03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 Cumhuriyet haberler 5Şubatl992 Hükümet, umreye tur düzenleme yetkisini yasaya aykın bir şekilde bütün gerçek ve tüzel kişilere tanıdı Yanlışkarar ıınıreden dönüyorCUMHURtYET (Ankara) - Bakanlar Kurulu, sadece seyahat acente- lerine tanınmış olan umre turlannı düzenleme yetkisini, yasaya aykın plarak bütün gerçek ve tüzel kuruluşlara verdi. Ancak Di- yanet İşleri Başkanhğı, Bakanlar Kurulu karannın yasaya aykın olduğunun farkına vannca yeni çalışmalara başladı. Bakanlar Kurulu'nun seyahat acente- lerinin tepkisine yoi açan karan, Diya- net İşleri Başkanhğı'ndan sorumlu Dev- let Bakanı Ekrem Ceyhun'un isteği üzerine alındı. Diyanet İşleri Başkan- hğı'nca hazırlanan "Hac seyahati ile il- gili işlerin Diyanet İşleri Başkanlığı'nca yürütülmesine ilişkin kararda değişiklik yapılması hakkında karar" 28 Ocak 1992 tarihli Resmi Gazete'de yayvmla.- narak yürürlüğe girdi. Yapılan değişik- lik şöyle: "Hac seyahati ile ilgili işler 633 sayıb Diyanet İşleri Başkanhğı Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanun'un 1. maddesi uyannca hazırlanan bu karar esaslanna göre Diyanet İşleri Başkan- lığı'nca yürütülür. Umre ziyaretleri ise adı geçen başkanhkça düzenlenebileceği gibi gerçek veya tûzel kişilerce de düzen- lenebilir veya vatandaşlarca genel hü- kümlere göre serbest bırakıhr." Ne var ki Diyanet bu yeni düzenle- meyle, "Bakanlar Kurulu karan gere- ğince sadece havayoluyla umre turlan düzenleyebüen seyahat acentelerine ka- rayoluyla tur düzenleme olanağının da sağlanmasmı" amaçlarken yanlışlıkla 1618 sayılı Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği ve Seyahat Acenteleri Kanunu'na aykın olarak "gerçek ve tüzel kişiler de tur düzenler" hükmünü getirdi. Seyahat acenteleri, yurtdışına tur dü- zenleme ayncalıklannı ortadan kaldıran hükme tepki gösterdiler. Eski Türkiye Seyahat Acenteleri, Birliği (TÜRSAB) Başkam ve ANAP İstanbul Milletvekili Banattin Yücel, insanlann özgürce iste- diği yeri gezme hakkı bulunduğunu, ancak yapılan düzenlemeyle yasayla da- ha önce seyahat acentelerine tanınan yurtdışına gezi düzenleme yetkisinin çiğ- nendiğini söyledi. Bu karardan sonra seyahat acentesi kurmanm hiçbir avan- tajı kalmadığını ifade eden Yücel, "Ba- kanlar Kurulu kararında 'gerçek ve tüzel kişiler umre turu düzenler denili- yor. Bu, bakkal da kasap da kalkıp, gezi düzenleyebıhr demektir" dedi. Böyle bir düzenlemeyle cemaatlere destek verilmiş olduğunu savunan Yücel şöyle devam etti: "Bu düzenlemenin ce- maatlere ve bazı topluluklara şirin gö- rünmekten başka bir amacı olamaz." TÜRSAB'm böyle bir düzenlemeyi ön- lemek içîn yaptığı girişimlerin de sonuç- suz kaldıgmı ifade eden Yücel, "Haksız rekabete yol açan ve yasaya aykın bu uygulamadan en kısa sürede vazgeçil- mesini bekliyoruz" diye konuştu. TURSAB Başkanı Başaran Ulusoy ise Devlet Bakanı Ekrem Ceyhun'a yaz- dığı mektupta şöyle dedi: "Bakanlar Kurulumuzun bu karan ile 1618 sayılı yasa hükümleri ihlal edil- mekte, bu yasaya aykın bir uygulamaya yol açılmakta, seyahat acentesi işletme belgesi sahibi olmadığı halde, kişi ve ku- ruluşlara yurtdışında tur düzenleme gibi yasal olmayan bir imkân tanınmakta- dır. Herhangi bir gerçek veya tüzel kişinin hiçbir denetime tabi olmadan binlerce, hatta onbinlerce Türk vatandaşını 'um- re ziyaretine'götüreceğim' vaat ve taah- hüdü ile Suudi Arabistan çöllerinde aç ve susuz bırakmayacağını gözardı ede- meyiz. Memleketimizde yaşanmış ban- kerlik facıalan gibi ileride umre ziyareti- ne bu gibi yasal olmayan kişi ve kuruluş- lann düzenleyecekleri turlarla gidecek- lerin maruz kalacaklan büyük mağduri- yetlerin görülebileceğini şimdiden ifade etmemiz kötü ve olumsuz bir kehanet olarak yorumlanmamalıdır." Çelebi Turizm Genel Müdürü Turgay Kuttaş ise her seyahat acentesine umre seyahati düzenleme izninin verilmemesi gerektiğini ve bir kota belirlenmesi ge- rektiğini vurguladı. Kuttaş, şunlan söy- ledi: "örneğin en az yılda bir milyon dolar getiren acentelere verilmeli bu hak. Her seyahat acentesi bu işe kalkışır- sa sağlıklı sonuç alınamaz." Diyanet İşleri Başkanhğı, karann ya- saya aykın olduğunu saptaması üzerine yeni bir düzenleme için çalışma başlattı. Çalışmalann sonuçlandınlmasmın ar- dından yeni bir Bakanlar Kurulu karan çıkanlarak, yapılan hatanın düzeltilme- si bekleniyor. Bebeğe işkence iddiası Atina'da fılm skandah büyüyor AA (Atina) - Yunanistan'da bir fılm çekimi sırasında, 18 aylık bebeğe iş- kence yapıldığı iddialanna yönelik tep- kiler giderek büyüyor. Yunanistan Kültür Bakanı Anna Psaruda Benaki, olayı tüm aynntılan ile araştıracaklannı açıkladı. Bakanlı- ğın sinema danışmam Apostolos Dok- siadis, Avrupa Topluluğu'nun (AT) bu konudaki yasalannın küçük çocukla- nn kullanıldıgı porno içerikli filmlere devlet desteği verilmesini yasakladığını belirtti. Doksiadis, olay karşısında sanat çevrelerinin takındığı tutumu protesto amaayla görevinden de istifa etti. Söz konusu filmin masraflan devlet desteğindeki Sinema Demeği tarafın- dan karşılanmıştı. Psikologlar küçük çocuğun ruhunda derin yaralar açan bu deneyimin etki- sinden uzun süre kurtulamayacağını söylediler. Atina Çocuk Hastanesi psi- koloğu Magda Liakopulos, 18 aylık bebeğin gözü önünde gerçekleştirilen şiddetli aşk sahnelerinin, çocuğun bey- nine kazındığını savundu. Çocuğun annesi Eleni Kamburi (22) ise gazetecilere yaptığı açıklamada, ço- cuğun ağlama sahnesinin yalnızca elin- den oyuncaklan ahnarak sağlandığını söyledi. Kamburi "Sevişme sahnesine gelince, 18 aylık bebek bu işlerden ne anlar. Bu işler onu ilgilendirmez" dedi. Rejisörlüğünü Frinta Liapas adlı yö- netmenin yaptığı Büyük Sıcak Günleri isimli filmin bir sahnesinde, annesi ve aşığı ateşli bir şekilde sevişirken yanla- nnda bulunan 18 aylık Vangeliça isimli bebek, daha sonra aşığı tarafından bı- çakla öldürülen annesinin kanlannı yalıyordu. Filmin kameramanlan bu sahnede bebeğin ağlamasını ve kan niyetine ye- re akıtüan "kırmızı renkli sıvıyı" yala- masını sağlamak için iki gün aç bırakıl- dığını iddia etmişlerdi. Iddia üzerine filmin yönetmeni ve se- naryo yazan ile bebeğin annesi aleyhi- ne soruşturma açılmıştı. Hava kirliliğini denetim Türkiye AT'ye havadan girdi AA (Izmir) - Avrupa Topluluğu'na (AT) üye ülkelerdeki hava kirliliğini oluşturan atıklann nereden kaynak- landığınm belirlenmesi ve denetlenme- si amacıyla başlatılan, "Genemis" adlı projeye Türkiye de dahil edildi. Genemis projesinin Türkiye sorum- luluğuna getirilen Dokuz Eylül Üni- versitesi Çevre Mühendisligi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ayşen Müezzinoğlu, konuyla ilgili olarak çeşitli üniversite- lerden 25 bilim adamıyla çalışacaklan- nı söyledi. Prof. Dr. Müezzinoğlu, Genemis projesiyle ilgili şu bilgileri verdi: "Av- rupa Topluluğu ülkelerinin hava kirli- liği emisyonlannın tümünün nereden kaynaklandığının araştınlması, denet- lenmesi için başlatılan projeye Tür- kiye'nin de dahil edilmesi, ülkemizde bu bilimsel projeyi yürütebilecek bilim adamı ve ekipman bulunmasından kaynaklanmaktadır. Havadaki kirliliği oluşturan kay- naklann teker teker araştınlacağı bu çahşmaya Ankara, İstanbul, İzmir ve Samsun'daki üniversitelerden yaklaşık 25 bilim adamıyla Türkiye de katıla- cak. Proje tamamlandığında AT ülke- lerindeki hava kirliliği standartlannın oluşturulması ve azaltılması için gere- ken veriler hazır olacak. Esprili bir yaklaşımla, yıllardır kapısından gire- mediğimiz Avrupa Topluluğu'na, bir anlamda havadan girdik denilebilir." Türkiye'de beş yıl sürecek çahşmalar için yaklaşık beş milyar liralık kaynak gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Ayşen Müezzinoğlu, "Genemis projesi çerçe- vesinde yapacağımız çahşmalar, Avru- pa Topluluğu tarafından finanse edile- cek" dedi. Genemis projesinin tamamlanma- sından sonra Avrupa ülkelerinde, kul- lanılan eski teknolojiler nedeniyle havayı fazla kirleten endüstrilerin, özellikle termik santrallann çalışmala- nna yönelik bağlayıcı kararlann alına- bileceği kaydedildi. İpek gibi tüylerin altında bir ydan avcısı dikiliy or Gözüpek, muzip, dengeli, müşfik, dayantklı... Artık Terrier cinsinin en gözdesi o. İpek gibi tüyleri var, upuzun. Zaten adı da "İpek Terrier." Ömrünün ilk öç ayında, büyüyfince nasıl olacağı hakkında pek ipucu vermiyor. Fakat, üç aydan sonra birden tüyleri uzamaya, rengi değişmeye başlıyor. 1900'ûn başlannda Avustraİya'da ortaya çıkmış. Bölgede yaşayan bir Terrier ile kıtaya dışarıdan getirilen bir Terrier'nin kırması olduğu sanılıyor. Avrupa'ya ilk gelişi 1920 sonlarına rastlıyor. Müşteri- ler tarafından yoğun bir şekilde 1959'dan sonra talep edilmeye başlanmış. Fakat o sıralar tüm Avrupa'da "Yorkshire Terrier" furyası estiği için bir süre gölgede kal- mış. Ama artık onu sollamış durumda. Bugüne dek türünde hiçbir yozlaşma saptanmamış. Yorkshire Terrier'sinden birkaç noktada ayrılıyor: Hem daha ağır (4 ile S kilo) hem daha güçlû bir kafaya, daha geniş bir böğure sahip. Ne korkuyor ne sızlanıyor. Yılan avlamayı çok seviyor. Bir de çamunı. Banane £ vitamininclen demeyinHaber Merkezi - Saf E vitamini Türkiye'de ilk kez piyasaya çıktı. İnsan organizmasına canhlık katan E vitamini birçok hastahkta koruyucu ve tedavi edici yapı maddesi olarak biliniyor. egzersız ve spor yapanlarda da organizma- nın en büyük destekleyicilerinden bıri du- rumunda. Otuz adet çiğneme drajesi halinde piya- saya sunulan Türkiye'nin ilk saf E vitamini '"EphynaT Roche fırması tarafından üreti- liyor. İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Geriatri Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Vecdet Tezcan, E vitamininin özellikleri Kanser, kalp ve dolaşım sistemi, solunum sistemi hastalıklannda koruyucu ya da te- davi edici rolü olan E vitamini hücre yıp- ranmasını önlediği gibi yaşlanmayı da yavaşlatıyor. Vücudun daha uzun süre sağlıklı kalma- sı ve fonksiyonlannı tam olarak yerine ge- tirmesi için yeterli miktarda alınması gere- ken E vitamini. cildi ve gözleri çevre kirlili- ğinin zararlanna karşı koruyor. E vitamini hakkında şu açıklamada bulundu: Yaşlanma sürea, kahum, ıç ve dış fak- törlerin etkisiyle kişiden kışiye, hatta doku- dan dokuya farklı bir hızla oluşmaktadır. Genelde 30-40 yaşlanndan itibaren, organ ve dokularda yüda yüzde bir oranında ana- tomik ve fonksiyonel gerilemeler başlar. İş gören hücrelerin sayısı azahrken bağ doku- sunda bir artış gözlenir. Bağ dokusunda gözlenen bu anormal artmarun, yağlann yakıknası sonucu çıktığı kanıtlanmıştır. Organizmada meydana gelen oksidasyo- nun, yani yanmanın kötüetkikri engellene- bilirse, o zarnan durdurulamayan yaşlan- mamn geciktirilmesi rnümkün olabilir. A, C ve E vitaminlerinin oksidan özellikleri ol- duğu yıllardır bilinen bir gerçektir. Ülke- mizde A ve C vitaminlerinin özelliklerinin iyi tanınmasına karşın, E vitamini yeterince bilinmemektedir. Erken doğumlarda görülen solunum bo- zukluklannın tedavisinde kullanılan yük- sek oranda oksijen, E vitamini takviyesi yapıbnadığj takdırde kahcı görme bozuk- luklanna yol açmaktadır. Yaşlanma nedeniyle dokularda oluşan çapraz bağlanmalann E vitamini etkisiyle daha geç meydana geldikleri tespit edilmiş- tir. Arnavut Güzeli olmakinatisterHaber Merkezi - Salınedeki spot ışıklan, insan haklan eylemcilerini, pop şarkıcılarını ve politikacıları aydınlatıyordu. Sunucu gülüm- seyerek onlara doğru yaklaştı ve mikrofondan şöyle seslendi: Saygıdeğer jüri üyeleri, hepsi çok güzel değil mi? Sunucu daha sonra şöyle devam ettr. Kime oy vereceksiniz? Aldığı yanıt salo- nun her yanından alkışlar ve kahkahala- nn yükselmesıne neden oldu: Oylanmız artık gizli. Bir zamanlar Arnavutluk Emek PaT- tisi'nin kongrelerinin yapıldığı salonda- ki davetliler, "oylanmız artık gizli' sözünün altında yatan gerçeği anlamış- lardı. Miss Arnavutluk 92'yi seçmek için başkent Tıran'da yapılan ilk güzellik ya- nşması çok farklı bir göstenydı. 15-23 yaşlan arasındakı 25 güzel kız platform üzerinde zarif kedi adımlanyla dolaşı- yordu. Oysa eski Stalinist rejımde bu türden gosteriler, yoz olarak nitelendi- rildiği için yasaklanmıştı. Gösterinin koregrafı Vera Grabocka, bu durumu şöyle açıklıyordu: "Geri kalmış ya da garip insanlar ol- madığımızı, bizım de başkaları gibi nor- mal insanlar olduğumuzu tüm dünyaya göstermek için bu tür şovlar yapmak ıs- tiyoruz." Oysa ekonomik krizin pençesinde kıv- ranan Arnavutluk için normal olan o kadar az şey var ki. "Özellikle kadınlar açısından" diyordu yanşmaya katılan genç kızlar, "Arnavutluk'ta hiçbir şey normal değil." Örneğin, Miss Arnavutluk finalistle- rinden Valbona Selimllari 25 yanşmacı için yalnızca üç ayna olduğundan yakı- nıyordu. Yanşmanın organizatörleri tarafından hiçbir kozmetik malzemesi sağlanmamıştı. Bu nedenle kızlar mak- yaj malzemeleri alabilmek için "göçmen pazan" denilen kaçak ya da çalıntı mal- lann satıldığı tehlikeli bir bölgede alışve- riş yapmak zorunda kalmışlardı. Giysi- leri de ulusal televizyonun drama bölümünden borç ahndığı için oldukça garip bir görüntü içindeydiler. 19 yaşın- daki Aiada Hasani şöyle diyordu: "Bu şov için kadınsı ve çekici görünmem la- zım. Oysa fınalden sonra 10 gündür elektriği kesik ve yalnızca günde bir saat suyu akan bir eve döneceğim." Miss Arnavutluk unvanı kazanan adaya 300 lek verilecek. Bir yıllık ortala- ma ücretın 100 lek olduğu düşünülürse ödül neredeyse bir servet değerinde. An- cak işin ilginç yanı, finalistlerden hiçbiri ödülü kazanmak için yanşmaya katıldı- ğını söylemiyor. Böylesine cesaret iste- yen bir işe kalkışmalannın tek nedeni var: Yurtdışına gidebilmek. üniversite patladı • ANKA (Ankara) - Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'nden 24 profesör ve doçent, MiUi Eğitim Bakanı'na başvurarak, üniversite yöneticilerinin, YÖK'te demokratikleşme gerçekleştikten sonra en az bir yıl görevlerinden uzak tutulmalannı istedi. DTCPli 18 profesör ve 6 docentin Milli Egitim Bakanı Toptan'a verdikleri ortak imzalı metinde, üniversitelerin esenliğe kavuşmasının bugünkü yöneticilerden kurtuhnalarına bağlı olduğu savunuldu. 24 öğretim Uyesi, Bakan Toptan'a başvunı metinlerinde, YÖK yasasının düzeltilmesinin, yeniden düzenlenmesinden daha zor olduğunu belirtti. öğretim üyeleri, "Bu durumda 2547 sayılı yasanın tümüyle yürürlükten kaJdırılması zonınluluğu doğmaktadır. Böylece ülkemizde yıkılmakta olan üniversite kavramı yeniden oluşturulabilecektir" dediler. öğretim üyeleri, Milli Eğitim Bakanhğı'nın YÖK değişikliği konusunda hazırlayacağı ham metinde, rektör adaylannın üniversite öğretim elemanları tarafından seçilmesini, Cumhurbaşkanı'nca atanmasını, dekan adaylannın öğretim elemanlan tarafından seçilip YÖK tarafından atanmasını önerdiler. İhale mafyası • ANKA (İzmir) - Üniversitelerin yönetimleri, açtıklan ihalelere genellikle kendi aralannda anlaşan, fazla fıyat kıranlann ise dışlandığı gruplann katılımlarından rahatsızhk duyuyorlar. Ege Üniversitesi'nde Hp Fakültesi bünyesinde gerçekleştirilen 400 yataklı çocuk hastanesi ihalesini 11 milyar liraya Mehmet Nabi lnciler'in (İnci Baba) kazanması, bu üniversitede 28% sayılı ihale kanunu ile ilgili değişiklik istemlerini gündeme getirdi. Adının açıklanmasım istemeyen Ege Üniversitesi'nden bir üst düzey yetküisi "İhale mafyası devlet yatınmları içinde kol geziyor. Maalesef üniversitelerimizin önlemeye gücü yok" derken, aynı üniversitenin rektörü Prof. Dr. Sermet Akgün ise "Universitelerimiz, 2896 sayılı ihale kanunu kapsamından çıkanlmalıdır. Eğer bu kanun içinde kalacaksa bu yasa yeniden düzenlenmelidir" dedi. Öğretmenlere derece • ANKA (Ankara) - Milli Eğitim Bakanhğı Müsteşan Prof. Necati Erşen, öğretmenlere birer derece verilmesine ilişkin işlemlerin şubat ayı sonunda tamamlanacağını açıkladı. Erşen, açıklamastnda, bakanlığa, öğretmenlere birer derece verilmesiyle ilgili işlemlerin tamamlanamaması yuzunden şikâyetler ulaştığını bildirdi. öğretmenlerden gelen şikâyetlerin incekndiğini ve terfüerin şubat ayı ,,lr , sonuna kadar tamamlanması için çalışmalann hızlandınlmasına karar verild^ini belirten Prof. Erşen, "Bir bölüm öğretmenlerin birer derece terfı işlemi bu hafta içinde, digerlerinin de şubat ayı içinde tamamlanacak. Terfi işlemleri şubat ayı sonunda bitmiş olacak" dedi. Milli Eğitim Bakanhğı yetkilileri, bir derece terfi işlemlerinin sonuçlandınlmasıyla birlikte, öğretmenlerin 1991 ekim ayından bu yana biriken alacaklannın toplu olarak ödeneceğini ve bu ödemenin de kısa bir vadeye yayılmasına özen gösterileceğini bildirdiler. Kamaler hâlâ yok • CUMHURtYET (Samsun) - İlk ve orta dereceli okullarda yan yıl tatilinin sona ermesine az bir süre kalmasuıa karşın Samsun'daki Kalkanca İlkokulu'nda ögrencilere karneleri hâlâ verilmedi. Karnelerin verilmemesine tepki gösteren öğrenci velileri "Sorduğumuzda, ya 'karneler hazır değil' ya da 'müdur imzalamadT deniyor. Tatil bitti artık vennelerine de gerek kalmadı" biçiminde konuşurlarken, Milli Eğitim Müdürlüğu yetkilileri de aksamanın bu yıl grip salgını nedeniyle yapılan erken tatüden kaynaklandığuu belirtti • Mersiıfe üniversîte • AA (Menio) - Mersin Üniversitesi'ni Kurma ve Geliştirme Vakfı (MÜGEV), ilk toplantısını yapU. Vali Muharrem Göktayoğlu baskanlığında toplanan MÜGEV Yönetim Kurulu, valilik, Mersin Belediyesi, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, İçel Serbest Muhasebeci ve Mah' Müşavirler Odası, Mersin Barosu, Mersin İşadamlan ve Sanayiciler Derneği'nin birer temsilcisi ile Kaya Mutlu, Hüseyin Atılgan, Necla özgün, İrfan Solmazer, Mustafa Yalçın, Mükremin Altmtaş'tan oluştu. Vali Göktayoğlu, Mersin'de devlet ve Amerikan Maine ûniversitelerinin kurulmasında öncülük yapacak • MÜGEV'in 290 milyon üra nakit parası, bir dükkân ile bir dairesi bulunduğunu bildirdi. Kontrolsuz dernekler • UBA (Ankara) - Türkiye'de Emniyet Genel Müdürlügü'ne kayıth faaliyet gösteren 101 bin dernek bulunduğu ve bunları 3 emniyet personelinin kontrol etmeye çalışüğı beürlendi. Emniyet Genel Müdürlüğü'nde personel azhğı ve bilgisayar sistemine tam anlamıyla geçilmediği için ne derneklerin ihtiyaç duyduğu hizmet zamanmda verilebiliyor ne de etkili denetim yapılabiliyor. Türkiye"deki derneklerin kayıtlı olduğu Emniyet Genel Müdürlüğü Dernekler Bürosu'nda görevli 3 polis 101 bin demegin kayıtlannı tutma, dernek faaliyetlerinin yasalara aykın olup olmadığını kontrol ediyor. .,-.- U.C.. •
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle