Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 ŞUBAT1992 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
DIŞHABERLER 11
Walesa suçladı
• AA (VMŞOV») - Polonya Devlet
Başkanı Lech Walesa, Batı ülkelerinin
eski Sovyct cumhuriyetlerine daha
fazla acil yardımda bulunmalan
gerektiğini söyledi. Walesa, AP'ye
verdiği demeçte Batı'yı, PoJonya'yı
yiyecek ve giyecek seline boğarken,
Olkede istikran sağlayacak fabrikalann
tnodemizasyonu için çok az miktarda
yardım yapmakla suçladı. Yiyecek ve
içecek yardımlannın kısa vadede
önemli olduğunu, ancak uzun vadede
bir ülkenin kalkınması için sanayisinin
geliştirilmesi gerektigini belirten
WaJesa, Bağımsız Devletler Topluluğu
ülkelerine de bu şekilde yardım
yapılması gerektigini söyledi.
Kılıçla saldın
• AA (Tokyo) - Japonya'da bir elinde
kılıç, bir elinde tabanca olan bir
kişinin, hükümetin istifasını taJep
ederek, iktidar partisi genel merkezini
bastığı, ancak daha sonra teslim
olduğu bildirildi. Basın organları
tarafından asın sağcı olarak
tanımlanan saldırgan, LDP merkezine
bir pencerenin camını kırarak girmiş
ve muhafızlara bir el ateş ettikten
sonra, başbakan ve parti genel
başkanı Kiichi Miyazawa'mn
makamına girmişti. Japonya saatiyle
bu sabah gerçekleşen olay sırasında,
Miyazawa'nın partide olmadığı
belirtildi. Yetkililer saldırganm 1955
yılından bu yana aralıksız olarak
yönetimde bulunan LDP'nin iktidan
lerk ederek kendisini feshetmesini
talep eden bir bildiri taşıdığını da
açıkladılar.
Fransa'da gensonı
• CUMHURİYET (Paris)Sağ muhalefet
partileri, dün hükümete yönelik bir
gensoru önergesi verdiler. Dünkü
parlamento toplantısında Filistin Halk
Kurtuluş Cephesi lideri George
Habbaş'ın tedavi amacıyla Fransa'ya
gelmesi tartısıldı. Daha önce yapılan
açıklamalarda, Sosyalist ve Fransa
Komünist Partisi milletvekilierinin
gensoru önergesini kabul etmeyecekleri
belirtilmişti. Fransa Sosyalist Partisi
jşiderek oy kaybediyor. önümüzdeki
aylarda yapüacak yerel seçimlerde
oylann sadece ytizde 20'sini alabileceği
öngörülüyor. Habbaş krizi, sosyalist
hükümete dört bakana maJ oldu.
Muhalefet önde
• AA (Biikreş) - Romanya'da pazar
günü yapılan yerel seçimlerde,
komünizm aleyhtan Birleşik
Demokratik Muhalefet Partisi dnde
gidiyor. Birleşik Demokratik
Muhalefet ile eski komüoistler
arasıoda bir sınav niteliğinde olan
yerel seçimlerde, ülke genelinde
seçmenlerin yüzde 75'inin oy
kullandığı bildirildi. Şimdiye kadar
sayılan oylara göre, başkent Bükreş'te
muhalefet adayının yüzde 10'luk bir
fark ile komünist adaydan önde gittiği
duyuruldu.
İrlanda'ya başbakan
• AA (Dublin) - Irlanda
Parlamentosu, önceki gün istifa eden
Charles Haughey'den boşalan
başbakanlık görevine, Maliye Bakanı
Albert Reynolds'ı seçti. Irlanda
Başbakanı Charles Haughey, davası
yıllardır süren bir telefon skandalına
adının karışması nedeniyle istifa
etmişti. Irlanda'da başbakan,
parlamentoda yapılan seçimle
belirieniyor.
ABD elçisi Battıkta
• AA (Wuhington) - Sovyetler
Biriiği'nin dağılma sürecinde ilk
bagımsızlık bayrağını açan Baltık
devletleri Litvanya, Lctonya ve
Estonya'ya atanacak ilk ABD
büyükelçileri belli oldu. ABD Başkanı
George Bush'un belirlediği üç isimden,
Vilnius'daki ABD Işgüderi Darryl N.
Johnson Litvanya Büyükelçiliği'ne
atanacak. Letonya Büyükelçiliği'ne,
ABD dışişlerinde Sovyet uzmanı olan
ve Leningrad ile Stockholm'de çeşitli
görevler alan Ints M. Silins, Estonya
Büyıikeiciliği'ne de Tallinn'deki ABD
Işgüderi Robert C. Frasure getirilecek.
Letonya'ya atanacak Silins, bu ülkenin
başkenti Riga'da doğmuş.
Kmer esir bıraktı
• AA (Bangkok) - Kamboçya'da 13
yüdır Vietnam yanhsı hükümete karşı
savaşan Kızıl Kmerlerin ellerinde
tuttuklan bütün esirleri serbest
bıraktıklannın sanıldığı bildirildi.
Kamboçya'da hükümet ve Kızıl
Kmerler araanda imzalanan banş
anlaşmasma göre, tutuklulann serbest
bırakılmasını denetleyen uluslararası
Kızıl Haç Komitesi yetkilileri, ülkede
yaptıkları incelemeler sonucu, Kızıl
Kmerlerin halen elierinde esir
tuttuklanna dair herhangi bir kanıta
rastlamadıklarını belirttiler.
Şam ve Tahran, ortak stratejik araştırmalar yapmak amacıyla yakında bir anlaşma imzalayacak
Suriye ile İran arasında gizli askeri paktDış Haberier Servisi- Suriye ve İran, askeri konularda işbirliği yap-
mak amacıyla gizli bir pakt oluşturmaya hazırlanıyor. Yakın bir
tarihte imzalanması beklenen kuruluş anlaşması, iki ülkenin ordu-
ları arasındaki işbirliğinin güçlendirilmesini ve ortak stratejik
araştırmalar yapılmasını öngörüyor. Batılı kaynaklar, Suriye-İran
işbirliğinin, kimyasal ve diğer konvansiyonel olmayan silahların
ortak üretimini de kapsayacağından kaygı duyuyorlar.
Ingiltere'de yayınlanan Economist
dergisinin yan yayını olan Foreign Re-
port bülteninin haberine göre, Sunye ve
iran yönetimleri arasında pakt kurma
çalışmaları geçen yaz aylanndan bu yana
büyük bir gizlilik içinde sürdürülüyor.
Geçen ekim ayında iki ülkenin üst düzey
askeri yetkililerinin arasında yoğunlaşan
trafik sonucunda büyük ölçüde ortaya
çıkan anlaşma taslağının. yakında ta-
mamlanması bekleniyor.
Foreign Report'un. bazı istihbarat
kaynaklanna dayanarak verdiği habere
göre. imzalanacak anlaşmayla birlikte
yürürlüğe girecek olan Suriye-İran gizli
paktı. iki ülkenin her türlü askeri etkin-
İiklerinde işbirliği yapmasını öngörüyor.
İki ülke bundan böyle kara. hava ve de-
niz kuvvetlerinin çalışmalannı işbirliği
içinde gerçekleştirecekler.
İmzalanacak anlaşmada, Şam ve Tah-
ran yönetimlerinin ortak stratejik araş-
tırmalar yapacaklan da belirtiliyor. Sözü
edilen stratejik araştırmalann niteliğinin
açıkça ortaya konmamasına karşın. Ba-
tılı kaynaklar, bunun Suriye ile İran'ın
konvansiyonel olmayan siiah üretiminde
de işbirliği yapacağı anlamına geldiğini
savunuyorlar. Bu kaynaklara göre. iki
ülkenin ortaklaşa kimyasal silah üretece-
ği yolunda işaretler var, ancak nükleer
silah yapımı konusunda bir girişimin
olup olmadıgı konusunda bilgi bulun-
muyor.
Suriye-İran gizli paktının henüz res-
men kurulmamış olmasına karşın, Fore-
ign Report'a göre, paktın hedeflerinin bir
kısmı şimdiye dek yapılan çalışmalarla
gerçekleştirildi. Geçen yaz aylannda iki
tarafta da üst düzeyli askeri yetkililerle
oluşturulan çalışma gruplarının yürüttü-
ğü hazırhk çalışmalan, Suriye ordusu-
nun Genelkurmay Başka;.ı General
Hikmet Şihabi'nin eylül ayında İran'a
yaptığı ziyaret sırasında resmiyet kazan-
dı.
25 eylül tanhinde İran'ın başkenti
Tahran'a giden General Şihabi, 1 ekime
kadar kaldığı Tahran'da İran Cumhur-
başkanı Ali Ekber Haşimi Rafsancani,
Savunma Bakanı Ekber Turkan ve İran
ordusunun tüm generalleriyle görüştü.
Bunun dışında, General Dalati liderliğin-
rleki hir Surive askeri delegasyonu da
geçen kasım ayında birkaç ay kalmak
üzere Tahran'a gitti. Suriye delegasyonu-
nun Tahran'da kaldığı süıe içinde, iki
ülke arasındaki stratejik işbirliği anlaş-
masını somutlaştıracak çalışmalarda bu-
lunacağı bildiriliyor.
Foreign Report'un haberine göre, iki
ülkenin çalışmalarını büyük gizlilik için-
de sürdürmelerinin nedeni, bölgedeki
ülkelerin -İsrail başta olmak üzere- bugi-
rişimden rahatsızlık duyacakları yolun-
daki kaygı.
Batılı kaynaklar, Suriye'nin Çin'den
nükleer teknoloji satın aldığı yolunda
bulgular olduğunu anımsatarak, Suriye-
İran ittifakının tehlike oluşturabileceğini
savunuyorlar.
Atina, Ankara'nın, Orta Asya'dan sonra Balkanlartlaki Türklere de sahip çıkmasından endişeli
Yunanistan'ın TürkiyekorkusuSTELYO BERBERAKİS (Atina) - Yunanistan, Türkiye'nin
diplomatik ataklan karşısında her zaman "ihtiyatlı" ha-
reket ediyor ve Türkiye'yi kendisine yönelik bir "tehdit"
olarak görüyor. Bu durum iki ülke arasında yıllar yılı sü-
ren "güvensizlik duygularından" kaynaklanıyor.
Türkiye'nin uluslararası Arena-
da atacağı her adımı yakından izle-
yen ve buna bir anlam vermeye
çalışan Yunanistan. özellile bu dö-
nemde Türkiye'ye karşı "gardını"
alniış durumda.
Sovyetler Biriiği'nin dağılmasıy-
la ortaya çıkan Türki cumhuriyet-
lerden başka Türkiye'nin Balkan
ülkelerindeki Müslüman ve Türk
kökenli azınlıklara da sahip çıkma-
sı Yunanistan'ı oldukça tedirgin
etmeye yetiyor. Buna ek olarak
Türkiye'de son on yıl içinde kayde-
dilen ekonomik kalkınmayı da göz
önünde bulunduruvor.
Türk-Yunan ilişkileri bir raya
oturmuş ve Kıbns sorununa her-
hangi bir çözüm şekli bulunmuş
olsaydı; Yunanistan'm Türkiye'ye
bakış açısı da değişik olurdu kuş-
kusuz Ama şimdiki durumda Yu-
nanistan'm Türkiye'ye duyduğu
güvensizliğin Türkiye'nin Yuna-
nistan'a duyduğu güvensizlikten
çok daha fazla olduğu bir gerçek.
Aynı Türk halkının. Yunan halkı
hakkında daha fazla bilgi sahibi ol-
duğu gibi... Bunun da doğal olarak
birçok tarihi, siyasi ve sosyal ne-
denleri var.
Yunanistan'm "fobiler"i. Tür-
kiye'nin "yayılmacı bir siyaset" iz-
lediği kanısından kaynaklanıyor ve
bunun en canlı örneği olarak Kıb-
ns'taki Türk birlikleri gösteriliyor.
Ege Denizi'ndeki Türk-Yunan an-
laşmazlıklan çerçevesinde Tür-
kiye'nin Ege'deki Yunan adalan
bir yana, Batı Trakya'daki Müslü-
man Türk azınlığına sahip çıkma-
sıyla Türkiye'nin Yunanistanın bu
bölgesinde de "gözü olduğu" gibi
imajlar yaratılıyor. Bu imajlara
"kaynak" olarak da çeşitli Türk
resmi ya da askeri kişilerin zaman
zaman bu konularda yapmış ol-
duklan açıklamalar ya da yayınla-
nan haritalar gösteriliyor..
Başbakan Süleyman Demirel'in
ABD ziyaretinin getireceği sonuç-
lann hangi yöne bulunacağını da
merak eden Atina, ABD Başkanı
George Bush'un Kıbrıs konusunda
Demirel'e bir dizi "nasihatlarda"
bulunacağını ümit ediyor.
Türkiye'nin Körfez savaşından
ve Sovyetler'in dağılmaşından son-
ra bölgedeki rolünü ik\ katına çı-
kartmış olması Yunan siyaset
dünyası tarafından kabul ediliyor.
Ancak bu, çeşitli yönlerde yorum-
lanıyor. Körfez savaşına kadar
Türkiye'nin ABD ve NATO hima-
yesinde, SSCB "tehditine" karşı
bölgede bir jandarma rolü oynadı-
ğına inanılıyordu. Savaştan sonra
bu konumunu kanıtlayan Tür-
kiye'nin SSCB'nin dağılmaşından
sonra da bölgedeki önemini değil
yitirmek, daha da arttırdığının bi-
lincine varıldı. Türki cumhuriyetle-
re doğal olarak vakın ilffi eösteren
Türkiye'nin şimdi de Balkan ülke-
leriyle geliştirdiği ilişkiler Yunanis-
tan'm oldukça tedirgin olmasına
yol açıyor.
Newsweek'tea
>ranffurtrrAll(|rmrinr
Filipinler: Seçim şenliğinde konfeti yağmuru
Filipinier, 11 mayısta yapüacak olan devlet baş-
kanlığı seçimi için yürütulen kampanyalarla bir
bayram havası yaşıyor. Devlet Başkanı Corazon
Aquino bu kez adaylığını koymadı. Aquino'nun
desteklediği aday Fidel Ramos. Devlet başkanlı-
ğının en güçlü adaylarından biri olan Ramos se-
çildiği takdirde başkan yardımcüığını da Emilio
Osmana üstleneceİc. Ramos ve Osmana, önceki
gün Ramos'un seçim bölgesi Pangasinan'daydı.
Kent halkı iki lideri büyük coşkuyla karşıladı ve
onlan konfeti yağmunına tuttu. Seçmenlerinin sı-
cak ilgisi Ramos ve Osmana'yı da mutlu etti.
Lockerbie dosyasında ajan bilmecesi
Dış Haberier Servisi - Batılı ül-
kelerle Trablusgarp yönetimi bu
kez Lockerbie faciasından sonımlu
tutulan iki Libyalı ajanın nerede ol-
duklan konusunda karşı karşıya
geldiler. The Washington Post ga-
zetesinde yer alan bir habere göre
iki ajanın idam edilmiş olmalan
olasılığı çok yüksek. Ancak bu id-
dia üzerine bir açıklama yapan Lib-
yalı yargjç, halen sorgulamalan
süren iki Libyalının sağ olduklarını
bildirdi.
AFP'nin The Washington Post'a
dayandırdığı habere göre CIA kar-
şıterör birimi eski şefi Vincent Can-
nistrano. Abdül Besit Ali El Meg-
rahi ile Leman Halife Faime'nin
"ortadan kaybolduklannı ve bulu-
namayacaklarını" açıkladı. Can-
nistrano, Avrupalı ve Ortadoğulu
istihbarat örgütlerinden ajanlann
"idam edildikleri" yolunda bilgi al-
dığmı da kaydetti.
Eski CIA şefine göre Libya, 1988
yılında Iskoçya'nın Lockerbie ka-
sabası üzerinde infilak eden Pan-
Am uçağını düşürmekten sorumlu
tutulan iki ajanın kaçınldığını id-
dia edecek. Gazetede yer alan açık-
lamada, Trablusgarp yönetiminin,
Lockerbie ve 1989 yılında 171 yol-
cunun ölmesine neden olan ve Ni-
jerya üzerinde meydana gelen kaza
ile ilgili tüm şahitleri ortadan kal-
dırdığı da ileri sürüldü.
Libya'da her iki ajanın soruştur-
masını yürüten yargıç Ahmet Ei
Zevi, Reuter'e yaptığı açıklamada,
iki Libyalının da sağ olduğunu ve
"isteyenin onları görebileceğini"
açıkladı. El Zevi, "Bu iddianın
doğru olmadığını söyleyebilirim.
Her iki sanık iki gün önce Trablus-
garp yüksek mahkemesine getirildi
ve yardımcılanm tarafından soruş-
turmaya alındı" dedi.
ABD Başkan Yardımcısı Dan
Quayle, Libya lideri Albay Kad-
dafi'ye yönelik çağnyı yineleyerek,
Lockerbie sabotajıyla ilgili olarak
yargılamak üzere istedikleri iki
Libyalı ajanın teslimini istedi ve
"Sonsuz sabnmız olmadığını anla-
sa iyiolur"dedi.
Cezayir'de hava dumanlı
Cezayir'de iktıdara gelen Muhammed Boudiaf. kendi
politikasını destekleyen güçlere sahip. BugüçlerCezayir'in
içinden çok dışında kümelenmiş bulunuyor. Cezayir'de
hava dumanlı, halk bölünmüş durumda. Kendileride
İslamcı-köktenci akımlarla mücadele eden Tunus ve Fas da
nefesini tutup Cezayir'deki kanlı olaylan seyrediyorlar. Bu
ülkeler için turizm gelirleri deyabana atılmayacak önem
taşıyor. Tunus ve Fas resmi yorumlarda:ı kaçmsalar bile
iktidan son anda İslamcıların efinden alan ordunun örtük
darbesini memnuniyetle karşıladı. Bu özellikle Fas için
geçerlidır. Boudiafneredeyseotuzyıl Fas'ta sürgünde
yaşamıştır: krala şükran borcu vardır. II. Hasan, himaye
ettiği Boudiaf ın politik Islamın iktidara gelmesini önlemek
için elinden geleıii yapmasını bekliyor. Batı'da ise ilk planda
eski sömürgedevleti Fransa, Akdeniz'in öteki yakasında
durumun sakinleşmesini istiyor. Cumhurbaşkanı
Mitterrand ikinci seçimlerin iptalini ve askerlerin başa
gelmesini sert sözlerleeleştirdi, ama Islamcılann son anda
engellenmesi genelde memnuniyetle karşılandı. Fransa"da
üçmilyon Müslüman yaşıyor. Çoğu Mağrib'den geliyor.
FlS'm iktidara gelmesi haünde Fransa'ya ikinci birgöç
dalgasıyaşanırdı. (llşubat)
FINANCIALHMES
Türkiye'ye yeni rol
Yıllardır Avrupa'nın ve NATOnun yoksul akrabası rolünü
oynayan Türkiye, sonunda kendisine yeni birjeopolitik rol
buldu. Sovyetler Biriiği'nin dağılması, Türkiye'ye,
ABD'nin de teşvikiyle sadece komşusu Kafkasya'da değil,
aynı zamanda eski Sovyet Orta Asya'sındaki 50milyon
Türkçe konuşan Müslüman arasında da yeni bir siyasi
nüfuzalanı kurma fırsatını veriyor. Bu bölgede İran,
Türkiye için güçlü bir rakip. Ancak son zamanlarda ardı
ardına Türkiye'ye giden Orta Asyalı liderler, İran ve Suudi
Arabistan'ın sert İslamcı modellerini değil, Türkiye'deki
ılımlı İslamı ve Batı ekonomisini kopya etmek istediklerini
ortaya koydular. Türkiye ise. bu cumhuriyetlere çok
ihtiyatlı bir yaklaşım sergiliyor. Türk işadamlan, şu anda
Azerbaycan'da en çok göze çarpan işadamlan olmalanna
karşın, Orta Asya'da sayılan Pakistanlı, İranlı, Afgan ve
Güney Koreli işadamlannın çok gerisinde kalmaktadır.
Bunun bir nedeni, Türkiye'nin ticari geleceğinin Orta Asya
ile değil, Rusya ile ilişki kurmakta yatüğı şeklindeki
serinkanlı yaklaşım olabilir. (1 lŞubat)
Japonya düşman değil
Pek çok Amerikalmın Japonya'yı ABD'nin yeni düşmanı
olarak görmeye başlaması oldukça şaşırtıcı. Japonya, kendi
topraklannda yabancı yatınmlan engellemesi ve yabancı
mallann ülkeyegirişini olağanüstügüçleştirmesi nedeniyle,
pek çok ülkeden tepki topluyor. ancak ABD'de Japonlara
gösterilen tepki diğer ülkelerdekinden çok daha fazla.
Japonya'ya düşman gözüyle bakmak ABD için oldukça
risklidir ve kendi ulusal çıİcarlanna ters düşmektedir.
Japonlann çoğu, eleştiriye karşı fazlaca duyarlıdır ve her an
tepkileresinirlenerek intikamalmapeşinedüşebilirler. Borç
içinde yüzmekte olan Amerika, prestijini korumak, diğer
ülkelere yardımda bulunmak, bilimsel araştırmalan
sürdürmek ve kirliliği kontrol edebilmek için bile
Japonya'yagereksinimduymaktadır.(lOŞubat)
Yapımına para yetiştirilemeyen Manş tüneli bir yıl gecikmeyle 1994'te hizmete girecek
Manş tünelinin iki yakası bir am>a gdmiyorEDİP EMİL ÖYMEN (Londra) - Yüzyıhn mühendislik harikası geci-
kiyor. İngiltere Adası'nı Avrupa kıtasına bağlayacak Manş Tü-
neli için para yine bitti. Tamamen özel girişimle yapılan, İngilte-
re ve Fransa'dan devlet desteği almadan inşa edilen tünele para
yetişmiyor. 1993 haziranında açılması beklenen tünel en az bir
yıl gecikecek. Gecikmenin faturası her ay için 1 trilyon Türk Lirası.
Tüneün yaklaşık 50 trilyon liraya mal
olacağı sanılıyordu. Hesap şu anda 80 tril-
yonda duruyor. Hükümetler, işi en başın-
dan özel sektöre bıraktıkları için kanşmı-
yorlar. Ama birbirlerini, "özel sektörleri-
ne çekidüzen vermeleri için" el altından
uyardıklan biliniyor. Öte andan ingiltere,
adaüğını ne kadar geç kaybetse maneyi ba-
kımdan o kadar kârlı sayıyor kendisini. Za-
ten Ingiliz tarafı gayet yavaş; tünel yapılıp
bitse dahi, Londra'yı Avrupa'ya bağlaya-
cak özel demiryolu ortada yok, özel tren-
ler ortada yok. Londra'da trenin gelip du-
racağı dev istasyon inşa ediliyor, ama yeri
hâlâ tartışmalı... Fransızlar ise tüneün ge-
cikmesini, Ingiltere'nin aleyhine kullana-
cakları bir koz olarak görüyorlar... Tüne-
ün yapımım üstlenen 10 Ingüiz-Fransız fır-
ması şimdi yeniden hisse senedi ihracına
başlayacaklar.
Tüneldeki gecikme, Manş kıyılan arasın-
da çalışan feribot şirketleri için ek bir ne-
fes alma süresi. Tünel açıldıktan sonra şir-
ketlerle limanlann şimdiki cirolan er geç ta-
rihe kanşacak. Halen yılda 2 mılyon ton
ytlk taşınıyor iki kıyı arasında. Tünelin iş-
letmeye açılmasıyla bunun 7 milyon tona,
2003 yılında ise 11 milyon tona çıkacağı he-
saplanıyor. Tünel, özellikle Manş'ı en kısa
yoldan geçen feribotlar için ölüm fermanı
anlamında. Paris'ten, Brüksel'den veya
Londra'dan hemen karşı kıyıya gecmek is-
teyen, trene binecek ve bir iki saat içinde
karşı kıyıda olacak. Feribotun külfetine ve
zaman kaybına gerek yok. Gelecek, Manş
kıyılarında şimdiden yaşanıyor: İngiliz,
Fransız, Belçika ve Hollanda feribotlann-
da hizmet kalitesi eskisi gibi değil. Artık as-
gari hizmet sözkonusu. Sadece otomobü ve
yolcu "nakliyatı" ile yetiniyorlar. En ya-
kın iki liman arasında "horvercraft" ile ya-
nm saat, uzak limanlar arasmdaysa 5-6 saat
süren Manş geçişleri daha şimdiden külüs-
türleşti. Lüks birer yolcu gemisi görünü-
mtjndfeki feribotlarda artık yemek, yatak,
kabin hizmetleri, vergisiz abşveriş, hatta tu-
valetlerin temizlenmesi gibi diğer hizmetle-
rin kalitesine fazla aldırış eden yok. Gecikmenin aylık faturası 1 trilyon lira.