03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
: 5Şubatl992 haberler Cumhuriyet5 Muşta ötöürme iddıası • CUMHURİYET (Ankara) - SHP Muş Mifletvekili Muzaffer Demir, Muş'ta A.Refik Akın adlı bir vatandaşın güvenlik kuvvetlerince dayak atılması nedeniyle öldüğünü söyledi. Demir, Akın'ın öldürülmesi konusunda Muş Valisi ve Cumhuriyet Başsavası ile göriiştüğünü ve olay konusunda soruşturma açıldığuun i belirtildiğini aktardı. Demir, olayı Cumhurıyet'e şöyle anlattı: "29 Ocak 1992 günü güvenlik güçleri Korkut •• ilçesine bağlı Sazlıbaşı Köyü'ne arama yapmak amacıyla gitmişler, önce köylülere topluca bir meydan dayağı atmışlar, sonra A.Refik Akın'ın evinde bir adet Kalaşnikof bulmuşlar. Bunun üzerine Akın'ı çmlçıplak -» soyup karlar üzerine yatırmışlar. Dayak atmışlar. Sonra fenalaşması - üzerine Elazığ Devlet Hastanesi'nde •> kaldınlmış, 1 şubatta da ölmüş!' Yürüyüşçülere beraat • UBA (Ankara) - Jürkiye Büyük Millet Meclisi'ne yürüdükleri ve toplantı ile gösteri yürüyüşleri yasasını ihlal ettikleri gerekçesiyle haklannda • dava açılan 111 sanık beraat etti. Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin görevsizlik karan 1 vermesinden sonra davaya bakan Ankara Yedınci Asliye Ceza Mahkemesi'nde sanıklarla ilgili iddialar ve savunmalar değerlendirildi. - AvukatlardanMustafa Demir, "Meclis yürüyüşçüsü" diye tanımlanan sanıklann 10 Haziran 1991 günüTürkiye Büyük Millet Meclisı Insan Haklan Komisyonu , Başkanı Eyüp Aşık ve üyelerinden J randevu alarak Meclis'e gittiklerini, bunun suç olmadığmı belirterek suçlarnalan reddetti. Erdem'e dava • AA (Ankara) - Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, SHP ile bu partinin Denizli Milletvekili Adnan Keskin'in f ayn ayn yaptıklan suç duyurulan | üzerine, seçim döneminde tarafsız Jj yayın ilkelerine aykın hareket ettikleri " gerekçesiyle, TRT Genel Müdürü Kerim Aydm Erdem ileeski TRT Haber Dairesi Başkanı Savaş Kıratlı haklannda ceza davası açtı. Ankara Cumhuriyet Savcılanndan Mehmet özten tarafından hazırlanan iddıanamede, sanıklann, milletvekili seçimi döneminde tarafsız yayın ilkelenne uymadıklan ve suçu çeşitli kereler birden çok işledikleri belirtildı. Anti-teröpe muhalefet • tç Politika Servisi - İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde dün yapılan duruşmada, Fransız Haber Ajansı •"- AFP muhabın Ragıp Duran, avukat Eşber Yağmurdereli ve Hava-lş Sendikası Başkanı Atılay Ayçin, "Devletin bölünmez bütünlüğü aleyhinepropaganda" yapmak iddiasıyla yargılandı. Savcının hazırladığı iddianamede, 3 sanığın, 8 Eylül 1991 günü Insan Haklan ' DerneğTnin Istanbul'da düzeniediği - "Temel Hak ve Özgürlükler" konulu - mitingde yaptıklan konuşmalarla, - 3713sayılıanti-teröryasasına î muhalefet ettikleri öne sürüldü. Her üç sanık da iddialan reddederek, bölücülük yapmadıklannı, ' "Kürdistan"sözcüğünüyazmakyada - telaffuz etmekle suç işlenemeyeceğini1 söyledıler. Savunma avukatlan, sanıklann yargılandığı anti-terör yasasının halen Anayasa Mahkemesi'nde incelendiğini haürlatülar ve bu davayı etkilediğini söylediler. Yurt dışındaki îşçiler • ANKA (Ankara) - ANAP yurt dışındaki Türk işçrierinin sorunlan * konusunda Meclis araştırması istedi. ANAP Kütahya Milletvekili Mustafa Kalemlı ve arkadaşlan tarafından TBM M Başkanlığı'na verilen Meclis ' araştırması önergesinde, Batı Avrupa -' ülkeleri başta olmak üzere Suudi Arabistan, Libya gıbi Arap ülkeleri ile Bağımsız Devletler Topluluğu'nda yaşayan Türklerin sayısımn aıleleriyle bırlikte 3 milyona ulaştığı belirtildi. Durukan'dan çağrı • AA (tzmir) - Türk Harb-lş Sendikası Genel Başkanı Kenan Durukan, ı "Toplum kesimlennin tümünü, teröre s karşı olmaya, demokratik hak ve - özgürlüklerle, anarşi ve terörü - bırbırinden ayırmaya çağınyoruz" dedi. Harb-İş Sendikası Başkanlar Kurulu toplantısı, İzmir'de başladı. Toplanüda konuşan Genel Başkan Durukan, Güneydoğu bölgesınde, s bölge halkının PKK belasından T kurtanlması gerektığmı söyledi. Perinçekin iddiası • CUMHURİYET (Kayseri) - SP Genel Başkanı Doğu Perinçek, devletin ılkbaharda Güneydoğu'da büyük bir Kürt imha planını ' uygulamaya koyacağını öne sürdü.r Perinçek, "Amabiz bir tek Kürt " kardeşimizin burnundaki kıla bile dokundurmayız. Ölen Mehmetçik de gerillalar da bizim kardeşimizdir" dedi. Sosyalist Parti tarafından ı Kayseri'de bir düğün salonunda - düzenlenenveçoksayıdayerlive " yabana sanatçının katıldığı "Enternasyonal Şenliği 92"nin açıhş * konuşmasını yapan Sosyalist Parti f Genel Başkanı Doğu Perinçek, parti olarak kendilerinin "Kürt davasmı" bir namus davası olarak kabul : ettiklerini açıkladı. Perinçek, bugüne * kadar Türklerle Kürtlerin kardeş yaşaJığmı belirterek, "önümüzdeki * ilkbahardan itibaren devlet Güneydoğu'da bir Kürt imha planı hazırhyor " dedi. S alı günleri Ankara'nın konuşma günüdür. Parti liderleri Meclis'te milletvekillerine konuşurlar. Milletvekilleri Mec- lis kürsüsünden gündem dışı konuşurlar. Gündem dışı ko- nuşmalara karşı da, Bakanlar konuşurlar. Bu konuşmalar arasında da gazeteciler hepsiyle konuşurlar. Dün de oyle oldu. Başbakan, DYP'lı milletvekillerine konuştu. Çıkışta da biz ken- disiyle konuştuk. Sorduk: — Terörûn istanbul'da yalnızca polislere yönelmesinin nedeni, İstanbul'u da Güneydoğu Bölgesi'ne çevirmek için mi? Sizce po- lislerin öldürülmesinin ana hedefi, polisi kışkırtmak, sertleştirmek ve böylece sizin uygulamak istediğiniz şeffaflık ve yumuşaklık po- litikasını baltalamak mı? Soru uzun olunca yanıt da uzun oluyor: "Vallahi böyle bir yoruma neden ihtiyaç görülüyor anlamıyorum. Adarn gelip 3 tane polisi şehit ediyor. Neye yaptığı benim için hiç önemli değil. Ellerinin kınlması lazım. Yani polisimi şehit eden ada- ma bir mazeret bulmam mumkün değil. Hangi sebeple yapıyorsa yapsın. Yani polisimin öldürülmeye devamına razı değilim. Askeri- min de öldürülmesinin devamına razı değilim. Hem askerimin, hem polisimin kendisini öldürtmeyecek pozisyonlan olacaktır. Tedbir- BAŞKENTTEN AHMET TAN Eli Kırılamayan Terör... lerini almalıdırlar" Soruyoruz: — Güneydoğu'dakine benzer bir yöntem kullanılarak polisi sert- leştirmek ve halkla polisin arasını açmak hedefleri olabilir mi? "Halkla polisin arası nasıl açılacak? Halk polisin öldürülmesin- den fevkalade üzüntü duyar. Halk bundan memnuniyet duymaz ki. Açık söyleyeyim, Türk devleti mutlaka terörün üstesinden gele- cektirf' Demirel duruyor Bir cümle daha eklemek gereği duyuyor: "Ama," diyor, "hukukun içinde kalarak üstesinden gelecegiz. On- ların metodlanna başvurarak değil..." Bu ekleme, hükümetin terör karşjsındaki açmazını sergileme- ye yetiyor. Terörle herhangi bir suçla mücadele eder gibi başa çıkmak çok zor. Hatta olanaksız gibi. Olağanüstü Hal Bölgesi, uygulamaları, Devlet Güvenlik Mahkemeleri, sansür, sürgün ka- rarnameleri hep bu zorluğu aşmak içindi. Ama zorluk bugüne kadar aşılamadı, aşılamıyor. Başbakan "Niye yaptıklan benim için hiç önemli değil" diyor. Oysaki niye yaptıklannı bilmek, önlemlerin etkisini artırmak için çok gerekli. İstanbul'un on bin polise gereksinmesi olduğu açıklanmıştı. Bu saldınlarla, acaba mesleğe girmek veya İstanbul'da görev kabul etmek isteyenler caydırılmak mı isteniyor? Yoksa halen görev yapan polislerde korku, tedirginlik ve panik yaratarak sertleşmeleri ve böylece hükümetin demokratıkleşme hedefini sekteye uğratmaları mı hedef alınıyor? Bu sorulara verilecek yanıtlar, önlemlerin etkisini de belirleye- cek. Ama Başbakan, bu soruları fazla anlamlı bulmuyor. Teröristlerin ellerinin kırılacağını söylemekle yetiniyor. Oysaki, "elkırmak" için hem polis gerekli, hem polislerin yaşı- yor olmaları, hem de görevlerini "hukukun içinde kalarak" yerine getiriyor olmaları... Demirel'in dün milletvekillerinden ve milletten, "demokrasl sabrı" istemesi, bunların kolay sağlanamayacağının işareti... polisimin kenaiSIM OiaurtmeyeceK pozisyoniarı oıacaKiır. leaoır- ye yeııyor. lerurıe nemanyı uıı suvıa ıııuuaueıe ouoı yıuı utvfd oourı IOIOIIICOI, uuıııaım ıvuıay oayıauaıua; DYP, SHP ve ANAP liderleri grup toplantılannda son terör olaylarmı değerlendirdiler DemireFden OzaPa: Terörle uzlasılmazCUMHURİYET (Ankara) - Başbakan Süleyman Demirel, terörün de "afet" sayılması gerektiğini belirterek, sorunun kaynağının ANAP dönemi olduğunu söyledi. Demirel, DYP'li milletvekil- lerinin "eleştiriler altında ezilmemesini" istedi. DYP'nin dünkü Meclis grup toplantısında, çığ fe- laketinde yaşamlanm kay- bedenler için bir dakikaiık saygı duruşundan sonra kürsüye gelen Demirel, "afet" olarak nitelediği terör konusunda görüşlerini açıkladı. Terörü "hükümet değişti diye" bıçak- la keser gibi kesip atmanın olanaksız ol- duğunu söyleyen Demirel, DYP milletve- SHP lideri înönü: Demokratikleşme şampiyonuyuz CUMHURİYET(Ankara)- SHP Ge- nel Başkanı ve Başbakan Yardım- cısı Erdal Inönü, terörün önlenmesi konusunda SHP'nin "öncü görevi" üstlenmek duru- munda olduğunu söyledi. Inönü, partisinin dün yapılan Meclis grup top- lantısında konuşurken te- rör konusuna ağırhk ver- di. Bazı mületvekillerinia kış koşullan nedeniyle Do- ğu ve Güneydoğu'dan dö- nemediği için katılamadığı toplantıda, Şır- nak Milletvekili Orhan Doğan bir konuş- ma yaparak "Cumhurbaşkanı Turgut Özal'm, HEP kökenü SHP miUetvekille- rini, PKK terörüne karşı olduklannı Meclis kürsüsünden açıklamaya çağınnasını" eleştirdi. Orhan Doğan, SHP Meclis grup yönetiminin, özal'ın bu tavnna karşı ken- dilerine sahip çıkmadığmı söyledi. Erdal Inönü, Doğan'ın bu sözlerini ya- nıtlarken şöyle dedi: "özal eskı buyunu bırakmadı. Siyaset yapıyor. özal'ın bu açıklaması, toplumun çok duyarlı olduğu bir konuda yapılan bir kurnazlıktır. Partiyi küçültmek için söy- lüyor. Gerekirse arkadaşlanmın hepsi, te- röre karşı olduklannı çok net bir şekilde ortaya koymalıdırlar. Biz hep teröre kar- şı olduğumuzu, terörle hiçbir yere vanla- mayacağım söylüyoruz." Terör olaylannın, hep birlikte karşı çı- kılması gereken bir aşamaya geldiğini kay- deden tnönü, sözlerini şöyle surdürdü: "Polislerimize, erlerimize karşı saldın- lara en büyük şiddetle karşı olduğumuzu göstermek durumundayız. Polislere saldı- rı, demokratik düzene saldındır. Ülkede banşı, demokratik devletin gücüyle sağla- yabiliriz. Bunda SHP'ye büyük görev du- şüyor. Hem demokratikleşmenin şampiyo- nuyuz hem de terörün Türkiye'deki faâli- yetini durdurmada öncü görevini üstlen- mek durumundayız." Inönü konuşmasının son bölümünde olağanüstü kurultay sonuçlanna da değin- di. Deniz Baykal'm da dinlediği konuşma- smda Inönü, kurultayın, "devam eden yö- netim tartışmasına son verdiğini" ve "SHP'nin hükümette aldığı görevi onayladığını" söyledi. Kurultayın bakan- lara büyük güç verdiğini belirten tnönü, "Beni ve arkadaşlanmı yeniden seçtiğiniz için kurultaya teşekkür ediyorum" dedi. killerinden, terör konusunda ileri geri edi- lecek sözler alünda ezilmemelerini istedi. İstanbul'da büyük sıkıntıları olduğunu vurgulayan Demirel, şöyle dedi: "İstanbul, 9 milyon nüfusuyla, kanun- nizam hakimiyetini yeniden sağlayacak bir demokratik kontrol ihtiyaanda olan mer- kezimizdir. Her sene takriben 300 bin ki- şinin girdiği, çoğu gecekondu 100 bin ye- ni evin meydana geldiği İstanbul, Türki- ye'nin önünde bir problemdir. Bu prob- lem; terör, trafîk, çirkin şehirleşme, sefa- let olarak vardır. Konu MGK'nın üç top- lantısının gundemine girdi. Hukukun için- de yeni ve önemli tedbirlerin alınmasına ih- tiyaç vardır. Bu olaylar 7-8 sene cereyan edecek, ondan evvel de 'Anarşi oluyor' di- ye geleceksiniz. Parlamentoyu, siyaseti or- tadan kaldıracaksınız. Olay 1980 öncesi- sonrası tartışması değildir. Olay, terörün Türkiye'nin önünde hâlâ niye durduğudur. Savunma içinde değiliz. Bunlara sebep ol- duğumuzu kimse söyleyemez. Çünkü hiç kimse, bu kadar kısa zaman içinde, bu ka- dar bozulmaya sebep olamaz. Terör de bir afettir. Bunun doğal afetlerden farkı, ted- birinin olmasıdır." Arkadaşlarından, soruna soğukkanlı bakmalannı ve terörün amacma hizmet edecek bir durumun oluşmasma neden ol- mamalannı isteyen Demirel, ad vermeden Cumhurbaşkanı Turgut özal'ın son açık- lamalannı eleştirdi. Demirel, sözlerini şöy- le surdürdü: "Teröristler panik yaratarak, 'Acaba bunlarla boğuşmaktan başka bir çare yok mu? Daha kolay bir çare yok mu' gibi bazı kolaycı zihinleri, başka istikametlerde ça- re aramaya sevkederler. Terörün bir tane çaresi vardır, iki tane çaresi yoktur. Dün- yanın hiçbir yerinde, terörle uzlaşarak te- rörü önlemiş bir ülke yoktur. Terörle uz- laşmak kolaycüıktır, yalnız yeni terörlerin Başbakan Demirel, Davos döniişünde kendisini çığ felaketi ve polise yöneiik terör olaylannın ortasında buldu. Demirel, en büyük ağırlıgı "doğal" ve "doğal olmayan afet" diye nitelediği bu iki soruna verdi. ANAP lideri, hükümeti terör konusunda hiçbir şey yapmamakla suçladı Yılnıaz: Yapılan laf kalabalığı CUMHURİYET (Ankara) - ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, Başbakan Süleyman Demirel'i "laf kalabalığı'' yapmakla ve' 'dev- let ciddiyetinden uzak davranmakla" suçladı. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, dün topla- nan grupta yaptığı konuş- masında, son günlerde devlet güçlerine yöneiik saldınlann arttığuıa dikkat çekerek, şunjan söyledi: "Terör konusunda şimdiye kadar huku- met hiçbir ciddi tedbir almamıştır. Yapı- lan sadece laf kalabalığıdır, Sayın Başba- kan hep 'Tedbir alacağız, bu olaylar önlenecektir' diyerek aynı plağı çevirmek- tedir." Demirel'in Cumhurbaşkanı Ozal'a yo- nelik "ölümü gösterip sıtmaya razı edeceksin" biçimindeki sözlerini de eleş- tirerek, "Bu sözler yakışıkstz, devlet cid- diyeti ile bağdaşmayan ve kendisinin de daha önceki beyanları ile celişen sözlerdir" diye konuştu. Ana muhalefet olarak "devletin yüce makamlaruıı korumak, yargının bağımsız- lığını savunmak durumunda kaldıklannı söyleyerek "Bu nedenle kendilerinin dev- let partisi gibi lanse edilmek istenebileceğini" vurguladı. Yıhnaz, hükümetin bürokraside tahri- bat yaptığını belirterek konuyu TBMM gundemine getireceğini söyledi. Mesut Yılmaz, "Şimdilik sadece iddia ediyocum. önumuzdeki günlerde isim isim ispat edeceğim. Burokrasi, şimdiye kadar bu boyutta partizanca bir paylaşmaya ko- nu olmamıştır" dedi. Yılmaz, valiler kararnamesiyle ilgili ola- rak da şöyle konuştu: "Valüer kararnamesinin gecikmesinin tek sebebi, SHP ve DYP'nin valilerin pay- laşılmasında anlaşmaya varamamalarıdır. Devletin valileri, koalisyonun iki ortağı arasında paylaşılmak istenmektedır." Konuşmasında daha sonra Davos gezi- sine değinen Mesut Yılmaz, Demirel'in muhalefetteyken kullanmayacağını söyle- diği halde, Davos'a giderken Başbakanhk uçağını kullandığını hatırlatarak, "Tıpış tı- pış bindi, Davos'a gitti" dedi. Demirel'in Yunan Başbakanı ile görüş- mesini de demagojik bazı açıklamalarla anlatmaya çalıştığım söyleyen Yılmaz, 1988'de Davos'ta başlatılan diyalogun sür- dürülmesinin yararlı olduğunu, ancak Yu- nanistan'ın tutumu nedeniyle diyaiogdan olumlu bir sonuç beklenmemesi gerektiğini anlattı. ANAP grup toplantısına grup başkan- vekillerinin çağnsı üzerine bazı eski ANAP milletvekillerinin de katıldıklan görüldu. Adalet eskı Bakanı Oltan Sungurlu, Adalet Bakanlığı Müsteşan Arif Yuksel'- in görevden ahnması için hazırlanan yasa tasarısının hakim teminatını ortadan kal- dırdığını ve Adalet Bakanhğı'nı yeniden organize ettiğini anlattı. Sungurlu, Adalet BakanlığYnda görevli hakim teminatında 13 üst düzey görevunin uzaklaştırılması için yasanın getirildiğine dikkati çekerek, "Bu görevlilerin 65 yaşma kadar hiçbir şe- kilde görevden alınamamalan, siyasilerin bunlar üzerinde tasarrufta bulunamama- lan benim mantığrma da ters geliyor, ama yasa tasansı hakim teminatını ortadan kal- dırıyor" dedi. İstanbul Milletvekili Halit Dumankaya da müfettiş olarak gittiğı Tokat'ta eski mil- letvekillerinin birbirine düşmesi ve teşki- Iatın çahşmaması nedeniyle hiç milletvekili çıkanlamadığını anlattı. mayasıdır. lngilizler Londra'nın ortasın- da terörü göğüslüyorlar, ama teröriste, 'Gel kardeşim, seninle uzlaşalım' demiyor- lar. Kimse böyle şeyleri akbndan geçinne- sin. 'Biz kan davacısı değiliz' diyebilirsi- niz, ama 1984'ten 1991 sonuna kadar 3 bin kişi hayatını kaybetmiştir. Bunun 1200'0 asker ve polistir. Ondan sonra hangi as- kere, hangi polise nastl görev yaptıracak- sınız? Onun için kan dökenlere kimse hak vermemeli, arka çıkmamalı, merhamet et- memelidir. Bu iş Türkiye'de çıkmaza gir- mişse, kanı dökülen adamın hakkını ara- mak varken kan döken niye makbul olu- yor? Onu anlamadım ki... Devlet şaşkın- hğı, toplum da paniği kaldırmaz." TBMM Genel Kurulu Çağlar'ın borcıı ıçın küfurlu tarüşma CUMHURİYET (Ankara) - TBMM genel kurulunda ANAP'lı Meh- met Gedik'in Devlet Bakanı Ca- vit Çağlar hakkındaki soru öner- gesi yanıtlanırken, yine DYP ve ANAP'hlar arasında küfürlü tartışmalaroldu. Devlet Bakanı ve Hükümet Sozcüsu Akın Gönen, Gedik'in, Çağlar'ın vergi ve SSK borçlan olup olmadığına ilişkin soru önergesini yanıtladı. Gönen, Çağlar'ın Ye- şim, Beysoylar, Gedik, Olay, Aksoylar, Mentaş, Demirtaş, Nergiz adlannda çeşitli şirketleri bulunduğunu, Çağlar'ın devret- tiği bu şirketlerin vergi veya SSK prim ve gecikme zammı borçlan bulunmadığını söyledi. Gönen, Bankalar Yasası uyann- ca Çağlar'ın şirketlerinin bankalara olan borçlan konusunda bilgi aiınamadığını kaydetti. ANAP Bursa Milletvekili Mehmet Ge- dik, bakanın yanıtuun kendisini tatmin et- mediğini belirterek söz aldı. Gedik kürsü- deyken, DYP Bursa Milletvekili Kadri Güçlü oturduğu yerden ayağa kalkarak "Aptes aldın mı" sorusunu yöneltti. ANAP Bursa Milletvekili Feridun Pehli- van da "Neden aptes alsın" diye sorunca Güçlü, "O peygamber, peygamberin adı- nı ağzına alması için aptesli olmalı" yanı- tmı verdi. Pehlivan bunun üzerine "Ne bi- cim konuşuyorsun" diye bağırdı. Güçlü ise, Pehlivan'a "pezevenk sen de" karşı- lığım verdi. Oturumu yöneten DYP'li Yüdınm Av- cı karşüıklı atışmalan yatıştırdıktan son- ra ANAP'ü Gedik konusmaya başladı. Gedik, soru önergelerinin Çağlar'ı "rahatsız" ettiğini belirterek, Çağlar'la U- güi sorulanna başka bakanlann yamt ver- mesini yadırgadığını ifade etti. Meclis'ten notlar SHP'de aüşma DYP'de azariama CUMHURİYET (Ankara) - DYP gnı- bunun basına kapalı olan bölümünde iş- sizlik konusu görüşuldü ve üç milletveküi bu konuda söz aldı. Ancak milletvekille- rinin bu sırada özel işlerini vericalannıko- nuşmak için bakanlann etrafım sanp, kür- süde konuşan milletvekillerini dinlememe- leri Demirel'i sinirlendirdi. Demirel, mil- letvekilerjni, "Ben kürsüden indikten sonra konuşanlan dinlemiyorsunuz. Bakın ben burada kaldım, dinliyorum. Konuşan ar- kadaşlannıza karşı nezaketli olun" diyerek azarladı. Demirel, milletvekillerinin yolsuz- luk dosyalan üzerine konuşmalannı da eleştirerek, "Size, 'yolsuzluk dosyalan üze- rine konuşmayın' dedim ancak 'üzerine gitmeyin' demedim. Konuşulunca, olay si- yasi polemik haline geliyor. Başka macra- lara giriyor" dedi. TBMM Insan Haklan Komisyonu Baş- kanı SHP Mardin Milletvekili Ahmet Türk, Meclis kulisinde Bayındırlık ve Is- kân Bakanı Onur Kumbaracıbaşı ile tartıştı. Ahmet Türk, kuliste bakan Kumbaracı- başı ile karşılaşınca bakanbğın bir genel müdürlüğüne önerdikleri atama işinin du- rumunu sordu. Kumbaracıbaşı Türk'e ön- ce, "O iş olmaz" yanıtını verdi. Türk, söz- konusu atama isteğini yineleyince, bakan Kumbaracıbaşı sert bir biçimde, "Ne o, ba- na baskı mı yapıyorsun?" diye bağırdı. Türk de bakana, "Sana niye baskı ya- pabm? Ne biçim bakansın?" karşıhğmı ve- rince ortam sertleşti. Bakan ile Türk'ün karşılıklı atışmalan üzerine bazı SHP mil- letvekilleri araya girerek Türk'ü bakanın yanından uzaklaştırdılar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle