01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4Şubatl992 haberler Cumhuriyet3 Tüm haklannın devlet güvencesinde olduğu belirtilen işçiler İzmir'e geri gönderildi İşçiyürüyüşünde garip sonCUlVfHURİYET (Ankara)- Izmir Büyükşehir ve üç ilce belediyesi tarafın- d a n işten çıkanlan işçilerin başlatîjğı Ankara'ya yürüyüş eylemi 28'- inci günde sona erdi. işçiler, devlet güvencesi altında olduklan belirti- lerek dün polis müdahalesiyle İzmir'e geri gönderildiler. Izmir Büyükşehir Belediyesi'ndeki ış- l e n n e geri dönmek amacıyla 28 gündür yaklaşık 550 kilometre yürüyen işçiler için önceki gün Ankara'da bir dizi gö- rüşme yapıldı. Önceki gûn öğlen saatle- rinde yerel yönetimlerden sorumlu Dev- let Bakanı Erman Şahin'in başkanlığın- da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Moğultay, Türk-lş Genel Baş- kanı Şevket Yılmaz, SHP Genel Sekre- teri Cevdet Selvi ve SHP Merkez Yürût- me Kurulu (MYK.) üyesi Ethem Can- kurtaran, fzmir'in Konak, Karşıyaka, Bornova ve Buca Belediye Başkanlan- njn katıldığı bir toplantı yapıldı. Kesin bir çözüme ulaşılamayan toplantıdan sonra sorun Bakanlar Kurulu'nun ola- ğanüstü toplantısında gündeme geldi. Bakanlar Kurulu'nda Içişleri ile Çalış- ma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı mütet- tişlerinden oluşan karma bir teftiş kuru- lunun lzmir Büyükşehir Belediyesi'nde incelemeler yapması ve kesin çözümün bu çalışmanın sonuçlanna göre belirlen- mesi kararlaştınldı. Bakanlar Kurulu toplantısından son- ra bakanlar Türk-lş yöneticileri ve yürü- ytlşçü işçilerin temsilcilerinin katıldığı eskı Başbakanlık binasındaki toplantı ise dün sabah erken saatlere kadar sür- dü. Erman Şahin'in başkanlığında yapı- lan toplantıya Çalışma ve Sosyal Gü- venlik Bakanı Mehmet Moğultay, Dev- let Bakanlan Ömer Barutçu, Mehmet Kahraman, lçişleri Bakanı Ismet Sez- gin, Milli Savunma Bakanı Nevzat ,Ayaz, Milli Eğitim Bakanı Köksal Top- tan katıldılar. Daha sonra SHP Genel Sekreteri Cevdet Selvi, Türk-ls Genel Başkanı Şevket Yılmaz, Türk-lş Yöne- tim Kurulu Oyeleri, Belediye-tş Sendika- sı yöneticileri ve SHP MYK üyesi Ethem Cankurtaran ile yürüyüşçü işçilerin tem- silcilerinin de çağnldığı bu toplantıda işçilerin^iş güvencesi ve kıdem tazminat- lan dahil, bütün haklannın hükümet güvencesi altına alındığı' belirtilerek yü- rüyüşe son verilmesi karan benimsendi. Polis gözetimliMte yokaıluk Izmirli işçilerin bilyük bir bölümü, dün sabaha karşı saat O5.OO'te polis ve jandar- ma gözetıminde otobüslere bindirilerek ge- ri gönderildi. Bu olayın görgü tanığı bir Belediye-lş Sendikası yetkilisi, Cumhuri- yet'e şunlan anlattı: "Gece saat 02.30-03.00 sıralarında Türk-lş Teşkilatlandırma Sekreteri Meh- met Barnyacı, Ankara dışında bir benzin- likte bekleyen işçilerin yanına geldi. Ba- kanlar Kurulu'ndaki gelişmderi ve bunun üzerine alınan geri dönüş karanm anlattı. Ancak isçiler ile arasuıda anlaşmazlık çıktı. İşçiler, temsilcilerinin gelmesini istediler, onlarla konuşznadan herhangi bir şey yap- mayacaklannı söylediler. Bunun üzerine Bamyacı geri döndü. Bundan yarım saat sonra da polis ve jandarma olay yerine gel- di. İşçiler, getirilen dokuz otobüse bindi- rilerek gönderildi." Dün sabah buluşma yerine gelen 40 ka- dar işçi de arkadaşlannın tzmir'e döndük- lerini, oradaki görevlilerden öğrendiler. Belediye-tş Sendikası ile telefon göruşmesi yapan işçiler, daha sonra sendika tarafın- dan kiralanan bir otobüs ile İzmir'e gön- derildiler. Protestocu İşçiler, Cumhuriyet'e, açık- lanan anlaşma koşullanna karşı çıktıkla- nnı söylediler. Yürüyüşçü işçilerden Hü-, seyin Kurşun, "Biz 30 gün yalnız tazmi- natlanmız için yürumedik, onu zaten mah- keme karan ile alırdık" dedi. Seyit Han Oymaa da arkadaşlannın polis ve jandar- ma zoru ile gnöderildiğini söyleyerek "Bu, hükümetin açıkladığı şeffaflık politikası ile çelişkj oluşturuyor" diye konuştu. Uzan-Özal kavgası Yargıiki tarafı da güldürdüŞENOL KONUKÇU (Irtanbul) • Magic Box ortaklan Cem Uzan ile Ahmet özal arasındakı kavgada dün yargı iki karar verdi: 1. Istanbul 7. Asliye Ticaret Mah- kemesi, Ahmet özal'ın, Magjc Box he- saplan ile gehrlerinin incelenmesi ve tespit edilmesi yolundaki istegıni reddetti. 2. Savcılık, Ahmet özal, Turgay Aksoylu ve Tevfık Metin aleyhinde resmi evrakta sahtekâriık suçlaması ile başlaölan soruş- turmada takıpsizlık karan verdi. Perşembe günü avukatı Münci İnci aracılığı ile mahkemeye başvuran Ah- met Özal, yüzdeelli hissedan olduğu ve merkezi yurtdışında bulunan Magic Box Incorporated AG'nin lmar Ban- kası Gayrettepe Şubesi'ndeki 20060150 nolu hesabından, diğerortak Cem Uzan tarafından yetkisiz bir şe- kilde para çekildiğini öne sürdü. Cem Uzan ve kendisinin şirket hesabından yüz bin dfc.lara kadar tek imza ile para çekme yelkisine sahip olduğunu bildi- reri Ahmet özal, ortağı Cem Uzan'ın İmar Bahkası sahıbi olması nedeniyle bankadaki hesapla ilgili olarak kendi- sine bilgi verilmediğini, reklam gelirle- rini de Uzan'ın kendi menfaatleri doğ- rultusunda kullandığını iddia etti. Cem Uzan'ın avukatı Sümer Altay da mahkemeye dün verdiği dilekçe ile tespit isteminin reddedilmesini istedi. Ahmet Özal'ın tespit istemıni ve or- tağı Cem Uzan'ın bu isteme yaptığı iti- razı mceleyen Istanbul 7. Asliye Tica- ret Mahkemesi, özal'ın isteminin reddine karar verdi. TaUpsbttk karan Starl'e haciz olavına neden olan 20 milyarlık borç senedi nedeniyle MBI Reklamcılık ve Filmcılik Şirketi adına Cem Uzan ve Yekta Okur'un başvuru- suyla başlayan soruşturma için savcılık takipsızlik karan verdi. Uzan ve Okur, "hizmet sebebi ile emniyeti suiistimal ve resmi evrakta sahtekârlık" iddialanyla Ahmet Özal, gümrük komisyoncusu Turgay Aksoy- lu ve senette özal ile birlikte imzası bulunan şirket yetkilisi Mehmet Tevfık Metin aleyhinde suçduyurusu yapmış- tı. Soruşturmayı yürüten savcı Halil Avuka, konunun hukuki bir anlaşmaz- hktan kaynaklandığı görüşü ile takip- sizlik karan verdi. Kararda, bu tür anlaşmazlıklann hukuk mahkemele- rinde görülebıleceği kaydedildi. Poüs, dûn Yurtiçi Kargo Servisi'nin Cağaloğlu Şubesi önûnde topiandıktan sonra Hürriyet gazetesine doğnı vûrüyüşe geçen işçile- re müdahale etti. Cop kuilanarak göstericileri dağıtan polis, bazı foto muhabirierinin filmlerine el koydu. (Fotoğraf: ALİ ÖZ) Kargo işçilerine kargatulumba ş Servisi - Yurtiçi Kargo Servisi işyerlerinde işten çıkarma- Iar üzerine başlayan direnişlerin 29'uncu günü olaylı geçti. İstanbul CağaloğJu'nda işten çıkarmalan protesto etmek amacıyla göste- ri düzenleyen yaklaşık 100 Yurtiçi Kargo Servisi işçisinden 10'u güvenlik kuvvetleri tarafından gözaltına alındı. Yurtiçi Kargo'nun Cağaloğlu şubesi önünde toplanan işçilerle, bir gnıp memur sendikası yöneticisi ve siyasi dergi temsil- cileri dün ögle saatinde 'İşçi kıyuruna son', 'Yaşasın lzmir-Ankara yüniyüşü' pankart- lan ve alkışlarla Hürriyet gazetesi önüne yürüdüler. Polis, 'özgür basın' 'Basın- işçi el ele' sloganlan atan gruba, dağümak üze- reyken mûdahale etti. Güvenlik kuvvetle- ri pankartlan toplarken grubu da cop kui- lanarak dağıttı. Bu sırada 10 kişi gözaltı- na aündı. Olayı gö.rüntülemek isteyen ba- zı gazetecilerin fılmleri polisler tarafından zorla alındı. SHP 11 Başkanı Bozkurt Nuhoğlu, SHP Milletvekili Salman Kaya ve Tek Gıda-lş Sendikası'nın bazı üyeleri dün Yurtiçi Kar- go'nun Altunizade aktarma merkezinde direnişlerini sürdüren 80 dolayında işçiyi ziyaret ettiler. SHP ll Başkau Bozkurt Nuhoğlu burada yaptığı konuşmada, Yur- tiçi Kargo işvereninin ilan vererek, polisi kıskırtarak direnişi kırmaya çabşoğını söy- ledi. Nuhoğlu şöyle konuştu: "Koalisyon or- tağı bulunduğumuz yeni hükümet, çalışan- lann örgütlenmeleri ve tüm ekonomik de- mokratik haklan konusunda son derece hassas yaklaşım içindedir. Bu hassasiyetin ürünlerini toplayacağımız konusunda son derece umutluyum." SHP Milletvekili Sal- man Kaya da polisin direnişçi işçiler kar- şısındaki tutumunu onaylamadıklannı söy- ledi. Eminönü Belediyesi'nde çabşan çok sa- yıda isçi de dün Yurtiçi Kargo'nun Top- kapı aktarma merkezinde direnişlerini sür- düren işçileri ziyaret ettiler. Zeytinburnu Belediyesi'nin de Topkapı işçilerine gıda yardımında bulunmaya başladığı bildiril- di. Maliye çalışanları sendika kurdu tş-Sendika Servisi - Malıye ve Gümrük Bakanlığı'na bağlı işyerlerinde çalışan memurlar dün sendika kurmak amacıy- la İstanbul Valiliği'ne başvurarak Tüm Maliye Sen'in kuruluş evrakını verdiler. Üç yıldır sendika kurma faalıyetlennı sürdüren maliye çalışanları. kuruluş ev- raklan valilik tarafından kabul cdildik- ten sonra valilik önünde, 'Yaşasın Tüm Maliye-Sen', 'Toplusözleşme hakkımız, grev silahımız' yazıh pullar attılar. Tüm Maliye Çalışanlan Sendikası (Tüm Maliye-Sen) kurucu genel başkanı lrfan Erdoğanoğlu. burada yaptığı açık- lamada amaçlannm toplusözleşme ve grev haklannın alınması olduğunu söyledi. tr- fanoğlu, hükümetin memurlann sendika- laşması yönünde verdiği sözü tutup tutma- yacağıru göreceklerini belirterek şöyle ko- nuştu "Bizler, hak verilmez alınır ilkesi ile hedef•'»liğimiz noktaya varmak için önü- müze çıkan 657 sayıü Devlet Memurları Kanunu, 1982 Anayasası, 2821 ve 2822 sa- yılı Sendikalar Kanunu'nda var olan tüm antidemorkatik engellerin ancak kamu ça- hşanlanmn, demokrasi güçlerinin birlik- te mücadelesiyle aşılacağı inancındayız. GÜNÜ1V NOTLARI OSMAN ULAGAY Toplusözleşmeler ve Enflasyon 1 992 yılında Türk-lş'e bağlı sendi- kalara üye 623.651 işçiyle Hak- iş'e bağlı sendikalara üye 151.295 işçiyle ilgili toplusözleşmelerin bağıtlanması gerekiyor. Bu 775 bin dolayındaki işçinin 396. 334'ü kamu kesiminde, 378.612'si ise özel kesimde bulunuyor. Türk-lş'e bağ- lı işçilerin 290 416'sı, Hak-lş'e bağlı olanların 105.918'i kamu kesiminde. 1992 yılında kamu kesiminde ve özel kesimde bağıtlanması gereken toplu- sözleşmelerin aylara dağılımı ise şöy- le: Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Arahk Kamu Iteslnil 137.915 5.025 96.905 1.388 1.961 5.829 75.670 853 31.292 37.169 210 117 Özal Jfosfm 74.030 11.144 4.832 24.374 30.128 7.612 7.672 15.399 184.216 3.779 33.530 1.896 Toptam 211.945 16.169 103.737 25.672 32.089 13.441 83.342 16.252 215.508 40.948 13.740 2.013 TOPLAM- 396.334 378.612 774.946 Bu tabloda da görüldüğü gibi kamu kesiminde bağıtlanması gereken toplu- sözleşmeler ocak, mart, temmuz ve ey- fül-ekim aylarında yoğunlaşmış. öze\ kesimde ise ocaktan sonra özellikle ey- lül ayında büyük bir yoğunlaşma görü- lüyor. Bu dağılım takvimi birkaç bakımdan önemli. Bir kere yılın ilk çeyreğinde başlaması gereken ve özellikle kamu kesiminde 240 bin dolayında işçiyi kap- sayan toplusözleşmelerde ortaya çıka- cak ölçülerin, sağlanacak ücret artışla- rının ve diğer koşulların yılın bütünün- deki sözleşmeler için bir ölçü ve örnek oluşturması beklenebilir. Ikincisi, eylül ayında özel sektör söz- leşmelerinin ağırlık taşıyan bölümü gündeme geldiğinde 1992 yılı enflasyo- nu hakkında çok daha iyi bir fikir sahibi olmuş olacağız. Sayın Tansu Çiller'in, "Eylülden itibaren enflasyonun düştü- ğü net biçimde görülecek" yolunda beyanlarının gerçekleşme olasılığını daha iyi görebileceğiz. Bunun da toplu- sözleşmeler için bir ölçü olarak kaale alınması gerekecek. Bu koşullarda yılın ilk çeyreğinde başlaması gereken toplusözleşme gö- rüşmelerinde takınılacak tavırlar ve varılacak noktalar büyük önem taşıyor. Kamu kesiminde, belirlenen enflasyon hedefleriyle hıç bağdaşmayan yüksek oranlı ücret artışları gündeme gelirse bu, tüm diğer sözleşmeler için bir ör- nek oluşturacak. Memurlara yılın ikinci yansında veri- lecek zamlar da bundan etkilenecek. Ayrıca enflasyonun inişe geçtiğı görül- se bile yılın ikinci yansında gündeme gelecek sözleşmelere de etki yapacak bu ilk çeyrekîe sağlanan yüksek oranlı artşlar. Diyelim ki enflasyon hedefinin çok üstünde ücret ve maaş artışları sağlarv dı. Mevcut yapı içinde bu ücret artışları KİT zamlarına ve özel sektör zamlarına yansıtlacak. Enflasyon hedefinin tuttu- rulması olanaksızlaşacak. KtT açıkları daha da büyüyecek, işçi azaltma eğifi- mi artacak, sanayi kesiminde mevcut istihdam düzeyini korumak bile güçle- şecek. . Türkiye'de enflasyonun asıl sebebi işçi-memur ücretleri mi? Hayır, değil ama ücret ve maaş artışları belirlenen enflasyon hedefinin çok üzerinde ger- çekleştiği takdirde bu hedefin anlamı kalmaz, inandıncılığı iyice azalır. Tüm diğer kesimler de buna göre davranır ve enflasyon bir kez daha konan hede- fin çok üzerinde gerçekleşir. Türkiye'de ücretler yüksek mi? Türkiye'de işçi ücretleri yüksek mi? Hükümetimiz her konuda Avrupa ve dünya normlarına uyum sağlamayı he- def aldığına göre acaba Türkiye'deki ücretler Avrupa ve dünya ölçülerihe göre ne durumda? TlSK'in yaptığı bir araştırmaya göre AT ülkeleri ve TürHiye'de yıllık nominal işgücü maliyetlerinin dolar bazında karşılaştırması 1985 ve 1990 yıllarında şu sonucu veriyor cinsindeıi karşılaştırmasını veren bu grafik, 1990 yılında Türkiye'de ücretfe- rin Avrupa'daki düzeylerin çok gerisin- de bulunduğunu, yenı sanayileşen ülkeler grubu içinde de yalnızca Mek- sika'da Türkiye'den düşük bir ücret düzeyinin geçerli olduğunu gösteriyor. Saat Basına Ücret + Yan öd*m«- 1985 1M0 Almanya Belçika Danimarka Fransa Hollanda Ingiltere Irianda Ispanya Italya Portekiz Yunanistan Türkiye 16.429 16.170 14.013 13.410 15.896 10.573 10.938 8.758 13.154 3.092 6.778 3506 30.590 26.373 25.016 21.330 24.272 23.222 11.237 18.864 27.549 6.790 10.151 8.771 TİSK, Türkiye için yıllık ortalama no- minal işgücü maliyetinin 1991'de 13.518 dolara yükseldiğini tahmin edi- yor. Bu veriler Türkiye'de nominal iş- gücü maliyetlerinin çoğu AT ülkesinde- ki maliyetlerin hâlâ hayli gerisinde kaldığını, ancak son yıllardaki artışlarfa aradaki farkın kapanmaya başladığını gösteriyor. TlSK'in satın alma gücü pa- ritesine göre yaptığı karşılaştırma ise Türkiye'de 1990 yılında erişilen çalışan başına işgücü maliyetinin tüm AT ülke- lerini geride bıraktığı iddiasına daya- nak oluşturuyor. öte yandan Köln'de bulunan Alman Sanayi Enstitüsü tarafından derlenen verilere göre Wall StreetJournal gaze- tesinin hazırladığı yandaki grafik, 1990 yılında çeşitli ülkelerde ortalama işgücü maliyetlerinin farklı bir karşılaş- trmasını veriyor. Saat başına çıplak ücret ve yan ödemelerin Alman Markı 10 15 20 25 30 35 40 Görülüyor ki Türkiye'de işçilik ücretle- rinin artık "pahalı" olduğunu iddia edenlerde hâlâ "ucuz"olduğunu iddia edenler de kendilerini haklı gösterecek rakamlar bulabilirler. Bunlara ek olarak DlE'nin 1990 yılı anket sonuçlanna göre Türkiye'de ka- yıtlı işçi sayısınm 3 milyon 564 bin o(du- ğunu, sendikalı işçi sayısınm 2 milyo- nun hemen altında kaldığını, kayıt dışı ücretli sayısınm 1 milyon 770 bin, resmi işsiz sayısınm ise 1 milyon 635 bin ola- rak tahmin edildiğini de hanrfatalım. Sonuç: Çok boyutlu ve karmaşık bir tablo var önümüzde ve sağlıklı çözüm- ler her şeyden önce bu tablonun serin- kanlı bir değerlendirmesinin yapılma- sını gerektiriyor. TRT ve Magic Box kanallanna tepki duyan Müslümanlar, alternatif TV kurma çalışmalannıtartışıyor Komör ZehİrienmeSİ C3I1 aldl Abdestkaçırmayan TV ne zamankurulacak? CUMHURİYET(Ankara)-îslamcı kesimdeTRT ve Magic Box yayın- lanna duyulan tepki büyüyor. Bu kesimdeyürütülen alternatif TV çalışmalan ise bir dizi zorlukla karşı karşıya. Başını Prof. Dr. Şaban Karataş'ın çektiği Hilal-1 'le ilgili girişimler, "sözcü- lerin kendi reklamlannı yapmalan"n- dan öteye gidemedi. tslami video fılmleri alanında önder kuruluş Elif Video ile Türkiye ve Zaman gazetelerinin de "lslami TV için araştır- ma yaptıklan biliniyor. Bu konuda atı- lan tek somut adım ise yurtdışında gerçekleşti. RP'nin Avrupa'daki uzantı- sı Avrupa Milli Görüş Teşkilaü (AMGT), Almanya ve Hollanda'da kablolu yayına basladı. Köln'de de bir TV istasyonu kurdu. AMGT'nin tıpkı Starl gibi uydu aracılığıyla Türkiye'ye yönelik yayınlara başlayacağı söylenti- ler arasında. tslami kesimin özel TV'yle ilgili temel sıkıntısı ise "laik devletin sansür anla- yışı"nı aşmak. İkinci birsıkıntı ise "açık saçık ve içinde kadın olmayan reklam" alabilmek. Gerekli altyapıyı oluşturmak için fınansman bulmak da doğal olarak sorunlar arasında. Bütün bu sorunlan tslami kesimin özel TV ile ve yayıncıhkla ilgili önde ge- len isimleri haftahk Yörünge dergisinde tartıştı. llginç görüşler ortaya çıktı. Salih Diriklik (Yönetmen): Hilal-l'in ve bazı kişi ve kuruiuşlann özel televiz- yon kurma söylentilerini tam bir spekü- lasyon olarak alıyorum. Henüz kimse böyle bir görev üstlenmediği ve üstlen- meye de talip görünmediği için özel TV meselesini kaçınlmakta olan bir tren olarak görüyorum. Mahmut Çetın (Türkiye Gazetesi Radyo Televizyon): Asıl mesele prog- ramcılık, Türkiye'de ve diğer müstemle- ke ülkelerde olduğu gibi Batılı ve özellikle Amerikan fılmleri televizyon kanallannı istila eder. tyi bir çeviriyle gayri müslim unsurlar yok edilemez mi? Edilmeye çalışılır, ama ortaya 'Selamü- naleyküttfl>armen' çıkar. Hikâyesi şu: Arap ülkelerinin birinde televizyon, kovboy fılmi yayınlar. Barmene, 'Sela- münaleyküm barmen, çek bir viski' der. Ortaya çıkan cinayettir. Allah'ın selamı, viski ve barmen. Dublajın sonu budur. Elin filmiyle yayına geçilmez. Hekimoğlu fsmail (Yazar): Türkiye, Müslümanlann bulunduğu bir ülkedir, dolayısı ile bu ülkedeki her şey halka uy- gun olmalıdır. Bir TV kurmaya şimdilik niyetim yok. Çûnkü, TV büyük sermaye isteyen, büyük organize işidir. Ama TV çahşması yapanlara her türlü yardıma hazınm. Prof. Dr. Şaban Karataş: Bu konuda girişimimiz var. Müslüman Türkleri ve Müslüman Türklerin ülkelerinde yaşa- yan herkesi, genel olarak dünyanın, özel olarak Türk dünyasının ve İslam dünya- sının gidişatından haberdar etmek gayesi gûdüyoruz. Ancak anayasada ya- pılacak değişiklikleri beklemek niyetin- deyiz. Yücel Çakmakh (Yönetmen): Starl örneği gibi uydu yayın vasıtası ile yayın yapılması için araştırmalar yaptıktan sonra Hilal örneği gibi yayına baş- nabileceğini söylemeye başladım. Tabii dış kaynaklar da devreye gırecek. Yurt- dışındaki temsilcilerimiz vasıtasıyla dış bağlantı, İslam ülkeleriyle ilişkilersağla- nacaktır. Bir sıkıntı, reklamların ölçüsü- nün ne olacağı. Reklamlan yayınlama ilkesinde titizlikle durulursa, halkta bir gûven duygusu uyanabilir. Bu güven duygusuyla bu kanala reklam verecekler çoğalabilir. Mehmet Tannsever (Feza Film): Ora- ya Hocaefendiyi çıkartır da vaaz ettir- sen, kimse dinlemez, başka kanallara kaçar. Kendi dinleyicin bile seyretmez. Sınemayı yapmamız gerekecek. Şimdi aldığım romanlan film diye çekmekten imtina ediyorum. Otuz kırk sene evvelki romanlara benziyor. Kimileri cıkmış, Hilal 1 deyip duruyorlar,. Nerede Hilal 1, hani? Bunlar ancak zamanla olur. önce sinemanın hakkını vermek gerekır. Mehmet Talu (İsmailağa Cemaati): Televizyon bir alettir. Camında, kablo- sunda, ekranında ve benzeri aksamında bir kötülük bulunmamaktadır. Bu ba- kımdan A'dan Z'ye kadar bütün prog- ramlan İslami prensiplere uygun olan bir özel televizyonun kurulmasırun zaru- riliğine ınanıyorum. özel kanalı izleye- ceklerin televizyonu da özel olmalı. Yoksa düğmeler ile kanal değiştirildi mi gene büyük sakıncalar aynen olacaktır. Mesut Uçakan (Yönetmen): Banka reklamı, ya da kadını kuilanarak iletilen mamul reklamına yer verebilecek misi- niz veya bir Yahudinin malına yer verebilecek misiniz? Bunlan vermiş ol- sanız, sizin kendi inançlannız doğrultu- sunda bir özel televizyon kurma isteği zaten ortadan kalkar. Vermemiş olsa- nız, bu sefer de gelir kanaklannız kurur. Böyle olduğu takdirde, bütün Müslü- man cemaatleri kavrayabilecek ortak politikalar oluşturmak lazım. • AA (tzmir - Selçuk) tzmir'in Gültepe semti ve Selçuk, ilçesinde meydana gelen kömür zehirlenmesi olaylannda 3 kişi can verdi. Ateşle dolu soba kovasını odalanna alan iki amca oğlundan Yavuz Taşkıran (21) yaşamını yitirdi. Yakınlan tarafından dün sabah koma halinde hastaneye kaldınlan Aslan İaşkıran (26) ise Yenişehir SSK Hastanesi'nde kurtanlamadı. Izmir'in Selçuk ilçesindeki olayda ise ısınmak için kömür mangalını odalanna alan kan-kocadan Ulviye Doyranlı (52) öldü. Aynı odada kaJan ve sızan dumandan etkilenerek komaya giren Recep Doyranlı (57) ise dün sabah durumu gören yakınlan tarafından hastaneye kaldınldı. Tatlıses'e tutuklama mûzekkeresi • AA (Ankara) Halk ozanı Süleyman Topgül tarafından hakkında acılan davaya katılmayan ses sanatçısı Ibrahim Tatlıses için mahkeme yeniden gıyabi tutuklama mûzekkeresi yazdı. Ankara 4. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki dünkü dunısmada, halk ozanı Süleyman Topgül'ün avukatı, sanatçı Ibrahim Tathses ve besteci Erkan Ocaklı için 30 Araük 1991 günü yazılan gıyabi tutuklama müzekkeresine rağmen halen bulunamadıklannı bildirerek "Ibrahim Tktlıses her gün televizyona çıkıyor, konserler veriyor, ama hâlâ bulunamadı. Görevliler hakkında suç duyurusunda bulunuyorum" diye konuştu. Bunun üzerine mahkeme, Ibrahim Tathses ve Erkan Ocaklı için daha önce verilen tutuklama karannın tekrarlanarak Cumhuriyet Savcılığı'na gönderilmesini kararlaştırarak duruşmayı ileri bir tarihe bıraktı. Gaziantepte mermi kaçakçılığı • AA (Gmztentep) - Gaziantep'te önceki gün düzenlenen operasyonda 2 bin 300 tabanca mennisi ele geçirildi, 3 kişi gözaltına alındı. Emniyet Müdürlügü Silah Mühimmat Kaçakçılık Şubesi ekiplerince Düztepe Mahallesi'nde, alıcı gibi davranan polislere mermi satmaya çalışan Mehmet Yıldınm (27), Halit Karakeçi (44) ve ökkeş Doğan (19) yakalandılar. Sanıklann üzerinde ve gösterdikleri yerlerde yapılan aramalarda 2 bin 300 adet 9 milimetre çapında yabancı kaynaklı tabanca mennisi ele geçirildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle