19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET SAYFA HABERLER 19 İABD, sumocu ihraç etti AjTverikalı sumo güreşçisi 'Dam- perli Kamyon' Konişiki diin es- kî model Japon Surnika Shioda Ue Tokyo Oteli'nde dünya evine girdi. Amerikah işadamlarmın Japon pazanna girme çabasını bilenler "Sonunda ABD Japon- ya'ya bir ihracatı gerçekleştirdi" dediler. Reuter'in haberine göre damat 262 kilo, gelin ise eşinin beşte biri ağırhğa sahip. ABD Başkanı George Bush'un Havai doğumlu ve asıl ismi Salevaa Atisanoe olan ağır sıklet güreş- çisine kutlama telgrafı çektiği bildirildi. (Fotoğraf: AP) Operadaki kraliçe Birleşik Krallık, Kraliçe 2. Elizabeth'in tahta çıkışının 40. yüdönümü kutlamalarını aristokratik düzeyde Mozart'ın Don Giovanni Operası ile başlattı. Londra Kraliyet Operası'nda önceki gece üç buçuk saat süren konser öncesinde 2. Elizabeth, eşi Prens Philip ve oğlu Prens Edward halkın coşkulu tezahüratı ile karşılandı. (Fotoğraf: REUTER) Endonezya'da hanedan krizi AA (Cakarta) - Endonezya'da Devlet Başkanı Suharto'nun ai- lesiyle Ugili "Oğullar ve Kızlar İmparatorluğu" başlıklı yazı ne- deniyle, TIME dergisi Endonez- ya'daki abonelerine 15 gün gecik- meyle dağıtıldı. TIME dergisinin 3 şubat tarihli sayısının Endonez- ya'daki dağıtımı, ülkede 25 yıl- dır iktidarda bulunan Devlet Başkanı Suharto'nun çocukları konusundaki "Suharto'nun Ço- cuklan, Kayrüan Kapitalist De- ğil, Girişimci Olduklarını Söylüyorlar" başlıklı yaa nede- niyle 15 gün gecikmeyle yapıldı, ancak sansür edilmedi. TIME- ın yazısında Suharto'nun oğlu Bambang Trihadjmodjo'nun "Siyasi üstünlüklerim var, çün- kü Başkan'ın oğluyum. Kapılan açabilirim. şeklindeki sözlerine de yer veriliyor. Los Angeles sular altında Kaliforniya'nın güneyi ile Los Ange- les'ta altı yüdır çekilen susuzluk, ön- ceki gün beklenmedik bir şekilde son buldu-. Reuter'in haberine göre son 20 yılın en şiddetli yağmurlan Los Angeles'ı göle, caddeleri nehirlere döndürdü. Cankurtaran ekipleri, yer yer derinliği üç metreyi aşan göletler Uzerinde motorlu şişme botlarla Los Angeleslıların yardımına koştular. Beyaz Saray'da brifıng Orta Asya'da tercihTürkiye Orta Asya için işbirliği CUMHURtYET (Was- hington)- Başbakan Süleyman Demirelin VVashington ziya- reti, iki ülke arasındaki ilişki- lerde yeni bir döneme işaret ediyor. Demirel, ABD Başka- nı George Bush ile dün bir araya gelmeden önce, Beyaz Saray'da Türkiye konulu bir "geri plan" brifingi verildi. Brifıng, iki ülkenin ilişkilerin- deki yeni döneme ilişkin ipuç- lan verdi. Brifıngi veren ABD Dışişle- ri Bakanhğı'nın bir üst düzey yetkilisi, Bush yönetiminin. Orta Asya'da İran'a karşılık Türkiye'nin etkisini tercih edeceğini açık bir dille ifade etti. Yetkili, Türkiye ile ABD'nin Orta Asya ve Kaf- kasya'da işbirliği yapabile- ceklerini söyledi ve; "Türkiye, Orta Asya cumhuriyetleri için model olabilir. Demokratik- laik yapısı ve serbest piyasa ekonomisi. bu curnhuriyetle- rin sahip olmasını istediğimiz özelliklerdir" dedi. ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, bir soru üzerine de ANAP hükümetleri dönemin- de Türkiye ile ABD arasmda Irak konusunda kurulan go- rüş birliğinin, yeni hükümetle de sürmemesi için bir neden görmediklerini kaydetti. Bir gazetecinin, ABD'nin bir Kürt devleti kurulmasın- dan yana olup olmadığını sor- ması üzerine yetkili, "Tür- kiye'nin toprak bütünlüğüne kuvvetle saygı gösteriyoruz. Bağımsız bir Kürt devleti ku- rulmasına da karşıyız" yanıtı- nı verdi. Türkiye'nin son dönemde Kürt kökenli vatan- daşlanna daha çok özgürlük. demokratik ve kültürel haklar tanıdığını belirten yetkili, bu politikanın önceki hükümet- lerden farkh olduğunu söyle- di. Yetkili, PKK'yı bir terör ör- gütü olarak nitelendirdikleri- ni anımsatarak "'Türkiye'nin Güneydoğusu'ndaki sorun- lar. PKK'nın terörist saldın- lan sonucu ağırlaşmıştır. Türk güvenlik güçleri bu sal- dınlan önlemek için yoğun çaba harayorlar" diye konuş- tu. Türkiye ile ABD arasındaki ikili ilişkilerin arttınlmasın- dan yana olduklarını kayde- den yetkili, Türkiye ile ABD arasında askeri ittifakın yanı- sıra ekonomik ittifak olmasını da desteklediklerini belirterek iki ülke arasında uzun dönejn- de serbest ticaret arilaşması- nın söz konusu olduğunu söz- lerine ekledi. Yasa, komisyonda kabıü edildi Erken emeklilik 3 yü için geçerliAA (Ankara) - TBMM Plan ve Bütce Komisyonu'nda, Cum- hurbaşkanı Turgut Özal tarafın- dan veto edilen ve yaş haddi aranmaksızın kadınlann 20, er- keklerin 25 hizmet yüını doldur- Park Otel'de M Baştarafı 1. Sayfada çelerini hukuka aykırı buldu. Mahkemenin 4 Şubat 1992 tarihli karar metninde, ilgili ya- sa uyannca inşaatın durdurula- bilmesi için inşaatın ruhsatsız olması veya ruhsatlı inşaatın ruhsat ve eklerinde aykırıuk bu- lunması gerektiği açıklanarak, durdurma işleminin hukuka ay- kırı olduğu yargısına varıldı. Kararda, ayrıca Beyoğlu Be- lediyesi'nce inşaatta 'emniyet tedbirlerinin ahnmasına kadar inşaatın durdurulmasına' ilişkin diğer uygulamanın da hukuka aykınhk oluşturduğu görüşüne yer verildi. maları halinde emekli olmaları- nı öngören yasa, değiştirilerek kabul edildi. Benimsenen ve genel kurulda öncelikle görüşülmesi kararlaş- tınlan yasa, yaş haddi aranmak- sızın çalışan kadınlann 20, er- keklerin ise 25 hizmet yüını dol- durmaları halinde bağlı bulun- duklan sosyal güvenlik kuruluş- lanndan emekli olmalan imkâ- nmı getiriyor. Komisyonda verilen ve be- nimsenen bir önergeyle yasada yer alan süreklilik ilkesi değiş- tirildi, 1 Mart 1995 tarihine ka- dar geçerli olması esası getiril- di. Buna göre yasamn yürürlü- ğe girdiği tarihte veya 1 Mart 1995 tarihine kadar 20 hizmet yılını dolduran kadmlar ile 25 hizmet yıhnı dolduran erkekler, istekleri halinde emekli olabile- cekler. 1 Mart 1995 tarihine ka- dar yasa hükümleri uyannca emekliliğe hak kazananlar, bu tarihten sonra istemeleri halin- de emekli olabilecekler. BURSA ALTINCI İCRA MÜDÜRLÜĞÜ 1991/3375 Kambiyo senetlere (çek, poliçe ve emre muharrer senet) uzerinde haciz yolu ile yapılacak takip taleplerinde ödeme emri. Alacakk: S.S. tpekiş Mensucat T.A.Ş., Mensuplan TUketim Koop. Veküi: Av. Muzaffer Içer, Atatürk Caddesi Ipekçi Han Kat: 3, No: 21 BURSA Borçlu: Tahsin Kutman (Ortaklar Mobilya ve Halı) Tepebaşı Fa- tih Caddesi No: 128/E KeçiÖren/ANKARA Alacak miktan: 13.650.000.- liranın icra masrafı, işleyecek ticari faizi ve ücreti vekâlet ile tabsili. Senet tarihi: T.lş Bankası Keçiören Şubesi'ne ait 28.4.1991 tarihli çek. Yukanda adı geçen borçluya normal yollardan tebligat yapılama- dığından, 163 örnek ödeme emrinin Türkiye'de münteşir bir gazete ile ilanen tebliğine karar verilmiş olup, Bu nedenle, Yukanda yaalı borç ve aıasraflan işbu ödeme emrinin tebliğd ta- rihinden itibaren on gün içinde ödemeniz, takip dayanağı senet kam- biyo senedi niteliğini haiz değılse, keza takip dayanağı senet altındaki imza size ait olmadığı iddiasında iseniz (5) gün içinde açıkça bir di- lekçe ile Tetkik Mercil Hâkirnliği'ne bildinneniz, aksi takdirde kam- biyo senedindeki imzanın sizden sadır olmuş sayılacağı, imzanızı haksız yere inkâr ederseniz senede dayanan takip konusu alacağın % 10'u oranında para cezasma mahkûm edileceğiniz, borçlu olma- djğıruz veya borcunuz itfa veya imhal edildiği veya alacağın zama- naşımına uğradığı hakkında yetki itiraanız varsa bunu sebepleri ile birlikte (5) gün içinde Tetkik Mercii Hâkimliği'ne bir dilekçe ile bil- direrek Tetkik Mercü'nden itirazjnızın kabulüne dair bir karar ge- tirmediğiniz takdirde cebri icraya devam olunacağı, itiraz edilmediği ve borç ödenmediği takdirde 10 gün içinde 74. madde gereğince mal beyanında bulunmanız, bulunmazsanız hapis ile tazyik olunacağınız, hiç mal beyanında bulunmaz veya hakikate aykın beyanda bulunur- sanız hapis cezası ile cezalandınlacağuuz, ihtar, İşbu ilanın Türkiye'de münteşir bir gazetede yayımlanmasından itibaren 15 gün sonra tebligatın yapılmış sayılacağı, Tebbgat Yasası'nın 28. ve mütakip maddeleri uyannca ilan olu- nur. 25.10.1991 • Baştarafı 1. Sayfada ler arası çalışmalarda, Orta As- ya başta olmak üzere, Kıbrıs, Irak'taki son durum, iki ülke arasındaki ilişkiler ve PKK terö- rizmi masaya geldi. Görüşmelerde, iki Ulke ara- sındaki işbirliğinin geliştirüme- si ve derinleştirilmesi konulann- da ilke karan alındı. PKK terö- rii konusunda işbirliğinin geliş- tirilmesi ve Irak'a bu kararlar cerçevesinde yaptınmlann sür- dürülmesi konulannda da görüş birliğine vanldı. Türk ve Ame- rikan taraflan, Irak'ın toprak bütünlüğünün korunmasma iliş- kin olarak ilke birliği içinde ol- duklarını bir kez daha vurgula- dılar Heyetler arası görüşmelerin tamarnlanmasımn ardmdan De- mirel ve Bush, Beyaz Saray'ın bahçesinde gazetecilere birer açıklama yapûlar. llk konuşma- yı yapan Bush, Demirel'e olan "sevgi ve saygısını" bir kez da- ha dile getirdi ve Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin her zaman geliştirilmesinden yana olduğunu kaydetti. Tüıkiye'nin Orta Asya cumhuriyetleri için model olacağını belirten Bush, ABD'nin bu konuda her türlü yardımı yapmaya hazır olduğu- nu söyledi. Bush, Kıbns sorununun çö- zümüne yönelik olarak kısa sü- re içinde bir zirve toplanması konusunun görüşmelerde gün- deme geldiğini kaydetti ve bu konuda umutlu olduğunu bil- dirdi. Demirel de konuşmasında, dünyamn oluşumunda etkin ol- duğunu ve bunun aynı şekilde devam edeceğine inandığını kaydederek "Dost ve müttefik ABD gücünü demokratik değer ve ideallerden alıyor. Bu değer- ler de ABD'yi büyük bir ülke ve millet yapıyor" dedi. Türkiye ile ABD arasındaki gönüllü işbirliğinin, özgürlük ve meşruiyet konusundaki endişe- lerin paylaşımına dayandığını ifade eden Demirel, iki ülke ara- sındaki ilişkilerin bu nedenlerle devamlı ve verimli olduğunu söyledi. "Bugün, bu değerler üzerine kurulmuş uluslararası bir birli- ğin doğuşuna şahit olmaktan memnunluk duyuyoruz" diyen Demirel, Türkiye ve ABD ara- sındaki iki kutuplu bir dünya uzerinde varolan savunma da- yanışmasının, birleşik bir dün- yada da devam edeceğini kay- detti. Başbakan Demirel, Başkan Bush ile yeni dünya düzeninde Türk-Amerikan ilişkilerinin bo- yutlanru görüştüklerini bildirir- ken, "Köklü değişimler ile be- lirsizliklerin yaşandığı, barış ve refahın demokrasi Ue serbest pi- yasa ekonomisine dayanan böl- gesel işbirliği ve dayanışmadan geçtiği bir çağda, ortak sorum- luluklarımızın bilincindeyiz" dedi. Başbakan Demirel, sözlerini şöyle sürdürdü: "Saddam'ın güçlerinden ka- çan Kürtler, Araplar ve Türk- menlere yapılan yardımdan son- ra şimdi de dağılan Sovyetler Birliği'nden doğan bağımsız uluslara umut veriyoruz. Bu iki inarulmaz rahatlatma operasyo- nunun gerçekleşmesi için ülke- lerimiz arasında işbirliği ve bir- likte yasama ruhu ve uluslara- rası dayanışma olmalıdır. Tür- kiye, Iaik ve çoğulcu demokra- sisi ile sorunlar icindeki Ortado- ğu'da ve Balkanlar ile Sovyet- ler'in dağılmasıyla ortaya çıkan yeni bağımsız devletlerin arasın- da bir istikrar adası konumun- dadır." Demirel, konuşmasında Kıb- ns sorunununa da değindi. Baş- bakan Demirel, şunlan söyledi: "Kıbrıs sorununu yeniden gözden geçirdik. Birleşmiş Mil- letler Genel Sekreterliği aracılı- ğıyla Kıbns sorununa görüşme- ler yoluyla bir çözüm bulunma- sına olan inancımızı tekrarladık. Ada'daki iki toplumun da çı- karlannı koruyacak adil bir çö- züme ulaşmak için desteğimizi sürdüreceğiz." Başbakan, "AGÎK ve NATO ile olan yakın ilişkilerimiz, Avrupa-Atlantik bağını kuvvet- lendirmekte ve Birleşik Avru- pa'nın oluşmasına yardımcı olmaktadır" dedi ve şöyle de- vam etti: "înanıyoruz ki savunduğu- muz ve paylaştığımız değerler, verimli ve iki tarafa da yararlı bir ortaklığm oluşmasını sağla- yacak, bu da bölgesel ve global barış ve istikrara katkıda bulu- nacaktır." ( Demirel, konuşmasında, "Türklerin bütün mevsimlerde dost olduğunu" hatırlattı ve Bush ile eşine misafirperverlik- leri için teşekkür etti. ABD ile Yeni Dönem... Bush'tan Türkiye niyetine • Baştarafı 1. Sayfada cesinin göz doldurduğunu söy- lediler. Heyetler arası görüşmelerin tamamlanmasından sonra, iki lider birlikte Beyaz Saray'ın bahçesine çıkarak birer açıkla- ma yaptılar. llk konuşmayı Bush yaptı. Bush'un, kısa süren konuşmasında bir ara Demirel'- in ABD'ye kaç yıl önce geldiği- ni unutması üzerine Demirel araya girerek, "37 yü önce" de- di. Ardından sözü alan Demirel, Bush'a oranla uzun bir konuş- ma yaptı. Demirel konuşmasın- da 'Turkey' yerine 'Türkiye' sözcüğünü kullandı. İki lider Beyaz Saray'ın Gü- ney Bahçesi'nde parlayan güneş altında açıklamalar yaptılar. Daha önce saptanan zaman- lamayı aşan ikili görüşmeden sonra heyetler halinde yenen öğ- le yemeğinin mönüsünü patates çorbası, kuzu rosto, mantarlı pilav, salata ve tatlı olarak da taze böğürtlenli kremkaramel oluşturdu. yemekte şarap ola- rak da 1990 Saintsbury ve 1987 Gary Farrel içildi. Diyanefin takvimi nasıl dağıtıldı? • Baştarafı 1. Sayfada karşı en büyük düşmanın Yahu- diler ve müşrikler olduğunu açık bir ifade ile belirtmektedir. De- mek oluyor ki Yahudiler ina- nanlara düşmanlıkta en önde yer almaktadır." Dışişleri Bakanlığı 5 aralık ta- rihli sayfada bulunan "Yağmur Duası" hakkındaki yazıyı da uygun bulmadı. Bu yazı da şöy- le: "Dini bütün halkımız, içkiyi, kuman, fuhuşu, faiz yemeyi, büyüklere saygısızlık etmeyi, ekmek israfım ve ibadetlerden uzaklaşmayı Allah'm gazabını davet eden sebepler olarak gö- rür. Yağmur sıkıntısı da bu ga- zabın bir parçası olarak değer- lendirilir. Bu sebeptendir ki yağ- mur duası o bölgedeki halkın bir pişmanlık gösterisidir." Dışişleri Bakanlığı'nın bu saptamalar dışında da takvim- de sakmcalı bilgiler bulduğu, bunun üzerine de uyarı yaptığı öğrenildi. Dışişleri Bakanlığı'nın engel- leme çabalarına karşın takvim- lerin yurtdışında dağıtımının ya- pıhnasında Diyanet'ten sorum- lu Devlet Bakanı Ekrem Cey- hun etkili oldu. Ceyhun'un Dı- şişleri Bakanı Hikmet Çetin'le görüşerek takvimlerin dağıtımı- nın engellenmemesini istediği öğrenildi. Dışişleri'nin bunun üzerine takvimin dağıtınunı "görmez- likten gelme yolu"na gittiği, an- cak genelgesini de iptal etmedi- ği kaydedildi. Paris Paris Büyükelçisi Tanşuğ Ble- da ise Cumhuriyet'in konuyla il- gili sorularını yanıtlarken Diya- net İşleri Başkanlığı'nın büyük- elçiliklerdeki din görevlileri ara- cılığıyla bir takvim dağıttığını hatırlattıktan sonra "Bu takvim- ler bizim aracılığımızla getirtüip dağıtümadı. Din görevlileri sa- nırım buradaki bazı dernekler aracüığıyla takvimleri dağıtırken biz de haberdar olduk" dedi. Büyükelçi Bleda, söz konusu takvimi kendisinin de inceledi- ğini belirttikte sonra "Takvim- de bazı mahzurlar gördük ve bu görüşümüzü Ankara'ya bakan- lığa bildirdik. Bakanlık da tak- vimde bazı mahzurlar olduğunu saptadı ve bir genelge ile bu tak- vimlerin dağıtılmasının durdu- rulmasına karar verdi" şeklinde konuştu. Hollanda Hollanda Türk Büyükelçiliği Müsteşarı Seçkin Çetinelli bu takvimlerin Diyanet İşleri tara- fından elçüiğe bağlı Dini Hizmet Müşavirliği'ne yollandığını, an- cak Dışişleri'nden gelen talimat üzerine dağıtım yapümayıp elde tutulduğunu söyledi. Almanya Berlin muhabirimiz Dilek Zaptçıoğlu'nun bildirdiğine gö- re Türkiye'nin Bonn Büyükelçi- si Dr. Onur Öymen, Dışişleri Bakanlığı'ndan konuyla Ugili herhangi bir talimat gelmediği- ni söyledi. Öymen, Diyanet ta- rafından hazırlanıp Almanya'- da da dağıtılan takvimin saİcın- calı olduğuna dair bilgiler bu- lunduğunu söyleyerek, "Ancak sorumluluk Diyanet Işleri'nin- dir" dedi İngiltere İngiltere Büyükelçisi Cande- mir Onkon ise bu konuda şun- lan söyledi: "Takvimlerin gönderildiğini duydum, ama elçiliğe gelmedi. Bu konuda Dışişleri'nden bir ge- nelge de gelmedi:' Borsada 4 düşük' günler • Baştarafı 1. Sayfada du. İnterbankta yüzde 62 faizle para satanı bulamayan bankalar kendi aralannda 15-20, hatta 30 puan daha yüksek fazile para toplamak zorunda kaldılar. Bankaların kendi aralannda gerçekleştirdikleri bir gecelik borçlanmaların ağırhkh orta- lama faizi yüzde 78 oldu. Buna karşılık bankalar bir haftaya kadar olan repolara yüzde 70-75 arasında faiz ver- meye devam ettiler. Ayhk repolarda ise faiz daha düşük kaldı. Bankalar bir ayhk repo- lara yüzde 62-65 arasında faiz uyguluyorlar. Para darlığının başladığı geçen hafta ortasın- dan önce haftalık repo faizleri yüzde 56-58 düzeyinde bulu- nuyordu. Böylece repo faizle- rindeki artış yaklaşık 15 puana vanyor. Bankalann bu kadar yük- sek faizle para talep etmesi, döviz piyasasından ve borsa- dan fon akmasını sağladı. Bunun yanında piyasadaki paranın sıkışıklığında önemli bir etki yapan Ziraat Ban- kasfna para girişi olduğu, büyük para alıcısı bu banka- nın talebinin azalmasıyla bir- likte para piyasasınm ateşinin de dün akşam saatlerine doğ- ru düştüğü belirtildi. Yüzde 90'ın uzerinde seyreden bir ge- celik borçlanma oranlannın akşam saatlerinde yüzde 70'- lere doğru gerilediği, repo faiz oranlannın da yine yüzde 70'e indiği kaydedildi. Bankacılar, bugün ve yarın Merkez Bankası'nın açık pi- yasa işlemi ödemeleri olduğu- nu, bunun da rahatlamaya katkı sağlayacağını behrttıler. • Baştarafı 1. Sayfada Esenboğa ve tncirlik'ten kalkan Amerikan nakliye uçaklarını kastediyordu. Beyaz Sa- ray görüşmelerinde, Türk kökenli cumhuri- yetlere yardım etmek ve Batı'yla ilişkilerini geliştirmek için yeni yollar aranması da be- nimsendi. Bu arada bir Amerikalı yetkilinin deyişiyle, "Iaik ve demokratik bir Islam ül- kesi" olarak Türkiye'nin bu cumhuriyetlere dönük bir "model" oluşturması da artık VVashington'da bir bakıma tescil edilmiş oluyordu. Bush'la Demirel, Oval Ofis'te televizyon ve basına px>z verirlerken bir nokta dikkati- mizi çekti: Amerikalı meslektaşlarımızın iki sorusu Saddam'la ilgiliydi: "Saddam'ı in- dirmek için komplolar hazırlıyor musu- nuz?", "Türk Başbakanı'y'a görüşmeniz- de Irak'taki durumu da ele alacak mısı- nız?"... Başkan Bush bu soruları karşılıksız bıraktı. Ama görüşmelerde Türki cumhuri- yetlerden sonra ağırlık Irak ve Saddam'a ilişkindi. Amerikan tarafı, hiç kuşkusuz "Saddam'sız lrak"ın peşindeydi; bunun için elinden geleni ardına koymayacaktı. Başkan Bush'un iç politikadaki iç açıcı ol- mayan durumu da bir yerde böyle bir "ba- şarı"yı gerektiriyordu. Her iki taraf da Sad- dam'ın bugün zayıf durumda olduğunu görüyordu; yaptırımlar dahil BM kararları- nın sürdürülmesi konusunda görüş birliği vardı. Görüşmelerde Saddam'a karşı her- hangi bir "üstü örtülü eylem" vs. gibi bir konu ele alınmış değildi. Türk tarafı, Irak'a ilişkin çerçevenin Birteşmiş Milletler karar- ları içinde çizilmesine özen gösterdi. PKK terörü de gündem maddelerinden biriydi. Bu çerçevede Amerikan tarafı, PKK terörüne karşı desteğini yineledi ve bu ko- nuda işbirliğini sürdüreceğinin altını çizdi. Başkan Bush, Beyaz Saray'ın bahçesin- de bu desteği açıklarken PKK'nın adını zik- retrrtedi, yalnızca Türkiye'nin terörle sava- şını ve Türkiye'nin "egemenlik ve toprak bütünlüğü"nü desteklediklerini vurgular- ken, Demirel'in yüzü gülüyordu. VVashington dün kış ortasında baharı ya- şıyordu. Pırıl pırıl güneşli bir hava vardı. Beyaz Saray'ın South Garden adını taşıyan bahçesinde, Başkan Bush, Demirel'i "de- mokrasi ve insan hakları"ndan yana, "ülke- sindeki değişimin sözcüsü" ve "yedi kez başbakan" diye Demirel hakkında övücü sözleri dile getirirken, son olarak da "Avru- palı devlet adamı" deyimini kullandı. llginç- ti bu deyim. Nitekim Başkan Bush, "Avrupa açısından Türkiye'nin öneminin" altını çi- zerken, bir kez daha Türk tarafının duymak istediği bir noktayı yinelemiş oldu. Demirel de Türkiye'nin ABD ile AGİK ve NATO gibi forumlardaki işbirliğinin Avrupa ile ABD ilişkilerini güçlendirdiğini ve böylece "Bir- leşik Avrupa'nın oluşumuna katkı yaptığını belirtiyordu. Türk-Yunan ilişkileriyle Kıbrıs konulannda yeni bir şey olduğu söylene- mezdi. Davos'ta kaydedilen gelişme şimdi- lik memnuniyetle karşılandı. Ama yine de Amerikan tarafında Kıbrıs'a ilişkin "yakın gelecekte" birçözüm temennisi ya da umu- du geçerliğini koruyor. Balkanlar'daki ge- lişmelerde ele alındı. Bu konuda Başbakan Demirel, başta Makedonya olmak üzere Türkiye'nin geçen hafta tanımış olduğu dört cumhuriyetle ilgili görüşlerini anlattı. Be- yaz Saray'ın bahçesinde Demirel, Başkan Bush'un yanında sözlerini şöyle noktaladı: "ABD ile, güçlendirilmiş ve geliştirilmiş bir ortaklık çerçevesi içinde, her alanda çok boyutlu ve çeşitlendirilmiş bir işbirliğinden yanayız." Başta Demirel ile heyet üyeleri görüşmelerden çok memnun çıktılar. Dün- kü Beyaz Saray buluşmasıyla Türk- Ameri- kan ilişkilerinde yeni bir döneme giriidiği söylenebilir. SHFde öıgüt operasyonu^5 ^Baştarafı 1. Sayfada üyesinden 9'u görevinden istifa etti. Yönetim kurulunda İl Baş- kanı Kadir Bıırhan dışında Seydi , Seçkin, İbrahim özkaya, Nezi- he Şanal, Müyesser Ergüzel ve Melahat İşcan kaldı. İl başkanı Kadir Burhan, SHP'ye güvenen- lerin hükümet ortakhğından önemli beklentileri olduğunu belirterek bunu yıkacak hiçbir siyasi karara imza atmayacağı- nı söyledi. İstanbul U örgütünde ise il başkanı Bozkurt Nuhoğlu Ue birlikte il saymanı Mustafa Kü- çüköner, yönetim kurulu üyele- ri Fikret Yılmaz, Süleyman Kı- Kilercioğlu açıkladı 9 yolsuzluk dosyası incelemede CUMHURİYET (Ankara) - Yolsuzluklan soruşturmakla görevli Devlet Bakanı Orhan Kilercioğlu, ciddi yolsuzluk ve usulsüzlük bulgulan taşıyan 9 dosya Uzerinde çalıştıklarını açıkladı. Kilercioğlu'nun koor- dinasyon toplantısında yaptığı açıklamaya göre soruşturulan konular şunlar: 1. Otoyol ihalelerinin ihale öncesi ve sonrası uygulamalan, fıyat farkı ve avans ödemeleri, sözleşmelerde görülen aksaklık- lar ve işlerin tamamlanmasında- ki gecikmeler. 2. Türkiye Emlak Bankası başta olmak üzere bazı kamu bankalannda mevzuata aykın uygulamalar, kaynaklann iyi kullanılmaması, banka zararına sebep olunması. 3. Göçmenler için inşa edilen 21 bin 488 adet konutun müte- ahhitlere verilmesi sırasında usulüne uygun ihale yapılma- ması, yer teslimi yapılmadan avans ödemeleri. 4. Hayali ihracat. 5. Bazı vakıflarla Ugili iş- lemler. 6. Fonlarla Ugili mevzuata ay- kın uygulamalar. 7. Bazı kamu iktisadi teşeb- büsleriyle Ugili uygulamalar. 8. Bazı indirekt iffset anlaş- maları. 9. Yapılmakta olan barajlar- la ilgili erken bitirme avansı ödemeleri. lıç ve Yılmaz Alpay'ın istifa ede- cekleri öğrenüdi. Ü başkam Nu- hoğlu'nun, bu konuda Ankara- da genel merkez yöneticileriyle görüşmeler yaptığı beürtüdi. İs- tifaların ardından yönetimde doğacak boşluk nedeniyle MYK'nın İstanbul örgütünü gö- revden alacağı, ardından atana- cak yeni yönetimin 45 gün için- de olağanüstü kongreye gitmesi gerekecek. Aynı planın Ankara, Konya ve Diyarbakır için de söz konu- su olduğu belirtildi. Ancak bu konuda, genel merkezin önce- likle bu U yönetimlerinden bazı istifalar bekleyeceği öne sürülü- yor. Öte yandan beş büyük ile yö- nelik yönetim değişikliği girişi- mi, "örgütleri okus-pokus yön- temiyle görevden ahna zafıyeti" olarak yorumlandı. Yeni Sol gnıptan Içel Mületvekili İstemi- han Talay, "Bir kurultay bitmiş, iyi kötü bunu herkes içine sin- dirmiştir. tktidar da sorunları çözeceğiz iddiası içindeyken parti yönetiminin kısır cekişme- ler yaratması zararlıdır. Bu SHP yönetiminin zafiyetini ortaya koyar. Geçmişte de bunun yan- lışlığı kanıtlanmıştır" dedi. SHP Genel Sekreteri Cevdet Selvi ise kurultaydan sonra ge- çen iki haftauk sürede görev bö- lüşümü yaptıklannı belirterek "Bu arada iUerimizde şu geliş- ti; merkez yenilendi. Güven ta- zeledi. O halde iUer niye tazele- mesin? İUer yeni bir seçime gi- rip yeni bir canlanma, yeni bir kan neden olmasın diye arala- nnda konuşuyorlar" dedi. SHP Genel Sekreter Yardım- ası Sedat Doğan da örgütle il- gili gelişmelerin bir iki gün için- de netleşeceğini söyledi. KULIS • Baştarafı 1. Sayfada THY Yönetim Kurulu uyesi, Halk Bankası eski genel müdürlerinden Ahmet Ertuğrul'la karşılaşmış. "Hayrola geçmiş olsun", "Hayırh olsun" gibi mutat girişten sonra Ahmet Ertuğrul, Pehlivanh'ya sonnuş: — Yahu Mümtaz hayrola, senin yerin sağlam diye duymuştuk, DYP'ye ve Baba'ya (Demirel) yakın çevreler de 'Mümtaz kesin yerinde kalır' diyorlardı. Son anda bir Çeyler mi oldu? Neden alıyorlar seni görevden? Hafıfçe tebessüm eden Mümtaz Pehlivanlı, kısa ve özlü bir yanıt vermiş: —Vallahi üstat, geçen dönemde Devlet Bakanı Sayın Cavit Çağlar'ın bizden kredi talepleri vardı. Biz, Çağlar'ın şirketlerinin riskini yüksek bulduğumuz için bu talepleri karşılayamadık. Büyük bir ihtimalle o yüzden. Belki başka sebepleri de vardır, ama büemiyonım. Sahi seni niye almışlardı? Her zamanki sevimli kahkahalanndan birini patlatan Ahmet Ertuğrul: —Deme yahu. Beni de, 'Çağlar'ın şirketlerine niye kredi verdin' diye görevden almışlardı. Gerçekten, başlangıçta adı "gidiciler" arasında geçmediği halde, Mümtaz Pehlivanlı, birdenbire görevden ahnmasına ilişkin kararnamesinin Köşk'e gittiğini duymuştu. Kendisi Başbakanhk Müşavirliği'ne kaydınlıyor, yerine de Sezgin Taşkıran'ın getirümesi öngörülüyordu. Pehh'vanlı, kendi selefıyle olduğu gibi halefıyle de medeni ve dostça bir diyalog kurmuş, görevden alınmadan önce yönetim kurulunu toplamayacağını, alınacak kararlan kendisine bırakacağım söylemişti. Halef-selef anlaşmış, ancak ikisinin kararnamesi de Köşk'e takıhp kalmıştı. 9 ocaktan beri kararnameler imzalanmıyor, Pehlivanh ve Taşkıran arasındaki centilmen anlaşması doğrultusunda bir ayı aşkın süredir yönetim kurulu da toplanmıyordu. Pehlivanh, bir yandan gidiş hazırhklannı sürdürüyor, bir yandan da Taşkıran'ın kaderinin iki eski genel müdürünkine benzememesini diliyordu. Kimbilir, belki de bazı şahsiyetlerin kredilerine dikkat etmesini öğütlemesi gerekiyordu....
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle