01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 Cumhuriyet dışhabeıier 4Şubatl992 Haiti'yegeridönüş • (AA) (Guantanamo Körfezi / Kfiba) - ABD'nın Küba'daki Guantanamo Körfezi üssüne sığınan 10 bini aşkın Haitilinin büyük bölumü, ABD yetkililerince ülkelerine geri gönderilıyor. Sığınmacılardan sorumlu bırleşık komutanlık yetkilisi General John Wals, Y üksek Mahkeme'ninkarannınardından 150 sığınmacının cumartesı günü, 250'sınin de önceki gün ülkelerine göndenldiğıni belirtti. Wals, ûsse sığınan 10.500 Haitilidenancak 2000'ine siyasi sığınma hakkı verilebileceğini söyledi. Ölüm meleği • Dış Habcrier Servisi - lkinci Dünya Savaşı ertesinde Arjantin'e kaçan ve uzun yıllar bu ülkede yaşayan Nazi suçluları ile ilgili belgeler dün kamuoyuna sunuldu. Somos dergısinde yer alan bir haberde, Josef Mcngele ile Josef Franz Schwammbeıger'in bu ülkeye kaçışlan hakkında bilgi veriliyor. Avusturyalı Nazi avcıs» Simon Wiesenthal'a göre tüm Nazi suçluları Arjantin'den sağladıklan boş pasaportlarla bu ülkeye geldiler ve öylesine güvendeydiler ki bir süre soara gerçek isimlerini kullanmaya başladılar. Mengele, Kınlhaç pasaportu ile 1949 yılında geldiği Arjantin'de, 1956'ya kadar sahte ısimle yasadı. 'Ölüm Meleği' diye anılan ve Auschyvitz kampında yüzbinlerce Yahudinin öldürülmesinden sorumlu tutulan Mengele 1960 yıhnda Paraguay'a geçmişti. • (AA)(Dakka)- Bangladeşeski devlet başkanı General Hüseyin Muhammed Erşad, iktidan döneminde rûşvet almak suçundan özel olarak ^_ ^ oluşturulan bir mahkeme tarafından üç yıl hapis cezasınaçarptınldı. 1982'de kansızbir darbe ile iktidan alan, ancak 1990 yılının aralık ayında halk ayaklanması ile devrilen 62 yaşındaki eski devlet başkanı, geçen yıl da, yasadışı silah bulundurmak suçundan lOyılzorunlu çalışmacezasınaçarptınlmıştı. Heriki cezanın birleştirileceği bildirildi. Erşad, 9 yıllık iktidan boyunca, yasadışı yollardan 30 bin dolar tutannda kamu fonlannı ammetine geçirmek ve 600 bin dolarlık mülk edinmekle suçlanmıştı. İtalyrfda erken seçirn • CUMHURİYET (Roma) - Italya Cumhurbaşkanı Francesco Cossiga, 5-6 nisan tarihlerinde yapılacak erken genel seçim çerçevesinde dün İtalya parlamentosunun feshedildiğini açıkladı. Cossiga, mevcut parlamentonun kendisini ve yülardır kurumsal reformlan tarüşan İtalya için söz konusu reformlan gerçekleştirme zamanının geldigini söyledi. Cossiga, 'ülkenin çetin problemJerine çözüm bulacak halkm yeni temsilcilerini seçmek için' şeçmenleri sandık başına çağırdı ve Italya'nın siyasi sistemini ağır bir dille eleştirdi. Tatar kuputtayı • (AA) (Moskova) - Tataristan'ın başkentı Kazan'da yapılan "Tatar kurultayı", Rusya'da yaşayan tüm Tatarlann etnık bağımsızlık için kutsal savaş açma hakkını tanıyan bir kararla sona erdi. İslam Konferansıörgütü'ne üyelik başvurusunda bulunmayı da kararlaştıran Tatar kunıltayı, aldığı kararlann uygulanmasını sağlamak amacıyla koordinasyon kurulu olarak 75 üyeli bir meclis belirledi. SjrplMleryalarrtatfı • (AA)(Bclgrad)-Hırvatıstan'dan bağımsızlık ilan eden Krajina bölgesinin Sırp liderlen, BM Banş Gücü yerleştirilmesini kabul ettiklerineilişkin Federal Devlet Başkanhğı açıklamasını yalanladılar. Krajina hükürnetince yayımlanan bildiride "Krajina Sırp Cumhuriyeti Devlet Başkanı Milan Babiç ve Krajina hükümeti, topraklanna BM Banş Gücü yerleştirilmesini kabul etmemişlerdir" denildi. Yugoslavya Federal Devlet Başkanhğı, Hırvatistan'da yaşayan Sırp azınlığın, bu ülkeye 10 bin kişilik Banş Gücü gönderilmesini öngören BM Banş planını kabul ettiğini ilan etmişti. Bu konudaki belge, Krajina Sırplan adına, Krajina Meclis Başkanı Mile Paspalj tarafıadan uazalanmıştı. Ermenistan'ın Türkiye'ye karşı tutumu netleşmediği için bu ülke ile diplomatik ilişki kurulması uzayacak Ankara-Erivan ilişkilerinde zor dönemeçFATtH M. YILMAZ (tstanbul) - Türkiye ile Ermenistan arasında dün ger- çekleştirilen Karadeniz Ekonomik İşbirliği Bölgesi (KEİB) toplantısı sırasında yapılan temaslarda, iki ülke arasındaki ilişkılerin geliştirilme- sine ilişkin bir ilerleme sağlanamadı. Bunda, Erivan'ın Ankara'ya karşi tutumunu netleştirmemesinin payı oldu. Erivan, "soykınm" iddıalannı sürdüreceğini Ankara'ya hissettirdi. Türkiye ile Ermenistan arasındaki görüş- meler dün KEİB toplantısının yapıldığı Sheraton Oteli'nde gerçekkştinldi. Görüş- melerde Türk tarafma Dışişleri Bakanlığı Müsteşan Özdem Sanberk, Ermenistan ta- rafına da Dışişleri Bakanı yardıması Ar- mand Navasardyan başkanlık ettiler. Dışiş- leri Bakanı Hikmet Çetın'in özel danışmanı Faruk Loğoglu, Türkiye'nin Moskova Bü- yükelçisi Volkan Vural, Ermenistan Devlet Başkanı Levon Ter Petrosyan'ın danışmanı Vahan Papazyan da görüşmede hazır bu- lundular. Dışişleri çevrelerinden ve Ermenistan ta- rafından edındiğimız izlenime göre, Tür- kiye'nin diğer Bağımsız Devletler Toplulu- ğu (BDT) üyesi ülkelerle birlikte tanıdığı Ermenistan'la diplomatik ilişkilerin kurul- masının önünde, çözülmesi ve açıklığa ka- vuşturulması gereken sorunlar olduğu orta- ya çıktı. Ermenistan tarafı, görüşmede AGIK ilkelerini kabul ettiğini anımsatarak, Türkiye'den toprak talebinde bulunmaya- caklanrun sözlü olarak garantisini verdi Türk tarafı, bu garantinin, imzalanacak protokole konulmasını istedi. ancak karşı taraf, bu isteğe sıcak bajtmadığını gösterdi. Ankara, görüşmede Ermenistan Parla- mentosu'nun 1990 Ağustos ayında kabul ettiği Egemenük Bildirgesi'nde yer alan "Batı Ermenistan" nitelendirmesini anım- satarak, Erivan'ın bu konudaki tutumunu netleştırfnesini istedi. Ermenistan temsılcile- ri, bu konuda söz konusu bikfirgenin AGİK üyelığınden önce kabul edildiğini belirtmek- le yetındiler. Görüşmede gündeme gelen "'soykınm" konusunda da Ermenistan tarafı, çelişkili bir tutum takındı. Ermenistan temsilcileri. "so>kınm" iddialannı ülke icinden gelen kamuoyu baskısı nedeniyle rafa kaldırama- yacaklannı Türk tarafma hissettırdiler. Ankara, bu konuda da Erivan'ın tutumunu netleştirmesini istedi. Hatıa, imzalanacak protokole bu konunun da konulması gerek- tığinı bildirdi. Erivan, bu isteğe de olumlu vaklaşmadı. Ermenistan, Türkiye üe bir an önce diplo- matik ilişki kurulmasına ilişkin protokolün ımzalanması konusunda aceleci bir tutum ızlediğini de ortaya koydu. Buna karşıhk olarak Türkiye, protokolün imzalanmasın- dan önce, iki ülke arasında çeşitli düzeylerde temaslar yapüması gereküğini iletti. Bu ara- da, görüşmede Ermenistan temsilcüen, Dı- şişleri Bakanı Raffi Hovanisyan'ın önü- müzdeki günlerde Türkiye'ye gelmek istedi- ğini Türk tarafma ilettiler. Edindiğimız bilgiye göre, Hovanisyan, planlandığı halde, Envan'da dün ABD dip- lomatik temsilcıhğının açılmasını gerekçe göstererek KEİB toplanusına kaülmadı, ancak önceki akşam İstanbul'da bulunan Ermenıstan heyetini arayarak, Türk tarafı- na bir mesaj ıletilmesini istedi. Bunun üzeri- ne Ermenistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Navasardyan, Hovanisyan'ın Ankara'ya gelmek ıstediğine ibşkın mesajı görüşme sı- rasında iletti. Türk tarafınca yapılan değer- lendırme sonucunda Hovanisyan'ın, bu ay ıçerisinde Ankara'ya Dışişleri Bakanı Hik- met Çetin'in davetlisi olarak gelmesi benim- sendi. Türkiye ile Ermenistan arasında gerçek- leştirilen dünkü görüşmelerde gündeme ge- len bir diğer konu da açüması planlanan sınır kapısı oldu. KEİB toplantısı nedeniyle Türkiye'ye gelen Ermenistan heyetinin, res- mi olarak açılmayan, ancak daha önce va- rolan sınır kapısından geçmeleri ve An- kara'nın bu konada verdıği izin, bu konu- daki umutlan güçlendirdi. Ermenistan yetkihlen, iki ay içensınde sınır kapısının resmi olarak açüması yönünde kendılenne Ankara'dan bir mesaj üetildiğini ileri sürdü- ler. Ermenistan tarafındakı bu beklenüye karşın, Ankara, sınır kapısınınresmıolarak açılmasını, diplomaük ılışküen başlatacak protokolle aynı paralelde düşünüyor. Dışiş- len Bakanlığı çevrelen, geçen ay sonlannda VVashington'da yapılan BDTye yardım toplantısmın ardından, yardımın bu ülkele- re ıletılmesı amaayla sınır kapısının açılabi- leceğini bildirdıler. Aynı çevreler, sınır kapı- sının resmen açıbnasının ise, Ermenistan'ın belirsızlık içındeki konulan açıklığa kavuş- turmasına bağlı olduğunu belirtiyorlar. Nükleer silahlar ABDsınırh indirim yanlısı Dış Haberler Servisi- Rusya Fede- rasyonu Devlet Başkanı Boris Yeltsin'in nükleer silahlarda ABD Başkanı George Bush'- un önerdiği düzeyden daha fazla indirime gidilmesi yö- nündeki çağnsı Washington'- da soğuk karşılanıyor. ABD Savunma Bakanı Dick Che- ney, Bush'un önerdiğinden fazla indi- rimi kabul etmeyeceklerini söyledi. CNN televizyonunun önceki gece yayımlanan haber programında konu- şan Cheney, iki tarafın da Stratejik Si- lahlarda İndirim Antlaşmasfnı (ŞTART) aşan oranlarda indiriftıe gi- dilmesi konusunda görüş birliği içinde olduklannı belirtti. Ancak Cheney, ül- kesınin sahip olduğu nükleer silahlara ilişkin olarak korumak istedikleri bir düzey olduğunun altını çizdi. Bu bakış- la Yeltsin'in daha fazla indirim önerisi- ne soğuk yaklaşan Cheney, "Ben bizim önerimizi yeglerim" dedi. Cheney nükleer silahlann belirli bir düzeyde korunmasını, tehdit olarak görülen ülkelere karşı caydırıcılık açısın- dan gereklı goruyor. Nıtekim bu konu, Yeltsin'in Camp David'de Bush ile ge- çen cumartesi yaptığı görüşmede de gündeme geldi. İki lider ortak basın toplantılarında "bazı terörist, macera- cı ve sorumsuz" ülke ve liderlere karşı caydıncılık sağladığı için nükleer silah- lann belirb bir düzeyde korunmasın- dan yana olduklannı ifade ettiler. Bu noktada sağlanan görüşbirliğine kar- şın, Yeltsin indırimin daha fazla olabi- leceği inancını taşıyor. ABD Başkanı Bush, geçen ay sonun- da nükleer silahlarda ülkesiyle eski Sovyetler Birliği arasında geçen yıl im- zalanan anlaşmada belirtilen düzeyin üzerinde bir indirime gıdilmesini öner- di. Bush'un yüzde 50 oramnda ifade et- tiği bu indirim, taraflann elinde bulu- nan nükleer silah sayısının yaklaşık 4 bin beş yüze düşmesini getirecek. Yelt- sin ise karşı önerisinde bu sayının 2 bin beş yüze düşürülmesi çağnsında bu- lundu. Öfkeli Rus komünistleri, pazar ekonomisine lanet yağdmyor Sovyetler Birliği'nin ortadan kaldırılması ve yerine piyasa ekonomisini temel alan cumhuriyetlerin oluşturduğu Bağımsız Devletler Topluluğu'nun kurulması en çok bu ulkedeki komünistleri öfkelendiriyor. Mihail Gorbaçov başkanlığındaki Komünist Parti'nin başlattığı reformlar, bu partinin gözden düşmesi, dağılması ve kapatılmasıyla sonuçlandı. KP üyeliği artık bir itibar ve ayncalık değil. Ancak komünistler eski ideallere geri dönülmesi için mücadele ediyor. Böylece Moskova düzen karşıtı komünist gösterilere sahne oluyor. Bunlardan sonuncusu geçen pazar yapıldı. (Fotoğraf: REUTER) Avrupa Konseyi Parlamenterler Asamblesi, Türkiye'de İnsan Haklan Raporu'nu görüşmeyi erteledi A\ rııpa'dan Ankara hükümetine kredi CUMHURİYET (Str&sbourg) - Avrupa Konseyi Parlamenterler Asamblesi, bir süre önce yayımladığı Türkiye'de insan haklan ih- lallerini konu alan raporu görüşmeye açma tarihini erteleme ka- rarı aldı. Liberal ve merkez sağ parlamenterlerin desteğiyle ahnan karar, Türk milletvekili heyetinde "rahatlama" yarattı. Türkiye'de, insan haklan ihlallerinin önü- muzdeki birkaç ay içinde tamamen ortadan kalkacağı ifade edilince, Avrupa Konseyi Parlamenterler Asemblesi, Türkiye hakkın- daki raporun görüşülmesini daha sonraya bıraktı. öte yandan raporun hukuk isleri komisyonundan genel kurula aktanlması sı- rasında usul hatası yapıldığı ortaya çıktı. Liberal grupla, Avrupa Demokratlan Grubu (Merkez Sağ), bazı bölümleri Tür- kiye'yi suçlayan söz konusu raporun ileri bir tarihe ertelennjesini destekledi. Sosyalist grup ise usul hatasının, müza- kerenin ertelenmesi için bir gerekçe teşkil etmemesi gerektiğini öne surdü. Sosyalist- ler, söz konusu raponın, asamblenin bu- günkü oturumunda görüşülmesi hususun- da ısrar etti. Ancak, Avrupa Konseyi Parlamenter Asamblesi'nin yeni seçilen başkanı Geoff- rey Finsberg, içtüzük gereği, beş parlamen- terin karşı çıkması halinde müzakerenin otomatikman ertelenmesi gerektiğini belirtti ve görüşmeyi gündeme almadı. Ekim seçimlerinden önce hazırlanan ve "bir çok bölumünün bugünkü gerçeği yan- sıtmaktan uzak olduğu" söylenen, Lüksem- burg'lu bayan parlamenter Lentz-Carnette ve Hollandalı bayan parlamenter Baarveld- Schlaman'ın raportörlüğünü yaptığı karar tasarısının görüşülmemesi, Türk milletve- kili heyetinde "rahatlama" yarattı. Avrupa Konseyi Parlamenterler Asamb- lesi'nin kış dönemi genel kurul toplantısın- da ANAP milletvekili ve Türk heyeti baş- kanı Engin Güner, asamblenin baskan yar- duncılığına seçildi. Daha önceki oturumda gözlemci sıfatıyla toplantılara katılması öngörülen Aranvut- luk Parlamentosu üyeleri, dün ilk kez asamble toplantılanna katıldı. Slovenya'nın da bundan sonraki oturu- ma gözlemci sıfatıyla milletveküi gönder- mesi benimsendi. Yugoslavya'mn gözlemci statüsu ise daha yaz oturumunda askıya alınmıştı. Suriye'ye Çinsilahı Dış Haberler Servisi- Çin, ÜçÜncÜ Dünya ülkelerine nükleer tek- noloji satışına son vereceğini açıklamasına karşın Suriye ve Pakistan'a nükleer füze ve tek- noloji satışını sürdürüyor. lnternational Herald Tribune gaze- tesinin, Amerikan istihbarat raporlan- na dayanarak verdiği habere göre Pe- kin yönetimi, geçen haftalarda Suriye'- ye katı yakıtlı füze yapımında kullanıl- mak üzere 30 ton kimyasal madde gönderdi. Gazeteye bilgi veren Ameri- kalı yetkililer, Çin'in buna ek olarak mart veya nisan ayında 60 ton daha kimyasal madde göndereceğini ve bu mikların çok sayıda orta menzillı füze üretmek için yeterlı olduğunu söyledi- ler. İstihbarat raporlanna göre Pakis- tan'a da M-l 1 balistik füzelerinın uçu- şunu kontrol etmeye olanak sağlayan füze parçalan satıldı. Suriye, Pakistan veya diğer Ortado- ğu ve Güneybatı Asya ülkelerine nük- leer silah sattığı yolundaki iddialan şimdiye dek kabul etmeyen Pekin yö- netimi, ABD Dışişleri Bakanı James Baker'ın geçen kasım ayında Çin'e yaptığı ziyaret sırasında, uluslararası nükleer silahsızlanma anlaşmalanna uyacağını taahhüt etmişti. Pekin yöne- timi bunun dışında nükleer, kimyasal, biyolojik silahlann ve balistik füzelerin başka ülkelere transferini de durdur- maya istekli olduğunu açıklamıştı. Bunun üzerine ABD ile Çin arasındaki ılışkiler yumuşamış, Washıngton'un Pekin'e uyguladığı yapünmlann kaldı- nlması gündeme gelmişti. Irak'a nükleer yardım Batı sabıkalı Dış Haberier Servisi - Federal Al- manya yönetimi, Irak'a nükle- er teknoloji sağlayan ülke ve şirketlerin Üstesini çıkardı. Lis- teye göre 28 ülkeden 300'ün üzerinde şirket Saddam'ın nük- leer programına yardım etmiş. Alman Der Spiegel dergısinde yer alan habere göre Alman hükümetinin Alman Haber Alma örgütü'ne (BNfD) haarlat- tığı listede, başta ABD olmak üzere, Fran- sız, Ingiliz, Isviçre ve Italyan finnalan- nın isimleri yer alıyor. AA'nın haberine göre Almanya'nın Irak konusuyla ilgili olarak, uluslararası platformda adını temizlemeyi amaçlayan Bonn hükümetinin, Irak'ın atom sUahı imal etmesine yardımcı olan fînnalann sadece Almanlardan oluşmadığını, diğer ülkelerin de bu konuda büyük katkılar- da bulunduğunu kanıtlamak için böyle bir girişünde bulunduğu belirtiliyor. Listeye g^re 25 ABD firmasının yanı sıra, 20 Fransız, 18 Isviçreli, 17 İngiliz ve 12 ltalyan fırması ile Brezflya, Japonya, Çin, tsveç, Hollanda ve Sovyetler Birliği nrmalannın nükleer silahlanma konu- sundaki 'uzmanlıklarmı' Saddam Hüse- yin'e sundukları ve Irak'ın "atom ortakları" olduklan dile getiriliyor. Der Spiegel dergisi Almanya'nın, BM'nin isteği üzerine, Irak'a silah gön- deren fîrmalann listesini çıkaran tek ül- ke olduğu kaydediliyor. Devlet sübvansi>oııları haksız rekabet saydıyor BRÜKSEL - Sosyal demokrasi ve de- mokratik sosyalizm, sadece Türkiye'de değil, bütün dünyada, üstesinden gele- mediği çok önemli yeni problemlerle kar- şı karşıyadır. Kimileri, sorunların, ka- pitalizmin her alanda sosyalizme üstün- lüğünü kanıtlamış olmasıyla ilgili olduğunu düşünüyor. Gerçekte durum çok daha karmaşık- tır. Son 20 yılda belirginlik kazanan bi- limsel teknolojik devrim, kapitalist dün- yadaki üretim süreçlerini büyük ölçüde nitelik değişikliğine yöneltmiştir. Üreti- min aldığı bu yeni biçımler, "devletin ekonomiye müdahalesi" hususunda, sos- yal demokrasinin klasik yöntemlerini kı- sa sayılacak bir sürede geçersiz kılmıştır. Sosyal demokrasi, "insan elinin eko- nomik sürece faydalı müdahalesi"nin yeni yöntemlerini henüz icat edememiş- tir. Yani kendi evrensel işlevi olan husus- larda bu mteuk değişikliğine uyum sağla- yamamıştır. Seçmen önünde "inandın- cı" olamaması daha çok bundandır. Üretimin her yerde birbirine benzeme- si sonucu Türkiye'de de aynı kriz, seçme- ni değilse bile sosyal demokrat politikacı- lan ister istemez kendi manyetik alanının içine çekiyor. Başka bir deyişle sorun, ne bazı SHP'li siyaset adamlanmn dediğı gi- bi "sosyal demokrat görüşlenn .bütün topluma mal olmasından" ileri geliyor ne de sosyal demokrat politikacılann, kişi- sel nedenlerle birbirlerini yemesinden kaynaklanıyor. Olayı anlamak için dünyanın genel manzarasına göz atmak gerekiyor. İki nokta göze çarpıyor. 1. Ekonomi ve kısmen de diplomasi, hızla "devletlerüstü" bir niteliğe bürünü- yor. Devletin rolü azalıyor. 2. Kapitalizm, giderek daha çok mal ve daha fazla "işsız" üretıyor. Büyük üretim bthmlenae yaptlan dev- BRÜKSEL SABETAY VAROL let sübvansiyonlan, artık "haksız reka- bet" kategorisine dahil ediliyor. AT içi firmalar arasında durum böyleyken NVashington'la Brüksel, GATT çerçeve- sinde yürütülen müzakerelerde birbirle- rini, birçok sektörde haksız "devlet des- teği"yle suçluyor. Lüksemburg'daki Avrupa Devlet Di- vanı'nda Türkiye aleyhine yapılan "dampıng" şıkâyetlerı diz boyu. Şımdı de bizim teksbl itrctıaknnıızın, Pakıs- tan'm rekabeti karşısında, tehlike çanla- nnı çaldıklanna tanık oluyoruz. Yann öbürgün GAP bünyesinde ürettiğimiz ta- nm ürünlerinin dünya piyasalannda "haksız rekabet" sonucu başan kazandı- ğı suçlaması ile karşılaşırsak hıç şaşma- yalım. En "hakh" sayılabilecek gerekçe olan "ekonomik kalkınma" amaayla da olsa, devletlerin ekonomik müdahalesi giderek güçleşiyor. Güçlük, sadece finans çevrelerinin kendi liberal ideolojilerini sağa sola dikte etme arzularından kaynaklanmıyor. Dünya kapitalizminin aldığı yeni şekil ve üretim mekanizmalannda ortaya çıkan gelişmeler, "devletçilik" anlayışının eski biçimini reddeden yöntemleri adeta zo- runlu kılıyor. Ama "devlet"siz sosyal demokrat olmayı, sosyal demokratlar hiçbir ülkede henüz tam anlamıyla öğre- nebılmış değil. Öte yandan teknolojik devrim, her yer- de daha az insanla daha çok mal üretimı sağlıyor. Yeni teknoloji çağmın gerektirdiği "bilgi"lere hükmeden beyin aristokrasisi üretimdeki yerini sağlamlaştınrken, bu' bilgiden yoksun kalan çoğunluk, ara sek- törlerde "gün doldurmaya" veya doğru- dan doğruya tüketim sektörlerine "mah- kûm" oluyor. 19. ve 20. yüzyıllarda insanlan "emek köleliği"ne zorlayan ka- pitalizm, 21. yüzyılda da büyük olasıhkla insanlan "tüketici köleliği"ne yönlendi- recek. Sosyal demokrasi, "üreti- ci" olmaktan çıkan geniş kitleieri "kitle- sel" mal üretimine yönelttiği ve bu yeni tür üretkenliğin sağlayacagı refahtan uy- gun biçimde pay almalannın yöntemleri- ni geliştirebildiği oranda işlevsellik kaza- nacaktır. Başannın ıkinci koşulu da bu yöntemleri, tıpkı üretim mekanizmala- nnda olduğu gibi "devletlerüstü" boyut- ta gehşürmesınde yatmafktadır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle