Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 Cumhuriyet dışhabeıier 4Şubatl992
Haiti'yegeridönüş
• (AA) (Guantanamo Körfezi / Kfiba) -
ABD'nın Küba'daki Guantanamo
Körfezi üssüne sığınan 10 bini aşkın
Haitilinin büyük bölumü, ABD
yetkililerince ülkelerine geri
gönderilıyor. Sığınmacılardan
sorumlu bırleşık komutanlık yetkilisi
General John Wals, Y üksek
Mahkeme'ninkarannınardından 150
sığınmacının cumartesı günü,
250'sınin de önceki gün ülkelerine
göndenldiğıni belirtti. Wals, ûsse
sığınan 10.500 Haitilidenancak
2000'ine siyasi sığınma hakkı
verilebileceğini söyledi.
Ölüm meleği
• Dış Habcrier Servisi - lkinci Dünya
Savaşı ertesinde Arjantin'e kaçan ve
uzun yıllar bu ülkede yaşayan Nazi
suçluları ile ilgili belgeler dün
kamuoyuna sunuldu. Somos
dergısinde yer alan bir haberde, Josef
Mcngele ile Josef Franz
Schwammbeıger'in bu ülkeye kaçışlan
hakkında bilgi veriliyor. Avusturyalı
Nazi avcıs» Simon Wiesenthal'a göre
tüm Nazi suçluları Arjantin'den
sağladıklan boş pasaportlarla bu
ülkeye geldiler ve öylesine
güvendeydiler ki bir süre soara gerçek
isimlerini kullanmaya başladılar.
Mengele, Kınlhaç pasaportu ile 1949
yılında geldiği Arjantin'de, 1956'ya
kadar sahte ısimle yasadı. 'Ölüm
Meleği' diye anılan ve Auschyvitz
kampında yüzbinlerce Yahudinin
öldürülmesinden sorumlu tutulan
Mengele 1960 yıhnda Paraguay'a
geçmişti.
• (AA)(Dakka)-
Bangladeşeski
devlet başkanı
General Hüseyin
Muhammed
Erşad, iktidan
döneminde rûşvet
almak suçundan
özel olarak
^_ ^ oluşturulan bir
mahkeme tarafından üç yıl hapis
cezasınaçarptınldı. 1982'de kansızbir
darbe ile iktidan alan, ancak 1990
yılının aralık ayında halk ayaklanması
ile devrilen 62 yaşındaki eski devlet
başkanı, geçen yıl da, yasadışı silah
bulundurmak suçundan lOyılzorunlu
çalışmacezasınaçarptınlmıştı. Heriki
cezanın birleştirileceği bildirildi.
Erşad, 9 yıllık iktidan boyunca,
yasadışı yollardan 30 bin dolar
tutannda kamu fonlannı ammetine
geçirmek ve 600 bin dolarlık mülk
edinmekle suçlanmıştı.
İtalyrfda erken seçirn
• CUMHURİYET (Roma) - Italya
Cumhurbaşkanı Francesco Cossiga,
5-6 nisan tarihlerinde yapılacak erken
genel seçim çerçevesinde dün İtalya
parlamentosunun feshedildiğini
açıkladı. Cossiga, mevcut
parlamentonun kendisini ve yülardır
kurumsal reformlan tarüşan İtalya
için söz konusu reformlan
gerçekleştirme zamanının geldigini
söyledi. Cossiga, 'ülkenin çetin
problemJerine çözüm bulacak halkm
yeni temsilcilerini seçmek için'
şeçmenleri sandık başına çağırdı ve
Italya'nın siyasi sistemini ağır bir dille
eleştirdi.
Tatar kuputtayı
• (AA) (Moskova) - Tataristan'ın
başkentı Kazan'da yapılan "Tatar
kurultayı", Rusya'da yaşayan tüm
Tatarlann etnık bağımsızlık için kutsal
savaş açma hakkını tanıyan bir kararla
sona erdi. İslam Konferansıörgütü'ne
üyelik başvurusunda bulunmayı da
kararlaştıran Tatar kunıltayı, aldığı
kararlann uygulanmasını sağlamak
amacıyla koordinasyon kurulu olarak
75 üyeli bir meclis belirledi.
SjrplMleryalarrtatfı
• (AA)(Bclgrad)-Hırvatıstan'dan
bağımsızlık ilan eden Krajina
bölgesinin Sırp liderlen, BM Banş
Gücü yerleştirilmesini kabul
ettiklerineilişkin Federal Devlet
Başkanhğı açıklamasını yalanladılar.
Krajina hükürnetince yayımlanan
bildiride "Krajina Sırp Cumhuriyeti
Devlet Başkanı Milan Babiç ve
Krajina hükümeti, topraklanna BM
Banş Gücü yerleştirilmesini kabul
etmemişlerdir" denildi. Yugoslavya
Federal Devlet Başkanhğı,
Hırvatistan'da yaşayan Sırp azınlığın,
bu ülkeye 10 bin kişilik Banş Gücü
gönderilmesini öngören BM Banş
planını kabul ettiğini ilan etmişti. Bu
konudaki belge, Krajina Sırplan
adına, Krajina Meclis Başkanı Mile
Paspalj tarafıadan uazalanmıştı.
Ermenistan'ın Türkiye'ye karşı tutumu netleşmediği için bu ülke ile diplomatik ilişki kurulması uzayacak
Ankara-Erivan ilişkilerinde zor dönemeçFATtH M. YILMAZ (tstanbul) - Türkiye ile Ermenistan arasında dün ger-
çekleştirilen Karadeniz Ekonomik İşbirliği Bölgesi (KEİB) toplantısı
sırasında yapılan temaslarda, iki ülke arasındaki ilişkılerin geliştirilme-
sine ilişkin bir ilerleme sağlanamadı. Bunda, Erivan'ın Ankara'ya karşi
tutumunu netleştirmemesinin payı oldu. Erivan, "soykınm" iddıalannı
sürdüreceğini Ankara'ya hissettirdi.
Türkiye ile Ermenistan arasındaki görüş-
meler dün KEİB toplantısının yapıldığı
Sheraton Oteli'nde gerçekkştinldi. Görüş-
melerde Türk tarafma Dışişleri Bakanlığı
Müsteşan Özdem Sanberk, Ermenistan ta-
rafına da Dışişleri Bakanı yardıması Ar-
mand Navasardyan başkanlık ettiler. Dışiş-
leri Bakanı Hikmet Çetın'in özel danışmanı
Faruk Loğoglu, Türkiye'nin Moskova Bü-
yükelçisi Volkan Vural, Ermenistan Devlet
Başkanı Levon Ter Petrosyan'ın danışmanı
Vahan Papazyan da görüşmede hazır bu-
lundular.
Dışişleri çevrelerinden ve Ermenistan ta-
rafından edındiğimız izlenime göre, Tür-
kiye'nin diğer Bağımsız Devletler Toplulu-
ğu (BDT) üyesi ülkelerle birlikte tanıdığı
Ermenistan'la diplomatik ilişkilerin kurul-
masının önünde, çözülmesi ve açıklığa ka-
vuşturulması gereken sorunlar olduğu orta-
ya çıktı. Ermenistan tarafı, görüşmede
AGIK ilkelerini kabul ettiğini anımsatarak,
Türkiye'den toprak talebinde bulunmaya-
caklanrun sözlü olarak garantisini verdi
Türk tarafı, bu garantinin, imzalanacak
protokole konulmasını istedi. ancak karşı
taraf, bu isteğe sıcak bajtmadığını gösterdi.
Ankara, görüşmede Ermenistan Parla-
mentosu'nun 1990 Ağustos ayında kabul
ettiği Egemenük Bildirgesi'nde yer alan
"Batı Ermenistan" nitelendirmesini anım-
satarak, Erivan'ın bu konudaki tutumunu
netleştırfnesini istedi. Ermenistan temsılcile-
ri, bu konuda söz konusu bikfirgenin AGİK
üyelığınden önce kabul edildiğini belirtmek-
le yetındiler.
Görüşmede gündeme gelen "'soykınm"
konusunda da Ermenistan tarafı, çelişkili
bir tutum takındı. Ermenistan temsilcileri.
"so>kınm" iddialannı ülke icinden gelen
kamuoyu baskısı nedeniyle rafa kaldırama-
yacaklannı Türk tarafma hissettırdiler.
Ankara, bu konuda da Erivan'ın tutumunu
netleştirmesini istedi. Hatıa, imzalanacak
protokole bu konunun da konulması gerek-
tığinı bildirdi. Erivan, bu isteğe de olumlu
vaklaşmadı.
Ermenistan, Türkiye üe bir an önce diplo-
matik ilişki kurulmasına ilişkin protokolün
ımzalanması konusunda aceleci bir tutum
ızlediğini de ortaya koydu. Buna karşıhk
olarak Türkiye, protokolün imzalanmasın-
dan önce, iki ülke arasında çeşitli düzeylerde
temaslar yapüması gereküğini iletti. Bu ara-
da, görüşmede Ermenistan temsilcüen, Dı-
şişleri Bakanı Raffi Hovanisyan'ın önü-
müzdeki günlerde Türkiye'ye gelmek istedi-
ğini Türk tarafma ilettiler.
Edindiğimız bilgiye göre, Hovanisyan,
planlandığı halde, Envan'da dün ABD dip-
lomatik temsilcıhğının açılmasını gerekçe
göstererek KEİB toplanusına kaülmadı,
ancak önceki akşam İstanbul'da bulunan
Ermenıstan heyetini arayarak, Türk tarafı-
na bir mesaj ıletilmesini istedi. Bunun üzeri-
ne Ermenistan Dışişleri Bakan Yardımcısı
Navasardyan, Hovanisyan'ın Ankara'ya
gelmek ıstediğine ibşkın mesajı görüşme sı-
rasında iletti. Türk tarafınca yapılan değer-
lendırme sonucunda Hovanisyan'ın, bu ay
ıçerisinde Ankara'ya Dışişleri Bakanı Hik-
met Çetin'in davetlisi olarak gelmesi benim-
sendi.
Türkiye ile Ermenistan arasında gerçek-
leştirilen dünkü görüşmelerde gündeme ge-
len bir diğer konu da açüması planlanan
sınır kapısı oldu. KEİB toplantısı nedeniyle
Türkiye'ye gelen Ermenistan heyetinin, res-
mi olarak açılmayan, ancak daha önce va-
rolan sınır kapısından geçmeleri ve An-
kara'nın bu konada verdıği izin, bu konu-
daki umutlan güçlendirdi. Ermenistan
yetkihlen, iki ay içensınde sınır kapısının
resmi olarak açüması yönünde kendılenne
Ankara'dan bir mesaj üetildiğini ileri sürdü-
ler.
Ermenistan tarafındakı bu beklenüye
karşın, Ankara, sınır kapısınınresmıolarak
açılmasını, diplomaük ılışküen başlatacak
protokolle aynı paralelde düşünüyor. Dışiş-
len Bakanlığı çevrelen, geçen ay sonlannda
VVashington'da yapılan BDTye yardım
toplantısmın ardından, yardımın bu ülkele-
re ıletılmesı amaayla sınır kapısının açılabi-
leceğini bildirdıler. Aynı çevreler, sınır kapı-
sının resmen açıbnasının ise, Ermenistan'ın
belirsızlık içındeki konulan açıklığa kavuş-
turmasına bağlı olduğunu belirtiyorlar.
Nükleer silahlar
ABDsınırh
indirim
yanlısı
Dış Haberler Servisi- Rusya Fede-
rasyonu Devlet Başkanı Boris
Yeltsin'in nükleer silahlarda
ABD Başkanı George Bush'-
un önerdiği düzeyden daha
fazla indirime gidilmesi yö-
nündeki çağnsı Washington'-
da soğuk karşılanıyor.
ABD Savunma Bakanı Dick Che-
ney, Bush'un önerdiğinden fazla indi-
rimi kabul etmeyeceklerini söyledi.
CNN televizyonunun önceki gece
yayımlanan haber programında konu-
şan Cheney, iki tarafın da Stratejik Si-
lahlarda İndirim Antlaşmasfnı
(ŞTART) aşan oranlarda indiriftıe gi-
dilmesi konusunda görüş birliği içinde
olduklannı belirtti. Ancak Cheney, ül-
kesınin sahip olduğu nükleer silahlara
ilişkin olarak korumak istedikleri bir
düzey olduğunun altını çizdi. Bu bakış-
la Yeltsin'in daha fazla indirim önerisi-
ne soğuk yaklaşan Cheney, "Ben bizim
önerimizi yeglerim" dedi.
Cheney nükleer silahlann belirli bir
düzeyde korunmasını, tehdit olarak
görülen ülkelere karşı caydırıcılık açısın-
dan gereklı goruyor. Nıtekim bu konu,
Yeltsin'in Camp David'de Bush ile ge-
çen cumartesi yaptığı görüşmede de
gündeme geldi. İki lider ortak basın
toplantılarında "bazı terörist, macera-
cı ve sorumsuz" ülke ve liderlere karşı
caydıncılık sağladığı için nükleer silah-
lann belirb bir düzeyde korunmasın-
dan yana olduklannı ifade ettiler. Bu
noktada sağlanan görüşbirliğine kar-
şın, Yeltsin indırimin daha fazla olabi-
leceği inancını taşıyor.
ABD Başkanı Bush, geçen ay sonun-
da nükleer silahlarda ülkesiyle eski
Sovyetler Birliği arasında geçen yıl im-
zalanan anlaşmada belirtilen düzeyin
üzerinde bir indirime gıdilmesini öner-
di. Bush'un yüzde 50 oramnda ifade et-
tiği bu indirim, taraflann elinde bulu-
nan nükleer silah sayısının yaklaşık 4
bin beş yüze düşmesini getirecek. Yelt-
sin ise karşı önerisinde bu sayının 2 bin
beş yüze düşürülmesi çağnsında bu-
lundu.
Öfkeli Rus komünistleri, pazar ekonomisine lanet yağdmyor
Sovyetler Birliği'nin ortadan kaldırılması ve yerine piyasa
ekonomisini temel alan cumhuriyetlerin oluşturduğu
Bağımsız Devletler Topluluğu'nun kurulması en çok bu
ulkedeki komünistleri öfkelendiriyor. Mihail Gorbaçov
başkanlığındaki Komünist Parti'nin başlattığı reformlar, bu
partinin gözden düşmesi, dağılması ve kapatılmasıyla
sonuçlandı. KP üyeliği artık bir itibar ve ayncalık değil.
Ancak komünistler eski ideallere geri dönülmesi için
mücadele ediyor. Böylece Moskova düzen karşıtı komünist
gösterilere sahne oluyor. Bunlardan sonuncusu geçen pazar
yapıldı.
(Fotoğraf: REUTER)
Avrupa Konseyi Parlamenterler Asamblesi, Türkiye'de İnsan Haklan Raporu'nu görüşmeyi erteledi
A\ rııpa'dan Ankara hükümetine kredi
CUMHURİYET (Str&sbourg) - Avrupa Konseyi Parlamenterler
Asamblesi, bir süre önce yayımladığı Türkiye'de insan haklan ih-
lallerini konu alan raporu görüşmeye açma tarihini erteleme ka-
rarı aldı. Liberal ve merkez sağ parlamenterlerin desteğiyle ahnan
karar, Türk milletvekili heyetinde "rahatlama" yarattı.
Türkiye'de, insan haklan ihlallerinin önü-
muzdeki birkaç ay içinde tamamen ortadan
kalkacağı ifade edilince, Avrupa Konseyi
Parlamenterler Asemblesi, Türkiye hakkın-
daki raporun görüşülmesini daha sonraya
bıraktı. öte yandan raporun hukuk isleri
komisyonundan genel kurula aktanlması sı-
rasında usul hatası yapıldığı ortaya çıktı.
Liberal grupla, Avrupa Demokratlan
Grubu (Merkez Sağ), bazı bölümleri Tür-
kiye'yi suçlayan söz konusu raporun ileri bir
tarihe ertelennjesini destekledi.
Sosyalist grup ise usul hatasının, müza-
kerenin ertelenmesi için bir gerekçe teşkil
etmemesi gerektiğini öne surdü. Sosyalist-
ler, söz konusu raponın, asamblenin bu-
günkü oturumunda görüşülmesi hususun-
da ısrar etti.
Ancak, Avrupa Konseyi Parlamenter
Asamblesi'nin yeni seçilen başkanı Geoff-
rey Finsberg, içtüzük gereği, beş parlamen-
terin karşı çıkması halinde müzakerenin
otomatikman ertelenmesi gerektiğini belirtti
ve görüşmeyi gündeme almadı.
Ekim seçimlerinden önce hazırlanan ve
"bir çok bölumünün bugünkü gerçeği yan-
sıtmaktan uzak olduğu" söylenen, Lüksem-
burg'lu bayan parlamenter Lentz-Carnette
ve Hollandalı bayan parlamenter Baarveld-
Schlaman'ın raportörlüğünü yaptığı karar
tasarısının görüşülmemesi, Türk milletve-
kili heyetinde "rahatlama" yarattı.
Avrupa Konseyi Parlamenterler Asamb-
lesi'nin kış dönemi genel kurul toplantısın-
da ANAP milletvekili ve Türk heyeti baş-
kanı Engin Güner, asamblenin baskan yar-
duncılığına seçildi.
Daha önceki oturumda gözlemci sıfatıyla
toplantılara katılması öngörülen Aranvut-
luk Parlamentosu üyeleri, dün ilk kez
asamble toplantılanna katıldı.
Slovenya'nın da bundan sonraki oturu-
ma gözlemci sıfatıyla milletveküi gönder-
mesi benimsendi. Yugoslavya'mn gözlemci
statüsu ise daha yaz oturumunda askıya
alınmıştı.
Suriye'ye
Çinsilahı
Dış Haberler Servisi- Çin, ÜçÜncÜ
Dünya ülkelerine nükleer tek-
noloji satışına son vereceğini
açıklamasına karşın Suriye ve
Pakistan'a nükleer füze ve tek-
noloji satışını sürdürüyor.
lnternational Herald Tribune gaze-
tesinin, Amerikan istihbarat raporlan-
na dayanarak verdiği habere göre Pe-
kin yönetimi, geçen haftalarda Suriye'-
ye katı yakıtlı füze yapımında kullanıl-
mak üzere 30 ton kimyasal madde
gönderdi. Gazeteye bilgi veren Ameri-
kalı yetkililer, Çin'in buna ek olarak
mart veya nisan ayında 60 ton daha
kimyasal madde göndereceğini ve bu
mikların çok sayıda orta menzillı füze
üretmek için yeterlı olduğunu söyledi-
ler.
İstihbarat raporlanna göre Pakis-
tan'a da M-l 1 balistik füzelerinın uçu-
şunu kontrol etmeye olanak sağlayan
füze parçalan satıldı.
Suriye, Pakistan veya diğer Ortado-
ğu ve Güneybatı Asya ülkelerine nük-
leer silah sattığı yolundaki iddialan
şimdiye dek kabul etmeyen Pekin yö-
netimi, ABD Dışişleri Bakanı James
Baker'ın geçen kasım ayında Çin'e
yaptığı ziyaret sırasında, uluslararası
nükleer silahsızlanma anlaşmalanna
uyacağını taahhüt etmişti. Pekin yöne-
timi bunun dışında nükleer, kimyasal,
biyolojik silahlann ve balistik füzelerin
başka ülkelere transferini de durdur-
maya istekli olduğunu açıklamıştı.
Bunun üzerine ABD ile Çin arasındaki
ılışkiler yumuşamış, Washıngton'un
Pekin'e uyguladığı yapünmlann kaldı-
nlması gündeme gelmişti.
Irak'a nükleer yardım
Batı sabıkalı
Dış Haberier Servisi - Federal Al-
manya yönetimi, Irak'a nükle-
er teknoloji sağlayan ülke ve
şirketlerin Üstesini çıkardı. Lis-
teye göre 28 ülkeden 300'ün
üzerinde şirket Saddam'ın nük-
leer programına yardım etmiş.
Alman Der Spiegel dergısinde yer alan
habere göre Alman hükümetinin Alman
Haber Alma örgütü'ne (BNfD) haarlat-
tığı listede, başta ABD olmak üzere, Fran-
sız, Ingiliz, Isviçre ve Italyan finnalan-
nın isimleri yer alıyor.
AA'nın haberine göre Almanya'nın
Irak konusuyla ilgili olarak, uluslararası
platformda adını temizlemeyi amaçlayan
Bonn hükümetinin, Irak'ın atom sUahı
imal etmesine yardımcı olan fînnalann
sadece Almanlardan oluşmadığını, diğer
ülkelerin de bu konuda büyük katkılar-
da bulunduğunu kanıtlamak için böyle
bir girişünde bulunduğu belirtiliyor.
Listeye g^re 25 ABD firmasının yanı
sıra, 20 Fransız, 18 Isviçreli, 17 İngiliz ve
12 ltalyan fırması ile Brezflya, Japonya,
Çin, tsveç, Hollanda ve Sovyetler Birliği
nrmalannın nükleer silahlanma konu-
sundaki 'uzmanlıklarmı' Saddam Hüse-
yin'e sundukları ve Irak'ın "atom
ortakları" olduklan dile getiriliyor.
Der Spiegel dergisi Almanya'nın,
BM'nin isteği üzerine, Irak'a silah gön-
deren fîrmalann listesini çıkaran tek ül-
ke olduğu kaydediliyor.
Devlet sübvansi>oııları haksız rekabet saydıyor
BRÜKSEL - Sosyal demokrasi ve de-
mokratik sosyalizm, sadece Türkiye'de
değil, bütün dünyada, üstesinden gele-
mediği çok önemli yeni problemlerle kar-
şı karşıyadır. Kimileri, sorunların, ka-
pitalizmin her alanda sosyalizme üstün-
lüğünü kanıtlamış olmasıyla ilgili
olduğunu düşünüyor.
Gerçekte durum çok daha karmaşık-
tır. Son 20 yılda belirginlik kazanan bi-
limsel teknolojik devrim, kapitalist dün-
yadaki üretim süreçlerini büyük ölçüde
nitelik değişikliğine yöneltmiştir. Üreti-
min aldığı bu yeni biçımler, "devletin
ekonomiye müdahalesi" hususunda, sos-
yal demokrasinin klasik yöntemlerini kı-
sa sayılacak bir sürede geçersiz kılmıştır.
Sosyal demokrasi, "insan elinin eko-
nomik sürece faydalı müdahalesi"nin
yeni yöntemlerini henüz icat edememiş-
tir. Yani kendi evrensel işlevi olan husus-
larda bu mteuk değişikliğine uyum sağla-
yamamıştır. Seçmen önünde "inandın-
cı" olamaması daha çok bundandır.
Üretimin her yerde birbirine benzeme-
si sonucu Türkiye'de de aynı kriz, seçme-
ni değilse bile sosyal demokrat politikacı-
lan ister istemez kendi manyetik alanının
içine çekiyor. Başka bir deyişle sorun, ne
bazı SHP'li siyaset adamlanmn dediğı gi-
bi "sosyal demokrat görüşlenn .bütün
topluma mal olmasından" ileri geliyor ne
de sosyal demokrat politikacılann, kişi-
sel nedenlerle birbirlerini yemesinden
kaynaklanıyor.
Olayı anlamak için dünyanın genel
manzarasına göz atmak gerekiyor. İki
nokta göze çarpıyor.
1. Ekonomi ve kısmen de diplomasi,
hızla "devletlerüstü" bir niteliğe bürünü-
yor. Devletin rolü azalıyor.
2. Kapitalizm, giderek daha çok mal ve
daha fazla "işsız" üretıyor.
Büyük üretim bthmlenae yaptlan dev-
BRÜKSEL
SABETAY
VAROL
let sübvansiyonlan, artık "haksız reka-
bet" kategorisine dahil ediliyor. AT içi
firmalar arasında durum böyleyken
NVashington'la Brüksel, GATT çerçeve-
sinde yürütülen müzakerelerde birbirle-
rini, birçok sektörde haksız "devlet des-
teği"yle suçluyor.
Lüksemburg'daki Avrupa Devlet Di-
vanı'nda Türkiye aleyhine yapılan
"dampıng" şıkâyetlerı diz boyu. Şımdı
de bizim teksbl itrctıaknnıızın, Pakıs-
tan'm rekabeti karşısında, tehlike çanla-
nnı çaldıklanna tanık oluyoruz. Yann
öbürgün GAP bünyesinde ürettiğimiz ta-
nm ürünlerinin dünya piyasalannda
"haksız rekabet" sonucu başan kazandı-
ğı suçlaması ile karşılaşırsak hıç şaşma-
yalım. En "hakh" sayılabilecek gerekçe
olan "ekonomik kalkınma" amaayla da
olsa, devletlerin ekonomik müdahalesi
giderek güçleşiyor.
Güçlük, sadece finans çevrelerinin
kendi liberal ideolojilerini sağa sola dikte
etme arzularından kaynaklanmıyor.
Dünya kapitalizminin aldığı yeni şekil ve
üretim mekanizmalannda ortaya çıkan
gelişmeler, "devletçilik" anlayışının eski
biçimini reddeden yöntemleri adeta zo-
runlu kılıyor. Ama "devlet"siz sosyal
demokrat olmayı, sosyal demokratlar
hiçbir ülkede henüz tam anlamıyla öğre-
nebılmış değil.
Öte yandan teknolojik devrim, her yer-
de daha az insanla daha çok mal üretimı
sağlıyor.
Yeni teknoloji çağmın gerektirdiği
"bilgi"lere hükmeden beyin aristokrasisi
üretimdeki yerini sağlamlaştınrken, bu'
bilgiden yoksun kalan çoğunluk, ara sek-
törlerde "gün doldurmaya" veya doğru-
dan doğruya tüketim sektörlerine "mah-
kûm" oluyor. 19. ve 20. yüzyıllarda
insanlan "emek köleliği"ne zorlayan ka-
pitalizm, 21. yüzyılda da büyük olasıhkla
insanlan "tüketici köleliği"ne yönlendi-
recek. Sosyal demokrasi, "üreti-
ci" olmaktan çıkan geniş kitleieri "kitle-
sel" mal üretimine yönelttiği ve bu yeni
tür üretkenliğin sağlayacagı refahtan uy-
gun biçimde pay almalannın yöntemleri-
ni geliştirebildiği oranda işlevsellik kaza-
nacaktır. Başannın ıkinci koşulu da bu
yöntemleri, tıpkı üretim mekanizmala-
nnda olduğu gibi "devletlerüstü" boyut-
ta gehşürmesınde yatmafktadır.