03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 Cumhuriyet görüşler 5Şubatl992 2BELKI MURAT BELGE Soranfeı Tophm S orunumuz çok Ama herkesın sorunu çok Kımı toplumlann sorunlan bızımkıler kadar ağır ve sıkınMİı değıl, kımılennın, bızdekınden de ağır Sorunu olmayan toplum yok ve dunyanın bır ye- nnde çıkan sorunlar uzun vadede herkesın sorunu olu- yor Sorunlann çozûmune ılışkın toplumsal tavır ve alış- kanlıklar da bır sorundur bence Bu çerçevede Turkıye'- nın başlıca sorunu, çozümlen bınlennın tepelerde bır yerlerde uretmelennı bekleme alışkanhğı Toplum kendı- ni, sorunlarını çozmekten sorumlu saymıyor Toplum mu oyle saymıyor, yoksa saymasını engelle- yenler mı var 9 Şuphesız engelleyenler var örneğın, "1982 Anayasası" olarak toplumun tepesme çoreklenen yasaklar lıstesı, tam da bu amaa, yanı kımselenn haddı olmayan ışe burnunu sokmamasını sağlama amacını gu- duyor Buna gore var olabılen, kurulabılen dernekler, or- gutler vb ancak kendı etkınlıklennı en dar tammıyla ılgı- lendıren konularda soz söyleme hakkına sahıp O dar tanımlara gore, sözgelışı, polıtıka bır sendıkanın faahyet alanının dışında savılabılıyor Sıyasetle ılgılenmek, yal- partılere Sorunlan çözmenin birinci dereceden sorumlusu olmak üzere meclislerimizi, hükümetlerimizi seçeriz elbette. Ama seçtikten sonra yan gelip yatamayız. nızca sıyası tanınmış bır hak, ama onlann da ne soyleme- lennın, nasıl duşunme- lennın yasak olduğu gereklı kanunlarda aynntılanyla tespıt edılmış Aynca, sıyası partılenn herhangı bır genış temsıl yeteneğı olmaması ıçın gerekh her tedbır ahnmış tlçe bırımınden aşağı ıne- ^ ^ ^ ^ ^ ^ ~ ~ ^ ^ ^ ^ ~ ^ ^ ^ ~ mıyor, kadın ve gençlık orgutlenmesı olamıyor, çeşıtlı ör- gutler ya da bıreyler partılerle ılışkı kuramıyor vb Butun bunlar var, cıddı bır şekılde var Ama "yumurta mı tavuktan" hıkâyesını andınr şekılde, toplum da genel olarak bu duruma razı gıbı gorünuyor " 1982 Anayasak- namesı 'nın ongorduğu ılkelere uygun bır bıçımde, bazı orgutier, kendı taalıyet alanlannda olup bıtenlerle yakm- dan ılgılıler Örneğın zaten toplumun en orgutlü ve "yuk- sek seslı ' kesımını meydana getıren sermaye çevrelen ılgı alanlannda olup bıtenlere TUSÎAD olarak, TİSK ola- rak derhal vazıyet edıyorlar Ama sozgehşı "etmk çatış- ma"nın çozümu gıbı sureklı gundemde olan bır soru karşısında onlann bıle sesı çıkmıyor Bu, "hükümet ışı" ya da "devlet ışı " Her önemlı sorunu hukumete, yetkılılere devretmenın, bızımkı gıbı yanm bır demokrasıde, sahte bır alternatıfi oluşturulabılır kı ANAP buna oldukça yakındı Çeşıtlı örgütlenn bu gıbı konularda soz söylemesıne ızın venle- bılır sozlennın merkezı otonteyı yankılaması koşuluyla Bu belkı ılkınden de beter Orada tam suskunluk var, bu- rada konuşabılır, ama aykın soz edersenız "vatan haını" damgası yıyebılırsınız Bır sorun ne kadar büyük, ne kadar cıddıyse o kadar "toplumun malf' olmalıdır Toplum, var olan butün or- gutlenyle (gerekırse yenılennı kurarak) bu gıbı sorun- lannı tartışmaya alışmalıdır Sorunlan çozmenın bırıncı dereceden sorumlusu olmak uzere meclıslenmızı, huku- metlenmızı seçenz elbette Ama seçtikten sonra yan gelıp yatamayız Duşunen, çozum aramaktan, bulduğu çareyı yuksek sesle soylemekten korkmayan orgutlu toplumlar, hukumetlerden çok daha kalıcı, çok daha sağlam çozum- len uretebılırler 60-30 YIL ÖNCE CUMHURİYET 1932:llkTûrkçehutbe .. u m ^ ^ Halkın gosterdığı fevkalâde ~" alakauzenneşehrın butun camılennde hemen hemen bütun namazlardan sonra turk(,e Kur'an I okunmaktadır Müftuluk tarafından musaade alan hafızlar camılerde muntazam bır program dahılınde hutbe, mukabele ve turkçe Kur'an okumaktadırlar Hafız Bürhan Beyle arkadaşlan dun, ıkındı namazından sonra Kadıköy'ünde Osmanağa camısınde kesıf bır samı kütlesı önünde türkçe Kur'an okumuşlardır Bu kıraat Ankara'h Mükerrem H ısmınde münevver bır hanımın tavassut ve ncası üzenne yapılmışür Bugun cuma namazından sonra Hafız Sadettın Bey tarafından Suleymanıye camımde türkçe hutbe okunacaktır 1962: Türk lirası Hatırlanacağı üzere geçen yıl İMF 5 OECD ıse 2 yıl vâde ıle kredı vermışlerdı Bu yıl OECD Teşkılâtı da 5 yıl üzennden kredı vermeyı kabul etmıştır Ilgılıler her ıkı teşekkulden bu yıl ıçın alınacak kredının ceeman 80-90 mılyon dolar arasında olacağını söylemektedırler Kredılenn kesın mıktan ıse onumuzdekı gunlerde bellı olacaktır T ARİHTE BVGİJNMÜMTAZARIKAN ARISTOTELES .AKIL USTASI.. 322'DE BUGUN, ES/CJ YUNANLI Ff- LOZOF VE B'L6)N AIS/S7OTELES « YAŞINPA OU>U. PLATON'UfJ OĞ/tENOSı OLA/SAK YETiŞEM ARISTO, PAHA SO*JSA tSKEMPER'E OĞRETMEM- LlK. YAPACAKTtü UMLU *UK£/ON% ' (LfSE*) APU OKULUUU ATINA'DA KURARAK, OOĞA S'UM- LE&YLE BıRLlHTG MAAITIK, FeLSEPE Ve POU- DERSLERJ YEKMtŞTI. O SlR/\U4/Z., gl&ÇOK OALINfN OA KaeuCMISU OLMUfTU. A ' Sf=£SNPeü * IM USTUNDE *E G£eçe*L OLAN ' GORUŞUUe KAHŞI, "PlK,f>l-E:f£ıN(jDeALABN) TEMSlL ETTtĞt SOMUT ŞEYLEZDEU AYRILA- M/YACAĞ/U>"SAVUAJMUŞW Bu AMAÇlA PA "TtlM- E * f ü " nAg u ş n BM'de Bir Seminer: Kalkınma ve Kadın NÜKET KARDAM Pomona College (ABD) Siyaset Bilimi Bl. öğretim üyesi B ıhndığı gıbı Bırleşmış Mılletler 1975-85 yıllannı "Kadın On Yıh" olarak tanımladı 1979'da Bırleşmış Mılletler tarafından kabul edılen Kadınlara Karşı Her Türlü Ayınmcılığın Önlenmesı Sozleşmesı'nın Türkıye dahıl 102 ulke tarafından (bu ra- kam 1 Hazıran 1990'a kadar geçerlı ıdı) ımzalandı 1985'te Naırobı'de toplanan Bırleşmış Mılletler Dünya Kadın Konferansı, bu on yıl ıçınde dünya kadınlannın statüsu- nün yukseltılmesıne yonelık çauşmalan değerlendırdı Ortaya çıkan "Ilerıye Yo- nelık tlkeler ve Stratejıler" bılhassa Üçüncü Dünya ülkelennde, kadınlann ekonomık ve sıyasal hayat, aıle ıçı so- runlar ve eğıtım gıbı alanlarda nasıl du- zeltılebıleceğıne daır çeşıtlı önenler ıçe- nyordu Bu konferans evrensel bır kadın hareketının gelışıp olgunlaştığını sergı- ledı Kadın ve kalkınma alanında son gelış- melerden bın de 9-11 Aralık 1991 'de Vı- yana'da BM nezdınde toplanan "Ka- dının Kalkınmaya Katılımı" semınen ıdı Bu semınenn amacı, şımdıye dek ev- rensel yardım orgutlennın program ve projelennde kadınlann nasıl yer aldıkla- nnı değerlendırmek ıdı Bunu yaparken pratıkle kuram arasındakı ılışkıyı goz- den kaçırmamak ıçın semınere katılan- lar kalkınma kuramlannı ve bu kuram- larda kadınm yennı de gundeme getırdı- ler Semınere BM'ye uyedevletlenn tem- sılcılen, evrensel yardım örgutlennden elemanlar, ozel örgütlenn temsılcılen, ünıversıte ve araştırma enstıtulennden uzmanlar katıldı Semınenn sonunda ortaya çıkan "draft" rapor, 1995 Dünya Kadın Konferansı'na temel teşkıl ede- cek dokümanlardan bın olacak kınma örgütü ve BM'ye üye ülkelenn hükümetlen, kadınlarla ılgılı bınmler kurdular Fakat bu arada, geçmışe ba- kıldığında, şu sorunlar akla geldı Ka- dınlar kalkınma surecıne zat&n katılıyor ve bırçok ülkede emeklen erkeklerden fazla Dolayısıyla, kadınlann kalkınma- ya katılımını arttırmak değıl, bu katılı- mın nıtelığmı yenıden düşunmek gerekı- yor Kadınlara ayrılan kaynaklar hala çok sınırlı. Kadınlara yönelik projeler "marjinal projeler" olmaktanileri gidemedi. Kadınlara aynlan kaynaklar hâlâ çok sınırlı Kadınlara yonelık projeler "mar- jınal projeler" olmaktan ılen gidemedi, bu projelenn bır kısmı da kadınlann çalışma saatlennı azaltacağına çoğalttı Semınere katılanlar once bugune ka- dar yapılanlan gözden geçınp ılensı ıçın önenlerde bulundular Soz konusu ça- lışmalara bakıldığında epey başan göze çarpıyor Son on yıl ıçınde kadınlarla ılgılı ko- nular evrensel örgütlenn gundemıne ge- tınldı, kımı örgutîer ve bazı ülkelenn hu- kümetlen, kadınlan ıçeren program ve projeler gehştırdıler Hemen her kal- Bu gelışmelenn ışığında semınere ka- tılanlar şu genel gozlem ve önenlerde bulundular 1 Kadınlann kalkınmaya katılımını arttırmak yeterlı bır yontem değıl Bu- nun yenne, kadını ıçeren ve etkılendır- meyı hedef edınen yenı bır kalkınma tanımının ve gundemın ortaya konul- ması, 2 Kadınlann etkınhğının evde, ışye- nnde, toplumsal ve evrensel düzeyde arünası gerektığı, 3 Evrensel yardım orgutlennın gın- şımlen ne kadar onemlı olursa olsun, sosyal değışımlenn ve kadınlann top- lumdakı yennm evnmının ancak her toplumun kendı bünyesı ıçınde ortaya çıkabıleceğı. 4 İnsan haklan, kadın haklan ve dun- yadakı hızlanan demokratıkleşme hare- ketı bırbınne ıç ıçe bağlı olgulardır ve bırbırlennden ayn düşünulemezler Bu gözlemler çerçevesınde. hem toplum polıukası duzeyınde hem de tabanda şu önlemlenn ahnması gerektığı sonucuna vanldı 1 Devlet bünyesınde ve evrensel yar- dım örgütlennde kadın bınmlenne tanı- nan kaynaklar, polıtıkacılar ve yardım orgutlennın lıderlen tarafından kadın- lara venlen önemın bır göstergesıdır Dolayısıyla, bu bınmlere aynlan kay- naklar ve bu bınmlenn devlet bunyesın- dekı etkınlıklen çoğaltılmalıdır 2 Tabanda değışıklıkler Toplum ıçındekı kadın orgutlennın, ünıversıte öğretım uyelen ve araştırmacılann, dev- let ve evrensel yardım orgutlenyle ıletı- şımlen gelıştınîmelı, çoğaltılmalı ve bu alışvenşın açık, hoşgörülu ve demokra- tık bır ortamda yapılması sağlanmalıdır 3 Kadınlarla ılgılı polıtıka, program ve projeler tepeden ınme, merkezıyetçı bır şekılde değıl, aşağıdan yukan, katı- lımcı ve hızmet venlen gruplann ışbırlığı ve denetımı ıle planlanmah ve yürurluğe konmalıdır Bütün bu önenler Türkıye'ye nasıl yansır 9 Elbette kı BM ılkelennın hukukı yap- tınmı yoktur, fakat evrensel yasa ve öne- nlere Turkıye uygar bır ulke olarak ya- bancı da kalamaz BM stniMri vt Tirfelyı Nıtekım Turkıye, geç de olsa "Kadın- lara Karşı Her Turlu Aynmcılığın ön- lenmesı Sözleşmesı"nı ımzalamış ve 1990'da da İmren Aykut'un gınşımıyle TBMM, bır "Kadın Statüsü" kurulma- sını onaylamıştır Turkıye'de kadın konusunun da artık gundeme geldığıne hıç şüphe yoktur Turkıye'de kadın olayı ve evnmı şüp- hesız toplumun bünyesınde ve bızım toplumumuza ozgü bıçımde gelışecek ve değerlendınlebılecektır Kadınlara bakış açısı toplumlann ekonomık ve sıyası polıtıkalannın teme- lınde yatar ve bu nedenle bır toplumda ne kadar değışık sıyasal görüş varsa bır o kadar da "kadınlara bakış açısı" vardır Dılerız 90'lann umut vencı ortamında, bu alanda da çözümler, kadmlann Tür- kıye'dekı eşıtsız konumunu pekıştırme- ye değıl sorgulamaya yonelık, hoşgörülu bır tartışma ve fikır alışvenşı kapsamın- da ortaya çıksın Türkıye bu alanda, ya- vaş da olsa, yapıcı adımlar atmaya baş- lamıştır SEMİHBALaOĞLU Konut Hnansmamnda Tûrk ModeliProf.Dr.SOLMAZ D.AYARSLAN K onut problemının çozulmesı ıçın son zamanlarda basında bahsı geçen modeller, Amen- kan modelınden esınlenmıştır Bu model enflasyon ve deflasyon nıspet- lennın yüksek olmadığı zamanlarda du- zenlı olarak çalışmıştır Fakat enflasyon ve enflasyon beklentısının yuksek oldu- ğu veya deflasyon zamanlarında ça- lışmamıştır Örneğın enflasyon ve enf- lasyon beklentısının % 10-12'lere ulaştı- ğı zaman sıstem tamamıyla çahşamaz hale gelmıştır Konut fınansman modelımız önce tı- can emlaklar ıçın gelıştınlmelı, daha sonra da toplu konut fınansman modelı- ne geçılmelıdır Şu anda tıcan maksatla emlak ınşaat ve tıcaretı yetkısı sadece Emlak Ban- kası'na venlmıştır Dığer bankalar Top- lu Konut Fonu tarafından venlecek kre- dılere aracılık yapabılmekte, fakat kendı fon ve kaynaklarını emlak ınşaat ve tıca- retı ıçın kullanamamaktadırlar Konut veya tıcan emlak ınşaat ve tıcaretı ışıne bankalar bızzat kendılen veya kuracak- lan yan kuruluşları kanalı ıle gırebılme- lıdırler Bu ışlenn rısklen dolayısıyla mevduat sahıplennı korumak ıçın tıcan bankalann bu ışlemlere ayıracaklan kaynağa bır ust lımıt konmalıdır Her şeye rağmen bu lımıtler ıçınde bu konu ıçın aynlacak fonlara bankalar kendılen karar vermelıdır Bankalann hancınde sadece konut veya emlak finansmanı ışı ıle meşgul ola- cak fınansman kuruluşlannın kurulması ıçın gereklı hukukı yapı hazırlanmah ve bu kuruluşlann faahyet göstermelenne müsaade edılmelıdır Bu kuruluşlar Turk Lirası veya yabancı para bazında ve sabıt veya değışken faızlı kredı vere- bılmelı veya ıpoteklı veya ıpoteksız tah- vıl çıkarabılmelıdır Bu kurumlar kendı öz kaynaklan hancındekı fınans kay- naklarını konut finansmanına kanahze etmek ıçın verdıklen kredılen sıgorta şırketlen ve dığer fınans kuruluşlarına satabılmehdır Tahvıllenn vadelen yme pıyasa tarafından tespıt edılmelı, uzun vadeh bonolann ıhraa vergj vs'de bazı avantajlar tanınarak teşvık edıhnehdır Kurumlann hısse senetlen ve çıkaracak- lan bonolar ve tahvıller İMKB'de alınıp satılmalıdır Tahvıllenn anaparası veya faızlen za- manında ödenmedığınde sahıplerıne pa- ralarını tahsıl ımkânı tanınmalıdır Tah- vıllenn satışı sırasında temınat olarak göstenlen gaynmenkule kredı kul- lananın da haklannı goz onunde tutarak çok kısa bır süre ıçınde kanunı yollarla el konabılmelıdır Gaynmenkuller sa- hıplerı adına satılarak veya ışletılerek tahvıl sahıplennın alacaklan tahsıl edıl- melıdır Verilen krediler tatbik edilen faiz nispetleri dolayısıyla kredi olmaktan çıkmıştır. Konut kredı kuruluşlan yenne bugun bankalar tarafından kurulan yatınm fonlanna benzer konut fınansman fon- lan da oluşturulabılır Bu modelde kay- nak sahıplen yatınmcı kurumun tahvıh venne fonun hısse senedıne yatınm ya- pabıhrler Fonlar hısse senedı satışından sağladıklan kaynaklarla konut yaptıra- bılır, yapılmış olan konutlara yatınm yapabılır veya kredı verebılırler Bu fon- lann hısselen dığer hısse senetlen gıbı İMKB'de alınıp satılabılır Bu yatınm- lardan sağlanacak gelırler hısse senedı sahıplenne gelır olarak dağıtılacaktır Fonlar kaynaklannı ıyı değerlendırdığı takdırde hısse senetlennın değen arta- cak, aksı takdırde değer kaybedecektır Emlak Bankası hancındekı bankala- nn ve konut kredı kuruluşlarının bu ışe aktıf olarak gınnesı ıçın gereklı kanunı değışıklıklenn yapılması gerekmektedır Aynca ıpoteklı tahvıl veya emlak fınans- man bonosu çıkanlması, konut ve gayrı- menkul yatınm fonlarının oluşturujma- sı ve arsa üretme ve konut yapımı ku- rumlannın kurulabılmesı ıçın gereklı hukukı yapı oluşturulmalı, aynca SPK'- ya gereklı yetkıler venlmelıdır Tahvıl, hısse senetlen ve fonlann alış- verışının İMKB'de yapılabılmesı ıçın de gereklı kanun ve yönetmelıkler çıkartı- lmalıdır Konut fınansmanının başansı ıpotek- lı tahvıl veya gaynmenkul kredılennın zamanında ödenmesme bağlıdır Bu kredılenn anaparası veya faızı zamanın- da ödenmedığınde borçlunun haklan- nın korunması kaydı ıle alacaklı alacağı- nı kısa zamanda tahsıl ıçın borca konu olan gaynmenkule anında el koyabıl- mesı ve konut sahıbı adına bunu nakde çevırme yetkısıne sahıp olmalıdır Bunu temın ıçın Borçlar, Medenı, lcra ve Iflas kanunlanmızda gereklı değışık- lıkler yapılmalıdır Adlı mekanızmanın suratlı bır şekılde çalışmasını sağlamak ıçın gereklı or- ganızasyon değışıklıklen de yapılmalı- dır Yukanda bahsedılen hususlar bu ko- nuda katedılmesı gereken mesafenın sa- dece başında olduğumuzu gostermek- tedır Konunun detaylanna ınılmelı ve teknık yonlen daha detaylı olarak fı- nansman, vergı ve emlak uzmanlan ve konu ıle ılgısı olan dığer uzman kışıler tarafından tartışılmalıdır Bu konular kamuoyunda tartışılarak halka mal edı- lıp olgunlaştınldıktan sonra gereklı de- ğışıklıkler yapılabılecektır Bu konulara kapalı kapılar arkasında karar venlme- melıdır Bankalann, sıgorta şırketlennın, SPK, tMKB nın, dığer fınans kuruluş- lannın, ınşaat şırketlennın, polıtık par- tılenn, sendıkalar, tüketıcı kuruluşlan gıbı kredıyı kullanacak ve vergılen ıle modeli destekleyecek halkımızın da bu konulardakı goruşlen ahndıktan sonra bır karara vanlmalıdır Konuya koklu çozumlenn bulunması ıçın bu süreç ge- reklıdır j^ORTAM ŞAHİN ALPAY Ahtanya'nın Sorunu B erlın'e ılk kez 1978 başında gıtrruş, duvann ıkı ya- kasını da gezmıştım Kentın batısı bır ozgurlük ve zengınlık tımsaîı gıbıydı, doğusu ıse polıs rejunı altında yaşayan bır harabe Batı Berlın'ın sokak- lanndan hayat ve dınamızm fışkınyordu, Doğu Berhn ıse adeta bır ölüler kentıydı Berlın'e 1990 başında, duvann yıkılmasından hemen sonra yenıden gıttığımde de aynı ızlenımlen edındım Gözlediğım kontrast bana, ıçınde yaşadığı sıyası ve ıktı- sadı rejımın bır ulusun yaşamı bakımından ne denlı onemlı olduğunu duşundurdu Hasletlen elvenşlı olan bır ulusun, hangı rejım altında yaşarsa yaşasın başanlı ola- cağını söyleyen "teon"nın yanhşhğını bolünmüş Alman- ya'dan daha ıyı gosterecek bır ornek bulunamazdı Ikı ayn rejım, aynı ulustan ıkı ayn toplum yaratmıştı Almanya şımdı Doğu eyaletlennı Batısıyla bütünleştır- me çabası ıçınde Bu çaba ılerledıkçe, Almanya'nın dünya polıtıkasında ekonomık gucuyle gıderek daha orantıh bır rol oynamaya başlamasında şaşılacak bır şey yok Uzak olmayan bır gelecekte, çok-merkezlı yenı dunya düzenı- nın baş aktörlennden bın herhalde Almanya olacak Bü- yük olasılıkla Almanya Avrupa'nın doğusunun ekono- mık kalkınmasında motor rolu oynayacak Bırbuçuk mıl- yon ınsanımızın yaşadığı, dış tıcaretımızde gıderek bü- yuyen bır payı olan Almanya ıle dostane ılışkıler bızım açımızdan kuşku yok kı buyük önem taşıyor Yenı Almanya dunya Önûmüzdeki dönemde Almanya'nın nasıl bir toplum olacağının biraz da Doğu'nun totaliter geçmişiyle nasıl hesaplaşacağı sorusuna bağlı olduğu söyknebilir. ıçın bır banş ve demok- rası kalesı mı olacak, yoksa bazılannın şımdı- den endışelendığı gıbı karşımıza yenıden tota- liter ve yayılmacı bır guç olarak mı çıkacak 9 AT ıçınde Avrupa'yla bütunleşen ve başından acı deneyımler geçen Al- manya'da tarıhın tek- rarlanması olasıhğımn pek bulunmadığına ınananlara kaülıyorum Ama Doğu Almanya'nın dosyalan açılıp, polıs rejımının tüyler ür- pertıcı gerçeklen ortaya çıktıkça Almanya'nın ışının haylı güç olduğu da göruluyor "Demokratık" Almanya'nın gerçeklen, nedense, ba- sınımıza yetennce yansımıyor Tıme dergısı geçen hafta eskı Doğu Alman rejımının belkemığı olan gızlı polıs ör- gutü Stası'nın 1 Ocak'tan ıtıbaren kamuya açılan arşıvle- nyle ılgılı genış bır haber yayımladı Habere gore, arşıvle- nn açılmasıyla 17 mılyon Doğu Alman yurttaşından yak- laşık 6 mılyonunun Stası tarafından fışlendığı anlaşıldı Dosyalannı ıncelemek ıçın şımdıye kadar başvuran 300 000 kışı, Stası hesabına çahşan 200 000 kışılık muh- bırler ordusuna, yakın dostlannm, bazı durumlarda anne ve babalannın, kardeşlerının ve eşlennın de dahıl olduğu- nu öğrendıklennde dehşete kapıldı Bu kımseler arasında şımdı Saksonya eyaletı îçışlen Bakanı olan Heınz Eggert de var Eggert, 1968'de Sovyet- lenn Çekoslovakya'yı ışgal etmelenne karşı çıkmasından bu yana 20 arkadaşının kendısını Stası'ye rapor ettıklen- nı, yakın bır dostu olan aıle doktorunun 1983'te kendısıne sakat kalmasına yol açacak ılaçlar verdığını öğrendı Çok yakın bır zamana kadar eskı Doğu Almanya'yı de- mokrası açısından bazı kusurlan olsa da, yurttaşlanna ış ve sosyal guvenhk sağladığı ıçın neredeyse ornek bır top- lum olarak goren, Doğu Almanlann Batı'yla bırleştıkle- nne pışman olacaklannı duşunenlere Stası dosyalanyla ılgılı haberlen okumalannı bılhassa tavsıye edenm Almanya'nın batısı 1933-45 arasında 12 yıl totaliter bır polıs rejımı altında yaşadı Batı Almanya Nazı rejımının ızlennı sılmeyı aradan geçen yaklaşık 50 yıla rağmen hala tam olarak başaramadı Ya Almanya'nın 1933'ten daha düne kadar 60 yıla yakın bır sure totaliter bır polıs rejımı altında yaşayan doğusu bu mırastan nasıl annacak7 önûmüzdeki donemde Almanya'nın nasıl bır toplum olacağının bıraz da Doğu'nun totaliter geçmişiyle nasıl hesaplaşacağı sorusuna bağlı olduğu söylenebılır En koyu ırkçılann orada bulunduğuna bakılırsa Almanya'- nın doğusunun de-Nazıfikasyonu (Nazızm'den anndınl- ması) bır anlamda şımdı başlıyor Gunumu7 Almanyası'nı değerlendınrken bu olgulan hesaba katmak gereİcıyor OKURLARDAN Milli Eğitim'in Sorunları Eğıtım ışkolunda çalışanlann, Sayın Mılh Eğıtım Bakanı Köksal Toptan'dan beklentılen nelerdır9 Bız, ıvedıhkle çozulmesı gerekenlere değmmeye çalışalım Eğıtım ışkolu çalışanlanna grevlı, toplusözleşmeh sendıka kurma hakkı venlmelıdır Onhazırlığı yapılarak kurulmuş bulunan Eğıtım-Iş ve Eğıt-Sen yasal olarak tanınmalıdır Eğıtım-oğretımın her kademesınde öğretmenlenn katılımı sağlanmalı ve kendı yonetıcılennı kendılen seçmehdırler İLK-SAN'ınve öğretmenevlennın antı-demokratık ışleyışıne bır son venlmelı Öğretmenev lennın yonetımı atamayla değıl de demokratık bır seçımle Kent kooperatifçiliği oluşturulmah Aynı ışkolunda çahşan memur ve hademelere de öğretmenevlennın kapısı açılmahdır Öğretmenlenn geçım standardı, ınsan onuruna yaraşırbırdüzeye getınlmelıdır Enflasyonun üzennde, dört kışılık bır aılenın yaşayabıleceğı bır ucret venlmelı Bu ekonomık talep, öğretmen sendıkalanyla bırlıkte saptanmalıdır Kıra yardımı 1992'nınocak ayından başlatılmalıdır. Tasarruf kesıntılen adı altında alınan paralar demokratık değıldır Hemen gen odenmelıdır Emeklı Sandığı, verdığı borç paradan faız almamahdır TURANALTUNTAŞ Adana Kent kooperatıfçılığı zorlu bır sınavdan geçerek kendını kanıtlamıştır Ne var kı, bız bu yavaş tempolu gelışmeyı yeterlı bulmuyoruz İçınde bulunduğumuz hızlı gelışme surecıne paralel, yenı kentleşme hareketme hız kazandıracak, yenı merkezı ıdarenın desteğınde, yenı bır donemın başlatılması ıçın yenı eğılım ve kavramlar doğrultusunda, kooperatıfçıhğın ulusal bırhğını de oluşturacak yenı bıryapılaşmaya ve bu yapılaşmayı hayata geçırecek yenı bır yasal duzenlemeye gıdılmesının kaçınılmaz olduğu ınancındayız Cumhunyet oncesınde olduğu gıbı, cumhunyet sonrası bugunde, gen kalmışlık damgasını yememek ıçın 21 yüzyılın eşığınde dunyada olup-bıtenlen görmek, geleceğe dönuk bılımsel ve teknık gelışmelen yakından ızlemek ve ayak uydunnak zorundayız Geçmışte "altın çağ" dıye mtelenen geçıcı bır ara döneme karşıhk, kooperatıfçılığın yannlannda "platm çağmı" yaratacak olanlara selam ve saygılar RAUFSÖNMEZ İzmıt
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle