın ücretsiz muayene edildiği açıklanJı."Göz Sağlığı «Campanyasf'yla ilgili olarak bir açıklarna yapan Beşiktaş Belediye Başkamekili Kemal Akar, yerel yönetinierin dar gelirli insanlara sağlık sorunlarını çözmeleri için yardıma olmaya devam edeceklerini vurgula.'-arak, "Koruyucu hekimlik konusuLda belediyelere büyük görevler dıişüyor. Gö2, diş, kalp sağlığı \e benzeri konularda çalışmalar yapıyoruz. Yakında sağlık ocağı ve laboratuvarımız hizmete girecek. Aynca gezici sağlık otobüsü-nuz ile sağlık hizmetlerini vatandasın ayağına götiirmek istiyoruz" dedi. Dernekler ve çevre • AA (Istanbul) - Çevre Bakanı Doğanccii Akyürek, ülkemizde çevre konusunda çalışan çok sayıda dernek ve vakıf bulunduğunu belirterek "Ancak ?u dernekler çevreyle ilgili somut şeyler yapamazlarsa Kanarya Sevenler Derneği olmaktan öteye geçemezler" dedi. Türkiye Çevre Koruma ve Yeşillendirme Derneği 20. Genel Kurulu'nda konuşan Çevre Bakanı Akyürek, iyiniyetle çalışan pekçok dernek ve vakıf bulunmasına rağmen bunların tam bir karmaşa içinde olduğunu kaydederek, gereken verimin alınabilmesi için bunların derlenip toparlanması gerektiğini söyledi. Kızmıerkekıtti? • AA (tnnir)- Ege Üniversitesi Tıp Fakültes) Kadın Doğum Hastalıklan Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Uçar Asena, anne adaylannın, hamilelik dönemini rahat geçirmeleri ve doğuma en iyi şekilde hazırlanabiJmeJeri açısmdan, bebeğinin cinsiyetini bilmemesi gerektiğini söyledi. Asena şunlan kaydetti: "Buna rağmen, hekimler olarak, ailelerin ve özellikle anne adayının, hele ikinci çocuk ise bebeğin cinsiyetini öğrenmesinden yana değiliz. Çünkü çok hassas bir dönem olan hamilelik sırasında. istediği cinsiyette bebeği karnında taşımadığını öğrenen anne, bunalıma girerek beslenmesine özen göstermeyebilir. Böylece hem kendisini hem de bebeğinin sağlığını tehlikeye düşürebilir." Japonca da öğrenilsin • AA (İstanbul) - Türkıye'de İtalyanca, İspanyolca, Rusça, Japonca ve Arapça için öğretim yasağının kaldırılması istendi. Karya Yabancı Diller Eğitim Merkezi yöneticisi Özlem Demir, dun düzenlediği basın toplantısında İngilizce, Almanca ve Fransızca gibi yabancı dillerin öğretimine izin verildiğini, ancak gelişen siyasi ve ekonomik ilişkilerin diğer birçok yabancı dilin öğrenimini zorunlu kıldığını söyledi. Milli Güvenlik Kurulu (MGK) 1991 yılı içinde Rusça, İspanyolca, İtalyanca, Japonca ve Arapça dillerinin Türkiye'de öğretimine izin verilmesiyle ilgili aldığı tavsiye kararının bugüne kadar Bakanlar Kurulu kararı ile birleşmediğini kaydeden Demir, şöyle dedi: "Bu nedenle söz konusu dillerin öğretimi ile ilgili resmi izin çıkmamıştır. Biz, Karya Yabancı Diller Eğitim Merkezi olarak yetkililerden konuyla ilgilenmelerini önemle rica ediyoruz!' Sağlık indirimi • AA (Ankara) Asker aileleri, askeri hastanelerin dışındaki resmi sağlık kurum ve kuruluşlarından da yararlanabilecekler. Genelkurmay Başkanlığı Basın veHalkla İlişkiler ŞubeMüdürlüğü"ndenyapılanyazılı açıklamada. 211 sa\ ılı Tiirk Silahlı Kuv\etlen İç Hizmet Kanunu'nda yapılan değişikJikle. uzman jandarma emeklileri ile aile fertleri, Tiirk Silahlı Kuvvetleri'ndegörev yapan 657 sayılı kanuna tabi memur emeklileri ile aile fertleri. harp ve vazife malulü olan ve\a bu sebeple ölen yedeksubav, erbaş ve erler ile aile fertleri. dul ve >etimleri. hem askeri hem de dığcr resmi sağlık kurum ve kuruluşlarından yararlanabilecekler. ı Kadm sanatçdann müzesi varYILDIZ YAĞCI (VVashington) - Washıngton"da 1987'de açılan Sanatta Kadın Ulusal Müzesi (National Muse- um of NVomen in the Arts), o yıldan bu- yana sessiz bir dönüşümden geçerek "kadın sanatçılar gettosu" imajını de- ğiştirmeyi başardı. Müze. kocası zengin bir işadamı olan VVilhelmina Hollada>"in 500 parçalık kadın ressamlar koleksiyonunu halka açma projesi olarak başladı. Holladay'- in merakı ise yirmi yıl önce çıktıklan bir Avrupa gezisinde müzelerde resimlerıne çok ilgi duydukları 17. vüzyıl kadın Fla- man ressam Clara Peeters'in ve başka hiçbir kadın sanatçının Amerika'daki belli başlı sanat kitaplanna dahil edil- mediklerini fark etmesi üzerine başla- mış. Çift. Cumhuriyetçr Parti ve büyük iş çevreleriyle olan ilişkileri projeye kısa zamanda milyonlarca dolarlık bağış sağlayarak para sıkıntısı içindekı benzer projelerin aksine. daha baştan güçlü bir bütçevle işe giriştiler. Beyaz Saray'ın ıki blok ötesindeki görkemli eski mason ta- pınağı müzeye dönüştürülmek üzere sa- tın alındı. Barbara Bush'un vaptığı açı- lışta. devamlı koleksiyona ek olarak "Amerikalı Kadın Sanatçılar: 1830- 1930" konulu bir açılış sergisi düzenledı- ler. Müzeye çeşitli kesimlerden değişik tepkiler gösterildi. Tutucu sanat eleştir- menleri "Kadınlar üstün nıtelıkli sanat üretmişolsavdı.zaten vapıtları müzeler- de olurdu" diyerek. >eni müzedeki ya- pıtların sanat değerinı sorgulavan eleşti- rilerde bulundular. En sert tepkı ise radikal feministlerden geldi. Müzenin apolitik olduğunu. feminist konulara yerverılmedığımeleştırdıler. Krıstalavi- zelerı. pahalı mermerleriyle bir sarayı andıran müzede sergilenen çoğu sıra- dan. piyano çalan. avnada kendıni sev- sosyal, pölitik ve cinsel konuları içeren bir sergi açtılar. Ihmh feministler ise kadın sanatçılara özgü bir müzenin, üstün nitelikli profes- yoneller ıdaresinde büyük bir potansiye- İi olabileceğini savunarak desteklediler. Kadınların ancak birinci sınıf sanat üre- terek erkek sanatçılarla eşitlik kazanabi- leceklerinin bilincinde olduklarını. an- cak halen müzelerde. galerilenje ve kitaplarda kadın sanatçılara yeteri ka- dar yer verilmediğinin de bir gerçek ol- duğunu ve buna görc hareket etmek manlaşmış bir müzenin henı keşfedilme- si zor yetenekleri. hem de "kaybolmuş" kadın sanatı tarihini ortaya çıkarma iş- levi görebıleceğini savundular. Müzenin kurucusu Bayan Holladay ise "eşitsizliklerden sözetmeyip, başarı- ları ve olumlu işleri vurgulamanın daha etkili bir tavır" olduğunu söyleyerek. amacının müzevi devamlı geliştirmek ol- duğunu belirtti. Kendisiyle kısa bir söyleşı yaptığımız müze uzmanlarından Tracy Schpero, ilk olumsuzlukların önemlı ölçüde değişti- Müzede 28 ülkeden 500 kadar sanatçının Rönesans'tan bugüne dek oluşturduklan 1200 yapıt yer alıyor reden: köpeğine bısküvı vediren aristok- rat kadın resimlerinin. kadınların ikinci sınıf sanat ürettikleri önvargısını ku\- vetlendirmekten başka bir işe varama- yacağını. giderek müzenin kadın sanat- çılar gettosuna dönüşeceğıni savundu- lar. Tanıtma broşürlerinde >üzyıllardır kadın sanatçılara müzelerde ve sanat ki- taplarında ver verilmediğı belırtilırken. bunun tarihsel nedenlerinın anlatılma- ması da eleştirildi. Feminist sanatçılar müzenin bu tutucu >aklaşımına cevap olarak aynı tarihlerde başka bir galeride gerektiğini ılen surduler. Bugun Ame- rika'da sanatçıların >üzde 38'i kadın olmasına rağmen, müzelerdeki yapıtla- rın >üzde 98'i erkek sanatçılarca üretil- miş. Kadın sanatçılar, erkek sanatçıla- nn kazandığı her bir dolara karşılık 33 sent kazanıvorlar. Ünlü feminist ressamlardan Judy Chı- cago. müzenin ıdeolojısini paylaşmadı- ğını. ancak kadınların sanat ^apıtlarının korunmasını desteklediğini belirterek müzeye bir resmini bağışladı. Birtakım feminist akademisyenler de böyje uz- ğini sövlüvor: "Müze, halkı kadınların ürettiği sa- natlar konusunda eğitmek. araştırma merkezi olarak işlev görmek ve sergıler düzenlemek konusunda giderek daha deneyimlı bir hale geliyor. Maalesef ge- leneksel müzelerde kadınların yapıtları- na yer verilmedığı için bövle bir müzeye gereksinim doğdu. Bazı feministler mü- ze>i separatist buluyorlar. ama bu mü- zenin varlığı. sanat dünyasında her iki cınsın de dengeli bir şekilde temsilıni bi- raz olsun sağlamış oluyor. İlk eleştiriler. Tamara de Lempicka'nın "Gitar Çalan Mavi Kadın" yapıtı. VVallece ve Wilhelimia Holladay'den müzeye bağışla- nan bir yapıt: Soylu Kadın Portresi Fotoğrafçı Lola Alvarez Bravo, yakın arkadaşf Mek- sikalı ressam Frida Kahlo'yu yakından izlemişti. müze henüz yerine oturmadan yapıldı. İlgi alanımızı daralttıkça, örneğin çağ- daş ve uluslararası sanatçılara eğildikçe eleştiriler de çok olumlu olmaya başladı. Müzenin apolitik olduğu söylendi. Ama aslında müzenin varoluş nedeni çok po- litik. Son zamanlarda sosyal içerikli ser- gilerimiz oldu. bundan sonra da olacak. Müze giderek hem personel hem de programlar açısından büyüyor. Güzel sanatlardan başka, müzik, tiyatro, dans, sinema ve şiir sanatlarına da yer verile- cek. Uluslararası sergilerimiz çok ilgi görüyor. 1993'te gösterilecek Arap ka- dın ressamlar sergisinin çalışmalanna başladık. Türk kadın ressamlan da ileri için ilginç bir proje olabilir." Bugün müze koleksiyonu 28 ülkeden 500 kadın sanatçının 1200 yapıtından oluşuyor. Rönesans'tan günümüze ka- darki süreyi kapsayan çalışmalar çeşitli medyalardan yapılmış. Yapıtlan sergile- nen sanatçılardan bazılan: Mary Cas- satt, Georgia OKeeffe, Helen Fran- kenthaler Camille Claudel, Lavinia Fontana, Berthe Morisot, Kathe Koll- witz ve Elaine Dekooning. Müzenin Kütüphane ve Araştırma Merkezi, kadın sanatçılarla ilgili 8 bin kitap, 70 çeşit dergi ve arşivinde çeşitli ülkelerden 12 bin kadın sanatçıyı içeren dosyasıyla bu konudaki en büyük bilgi merkezi sayılıyor. Eğitim bölümünün düzenlediği kurs ve konferanslar büyük ilgi görüyor. 1991 'de düzenlenen konferanslardan bazılan: "Viktorya İngilteresi'nde Ka- dın Sanatçılar", "1920"lerde Georgia O'Keefe. Sanatı ve Sanat Eleştirisi", "Çağdaş Özgün Baskılar: Halk Sanatı mı?", •'Afrikalı-Amerikalı Kadın Sanat- çılar ve Müzeler", "Rönesanstan Günü- müze Kadın Sanatçılar", "Cinsiyet mi, Deha mı? Erken 20. Yüzyıl Sanatında Ekspresyonizme Giden Değişik Yol- lar." Geçen dört yılda açılan kırktan fazla sergi arasında 1988'de 19. yüzyıl Fransız yontu sanatçısı "Camille Claudel", 1989'da Amerikalı belgesel fotoğrafçısı "Margaret Bourke-VVhite" ve "Çinli Kadın Sanatçılar: 1300-1912", I990'da "Lila Cabot Perry: Amerikalı Empres- yonist", "Isabel Bishop", 1991"de "Da- nimarkalı Kadın Sanatçılar" ve "On Koreli Çağdaş Sanatçf', "Lola Alvarez Bravo: Frida Kahlo'nun Fotoğraflan", "Özgürlük Sesleri: Polonyalı Kadın Sa- natçılar ve Avant Garde 1880-1990" çok ilgi gösterilen sergiler oldu. Bütün bu çoğu üstün nitelikli prog- ram ve sergilerle Sanatta Kadın Ulusal Müzesi, yetenekli uzmanlann elinde de- vamlı daha iyiye doğru giderek, sanat dünyasında kadın sanatçıların seslerini duyurabilecekleri saygın bir kurum ola- rak büyüyor. Müze yayınlarından faydalanmak is- teyenler için adres: The National Muse- um of Women in the Arts, 1250 Nevv York Avenue, N.W., VVashington, D.C. 20005-3920. USA Beyaz cennetin gelini ölüm döşeğindeÖMER YURTSEVEN (DenizU) - Yıl, MÖ 11. yüzyıl. Bergama'- nın efsanevi kurucusu Telep- hos, evleneceği Hiera'ya düğün hediyesi düşünürken Pamuk- kale'yi keşfeder. Ve hemen bu- raya muhteşem bir saray yaptı- nr. Sarayın bulunduğu bölgeye Hiera'dan dolayı '"Hierapolis" adı verilir. Hiera öldükten son- ra Pamukkale "Beyaz Cennet", travertenler ise "Tabiat ananın telli duvakh gelini" ilan edilir. Bergama kratlığı yıkıldıktan sonra Hierapolis; Romalılar, Bizanslılar, Frig- yahlar gibi birçok uygarlığın beşiği olur. Anadolu, Osmanlı İmparatorluğu'na geçtikten sonra Hierapolis kaderine terk edilir. Yıl 1960. Pamukkale. doğa harikası ve tarihi zenginliğiyle turizme açılır. Pa- mukkale ve Hierapolis o yıllara kadar doğal ve tarihi dokusundan hiçbir şey yi- tirmemiştir. Asırlar sonra turizm için yeniden keşfedilen Pamukkale'ye turist- ler gelme>e başlayınca yapılaşma da başlar. Yıl 1992. Pamukkale artık turizm için "altın yumurtlayan bir tavuk"tur. Bilim adamlarının, tavuğun "folluğu" olarak nitelendirdikleri turistik tesisler mantar gibi çoğalmıştır. Tarih adına çok kısa sa- yılabilecek 32 yıl içinde 7555 yatak ka- pasiteli toplam 149 tesis vapılmıştır. Artık Pamukkale ve Hierapolis'te doğal doku kararmaya, tarihi doku da bozul- maya başlamıştır. Pamukkale'nin tarihten günümüze uzanan öyküsü kısaca böyle. Yüksek Anıtlar Kurulu'nun "Beyaz Cennef'i korumaya yönelik kararlan uygulana- mayınca, 1980 yılında. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nca koru- ma amaçlı imar planı hazırlanması ka- rarlaştınlır. Ama ne vazık ki bu karar da uygulamaya geçirilemez. Sonuçta Pa- mukkale ölüm döşeğine yatırılır. Mimarlar Odası Denizli Şubesi'nin düzenlediği uluslararası ölçekteki "Pa- mukkale'yi Koruyalım. Yaşatalım" sempozyumuyla koruma volunda önemli bir adım atılır. Sempozyumdan çıkan ilke kararlan doğrultusunda De- nizli Valiliği'nin girişimiyle 11 yıllık bir gecikmeden sonra 1 25 binlik koruma imar planları hazırlanır. Bu arada UNESCO Pamukkale'yi "Dünya Kül- tür Mirası" ilan eder. Plana, UNESCO ve Kültür Bakanlığfnın ortaklaşa dü- zenlediği Uluslararası "Pamukkale So- runlan" konulu panelde yerli ve yabancı bilim adamlarının da görüşü alınarak son şekli verilir. 1991 yılında "Özel Çev- re Koruma Bölgesi" ilan edilen Pamuk- kale'nin koruma amaçlı imar planı 7 aylık bir gecikmeden sonra Başbakanlık Özel Çevre Koruma Kurulu'nun ona- yından geçer. Tüm insanlığın ortak mirası kabul edilen Pamukkale'de bugün için en bü- yük tehlike, 5 milyon yılda oluştuğu be- İirtilen travertenlerin kararması. Tra- vertenlere turistik tesislerden gelen atık su. katkat havuzcuklannın üzerindeki insan darbesi ve araçlardan çıkan egzoz gazı bu kararmada en büyük faktör. SOS Akdeniz Grubu çevrecileri ile Iz- mir Yeşiller Partisi üyelerinin. yaşanan bu olumsuzluklara son vermek için boy- kot karan almalanyla Pamukkale gün- demdeki yerini yeniden aldı. Çevreciler ve Yeşiller, boykot için yurtiçi ve yurtdı- şındaİci turizm şirketlerine "çağn" ya- parken, "5 milyon yılda oluşan traver- tenler önlem ahnmazsa 5 yıl sonra yok olacak" yazılı pankart ve broşürler ha- zırlayarak etkili bir kampanyaya yönel- diler. Boykot kararı Pamukkale'nin kurtarılması açısından bazı çevrelerde destek buldu. bazı çevrelerde de "turiz- mi baltalayacak" diye kınandı. Konu, son olarak TBMM'nin gündemine de girdi. DYP Denizli Milletvekili Haluk Müftüler, boykot kampanyasına karşı çıkılması gerektiğini belirterek, Kültür Bakanlığf nın bütçesinden Pamukkale'- ye yeterli ödeneğin ayrılmasını istedi. Turizm Bakanı Ateş, Italya, Yunanistan ve Ispanya'da daha çok olay yaşandığını anlattı Türkiye'de tııristin can güvenliği varFARUK BİLDİRİCİ (Ankara) - Tu- rizm Bakanı Abdülkadir Ateş, Türkiye'de turistlerin can gü- venliği olmadığı yolunda rakip ülkelerin propaganda yaptıkla- rını belirterek "Türkiye'de bir yılda meydana gelen olay, İtal- ya, Yunanistan ve Ispanya'da turistlerin başına bir günde geli- yor" dedi. Ateş, bu turizm sezonu için yapılan hazırlıkları anlatırken 6.5 milvon turist- ten 4 milyar doların üzerinde gelir elde edilmesinin beklendiğini söyledi. Ateş, turizm işletmecileri ile toplantılar yapa- rak yeni sezona hazırlandıklarını, yeni turistik alanlar yaratmayı amaçladıkla- rını vurguladı. Turi«tlerin İç Anadolu. Doğu Karadeniz ve Güneydoğu'ya da gitmelerinin koşullarını yaratmak iste- diklerıni söyleven Ateş. haziran a>ında Çoruh Nehri üzerınde su sporları için lurlar başlatılacağını belirtti. Ateş'e yö- neltliğimiz sorular ile yanıtları şöyle: - Turistleri Güneydoğu'va götürmek- ten söz ediyorsunuz. Oysa bu bölgede can güvenliği sorunu olmayacak mı? ATEŞ - Türkiye'nin hiçbir yöresinde turistin can güvenliği sorununun bir İtalya, İspanva veya Yunanistan'dan fazla olduğunu sanmıyorum. Bu konu- da birtakım araştırmalar yaptırdık. Tu- ristlerin başına Türkıye'de bir vılda ge- len ola>, Ispanya. Italya ve Yunanis- tan'da bir günde meydana geliyor. Türkive'ye gelen turistlerin can güvenli- ği daha emın. Türkiye'de bir yılda mey- dana geelen olay sayısı iki-üçü geçmi- vor. Avrupa'ya gittiğimde de aynı soru- İar gazeteciler tarafından soruldu. Aynı cevabı verdim. Türkiye'de turistlerin can güvenliğinin İtalya, İspanva, hatta ABD'den daha az olduğunu söyleyen- lerle tartışmaya hazır olduğumu belirt- tim. Hakikaten de kimse çıkıp da bana bir olay söyleyemedi. Rakip ilkeitp - Peki. turizm şirketleri de aynı sorula- n yöneltmıyorlar mı? ATEŞ - Turizm şirketleri ışın içyüzü- nü bildikleri için sormuyorlar. Burada olav. turizm açısından bizim rakibimız olan ülkelerin, Türkiye'de mevdana ge- len her olavı dış basında yoğun biçimde kullanması. Türkiye'nin turistik açıdan avantajlarını, dezavantaja çevirmek istı- yorlar. Bize gelebılecek turisti kendi ül- kelerine çekmeye çalışıyorlar. - Ama bu tür sorular yöneltilmesinin nedeni Türkiye'nin güvenli bir ülke ol- madığı imajının doğmuş olması değil mi? ATEŞ - Şimdi bu imaj. tabiatıyla ger- çeklere dayanan bir imaj değil. Bu imaj bizim rakibimiz ülkeler tarafmdan çı- kartılan, yayılmaya çalışılan bir imaj. Bunu bihyoruz. Sayısal durumu da bili- yoruz. Bunun mücadele yöntemi de ger- çekleri saptırmadan anlatmak. Bir şey olmuşsa da aynen anlatarak tanıtım yapmamızlazım. Bizim insanımızın turistin can güven- liğini tehdit etmesi iddialarını ciddi bul- muyorum. Ama bu konuda antipropa- gandanın sürdürülmekte olduğunu bili- yoruz. Bu aslında ülkeler arasında ivi niyetli rekabet kurallanna da uygun de- ğü. Bsfktarinizvap - Bakanlığa atandığınızda turizm ala- nında nasıl bir tablo buldunuz? ATEŞ - Eksikliklerimiz hâlâ var. Ama bir İtalya, Yunanistan, İspan>a ile hiz- met açısından da tesis açısından da he- men hemen başabaş noktasına geldik. Çok yakın bir zamanda özellikle Akde- niz havzasında yer alan ülkeler içerisın- de turizm potansıyeli. gelecek turist açı- sından en avantajlı ülke olduğumuzu biliyoruz. Bugün Akdeniz etrafında kı- yıları en temiz ülke biziz. - Daha önceki bakanlar döneminde başlatılan golf alanlan oluşturma çalış- malannı sürdürecek misiniz? ATEŞ - Elimizde zengin turiste hitap edecek tesisler çoğunlukta. Bizim turizm politikamız, tercihimiz de zengin turist. Bu demek değil ki. orta ve fakir turist gelmesin. Ama böyle bir amaçla ortaya çıkınca bu tür zengin turist gruplarının taleplerini karşılayacak ikinci derecede- ki yatırımların gerçekleştirilmesi gere- kir. Golf de bunlardan birisi. Birçok Avrupa ülkesinde hele Japonya'da golf alanlarımızı genışletmek isti>oruz. Umre-hac - Umre düzenlemeleri bu yıl serbest bı- rakıldı. O>sa vine şırketler aracılığıyla yapılsa daha düzenli olmaz mıydı? ATEŞ - Bilivorsunuz. hac ve umre ola- vı Diyanet İşleri'nin vetkisinde. Biz sa- dece oradaki komısyona bir temsilci göndererek katılıyoruz. Hac konusunda önüne gelenin sefer düzenlemesi müm- kün değil. Ama umre konusunda bu de- fa Divanet İşleri ve ilgili devlet bakanı- nın talepleri doğrultusunda umrede bir serbestleşmeye doğru gıdıldi. Ama bu hac ıçın geçerlı değıldir. Yine daha önce- ki yıllarda olduğu gibi sadece uçaklarla yapılacaktır. WHO'nun raporu: Cinayetlerde alkolün rolü büyük Haber Merkezi - Uluslararası Dünya Sağlık örgutü'nün raponına göre cinayet- lerin ve trafik kazalanrun oluşumunda- ki en büyuk etken alkol. Rapora göre tra- fık kazalarmın yüzde 50'sinin nedeni olan alkol, cinayetlerin yüzde 86'sında, ırza geçme olaylannın ise yüzde 50'sinde et- ken durumda. Alkolün vücut ısısını art- tırdığı yönündeki genel kanının yanlış ol- duğu açıklanan araştırmalarda, alkolün istah açıcı özelliği olduğu, ancak bir müd- det sonra bunun da geçtiği ortaya konu- yor. Uluslararası Sağlık örgutü'nün istatis- tiklerine göre kandaki alkol düzeyi 50 mi- ligramın üstüne çıkınca kaza riski artıyor. Bu düzey 200 miligramın üstünde olur- sa, diğer bir deyişle üç litre bira içince, içki içmeyen birine oranla 100 kat daha artı- yor kaza riski. Araştırmalara göre sanılarun aksine al- kol, cinsel gücü arttırmıyor, birçok cin- sel suçun işlenmesinde önemli bir rol oy- nuyor. Alkolün erkeklerde ereksiyon ve ejeksiyonu kontrol eden otonom sinir sis- temi üzerinde olumsuz bir etkisi olduğu, cinsel iktidarsızlık, isteksizlik ve göğüs büyümesi gibi etkileri olduğu da araştır- mada yer alan bulgular arasında.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle