Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 Cumhuriyet görüşler 5Şubatl992
2BELKI
MURAT BELGE
Soranfeı Tophm
S
orunumuz çok Ama herkesın sorunu çok Kımı
toplumlann sorunlan bızımkıler kadar ağır ve
sıkınMİı değıl, kımılennın, bızdekınden de ağır
Sorunu olmayan toplum yok ve dunyanın bır ye-
nnde çıkan sorunlar uzun vadede herkesın sorunu olu-
yor
Sorunlann çozûmune ılışkın toplumsal tavır ve alış-
kanlıklar da bır sorundur bence Bu çerçevede Turkıye'-
nın başlıca sorunu, çozümlen bınlennın tepelerde bır
yerlerde uretmelennı bekleme alışkanhğı Toplum kendı-
ni, sorunlarını çozmekten sorumlu saymıyor
Toplum mu oyle saymıyor, yoksa saymasını engelle-
yenler mı var
9
Şuphesız engelleyenler var örneğın,
"1982 Anayasası" olarak toplumun tepesme çoreklenen
yasaklar lıstesı, tam da bu amaa, yanı kımselenn haddı
olmayan ışe burnunu sokmamasını sağlama amacını gu-
duyor Buna gore var olabılen, kurulabılen dernekler, or-
gutler vb ancak kendı etkınlıklennı en dar tammıyla ılgı-
lendıren konularda soz söyleme hakkına sahıp O dar
tanımlara gore, sözgelışı, polıtıka bır sendıkanın faahyet
alanının dışında savılabılıyor Sıyasetle ılgılenmek, yal-
partılere
Sorunlan çözmenin
birinci dereceden
sorumlusu olmak üzere
meclislerimizi,
hükümetlerimizi
seçeriz elbette. Ama
seçtikten sonra yan
gelip yatamayız.
nızca sıyası
tanınmış bır hak, ama
onlann da ne soyleme-
lennın, nasıl duşunme-
lennın yasak olduğu
gereklı kanunlarda
aynntılanyla tespıt
edılmış Aynca, sıyası
partılenn herhangı bır
genış temsıl yeteneğı
olmaması ıçın gerekh
her tedbır ahnmış tlçe
bırımınden aşağı ıne- ^ ^ ^ ^ ^ ^ ~ ~ ^ ^ ^ ^ ~ ^ ^ ^ ~
mıyor, kadın ve gençlık orgutlenmesı olamıyor, çeşıtlı ör-
gutler ya da bıreyler partılerle ılışkı kuramıyor vb
Butun bunlar var, cıddı bır şekılde var Ama "yumurta
mı tavuktan" hıkâyesını andınr şekılde, toplum da genel
olarak bu duruma razı gıbı gorünuyor " 1982 Anayasak-
namesı 'nın ongorduğu ılkelere uygun bır bıçımde, bazı
orgutier, kendı taalıyet alanlannda olup bıtenlerle yakm-
dan ılgılıler Örneğın zaten toplumun en orgutlü ve "yuk-
sek seslı ' kesımını meydana getıren sermaye çevrelen ılgı
alanlannda olup bıtenlere TUSÎAD olarak, TİSK ola-
rak derhal vazıyet edıyorlar Ama sozgehşı "etmk çatış-
ma"nın çozümu gıbı sureklı gundemde olan bır soru
karşısında onlann bıle sesı çıkmıyor Bu, "hükümet ışı"
ya da "devlet ışı "
Her önemlı sorunu hukumete, yetkılılere devretmenın,
bızımkı gıbı yanm bır demokrasıde, sahte bır alternatıfi
oluşturulabılır kı ANAP buna oldukça yakındı Çeşıtlı
örgütlenn bu gıbı konularda soz söylemesıne ızın venle-
bılır sozlennın merkezı otonteyı yankılaması koşuluyla
Bu belkı ılkınden de beter Orada tam suskunluk var, bu-
rada konuşabılır, ama aykın soz edersenız "vatan haını"
damgası yıyebılırsınız
Bır sorun ne kadar büyük, ne kadar cıddıyse o kadar
"toplumun malf' olmalıdır Toplum, var olan butün or-
gutlenyle (gerekırse yenılennı kurarak) bu gıbı sorun-
lannı tartışmaya alışmalıdır Sorunlan çozmenın bırıncı
dereceden sorumlusu olmak uzere meclıslenmızı, huku-
metlenmızı seçenz elbette Ama seçtikten sonra yan gelıp
yatamayız Duşunen, çozum aramaktan, bulduğu çareyı
yuksek sesle soylemekten korkmayan orgutlu toplumlar,
hukumetlerden çok daha kalıcı, çok daha sağlam çozum-
len uretebılırler
60-30 YIL ÖNCE CUMHURİYET
1932:llkTûrkçehutbe
.. u m
^ ^ Halkın gosterdığı fevkalâde
~" alakauzenneşehrın butun
camılennde hemen hemen
bütun namazlardan sonra
turk(,e Kur'an
I
okunmaktadır
Müftuluk tarafından
musaade alan hafızlar
camılerde muntazam bır
program dahılınde hutbe,
mukabele ve turkçe Kur'an okumaktadırlar
Hafız Bürhan Beyle arkadaşlan dun, ıkındı namazından
sonra Kadıköy'ünde Osmanağa camısınde kesıf bır samı
kütlesı önünde türkçe Kur'an okumuşlardır Bu kıraat
Ankara'h Mükerrem H ısmınde münevver bır hanımın
tavassut ve ncası üzenne yapılmışür
Bugun cuma namazından sonra Hafız Sadettın Bey
tarafından Suleymanıye camımde türkçe hutbe
okunacaktır
1962: Türk lirası
Hatırlanacağı üzere geçen yıl İMF 5 OECD ıse 2 yıl vâde ıle
kredı vermışlerdı Bu yıl OECD Teşkılâtı da 5 yıl üzennden
kredı vermeyı kabul etmıştır Ilgılıler her ıkı teşekkulden bu
yıl ıçın alınacak kredının ceeman 80-90 mılyon dolar
arasında olacağını söylemektedırler Kredılenn kesın
mıktan ıse onumuzdekı gunlerde bellı olacaktır
T ARİHTE BVGİJNMÜMTAZARIKAN
ARISTOTELES .AKIL USTASI..
322'DE BUGUN, ES/CJ YUNANLI Ff-
LOZOF VE B'L6)N AIS/S7OTELES « YAŞINPA
OU>U. PLATON'UfJ OĞ/tENOSı OLA/SAK YETiŞEM
ARISTO, PAHA SO*JSA tSKEMPER'E OĞRETMEM-
LlK. YAPACAKTtü UMLU *UK£/ON%
' (LfSE*) APU
OKULUUU ATINA'DA KURARAK, OOĞA S'UM-
LE&YLE BıRLlHTG MAAITIK, FeLSEPE Ve POU-
DERSLERJ YEKMtŞTI. O SlR/\U4/Z., gl&ÇOK
OALINfN OA KaeuCMISU OLMUfTU.
A ' Sf=£SNPeü *
IM USTUNDE *E G£eçe*L OLAN
' GORUŞUUe KAHŞI, "PlK,f>l-E:f£ıN(jDeALABN)
TEMSlL ETTtĞt SOMUT ŞEYLEZDEU AYRILA-
M/YACAĞ/U>"SAVUAJMUŞW Bu AMAÇlA PA "TtlM-
E * f ü " nAg u ş n
BM'de Bir Seminer: Kalkınma ve Kadın
NÜKET KARDAM Pomona College (ABD) Siyaset Bilimi Bl. öğretim üyesi
B
ıhndığı gıbı Bırleşmış Mılletler
1975-85 yıllannı "Kadın On
Yıh" olarak tanımladı 1979'da
Bırleşmış Mılletler tarafından
kabul edılen Kadınlara Karşı Her Türlü
Ayınmcılığın Önlenmesı Sozleşmesı'nın
Türkıye dahıl 102 ulke tarafından (bu ra-
kam 1 Hazıran 1990'a kadar geçerlı ıdı)
ımzalandı
1985'te Naırobı'de toplanan Bırleşmış
Mılletler Dünya Kadın Konferansı, bu
on yıl ıçınde dünya kadınlannın statüsu-
nün yukseltılmesıne yonelık çauşmalan
değerlendırdı Ortaya çıkan "Ilerıye Yo-
nelık tlkeler ve Stratejıler" bılhassa
Üçüncü Dünya ülkelennde, kadınlann
ekonomık ve sıyasal hayat, aıle ıçı so-
runlar ve eğıtım gıbı alanlarda nasıl du-
zeltılebıleceğıne daır çeşıtlı önenler ıçe-
nyordu Bu konferans evrensel bır kadın
hareketının gelışıp olgunlaştığını sergı-
ledı
Kadın ve kalkınma alanında son gelış-
melerden bın de 9-11 Aralık 1991 'de Vı-
yana'da BM nezdınde toplanan "Ka-
dının Kalkınmaya Katılımı" semınen
ıdı Bu semınenn amacı, şımdıye dek ev-
rensel yardım orgutlennın program ve
projelennde kadınlann nasıl yer aldıkla-
nnı değerlendırmek ıdı Bunu yaparken
pratıkle kuram arasındakı ılışkıyı goz-
den kaçırmamak ıçın semınere katılan-
lar kalkınma kuramlannı ve bu kuram-
larda kadınm yennı de gundeme getırdı-
ler Semınere BM'ye uyedevletlenn tem-
sılcılen, evrensel yardım örgutlennden
elemanlar, ozel örgütlenn temsılcılen,
ünıversıte ve araştırma enstıtulennden
uzmanlar katıldı Semınenn sonunda
ortaya çıkan "draft" rapor, 1995 Dünya
Kadın Konferansı'na temel teşkıl ede-
cek dokümanlardan bın olacak
kınma örgütü ve BM'ye üye ülkelenn
hükümetlen, kadınlarla ılgılı bınmler
kurdular Fakat bu arada, geçmışe ba-
kıldığında, şu sorunlar akla geldı Ka-
dınlar kalkınma surecıne zat&n katılıyor
ve bırçok ülkede emeklen erkeklerden
fazla Dolayısıyla, kadınlann kalkınma-
ya katılımını arttırmak değıl, bu katılı-
mın nıtelığmı yenıden düşunmek gerekı-
yor
Kadınlara ayrılan
kaynaklar hala çok sınırlı.
Kadınlara yönelik projeler
"marjinal projeler"
olmaktanileri
gidemedi.
Kadınlara aynlan kaynaklar hâlâ çok
sınırlı Kadınlara yonelık projeler "mar-
jınal projeler" olmaktan ılen gidemedi,
bu projelenn bır kısmı da kadınlann
çalışma saatlennı azaltacağına çoğalttı
Semınere katılanlar once bugune ka-
dar yapılanlan gözden geçınp ılensı ıçın
önenlerde bulundular Soz konusu ça-
lışmalara bakıldığında epey başan göze
çarpıyor
Son on yıl ıçınde kadınlarla ılgılı ko-
nular evrensel örgütlenn gundemıne ge-
tınldı, kımı örgutîer ve bazı ülkelenn hu-
kümetlen, kadınlan ıçeren program ve
projeler gehştırdıler Hemen her kal-
Bu gelışmelenn ışığında semınere ka-
tılanlar şu genel gozlem ve önenlerde
bulundular
1 Kadınlann kalkınmaya katılımını
arttırmak yeterlı bır yontem değıl Bu-
nun yenne, kadını ıçeren ve etkılendır-
meyı hedef edınen yenı bır kalkınma
tanımının ve gundemın ortaya konul-
ması,
2 Kadınlann etkınhğının evde, ışye-
nnde, toplumsal ve evrensel düzeyde
arünası gerektığı,
3 Evrensel yardım orgutlennın gın-
şımlen ne kadar onemlı olursa olsun,
sosyal değışımlenn ve kadınlann top-
lumdakı yennm evnmının ancak her
toplumun kendı bünyesı ıçınde ortaya
çıkabıleceğı.
4 İnsan haklan, kadın haklan ve dun-
yadakı hızlanan demokratıkleşme hare-
ketı bırbınne ıç ıçe bağlı olgulardır ve
bırbırlennden ayn düşünulemezler
Bu gözlemler çerçevesınde. hem toplum
polıukası duzeyınde hem de tabanda şu
önlemlenn ahnması gerektığı sonucuna
vanldı
1 Devlet bünyesınde ve evrensel yar-
dım örgütlennde kadın bınmlenne tanı-
nan kaynaklar, polıtıkacılar ve yardım
orgutlennın lıderlen tarafından kadın-
lara venlen önemın bır göstergesıdır
Dolayısıyla, bu bınmlere aynlan kay-
naklar ve bu bınmlenn devlet bunyesın-
dekı etkınlıklen çoğaltılmalıdır
2 Tabanda değışıklıkler Toplum
ıçındekı kadın orgutlennın, ünıversıte
öğretım uyelen ve araştırmacılann, dev-
let ve evrensel yardım orgutlenyle ıletı-
şımlen gelıştınîmelı, çoğaltılmalı ve bu
alışvenşın açık, hoşgörülu ve demokra-
tık bır ortamda yapılması sağlanmalıdır
3 Kadınlarla ılgılı polıtıka, program
ve projeler tepeden ınme, merkezıyetçı
bır şekılde değıl, aşağıdan yukan, katı-
lımcı ve hızmet venlen gruplann ışbırlığı
ve denetımı ıle planlanmah ve yürurluğe
konmalıdır
Bütün bu önenler Türkıye'ye nasıl
yansır
9
Elbette kı BM ılkelennın hukukı yap-
tınmı yoktur, fakat evrensel yasa ve öne-
nlere Turkıye uygar bır ulke olarak ya-
bancı da kalamaz
BM stniMri vt Tirfelyı
Nıtekım Turkıye, geç de olsa "Kadın-
lara Karşı Her Turlu Aynmcılığın ön-
lenmesı Sözleşmesı"nı ımzalamış ve
1990'da da İmren Aykut'un gınşımıyle
TBMM, bır "Kadın Statüsü" kurulma-
sını onaylamıştır
Turkıye'de kadın konusunun da artık
gundeme geldığıne hıç şüphe yoktur
Turkıye'de kadın olayı ve evnmı şüp-
hesız toplumun bünyesınde ve bızım
toplumumuza ozgü bıçımde gelışecek ve
değerlendınlebılecektır
Kadınlara bakış açısı toplumlann
ekonomık ve sıyası polıtıkalannın teme-
lınde yatar ve bu nedenle bır toplumda
ne kadar değışık sıyasal görüş varsa bır o
kadar da "kadınlara bakış açısı" vardır
Dılerız 90'lann umut vencı ortamında,
bu alanda da çözümler, kadmlann Tür-
kıye'dekı eşıtsız konumunu pekıştırme-
ye değıl sorgulamaya yonelık, hoşgörülu
bır tartışma ve fikır alışvenşı kapsamın-
da ortaya çıksın Türkıye bu alanda, ya-
vaş da olsa, yapıcı adımlar atmaya baş-
lamıştır
SEMİHBALaOĞLU
Konut Hnansmamnda Tûrk ModeliProf.Dr.SOLMAZ D.AYARSLAN
K
onut problemının çozulmesı
ıçın son zamanlarda basında
bahsı geçen modeller, Amen-
kan modelınden esınlenmıştır
Bu model enflasyon ve deflasyon nıspet-
lennın yüksek olmadığı zamanlarda du-
zenlı olarak çalışmıştır Fakat enflasyon
ve enflasyon beklentısının yuksek oldu-
ğu veya deflasyon zamanlarında ça-
lışmamıştır Örneğın enflasyon ve enf-
lasyon beklentısının % 10-12'lere ulaştı-
ğı zaman sıstem tamamıyla çahşamaz
hale gelmıştır
Konut fınansman modelımız önce tı-
can emlaklar ıçın gelıştınlmelı, daha
sonra da toplu konut fınansman modelı-
ne geçılmelıdır
Şu anda tıcan maksatla emlak ınşaat
ve tıcaretı yetkısı sadece Emlak Ban-
kası'na venlmıştır Dığer bankalar Top-
lu Konut Fonu tarafından venlecek kre-
dılere aracılık yapabılmekte, fakat kendı
fon ve kaynaklarını emlak ınşaat ve tıca-
retı ıçın kullanamamaktadırlar Konut
veya tıcan emlak ınşaat ve tıcaretı ışıne
bankalar bızzat kendılen veya kuracak-
lan yan kuruluşları kanalı ıle gırebılme-
lıdırler Bu ışlenn rısklen dolayısıyla
mevduat sahıplennı korumak ıçın tıcan
bankalann bu ışlemlere ayıracaklan
kaynağa bır ust lımıt konmalıdır Her
şeye rağmen bu lımıtler ıçınde bu konu
ıçın aynlacak fonlara bankalar kendılen
karar vermelıdır
Bankalann hancınde sadece konut
veya emlak finansmanı ışı ıle meşgul ola-
cak fınansman kuruluşlannın kurulması
ıçın gereklı hukukı yapı hazırlanmah ve
bu kuruluşlann faahyet göstermelenne
müsaade edılmelıdır Bu kuruluşlar
Turk Lirası veya yabancı para bazında
ve sabıt veya değışken faızlı kredı vere-
bılmelı veya ıpoteklı veya ıpoteksız tah-
vıl çıkarabılmelıdır Bu kurumlar kendı
öz kaynaklan hancındekı fınans kay-
naklarını konut finansmanına kanahze
etmek ıçın verdıklen kredılen sıgorta
şırketlen ve dığer fınans kuruluşlarına
satabılmehdır Tahvıllenn vadelen yme
pıyasa tarafından tespıt edılmelı, uzun
vadeh bonolann ıhraa vergj vs'de bazı
avantajlar tanınarak teşvık edıhnehdır
Kurumlann hısse senetlen ve çıkaracak-
lan bonolar ve tahvıller İMKB'de alınıp
satılmalıdır
Tahvıllenn anaparası veya faızlen za-
manında ödenmedığınde sahıplerıne pa-
ralarını tahsıl ımkânı tanınmalıdır Tah-
vıllenn satışı sırasında temınat olarak
göstenlen gaynmenkule kredı kul-
lananın da haklannı goz onunde tutarak
çok kısa bır süre ıçınde kanunı yollarla
el konabılmelıdır Gaynmenkuller sa-
hıplerı adına satılarak veya ışletılerek
tahvıl sahıplennın alacaklan tahsıl edıl-
melıdır
Verilen krediler tatbik
edilen faiz nispetleri
dolayısıyla kredi olmaktan
çıkmıştır.
Konut kredı kuruluşlan yenne bugun
bankalar tarafından kurulan yatınm
fonlanna benzer konut fınansman fon-
lan da oluşturulabılır Bu modelde kay-
nak sahıplen yatınmcı kurumun tahvıh
venne fonun hısse senedıne yatınm ya-
pabıhrler Fonlar hısse senedı satışından
sağladıklan kaynaklarla konut yaptıra-
bılır, yapılmış olan konutlara yatınm
yapabılır veya kredı verebılırler Bu fon-
lann hısselen dığer hısse senetlen gıbı
İMKB'de alınıp satılabılır Bu yatınm-
lardan sağlanacak gelırler hısse senedı
sahıplenne gelır olarak dağıtılacaktır
Fonlar kaynaklannı ıyı değerlendırdığı
takdırde hısse senetlennın değen arta-
cak, aksı takdırde değer kaybedecektır
Emlak Bankası hancındekı bankala-
nn ve konut kredı kuruluşlarının bu ışe
aktıf olarak gınnesı ıçın gereklı kanunı
değışıklıklenn yapılması gerekmektedır
Aynca ıpoteklı tahvıl veya emlak fınans-
man bonosu çıkanlması, konut ve gayrı-
menkul yatınm fonlarının oluşturujma-
sı ve arsa üretme ve konut yapımı ku-
rumlannın kurulabılmesı ıçın gereklı
hukukı yapı oluşturulmalı, aynca SPK'-
ya gereklı yetkıler venlmelıdır
Tahvıl, hısse senetlen ve fonlann alış-
verışının İMKB'de yapılabılmesı ıçın de
gereklı kanun ve yönetmelıkler çıkartı-
lmalıdır
Konut fınansmanının başansı ıpotek-
lı tahvıl veya gaynmenkul kredılennın
zamanında ödenmesme bağlıdır Bu
kredılenn anaparası veya faızı zamanın-
da ödenmedığınde borçlunun haklan-
nın korunması kaydı ıle alacaklı alacağı-
nı kısa zamanda tahsıl ıçın borca konu
olan gaynmenkule anında el koyabıl-
mesı ve konut sahıbı adına bunu nakde
çevırme yetkısıne sahıp olmalıdır
Bunu temın ıçın Borçlar, Medenı, lcra
ve Iflas kanunlanmızda gereklı değışık-
lıkler yapılmalıdır
Adlı mekanızmanın suratlı bır şekılde
çalışmasını sağlamak ıçın gereklı or-
ganızasyon değışıklıklen de yapılmalı-
dır
Yukanda bahsedılen hususlar bu ko-
nuda katedılmesı gereken mesafenın sa-
dece başında olduğumuzu gostermek-
tedır Konunun detaylanna ınılmelı ve
teknık yonlen daha detaylı olarak fı-
nansman, vergı ve emlak uzmanlan ve
konu ıle ılgısı olan dığer uzman kışıler
tarafından tartışılmalıdır Bu konular
kamuoyunda tartışılarak halka mal edı-
lıp olgunlaştınldıktan sonra gereklı de-
ğışıklıkler yapılabılecektır Bu konulara
kapalı kapılar arkasında karar venlme-
melıdır
Bankalann, sıgorta şırketlennın,
SPK, tMKB nın, dığer fınans kuruluş-
lannın, ınşaat şırketlennın, polıtık par-
tılenn, sendıkalar, tüketıcı kuruluşlan
gıbı kredıyı kullanacak ve vergılen ıle
modeli destekleyecek halkımızın da bu
konulardakı goruşlen ahndıktan sonra
bır karara vanlmalıdır Konuya koklu
çozumlenn bulunması ıçın bu süreç ge-
reklıdır
j^ORTAM
ŞAHİN ALPAY
Ahtanya'nın Sorunu
B
erlın'e ılk kez 1978 başında gıtrruş, duvann ıkı ya-
kasını da gezmıştım Kentın batısı bır ozgurlük ve
zengınlık tımsaîı gıbıydı, doğusu ıse polıs rejunı
altında yaşayan bır harabe Batı Berlın'ın sokak-
lanndan hayat ve dınamızm fışkınyordu, Doğu Berhn ıse
adeta bır ölüler kentıydı
Berlın'e 1990 başında, duvann yıkılmasından hemen
sonra yenıden gıttığımde de aynı ızlenımlen edındım
Gözlediğım kontrast bana, ıçınde yaşadığı sıyası ve ıktı-
sadı rejımın bır ulusun yaşamı bakımından ne denlı
onemlı olduğunu duşundurdu Hasletlen elvenşlı olan bır
ulusun, hangı rejım altında yaşarsa yaşasın başanlı ola-
cağını söyleyen "teon"nın yanhşhğını bolünmüş Alman-
ya'dan daha ıyı gosterecek bır ornek bulunamazdı Ikı
ayn rejım, aynı ulustan ıkı ayn toplum yaratmıştı
Almanya şımdı Doğu eyaletlennı Batısıyla bütünleştır-
me çabası ıçınde Bu çaba ılerledıkçe, Almanya'nın dünya
polıtıkasında ekonomık gucuyle gıderek daha orantıh bır
rol oynamaya başlamasında şaşılacak bır şey yok Uzak
olmayan bır gelecekte, çok-merkezlı yenı dunya düzenı-
nın baş aktörlennden bın herhalde Almanya olacak Bü-
yük olasılıkla Almanya Avrupa'nın doğusunun ekono-
mık kalkınmasında motor rolu oynayacak Bırbuçuk mıl-
yon ınsanımızın yaşadığı, dış tıcaretımızde gıderek bü-
yuyen bır payı olan Almanya ıle dostane ılışkıler bızım
açımızdan kuşku yok kı buyük önem taşıyor
Yenı Almanya dunya
Önûmüzdeki dönemde
Almanya'nın nasıl bir
toplum olacağının
biraz da Doğu'nun
totaliter geçmişiyle
nasıl hesaplaşacağı
sorusuna bağlı olduğu
söyknebilir.
ıçın bır banş ve demok-
rası kalesı mı olacak,
yoksa bazılannın şımdı-
den endışelendığı gıbı
karşımıza yenıden tota-
liter ve yayılmacı bır guç
olarak mı çıkacak
9
AT ıçınde Avrupa'yla
bütunleşen ve başından
acı deneyımler geçen Al-
manya'da tarıhın tek-
rarlanması olasıhğımn
pek bulunmadığına ınananlara kaülıyorum Ama Doğu
Almanya'nın dosyalan açılıp, polıs rejımının tüyler ür-
pertıcı gerçeklen ortaya çıktıkça Almanya'nın ışının haylı
güç olduğu da göruluyor
"Demokratık" Almanya'nın gerçeklen, nedense, ba-
sınımıza yetennce yansımıyor Tıme dergısı geçen hafta
eskı Doğu Alman rejımının belkemığı olan gızlı polıs ör-
gutü Stası'nın 1 Ocak'tan ıtıbaren kamuya açılan arşıvle-
nyle ılgılı genış bır haber yayımladı Habere gore, arşıvle-
nn açılmasıyla 17 mılyon Doğu Alman yurttaşından yak-
laşık 6 mılyonunun Stası tarafından fışlendığı anlaşıldı
Dosyalannı ıncelemek ıçın şımdıye kadar başvuran
300 000 kışı, Stası hesabına çahşan 200 000 kışılık muh-
bırler ordusuna, yakın dostlannm, bazı durumlarda anne
ve babalannın, kardeşlerının ve eşlennın de dahıl olduğu-
nu öğrendıklennde dehşete kapıldı
Bu kımseler arasında şımdı Saksonya eyaletı îçışlen
Bakanı olan Heınz Eggert de var Eggert, 1968'de Sovyet-
lenn Çekoslovakya'yı ışgal etmelenne karşı çıkmasından
bu yana 20 arkadaşının kendısını Stası'ye rapor ettıklen-
nı, yakın bır dostu olan aıle doktorunun 1983'te kendısıne
sakat kalmasına yol açacak ılaçlar verdığını öğrendı
Çok yakın bır zamana kadar eskı Doğu Almanya'yı de-
mokrası açısından bazı kusurlan olsa da, yurttaşlanna ış
ve sosyal guvenhk sağladığı ıçın neredeyse ornek bır top-
lum olarak goren, Doğu Almanlann Batı'yla bırleştıkle-
nne pışman olacaklannı duşunenlere Stası dosyalanyla
ılgılı haberlen okumalannı bılhassa tavsıye edenm
Almanya'nın batısı 1933-45 arasında 12 yıl totaliter bır
polıs rejımı altında yaşadı Batı Almanya Nazı rejımının
ızlennı sılmeyı aradan geçen yaklaşık 50 yıla rağmen hala
tam olarak başaramadı Ya Almanya'nın 1933'ten daha
düne kadar 60 yıla yakın bır sure totaliter bır polıs rejımı
altında yaşayan doğusu bu mırastan nasıl annacak7
önûmüzdeki donemde Almanya'nın nasıl bır toplum
olacağının bıraz da Doğu'nun totaliter geçmişiyle nasıl
hesaplaşacağı sorusuna bağlı olduğu söylenebılır En
koyu ırkçılann orada bulunduğuna bakılırsa Almanya'-
nın doğusunun de-Nazıfikasyonu (Nazızm'den anndınl-
ması) bır anlamda şımdı başlıyor
Gunumu7 Almanyası'nı değerlendınrken bu olgulan
hesaba katmak gereİcıyor
OKURLARDAN
Milli Eğitim'in Sorunları
Eğıtım ışkolunda
çalışanlann, Sayın Mılh
Eğıtım Bakanı Köksal
Toptan'dan beklentılen
nelerdır9
Bız, ıvedıhkle
çozulmesı gerekenlere
değmmeye çalışalım
Eğıtım ışkolu çalışanlanna
grevlı, toplusözleşmeh
sendıka kurma hakkı
venlmelıdır Onhazırlığı
yapılarak kurulmuş
bulunan Eğıtım-Iş ve
Eğıt-Sen yasal olarak
tanınmalıdır
Eğıtım-oğretımın her
kademesınde öğretmenlenn
katılımı sağlanmalı ve kendı
yonetıcılennı kendılen
seçmehdırler
İLK-SAN'ınve
öğretmenevlennın
antı-demokratık ışleyışıne
bır son venlmelı
Öğretmenev lennın
yonetımı atamayla değıl de
demokratık bır seçımle
Kent kooperatifçiliği
oluşturulmah Aynı
ışkolunda çahşan memur ve
hademelere de
öğretmenevlennın kapısı
açılmahdır
Öğretmenlenn geçım
standardı, ınsan onuruna
yaraşırbırdüzeye
getınlmelıdır Enflasyonun
üzennde, dört kışılık bır
aılenın yaşayabıleceğı bır
ucret venlmelı Bu
ekonomık talep, öğretmen
sendıkalanyla bırlıkte
saptanmalıdır Kıra
yardımı 1992'nınocak
ayından başlatılmalıdır.
Tasarruf kesıntılen adı
altında alınan paralar
demokratık değıldır
Hemen gen odenmelıdır
Emeklı Sandığı, verdığı
borç paradan faız
almamahdır
TURANALTUNTAŞ
Adana
Kent kooperatıfçılığı zorlu
bır sınavdan geçerek
kendını kanıtlamıştır
Ne var kı, bız bu yavaş
tempolu gelışmeyı yeterlı
bulmuyoruz İçınde
bulunduğumuz hızlı
gelışme surecıne paralel,
yenı kentleşme hareketme
hız kazandıracak, yenı
merkezı ıdarenın
desteğınde, yenı bır
donemın başlatılması ıçın
yenı eğılım ve kavramlar
doğrultusunda,
kooperatıfçıhğın ulusal
bırhğını de oluşturacak yenı
bıryapılaşmaya ve bu
yapılaşmayı hayata
geçırecek yenı bır yasal
duzenlemeye gıdılmesının
kaçınılmaz olduğu
ınancındayız
Cumhunyet oncesınde
olduğu gıbı, cumhunyet
sonrası bugunde, gen
kalmışlık damgasını
yememek ıçın 21 yüzyılın
eşığınde dunyada
olup-bıtenlen görmek,
geleceğe dönuk bılımsel ve
teknık gelışmelen yakından
ızlemek ve ayak uydunnak
zorundayız
Geçmışte "altın çağ" dıye
mtelenen geçıcı bır ara
döneme karşıhk,
kooperatıfçılığın
yannlannda "platm çağmı"
yaratacak olanlara selam ve
saygılar
RAUFSÖNMEZ
İzmıt