Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
: 5Şubatl992 haberler Cumhuriyet5
Muşta ötöürme
iddıası
• CUMHURİYET (Ankara) - SHP
Muş Mifletvekili Muzaffer Demir,
Muş'ta A.Refik Akın adlı bir
vatandaşın güvenlik kuvvetlerince
dayak atılması nedeniyle öldüğünü
söyledi. Demir, Akın'ın öldürülmesi
konusunda Muş Valisi ve Cumhuriyet
Başsavası ile göriiştüğünü ve olay
konusunda soruşturma açıldığuun
i belirtildiğini aktardı. Demir, olayı
Cumhurıyet'e şöyle anlattı: "29 Ocak
1992 günü güvenlik güçleri Korkut
•• ilçesine bağlı Sazlıbaşı Köyü'ne arama
yapmak amacıyla gitmişler, önce
köylülere topluca bir meydan dayağı
atmışlar, sonra A.Refik Akın'ın
evinde bir adet Kalaşnikof bulmuşlar.
Bunun üzerine Akın'ı çmlçıplak
-» soyup karlar üzerine yatırmışlar.
Dayak atmışlar. Sonra fenalaşması
- üzerine Elazığ Devlet Hastanesi'nde
•> kaldınlmış, 1 şubatta da ölmüş!'
Yürüyüşçülere beraat
• UBA (Ankara) - Jürkiye Büyük
Millet Meclisi'ne yürüdükleri ve
toplantı ile gösteri yürüyüşleri yasasını
ihlal ettikleri gerekçesiyle haklannda
• dava açılan 111 sanık beraat etti.
Ankara Devlet Güvenlik
Mahkemesi'nin görevsizlik karan
1
vermesinden sonra davaya bakan
Ankara Yedınci Asliye Ceza
Mahkemesi'nde sanıklarla ilgili
iddialar ve savunmalar değerlendirildi.
- AvukatlardanMustafa Demir,
"Meclis yürüyüşçüsü" diye
tanımlanan sanıklann 10 Haziran
1991 günüTürkiye Büyük Millet
Meclisı Insan Haklan Komisyonu
, Başkanı Eyüp Aşık ve üyelerinden
J randevu alarak Meclis'e gittiklerini,
bunun suç olmadığmı belirterek
suçlarnalan reddetti.
Erdem'e dava
• AA (Ankara) - Ankara Cumhuriyet
Başsavcılığı, SHP ile bu partinin
Denizli Milletvekili Adnan Keskin'in
f ayn ayn yaptıklan suç duyurulan
| üzerine, seçim döneminde tarafsız
Jj yayın ilkelerine aykın hareket ettikleri
" gerekçesiyle, TRT Genel Müdürü
Kerim Aydm Erdem ileeski TRT
Haber Dairesi Başkanı Savaş Kıratlı
haklannda ceza davası açtı. Ankara
Cumhuriyet Savcılanndan Mehmet
özten tarafından hazırlanan
iddıanamede, sanıklann, milletvekili
seçimi döneminde tarafsız yayın
ilkelenne uymadıklan ve suçu çeşitli
kereler birden çok işledikleri belirtildı.
Anti-teröpe muhalefet
• tç Politika Servisi - İstanbul Devlet
Güvenlik Mahkemesi'nde dün yapılan
duruşmada, Fransız Haber Ajansı
•"- AFP muhabın Ragıp Duran, avukat
Eşber Yağmurdereli ve Hava-lş
Sendikası Başkanı Atılay Ayçin,
"Devletin bölünmez bütünlüğü
aleyhinepropaganda" yapmak
iddiasıyla yargılandı. Savcının
hazırladığı iddianamede, 3 sanığın, 8
Eylül 1991 günü Insan Haklan
' DerneğTnin Istanbul'da düzeniediği
- "Temel Hak ve Özgürlükler" konulu
- mitingde yaptıklan konuşmalarla,
- 3713sayılıanti-teröryasasına
î muhalefet ettikleri öne sürüldü. Her üç
sanık da iddialan reddederek,
bölücülük yapmadıklannı,
' "Kürdistan"sözcüğünüyazmakyada
- telaffuz etmekle suç işlenemeyeceğini1
söyledıler. Savunma avukatlan,
sanıklann yargılandığı anti-terör
yasasının halen Anayasa
Mahkemesi'nde incelendiğini
haürlatülar ve bu davayı etkilediğini
söylediler.
Yurt dışındaki îşçiler
• ANKA (Ankara) - ANAP yurt
dışındaki Türk işçrierinin sorunlan
* konusunda Meclis araştırması istedi.
ANAP Kütahya Milletvekili Mustafa
Kalemlı ve arkadaşlan tarafından
TBM M Başkanlığı'na verilen Meclis
' araştırması önergesinde, Batı Avrupa
-' ülkeleri başta olmak üzere Suudi
Arabistan, Libya gıbi Arap ülkeleri ile
Bağımsız Devletler Topluluğu'nda
yaşayan Türklerin sayısımn aıleleriyle
bırlikte 3 milyona ulaştığı belirtildi.
Durukan'dan çağrı
• AA (tzmir) - Türk Harb-lş Sendikası
Genel Başkanı Kenan Durukan,
ı "Toplum kesimlennin tümünü, teröre
s karşı olmaya, demokratik hak ve
- özgürlüklerle, anarşi ve terörü
- bırbırinden ayırmaya çağınyoruz"
dedi. Harb-İş Sendikası Başkanlar
Kurulu toplantısı, İzmir'de başladı.
Toplanüda konuşan Genel Başkan
Durukan, Güneydoğu bölgesınde,
s
bölge halkının PKK belasından
T kurtanlması gerektığmı söyledi.
Perinçekin iddiası
• CUMHURİYET (Kayseri) - SP
Genel Başkanı Doğu Perinçek,
devletin ılkbaharda Güneydoğu'da
büyük bir Kürt imha planını
' uygulamaya koyacağını öne sürdü.r
Perinçek, "Amabiz bir tek Kürt
" kardeşimizin burnundaki kıla bile
dokundurmayız. Ölen Mehmetçik de
gerillalar da bizim kardeşimizdir"
dedi. Sosyalist Parti tarafından
ı Kayseri'de bir düğün salonunda
- düzenlenenveçoksayıdayerlive
" yabana sanatçının katıldığı
"Enternasyonal Şenliği 92"nin açıhş
* konuşmasını yapan Sosyalist Parti
f Genel Başkanı Doğu Perinçek, parti
olarak kendilerinin "Kürt davasmı"
bir namus davası olarak kabul
: ettiklerini açıkladı. Perinçek, bugüne
* kadar Türklerle Kürtlerin kardeş
yaşaJığmı belirterek, "önümüzdeki
* ilkbahardan itibaren devlet
Güneydoğu'da bir Kürt imha planı
hazırhyor " dedi.
S
alı günleri Ankara'nın konuşma günüdür. Parti liderleri
Meclis'te milletvekillerine konuşurlar. Milletvekilleri Mec-
lis kürsüsünden gündem dışı konuşurlar. Gündem dışı ko-
nuşmalara karşı da, Bakanlar konuşurlar.
Bu konuşmalar arasında da gazeteciler hepsiyle konuşurlar.
Dün de oyle oldu.
Başbakan, DYP'lı milletvekillerine konuştu. Çıkışta da biz ken-
disiyle konuştuk.
Sorduk:
— Terörûn istanbul'da yalnızca polislere yönelmesinin nedeni,
İstanbul'u da Güneydoğu Bölgesi'ne çevirmek için mi? Sizce po-
lislerin öldürülmesinin ana hedefi, polisi kışkırtmak, sertleştirmek
ve böylece sizin uygulamak istediğiniz şeffaflık ve yumuşaklık po-
litikasını baltalamak mı?
Soru uzun olunca yanıt da uzun oluyor:
"Vallahi böyle bir yoruma neden ihtiyaç görülüyor anlamıyorum.
Adarn gelip 3 tane polisi şehit ediyor. Neye yaptığı benim için hiç
önemli değil. Ellerinin kınlması lazım. Yani polisimi şehit eden ada-
ma bir mazeret bulmam mumkün değil. Hangi sebeple yapıyorsa
yapsın. Yani polisimin öldürülmeye devamına razı değilim. Askeri-
min de öldürülmesinin devamına razı değilim. Hem askerimin, hem
polisimin kendisini öldürtmeyecek pozisyonlan olacaktır. Tedbir-
BAŞKENTTEN
AHMET TAN
Eli Kırılamayan Terör...
lerini almalıdırlar"
Soruyoruz:
— Güneydoğu'dakine benzer bir yöntem kullanılarak polisi sert-
leştirmek ve halkla polisin arasını açmak hedefleri olabilir mi?
"Halkla polisin arası nasıl açılacak? Halk polisin öldürülmesin-
den fevkalade üzüntü duyar. Halk bundan memnuniyet duymaz
ki. Açık söyleyeyim, Türk devleti mutlaka terörün üstesinden gele-
cektirf'
Demirel duruyor Bir cümle daha eklemek gereği duyuyor:
"Ama," diyor, "hukukun içinde kalarak üstesinden gelecegiz. On-
ların metodlanna başvurarak değil..."
Bu ekleme, hükümetin terör karşjsındaki açmazını sergileme-
ye yetiyor. Terörle herhangi bir suçla mücadele eder gibi başa
çıkmak çok zor. Hatta olanaksız gibi. Olağanüstü Hal Bölgesi,
uygulamaları, Devlet Güvenlik Mahkemeleri, sansür, sürgün ka-
rarnameleri hep bu zorluğu aşmak içindi. Ama zorluk bugüne
kadar aşılamadı, aşılamıyor.
Başbakan "Niye yaptıklan benim için hiç önemli değil" diyor.
Oysaki niye yaptıklannı bilmek, önlemlerin etkisini artırmak için
çok gerekli.
İstanbul'un on bin polise gereksinmesi olduğu açıklanmıştı.
Bu saldınlarla, acaba mesleğe girmek veya İstanbul'da görev
kabul etmek isteyenler caydırılmak mı isteniyor?
Yoksa halen görev yapan polislerde korku, tedirginlik ve panik
yaratarak sertleşmeleri ve böylece hükümetin demokratıkleşme
hedefini sekteye uğratmaları mı hedef alınıyor?
Bu sorulara verilecek yanıtlar, önlemlerin etkisini de belirleye-
cek.
Ama Başbakan, bu soruları fazla anlamlı bulmuyor.
Teröristlerin ellerinin kırılacağını söylemekle yetiniyor.
Oysaki, "elkırmak" için hem polis gerekli, hem polislerin yaşı-
yor olmaları, hem de görevlerini "hukukun içinde kalarak" yerine
getiriyor olmaları...
Demirel'in dün milletvekillerinden ve milletten, "demokrasl
sabrı" istemesi, bunların kolay sağlanamayacağının işareti...
polisimin kenaiSIM OiaurtmeyeceK pozisyoniarı oıacaKiır. leaoır- ye yeııyor. lerurıe nemanyı uıı suvıa ıııuuaueıe ouoı yıuı utvfd oourı IOIOIIICOI, uuıııaım ıvuıay oayıauaıua;
DYP, SHP ve ANAP liderleri grup toplantılannda son terör olaylarmı değerlendirdiler
DemireFden OzaPa: Terörle uzlasılmazCUMHURİYET (Ankara) - Başbakan Süleyman Demirel, terörün
de "afet" sayılması gerektiğini belirterek, sorunun kaynağının
ANAP dönemi olduğunu söyledi. Demirel, DYP'li milletvekil-
lerinin "eleştiriler altında ezilmemesini" istedi.
DYP'nin dünkü Meclis
grup toplantısında, çığ fe-
laketinde yaşamlanm kay-
bedenler için bir dakikaiık
saygı duruşundan sonra
kürsüye gelen Demirel,
"afet" olarak nitelediği
terör konusunda görüşlerini açıkladı.
Terörü "hükümet değişti diye" bıçak-
la keser gibi kesip atmanın olanaksız ol-
duğunu söyleyen Demirel, DYP milletve-
SHP lideri înönü:
Demokratikleşme
şampiyonuyuz
CUMHURİYET(Ankara)- SHP Ge-
nel Başkanı ve Başbakan Yardım-
cısı Erdal Inönü, terörün
önlenmesi konusunda SHP'nin
"öncü görevi" üstlenmek duru-
munda olduğunu söyledi.
Inönü, partisinin dün
yapılan Meclis grup top-
lantısında konuşurken te-
rör konusuna ağırhk ver-
di. Bazı mületvekillerinia
kış koşullan nedeniyle Do-
ğu ve Güneydoğu'dan dö-
nemediği için katılamadığı toplantıda, Şır-
nak Milletvekili Orhan Doğan bir konuş-
ma yaparak "Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'm, HEP kökenü SHP miUetvekille-
rini, PKK terörüne karşı olduklannı Meclis
kürsüsünden açıklamaya çağınnasını"
eleştirdi. Orhan Doğan, SHP Meclis grup
yönetiminin, özal'ın bu tavnna karşı ken-
dilerine sahip çıkmadığmı söyledi.
Erdal Inönü, Doğan'ın bu sözlerini ya-
nıtlarken şöyle dedi:
"özal eskı buyunu bırakmadı. Siyaset
yapıyor. özal'ın bu açıklaması, toplumun
çok duyarlı olduğu bir konuda yapılan bir
kurnazlıktır. Partiyi küçültmek için söy-
lüyor. Gerekirse arkadaşlanmın hepsi, te-
röre karşı olduklannı çok net bir şekilde
ortaya koymalıdırlar. Biz hep teröre kar-
şı olduğumuzu, terörle hiçbir yere vanla-
mayacağım söylüyoruz."
Terör olaylannın, hep birlikte karşı çı-
kılması gereken bir aşamaya geldiğini kay-
deden tnönü, sözlerini şöyle surdürdü:
"Polislerimize, erlerimize karşı saldın-
lara en büyük şiddetle karşı olduğumuzu
göstermek durumundayız. Polislere saldı-
rı, demokratik düzene saldındır. Ülkede
banşı, demokratik devletin gücüyle sağla-
yabiliriz. Bunda SHP'ye büyük görev du-
şüyor. Hem demokratikleşmenin şampiyo-
nuyuz hem de terörün Türkiye'deki faâli-
yetini durdurmada öncü görevini üstlen-
mek durumundayız."
Inönü konuşmasının son bölümünde
olağanüstü kurultay sonuçlanna da değin-
di. Deniz Baykal'm da dinlediği konuşma-
smda Inönü, kurultayın, "devam eden yö-
netim tartışmasına son verdiğini" ve
"SHP'nin hükümette aldığı görevi
onayladığını" söyledi. Kurultayın bakan-
lara büyük güç verdiğini belirten tnönü,
"Beni ve arkadaşlanmı yeniden seçtiğiniz
için kurultaya teşekkür ediyorum" dedi.
killerinden, terör konusunda ileri geri edi-
lecek sözler alünda ezilmemelerini istedi.
İstanbul'da büyük sıkıntıları olduğunu
vurgulayan Demirel, şöyle dedi:
"İstanbul, 9 milyon nüfusuyla, kanun-
nizam hakimiyetini yeniden sağlayacak bir
demokratik kontrol ihtiyaanda olan mer-
kezimizdir. Her sene takriben 300 bin ki-
şinin girdiği, çoğu gecekondu 100 bin ye-
ni evin meydana geldiği İstanbul, Türki-
ye'nin önünde bir problemdir. Bu prob-
lem; terör, trafîk, çirkin şehirleşme, sefa-
let olarak vardır. Konu MGK'nın üç top-
lantısının gundemine girdi. Hukukun için-
de yeni ve önemli tedbirlerin alınmasına ih-
tiyaç vardır. Bu olaylar 7-8 sene cereyan
edecek, ondan evvel de 'Anarşi oluyor' di-
ye geleceksiniz. Parlamentoyu, siyaseti or-
tadan kaldıracaksınız. Olay 1980 öncesi-
sonrası tartışması değildir. Olay, terörün
Türkiye'nin önünde hâlâ niye durduğudur.
Savunma içinde değiliz. Bunlara sebep ol-
duğumuzu kimse söyleyemez. Çünkü hiç
kimse, bu kadar kısa zaman içinde, bu ka-
dar bozulmaya sebep olamaz. Terör de bir
afettir. Bunun doğal afetlerden farkı, ted-
birinin olmasıdır."
Arkadaşlarından, soruna soğukkanlı
bakmalannı ve terörün amacma hizmet
edecek bir durumun oluşmasma neden ol-
mamalannı isteyen Demirel, ad vermeden
Cumhurbaşkanı Turgut özal'ın son açık-
lamalannı eleştirdi. Demirel, sözlerini şöy-
le surdürdü:
"Teröristler panik yaratarak, 'Acaba
bunlarla boğuşmaktan başka bir çare yok
mu? Daha kolay bir çare yok mu' gibi bazı
kolaycı zihinleri, başka istikametlerde ça-
re aramaya sevkederler. Terörün bir tane
çaresi vardır, iki tane çaresi yoktur. Dün-
yanın hiçbir yerinde, terörle uzlaşarak te-
rörü önlemiş bir ülke yoktur. Terörle uz-
laşmak kolaycüıktır, yalnız yeni terörlerin
Başbakan Demirel, Davos döniişünde kendisini çığ felaketi ve polise yöneiik terör olaylannın ortasında buldu.
Demirel, en büyük ağırlıgı "doğal" ve "doğal olmayan afet" diye nitelediği bu iki soruna verdi.
ANAP lideri, hükümeti terör konusunda hiçbir şey yapmamakla suçladı
Yılnıaz: Yapılan laf kalabalığı
CUMHURİYET (Ankara) - ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz,
Başbakan Süleyman Demirel'i "laf kalabalığı'' yapmakla ve' 'dev-
let ciddiyetinden uzak davranmakla" suçladı.
ANAP Genel Başkanı
Mesut Yılmaz, dün topla-
nan grupta yaptığı konuş-
masında, son günlerde
devlet güçlerine yöneiik
saldınlann arttığuıa dikkat
çekerek, şunjan söyledi:
"Terör konusunda şimdiye kadar huku-
met hiçbir ciddi tedbir almamıştır. Yapı-
lan sadece laf kalabalığıdır, Sayın Başba-
kan hep 'Tedbir alacağız, bu olaylar
önlenecektir' diyerek aynı plağı çevirmek-
tedir."
Demirel'in Cumhurbaşkanı Ozal'a yo-
nelik "ölümü gösterip sıtmaya razı
edeceksin" biçimindeki sözlerini de eleş-
tirerek, "Bu sözler yakışıkstz, devlet cid-
diyeti ile bağdaşmayan ve kendisinin de
daha önceki beyanları ile celişen sözlerdir"
diye konuştu.
Ana muhalefet olarak "devletin yüce
makamlaruıı korumak, yargının bağımsız-
lığını savunmak durumunda kaldıklannı
söyleyerek "Bu nedenle kendilerinin dev-
let partisi gibi lanse edilmek
istenebileceğini" vurguladı.
Yıhnaz, hükümetin bürokraside tahri-
bat yaptığını belirterek konuyu TBMM
gundemine getireceğini söyledi.
Mesut Yılmaz, "Şimdilik sadece iddia
ediyocum. önumuzdeki günlerde isim isim
ispat edeceğim. Burokrasi, şimdiye kadar
bu boyutta partizanca bir paylaşmaya ko-
nu olmamıştır" dedi.
Yılmaz, valiler kararnamesiyle ilgili ola-
rak da şöyle konuştu:
"Valüer kararnamesinin gecikmesinin
tek sebebi, SHP ve DYP'nin valilerin pay-
laşılmasında anlaşmaya varamamalarıdır.
Devletin valileri, koalisyonun iki ortağı
arasında paylaşılmak istenmektedır."
Konuşmasında daha sonra Davos gezi-
sine değinen Mesut Yılmaz, Demirel'in
muhalefetteyken kullanmayacağını söyle-
diği halde, Davos'a giderken Başbakanhk
uçağını kullandığını hatırlatarak, "Tıpış tı-
pış bindi, Davos'a gitti" dedi.
Demirel'in Yunan Başbakanı ile görüş-
mesini de demagojik bazı açıklamalarla
anlatmaya çalıştığım söyleyen Yılmaz,
1988'de Davos'ta başlatılan diyalogun sür-
dürülmesinin yararlı olduğunu, ancak Yu-
nanistan'ın tutumu nedeniyle diyaiogdan
olumlu bir sonuç beklenmemesi gerektiğini
anlattı.
ANAP grup toplantısına grup başkan-
vekillerinin çağnsı üzerine bazı eski ANAP
milletvekillerinin de katıldıklan görüldu.
Adalet eskı Bakanı Oltan Sungurlu,
Adalet Bakanlığı Müsteşan Arif Yuksel'-
in görevden ahnması için hazırlanan yasa
tasarısının hakim teminatını ortadan kal-
dırdığını ve Adalet Bakanhğı'nı yeniden
organize ettiğini anlattı. Sungurlu, Adalet
BakanlığYnda görevli hakim teminatında
13 üst düzey görevunin uzaklaştırılması
için yasanın getirildiğine dikkati çekerek,
"Bu görevlilerin 65 yaşma kadar hiçbir şe-
kilde görevden alınamamalan, siyasilerin
bunlar üzerinde tasarrufta bulunamama-
lan benim mantığrma da ters geliyor, ama
yasa tasansı hakim teminatını ortadan kal-
dırıyor" dedi.
İstanbul Milletvekili Halit Dumankaya
da müfettiş olarak gittiğı Tokat'ta eski mil-
letvekillerinin birbirine düşmesi ve teşki-
Iatın çahşmaması nedeniyle hiç milletvekili
çıkanlamadığını anlattı.
mayasıdır. lngilizler Londra'nın ortasın-
da terörü göğüslüyorlar, ama teröriste,
'Gel kardeşim, seninle uzlaşalım' demiyor-
lar. Kimse böyle şeyleri akbndan geçinne-
sin. 'Biz kan davacısı değiliz' diyebilirsi-
niz, ama 1984'ten 1991 sonuna kadar 3 bin
kişi hayatını kaybetmiştir. Bunun 1200'0
asker ve polistir. Ondan sonra hangi as-
kere, hangi polise nastl görev yaptıracak-
sınız? Onun için kan dökenlere kimse hak
vermemeli, arka çıkmamalı, merhamet et-
memelidir. Bu iş Türkiye'de çıkmaza gir-
mişse, kanı dökülen adamın hakkını ara-
mak varken kan döken niye makbul olu-
yor? Onu anlamadım ki... Devlet şaşkın-
hğı, toplum da paniği kaldırmaz."
TBMM Genel Kurulu
Çağlar'ın borcıı
ıçın küfurlu
tarüşma
CUMHURİYET (Ankara) - TBMM
genel kurulunda ANAP'lı Meh-
met Gedik'in Devlet Bakanı Ca-
vit Çağlar hakkındaki soru öner-
gesi yanıtlanırken, yine DYP ve
ANAP'hlar arasında küfürlü
tartışmalaroldu.
Devlet Bakanı ve Hükümet Sozcüsu
Akın Gönen, Gedik'in, Çağlar'ın vergi ve
SSK borçlan olup olmadığına ilişkin soru
önergesini yanıtladı. Gönen, Çağlar'ın Ye-
şim, Beysoylar, Gedik, Olay, Aksoylar,
Mentaş, Demirtaş, Nergiz adlannda çeşitli
şirketleri bulunduğunu, Çağlar'ın devret-
tiği bu şirketlerin vergi veya SSK prim ve
gecikme zammı borçlan bulunmadığını
söyledi. Gönen, Bankalar Yasası uyann-
ca Çağlar'ın şirketlerinin bankalara olan
borçlan konusunda bilgi aiınamadığını
kaydetti.
ANAP Bursa Milletvekili Mehmet Ge-
dik, bakanın yanıtuun kendisini tatmin et-
mediğini belirterek söz aldı. Gedik kürsü-
deyken, DYP Bursa Milletvekili Kadri
Güçlü oturduğu yerden ayağa kalkarak
"Aptes aldın mı" sorusunu yöneltti.
ANAP Bursa Milletvekili Feridun Pehli-
van da "Neden aptes alsın" diye sorunca
Güçlü, "O peygamber, peygamberin adı-
nı ağzına alması için aptesli olmalı" yanı-
tmı verdi. Pehlivan bunun üzerine "Ne bi-
cim konuşuyorsun" diye bağırdı. Güçlü
ise, Pehlivan'a "pezevenk sen de" karşı-
lığım verdi.
Oturumu yöneten DYP'li Yüdınm Av-
cı karşüıklı atışmalan yatıştırdıktan son-
ra ANAP'ü Gedik konusmaya başladı.
Gedik, soru önergelerinin Çağlar'ı
"rahatsız" ettiğini belirterek, Çağlar'la U-
güi sorulanna başka bakanlann yamt ver-
mesini yadırgadığını ifade etti.
Meclis'ten notlar
SHP'de aüşma
DYP'de azariama
CUMHURİYET (Ankara) - DYP gnı-
bunun basına kapalı olan bölümünde iş-
sizlik konusu görüşuldü ve üç milletveküi
bu konuda söz aldı. Ancak milletvekille-
rinin bu sırada özel işlerini vericalannıko-
nuşmak için bakanlann etrafım sanp, kür-
süde konuşan milletvekillerini dinlememe-
leri Demirel'i sinirlendirdi. Demirel, mil-
letvekilerjni, "Ben kürsüden indikten sonra
konuşanlan dinlemiyorsunuz. Bakın ben
burada kaldım, dinliyorum. Konuşan ar-
kadaşlannıza karşı nezaketli olun" diyerek
azarladı. Demirel, milletvekillerinin yolsuz-
luk dosyalan üzerine konuşmalannı da
eleştirerek, "Size, 'yolsuzluk dosyalan üze-
rine konuşmayın' dedim ancak 'üzerine
gitmeyin' demedim. Konuşulunca, olay si-
yasi polemik haline geliyor. Başka macra-
lara giriyor" dedi.
TBMM Insan Haklan Komisyonu Baş-
kanı SHP Mardin Milletvekili Ahmet
Türk, Meclis kulisinde Bayındırlık ve Is-
kân Bakanı Onur Kumbaracıbaşı ile
tartıştı.
Ahmet Türk, kuliste bakan Kumbaracı-
başı ile karşılaşınca bakanbğın bir genel
müdürlüğüne önerdikleri atama işinin du-
rumunu sordu. Kumbaracıbaşı Türk'e ön-
ce, "O iş olmaz" yanıtını verdi. Türk, söz-
konusu atama isteğini yineleyince, bakan
Kumbaracıbaşı sert bir biçimde, "Ne o, ba-
na baskı mı yapıyorsun?" diye bağırdı.
Türk de bakana, "Sana niye baskı ya-
pabm? Ne biçim bakansın?" karşıhğmı ve-
rince ortam sertleşti. Bakan ile Türk'ün
karşılıklı atışmalan üzerine bazı SHP mil-
letvekilleri araya girerek Türk'ü bakanın
yanından uzaklaştırdılar.